7. KONGRE YE G DERKEN...



Benzer belgeler
Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif

JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

Endüstri 4.0. nsanl n Gelece i. Tümüyle bilgisayar

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

Mustafa Kemal in Bursa da Ö retmenlere Konuflmas

DEVRİM KOLEKTİF DEHADIR Toplumda her gün tekrarlanan, olup biten olaylara yüzeysel bakmak yaygındır, neredeyse bir düşünce sistemi özelliği

30 > 35. nsan Kaynaklar. > nsan Kaynaklar Yönetimi > Personel E itimleri > Personel Otomasyonu

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz.

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

Genel Yay n S ra No: /20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Ekonomi Alan ndaki Uygulamalar ve Geliflmeler 2

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

13. HAFTA PFS105 TÜRK EĞİTİM TARİHİ. Prof. Dr. Zeki TEKİN.

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

stanbul Kültür Üniversitesi, Türkiye

Mesle imizin ve hukuk devletinin teminat olan genç avukatlara arma and r. stanbul Barosu SEM Yürütme Kurulu

Yeniflemeyen Zarlar B:

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

TOPLUMSAL ETK NL KLER

YEN DÖNEM DE DENET M MESLE NE HAZIRMIYIZ?

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

TÜRK YE DE A LE Ç fi DDET Ülke Çap nda Kriminolojik-Viktimolojik Alan Araflt rmas ve De erlendirmeler

K atma de er vergisi, harcamalar üzerinden al nan vergilerin en geliflmifl ve

KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANLIĞI (KOSGEB) KOBİ VE GİRİŞİMCİLİK ÖDÜLLERİ UYGULAMA ESASLARI

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 14 ve 49 uncu maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

STRATEJ K V ZYON BELGES

Bir Ülke Bir Bayrak. Temel Kaynak 5. Toplum Hayat m z

Kap y açt m. Karfl daireye tafl nan güleç yüzlü Selma Teyze yi gördüm.

Türkiye Cumhuriyeti ne YAHUD SOYKIRIMI SUÇLAMASI

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onikinci kez gerçekleştirilmiştir.

REFORM EYLEM GRUBU BİRİNCİ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 8 KASIM 2014

YÖNTEM 1.1. ÖRNEKLEM Örneklem plan l seçim ölçütleri

SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

YENİ DÜNYA DÜZENİNDE İNSANIN ÖRGÜTTE DEĞİŞEN ROLÜ

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

Çeviren: Dr. Almagül sina

PROMOSYON VE EfiANT YON ÜRÜNLER N GEL R VE KURUMLAR VERG S LE KATMA DE ER VERG S KANUNLARI KARfiISINDAK DURUMU

Türk Bas n ve Gazetecilik Tarihi

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

Gelece in Bilgi flçilerini Do ru Seçmek: Araflt rma Görevlisi Al m Süreci Örne i

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun

Gazi Osman. Tarih yazan. Tarihimizdeki en önemli savunma savafl Çanakkale de verilmifltir. Bu savafltan önce, deki Osmanl -Rus Savafl

ksi 30 derecelik so uk ve buzdan bir turizm fikri gelifltirilebilece i akla gelir miydi?

Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i

MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ AKADEMİK DEĞERLENDİRME VE TEŞVİK ESASLARI

YÖNETMELİK. c) Merkez (Hastane): Selçuk Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezini (Selçuklu Tıp Fakültesi Hastanesini),

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

MESLEK ÖRGÜTLÜLÜ ÜMÜZDE 20 YILI GER DE BIRAKIRKEN

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Günlük Kent Gazetesi 4/c'yi de kaldır!.. cümlelerine yer verildi. Basın açıklamasında özetle; Kamuda çalıştırlan

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*)

Danışma Kurulu Tüzüğü

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU?

2. Projelerle bütçe formatlar n bütünlefltirme

Firmadaki Mevcut Öğrenme Faaliyetleri 2.2. Aşama

S V L TOPLUM, YEREL YÖNET MLER VE GENÇL K AB ÜYEL YOLUNDA" S V L TOPLUMLA D YALOG TOPLANTISI 4 SONUÇ B LD RGES 11 ARALIK 2010, STANBUL

İNGİLTERE DE ÜNİVERSİTE PLANLAMA VE BÜTÇELEME ÖRGÜTÜ


İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Genel Yay n S ra No: /14 Cep Kitapl : XLV. Yay na Haz rlayan Av. Celal Ülgen - Av. Coflkun Ongun. Kapak Can Eren

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü :18

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

6 MADDE VE ÖZELL KLER

Beynimizi Nas l De ifltiriyor? Çeviri: DEN Z BENER

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES

EK 2 ORTA DOĞU TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ SENATOSU 2011 YILI ÖSYS KONTENJANLARI DEĞERLENDĐRME RAPORU

BEH Ç. Çocuklar n Dünyas na S nan Yazar. Yaflamdan Kesitler

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

Yeni Adana Gazetesi Ça n n Tan

Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

20 EKİM 2009 SALI IMF DÜNYA BANKASI TOPLANTILARI SAYI 2

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI PROJE FİŞİ

AMASYA ÜNİVERSİTESİ ETİK KURUL YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YARGITAY 2. HUKUK DA RES

BODRUM'A LELEG YOLU YAPILIYOR

ç kar lmas için çal flt klar n ifade eden Türk, Her geliflinizde Baflkent OSB nin sürekli de iflti ini göreceksiniz dedi.

Tavla ve Bilimsel Düflünce

YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler

11. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: KUVVET ve HAREKET 4. KONU AĞIRLIK MERKEZİ - KÜTLE MERKEZİ ETKİNLİK ÇÖZÜMLERİ

Transkript:

7. KONGRE YE G DERKEN... Partimiz bu y l 20. kurulufl y ldönümünü kutluyor. 20. kurulufl y l nda Parti 7. Kongre sine haz rlan - yor. Kongreler bilindi i gibi partilerin tarihlerinde hep geçmiflin muhasebesinin yap ld, gelece e yönelik kararlar al nan partinin iradesinin en yüksek seviyede dile geldi i karar organlar d r. Böyle bir kongre öncesinde hem andaki durumun do ru tespiti, hem de nereden ç k l p bu noktaya gelindi i gerçe inin irdelenmesi, geliflme perspektiflerinin ve görevlerin gerçekçi bir biçimde tespit edilebilmesi için gereklidir. 20. kurulufl y ldönümü de, bir komünist partisi tarihi aç s ndan hiç de küçümsenmeyecek bir tarihi geçmifle sahip olundu- unun iflareti olan bir tarihtir ve böyle bir neden de yine geçmifle dönüp bak lmas, bir muhasebe yap lmas için bir f rsat ve ça r d r. fiimdi partimiz için bu önemli y lda Nereden geldik?, Neredeyiz? sorular na bir kez daha k saca cevap vermek istiyoruz. Bu öncelikle bize yeni kat lan yoldafllar m z n, bütün parti tarihini bizzat yaflamam fl yoldafllar m z n e itimi aç s ndan gerekli ve önemli görünüyor. Fakat ayn zamanda genelde devrimci ve komünist hareket aç s ndan da, Bolflevik Parti konusunda var olan inkârc bilgisizlik zincirini k rma aç s ndan da bu sorular n bir kez daha cevapland r lmas n n yararl olaca n düflünüyoruz. Yukar da bu y l yani 2001 y l nda partinin kuruluflunun 20. y l n kutlad m z yazd k. Bu Bolflevik Parti- nin kurulufl kongresi olan kongrenin 1981 Mart nda yap ld gerçe i gözönüne al narak yap lm fl bir tespittir. Fakat partimizin tarihi gerçekte 1981 Mart ndan çok daha gerilere uzanmaktad r. 1981 de yap lan ve Bolflevik Parti nin kurulufl kongresi niteli inde olan kongre, partimizin içinden ç k p geldi i TKP/ML içinde iki çizginin mücadelesinin 1981 de geldi i yerde Bolflevik kanad n örgütsel ba ms zl n ilan eden, bu anlamda Bolflevik Parti nin kuruluflunu ilan eden kongreydi. Bu kongre TKP/ML () in kuruluflunu ilan eden kongre olarak tarihte yerini ald. Fakat partimizin tarihi, yukar da da belirtti imiz gibi, partimizin Bolflevik kanad n örgütsel ba ms zl n -ayr l - n ilan etti i 1981 1. Kongresinden çok daha gerilere uzanmaktad r. Ç k fl noktas Partimizin içinden ç k p geldi i ve öncülümüz olan, brahim Kaypakkaya yoldafl n önderli inde kurulan TKP/ML 1960 l y llarda Kuzey Kürdistan-Türkiye de geliflen sol, antiemperyalist, sosyalist hareketin bir parças d r. Kuzey Kürdistan-Türkiye de 1960 l y llar belirleyen, iflçi, emekçi, özellikle de gençlik hareketinde bir uyan fl ve geliflmedir. Bu dönem sosyalizm üzerine kitleler içinde ve önünde aç kça konuflulup tart fl lmaya bafllanan bir dönemdir. Genel bir demokrasi, sosyal adalet, sosyalizm iste i; antiemperyalizm, ba ms zl k iste i bu dönemde sosyalizm ad na, iflçi s n f ad na konuflan bir legal partiyi, T P i ortaya ç karm fl; ve bu parti girdi i 1965 genel seçimlerinde parlamentoya 15 milletvekili göndermeyi baflarabilmifltir. Toplumda bir solculaflma yafland bir dönemdir bu y llar Öyle ki; toplumdaki bu solculaflma e ilimi egemen s n f partileri içinde CHP de de sol söylemlere baflvurulmas n beraberinde getirmifltir. Sonradan önce CHP içinde sol söylemli Ecevit i nönü ye karfl iktidara tafl - yacak, ard ndan Karao lan efsanesini yaratacak ve lafta solcu CHP yi birinci parti yapacak kadar güçlü bir dalgad r bu dönemin solculaflma dalgas. Dönemin tüm solcular n birlefltiren ortak payda kendini daha çok antiamerikanc - l k olarak gösteren, antiemperyalizmdir. Bu antiemperyalizm olumlu hedefler formülasyonunda ba ms zl k diyen ve fakat en ileri durumda bu ba ms zl Mustafa Kemal in ba ms zl k anlay fl ve tavr yla s n rland ran, Türk milliyetçisi ve kemalist bir antiemperyalizmdir. Kemalizmin antiemperyalistli inin güdük bir antiemperyalizm oldu unu kavramayan, Kemalizmin sosyalizme düflman oldu unu kavramayan, Kemalizm ile sosyalizm aras nda bir düflmanl k olmad n savunan bir antiemperyalizmdir. Bu dönemde özellikle gençlik hareketi içinden gelen yeni yetme solcu/sosyalistlerin, bir efsane olarak düflündükleri T K P ile bir ba lar yoktur. Çünkü T K P bu dönemde iflleyen bir örgüt olarak Türkiye de yoktur. T K P bu dönemde örgüt olarak gerçekte yaln zca Rus sosyalemperyalizminin paral memurlar olarak çal flan bir göçmen örgütü durumundad r. Türkiye deki ki-

mi eski tüfekler TKP konusunda bildiklerini bir s r gibi kendilerinde saklamaktad r. Böylelikle gençlik hareketi sosyalist/komünist hareketin geçmiflinden, gelene inden kopuk bir hareket olarak geliflme durumundad r. flte partimizin öncülü TKP/ML böyle bir ortamda ortaya ç km flt r. lk ayr flma 60 l y llar n birinci yar s nda hemen tümü T P etraf nda birleflen sosyalist sol, 60 lar n ikinci yar s nda kendi içinde bir ayr flmaya u ram flt r. Ayr flmada temel iki ayr l k noktas öne ç kmaktad r: O dönemde dünya komünist hareketi içinde yavafl yavafl belirginleflen Sovyetler Birli i - Çin Halk Cumhuriyeti aras ndaki ayr flmada tak n lan tav r. Türkiye de devrim stratejisi konusundaki tav r. Ayr flmada bir kanat Sovyetler Birli- i ni sosyalist merkez olarak görür, Türkiye de devrim aflamas n n sosyalist devrim oldu unu savunurken; di er kanat Sovyetler Birli i ne karfl elefltirici ve mesafeli yaklafl yor, Türkiye de devrimin önce Milli Demokratik Devrim (MDD) aflamas ndan geçmesi gerekti- ini savunuyordu. Bir yanda sosyalist devrimciler; di er yanda MDD ciler vard. Her iki kanat da kendi içinde bir çok çeliflmeyi bar nd r yordu. Fakat ilk kaba ayr m böyleydi. Sosyalist devrimciler T P te egemenken, MDD ciler gençlik hareketi içinde egemendiler. Partimizin öncülü olan TKP/ML yi oluflturan kadrolar bu ayr flmada MDD kanad içinde yer ald lar. Çok geçmeden, özellikle Çin deki Büyük Proleter Kültür Devrimi nin ve 1968 hareketinin Türkiye ye yans mas ertesinde, her iki kanat içinde de yeni ayr flmalar yafland. Bizi öncelikle içinden ç k p geldi imiz MDD kanad ilgilendirdi inden biz o kanad n geliflmesini izleyece iz. 1968 ertesinde Çin deki Büyük Proleter Kültür Devrimi ne karfl tav r; Çin Halk Cumhuriyeti ile Sovyetler Birli i aras ndaki ayr flma konusunda tav r Marksizm-Leninizmin, komünizmin devrimci ruhuna sahip ç kanlarla, sosyalizmin lafz na sahip ç kanlar birbirinden ay ran bir k stas haline gelmiflti. Bu dönemde o zamana dek tüm MDD cilerin ortak yay n organ konumundaki Ayd nl k dergisi bölündü. Derginin bir bölümü Çin Halk Cumhuriyeti - Sovyetler Birli i çat flmas nda tavr n aç kça Çin Halk Cumhuriyeti nden yana koydu. Bu o dönemde gerçekte bafl n Sovyetler Birli i nin çekti- i modern revizyonizme karfl, bütün eksik ve hatalar na ra men marksistleninist yanda saf tutmak anlam na geliyordu. Ayr flmada bu tavr tak nanlar Proleter Devrimci Ayd nl k (PDA), onun yan nda da haftal k kitle gaezetesi olan flçi Köylü yü yay nlamaya bafllad lar. Bu dönemde içinden ç k p geldi imiz TKP/ML yi oluflturan kadrolar PDA saflar nda kald. (MDD yi, solcu subaylar n bir askeri darbesiyle gerçeklefltirme hesaplar içinde olan eski tüfek Mihri Belli ile sonraki dönemde DHKP-C nin içinden ç k p geliflece i ak m koalisyonu ise bu dönemde Sosyalist Ayd nl k dergisini yay nlamaya bafllad lar. Bunlar uluslarararas alanda Çin-Sovyetler Birli i çat flmas nda ortada durduklar ndan ortayolcu olarak adland r ld lar.) PDA dan kopufl PDA bu dönemde Mao Zedung Düflüncesi ni, Marksizm-Leninizmin bir üst aflamaya gelifltirilmesi olarak savunmaya; Türkiye de devrimin yolu konusunda da, Çin dekine benzer bir halk savafl yolu izlenmesi gerekti ini savunmaya bafllad. Ancak PDA n n bafl n çeken Do u Perinçek ve kimi yandafllar aç s ndan bu savunma kelimenin tam anlam yla bir laf radikalli i idi. Bunlar gerçekte ve pratikte Mihri Belli nin sol bir askeri darbeye umut ba layan, sol kemalist çizgisinin savunucusu idiler. PDA içinde bu sözde radikal sa -darbeci-legalist çizgiye karfl direnifl bafllad. Özellikle de 1970 de 15-16 Haziran Mücadelesi; ard ndan gelen s k yönetim, ard ndan gelen 12 Mart 1971 askeri darbesi ve bütün bunlara karfl tak n lan tav rlar, bu arada Türkiye htilalci flçi Köylü Partisi (T KP) ad alt nda bir illegal parti örgütlenmesine giden ve fiafak isimli bir illegal kitle gazetesi yay nlayan PDA içinde ayr flmay daha da derinlefltiren konular oldu. PDA saflar ndan önce PDA yönetimi taraf ndan Birinci Tasfiyeciler diye adland r lan bir grup koptu. A rl kl olarak stanbul/robert Kolej kökenli olan ö rencilerden oluflan bu grubun en temel özelli i PDA yönetiminin sözünü çok etti i halk savafl n hemen bafllatma iste i idi. Çaru Mazundar n Naxalbari hareketi bu grubun öykündü ü hareket durumundayd. Hem Çin de, hem Naxalbari de var olan kendili inden köylü hareketinin Türkiye de olmad n bu grup görmüyordu. Grup ayr ld ktan sonra kendi içindeki tart flmalarda grubun önemli kiflilerinden biri olan Adil Oval o lu nu öldürerek sol içinde görüfl ayr l klar nda fliddet kullanma konusunda kötü bir gelene in bafllat c s olarak da olumsuz bir rol oynad. Bu dönemde T KP nin stanbul örgütü içinde çal flan brahim Kaypakkaya PDA n n bafl n çeken, lafta çok halk savaflç s Do u Perinçek ve onun çevresindekilerin sa c -askeri darbeye umut ba layan kuyrukçu çizgilerine karfl yo- un elefltiriler getirmeye bafllad. Bu elefltiriler bir yandan uluslararas alanda Mao Zedung düflüncesinin do ru yorumunun ne olmas gerekti i konusunda yo unlafl rken; Kuzey Kürdistan-Türkiye somutunun tart flmas nda da özellikle ulusal sorun ve Kemalizm konular nda neredeyse elli y ld r egemen olan revizyonist bir çizgiye büyük bir darbe vuruyordu. brahim Kaypakkaya T KP içinde Do u Perinçek önderli indeki merkezin siyasi çizgisinden rahats zl k duyan kadrolar n büyük ço unlu unu kaleme ald ve sonradan TKP/ML olarak ortaya ç kacak olan örgütün ilk temel belegeleri olan Baflkan Mao nun K z l Siyasi ktidarlar Ö retisini Do ru Kavrayal m, fiafak Revizyonizmi le Aram zdaki Ayr l klar n Kökeni ve Geliflmesi/Genel Elefltiri T KP Program Tasla n n Elefltirisi Kemalizm Türkiye de Milli Mesele bafll kl yaz lar temelinde birlefltirmeyi baflarm fl; T KP içinde iki çizgininin demokratik merkeziyetçilik kurallar çerçevesinde çat flma imkânlar n n ortadan kalkm fl oldu unun görüldü ü noktada, TKP/ML 1972 Nisan nda örgütsel ayr l n ilan etmifl, öncülümüz TKP/ML böylece kurulmufltur. Kuruldu unda TKP/ML Öncülümüz TKP/ML brahim Kaypakkaya yoldafl önderli inde 1972 de kuruldu unda, o Kuzey Kürdistan-Türkiye de Marksizm-Leninizmin devrimci özüne sahip ç kan partidir.

O uluslararas alanda modern revizyonizme karfl aç kça Marksizm-Leninizmin devrimci özüne sahip ç kan saflarda yer alm fl; Kuzey Kürdistan-Türkiye de kendini kemalist-flovenist-askeri darbeci-kuyrukçu sa c çizgiden kesin bir flekilde ay rm flt r. TKP/ML kuruldu unda özde marksist-leninist çizginin savunucusu olmas na ra men kimi önemli hatalara da sahiptir. Bunlar n en önemlileri, uluslararas alanda Mao Zedung Düflüncesi denen çizginin yanl fllar n n görülmemesi; Çin devriminin yolunun Kuzey Kürdistan- Türkiye devrimi için de hemen hemen aynen geçerli oldu unun var say lmas ve anda gerek uluslararas alanda, gerekse Kuzey Kürdistan-Türkiye de devrimci durumun abart lmas d r. Fakat bu hatalar bir bütün olarak TKP/ML nin hatalar d r. O dönemde, sonradan bu hatalar n varl n tespit eden biz Bolflevik kadrolar da TKP/ML nin do uflu s ras ndaki bu hatalar hata olarak görmüyor; bunlar do rular olarak savunuyorduk. Bu dönemdeki hatalar m zda yer yer devrimci acelecilik ve coflku içinde isteklerimizi gerçeklerin yerine koyma; Çin devriminin geliflme yolunu do ru kavramama ve Türkiye ye flematik bir biçimde uygulamaya çal flma biçiminde yaklafl mlar m z öne ç k yordu. Kimi hatalar m z ve ilk yenilgi TKP/ML kuruldu unda onun en temel özelliklerinden biri de, lafta çok radikal ve halk savaflç s olan ve fakat pratikte kuyrukçu-darbeci olan fiafak/pda revizyonizminin tersine, teori/pratik birli ine-söz ile eylem aras ndaki birli e/uyuma verdi i önemdi. TKP/ML yi kuran kadrolar savunulan halk savafl çizgisine uygun ad mlar atarak, köylük bölgelerde, a rl kl olarak da Kuzey Kürdistan da yo unlafl p, gerilla savafl n örgütlemeye çal flt lar. Kendili inden köylü hareketinin yoklu- u flartlar nda örgütlenmeye çal fl lan köylü gerilla savafl, kaç n lmaz olarak öncünün devlet güçleriyle savafl na dönüflecekti. Bunu o zamanlar göremiyor, Kuzey Kürdistan-Türkiye k r nda devrim ateflinin tutuflturulmas için k v lc mlar n gerilla örgütlenmesi ve eylemleri bu k v lc mlar olacakt gerekli ve yeterli olaca n düflünüyorduk. brahim Kaypakkaya yoldafl n formüle etti i Do u Anadolu Bölge Komitesi fiubat (1972) Kararlar nda; flçi s n f ve devrimci halklar Türkiye halklar da dahil, her geçen gün daha büyük kitleler halinde h fl mla aya a kalkmakta, gerici fliddete karfl devrimci fliddetle karfl koymaktad r. Asya n n Afrika n n Latin Amerika n n bir çok ezilen halklar iflçi s n f önderli inde silahl mücadele yürütmektedir. ( ) fiimdi iflçi s n f m z n ve yoksul köylülerimizin büyük ço unlu u, kurtulufllar n n ancak silahl mücadeleyle olaca- n kavram fl durumdad r. Bugün k rl k bölgelerde köylü kitlelerinin bafl na geçip silahl mücadeleyi örgütlemeyen ve kararl, azimli bir flekilde yürütmeyen bir komünist hareket, komünist s fat na lay k olamaz ve devrimci kitlelerden tecrit olur. ( ) Kuvvetli bir kitle temeline, kendine yeterli ekonomik kaynaklara ve askeri harekata elveriflli bir araziye sahip önemli k rl k bölgeler seçilmeli, en de- erli profesyonel partili kadrolar, bunlar n en ço u bu bölgelere seferber edilmelidir. Bu bölgelerde örgütlenmede kavranacak halka ta bafl ndan silahl mücadele örgütlerinin, yani gerilla birimlerinin teflkili olmal d r. E er gerekliyse çok k sa bir propoganda ve ajitasyon faaliyetinden sonra derhal gerilla eylemlerine girilmelidir. ( ) fiehirlerdeki ileri iflçiler ve önder kadrolar (ifle yaramayan, mütereddit, kendisi öndere muhtaç, ayakba olan geri ve tecrübesiz unsurlar de il) bunlar n büyük ço unlu u köylük bölgelere, köylülerin silahl mücadelesini örgütlemeye gönderilmelidir. ( brahim Kaypakkaya, Seçme Yaz lar, Ocak Yay nlar, stanbul 1979, sayfa 319-325) tespitleri yap l yordu. lk yenilgi sonras Burada yap lan tespitlere uygun ad mlar at lmaya çal fl ld. Egemen s n flar n sald r lar n n partimizin öncülü olan TKP/ML üzerinde yo unlaflmas ile, ilk önemli yenilgimizi ald k. TKP/ML nin önderi ve kurucusu brahim Kaypakkaya yoldafl 1973 y l n n Ocak ay sonunda bir çat flma ve ihbar ertesi, yaral olarak egemen s n flar n eline geçti. O egemen s n flar n elinde bir komünistin nas l olmas gerekti ini gösterdi. Ser verdi s r vermedi. 18 May s 1973 te egemen s n flar taraf ndan katledildi. 1973 yenilgisi ertesinde öncülümüz olan TKP/ML, 1978 e dek; TKP/ML - den arta kalan örgüt ve kiflilerin gerçek anlamda merkezi bir örgüt ve önderlikten yoksun oldu u, bölgelerin-örgütlerin her birinin ba ms z hareket etti i bir da n kl k dönemi yaflad. 1976 da oluflturulmaya çal fl lan merkezi yap, merkezin çizgiyi darbeci yöntemlerle de ifltirmeye çal flmas sonucu, daha do ru dürüst ifllemeye bafllamadan da- ld. Ortaya iki ayr örgüt ç kt. Örgütlerden biri TKP/ML Hareketi; Di eri TKP/ML-T KKO idi. Bolflevikler bu bölünmede brahim Kaypakkaya n n çizgisine sahip ç kan, bu çizginin darbeci yöntemlerle de ifltirilmesine karfl ç kan TKP/ML-T KKO saflar nda yer ald k. Bu dönemdeki bölünmede TKP/ML Hareketi olarak flekillenen grup (Halk n Birli i-devrimci Halk n Birli i) Türkiye nin sosyo-ekonomik yap s konusunda, bize göre daha do ru pozisyonlar savunuyordu. Ancak parti içi mücadele yöntemleri bütünüyle darbeci, tepeden inmeci, revizyonist yöntemlerdi. Bölünme bir yandan yeniden toparlanma iflini geciktirir ve zay flat rken, di er yandan TKP/ML- T KKO saflar nda da tasfiyeci TKP/ML Hareketi ne duyulan tepkiyle, 1972 çizgisine inançla sar lma ve gerekli olan özelefltirinin yüzeysel kalmas sonucunu do urdu. Öyle bir atmosfer olufltu ki, çizginin her ciddi sorgulanmas tasfiyecilik, Troçkizm, revizyonizm vb. olarak kavrand. Yeniden toparlanma Böyle bir ortamda öncülümüz olan TKP/ML nin birbirinden ba ms z çal flan bölge örgütlerinin seçip gönderdi i delegelerle 1978 fiubat nda TKP/ML nin 1973 yenilgisi sanras nda seçilmifl delegelerle yap lan ilk Birinci Konferans na gidildi. Bu konferans öncesinde ve s ras nda yürüyen tart flmalarda partinin özelefltirisi en temel sorunlardan biriydi. Bu dönemde, daha sonra Bolflevik Parti yi kuran yoldafllar, o günkü kavrama seviyelerinde bir özelefltiri tasla n parti konferans na sundular. Bu taslak kimi önemsiz de iflikliklerle Parti Birinci Konferans ço unlu unun deste ini alarak, TKP/ML nin özelefltirisi haline geldi. Bu özelefltiri, gerek Çin devriminin deneyiminin do ru kavran lmas, gerekse durum de erlendirmesinde subjektivizmden uzaklafl lmas yönünde at lm fl önemli bir ad md. Uluslararas alanda Mao Zedung Düflüncesi ad verilen idelooji ve siyasetin yanl fllar

bu özelefltiride do ru olarak tespit edilip reddediliyordu. TKP/ML aç s ndan sorun bundan sonra bu özelefltirinin derinlefltirilerek, geçmiflin do rular sahiplenilip gelifltirilmesi, yanl fllar n ise bütünüyle afl lmas yd. TKP/ML Birinci Konferans, partiye yeniden merkezi bir yap kazand rd. 1978-1981 aras ndaki dönemde, TKP/ML deki geliflme d flta yo un bir biçimde s n f mücadelesine kat lma yan nda içte de 1972 çizgisini aynen savunup uygulamaktan yana olan kanatla, bu çizginin hatalar n aflmak için özelefltiriyi derinlefltirmekten yana olan kanat aras ndaki mücadele ile belirlendi. Bolflevizmin ortaya ç k fl, olgunlaflmas Bu dönemde daha sonra Bolflevik Parti yi oluflturacak olan kadrolar, TKP/ML nin çizgisindeki subjektivist ve yanl fl de erlendirmelerin afl labilmesi için demokratik merkeziyetçilik kurallar içinde ilkeli bir mücadele yürüttüler. Bolflevik çizgi bu mücadele süreci içinde geliflti, olgunlaflt. Onun en önemli özellikleri, marksist-leninist ilkeleri ç k fl noktas almak, parti çizgisini Marksizm-Leninizm bilimin kantar - na vurmak, gerçekleri oldu u gibi kabul etmekti. Bunlar yap ld nda, 1972 çizgisinin kimi yanl fllar n görmek, bizim savundu umuz halk savafl n n, gerçekte halk ad na öncü örgütün yürüttü ü bir savafl oldu unu görmek mümkündü. Bu mücadele sürecinde geçmiflin yanl fllar ndan kopmamakta srarc olanlar, parti içi mücadele yöntemlerinde de bilinen revizyonist yol ve yöntemlere baflvurdular. Bu dönemde do ru çizgiyi savunan kadrolar n büyük ço unlu unun yurtd fl örgütü içinde çal flmas olgusu, demagojik bir biçimde do ru çizgiye karfl kullan ld. 1981 fiubat nda TKP/ML nin kinci Konferans yap ld. Bu konferans en genel ifadeyle, Birinci Konferans n yapt özelefltiriyi bile geri çekip, partiyi 1972 çizgisine çekmek isteyenlerle; TKP/ML nin özelefltirisini derinlefltirip, hatalar bütünüyle aflmaktan yana olanlar n mücadele alan oldu. Konferans ço unlu u Bolflevik kanad n tart fl lan çeflitli konulardaki yaz lar n bile bütünüyle tan madan, yurtd fl n n çizgisinin revizyonist-troçkist k rmas bir çizgi oldu u de erlendirmesini yapt. Konferans delegelerinin ço unlu unun bilmedi i-tan mad belgeler hakk nda örne in 1960 l y llarda ÇKP nin SBKP ye karfl yürüttü ü polemi in belgeleri, 1957 ve 1960 Deklarasyonlar bunlar n çizgisinin esasta marksistleninist oldu u gibi kararlar ald. Bu antibilimsel tav rlar parti içinde otorite olarak tan nan kimi kiflilere ve parti çizgisine inançla gerekçelendirildi. Bütün bunlara ra men, Bolflevikler derhal örgütsel ayr l gündeme getirmediler. Partinin içinde demokratik merkeziyetçilik kurallar çerçevesinde tart flman n örgütlenmesi halinde, partinin ço unlu unun do ru bir çizgiye çekilebilece i düflüncesiyle hareket ettiler. Fakat kinci Konferans ta egemen olan çizgi savunucular, daha kongre sürerken, Bolflevik çizginin esas üretildi i alan olan yurtd fl nda, Bolflevik çizginin üreticilerine karfl darbe-komploya giriflmifllerdi bile. Bolfleviklerin ilk kongresi Bu durumda 1981 Mart nda, yurtd - fl ndaki tüm parti üyelerinin ça r l oldu u bir kongre topland. Bu kongre gelinen yerde TKP/ML içinde, demokratik merkeziyetçilik kurallar n n ifllemedi ini, bu kurallar çerçevesinde yürütülecek bir mücadelenin TKP/ML kinci Konferans taraf ndan seçilen merkez komitesi taraf ndan engellendi- ini, ayn parti içinde kalman n flartlar - n n ortadan kalkt n tespit ederek; iki çizgi mücadelesinin Bolflevik kanat taraf ndan haz rlanan belgeleri temelinde TKP/ML (Bolflevik) ad yla ayr bir örgüt olarak hareket etme karar ald. Kongre, kendimizi di er kanattan ay rmak için TKP/ML ismine Bolflevik ekininin eklenmesini karar alt na ald. Kongre, önüne parti içinde geçmiflte yürümüfl olan ve revizyonist-menflevik kanat taraf ndan has ralt edilen belgelerin devrimci kamuoyuna sunulmas ve TKP/ML nin bolfleviklefltirilmesi için mücadele karar n ald. Bu kongre, ayn zamanda Bolflevik Parti nin kuruluflunu ilan eden Birinci Kongresi oldu. Bolflevik Parti, flartlar n zorlamas sonucu 1981 Mart nda bafllang çta esas çal flma alan m zda de il, yurtd - fl nda ve yurtd fl ndaki kadrolar taraf ndan kurulmak zorunda kal nd. Beklemek Bolflevik ak m n savunucular n n örgütsel kararlarla tasfiye edilmesini beklemek anlam na gelecekti. Örgütün yurtd fl nda kurulmas kuflkusuz büyük bir dezavantajd, fakat bu dezavantaj göze al nmak zorundayd, al nd. TKP/ML (Bolflevik) in ayr l n ilan etti i 1981 Mart ndan sonra, kinci Kongremize kadar geçen bir y ll k dönem içinde çok yo un bir biçimde iki çizgi mücadelesinin belgeleri yay nlanarak, esas çal flma alan na ulaflt r lmaya; esas çal flma alan nda geçmiflteki mücadele içinde bizimle ayn ya da benzer görüflleri savunan yoldafllara ulafl lmaya, esas çal flma alan na gönderilen ve orada ulafl lan yoldafllarla bir örgütlenmeye yönelindi. Ç k fl noktas nda TKP/ML içi ve çevresinde do ru görüfllerin tan t lmas halinde ço unlu- un kazan labilece i, TKP/ML nin bu anlamda bolfleviklefltirilebilece i konusunda oldukça iyimser görüfllere sahiptik. Geliflmeler, pratik bu iyimserli in hakl olmad n, menflevik kanad n parti taban n 1972 çizgisinden de geriye, o çizginin kimi hatalar n daha da sistemlefltiren bir çizgiye çekebildi ini gösterdi. 1978-1981 dönemindeki iki çizgi mücadelesi s ras nda, siyasi görüflleri itibariyle bizim görüfllerimizi savunan bir çok kifli de bu dönemde örgütsel ayr l k ad m n atma noktas nda çekingen davrand. Buna ra men 1981-82 y llar aras ndaki bir y ll k çal flma döneminde, TKP/ML (Bolflevik) in, Kuzey Kürdistan-Türkiye alan nda örgütsel inflas nda küçümsenmeyecek ad mlar at labildi. flleyen bir örgütsel yap oluflturuldu. 1984 yenilgisi ve sonras Daha sonraki geliflme içinde 1984 y - l nda Kuzey Kürdistan-Türkiye örgütlenmemiz düflman n yo un sald r s sonucu a r bir darbe yedi. 1984-1988 aras ndaki dönemde örgütsel alanda bu darbenin etkileri kendini yo un bir biçimde hissettirdi. deolojik-siyasi geliflmemiz aç s ndan bu y llar bizim bolflevik çizgimizi derinlefltirip, olgunlaflt rd m z, teorik çal flmaya ve içe dönük çal flmaya a rl k verdi imiz y llar oldu. Bu y llarda daha önceleri birlikte hareket etti imiz kardefl örgütlerimiz GDS-WBK- AMLP ile kopufl; onlarla birlikte Spartaküs ad nda bir grubun bizden kopmas ; kendi içimizdeki mücadelede Mücadele Bayra adl bir grubun kopmas gündeme geldi. Bunlardan Mücadele Bayra daha sonra kendi kendini feshetti. Spartaküs ise s n f mücadelesi aç s ndan varl -yoklu u farketmeyen

bir durumda. 1988 de yap lan Örgütsel Konferans ertesi, örgütlenme faaliyetlerine daha fazla a rl k verilmeye baflland. Bugün partimiz, hâlâ küçük, iflçi s n f ile ba lar oldukça zay f olmas na ra men, süreklili i sa lanm fl ajitasyon-propoganday yo un bir biçimde iflçi s n f mücadelesi içine tafl yacak bir yap ya sahiptir. Anda durumumuz * deolojik-siyasi bak mdan flunu kesinlikle söyleyebilecek durumday z: Partimiz 20 y ll k faaliyeti içinde gerek uluslararas marksist-leninist hareketin sorunlar ; gerekse Kuzey Kürdistan- Türkiye devriminin ve marksist-leninist hareketin sorunlar yla ilgili olarak kendinden önceki tüm komünist faaliyetlerin deneyimlerinden yararlanarak sa lam bir ideolojik hatta ve berrak bir siyasi çizgiye sahiptir. O ülkemizde kendinden önceki tüm komünist örgütlenmelerden daha haz rl kl, daha yetkin bir konumdad r. * Partimiz sa lam bir ideolojik ve sürekli gelifltirilen berrak bir siyasi hat yan nda kadrolar aç s ndan önemli bir bölümü partimizin tarihinin en bafl ndan beri bu parti saflar nda mücadele yürütmüfl; her türlü sald r ya, yer yer düfl k - r kl klar na vb. ra men sebat ve inatla partide somutlaflan umudu büyütmüfl, devrimi geçici bir heves olarak görmedi ini, devrimci-komünist faaliyeti ömür boyu sürecek bir faaliyet olarak kavrad n pratikte göstermifl istikrarl bir kadro çekirde ine sahiptir. * Örgütsel yap s itibariyle partimiz, art k egemen s n flar n olas bir topyekün sald r s karfl s nda da varl n sürdürebilecek bir yap ya sahiptir. Partimiz, yapt klar ajitasyona bak ld nda sanki yar n gerçekleflecek bir devrime bugünden önderlik ettikleri san labilecek, büyüklükleri ile övünen ve fakat gerçekte iflçi s n f içindeki örgütlenme aç s ndan marjinal gruplar durumunda olan, sosyalizm-komünizm ad na faaliyet yürüten bir çok devrimci gruptan daha sistemli ve yo un bir faaliyet yürütecek durumdad r, yürütmektedir. Oportünist devrimci gruplarla bu ba lamda aram zdaki fark, bizim gerçek durumu oldu u gibi görüp, ortaya koymam z; gücümüzü abartmaktan, palavradan özenle kaç nmam zd r. Partimiz, gerek dünya konünist hareketinin gerekse ülkelerimizde komünist-devrimci hareketin olumlu veya olumsuz deneyimlerinden yola ç karak, kendi içinde ve devrimciler aras nda proleter demokrasi ilkelerinin iflletilmesine büyük önem veriyor. Kendi içinde, devrimciler aras nda, halk saflar nda proleter demokrasiyi yaflamayan ve yaflatmayan bir örgütün, toplum için demokrasi-sosyalizm- komünizm iddialar bofltur. 1981 den bu yana partimiz, seçilmifl delegelerle yap lan alt kongre gerçeklefltirdi. Partimiz illegalite flartlar nda mümkün olan en genifl demokrasiyi uyguluyor. O bu tavr ile kendini Kuzey Kürdistan-Türkiye alan nda Marksizm- Leninizm ad na faaliyet yürüten tüm illegal örgütlenmelerden ay r yor. Hatta öyle ki, partimiz demokrasinin iflletilmesi konusunda, lafta çok demokratik görünen legal sol partilerden bile ilerdedir. Partimiz içinde leninist elefltiri özgürlü ü-eylem birli i ilkesi do ru bir biçimde uygulanmaktad r. Partimiz bu ba lamda ayr ca devrimci örgütler içinde ve aras nda fliddet kullan m n ilke olarak reddeden, bunu yaln zca teoride kabul etmekle kalmay p, pratikte de uygulayan tavr yla da, kendini Marksizm-Leninizm ad na konuflan tüm Kuzey Kürdistan-Türkiyeli örgütlerden ay rm flt r, ay rmaktad r. Partimiz ideolojik ve siyasi alanda olgunlaflm fl ve sürekli gelifltirdi i, ilerletti i bolflevik çizgisiyle, Marksizm-Leninizmin bayra n tafl yor. O, inanç de il, bilim diyor. O, hiç bir fleyi sorgulama d fl nda tutmuyor. O, gerçekleri oldu u gibi görmey, kavramay, gerçekli i de ifltirebilmenin ön flart olarak kavr yor, her tür subjektivizmi red ediyor. Partimiz örgütsel infla ba lam nda da, marksist-leninist ilkeler fl nda gerçekli i ç k fl noktas al yor. O sorunlara böyle yaklaflt için, Kuzey Kürdistan-Türkiye alan nda bir merkezi parti içinde birlefltirilmifl, iki ayr parti modelinin do ru oldu u sonucuna vard ; flimdi buna uygun ad mlar at l yor. O sorunlara böyle yaklaflt için, yurtd fl nda Yeni Yönelim siyasetini gelifltirdi. Yurtd fl nda yerleflik Kuzey Kürdistan-Türkiyelilerin bulunduklar ülkeler devrimine kat l p, buralarda örgütlenmelerini öngören bu Yeni Yönelim siyasetine uygun ad mlar at ld, at l yor. Partimiz flimdi 20. faaliyet y l nda Yedinci Kongre ye gidiyor. Durum ve görevler Yedinci Kongreye gitti imiz ortam, partimizin öncülü olan TKP/ML - nin, 1972 de ortaya ç kt ortamdan çok de iflik bir ortam. O dönemden beri saflar m zda olanlar n hat rlayaca gibi, 1972 de gerek uluslararas alanda, gerek ülkemizde devrim çok yak nda gerçekleflmesi mümkün olan, elle tutulur bir hedef olarak görünüyordu. Toplumda genel bir solculaflma e ilimi; sosyalizme duyulan sempatinin artt bir e ilim vard. O dönemde devrimci saflarda yer alanlar için, devrim en az ndan iktidar n iflçilerin-köylülerin eline geçmesi üç-befl y ll k bir çal flma sürecinde var lacak bir hedef gibi görünüyordu. Sosyalizmkomünizm, egemen s n flar n bunlar öcü gibi tan tmalar na, her türlü sald r ve yasaklarla bask alt na almalar na ra men, iflçi s n f ve emekçi y nlar n ileri kesimi aç s ndan alternatif olarak görülme durumundayd. Kuflkusuz sosyalist olan, ona sempati duyan herkesin sosyalizmden-komünizmden anlad ayn fley de ildi. Sempati genel bir sosyal adalet, hak, iflçilerin-köylülerin kendi siyasi egemenli i, ba ms zl k gibi hedeflere duyulan bir sempatiydi. fiimdi 2001 y l nda dünya ve ülkelerimiz, sosyalizm ve komünizme bir yandan 1972 y l ndan çok daha yak n. Sosyalizmin ve komünizmin maddi temelleri aç s ndan; onlar mümkün ve zorunlu k lan objektif flartlar aç s ndan dünya sosyalizme ve komünizme gidifle her zamankinden daha yak n. Üretici güçlerin kapitalist-emperyalist üretim sisteminin onlar n mümkün olan ölçüde geliflmesinin önüne set çekmesine ra men muazzam geliflmesi bugün bütün dünyada muazzam bir ürün zenginli i yaratabilecek ve yaratan bir seviyede. Toplumun zenginlik kaynaklar gürül gürül ak yor. Asl nda bu dünyada hiç kimsenin iflsiz, yoksul, e itimsiz, konutsuz, umars z kalmayaca bir toplumsal zenginlik, bu zenginli i yaratan geliflmifl üretici güçler var. Yap lmas gereken bütün toplumsal zenginlik kaynaklar n n tüm toplumun ç kar na planl bir biçimde kullan lmas ve ürünlerin toplumun üyeleri aras nda önce topluma katk, sonra giderek ihtiyaç ölçüsünde sosyalist/komünistçe da t lmas n n örgütlenmesi! Yani objektif flartlar aç s ndan, sosyalizm-komünizm bugün her zamankin-

den daha mümkün. fiartlar her zamankinden daha olgun. Sadece bu de il! Sosyalizm ve komünizm bugün dünyaya ve insanl a her zamankinden daha gerekli de ayn zamanda. Emperyalizm, kapitalizmin çeliflmelerinin en yüksek seviyesine ç kt, asalakl n en uç boyutlara ç kt sistem. Haks zl k-adaletsizlik her zamankinden daha barbar ba r yor! nsanl sosyalizme/komünizme ça r yor! Evet herkese yeter ürün var. Fakat buna ra men, dünya nüfusunun küçücük bir az nl Yok yok! dedirtecek bir zenginlik içinde yaflarken, büyük ço unluk, dünya nüfusunun % 80 i yoksulluk ve açl k s n r nda yafl yor. Her gün onbinlerce insan açl ktan, bak ms zl ktan, ilaçs zl ktan-doktorsuzluktan vb. ölüyor. Her gün onbinlerce insan bu sistemin sürmesine hizmet eden gerici-karfl devrimci savafllarda hayat n kaybediyor, sakat kal yor. Milyonlarca insan iflsiz-susuz-aç göç yollar nda! Bir yanda muazzam bir zenginlik, di er yanda barbar bir yoksulluk. Bu kadar da de il! Sömürü sadece iflgücünün hoyratça sömürüsüyle yetinmiyor. Afl r kâr h rs, kapitalistleri do an n di er tüm unsurlar na da mümkün olan en k sa zamanda en fazla sömürülmesi gereken araçlar olarak bakt r yor. Sonuç ortada: Gelinen yerde üretimin temeli olan do al kaynaklar hoyratça, var olan tüketen, yok eden yerine yenisini koymayan; do al kaynaklar n kendini yenilemesine izin vermeyen sömürü yöntemleri sonucu talan oluyor, can çekifliyor. Yaflam n temelleri kökten sars l yor. Talan ediliyor, mahvediliyor! nsanl k kapitalist/emperyalist sistemde bu bak mdan bindi i dal kesen budalalara; cini ça ran ve fakat geri gönderecek sihir kelimesini bilmeyen/unutan büyücü ç ra na benziyor. Dünya gerçekte barbarl k içinde yafl - yor ve her geçen gün daha büyük bir barbarl k içinde çöküfle, yokolufla do ru gidiyor. Emperyalizmin iç çeliflmeleri, iflçileri -köylüleri, tüm emekçileri esas nda devrime ça r yor, itiyor. Bu anlamda da dünya sosyalizme-komünizme her zamankinden daha yak n. Bu meselenin bir yan, insan iradesinden ba ms z objektif yan. Meselenin bir de subjektif yan var. Yani devrimden ç kar olan, asl nda objektif flartlar n devrime zorlad ezilen/sömürülen s n flar n bilinci, onlar n örgütlenmesi ile ilgili yan. Bu yan aç - s ndan durum kötü, 1972 den de, 20. yüzy l n bafl ndan da kötü. Devrimden ç kar olan ve devrimin öznesi olan ezilen-sömürülen s n f ve katmanlar n bilinçleri, Marksizm do duktan bu yana hiç bir dönem olmad kadar egemen s n flar taraf ndan karart lm fl, iflgal alt - na al nm fl durumda. Dünyan n en ücra köflelerine kadar uzanan medya a yla ezilen-sömürülen s n flara var olan sistemin, mümkün olanlar içinde en demokrati i, en hakças, en iyisi oldu u düflüncesi fl r nga ediliyor. flçilerinköylülerin, emekçi y nlar n büyük ço- unlu unun bilincinde 20. yüzy l n bafl nda oldu unun tersine sosyalizm/komünizm, kapitalizm karfl s nda yaflama flans olmayan, yenilmifl, çökmüfl bir sistem olarak tan n yor. O genifl emekçi y nlar n bilincinde bugünkü sistemin gerçek ve biricik alternatifi olarak görünmüyor. flçi-emekçi örgütleri, ço unlu u itibariyle egemen s n flar n kontrolünde en iyi halde reformist örgütler konumunda. Milliyetçilik, dincilik, rkç l k, faflizm bugün iflçi, emekçi y nlar içinde, sosyalizm-komünizmden daha fazla etkin, daha fazla alternatif görülür durumda. Bu aç dan bak ld nda dünya komünizme çok uzak görünüyor. Kendi kendini kand ran, kendi marijnal gruplar n n gerçekli ini genel gerçeklikmifl gibi gören gösteren gruplar d fl nda genifl iflçi, emekçi y nlar içinde egemen olan düflünce, egemen s n flar n onlara her gün fl r nga etti i düflünce; yani sosyalizmin-komünizmin imkâns zl düflüncesi! flte Yedinci Kongre ye böyle bir ortamda gidiyoruz. Bu ortam n bütün yönleriyle kavranmas temelinde hareket edecek uzun nefesli insanlara ihtiyac m z var! Devrimin öznesi iflçilerin, köylülerin, emekçilerin beyinleri üzerindeki ambargo ve iflgali k rma, kald rma, onlar uyand rma görevi, zor fakat baflar lmas mümkün ve mutlaka baflar lmas gereken bir görev. Dünyan n, insanl n umudu bu görevin baflar lmas nda! Dünyan n barbarl k içinde çöküp gitmesini engelleyebilecek tek alternatief bu. Hepimiz bu zorlu, zorlu oldu u ölçüde de onurlu görevin; bu u runda yaflanmaya de er, yaflama anlam kazand - ran biricik görevin gönüllüleri oldu umuzun bilincinde hareket etmeliyiz! Ve flunu unutmamal y z Marksizm dünyay de ifltirmek için yola koyuldu unda iflçi s n f içinde etkisi küçücük bir ak md. 1917 Ekim Devrimi nde bu bir zamanlar küçücük ak m n savaflç lar n n önderli inde Rusya iflçi vö köylüleri dünyan n alt da birinde iktidar ele geçirdiler! kinci Dünya Savafl sonras nda dünya nüfusunun neredeyse yar s emperyalizmin do rudan kontrolünden ç kt. Çok de il 100 y ll k, yani en fazla iki kuflak insan hayat uzunlu unda bir marksist/sosyalist hareket, kapitalizmin gerçek bir alternatifi oldu unu gösterdi. Evet bu hareket öncelikle bu hareket içinden ç kan ve sosyalizm ad na yeni tipte bir kapitalizm gelifltiren modern revizyonistlerin marifeti, bunlara karfl mücadele eden marksist-leninistlerin hatalar sonucu da bir yenilgiye u rad. Fakat bu ne dünyan n, ne sosyalizmin sonu! nsanl n flimdiye kadarki tarihi aç - s ndan 100 y ll k bir dönem k sac k bir dönemdir. Kapitalizm de feodalizme karfl egemenlik mücadelesinde yenilgiyer, geri dönüfller yaflad. Fakat sonuçta egemen hale geldi. Sosyalizmin egemen hale gelmesi, o sömürüyü ortadan kald ran bir sistem oldu u için, kapitalizmin egemen hale gelmesinden daha uzun bir zaman alabilir. Fakat o er geç yenecektir. Geri dönüfllerden baflar lardan oldu u kadar, baflar s zl klardan da ne kadar iyi ö renirsek ve yap lan hatalar tekrarlamazsak, bu süreç o kadar k salacakt r. Bolflevizm yenecek! Bütün objektif flartlar sosyalizmin egemenli ini gündeme getiriyor, zorluyor. Sorun bu objektifli in bilincinde, subjektif unsuru gelifltirmektir. Bolflevik Parti bunun için en önemli araçt r. Bolflevik Partimizin inflas n derinlefltirmek, onu gözbebe imiz gibi koruyup gelifltirmek ve onu iflçi s n f hareketinin gerçek öncüsü yapmak görevimiz. Bu görevi baflarmak için herkes yapabilece inin en fazlas n yapmal, yapacak! Baflar lar bafl m z döndürmeyecek. Baflar s zl klar bizi y ld rmayacak. Bolflevizm yenecek! Yedinci Kongremizi bu bilinçle, partimizin çizgisinin ilerletilip derinlefltirilece i bir araç yapal m! Haziran bafl 2001