KARAGÖZ-NASREDD N HOCA OTURUMU



Benzer belgeler
1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

Araştırma Notu 15/177

Bu doğrultuda ve 2104 sayılı Tebliğler dergisine göre Türkçe dersinde şu işlemlerin yapılması öğretmenden beklenir.

Tablo 45 - Turizm İşletme Belgeli Tesislerde Konaklama ve Belediye Sayıları

ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ

OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI PROJE FİŞİ

İZMİR TİCARET ODASI MİDİLLİ İŞ VE İNCELEME GEZİSİ HAZİRAN 2013 DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER VE ULUSLARARASI ORGANİZASYONLAR MÜDÜRLÜĞÜ

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Sayın Valim, Sayın Rektörlerimiz, Değerli Hocalarımız ve Öğrencilerimiz Ardahan Üniversitesi Değerli öğrenciler, YÖK Kültür Sanat Söyleşileri

Dil ve Oyun. Günlük İşlerinizi Yaparken Konuşma ve Oynama

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

VATAN İŞLERİNDE CÜR ETKARLIKLARIM

Halkla İlişkiler ve Organizasyon

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

ELEKTRONİK VE HABERLEŞME MÜHENDİSİ

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Amacımız Fark Yaratacak Makine Mühendisleri Yetiştirmek - OAIB Moment Expo

Belediyemiz her zaman vatandaşın yanında

T.C. NUH NACİ YAZGAN ÜNİVERSİTESİ YAZILIM KULÜBÜ TÜZÜĞÜ. BİRİNCİ BÖLÜM Kuruluş Gerekçesi, Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Cümlede Anlam İlişkileri

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Atatürk Anadolu Lisesinde Tablet Bilgisayar Dağıtımı Yapıldı

ÖZEL MOTORLU TAŞITLAR SÜRÜCÜ KURSLARI TOPLANTISI RAPORU

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler

Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar

Başkan Kocadon Muğla basınını Bodrum da ağırladı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

SPROGVURDERING OG SPROGSCREENING AF 3-ÅRIGE BØRN

FOTOĞRAF SANATI KURUMU 4. ÇAMLIDERE KÖY GEZİSİ 5 Nisan 2009

MAT223 AYRIK MATEMATİK

Okulumuz Bilgisayar Programcılığı Bölümü öğrencilerinden Gizem COŞKUN Çanakkale Şehitlerine adlı şiiri okudu.

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber

Öncelikle mübarek KURBAN BAYRAMINIZ kutlu olsun.

EK 2 ORTA DOĞU TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ SENATOSU 2011 YILI ÖSYS KONTENJANLARI DEĞERLENDĐRME RAPORU

Danışma Kurulu Tüzüğü

ÇOCUK GELİŞİMİ ÖĞRETMENİ

M i m e d ö ğ r e n c i p r o j e l e r i y a r ı ş m a s ı soru ve cevapları

KİM OLDUĞUMUZ. Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal sağlık, aileleri,

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir.

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ

MÜDÜR YARDIMCILARI HİZMET İÇİ EĞİTİMİ

Türkiye - Özbekistan Hükümetlerarası Karma Ekonomik Komisyonu I. Dönem Toplantısı Protokolunun Onaylanması Hakkında Karar Karar Sayısı: 2001/2585

Resim 1: Kongre katılımı (erken kayıt + 4 günlük kongre oteli konaklaması) için gereken miktarın yıllar içerisindeki seyri.

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor?

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

13. HAFTA PFS105 TÜRK EĞİTİM TARİHİ. Prof. Dr. Zeki TEKİN.

MEHMET ÇEKİÇ ORTAOKULU

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Türkiye`nin yeni ve genç caz festivali Bursa Nilüfer Uluslararası Caz Tatili Festivali`nden ilk notlar Burak Sülünbaz`ın kaleminden yayında.

GAZİANTEP EĞLENCE YAŞAMINDA KARAGÖZ OYUNU VE SOKÜM

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

EKONOMİK GELİŞMELER Eylül 2012

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA

BINGOL VALILIGI ii Milli Eğitim Müdürlüğü ...,... "" EGITIM-OGRETIM YILI ÇALIŞMA TAKVIMI. BiNGÖL

17-19 EYLÜL 2010 TARİHLERİ ARASINDA MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİN DE YAPILAN ADIM ÜNİVERSİTELERİ İDARİ GRUP TOPLANTI KARARLARI

İşletme Gelişimi Atölye Soruları

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

Faliyet Raporları. Toplu İş Sözleşmesi Çalışanlarımızın özlük haklarını düzenleyen Toplu İş Sözleşmesinin geliştirilerek uygulanmasına devam edilecek.


Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

ÖLÜMÜNÜN B R NC YILDÖNÜMÜNDE BAHT YAR VAHAPZADE SEMPOZYUMU

S V L TOPLUM, YEREL YÖNET MLER VE GENÇL K AB ÜYEL YOLUNDA" S V L TOPLUMLA D YALOG TOPLANTISI 4 SONUÇ B LD RGES 11 ARALIK 2010, STANBUL

TMMOB FİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI 29. DÖNEM ÇALIŞMA PROGRAMI (TASLAK) ( )

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR

MART AYLIK EĞİTİM PLANI

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU

Medeniyetin esası, gelişme ve gücün temeli aile hayatındadır. Mustafa Kemal ATATÜRK

ÖZEL VEGA OKULLARI OYUN SANDIĞIM SORGULAMA ÜNİTESİ BÜLTENİ DİSİPLİNLERÜSTÜ TEMA

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ KURULUŞ, ÖRGÜTLEME ve İŞLEYİŞ YÖNETMELİĞİ

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)

Ordu Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Staj Yönergesi Aralık 2007 T.C. ORDU ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU STAJ YÖNERGESİ

BANKA MUHASEBESİ 0 DÖNEN DEĞERLER HESAP GRUBU

19 ARALIK 2011 PAZARTESİ

ERASMUS YOĞUN PROGRAMLAR (Intensive Programmes)

Bunlar dışında kalan ve hizmet kolumuzu ilgilendiren konulardan;

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

ENFLASYON ORANLARI

Pazarlama ve Reklamcılık Bölümü Pazarlama Programı Öğr. Gör. Cansu AYVAZ GÜVEN

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı

Bakım Ve Onarım Elektrikçisi Mesleği Nedir, Şartları Ve Maaşları

KÜLTÜR VE SOSYAL İŞLER DAİRESİ BAŞKANLIĞI ŞEHİR TİYATROLARI VE SİNEMA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ SANAT SEZONU FAALİYET RAPORU

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz

Transkript:

KARAGÖZ-NASREDD N HOCA OTURUMU 233

234

GAZ ANTEP E LENCE YAfiAMINDA KARAGÖZ OYUNU VE SOKÜM BA LAMINDA GAZ ANTEPL KARAGÖZ USTASI MEHMET PARLAKSOY UN KOLEKS YONU The Karagöz Plays In The Entertainment Context Of Gaziantep And The Karagöz Collection Of Mehmet PARLAKSOY Of Gaziantep In The Context Of Intangible Cultural Heritage Ruhi ERSOY ABSTRACT This article deals first with the place, age and the importance of the Karagöz shadow theater in the entertainment life style of the people in Gaziantep, and also information on how some of the Karagöz play texts renewed in accordance with effects of local cultural context. Following the contextual information, an evaluation from the point of protecting and preserving oral and intangible cultural heritage view will be made on the Karagöz collection and some of the tools that used during the performance of Mehmet Parlaksoy who is late masters of Karagöz in Gaziantep, Turkey. Key Words: Gaziantep, Karagöz shadow theater, Mehmet Parlaksoy Bildiride, Gaziantep eğlence yaşamı içinde Karagöz Perde Oyunu nun yeri, eskiliği, önemi ve bu oyunların yöre bağlamı içinde oluşturduğu yeni metin terkiplerinin bağlamdaki işlevleri üzerinde durulacaktır. Daha sonra Gaziantepli Karagöz Ustalarından Mehmet Parlaksoy un Karagöz oyunu icrası esnasında kullandığı tüm malzemelerden - oyundaki tiplerin figürleri ve oyun perdesinden diğer malzemelere kadar - oluşan ve şu anda Gaziantep Üniversitesi arşivine kazandırılan koleksiyon, Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması bağlamında ele alınıp değerlendirilecektir. Mitolojik dönemden çağdaş zamana kadar kültürel birikimin kesintisiz devam ettiği ve her kültürün kendi birikimi üzerine yeni terkipler bina ederek pek çok folklor pratiğini zamanının şartlarına uyarladığı bilimsel bir gerçek olarak kabul edilmektedir. Haliyle bu durum icra/gösterime dayalı oyun türleri için de geçerlidir. Günümüz Folklor terminolojisinde, Hacivat ile Karagöz adıyla anılan ve oyun Somut Olmayan Kültürel Mirasın Müzelenmesi 235

kahramanlarının tasvirlerinin perdeye yansıması şeklinde icra edilen; icracı usta ile izleyici arasında karşılıklı bir performansa dayalı olan oyunun tarihi ve eskiliği hususunda pek çok görüşler ileri sürülmüştür.(and1959;1977) Öte yandan söz konusu oyunun muhtelif millet ve medeniyetlere aidiyeti de tartışmalara neden olmaktadır.(and, Pirverdioğlu2004:69) Oysa ki folklor ürünlerinin yaşam alanı bulup çiçeklenebilecekleri bağlamlar her neresi olursa, söz konusu ürünün yurdunun orası olabileceği gibi, aynı ürünlerin farklı metin içerikleriyle farklı bağlamlarda da yaşam alanı bulabileceğine dair görüşler mevcuttur(oğuz2000:29/36). Bütün bu tartışmalar, söz konusu metinlerin hangi kültürün merkezinden çıkmış ve yayılmış olduğuna dair Metin Merkezli Folklor Kuramı doğrultusunda gelişmiştir. Oysa pek çok bilimsel disiplinde olduğu gibi folklor disiplininde de teorik gelişmeler olmuş ve Bağlam Merkezli Folklor Kuramı, folklor ürünlerine yaklaşımda yeni bakış açıları getirmiştir.(çobanoğlu1999:213/280; Ekici2004:1/14) Bu bilimsel gelişmeler doğrultusundan hareket edilecek olursa Hacivat ile Karagöz perde oyununun Yunanlılara mı yoksa biz Türklere mi ait olduğunu tartışmak, bilimsellikten çok siyasi bir tartışma niteliğindedir. Bununla birlikte söz konusu oyun türü, Geleneksel Türk Gölge Oyunu nun gerek arketipik özelliği gerekse belli bir merkez ve zümrece değil de halka mal olup yaygınlaşması bakımından ve ülkemiz içinde bile farklı bağlamlarda farklı oyun metinlerinin varlığı açısından bakıldığında, Karagöz oyununun Türk sosyo-kültürel dokusu üzerinde çiçeklenmiş bir metinler topluluğu olduğu anlaşılabilmektedir. Folklor çalışmalarının ülkemizde başlangıç tarihine bağlı olarak, Anadolu da Karagöz oyununun varlığını tespit çalışmaları da ancak 1950 li yıllarda başlamıştır. Konuyla ilgili yapılan ilk çalışmalardan biri Kars Şehrinde Karagöz Oyunu adını taşır ve Fahrettin Kırzıoğlu na aittir. (Kırzıoğlu 1958: 1789/ 1790) Ardından yine aynı yöreyle ilgili olarak yapılan İlhan Başgöz ve Z.Mahir Baransel in(1968:12) beraber hazırladıkları Kars Karagözü adlı çalışma gelir. Karagöz Oyunu nun Anadolu ya geçişi konusunda çeşitli görüşler vardır. Bu görüşlerde, İstanbul dan Anadolu ya gösteriler yapmaya giden sanatçılar veya yöresinden askerlik, ticaret, v.b. nedenlerle merkezlere gelen kişilerin icrayı görmesi ve kendi yörelerine taşıması vasıtasıyla bu oyunun yaygınlaştığı ifade edilmektedir.(özhan1995:116) Öte yandan Anadolu nun Muhtelif yerlerinde görülen Karagöz oyununun, Anadolu da var alan kol oyunu, kukla oyunu diye adlandırılan oyunlara 236

benzemesi ve oyun metinlerinin içerik ve ifade edilişi bakımından yerelleşebilme esnekliği taşıması oyunun bölgede daha çabuk yaşam alanı bulmasına zemin oluşturmuştur. Oyunun bir Anadolu şehri olan Gaziantep te yaşamış ve yaşamakta olması ve bu yaşam esnasında üretilen oyun metinlerinin bağlama ait yerel özellikler göstermesi, ulusal kültür için de bile folklor pratiklerinin yörelere göre şekil alıp muhtelif işlevler üstlenebildiğinin bir göstergesidir. 1 Gaziantep eğlence yaşamında Karagöz oyununun yerini ise, Cemil Cahit Güzelbey, şehirde geçmişten bu yana süregelen ve teknoloji öncesinde oldukça yaygın olan bir seyirlik oyun olarak ifade eder: Karagöz oyunu, Gaziantep lilerin eskiden beri rağbet ettikleri, gecelerini hoş geçirmek için koştukları bir eğlence türüdür. Sinemaların çoğalmasından evvelki çocukluğumuz çağında, Karagöz oyunu yaygındı (Güzelbey1971:101) Gaziantep te Karagöz oynatma geleneği, Kars ta da olduğu gibi 19. yy. sonlarında başlamıştır. 1970 li yıllara kadar eğlence yaşamının içinde aktif olarak yerini korumuştur. Şehrin eğlence yaşamında yüz yılı aşkın bir süre vazgeçilmez bir yer tutan Karagöz oyunu, yörede daha çok Hacıvat oyunu ve icracısı da Hacivatçı olarak adlandırılmıştır.(güzelbey1971; Tokuz2004:81) Din dışı eğlence yaşamının ilk icra mekanı olan kahvehaneler(çobanoğlu2000:132/133)haliyle Karagöz oyununun icrasında da vazgeçilmez bir bağlam olarak karşımıza çıkar. Şehrin bazı semtlerindeki belli başlı bazı kahvehane işletmecileri, kış ve ramazan ayları öncesinde yörenin ünlü Karagözcüleri ile sözlü bir anlaşma yaparlardı. Bu durum kahvehane müşterilerine ve sırf Karagöz müşterisi olan diğer kitleye de ilan edilirdi. Bunun akabinde Hacıvatçı, kahvecinin uygun gördüğü bir köşeye perdesini kurar ve oyun malzemelerini de kurduğu bu perdenin yanına koyardı.(güzelbey1971:101) Söz konusu bu uygulama, o kahvehaneyle perdesi çekili olan ilgili Karagöz ustasının akitleştiklerinin somut bir 1 Bu çalışmayı zihnimizde oluşturduğumuz günlerde, Gaziantep te bazı yer adlarının; Karagöz camisi. Karagöz Mahallesi, Karagöz Caddesi gibi Karagöz adıyla adlandırılmasının, yani söz konusu gölge oyunu ile yer adlarındaki isim paralelliği bulunmasının sebebini Acaba karagöz oyununun yöredeki eskiliğinden mi kaynaklanmaktadır şeklinde düşünmüştüm. Konuyla ilgili daha önce yapılan çalışmaları tararken benim aklıma gelen sorunun bir heyetin Gaziantep e gelip araştırma yapmasına neden olduğunu fark ettim.bu heyet, o zamanki adıyla Kültür Bakanlığı Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürlüğü ile Milletler arası Kukla ve Gölge Oyunu Birliği Türkiye Milli Merkezi tarafından oluşturulmuş ve bu heyet tarafından 6-12 mart 1994 tarihleri arasında yörede bir alan araştırması yapılmıştır. Söz konusu bu çalışma sonucunda, şehirdeki yer adlarıyla Karagöz Oyunu arasında doğrudan bir ilişki kurulamamıştır.(özhan1995:116) 237

göstergesi olmakta ve aynı zamanda bu anlaşmayı müşteri kitlesine gösterme yoluyla da bir tür reklam yapılmaktaydı. Gaziantep Kahvehanelerinde icra/gösterimde bulunan hikayeci aşıklarla kahvehane sahibinin arasında mevcut olan, icracılara herhangi bir ücret ödemeyip de icra sonunda izleyiciler arasında gezdirilen tepsiye izleyicilerin bıraktıkları bahşişlerin hikayeci âşıklara verilmesi durumu, Karagöz icracıları için de geçerliydi. Söz konusu bu katkıya ilave olarak;patronaj himayelerin de varlığından söz etmek mümkündür(inalcık2003;pelvanoğlu2004:15/16) Karagöz oyununa tutkuyla bağlı olan şehrin önde gelen varlıklı kişileri, yer yer bir takım halinde oyunu icra eden sanatçılara, daha büyük yardımda bulunmaktaydılar. Bu durunun en somut örneği, bildirimizin de konusunu oluşturan Karagöz Ustası Mehmet Parlaksoy un oyunlarında ona müzik yaparak eşlik eden Güççük Mamet in şehrin eşraflarından Necati Bey in himayesinde olması ve Mamet in bedelli askerlik ücreti olan 50 altının bu kişi tarafından karşılanmasıdır.(tokuz2004:93) Öte yandan Karagöz oynatılan kahvehanelerde, her oyundan sonra, izleyiciler dağılmadan, ertesi gün oynanacak oyunun duyurusu yapılırdı. İzleyicilerin genel istekleri doğrultusunda bazen oyunların akışı yer değiştirebilmekteydi. Gerek yukarıdaki, icracının himaye altına alınması gerekse söz konusu bu duru, oyunun icra performansını; icracı, izleyici arasındaki iletişimsel ilişkinin çok yönlülüğünü ve bu kültürel bağlamda oyunun yaşamını uzun soluklu devam ettirebilmesinin nedenlerini gözlemlemek için yeterli bir örnek olduğu düşüncesindeyiz.(ersoy 2003:206/229)) Karagöz oyunu yer yer kahvehane bağlamı dışındaki bağlamlarda da icra edilmekteydi. Sünnet düğünleri, özel toplantılar, esnaf sahreleri(ersoy2002:95) gibi etkinliklerde de icra edilen Karagöz oyun repertuarı, söz konusu daveti verenler tarafından belirlenmekte ve ustalar o güne özel çalışmalar yapmaktaydılar(güzelbey1971:101) Bu tür özel etkinliklerde icra edilen Karagöz oyununun izleyici çevresini en çok çocuklar oluşturmaktaydı. Bu durumun sebeplerinden birisi de zabıta kanununun Karagöz oyununun oynandığı kahvehanelere on sekiz yaşından küçük olanların girmesini yasaklamasından kaynaklanıyordu. Hatta Karagöz oynatılırken kontrole gelen zabıta komiserleri, eğer kahvehanede çocuk görürlerse onları dışarı çıkarıyorlar, Karagöz ustasının da perdesini söküp onları tartaklıyorlardı(güzelbey1972:101) Söz konusu bu uygulama, haliyle kahvehanelerin dışında oluşan bağlamları çocuklar için daha cazip hale getiriyordu. Karagöz oyunu, çocukların belleğine o kadar tesir etmiş olmalı ki, yöre çocuk oyunları arsında Hacivata Bakan adlı da bir oyun vardır. Bu oyun metni kısaca şöyledir: Çocuklar, buldukları kemiklerin ilik yerlerine gelincik 238

çiçeklerinin yapraklarını doldurup, çöple ezerek kırmızı boya elde ederler ve bu boyayı kullanarak, ucu ezik bir çubukla kağıt parçaları üzerine Hacivat resimlerini çizerler ve oyunu merak eden çocuklara zerdali çekirdeği karşılığı oynatmaya çalışırlardı.(tokuz2004:81) Bu durum, Karagöz oyun metinlerinin yerelleşerek farklı bağlamlara taşınmasının ve folklor metinleri arası etkileşim vasıtasıyla ilgili ürünün bölge bağlamına her yönüyle adapte oluşunun bir göstergesidir. Karagöz oyununun bölge bağlamına uyum süreciyle ilgili örnekler bununla da sınırlı değildir. Karagöz oyunu ile ilgili tipler, oyun konuları, kullanılan müzik her ne kadar genel bir tanım etrafında verilse de icra edilen bağlamlara göre bu durum değişkenlik arz etmekte ve oyun metni, bir bütün olarak yerelleşmektedir. Hatta oyunlar, icradan icraya ve izleyici kitlesinin genel ortalamalarına göre de değişkenlik arz etmektedir. Oyun metinlerine yöre halkının gelenekleri, espri anlayışı, davranış kalıpları, ağız özellikleri dahil olmaktadır. Gaziantepli Karagöz ustalarının kimileri yerel ağzı ön plana çıkarıp, bazı argo deyimleri, küfürleri daha çok kullanırlar; bazıları da İstanbul usûlü oynatırlardı. Bunlardan Ali ve Reşid Ustalar argoyu az kullanan İstanbul usûlü oynatan ustalardı. Hacivatçı Vakkas ın oyunlarında, Gaziantep ağzı; Kilisli Zilban Usta nın oyunlarında da Kilis ağzı ön plandaydı. Bu durumu örneklemek gerekirse: Oyunun İstanbul metninde Karagöz ile Yahudi arasında geçen bir diyalogda: Ule karta göz ağası,... sözü, Kilis teki oyun metninde Ule balleğe şapşağı (Sözcüğün aslı Arapça Bellua olup suların lağıma akmasına sağlayan bir tür taştır. Şapşak ise, kulplu tastır ve bu iki kavram, lağam suyunun akmasına yardımcı olan bir tür temizleyicidir) şeklindedir. Karagöz ün kavak ağacı altında cine çarpılmasını konu alan Kanlı Kavak Oyunu nun yöre bağlamındaki metnin bir bölümü kısaca şöyledir: Sahnede Karagöz ve Yahudi vardır, Karagöz, Gazaiantep ağzıyla; Karınca geliy, basma basma kanlı kavak yıkılacak, bu gün gedecek demekte ve yükseğe çıkarak; Ulanınnn! Nereler görükü, taa güççük İstanbul dan beri gözüküy diyerek devam etmektedir.(güççük İstanbul diye ifade edilen yer tuvalettir ve izleyiciler bunu bilmektedir). Bu arada Yahudi de Gaziantep ağzıyla: Ula ağam, in ben de bakiym, yahu ağam in ben de bakiym... diyerek izleyicileri güldürmektedir. Klasik Karagöz ün Ferhat ile Şirin oyunu perde gazelinden sonra Hacivat genelde şöyle der: Hacivat: Huzur-u Haziran, cemiyet-i irfan, haindir, münafıktır şeytan. Şeytanın din-sizliğine, Rahmanın birliğine ve bizi temaşa eden ahibbanın sağlığına. Demem o demek değil, ben bendenize, ben duacınıza ben hak, ben hakisare, eli yüzü yunmuş, elfazı düzgün, fasihullüsan, müsahabeti tatlı. 239

Oyunun bu girişi Gaziantep bağlamında ise şu şekildedir(perdeye önce Hacivat gelir): Hacivat: - Şem a yaktım, gösterem zıll-i hayal Kalmaya ta ki gönülde ne kesafet ne melal Hazi hezran, vakti sefai meydan Hınzırdır, laindir dinsizdir şeytan Şeytanın dinsizliğine, Rahmanın birliğine, İkimiz birden Yüce Tanrı ya duadan sonra Ben hak-i sare, bu vefalı yare Eli yüzü düzgün, sözü sohbeti tatlı deyince Karagöz: - Yine geldin mi eti dökülmüş lahmacun suratlı? (Bu cümle İstanbul metninde; yine geldin mi eskimiş bamya tenceresi suratlı, şeklindedir) diye cevap verir. Gaziantep gelenek çevresi içinde olan Kilis te ise aynı konuşma şöyledir: Hacivat: Şem a yaktım gösterem zıll-i hayal Kalmaya ta ki gönülde ne kesafet ne melal Hazi hezran, vakti sefai meydan Hınzırdır, laindir dinsizdir (veya keratadır) şeytan Şeytanın dinsizliğine, Rahmanın birliğine, diye devam eder. Şu eli yüzü yunmuş Karagöz olacak handa mıdır? Hanesinde midir? Yoksa külhanda mıdır? Hele bir bakayım Karagöz evde midir? der ve kapısını çalar.(tokuz2004:92) Bu duruma bir diğer örnek ise, klasik Karagöz oyunlarından olan Büyük Evlenme Oyunu dur. Bu oyunda, Karagöz ün eşinin evlendikten üç ay sonra doğum yapmak üzere olduğunu öğrenmesi üzerine, arkadaşı Hacivat la arasında geçen diyaloğun klasik oyundaki şekli: Karagöz: Hesap edelim Hacivat: Altımızdaki ay, bir; üstümüzdeki ay, iki; arkamızdaki ay,üç; önümüzdeki ay,dört; gelecek ay, beş; çıkacak ay, altı; çıkmış ay, yedi; yine çıkacak ay, sekiz; çıkan ay, dokuz. Şimdi, bu gün de ayın onu; tam dokuz ay on gün oldu sen bu kızı alalı. Gaziantep Bağlamında icra edilen oyun metninde aynı diyalog, Karagöz le karısı arasında şöyle geçer: Karagöz: Hesap edelim, der Karagözün karısı: Üç ay oldu sen beni alalı, üç ay oldu ben sana varalı, etti altı ay; gelen ay, giden ay, boş ay; eder dokuz ay şeklindedir. 240

Öte yandan, Karagöz oyunlarının oyun metinlerine klasik karagöz oyunlarında olduğu gibi(öngören1998:50/60) Gaziantep Karagöz ünde de yer yer eğlence formunda hiciv kendini gösterir. Bu duruma bir örnek vermek gerekirse; Gaziantep te Vakkas Usta nın bir Karagöz oyunu icrası esnasında içeriye bir komiser girer. Bunun üzerine, usta, perdeye hemen bir komiser tasviri çıkarıp onu meyhaneye götürür, içirip hoş olmayan davranışlar yaptırır. (Muhtemelen, bu duruma sebep; komiserlerin yer yer çocukları kahvehanelerden çıkartmaları, Karagöz ustalarının perdelerinin sökülmesine ve onların tartaklanmasına neden olmalarıdır.) Bir diğer örnek de Kilisli Zılban Usta nın izleyiciler arasında gördüğü, pahalı ve bayat ilaç satan eczacıyla, eksik et tartan kasabın figürlerini hemen perdeye yansıtıp onları eleştirmesidir.(tokuz2004:87) Öte yandan, söz konusu bu örnek uygulamalar, oyun metinlerinin oluşmasında icracı ile izleyici arasındaki iletişimsel ilişkinin etkileşimine ve folklorun protesto işlevine canlı birer örnektir. (Bascom 1963: 333/349; Başgöz1996:1/4; Çobanoğ 1999: 226) Gaziantep te Karagöz oyunu icrasına ev sahipliği yapan belli başlı kahvehaneleri şu şekilde sıralayabiliriz: Eski Kelleci Pazarı Kahvehaneleri, Şehreküstü ndeki Yüksek Kahve, Keçehane Kenayi, Kavaf Pazarındaki Çırçır Kahvesi, Bakırcılar Çarşısı Kahvehaneleri, Nuri Bey in Kahvesi, Bedesten Damı ndaki Kahveler, Kalealtı ndaki Kahve, Kavaklık Kahvehanesi, Tabakhane deki Büyük Dut un karşısındaki kahvehane, Elmacı Pazarı Semti nde Alo nun Kahvehanesi, Kırkayak Kahvehanesi, gibi kahvehaneleri saymak mümkündür. Bu Kahvehanelerin bazıları, Karagöz ustalarının devamlı gösteri yaptığı yerler olması bakımından o ustanın adıyla bütünleşmiştir, mesela; Hacivatçı Mehmet, Yüksek Kahvede, Hacivatçı Vakkas, Kelleci Pazarı ndaki Kahvehanede oyunlarını sergiler. Dürbekeci Kör Şakir ise, Yüksek Kahve nin Darbuka sanatçısıdır. (Tokuz2004:100;Özhan 1994:121) Gaziantep te Karagöz Ustası olarak isimleri tespit edilen icracılar ise, şu şekilde sıralanmaktadır: En eski olarak bilinen, Halil Usta dır; daha sonra, Sakallı Ali gelir. Sakallı Ali, Halil Usta nın yetiştirmesidir.üçüncü sırada Mamet Usta gelir(mehmet Parlaksoy), sonrasında Çalgıcı Meneş in oğlu Ali Usta, Vakkas Usta, Reşid Usta ve Ali Ustaların adları geçmektedir.(tokuz2004:100) Bu isimlere ilave olarak, Cemil Cahit Bey, şu isimleri de sayar: Büyük Reşid(diğer adıyla Kulağınoğlu Reşid), Küçük Reşid, Cingen İbo, Demirci Ali, Tahsildar Mehmet Ekrem, Dökmeci Ali Usta, Kasacı Ali Usta ile Demirci Ali in adlarını sıralar(güzelbey1971:101;tokuz2004) Adı geçen ustaların sıfatlarından da anlaşılacağı gibi, bu kişilerin tek işleri Karagöz oynatmak olmayıp aynı zamanda geçimlerini temin ettikleri muhtelif meslekleri de vardı. 241

Gaziantep te icra edilen Karagöz oyunu repertuarını oluşturan oyunlardan bazılarının adlarıysa şunlardı: Kanlı Kavak, Geyikli Server Bey, Ferhat ile Şirin, Zavallı Avcı, Karagözün Evlanmesi, Karagözün Yoğurt Satması, Evlat Katili, Katil Kerime, Karagöz ün Kitaplığı, Karagöz ün Güreşi, Küp-ü Sahra, Kumarın Sonu, Karagöz ün Tacirlik Etmesi, Karagöz ün Arzuhalciliği, Acem Muharebesi, Kardeş Hasreti, Esirci, Karagöz ün Paraya Şarlop Çekmesi, Bekri Mustafa nın Ziyafeti, Karagöz ün Eşek Hacivat ın Çebiş Olması, Karagöz ün Ağalığı, Karagöz ün Yarım Saat Beyliği, Karagöz Karısıyla Çat Pınar Başında, Bir Kız Gazeteye Evlenme İlanı Veriyor.(Güzelbey1971:116/118) gibi oyun adları sayılmaktadır. Adı geçen oyunlardan çocukların en çok sevdiğinin ise, Kanlı Kavak oyunu olduğu belirtilmekte ve bu sebepten oyunlara son verileceği gece, Kanlı Kavak oyunu, ağız tadı olarak tekrar oynanmaktaydı. Gaziantep li Karagöz Ustası Mehmet Parlaksoy ve Koleksiyonu 1903 yılında Gaziantep te Boyacı Mahallesinde doğdu. Asıl mesleği, ayakkabıcılıktır. Karagöz oyunlarına on yedi, on sekiz yaşlarında ilgi duymaya başladı. Gaziantep e gelen tiyatro sanatçılarının yardımıyla ilk Karagöz takımını yaptı. Mehmet Usta, on sekiz oyunla başladığı Karagöz oyunu repertuarını daha sonra elli ikiye çıkarmıştır.ustası Gaziantepli Karagöz ustalarından Ali Usta dır.gaziantep in yetiştirdiği nadir ustalardan biri olan Mehmet Parlaksoy, yani Mamet Usta 1998 yılında vefat etmiştir. Kısaca hayat hikayesini verdiğimiz nam-ı diğer Hacıvatçı Mamet Usta nın oğlu İdris Parlaksoy; babasının bu işe on yedi, on sekiz yaşlarında zevk için başladığını; fakat daha sonra ölünceye kadar, bu işe sevgiyle bağlandığını ifade eder ve daha sonra babasıyla ilgili şu tespitlerde bulunur: Babamın otuz beş tane yazılı oyunu vardı. Bu oyunlara günün olaylarını da katarak sürekli değiştirir ve güncel tutardı. Babam, Karagöz takımına çok değer verirdi. Babamın asıl ustası Ali Usta imiş. Annem, babamın Karagöz oynatmasını istemezdi. Bu işi, o zamanlar ayıp sayarlarmış. O gece hangi oyun oynanacaksa, bir gece önceden herkese söylenirdi; babam da akşam oynatacağı oyunun kahramanlarının tasvirlerini, Karagöz takımı ile bir kutuya koyar, kutuyu koltuğunun altına alıp kahvenin yolunu tutardı. Arada sırada, Karagöz oynatmaya Nizip ve Birecik e de giderdi. Fakat köylere hiç gitmedi veya gittiğini hatırlamıyorum... (Tokuz2004:100) Oğul İdris Parlaksoy, babasının repertuarında olan oyunların adlarını şu şekilde sıralamaktadır: Kanlı kavak, Geyikli Server Bey, Ferhat ile Şirin, Zavallı Avcı, Karagöz ün Evlanmesi, Karagöz ün Yoğurt Satması, Evlat Katili, Katil Kerime, Karagöz ün Kitaplığı, Karagöz ün Güreşi, Küp-ü Sahra, Kumarın Sonu, Karagöz ün Tacirlik etmesi, Karagöz ün Arzuhalciliği, Acem Muharebesi, Kardeş Hasreti, Esirci, Karagöz ün Paraya Şarlop Çekmesi, Bekri Mustafa nın Ziyafeti, Karagöz ün Eşek Hacivat ın Çebiş Olması, Karagöz ün Ağalığı, Karagöz ün Yarım Saat Beyliği, Karagöz Karısı ile Çat Pınar Başında, Bir Kız Gazeteye Evlanme İlanı Veriyor, Kanlı Nigar, Karagöz ün Kavak Yıkması... 242

Oyun isimlerine genel olarak bakılacak olursa, Gaziantep Karagöz icracılarının repertuarlarındaki oyun adlarının birbirine benzerliği, hatta aynılığı söz konusu olmaktadır. Fakat, her ustanın kendine has icra biçimiyle ve doğal ortamdan kaynaklanan doğaçlama metinlerle sanatının gücü oranında bu oyunları icra ettiği bilinmektedir. Öte yandan,gaziantep teki Karagöz oyunlarında, Kar-i Kadim ve Nev- İcad oyunların dışında büyük oyun sayılamayacak kısa bir veya birkaç perdelik örnekler de vardır. İcracının bazı oyunların sonuna ilave ettiği bu tarz oyunlara Mehmet Parlaksoy un repertuarında yer alan Yoğurtçu ve Değirmenci adlı oyunları örnek vermek mümkündür. Değirmenci oyununda, değirmenciye bir kadın gelir ve ununu öğütmesini ister. Değirmenci mani şeklinde, kadına Olmaz hanım olmaz, oluklarda su durmaz, arkadaşlar razı olmaz. diye cevap verir. Kadın, değirmenciyi ikna etmeye çalışır. Mani tarzında, şunu bunu vereyim, diye değişik tekliflerde bulunur. Değirmenci, hepsine de olmaz der. Sonunda, değirmenci, kadının teklifini kabul edip Olur hanım olur, oluklarda su durur, arkadaşlar razı olur der ve anlaşırlar.(tokuz2004:89) Metnini kısaca özetlediğimiz bu oyun, Gaziantep kadın eğlencelerinde oynanan Karaoğlan Oyunu metniyle benzerlik göstermekte ve bu kadın oyununun yöredeki eskiliği düşünülürse, Karagöz ustasının repertuarına kadın oyununun Karaoğlan dan geçmiş olabileceği düşünülebilir. Yine bu durum da oyun metinlerinin birbiriyle etkileşimine bir örnek niteliğindedir. Mehmet Parlaksoy un Karagöz oyun koleksiyonunun Gaziantep Üniversitesi ne kazandırılması girişimi üniversite Genel Sekreteri Gonca Tokuz un girişimleri sayesinde olmuştur. Parlaksoy ailesinde, babalarının çocukları arasında paylaştırarak onlara miras bıraktığı Karagöz Oyunu kahramanlarının tasvirleri ve oyunun diğer araç gereçlerinin varlığından epeydir haberdar olduğunu ifade eden Gonca Tokuz, üniversite eski rektörü Prof.Dr. Hüseyin Filiz i ve bazı hatırlı kişileri de devreye koyarak koleksiyonun büyük parçasına sahip olan Oğul İdris Parlaksoy dan mukavele karşılığında alarak koleksiyonu üniversiteye kazandırmıştır. Söz konusu koleksiyonda yer alan oyun kahramanlarının tasvirleri dijital ortama aktarılıp 50x75 ebadında büyütülerek çerçevelenmiştir. Diğer oyun malzemeleri ise, cam vitrinler içerisinde korumaya alınmış; 2.80x3.00 metre ebadında iki bölümden oluşan perde de ilgili koruma dahilinde tutulmuştur. Bu işlemlerin akabinde, 27 Ekim 2003 tarihinde, bu koleksiyon büyük bir titizlikle Gaziantep Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi Sergi Salonu nda sergilenip meraklılarıyla buluşturulmuştur. Sergi salonunda açılan deftere yazılan notlar, bu serginin ne kadar büyük bir boşluğu doldurduğunu çok açık bir şekilde göstermiştir. Öte yandan, üniversite yönetiminin desteği ve Genel Sekreter Gonca Tokuz ve tarafımızca projesi oluşturulan her yıl ramazan ayında bu serginin yeniden açılması ve eş zamanlı olarak hâlâ Gaziantep te büyük bir özveriyle Karagöz oyununu yaşatmaya çalışan Karagözcü Murat Doğan Usta nın Karagöz 243

oyunu icralarıyla da renklendirilerek bu geleneği en azından üniversite olarak şehirde canlı tutulması çalışması devam etmektedir. Bu yıl Gaziantep Büyükşehir Belediyesi nin ramazan eğlenceleri etkinlikleri kapsamında fuar alanında Karagöz Oyununu icra ettirmesi de bu projeyi desteklemiş ve Gaziantep Karagöz ü için umut verici gelişmeler olmuştur. Sanırım bu gelişmeler, somut olmayan kültürel mirasın korunması ve yaşatılması hususunda da en somut bir örnek teşkil etmektedir. KAYNAKÇA AND, Metin, (1969), Geleneksel Türk Tiyatrosu, Ankara:Bilgi yayınları AND, Metin, (1974), Dünyada ve Bizde Gölge Oyunu, AnkaraF BASCOM, William, (1963), Four Functions of Folklore, The Journal of American Folklore, 67, s. 333-349. BAŞGÖZ, İlhan, (1996), Protesto: Folklorun Beşinci İşlevi (Fonksiyonu), Folkloristik Prof. Dr. Umay Günay Armağanı, (hzl. Özkul Çobanoğlu-Metin Özarslan), Ankara: DV Yayınları, s. 1-4. ÇOBANOĞLU, Özkul, (1999), Halk Bilimi Kuramları ve Araştırma Yöntemleri Tarihine Giriş, Ankara: Akçağ Yayınları. ÇOBANOĞLU, Özkul, (2000), Âşık Tarzı Kültür Geleneği ve Destan Türü, Ankara: Akçağ Yayınları. EKİCİ, Metin, (2004), Halk Bilgisi (Folklor) Derleme ve İnceleme Yöntemleri, Ankara: Geleneksel Yayınları. ERSOY, Ruhi, (2002), Esnaf Folkloru bağlamında Gaziantep Esnaf Sahre geleneği, GAP Çerçevesinde Halk Kültürü Sempozyumu Bildirileri, 12-13 Ekim 2001, Gaziantep ERSOY,Ruhi, (2003), Baraklı Aşık Mahgül ve Repertuvarı, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsi, Basılmamış doktora Tezi, Ankara GÜZELBEY,C.Cahit, (1971), Gaziantep te Karagöz Oyunu, Gaziantep Kültür Dergisi, C.3, s.101-116 İNALCIK,Halil (2003), Şair ve Patronaj, Ankara:Doğu Batı Yayınları OĞUZ,Öcal, (2000), Metin ve Anlatım Ortamı Merkezli Kuramların Türk Halkbilimi Çalışmalarına Uygulanması Üzerine Bazı Dikkatler, Türk Dünyası Halkbiliminde Yöntem Sorunları,s.29-36, Ankara: Akçağ Yayınları. ÖNGÖREN, Ferit, (1998), Cumhuriyetin 75.yılında Türk Mizahı ve Hicvi, İstanbul:Türkiye İş Bankası yayınları. ÖZHAN, Mevlüt (1995), Gaziantep te Karagöz, Folklor/Edebiyat, S.4, s.115-123 PELVANOĞLU, Emrah,(2004), Geleneğin Evrimi ve Patronaj, Milli Folklor, S.63, s.15-16 PİRVERDİOĞLU,Ahmet, (2004), Türk Halk Tiyatrolarının Gelişme Evreleri,Milli Folklor,S.60, s.57-69) TOKUZ, Gonca, (2004), 20.Yüzyılda Gaziantep te Eğlence Hayatı, Gaziantep Üniversitesi Vakfı Yayınları. 244

BURSA DA KARAGÖZ SANATI VE SANATÇILARI The Art And Art sts Of Karagöz n Bursa Hülya Taş ABSTRACT Karagöz which is the representative of Turkish Shadow Show and gives its name to that show, reflects the commonsense of public and thus it has been called as Karagöz Show since the 17 th century People believe that dream curtain was first founded in Bursa and that Karagöz and Hacivat are figures who really lived.the main source imposing this show alone to keep Karagöz alive and improve it is Karagöz players. Although educational seminars about Karagöz have been held recently, the number of Karagöz players educated is quite a few. There are various reasons for this. That there are no text writers of Karagöz show and new texts are very few prevent Karagöz show from being improved.it is necessary to spend a long apprenticeship period both to play Karagöz and write new texts.unfortuanetly, as this is a work that must be done from the hearth and that is not profitable, there are very few people who devoted themselves to this work One of people who try to keep Karagöz alive in Bursa as the last repsentative of our culture and art wealth is Şinasi Çelikol. He was the apprentice of metin Özlen, Tacettin Diker, Orhan Kurt and Hayali Torun Çelebi. He was worn peştamal (a special kind of large towel) by Hadi Poyrozoğlu in 1994. Today, he is a number of the Board of UNIMA Turkish National Head Office and head founder of Unima Bursa Branch. There have been education, performance and apperenticeship seminars about Karagöz in Bursa since 1994. During these seminers, a group of 20 peopele have been formed. There are 4 people who attended these seminars and organised shows in Bursa including Şinasi Çelikol. Şinasi Çelikol, Bursa Karagöz Society Tayfun Özeren, Çekirge Karagöz Society Ahmet Karakman, Çelebi Karagöz Society Nevzat Çiftçi, Traditional Drama Karagöz Society Karagöz Shows are performed open to public especially in Ramadan and Bayrams in Karagöz Art House opened by the support of Şinasi Çelikol in 1997 Key Words: Shadow theatre Karagöz, Bursa Asya kıtasından çıktığı kabul edilen gölge oyununun Anadolu ya 16.yüzyılda Mısır dan gelmiş olduğu ile ilgili kanıt, Yavuz Sultan Selim çağının güve- 245

nilir kaynaklarından biri olan İbn İlyas ın verdiği bilgilere dayanmaktadır. Bu yüzyıldan itibaren Karagöz oyunu Türkiye de Türklerin yaratıcılığı ile gelişip şekil almıştır. Oyunun kahramanları Karagöz ve Hacivat, ana tasvir olarak karşımıza çıkar. 17.yüzyılda Evliya Çelebi ve Naima nın eserlerinden başka, o çağda İstanbul da bulunan yabancı gezginlerin eserlerinde de Ramazan ayında kahvehanelerde, düğün törenlerinde, evlerde bu oyunların oynatıldığı anlatılmaktadır. 18.yüzyılda da sarayda, doğum törenlerinde, sünnet düğünlerinde yapılan şenliklerde Karagöz oyunundan bahsedilmektedir. 19. yüzyılda gerek yerli gerek yabancı kaynaklar gölge oyunu hakkında bilgi verirlerse de bu kaynaklar yetersizdir. (And 1985:275-289) Halk, hayal perdesinin ilk defa Bursa da kurulduğuna, Karagöz ile Hacivat ın Bursa da yaşamış birer şahsiyet olduğuna inanmıştır. Siz istediğiniz kadar Sultan Orhan devrinden evvel Çin de, Cava da Orta Asya da perde kurulup hayal oynatılmış olduğunu tarihî kayıtlarla ispat etmeye çalışın, halk size Mümkün, fakat karagöz oyunu Bursa da icat edilmiştir. der. Karagözle Hacivat ın rivayet olunan devirde yaşamış birer şahsiyet olduğuna dair hiçbir belge bulunamadığını söyleyin, halk size derhal Karagöz ile, Hacivat ın ağızdan ağıza asırlardan beri dolaşan efsaneleri anlatmaya başlar. Halkın bu sarsılmaz inancı Karagöz oyunlarında ve perde gazellerinde de kendini gösterir. Hatta fasıllardan birinin adı da Bursalı Nigar dır.(siyavuşgil: 1948: 57) 15. yüzyılda Bursa da Karagöz adlı bir mahallenin, köyün varlığı, Hacivat hanı ve deresinin bulunması da bir tesadüf değildir. (Kaplanoğlu 1996:184) Enver Benhan Şapolyon Şeyh Küşteri Efsanesi adlı makalesinde, Şeyh Küşteri nin mezarı hakkında şu bilgilere yer vermektedir. Bursa da belediye bahçesinin karşısındaki bir evin alt katındadır. Mezar taşında da şunlar yazılıdır. Kutbu-ül ârifîn gavs-ül vâsilin cennet mekan firdevs- aşiyan sahib-i hayal Şeyh Mehmet Küşteri ruhuna 802. (Şapolyon 1955:207)1961 yılında Bursa müzesine teslim edilmiş olan mezar taşının ise bugün nerede olduğu bilinmemektedir. Çekirgeye giden yol üzerindeki mezarlıkta bulunduğu söylenen Karagöz ün mezarına gelince, bu da bir rivayetten ibarettir. Çünkü Bursa nın Yunanlılar tarafından işgalinde tahrip edilen o mezar taşı da yenidir. Mezar taşında yazılı olan, Nakşı sun un remzeder hüsnünde ruyet perdesi diye başlayan gazelin şairi Kemteri mahlasını kullanan Bektaşi Raşid Ali Babadır ki 1986 da vefat etmiştir. Buradan da Karagözün mezarı olarak bilinen bir yere sonradan konulduğu akla gelmektedir Görülüyor ki, tarihte izini şimdilik 17. Asrın sonlarına kadar takip ettiğimiz rivayet gerek hayal perdesini, gerekse Karagözle Hacivat ı Bursa ya mal etmesine rağmen tarihî belgelerde bu hususu teyit eden kayıtlara rastlanılmamıştır. Elde güvenilir kaynak olmadıkça, Karagöz ile Hacivat ın ne yaşayıp ne 246

yaşamadığı konusunda bir sonuca ulaşabilmek mümkün değildir. 1932 yılında Bursa da Çekirge yolunda Karagöz için yaptırılan mezarın onarılması söz konusu olunca bu olayla ilgili olarak Karagöz ün gerçek veya yapıntı bir kişi olup olmadığı tartışılmıştır. Fuat Köprülü bir demecinde Karagöz ün yapıntı bir kişi olduğunu bildirmiştir. Filipeli Mihat Bey in Bursa Belediye Başkanı Muhittin Beye gönderdiği bir mektubu yayınlanmıştır. Mektup sahibi 1333 yılında Hisardaki Ortapazar medresesi kitaplığında ve yine oradaki Mısrî Tekkesi kitaplığında Hayat ve Menakıb-ı Kara Oğuz ve Hacı Ehvad adında bir kitabın bulunduğunu sonra bir yangında yanmış olduğu bildirilmektedir. Bursa da sahaflar çarşısında oturan kahveci Şeyh Hakkı efendi nin Karagöz ün Orhaneli ilçesinde Karakeçili aşiretinden Kara Oğuz adını taşıyan bir köylü olduğunu söylediğini, fakat bu adın daha sonra Kara Öküze çevrildiğini ifade etmektedir. (And:1985:286) Saim Sakaoğlu Gölge Oyununun Doğuşu adlı makalesinde Karagöz ün mezarı hakkında şu bilgileri vermektedir. Vaktiyle Bursalılar arasında yaşayan bir rivayete göre onun mezarı Çekirgeye giden yolun üzerinde imiş. Nakşibendi tarikatına mensup Hayali Mustafa Tevfik Efendi ile Bahri dergahı şeyhi ellerindeki tek belge olan bu rivayete dayanarak 1310/ 1892 de kabristana taş dikmişlerdir.( Sakaoğlu 2003:467) Şinasi Çelikkol, Şeyh Küşteri nin mezarlığının Atatürk caddesinde olduğunu halkın adak adayarak pencere demirliklerine mum yakıp koyduklarını hatırlamaktadır. 1955-1956 yıllarında bu mezarlığın kaldırıldığını söylemektedir. Hacivat ın mezarının da Hacivat köprüsünün altında tek selvi olduğunu ve o selvinin altında yattığına inanıldığını söylemektedir.(hacivat idamdan kaçarken Bursa daki Hacivat köprüsü yakınlarında yakalanmaktadır. Köprünün orada bir selvi ağacı bulunmaktadır. Hacivat burada idam edilerek selvi ağacının yanına gömülmüştür). Günümüzde hayal perdesinin yaşatılması ve geliştirilmesi için çalışan oyunu tek başına yürüten kaynak hayaliler yani karagözcü lerdir. Ülkemizde Hayali Küçük Ali nin ölümüyle iyi Karagözcü kalmadığı sanılıyordu.(and 1986:289 )1966 dan itibaren yapılmaya başlanan yarışmalar, kurslar, seminerlerle Karagözcülük sanatı günümüze kadar gelmiştir. Kültür ve sanat zenginliğimizin son temsilcilerinden biri olan Karagöz ü Bursa da yaşatmaya çalışan kişilerin başında, Şinasi Çelikkol gelmektedir. Şinasi Çelikkol Şinasi Çelikkol de 1947 yılında Bursa da doğmuştur. Hoca İlyas İlköğretim okulunda okumuştur. Şinasi Çelikkol ilkokulda okurken üç dört defa Karagöz oyunu seyreder. O zaman bu oyunları kimin oynattığını hatırlamadığını hatta hâlâ okulun girişinde yer alan camın üzerinde, arkada mum yakarak çocukları eğlendirmek için, Karagöz oynatıldığını, fakat her tasvirin net görünmediğini belirtmektedir. O dönemlerde sünnet düğünlerinde Karagöz oyununun 247

çok oynatıldığını hatta Karagözcü Hakkı Bey in oyunlarını perde üzerinde değil, bir dolaba girip oynattığını buna da köşebaşı Karagözcüsü denildiğini söylemektedir. Gene bu yıllarda, Hayali Küçük Ali nin TRT de radyo programları başlar. Ramazan ayında yayınlanan bu programları sahurda babası Rafet Çelikkol Şinasi yi uykudan kaldırarak beraber dinlerler. 1955-1960 yılları arasında Aynacılar pasajında kumaşçı iki kardeş Hakkı Efendi ve Mehmet Güngör Karagöz oynatmaktadırlar. Şinasi Çelikkol, aynı yıllarda Muradiye de kuklacıların da olduğunu fakat kukla gösterilerin fazla ilgi çekmediğini söylemektedir. Bayramda meddahlar, kantocular, dansözler Pınarbaşı ndaki meydana gelir, çadır tiyatrosu kurarlar. 1958 de Ramazan Bayramında Pınarbaşı na on bir tiyatronun geldiğini hatırlıyor. Bunlardan küçük olan tiyatrolar otuz kuruşa, diğerleri ise elli kuruşa oyun oynatırlarmış. Çelikkol 1958 de Ticaret Lisesine girer. 1960 da Bursa ya gelen cambazın üç ay kalarak gösteriler yaptığını söylemektedir. 1965 den sonra Pınarbaşı meydanına okul yapıldığı için alan küçülmüştür. 1965-1966 yıllarında tiyatro ve gölge oyunlarının sayısı azalır. Rafet Çelikkol in o tarihlerde Kozahan da hediyelik eşya satan bir dükkânı vardır. Turistleri Kozahan kapısından alıp kapalı çarşıya getirerek, dükkânındaki hediyelik ve turistik eşyaları satmaktadır. Şinasi Çelikkol, o dönemde bu çarşıda da Yahudilerin çok olduğunu ve Yahudilerin sanat olaylarına sıcak baktıklarını belirtmektedir. Sonraki on senede Bursa da pek Karagöz oyunlarının olmadığını da dile getirmektedir. Bir gün Rafet Çelikkol in dükkânına İstanbul da Kasımpaşa da oturduğunu söyleyen bir Roman genç gelir. Babasının ölmeden önce Karagöz tasvirleri yaptığını, şimdi ise bu işi artık kendisinin yapacağını söyler. İlk Karagöz tasvirlerini dükkâna o getirir. 1963-1964 yıllarında Rafet Çelikkol dükkânında ilk Karagöz tasvirlerini satmaya başlarlar. Gene o dönemde Cin baba adıyla anılan sihirbaz- Karagözcü Nejat Özgenar Bursa ya gelmiştir. Şinasi Çelikkol, Özgenar ın tasvirlerinin çok güzel olduğunu ve Karagöz Sanat evinde de altı tasvirin bulunduğunu söylemektedir. Şinasi Çelikkol,1969 yılında İstanbul Ticari İlimler Akademisinden mezun olur. Rafet Çelikkol, 1971 de dükkânlarını Kapalı çarşıya taşır, 1974 yılında da vefat eder. Şinasi Çelikkol, 1976 da Hayali Küçük Ali nin torunu Tuncay Tanboğa ile tanışır. 1983 de Bursa- İzmir- İstanbul u kapsayan Kültür ve Turizm Bakanlığının da desteği ile Geleneksel Tiyatro festivali yapılır. 1983 te Hayali Torun Çelebi, Hayali Orhan Kurt, Metin Özlen, Prof. Dr Metin And, Prof Dr.Nevzat Açıkgöz le tanışır. Şinasi Çelikkol, ilk Karagöz sergisini 1987 yılında Ahmet Vefik Paşa tiyatrosunun fuayesinde açmıştır. Aynı yıllarda, Aynalı çarşısının kapılarını kapatıp turistlere Japonlara, İsraillilere burada Karagöz gösterisi sunarlar. Bursa Kent otelinde 1987-90 yılları arasında Karagöz oyunları oynatmaya devam eder. 1989 Hayali Torun Çelebi Bursa da Karagöz festivalinin yapılmasını önerir. 1991 de UNİMA (Union International de la Marionette- Uluslararası Kukla Birliği) ya üye olurlar. Şinasi Çelikkol bu zamana kadar 248

Tuncay Tanboğa, Metin Özlen, Orhan Kurt la beraber Karagöz oyunu oynatmak için yurt dışına gider. 1997 den itibaren Hayali Torun Çelebi, bazen de Tacettin Diker e yardaklık eder. 1993 de Karagöz müteşebbis heyeti tarafından Ulusal Bursa Karagöz Kukla ve Gölge Oyunları Festivali düzenlenir. 1994-95- 97-2000- 2001-2002- 2003 yıllarında da uluslararası olarak bu festival tekrarlanır. 22-27 Kasım 2004 tarihleri arasında Bursa da Büyükşehir Belediyesi adına Kültür Sanat ve Turizm Vakfı nın gerçekleştirdiği Uluslararası Kukla ve Gölge Oyunları Festivali nin onuncusu düzenlenmektedir. Kukla festivalinde Rusya, Amerika, Bulgaristan,Yunanistan ve Azebaycan dan gelen sanatçılar katılacaktır. Gölge Tiyatrosunda da Türkiye yi Orhan Kurt, Metin Özlen, Ahmet Aksoy, Ahmet Karakman, Mustafa Mutlu, Tayfun Özerern, Nevzat Çiftçi, Hazım Kısakürek, Şinsai Çelikkol Erdinç Demiray, Gençler Karagöz topluluğu temsil edeceklerdir. 1994 yılından itibaren de Bursa da Çıraklık ve Karagöz Oynatım Semineri adı altında 4 seminer yapılmıştır.(1994 Şubat- Mart,1995 Kasım-Aralık,1997 Kasım- Aralık, 2000 Mart- Nisan.) Bu seminerlerde dersleri Ünver Oral, Orhan Kurt, Metin Özlen, Tacettin Diker ve Şinasi Çelikkol verir. Seminerlerde 20 kişilik bir gurup oluşur. Ve bu gurup kursları devamlı takip eder. Bunların içinden 10 kişi daha başarılı olduğu için gölge oyunu sahasında çalışmaya başlar. Bunlardan, Tayfun Özeren Çekirge Karagöz topluluğunu kurar.( Üç sene Şinasi Çelikkol a yardaklık etmiştir.) Geleneksel oyunlar oynatmaktadır. Nevzat Çiftçi Geleneksel Tiyatro topluluğunu kurar. Nev-i İcat oyunlar oynatmaktadır. Ahmet Karakman, Çelebi Karagöz Topluluğu kurar. Geleneksel- Nev-i İcat oyunlar oynatmaktadır. Günümüzde Karagözcünün tek bir yardımcısı vardır. Buna Yardak denir. Oyun tasvirlerini sırası ile ustasına verir. Def çalarak ustasına yardım eder. Şarkılarda ustasına eşlik eder. Şu anda Yardaklık yapan kişiler, Aysel Çelikkol, Uğur Çelikkol, Aysun Çelikkol Kasapoğlu, Özkan Ferik, Fatih Türker, Şenol Çelikkol. Gölge oyununun gelecek vaat eden genç elemanlar Gölge oyunu ve Karagöz geleneğinin yaşatılması için genç nesiller yetiştirmek üzere düzenlenen kurs ve seminerlerin yanında istekli gençler özellikle işin mutfağında eğitilmektedir. Bu konuda başarılı olan gençler şunlardır: Fatih İmamoğlu,17 yaşında. Zaman zaman Karagöz oyunları oynatıyor. Esat Taşatmanlar, 18 yaşında (Şinasi Çelikol un dükkânında çalışıyor.) Ergin Çetindir, 15 yaşında Lise öğrencisi. Erkan Taşatmanlar, 15 yaşında Lise Öğrencisi. 1996 yılında Bursa Ticaret Odasında Şinasi Çelikkol a eserlerini sergilesin diye bir oda verilir. Bir sene sonra da Karagöz Sanat Evi açılır. 249

Bursa Karagöz Sanat Evi Türkiye de hiçbir ilde olmayan ve bir ilk teşkil eden Bursa Büyükşehir Belediyesine bağlı Karagöz Sanat Evi 12 Haziran 1997 de açılmıştır. Bu sanat evinde sergilenen ürünlerin hepsi Şinasi Çelikol a aittir. Karagöz Sanat Evi, Karagöz ün mezarının bulunduğu Çekirge semtindedir. Son üç senedir bu sanat evinde Ramazan eğlenceleri düzenlemektedirler. Ramazan ayında geceleri Karagöz Sanat Evinde, gündüzleri de okullarda Karagöz oyunları oynatılmaktadır. Haftada üç gün çarşamba, cumartesi günleri saat 11.00 de cuma günü ise 19.30 da açıktır. Şinasi Çelikkol her gün açık olmasının hem verimli olmadığı, hem de koruma önlemleri yetersiz olduğu için açamamaktadır. Karagöz Sanat Evinin alt katında oyunun sergilendiği yüz otuz kişilik bir salon yer almaktadır. Üst katında ise iki oda bulunmaktadır. Bir oda da Dünyadaki gölge oyunu figürleri (Şinasi Çelikkol özellikle yabancıların Karagöz tasvirlerine figür demektedir.) ve Kuklalar yer almaktadır.(bali, Endonezya, Java, Hindistan, Tayland, İtalya, Özbekistan, Yunanistan) Diğer oda da ise Türkmen, Yörük, Rumeli Türklerine ait giysiler ve el dokumaları yer almaktadır. Tasvirlerin yapımında kullanılan araçlar camlı bölmelerde sergilenmektedir. Bir senede yedi bin kişinin Karagöz oyununu seyrettiğini söylemektedir. Çelikkol yedi senedir Karagöz Sanat evinde tasvirlerinin bulunduğunu ve bu tasvirlere gerekli önem verilmediğini, hâlâ bunların çerçeve içine straforla çevrelendiğini söylemektedir. Bu evde heykel kursunun yapılması başka bir olumsuzluk olduğunu belirtmektedir. Şinasi Çelikol a iyi bir Karagözcüde olması gereken özelliklerin neler olduğunu sorduğumuzda şöyle cevap vermiştir. Karagöz oynatmak geçinmek için yeterli değildir. Genel kültürünün olması, üniversite bitirmesi gerekir. Yetenekli olması, sesinin güzel olması, halkla bütünleşmesi gerektiğini ifade etmiştir. Oyun oynatılmadan önce ne gibi hazırlık yaparsınız diye sorduğumuzda da oyunların belli bir plâna göre oynatıldığını söylemiştir. Zor olan oyunlar dışında örneğin Ferhat ile Şirin oyununda şiirleri ezbere söylemenin zor olduğunu bunun için metine ihtiyaç duyulduğunu bunun dışında, Kanlı Nigar, Yalova Sefası, Salıncak, Çifte Cadılar gibi oyunları metine bağlı kalmadan oynadığını söylemiştir. Oyunlardaki şarkılarını yardakları ile birlikte söylemektedir. Bazen de şarkıları teypten de verirler. Ama teypten verilmesi yerine şarkıları kendilerinin söylemesinin daha güzel, etkili olduğunu belirtmektedir. Yardaklarında bu şarkıları bilmeleri gerektiğini, çünkü ustaları yorulursa onlar şarkıları söyleyerek ustalarının dinlenmesini sağlamaları gerektiğini ifade etmiştir. Seyircinin ilgisine bağlı olarak bir oyunun 40 dakika sürebileceği gibi 80 dakikada sürebileceğini belirtmektedir. Muhavereler, şarkılar konulması suretiyle genişletilebilir. Bazı oyunların sonunda günümüzde çok tanınan ve se- 250

vilen sanatçılara da yer vermektedirler. Tarkan tasviri, şarkısıyla birlikte gelmektedir. Oyunun sonunda mutlaka çengi çıkar. Tasvirlerde Metin Özlen ve Orhan Kurt un en iyisi olduğunu belirten Şinasi Çelikkol, eğer vakti olursa tasvirleri kendi de yapabiliyor. Fakat genellikle Orhan Kurt ve İsmail Hakkı nın tasvirleri kullanmaktadır. Ramazan ayında Şinasi Çelikkol un Karagöz Sanat Evinde seyrettiğim Salıncak Sefası adlı oyunu şöyle özetleyebilirim. Şinasi Çelikkol perdenin önüne çıkarak herkese hoş geldiniz dedikten sonra çocuklara Karagöz ve Hacivat ı göstererek bu tasvirlerin kim olduğunu sordu. Çocukların cevapları üzerine Karagöz ile Hacivat ı birbirinden ayırt etmeleri için Karagöz ün yuvarlak yüzlü, iri kara gözleri, kara kalın bıyığı ve sakalı olduğunu, Hacivat ın ise dışa doğru kıvrık sakalı olduğunu anlattı. Sonra bu tasvirlerin nasıl yapıldığını göstermek amacıyla ham deriyi gösterdi. Bunların nasıl işlendiğini kısaca anlattı. Ön kısımda küçük taburelerde oturan çocuklara tasvirleri yakından gösterdi. Oyununu sergileyen Çelikkol, perdenin arkasına geçerek başta eşi Aysel hanım ve diğer yardakları ile oyuna başladı. İlkönce göstermelik olan limon ağacı perdeden kalktı. Nareke çalındı, oyun başladı. Çocukların en çok hoşlandıkları kısım Hacivat ın söylediklerini yanlış anlayan Karagöz ile tartışmaları oldu. Karagöz, Hacivat la dövüştüğü zaman başının arkasına düşen kel başını, açığa çıkartan kavuğu, çocukları güldürdü. Karagözün oyunda gezdiği yerler Bursa nın caddeleriydi. Çocukların dikkatini çekmek için Şinasi Çelikkol anaokullarının adını saydı. Oyun esnasında perdede at arabası tasvirini ilk defa gören bir çocuğun annesine ne olduğunu sorması ve yine oyun esnasında bir çocuğun perde arkasına gizlice girerek çıktığında İçeride yalnızca bir kişi konuşuyor demesi de çocukların merakını göstermesi bakımından ilginçti. Tarkan sahneye çıkınca keyifler daha arttı. En sonunda da ortaya çıkan açık ve kapalı olarak giyinen dansözlerin kıvrak tasvirleri küçüklerin olduğu kadar büyüklerin de çok hoşuna gitti. Oyun günümüze uyarlanmış bir şekilde verildi. Çelikkol un bir de üniversite öğrencilerine oynadığı Salıncak Sefası adlı oyunu izledim. Burada da gençlerin oyuna oldukça ilgi gösterdiklerini gözlemledim. Bu oyunların hiçbirinde argoya yer verilmedi.günümüzde yaşanan olaylardan bahsedildi. Tayfun Özeren 1964 Ayvalık doğumludur. Ortaokul mezunudur. Dokuz yaşından itibaren resimler yapmaya başlamıştır. 1997-2000 senesinde UNİMA Bursa şubesinin açmış olduğu Çıraklık ve Karagöz Oynatım Seminerlerine eşi Gülnaz Özeren le katılmıştır. Beş kez uluslararası Karagöz festivalinde bulunmuştur. Tayfun Özeren in yazdığı iki oyun vardır. Karagöz otelci, Karagöz zaman makinesinde. Karagöz otelcilik yaparken otele ülkenin birçok yerinden misafir geliyor. Laz, Çerkez, vb. Karagöz bu ortama uyum sağlayamıyor. Oyun bir çok olayla devam ediyor. Karagöz zaman makinesında adlı oyununda ise Kara- 251

göz, Orhan camisinde çalışırken nasıl idam edildiği anlatır. Zaman makinesini kurcalarken yaşadığı döneme gider. Nasıl öldürüldüğünün, perdeye aksettirildiği bir oyundur Tayfun Özeren Karagöz tasvirlerini kendi yapıp satmaktadır. Geleneksel olarak Karagöz oyununu sergilemektedir. Eski geleneksel şarkıları okumaktadır. Kendisi maddî destek bulup festivallere katılmaktadır. Ücret bakımından Belediye tiyatrolarıyla yarışıp, onlardan daha ucuza oyunlarını sergilediğini belirtmektedir. Genellikle köy okullarına gidip, aldığı ücretin yarısını okullara bırakmaktadır. Oyunlarda kendisine eşinin dışında Esat Taşdelenler, Fatih İnanoğlu yardaklık yapmaktadır. Tayfun Özeren de Karagöz oynatarak geçinmenin mümkün olmadığını bu yüzden de ticaretle uğraştığını ifade etmektedir. Bir Karagözcüde olması gereken özellikler nelerdir? diye sorduğumuzda gelenekten çıkmadan, dürüst, efendi olması, sesinin güzel olması, insanı iyi tanıması gerektiğini söylemektedir. Bu işe benliğini verdiğini ve topluluk olan her yerde Karagöz oynatmayı hedeflediğini belirtmektedir. Kendi yarattığınız tasviriniz var mı? diye sorduğumuzda Adanalı ve değişik Arap tasviri yaptığını belirtmiştir. Ustalarının ayrıca Çiguli nin tasvirini yapıp perdeye yansıttıklarını ama şimdi yalnızca tasvirinin kaldığını ifade etmiştir. Perdeye aksettirdikleri günümüz sanatçılarına da dikkat edilmesi gerektiğini bu kişilerin topluma örnek olacak kişiler olması gerektiğini söylemektedir. Oyunlarında argoyu kullanmamaktadır, dramla oyunları bitirmemektedir. Karşılaştığı zorluklara gelince Karagöz oyunlarını sergileyecek müsait salonların ve ödeneğin olmamasıdır. Ramazan günleri oynatılan 29 oyun olduğunu (Kadir gecesi oynatılmadığı için) ve ortama göre oyunun konusunu seçtiğini söylemektedir. Gelen seyircilere göre hitap şeklini ayarladığını belirtmektedir. 2004 ramazanında iftardan sonra bir alışveriş merkezinde Tayfun Özeren in Salıncak Sefası adlı oyununu seyrettim. Oyuna küçükler kadar büyüklerin de ilgisi vardı. Yalnız ortamın gürültülü olması oyuna konsantre olmayı güçleştiriyordu. Dikkatimi çeken diğer önemli bir noktada oyunun ilk on dakikasında orada çalışanlardan biri kendisine yardım etti ve oradan ayrıldı. Tayfun bey tek başına oyunu yürüttü. Tayfun Bey kendisine ayrılan yirmi sona erip saz heyetinin üyeleri yerlerini almaya başlayınca oyunu bitirmek zorunda kaldı. Hemen bir bavulun içine Karagöz ile ilgili malzemeler koyarak oradan uzaklaştı. Şinasi Çelikkol ve Tayfun Özeren dışında görüşme imkanı bulamadığım ama burada adını vermem gerektiğini düşündüğüm iki Karagözcü hakkında da biraz bilgi vermek istiyorum 252

Ahmet Karakman 1950 Bursa doğumludur. Bursa Ahmet Vefik Paşa devlet tiyatrosunda beş yıl çalışmıştır. UNİMA nın açmış olduğu Karagöz Eğitimi ve Oynatımı seminerlerine 1994-2000 yılları arasında katılmıştır. Ustası Hayali Kurt a yardaklık etmiştir. Şinasi Çelikkol a yardaklık yapmıştır. İbrahim Koca ile birlikte Çelebi Karagöz ve Kukla tiyatrosunda gösterilerini sunmaktadır. Nevzat Çiftçi 1967 doğumludur. 1981-1984 yılları arasında Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik tiyatro merkezi kurslarına ve 1994-2000 yılları arasında UNİMA Bursa şubesinin açmış olduğu Karagöz kurslarına katıldı. Televizyon kanallarına senaryo ve skeçler yazmaktadır. Kendi yazdığı iki gölge oyunu vardır. Bursa da Karagöz tasvirlerini yapan sanatçılar. İsmail Hakkı 1960 Bursa doğumludur. Bursa Çizakca lisesinde okumuştur. Üç üniversiteden ayrılmıştır. Kendini bildi bileli resim yaptığını söylemektedir. Kalem kullanmadan fırça ile resim yapmaktadır. Beş yıl önce Tayyare Kültür Merkezinde bir resim sergisi açmıştır. İsmail Hakkı Bey de 2000 yılında Bursa da açılan ve Karagöz Çıraklık ve Oynatım Semineri kursuna katılmıştır. Beş yıldır deriden Karagöz tasvirleri yapmaktadır. Bursa daki sanatçılar deriyi işlenmiş olarak kimya mühendisi Muhsin Özyenice den almaktadırlar. İsmail Hakkı Bey şimdiki derilerin şeffaf olduğu için tasvirlerin de daha güzel olduğunu belirtmektedir. Tasvirler şöyle ortaya çıkmaktadır. Deriler önce küçük küçük kesilir. Düz hale gelmesi için biraz ıslatıldıktan sonra üzerine ağırlık konur. Derinin üzerine tasviri yapılacak resim konularak çizilir. Sonra makasla ya da keskin bıçaklarla kesilir. Bizler aracılığı ile delikler açılır. Açılan delikler tasvirin hatlarını belirler ve ışığın perdeye geçmesine yardımcı olur. Tasvir ecoline boyandıktan sonra kenarlarına ve iç hatlarına siyah boya ile kontür (çevre çizgisi) çekilir. Sonra bağlantılar yapılır Balmumu iplerle bağlanır. Deriden kesilen düğmeler dikilir. Ortası zımba ile açılır. Eskilerden Orhan Kurt ve Metin Özlen in tasvirlerinden yararlanmaktadır. Tasvirlerin en küçük boyu 28 cm dir. Fakat sanatçı kesmek çok zor olduğu için bu boyda tasvir yapmayı pek tercih etmemektedir. Aslında tasvirler 30-35 cm dir. Bir tek Bebe Ruhi 38-39 cm dir. Bu tasvirleri yaparken iki üç gün ara vermek gerektiğini belirtmektedir. Çünkü deriyi keserken ve tasvirlere şekil verirken elleri ağırttığını, yorucu ama zevkli bir iş olduğunu belirtmektedir. Tasvirleri evde yapmaktadır. Karagöz oyununda yaklaşık dört yüz elli tasvirin olduğunu, kendisi şu ana kadar yüz otuz tasvir yaptığını söylemektedir. Tasvirlerini yalnızca Şinasi Çelikkol a satmaktadır. Aracı olmadığı için başkasına satamamaktadır. Deri olan tasvirler altmış milyondan satılmaktadır. 253