SAĞLIK HUKUKU ÖZET ÜNİTE 11

SAĞLIK HUKUKU ÖZET ÜNİTE 11

ÜNİTE 11 SAĞLIK KURUMLARININ SORUMLULUĞU (ÖZEL SAĞLIK KURUMLARININ SORUMLULUĞU) Hastane işleticisi tarafından sunulan sağlık hizmetinden yararlanmak maksadıyla hastaneye başvuran hasta ile hastane işleticisi arasında hastaneye kabul sözleşmesi ilişkisi kurulmaktadır. ÖZEL SAĞLIK KURUMLARININ SORUMLULUĞU II I. Sağlık Kurumları Vasıtasıyla Sağlık Hizmetinin Tedariki Özel hastaneler; gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerine ait olup, ayakta ve yatarak muayene, tahlil, tetkik, tıbbi müdahale, ameliyat, tıbbi bakım ve diğer tedavi hizmetleri verilen ve en az on yatak kapasitesi olan tedavi kuruluşlarıdır. Kendi çalışanlarına hizmet vermek maksadıyla şahıslar, şirketler ve işçi teşekkülleri tarafından kurulan sağlık yurtları özel hastane sayılmazlar. Bir yerin özel hastane sayılabilmesi için teşekkül tarzı, kamu yönetiminin dışında yer alması ve umuma hizmet vermesi kıstasları göz önünde bulundurulur. Özel hastaneler, Sağlık Bakanlığının izni ile açılır. Özel hastanelerdeki yönetim işleri bir müdür vasıtasıyla yürütülür. Hastane işleticisinin müdür olarak yönetim işlerini yürütmesi de mümkündür. Müdürlük vazifesini yerine getirecek olan kişi; Türkiye de sanatını icra etmeye izinli T.C vatandaşı bir hekim olmalıdır. İki yılı hastanelerde olmak üzere en az beş yıl fili olarak Türkiye de hekimlik yapmış veya kamu görevlisi olarak çalışmış olmalıdır. Herhangi bir suçtan dolayı ağır hapis yahut şeref ve haysiyeti bozan suçlardan dolayı hapse mahkûm edilmiş olmamalıdır. Ayrıca 1219 sayılı TŞSTİDK ile düzenlenen Yüksek Haysiyet Divanı kararı ile geçici olarak sanat icra etmekten men edilen hekimler, yasağın devam ettiği süre içinde hastanelerde sorumlu müdür olarak görev yapamazlar. 10.01.1983 tarih ve 17924 sayılı Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Özel Hastaneler Tüzüğü ne göre özel hastane türleri şunlardır; Akıl ve ruh hastalıkları hastaneleri Doğumevleri Sanatoryumlar Prevantoryumlar Kürevleri Bulaşıcı hastalıklara ait hastaneler ve benzeri Sanatoryum; hastanelerin yüklerini hafifletmek maksadıyla iklim özellikleri ve diğer tabi yöntemlere dayalı olarak tedavi hizmeti veren kurumlardır. Prevantoryum; vücuduna verem mikrobu girmesine rağmen henüz hastalığa yakalanmamış zayıf kimselerin, vereme yakalanmasını önlemek maksadıyla bakımlarının yapıldığı sağlık kurumlarına verilen isimdir. Prevantoryum ve kürevi gibi tedavi kurumlar ile hastalar arasındaki sözleşmelerin hastaneye kabul sözleşmesi sayılabilmesi için müesseselerin yürüttükleri faaliyetin tedavi amacı taşıması ve tarafların iradeleri son derece önemlidir. II. Hastaneye Kabul Sözleşmesi Çerçevesinde Hastane Hasta İlişkisi Özel hastane işleticisi gerçek kişi, dernek, vakıf veya ticaret şirketi gibi bir tüzel kişi olabilir. Tüzel kişiliği olmayan bir adi ortaklık dahi özel hastane işleticisi olabilir. Hastanın hastaneye başvurması ile hastane işleticisi ve hasta arasında hastaneye kabul sözleşmesi kurulmuş olur. Hasta ile özel hastane arasında kurulan hastaneye kabul sözleşmesinin kapsamında; yataklı tedavi, hastanın bakımı, yeme, içme, konforunun ve can güvenliğinin sağlanması gibi hizmetler yer alır. Hastanın hastaneye başvurması ile hastane işleticisi ve hasta arasında hastaneye kabul sözleşmesi kurulmuş olur. Hasta ile özel hastane arasında kurulan hastaneye kabul sözleşmesinin kapsamında; yataklı tedavi, hastanın bakımı, yeme, içme, konforunun ve can güvenliğinin sağlanması gibi hizmetler yer alır. Hastaneye kabul sözleşmesinin türleri bakımından Alman hukukunda üçlü bir ayrım, İsviçre hukukunda ise ikili bir ayrım yapılmaktadır. Hastaneye kabul sözleşmesinin türleri; tam hastaneye kabul, bölünmüş hastaneye kabul ve hekimlik sözleşmesi ilaveli hastaneye kabul sözleşmesidir. Hastanın hastaneye girişinin yapılması neticesinde özel hastane ile hasta arasında tam hastaneye kabul sözleşmesi kurulmuş olur. Bu sözleşme kapsamında yer alan tüm hizmetler, eksiksiz olarak sunulmalıdır. Bölünmüş hastaneye kabul sözleşmesinde ise sözleşmenin tedaviye ilişkin kısımları ayrı bir sözleşme olarak hekim ile hasta arasında akdedilirken, tedavi kapsamı dışındaki tüm hususlar için sözleşme, özel hastane işleticisi ile hasta arasında gerçekleşir. Bölünmüş hastaneye kabul sözleşmesini diğer hastaneye kabul sözleşmelerinden ayıran unsur, tedavi ile ilgili zararlardan sadece hekimin sorumlu tutulabilmesidir. Hekimlik sözleşmesi ilaveli tam hastaneye kabul sözleşmesinde ise hekim ile hasta arasında ayrı bir tedavi sözleşmesi kurulur.

Hekimlik sözleşmesi ilaveli tam hastaneye kabul sözleşmesinin en önemli özelliği, tedaviden doğan zararlardan özel hastane işleticisi ile hekimin müteselsilen sorumlu olmalarıdır. Türk hukuku açısından asıl olan tam hastaneye kabul sözleşmesidir. Ani bir arıza veya kaza sonucunda acele surette tedaviye ihtiyaç duyan kişilerin özel hastanelere başvurusu yahut nakli söz konusu olduğunda hastane derhal acele tedavileri yapmak zorundadır. III. Hastaneye Kabul Sözleşmesi ile Özel Hastanenin Üstlenmiş Olduğu Yükümlülükler Hastaneye kabul sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Bu sözleşme ile hastane işleticisinin üstlendiği temel yükümlülükler şunlardır; Hastanın yatırılarak tedavi edilmesi Hastanın bakımını sağlama borcu Hastayı aydınlatma borcu Sadakat ve özen gösterme borcu Kayda geçirme (arşivleme) borcu Sır saklama borcu Hastanın yatırılarak tedavi edilmesi: Özel hastaneler, hastaneye yatırılan hastanın tıbbi teşhis ve tedavisini gerçekleştirmekle yükümlüdürler. Hastane işleticisi üstlendiği hastayı tedavi etme edimini genellikle hastanesinde çalışan hekim ve yardımcı sağlık personeli aracılığı ile yerine getirmektedir. Tam hastaneye kabul sözleşmesinin söz konusu olduğu durumlar için geçerli olan bu açıklamalarımız çerçevesinde hekimin tıbbi uygulama hatası nedeniyle zarara uğrayan hasta ile hekim arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmadığından, hastanın sözleşmeye aykırılık hükümleri gereğince uğradığı zararın tazmin edilmesini hekimden isteme hakkı yoktur. BK. nın 116. maddesi yardımcı kişilerin fiillerinden sorumluluk hususunu düzenlemektedir. Bu maddeye göre, borçlu borcun ifasını veya bir borç ilişkisinden doğan hakkın kullanılmasını birlikte yaşadığı kişiler ya da yanında çalışanlar gibi yardımcılarına kanuna uygun surette bırakmış olsa bile, onların işi yürüttükleri sırada diğer tarafa verdikleri zararı gidermekle yükümlüdür. Hastane bakımını sağlama: Hastaneye kabul sözleşmesi ile hastane işleticisinin üstlendiği bir diğer edim, hastane bakımını sağlamadır. Hastane bakımı; hastanın yatırılması, yedirilip, içirilmesi, güvenliğinin sağlanması ve tıbbi müdahalenin gerçekleşmesinden önce, gerçekleşmesi esnasında ve gerçekleşmesinden sonra hastaya sunulması gereken hastane hizmetlerinin tümünü kapsar. Hastanın bakımı kapsamında yer alan edimlerin gerektiği gibi yerine getirilmemesine örnek olarak; gerekli testler yapılmadan hastalığın teşhisi yoluna gidilmesi, gerekli röntgen filmlerinin çekilmemesi, kan grubunun yanlış tespit edilmesi Hastayı aydınlatma borcu: Tam hastaneye kabul sözleşmesinde dahi hastane işleticisi, hastayı; tıbbi müdahalenin yarar ve sakıncaları, başarı şansı ve uygulanması/uygulanmaması hâlinde ortaya çıkabilecek sonuçlar bakımından mevcut olan aydınlatma (bilgilendirme) yükümlülüğünü hekim vasıtasıyla yerine getirir. Aradaki fark; bölünmüş hastaneye kabul sözleşmesinde aydınlatma yükümlülüğü hekime aittir. Aydınlatmanın kapsamı birtakım durumlarda genişler, bazı durumlarda ise daralır. Böylece; Tıbbi müdahalenin aciliyeti azaldıkça, Tıbbi müdahalenin riski arttıkça, Tıbbi müdahalenin sadece tedaviye yönelik olmadığı hallerde (estetik müdahaleler gibi), Hastanın açıkça kapsamlı aydınlatılma talebinde bulunduğu hallerde aydınlatmanın kapsamı genişler. Buna karşın; Tıbbi müdahalenin aciliyeti arttıkça, Tıbbi müdahalenin riski azaldıkça, Hasta daha önce aydınlatılmış ise, Hasta aydınlatmadan feragat eder ise, Hastanın ruhsal durumu aydınlatma nedeniyle ağır bir zarara uğrayacak ise aydınlatmanın kapsamı daraltılabileceği gibi aydınlatmadan tamamen vazgeçilmesi de mümkün olabilir. Sadakat ve özen gösterme borcu: Hastane işleticisinin sadakat borcu, hasta ile arasındaki sözleşme ilişkisinin gereklerini tam olarak yerine getirmesini gerektirir. Özen gösterme borcu ise, ortalama standartlarda bir özel hastanenin taşıması gereken nitelikler göz önünde bulundurulduğunda, hastane işleticisinin en az bu standartlarda bir hastane organizasyonu oluşturması ve sağlık hizmetini bu şartlar altında sunması, sahip olması gereken nitelikleri, faaliyet sürdürdüğü süre içinde muhafaza etmesi olarak izah edilebilir. Personelin mesleki gelişiminin sağlanması için gerekli hizmet içi eğitimlerin tertip edilmesi, değişen ve gelişen tıp tekniklerinin yakından takip edilebilmesi için hekimlere imkân sağlanması, hastane ortamının, kullanılacak malzeme ve teknik cihazların standartlara uygun şekilde hazırlanması ve bulundurulması, işlevselliğini yitirmiş, eskimiş cihazların yenisiyle değiştirilmesi gibi birçok yükümlülük, hastane işleticisinin özen gösterme borcu kapsamında yer alır.

Kayda geçirme ve sır saklama borcu: Hastane işleticisi, hastanın hastaneye kabulünden sonra hastaya ilişkin belgeleri düzenli bir şekilde kayda almak ve muhafaza etmekle yükümlüdür. Hastaların kabul koşul ve yöntemleri, sınıfına göre hastalardan alınacak ücret ve ne zaman alınacağı, hasta emanet ve eşyasının saklanması, hasta ziyaret saatleri, sınıflarına göre hasta odalarının nitelikleri, hastanın özel durumunun gerekleri dışında verilecek yemeklerin nitelik ve niceliği v.b. kaydı zorunludur. Kayıt altına alma zorunluluğuna paralel olarak kayıtların saklanması da bir zorunluluktur. Özel hastaneler, hastalarca istenirse aşağıdaki belgeleri ücretsiz olarak vermek zorundadırlar; Hastanede kullanılıp bedeli hastadan alınan ilaç ve pansuman malzemesinin tür ve miktarını gösterir liste Hastanede ya da dışarıda yapılan, bedeli hastaca ödenen laboratuar ve röntgen muayene raporları ve röntgen filmleri ve şemaları (adli olaylara ait olanların asılları verilmez) Dışarıdan satın alınan ilaç ve malzemenin reçeteleri Hastaların klinik ve laboratuar bulguları, hastalığın tanısı, gidişi, yapılan inceleme, tedaviye ve sonucuna ilişkin olarak tabipçe düzenlenecek bir çıkış özeti (epikriz) Sır saklama borcu sadece özel hastane işleticisi için değil, aynı zamanda ifa yardımcısı durumundaki hekim ve yardımcı sağlık personeli için de söz konusudur. Sır saklama borcu kural olarak hasta vefat ettikten sonra dahi devam eder. IV. Çağrı Üzerine Hekimlik Hâlinde Hukuki Sorumluluk TŞSTİDK. nın 23. maddesi ve Hususi Hastaneler Kanunu nun 12 ve 25. maddelerinde de belirtildiği üzere serbest faaliyet icra eden bir hekim, hastanın istemi üzerine özel hastanede tıbbi müdahalede bulunması için çağırılabilir. Özel hastane hastanın bu talebine uygun davranmak zorundadır. Bu durumda, hekimin tıbbi uygulama hatası neticesinde zarar gören hasta, sözleşmeye aykırılık hükümleri gereğince hekimden zararının giderilmesini isteyebilir ve fakat hastane işleticisi aleyhine dava açması mümkün değildir. Hastanın talebi gelen hekim, hastane emrinde çalışan yardımcı sağlık personelinden yararlanır ise,personelin hastaya yönelik zarar verici davranışlarından dolayı BK. 106. madde gereğince, hastane işleticisi ise tüm şartların oluşması hâlinde BK. 106 ve 66. maddeler gereğince zararın tazmininden sorumlu tutulabileceklerdir. Özel hastaneye tedavi olmak maksadıyla başvuran hastanın tedavisi için hastane işleticisinin de dışarıdan hekim çağırılması mümkündür. Normalde ihtiyari olan bu durum, hastalığın özel uzmanlık gerektirmesi ve hastane bünyesinde çalışan hekimlerin böyle bir uzmanlığa sahip olmadığı durumlarda zorunludur.eğer tedavi faaliyeti bütünü ile dışarıdan çağırılan hekim tarafından yerine getirilecek ise alt vekâlet veya ikame vekâlet ilişkisi gereğince sorumlu olunacaktır. Alt vekâlet (vekilin vekili olma); vekilin (hastane işleticisi) kendi adına yaptığı bir sözleşme ile (hasta ile arasında kurulan hastaneye kabul sözleşmesi) üstlendiği ve şahsen yerine getirmesi önemli olan edimlerin (tıbbi müdahale gibi) tamamı yahut bir kısmının bağımsız şekilde ifa edilmesi için vekil olarak tayin ettiği kimse (dışarıdan çağırılan hekim) ile arasındaki hukuki ilişkiyi ifade eder. Hastaneye kabul sözleşmesinin diğer bir türü olan bölünmüş hastaneye kabul sözleşmesinde ise tam hastaneye kabul sözleşmesinden farklı olarak daha karmaşık bir takım ilişkiler söz konusu olabilir. Çünkü bölünmüş hastaneye kabul sözleşmesinde hastane işleticisi tıbbi müdahale dışında kalan diğer tüm edimlerin (hastanın yatırılması, bakımı, yedirip, içirilmesi, güvenliği ve benzeri) yerine getirilmesini üstlenmiştir. Tıbbi müdahale ise hasta ile arasında hekimlik sözleşmesi kurulan hekim tarafından üstlenilen bir edimdir. Eğer hekim hastane işleticisi ile kendi adına bir sözleşme yapmış ise alt vekâlet ilişkisinin bulunduğunu söyleyebiliriz. Bu durumda hasta ve hekim arasındaki hekimlik sözleşmesinin yanında hekim ve hastane işleticisi arasında yeni bir sözleşme ilişkisi kurulmuş olur. Yargıtay ın bir kararında belirttiği üzere özel hastane işleticisi verdiği hizmetin yaşama hakkını yakından ilgilendiren ve kamusal nitelik taşıyan sağlık hizmeti olması nedeniyle, hastanın ve özel durumlarda yakınlarının zarar görememesi için gereken sadakat ve özeni göstermek borcu altındadır. Hasta, esasen hekimin yükümlülüğü olan tedavi edimi esnasında hastanede çalışan yardımcı sağlık personelinin fiili neticesinde zarara uğramış ise bu zararın giderilmesini hekimden BK. 106. madde hükümleri gereğince talep edebilir. Hekim, kusuru oranında yardımcı sağlık personeline rücu eder. Örneğin, hasta ile hastane işleticisi arasında bölünmüş hastaneye kabul sözleşmesinin olduğu bir durumda hastanede hekim tarafından ameliyata alınan hastanın; yardımcı hekim, hemşire, anestezist gibi yardımcı sağlık personelinin fiili neticesinde zarar görmesi hâlinde yardımcı sağlık personeli ifa yardımcısı olacaklarından, onların işin ifası esnasında hastayı uğrattıkları zarardan dolayı hekim kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince sorumlu olacaktır. Eğer hekim hastane işleticisi ile arasındaki sözleşmeyi kendi adına değil de hasta adına akdetmiş ise alt vekâlet ilişkisi değil, ikame vekâlet ilişkisinin varlığından söz edilebilir. İkame vekâlet kavramının anlamı konusunda öğretide görüş birliği bulunmamaktadır. Bir görüşe göre ikame vekâlet, vekilin (hekimin) vekâlet veren (hasta) adına yaptığı bir sözleşme ile vekâletten doğan borçların ifasını başkasına (hastane işleticisine) bırakmasıdır.

Hastanede gerçekleştirilen tıbbi müdahale esnasında yardımcı sağlık personelinin fiili neticesinde zarara uğrayan hasta yine BK. 106. madde çerçevesinde bu zararın giderilmesini hekimden dava yolu ile talep edebilecektir. Buna karşın hasta, hastane bakımının sağlanması ediminin yerine getirilmesi esnasında yardımcı sağlık personelinin fiili neticesinde bir zarara uğrar ise hastane işleticisi ile arasında mevcut olan sözleşme ilişkisi gereğince BK. 106. madde hükmüne dayanarak zararının giderilmesini hastane işleticisinden talep edebilir. V. Özel Hastanenin Vekâletsiz İş Görmeden Doğan Sorumluluğu Hastane işleticisi için vekâletsiz iş görmeden doğan sorumluluk; acil müdahaleler ve tedavinin genişletilmesi hâlinde söz konusu olabilir. Her iki hâlde de hastanın bilincinin açık olup, olmaması öncelikle hastane işleticisi ile arasında sözleşme ilişkisinin kurulup, kurulmadığını tespit etmek açısından önem arz eder. Acil müdahaleler; hastanın yaşam tehlikesi içinde bulunduğu hâllerdir. Hastanın bilincinin açık olduğu ve tıbbi müdahaleye rıza gösterdiği acil durumlarda eğer hasta olumlu iradesini açık yahut örtülü surette veya irade yerine geçen davranış şeklinde beyan eder de hastane işleticisi bu beyanı derhal reddetmez ise hasta ile hastane işleticisi arasında hastaneye kabul sözleşmesi kurulmuş olur. Bununla birlikte hastanın bilincinin kapalı olduğu ve müdahale edilmez ise ölüm veya benzeri ağır bir zarara uğrama ihtimalinin söz konusu olduğu durumlarda da özel hastaneye getirilen hastaya, tedavi hizmetinin sağlanması yasal bir zorunluluktur. Bununla birlikte hastanın bilincinin kapalı olduğu ve müdahale edilmez ise ölüm veya benzeri ağır bir zarara uğrama ihtimalinin söz konusu olduğu durumlarda da özel hastaneye getirilen hastaya, tedavi hizmetinin sağlanması yasal bir zorunluluktur. Hastane işleticisi, hasta ile arasında sözleşme ilişkisi olmaksızın hareket ederken, sözleşme ilişkisiyle üstlendiği özen borcundan daha az olmayan bir özenle hareket etmek mecburiyetindedir. Tedavinin genişletilmesi ise bir cerrahi müdahale esnasında hekimin derhal müdahale edilmesi gereken farklı bir bulguyla karşılaşması halinde söz konusu olabilir. Bir müdahalenin tedavinin genişletilmesi kapsamında değerlendirilebilmesi için öncelikle hastanın rıza göstermiş olduğu önceki müdahalenin risklerinden daha büyük bir risk taşımaması gerekir. Böyle bir müdahale yapılmaz ise hastanın ölmesi veya başkaca bir ağır zarara uğrama ihtimali söz konusu olmalıdır. DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Aşağıdakilerden hangisi özel hastanede müdürlük vazifesini yerine getirecek kişinin taşıması gereken özelliklerden biri değildir? a) Türkiye de sanatını icra etmeye izinli T.C vatandaşı bir hekim olmak b) Herhangi bir suçtan dolayı ağır hapis cezası almamış olmak c) Bir yılı hastanelerde olmak üzere en az üç yıl fiili olarak Türkiye de hekimlik yapmış veya kamu görevlisi olarak çalışmış bulunmak d) Şeref ve haysiyeti bozan suçlardan dolayı hapse mahkûm edilmiş olmamak e) Yüksek Haysiyet Divanı kararı ile geçici olarak sanat icra etmekten men edilmiş hekim olup, yasağı hâlen devam ediyor olmamak 2. Aşağıdakilerden hangisi Özel Hastaneler Tüzüğü ile düzenlenen özel hastane türlerinden biri değildir? a) Akıl ve ruh hastalıkları hastaneleri b) Doğumevleri c) Kürevleri d) Eğitim ve araştırma hastaneleri e) Sanatoryumlar 3. Aşağıdakilerden hangisi özel hastane işleticisi olamaz? a) Gerçek kişi b) Dernek c) Vakıf d) Anonim şirket e) Belediye 4. Hastanın yatırılması, yedirilip, içirilmesi, güvenliğinin sağlanması ve tıbbi müdahalenin gerçekleşmesinden önce, gerçekleşmesi esnasında ve gerçekleşmesinden sonra hastaya sunulması gereken hastane hizmetlerinin tümüne ne ad verilir? a) Hastane bakımı b) Hastanın yatırılarak tedavi edilmesi c) Hastanın aydınlatılması d) Sır saklama e) Sadakat ve özen gösterme

5. Aşağıdakilerden hangisi bölünmüş hastaneye kabul sözleşmesi ile hastane işleticisinin üstlendiği yükümlülüklerden biri değildir? a) Hastanın bakımını sağlama b) Sadakat ve özen gösterme borcu c) Arşivleme borcu d) Sır saklama borcu e) Hastanın tedavi edilmesi 6. Aşağıdakilerden hangisi aydınlatma kapsamının genişleyeceği durumlardan biridir? a) Tıbbi müdahalenin aciliyeti arttıkça b) Tıbbi müdahalenin riski arttıkça c) Hasta daha önce aydınlatılmış ise d) Hasta aydınlatmadan feragat eder ise e) Hastanın ruhsal durumu aydınlatma nedeniyle ağır bir zarara uğrayacaksa 7. Hastane işleticisinin kendi adına hasta ile yaptığı bir sözleşme neticesinde üstlendiği ve şahsen yerine getirmesi önemli olan edimlerin tamamı yahut bir kısmının bağımsız şekilde ifa edilmesi için vekil olarak tayin ettiği hekim arasında kurulan hukuki ilişkiye ne ad verilir? a) Tam hastaneye kabul sözleşmesi b) Bölünmüş hastaneye kabul sözleşmesi c) Alt vekâlet d) İkame vekâlet e) Hekimlik sözleşmesi ilaveli hastaneye kabul sözleşmesi 8. I. Önceki müdahalenin risklerinden daha büyük bir risk taşımaması II. Müdahale yapılmaz ise hastanın ölmesi veya başka bir ağır zarara uğrama ihtimali III. Hastanın yeni tıbbi müdahaleye rıza verecek durumda olmaması IV. Yeni tıbbi müdahalenin ruhi bünyeye yönelmiş olması Yukarıda bahsi geçen hususlardan hangisi veya hangileri bir tıbbi müdahalenin tedavinin genişletilmesi kapsamında değerlendirilebilmesinin şartlarındandır? a) Yalnız I b) I II c) I II- III d) I II-III- IV e) Yalnız III 9. Vücuduna verem mikrobu girmesine rağmen henüz hastalığa yakalanmamış zayıf kimselerin, vereme yakalanmasını önlemek maksadıyla bakımlarının yapıldığı sağlık kurumlarına ne ad verilir? a) Prevantoryum b) Sanatoryum c) Kürevi d) Doğumevi e) Akıl ve ruh hastalıkları hastanesi 10. Ortalama standartlarda bir özel hastanenin taşıması gereken nitelikler göz önünde bulundurulduğunda, hastane işleticisinin en az bu standartlarda bir hastane organizasyonu oluşturması ve sağlık hizmetini bu şartlar altında sunması olarak izah edilebilen yükümlülük aşağıdakilerden hangisidir? a) Hastane bakımı b) Sadakat borcu c) Sır saklama borcu d) Özen gösterme borcu e) Kayda geçirme borcu Cevap anahtarı :1.C, 2.D, 3.E, 4.A, 5.E, 6.B, 7.C, 8.C, 9.A, 10.D