ÇEVRE VE TOPLUM DOÐAL KAYNAKLAR VE ÇEVRE DOÐANIN ÝÞLEYÝÞÝ ÇEVRE KORUMA UYGULAMALARI TEKNOLOJÝ VE DOÐAL AFETLER DOÐAYLA UYUMLU YAÞAMAK



Benzer belgeler
3. Eðitim - Öðrenim ve Saðlýk Kýrsal yörelerde (köylerde) eðitim ve saðlýk

İÇİNDEKİLER. Çevre Eğitiminin Günümüzde Değişen Yüzü: Sürdürülebilir Yaşam Eğitimi

Doðal Unsurlar I - Ýklimin Etkisi Doðal Unsurlar II - Yerþekillerinin Etkisi Dünya'nýn Þekli ve Sonuçlarý

TÜRKİYE TOHUMCULUK SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE HEDEFLERİ İLHAMİ ÖZCAN AYGUN TSÜAB YÖNETİM KURULU BAŞKANI

EKONOMÝDE GELÝÞMELER

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

SOSYAL BÝLÝMLER 1 TESTÝ (Sos 1)

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI VE ÇEVRE MEVZUATI

1. Yer kabuðunun yapý gereði olan bir veya birkaç mineralden oluþan kütlelere ne ad verilir?

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ

Çevre Yüzyılı. Dünyada Çevre

ÇEVREMDE SAÐIM SOLUM SORUN

DALGALAR NEDEN OLUŞUR? Rüzgar Deniz Araçları (Gemi, tekne vb) Denizaltı Heyelanları Depremler Volkanik Patlamalar Göktaşları Topografya ve akıntılar

mmo bülteni þubat 2005/sayý 81 doðalgaz temin ve tüketim politikalarý raporu da basýn mensuplarýna daðýtýlmýþtýr.

Hanife Kutlu ERDEMLĐ Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı Burdur

AFD Sürdürülebilir bir gelecek için

SÜRDÜRÜLEBİLİR ŞEHİRLER ve TÜRKİYE. Rifat Ünal Sayman Direktör, REC Türkiye SBE16 Swissotel, İstanbul 14 Ekim 2016

YAZARLAR Abdulcebbar GÜLTEPE Burhan GÜNCEGÖRÜ Abdullah PURAL Belgin TUROÐLU Sunay KILIÇARSLAN Demet YILDIRIM Hacý Murat GÖRER Sema ZEYTÇÝOÐLU

RÜZGAR ENERJİSİ. Cihan DÜNDAR. Tel: Faks :

İÇİNDEKİLER İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...VII BİRİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...IX İÇİNDEKİLER...XI KISALTMALAR...XXI

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

SU KİRLİLİĞİ HİDROLOJİK DÖNGÜ. Bir damla suyun atmosfer ve litosfer arasındaki hareketi HİDROLOJİK DÖNGÜ

AFET KOORDİNASYON MERKEZİNİ (AKOM)KURDUK

Türkiye nin Enerji Geleceği İklim bileşenini arıyoruz

ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI 2023 YILI HEDEFLERİ

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM

"GDO Yönetmeliði" tamam:gdo'suza GDO'suz demek yasak!.

TSUNAMİ DALGALARI NELER OLUŞTURUR?

ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE KOMİSYONU

2001 yılında Marakeş te gerçekleştirilen 7.Taraflar Konferansında (COP.7),

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

PROJE KONUSU NASIL BULUNUR? Prof. Dr. Turan GÜVEN

ARAMA VE KURTARMA BİLGİSİ ARA SINAV SORULARI VE CEVAPLARI


1972 Dünya Miras Sözleşmesi

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

ÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE

Kullanım kılavuzunuz AEG-ELECTROLUX EOB3612X EU R05

AVRUPA BİRLİĞİ VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

BALIKÇI BARINAKLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA DAÝR YÖNET Perþembe, 30 Ekim 2008

TÜRKİYE DE TAŞKIN GERÇEĞİ VE METEOROLOJİK ERKEN UYARI SİSTEMLERİ

haber TMMOB ESKÝÞEHÝR KENT SEMPOZYUMU GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Eskiþehir Ýl

8. Ünite Yeryüzünde Yaşam

80. YILINDA 1935 MARMARA

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ

TEMA Vakfı, İstanbul Projeleri Raporu nu Açıkladı

TEMA Vakfı, İstanbul Projeleri Raporu nu Açıkladı

Dünyanın ısısı düzenli olarak artıyor. Küresel ortalama yüzey ısısı şu anda15 santigrat derece civarında. Jeolojik ve diğer bilimsel kanıtlar,


ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

EÐÝTÝMDE ÖZELLEÞTÝRME EÞÝT, PARASIZ EÐÝTÝM HAKKININ GASPIDIR

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ: FAO NUN BAKIŞ AÇISI. Dr. Ayşegül Akın Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı 15 Ekim 2016

Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi


TAEK in Görevleri ve Yaptığı İşler. Dr. Sinan Aytekin TÜRKÖZ

ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI ĞİŞİKLİĞİ

TAŞKIN YÖNETİMİNDE MODELLEME ÇALIŞMALARI

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

ODTÜ- UYGULAMALI HĠDROGRAFĠ EĞĠTĠMĠ SERTĠFĠKA PROGRAMI DERS PROGRAMI-2011 DÖNEMĠ

Gökmen ÖZER/Coğrafya Öğretmeni

Düzenlenmesi. Mehmet TOPAY, Nurhan KOÇAN BARTIN.

STANDARD ŞUBAT 2010 DOĞA. Fotoğraflar: Eray ÇAĞLAYAN


K.K.T.C. Çevre Ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Meteoroloji Dairesi.

DMF SERÝSÝ YAKIT SAYAÇLARI TANITIM VE KULLANIM KILAVUZU

Sera Gazlarının İzlenmesi ve Emisyon Ticareti. Politika ve Strateji Geliştirme. Ozon Tabakasının Korunması. İklim Değişikliği Uyum

Dokuz Eylül Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü.

AFET KOORDİNASYON MERKEZİNİ (AKOM)KURDUK

PDF created with pdffactory trial version

Doğa, Çevre, Doğal Kaynak ve Biyolojik Çeşitlilik

K.K.T.C. ÇEVRE VE DOĞAL KAYNAKLAR BAKANLIĞI METEOROLOJİ DAİRESİ

III. ÇALIŞMA GRUBU İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ETKİLERİNE UYUM. 2. ÇALIŞTAY İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ve SAĞLIK

TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

TANITMA VE KULLANMA KILAVUZU

Alanın Gelişimi ile İlgili Kriterler

İSTANBUL TİCARET ODASI

ORTAM: BÖLGELER VE ÜLKELER

DÜZCE NİN ÇEVRE SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÇALIŞTAYI 4 ARALIK 2012 I. OTURUM OTURUM BAŞKANI: PROF. DR. SÜLEYMAN AKBULUT

ÇAKÜ Orman Fakültesi Havza Yönetimi ABD 1

Hedef 1: KAPASİTE GELİŞTİRME

Meteorolojik Gözlem İçin Kullanılacak Sabit Şamandıraların Denize İndirilme İşlemleri Başladı



İSTANBUL UN ÇEVRE SORUNLARI

Arazi verimliliği artırılacak, Proje alanında yaşayan yöre halkının geçim şartları iyileştirilecek, Hane halkının geliri artırılacak, Tarımsal

ÇÖLLEŞME/ARAZİ BOZULUMU İLE MÜCADELE RAPORU

DÜNYADA NÜFUS VE EKONOMİK FAALİYETLER

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BOLU

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

BÖLÜM YEDİ DEPREM TÜRLERİ

Yüz ölçümü: km² Nüfusu : (2012) Önemli Şehirleri: Napoli, Milano, Torino, Venedik, Cenova

ÖĞRENME ALANI : CANLILAR VE HAYAT ÜNİTE 6 : İNSAN VE ÇEVRE

Çevre Biyolojisi II BYL 118 Hacettepe Üniv. Biyoloji Bölümü

Avrupa Birliği Taşkın Direktifi ve Ülkemizde Taşkın Direktifi Hususunda Yapılan Çalışmalar

Son 100 yılın en büyük 25 depremi

Transkript:

ÇEVRE VE TOPLUM 12. Bölüm DOÐAL KAYNAKLAR VE ÇEVRE DOÐANIN ÝÞLEYÝÞÝ ÇEVRE KORUMA UYGULAMALARI TEKNOLOJÝ VE DOÐAL AFETLER DOÐAYLA UYUMLU YAÞAMAK SINIRLI KAYNAKLAR DOÐADAKÝ TEHLÝKELER DOÐAL KAYNAKLARIN KULLANIMI GÜNÜMÜZ ÇEVRE SORUNLARININ OLASI ETKÝLERÝ ÇEVRE KORUMA UYGULAMALARI DOÐAL MÝRASIN KORUNMASI 190

191

1 DOÐANIN ÝÞLEYÝÞÝ K o n u y a B a þ l a r k e n 1. Doðal kaynaklar denilince ne anlýyorsunuz? Söyleyiniz. 2. Sizce çevre problemlerinin temel sebepleri nelerdir? Söyleyiniz. Doðal Çevremizin Sýnýrlýlýðý Tarih boyunca insanlar doðal kaynaklarýn sýnýrsýz olabileceðini düþünmüþlerdir. Bu da insanlarýn uzun yýllar boyunca doðal kaynaklarý bilinçsizce kullanmasýna yol açmýþtýr. Ýhtiyaçlarýn çeþitlenmesi, tüketime baðlý olarak doða ve insan arasýndaki dengeyi doðanýn aleyhine bozmuþ, doðal çevrenin tahribatýyla birlikte zamanla açlýk ve fakirlik hýzla ilerlemiþ ve ekolojik dengede bozulmalar meydana gelmiþtir (Fotoðraf 1). Bilim insanlarý sýnýrlý olan doðal kaynaklarýn artan dünya nüfusu sonucu hýzla tükendiðini ve çeþitliliðin azaldýðýný alternatif kaynaklar bulunmadýðý takdirde büyük çevre sorunlarý Fotoðraf 1: Tahrip edilmiþ doðal çevreden görünümler yaþanacaðýný ifade etmektedir. Çevre sorunlarýna ve nüfus artýþýna baðlý olarak yakýn gelecekte insanlar beslenme sorunuyla karþý karþýya gelebilirler. Günümüzde geliþmiþ ülkeler, doðal kaynak kullanýmýnda büyük bir baský unsuru olan nüfus artýþýný kontrol altýna almýþlardýr. Ayrýca geliþen teknolojiden de faydalanarak kaynak üretimi ve tüketimi arasýnda denge oluþturarak ekonomide sürdürülebilir bir kalkýnma modeline geçmiþlerdir. Özellikle az geliþmiþ ve geliþmekte olan ülkelerde doðal kaynak kullanýmýndan meydana gelen ekolojik sorunlar daha fazladýr. Bu grupta yer alan ülkelerde nüfus hýzla artmaktadýr. Buna baðlý olarak nüfusu besleyebilmek ve yaþam standardýný yükseltebilmek için, aþýrý ve bilinçsiz doðal kaynak kullanýmýna dayanan bir ekonomik kalkýnma modeli uygulamaktadýrlar. Sonuçta doðal kaynaklar kullanýlamaz hâle gelmektedir. Günümüzde ekolojik dengeyi bozan en önemli faktörlerden biri doðal kaynaklarýn insanlar tarafýndan bilinçsizce tüketilmesidir. Bu duruma Aral Gölü ndeki suyun pamuk tarýmý için aþýrý derecede kullanýlmasýyla gölün suyunun azalmasý ve göl ile yakýn çevresindeki ekosisteminin bozulmasý örnek olarak verilebilir. Çayýr, mera ve yaylalarýn aþýrý otlatma sonucu bitki örtüsünün yok edilmesine baðlý olarak doðal yapýda bozulmalar meydana gelmektedir. Aþýrý otlatma nedeniyle Palandöken ve Kargapazarý daðlarýnda bitki örtüsü tahrip edilmiþ, buna baðlý olarak da böcek türleri azalmýþtýr. Aþýrý otlatma özellikle kurak ve yarý kurak iklim bölgelerinde tabii bitki örtüsünü azaltan en önemli faktördür. 192

O k u m a M e t n i Ekolojik Denge ve Yok Olan Deðerlerimiz Dünyamýzda tahrip olan ekolojik denge ile birlikte, içinde barýndýrdýðý deðerler de yok olmaktadýr. Bir canlýnýn doðal olarak yaþayýp çoðaldýðý, neslini devam ettirdiði yer, o türün habitatýdýr. Günümüzde bu alanlarýn bozulmasý ile içindeki canlý türlerinin nesli de tükenmektedir. Dünyadaki bütün türlerin bir kýsmý önümüzdeki 30 yýl içinde yok olma tehlikesiyle karþý karþýyadýr. Bunun en önemli nedenlerinden birisi de pek çok türün habitatýnýn tahrip edilmesinden kaynaklanmaktadýr. Örneðin, Amazon ormanlarý dünyadaki türlerin yarýsýndan fazlasýný barýndýrmaktadýr. Böyle bir tropik ormanda yapýlabilecek hatalý ve plansýz bir faaliyet burada bulunan türlerin 30 yýl içinde % 5 - % 15'inin yok olmasýna neden olacaktýr. Biyolojik çeþitliliðin azalmasýnýn bir diðer sebebi ise türlerin ticari deðerlerinin olmasý ve bu amaçla tüketilmesinden ileri gelmektedir. Günümüzde balinalardan fillere kadar birçok tür, ticari çýkar uðruna tehlike altýnda bulunmaktadýr. Diðer taraftan sanayi ve tarým faaliyetlerinin kirlettiði toprak, havada ve suda yaþayan pek çok türün sayýsýnýn azalmasýna neden olmuþtur. Biyolojik varlýklar, içinde yaþadýklarý ekolojik çevreden soyutlanamazlar. Dolayýsýyla tür ve çeþitlerin korunmasý sorunu aslýnda doðal alanlarýn korunmasý sorunudur. Çevre Dergisi, Sayý: 9, 1993 Toprak ve Orman Sýnýrlýlýðý Toprak, üzerinde tüm canlýlarýn barýnýp yaþadýðý ve beslenmesi için gerekli ürünlerin yetiþtiði canlý bir varlýktýr ve yaþamýn kaynaðýdýr. Toprak; hava, su ve diðer doðal kaynaklar gibi insan yaþamý için önem taþýyan kýsýtlý bir deðerdir (Fotoðraf 2). Doðal deðiþim döngüsü içinde atýklarýn emilmesini saðlayan bir filtre olma özelliði yanýnda organizmalar için yaþam alaný, madenler ve suyun saklanmasý içinde bir depo görevi görür. Sosyoekonomik faaliyetler için mekânsal bir temel oluþturan toprak tarihî ve kültürel mirasýmýzýn da üzerinde yer aldýðý bir unsur olarak yararlý birçok özelliðe sahiptir. Topraðýn doðal oluþum sürecini deðiþtirmek olanaksýz olduðu gibi, teknolojik usullerle yapay olarak üretilmesi de mümkün deðildir. Dünya nüfusunun artýþý ve bununla birlikte beslenme ve konut gibi gereksinimlerin giderek artmasý, ekolojik dengenin her geçen gün bozulmasýna neden olmaktadýr. Fotoðraf 2 : Etkin kullanýlmayan toprak alanlarý Saðlýklý bir ormanda ömrünü dolduran aðaçlar zamanla çürüyerek devrilir ve orman içinde kýsmi boþluklar oluþtururlar. Ýnsanlarýn yaptýðý tahribatýn aksine doðal düzenin bir parçasý olan bu boþluklar, ormanlarýn yenilenerek hayatta kalmalarýný saðlayan bir sistemdir. Ýnsanlar tarafýndan tahrip edilen yaðmur ormanlarý yenilenememektedir. Bu bakýmdan türce zengin orman örtüsü yerine tek türe dayalý düþük kaliteli ormanlar oluþmaktadýr. Þehirleþmenin Sýnýrlarý Ne Olmalý? Þehirleþme ve þehirlerin çevresine doðru geniþlemesi, tarým alanlarýný ve doðal yaþam alanlarýný tehdit etmektedir. Plansýz þehirleþme sonucu pek çok canlý türü yok olmaktadýr. Nüfusun temel ihtiyaçlarý karþýlanýrken doðal kaynaklar gereken hassasiyet gösterilerek kullanýlmalýdýr. Nüfusun ve þehrin büyümesinin doðaya minimum zarar verebilecek düzeyde sýnýrlandýrýlmasý gereklidir. 193

Doðanýn Bilinçsizce Kullanýmý Günümüzde bilinçsiz ve yasak avlanma yapmak önemli ekolojik sorunlarý ortaya çýkarmaktadýr. Bu nedenle birçok hayvanýn nesli tükenmiþtir. Örneðin, balina, timsah ve balýk gibi türlerin aþýrý ve bilinçsiz avlanmalarý sonucu popülâsyonlarý azalmýþ, nesillerini devam ettirmeleri tehlike altýna girmiþtir. Bu þekilde bilinçsiz toplamalar dünyada ve ülkemizde doðal ortam için büyük tehdit oluþturmaktadýr. Yine kelebek ve diðer bazý böcek türlerinin faunadan toplanýp ticaretinin yapýlmasý bu türlerin neslinin tükenmesine yol açmaktadýr. Canlý türlerindeki hýzlý tükeniþin doðurabileceði sonuçlarýn, nükleer bir savaþýn etkilerine yakýn olabileceðine dikkati çeken bilim çevrelerinin tahminlerine göre, 20-30 yýl içinde dünyadaki canlý türlerinin 1/5'inin tükenme tehlikesi altýnda bulunuyor. Tarýmda kullanýlan kimi maddeler bazý canlýlar için ölümcül nitelik taþýmakta, bu canlýlarýn sonunu getirmektedir. Sadece tarýmda deðil günlük hayatta kullandýðýmýz birçok madde doðal yaþamý tehdit etmektedir. Ormanlar milyonlarca çeþit canlý türünün yuvasýdýr. Ormanlarýn zarar görmesi tüm bu canlýlarýn yaþamýný, geleceðini ve soyunun devamýný etkiler. Her yýl hektarlarca orman bilinçsiz kullanýmdan dolayý yok olmaktadýr. Bu da ormanlarla beraber birçok canlýnýn da yok olmasýný beraberinde saðlamaktadýr. H a b e r K ö þ e s i Saka Kuþlarýnýn Nesli Tehlikede Temiz su kanallarýnýn kirlenmesi, kuraklýk nedeniyle çok sevdikleri kara hindiba ve deve dikeni tohumlarýnýn yok olmasý ve ticari ürüne dönüþmeleri saka kuþlarýnýn varlýðýný tehdit ediyor. Göç yollarýnda avlanmanýn yaný sýra kuþ pazarlarýnda da satýlan saka kuþlarýnýn nesli tükenme tehlikesiyle karþý karþýyadýr. Doðadaki çeþitliliðin ve dengenin tehlike sinyalleri verdiði günümüzde daldan dala konan saka kuþlarýnýn, bitkilerin tohum daðýlýmýna ve üremesine katkýsý büyüktür. Basýndan, 16 Aðustos 2007 Su Ürünlerinin Sýnýrlýlýðý Okyanus yaþamý, suda yaþayan en küçük canlýlardan balinalara kadar, deðiþik þekil ve boyutlardan oluþan mükemmel bir düzene sahiptir. Bugün birçok tür, insanlarýn yaptýðý tahribat nedeniyle yok olma tehlikesiyle karþý karþýyadýr. Avlanma için kullanýlan araçlarýn teknolojik gücü, doðanýn kendini yenileyebilme yeteneðinin çok üzerindedir. Eðer bu araçlarýn yaptýðý tahribatlar, kontrol altýna alýnamazsa denizler ve denize baðlý yaþayan hayvanlar üzerinde olumsuz etkileri büyük olacaktýr. Dev gemiler, son teknoloji ekipmanlar kullanarak, balýk sürülerini çok hýzlý bir biçimde avlayabiliyorlar. Bu endüstriyel balýkçýlýk filolarý, okyanuslarýn ekolojik limitlerinin de üzerinde avlanarak kullandýklarý avlanma yöntemleri ile birlikte yaþama alanlarýný da yok ediyorlar. Örneðin dip tarama yöntemi mercan resiflerini ve diðer hassas ekosistemleri yok ediyor. Okyanuslar ve barýndýrdýðý canlýlar, küresel ýsýnma ve iklim deðiþimi tarafýndan, geri dönülemez bir biçimde etkilenecek. Örneðin, su sýcaklýklarýndaki yükselme çok geniþ mercan alanlarýnýn aðarmasýna ve ölmesine neden olacaktýr. Ýnsanýn su kaynaklarýna en önemli etkilerinden biri de fiziksel ve biyolojik kirliliktir. Bu kirliliðe yol açan kaynaklardan bazýlarý; þehirlerin kanalizasyonlarý, endüstriyel atýklar, patlamalar, denizlere dökülen çöpler, madencilik, zirai pestisitler, kullanýlmayan ýsý kaynaklarý ve radyoaktif atýklardýr. 194

H a b e r K ö þ e s i Dev Panda Dev panda, ana vataný olan Çin'in millî amblemidir. Boyu 1,5 metre, aðýrlýðý ise 100-150 kg arasýndadýr. Çin'in Yangçe Havzasý'ndaki bambu ormanlarýnda yaþayan dev pandalar, günde 12-38 kg kadar bambu filizi yiyerek hayatta kalýr. Bu havza, biyoçeþitlilik bakýmýndan dünyanýn en zengin bölgelerinden biridir. Çin'de yaþayan pandalarýn sayýlarý bugün 1600 civarýndadýr. Çin'deki bambu ormanlarýnýn giderek yok olmasý, pandalarýn hayatýný tehdit ediyor. Pandalar bugüne kadar 50 doðal rezerv kurularak koruma altýna alýnmýþtýr. Bambu ormanlarý insan müdahalesi olmadýðý sürece dev pandalar için hayat sigortasý, bambu aðaçlarý da varlýklarýný devam ettirmeleri için önemli bir beslenme kaynaðýdýr. Fakat Çin'de doðal kaynaklarýn taþýma kapasitesi düþünülmeden yapýlan bu uygulama sonucunda beslenme zinciri bozulmuþtur. Basýndan, 30 Mayýs 2005 B i l g i K u t u s u Doðanýn Bütünlüðü ilkesi Doða, canlý ve cansýz varlýklarýyla bütünlük taþýr ve doðada her þey birbirine baðlýdýr. Ekologlar bu bütünlüðü 'besin zinciri' olarak adlandýrmaktadýr. Canlýlar arasýndaki beslenme iliþkilerinin bir zincirin halkalarý þeklinde gösterilmesi, doðadaki canlýlarýn birbirlerine baðýmlýlýðýný vurgular. Doða bir denge içindedir ve insan bilerek veya bilmeyerek bu canlý zincirin bir halkasýný yok ettiði zaman, bu dengeyi bozmuþ, zincirin öteki halkalarýný da etkilemiþ olur. Bu da insana doðanýn bütünlüðünü hatýrlatmaktadýr. Dünyada canlýlarýn yaþam alaný olan biyosfer farklý ekosistemlerden oluþmuþtur. Ekosistemlerin yapý ve iþleyiþinin bozulmasý beslenme halkalarýnýn da bozulmasýna yol açar. Böylece bazý canlý türleri yok olur. E t k i n l i k Aþaðýdaki tabloda beslenme halkalarýný etkileyen bazý faktörler verilerek bunlardan bir tanesi açýklanmýþtýr. Ön bilgilerinizden yararlanarak tabloda boþ kalan yerleri doldurunuz. Beslenme Halkalarýný Etkileyen Bazý Faktörler ve Etkileri Çevre sorunlarý Kaynaklarýn bilinçsizce tüketilmesi Nüfus artýþý Sanayileþme Fabrika, rafineri, santral gibi tesislerin çalýþmasý sonucunda çevreye býrakýlan gaz, sývý ve katý atýklar çevrenin yapý ve iþleyiþini deðiþtirir. 195

2 ÇEVRE KORUMA UYGULAMALARI K o n u y a B a þ l a r k e n Tarihte Çevre Koruma Uygulamalarý Doðal kaynaklarýn bilinçsiz kullanýmý ve tahribi sonucu ortaya çýkan sorunlar ve bu sorunlar için alýnan önlemler yeni deðildir. Tarihsel süreç içinde doðayý koruma bilinci günümüzdeki gibi olmasa bile bu alanda bazý çalýþmalar yapýlmýþtýr. Örneðin, bundan 2000 yýl önce Roma'da meyve aðaçlarýnýn korunmasý için önlemler alýnmýþtýr. 1250 yýlýnda Ýngiltere'de kartal, doðan, atmaca ve balýkçýl kuþlarýnýn korunmasý istenmiþtir. 1343 yýlýnda Dortmund (Almanya)'da tarým alanlarý ve otlaklarýn aðaçlandýrýlmasý belirli yasalara baðlanmýþtýr. Bir alanýn sahip olduðu peyzaj güzelliði, florasý, faunasý ve halkýn belirli bir süre için de olsa yararlanmasý amacýyla bu alanlarýn koruma altýna alýnma fikri Hollanda'da doðmuþtur. 1576 yýlýnda Orange Prensi ve Lahey Valisi, Lahey Ormaný'nýn deðiþtirilmeden korunmasý konusunda anlaþmýþlardýr. Doðu Akdeniz Ormancýlýk Araþtýrma Müdürlüðü Doða Dergisi, Sayý:11 Yýl: 2005 1. Ýnsanlar, yukarýda anlatýlan önlemleri niçin almaya ihtiyaç duymuþlardýr? Söyleyiniz. 2. Siz de bunun gibi tarihte alýnmýþ çevre koruma önlemleri ile ilgili bilgilerinizi sýnýfta arkadaþlarýnýzla paylaþýnýz. Doðayý Koruma Bilinci Ýnsanlar var olduklarýndan itibaren doðayla iç içe yaþadýklarý için bulunduklarý çevreyle uyum içinde yaþamýþlardýr. Tüm ihtiyaçlarýný doðadan karþýladýklarýndan ona saygý duymuþlardýr. Birçok toplum kendi gücü dýþýnda oluþan doða olaylarý karþýsýnda güçsüz olduklarý için onlarý dini inançlarýnýn temeli saymýþlardýr. Sanayi Devrimi ile birlikte doðal kaynaklarýn aþýrý ve bilinçsiz kullanýlmasý doðal çevrede büyük bozulmalara neden olmuþtur. Bu bozulma özellikle 19. yy.dan sonra çok büyük bir hýz kazanmýþtýr. 19. yy.dan itibaren geliþen teknoloji ve sanayi faaliyetlerinin artmasýna baðlý olarak ortaya çýkan, kentleþme, orman yangýnlarý, tarla açmalar, tarýmda kullanýlan ilaçlar ile oluþan kirlenmeler sonucu doðal kaynaklarýn korunmasý önem kazanmaya baþlamýþtýr. Doðaya yapýlan müdahaleler günümüzde insan ve diðer canlý hayatýný tehdit eder duruma gelmiþtir. Doðadaki bu tehditler büyük boyutlara ulaþtýðýndan doðanýn kendi kendini yenileyerek eski hâline dönmesi de gittikçe güçleþmektedir. Sistemli doða koruma bilinci, dünya genelinde 1960'lý yýllardan sonra oluþmaya baþlamýþtýr. Bu amaçla çevresel sorunlara yönelik olarak son yýllarda pek çok düzenleme yapýlmýþtýr. Bunlarý þu þekilde sýralayabiliriz: 1. Çevre sorunlarýnýn çözümü için uluslararasý iþ birliði ve karþýlýklý güven ortamýnýn oluþturulmasý, 2. Uluslararasý alanda yoðun bilgi alýþveriþi ve þeffaf çevre programlarýnýn oluþturulmasý, 3. Oluþturulan çevre programlarýnýn temelini teþkil eden araþtýrma ve geliþtirme çalýþmalarý için yeterli kaynaklarýn oluþturulmasý, 4. Global çevre koruma çalýþmalarýna tüm geliþmiþ ve geliþmekte olan ülkelerin aktif katýlýmýnýn saðlanmasý, 5. Bilimsel ve teknolojik bilgilere kolaylýkla ulaþarak gelecek için en gerçekçi adýmlarý atmak þeklinde sýralanabilir. 196

Avrupa Birliði nin Çevre Politikasý Avrupa Birliði, (AB) çevre politikasý ile çevrenin korunmasý, kalitesinin yükseltilmesi, insan saðlýðýnýn korunmasý, doðal kaynaklarýn akýlcý ve dikkatli kullanýlmasý hem bölgesel hem küresel çevre problemleri ile ilgili olarak uluslararasý düzeyde önlemlerin alýnmasýný hedeflemektedir. AB Çevre Politikasý'nýn temel uygulama alanlarý aþaðýda gösterilmiþtir. Atýk Yönetimi AB ülkelerinde yýlda 2 milyar ton atýk ortaya çýkmaktadýr ve bu miktar her yýl % 10 oranýnda artmaktadýr. AB'nin atýk yönetimi birbirine baðlý üç temel unsura dayalýdýr. Bunlar; atýk miktarýnýn azaltýlmasý, atýðýn yeniden dönüþüme tabi tutulmasý ve atýklarýn yakýlmasý sonucu ortaya çýkan kirliliðin azaltýlmasýdýr. Eski taþýtlarýn ve elektrikli aletlerin toplanmasý ve denizlerdeki kullaným süresi dolan petrol platformlarýnýn sökülmesi gibi yeniden dönüþüm iþlemleri AB düzeyindeki yönergelerle üreticilerin sorumluluklarýna dahil edilmektedir. Ambalajlar, piller ve mineral yaðlar nedeniyle oluþan kirliliði ortadan kaldýrmaya yönelik düzenlemeler de bulunmaktadýr. Gürültü Kirliliði Temel amaç gürültüyü kaynaðýndan azaltmaktýr. Bu nedenle AB'de gürültü kaynaklarýnýn çýkarabileceði azami gürültü düzeyleri yasal düzenlemelere tabidir. Su Kirliliði AB, yer altý ve yer üstü su kaynaklarýnýn korunmasý ve verimli kullanýlmasý için farklý standartlar getirmiþtir. Hava Kirliliði AB Komisyonu, Kyoto Protokolü hedeflerine uymak amacýyla sera gazlarý atýklarýnýn AB içinde alým satýmýný saðlayacak bir sistemin kurulmasý çalýþmalarýný sürdürmektredir. Ulaþtýrmadan kaynaklanan hava kirliliðini azaltmak için, çevre dostu taþýtlarýn vergi indirimleriyle desteklenmesi ve arabalarýn yakýt tüketiminin azaltýlmasý gibi öneriler bulunmaktadýr. Doðanýn Korunmasý Avrupa'da 1000 bitki türü ve 150 kuþ türü yok olma tehlikesi ile karþý karþýyadýr. Bu nedenle doðal ortamýn korunmasýný konu alan düzenlemeler söz konusudur. AB'de radyoaktif atýklarýn idaresi ve genetik deðiþime uðramýþ organizmalar konularýnda da düzenlemeler bulunmaktadýr. Ýklim Deðiþikliði AB, iklim deðiþikliðinin nedenleri ve ortaya çýkardýðý sorunlarla mücadele konusundaki çerçeve stratejisini 1990'lý yýllarýn baþýnda belirlemiþ ve 1992 yýlýndaki Rio Zirvesi'nde kabul edilen Birleþmiþ Milletler Ýklim Deðiþikliði Çerçeve Sözleþmesi'ne katkýda bulunmuþtur. AB, iklimle ilgili pek çok insiyatifin yanýnda yenilenebilir enerji kaynaklarýnýn üretilmesi ve yakýt ekonomisinin iyileþtirilmesini teþvik etmektedir. 197

H a b e r K ö þ e s i Önemli Deniz Kirliliði Vakalarý Tunus tan Ukrayna ya gitmekte olan 27.000 tonluk Pantaleymon kuru yük gemisi 2003 yýlýnda Anadolu Feneri nde Kabakoz mevkiinde karaya oturdu. Karaya oturduktan sonra ikiye bölünen geminin yakýt tanklarýndan 437 ton petrol denize döküldü ve geniþ bir alan kirlendi. Bu alanda 8000 varil petrol ve 150 ton atýk toplanmýþtýr. Sizce bu ve benzeri çevre sorunlarýný önlemek için ne tür faaliyetler yapýlabilir? Tartýþýnýz. B i l g i K u t u s u LIFE Destek Programlarý AB, çöp sorununu çözmek için kýsa adý LIFE olan çevre projelerini destekleme programý çerçevesinde, atýklarýn yönetimi ve önlenmesi konusundaki yeni projeleri teþvik ediyor. Bu kapsamda, 1996-2003 yýllarý arasýnda 141 katý atýk projesine destek saðlanmýþtýr. Projenin Uygulandýð ý Ülke Fransa Ýsveç Belçika LIFE Tarafýndan Desteklenen Örnek Projeler Projenin Özelliði Fransa'da bir inþaat firmasý, þantiyede atýk yönetimini ve geri kazanýmýný etkin biçimde uygulayan ve bunun için iþçilerin eðitimini de içeren bir sistem geliþtirdi. Bu sistemin pilot uygulamasý, 15 farklý inþaat alanýnda gerçekleþtirildi. Þantiyede oluþan atýk miktarý 3 kat, atýk depolama masraflarý da % 50 oranýnda azaltýldý. Toplam 1 milyon avroluk bu projeye, LIFE tarafýndan 300 bin avro destek saðlandý. Ýsveç'te 2001 yýlýnda ambalaj atýklarýný daha da azaltmak amacýyla bir proje baþlatýldý. Ýsveç Gýda Üreticileri Birliði, baþkent Stockholm çevresinde ambalaj atýklarýný yýlda % 25 oranýnda azaltmak için entegre bir lojistik sistem geliþtirdi. Sadece meyve ve sebze amba-lajlarý deðil, et, tavuk, süt ürünleri ve diðer günlük tüketim ürünlerinin ambalajlarý da bu sisteme dahil edildi. Çeþitli boyutlarda, daha saðlam ve uzun ömürlü taþýma kutularý üretildi. Geri dönüþüme gidinceye kadar yüzlerce kere kullanýlabilecek olan kutular en az 10 yýl dayanacak saðlamlýkta yapýldý. Bu sayede taþýma esnasýnda ürünlerin zedelenme oranýnda da azalma oldu. 2 yýl süreli, 6 milyon avroluk bu projeye LIFE'ýn katkýsý 1,8 milyon avrodur. Belçika'nýn Antwerp liman idaresi, limanda oluþan atýklarýn izlenmesi için entegre sistem oluþturdu. Bu sistemle atýklarýn limandaki her hareketi kolayca izlenebiliyor. Bu sayede atýklarý en aza indirmek, yeniden kullanmak ve geri dönüþümü saðlamak için etkin bir program geliþtirildi. 2 yýllýk bu projenin 1,3 milyon avroluk bütçesinin 650 bin avrosu LIFE tarafýndan saðlandý. 198

B i l g i K u t u s u Çevre Sorunlarýnýn Önlenmesine Yönelik Bazý Uygulamalar 1979 yýlýndan itibaren bilim çevreleri ve sivil toplum örgütlerinin baskýsýyla DDT grubu pestisitlerin kullanýmý baþta ABD olmak üzere tüm dünyada yasaklanmaya baþladý. 1980 sonrasýnda bilinçli tüketicilerin oluþturduðu kamuoyu baskýsý sonucu ekolojik tarým gündeme geldi.talebin artmasýyla birçok ülkede 0-2 yaþ grubu çocuk mamasý üretiminde ekolojik ürünlerin (Fotoðraf 1) kullanýlmasý yasalarla zorunlu hâle getirildi. Avustralya'nýn kuzey bölgesinde, hükûmet ve Avustralya yerlilerinin iþ birliði ile Kakadu Millî Parký Koordinasyonu kurulmuþtur (Fotoðraf 2). Böylece millî park sýnýrlarý içinde doðal yaþam korunmakta, turizmin geliþtirilmesi ile yerlilere gelir saðlanmakta ve kültürel miras korunmaktadýr. Fransa'nýn yapacaðý nükleer denemelere karþý Mc Taggart 1971'de Greenpeace çevre örgütünün kurulmasýna öncülük etmiþtir. Antarktika kýtasýna sanayi ve petrol tesislerinin kurulmamasý için büyük uðraþlar vermiþtir. Fotoðraf 1: Ekolojik tarým ürünleri Fotoðraf 2 : Kakadu Millî Parký ( P e r f o r m a n s Ö d e v i Amaç : Sulak alanlarýn önemini kavramak Hazýrlama Süresi : 2 hafta Performans Ödevi : Bir ülkenin sulak alanlarýný korumak için yapýlmýþ projeleri araþtýrmak Ödevi yaparken; Sulak alanlarla ilgili Ýnternet araþtýrmasý yapýnýz. Gazete, dergi, Ýnternet siteleri gibi kaynaklardan sulak alanlarla ilgili fotoðraflar temin ediniz. Sulak alanlarý korunmak için geliþtirilen uygulamalar ve alýnacak tedbirlerle ilgili araþtýrma yapýnýz. Deðerlendirme: Çalýþmanýzý sýnýf ortamýnda arkadaþlarýnýzla paylaþtýktan sonra öðrenci ürün dosyasýna yerleþtiriniz. 199

H a b e r K ö þ e s i Yeþil Kuþak Aðaçlandýrma Çalýþmalarý TEMA Vakfý özellikle Gelibolu, Marmaris ve Ýstanbul'daki büyük orman yangýnlarýndan sonra, toplumumuzda geliþen aðaç dikme arzusunu, erozyonla mücadele çalýþmalarý için önemli bir adým olarak deðerlendirmektedir. Kiþi ve kuruluþlarýn her gün artan talepleri doðrultusunda fidan dikimleri gerçekleþtirilmektedir. TEMA Vakfý yapýlacak olan aðaçlandýrmalarda yöreye uygun olan aðaç türlerinin dikilmesini ve dikilecek olan fidanlarýn da yine ayný yörede yetiþen aðaçlarýn orijinlerinden olmasýndan yanadýr ve aðaçlandýrma çalýþmalarýnda bu konuya büyük ölçüde dikkat edilmektedir. Bu nedenle aðaç dikmek isteyen kiþi ve kuruluþlarýmýzý þiddetli ve çok þiddetli erozyona tabi olan 18,5 milyon hektar büyüklüðündeki çýplak alanlarýn aðaçlandýrýlmasý ve erozyon kontrol çalýþmalarýnda TEMA ile iþ birliðine davet ediyoruz. 1996-2005 yýllarý arasýnda yapýlan aðaçlandýrma faaliyetleriyle TEMA Vakfý öncülüðünde 3,7 milyon fidan dikilmiþtir. Þehir çevrelerini aðaçlandýrma, erozyon kontrolü ve tahrip edilmiþ ormanlýk alanlara yönelik çalýþmalara ilk kez 1937 yýlýnda Ankara'da baþlanmýþtýr. Bu amaçla Atatürk'ün direktifleri ile Atatürk Orman Çiftliði oluþturulmuþtur. 11 Eylül 1957 tarihinde Hatip Çayý nýn yol açtýðý sel ve taþkýn olaylarý sonucunda 165 kiþinin hayatýný kaybetmesi ve büyük maddi kayýplar; yine 18-21 Haziran 1961 tarihinde Ýncesu Deresi'nin taþmasý sonucu 7 kiþinin hayatýný kaybetmesi üzerine Ankara çevresinde aðaçlandýrma ve erozyon kontrolü çalýþmalarý yapýlmaya baþlanmýþtýr. Ankara'da yeþil kuþak aðaçlandýrma çalýþmalarýnýn kýsa sürede olumlu sonuçlar vermesi üzerine 1985 yýlýnda 3 il daha uygulama kapsamýna alýnmýþ, 2002 yýlý sonuna kadar 32 ilde, 2004 yýlý sonuna kadar 41 ilde yeþil kuþak aðaçlandýrma çalýþmalarý devam etmiþtir. Yeþil kuþak aðaçlandýrma çalýþmalarýyla 2004 yýlý sonuna kadar 132.585 hektar alanda çalýþma yapýlmýþtýr. Bu çalýþmalar günümüzde de devam etmektedir. Ýnternet Haberi Ý n t e r n e t A r a þ t ý r m a s ý Yurdumuzda hangi illerinde Yeþil Kuþak Aðaçlandýrma Çalýþmalarý na benzer faaliyetler yapýlmaktadýr. Ýnternetten araþtýrarak bulduðunuz sonuçlarý arkadaþlarýnýzla paylaþýnýz. 200

E t k i n l i k Aþaðýdaki tabloda bazý çevre sorunlarý verilerek bunlardan birinin etkileri ve bu konuda alýnacak önlemler açýklanmýþtýr. Örnekten ve ön bilgilerinizden de yararlanarak tablodaki diðer boþluklarý doldurunuz. Baþlýca Çevre Sorunlarý Etkileri Alýnacak önlemler Hava kirliliði Fabrikalarýn bacalarýna filtre takmak, toplu taþýmayý yaygýnlaþtýr- Solunum yolu hastalýklarý, sera etkisi, asit yaðmurlarý, ormanlarýn tahribi mak, alternatif enerji kaynaklarý kullanmak Su kirliliði Toprak kirliliði Nüfus artýþý Sanayileþme Çarpýk kentleþme B u n l a r ý B i l i y o r m u s u n u z? Fatih Sultan Mehmet bir çevre vakfý kurdurmuþtur. Haliç'in korunmasý ve erozyonun engellenmesi için giriþimlerde bulunmuþtur. Su havzalarýný koruma altýna alarak suyun kalitesini korumuþtu. Haliç'in dolmasýný önlemek için yamaçlarda hayvan otlatýlmasýný yasaklamýþtýr. Mimar Sinan'ýn Çorum'da yaptýðý Ali Paþa Hamamý nýn kullanma suyu 10 km uzaktaki temiz bir kaynaktan borularla getirilmiþtir. Hamamýn atýk sularý dikdörtgen kesitli bir olukla þehrin 5 km dýþýna aktarýlmýþtýr. MÖ III. yy.da Hindistan Magadaha hükümdarý Aðoka 6 aylýða kadar olan yavru ve gebe hayvanlarýn öldürülmesini yasaklayan buyruðunu ilan etmiþtir. Günümüzden 2500 yýl önce Manyas Gölü çevresine "Cennet" adý verilmiþti. Persler Manyas Gölü ve çevresini koruma altýna almýþtýr. Eski Mýsýr'da toplanan çöplerle hamamlar ýsýtýlýrdý. Böylece hem çöplerin çevreye zarar vermesi önlenir hem de aðaç azlýðý sebebiyle iyi ýsýtýlamayan hamamlar ýsýtýlýrdý XI ve XII. yüzyýllarda Roma egemenliði altýnda bulunan Batý Avrupa ülkelerinde, su kaynaklarýnýn ve havanýn kirletilmesinin önüne geçmek amacýyla birçok karar alýnmýþ ve uygulanmýþtýr. Doðayý koruyan ilk örgütler bu dönemde ortaya çýkmýþtýr. 1273 yýlýnda Ýngiltere'de, havanýn kirletilmesini yasaklayan yasa çýkarýldý. 1303 yýlýnda da bu yasaya karþý çýkan biri idam edilmiþtir. 201

3 TEKNOLOJÝ VE DOÐAL AFETLER K o n u y a B a þ l a r k e n 1. Aþaðýdaki fotoðraflarda hangi doðal afetler görülmektedir? Bu afetlerin yaþanmasýnda hangi doðal faktörler etkili olmuþ olabilir? Söyleyiniz. 2. Doðal afetlere karþý hangi önlemler alýnabilir? Söyleyiniz. Doðal Afetlerden Korunma Yollarý Doðanýn kendi içinde iþleyen bir sistemi vardýr. Depremler, tsunamiler, seller, aþýrý kuraklýk vb. doðal olaylar da bu sistemin bir parçasýdýr. Bu olaylar insan ve insana ait eserlere zarar vermeye baþlayýnca doðal afet olarak adlandýrýlmýþtýr. Ýnsanoðlu da afetlere karþý önlem almak için sürekli yeni arayýþlar içine girmiþ ve çeþitli tedbirler geliþtirmiþtir. Deprem, tsunami gibi doðal afetlerde can ve mal kayýplarýnýn azaltýlmasý için saniyelerin bile çok önemli olduðu bilinen bir gerçektir. Bu afetlerin etkisini asgari düzeye indirmek için erken uyarý sistemleri geliþtirilmiþ ve böylece doðal afetler öncesinde çeþitli önlemlerin alýnmasý amaçlanmýþtýr. 202

Doðal Afetlere Hazýrlýk: Erken Uyarý Sistemleri Erken uyarý sistemleri doðal afet tehlikeleri öncesinde karþýlaþýlabilecek risk oranýný azaltmak ve zamanýnda bildirmek amacýyla belli kurumlarca yayýnlanan uyarý mesajlarý veya bildirilerdir. Bu sistemler: Deprem Erken Uyarý Sistemi Meteorolojik erken uyarý sistemi, Tsunami erken uyarý sistemidir. Deprem erken uyarý sistemi Depremlerin önceden tahmin edilmesi konusunda yapýlan bilimsel çalýþmalar 20. yüzyýlýn ikinci yarýsýndan sonra geliþen modern Fotoðraf 1: Deprem þiddetini ölçen sismograf sismoloji bilimine paralel olarak geliþmiþtir (Fotoðraf 1). Bu konuda ilk ciddi çalýþmalar ABD, Rusya, Japonya ve Çin gibi depremden çok etkilenen ve geliþmiþ teknolojiye sahip ülkelerde baþlamýþtýr. Bu çalýþmalarda amaç, gelecekteki depremlerin nerede, ne zaman ve hangi büyüklükte meydana geleceðini saptamaktýr. ABD; depremlerin önceden bilinmesine yönelik çalýþmalara 1930'lu yýllardan itibaren baþladý. Depremlerin önceden bilinmesi çalýþmalarýnýn yoðun þekilde devam ettiði diðer bir ülkede Japonya'dýr. Bu ülkede deprem araþtýrmalarý için ayrýlan yýllýk bütçe 11 milyar dolardýr. Büyük bütçeler ayrýlarak kurulan erken uyarý sistemleri ile; 1. Sismik çalýþmalar, 2. Kayaçlarýn fiziksel özelliklerinde görülen deðiþiklikler, 3. Yer altý sularýndaki radon miktarýndaki artýþ, 4. Su seviyesi ve sýcaklýðýnda görülen deðiþiklikler, 5. Hayvanlarýn sergilediði normal dýþý davranýþlar önceden tahmin edilebilir. Depremlerin önceden bilinmesi amacýyla gerçekleþtirilen çalýþmalar yoðun þekilde devam etmektedir. Ancak, depremlerin nerede, hangi büyüklükte ve özellikle ne zaman meydana geleceðini ortaya koyan teknoloji henüz geliþtirilememiþtir. H a b e r K ö þ e s i Depremde Erken Uyarý Sistemi Yer sarsýntýlarýnýn en çok meydana geldiði ülkelerden biri olan Japonya'da, erken uyarý sistemiyle depremlerin 20 saniye önceden tahmin edilmesi hedefleniyor. Meteoroloji Ajansý, erken uyarý sisteminin öncül ya da ilk deprem dalgasýný tespit ettiðinde alarm vereceðini belirtti. Televizyon ve radyoda yayýmlanacak uyarýyla insanlarýn masa altlarýna girmek, binalardan uzaklaþmak ya da araç kullanmayý býrakmak için 20 saniye kadar zamanlarý olacak. Deprem uyarýsýnýn, sarsýntýdan 10 ile 20 saniye önce verilebileceði ancak depremin merkezinin yakýnýnda olmasý durumunda bu sürenin çok daha kýsa olabileceði ya da bazen uyarý verilmesinin mümkün olamayacaðý belirtildi. Halkýn uyarýyý aldýktan sonra öncelikle sakinliðini korumasý ve can güvenliðini saðlamasý hedefleniyor. Basýndan, 23 Haziran 2007 203

H a b e r K ö þ e s i TÜBiTAK ýn Deprem Hazýrlýðý Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araþtýrma Kurumu (TÜBiTAK), depremi önceden tespit etmek amacý ile kaplýcalara yönelik bir çalýþma baþlattý. Deprem oluþmadan önce kaplýcalardaki ýsý, gaz ve debi deðiþimini yakýn takibe alan TÜBÝTAK, deprem riski yüksek bölgelerdeki kaplýcalarý GPS (Global Positioning System, Küresel Konum Belirleme Sistemi) ile donattý. TÜBiTAK'a baðlý Marmara Araþtýrma Merkezi Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü, þimdiye kadar söz konusu cihazý Çanakkale, Balýkesir, Bursa, Yalova, Kocaeli ve Sakarya illerindeki soðuk ve sýcak su kaynaklarýna yerleþtirdi. Ýstasyonlardan uydu baðlantýsý ile elde edilen veriler günlük olarak izlenip grafikleþtiriliyor. Kurum, istasyonlar aracýlýðýyla Marmara'da olacak bir depremi önceden tahmin etmeyi hedefliyor. TÜBÝTAK Marmara Araþtýrma Merkezi Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü, bu cihazlardan birini de Çanakkale'nin Biga ilçesindeki Kýrkgeçit Kaplýcasý'na yerleþtirdi. Yerin altýndan 52 o C sýcaklýkta çýkan suyun bulunduðu kaplýcadan elde edilen veriler, uydu baðlantýlý cihaz sayesinde TÜBÝTAK tarafýndan takip edilmektedir. Türkiye genelinde yaklaþýk 40 ayrý noktada kaynak sularýn hareketliliðinin bu sistem ile ölçüldüðünü belirten Türkiye Jeofizik Kurumu yetkilileri geçtiðimiz yýl meydana gelen Balýkesir depreminin bu sistem sayesinde (suyun sýcaklýk deðiþikliðinden) önceden anlaþýldýðýný belirttiler. Her deprem öncesi yer altý kaynaðýndaki su sýcaklýklarý en üst seviyeye çýkar. Eðer bir kaplýcadaki suyun sýcaklýk deðeri 3 ya da 4 o C yükselir ve en az bir hafta bu seviyede kalýrsa deprem olacaðý anlamýna gelir. Yer altý su kaynaklarýna yerleþtirilen sensörlerle su sýcaklýðýnda meydana gelen deðiþmeler TÜBÝTAK tarafýndan izleniyor ve bu veriler, deprem tahminleri için kullanýlýyor. Basýndan, 26 Aðustos 2007 KARADENÝZ LEVHASI AVRASYA LEVHASI ANADOLU LEVHASI EGE LEVHASI AFRÝKA LEVHASI ARAP LEVHASI 0 225 km Türkiye den geçen faylarý gösteren harita üzerine kaplýcalarýn yoðun olduðu illeri iþaretleyiniz. Sýcak su kaynaklarý ile depremler arasýndaki iliþkiyi açýklayýnýz. 204

Meteorolojik Erken Uyarý Sistemleri Aþýrý yaðýþlar nedeniyle nehir ve dereler zaman zaman taþarak sel ve taþkýnlara sebep olmaktadýr. Seller her zaman yaðmur yaðan yerlerde görülmez. Tüm gün boyunca yaðýþ almayan bir yer, kilometrelerce öteden gelen sel sularý tarafýndan tahrip edilebilir. Bu nedenle meteorolojik ihbarlar daha büyük önem kazanmaktadýr. Ani sel tahmininde, öncelikle gelecekteki hava durumu ve buna baðlý olarak geliþecek olan yaðýþ miktarýnýn bilinmesi önemlidir. Sel gözlemi yapýlan alanlara, yaðýþ esnasýnda düþebilecek su miktarý meteoroloji radarlarý ile tespit edilerek, en fazla bir saat öncesinden "sel uyarýsý" yapmak mümkündür. Bu sistem sayesinde bilgilendirilmiþ insanlar bu tehlikeye karþý hazýrlýklý olduklarýndan, paniðe kapýlmadan tehlike bölgesinden uzaklaþabilirler. Barajlar ve tam olarak kontrol edilemeyen büyük nehirlerde görülen (ani olmayan) sellerin tahmini ise günler öncesinden mümkündür. Örneðin ABD Ulusal Meteoroloji Teþkilatý nehir ve göl seviyelerindeki deðiþimleri rutin bir þekilde tahmin etmektedir. Bunun için nehir ve nehirleri besleyen derelerde ne kadar su olduðu, son zamanlarda nehirlerin su toplama havzalarýna ne kadar yaðýþ düþtüðü ve daha ne kadar yaðýþ düþmesi beklendiði konusunda çalýþmalar ve çeþitli tahminler yapýlmaktadýr (Fotoðraf 2). Fotoðraf 2: Meteoroloji radarý ABD ve Japonya gibi bu alanda teknolojileri geliþmiþ ülkelerde bile fýrtýnalar önemli hasarlara neden olabiliyor ve can kaybýna yol açabiliyor. Eðer okyanuslara açýk ve Türkiye'den çok daha þiddetli fýrtýnalarla karþý karþýya kalan bu ülkelerde erken uyarý sistemi olmasaydý can ve mal kaybý daha büyük olurdu. Türkiye'de, aþýrý yaðýþlarýn oluþturacaðý muhtemel tehlikeleri Devlet Meteoroloji Ýþleri Genel Müdürlüðünün hazýrladýðý bültenler ve basýn yayýn yoluyla halka zamanýnda duyurulmaktadýr. H a b e r K ö þ e s i New Orleans Þehrini Yenileme Projesi New Orleans'ta 2004 yýlý sonunda gerçekleþen ve kentin yarýdan fazlasýný yerle bir eden Katrina Kasýrgasý, ülkenin mimarlarýný, toplumun geleceðini düþünmeye iten önemli doðal afetlerden biriydi. Bölgenin yeniden yapýlandýrýlmasý için New Orleans'ý Geri Getirin Komitesi kuruldu. Kentsel planlama, eðitim, kültür, altyapý, yönetim, saðlýk ve sosyal servislere dair çeþitli alt gruplarý barýndýran bu komisyon, New Orleans'ýn yenilenmesi için çalýþmalara baþladý. Kentsel planlama komitesinin hazýrladýðý proje daha büyük fýrtýna ve sellere karþý kenti korumanýn yaný sýra, uygun durumlarda kanal ve kanal boylarýný park alaný olarak kullanmayý ve kente hafif raylý sistem kurup kentin önemli merkezlerini birbirine baðlamayý da hedefliyor. Plan ayrýca kentin altyapýsýný, okullarýný, kültür, saðlýk, ticaret ve kamu binalarýný yenilemeyide amaçlýyor. Kurulan komisyonun çalýþmalarý sayesinde, kent için yeni bir þans doðuyo.her açýdan yeniden ele alýnýp baþtan ve daha iyi þekilde kurulabilme þansýna eriþen New Orleans, bir felaketi uzun vadede avantaja dönüþtürmenin yollarýný arýyor. 20 Ocak 2006'da projenin uygulama aþamasýna geçilmiþtir. 205

Tsunami Erken Uyarý Sistemleri Tsunami; okyanus ya da denizlerin tabanýnda oluþan deprem, volkan patlamasý ve bunlara baðlý oluþan taban çökmesi, zemin kaymalarý gibi tektonik olaylar sonucu meydana gelen büyük dalgalardýr (Fotoðraf 3). Tsunamilerin önüne geçmek mümkün deðil ama can kaybýný ve oluþabilecek hasarlarý azaltmak mümkündür. Tsunamiye neden olan depremlerin, deniz altýndaki toprak kaymalarýnýn ve volkanik patlamalarýn yerini belirlemek ve þiddetlerini ölçmek için sismometrelerin de içinde bulunduðu bir teknoloji kullanýlarak erken uyarý yapýlýyor. Pasifik'teki erken uyarý sistemi, okyanus tabanýna yerleþtirilen basýnç alýcýlarýndan gelen sinyallere göre çalýþýyor. Alýcýlar, okyanus dibinde oluþan su hareketlerindeki artýþý tespit ederek merkeze veri gönderiyor. Gelen veriler izlenerek olasý tsunamilerin yönü, hýzý ve kýyýya varýþ süresi tespit edilebiliyor. Buna baðlý olarak gereken uyarýlar yapýlýyor. Adalarda ve kýyýlarda gel-git ölçerler ve bazý noktalarda deniz dibinde dalga hareketlenmelerini ölçmek için tasarlanmýþ þamandýralar kullanýlarak veriler elde ediliyor. Bu veriler dalga simülasyonu yapan bilgisayar programlarýnda deðerlendirilerek tsunamilerin yönü ve þiddeti tespit edilerek erken uyarý yapýlýyor. Fotoðraf 3: Tsunami esnasýnda Banda Ache (Endonezya) O k u m a M e t n i AB Ülkeleri Ýçin Tsunami Risk Belirleme Projesi Hint Okyanusu'nda 2004 yýlýnda meydana gelen ve binlerce kiþinin ölümüne neden olan tsunamiden sonra; Avrupa Birliði olasý tsunami tehlikesine karþý çalýþmalara baþladý. Bu çalýþmalar kapsamýnda; Avrupa Birliði'nin desteðiyle TRANSFER (Tsunami Risk and Strategies for European Region, Avrupa Ülkeleri Ýçin Tsunami Risk Belirleme Stratejileri) Projesi oluþturuldu. TRANSFER Projesi baþta Ýtalya, Türkiye, Ýspanya olmak üzere 30 ülkenin katýlýmýyla sürdürülüyor. Proje, Avrupa'nýn Kuzey Atlantik ile Akdeniz Kýyýlarý için olasý tsunami tehlikesinin düzeyini saptamak ve bunlarýn neden olabileceði riskleri belirleyip tehlikenin azaltýlmasýný amaçlýyor. Akdeniz ülkelerinde tsunami erken uyarý sistemi olmadýðýndan, bu sistemin ihtiyacý üzerinde durulacak ve bu konu için hazýrlýk amaçlý uygulamalar geliþtirilecektir. Proje kapsamýnda bugüne kadar ki çalýþmalarla tarihsel veriler deðerlendirilerek hazýrlanmýþ olan Avrupa Tsunami Kataloðu geliþtirilecek, güncelleþtirilecektir. Tsunami oluþabilecek bölgelerin doðru tahmin edilmesi ve zamanýnda saptanmasý için, su seviyesi ile yer hareketi verileri ve gözlemlerinden yararlanýlarak, Tsunami Erken Uyarý Sistemi kurulmasý konusunda çalýþmalar yapýlmaktadýr. Proje çalýþmasý sonuçlarýnýn kýyýlardaki yerleþimlerin ve yerel yönetimlerin kullana-bileceði yayýnlara dönüþtürülmesi hedefleniyor. Bu nedenle Ýstanbul, Fethiye, Rodos, Sicilya Adasý, Balear Adalarý ve Cadiz þehirlerini içeren 7 ayrý bölge seçildi. Ýnternet Haberi 206

H a b e r K ö þ e s i Tsunamiye erken uyarý Hindistan, þiddetli depremlerin yol açtýðý dev dalgalara (tsunami) karþý, kýyýda yaþayanlarý uyarmak için sismik istasyonlardan alýnan verileri 13 dakika içinde ulaþtýrabilecek erken uyarý sistemini kurdu. Hint Okyanusu kýyýlarýna düzenli aralýklarla yerleþtirilen 50 otomatik gelgit ölçer ve uzaydaki uydulardan gelen veriler Haydarabat`ta kurulan özel bir merkezde deðerlendirerek dalga hareketleri izlenebilecek. Erken uyarý sistemiyle deniz seviyesi, toprak kaymalarý, okyanustaki depremler, ýsý deðiþimleri, sismik hareketlenmeler ve fýrtýnalar da görüntülenebilecek. Bilim ve Teknoloji Bakaný, erken uyarý sisteminin, Endonezya da geçen ay meydana gelen 8,4 büyüklüðündeki depremde denendiðini ifade etti. Basýndan, 28 Aralýk 2006 D e r s D ý þ ý E t k i n l i k 0 3000 Km Ön bilgilerinizden ve konu içindeki metinlerden faydalanarak yukarýdaki dünya haritasý üzerine; Seçeceðiniz iki doðal afetin yayýlýþ alanýný gösteriniz. P e r f o r m a n s Ö d e v i Amaç : Doðal afetlere karþý alýnan önlemler hakkýnda fikir edinmek Hazýrlama Süresi : 2 hafta Performans Ödevi : Dünyada görülen doðal afetlere karþý alýnabilecek önlemler Ödevi yaparken; Bir afet türü seçiniz. Seçilen doðal afetin oluþmasýnda etkili olan faktörleri araþtýrýnýz. Gazete, dergi, Ýnternet siteleri gibi kaynaklardan bu doðal afetle ilgili fotoðraflarý temin ediniz. Seçilen doðal afete karþý korunmak için farklý ülkelerde geliþtirilen uygulamalar ve alýnacak tedbirlerle ilgili araþtýrma yapýnýz. Tespit ettiðiniz farklýlýklardan sonuç çýkarýnýz. Deðerlendirme: Çalýþmanýzý sýnýf ortamýnda arkadaþlarýnýzla paylaþtýktan sonra öðrenci ürün dosyasýna yerleþtiriniz. 207

4 DOÐAYLA UYUMLU YAÞAMAK K o n u y a B a þ l a r k e n 1. Doðal çevre deyince ne anlýyorsunuz? Söyleyiniz. 2. Doðal çevrenin korunmasý neden gereklidir? Söyleyiniz. 3. Sizce, doðal özellikleri bozulmuþ sulak alanlarýn yeniden düzeltilmesi için neler yapýlmalýdýr? Tartýþýnýz. Çevrenin Önemi ve Korunmasý Çevre; insanlarýn ve diðer canlýlarýn yaþamlarý boyunca iliþkilerini sürdürdükleri ve karþýlýklý olarak etkileþim içinde bulunduklarý fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamdýr. Bir iliþkiler sistemi olan çevrenin bozulmasý ve çevre sorunlarýnýn ortaya çýkmasý, genellikle insan kaynaklý etkenlerin doðal dengeleri bozmasýyla baþlamýþtýr. Ýçinde bulunduðumuz yüzyýl; birçok teknolojik imkâný insanlýðýn hizmetine sunarken, bir yandan da insanlýðýn ortak mirasý olan çevreden geri getirilmesi zor, hatta imkânsýz olan varlýklarý da alýp götürmektedir. Çevreyi koruma fikrinin geliþimi Sanayi Devriminden sonra baþlamýþtýr. Toplumu çevre konusunda bilgilendirmek, bilinçlendirmek, topluma olumlu ve kalýcý davranýþ deðiþiklikleri kazandýrmak ve sorunlarýn çözümünde fertlerin aktif katýlýmýný saðlamak çevre eðitimi ile mümkün olabilir. Çevrenin korunmasý, geliþtirilmesi ve iyileþtirilmesi adýna yapýlan çalýþmalar, insanlarýn daha saðlýklý ve güvenli bir çevrede yaþamalarý içindir. Bunu saðlayacak olan da insanýn kendisidir çünkü çevreye zarar veren, çevreyi koruyan ayný zamanda onu geliþtiren de insandýr. Günümüzde doðal çevrenin korunmasý ve iyileþtirilmesi giderek önem kazanan bir konu hâline gelmiþtir. Çevre koruma hareketi ve düþüncesi çevre sorunlarýnýn geliþimine paralel olarak geliþmiþ ve bugünkü seviyesine ulaþmýþtýr. Dünyada ve ülkemizde çok sayýda resmî kurum ve sivil toplum kuruluþlarý (STK) bu konu hakkýnda çalýþmalar yapmakta, projeler üretmektedir. D e r s D ý þ ý E t k i n l i k 1. Yaþadýðýnýz çevrede tahrip edilmiþ, doðal özelliklerini kaybetmiþ alanlarla ilgili yazýlý basýnda çýkan haberleri toplayýnýz. Haberleri inceleyerek bu alanlar için ne gibi önlemler alýnabileceðini arkadaþlarýnýzla tartýþýnýz. 2. Bulduðunuz önerileri ve topladýðýnýz gazete haberlerini sýnýf panosunda sergileyiniz. Çevre Koruma Projeleri Yurdumuzda doðal çevreyi korumaya yönelik çeþitli önlemler alýnmakta, bunlarla ilgili proje çalýþmalarý yapýlmaktadýr. Bunlarýn en dikkat çekicilerinden biri de sulak alanlar ile ilgili hazýrlanan projelerdir. Örneðin, Uluabat Gölü ile ilgili uygulanan proje bunlardan biridir. Bu projeyi tanýtmadan önce sulak alanlarla ilgili bazý özellikleri birlikte inceleyelim. 208

Sulak Alanlar Sulak alanlar, tropikal ormanlar gibi yeryüzünün en yüksek oranda oksijen üreten ekosistemleridir. Sulak alanlar ve göller, ekosistemlerde görülen farklýlýklar nedeniyle çok sayýda canlýnýn yaþama imkâný bulduðu bioçeþitlilik alanlarýdýr. Türkiye sulak alanlar bakýmýndan Avrupa ve Orta Doðu'nun en zengin ülkesidir. Çevre ve Orman Bakanlýðýnca yapýlan deðerlendirmelerde 250 tane doðal alanýn uluslararasý öneme sahip olduðu tespit edilmiþtir. Uluabat Gölü Uluabat Gölü, Bursa ili sýnýrlarý içerisinde ve Bursa'ya 25 km uzaklýktadýr. Su seviyesi yýllara ve mevsimlere göre deðiþmekle beraber Uluabat Gölü, normal su seviyesinde 160 km 2 yüzey alanýna sahip derinliði fazla olmayan tatlý su gölüdür. Ortalama derinliði 2.5 m, en derin yeri Halilbey Adasý cývarýnda 10 m.dýr.üzerinde en büyüðü Halilbey Adasý olmak üzere irili ufaklý 9 ada bulunmaktadýr. Gölü besleyen en önemli su kaynaðý Mustafa Kemal Paþa Çayý'dýr. Gölün sularý, Uluabat Deresi ile Susurluk Çayý'na ve bu çay aracýlýðýyla da Marmara Denizi'ne boþalmaktadýr. Fotoðraf 1: Uluabat Gölü, Gölyazý köyü kýyýlarý Gölün çevresi uygun iklim koþullarý ve nitelikli topraklarýyla ülkemizin en verimli tarým alanlarýndan birine sahiptir. Yöre halký geçimini genellikle balýkçýlýk, hayvancýlýk ve tarýmdan saðlamaktadýr. Uluabat Gölü nde Bioçeþitlilik Uluabat Gölü nde dünyada nesli tükenme tehlikesi altýnda olan küçük karabatak, tepeli pelikan, býyýklý sumru ile su samurlarý ve nilüfer bitkisi yaygýn olarak görülür. Uluabat Gölü, kuþlarýn göç yollarý üzerinde bulunmasý ve önemli kuþ alanlarýndan biri olan Kuþ Gölü ne yakýn olmasý nedeniyle kuþ varlýðý yönünden yalnýzca ülkemizin deðil, Avrupa ve Orta Doðu'nun da en önemli sulak alanlarýndan biridir. 1996 yýlýnda, yaklaþýk 429.000 su kuþunun gölde yaþadýðý tespit edilmiþtir (Fotoðraf 2). Fotoðraf 2: Uluabat Göl ü yurdumuzun önemli kuþ alanlarýndan biridir. Büyük ve sýð bir göl olan Uluabat, sucul bitkiler açýsýndan Türkiye'deki en önemli göllerden biridir. Islak çayýrlar, söðütler, sazlýklar, nilüfer yataklarý, su sümbülleri yaygýn olarak görülen bitki türleridir. Gölde genellikle turna, sazan, kýzýlkanat, kerevit, feki gibi 21 deðiþik balýk türü bulunmaktadýr. Turna ve sazan ticari öneme sahip balýklardýr. Göl çevresinde görülen memeli türleri; su samuru, çakal, tilki, porsuk ve tavþandýr. Su samuru dünyada nesli tehlike altýnda olan bir memeli türüdür. Uluabat Gölü Çevresinin Sosyoekonomik Yapýsý Uluabat Gölü çevresinde 17 yerleþim birimi bulunmaktadýr. Apolyont antik kenti üzerine kurulmuþ olan ve kentsel sit statüsündeki Gölyazý Beldesi'nin temel geçim kaynaðý, gölün çevresindeki diðer yerleþimlerden farklýdýr (Fotoðraf 1). Tarýmsal arazi yetersizliði nedeniyle temel geçim kaynaðý balýkçýlýktýr. Halkýn yaklaþýk %85'i balýkçýlýkla geri kalaný tarýmla uðraþmaktadýr. Ana geçim kaynaðýnýn balýkçýlýk olmasý 209

nedeniyle gölün kirlenmesi doðrudan Gölyazý'yý etkilemektedir. Baþta Gölyazý olmak üzere göle sýnýrý olan 11 yerleþim alaný göldeki su ürünlerinden yararlanmaktadýr. Balýkçýlýk kooperatifine üye olanlara ait gölde yaklaþýk 700 tekne vardýr. Bir gün önceden atýlan aðlar sabah erken saatlerde toplanmakta, avlanan balýklar her gün kooperatifin organize ettiði mezatta açýk artýrma yöntemiyle tüccarlara satýlmaktadýr. Uluabat Gölü Yönetim Planý Süreci Uluabat Gölü Projesi, gölden çeþitli þekilllerde yararlanan insanlarýn katýlýmýyla gölü korumak için oluþturulmuþ bir projedir. Göl, Ramsar Alaný statüsünü 1998 yýlýnda aldý. Bu doðrultuda Doðal Hayatý Koruma Vakfý ile Çevre ve Orman Bakanlýðýnýn iþ birliði içinde Yönetim Planý çalýþmalarýna baþlanmýþtýr. Öncelikle gölün çevresindeki toplumsal ve ekolojik yapýyý korumaya yönelik araþtýrma çalýþmalarý gerçekleþtirildi. Elde edilen bilgiler yöre halký ve projenin taraflarýyla paylaþýlarak tartýþmaya açýldý. Uluabat Gölü Yönetim Planý; merkezî ve yerel yönetim, üniversite, sivil toplum kuruluþlarý, birlikler, balýkçýlar, sanayiciler, çiftçiler, avcýlar ve diðer ilgili gruplarýn temsilcilerinin katýlýmý ile gerçekleþtirilen toplantýlarda Ulusal Sulak Alan Komisyonunca onaylanarak yürürlüðe girdi. Uluabat Gölü Yönetim Planý, baþýndan itibaren etkin katýlýmla oluþturulmuþ, Türkiye'deki tek yönetim planý olma özelliðine sahiptir. Uluabat Gölü Projesi'nin iki anahtar kavramý vardýr. Bunlardan birincisi sürdürülebilir ve akýlcý kullaným, diðeri ise etkin katýlýmdýr. Ayrýca projenin dört ana hedefi bulunmaktadýr: Uluabat Gölü'nde kirliliðin önlenmesi Uluabat Gölü'nde balýkçýlýðýn sürdürülebilirliðinin saðlanmasý Gölün doðal kaynaklarýnýn akýlcý kullanýmýnýn saðlanmasý Gölün yaban hayatýnýn zenginleþtirilmesi Gölün kirliliðinin azaltýlmasý ve göl çevresinde yaþayanlarýn gelirinin artýrýlmasýný saðlamak ancak bir plan ve iþ birliðiyle gerçekleþtirilebilir. Bu nedenle göl çevresinde bulunan resmî ve özel kuruluþlar ile yerel halka sorumluluklar düþmektedir. Yerel yönetimler kirliliði azaltmak için çeþitli çalýþmalar yapmaktadýr. Uluabat Gölü nün çevresindeki sulak alanlarý korumak için yürütülen çalýþmalar buna örnek olarak verilebilir (Fotoðraf 4). Yapýlan çalýþmalar sonucu gölde yeniden su samuru görüldüðü tespit edildi. Su samurunun varlýðý temiz ve zehirli atýklardan arýnmýþ, uygun yaþam alanlarýnýn bir göstergesidir. Uluabat Gölü Projesi tüm yönleriyle diðer Ramsar alanlarýna bir örnek teþkil ederek, yapýlacak diðer yönetim planlarýnda da döküman ve deneyimleri esas alýnmaktadýr. Fotoðraf 4: Uluabat Gölü çevresindeki Fotoðraf 3: Kuþlarý gözlemleyen bir Uluabat Gölü Projesi kapsamýnda yapýlan çalýþmalar, FAO (Birleþmiþ Milletler Tarým ve Gýda Örgütü) tarafýndan düzenlenen Gýda Güvencesi Biyolojik Çeþitlilik Çalýþtayýnda ve Kanada da gerçekleþtirilen Yaþayan Göller Konferansý'nda en baþarýlý örnekler arasýnda gösterildi. Projenin Deðerlendirilmesi Uluabat Gölü nün doðal çevre özelliklerindeki belirgin problemlerin giderek daha önemli sorunlara yol açmasý, bir yönetim planýnýn uygulanmaya konulmasýný zorunlu hâle getirmiþtir. Hazýrlanan yönetim planýnýn uygulanmaya baþlamasý ile birlikte Uluabat Gölü ve çevresinde gözle görülür olumlu deðiþimler kaydedilmiþtir. 210

Uluabat Gölü Projesiyle Meydana Gelen Deðiþiklik Projeden Önce Projeden Sonra Mustafa Kemal Paþa Çayý nýn göle döküldüðü yerdeki kirlenme nedeniyle balýk üremesi olumsuz yönde etkilenmiþtir. Avcýlýk, su kuþlarýný tehdit eden en önemli sorundu. Göl çevresindeki yerleþimlerin evsel atýk sularý arýtýlmadan göle verilmekteydi. Göl çevresinde kirliliðe neden olan Mustafa Kemal Paþa Çayý kaynaklý kirliliðin azaltýlmasý yönünde ilgili kurum ve kuruluþlarca denetim ve proje geliþtirme çalýþmalarý hýz kazanmýþtýr. Halkýn bilgilendirilmesine baðlý olarak avcýlýkta ciddi bir düþüþ yaþanmýþtýr. Eskikaraaðaç köyünde yapay sulak alan arýtým sistemi kuruldu. Ýlgili kamu kurumlarý ve üniversitelerin de katkýlarýyla köyün evsel atýk sularý artýk doðal yöntemlerle arýtýlýyor. Gölde aþýrý avcýlýk nedeniyle turna balýklarý yeterli düzeyde büyümeden avlanýyordu. Bu nedenle turna balýðý sayýsý azalmýþtýr. 1986 yýlýnda ortaya çýkan mantar hastalýðý yüzünden yöre halký için önemli bir geçim kaynaðý olan kerevit artýk avlanamaz hâle gelmiþtir. Uluabat Gölü, kuþ göç yolu üzerinde olduðundan, göç eden ve bu alanda yuva kuran leylek ve pelikanlar, uçuþ güzergâhý üzerindeki elektrik hatlarýnýn kopmasýna neden oluyordu. Bu durum kuþlarýn azalmasýna ve köylerin elektriksiz kalmasýna kadar varan sorunlara yol açýyordu. Turna balýðý sayýsý, balýkçýlýk kooperatifinin avlanma yasaðý olduðu dönemlerdeki doðru uygulamalarý ve jandarmanýn denetimi sonucunda % 50 oranýnda artmýþtýr. Kerevit yeniden avlanabilecek düzeye ulaþtý. Ancak ucuz fiyata satýlan Çin kereviti yüzünden ekonomik anlamda cazibesini yitirdi. Bundan dolayý artýk avlanmýyor. Leylek Dostu Köylüler Projesi ile leyleklerin hatlara çarparak ölmesi ve yuvalarýnýn daðýlmasý, kurulan leylek platformlarýyla önlendi. Ulusal kuþ gözlem aðýna raporlanarak gönderilmesi için, köylerde gönüllü genç gözlemciler tarafýndan bir izleme aðý oluþturuldu (Fotoðraf 3). Çocuk ve gençlere yönelik çevre eðitimleri sayesinde Uluabat Proje öncesinde yöre halký Uluabat Gölü ekosistemi ve önemi Gölü nün doðal ve kültürel deðerlerinin korunmasý yönünde hakkýnda fazla bir bilgiye sahip deðildi. eðitim ve bilinç düzeyi artýrýldý. B i l g i K u t u s u Ramsar Sözleþmesi 1971 yýlýnda Ýran'ýn Ramsar kentinde birçok ülke tarafýndan sulak alanlarýn korunmasý yönünde imzalanan bir sözleþmedir. Tüm sulak alanlarýn korunmasýna birincil öncelik saðlanmasý, sulak alan ekosistemlerindeki biyolojik çeþitliliðin sürdürülmesi yönünde gerekli önlemlerin alýnmasý bu görüþmeler sonucunda karara baðlandý. Ramsar Sözleþmesi'ne Türkiye 1993 yýlýnda imza attý. Türkiye'de 19'u önemli olmak üzere 250'yi aþkýn sulak alan sözleþme kapsamýna alýndý. Sözleþmeye taraf olan ülkeler, sýnýrlarý dahilindeki tüm sulak alanlarý korumak, geliþtirmek ve akýlcý kullanýmý saðlamakla yükümlüdür. Çevresel Etki Deðerlendirmesi (ÇED) ÇED belirli bir proje veya geliþmenin, çevre üzerindeki önemli etkilerinin belirlendiði bir süreçtir. Yeni yapýlan proje ve geliþmelerin sürekli veya geçici etkilerini, sosyal sonuçlarýný ve alternatif çözümlerini içine alacak þekilde analizi ve deðerlendirilmesidir. ÇED'in amacý; ekonomik ve sosyal geliþmeye engel olmaksýzýn, çevre deðerlerini ekonomik politikalar karþýsýnda korumak, planlanan bir faaliyetin yol açabileceði bütün olumsuz çevresel etkilerin önceden tespit edilip gerekli tedbirlerin alýnmasýný saðlamaktadýr. ÇED, ülkemizde 7 Þubat 1993 tarihinden bu yana uygulanmaktadýr. 211