AVRUPA BİRLİĞİ NDE YENİ DENETLEYİCİ OTORİTELER



Benzer belgeler
İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM AVRO BÖLGESİNDE BORÇ KRİZİNİN GELİŞİMİ VE NEDENLERİ III. AVRO BÖLGESİNDEKİ BORÇ KRİZİNİN SİSTEMİK NEDENLERİ 10

İÇİNDEKİLER GİRİŞ... 1

AB LİDERLER ZİRVESİ BRÜKSEL 30 OCAK 2012

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

FASIL 9: MALİ HİZMETLER

BASEL II BANKACILIK DÜZENLEMELERİ VE İÇ DENETİM Prof. Dr. Güler ARAS, Yıldız Teknik Üniversitesi

FASIL 9: MALİ HİZMETLER

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

AB EKONOMİK YÖNETİŞİM SİSTEMİNDE YENİ DÖNEM

Şeffaflık, Sürdürülebilirlik ve Hesap Verilebilirlikte Yeni Yaklaşımlar: Finansal Raporlama ve Denetim Penceresinden Yeni TTK

YENİ EKONOMİ PROGRAMI YAPISAL DÖNÜŞÜM ADIMLARI 2019

IMF, Birleşmiş Milletlerin uzmanlaşmış kurumlarından biri olsa da, kendi tüzüğü, yönetim yapısı ve mali kaynağı vardır.

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

Türkiye ve Almanya arasında Eşleştirme Projesi

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

FİNANSAL SİSTEM DÜZENLEMELERİ VE EKONOMİK BÜYÜME

FİNANSAL İSTİKRAR KOMİTESİ : TEMEL AMAÇLAR VE KURUMSAL YAPI DEĞİŞİKLİĞİ ÜZERİNE NOTLAR

FASIL 9 MALİ HİZMETLER

İÇİNDEKİLER YAZAR HAKKINDA

KÜRESEL FİNANSAL SİSTEMİN YENİDEN İMARI. Eurobank Tekfen Genel Müdür Yardımcısı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Milletlerarası Ticaret Odası Değişen Küresel Ekonomi ve Türkiye Toplantısı 7 Mart 2014, İstanbul

F. Gülçin Özkan York Üniversitesi

Ekonomik Rapor 2011 I. MAKRO BÜYÜKLÜKLER AÇISINDAN DÜNYA EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ 67. genel kurul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

TKYD RAPORU: BIST ŞİRKETLERİNDE YÖNETİM KURULLARI YAPISI

FİNANSAL İSTİKRAR KOMİTESİ : ÜLKE ÖRNEKLERİ

tarihli Bankaların İç Sistemleri Hakkında Yönetmelik in Risk Yönetimine İlişkin Düzenlemeleri

Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler

IMF ve Avrupa. Avro Bölgesinin Değerlendirilmesi

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Küresel Kriz ve. Bekir Sıtkı ŞAFAK Sermaye Piyasası Kurulu

Haftalık Menkul Kıymet İstatistikleri Raporuna İlişkin Yöntemsel Açıklama

26 EKİM 2011 EURO ZİRVESİ BİLDİRİSİNE İLİŞKİN NOT

Finansal Krizler ve Türkiye Deneyimi. Nazlı Çalıkoğlu Aslı Kazdağlı

31/12/ /03/2012 tarihleri arasında fon getirisi %2,11 olarak gerçekleşirken, yönetici benchmarkının getirisi %2,49 olarak gerçekleşmiştir.

DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

REÇLERİ VE BANKACILIK SİSTEMİNİN N YENİDEN YAPILANDIRILMASINDA KURUMSAL İŞBİRL VE KOORDİNASYON: RLİĞİ

İSTANBUL FİNANS ZİRVESİ 2012 KONUŞMASI

TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU. Mali Yardımlar ve IPA N. Alp EKİN/Uzman

II. MALİ SEKTÖRÜN GENEL YAPISI

Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi

GüNDeM SAYI 108 AĞUSTOS 2011 ISSN

İŞ FİNANSAL KİRALAMA A.Ş. KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

MERKEZ BANKASI VE FİNANSAL İSTİKRAR

Grafik I.3. ABD Enflasyon, İşsizlik ve Fed Bilanço Büyüklüğü Değişiminin Gelişimi 2

Süreyya Serdengeçti Ankara, 28 Aralık 2007

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

T.C. Hazine Müsteşarlığı Mahalli İdarelerin Mali Yönetimi Forumu Mahalli İdarelerin Borçlanması

VİRTUS Serbest Yatırım Fonu. İş Yatırım Bosphorus Capital B Tipi Kısa Vadeli Tahvil ve Bono Fonu

Ekonomide ve bankacılık sektöründe gelişmeler ve öneriler

BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ...

Avrupa Birliği nde Kriz

FİNANSAL KURUMLAR PARA PİYASASI KURUMLARI

BASIN AÇIKLAMASI

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

Genel Görünüm. ABD, Euro Bölgesi, İngiltere ve Japonya merkez bankaları da kısa dönemde faiz artırımı yapmayacaklarının sinyalini vermişlerdir.

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2014 II. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Dünya Ekonomisi. Bülteni. İstanbul Sanayi Odası Araştırma Şubesi. Ekim Dünya Ekonomisine Küresel Bakış 1

BAŞARAN NAS BAĞIMSIZ DENETİM VE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

GRAF K L STES. Kar lama Oran Grafik II.15 Faiz D Bütçe Dengesi 14 Grafik II.16 Bütçe Dengesi 14 Grafik II.17 Merkezi Yönetim Borç Stoku 15

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı

ENERJİ PİYASALARI İŞLETME ANONİM ŞİRKETİ ESAS SÖZLEŞME TADİL METNİ

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

Zorunlu Karşılıklar ve Diğer Makro-İhtiyati Tedbirler: Gelişmekte olan Ülkeler Deneyimleri Konferansı Açılış Konuşması

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

TURCAS PETROL A.Ş. DENETİM KOMİTESİ GÖREV ALANLARI VE ÇALIŞMA ESASLARI

Denetim Komitesi Yönetmeliği BİRİNCİ BÖLÜM: GENEL ESASLAR

ISLAMIC FINANCE NEWS ROADSHOW 2013-TURKEY

Konuşmamda sizlere birkaç gün önce açıklanan İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı hakkında bilgi vereceğim.

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Solvency II, Sayısal Etki Çalışmaları ve Edinilen Deneyimler

5.21% 4.6% 21.6% 11.1% % Ekim 18 Eylül 18 Ekim 18 Kasım 18

BÖLÜM BANKALARIN FAALİYET ALANLARININ GELİŞİMİ

TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI. 23 Kasım 2011

KULE HİZMET VE İŞLETMECİLİK A.Ş. KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ ÇALIŞMA ESASLARI

KIRSAL KALKINMA PROGRAMI YÖNETİM OTORİTESİNİN GÖREVLERİ VE ÇALIŞMA ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

Finansal Hesaplar İstatistik Genel Müdürlüğü

Temel İlkeler: Genel Organizasyon İlke 1: Kanuni Temel İlke 2: Yönetim İlke 3: Kapsamlı Risk Yönetimi için Altyapı

Bölgesel Ekonomik Görünüm: AVRUPA Ekonomideki Düzelmenin Desteklenmesi Ekim Yönetici Özeti

Para Politikaları ve Finansal İstikrar

KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ YÖNETMELİĞİ

Özet. Gelişen küresel ekonomide uluslararası yatırım politikaları. G-20 OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu 2015

VİRTUS Serbest Yatırım Fonu. Finans Yatırım Bosphorus Capital B Tipi Değişken Fon

Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010

KURUMSAL YÖNETİM KOMİTESİ GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI

Avrupa Borç Krizi ve Türkiye Yansımaları

FASIL 4 SERMAYENİN SERBEST DOLAŞIMI

KURUMLAR KISA ÖZET KOLAYAOF

SEKİZİNCİ YÖNERGE ÇERÇEVESİNDE AVRUPA BİRLİĞİNDE BAĞIMSIZ DENETİM

TÜSİAD KOÇ ÜNİVERSİTESİ EKONOMİK ARAŞTIRMA FORUMU IMF RAPORU TANITIM TOPLANTISI AÇILIŞ KONUŞMASI

Bakanlar Medya A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporuna İlişkin 2. Değerlendirme Raporu

Transkript:

AVRUPA BİRLİĞİ NDE YENİ DENETLEYİCİ OTORİTELER (Kasım 2011) Ankara

İÇİNDEKİLER I. Küresel Ekonomik Kriz ve AB... 1 II. Düzenleme ve Denetleme Kavramları... 3 III. AB de Düzenleme ve Denetleme... 4 IV. Reform Öncesi Mekanizmalar... 4 V. Kriz Sonrası Yapılanlar ve Yeni Avrupa Finansal Denetim Sistemi... 5 VI. AB DENETİM OTORİTELERİ (EBA, EIOPA, ESMA)... 8 Avrupa Bankacılık Otoritesi (EBA)... 8 Avrupa Sigorta ve Emeklilik Otoritesi (EIOPA)... 9 Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Otoritesi (ESMA)... 9 VII. AVRUPA SİSTEMİK RİSK KURULU (ESRB)... 9

AVRUPA BİRLİĞİ NDE YENİ DENETLEYİCİ OTORİTELER I. Küresel Ekonomik Kriz ve AB Şeffaf olmayan finansal işlemler ve ürünler, mali kurumlarda risk yönetiminin göz ardı edilmesi, finansal sistemin reel ekonomiden kopuk yapısı ve emlak piyasası gibi çeşitli sektörlerde fiyat balonları oluşması gibi sebepler finansal krizin oluşmasında zincirin ana halkalarını oluşturmuştur. Sağlıksız bir zemin üzerinde faaliyet gösteren finans sektöründeki çalkalanma, domino etkisiyle tüm küresel sistemi etkisi altına almış, oluşan küresel türbülans özellikle ve öncelikle gelişmiş ekonomileri derinden etkilemiş ve kaybolan güven duygusunun da etkisiyle gerileyen iç ve dış talep neticesinde gerek ABD gerekse AB ekonomileri 2009 yılında krizi ciddi ölçüde yaşamıştır. Krizin AB, Euro Alanı, ABD ve Türkiye ekonomileri üzerindeki etkisinin daha iyi anlaşılabilmesi amacıyla bu ekonomilere ilişkin temel göstergeler aşağıdaki tabloda verilmiştir. GSYH Büyümesi (bir önceki yıla göre % değişim) Kamu Borcu/GSYH (Yüzde) Bütçe Açığı/GSYH (Yüzde) 2008 2009 2010 2011 t 2008 2009 2010 2011 t 2008 2009 2010 2011 t AB-27 EA-17 1 ABD Türkiye 0,5-4,3 1,9 1,8 62,5 74,7 80,2 82,3-2,4-6,9-6,6-4,7 0,4-4,2 1,8 1,6 70,1 79,8 85,4 88,6-2,1-6,4-6,2-4,1-0,3-3,5 3,0 2,6 71,6 85,2 94,4 100,0-6,5-12,8-10,3-9,6 0,7-4,8 8,9 7,5 39,5 45,5 41,6 39,8-1,8-5,5-3,6-2,8 Euro Alanı ülkelerinin ekonomik performanslarında son yıllarda gözlenen gerileme küresel krizle birlikte daha da belirgin bir hal almış ve bu durum Euro nun, dolayısıyla Ekonomik ve Parasal Birliğin ve nihayetinde AB nin geleceğine dair endişeleri artırmıştır. Euro Alanına dâhil olan Yunanistan ın iflas noktasına gelmesinin ardından, İrlanda ve Portekiz de AB den 1 Euro Alanı na dahil 17 ülke t tahmini veri 1

yardım talebinde bulunmuş ve IMF nin de desteğiyle söz konusu ülkelere yönelik kapsamlı mali yardım programları geliştirilmiştir. AB ülkelerinin hemen hemen tamamında krizin etkilerinin bertaraf edilmesine yönelik tedbir paketleri uygulamaya konulmuş, ancak bu paketlerin uygulanmasındaki başarı ve ekonomilerin buna verdiği yanıt her ülkede farklı olmuştur. Ekonomik büyümede yaşanan sıkıntılar, işsizliğin artışı, kamu maliyesinin sürdürülebilirliği için göze alınan bütçe açıkları AB ekonomisindeki başlıca sorunlar olmuştur. 2009 yılı sonunda AB ülkelerinin borç yükünün kurtarma paketlerinin devreye girmesi ile 8,6 trilyon Euro ya yükseldiği görülmektedir. Bugün geldiğimiz noktada Almanya ve Fransa nın güçlü desteğine rağmen Yunanistan ın geleceğine ilişkin ciddi belirsizlikler mevcudiyetini sürdürmektedir. Keza düşük büyümeyüksek kamu borcu-yüksek işsizlik sarmalına girmiş olan İtalya ve İspanya gibi AB nin büyük ekonomilerinin de gelecek dönemdeki performansları ve bunun Euro sistemine, Ekonomik ve Parasal Birliğe ve dolayısıyla AB ye olası etkilerine ilişkin kaygılar devam etmektedir. Euro Alanı nın nispeten küçük ekonomilerinden biri olan Yunanistan ın krizden çıkarılabilmesi için gözden çıkarılan meblağlar dikkate alındığında, büyük ülkeleri kurtarmanın muhtemel maliyetinin neredeyse karşılanamaz olduğu ve bu durumun sisteme dahil tüm ülkeleri tehdit ettiği düşünülmektedir. Şu anda gösterilen çaba ağırlıklı olarak mevcut krizi yönetilebilir ölçekte tutmaya yönelik olsa da, sistemin gelecekte daha şeffaf, iyi tanımlanmış kurallar çerçevesinde işleyen ve denetlenen bir yapıya kavuşturulması amacıyla pek çok yeni düzenleme hayata geçirilmektedir. Tüm bu yaşananların tetikleyici unsuru konumunda bulunan finansal sistemin gerek küresel gerekse AB ölçeğinde rehabilitasyonu hususu da halihazırda tartışılan ve öneriler geliştirilen önemli bir konudur. Kriz öncesi dönemde finansal sistemin yeterli şekilde denetlemeye tabi tutulmaması ve ihtiyati tedbirlerin alınmasında geç kalınması krizin bu büyüklüklere ulaşmasına sebep olmuş ve dolayısıyla krizin ilk şokunun atlatılmasının ardından sektördeki denetleyici ve düzenleyici yapıların niteliği ve yeterliliği sorgulanmaya başlamıştır. Finansal sistemin zaaflarından arındırılarak, küresel ekonomik gelişmenin önünde tehdit değil fırsat oluşturması için alınacak önlemler ve hayata geçirilecek yeni yaklaşımların tartışıldığı günümüzde, AB düzeyindeki finansal denetim ve düzenlemenin yeniden yapılandırılması önemli gündem maddelerinden biri haline gelmiştir. 2

II. Düzenleme ve Denetleme Kavramları Genelde birbiri ile karıştırılabilen, ayrı ama aslında iç içe geçmiş ve tamamlayıcı nitelikteki bu iki kavram finansal sistemde sürdürülebilir bir istikrar ortamının tesisi için olmazsa olmaz unsurlardır. Denetleme ve düzenleme görevinin yürütülmesi tüm dünyada bağımsız idari otorite, özerk kurul, düzenleyici ve denetleyici kurum gibi isimler altında faaliyet gösteren yapılarca ifa edilmektedir. ABD de neredeyse 20.yy başından itibaren faaliyet gösteren bu kurumlar Avrupa da ağırlıklı olarak 1980 sonrası dönemde işlerlik kazanmıştır. Bahse konu yapılar ile bazı ülkelerde tüm finansal sistem tek bir otorite tarafından denetlenirken, diğer bazı ülkelerde bankacılık, sigortacılık ve menkul kıymet sektörlerinde ayrı yapılar faaliyet göstermektedir Düzenleme (regulation); sektördeki faaliyetlere ilişkin çerçeve çizme, kurallar koyma mekanizması olarak tanımlanırken, denetleme (supervision); sektörün izlenmesi, sektörde yer alan aktörlerin piyasa kurallarına uygun faaliyette bulunup bulunmadığının takibi ile kurallara riayet edilmemesi durumunda yaptırım uygulanmasıdır. III. AB de Düzenleme ve Denetleme AB bünyesinde düzenleme olgusu ortak karar prosedürü çerçevesinde Birliğin aynı zamanda Tek Pazar olma niteliği de göz önüne alınarak çeşitli mevzuat değişiklikleri ile hayata geçirilmektedir. Finansal kurumların sınır ötesi işlemlerini AB direktifleri temel alarak hazırlanmış ulusal düzenlemeler sayesinde ortak ve benzer düzenlemeler çerçevesinde yapabildiği bir sistem bulunmaktadır. Yani düzenleme topluluk düzeyinde ele alınan bir konudur. Örnek vermek gerekirse 2006 da kabul edilen Sermaye Yeterlilik Direktifi ile Basel II kuralları AB hukukuna aktarılmıştır. Bu yönetmelik ile kredi, piyasa ve operasyonel riske dair asgari sermaye yeterlilikleri belirlenmiş olup, şirketlerden sermaye, risk ve risk yönetimine dair detayların kamuoyuna açıklanması zorunlu kılınmıştır. Birlik düzeyinden çok ulusal düzeyde ele alınan denetleme başlığı altındaki en önemli husus makro ile mikro ihtiyati denetim ayrımıdır. Makro denetim finansal sistemdeki genel dengesizlikler ve riskleri incelemek olup, buradaki amaç finansal ve ekonomik sistemin bir bütün olarak korunması ve sistemik riskin önüne geçilmesidir. Mikro ihtiyati denetim ise ayrı ayrı finansal kuruluşların izlenmesi olup, buradaki amaç ise tüketicinin korunması olduğu kadar faaliyetteki şirketlerin 3

finansal sağlamlığının gözetilmesidir. Şirket denetimleri ulusal düzeyde yoğun olarak yapılmasına karşın sistemin makro denetim ayağı AB düzeyinde ihmal edilmiştir. IV. Reform Öncesi Mekanizmalar 2001 yılında hazırlanan ve AB de malî hizmetleri düzenleyen mevzuatta reform öngören Lamfalussy Raporu aynı zamanda düzenleme ve denetime sistemine de yeni bir çerçeve getirmiştir. Rapor sonrasında oluşturulan AB düzeyindeki denetim yapısı 3 komiteden oluşmaktadır: Avrupa Bankacılık Denetleme Kurumları Komitesi (CEBS), Avrupa Menkul Kıymetler Düzenleme Kurumları Komitesi (CESR), Avrupa Sigorta ve Emeklilik Denetleme Kurumları Komitesi dir (CEIOPS). AB üyesi ülkelerin kendi denetleyicilerinden oluşmakta olan bu üç komite de sadece tavsiye niteliğinde ve bağlayıcı olmayan önerilerde bulunabilmektedir. Avrupa Bankacılık Denetleme Kurumları Komitesi nin görevleri; Bankacılık sektöründe alınabilecek tedbirlere ilişkin olarak Komisyon a tavsiyede bulunmak, Topluluk direktiflerinin uygulanması suretiyle ulusal düzeydeki denetlemeleri Birlik düzeyinde yakınlaştırmak, Denetleme mekanizmaları arasındaki işbirliğini arttırarak, bilgi değişiminini sağlamaktır. Avrupa Menkul Kıymetler Düzenleme Kurumları Komitesi nin görevleri; Menkul kıymet düzenleme kurumları arasında işbirliğini arttırarak, firmaların günlük olarak izlenmesini sağlamak, Menkul kıymetler piyasasına dair alınabilecek tedbirlere ilişkin olarak Komisyon a tavsiyede bulunmaktır. Avrupa Sigorta ve Emeklilik Denetleme Kurumları Komitesi nin görevleri; Sigorta ve Emeklilik sektörüne dair alınabilecek tedbirlere ilişkin olarak Komisyon a tavsiyede bulunmak, Çeşitli standartlar, tavsiyeler ve rehberler yayımlamak gibi faaliyetlerden oluşmaktadır. 4

Yukarıda anlatılan eski sistemde genel olarak ulusal denetleyicilerin birbirleri ile uyumlu bir şekilde çalışması beklenmekte, ancak uyuşmazlıkları çözüme kavuşturacak bir mekanizma bulunmamaktaydı. Ayrıca, birçok teknik kuralın ülke seviyesinde belirlenmesi, uygulamalarda ülkelerarası farklılıklara yol açabilmekteydi. Küresel finansal krizden AB ekonomisi ve finansal piyasalarının oldukça olumsuz etkilenmesi AB düzeyinde yeni bir yaklaşımın benimsenmesinin zorunlu kılmıştır. Mali sektöre ilişkin olarak güçlendirilmiş kuralların mevcudiyetinin gerekli, ancak tek başına yeterli olmadığı tespitinde bulunan AB ülkeleri, bu alanda daha sağlıklı bir yapıyı tesis etmek amacıyla harekete geçmiştir. Sektörde yetkili makamlar tarafından sıkı bir denetimin gerçekleştirilmesi gerekliliği ve ulusal denetim makamları arasındaki işbirliğinin önemi bu süreçte üzerinde mutabık kalınan hususlardan olmuştur. V. Kriz Sonrası Yapılanlar ve Yeni Avrupa Finansal Denetim Sistemi Küresel kriz ve bunun sonrasında gerek AB gerekse AB üyesi ülke ekonomilerinin bu krize verdiği tepki, AB de ekonomik yönetişim alanında kapsamlı reformlar yapılması gerektiğini açıkça ortaya koymuştur. Bu kapsamda, ilk olarak 29 Eylül 2010 tarihinde, İstikrar ve Büyüme Paktı nın kabulünden bu yana AB nin ekonomik yönetişiminde en önemli aşamayı temsil eden ve başta Euro Alanı olmak üzere AB de bütçesel ve makroekonomik gözetim ve denetimi güçlendirmeyi amaçlayan kapsamlı bir ekonomik yönetişim paketi kabul edilmiştir. Bu çerçevede devreye sokulması planlanan tedbirlerden ilki, mali sorunlarla karşılaşan tüm AB üye devletlerine finansal destek sağlamak amacıyla kurulması öngörülen Avrupa Finansal İstikrar Mekanizması dır (EFSM). Küresel finansal kriz sebebiyle pek çok üye devletin bütçe açığı ve borç sorunları yaşaması, borçlanma koşullarının ciddi biçimde ağırlaşmış olması ve dolayısıyla Birliğin mali istikrarının ve Euro nun bir bütün olarak risk altına girmesi bu tip bir mekanizmanın kurulmasını gerekli kılmıştır. EFSM çerçevesinde İrlanda ve Portekiz için hazırlanan kurtarma paketlerine katkı sağlanmıştır. Bir diğer yapı ise, çeşitli borç sorunları yaşayan Euro Alanı ülkelerine geçici mali destek sağlayarak parasal birliğin mali istikrarını temin etmeyi amaçlayan Avrupa Finansal İstikrar Fonu (EFSF) adı altında kurulmuştur. Söz konusu Fon, üye ülkenin doğal afetler veya kendi 5

kontrolü dışında meydana gelen dış faktörler sebebiyle yaşadığı mali zorluklarda, Birliğin ülkeye mali yardım sağlayabilmesi için piyasaya tahvil sürerek sorunlu ülkelere kredi sağlanmasını öngörmektedir. EFSF geçici bir araç olup, Avrupa Finansal İstikrar Mekanizması gibi yerini 2013 yılının ortasından itibaren sürekli bir mekanizma olan Avrupa İstikrar Mekanizması na (ESM) bırakacaktır. Oluşturulması öngörülen sistemle mali desteklerin, ekonomi yönetimine ilişkin yeni ilkeler doğrultusunda sıkı programlar çerçevesinde ve daha temkinli olarak sağlanması amaçlanmıştır. Bu çerçevede, AB ülkeleri arasında istikrarı sağlamak için her türlü aracın kullanılması, bütçe gözetimine devam edilmesi ve yapısal reformların hızla hayata geçirilmesinin yanısıra, yeni bir krize karşı tedbirli olunması amacıyla denetim mekanizmaları oluşturulması hususlarında mutabakata varılmıştır. Gerek sıkı mali programların çerçevesi gerekse de eski yapının ihtiyaca cevap vermemesi durumunu göz önüne alan Komisyon, üç yeni AB denetim otoritesinin ve Avrupa Sistemik Risk Kurulu nun kurulmasını öneren düzenleme teklifleri hazırlayarak, mevcut AB denetim yapısını yeniden şekillendirmeyi amaçlamıştır. Yeni sistemde eski üç komitenin görev ve yetkileri artırılarak yeni bir yapıya geçilmiş, Avrupa Denetleme Otoriteleri oluşturulmuştur. 2010 yılında bu tekliflerin kabul edilmesi ve Avrupa Bankacılık Otoritesi (European Banking Authority - EBA), Avrupa Sigorta ve Emeklilik Otoritesi (European Insurance and Occupational Pensions Authority - EIOPA) ve Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Otoritesi nin (European Securities and Markets Authority - ESMA) kurulması AB finansal piyasaları için bir dönüm noktası olmuştur. Bütün bu kurumlar birer AB Kurumu olmasına karşın özerk yapıdadır. Yeni denetim yapılarının daha güvenli, daha kusursuz ve daha şeffaf bir finansal sistemin teminine katkıda bulunması hedeflenmiştir. Bu yapılar Üye Devletlerdeki gözetim ve denetim makamlarıyla birlikte faaliyet gösterecek, uyumlaştırılmış kurallar ve bunların sıkı ve ahenkli bir şekilde uygulanmasını temin etmekle yükümlü Avrupa düzeyindeki koordinasyonu ulusal denetim unsurlarıyla birleştirecektir. Denetleme otoritelerine ek olarak ise Avrupa Sistemik Risk Kurulu (European Systemic Risk Board ESRB) adında AB çapında finansal sistemin bir bütün olarak istikrarını gözetmek ile sorumlu bir kurul da oluşturulmuştur. Avrupa Sistemik Risk Kurulu finansal sistemin istikrarına yönelik tehdit oluşturabilecek potansiyel riskleri tespit etmek ve izlemekten sorumludur. Sistem genelinde risk 6

oluşturabilecek hususlara ilişkin erken uyarı mekanizması rolünü üstlenecek olan Kurul, bunlarla nasıl mücadele edilebileceğine dair tavsiyelerde de bulunabilecektir. Avrupa Denetim Yapıları temel olarak; ulusal makamlara ve finansal kuruluşlara ilişkin belirli kurallar düzenleyebilmek, acil durumlarda tedbir alabilmek (bazı finansal ürünlerin yasaklanması dahil), ulusal denetim makamları arasında oluşabilecek sorunları çözmek ve arabuluculuk yapmak, AB müktesebatının uyumlu bir şekilde uygulanmasını temin etmek yetkilerine sahip olacaktır. Her üç otoritede de temel karar alma organı denetleyiciler kurulu olarak belirlenmiştir. Üç kurumun denetleyiciler kurulunda 27 AB üyesi ülkenin ilgili denetleyici otoritesi yer almaktadır. Avrupa Komisyonu ile Avrupa Sistemik Risk Kurulu ndan (ESRB) birer temsilci 7

ve diğer denetleme otoritelerinin de bir temsilcisi gözlemci üye olarak denetleme kurullarında yer almaktadır. Denetleyici otoritelerde denetleyiciler kurulunun yanında bir de icra kurulu bulunmaktadır. Otoritelerin icra kurulları, ilgili otoritenin başkanı ve denetleyici kurulu üyelerinin kendi aralarından seçtiği altı üyeden oluşmaktadır. EIOPA nın icra kurulunda ayrıca Avrupa Komisyonu temsilcisi yer almaktadır. Otoritelerin başkanları ise Avrupa Komisyonun belirlediği adaylar arasından ilgili otoritenin denetleyici kurulu tarafından beş yıllığına seçilmektedir. Seçilen başkan Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanırken, bir defaya mahsus olmak üzere görev süresi uzatılabilmektedir. Her üç denetleme kurumunun kararlarına itiraz etmek için Avrupa Birliği Adalet Divanından önce Ortak Temyiz Kuruluna başvurulması gerekmektedir. VI. AB DENETİM OTORİTELERİ (EBA, EIOPA, ESMA) A. Avrupa Bankacılık Otoritesi (EBA) Merkezi Londra da bulunan Avrupa Bankacılık Otoritesi (EBA), 1093/2010 sayılı Parlamento ve Konsey Tüzüğü ile kurulmuş olup, 1 Ocak 2011 tarihinde faaliyete başlamıştır. EBA, finansal sistemin istikrarının temini, bankacılık piyasasının ve ürünlerin şeffaflığının sağlanması ve yatırımcıların korunması gibi konularda faaliyet göstermektedir. EBA nın faaliyet alanı oldukça geniş olup, kurumun yetkileri ve görevleri arasında bankacılık alanında uluslararası denetim faaliyetlerinin koordinasyonu, kurumsal ve finansal yönetim ilkelerine uygun bir piyasa işleyişinin sağlanması ile bankacılık, ödeme ve elektronik para uygulamaları gibi konularda hazırlanan düzenlemelere tavsiye vermek bulunmaktır. Kurum ayrıca tasarruf mevduatı ve banka tasfiyesi gibi konularda AB düzeyinde yürütülen yasal iyileştirme ve geliştirme çalışmalarına katkı sağlayacaktır. 8

B. Avrupa Sigorta ve Emeklilik Otoritesi (EIOPA) Yeni Avrupa denetim mimarisinin bir parçası olan Avrupa Sigorta ve Emeklilik Otoritesi (EIOPA), 1094/2010 sayılı Parlamento ve Konsey Tüzüğü ile kurulmuş olup, Almanya nın Frankfurt kentinde faaliyet göstermektedir. EIOPA nın temel sorumlulukları arasında, finansal sistemde istikrarın sağlanmasına destek olunması, piyasa ve finansal ürünlerin şeffaflığının sağlanması, sigorta ile emeklilik sigortası sektöründeki tarafların korunması ve sigortacılık müktesebatı doğrultusunda yapılacak ulusal uygulamaların Birlik düzeyinde uyumlaştırılması bulunmaktadır. C. Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Otoritesi (ESMA) Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Otoritesi (ESMA), 1095/2010 sayılı Parlamento ve Konsey Tüzüğü ile kurulmuş bağımsız bir AB kurumu olarak Fransa nın başkenti Paris te faaliyetlerine başlamıştır. Otoritenin amacı AB düzeyinde şeffaf, etkin ve fonksiyonel bir menkul kıymetler piyasasının oluşturulmasıdır. Bunu yaparken yatırımcı hakları ile beraber, finansal sistemin istikrarının da korunması hedeflenmektedir. ESMA nın faaliyetleri ile de yatırımcıların Birlik genelinde benzer uygulamalarla muhatap olmasının temini, finansal hizmet sağlayıcıların eşit şartlar altında faaliyet göstermesinin teminat altına alınması ve bu çerçevede piyasaların etkili ve etkin bir yapı arz etmesinin sağlanması amaçlanmaktadır. VII. AVRUPA SİSTEMİK RİSK KURULU (ESRB) Avrupa Sistemik Risk Kurulu (European Systemic Risk Board-ESRB) AB nin finansal sisteminin makro ihtiyati gözetiminden sorumludur. Almanya nın Frankfurt kentinde kurulan ESRB nin sekretaryasını Avrupa Merkez Bankası yürütmektedir. 9

ESRB, AB de finansal sistemin işleyişi ve geliştirilmesi sırasında ortaya çıkabilecek sistemik risklerin oluşmasına engel olmak veya bunun etkilerinin azaltılmasına katkı sağlamak amacıyla kurulmuştur. Ayrıca ESRB, iç piyasaların işleyişinin etkinliğini temine ve dolayısıyla ekonomik büyümeye de katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. ESRB nin başlıca görevleri aşağıda sıralanmıştır; Sistemik risklerin tanımlanması ve önceliklerin belirlenmesi, Önemli görülen sistemik riskler için uyarıların hazırlanması ve gerekli durumlarda bunların kamuoyu ile paylaşılması, Tanımlanan risklere karşı önlemler geliştirilmesi ve gerekli durumlarda bunların kamuoyu ile paylaşılması, EBA, EIOPA ve ESMA dan oluşan AB denetleme otoriteleri ile yakın çalışarak, gerekli durumlarda bu otoritelere sistemik riske ilişkin bilgi sağlanması, AB denetleme otoriteleri ile ortaklaşa çalışarak sistemik riskin belirlenmesi ve ölçülmesine dair niteliksel ve niceliksel göstergelerin belirlenmesi, Gerekli durumlarda Ortak Komitede görev alınması, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Finansal İstikrar Kurulu (FSB) gibi uluslararası kurumlarla koordinasyon içinde çalışmak. AB bir taraftan oluşturduğu düzenleyici ve denetleyici bu yapılarla Birlik düzeyinde önlemler almayı öngörmekte, diğer taraftan da aşağıda belirtilen platformlar vasıtasıyla kendi politikaları ile uyumlu bir uluslararası yaklaşımı da hayata geçirmeyi hedeflemektedir: G20 ve uluslararası standart belirleyici organların faaliyetlerinde etkin rol almak, uluslararası yakınsamayı teşvik etmek, anahtar öneme sahip partner ülkelerle düzenleme ve denetleme konularında ikili görüşmelerde bulunmak. 10