Ahmet Midhat Efendinin Romanlarında Beykoz



Benzer belgeler
Cümlede Anlam İlişkileri

M i m e d ö ğ r e n c i p r o j e l e r i y a r ı ş m a s ı soru ve cevapları

Ümmü Kühhâ. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül :26

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz

OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK

BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ. Erkek Öğrenci. Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ;

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

Ayrıntılı bilgi aşağıdaki sayfalarda.

BAŞINI BİRAZ DAHA YUKARI KALDIR

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

VATAN İŞLERİNDE CÜR ETKARLIKLARIM

HAKSIZ REKABET KURULU ÇALIŞMA RAPORU ANTALYA SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ANTALYA HAKSIZ REKABETLE MÜCADELE KURULU FAALİYET RAPORU

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler,

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

FOTOĞRAF SANATI KURUMU 4. ÇAMLIDERE KÖY GEZİSİ 5 Nisan 2009


OKUL ÖNCESİ KİTAPLARI - 7. PARMAKKIZ Andersen ISBN

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

MÜDÜR YARDIMCILARI HİZMET İÇİ EĞİTİMİ

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

BİT ini Kullanarak Bilgiye Ulaşma ve Biçimlendirme (web tarayıcıları, eklentiler, arama motorları, ansiklopediler, çevrimiçi kütüphaneler ve sanal

TEDAŞ Dışında Bir Elektrik Tedarikçisinden Elektrik Almak İçin Hangi Koşullar Gerekmektedir?

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

İNOVASYON GÖSTERGELERİ VE KAYSERİ:KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ. Prof. Dr. Hayriye ATİK 16 Haziran 2015

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ORMAN FAKÜLTESİ

Büyükşehir Bodrum halkına yeni süreci anlattı

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Cimcime yemek masasına kurulmuş, ödev yapıyordu.

Başkan Kocadon Muğla basınını Bodrum da ağırladı

Araştırma Notu 15/177

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

ÖZEL VEGA OKULLARI OYUN SANDIĞIM SORGULAMA ÜNİTESİ BÜLTENİ DİSİPLİNLERÜSTÜ TEMA

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi. Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü PROJE HAZIRLAMA ESASLARI

METEOROLOJİ SEMİNERİ

TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız

Soner Yalçın ı hem Sözcü hem de sahibi olduğu site sansürledi!

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı

GÖKTAŞ İNŞAAT TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ 2012 YILI FAALİYET RAPORU

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

KONFRUT GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr.

2 Gemi Kiralama ve Demuraj-Dispeç Hesapları

Bu konuda cevap verilecek sorular?

Sayın Valim, Sayın Rektörlerimiz, Değerli Hocalarımız ve Öğrencilerimiz Ardahan Üniversitesi Değerli öğrenciler, YÖK Kültür Sanat Söyleşileri

İçinde x, y, z gibi değişkenler geçen önermelere açık önerme denir.

3- Kayan Filament Teorisi

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler

Autobiographie - Istanbul - Orhan Pamuk

Bugün uzaklardaki bir YİBO'dan İLKYAR'ın yıllar önce gittiği bir YİBO'dan değerli fedakar YİBO öğretmenlerimizden biri yazmış...

İçindekiler Şekiller Listesi

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onikinci kez gerçekleştirilmiştir.

Karar No : 2174 Karar Tarihi : 01/11//2015

5651 Sayılı Kanun Sayılı Kanun Maddesinin Amacı

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

ARAŞTIRMA PROJESİ NEDİR, NASIL HAZIRLANIR, NASIL UYGULANIR? Prof. Dr. Mehmet AY

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

2016 Ocak ENFLASYON RAKAMLARI 3 Şubat 2016

Ticaret Unvanı: YAYLA ENERJİ ÜRETİM TURİZM VE İNŞAAT TİCARET A.Ş. Merkez Adresi : Turan Güneş Bulvarı İlkbahar Mah.606.Sok. No : 12 Çankaya / ANKARA

Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i

İşletme Gelişimi Atölye Soruları

Kızılcahamam Köyleri: Dereneci, Gebeler, Berçin Çatak, Süleler (7 Kasım 2010)

AYDIN TİCARET BORSASI

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Çeyrek Finansal Sonuçları

NİSAN 2013 SAYI:16 ŞEHİRLER ÇOCUKLARIMIZA GÖRE OLSUN

Bodrum da hafriyat atıkları geri kazanım tesisi hizmete başladı

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

BODRUM'A LELEG YOLU YAPILIYOR

Resim 1: Kongre katılımı (erken kayıt + 4 günlük kongre oteli konaklaması) için gereken miktarın yıllar içerisindeki seyri.

HAM PUAN: Üniversite Sınavlarına giren adayların sadece netler üzerinden hesaplanan puanlarına hem puan denir.

Minti Monti. Kızak Keyfi. Kızak Bir Kış Eğlencesi KIŞIN SOKAK Yeni Yıl Kartı Hazırlayalım Kar Hakkında Neler Biliyorsun?

Yusuf Yıldırım. Kategori: Türk Romanı Çarşamba, 28 Nisan :19 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 4066

2. Söz konusu koruma amaçlı imar planı üst ölçek plana aykırı hususlar içermektedir.

MAT223 AYRIK MATEMATİK

Tarih: Sayı: 2010/15. Konu:

8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder.

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

TEKNOLOJİ VE TASARIM

TOPLULUĞU Doğayı Koruma ve Milli Parklar Çorum Şube Müdürlüğü

YENİLENEBİLİR ENERJİDE EĞİTİM

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

Eczacılık Günü Etkinlikleri

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU?

DİKKAT! SORU KİTAPÇIĞINIZIN TÜRÜNÜ "A" OLARAK CEVAP KÂĞIDINA İŞARETLEMEYİ UNUTMAYINIZ. SAYISAL BÖLÜM SAYISAL-2 TESTİ

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı. ALES / Đlkbahar / Sayısal II / 22 Nisan Matematik Soruları ve Çözümleri

Transkript:

ilmi ARAŞTIRMALAR, Sayı2l, 2006,7-14 Ahmet Midhat Efendinin Romanlarında Beykoz M. Fatih Andı Ahmet Midhat Efendinin Romanlarında Beykoz XIX. yüzyılın en velfıd edebiyatçılarından birisi olarak öne çıkan Ahmed Midhat Efendi, çok sayıda roman yazmış ve bunların da birçoğunda mekan olarak İstanbul'u işlemiştir. Bu eserlerde biz Efendi'nin yaşadığı dönemin ve öncesinin İstanbul'una, İstanbul 'un sosyal hayatına ve semtlerine dair çok canlı ve teferruatlı a nekdotlar buluruz. Midhat Efendi'nin eserlerinde sıkça bahsettiği semtlerden birisi de Beykoz'dur. Beykoz, Muşahedat romanında olduğu gibi bazan Efendi'nin kendisinin yaşadığı bir semt olarak romana taşınır, bazan da Çengz yahut Acayzb-z Alem romanlarında olduğu gibi romanın vak'asının geçtiği yahut roman kahramanlarının uğradığı bir semt olarak. Her iki halde de bu temasların bizim için bugün taşıdığı önem, o yüzyılın İstanbul hayatına ışık tutmasıdır. Anahtar Kelime/er: Ahmed Midhat Efendi, İstanbul, Beykoz, XIX. yy. Türk edebiyatı, Türk romanı Beykoz District in Ahmet Midhat's Novels Ahmet Midhat Efendi, one of the most prolifıc authors of!9th century, wrote many novels and in these novels Istanbul takes place as the primary setting. We fınd many live anecdotes about the period and places he lived in. One of the places that Ahmet Midhat mentions very often is Beykoz. Beykoz takes place in novels sametimes as place in which the author lives such as in the case of Müşehedat and sametimes as a place heroes in the novels stop by such as in the case of Çengi and Acaib-i Alem. In both cases, these connections are imposratnt in terms of shedding light on the life of Istanbul in that period. Key Words: Ahmet Midhat Efendi, İstanbul, literature, Turkish novel Beykoz, XIXth century, Turkisq Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi. andifatih@yahoo.com GÖKKUBBE, istanbul 2006

8 ilmi ARAŞTIRMALAR Mekanlar, yetiştirdikleri veyahut içlerinde barındırdıkları şahsiyetterin değeri ile de kıyınet kazanır, ünlenir ve anılırlar. Bu şahsiyetterin varlıkları, isimleri yahut bütün yapıp ettikleri ile hayatları, yaşadıkları veya mensup oldukları o mekanların kültürel dokusunu, tarihini yahut aktüel kimliğini yoğuran ve yapan faktörler arasındadır çoğu kez. "Mekanın saygınlığının, insan ile kaim olduğu" ilkesidir yani söz konusu olan. Belki de bu yüzdendir ki, eskiler, yetiştirdikleri din, bilim, sanat ve edebiyat büyüklerini ekseriya doğduğu memleketin veyahut hayatını geçirdiği şehrin adıyla birlikte anarlardı. Şairlerin aldıkları mahlaslar yahut lakaplar arasında bir coğrafyaya aidiyet bildirenleri az değildir. Ahmed Yesevi, İbrahim Peçevi, Gelibolulu Ali, Ruhi-i Bağdadi, Mevlana Celaleddin-i Rumi vs. hemen hatırlayabileceğimiz birkaç örnektir ve bu türden örnekleri sayfalar boyu sıralamak mümkündür. Bu gelenek, XIX. yüzyıl aydın ve yazarları arasında da bir lakap unsuru olarak süregider. Leskofçalı Galib, Yenişehirli Avni, Hersekli Arif Hikmet, Manastırtı Rifat, Selanikli Fazlı Necib, Filibeli Ahmed Hilmi gibi isimleri burada zikredebiliriz. Bugün de kendisine soyadı olarak, doğduğu yerin ismini seçen birçok kişinin varlığını biliyoruz. Bu durum mekan-insan ilişkisinin, da insanla anlam kazanmasının çok belirgin göstergelerinden birisidir. insanın mekana bağlanmasının,. mekanın Mekanın kimliğini, özelliğini ve sosyal dokusunu yapan elbette insandır. Fakat bir yerden sonra, mahalle kültürü, semt kimliği, memleket havası, hemşehrilik, kentlilik bilinci, adına ne dersek diyelim, hangi toplumsal katmanda karşımıza çıkarsa çıksın, bu doku, bu şahsiyet dönüp insanı yapmaya başlamaktadır. Hacı Bayram-ı Veli'nin çok bilinen "Ben bir ulu ş ara vardım Ol ş arı yapılır gördüm Ben dahi bileyapıtdım Taş u toprak arasında. " mısraları bu düşünce etrafında da yorumlanamaz mı? Burada bahsini ettiğimiz mekan-insan ilişkisi, denklemin her iki tarafı ile de çok önemlidir. Ama yaklaşım amacımız ve bakış açımız, bir semtin, mahallenin yahut şehrin tarihi ve kültürel "nesc"i ile kuşatılmışsa, bu durumda, orada yaşamış ve o yerin maddi yahut manevi havasına, o "coğrafyanın şahsiyeti"ne katkıda bulunmuş kişiler öne çıkar. Bugün kimi semtler yahut şehirler vardır ki, biz onları çoğu kez o yere çeşitli şekillerde mensubiyeti bulunan bazı kişilerin isimleri ile de hatırlarız. Söz gelimi edebiyat perspektifinden bahse bakarsak, Cumhuriyet dönemi yazarları arasından Yahya Kemal denilince Üsküp, Hüseyin Rahmi Gürpınar denilince

AHMET MiDHAT EFENDiNiN ROMANLARlNDA BEYKOZ 9 Heybeliada, Sait Faik Abasıyanık denilince Burgazada, Behçet Necatigit denilince Beşiktaş, Halid Ziya denilince İzmir, Halikamas Balıkçısı denilince Bodrum, Tarık Buğra denilince Akşehir isimleri de birlikte akla gelir. İşte aynı durum XIX. yüzyıl Beykoz'u için de Ahmed Midhat Efendi ismini aklımıza getirir. XIX. yüzyılın bu çok çalışkan ve kaleme aldığı yahut tercüme ettiği roman, hikaye, tiyatro, hatırat, gazete makalesi, tarih kitapları, mektep kitapları ve çok çeşitli konulardaki fikri eserler ile bir devri doldurmuş ve dönemin edebiyatının önemli bir siması olmuş velüt yazarının bilhassa hayatının kemal devrelerinde Beykoz'un ayrı bir yeri vardır. Çocukluğu ve ilk gençlik yılları yokluklar ve zamretler içinde geçmiş, çok değişik işlerde Osmanlı İmparatorluğu'nun çeşitli vilayetlerinde dolaşmış, dönemin siyasi hengelmesi içinde Rodos'a sürgün cezasına bile uğramış bulunan Ahmed Midhat Efendi (1844-1913)'nin devrindeki asıl şöhreti ve yeri, edebi ve fikri eserleri, İstanbul'da kurduğu Kırkambar Matbaası ve çıkardığı Tercüman-ı Hakikat gazetesi ile belirginleşir. Ahmed Midhat Efendi, bir yandan basın-yayın ve edebiyat dünyasının aktif bir mensubu olarak faaliyet gösterirken, bir yandan da Takvim-i Vekayi müdürlüğü, Matbaa-i Amire müdürlüğü, Meclis-i Umür-ı Sılılıiye reisliği gibi idari görevleri de yüklenir. Bu çalışkanlığı ve başarısı beraberinde maddi imkanlarının artmasını ve refahı da getirir. Bunun sonucunda ise Efendi, 1880'de kendisine Beykoz'da, Akbaba'daki Balcıoğlu çifttiğini satın alarak işletmeye başlar. Peşinden 1884'te Sırmakeş suyunun bulunduğu Serdaroğlu çifttiğini ve oturacağı yalıyı alır 1 Böylece bir Beykozlu olarak, semte iyiden iyiye yerleşen Ahmed Midhat Efendi, bir yandan da Babıali' deki matbaasına vapurla düzenli olarak gidip gelmekte ve gazetecilik-yazarlık mesleğini sürdürmektedir. Beykoz, Efendi'nin kendi hayatında olduğu kadar, yazdıklarında da yansımasını bulur. Onun bilhassa romanlarında Beykoz'un adı sık sık geçer. Zaman zaman XIX. yüzyıl Beykoz'unun günlük hayatından, insanların meşgalesinden ve semti algılayışlarından kesitlerle de karşılaşırız bu romanlarda. Mesela Dünyaya İkinci Geliş Yahut İstanbul'da Neler Olmuş? romanı ile Felatun Bey 'le Rakım Efendi romanında Beykoz, adeta İstanbul'un içindekiler için bir uzaklık ölçüsüdür. Sanki İstanbul sınırının en uç noktası Beykoz'dur. Dünyaya İkinci Geliş 'te (187 4) roman kahramanlarından Yemişçi Arap (Mesud Ağa), yaşadığı birtakım maceralardan sonra Trabzon'dan fındık satın alır ve bir tekneye doldurarak, kıyı boyunca ta Beykoz'a yani İstanbul'un ucuna kadar inip Ahmed Midhat Efendi 'nin hayatı hakkında daha geniş bilgi için bk. Ahmet Harndi Tanpınar, XIX Asır Turk Edebiyatı Tarihi, İstanbul 1976, 4. bs., Çağlayan Kitabevi, s. 445-474.

lo ilmi ARAŞTIRMALAR bu bir tekne dolusu fındığı orada satar ki o dönemde, Beykoz meyve sebze bahçeleri ile ünlüdür ve aşağıda Müşahedat romanında da görüleceği üzere Beykozlu bahçıvanlar, yetiştirdikleri sebze ve meyveyi kayıklara yükleyip bugünkü Eminönü civarındaki Yemiş iskelesi 'ne getirip satar lar. Dünyaya İkinci Geliş 'te Yemişçi Arab'ın yaptığı fındık ticaretinden kısaca şu satırlarla söz edilir: "Sermaye Yemişçi Arap'tan olmak üzere bunlar fındık almaya Trabzon'a gittiler ve oradan fındık alıp kıyı sıra ta Beykoz'a kadar inerek sattılar. Yemişçi Arap, Anadolu Hisarı'na kadar inmişti. Fakat daha aşağıya inmeyip yine Trabzon'a doğru yol verdi. İkinci defasında beş bin kıyye kadar fındık ile Yemiş İskelesi'ne yanaştı. Elhasıl fındık ticareti karlı mı geldi ne oldu? Bu seferi birkaç defa tekrar eylemişti. " 2 Felatun Bey'leRakım Efendi (1875) romanında ise, Rakım Efendi'nin ailesi ile birlikte çıktığı bir Kağıthane gezisi sırasında kendilerini gezdiren kayıkçı Osman Ağa ile yaptığı konuşmada, Beykoz yine sur içi İstanbullusu için adeta bir uzaklık ölçüsü olarak zikredilir. Rakım, Osman Ağa'dan Haliç'te kayıkla Alibeyköy Deresi taraflarına doğru gitmek arzusunu da belirtince, yaşlı kayıkçı ile aralarında şu konuşma geçer: "Osman Amca: -Pekalii, olur efendim! Niçin olmasın? Kayık altımızda değil mi? Kolda da kuvvet çok. Dolaşır dolaşır da, canımız sıkılırsa Eyüp Sultan' a kadar gideriz. Rakım: -Aferin Osman Amca! Osman Amca: -Sen Osman Amcanın sakalında kır görüp de ihtiyar olmuş mu zannediyorsun? Buradan başlasam, soluğu Beykoz'da alırım." 3 Çengi (1877), Midhat Efendi'nin üftirükçü, büyücü ana (Saiiha Molla) ile aklını cin ve peri hikayeleriyle bozmuş oğlunun (Daniş Çelebi) başından geçenleri anlatan ve batıl inançları yerıneyi amaçlayan bir romanıdır. Saliha Molla, birgün Beykoz'da zengin bir adamın konağına, konağın hanımını sözüm ona tedavi etmek ve kadına musahat olan cinleri kovmak için çağrılır. Kalkıp bu "uzak" semte, birkaç gün kalmak zorunda kalacağını aniayarak yanından ayırmadığı oğluyla birlikte gider: "Bir yaz günü Beykoz'da bir zatın yine kendisi gibi kibarzade bulunan haremi cin ve peri alametlerinden bir hastalıklayatağa düşmüş olduğundan efsunlamak için Saliha Molla'yı davet ve celbeylemişlerdi. Saliha Molla birkaç gün- Ahmed Midhat Efendi, Dıinyaya Ikinci Geliş Yahut Istanbul'da Neler Olmuş, (Haz. Kazım Yetiş), Ankara 2000, Türk Dil Kurumu Yay., s. 84. Ahmed Midhat Efendi, Felatun Bey 'le Rakım Efendi, (Haz. Necat Birinci), Ankara 2000, Türk Dil Kurumu Yay., s. 216.

AHMET MiDHAT EFENDiNiN ROMANLARlNDA BEYKOZ ll ler Beykoz'da kalınağa mecbur olacağını anladığından ve oğlu Daniş Çelebi'yi ise elinden gelse bir dakika yanından ayırmamak sevdasında bulunduğundan bu defa dahi Çelebi'yi birlikte alıp Beykoz'a götürdü." 4 Fakat gidilen yerde Daniş Çelebi rahat durmaz. Birgün çevreyi dolaşmak i çin dışarı çıkar ve yolu Beykoz Hünkar Köşkü'ne uğrar. Bu köşkü cinler padişahının sarayı zannederk içine girmeye çalışınca da bekçiden bir güzel dayak yer. Bu sayfalarda Daniş'in gözünden Hünkar Köşkü'nün etraflı tasvirlerine de yer verilir. Rünkar Köşkü, bir kıyaslama vesilesi ile, Adiyib-i Alem (1882) romanında bir kere daha karşımıza çıkacaktır. Romanda, Rusya'daki "Terem" sarayından bahsedilirken hemen Beykoz "kasr-ı hümayfınu" hatırlanır: "Terem sarayı dahi yekdiğeri üzerinde mebni dört kat bir bina-yı refı' olup Beykoz kasr-ı humayünu gibi her katı yükseldikçe mikyası küçültülmüş ve nihayet dördüncü katı yalnız bir yüksek odadan ibaret kalmış olduğu için ona bu isim verilmiştir. " 5 Fakat Beykoz, bu dört romanın hepsinden fazla, Midhat Efendi'nin Müşahedat isimli romanında karşımıza çıkar. Müşahedat, Efendi'nin Emile Zola-vari bir şekilde kaleme aldığını söylediği ve romanın şahısları arasına kendisini de kattığı, vak'aların bir kısmını da kendi etrafında geliştirdiği bir romandır ve Ahmed Midhat' ın artık Bey koz' a yerleşmiş olduğu yılların mahsulüdür (I 891 ). Bu yüzden gerek kendisinden bahsederken, gerekse vak'a gereği yer yer yaşanmış reel hayat kırıntıları, tecrübeleri ve gözlemleri etrafında Beykoz sık sık romanda karşımıza çıkar. Müşahedat, Ahmed Midhat Efendi'nin birgün Beykoz vapurunda tesadüf ettiği iki Ermeni kızının hayatiarına duyduğu tecessüsle başlayıp, onların başlarından geçen maceralara muttali oluşuyla devam eden bir aşk ve macera romanıdır. Yukarıda da belirttiğimiz üzere, Midhat Efendi bu romanın yazıldığı yıllarda artık Beykoz'a taşınmıştır ve daha romanının ilk cümlesinde kendisini bir "Beykozlu" olarak gördüğünü ortaya koyar: akşam sabah Bey "Malum a, bu muharrir-i aciz Beykozlu'dur. Yaz kış, koz'dan İstanbul'a gelir gider." 6 Ahmed Midhat Efendi, Çengi, (Haz. Erol Ülgen), Ankara 2000, Türk Dil Kurumu Yay., s. ll vd. Ahmed Midhat Efendi, Acayib-i Alem, (Haz. Kazım Yetiş), Ankara 2000, Türk Dil Kurumu Yay., s. 356. Ahmed Midhat Efendi, Mıişahedat, (Haz. Necat Birinci), Ankara 2000, Türk Dil Kurumu Yay., s. 9.

12 ilmi ARAŞTIRMALAR Burada dikkatimizi çekmesi gereken husus, Efendi'nin Beykoz'u adeta İstanbul'un dışında tutuyormuşçasına "Beykoz'dan İstanbul'a" ifadesini kullanmasıdır ki, bu tutum bir yandan bize iki mesafenin birbirinden uzaklığını çağrıştırırken, öte yandan da eski İstanbullular'ın günlük konuşmalarında bugünün sur içi İstanbulunu asıl "İstanbul" olarak kullandıklarını yansıtır. Midhat Efendi, romanında daha sonra Beykoz'dan Eminönü (Köprü)'ne çalışan Şirket-i Hayriye vapurlarının işleyişinden, yolcularından, kendisinin her gün gidip geldiği bu vapurlarda kaptanlada nasıl dost olduğundan ve yolculuğu sırasında geçen uzunca süreyi nasıl kah vapur arkadaşları ile sohbet ederek, kah okuyarak ve kah gazetesi için yazılar yazarak değerlendirdiğinden bahseder 7 Beykoz, Midhat Efendi'nin Babıali'deki matbaasına uzaktır. Bu yüzden "İstanbul"a hergün inmemekte, haftanın belli günlerinde Beykoz'daki işleriyle meşgul olmaktadır. Fakat indiği günlerde de Efendi'nin kimi zamanlarda Eminönü yahut Beyoğlu taraflarında işi uzamakta, akşam geç saatiere kalmaktadır. Böyle durumlarda Beykoz'da oturmanın bir olumsuzluğu ortaya çıkmaktadır ki, o da vapuru kaçırarak eve gidememektir. Bereket versin ki, Efendi'nin kardeşi Mehmed Cevdet, matbaaya yakın bir semtte oturmaktadır ve Ahmed Midhat böyle durumlarda, biraderinde kalmaktadır. Romanda müteaddit defalar, bu şekilde Beykoz vapurunu kaçırıp da kardeşinde yattığı gecelerden bahis vardır 8. Ahmed Midhat Efendi, vapurda tanıştığı Ermeni kızları Siranuş ile Agavni'nin arkadaşları olan sebze-meyve ticareti ile uğraşan Refet'in izini bulup, kendisiyle tanışmak için bir sabah erkenden Beykoz'da Rünkar Çayırı'nın ucundaki Rünkar iskelesi'ne iner ve oradan Eminönü'ne, Yemiş iskelesi'ne sebze ve meyve götüren nakliye kayıklarından birisiyle Eminönü'ne geçerek Refet'i bulur. Bu anekdottan bahsedilen sayfalarda uzun uzadıya Beykoz'da sebze ve meyve yetiştiren bahçıvımlardan, onların çalışma şartlarından, ellerine geçen paranın azlığından, ürünlerini yok pahasına satmak zorunda kaldıkları için emeklerini değerlendiremediklerinden söz açılır. Bu sayfalar kesif dikkatli bir gözün gözlemlerini aktarma çabası ve zengin malfımatla dolu sayfalardır: "Beykoz'da Hünkar iskelesi miilümdur. Bunun ismi 'iskele' olduğuna bakıp da Limon iskelesi, Yemiş iskelesi, Zeytin iskelesi filan gibi geeeli gündüzlü yüzlerce kayıklar. Sandallar. Salapuryalar, mavnalar, çektirmeler, gemilerle meşgul yerlerden zannetmezsiniz ya? Burası letafetçe İstanbul civarında emsiili Köprü-Beykoz arası vapur sohbetleri. Midhat Efendi'nin Cinli Han romanının başında yer alan "Mukaddimecik"te de söz konusu edilir. (Bk.: Ahmed Midhat Efendi, Cinli Han, (Haz. N. Birinci), Ankara 2000, Türk Dil Kurumu Yay., s. 4.) Bk.: s. 49, 61, 87, 188, vd.

AHMET MiDHAT EFENDiNiN ROMANLARlNDA BEYKOZ 13 gerçekten nadir olan Rünkar Çayırı'nın medhali olup, buraya yalnız teferrüc ve tenezzühün süslü kayıkları, sandalları, istimbotları filanları yanaşır. erbab-ı Kayıklar, sandallar, istimbotlar diye envamı siga-i cem' ile kaydeylediğimiz merakib-i bahriyeninde mikdarını o kadar çok sanmayınız. Ezcümle, Kağıthane'de yüzlerce seyirci kayık ve sandallarının peyda eyledikleri izdihamı burada ümid etmeyiniz. İstanbul'a nisbetle mevkii ücra olan Rünkar Çayırı, ekseri tenhalıktır. Onun için Hünkiir iskelesi'nde de seyirci, kayık ve sandallı bile seyrek görülür." 9 Bu paragrafları takip eden satırlarda, Beykoz ve havalisindeki bahçıvanların nasıl topladıkları sebze yahut meyveleri beygiderine yükleyerek küfelerle iskeleye getirdikleri, kayıkçılarla bahçıvanların İstanbul'daki günlük sebze ve meyve fiyatlarına dair konuşmaları, geçim derdinden şikayetleri, iskeleye indirilen küfelerin yatsıdan sonra kayıklara yüklenişi, gece yarısında kayıkçtiarın "İstanbul" istikametine doğru rüzgar ve akıntı elverişli ise bir buçuk iki saat, değilse dört beş saat kürek çekiş sonrasında iskeleye vasıl oluşları ve yükleri indirişleri ayrıntılı bir biçimde anlatılır. Ahmed Midhat Efendi, Beykoz'dan Eminönü'ne bir sebze kayığı ile böyle gece yarısı geçişini ise bu hayatı da görmek, yaşamak ve öğrnemek arzusuna bağlar ve duygularını şöyle ifade eder: "Ama kayığa binişim ne mecburi idi, ne tesadüfi. Zira akşam İstanbul'da, biraderde kalabilerek, gece vakt-i merkunu geldikte, Eminönü'ne gidebilirdim. Tesadüfi de değildi. Zira alıval-i beşeriyye ve medeniyyenin bu kısımlarını görmek için Pazar kayığı, su kayığı, sebze kayığı, balık kayığı filan gibi şeyleri ziyaret ve tahk1k ve temaşii merakımdır, zevkimdir. Bu defa dahi iltiziim1 olarak şu Rünkar iskelesi'nden kalkan sebze kayığına binmiştim. Fena mı ettim? Mevsimimiz mevsim-i bahar. Hem de gayet-i kuvve-i bahar olan malı-ı Mayıs. Gece, hava açık... Kubbe-i sema milyarlarca ecram-ı muz1anın lemeiinıyla şehray1n halinde halinde. Anadolu ve Rumeli sahillerinde akşamdan mikdarları daha da çok olan ışıkların ağiebi sönmüş. Cihan hister-i hiib u rahata gömülmüş. Yalnız bülbüller uyanık. Akıntılara tebaiyyetle kah Anadolu, kah Rumeli sahiline kayık tekarrüb ettikç'e yalı bahçelerinden ve arka taraftaki dağlardan yüzlerce bülbüller hazin nağmeleriyle b1dari-i aşıkanelerini ilan ediyorlar. Kayık tam orta yerde gittiği zamanlar ise, iki salıilin ikisinden de andellb avazeleri bize kadar vasıl oluyorlar. Bu zevk, bu safa her zaman, her yerde bulunur mu?" 10 *** lo a.e., s. 56. a.e., s. 61-62.

14 ilmi ARAŞTIRMALAR Beykoz'dan başlayarak Boğaziçi'nin bir gece vakti bülbül sesleri eşliğinde gezilişinin romantik tasvirlerle anlatıldığı bu satırlarda, Ahmed Midhat Efendi'nin gördüğü güzelliklerden ne kadar zevk aldığı ortadadır. Bu satırlar ve yukarıda yer verdiğimiz Beykoz'a dair alıntılar (burada zikretmediklerimizle birlikte), gerek uzun uzadı ya olsun, gerekse küçük temaslar, kırıntılar şeklinde olsun, böylesi bir zevkin tadına varalıilen bir dimağın, yani bakmasını ve görmesini bilebilen bir gözün süzgecinden bize XIX. yüzyıl Beykoz'unu ve Beykoz perspektifinden İstanbul'unu anlama, tanıma ve yorumlama yolunda değdiği şeyi canlandıran, daha da güzelleştiren edebiyatın sihirli değneği ile fırsat pencerecikleri açan satırlardır. Bu pencereciklerin, dünün güzelliklerini bugüne taşıyarak, çevremizi, dolayısıyla hayatımızı, yani "biz"i güzelleştirdikleri ise unutulmamalıdır. Kaynakça Ahmed Midhat Efendi, Ditnyaya İkinci Geliş Yahut İstanbul' da N eler Olmuş, (Haz. Kazım Yetiş), Ankara 2000, Türk Dil Kurumu Yay., 124 s. Ahmed Midhat Efendi, Felatun Bey'le Rakım Efendi, (Haz. Necat Birinci), Ankara 2000, Türk Dil Kurumu Yay., 149 s. Ahmed Midhat Efendi, Çengi, (Haz. Erol Ülgen), Ankara 2000, Türk Dil Kurumu Yay., 152 s. Ahmed Midhat Efendi, Acayib-i Alem, (Haz. Kazım Yetiş), Ankara 2000, Türk Dil Kurumu Yay., 324 s. Ahmed Midhat Efendi, Muşaheddt, (Haz. Necat Birinci), Ankara 2000, Türk Dil Kurumu Yay., 374 s. Ahmed Midhat Efendi, Cinli Han, (Haz. N. Birinci), Ankara 2000, Türk Dil Kurumu Yay., 70 s. Doğanay, Mehmet, Ahmet Midhat Efendi'nin Romanlarında İstanbul, (Basılmamış Y. Lisans tezi), İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 1999, 246 s. Okay, Orhan, Batı Medeniyeti Karşısında Ahmed Midhat Efendi, Ankara, tarihsiz, Atatürk Üniversitesi Yayınları, 437 s. Tanpınar, Ahmet Hamdi, XIX Asır Turk Edebiyatı Tarihi, İstanbul 1976, 4. bs., Çağlayan Kitabevi, s. 445-474.