İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: RAPPAM YÖNTEMİ 1 BÖLÜM 2: 2009 RAPPAM TÜRKİYE UYGULAMASI VE SONUÇLARI BÖLÜM 3: 2009 TÜRKİYE SONUÇLARI 6



Benzer belgeler
Hanife Kutlu ERDEMLĐ Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı Burdur

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

21- BÖLGESEL POLİTİKA VE YAPISAL ARAÇLARIN KOORDİNASYONU

Hedef 1: KAPASİTE GELİŞTİRME

ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE KOMİSYONU

İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu Çalışma Grupları

KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ (KRY) EĞİTİMİ KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ: KAVRAMSAL VE TEORİK ÇERÇEVE

BELEDİYELERCE BİLGİ SAĞLANACAK İDEP EYLEMLERİ

TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

Sera Gazlarının İzlenmesi ve Emisyon Ticareti. Politika ve Strateji Geliştirme. Ozon Tabakasının Korunması. İklim Değişikliği Uyum

TEKLIF ÇAĞRILARI SIVIL TOPLUM DIYALOĞU (CSD-IV) AB VE TÜRKIYE ARASINDA KAPSAMINDA YAYIMLANAN. Fikirden Projeye. Hazırlayan: Öğr. Gör.

İZMİR DE EKO-VERİMLİLİK (TEMİZ ÜRETİM) UYGULAMALARININ YAYGINLAŞTIRILMASI PROJESİ KAPSAMINDA YAPILAN ÇALIŞMALAR. Sibel ERSİN, İZKA PPKB Birim Başkanı

DOĞRUDAN FAALİYET DESTEĞİ

KIRSAL KALKINMA PROGRAMI YÖNETİM OTORİTESİNİN GÖREVLERİ VE ÇALIŞMA ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

ORMAN VE SU ĠġLERĠ BAKANLIĞI

Sosyal Yatırım Programı

Tanımlar ve Kısaltmalar Madde 3- Bu Yönetmelikte geçen;

TEMEL BİLİMLER İHTİSAS KOMİTESİ

AVRUPA BİRLİĞİ ÇEVRE FASLI MÜZAKERE SÜRECİ

Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED), projelerin çevre ve sağlık üzerindeki etkilerinin belirlenmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasını sağlayan ve

Türkiye de Kırsal Kalkınma Politikaları ve Geleceği

Proje İzleme: Neden gerekli?

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ

Analitik Etütlerin Mekansal Planlamadaki Yeri ve Önemi

Risk Değerlendirmesi ve Yönetimi

Küresel Çevre Yönetimi için Ulusal Kapasite Öz Değerlendirme Analizi

BİLİŞİM EĞİTİM KÜLTÜR ve ARAŞTIRMA DERNEĞİ

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

HAVZA KORUMA EYLEM PLANLARI EYLEMLERİ

Ö N S Ö Z. Binali YILDIRIM Ulaştırma Bakanı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

III. AŞAMA :PLANLAMA

Proje Faaliyetleri ve Beklenen Çıktılar

TS EN ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi Kurum İçi Bilgilendirme Eğitimi ISO 9001 NEDİR?

Çevre Alanında Kapasite Geliştirme Projesi Düzenleyici Etki Analizi Ön Çalışma

KURUM İÇ DEĞERLENDİRME RAPORU HAZIRLAMA KILAVUZU

Türkiye Klinik Kalite Programı

2001 yılında Marakeş te gerçekleştirilen 7.Taraflar Konferansında (COP.7),

vizyon escarus hakkında misyon hakkında Escarus un misyonu, müşterilerine sürdürülebilirlik çözümleri sunan öncü bir şirket olmaktır.

YEREL ÇEVRESEL PLANLAMA

BÜNYESİNDE YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR

Marmara Kıyıları Hassas Alan Yönetimi

İŞLETME RİSK YÖNETİMİ. Yrd. Doç. Dr. Tülay Korkusuz Polat 1/29

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI


AKDENİZ EYLEM PLANI SEKRETARYASI (AEP)

ÇANKIRI KARATEKĐN ÜNĐVERSĐTESĐ STRATEJĐ GELĐŞTĐRME KURULUNUN KURULUŞ VE ĐŞLEYĐŞĐ HAKKINDAKĐ YÖNERGE. BĐRĐNCĐ BÖLÜM Genel Hükümler

Geri Bildirimlerin Özeti: Enerji Stratejisi Ülke İstişareleri

T.C. IĞDIR ÜNİVERSİTESİ

ALS TANILI HASTALAR İÇİN ERİŞİLEBİLİR; SÜRDÜRÜLEBİLİR VE UYGUN MALİYETLİ BAKIM MODELİ GELİŞTİRME ÇALIŞTAYI 5 6 MAYIS 2016 ANKARA

KAMU BORÇ İDARESİNDE OPERASYONEL RİSK VE İŞ SÜREKLİLİĞİ YÖNETİMİ

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI PROJE HAZIRLAMA, GELİŞTİRME VE UYGULAMA YÖNETMELİĞİ

PROJE KAPANIŞ KONFERANSI

24 Eylül 2013 Tarihli EKK Toplantısında Gündeme Alınan Eylemler

T.C. ADANA BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı SORU VE CEVAPLARLA KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI

DİKMEN BÖLGESİ STRETEJİK GELİŞİM PLANI

İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ ÖDEMİŞ SONUÇ RAPORU

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

21. BM/INTOSAI SEMPOZYUMU: KAMUDA HESAP VEREBİLİRLİĞİN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN SAYIŞTAY VE VATANDAŞLAR ARASINDA ETKİN İŞBİRLİĞİ

1- Neden İç Kontrol? 2- İç Kontrol Nedir?

AB ve Türkiye Sivil Toplum Diyaloğu - IV Tüketicinin ve Sağlığın Korunması Hibe Programı

2023 e Doğru Kentsel Dönüşüm, Ulusal Çevre Politikaları ve Sektörden Beklentiler. 23 Ocak 2015, İstanbul. Sayın Bakanım,

SÜREÇ YÖNETİM PROSEDÜRÜ

Eğitimde ve Toplumsal Katılımda Cinsiyet Eşitliğinin Sağlanması Projesi

KAMU-ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ (KÜSİ) FAALİYETLERİ

Beşiktaş Residence Tower / Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

KORUNAN ALAN STATÜLERİ

EK-3.9 İDARİ İSLER VE KOORDİNASYON DAİRE BAŞKANLIĞI

DÜZCE NİN ÇEVRE SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÇALIŞTAYI 4 ARALIK 2012 I. OTURUM OTURUM BAŞKANI: PROF. DR. SÜLEYMAN AKBULUT

8.0 PLANLAMA UYGULAMA ARAÇLARI

ISO 14001:2015 ÇEVRE YÖNETİM SİSTEMİ GEÇİŞ KILAVUZU

İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ FOÇA SONUÇ RAPORU

TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ENERJİ VE ÇEVRE POLİTİKALARI AÇISINDAN RESLER VE KORUNAN ALANLAR. Osman İYİMAYA Genel Müdür

YÜKSEK DENETİM DÜNYASINDAN HABERLER SAHTECİLİK VE YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: ASOSAI 2012 FİLİPİNLER ÇALIŞTAYI

AFD Sürdürülebilir bir gelecek için

ORMAN AMENAJMANI Uluslararası Ormancılık 2. Hafta

9. Ulusal Düzeyde Gürültüden Korunma Çalışmaları

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı SORU VE CEVAPLARLA İÇ KONTROL

Değerli Akademik, İdari Personelimiz ve Sevgili Öğrencilerimiz,

Eğitim Yönetimi ve Denetimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı (5 Zorunlu Ders+ 6 Seçmeli Ders)

III. PwC Çözüm Ortaklığı Platformu Şirketlerde İç Kontrol ve İç Denetim Fonksiyonu* 22 Aralık 2004

Türkiye nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi Ankara, 15 Şubat 2017

Türkiye de Ulusal Politikalar ve Endüstriyel Simbiyoz

Etkinlik Raporu: STÖ STÖ Buluşmaları

12 Mayıs 2016 PERŞEMBE

Proje önerilen faaliyetler ön çalışma raporuna uygun mu, uygulanabilir mi, hedeflerle ve öngörülen sonuçlarla uyumlu mu?

AVRUPA BİRLİĞİ SU ÇERÇEVE DİREKTİFİ VE BU ALANDA TÜRKİYE DE YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR

Politika ve Bütçe süreci. Richard Barneveld

KURAK ALANLARDA KÜRESEL DEĞIŞIMLERE DAYANIKLI ORMAN EKOSISTEMLERININ OLUŞTURULMASI

ISO-BGYS-PL-02 Bilgi Güvenliği Politikası

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar

GÜNEY EGE BÖLGE PLANI

TEPAV/EPIC Proje Değerlendirmesi. Lizbon Gündemi nin Yaygınlaştırılması Projesi nden öğrendiklerimiz

DOĞRUDAN FAALİYET DESTEĞİ

ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI 2023 YILI HEDEFLERİ

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

Transkript:

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: RAPPAM YÖNTEMİ 1 BÖLÜM 2: 2009 RAPPAM TÜRKİYE UYGULAMASI VE SONUÇLARI 4 Yöntemin Uygulanması 4 BÖLÜM 3: 2009 TÜRKİYE SONUÇLARI 6 Baskı ve Tehditler Milli Parklar Tabiat Parkları Korunan Alan Sisteminin Güçlü Yönleri Korunan Alan Sisteminin Zayıf Yönleri Tabiat Parkı Değerlendirme Sonuçlarının Kısa Değerlendirmesi Baskı ve Tehditler BÖLÜM 4: 2005 VE 2009 KARŞILAŞTIRMASI 10 2005 ve 2009 Milli Park Sonuçlarının Karşılaştırmalı Analizi Baskı ve Tehditler Biyolojik Önem ve Koruma Önceliği Sosyo Ekonomik Önem Doğa Koruma Önceliği Hassaslık Yönetim Etkinliği Korunan Alan Sistem Düzeyi 6 6 8 8 8 9 9 11 11 13 13 14 14 15 20 BÖLÜM 5: ÖNERİLER 21 Katılımcılardan Başlıca Öneriler Korunan Alan Yönetim Etkinliğinin Artırılması Korunan Alanlar Sisteminin Geliştirilmesi Yöntemin Uygulanmasına Dair Uzman Önerileri Gelecek Adımların Belirlenmesi BÖLÜM 6: ÇALIŞTAY KATILIMCILARI VE KOLAYLAŞTIRICILARI 21 21 21 23 23 24 Raporu Hazırlayanlar Erica Stanciu, EUROPARC Federasyonu Başkanı Başak Avcıoğlu Çokçalışkan, WWF-Türkiye Yıldıray Lise, UNDP-Türkiye, IUCN-WCPA üyesi İşbirliği Yapan Kuruluşlar T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Söğütözü Cad. No: 14/E Ankara Tel: +90 (212) 207 50 00 UNDP Türkiye Birlik Mahallesi 2. Cadde No: 11 06610 Çankaya/Ankara Tel: +90 (312) 454 11 00 Fax: +90 (312) 496 14 63 WWF-Türkiye Büyük Postane Cad. No: 43-45 Kat 5 Bahçekapı/İstanbul Tel: + 90 (212) 528 20 30 Fax: +90 (212) 528 20 40 Kapak fotoğrafı: Kaçkar Dağları Milli Parkı Başak Avcıoğlu Çokçalışkan

Bölüm 1: RAPPAM Yöntemi RAPPAM YÖNTEMİ Korunan Alanlarda Hızlı Değerlendirme ve Önceliklendirme Yöntemi (RAPPAM), karar vericilerin belirli bir ülkedeki ya da bölgedeki korunan alanların mevcut yönetiminde kaydedilen ilerlemeyi hızlı bir şekilde değerlendirebilmelerini sağlayan bir araçtır. Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi Korunan Alanlar İş Programı na göre, korunan alan yönetiminde minimum standartların ve iyi uygulamaların geliştirilmesinin yanısıra, mevcut sistemin yönetim etkinliğinin değerlendirilmesiyle ilgili yapıların geliştirilmesi ve uygulanması, korunan alanlar ve sahip oldukları biyolojik çeşitliliğin mevcut durumu ve gidişatın izlenmesi gerekmektedir. Uluslararası doğa koruma kuruluşları ve uzmanlar, korunan alanların izlenmesine yönelik çeşitli yöntemler geliştirmiştir. IUCN Dünya Korunan Alanlar Komisyonu, korunan alan yöneticileri ve uzmanlarına yol göstermek ve dünyanın çeşitli yerindeki değerlendirme yöntemlerini uyumlulaştırmak amacıyla, hem tekil olarak korunan alanların, hem de bir bütün olarak korunan alan sistemlerinin yönetim etkinliğini değerlendirmek için genel bir çerçeve ortaya koymaktadır. Korunan alanların yönetim etkinliğini değerlendirmek ve eksikleri tanımlayarak yöneticilere destek olunması amacıyla Dünya Bankası ve Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF), Hızlı Değerlendirme ve Önceliklendirme Yöntemi (RAPPAM) ni geliştirmiştir. Bu yöntem, korunan alan sistemine dahil genel unsurları değerlendirmek amacıyla tasarlanmıştır. Korunan alanların sistem düzeyinde değerlendirilmelerini yapan ülkeler, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (CBD) taleplerini yanıtlamakta, özel olarak da Korunan Alanlar İş Programı (PowPA) Hedef 4.2 ye ulaşmak üzere önemli bir adım atmaktadırlar. RAPPAM ın uygulanmasıyla, korunan alanlar üzerindeki baskı ve tehditleri değerlendirmek üzere önemli bir süre ayrılarak Korunan Alanlar İş Programı Hedef 1.5 aktivite 1.5.5 e de katkı sağlanmaktadır. Korunan Alanlar İş Programı Hedef 1.5. 2008 e kadar, korunan alanlara yönelik önemli tehditlerin olumsuz etkilerini belirlemek ve önlemek ve / veya hafifletmek için etkin mekanizmaların mevcut olması. 1.5.5.: Korunan alanlara yönelik tehditlerin belirlenmesi, bu tehditlerin önlenmesi ve/veya azaltılması için stratejilerin geliştirilip uygulanması. Korunan Alanlarda Hızlı Değerlendirme ve Önceliklendirme Yöntemi (RAPPAM), karar vericilerin belirli bir ülkedeki ya da bölgedeki korunan alanların mevcut yönetiminde kaydedilen ilerlemeyi hızlı bir şekilde değerlendirebilmelerini sağlayan bir araçtır. Yöntem: - İdari açıdan güçlü ve zayıf yönleri ortaya koyar. - Muhtelif tehditlerin ve baskıların boyutunu, şiddetini ve dağılımını analiz eder. - Ekolojik ve sosyal açıdan yüksek öneme ve hassasiyete sahip alanları belirler. - Her bir korunan alanın doğa koruma önceliğini ve aciliyet durumunu gösterir. RAPPAM 2009 Raporu sayfa 1

Bölüm 1: RAPPAM Yöntemi - Korunan alanlarda etkin yönetimin sağlanması için doğa koruma politikaları düzeyinde yapılması gerekenlerin ve sonraki adımların geliştirilmesine ve önceliklendirilmesine katkıda bulunur. RAPPAM izleme yöntemi, bir korunan alanın yönetiminde kaydedilen gelişmelere genel düzeyde ve hızlı bir bakış yapmak amacıyla o korunan alanın yöneticisi veya saha personeli tarafından doldurulabilecek şekilde geliştirilmiştir. Dolayısıyla, yöntemin ortaya koyabileceği sonuçlar sınırlıdır. Bu nedenle, bağımsız bir değerlendirme veya etkin yönetim için tek bir dayanak olarak ele alınmamalıdır. Yöntemin uygulanışında katılımcılar, Tablo 1 de belirtilen değerlendirme unsurlarını sırasıyla ele almaktadır. Tablo 1: RAPPAM yöntemi değerlendirme unsurları ve aşamaları (WWF, 2003) Değerlendirme unsurları Açıklama Değerlendirilen ölçütler Değerlendirme kapsamı Ortam Şimdi neredeyiz? Alanın önemi, alana yönelik tehditler ve politika ortamının değerlendirilmesi Önem Tehditler Hassaslık Ulusal ortam Ortaklar Durum Korunan alan mevzuatı ve politikası Nerede olmak istiyoruz? Korunan alanlar Planlama Korunan alanın tasarım ve sisteminin tasarımı Uygunluk planlamasının değerlendirilmesi Korunan alan tasarımı Yönetim planlaması Girdiler İhtiyacımız nedir? Korunan alanın etkin yönetimi için ihtiyaç duyulan girdilerin değerlendirilmesi Kurumun ihtiyaç duyduğu kaynaklar Korunan alanın ihtiyaç duyduğu kaynaklar Kaynaklar Süreçler Süreci nasıl yürütüyoruz? Yönetim şeklinin değerlendirilmesi Yönetsel süreçlerin uygunluğu Verimlilik ve uygunluk Sonuçlar nelerdir? Çıktılar Yönetim programlarının ve yönetsel eylemlerin uygulanması ile hedeflenen ürün ve hizmetlerin gerçekleşme durumunun Yönetsel eylemlerin sonuçları Ürün ve Hizmetler Etkinlik değerlendirilmesi Sonuçlar Neyi gerçekleştirdik? Sonuçlar ve sonuçların amaçları gerçekleştirme derecesinin değerlendirilmesi Etkiler: Yönetimin, amaçlara ilişkin etkileri Etkinlik ve uygunluk RAPPAM 2009 Raporu sayfa 2

Bölüm 1: RAPPAM Yöntemi Bireysel bir uygulama olmayan RAPPAM yöntemi, korunan alanların yönetiminden sorumlu kişiler ile alanları iyi tanıyan uzmanlar, sivil toplum kuruluşları ve yöre halkı temsilcileriyle bir arada uygulanır. Bu yöntemin kusursuz ve etkili bir şekilde uygulanması için; korunan alan yöneticilerinin, karar vericilerin ve diğer ilgi gruplarının tam katılımıyla, bir çalıştay ortamında gerçekleştirilmesi önerilir. Zira Tablo 1 de belirtilen unsurların değerlendirilmesi, alanları iyi bilen kişilerin tarafsız ortak görüşünü yansıtır. Yapılan çalıştayda korunan alanlar üzerinde tek tek inceleme yapılır, sonuçlar değerlendirilir, sonraki adımlar ve öncelikler bir kolaylaştırıcının yardımıyla geniş katılımla belirlenir. Yöntem, her alanı tek tek değerlendirse de sonuçta korunan alan sisteminin genel bir çerçevesi ortaya çıkar. Korunan alanlar yönetimindeki ilerlemenin izlenmesi için bu yöntemin her 4 yıl içinde tekrarlanması ve sonuçların güncellenmesi öngörülmektedir. Yöntemin uygulanması şu adımlardan oluşur: ADIM 1. Değerlendirmenin kapsamının belirlenmesi. ADIM 2. Her bir korunan alana ait mevcut verilerin değerlendirilmesi, ADIM 3. Hızlı Değerlendirme Anketinin uygulanması, ADIM 4. Bulguların analizi, ADIM 5. Gelecek adımların belirlenmesi ve öneriler. RAPPAM 2009 Raporu sayfa 3

Bölüm 2: 2009 Türkiye Uygulaması 2009 RAPPAM TÜRKİYE UYGULAMASI VE SONUÇLARI YÖNTEMİN UYGULANMASI Türkiye de RAPPAM yönteminin ilk uygulanması, Çevre ve Orman Bakanlığı (ÇOB) nın Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Küresel Çevre Fonu tarafından desteklenen, Biyolojik Çeşitlilik ve Doğal Kaynak Yönetimi Projesi kapsamında WWF- Türkiye ile işbirliğinde ve WWF International uzmanlığında yapılmıştır. 15-16 Haziran 2005 tarihleri arasında, Ankara da düzenlenen çalıştayla merkez ve taşra teşkilatındaki korunan alan yöneticileri, ilgili kamu kurumu temsilcileri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, akademisyenler ve yöre halkı temsilcilerinden oluşan 100 kişinin katılımıyla Türkiye nin 33 milli parkı değerlendirilmiştir. Türkiye deki milli parklardaki ilerlemenin görülmesine yönelik ikinci RAPPAM Çalıştayı 3-6 Mart 2009 tarihinde, ÇOB, UNDP ve WWF-Türkiye işbirliğinde yürütülen PIMS 1988: Orman Koruma Alanları Yönetiminin Güçlendirilmesi Projesi ile WWF Yaşayan bir Gezegen için Korunan Alanlar Programı kapsamında, yine bu kurumların işbirliği ve WWF Tuna ve Karpatlar Program Ofisi (WWF- DCPO) teknik desteğiyle, WWF-Türkiye ile ÇOB finansmanıyla düzenlenmiştir. 40 milli park ve 30 tabiat parkı için 41 farklı ilden toplam 108 kişinin katıldığı çalıştay aşağıdaki hedeflere ulaşmak için yapılmıştır: Korunan alan (KA) yönetiminin içsel değerlendirilmesi ve bir önceki RAPPAM değerlendirmesi ile karşılaştırılması. KA sistemi için yönetim etkinliğinin uzun vadeli izlenmesi amacıyla, Bakanlık liderliğinde bir temel oluşturulması. KA ların yönetim sisteminin iyileştirilmesi konusunda öneriler geliştirilmesi. Mümkün olduğu takdirde, RAPPAM Planlama Kılavuzu nun iyileştirilmesi için öneriler geliştirilmesi. KA yöneticileri arasındaki deneyimlerin paylaşılması. GM nin isteği üzerine, 2009 RAPPAM uygulamasında milli parkların yanısıra tabiat parkları da değerlendirmeye alınmıştır. 3-6 Mart 2009 tarihleri arasında Antalya da gerçekleştirilen çalıştaya ÇOB Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Orman Köy İlişkileri Genel Müdürlüğü, Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, ÇOB taşra teşkilatından korunan alan yöneticileri, Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü, sivil toplum kuruluşları ve alanları iyi bilen akademisyenler katılmıştır. 3 gün süren çalıştayda uzmanlar tarafından yöntemin aktarıldığı ve aşamaların değerlendirildiği genel oturumlar ve Türkiye nin coğrafi bölgelerine göre ayrılmış (Ege, Akdeniz, İç ve Doğu Anadolu, Karadeniz) gruplardan oluşan değerlendirme oturumlar gerçekleştirilmiştir. Her grup için görevlendirilen uzmanlar, RAPPAM yönteminde yer alan anketleri toplu tartışmalar sonucunda Tablo RAPPAM 2009 Raporu sayfa 4

Bölüm 2: 2009 Türkiye Uygulaması 1 deki sıraya göre doldurmuşlardır. Grup çalışmalarının amacı, her korunan alanın katılımcılarca tartışılarak ortak bilgide karar kılmaktır. Küresel ölçekte korunan alanlar üzerinde çeşitli baskı ve tehditler bulunmaktadır. Baskı korunan alan üzerinde halihazırda olumsuz etkisi olan sorunu belirtirken, tehdit ise gelecekte görülebilecek baskıyı tanımlamaktadır. Korunan alanlardaki sorunlar her alanda aynı olmadığı gibi, çoğu alanlar için ortaktır. Türkiye deki korunan alanlardaki mevcut baskı ve tehditlerin değerlendirilmesi için 2009 RAPPAM çalıştayında katılımcılarla birlikte tüm alanları kapsayacak bir liste oluşturulmuştur (Tablo 2). Bu liste, IUCN tarafından küresel ölçekte hazırlanan tehdit ve baskılar içinden seçilerek oluşturulmuştur. Çalıştay sırasında katılımcılar her alan için listedeki sorunları sırasıyla, baskı ve tehdit oluşturması bakımından değerlendirmiştir. Ortaya çıkan sonuçlar grafiksel olarak her alan için ayrı ve tüm koruma sistemi bazında kümülatif olarak verilmiştir. Tablo 2: RAPPAM 2009 değerlendirmesinde kullanılan baskı ve tehdit listesi ile IUCN Grubu ndaki karşılığı (2009 RAPPAM çalıştayında, değerlendirmede kullanılan baskı ve tehditler listesi RAPPAM Çalışma Grubu tarafından IUCN çerçevesi kullanılarak oluşturulmuştur. Sonuçlar her bir baskı / tehdit için ayrı ayrı verilmiştir.) Kodu Baskı ve Tehditler IUCN Grubu Tehdit 1 Yapılaşma IUCN Grubu 1 2 Turizm ve Rekreasyon Tesisleri IUCN Grubu 1 3 Su Ürünleri Üretimi IUCN Grubu 2 4 Otlatma IUCN Grubu 2 5 Ağaçlandırma IUCN Grubu 2 6 Odun Dışı Orman Ürünleri ve Diğer Türlerin Toplanması IUCN Grubu 2 7 Madencilik ve Taş Ocakları IUCN Grubu 3 8 Kum ve Çakıl Alımı IUCN Grubu 3 9 Ulaşım (Yol Ağları) IUCN Grubu 4 10 Enerji Boru Hatları IUCN Grubu 4 11 Avcılık / Balıkçılık (Yasal ve Yasadışı) IUCN Grubu 5 12 Ağaç Kesimi (Yasal ve Yasadışı) IUCN Grubu 5 13 Tarım IUCN Grubu 5 14 Rekreasyon Aktiviteleri IUCN Grubu 6 15 Kontrol Edilemeyen Zarar Verici Aktiviteler (Anız Yakma, Saz Kesimi vb.) IUCN Grubu 6 16 Yangın IUCN Grubu 7 17 Barajlar (HES ve Büyük Su Gövdeleri) ve Su Yönetimi IUCN Grubu 7 18 Arazi Dönüşümü (Arazi Kullanım Biçiminin Değiştirilmesi) IUCN Grubu 7 19 İstilacı Türler IUCN Grubu 7 20 Orman Zararlıları IUCN Grubu 7 21 Kirlilik Ve Atıklar IUCN Grubu 8 RAPPAM 2009 Raporu sayfa 5

Bölüm 3: 2009 Sonuçları SONUÇLAR RAPPAM 2009 değerlendirmesi sonucunda, korunan alanlara yönelik baskı ve tehditler, korunan alanlar sisteminin belli başlı güçlü ve zayıf yönleri, öncelikli çalışılması gereken alanlar belirlenmiş ve öneriler geliştirilmiştir. BASKI VE TEHDİTLER RAPPAM 2009 değerlendirmesi için belirlenen 21 farklı baskı ve tehdit başlığı içinde katılımcılar tarafından Türkiye deki milli parklarda görülen ana baskı ve tehditler şöyledir: Barajlar ve su yönetimi, kirlilik ve atıklar, ulaşım ağları, turizm, yapılaşma ve otlatma. Türkiye deki tabiat parklarında görülen başlıca baskı ve tehditler ise; alandaki rekreasyon faaliyetleri, yangın, ulaşım ağları ile barajlar ve su yönetimidir. Herbir korunan alan için geçerli olan baskı ve tehditlerin ortadan kaldırılması için gerekli çözümlerin üretilmesinde, bu sorunları ortaya çıkaran temel nedenlerin anlaşılması büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla burada çıkan sonuçlar, ilgili alan yöneticileri ve uzmanların biraraya gelerek detaylı değerlendirmeler yapması ve sorunların derinlerine inerek çözüm bulunmasına bir başlangıç oluşturacaktır. Milli Parklar Özel ilgi gerektiren sorunlar şunlardır: 1. Milli parklardaki baskı ve tehdit değerlendirmesinde, en yüksek baskı ve tehdit unsurlarının barajlar ve hidroelektrik santraller, ulaşım ağları, turizm, kirlilik, atıklardır ve yapılaşma olduğu belirtilmiştir. 2. Milli parklar içinde baskı ve tehdidin en yüksek olduğu alanlar ise; Olimpos-Beydağları, Munzur Dağı, Beyşehir Gölü ve Kaçkar Dağlarıdır (Şekil 1 ve 2). 3. RAPPAM Çalışma Grubu; ulusal düzeyde yapılacak bir değerlendirmeyle, iklim değişikliğinin mevcut durumunun daha net bir şekilde ortaya çıkarılabileceği düşüncesiyle konuyu gündeme getirmiş ve dolayısıyla katılımcılar tarafından tehdit değerlendirme listesinde yer alması önerilmiştir. İklim değişikliğinin örneğin, Beyşehir Milli Parkı gibi alanlarda yüksek ihtimalle kuraklığa ve su sıkıntısına yol açacağı belirtilmiştir. İklim değişikliği tehdidinin hızlı bir değerlendirmesi ortak oturumda yapılmış ve 70 korunan alandan 15 inin iklim değişikliğinden dolayı tehdit altında olacağı belirtilmiştir. 4. Dört Milli Park (Gala Gölü, İğneada, Yumurtalık Lagünü, Sultan Sazlığı) tabiatı koruma alanı statüsünden milli parka dönüştürülmüştür. Genel kanıya göre statünün hafifletilmesi, yöre halkının kaynaklara daha rahat ulaşmasını sağlamak amacıyla değil, yatırım baskılarından kaynaklanmaktadır. Bu statü değişikliklerinin her biri ayrı olarak ele alınmalı ve alanlara yönelik tahribatın engellenmesine yönelik gerekli müdahaleler yapılmalıdır. Ayrıca bu alanlarda, koruma hedeflerine ulaşılması için mutlak koruma statülerini geri kazanılmasına yönelik gayret sarf edilmelidir (Bu değerlendirmenin yapılmasından sonra, mahkeme kararıyla Yumurtalık Lagünü eski statüsüne dönmüştür). RAPPAM 2009 Raporu sayfa 6

Bölüm 3: 2009 Sonuçları Şekil 1. 2005 ve 2009 Yılları Baskıdaki Değişim. Milli parkların çoğunda baskılar geçmiş yıllara göre artmıştır. En belirgin artış Olimpos-Beydağları, Güllü Dağı, Munzur Vadisi ve Kaçkar Dağları Milli Parkı'ndadır. 2005 2009 Derece 700 600 500 400 300 200 100 0 Kuş Cenneti Kazdağları Uludağ Gelibolu Troya Gala Gölü Başkomutan Dilek Y. B. Honaz Dağı Spil Dağı Marmaris Saklıkent Güllük Dağı Beydağları Köprülü Kanyon Antınbeşik Kızıldağ Kovada Gölü Karatepe Aslantaş Yedigöller Ilgaz Dağı Küre Dağları Hatila Vadisi Karagöl-Sahara Kaçkar Dağları Altındere Vadisi Ağrı Dağı Sarıkamış Munzur Vadisi Nemrut Dağı Soğuksu Beyşehir Gölü Göreme Yozgat Çamlığı Aladağlar Boğazköy- Milli Parklar Şekil 2. 2005 ve 2009 Yılları Tehditteki Değişim. Milli parkların çoğunda tehditler hızlı bir artış göstermiştir. Güllük Dağı, Olimpos-Beydağları, Munzur Vadisi ve Beyşehir Gölü Milli Parkı en hızlı artışın olduğu alanlardır. 2005 2009 Derece 600 500 400 300 200 100 0 Kuş Cenneti Kazdağları Uludağ Gelibolu Troya Gala Gölü Başkomutan Dilek Y. B. Honaz Dağı Spil Dağı Marmaris Saklıkent Güllük Dağı Beydağları Köprülü Kanyon Antınbeşik Kızıldağ Kovada Gölü Karatepe Aslantaş Yedigöller Ilgaz Dağı Küre Dağları Hatila Vadisi Karagöl-Sahara Kaçkar Dağları Altındere Vadisi Ağrı Dağı Sarıkamış Munzur Vadisi Nemrut Dağı Soğuksu Beyşehir Gölü Göreme Yozgat Çamlığı Aladağlar Milli Parklar RAPPAM 2009 Raporu sayfa 7

Bölüm 3: 2009 Sonuçları Tabiat Parkları Tabiat parklarında görülen baskı ve tehditlerin değerlendirme sonuçlarına göre özel önem verilmesi gereken konular aşağıda belirtilmiştir: 1. Tabiat parkları içinde en yüksek baskı ve tehdidin olduğu alanlar; Uzungöl, Güver Kanyonu, Ayvalık Adaları, Borçka Karagöl ve İncekum dur. 2. Tabiat parklarında en yüksek baskı ve tehdit ise; rekreasyon, yangın, barajlar ve hidroelektrik santraller ve ulaşım ağlarından kaynaklanmaktadır. 3. 2008 yılında tanıtımı yapılan her ile bir tabiat parkı kampanyası, mevcut tabiat parkı statüsünde bir karmaşaya neden olmuştur. Geçmişte, IUCN korunan alan kategorilerine (Kategori III) uygun olarak ilan edilen tabiat parkları, bu kampanya sonucunda rekreatif amaçlara yönelik ilan edilen parklarla aynı başlık altında ele alınmaya başlanmıştır. Bu karmaşıklığın bir an önce giderilmesi, korunan alanların etkin yönetimi açısından önemlidir. KORUNAN ALAN SİSTEMİNİN GÜÇLÜ YÖNLERİ RAPPAM değerlendirmesinde, Türkiye deki korunan alan sisteminin yönetsel açısından sahip olduğu güçlü yönler ortaya çıkartılmıştır. Değerlendirme sonucunda ortaya çıkan güçlü yönler: Parkların yasal statüleri, son dönemde artış gösteren yönetim planlarının hazırlanması ve uygulamaya konulması ile korunan alanlar ve genel kapsamıyla doğa koruma konularına kendini adamış farklı görev ve sorumluluklara sahip ekip yapısıdır. Ortaya çıkan diğer bir sonuç ise STK, üniversite ve uzman gibi farklı kesimlerin korunan alan yönetim etkililiğine yönelik artan ilgileridir. KORUNAN ALAN SİSTEMİNİN ZAYIF YÖNLERİ Korunan alan sisteminin zayıf olduğu yönler ele alındığında planlama ve örgütlenmede sorunların olduğu ortaya çıkmıştır: Öncelikli olarak milli parkların amaçlarına uygunluk gösteren sistematik bir yönetim planlaması, uygulama ve izleme sürecinde eksiklik olduğu tüm katılımcılarca hem fikir olunan zayıf bir yöndür. Bir diğer zayıf yön, korunan alan yönetim uygulamalarıyla halkla yaşanan çıkar çatışmasıdır. Son yıllarda planlama sürecinde katılımcılığa giderek daha çok önem verilse de, uygulamadaki eksiklikler çoğu zaman çıkar çatışmalarına yol açmaktadır. nin korunan alan düzeyi yerine, il ölçeğindeki örgütlenme yapısı bir diğer önemli zayıf yöndür. Her korunan alan için ayrı bir yönetim biriminin olmaması, korunan alanların etkin yönetimi önünde bir engel oluşturmaktadır. Korunan alanlar üzerinde birden fazla resmi kuruluşun söz sahibi olması ve aralarındaki eşgüdüm eksikliği, bu kurumlar arasında çıkar çatışmalarına neden olmaktadır. Korunan alanlarda mali ve insan kaynaklarının etkin kullanımında nitel ve nicel anlamda eksiklik en kısa sürede giderilmesi gereken önemli bir sorundur. RAPPAM 2009 Raporu sayfa 8

Bölüm 3: 2009 Sonuçları TABİAT PARKI DEĞERLENDİRME SONUÇLARININ KISA DEĞERLENDİRMESİ Değerlendirme, tabiat parkları ile son yıllarda rekreasyon amaçlı tabiat parkı olarak ilan edilen 9 kentsel park için gerçekleştirilmiştir. Tabiat parklarının analizi iki grup halinde gerçekleştirilmelidir; zira doğa ve kültürel değerlerin korunması amacıyla belirlenen korunan alanların hedefleri ve yönetimi, rekreatif amaçlarla kent ve kent yakınında ilan edilen tabiat parklarının koşullarından farklıdır. Ayrı olarak değerlendirilmesi gereken 9 tabiat parkı; 26 Ağustos, Çamkoru, İncekum, Türkmenbaşı, Fatih Ormanı, Meryemana, Örnekköy, Kapıçam ve Mesir dir. Baskılar ve tehditler milli parklarla karşılaştırıldığında tabiat parklarında daha düşüktür. En yoğun baskı ve tehdit; rekreasyon aktiviteleri ve ulaşım altyapısından kaynaklanmaktadır. Avcılık ve balıkçılık, barajlar ve yangınlar diğer faaliyet gruplarından biraz daha yüksek bir baskı ve tehdit unsurudur. Ancak, milli parklardaki kadar yüksek değerlere sahip değildir. Yangınlardan kaynaklanan tehditlerin gelecekte belirgin bir artış göstermesi beklenmektedir. Temel olarak ulaşım baskısı, ağaç kesimi, barajlar, avcılık ve balıkçılıktan kaynaklanan baskı ve tehditlerin en yoğun olduğu tabiat parkı Artabel Gölleri dir. Bu alana yönelik detaylı bir değerlendirme yapmak gerekmektedir. RAPPAM 2009 Raporu sayfa 9

Bölüm 4: 2005 ve 2009 Karşılaştırması 2005 VE 2009 KARŞILAŞTIRILMASI 2009 RAPPAM Çalıştayı nın başlangıcında tüm katılımcılara, 2005 RAPPAM değerlendirmesini takip eden yıllarda gerçekleştirilen bazı gelişmeler hakkında bilgi verilmiştir 1. Milli Parkların sayısını ve temsil niteliğini artırmak üzere yeni korunan alanlar ilan edilmiştir. 2. Korunan alanların UDGP lerin hazırlanmasında artış gözlenmiştir. 3. GEF desteğiyle yürütülmüş olan, Biyolojik Çeşitlilik ve Kaynak Yönetimi Projesi kapsamında 4 korunan alanda, katılımcı yönetim planlama yaklaşımı uygulanmış, bu çalışma sonucunda elde edilen deneyimler doğrultusunda 2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu kapsamında, yönetilen alanların planlanması sürecinde kullanılan Uzun Devreli Gelişme Planları Teknik Şartnamesi revize edilmiştir. 4. Ulusal Boşluk Analizi nin tamamlanması için Biyolojik Çeşitlilik İzleme Şubesi, Orman Genel Müdürlüğü ve STK larla birlikte çalışmalarına devam etmiştir. 5. Korunan alan yönetim yapısı ve kategorilerinde değişikliği içeren, doğa koruma konusundaki tüm yasaları bir çerçevede toplayan Biyolojik Çeşitlilik Çerçeve Kanun taslağı hazırlanmıştır. Ancak tüm ilgi gruplarıyla birlikte katılımcı bir şekilde hazırlanan taslak yasalaştırılmadığı gibi içeriğinde çok büyük değişiklikler yapılmıştır. 6. Korunan alanları da kapsayacak şekilde, ulusal biyolojik çeşitlilik veri tabanı Nuh un Gemisi faaliyete geçirilmiştir. 7. GEF 4 kapsamında Bakanlık tarafından geliştirilen, orman, deniz ve kıyı korunan alanları kapsayan iki proje destek alarak uygulamaya geçilmiştir. Korunan alan yöneticileri ve uzmanlarca belirtilen, korunan alanlar yönetiminin İl Müdürlükleri yerine, her alan için ayrı yönetim birimleri kurulması yönünde genel bir kabul vardır. KA larda eleman sayısının çok az olması alan yönetimindeki en büyük sorunlardan birisidir. KA ların sabit personel sayılarının arttırılması en önemli hedeflerden birisi olmalıdır. Tartışmalarda ortaya çıkan önemli bir husus, RAPPAM sonuçlarının ilgili merkezi ve taşra teşkilatına resmi yazıyla dağıtılmasıdır. Bu tür bir iletişim, bir sonraki değerlendirme sürecinde, KA sistemi planlanmasında karar vericiler üzerinde RAPPAM sonuçlarının artan bir etki göstermesini sağlayıcı olabilir. 2005 yılı RAPPAM raporu Genel Müdürlük onayı ile basılmış ve korunan alan personeli tarafından korunan alan geliştirme projelerinde yol gösterici olarak kullanmıştır. Bundan sonraki süreçte üst düzeydeki karar vericilere de resmi bir yazıyla iletilmesi, gelecekte sonuçların uygulamaya konmasına katkı sağlayabilir. Öneriler a. RAPPAM ekibince hazırlanan nihai RAPPAM raporu, Bakanlıktaki başkanlıklara ve ilgili karar vericilere resmi bir yazıyla sunulmalıdır, b. RAPPAM 2009 sonuçlarının iyileştirilmesi ve önerilerin hayata geçirilmesi için atılacak adımlar ve uygulamalar GM tarafından izlenmelidir. c. En az iki sene arayla, RAPPAM yöntemi düzenli olarak çalıştaylarla kurum tarafından uygulanmalıdır. RAPPAM 2009 Raporu sayfa 10

Bölüm 4: 2005 ve 2009 Karşılaştırması 2005 VE 2009 MİLLİ PARK SONUÇLARININ KARŞILAŞTIRMALI ANALİZİ Baskı ve Tehditler 2009 daki en ağır baskı, 2005 katılımcılarının öngördüğü artışı onaylayacak şekilde, çevre kirliliği olarak belirlenmiştir. Mevcut değerlendirme daha önce öngörülenden daha ağır bir baskı olduğunu doğrulamaktadır. Katılımcıların çöp ve atıkları, gelecekte tehdit olarak azalış göstereceğini beklemelerine rağmen, KA lar için gerçek bir sorun olarak kabul ettikleri görülmektedir. En ağır baskı ve tehdit altındaki alanlar Beydağları, Beyşehir Gölü, Kaçkar Dağları, Munzur, Kızıldağ ve Kovada Gölü Milli Parkı olarak belirlenmiştir. Dilek Yarımadası ve B. Menderes ve Yumurtalık Milli Parkında (değerlendirmenin yapıldığı tarihten sonra Yumurtalık tekrar tabiatı koruma alanı statüsüne döndürülmüştür) çevre kirliği önemli bir baskıdır. 2005 te Turizm en ağır tehdit olarak kabul edilmiştir. Turizm kapsamına hem altyapısal gelişimler hem de rekreasyonel aktiviteler dahil edilirse, 2009 yılı değerlendirmesinde turizm altyapı grubu olarak oldukça yüksek bir puan almakta ve Türkiye deki en ağır beş baskı ve tehdit (her iki listede de 4. konumda) arasındaki yerini korumaktadır. Etkileri azaltıcı planlar geliştirmek (örneğin, biyolojik çeşitlilik ve/veya arazi yapısında büyük zararlara yol açaçak faaliyetlerden kaçınmak için alternatif yollar önermek gibi) için desteğe gereksinimi olan milli parklardan Beydağları Sahil MP, İğneada MP, Gala Gölü MP öncelikli ve Kazdağı MP, Kaçkar Dağları MP ve Uludağ MP potansiyel alanlardır. Genellikle yüksek bir puana sahip olmasa dahi Rekreasyon baskısı / tehdidi, Beydağları Sahil MP için önemli olup Gala Gölü MP de çok büyük artış göstermiştir. Bu her iki alan da turizmin planlanması yönünde desteğe ve hedeflere ulaşmaya yardım amacıyla, etkin yöresel/bölgesel sürdürülebilir turizm gelişme planlarına ihtiyaç duyabilirler. Otlatma için katılımcıların 2005 te tahmin ettiği azalma, 2009 değerlendirmesinde doğrulanır gözükmektedir ve azalan bir eğilim göstermeyi sürdürmektedir. Otlatma, 2009 da ilk beş baskı arasındaki yerini (2005 teki ilk sıra konumuna karşın 2009 da üçüncü sıraya düşmüş) korumasına rağmen gelecekte muhtemelen gerçek bir tehdit niteliğini kaybedecektir (ilk on listesinde artık tehdit olarak geçmeyeceyecektir). Aladağlar MP ve Başkomutan Tarihi MP gelecekte, otlatma tehdidi en yüksek alanlar olabilir. 2005 yılı değerlendirmesinde yüksek baskı unsurları arasında düşünülmemesine rağmen katılımcılar, HES ve Barajlar ın tehdit olarak artış göstereceğini ifade etmişlerdir. Bu tahmin, 2009 da baskının ilk beş arasında yer almasıyla doğrulanmıştır. Daha da önemlisi katılımcılar, baraj inşaatların gelecekte de artan bir tehdit olacağını belirtmektedirler (özellikle Küre Dağları MP, Kaçkar Dağları MP, Borçka-Karagöl TP, Munzur Vadisi MP baraj inşaatları tehdidi altındadır). Tatlısu ekosistemlerinin ve doğal süreçlerde serbest akan nehirlerin önemli kayıplarının önlenebilmesi için korunan alanlarda ve çevrelerindeki baraj inşaatı koşullarının ve havza içinde kümülatif etkilerinin tanımlanmasına özel bir dikkat gösterilmesi gerekecektir. 2005 te bir tehdit olarak belirtilmemiş olmasına rağmen ulaşım altyapısı 2009 için en yüksek düzeyde (listede 3. konumda) baskılar arasında sayılmakta ve tehditler arasında barajlara (tehditler listesinde 1. konumda) eşit düzeyde bir tehdit olacağı belirtilmiş olması ilginçtir. Katılımcıların yorumları, ulaşım altyapısının KA için neden bu kadar önemli bir sorun olduğunu ortaya koyabilir. RAPPAM 2009 Raporu sayfa 11

Bölüm 4: 2005 ve 2009 Karşılaştırması 2009 da bunu üst düzeyde bir baskı / tehdit olarak gören milli parklar; Uludağ MP, Gelibolu Tarihi MP, Kaçkar Dağları MP, Karagöl-Sahara MP, Munzur Vadisi MP, Kazdağı MP, Beydağları Sahil MP, Kovada Gölü MP, Altındere Vadisi MP ve Göreme Tarihi MP dir. Bu alanların çoğunda turizmin de yüksek baskı unsuru olması, ulaşım ağları baskı/tehdidinin turizmden kaynaklandığını göstermektedir. Tarım (odun dışı orman ürünü temini) 2005 te bir baskı/tehdit olarak tanımlanmamıştır ancak 2009 da en yüksek beş baskı/tehditten biri olarak (hem baskı hem de tehdit listesinde 4. konumda) oldukça yüksek bir puan almıştır. Bu sorunla ilgili olarak eğer varsa, anketteki yorumlardan daha fazla bilgi edinilmesi ya da gelecekte bu tehditten KA ların nasıl etkileneceklerini ve olası olumsuz etkilerini azaltmak için ne tür önlemler alınabileceğini belirlemek üzere daha detaylı bir değerlendirme yapılması önerilmektedir. Troya Tarihi MP, Gala Gölü ve Dilek Yarımadası-B. Menderes MP tarımdan en fazla baskı görecek alanlar olarak gözükmektedir. Özellikle Gala Gölü MP için tehdit sürekli olacağından, daha fazla önem verilmelidir. Yapılaşma da (konut yapımı ve yerleşimler) baskılar ve tehditler listesinde yeni bir unsur olup, özellikle tehdit olarak oldukça yüksek bir puan toplamıştır. Bu kapsamda son yıllardaki gelişmelerin çok dinamik olduğu ortaya konulmuştur. Ülkenin en değerli arazilerinde, geriye dönüşü mümkün olmayan zararların oluşmasını önlemek üzere özel bir dikkat gösterilmesi gerekebilir. Beydağları Sahil MP, Munzur Vadisi MP ve Kaçkar Dağları MP bu kategoride en büyük baskıyla karşı karşıya olan üç milli parktır ve tehdit, üçü için de devam edecektir. Tehdit, özellikle Gelibolu ve Uludağ milli parkları için önemli ölçüde artacaktır. Dönüşüm, 2005 te oldukça önemli bir tehdit olarak belirlenmiştir ancak 2009 da düşük baskı ve tehdit olarak değerlendirilmiştir. 2005 te bu kategorinin neleri kapsadığı açık değildir. Bir sonraki değerlendirme için, bu kategoriye açıklık getirilmesi ve eğer mümkünse IUCN listesinde yer alan bir ya da daha fazla grubun kapsamına dahil edilmesi önerilmektedir. Avcılık ve balıkçılık, 2005 ve 2009 da aşağı yukarı aynı baskı / tehdit düzeyini korumaktadır. En çok etkilenen / etkilenecek korunan alanlar; Gala Gölü MP ve Güllük Dağı MP dir. Bu iki korunan alan, Türkiye deki diğer korunan alanların herhangi birinden daha fazla düzeyde, bu aktiviteden kaynaklanan baskı/tehdit altındadır. Doğal sistem değişimlerine yol açan bir tehdit olarak yangın, katılımcıların belirlediği baskı / tehdit listesinde yeni bir unsur olarak yer almakta ve değerlendirme bu tehdidin gelecekte artış göstereceğini ortaya koymaktadır. Beydağları Sahil MP, Güllük Dağı MP, Karatepe Aslantaş MP ve Munzur Vadisi MP için katılımcılar yangını yüksek bir baskı / tehdit olarak belirlemişlerdir. Yangından kaynaklanan zararları ve ekosistem bozulmalarını önlemek, yangın sonrasında da restorasyon için bu KA ların desteğe gereksinimleri olabilir. Diğer baskılar/tehditler için ortalama düzey oldukça düşüktür. Bu gruplarla ilgili olarak özel dikkat gerektirebilecek parklardan bazıları şunlar olabilir: Munzur Vadisi MP de ağaç kesimi baskı ve tehdidi vardır. Kovada Gölü MP, Beydağları MP, Kızıldağ MP ve Karatepe Aslantaş MP de arazi dönüşümü baskı / tehdidi vardır. RAPPAM 2009 Raporu sayfa 12

Bölüm 4: 2005 ve 2009 Karşılaştırması Güllük Dağı MP ve Munzur Vadisi MP de madencilik baskısı bu baskı durduğu ve artık bir tehdit olarak tanımlanmadığı halde Küre Dağları ve Uludağ MP için de önemli bir tehdittir. Kaçkar Dağları MP de, çakıltaşı alımından kaynaklanan yüksek düzeyde bir baskı / tehdit mevcuttur. Beyşehir Gölü ve Karagöl Sahara milli parklarında yabancı türler baskısı / tehdidi vardır. Rekreasyon, avcılık balıkçılık, turizm altyapısı ve yangınlar; değerlendirilen 40 milli parktan 11-12 sinde karşılaşılan, en sıklıkla tanımlanan baskı/tehdittir. Yapılaşma ve orman zararlıları, 8 er milli parkta tanımlanmıştır. Bu baskı/tehditlerden hiçbirinin milli parkların çoğunluğunda var olmadığı belirtilmiştir. Biyolojik Önem ve Koruma Önceliği Biyolojik önemin değerlendirilmesi, ülkenin genel biyolojik çeşitliliği konusunda bilgili uzmanlarca yapılmalıdır. 2005 ve 2009 biyolojik önem değerlendirmeleri karşılaştırıldığında bunların kişilerce genel bir anlayış oluşturulmasına imkan verecek yeterlikte hazırlanmadığı görülmektedir. 2005 ve 2009 da yer alan milli parklardan altısı, biyolojik öneme ilişkin sorulardan hemen hemen aynı puanı alırken 17 tanesi de 2009 değerlendirmesinde de 2005 yılında aldıklarına yakın puanlar almışlardır. En düşük biyolojik çeşitlilik önemine sahip milli parklar ise Boğazköy-Alacahöyük ile Troya dır. Bu iki alanın tarihi değerlerden ötürü koruma altına alınmış olması bu sonuçla uyumludur. Ancak doğal özellikleri nedeniyle koruma altına alınan Sarıkamış Milli Parkı nın da biyolojik çeşitlilik önemi mevcut bilgiler ışığında düşük çıkmıştır. 2005 ve 2009 da yaklaşık olarak aynı puanı alan milli parklar dikkate alınırsa değerlendirme; Gala Gölü için gelecekte daha düşük bir tehdit göstermiş ancak Beydağları ve Beyşehir Gölü için bu korunan alanlardaki tehditler önemli ölçüde arttığından koruma önceliğinde bir artış ortaya konulmuştur. 2005 ve 2009 değerlendirmelerinde yüksek puan toplayan Munzur Vadisi için de, puanlar arasında biraz fark olsa da tehditler artmıştır. Sosyo-Ekonomik Önem RAPPAM uygulamasında, korunan alanların sosyo-ekonomik önemlerinin değerlendirilmesinde bağımsız bir görüşe ihtiyaç olduğu açıktır. Herbir KA nın sosyo-ekonomik öneminin daha objektif bir değerlendirmesine ulaşabilmek için benzeri koşullarda (yöresel ve ulusal düzeyde çalıştaylar) detaylı bir analiz gerçekleştirilmelidir. WWF International tarafından 2009 yılında geliştirilen ve ilk alan uygulaması Kastamonu-Bartın Küre Dağları MP de Korunan Alanların Faydalarını Değerlendirme Aracı (PA-BAT) bu analizin yapılmasına yardımcı olabilir. Sosyo-ekonomik açıdan en yüksek öneme sahip alanlar 2009 yılı için sırasıyla Kazdağı, Gelibolu ve Kaçkar Dağları MP dir. 2005 yılıyla karşılaştırıldığında, Kazdağı, Troya Tarihi MP, Dilek Y. B. Menderes D., Marmaris, Saklıkent, Altınbeşik Mağarası, Kızıldağ, Kovada Gölü, Ilgaz Dağı, Kastamonu-Bartın Küre Dağları ve Göreme Tarihi MP de yaklaşık olarak aynı değerleri almışlardır. RAPPAM 2009 Raporu sayfa 13

Bölüm 4: 2005 ve 2009 Karşılaştırması Sosyo-ekonomik değerlendirmede en düşük puanı alan Yozgat Çamlığı 2005 ve 2009 değerlendirmeleri açısından belirgin farklar göstermektedir. Sosyo-ekonomik öncelikler listesinde, gelecekte yer alıp almayacağının belirlenmesi önemli olacaktır. Beydağları Sahil ve Beyşehir Gölü sosyo-ekonomik öncelik açısından belirgin bir değer artışı göstermektedir: Beyşehir Gölü her iki yılda da oldukça önemli kabul edilmiştir ancak tehditler belirgin ölçüde artmıştır. Diğer yandan, Beydağları MP için önem konusunda da belirgin bir artış vardır. Munzur Vadisi ve Gala Gölü de artan tehditler nedeniyle sosyo-ekonomik öncelik açısından sahip olduğu önemi artmıştır. Doğa Koruma Önceliği Katılımcıların yaptığı değerlendirmeden elde edilen tehdit ve biyolojik önem parametreleri birarada değerlendirildiğinde öncelikli olarak korunması gerekli alanlar; Olimpos-Beydağları, Munzur Dağları, Beyşehir ve Gala Gölü MP dir. En az öncelikli alanlar ise Boğazköy-Alacahöyük, Sarıkamış ve Troja MP dir. Hassaslık Değerlendirmeler göstermiştir ki, hemen hemen tüm milli parklar için 2005 e göre hassaslıkta bir artış görülmektedir. 2009 değerlendirmesine göre en hassas alan Kaçkar Dağları MP dir, yanısıra Spil Dağı ve Kızıldağ MP için belirgin artış kaydedilmiş ve alanlardaki biyolojik çeşitliliğinin hassaslığı artmıştır. Bu alanda yapılacak faaliyetler çok dikkatli planlanmalı ve yönetilmelidir, aksi taktirde doğal yapıda geri dönülemez tahribatlar oluşabilecektir. 2005 değerlendirmesiyle yaklaşık olarak 2009 yılında da aynı durumu gösteren parklar şunlardır: Kastamonu-Bartın Küre Dağları, Sarıkamış-Allahuekber Dağları, Göreme ile Gelibolu Yarımadası Tarihi MP ve Nemrut Dağı MP. Yasadışı faaliyetlerin izlenmesinin güçlüğünde açık bir artış olduğu gözlenmektedir. Katılımcılar, korunmasız kaynaklara artan talebe paralel olarak milli parkların piyasa değerlerinin de arttığını düşünmektedirler. Siyasal istikrarsızlık azalmış görülse de yöneticiler üzerindeki baskı belirgin bir düzeyde artış göstermiştir. Korunan alan sistemi düzeyinde ele alındığında, hassasiyeti arttıran en önemli etmen katılımcılarca, ahlaki çöküş olarak değerlendirilmiştir. RAPPAM 2009 Raporu sayfa 14

Bölüm 4: 2005 ve 2009 Karşılaştırması Şekil 3. 2005 ve 2009 yılları hassaslıktaki değişim. 2009 yılında en hassas alanlar Kaçkar Dağları, Ağrı Dağı, Kovada Gölü ve Kazdağları Milli Parkı dır.geçtiğimiz 4 yıl içinde yapılan müdahalelerle Kaçkar Dağları nın hassaslığı çok artmıştır. 2005 2009 Derece 50 45 40 35 30 25 20 15 10 5 0 Kuş Cenneti Kazdağları Uludağ Gelibolu Troya Gala Gölü Başkomutan Dilek Y. B. Honaz Dağı Spil Dağı Marmaris Saklıkent Güllük Dağı Beydağları Köprülü Kanyon Antınbeşik Kızıldağ Kovada Gölü Karatepe Aslantaş Yedigöller Ilgaz Dağı Küre Dağları Hatila Vadisi Karagöl-Sahara Kaçkar Dağları Altındere Vadisi Ağrı Dağı Sarıkamış Munzur Vadisi Nemrut Dağı Soğuksu Beyşehir Gölü Göreme Yozgat Çamlığı Aladağlar Boğazköy- Milli Parklar Yönetim Etkinliği Yönetim etkinliği değerlendirmesi, bu kapsamda ele alınan unsurlar (girdiler, planlama, süreçler ve çıktılar) için az bir yükselme göstermektedir. Karşılaştırmalı analizler korunan alanları yakından tanıyan uzmanlarca yapılmalıdır. RAPPAM çalıştayı sonuçları, her bir KA için durum analizi yapılmasında bir başlangıç noktası olarak kullanılabilir. Türkiye deki korunan alan sisteminde planlama aşamasında, koruma etkinliğinin en yüksek olduğu alan güçlü bir yasal altlığın varolmasıdır. İkinci olarak ise biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik amaçlar iyi bir şekilde tanımlanmaktadır. Alan yönetiminde, sahip olunan girdiler açısından bir değerlendirme yapıldığında ise altyapıda, ulaşım ve bakım-onarım faaliyetlerinin başarılı olduğuna dair bir değerlendirme yapılmıştır. Süreçler değerlendirildiğinde, karar alma konusunda sistem daha yüksek değerler almıştır. Yönetim etkinliği açısından düşük puan alan milli parklar: Gala Gölü, Yedigöller, Hatila Vadisi, Karagöl Sahara, Soğuksu, Ağrı Dağı, Sarıkamış-Allahuekber Dağları, Tek Tek Dağları ve Göreme Tarihi MP dir. Bu milli parklar, süreçler açısından yüksek puanlara sahip olmalarına karşın girdileri düşüktür. Yedigöller ve Ağrı Dağı 2005 e göre yönetim etkinliğinde bir düşüş göstermiştir. Köprülü Kanyon, Gelibolu Yarımadası ile Troya Tarihi MP, Uludağ ve Nemrut Dağı MP için belirgin artışlar kaydedilmiştir. RAPPAM 2009 Raporu sayfa 15

Bölüm 4: 2005 ve 2009 Karşılaştırması Şekil 4. 2005 ve 2009 Yılları Planlamadaki Değişim. Milli parklar içinde planlamada en hızlı ilerleme kaydeden alanlar Yozgat Çamlığı, Kızıldağ, Troya, Hatila Vadisi ve Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı'dır. 2005 2009 Toplam Puan 70 60 50 40 30 20 10 0 Kuş Cenneti Kazdağları Uludağ Gelibolu Troya Gala Gölü Başkomutan Dilek Y. B. Honaz Dağı Spil Dağı Marmaris Saklıkent Güllük Dağı Beydağları Köprülü Kanyon Antınbeşik Kızıldağ Kovada Gölü Karatepe Aslantaş Yedigöller Ilgaz Dağı Küre Dağları Hatila Vadisi Karagöl-Sahara Kaçkar Dağları Altındere Vadisi Ağrı Dağı Sarıkamış Munzur Vadisi Nemrut Dağı Soğuksu Beyşehir Gölü Göreme Yozgat Çamlığı Aladağlar Boğazköy- Milli Parklar Şekil 5. 2005 ve 2009 Yılları Girdilerdeki Değişim. En yüksek ilerleme kaydeden alanlar Küre Dağları, Altınbeşik ve Köprülü Kanyon Milli Parkıdır. Sarıkamış, Munzur Vadisi, Uludağ ve Honaz Dağı Milli Parkı'nın girdileri ise 2005 yılına göre azalmıştır. 2005 2009 Toplam Puan 90 80 70 60 50 40 30 20 10 0 Kuş Cenneti Kazdağları Uludağ Gelibolu Troya Gala Gölü Başkomutan Dilek Y. B. Honaz Dağı Spil Dağı Marmaris Saklıkent Güllük Dağı Beydağları Köprülü Kanyon Antınbeşik Kızıldağ Kovada Gölü Karatepe Aslantaş Yedigöller Ilgaz Dağı Küre Dağları Hatila Vadisi Karagöl-Sahara Kaçkar Dağları Altındere Vadisi Ağrı Dağı Sarıkamış Munzur Vadisi Nemrut Dağı Soğuksu Beyşehir Gölü Göreme Yozgat Çamlığı Aladağlar Boğazköy- Milli Parklar RAPPAM 2009 Raporu sayfa 16

Bölüm 4: 2005 ve 2009 Karşılaştırması Şekil 6. 2005 ve 2009 Yılları Süreçlerdeki Değişim. Süreçler açısından en belirgin artış Köprülü Kanyon Milli Parkı'nda görülürken, Başkomutan Tarihi Milli Parkı oldukça yüksek bir düşüş yaşamıştır. 2005 2009 Toplam Puan 80 70 60 50 40 30 20 10 0 Kuş Cenneti Kazdağları Uludağ Gelibolu Troya Gala Gölü Başkomutan Dilek Y. B. Honaz Dağı Spil Dağı Marmaris Saklıkent Güllük Dağı Beydağları Köprülü Kanyon Antınbeşik Kızıldağ Kovada Gölü Karatepe Aslantaş Yedigöller Ilgaz Dağı Küre Dağları Hatila Vadisi Karagöl-Sahara Kaçkar Dağları Altındere Vadisi Ağrı Dağı Sarıkamış Munzur Vadisi Nemrut Dağı Soğuksu Beyşehir Gölü Göreme Yozgat Çamlığı Aladağlar Boğazköy- Milli Parklar Şekil 7. 2005 ve 2009 Yılları Çıktılardaki Değişim. Milli parklardan elde edilen çıktılarda Munzur Vadisi dikkati çeken hızlı bir düşüş yaşamıştır. 2009 yılında artan çıktıya sahip milli parklar ise Gelibolu ile Köprülü Kanyon'dur. 2005 2009 Toplam Puan 50 45 40 35 30 25 20 15 10 5 0 Kuş Cenneti Kazdağları Uludağ Gelibolu Troya Gala Gölü Başkomutan Dilek Y. B. Honaz Dağı Spil Dağı Marmaris Saklıkent Güllük Dağı Beydağları Köprülü Kanyon Antınbeşik Kızıldağ Kovada Gölü Karatepe Aslantaş Yedigöller Ilgaz Dağı Küre Dağları Hatila Vadisi Karagöl-Sahara Kaçkar Dağları Altındere Vadisi Ağrı Dağı Sarıkamış Munzur Vadisi Nemrut Dağı Soğuksu Beyşehir Gölü Göreme Yozgat Çamlığı Aladağlar Boğazköy- Milli Parklar RAPPAM 2009 Raporu sayfa 17

Bölüm 4: 2005 ve 2009 Karşılaştırması Şekil 8. 2005 ve 2009 Yılları Girdilerdeki Değişim. Milli park girdilerinde personel ve finansmanda düşüş yaşanmıştır. İletişim konusunda araçlar ve verilerde artış varken altyapı konusunda ziyaretçi tesisleri düşerken, diğerleri artış kaydetmiştir. 2005 2009 Ortalama Puan 4 3,5 3 2,5 2 1,5 1 0,5 0 PERSONEL Seviye Yetenek Eğitim Performans/Süreç Çalışma Koşulları İLETİŞİM İletişim Araçları Veri Girdiler Veri toplama Veri işleme Yöre halkıyla ALTYAPI Ulaşım Arazi ekipmanı Personel tesisleri Bakım Ziyaretçi tesisleri FİNANSMAN Geçmiş bütçe Gelecek bütçe Bütçe uygulaması Ödenek İstikrar 4,5 4 Şekil 9. 2005 ve 2009 Yılları Planlamadaki Değişim. Korunan alan sisteminin planlamasında yüksek bir ilerleme kaydedilmemiştir. 2005 2009 Ortalama Puan 3,5 3 2,5 2 1,5 1 0,5 0 AMAÇLAR Biyoçeşitlilik koruma Yönetim Planı Kararlılık Anlayış Yöre Halkının Desteği YASAL GÜVENLİK Yasal Koruma Alan kullanım çatışmalarının yokluğu Sınırlar Planlama Kaynaklar Çözümlenmiş Toplumsal Çatışmalar KORUNAN ALAN TASARIMI Konumlama Düzenleme Bölgeleme Alan Kullanımı Bağlantılar RAPPAM 2009 Raporu sayfa 18

Bölüm 4: 2005 ve 2009 Karşılaştırması 3 Şekil 10. 2005 ve 2009 Yılları Süreçteki Değişim. Milli parklarda 2005 ve 2009 yılları karşılaştırıldığında, yönetim planlamasında artış yaşanırken, araştırmada özellikle izlemede bir düşüş sözkonusudur. Şeffaflık ve işbirliği de 2005'e göre düşmüştür. 2005 2009 Ortalama Puan 2,5 2 1,5 1 0,5 0 YÖNETİM PLANLAMASI Yönetim planı Envanter Tehdit ve Baskı Stratejisi Çalışma Planı İzleme YÖNETSEL KARAR ALMA İç Yapılanma Şeffaflık İşbirliği Yöre Halkı Süreçler İletişim ARAŞTIRMA İzleme Ekolojik Araştırma Sosyal Araştırma Bilimsel Araştırmaya Erişim Tanımlanmış Araştırma İhtiyaçları Şekil 11. 2005 ve 2009 Yılları Çıktılardaki Değişim. Milli parklar genelinde çıktılar karşılaştırıldığında, planlama/envanter, eğitim ve araştırma faaliyetleri dışında düşüş yaşanmıştır. 2005 2009 Ortalama Puan 3 2,5 2 1,5 1 0,5 0 Tehditin Önlenmesi Restorasyon Yaban Hayatı/Habitat Yönetimi Sosyal Destek/Eğitim Ziyaretçi Yönetimi Altyapı Planlama/Envanter Personel Yönetimi Eğitim Araştırma Çıktıları Çıktılar RAPPAM 2009 Raporu sayfa 19

Bölüm 4: 2005 ve 2009 Karşılaştırması Korunan Alan Sistem Düzeyi Sistem düzeyinde tasarımdan söz edilirken 2009 çalıştayındaki katılımcılar 2005 tekilerden daha fazla eleştiri getirerek mevcut duruma düşük puan vermişlerdir. 5 puan üzerinden değerlendirilen sonuçlar 2005 te 3 puandan 2009 da 2 puana düşmüştür. Puanlamadaki bu belirgin düşüşün nedenleri; doğal süreçlerin sürdürülmesi, ekosistem sıralı süreli değişim çeşitliliği ve endemizmi yüksek alanların korunmasında yaşanan düşüştür. Korunan alan politikalarına ilişkin değerlendirmede; korunan alan vizyon, hedef ve amaçlarının anlaşılır ve açık olmaması, doğal süreçlerin peyzaj ölçeğinde korunmaması, kapsamlı biyolojik çeşitlilik envanterleri ve boşlukların düzenli gözden geçirilmesindeki eksiklikler vurgulanmıştır. Ekosistem tipleri değişkenliğinin tarihsel kapsamının değerlendirilmesi ve yeterince temsil edilmeyen ve/veya büyük oranda yok olmuş ekosistemlerin restorasyonuna ilişkin puanlar 2005 tekilerden çok az yükselmiştir. Doğa koruma politikaları açısından durum 2005 tekine çok benzerdir; belirgin tek fark doğa koruma amaçlarına ilişkin konuların kalkınma politikasının tüm yönleriyle ilişkilendirilmiş olmasıdır. Bu konudaki değerlendirmede katılımcılar, 2005 e göre doğa koruma politikalarına ve uygulamalarına belirgin ölçüde daha düşük bir değerlendirme puanı vermiştir. Katılımcıların sistem düzeyinde durumla ilgili görüşlerinin genel bir değerlendirilmesi, 2005 ten bu yana herhangi bir iyileşme olmadığını göstermektedir. Şekil 12. 2005 ve 2009 Yılları Korunan Alan Sistemi. Türkiye'de, milli parklar sisteminde 2009 yılında önemli bir düşüş yaşanmıştır. Özellikle temsiliyet, tür koruma, el değme-mişlik, yüksek koruma ve doğal süreçlerde düşüş yaşanmaktadır. 2005 2009 Ortalama Puan 3,5 3 2,5 2 1,5 1 0,5 0 KA sistem Temsiliyet Tür koruma El değmemiş Yüksek koruma Doğal süreçler Geçiş bölgeleri Sıralı süreli değişim Yüksek biyoçeşitlilik Yüksek endemizm Tasarım KA politikaları Hedefler Doğal süreçler Yaşama Biyolojik çeşitlilik Tarihsel değişim Restorasyon Araştırma Boşluk analizi Eğitim Değerlendirme Politika ortamı Yasalar Yatırım Politika geliştirme İletişim Uygulama Öğrenim Sürdürülebilir alan Arazi koruma Eğitim Diyalog Korunan Alan Sistemi RAPPAM 2009 Raporu sayfa 20

Bölüm 5: Öneriler ÖNERİLER Açık ve ölçülebilir hedeflere sahip, amaçlara ulaşmadaki etkililiğine yönelik düzenleyici bir değerlendirme yapılmasına imkan veren, katılımcı ve şeffaf mekanizmaları bulunan bir korunan alan yönetim mekanizmasının geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır KATILIMCILARDAN BAŞLICA ÖNERİLER Korunan Alan Yönetim Etkinliğinin Artırılması İlgili devlet kurumları arasındaki eşgüdümün yetki çakışmasını önleyecek şekilde iyileştirilmesi. GM nin mevcut organizasyon yapısının her bir milli parklar için müstakil müdürlükler oluşturulmasını sağlayacak şekilde düzenlenmesi. Korunan alan gelirlerinin, gelirin kaydedildiği korunan alan içinde kullanılmasını sağlayacak, sürdürülebilir finansman mekanizmalarının oluşturulması. Planı olmayan korunan alanlarda Uzun Devre Gelişim Planı'nın tamamlanarak, korunan alana ait UDGP'de ilgili tarafların ve kamu, kurum ve kuruluşlarının görev tanımlarının netleştirilmesi ve korunan alan yönetiminde etkinliklerinin ve eşgüdümün artırılması; UDGP'de öngörülen çeşitli meslek gruplarındaki uzmanların ve ara elemanların istihdam edilmesi. Birden fazla koruma statüsüne sahip olan korunan alanlarda, o alana özgü tek bir yönetim planı ve yapısının hazırlanması ve uygulanmasının sağlanması. Mevcut korunan alanlarda envanterlerin tamamlanarak, kurulacak bir korunan alanlar izleme sistemine entegre edilmesi. Korunan alandan etkilenen yöre halkının ekonomik ve sosyal durumunun iyileştirilmesine yönelik tedbirler alınması. Kendini doğa koruma alanında çalışmaya adamış, eğitimli, beceri sahibi ve motivasyonu yüksek bir personel tabanının geliştirilmesine özen gösterilmesi. Korunan Alanlar Sisteminin Geliştirilmesi Türkiye de korunan alanlar ağının oluşturulması için gerekli merkezi ve taşra düzenlemelerinin yapılması. Uluslararası sözleşmeler dikkate alınarak hazırlanan Biyolojik Çeşitlilik ve Doğa Koruma yasa taslağının gerekirse, anayasaya uygun olarak konusunda yetkin uzmanlarca revize edilerek uygulamaya konulması. Doğa koruma düzenlemelerinin sadeleştirilerek tek çatı altında toplanması, sivil ve akademik katılımın yasal dayanağa kavuşturulması. Korunan alanın kendi mevzuatı içindeki ve korunan alanları olumsuz etkileyen diğer mevzuatla (Maden ve Turizmi Teşvik Kanunları gibi) olan çelişki ve çatışmaların giderilmesi. Korunan alanlarla ilgili bir ulusal veritabanı kurulması, bu sisteme uygun olarak izleme ve değerlendirmenin yapılması. Temsil edilmeyen ekosistemlerin korunan alanlar sistemine eklenmesini sağlayacak şekilde ulusal boşluk analizinin tamamlanması. RAPPAM 2009 Raporu sayfa 21

Bölüm 5: Öneriler Ulusal korunan alan sistemi ve yasalarda yer alan korunan alan kategorilerinin uluslararası IUCN standartlarına uygun olarak belirlenmesi. Korunan alan yönetiminde görevli her kademedeki mevcut personelin etkin yönetim konusunda periyodik olarak kapasitesinin artırılması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi. Çalıştay sonuçlarını içeren kapsamlı raporun basılarak ilgili kurum ve kuruluşlar ile katılımcılarla paylaşılması önemlidir. Çalıştay sonuçları ışığında ulusal düzeyde korunan alanların tekrar değerlendirilmesi ve korunan alanlar için yönetim etkinliğinin izlenmesine yönelik kalıcı ve tekrar edilebilir bir sisteminin kurulmasını sağlamak hedeflenmelidir. Orman Koruma Alanları Yönetiminin Güçlendirilmesi projesi kapsamında 2011 yılı değerlendirilmesi yapılacak RAPPAM yöntemi;, OGM ve WWF-Türkiye nin ayni katkılarıyla hayata geçirilecektir. Böylece projenin başında ve sonunda ülkemizin korunan alanlar sisteminin düzenli olarak değerlendirilmesine yönelik önemli bir araç olan bu yöntemin, periyodik olarak düzenli bir şekilde uygulanması için gerekli sisteme bir katkı verilmiş olacaktır. RAPPAM 2009 Raporu sayfa 22

Bölüm 5: Öneriler YÖNTEMİN UYGULANMASINA DAİR UZMAN ÖNERİLERİ Gelecek Adımların Belirlenmesi Yöneticiler; KA da doğal süreçlerin varolmasının tek başına yeterli olmadığını, doğal süreçlerin tüm kapsamı ile sürdürülmesi gerekliliğini açıkça belirtmelidir. Eğer doğal süreçler, ekonomik ya da diğer nedenlerden ötürü yapay etkilerle durduruluyorsa doğal süreçlerin sürdürülmesinden söz edilemez. Bu yaklaşımı dikkate alarak bu çalıştayın sonuçlarının analizi, IUCN kategorisi I ve II deki KA lar (Tabiatı Koruma Alanları ve Milli Parklar) için önemli olabilir. Geleceğe yönelik adımların belirlenmesinde korunan alan politikalarını belirleyen ve alan yöneticilerinin süreçte birlikte yer almaları çok önemlidir. Değerlendirmeler birbirinden farklı olacağından, gelecek politikaların belirlenmesi ve öneriler için belirli bir standart yöntem yoktur. Genel olarak, bu aşamada RAPPAM sonuçlarının analizinden yola çıkarak öneriler geliştirilip ve somut bir eylem planı ortaya konulmalıdır. Öneriler, korunan alanların etkili yönetimine dair temel değişikliklere odaklanmalıdır. Bu değişiklikler; politikaları, yönetim uygulamalarını ve/veya bütçe aktarımını kapsar. Stratejik öneriler, yönetim etkililiğini geliştirmede en büyük etkisi olacak değişiklikler ya da eylemlerdir. Ulusal düzeyde KA ların sistem genelinde biyolojik çeşitlilik değerlendirmesi uzmanlar tarafından yapılsa da, RAPPAM çalıştayı hazırlanmasında gelecekteki uygulamalar için aşağıdaki bilgiler önceden hazırlanmalıdır: 1. Katılımcıların türlerin endemizm düzeyini belirlemelerine yardımcı olmak üzere ülke düzeyinde endemik tür sayısı ve KA ların sadece kendilerine has endemik türlerinin listesi çıkartılmalıdır. Katılımcılardan gelen önerilere göre; KA larda endemik türlerin dağılımını gösteren haritaların üst üste değerlendirilmesi objektif bir sonuç çıkmasını sağlayabilir. Bu tarz bir altlık çalışma için ÇOB nin gerekli kaynağı ayırarak, uzmanları görevlendirmesi gerekebilir. 2. Değerlendirmeyi yapan katılımcıların KA ların ekosistem temsiliyetine katkısını ölçmede yardımcı olmak üzere her bir KA nın hangi ekosistem tiplerini temsil ettiğini yansıtan bir tablo hazırlanmalıdır. Çeşitli STK lar (WWF-Türkiye, Doğa Derneği, Doğa Koruma Merkezi gibi) tarafından yapılan çalışmalardan elde edilen veriler, bu bilgilerin hazırlanmasında kullanılabilir. Böylelikle bir sonraki RAPPAM hazırlıkları için temel bilgiler derlenmiş olacaktır. RAPPAM 2009 Raporu sayfa 23