- 360 - Key Words: Middle Ages, Europe, Turkish-Islamic World, Market, Fair, Trade, Merchant.



Benzer belgeler
Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu

! "#$ % %&%' (! ) ) * ()#$ % (! ) ( + *)!! %, (! ) - )! ) ) +.- ) * (/ 01 ) "! %2.* ) 3."%$&(' "01 "0 4 *) / )/ ( +) ) ( )

Sosyo-Ekonomik Gelimilik Aratırması

e.t.t.e tüketim endeksi

TÜM OTOBÜSÇÜLER VE LETMECLER FEDERASYONU KARAYOLU YOLCU TAIMACILII SEKTÖRÜNÜN TARHSEL GELM

Ergin AYAN (2009). Willermus Tyrensis in Haçlı Kronii ( ), Karadeniz Dergisi Yayınları, Ankara, 160 s, ISBN

e.t.t.e tüketim endeksi

SRKÜLER NO: POZ / 43 ST, Yıllık alı ve satıların formlar ile bildirilmesi hakkında tebli yayımlandı.

Bu maddenin yürürlüe girdii tarih itibarıyla bu Kanuna göre kurulan serbest bölgelerde faaliyette bulunmak üzere ruhsat almı mükelleflerin;

Avrupa da Uyuturucu imdi Her Zamankinden Daha Ucuz

Borsa : Vadeli lem ve Opsiyon Borsası A.. ni,

PORTER MODEL: ULUSLARARASI REKABET ÖZLEM ÖZ ODTÜ LETME BÖLÜMÜ

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu Ekim 2007, zmir

ARACI KURUMUN UNVANI :DELTA MENKUL DEERLER A.. Sayfa No: 1 SER:XI NO:29 SAYILI TEBLE STNADEN HAZIRLANMI YÖNETM KURULU FAALYET RAPORU

BRSA BRDGESTONE SABANCI LASTK SANAY VE TCARET A. BLGLENDRME POLTKASI

İktisat Tarihi II

ÜNVERSTELERN GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM/ANASANAT DALI BRNC SINIF ÖRENCLERNN KSEL PROFLLER *

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016

AVRUPA DA MEYDANA GELEN TEKNİK GELİŞMELER : 1)BARUTUN ATEŞLİ SİLAHLARDA KULLANILMASI: Çinliler tarafından icat edilen barut, Çinlilerden Türklere,

KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi. Güz 2012 Fall 2012

Madde 1.1. in 4.paragrafı aaıdaki ekilde güncellenmitir.

BOSAD Boya Sanayicileri Dernei TÜRK BOYA SEKTÖRÜ. Dünya Boya Ticaretindeki Gelimeler

SRKÜLER NO: POZ / 42 ST, YEN KURUMLAR VERGS KANUNU NDA ÖRTÜLÜ SERMAYE

DELTA MENKUL DEERLER A..

PIZZA DONALDO TÜRKYE. Mevcut Durum

BÜLTEN. KONU: Menkul Kıymetlerin Vergilendirilmesi Hk 277 Nolu GVK G.T. Yayınlanmıtır

ALMANYA VE AVRUPA BRL NDE TÜRK GRMCL TURKISH ENTREPRENEURSHIP IN GERMANY AND EUROPE UNION

Etik lkeler. Genel lkelere likin Esaslar

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURYET MERKEZ BANKASI ÜÇ AYLIK BÜLTEN SAYI: 2005-I

DI TCARET HADLERNDEK DEMN CAR LEMLER DENGES VE GSYH ÜZERNE ETKLER ( )

Çin Konferansı Panel Bölümü Notları

Taıt alımlarının ette tüketim endeksi kapsamında izlenmesi hakkında bilgi notu

Amaç ve Kapsam. Yetki ve Sorumluluk

TÜLN OTBÇER. Seminer Raporu Olarak Hazırlanmıtır.

stanbul, 11 Ekim /1021

!!"#! $#$%& '(& )*$+,( -. )/0 1-2 *. / *. /0 3 )56 7

AYDIN KESEN. ZMR TCARET BORSASI-Gazi Bulvarı No: zmir, Tel: (0232) (5 Hat), Fax: (0232) ,

OLMUKSA INTERNATIONAL PAPER SABANCI AMBALAJ SANAY VE TCARET A.. 31 MART 2004 TARH TBARYLE ÖZKAYNAK YÖNTEMNE GÖRE DÜZENLENEN ÖZET KONSOLDE MAL TABLOLAR

r i = a i + b i r m + i

!" # $%!" ## #! " $ $ # $ %%%! &' % ()! &'

SINIF ÖRETMEN ADAYLARININ NTERNET KULLANIMINA LKN TUTUMLARININ DEERLENDRLMES

İktisat Tarihi II

! " #$!" ## #! " $ $ # $ %%%! &' % ()! &'

!" # $%! "# $$ $! " % % # $ &&& " '( % )* " '(

Yonca Anzerliolu, Karamanlı Ortodoks Türkler, Phoenix Yayınları, Ankara 2003, 376 s.

ICS TÜRK STANDARDI TS EN OHSAS 18001/Mart 2001

DTO TURİZM VE ÇEVRE DERS NOTLARI ÖĞR.GÖR. ŞULE KIYCI

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

AB Uyum Sürecinde Türkiye nin Rekabet Gücü lerleme Raporu Üzerine Tespitler

BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI

EK 1: HUKUK GÖRÜÜ 12 Mayıs 2010

İktisat Tarihi II

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

EL PARMAKLARINA DEERLER VEREREK KOLAY YOLDAN ÇARPMA ÖRETM YÖNTEMYLE ZHN ENGELL ÖRENCLERE ÇARPIM TABLOSU ÖRETM UYGULAMASI

2017 yılı İhracatçı Eğilim Araştırması. 1. Çeyrek Gerçekleşme 2. Çeyrek Beklenti Sonuçları

DÜNYADA NÜFUS VE EKONOMİK FAALİYETLER

Tekstil Finansal Kiralama Anonim irketi. 30 Eylül 2004 Tarihi tibariyle Mali Tablolar ve Baımsız Sınırlı Denetim Raporu

Sanayi ve Ticaret Bakanlıından: Sanayi Mallarının Satı Sonrası Hizmetleri Hakkında Yönetmelik Amaç Madde 1 Bu Yönetmeliin amacı, ekli listede yer

GELENEKSEL GIDALAR VE COĞRAFİ İŞARET

S R K Ü L E R : / 3 2

JEOTERMAL KAYNAA DAYALI ELEKTRK ÜRETMNE LKN YASAL DÜZENLEME VE DESTEKLER

2017 yılı İhracatçı Eğilim Araştırması. 1. Çeyrek Gerçekleşme 2. Çeyrek Beklenti Sonuçları

AMER KA B RLE K DEVLETLER SAYI TAYI

ŞANLIURFA YI GEZELİM

TÜS AD B LKENT ÜN VERS TES BUSINESS SEMINAR KONU MASI

! "#$%& " !"# "# $ % &' ()%%*+,#-.,# % /# #0/.0&/ 1 %. '%% & &%%'% /!2!0 #

Bu dönemde daha önce belirttiim gibi yatırımlarımızla ilgili almı olduumuz kararlarımızın yanı sıra;

Ünite 5. Ulusal Ve Uluslararası Pazarlar Ve Özellikleri. Medya Ve İletişim Önlisans Programı PAZARLAMA. Yrd. Doç. Dr.

Özel t üket im t alebinin izlenmesinde kart lı alıveri: Yeni bir tüketim endeksi önerisi. (e.t.t.e) Er can Tür kan. (ercan. turkan@tcmb. gov.

İktisat Tarihi II. 13 Nisan 2018

S R K Ü L E R : 2007 / 4 9

YAKIN DÖNEM EKONOMK GELMELERN ANALZ VE BEKLENTLER

%! & ' ( " ) $ $ * ! " # $ % &' $ ()*+, -. % / " / &' 0! " # $1 % $2 ()* #. % $ / ) - ' ) - ' / / 3 ! " # $ % &' $ (* +, -.

Türk Bankacılık Sektörü

Türk Bankacılık Sektörü

BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

3. YÜZEYSEL SULARDAN SU ALMA

Durum böyle olmakla birlikte, özet çeviri metninin okuyucuların gerçekten yararlanabilecekleri i levsel bir doküman oldu u ku kusuzdur.

ETK LKELER BANKACILIK ETK LKELER

BOYASAN TEKSTL SANAY VE TCARET ANONM RKET Sayfa No: 1 SER:XI NO:29 SAYILI TEBLE STNADEN HAZIRLANMI YÖNETM KURULU FAALYET RAPORU 31 MART 2010 TBARYLE

AKÇA, Hakan (2012). Ankara li Aızları (nceleme, Metinler, Dizin), Ankara: Türk Kültürünü Aratırma Enstitüsü Yayınları, XXII+672 s.

OLMUKSA INTERNATIONAL PAPER SABANCI AMBALAJ SANAY VE TCARET A..

TMMOB HARTA VE KADASTRO MÜHENDSLER ODASI BURSA UBES

a b e f g h i SHOG NED R?

BÜLTEN Tarih:

$$%$ $ '! '(" )$ *$ +,-. / $& 2 3 $! 1 ' (" )$ *$ +,-. ',- - -" % 6%$ % % % %$ o! " # "!!$ o %% %%&! $ " '" "! ( 8',-(1 +*%.

Dousan Boru Sanayi ve Ticaret A Tarihli Faaliyet Raporu. irket Merkezi Erzincan Sivas Karayolu 14 Km Pk 74 Erzincan

&' ($ *!+ *,+ $*-!+ *./( " "!/ ( (! + * 0 $ 1 /+%$ "$ $ / + "/ 2 %/

Bu model ile çalımayı öngören kuruluların (servis ve içerik salayıcılar),.nic.tr sistemi ile uyumlu, XML tabanlı yazılım gelitirmeleri gerekmektedir.

ĠSVĠÇRE DE DĠL EĞĠTĠMĠ

Cumhuriyet Dönemi Gazete Haber Dili Üzerinde statistiksel Bir Aratırma (Cumhuriyet Gazetesi Örnei)

!!! 2000 li Yıllarda Sinemaya Bir Bakı!

S R K Ü L E R : 2007 / 5 4

FRANSA DA OKULA GTME

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu Ekim 2007, zmir

OTSTK ÇOCUKLARIN ALELERNE YÖNELK GRUP REHBERL NN ANNE BABALARIN DEPRESYON VE BENLK SAYGISINA ETKS

Anket`e katılan KOBİ lerin ait olduğu branş 10,02% 9,07% 5,25% 3,10% Enerji sanayi. Oto sanayi. Gıda sanayi. Ağaç sanayi. İnformasyon teknolojisi

Son vergi düzenlemeleri ile ortaya çıkan fiyat indirimleri tüketiciye yansıtıldı mı?

Transkript:

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Cilt: 5 Sayı: 2 Volume: 5 Issue: 2 Bahar 202 Spring 202 www.sosyalarastirmalar.com Issn: 307-958 GEÇ ORTAÇA AVRUPASINDA PAZAR VE PANAYIR LKSNN TCARET HAYATINDAK ROLÜ VE TÜRK-SLAM DÜNYASINDAKLERLE KARILATIRILMASI THE ROLE OF THE RELATION OF THE FAIRS AND MARKETS IN THE MEDIEVAL EUROPE AND THE COMPARATION WITH THOSE IN THE TURKISH-ISLAMIC WORLD Pınar ÜLGEN Özet Pazar ve panayırlar, Ortaçaların ekonomik örgütlenmesinin en çarpıcı özelliklerinden birisidir. Bunlar, Dou da ve Batı da farklı ekilde adlandırılmı olsalar da hepsindeki amaç aynıdır. Pazarlar, kurulu amacı olarak yerel bir nitelik taırlarken panayırlar, XIII. yüzyılın sonuna kadar önemli rol oynamılardır. Bütün ülkelerde bunlardan çok sayıda bulunmaktadır. Her yerde uluslararası bir olay olarak kabul edilmektedirler. Avrupa nın da yapısı buna oldukça uygundu. Ortaçaların sonunda ortaya çıkan panayırlar, tamamen farklı türdendi. Ekonomik hayata da canlılık getiren en önemli unsur panayırlardı. Aslında buralar, ticareti yaratan ve tüccarlara deiik satı imkanları veren önemli yerlerdi. Ayrıca tüccarlara seyahat etme olanaı da saladıı için pazarları ve panayırları Ortaça artlarında iyi deerlendirmek ve anlamak gerekmektedir. Bu makalede ise Ortaça Avrupası ndaki pazar ve panayır anlayıını ve bunların önemini ve ticarete olan katkılarını anlatmaya ve de Türk-slam dünyasında o dönemde var olan pazar ve panayırlarla karılatırmalarını yapmaya çalıtık. Anahtar Kelimeler: Ortaça, Avrupa, Türk-slam Dünyası, Ticaret, Tüccar. Pazar, Panayır, Abstract The markets and fairs were one of the attractive features of the economic organizations in the middle ages. They were named differantly in the East and West but their aims were same. The aim of markets was local but the aim of fairs were international. And the fairs have an important role to the end of the 3th century. There were many of these markets and fairs. They were acccepted as international events eveywhere.they were very suitable to the structure of Europe. The fairs that appeared at the end of the middle ages have differant features. The fairs brought liveliness to the economic life. And also if we want to understand the trade or beginning of trade, firstly we must learn the role of markets and fairs in the middle ages. Really these places were impportant that gave differant sealing possibilities to the merchants and also created the international trade. They must be evaluated and understood in the Medieval cpnditions by people well. Because they provided that merchants travelled. In this paper, we study to tell the thought of the markets and fairs, the importance of them and espicially their contributions to the trade and also do comparing with markets and fairs in the Turkish-Islamic World. *Yrd. Doç. Dr., Gaziosmanpaa Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü.

- 360 - Key Words: Middle Ages, Europe, Turkish-Islamic World, Market, Fair, Trade, Merchant. Giri Tarih boyunca ticaret hayatına yön veren en önemli faktörlerden biri, pazar ve panayır alıkanlıı olmutur. Bu alıkanlık, çeitli ekillerde hem Dou dünyasında hem de Batı dünyasında çok önemli bir yer tutmaktadır. Pazarlar ve panayırlar neden önemlidirler ve de neden örenilmelidirler? gibi sorulara yanıt aramadan önce Ortaçaın ekonomik olarak canlanmasında çok önemli bir yeri olan pazar ve panayırların o dönemde ne anlama geldiine bakmak gerekir. Pazar, açık havada yer alan haftalık çarı anlamındadır. Yaklaık olarak XVI. yüzyıla kadar pazar ve çarı aynı anlamda kullanılmıtır. Bu ekilde adlandırma durumu en çok Dou dünyasında karımıza çıkmaktadır. Bunun yanı sıra Bazar kelimesi, hafta pazarı olarak; Yunanca da ise aziz anlamına gelen Pan Aghios kelimeleri de pazar anlamında kullanılmaktadır. Gelenek ve yasal çerçeve olarak da pazar ve panayırlar birbirine benzemektedirler (Mortan-Küçükerman, 200: 38). Pazarların ortaya çıkıı çok eskiye dayanmaktadır. Pazarların, kültürlerarası ticaretin avcı gruplarının tesadufi olarak karılamaları esnasında veya sava dönemlerinde ortaya çıktıı tahmin edilmektedir. Çünkü dilbilimine yönelik çalımalar, antik Yunan da durumun böyle olduunu düündürtmektedir (Brown, 969: 38-46; Agnew, 979: 99-8). Fakat sınır pazarlarının varlıı, Yunan ehirlerinde M.Ö. VIII. yüzyılda sona ermitir. lk ehir pazarları genellikle ehrin dıında deil, merkezinde kuruluyordu. Bunun sebebi de tüccarların müterilerine en iyi ekilde ulaabilme arzularıdır. Kültürlerarası ticaretin ilk biçimleri nasıl olursa olsun ehir hayatının ortaya çıkıından sonra en yaygın kurumsal biçim ve ticari yerleimler olmulardır. Ticaret erbabları kendi toplumlarından ayrılarak farklı yerlerde otururlardı. Oranın geleneklerini benimserlerdi. Bunun sonucunda bir ticaret aını veya diasporasını diaspora terimi, buday ekimindeki manasıyla saçmak anlamına gelen Yunanca bir kelimedir- oluturan birbiriyle ilikili bir ticari topluluklar ebekesi kurarlardı ( Curtin, 2008: 2-3, Meillassoux, 97: 267 ). Yukarıdaki bilgilerden sonra pazarların eski bir tarih olarak nitelendirdiimiz Ortaça da da önemli bir yere sahip oldukları açıkça görülmektedir; ancak bu pazarlara günümüzde de pek çok yerde farklı ekillerde rastlanmaktadır. Bunun yanı sıra Yunalılarda ve Romalılarda bu pazarlarda Vâsıtalı ve Vâsıtasız olmak üzere çeitli vergiler alınmaktaydı. Vâsıtalı vergilere vectigalia, Vâsıtasız vergilere tributa adı veriliyordu. Vâsıtasız vergiler, biri ahsi yani ba vergisi yani tributim cabitis dieri de tributim soli yani arazi vergisidir. Vâsıtalı vergiler ise, hudud ve limanlarda portoria ve tolonia adıyla anılan gümrük resimleriyle ehir kapılarında alınan oktruvalar ve centesime rerum venalima eklindeki bir nevi pazar ve panayır muamele vergisi eklinde olan alım-satım vergisidir (Eskiciolu, 2007: 57). Bu pazarlar arasındaki fark, sadece derece ve cins farkıdır. Dier pazarlar ise kasaba halkının haftalık toplanma yerleridir. Mübadele, üretici ile tüketici arasında geçmekte ve tüccarlar aynı gün mallarını satıp yerlerine geri dönebilmektedirler. Bazen bölge ya da kentin yerel ihtiyaçlarını aan miktarlardaki ürünleri toplamak üzere aracılar da bulunmaktadır. Bu özellikle bazı endüstriyel ürünler, kuma ya da madeni eyalar için geçerlidir. Kentlerin büyümesiyle birlikte kurulan pazar sayısı da artmıtır. Böylece pazarlar, haftada 2 ya da 3 defa kurulmaya balamılardır. Yukarıdaki bilgilerden de anlaıldıı gibi, pazar, en genel anlamıyla arz ve talebin bulutuu yerdir; ancak kavram olarak çok farklı içeriklerle algılanabilir. Pazar kelimesi, bir ülkenin uluslar arası ticaretini, herhangi bir yerleim biriminde kurulan alıveri yerini, alıveri amacıyla kullanılan bir mekânı ya da sadece belirli bir ürünü de tanımlamak için de

- 36 - kullanılabilir. Geçmi dönemlerden itibaren Asya nın, Afrika nın ve dünyanın dier pek çok yerinde özellikle periyodik pazarlar önem kazanmaya balamıtır. Pazarlar, bir yandan insanların sosyal ilikiler kurmasını salarken dier taraftan ihtiyaçların karılanmasına da yardımcı olmutur. Ayrıca kentlerin oluumuna yol açmılardır. Özellikle kırsal kesimlerde kurulan pazarlar, ürün daıtım ve toplama ya da deitirme sisteminin, önemli bir parçasıdırlar. Bunların yanı sıra pazarların kurulma amaçlarıyla satıa sunulan mallar açısından da önemli ve belirgin farklılıkları vardır. Bunlara ek olarak, zaman içerisinde yerleme yerlerindeki büyüme ve gelimeler, bazı pazarların ortadan kalkmasına, deimesine, yeni pazarların kurulmasına, özellikle ulaım ve taıma alanlarındaki gelimeler de pazarlarda satılan ürünlerin çeitlenerek artmasına, pazarlardaki satıcı niteliklerinin farklılamasına yol açmıtır. Pazarların bir kısmı zaman içinde çeitli niteliklerdeki deimeler sebebiyle önemlerini yitirmi ve böylece ortadan kalkmıtır, bazıları varlıklarını günümüze kadar korumutur, bazı yerlerde ise gelien koullar yeni pazarların ortaya çıkmasını salamıtır. Bunların çou da panayır olarak adlandırılmılardır. Bir yerde pazar hatta panayır kurulabilmesi için konum, iklim, nüfus, ulaım, ekonomik yapı gibi faktörlerin de göz önünde bulundurulması gerekir. Panayırlar yani fuarlar ise daha baka amaçlara hizmet ederlerdi. Bu yüzden de panayırların kökenlerini pazarlarda aramak yanıltıcı olabilir. Çünkü panayırlar, pazarların aksine profesyonel tüccarlar için belirli zamanlarda kurulan buluma yerleriydi. Panayırlar, deiimin ve toptan satıın yapıldıı yerlerdi. Yılda bir yada altı ayda bir defa olmak üzere küçük bir kentte veya bazı büyük kentlerin dıındaki kırsal alanlarda kurulan fuarlar, birkaç gün ya da birkaç hafta devam ederdi. Fuarın kurulu amacı, bir bölgenin yapaı arzına fayda salama iinde ve hasat fazlasını veya hayvanlarını satma iinde kolaylıklar salamak idi; fakat bazı yerlerde bu kurum, ulusal hatta kozmopolit bir renk kazanmıtır (Heaton, 985: 65). Yukarıda genel olarak anlatılan pazarlar ve panayırlar, bazen farklı amaçlarla kurulmu olsalar da, sonuç itibariyle Ortaçada hem Batı da hem de Dou da ticari hayatın bir rengi olmulardır. Pazarlar ve panayırlar, anlam ve ekil olarak küçük farklılıklar gösterse de yaptıkları etki bakımından her corafyada oldukça önemli bir yere sahiplerdir ve birbirlerine benzemektedirler. Ortaça Avrupasında ve Türk-slam Dünyasında Ticaret Hayatına Yön Veren Önemli Pazarlar, Panayırlar ve Bunların Etkileri Gerek Türk-slam dünyasında gerekse de Avrupa da pazar ve panayır alıkanlıı farklı isimler altında da olsa ticaret hayatının merkezini oluturmaktaydılar. Avrupa tarihi açısından bakılacak olunursa, fuarların ve pazarların önemine ilk dikkat çeken kii Charles Verlinden olmutur. Verlinden, ticaretin uluslararası akıından ziyade yerel ya da bölgesel olarak kurulan fuarlara dikkat çekmektedir (Epstein, 992: 5). Haftada bir ya da iki defa kurulan bir pazar, sadece uluslararası ticaretin deil, aynı zamanda yerel hayatın önemli bir aygıtı olarak kabul edilmekteydi. 833 lü yıllarda uzak mesafe ticaretinin durgunluk yaadıı bir dönemde, sofu lakaplı I. Ludwig in Almanya da kurulu bir pazar için bir darphane kurmak üzere bir manastıra izin vermesi olayı, konuya olan bakı açısını yeterince belirtmektedir. Ancak bu durumun, ticaretin XI. yüzyılda yeniden canlanmasında dönüm noktası olarak kabul edilebilir olup olmadıı da düündürücüdür ( Mumford, 2007: 38). slam dünyasında ise aynı ekilde pazarların kurulmasına büyük önem verilirdi. Hatta bu gelenein Dou da ve Batı da eski zamanlardan beri var olduu; ancak Batı da geç dönemlerde fark edilen bu canlılıın slam dünyasında daha erken zamanlarda yaandıı, pazarların ve panayırların gayet canlı ve sistemli bir yapıya sahip oldukları kaynaklardaki bilgilerden anlaılmaktadır. Bunun en eski örneklerinden biri de, Vâsıt ehri nin kurulu emasında görülmektedir. Vâsıt ehri kurulurken pazar yeri, saray ve meydanın en önemli parçası olarak düünülmütür. el-vasiti nin verdii bilgilere göre, gıda satıcıları ve bezzazlar çarısı pazarın olduu tarafta depocuların olduu bölgeye kadar uzanıyordu. Bakkallar, sakatatçılar ve meyve satıcıları çarının güney tarafında, depocular sokaına kadar olan bölgeye

- 362 - yerlemilerdi. Depocular çarısında ise esnafın mallarının korunmakta olduu dükkânların yanı sıra gündelikçi olarak çalımakta olan içilerin bulundukları yerler ile zanaat erbabı olan esnaf da buraya yerlemitir. Bunların çalıtıkları iyerleri Dicle nehrine kadar uzanmaktaydı. Daha önce kurulmu olan kentlerde olduu gibi burada da her meslek erbabına ayrı ayrı yerler tahsis edilmi, bunların birbirlerine karımalarına engel olunmutur. Rivayetlere göre, Haccac, bu konu üzerinde titizlikle durmaktaydı. Bunun tek istisnası ise sarraflardır. Sarrafların hepsi bir yerde toplanmamıtı. Haccac ın emri gereince çarıda bir sarraf bulunmaktaydı (el-vâsıti, 987: 39; Söylemez, 200: 47). Bunun yanı sıra, slam tarihinin erken dönemleri boyunca Basra daki çarının yapısı da endüstri ehirlerindeki pazarlardan çok da farklı olmamıtır. Gideon Sjoberg e göre ehirdeki çou toptancı tüccarlar küçük stoklarla küçük derecede rol oynarlardı (Naci-Ali, 2008: 642). Çok eski zamanlarda kurulmu olan pazarların kent ve ticaret hayatındaki önemi, XI. yüzyıldan sonra belirginlemeye ve bunların sayıları da artmaya balamıtır. Buna benzer bir dier örnee de Avrupa da rastlanılmaktadır. arlman ve onun büyük olu II. Charles, bu yönde çalımalar yapmılar ve pazarları büyütmülerdir. Özellikle de kiliseler, kendi nüfuz alanlarında çok sayıda pazarın kurulması için pek çok imtiyaz vermitir. Pek çok manastır ve piskoposluk, kendi ülkelerindeki pazar sayısını arttırmak için XI. ve XII. yüzyıllarda otoritelerini kullanmılardır. Pazarlar, genellikle haftalık ve aylık olarak toplanırlardı. Bazıları da yıllık olarak toplanırdı. Bunlar, panayır olarak adlandırılır ve genellikle azizlerin günlerinde toplanırlardı. Artan nüfus ve tarımsal faaliyetler, ekonominin tarımsal olmayan içilerin sayısının artmasına destek olmutur. Bütün bu faktörler, XII. ve XIII. yüzyıllarda pazarların sayısının artmasını salamıtır. XIII. yüzyılda ise yaklaık olarak ngiltere de 3000 civarında pazara imtiyaz tanınmıtır (Kawaleski, 995: 44). Ayrıca bu dönemde ngiltere de en ünlü ticaret merkezi, Hull idi. Burada 2 haftada bir pazar kurulur ve yıllık panayırlar yapılırdı. Hatta bu bölge, 297 yılında ngiltere nin en önemli 9 limanından biri olmu ve burada kaliteli yün ve deri ticareti yapılmıtır. Hull, 2 yıl sonra baımsız olarak ticarete devam etmitir (Kermode, 998: 0). Uluslararası ticaretin genilemesi ve bunların sayılarının artması, Anadolu'da da birtakım uluslararası pazar ve panayırların kurulmasına sebep oldu. Türk- slam dünyasında pazarların halkın devlet ve yönetimle ilgili bir takım bilgileri örendikleri yer olma ilevi üstlenmi oldukları da söylenebilir. Türk-slâm dünyasında uluslararası ticaret yolları üzerinde ya da orduların konakladıı yerlerde veya sınır boylarında, kentsel yerlemelerden uzak noktalarda kurulan mevsimlik ya da yıllık geçici nitelikli pazar ya da panayırlar kurulduu bilinmektedir. Bu pazar ya da panayırların süreç içinde devlet eliyle kurulan anıtsal ve kamusal ekonomik hizmet yapıları ile kentsel yerlemelere dönüstüü, Ordu Pazarı, Cuma Pazarı, Salı Pazarı, At Pazarı ehri veya Leker-i Bâzâr ya da Pârsî Bâzâr gibi yer adlarının varlıından da anlaılmaktadır (Özcan, 2006:207). Bu pazarlarla ilgili daha ayrıntılı bilgiler u eserlerde bulunmaktadır (Radloff, 957: 450-453; Mazâherî, 972: 253-254; Baykara, 975: 90-97; Togan, 982: 8; Kheirabadi, 2000: 43-49). Ortaça fuarları yada panayırları ve ehirler gibi unsurlar, Ortaça da i dünyasının geliiminde olmasa bile; ancak Ortaçaın daha geç dönemlerinde iç yapıdaki yeniliklerde önemli bir rol üstlenmilerdir (Hunt-Murray, 999: 30). Geç Ortaçalardaki fuarların sayısı yükselmeye baladıında Batı Avrupa da pazar yapılarında büyük yenilikler için bir teebbüs yoktu. Hatta uzun süreli ekonomik geliimde kurumsal bir durum da yoktu (Verlinden, 963: 50-53). Ancak Henri Pirenne, bu sayının çok olması gerektiini savunmutur. Çünkü bu pazarlar, IX. yüzyılda ortaya çıkmıtı (Pirenne,963:8-9,80-8).

- 363 - Verlinden ve Cooonaert adlı tarihçiler, bu bölgesel pazarları uluslararası olanların taklitleri ya da dejenerasyonları olarak görmülerdir (Verlinden, 963: 50-53; Coooneart, 974: 354). Pazarlarda çounlukla para yerine dei- toku adı verilen takas usulü uygulanırdı. Ayrıca buralarda büyük gezici tüccarlar bulunurdu. Zamanla cari duruma duyulan ihtiyaç daha da artmı ve bununla birlikte para deiimine ihtiyaç duyulmutur. Bu, aslında bankerliin ve kredi kurumunun rolünün nasıl baladıını kanıtlar niteliktedir. Zengin bir çiftçi, bir kent tüccarının sıradan ve stok yapmayan bir kii olarak malları satmasını isterdi. Çiftçiler, tüccarlara ya önceden ödeme yoluyla kredi verirler ya da ürün daıtıldıı sırada ödenmesine söz verme yoluyla tüccardan kredi alırlar ya da indirimli ödeme yapma konusunda uzlama salanırdı. Eer satıcının toplu parası yoksa bakent deposundan para deiimiyle ödünç alabilir ya takastan ya da tüccarın kendisinden bekledii ürünün parçasını karılık olarak alırdı. Buna denkletirme adı da verilmekteydi (Pirenne, 2009: 20). Sonuç olarak karıık bir ekonomik sistem vardı. Haftalık pazarlarda uzak mesafe ticaretiyle gerekli hale gelen takastan parasal sisteme geçilmitir ( Lopez- Raymond, 990: 53). Türk slam dünyasında ise Anadolu da Selçuklu dönemi pazar ya da panayır yerlemelerinin kökenlerinin Anadolu nun kendine özgü corafi koulları ve uluslararası ticaret potansiyeli içerisinde olutuu söylenebilir. Ayrıca üretim ve daıtım sistemi üzerindeki bölgelerde ya da Bizans-Selçuklu ve Hıristiyan ya da Müslüman ya da yerleik ya da göçebe gibi farklı sosyo-ekonomik yapıya sahip kültürler arasındaki ilikilere dayandıı düünülebilir. Ancak Anadolu daki pazar ya da panayırların uzak mesafe ticaretine yönelik mal ve ürünlerin satıldıı mevsimlik ya da yıllık geçici yerlemeler olarak kuruldukları görülmektedir (Uzunçarılı, 933: 287-29; Tongur, 940: 27-28; Turan, 977: 4-6; Faroqhi, 978: 39-85; Kırkıl, 2000: 227-232; Koca, 996: 465-484; Köymen, 986: 64-620; Cahen, 200: 32-43; Özcan, 2006: 209; Tabakolu, 2000: 26). Pazarların yerel üretimler için birer ans olduu söylenebilir. Çünkü pazarlar, uzak mesafe tüccarlarını da bu noktada cesaretlendirmekteydi. Yün, pamuk ya da düz ürünler yerel kullanıcılara verilmek üzere yerel dokuyucuların tezgahlarını donatmak için yeterli olabilirdi. Üretimin yayılması hammadde ithalatını da gerektirmekteydi. Seyahat eden tüccarlar, böylesi donanımlar da getirebilirdi. Dier taraftan bu durum, dokumacıların organize olduu yerde yani kasabada tüccarın evinde yapılan dokumadan daha ekonomik olduuna dair bir kanıt olarak gösterilebilir ( Lopez-Raymond, 990: 54). Lewis Mumford un dedii gibi düzenli olarak her hafta kurulan bir pazar yerine sahip olmak, komu köylülerle, balıkçılarla zanaatçılarla mübadele yapabilmek eklindeki en büyük ekonomik ayrıcalıın sürebilmesi, fiziksel güvenlilie ve yasal korunmaya balıydı. Böylece eski Yunan daki gibi pazara gelenler, alıveri süresince, pazaryerinin pazar haçıyla simgelenen pazar asayii tarafından korunmaktaydılar. Tüccarlar, önceleri surun hemen dıında otururken artık kentte sürekli oturmaya baladılar. Ayrıca bu dönem, eski anayol ve su yollarının yeniden kullanıma açılmasına neden olan yeni bir dönemdir ( Mumford, 2007: 35). Benzer bir durum, Selçuklu döneminde Sivas-Tokat-Amasya hattı üzerinden Yeilırmak vadisini izleyen uluslararası yolun önem kazanmasında da görülmektedir. öyle ki; bu yol, Azine pazarı nın, Hindistan dan Güney Rusya ya taınan mal ve ürünlerin alım satım ve pazarlama faaliyetlerinde kullanılmıtır. Bu yol, aynı zamanda ticaret kervanlarının hem konaklama merkezi olarak gelimi hem de bölgesel ticaret merkezi ya da pazarı haline gelmitir (Esterabadi, 990: 277; Özcan, 2006: 2). Bu durum, Türk-slam corafyasında bazı yolların corafi konumlarından dolayı zamanla önem kazanarak Pazar haline dönümesine örnek tekil etmektedir. Panayırlara gelince alımlar ve satımlar, mallarıyla birlikte gelen tüccarlar tarafından bizzat yapılıyordu. Bu panayırlara fétes yani festival adı verilmekteydi. Bu fuarlara ülkenin prensi, tüccarlara yolda taarruz edilmesini yasak eden bir geçi tezkiresi veriyordu. Tüccarlar arasındaki anlamazlıkları da hızlıca i gören bir mahkemede yargılatıyordu ki; bu usul, yerli

- 364 - töreye göre ticaret ilerine daha uygundu. XIII. yüzyılın sonuna kadar en büyük fuarlar, Champagne de türlü mal çeitleri için birbiri ardınca olmak üzere dört ehirde düzenlenmekteydi. Güneyden gelen talyan, Katalonyalı, Provenceli tüccarları burada Flander ve Alman tüccarlarla bulumaktaydılar. Tüccarlar, yanlarında nakit para taımamak için daha o zamanlardan itibaren -u anda takas odaları yoluyla yaptıımız gibi - alıveri tutarlarını birbirlerinin alacaklarına veya borçlarına yazıyorlardı (Seignobos, 960: 56). Champagne fuarları, bütün panayırlara ve pazarlara örnek tekil eden bir organizasyona sahiplerdi (Berlow,2000:7). Panayırlardaki bu borçları temizlemek için silme mekanizması denilen bir sistem gelitirilmi ve bu sistem, özellikle geç Ortaça fuarlarında ortaya çıkmıtır. Bu daha çok finans fuarlarında geç XVI. ve erken XVII. yüzyıllarda tercih edilmitir ( Börner-Hatfield, 200: 3). Zamanla bu panayırların ardından zengin burjuvalar yani gemi armatörleri hariç bütün tüccarlar, taıt ileriyle megul zanaatkarlar haline geldiler. Bunlar, ilk zamanlarda mallarını ehrin pazar yerlerine getirmekle ie baladılar; sonra aileleriyle birlikte temelli olarak evlere yerletiler ( Seignobos, 960: 50). Bu da tüccarların beendikleri pazar ve panayırların olduu kasabalara yerlemelerine dolayısıyla bu yerlerin birer kent özellii kazanmasına yardımcı oldukları anlamına gelmektedir. Örnein Chartres gibi 0.000 civarında nüfusa sahip ve ünlü katedrallere sahip kentler, hem hacılara hem de tüccarlara çeitli imkânlar sunmaktaydılar. Böylece uluslararası panayır statüsü kazanmı oluyorlardı ( Mumford, 2007: 39). Bu da aslında pazar ve panayırların kent yapısıyla olan ilikisine örnektir. Aynı ekilde bazı kaynaklarda verilen bilgilere göre, Selçuklu döneminde Azine pazarı ve Ziyâret pazarının yaklasık.400-.500 civarında bir nüfusa sahip olduu söylenebilir (Özcan, 2006: 22). Bu bilgiler ııında hem Dou hem de Batı dünyasında pazar-panayır anlayıının demografik yapıya koulsuz etki ettii söylenebilir. Bunun devamında Ortaçada ticaretin örgütlenmesiyle birlikte bu durum, tüccarların sabit noktalara yerlemesine neden olmutur. Tüccarlar, bu amaçla ulaım kolaylıklarıyla ticaretin gereksinimlerine en elverili olan, para ve mallarını güvenlik altına alabilecekleri yerlerde evlerini kuruyorlardı. Bu da onların bu tür yerlere göç etmelerine sebep oluyordu. Bunların sayıları da oldukça kalabalıktı. Tüccarlar, yolculuklarını geçtikleri yollara yapıyorlardı. Bunun sonucu olarak da ticaret merkezleri daha çok ekonomik dolaımın odak noktaları olma eilimi gösterdii yörelerde olumutur. Ancak pazarlara ramen, kent konumuna yükselemeyen yerler de vardı. Örnein, Cambrai piskoposunun 00 yılında Le Cateau-Cambrésis de; Reichenau barahibinin 00 yılında Radolfzell de kurdukları pazarlar bu türdendir (Pirenne, 2000:02-03). Yukarıdaki bilgilerden de anlaıldıı üzere, panayırlar ve pazarlar, birer para piyasası haline gelmilerdi. XII. yüzyıldan itibaren bu uygulama kredi ilemlerinin örgütlenmesine neden olmutur. Günümüzdeki poliçelerin kökeni de buraya balanabilir. Uluslararası pazarlar, aslında ehirlerin kurulmasında da büyük önem taırlardı. Ortaçada büyük uluslararası panayırlar, genellikle ülkelerin birçok yerinden gelen hacıların kutsal bir tapınaa geldikleri dinsel kutlama zamanlarında kurulurdu. Hacıların bu tür yerlere gelme zamanında, buralardaki tüccarlar, geçici olarak baka yerlere giderlerdi. Bu tür panayırlar, yılda en fazla 4 defa kurulurdu. Nizhni Novgorod kentinde olduu gibi panayır bitince artık ehir canlılık özelliini kaybederdi ( Mumford, 2007: 39).Bu tür panayırlar slam dünyasında daha erken dönemlerde Hac zamanlarında Mekke de de kurulmutur. Zamanla uzak mesafe ticaretinin yayılmasıyla birlikte bazı farklılıklar olmutur: Bunlardan birincisi güvenlik unsurudur. Uzak mesafelerde satılan malların deeri arttıkça koruma ve korunma ihtiyacı da artmaktaydı. Zengin tüccarlar, daha fakir bölgelere mallar

- 365 - götürürlerdi. Tüccarlar, kervanlarla seyahat ederlerdi. Böylesi kervanlar da sadece Dou da deil; aynı zamanda XIII. yüzyıl Avrupası nda da görülmekteydi ( Lopez- Raymond, 990: 54). kincisi ise ödemeleri ve borçları içeren takaslarla ilgili antlamalardır. Kredi tüccarlıının acil istek ve satı ötesindeki iletiimler için kurulması gerekliydi. Ticaret merkezleri dier bölgelerle balantılıydı. Ayrıca ulaım masraflarının azalması için ulaım teknolojisine gerek duyulmutur. Bu da ticaret merkezlerinin neden sürekli yer deitirdiini açıklamaktadır. Gerçekten XIII. yüzyılda da bugün olduu gibi uzun mesafe ticareti, lüks eyalar için balıca mallar ve silahlar için favoriydi denilebilir ( Lopez-Raymond, 990: 55). Yüzyıl olarak baktıımız zaman, XIII. yüzyılın dünya ekonomisinde oldukça önemli bir konuma sahip olduunu görmekteyiz. Bu özelliklerin çou da Champagne fuarlarında hissedilmektedir. Batı Avrupa nın bu noktada yerel pazardan dünya pazarına uzanı yönüne bakmak gerekir. Uzak mesafe ticaretinin yanı sıra pazarlar arasındaki mesafe de önemliydi. Hatta bunun için pazarlara imtiyaz verildii de söylenmektedir. öyle ki; XII. ve XIII. yüzyıla kadar pazar imtiyazları genellikle yerel artlara göre kraliyet kurumları tarafından yatırım yapıldıktan sonra verilirdi. XIII. yüzyılda kayıtlarda bahsedilen avukat Henry Brachton, pazarın kurulduu ilk günden balayarak komu pazarların birbirlerine zarar verme olasılıından dolayı uyarı anlamında bir belge yayınlamıtır. Ayrıca pazarların aırı derecede birbirine yakın olmasına da karı çıkılmıtır. Bu açıdan pazarlar, birbirlerine 6-23 mil arasındaki mesafeden fazla birbirlerine yakın olması yasaklanmıtı. Bu yaklaık olarak bir günlük seyahat zamanı demekti. Avukat Brachton un bu bakı açısı, bugünün tarihçileri ve yorumcuları tarafından tanınmamıtır. Ancak Ortaça pazar sahipleri özellikle de kasaba pazarları, kendilerine yakın kurulan pazarlara iddet uygulamılardır (Kawaleski, 995: 45). Bu da Brachton un görüünün doru olduunu ve de pazarların belli mesafelerde birbirlerinden uzak tutulması gerektiinin önemini ve bunun da pazarların güvenlii açısından olan gerekliliini göstermektedir. Burada u noktaya da deinmek gerekmektedir ki; XI. yüzyılın balarında Avrupa da nüfus artmaya baladı. Bu artı, ilk zamanlarda Augsburg, Brugge ve Ypres te gerçekleti. 300 lere kadar nüfus 0,000 leri buldu. Frankfurt, Danzig, Leipzig gibi ehirler küçük olmalarına ramen, birkaç bin kadar nüfusu barındırıyorlardı. Bu durum, 340 lı yıllarda Karadeniz ile balantının kesilmesine neden oldu. Aynı dönemde nüfus tekrar dütü ve XV. ve XVI. yüzyıllarda tekrar arttı. Kentlemedeki bu artı, zamanla ticaret devrimi denilen olguyu yaratmıtır (Börner-Quint, 200: 6). Bunun yanı sıra 340 yılında Paris te ise 80 bin kii yaıyordu. Venedik, Floransa ve Cenova da yaayanların sayısı da bunlara yakındı. Yeni kurumlar, ekonomik imkanlarla belirgin bir biçimde balantılıydı. Yeni pazarlar oluuyordu. Belli bir üretim dalında uzmanlama yaanan bölgelerde toplanan kurumlar da vardı. Bunların baında XII. yüzyılın sonunda Ypres, Arras ve Ghent gibi ünlü tekstil merkezlerini barındıran Flandre ile kuma dokunan dier bir bölge Toskana vardı. Cenova ve Bürüj gibi limanlar, oldukça büyük bir hinterlanda mal ve hizmet salayan denizcilik bölgelerinin metropol merkezleri oldular (Roberts, 200:97; Lane, 966: 0-2). Periyodik pazarlardan bahsedecek olursak, bunlardan Morocco oldukça önemlidir. Onun baarısı ilk olarak güvenilir malları bulundurmasından, takas ve kredi mekanizmasından kaynaklanmaktaydı. Bunlar, sürekli olarak rekabet halindeydiler (Lopez- Raymond, 990: 57). Bu bakı açısıyla bakıldıında Avrupa da pek çok ticaret rotası vardı. Bunların en önemlilerinden biri de Cenova ve Marsilya dan Fransa içlerine, kadar uzanan Champagne içindeki Rhine nehri gibi yollardı (Kırchner, 96: 220). Bu yeni rotalar, özellikle XII. yüzyılın sonundan itibaren Haçlı seferleriyle birlikte yeni pazarların kurulmasına imkan tanımıtır (Mcevedy, 2005: 72; Carreres-Tarra, 2005: 3)

- 366 - Örnein Troyes, Roma nın aslında bir sitesiydi ve Troyes de V. yüzyılda hatta daha önceden de burada periyodik olarak fuarlar kurulmutur. arlman nın teebbüsleriyle hem Troyes hem de Provence önemli merkezler olarak ticaret alanında yer edinmilerdir. arlman, Troyes i daha önemli bir merkez olarak görmekteydi. Bunun yanı sıra Brie ehri (Provence in kasabası) daha az deer görmekteydi. Burası özellikle savunma açısından daha önemliydi (Mesqui, 979: 7-8). Ayrıca Bar-Sur-Aube de önemli bir ticaret merkeziydi (Chapin, 937: 24). Kasabaların her biri nehir kenarında olduklarından su tedariki salanabiliyordu. Ayrıca su gücü kaynaının olması, endüstriyel geliime de katkıda bulunmaktaydı ( Lopez-Raymond, 990: 56). Burada una dikkat etmeliyiz ki, Flander, Bar-sur-Aube ve Lagny deki panayırlar, XII. yüzyılın sonuna kadar Ortaça ticaretinin en önemli merkezleri arasında kalmıtır. Ama bunların adı kent olarak geçmemitir. Bunun nedeni de bu panayırların gösterdikleri etkinlik ne olursa olsun ticaretin sabit bir duruma gelmesi için kalıcılık niteliinden yoksun olmasıydı. Tüccarlar, kuzey denizinden Lombardiya ya uzanan büyük yol üzerinde yer aldıkları ve buralarda özel hak ve ayrıcalıklardan yararlandıkları için adımlarını bu yerlere doru yöneltmilerdir. Ayrıca panayırlar, genellikle daha önce ticaretle uraan bir grubun bulunduu yerlerde kurulurdu. Örnein Mainz, Speyer ve Worms kentlerinde panayır kurulmamıtır. Tournai de 284 yılında, Lyden-304 yılında ve Ghent te ise XIV. yüzyılda bir panayır kurulmutur (Pirenne, 2000: 04). Geliim çizgisine baktıımız zaman, X. yüzyılda bu kasabaların ekonomilerinin zenginlemeye baladıı görülmektedir. XI. yüzyılda özellikle de XII. ve XIII. yüzyılda Kuzey Avrupa nın ekonomik alanda yaadıı Rönesans da önemli bir rol oynamıtır. Her ikisi de (Troyes ve Provence) takas ve tekstil üretimi için önemli merkezlerdi ( Lopez-Raymond, 990: 56). Bu, aynı zamanda XII. Yüzyıl Rönesansı denilen dönemin balamasına da sebep olmutur (Russ, 20: 7). Bunların önemi nereden kaynaklanmaktadır ve neden dı ticareti desteklemektedir? eklinde sorular akla gelebilir. Fernand Braudel, bu konuda farklı bir görü ileri sürmektedir. O, bu önemin kaynaını Dou ile balantısı olan talya nın ticari yönden gelien sahil ehirleri arasında yani orta yerde bulunmasına ve endüstriyel ekilde gelien tekstil bölgesi Flander in de yaygın bir buluma bölgesi olmasına balamıtır (Braudel, 984: 4). lerleyen dönemlerdeki gelimelere baktıımız zaman bu görüün doru olduunu söylemek mümkündür. Burada unu da belirtmeliyiz ki; Gino Luzzatto, Orta ve Kuzey talya nın uluslararası pazarlar düzenledii için büyük periyodik pazarlara ihtiyacı olmadıını tartımaktadır. Çünkü ticari olarak bunlar, sürekli fuarlar olarak tanınan birliklere avantaj salamılardır (Luzzatto, 958: 49-50). Burada Luzzatto, Max Weber in iyi bilinen bakı açısını yani Geç Ortaçalara kadar uluslararası fuarların pek çok özel ve sürekli kırsal ticari alarla yer deitirdii eklindeki fikrini etkilemi olabilir (Pounds, 974: 406) Görüldüü üzere Troyes ve Provence, XII. ve XIII. yüzyılın en önemli ekonomik noktalarıydı. Bu iki potansiyel nokta, Champagne panayırlarının olduu önemli merkezlerdi. Buralardaki durum öyleydi: Burası ne kuzeyde ne de güneyde bulunmaktaydı. Yani Ortaçalarda ya da öyle diyelim; buralar, Avrupa ekonomisini en iyi yansıtan ilk ticaret merkezleriydi. Bu ekonomik merkez, yıllardır bu iki bölge arasında bulunmaktadır. Champagne ve Brie de yıl içinde 6 tane panayır kurulurdu. Bu panayırlar, tüm Avrupa için önemliydi. Ticaret kervanları, Champagne ve Brie de korunan konvoylar halinde bulunurdu ( Lopez-Raymond, 990: 57). Champagne deki en önemli faktör, özgürlük ve hesap motivasyonuydu. Bunlar, düzenli olarak Fransa kralları tarafından düzenli periyotlarla toplanırdı. Tüccarlar için daha uygun dönemler yaratılırdı. Bu fuarlardaki durum, politik deil, para kaynaklıydı. Lordlar,

- 367 - gümrükteki mallardan tonlieux adı verilen vergiler alırlardı. Fuar alanları ve evler kiraya verilirdi. Lordlar, ekonomik türden her türlü maldan alınan lisans ücretlerinden sorumluydular. Ücretler, kontrat yani antlama yapıldıı zaman olan satılardan toplanırdı. Çünkü hatalar da kaydedilmekteydi (Boutiot, 870: 372).Bu nedenle özen gösterilirdi. Date 2 2 27 5 28 5 28 7 28 8 29 6 29 8-299 3 0 32 0 32 3 b3 40-34 29 2-296 vergi yenilikleri öncesi belirsiz tarihler Aaıdaki tablolar, bu hesap motivasyonuna birer örnek tekil etmektedirler. Troyes deki St. John sıcak fuarı 300 00 90 376 60 00 50 80 00-900 Tablo : Champagne fuarlarında vergi alındıına dair toplam liste. Troyesdeki St Remy souk fuarı Provinsteki St. Ayoul fuarı Provinsteki mayıs fuarı agny- su- Marne fuarı Bar-su- Aubefuarı 5 fuar için toplam - - - - - 000 700-8 2 5 00 000 800 - - 000 8-0 680 8 550 925 - - - 7 480-9 - - 90 386 554 2 8 926 84 4 383 7 620 00 6 3 40 200 320 3 60 450 2 7 50 00 760 2 290-2 - - 8 - - - - 7-05 77 55-2 60 80 52 8 60 000 8 4-00 00-900 600-800 360-4860 (Bourquelot, 867:99;Lefèvre,858:446). Tablo 2: 285-34 Yılları Arasında Champagne Fuarında Ücretlerin Alındıına dair Tam Liste arih T Tr oyes deki St. Jean fuarı Tro yes deki St. Remy fuarı Pro vinsdeki St. Ayoul fuarı Provi ns deki Mayıs fuarı agny- sur- Marne fuarı L ar- sur- Aube fuarı 285 287 288 - - - - 4 0 7 56 63 55 - - 67 86 66 - - 39-20 6 46 6 33 495-26 3 290 209 - - 340-4 9 0 (Bourquelot, 867: 99; Lefèvre, 858: 446).

- 368 - Bu tablolardaki bilgiler, Champagne fuarlarında 290 ların sonuna kadar fuarda herhangi bir gerileyiin olmadıını açıklamaktadır. Aynı zamanda fuarlar hakkındaki bu nicel bulguları ve tutarlılık analizini birinci alan yani talyan ve Provence e ait noter kayıtlarıyla gösteren, daha önce tartıılan Champagne fuarlarına ait olan mal ticareti, XIII. yüzyılın ikinci yarısında arttı. kinci alan ise Bapaume otoyol istasyonudur. Burasına 290 lı yıllarda Flandre den Fransa ya ekonomik deeri hacimli olan flemish malları bulunmaktaydı. Fakat 297den itibaren düüe geçti (Finot, 894: 56-63; Laurent, 935: 24-6). Üçüncüsü ise Villeneuve yani Chillon yakınında Cenova gölü üzerinde bulunan ve 286 yılında her gün 7.2 bales (balya)den 022 yılı için.6 bales e, 30 Kasım 294 yılını izleyen her gün düen Champagne fuarlarına gelen talyan mallarının prenslie ait yollarından biri olarak bulunmaktadır ( Schulte, 900: 64-5). Son bir nicel yani sayısal gösterge ise Alman tüccarlar tarafından ödenen kiranın Troyes deki St. Remy fuarında fuar yetkililerine verilen miktarı, 285 de 35 livre, 286 da 70 livre, 320 de 0 livre oluudur ( Schulte, 900: 65-6; Munro, 2006: 98). Burada önemli bir yeri olan memurlardan yani Champagne saymanları ya da düzenleyicilerinden bahsetmek yerinde olacaktır. Onlar, tüccarlara çok aktif bir koruma salarlardı. Tüccarlara XI. yüzyıldan daha önceki zamanlarda da güvenlik konusunda garanti verilirdi (Lourent, 935: 258). XIII. yüzyılda ise ticari ilikiler en yüksek seviyedeydi. Champagne panayırlarının her birinde Flanderli kumaçıların kendi çadırları vardı. Bunlar, kentlere göre gruplara ayrılıyorlardı. Panayır katipleri, Champagne ve Flander arasında durup dinlenmeksizin gidip geliyor ve tacirlerin mektuplarını taıyorlardı (Pirenne, 2009: 8). Champagne panayırlarının en önemli avantajının talyan ticareti ve Flander endüstrisi arasındaki ilikinin daha önceden kurulmu olmasına da balı olduunu söyleyebiliriz. Türk-slam dünyasında da eskiden beri pazarlarda vergi sistemi vardı. Özellikle de Mekke de pazar çevrelerinin sınırlarını geçmek için ihracattaki vergiler, çıkı vergisi, öür ile meks (pazara üyelik aidatı) gibi ya da ur gibi gümrük vergiler ve yabancı tüccarlara yönelik el-civarı (bölgesel bir klan için garanti ya da çevresel koruma amaçlı alınan vergi) vergileri alınmaktaydı. Bunlar, aynı zamanda tüccarların daha rahat seyahat edebilmelerini salamak içindi (Abdullah Alevi Haci Hassan, 2008: 466). Bu konuyla ilgili olarak Türk-slam dünyasında da durum aynıydı. bn Haldun, Mukaddime adlı eserinde devlet ile vergi arasında bir münasebet olduunu söylemektedir. bn Haldun, devletin yıkılmaya baladıı dönemlerde pazarlarda satılan her eyden vergi alındıını belirtmektedir (bn Haldun, 970: 58-6). Bunun yanı sıra, pazarlardan alınan vergiden baka, ehre giren ve çıkan belirli eyadan belirli vergiler alınır ki, ehir vergisinin en önemli kısmını tekil ederdi. Bu durum, Anadolu'da, bazı sahalarda, uzun süre devam etmitir (Kayaolu,98: 372). Ayrıca hukuki olarak yasalar, panayırlara ayrıcalıklı bir konum salıyordu. Panayırın üzerinde kurulduu alan özel güvenlik önlemleriyle korunuyor ve huzurun bozulması halinde aır cezalar uygulanıyordu. Örnein Avrupa daki panayırlara giden herkes, yerel büyük lordun koruması altındaydı. Panayır muhafızları (Custodes nundinarum) düzeni salıyor ve burada özel bir yetki kullanıyorlardı. Onların mühürleriyle mühürlenmi taahhüt mektupları balayıcı olarak kabul ediliyordu. Katılımı daha fazla salamak için yeni ayrıcalıklar icat ediliyordu. Örnein Cambrai de Saint Simon ve Saint Jude panayırları süresince zar atmak ve iskambil oynamak için özel bir izin çıkarılıyordu (Pirenne, 2009: 9). Pazar yerinde ise asayii bozmanın cezası aırdı. Ticaret için asayi düüncesi Homeros a kadar uzanır. Böylece kraliyet koruması altında olan ülkelerde, panayır ve pazar yerleriyle ilikili özel bir pazar hukuku ve tüccarları yargılama hakkına sahip mahkemeler ortaya çıkmıtır. ngiltere de bu mahkemelere Pie Powder Mahkemesi adı verilirdi. Bu isim, Normandiyalıların tüccarlar için kullandıkları Tozlu Ayak tabirinin ngilizce ye uyarlanmı haliydi. Böylece Ortaça kentlerini kurmak üzere mimari mühendisliin yanında din, hukuk ve standart ekonomik uygulamaların sunduu çeitli güvenceler olutu (Mumford, 2007: 38).

- 369 - Tüccarlar, bu mahkemelere alınacak kararlara uymak koulluyla gelmekteydiler. Bu mahkemenin usülü basittir, yargılama çabuktur ve hükümler hemen uygulanmaktadır. Bütün sözlemeler, borç senetleri veya ödeme vaadleri fuar katibi tarafından resmi olarak damgalanmakta ve bunlar, 30 yıl yürürlükte kalmaktadırlar (Heaton, 985: 66). Burada asıl önemli olan panayır dıında taahhüt edilmi borçlarda ya da ilenmi olan suçun cezasını çekmede ve müsadere gibi konularda panayıra gelen tüccarlara baııklıklar salanması ve panayırın güvenlii devam ettii sürece, davaların ve infazların askıya alınmasıydı. Hepsinden daha deerlisi ise, mukaddes kitabın buyruu dorultusunda murabahanın yani faiz karılıı para vermenin yasaklanmasıyla en yüksek faiz oranının belirlenene kadar bu durumun bekletilmesiydi. Gies&Gies eserlerinde Champagne fuarlarından ve kraliyet topraklarındaki yollardan geçen tüm tüccarların koruma altına alındıından bahsetmektedirler. Ayrıca sonradan Blanche of Navarre, Philip Augustus, 209 da tüm talyan ve dier yabancı tüccarları koruma altına almıtır. Aralarında güvenilir bir ba oluturmulardı. Bazen mallarıyla evlerine 3 ay süreyle gitmelerine dahi izin verilirdi (Boutiot, 870: 357; Baldwin, 986: 348). Böylece tüccarların yol boyunca güvenlii garanti altına alınmı oluyordu. Bunlar, özellikle Champagne ve Brie fuarlarında uygulanmıtır. Hatta burada çalıanlara Guards of Fair yani Fuarların Korumaları denilmitir (Lopez-Raymond, 990: 59). XIII. yüzyılın ortasında bu korumalar, birer güç haline gelmitir. Fuarların kayıtlarında bulunan antlama özetlerinde kontların kendi mühürlerinin yanında onların mühürlerinin de olması bu açıdan dikkat çekicidir (Bautier, 942-43: 58-62). Antlamadaki artlara uymayan ve borçlarını ödemeyen tüccarlar suçlu sayılırdı. Yani korumalar hata yapan borçlunun mallarını sınıflandırır ve onları kredi sahiplerinin yararına satarlardı (Bautier, 942-43: 63). Bu özelletirilmi kurumlar, Champagne ve Brie de bulunmakta ve iletilmekteydi. Bunlar, fuarların tekeli altındaydı. Bu tekelin ortadan kalkması 285 yılında gerçeklemitir. Özellikle de Fransa kralının hakimiyeti altındaki topraklarda oldu. Bununla beraber fuar kasabaları özel statülerini kaybetmilerdir. Ve baka yerlere taınmılardır. Lyon da bunlardandı. talya ve Flander arasında önemli bir buluma noktasıydı. Champagne fuarlarının çökmesindeki dier önemli bir faktör de, Flander ile olan politik durumlarıydı. Bu durum, özellikle de Flemish tüccarlarının fuarlara katılmalarının engellendii zaman ortaya çıkmıtır. Son faktör ise Fransa ya uramadan Flander e ulamak için talyanlara izin veren bir Atlantik deniz yolunun açılmasıdır ( Lopez-Raymond, 990: 59-60). Champagne fuarları neden çöktü sorusunun iki açıklaması olabilir: Birincisi uluslararası ticarette altının yerini gümü madenine bırakması ve para deiimi ve takaslarda bu metallerinde deerlerinde dalgalanmaların olması ve yankı uyandırmasıdır ( Bautier, 953: 43-4). Altının deeri gümüe göre 330-32 yılları arasında sudan ve Macaristan altınlarının Batı Avrupa da hızla artmasıyla birlikte düüe geçti. Bu tek baına bu fuarların düünü açıklayamaz. kincisi ise talya daki kuma üretimidir. XIII. yüzyılın sonuna kadar talya kumaı Flandre ve dier kuzey endüstri merkezlerinden alıyorlardı ancak XIV. yüzyılın balarında Milanese ve Florentina gibi merkezlerde artık kendi kumaını üretmeye balamıtır. Bu nedenle de tüccarlar uzak yerlere gitme ihtiyacı hissetmemilerdir ( Bautier, 953: 43). Burada u akla gelebilir. öyle ki neden 290 lar gibi geç bir tarihe kadar Champagne fuarları hala gelimeye devam ediyordu? Neden 35 önemli bir tarihtir?. Bunun açıklamasında pek çok faktörün rolü vardır. Halk otoriteleri tarafından yönetilen Champagne deki siyasi politikalar, Fransa ve Flander arasındaki çatımaların Flanders tüccarlarını etkilemesi, talyan tüccarlarının fuarlara getirdii mallardaki yasaklar vb. durumlar bu çöküü tetiklemitir. Burada unu belirtmek gerekir ki; Bautier, Fransa ve Flanders arasındaki çatımaların XIII. yüzyılın sonunda baladıını bu nedenle fuarların çöküündeki tek neden olamayacaını

- 370 - belirtmitir. Bunun sebeplerini de öyle açıklamıtır: Birincisi fuarlardaki gerileyi, 260 larda meydana gelmi olduudur; ancak bu çatımalar, 297 lerde balamıtı ( Bautier, 953: 40-2). Ancak bilinmektedir ki; bu 260 tarihi pek de desteklenmemektedir. En azından bu çöküün 290 larda baladıı savunulmaktadır. Yani 294 yılında Flemish kumaının fuarlardaki satı oranının %20 lik kısmını oluturduu bu nedenle bu çatımanın bunda çok etkisinin olamayacaıdır (Bautier, 953: 4). Bu bilgi, Bautier in 294 yılındaki Sienese irketine ait fuarlardaki kuma analizinden gelmektedir ( Bautier, 947: 9-2). Sonuç olarak diyebiliriz ki; Fransa ve ngiltere arasındaki ittifakın sonunda Fransa ve Flandre arasında 297 lerde bir çatıma olmutur. Bunun da bu çöküe dorudan etkisi vardı. 2 0cak 297 de Lagny fuarının açılıında burası Champagne nin ilk fuarda Fransızlar, bütün Flemish tüccarlarını tutukladılar, mallarını sattılar ve kraliyet hazinesine baıladılar. Flemish tüccarları 297 den itibaren olan Champagne fuarlarının beine katılamadıkları gibi uzakta kalmayı tercih ettikleri anlaılmaktadır. Ypres deki Flemish kasabasının sonuç olarak o yıl içerisinde 26.000 livre kayıpları olduu tahmin edilmektedir. Bu tüccarlar, borçlarını ödeyene kadar bu fuarlara katılmaları yasaklamıtır. Flemish ticareti, Fransa nın dier bölgelerine yönelmitir ( Laurent, 935: 2-3; Bautier, 953: 6). Laurent, 297 yılını Frank-Flemish ticari ilikilerinin kara yılı olarak tanımlamaktadır (Laurent, 935: 22). Bu durum, daha önce gösterilen tablo- de görülmektedir. Bunun yanı sıra tüccarlar, azizlerin kutsal günü olan Tousaint e ve St.Ayoul a kadar alım ve satım ilerini bitirip geri dönerlerdi. Fuarların kurulum tarihleri konusunda da pek çok çelikiler vardır. Bunun sebebi de tüccarların bu kadar uzun yolu nasıl kat edip de buralara ulamı olmalarıdır. Ancak bu durum yerel, bölgesel, uzun mesafe ticareti ve tüccarlara ayrılan zamanla alakalıydı. Fuarlar, tüccarların gelmesine 8-0 gün kala kurulurlardı. Kuma ya da dokuma fuarları açıldıı zaman o kasabada ate yakılırdı. Buna hare yani yabani hayvan denirdi. O zamana kadar hiçbir kumaın satılmasına izin verilmezdi. Resmi olarak 0 gün boyunca devam eden dokuma fuarında baka hiçbir ie izin verilmezdi. Bu durum, açıkçası fuarın kalbiydi. Çünkü burası Flander gibi uzak mesafelerden gelen tüccarları içermekteydi. Flander den gelen tüccarlar, ilenmi mallarını talya da ve Yakındou da satmak için getirirlerdi ve talyan tüccar bankerleri, Alplere dou ürünlerini takas etmek için getirirlerdi. Hare den gün sonra deri ve kürklerin satımına izin verilirdi. Bir sonraki gün baharat gibi yerli ürünlerde ticaret yapılırdı. Dokuma kuma, yabancı tüccarların en önemli ürünü iken bankerlerin varlıı ve para deiimi de gerekliydi ( Lopez-Raymond, 990: 6). Bunların çalımaları kuma satımının sonlanmasından bir ay sonra da devam ederdi. Onlar tedavülü yeniden düzenlemek, öncelikle yabancı tüccarların kendi birliklerindeki fuarların faturalarına kredi açmak, borçları yeniden ödemek ya da üçüncü döneme aktarmak vb. ileri yapmak durumundaydılar. Yaklaık olarak 52 gün boyunca fuarla ilgilenenlere bir sonraki fuara hazırlık yapmaları için ek süre verilirdi ( Lopez- Raymond, 990: 62). Bunlara benzer durumlar özellikle Basra daki çarı (pazar)larda da görülmekteydi Satıcılar, pazarlarda yerlere hasırlar sererler ve mallarını burada sergilerlerdi. Buna alıkındılar; çünkü ilk zamanlarda etrafta hasırlar yaygınlamamıtır. Vaki ye göre bir satıcı en azından güne batana kadar seçtii herhangi bir yerde veya yapabildii çarıda mallrını göstermek ister. Bazı kaynaklarda bazen muhtesibler o dönemlerde denetleme yapmak için de buralara geldikleri anlatılmaktadır. Hatta bazı küçük satıcılar dükkan önlerinde yer kiralamılardır. Bu çarı pazarların Batı dakilerden farkı, barakaların ve dükkanların demir korumalarının olmayııdır. Tüccarlar mallarını korumak için hasırlarla örtmülerdir. Kilit kullanımları ve de kamı tabakalarla korumalar daha sonra gerçeklemitir (Naci-Ali, 2008: 643). Burada unu da belirtmeliyiz ki; Basra pazarları dier pazarlar gibi temiz olmayıp oldukça kirliydi (Naci-Ali, 2008: 644).

- 37 - XII. yüzyıla gelince bu dönem, özellkle ticaret açısından Avrupa için önemlidir. Yıl içinde kurulan 6 fuar oldukça önemlidir. ki fuar Troyes te, iki tane Provence de, bir tane Lagny de ve bir tane de Bar-sur-Aube de kurulmutur. Champagne de ocak ayı ile ekim ayı arasında mutlaka bir fuar kurulurdu (Heaton, 985: 67). Bu artık bir gelenek haline gelmitir. Görüldüü üzere tüccarlar, ticarette önemli bir yere sahiplerdi. Pazar ve panayırların en önemli unsuru olan tüccarları öyle sınıflandırabiliriz ( Lopez- Raymond, 990: 62.):. Yabancılara hizmet salayan yerli tüccarlar kadar fuar kasabalarından da olan yerli tüccarlar. 2. Yaklaık olarak 60 ehirden olan tüccarları içeren ve 7 ehrin Hanse si olarak da adlandırılan (bir kent konfederasyonu olan Hanse içinde birletirilmi olan Fransız ve Flemish kasabalarından olan tüccarlar. 3. Champagne bölgelerinin batı ve güneyindeki Fransız ehirlerinden olan çeitli tüccarlar. 4. Toskanya nın içteki ehirlerinden olan Venedik ve Cenova limanlarından olan kuzey talya ehir devletlerinden olan tüccarlar. 5. spanya, Portekiz, Almanya, ngiltere, Scotland gibi daha Avrupalı olan ve birlik haline gelmemi tüccarlar. 6. Dou dan olan (Yunanistan, Kıbrıs,Suriye, Girit)tüccarlar. Bu grupların her biri fuarlara farklı birlikler halinde gelirdi. Takas sisteminde farklı bir rol oynarlardı. Uzun mesafe ticaretinde tüccarlar, üretimin artmasında önemli rol oynarlardı. Bu, özellikle Troyes ve Provence de ortaya çıkmıtır. Bu fuarlar, pek çok kiinin ehre yerlemesini salamıtır. Bunu da tarihçi Chapin (937:53) öyle tasvir etmektedir: Provence de corafi artlar, kuma endüstrisinin geliimi için uygundu. Yün Brie platosu gibi yerlerde bulunan koyunlardan salanırdı. Gerçekte koyun ve yün satıındaki artı dini kurumların temel gelir kaynaklarından birini oluturmaktaydı ( Lopez- Raymond, 990: 63). Orta Asya ve ran corafyasında kurulan pazar ya da panayırlar, genellikle ekonomik etkinliklere hizmet ederken; Anadolu da Selçuklu dönemi panayırlarından Yabanlu Panayırı orduların toplanma yeri olarak da kullanılmıtır (Özcan, 2006:207). Bu oldukça dikkat çekici olup, pazar ve panayırların kullanım amaçlarının corafyaya göre deiiklik gösterdiini vurgulamaktadır. Yukarıda bahsedilen Yabanlu panayırı, bazı kaynaklarda verilen bilgilere göre, Güney Rusya dan Sinop-Kayseri- Elbistan yoluyla Suriye nin büyük ticaret kenti Halep e ulaan Kuzey-Güney uluslararası ticaret yolu üzerinde, Kayseri yakınlarındaki Karahisar ovasında kurulmutur (Sümer, 985: -24; Sümer, 993: 3; Özcan, 2006: 209). Bu konuyla ilgili olarak, M. Brunschwig in bu konudaki çalımaları sırasında çözemedii bir sorundan kaynaklarda öyle bahsedilmektedir. Bu sorun, haftalık pazarlarla deil, belli zaman aralıkları ile tekrarlanan büyük köy panayırları ile ilgiliydi. Türkçe Panayır kelimesi, Yunanca daki panagyris dir. Bizans mparatorluunda XII. yüzyıldan beri fuarların yapıldıı binmektedir. Fakat bunlar, Helen ya da Helenletirilmi topraklarda çok daha öncelerinden beri yapılmakta olmalıdırlar. Bunlar, dinî Haç merasimleri ile birletirilmitir bu nedenle de adları panagyis dir. Dier taraftan bir gelenek daha biliyoruz ki, bu, helenik deildir. Anadolu'ya hastır, ya da Selçuk Türklerinden gelmedir. M. Brunscwig'in Osman Turan'dan örendii gibi bu panayırlar, XIII. yüzyıldan beri mevcutturlar ve içlerinden bir tanesi özel bir önem taımaktadır ki, buna Orta Anadolu'da Yabanlu Pazarı deniyordu. Yani Dou ve Uzak Dou örneklerine göre açık havada kurulan, Bozkır Pazarı ya da sahra pazarı da denilebilir (Lewis, 955: 76).

- 372 - Bu Yabanlu Panayırı, ekonomik etkinlikler açısından oldukça önemlidir. Aynı zamanda Güney Rusya ve Kırım gibi kuzey ülkelerinden gelen köle ve cariyeler ile kürk ve deri gibi ürünlerin, Hindistan, Çin, Kıbrıs, Suriye, El-Cezire, Bizans ve Venedik gibi farklı ülkelerden gelen atlas, diba gibi deerli kuma ve baharatlar ile Anadolu da Germiyan bölgesinde yetitirilen kaliteli cins Türkmen at ve katırlarının takas yoluyla satıldıı bir merkezdi. Arap, Acem, Tatar, Yahudi ve Latin çok sayıda yerli-yabancı tüccarlar Yabanlu pazarına katılmılardır (Sümer, 985: 6). Selçuklu döneminde Yabanlu panayırı nın uluslar arası anlamda önemi fazla olmakla birlikte, Yabanlu panayırı ile Avrupa daki Champagne panayırı birbirine benzemektedir. Bunların yanı sıra, Selçuklu dönemindeki üretim ve daıtım sistemi ya da corafi geçi noktalarında kurulmu bölgelerarası ticaret potansiyeline dayalı olarak vakıf yoluyla gerçekletirilen ekonomik-askeri ileve sahip kervansaray yapıları ile gelien, temel ilevi bölgesel ticaret merkezi olan Ziyaret pazarı, Yabanlu pazarı, Yılgun pazarı gibi pazar ya da panayır yerlemeleri açık kent olarak adlandırılabilir (Özcan, 2005: 84-85). Ancak Özcan a göre, bu yerlemelerin Amasya veya Tokat ya da Çorum gibi dier açık kent yerlemelerinden temel farkı savunma ilevini üstlenmi ve yüksek bir yerde kurulmu kalelere sahip olmamasıdır (Özcan, 2005: 84-85). Bu farklılıktan dolayı Selçuklu dönemi pazar ya da panayır yerlerinden gelien yerlemeler A tipi açık kentler olarak tanımlanmaktadır. A tipi açık kentlerin mekânsal kurgusu, savunma unsurundan çok ekonomik etkinliklere göre biçimlenmistir. Dolayısıyla pazar ya da panayır yerlemelerinin tipolojisi üzerinde temel etken kale ya da surlar gibi askeri yapılar deil de daha çok kervansaray ya da hanlar gibi ekonomik ve savunma unsuru olarak da ilev üstlenebilen yapılardır. Selçuklu döneminde Akça Derbend, Yunus Derbendi, Göksu Derbendi ya da Irmaksu Menzili, Zincirli Menzili, Gedük Menzili, Obruk Menzili veya Kılıç Aslan Ribâtı, Pervane Ribâtı, Kesikköprü Ribâtı gibi yer adlarının varlıı, kervansaray yapılarının Selçuklu dönemi Anadolu ulaım sisteminin ötesinde savunma sistemine de hizmet ettiini düündürmektedir (Özcan, 2006: 23). Bu yapıların özelliklerini yansıtan en iyi örnekler u eserlerde bulunmaktadır (bn Bibi, 996: I/34, 40, 98, 42, II/8, 4, 435; Aksarayî, 2000: 86, 28; Anonim Selçuk-Nâme, 952: 37; Abu l Farac, 945: 600). Bu dönem panayırlarında daha az görülen savunma kalelerine Avrupa da daha önce bahsetmi olduumuz gibi ticaretteki birinci önemli unsur olarak güvenlik konusunu ele aldıklarından doayı daha fazla rastlanmaktadır. Bu bigilerden yola çıkılarak, Selçuklu pazar ya da panayır yerlemelerinde, Selçuklu devlet görevlilerince vakıf yoluyla yaptırılan kervansarayların yapısal olarak savunma ilevi de üstlendii söylenebilir. Dolayısıyla Özcan ın verdii bilgilere göre, Anadolu pazar ya da panayır yerlemeleri, Ortaça pazar yerlemelerinin yerleim sürecine benzer nitelikte, Orta Asya ve ran Türk-slam kültür mirasının etkisinde Selçuklu egemenliindeki Anadolu corafyasına uyarlanmı ekonomik ilevlerin daha önemli olduu bir yerleim tipolojisi olarak deerlendirilebilir (Özcan, 2006: 25). Bölgesel nitelikli bir pazar olan Ziyaret pazarı ise, ekonomik etkinlik düzeyi açısından incelendiinde; lhanlılar döneminde Kırehir emiri Caca Olu Nur el-din tarafından yaptırılan bezzâzlar hanı ile bezzâz (bezciler), haffâf (kunduracılar), kassâb (kasaplar) ve hazzâin (çömlekçiler) gibi çesitli esnaf gruplarının Ziyaret pazarı içinde bulunmutur (Ocak, 978: 62-64; Özcan, 2006: 20; Kayaolu, 98: 37). Selçuklu döneminde pazar ya da panayır yerleri, Selçuklu Sultan ya da emirleri tarafından örgütlenen yapı faaliyetleri ile geitirilmitir. Dier taraftan, lhanlı döneminde yaklasık 4.000 dinar vergi geliri olduuna dair bilgilere dayanılarak, Ziyâret pazarı nın Orta Anadolu bölgesinin mal ve ürünlerinin alım-satımının yapıldıı bölgesel nitelikte bir ticaret merkezi olduu söylenebilir (Togan, 93: 25; Özcan, 2006: 20).Bu durum daha önce de

- 373 - bahsettiimiz gibi arlman ve olunun bu alandaki çalımaları desteklemesi durumuyla benzerlik göstermektedir. Selçuklu dönemindeki bir dier önemli pazar yerleimi ise, Selçuklu bakenti Konya ile Bizans bakenti Konstantinopolis (stanbul) arasında uzanan Dou- Batı uluslararası ticaret yolu üzerinde kurulmutur. Burası, Selçuklu sultanı I. Alâaddin Keykubad döneminde kaplıca ve hamam gibi salık kurumlarının yaptırılması ile salık merkezi nitelii de kazanmı olan Yılgûn pazarı dır (Özergin, 959: 43; Kayaolu, 98: 37; Turan, 970: 69; Turan, 980: 69; Turan, 998: 368; Özcan, 2006: 20). Tük-slam dünyasında sadece yerel deil; aynı zamanda uluslararası anlamda da önem kazanmı Yabanlu, Yılgun ve Ziyaret panayırı dıındakiler çounlukla yereldir. Bunların yanı sıra Avrupa da bulunan 00 kadar fuardan bazıları yalnızca yerel olarak tanınırken, bazıları da geni bir üne kavumulardır. Bilinenlerin dıındaki en önemli fuarlardan Paris yakınındaki St. Denis fuarı, ilk defa 629 yılında kurulmu ve VIII. yüzyıldan itibaren arap alım satım ilerini yürütmek üzere gelen kuzeyli tüccarlarca ziyaret edilmeye balanmıtır. Bu panayır, Merovenj dönemine kadar uzanmakta olup, Ortaçaların tarımsal dönemi boyunca tek baına varlıını sürdüren bir panayırdır (Pirenne, 2009: 5). IX. yüzyıldan itibaren Novgorod kürk fuarı olarak üne kavumutur.00 lü yıllardan itibaren de Lombardiyalılar, Flaman fuarlarını ziyaret etmeye balamılardır. Venedik teki Noel fuarı uygun Muson rüzgarlarının kefi sayesinde Hindistan dan getirilen yeni baharat arzıyla ünlüdür. ngiltere deki Sturbridge fuarı, 3 hafta boyunca devam etmekteydi. Burada ngiliz yün ve kuma tüccarları, Dou ürünlerini getiren Venedikliler ve Cenevizliler, kuma ve madeni eya satan Flamanlara, arap getiren spanyollar, Fransızlar, Rumlar ve Hansalılarla bulumaktaydılar (Heaton, 985: 67). Bu fuarlarda tüccarlar arasında farklı bir ba olumutu. Chapin bunlardan öyle bahsetmektedir: 223 yılında Thibaut IV (Blois kontu), Provence teki Bourgois deki kontun dıındaki bir kiinin kuma yapımı için Provence ehrine insanların gelmesinin yasaklanması kararını vermitir. Örnein vesayeti altında olan serf ya da ehir sakini gibi. Orada feodal ehirlerde sıınak arayan pek çok göçmen oluu hem feodal hakları ve hem de burjuva i dünyasını korumak için açıkçası bir teebbüstü ( Lopez- Raymond, 990: 63). Troyes, ekonomide önemli rol oynamaktaydı. Daha önce bahsettiimiz gibi hem ticari hem de finansal fonksiyonlar açısından oldukça önemli bir merkezdi. Feodal lordlar endüstri uzmanları ve finansörler arasındaki çizgi daha az keskindir (Abu-Lughod, 989: 64). 242 den sonra Troyes, kendi kendini yönetmek zorunda kalmıtır. Buranın 2 kiilik bir konsili vardı. Fakat bu konsilin 37 e kadar çalıtıına dair bir bilgi bulunmamaktadır (Boutiot, 870: 383). 270 li yıllarda Thibaut V, Champagne ve Brie ehirlerinin kralı gibi davranılmasını söylemitir. verenler ve tüccar bankerleri arasındaki bu durum, giderek genilemektedir. Her zanaatkar, ayrıca birer tüccardı (Gies and Gies, 969: 77) ve bu sistem, XIII. yüzyılda azalmıtır. Troyes tüccarları önce kendi paralarını yatırırlardı ve daha düük fiyatta olanı satın alırlardı. Sonradan sırasıyla dokumacıları ve istedii dokuma türünü tedarik ederdi. Teorik olarak o, ham yünü bizzat dokumacılara satar ve bitmi yünü satın alırdı; fakat o, genellikle aynı dokumacıdan satın alırdı ve bir yün tüccarı kasabadaki bir fabrikayı iletirdi (Gies and Gies, 969: 00). Troyes ve Provence in tekstil endüstrisi, açıkçası ihracat içindi. Tüccarların çou, uzaa gitmezlerdi. Onlar kendi kuma maddelerini fuar tüccarlarına satarlardı. Özellikle de Avrupa ve Yakındou da 230 dan itibaren Provence kumalarından bahsedilmektedir. 248 yılında Provence dokumaları Marsilya dan Messina ve Acre ye gönderilirdi. ki Florantine tüccarının (Nisan 277, Paris te karılaan) balantıları dahi bulunmaktadır (Chapin, 937: 44).

- 374 - Bu ekilde, yünlü kumalar dahi, Yakındou ya ulamıtır. XIV. yüzyılın en belirgin kaynaında Balducci tarafından yazılan La Pratica della Mercatura adlı eserde Champagne ketenlerinin Konstantinopolis te satıldıından bahsedilmektedir. Burada Troy ölçümleri (hala kullanımda) kullanılmıtır. En azından Acre, skenderiye, Kıbrıs ve Tunus da da görülmütür. Champagne daha erken dönemde Ortadou ile balantı kurmutur. Bu durum, bizi aırtmamalıdır. Bu balantı öyle gerçeklemitir: Champagne Kontu Henri (Liberal), Haçlılara zamanının çounu harcamıtır. Kudüs kraliçesiyle evlenmitir ve hatta XII. yüzyılın sonunda orada kral olmutur ( Lopez- Raymond, 990: 65). Kentlere gelince bunlar da ticari alıveri merkezi ilevi görmülerdir. Ticareti uzun süre bu lüks ürünler yani kuma, çivit ve baharat üstlenmitir. XII. ve XIII. yüzyıllarda Champagne fuarları bu ilerin yapıldıı en önemli merkezlerdi. talya ve Kuzey Almanya kentleri de önemli merkezlerdi. Venedikliler, Pizzalılar, Cenevizliler, Amalfililer, Astililer, Milanolular, Sienalılar, Floransalılar olmak üzere talyanlar, Amien ve Arrageliler gibi önemli konfederasyonlar vardır. Zamanla Champagne fuarlarına ulamak için deniz yoluyla uygun bir yol da gelitiren Hansalılar da vardır ( Samhaber, 963: 04-06). Böylesi tüccar birliklerinin etkisiyle gelien kentlerde de deiimler vardı. Zaten yeni Ortaça kentinin ilk belirtilerinden biri, VIII. ve XII. yüzyıllar arasında pazar yerinin Forum dan, daha güçlü bir savunabilirlie sahip olan Capitolinum Tepesine aktarılmasıydı. Pazar yeriyle birlikte kent idaresi de ortaya çıkmıtır ( Lewis Mumford, 2007: 308). Ayrıca kasabalar, XVII. yüzyıldaki Hansa ehirleri listesinde ortaya çıkmaktadır. 206 yılına kadar burada 60 tane üye bulunmaktadır. Bazıları da Londra daki Hansa birliine balıydılar. Fransız tüccarlar, fuarda farklı mallar da satarlardı. Burgundy, bunlardan biriydi. Languedoc gibi uzak yerlere de ticaret yaparlardı ( Lopez- Raymond, 990: 66). Batı Avrupa dan sonra Anadolu da Selçuklu dönemine tarihlenen dier önemli pazar yerlemeleri de öyle adlandırılmaktadır : Selçuklu döneminde Sinop yöresindeki Uzunova yaylasında her yıl ekim ayında kurulan yaklaık üç hafta süren Boyâbâd Panayırı (Baolu, 980: 27; Gordlevski, 988: 66; Özcan, 2006: 2). Konya nın kuzeybatısında kurulan Alâmeddîn-i Bazârî/Alâmeddin Pazarı (Turan, 970: 69; Kayaolu, 98: 37; Turan, 990: 09; Merçil, 200: 59; Özcan, 2006: 2). Konya-Burdur kervan yolu üzerinde kurulan Pınar Pazarı (Crane, 993: 38; Duymaz, 200:28-288; Naza-Dönmez, 2003: 28-29; Özcan, 2006: 2). XIII. yüzyılda Bizans-Selçuklu sınır bölgesinde Tunguzlu-Konya arasında uzanan Roma dönemi ticaret yolu üzerinde kurulmu olan Karahöyük Pazarı ile hububat merkezi skîyân/skoyân Pazarı (Ramsay, 960: 46,46; Baykara, 990: 097-03; Özcan, 2006: 2 ). Çankırı yakınlarında Yapraklı yaylasında yılda bir kez eylül ayında kurulan Yapraklı Panayırı ile Niksar yakınlarında kurulan Ayvas Panayırı ( Özcan, 2006: 2). Dou dünyasında da görüldüü gibi tüccarlar geldikleri yerleri yani panayır yerlerini ve onların kurulduu ehirlerdeki her eyi paylaırlardı. Balangıçta farklı kasabalardan gelen tüccarlar, deiik amaçlar için toplanırlardı. Bu tüccarların fuarlara geli amaçları da farklıydı. Bu amaçları öyle sıralayabiliriz: lk olarak güvenliklerini temin ederek fuarlara konvoy halinde seyahat etmek için katılırlardı. kinci olarak ticaretin kimlik ve beenilen terimlerini içeren ekilde çok milletli olarak hareket ederlerdi. Üçüncü olarak büyük kasabalardan olan tüccarların kendilerine ait örenci yurtları stok yerleri ve tüccar salonları olmasına ramen küçük kasabalardan olanlar personellerini niteliklerini hamallarını ve katiplerini paylaırlardı (Lopez- Raymond, 990: 66). Böylece buralarda kentleme belirtileri balamı oluyordu.

- 375 - Benzeri bir durum yine Dou dünyasında da görülmekteydi. Bir kervansarayın bulunduu yerin çevresinde önce dahili sonra da kervansaray surlarının dıına taan bir sosyoekonomik hayat ekillenmeye balıyordu. Mesela; Tokat ve Zile arasında, Sivas'dan Karadeniz limanlarına giden büyük yol üzerinde bulunan Pazar hanı ile Azine pazar hamamı gibi hanların isimleriyle buralarda birtakım pazar (panayır)lar ve bunun neticesi olarak da bazı kasabaların meydana geldii bilinmektedir (Sönmez, 2007: 32). Bu noktada Portus teriminden de bahsetmek yerinde olacaktır. Pazar ve panayırları oluturan bu tüccar grupları, XIII. ve XIV. yüzyılda ekil deitirmitir. Bu ekil deiimini Avrupa daki örneklerle öyle anlatabiliriz. Bir portus (burg ) ile pazar yada panayır yeri arasındaki fark öyledir: Pazar ya da panayırlar satıcı ve alıcıların belli aralıklarla bir araya geldikleri yerlerdi. Ancak portus sürekli bir alım-satım yeri, aralıksız bir gidi-geli merkeziydi. VII. yüzyıldan sonra Dinant, Huy, Valenciennes ve Cambrai, Portus u olan yerlerdi. Bunun sonucu olarak da bu kentler, aktarma noktalarıydı. VIII. yüzyıldaki ekonomik gerileme ve skandinav istilaları doal olarak bu kentlerin ticaretini yıktı. Eski portus un yeni bir yaam kazanması ya da Bruges, Ghent, Ypres, St.Omer ve baka yerlerde de yeni portusların kurulması, X. yüzyılda gerçeklemiti (Pirenne, 2000: 08). Bu kadar geni bir igücü yelpazesine sahip olan fuarlar, belli bir süre sonra düüe geçmitir. XIII. yüzyılın ortalarına kadar Champagne fuarları Avrupa ticareti için çok önemli bir merkez oluturmutu. Ancak büyük ticaret merkezleri sadece Fransa deildi. Aynı zamanda alçak ülkeler denilen talya, ngiltere, Scotland, skandinavya, Almanya gibi ülkeler de bunların arasındaydı. Zamanla bu pazar ve panayırlar zayıflamaya balamıtır. Özellikle slam dünyasında bu durum X. yüzyıldan itibaren açıkça görülmektedir. slam dünyasının en önemli çarı pazarlarından olan Basra çarıları o dönemlerde Zenci ve Karmati ayaklanmaları gibi politik alandaki sorunlardan dolayı azalmaya balamıtır. El-Makdisi Basra daki çarıları el-kellâ, el- Kebîr (Büyük Pazar) ve Bâbu l-câmi yani Cami kapısı pazarı olarak adlandırmaktadır. Ancak Nasır-Hüsrev ise bu pazarları farklı isimlerle vermektedir. öyle ki; Huza a çarısı, Osman çarısı ve de Kaddahin çarısı olarak adlandırmaktadır. Birinci pazar sabahları, ikinci pazar ölen üçüncü Pazar ise akamları açık tutulurdu (Naci-Ali, 2008: 645). Ayrıca saman satıcıları pazarı, el-attarin çarısı gibi ilaç ve parfüm pazarları ve de es-saydallanin denilen eczacıları pazarı, el-verrakin yani kaıt pazarı gibi malların çeitlerine göre pazarların isimleri de deiiyordu. El-Kella çarısında büyük tonajlı gemiler ve botlar vardı. Burası el-allafin gibi yem satıcıları pazarlarını da içermekteydi (Naci-Ali, 2008: 65-652). Babu l Cami çarısı ise alt çarıları da yani arap, un ve et satıcılarını da içeren geni bir çarıydı. El-Kebir pazarının ise en önemli özellii ehirde para bozmak içi kullaılan 3 pazardan biri olmasıdır. Buranın bir dier önemli özellii de Ortaça boyunca Basra ile özdelemi olan cam ve bakırcılar çarılarını da içinde barındırıyjor olmasıdır. Ayrıca Basra, kuma üretimiyle de ünlü olduu için el-bazz denilen kuma satıcıları pazarlarını da içermekteydi (Naci-Ali, 2008: 653-654). En önemli özellikleriyle bahsettiimiz Champagne fuarları, Dou ve Güney Avrupa nın mallarının satıldıı fuarlardı. Bu fuarlar, XIV. yüzyılın dönemecinde önemini kaybetmitir. Özellikle Frankfurt, Leipzig ve Scania ( Danimarka) dakiler, ticaretin merkezleri haline gelmilerdir. Hatta devamında kuzeyde özellikle madencilik ve üretim alanında fark edilir bir gelime yaanmıtır ( Kırchner, 96: 24). Dikkat edilirse VII. yüzyıldan itibaren hem sayıca artan hem de mekan olarak genileyen fuarlarda XIII. yüzyıldan itibaren bir düü söz konusudur. Fuarlar, neden önemini kaybetmeye baladı. Bu sorunun cevabını u nedenlere balayabiliriz: ( Lopez- Raymond, 990: 70):.Tüccarlar arasındaki politik ayrılıklar. 2. Champagne nin rekabet üstünlüü altında kalan Fransa ile olan birleme.

- 376-3. Bruges içindeki kuzeydeki büyük tekstil kasabaları ve Cenova ve Venedik in talyan limanları arasındaki direkt deniz balantısı özelliini taıyan Atlantik te donanmaya izin veren talyan gemi eklinin daha büyük ve yeni olması (Munro, 977: 250-252). 4. Avrupa nın büyümesini yavalatan kara veba. Güney Fransa ve talya nın nüfusunun azalmasına neden olmutur. 5.Flander in baımlılıını azaltan talya daki endüstrileme. 6. dünyasındaki deiimler ve tüccarların seyahat etmekten vazgeçmesi karılılık esaslarına göre i yapmaları istenmekteydi. Fuarların zayıflamasına sebep olan bu faktörler aslında önceden de görülmeye balanmıtı. 262 yılına kadar Flemish tüccarları, fuarları boykot ettiler. Asıl dönüm noktası denilen olay, 285 tarihinde gerçeklemitir. Fransız kral Philip, tahtın mirasçısı oldu ve zaten 274 yılında Navarre krallıını koruması altına almıtı. Champagne ve Brie ülkelerinin sol ilhakı böyle oldu. III. Henri nin küçük halefi kızı Jeanne nin lehine olacak ekilde Champagne ve Brie ülkelerini igal etmitir. O, Philip ile 284 yılında evlenmi ve bir yıl sonra Fransa kralı olmutur. Böylece Champagne nin baımsızlıının son parçası da ortadan kalkmı oldu. 302-304 yılında Flemish tüccarlarının fuarlarda etkinlii vardı. 35 yılında onların katılımları da yasaklanmıtır. Onların tekrar gelmesine izin verildii zaman ise dı alım vergilerinde sürekli artılar oldu. Ayrıca monari, Champagne ve Brie yi bitirdii anda, Fransız devleti fuarlara talyan tüccarların katılımına sınırlamalar getirdi (Lopez- Raymond, 990: 7). Bunun benzeri uygulamalar Dou dünyasında da vardı. Gerek mahalli ihtiyaç için ehrin içinde veya dıında kurulan pazarlar, gerek daha geni bir mübadele ihtiyacını tatmin eden panayırlar devletin himayesi ve kontrolü altındadır. Devlet bütün bu muamelelerden belirli bir vergi alır. Bilhassa panayırları göçebelerin veya ekiyaların baskılarından korumak için oldukça önemli bir askeri kuvvet hazır bulundurulurdu (Kayaolu, 98: 372). Hem Dou da hem de Batı daki bu durum, özellikle Avrupa da 277 yılına kadar iyi bir ekilde devam etmitir (Braudel, 984: 4). Bruges ile olan denizyolu balantılarının 297 yılına kadar devam etmesine ramen (Braudel, 973: 33; Munro, 999: 3). Deniz, zamanla daha deerli hale geldi ve Cenova örneini Venedik izledi. Görüldüü kadarıyla bunlar, Champagne fuarlarında büyük bir taraf deillerken ticaret sektöründe çok önemli bir yer edindiler ve tüm bunlar doal olarak fuarlarda zayıflamaya neden oldu ( Lopez- Raymond, 990: 7). Burada unu da belirtmeliyiz ki; XIV. yüzyılın demografik krizinin en iyi bilinen etkisi, günlük ürünlere olan talebin artıında olduu gibi sınırlı harcamadan aırı harcamaya olan dönüümdür. Mevsimsel denilen fuarlar, 350 den sonra artmaya balamıtır. Bunun için pastoral bölgeler, tahıl yetitirmek için aaı ülkelere yeniden daıtım yapılmıtır. Burada en ilginç olan fuar, Çiftlik hayvanları fuarı olup bu fuar ise aaı ve yukarı ülkelerin hepsinde vardı. Örnein Kuzey Lombardiya da çiftlik hayvanları fuarları, at tüccarlarını cezbeden yeni fuarlar yani Swiss Canton un içinden çıkmıtı. Ayrıca Piedmont, Veneto ve Güney Lombardiya da vardı (Blanchard, 986: 428-3; Mira, 955: 96-99). Kuzeydou Sicilya daki Randazzo ve Nicosia fuarları çiftlik hayvanlarını adanın dou yarısına ve Calabria ve Puglia nın güney bölgelerine doru yeniden daıtmılardı. Orta talya da Abruzzi deki Lanciano fuarları, dıarıya ihracat yapılan domuz, sıır ve koyunun ana bölgesel ticari olayıydı. Kent ve kırsal alanlardaki bu karmaık kırsal ve kent fuarları, Orta-Batı Almanya da ve aaı ülkelerdeki sıır ticaretini de yönetiyorlardı (Epstein, 992: 7). Çiftlik hayvanları fuarları sık sık kurulurdu. Cenevre daı aaısında Briançon a ait 3 fuar, papanın 378 yılında Roma ya dönüünden sonra Aignon dan gelen isteiyle ödüllendirilmiti. 378 yılında Piedmont Cenova ve Batı Lombardiya nın ticaretinin bir kısmını ele geçirmiti. 380 lerde ise Briançon, tek baına Alp lere karı her yıl 7000 koyun satmaktaydı.

- 377 - Bu fuar, 440 larda çökmeye balamıtır. Çünkü XV. yüzyılda fuarın sınırları güneye kaydı. talya ya doru daha iyi yollar yapıldı. Hatta bayilikler oluturuldu (Epstein, 992: 8). Sisteron kasabasında 352, 378 ve 400 yılarında çevre yerlere hayvan satmak için 3 defa fuar kurulurdu. Dier bölgesel fuarlar, Mons (Bergen-op-Zoom), Romorantin, Courmesmin, Chalon (Fransa da),austria da Petronell, ngiltere de Coventrey ve Colchester, orta kalitede yün ya da ketenin satıldıı pazarlardır (Epstein, 992: 8). Fuarların çou genelde iki büyük bölge arasında büyürdü. 350 ve 499 yılları arasında yarım ve iki yüzyıl boyunca var olanlar ile kıyaslandıında 88 tane büyük pazar yapılmıtır. Bunun 40 tanesi 450 den önceydi (Epstein, 992: 8). Sicilya için 392 ve 499 arasında 50 yeni fuar bayilii ve 69 fuar ise ilk kurulduklarında vardı. Naples krallıı için XV. yüzyıl boyunca 29 yeni fuar bayilii kurulmutur ve bunların 3 tanesi ise ilk teyitlerdir. Bunlar 350 den önce Sicilya daki 2 yeni bayilik ve 27 ilk teyit ve Naples deki 35-30 ile kıyaslandıında oldukça önemlidir. Ekonomik olarak daha dinamik alanlar, talya da Kuzey-Dou Val-Demone (Sicilya da), Puglia, Abruzzi-Molise ve anakaradaki Tyrrhenian sahilidir (Epstein, 992: 7-20). Görüldüü üzere Ortaça Batı corafyasındaki pazar ya da panayırların kökeni; gezgin tüccarların mal-ürünlerin güvenli bir ortamda korunması ve alım-satım faaliyetlerinin gerçeklestirilmesine dönük mekânsal gereksinimlerinin karılanması amacıyla uluslararası ticaret yollarının önemli noktalarında yıllık ya da mevsimlik olarak belirli aralıklarla toplanmasına dayanmaktadır (Kessler, 935: 524-534; Rörig, 945: 28-46; Pirenne, 2000: 02-03). XIII.-XIV. yüzyıl arasında Güney Languedoc daki Pézenas ve Montagnac iyi bir ticari bölgesel tekel oluturmulardır. Bu iki kasaba erken XIV. yüzyılda Nimes, Saint-Thibéry, Caux, Villemasne ve Lodové adlı fuarları kurulması için teebbüs etmilerdi. Ayrıca Fransa da 330 lardan sonra Forez de fuar sayısı artmı, Brittany de ve Burgundy da 400 lerden sonra artmıtır (Epstein, 992: 2). Bu artı noktasında Ortaça Batı ve Anadolu Selçuklu pazar ya da panayır yerlemeleri mekânsal kurulu ve geliim süreci açısından incelendiinde görülecektir ki; Selçuklu döneminde Anadolu da uluslararası ileve sahip Yabanlu Panayırı ile Kuzey Rusya daki Novogorod Panayırı, Kuzey Rusya-Anadolu-Suriye yönünde uzanan Kürk Yolu üzerinde kuruldukları için Ortaça Avrupasında kurulan panayırları ve Anadolu da Selçuklu dönemi panayırları ile karılatırıldıında mekânsal-ilevsel açıdan ortak kökenlere ya da etkinliklere dayanmaktadır ( Özcan, 2006: 208). Kısacası panayırların zayıflamaya balamasıyla birlikte, talyan firmaları artık Champagne ye temsilci göndermekten vazgeçti. Bruges, önem kazandı. Burada yıl boyunca ticari ilem yapabilme olanaını da buldular. XV. yüzyılda Anvers, kuzey ticaretinin merkezi oldu. Bruges in yerini aldı. hacminin çou, bu kentte her yıl kurulan dört büyük fuarın eline geçmitir. Zamanla Avrupa da ihtiyaçları karılamaz duruma gelecektir fuarlar. Bölgesel ve bölgelerarası ticaret, sürekli olarak nehirler, yol ayrımları, körfezler veya kıyılarda stratejik noktalara taınmaya balamıtır. Dou da da Özcan ın verdii bilgiler dorultusunda pazar ve panayırların durumu öyle özetlenebilir. Pazar ya da panayır yerlemelerinin ilevsel ve mekânsal kurgusu üzerinde Selçuklu Sultan ya da emirleri tarafından kurulan anıtsal ya da kamusal ekonomik hizmet kurumları olarak da kullanılan kervansaray yapı faaliyetleri oldukça belirleyicidir. Pazar ya da panayırların Anadolu da Selçuklu dönemi üretim ve daıtım sisteminin mekânsal yansımaları olarak, uzak mesafe ya da uluslar arası ya da bölgesel ticaret potansiyeli ve Anadolu nun corafi koullarına dayalı olarak kurulmu yaklaık.400-.500 nüfusa sahip açık kent olarak tanımlanabilecek sursuz yerlemelerdir. Ancak bu yerlemelerin dier açık kent yerlemelerinden temel farkı, savunma ilevini üstlenmi ve yüksek bir yerde kuurlmu kalelere sahip olmamasıdır. Bu farklılık kapsamında, Selçuklu dönemi pazar ya da panayır

- 378 - yerlerinden gelien yerlemeler A tipi açık kentler olarak tanımlanmaktadır. Pazar ya da panayırların Ortaça Batı corafyasındaki pazar ya da panayırlar ile kurulu ve geliim süreci açısından benzerlikler göstermektedirler. Tarihsel kökenlerinin Orta Asya Türk ve ran Türk- slâm yerleme kültüründeki pazar geleneine dayandıı ya da Anadolu ya taınmı bir mirası olduu ve yansımalarının Selçuklu dönemi sonrasında Osmanlı yerleim kültürüne kadar uzandıı sonucuna varılabilinir (Özcan, 2006: 25). Yani hem Batı da hem de Dou da 000-350 yılları arasında Ortaçada ticaret devrimi denilebilecek gelimeler yaanmıtır. Çeitli pazar kurumları ortaya çıkmıtır. Kısacası ticaret devriminin kalbi Ortaça kentidir ( Susman, 2006: 2). SONUÇ Gerek Ortaça gerekse de dier dönemlerdeki ticari hayatı anlayabilmek için öncelikle ticaretin en önemli unsurlarını aratırmak gerekir. Bunlardan biri ve de ticarete ekil veren unsur, pazar ve panayırlardır. Bu çalımamızda da Batı da ticaret hayatına farklı bir yön veren pazar ve panayır geleneinin önemli özelliklerini anlatmaya ve benzerlerinin Dou da da olduu pazar ve panayırları, Batı daki uygulama ekillerini ele alarak bunları Dou dünyasındakilerle karılatırmaya çalıtık. Bu deerlendirme sonuçlarını öyle sıralayabiliriz: -Görüldüü üzere pazarlar daha yerel bir nitelie sahipken, panayırlar daha uluslararası bir nitelik taımaktaydılar. Yani bunlar, sadece malların satım yerleri olmamılardır. Aynı zamanda tüccarların bir araya geldikleri ve takas sisteminden kredi sistemine kadar pek çok yeni ilemin ortaya çıkıını salayan alıverilerin yapıldıı yerler olmulardır. Bu da ticaret tarihi açısından bakıldıı zaman önemli unsurlardır. -slam dünyasındaki pazar ve panayır gelenei, Avrupa dakiler ile benzerlik göstermekle birlikte geç dönemlerde Batı daki pazar ve panayırlarda uygulanan yöntemler, slam öncesi dönemlerde bile slam ehirlerinde görülmekteydi. -Bu faktörler, XII. yüzyıl Rönesansı denilen dönemin balamasında da etkili olmutur. Ayrıca pahalı eyalar, baharat ve ipek gibi önemli ürünlerin Dou dan Bizans tan gelmesi böyle bir dönemde önemli rol oynamıtır. Bu dönem, XII. yüzyıl Rönesansı olarak adlandırılmaktadır. Her eyin kolaylıkla deiime uradıı bir dönemdir bu. Bu durum, kentsel yenilenmenin temelinde kendisini göstermektedir. -Kent olgusu, XII. yüzyıldaki Batı dünyasında dikkate deer bir boyut kazanmıtır. Bunun sebebi de pazar ve panayırlar için gelen tüccarların buralarda daha dorusu kendilerine uygun yerlerde yerleme arzularıdır. Bu da dolayısıyla kent olgusunun olumasına zemin hazırlamıtır. -XIX. yüzyılda da gerçekleen liberal reformlar arasında ilk bata Avrupa da önemli rol oynayan fuarlar gelmektedir. Aslında tamamen yok olmamılardır. Bu fuarlara karılık olarak ilk bankalar ve para deiim yerleri kurulmutur. -Pazar ve panayır gelenei, hem Avrupa da önemli hükümdarlar tarafından desteklenmi hem de özellikle Türk-slam corafyasında Selçuklular döneminde yaptırılan kervansaraylar ve hanlar ile tüccarlara destek verilmitir. -Pazarların ve panayırların kurulu yerleri, bütün corafyalarda iklim ve nüfus gibi özelliklerin uygun olduu alanlarda bulunmaktadır. Bu durum hem Avrupa hem de Türk- slam dünyası için benzer nitelikler taımaktadır. -Pazar ve panayır anlayıında en önemli ve dikkat çeken nokta, uluslararası panayırlara gelen tüccarların güvenliklerinin salanmasıdır. Bu durum Batı da gerektiinde panayır alanlarının çevresinde koruyucu surlar bulundurarak gerektiinde de çevrede korumalar bulundurularak bu salanmıtır. Bu güvenlii salama hususu, Dou ülkelerinde daha farklı gerçeklemitir. Kaleler, daha az sayıda olmakla birlikte kaçak mal alım-satımını önlemek