KARAR VERMENİN PSİKOLOJİK YÖNÜ. Karar Teorisi ve Analizi Prof. Dr. İbrahim Çil



Benzer belgeler
ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri

KİŞİLER ARASI İLİŞKİLER ve İLETİŞİM. Feriha GÜNAY Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

DAVRANIŞ BİLİMLERİ STRES

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ

TOPLUMSALLIK. Başkalarıyla Birlikte Olma Eğilimi

SINAV KAYGISI KİTAPÇIĞI

Birey ve Çevre (1-Genel)

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

ECZACI GÜZİN VELİTTİN BEKRİOĞLU MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ

DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

Sağlık Psikolojisi-Ders 8 Stres

DUYGULAR 3 DÜZEYDE INCELENEBILIR: Öznel yaşantı. Duygusal davranış. Fizyolojik olaylar

ERGENİM BEN!!! Nereden Çıktı Bu Sınav?

KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

Lion Leo İletişiminde Yetişkin Boyutu

Medeniyet Okulları REHBERLİK SERVİSİ SUNAR..

ALGI BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

Bilgi Yönetimi Öğrencilerinin Öğrenme Stilleri. Hacettepe Üniversitesi

İçerik. Duygunun Tanımı Bileşenleri Sınıflandırması Duyguların ifadesi Duygular ve psikosomatik bozukluklar Duygusal Zeka testi

GÖRSEL SANATLAR DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI NIN GENEL AMAÇLARI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF PSİKOLOJİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Sınama Durumları. Sınama durumlarını düzenlerken dikkat edilecek hususlar şunlardır:

GRUPLA PSİKOLOJİK DANIŞMA. Doç. Dr. İlhan YALÇIN

AFET PSİKOLOJİSİ. GEA Acil Durum Yönetimi Eğitimleri

ÖFKE ÖFKENİN İFADESİ. Öfke duygularıyla başa çıkmak için bilinçli ya da bilinçsiz bazı yollar kullanırız. Bunlar kısaca;

yukarıda olduğu psikolojik bir durumdur.

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. Motivasyon Motivasyon Teorileri - 3 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

Economic Policy. Opening Lecture

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

İçindekiler. Giriş. Bölüm 1: MINDFUCK ya da olasılıklarımız ve gerçek yaşamımız arasındaki boşluk 15

8-9 YAŞ ÇCUKLARININ YAŞ DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ VE OKUL-ÖDEV ÇALIŞMALARI ÖZEL ANTALYA ENVAR İLKOKULU 8-9 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM DÖNEMLERİ ÖZELLİKLERİ

İŞLETME RİSK YÖNETİMİ. Yrd. Doç. Dr. Tülay Korkusuz Polat 1/21

Uzaktangörü (Remote Viewing) Basitleştirilmiş Çizim Taslağı Düzenleme V /02/28

TTI TriMetrix. Kişisel Yetenekler Versiyonu

Varlık davranış modeli: Bu aşama her entity ye etki eden durumların tanımlandığı, modellendiği ve dokümante edildiği süreçtir.

VERİMLİ ÇALIŞMA VE MOTİVASYON

II. KADEME) Yaş Dönemi Özellikleri (ERİNLİK BULUĞ ÇAĞI)

KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

Bireysel Farklılıklar, Kişilik, Tutum, Duygu ve Değerler

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK FAKÜLTESİ MİMARLIK BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI

GÜDÜLENME. Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Giriş I

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM. Jean Piaget ve Jerome Bruner. Dr. Halise Kader ZENGĠN

Giriş: Temel Adımlar YAZILIM GELİŞTİRME YAŞAM DÖNGÜSÜ. Belirtim Yöntemleri. Belirtim Yöntemleri

Kariyer ve Profesyonel Ağlar

DUYU MOTOR DÖNEM(0-2 YAŞ)

SINAV KAYGISI ÖLÇEĞİ

9. HAFTA KARAR VERME SÜRECİ

ÇALIŞMALARIMIZ. Saygılarımla Sebahattin Dilaver Ankara /2013

Tüketici Satın Alma Davranışı Tüketici Davranışı Modeli

ÇOKLU ZEKA. Rehberlik Ve Psikolojik Danışma Servisi

UZ. DR. GÖNÜL ERDAL DAĞISTANLI

ÖFKE İLE BAŞ ETME YÖNTEMLERİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15

DAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

GELİŞİM, KALITIM ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİN BİR ÜRÜNÜDÜR.

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

ÜNİTE:1 Sorumluluk Kavramları ve İşletmelerin Sosyal Sorumlulukları. ÜNİTE:2 İş Ahlakı ve Önemi. ÜNİTE:3 İş Ahlakı ve Etik Yaklaşımlar

VYGOTSKY SİSTEMİ: KÜLTÜREL-TARİHSEL GELİŞİM KURAMI

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI SINAV KAYGISI

kavramının inşa edilmesi

KAVRAMLAR TUTUMLAR BECERİLER

Duygusal Zeka: Aile/Arkadaş şirketlerinde, KOBİ lerde, çok uluslu kurumsal yapılarda duygular ve ilişkiler

Niçin değişmek zorundayız?

UYGULAMALAI DAVRANIŞ ANALİZİ. UDA Yöntemlerinin Sorumlu Kullanımı

BÖLÜM-IV ÜRÜN GELİSTİRME İŞLEMİ Genel Problem Çözme İşlemi

1-Zihinsel kazanýmlar 2-Duyuþsal kazanýmlar 3-Bedensel kazanýmlar

Kişiler arası sevgi ve çekicilik

SOSYAL HİZMET BİLİMİNE GİRİŞ VİZE SORULARI

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme

Mantıklı Düşünme aktifken bilim ve matematik gündemdedir, yani ölçer, hesaplar, karşılaştırır, olasılıkları tahmin etmeye çalışırız.

ÇOCUK VE OYUN 7.HAFTA

STRES ÇEŞİTLERİ. Duygusal Stres Yaşamımızı direkt etkilemeyip, dolaylı olarak etkileyen strestir.

Oyun Nedir? Oyun farklı şekillerde tanımlanmıştır. Yapılan tanımların farklı olması, oyuna farklı yönlerden bakılmasındandır.

ROBOT GELİŞİM ATÖLYESİ ZİHİNSEL GELİŞİM AKIL OYUNLARI ATÖLYESİ ATÖLYESİ BİLİM ATÖLYESİ ÖĞRENCİ KOÇLUĞU MATEMETİK İNGİLİZCE ATÖLYESİ

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

DUYUSAL ve MOTOR MEKANİZMALAR

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI

Pazarlamada Kullanılan Farklı Yaklaşımlar, Teoriler ve Analiz Teknikleri

KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

BİLİŞSEL NÖROBİLİM BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

Annenin Psikolojisi İle İlgili Distosi

3/7/2010. ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİNİN YERİ ve ÖNEMİ EĞİTİM EĞİTİM ANLAYIŞLARI EĞİTİM

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI

ÖĞRENME STİLLERİ. Öğretim İlke ve Yöntemleri VI. Hafta

13. HAFTA PFS109 EĞİTİMDE PROGRAM GELİŞTİRME. Yrd.Doç. Dr. Yusuf ESER. KBUZEM. Karabük Üniversitesi

BİLİŞSEL PSİKOLOJİ VE BİLGİ İŞLEME MODELİ BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

5 YAŞ ANASINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

Transkript:

KARAR VERMENİN PSİKOLOJİK YÖNÜ 1

Bu derste; İnsanların nasıl karar verdiğini anlama daha çok psikoloji ve davranış bilimlerinin konusu olmuştur. Bu nedenle bu bölümde kararın nasıl verildiği analiz edilecektir, ağırlıklı olarak karar vermenin psikolojik yönü üzerinde durulacak, kararın iyiliğine etki eden kişisel faktörler ele alınacaktır. Karar verme, karar vericinin, genetik, psikolojik, fizyolojik, sosyolojik, ekonomik ve kültürel pek çok özelliğiyle yakından ilgilidir. Burada kendimizden kaynaklanan davranışlara ve kararlarımızın iyiliğine etkilerine dikkat çekilmektedir. Zira hayati ve maliyeti yüksek kararlar verme durumunda olan kişilerin sağlıklı bir psikolojiye sahip olması gerekmektedir. Bu bölümdeki anlatılanları başka kaynaklarda Kalitatif Karar Analizi, Davranışsal Karar Teorisi veya Karar Vermenin Psikolojik Yönü başlıklarıyla görmek de mümkündür.

Benlik kavramı ve Kararları Etkileyen Bilişsel Süreçler Karar verme insanın irade kullanması olduğu için, irade ile de benlik arasında bir ilişki vardır. Dolayısı ile karar verme benlikle(ene) doğrudan ilgilidir. Benlik sözlükte düşünen, irade kullanan insan olarak tanımlanır. Benlik bireyin kendine ilişkin bilinçli algılarından oluşur. Benlik kavramı, diğer insanlarla etkileşimde bulunduğumuzda bize ait olan ile bizim dışımızda kalanı ayırt eden bir alan gibidir. "Ben çok çalışkanım", "ben iyi bir insanım", "ben işimi seviyorum", "ben gürültüden hoşlanmam" dediğimizde kendimizi, içinde bulunduğumuz toplumun veya grubun içinde konumlandırmış oluruz. Yada nasıl ki bu evin sahibi nasıl ben isem, bütün evrenin de bir sahibi vardır gibi. İşte benlik, bu kıyaslamaları ve çıkarımları yapmak için insana verilmiştir denilebilir. Benlik kavramı ile kendimizi bizim dışımızda kalanlardan ayırır, kendimize özel bir alan oluştururuz. Oluşturduğumuz alanı korumak, geliştirmek ve sosyal etkileşim içinde konumlandırmak için de çok büyük çaba gösteririz [Cüceloğlu].

Kararlarda duygu, düşünme, sezgi ve duyuların etkisi İnsanların verdikleri kararlarda duygu, düşünme, sezgi ve duyu olarak ifade edilen dört özelliğin büyük bir etkisi vardır. Aslında verilen tüm kararlar bu özelliklerin tesirinde kalınarak verilir [Jung] Duyular ve sezgiler Şekilde görüldüğü Sezgi gibi bir birine zıt yönde karar üzerinde etki yaparlar. Duygu Karar Verici Düşünme Duyu Aynı şekilde duygu ve düşünme de birbirine zıt yönde bir etkiye sahiptirler Duygusal insanlar düşünmenin işin içine karışmasını istemezler. Kararı değer yargılarına ve inançlarına göre verirler. Öte yandan düşünmeyi esas alan mantıksal kişiler kararı fayda ve zararlarına göre değerlendirirler. Bu kişiler somut gerçekler bazında

Karar Vermede Sezginin Etkisi Sezgi doğuşla birlikte var olan bir bilgi ve gerçeği kavrama yeteneğidir. Sezgi çıkarım yaparak, gözlem yada deney yoluyla elde edilemeyen bilgileri edinme gücü olarak tanımlanır. Sezgi zihnin önemli bir işlevidir. Bilgi edinme sürecinin hem başlangıç hem de varış noktasıdır. Sezgi normalde daha fazla bilgi gerektiren bir durumda, az bir bilgi ile sonuca ulaşmadır. Karar vericinin daha önceki tecrübelerine dayalı olarak karara ulaşma sürecidir. Duyular nesneleri olduğu gibi görür ve anlar. Oysa sezgiler nesneleri görmemektedir. Onların iç yüzlerini başlangıçlarını ve kaderlerini bilmek istemektedir. Adeta yürünmemiş yolların keşfini sağlayan ve doğru dürüst tanımlanmayan yönümüz olarak ortaya çıkmaktadır. Bilinç altından gelen algılardan kararlar vermemiz akılcı görülmese de sıkça karşılaşılan durumlardandır. Farkında olmadan verdiğimiz kararların kaynağı olarak sezgi görülebilir.

İnsanlar, etik değerler veya kültüre göre karar verirler. Değerler ve etik tabanlı kararlar İnsanlar, geçmiş deneyimlere dayanarak karar verirler. Deneyime dayanan kararlar SEZGİ İnsanlar, duygulara dayanarak karar verirler. Duygu yönelimli kararlar Zihinsel bilinçaltı işleme Bilişsel tabanlı kararlar İnsanlar, karar vermeye yardımcı olmak için bilinçaltındaki verileri kullanırlar. İnsanlar, yetenek, bilgi ve eğitime dayanarak karar verirler. 22.9.2014 6

Karar Vermede Duyuların Etkisi Çevremizden gelen uyarıların (ışık, ses, koku, tat, ısı, yoğunluk vb) bedenimiz tarafından alınması süreci duyumdur. Duyum yaşantılarını yorumlama ve anlamlandırmada algılama sürecidir [Morgan].Farkında olma, algılamadan sonra olay ve nesnenin ayırıcı özelliklerini belirleme sürecidir. Farkında olma süreci belleğin kullanıldığı aşamadır. Yaklaşmakta olan arkadaşımızı tanıma süreci, önce ayak seslerini duyma veya onu görme ile başlar (duyum). Ardından onun çevredeki diğer nesnelerden farkı belirlenir (insan-diğer nesneler, tanıdıkyeni biri vb.). Bu süreç algıdır. Son olarak onun çevredeki veya tanınan başka insanlardan farkı (arkadaş-yabancı, ali-veli vb.) belirlenir. Bu süreç farkında olmadır. Duyma, algılama, farkında olma süreçlerinin sonunda olay veya nesnenin varlığıyla bize ilettiği bilgi elde edilmiş olur. Ancak henüz karar verme veya eylem söz konusu değildir. Olup biten her şey bir saniyeden kısa bir zamanda, yaklaşık 100-400 mikro saniye içinde gerçekleşmiştir. Bundan sonraki süreç karar vermek ve gerekiyorsa bir eylemde bulunmaktır [Morgan].

DÜŞÜNME TDK sözlüğüne göre: Duyum ve izlenimlerden, tasarımlardan ayrı olarak aklın bağımsız ve kendine özgü durumu. Karşılaştırmalar yapma, ayırma, birleştirme, bağlantıları ve biçimleri kavrama yetisi Düşünme: İnsanlara dünyayı modelleme, dolayısıyla amaçlarına, planlarına, sonuçlarına ve isteklerine göre onunla etkin bir şekilde ilgilenme olanağı sunan zihinsel bir süreçtir. Düşünmede bilginin işlenmesi vardır. Kavram oluşturduğumuzda, problem çözerken, karar verirken ve uslamlama yaparken bilginin maniplasyonu vardır. DÜŞÜNMEK: TDK sözlüğüne göre: Bir sonuca varmak amacıyla bilgileri incelemek, karşılaştırmak ve aradaki ilgilerden yararlanarak düşünce üretmek, zihinsel yetiler oluşturmak, muhakeme etmek: Aklından geçirmek, göz önüne getirmek: Zihniyle arayıp bulmak Akıl etmek, ne olabileceğini önceden kestirmek Tasarlamak Tasalanmak, kaygılanmak

Düşünmenin Karar Verme Üzerindeki Etkisi Düşünme, içinde bulunulan durumu anlayabilmek için yapılan amaca yönelik zihinsel süreçtir. Düşünme insan zihninin yüksek bir işlevidir. Duyum, algı, farkında olma süreçlerini düşünme sürecinin ön bileşenleri olarak değerlendirebiliriz. Karar verme ise düşünme sürecinin son aşaması olarak değerlendirilir. Düşünmek var olmanın da temelidir. Dünyada icat edilmiş ne varsa hepsi düşünmenin sayesinde yapılabilmiştir.

Düşünmenin Karar Verme Üzerindeki Etkisi Düşünme tahrik edici bir başlangıç noktasıdır. Diğer tüm davranışlar ve eylemler düşünmenin üzerine kuruludur. Karar analiziyle düşünceler açık hale getirilerek eyleme geçme kolaylaştırılmaktadır Yaygın düşünme biçimlerinden biri tümevarım biride tümdengelimdir. Teoriden yola çıkarak, ortaya atılan teoriye kanıt arama yöntemi tümdengelimdir. Gözlemden yola çıkarak teori oluşturma süreci ise tümevarım yöntemidir. Diğer yandan Analitik düşünme, bilgi ve kanıt toplama, mevcut durumu veya sorunu tanımlama (formüle etme), çözüm/karar alternatiflerini belirleme ve seçenekler arasından tercih yapma aşamalarını izler.

Karar Vermede Duyguların Etkisi İyi karar vermede duyguların önemli bir yeri vardır. Ancak çoğu zaman iyi karar vermede duygular destekten çok engeller oluşturduğu da bir gerçektir. Bu nedenle olumsuz duyguları ortadan kaldırıp doğru karar verme sürecine girmek gerekir. Örneğin, üzüntü, korku ve baskı altında iken karar verilmemelidir. Bu durumlarda insan normal halde bulunamaz. Zayıflamıştır, zayıf bir insanın vereceği kararlar da zayıf olur. Duygular, akılcı düşüncenin tersine istemli olarak oluşmamaktadırlar. Kişinin bilinci dışında da var olabilmektedirler. Duygular evrimsel olarak daha eski beyinsel tepki mekanizmalarının ürünleridir. Bilinçli ve akılcı düşünce ise daha yeni olgulardır. Karar vermek şöyle işler; birbirinden farklı davranış biçimleri sergileyen her canlı, en azında yaşamını sürdürmek için bilinçli ya da bilinçsiz, karşısına çıkan olasılıklar arasında seçim yapmak zorundadır. Yaşamın özü seçimdir. Canlıların karmaşıklığı arttıkça, karar verme süreci de karmaşıklaşıp güçleşir. Bu tip beyne sahip gerçek insanlar, daha fazla sayıda ve daha gelişmiş davranış seçenekleriyle karşı karşıyadır. Asıl önemli olan nokta, öğrenen ve gelişmiş bir beynin, yalnızca o anın çevresel koşullarına tepki vermekle kalmayarak, gelecekte olası koşullar

Kaygı Kaygı kararlar için zararlı bir duygudur. Kaygı üzüntü, sıkıntı, korku, başarısızlık duygusu, yetersiz ve aciz kalma, sonucu bilememe gibi hususların birini veya birkaçını içeren bir ruh halidir. Kaygının farkına varmak, onu tanımlamak ve şiddetini azaltmaya yönelik tedbirler almak, kaygıyı hafifletici adımlardır. Buna yönelik olarak; i) Kaygıların varlığını kabul etmek ancak onları abartmamaya çalışmak, ii) Mümkünse içinde bulunulan ortamı değiştirmek ve daha rahat bir ortama geçebilmek, iii) Ne tür çözümleri hemen ve daha sonra uygulamaya alabilirim diye planlama yapmak, vi) Kolaydan zora doğru çözüm yollarını uygulamaya koymak. Kaygılar, atılacak bu adımlarla tümüyle ortadan kaldırılmasa bile bizi rahatlatacak ve daha doğru karar vermemize yol açacaktır.

Heyecan Verilen kararın iyiliğinde heyecanın büyük etkisi vardır. Heyecan korku, kızgınlık, neşe, hüzün, yakınlık, nefret, umut ve hayret olarak sekiz sınıfta ele alınmakta bütün diğer heyecan ve duyguların bu sekizinin karışımının bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Heyecan kavramı yine olumluolumsuz, kuvvetli zayıf olarak da sınıflandırılabilir. Heyecanın oluşturduğu fizyolojik etkileri değişik şekillerde ortaya çıkar. Örneğin kan basıncı değişir ve bazı salgılar artar. Heyecan, bedenin fizyolojisini ve kimyasını değiştirirken, beynin, çevreyi algılayışı, yorumlayışı da değişecektir; mantığımız ve duygularınız etkilenecektir. Bu durumda vereceğimiz kararların iyiliği etkilenebilecektir. Öncelikle heyecanlarımızın neden olduğu davranışlarımızı kontrol altında tutabilmeyi öğrenebilmeliyiz. Nefes alma tekniklerini kullanmak, spor, terapi, grup çalışmalarına katılma, kendini ödüllendirme gibi davranışlar da son derece yararlıdır. Heyecanlarımızın, kararların iyiliğini olumsuz yönde etkilemesine izin vermemeliyiz. Bu nedenle soğukkanlı düşünme ve davranış için kendimize ya da karar konusuna zaman tanımalıyız.

Korku Kişide anlamsızlığını ve gereksizliğini bilmesine karşın, önlenemeyen, denetlenemeyen, engellenemeyen bir korku ve panik durumu vardır. Korkuların temelinde kaygı ve endişe vardır. Korkular çoğunlukla bir nesne, kişi, durum ve olaydan kaynaklanır. İnsan korktuğu ile karşılaşınca ya da onu zihninde tasarlayınca, aşırı kaygı ve sıkıntı duyar ve paniğe kapılır. Kişilerin vereceği kararların iyiliği korkuların etkisi altında kalacak ve 'Etkililik' azalacaktır. Korku; mantık yeteneğini felce uğratır, hayal gücünü ve kendine güveni yok eder, coşkuyu öldürür, inisiyatifi kişinin elinden alır, amaç belirsizliğine yol açar, ertelemeyi teşvik eder, kendini kontrolü imkansız hale getirir. İnsanın kişiliğindeki çekiciliği yok eder, doğru düşünme olasılığını ortadan kaldırır, çaba yoğunluğunu dağıtır; ısrarcılığa hakim olur, irade gücünü bir hiçe çevirir, hırsı öldürür, hafızayı bulanıklaştırır ve akla gelen her türde başarısızlığı davet eder; aşkı öldürür ve kalpteki en hassas duyguları yok eder, arkadaşlığı bozar ve yüzlerce şekilde felakete davetiye çıkarır, uykusuzluk, acı ve mutsuzluğu getirir.

Öfke Öfke aslında normal ve sağlıklı bir duygudur. Ama kontrolden çıkıp da yıkıcı hale dönüştüğünde, iş hayatında, kişisel ilişkilerde sorunlara yol açar. Sağduyumuz, öfke duygumuzu nereye kadar götüreceğimiz konusunda önümüze sınırlar koymaktadır. Ancak afetler sırasında yaşanan panik ve şok karşısında her şey karmakarışık olabilir. Öfke duygularıyla başa çıkmak için bilinçli ya da bilinçsiz bazı yollar kullanırız. Bunlar kısaca; ifade etme, bastırma ve sakinleştirmedir. Öfkeyi saldırganlıkla değil de sözel olarak ifade etmek, bunlar içinde en sağlıklı yoldur. Bunu yapabilmek için, istediklerimizin ne olduğunun farkına varmalı, bunları açık ve karşımızdakini incitmeyecek bir şekilde aktarmalıyız. İkinci yol, öfkeyi bastırmaktır. Kızgınlığınızı içinizde tutup, onu düşünmemeye çalışıyor ve dikkatinizi daha olumlu birşeylere yönlendiriyorsanız, bu yolu kullanıyorsunuz demektir. Bu bazen işe yarasa da sürekli olarak bu yolu kullanmak, çok sağlıklı olmayabilir. Öfke yaşadığınızda kendinizi sakinleştirmeye çalışmak, üçüncü seçeneğinizdir. Nefes alıp verişlerinizi, kalp atış hızınızı kontrol ederek, kendinizi fizyolojik olarak sakinleştirip, içinizdeki öfke duygusunu hafifletebilirsiniz.

Mutlu iken söz verme. Üzgünsen cevap verme. Öfkeliysen karar verme.

Öfke Öfke karşısında yapabileceğiniz tek şey bu insanlar ya da olaylar karşısında gösterdiğiniz içsel ve dışsal tepkilerinizi kontrol edebilmek, onları yapıcı bir şekilde yönetebilmektir. Hayal ederek sizi gevşetecek bir yer ya da ortamı düşüp gözünüzün önüne getirebilirsiniz. Kendi kendinize, Eyvah, herşey mahvoldu! gibi bir şeyler söylemek yerine, Dünyanın sonu değil ve buna şimdi öfkeleniyor olmam bu olayı olmamış hale getirmeyecek. diyebilirsiniz. Mantık öfkeyi yener, çünkü öfke haklı bir nedene bağlı olsa da, çok çabuk mantık sınırlarını aşabilir. Bu yüzden öfkelendiğinizi hissettiğinizde mantığınıza sığının. Öfkeli insanlar genellikle düşünmeden yargılama ve bu yargıları yönünde davranma eğilimindedirler. Bu yargılar da bazen çok gerçek dışı olabilmektedir. Eğer çok elektrikli bir tartışma içine girdiyseniz, ilk yapacağınız şey; Yavaşlayıp gösterdiğiniz tepkileri gözlemek olmalıdır. Aklınıza gelen ilk şeyi söylemeyin, yavaşlayın ve asıl söylemek istediğinizi düşünün. Aynı anda karşınızdakinin de söylediklerini duymaya ve anlamaya çalışın. Hemen cevap vermeyin. Öfkeli insanlar kendilerinin haklı ve doğru olduklarına inanırlar. Planlarını

Karar vermede Tutumlar ve Davranışların etkileri Tutumlar belirli durumlara gösterdiğimiz duygu merkezli karmaşık davranışlardır. Karar vermede davranışların etkileri değişik şekillerde kendini gösterir. Değerler: Bir seçimle yüz yüze kalan bir kimseye değerleri rehberlik eder. Burada değerler karar sürecini ve tüm insanı kuşatır. Değerler ekonomik, yasal, ahlaki yada etik sorumluluklardır. Değerler, uyumsuzluk potansiyeli, riske karşı tutumu ve kesin kararın güçlendirilmesi isteği önemli etkiye sahiptir.

Karar vermede Tutumlar ve Davranışların etkileri Uyumsuzluk Potansiyeli: Bir karar verildiği zaman çoğunlukla bir uyumsuzluk yada uyum oluşur. Sonuç olarak karar verici seçimiyle ilgili genellikle şüpheleri ve ikincil düşünmelere sahiptir. Böylesi durumlarda bir hata yapılmış olabileceği kabul edilerek uyumsuzluk azaltılır. Riske Karşı Tutumu: Bir karardaki risk miktarı üç soruya sıkı sıkıya bağlıdır; 1) Hedefler açık olarak oluşturulmuş mu? 2) Olası alternatifler hakkında bilgi var mı? 3) Olası alternatiflerle ilgili oluşacak sonuçlar belirlenmiş mi? Bunların belirlenebilme derecesi riskin derecesini belirlemektedir. Kesin Kararın Güçlendirilmesi: Rasyonel bir karar verici bir karardan geri çekildiği zaman önceki karara bağlılığı artmaktadır. Kaybedilen yada kötü bir karardan kazanacağı ve iyi bir karara karşı dönme ihtiyacı duyar.

6. Kişilik Tipleri ve Karar Verme Üzerindeki Etkileri Carl Jung un çalışmalarına dayalı olarak dört farklı kişilik kategorisi belirlenmiştir; içe dönük-dışa dönük, duyusal- sezgisel, düşünsel- duygusal ve yargısal-algısal şeklindedir. Bu temel kişilik tiplerinin verilecek kararlarla sıkı bir ilişkisi vardır. Dışa dönük, enerjisini çevresinden alır ve dışa yöneliktir. Önce yapar yaptıktan sonra etraflıca düşünür. Konuşkan ve tesir edicidirler. Etrafındaki insanlardan ve şeylerden motive edilirler. İçe dönük, enerjisini içten alır. İç alemine yönelik yaşarlar. Sakin bir enerjiye sahip, nazik, düşünme ve anlama kabiliyeti yüksek, zeki, feraset sahibidirler. Ağzı sıkı, dikkatli ve yalnızlıktan hoşlanırlar. Eylemden önce düşünür. Tek başlarına geçen zamanda daha rahattırlar. Duyusal, Gerçekçi ve ayrıntıya giderler. Bu günü yaşar. Geçmiş ait detay ve ayrıntılarda hafızası çok iyidir. Açık sözlü ve çok realisttirler. Açık ve somut bilgi isterler.

Kişilik Tipleri ve Karar Verme Üzerindeki Etkileri Sezgisel, desenleri, örüntüleri, yapıları, içerikleri, bağlantıları ve teorileri anlamaya çalışır. Daha çok gelecek yönelimlidir. Hayal gücü kuvvetli ve yeni şeyler ortay koymaya çok hayrandır. Fikirler ve büyük resim üzerinde odaklanır. Müphem ve dolambaçlı düşünmelerden rahatlar. Düşünsel, karar verirken her zaman gerçeklerden hareket ederek mantık ararlar. Nesnel ve doğrudan iş bitiricidir. Analitik ve sistematiktir. Doğal olarak tenkitçidir. Başarıyla motive edilirler. Duygusal, karar vermede kişisel duygularını kullanır. Sıcak ve dost canlıdır. Duyarlı ve diplomatiktir. Diğerlerini hoşnut etmeye çalışır. Takdir edilmekten motive edilirler. Yargılayıcı, ciddi, ağırbaşlı ve resmidirler. Önce çalışır, sonra eğlenirler. Projeyi bitirmekten en büyük zevki duyarlar. Algılayıcı, Şakacı ve dikkatsiz. Zaman ve saatin farkında değildir. Önce eğlenirler sonra çalışır. Projeye başlamaktan büyük zevk alır. Karar vericilerin hangi gruba girildiğine dair çeşitli testler yapılmıştır. Bunlarla ilgili test formlarına aşağıdaki internet sitelerinden erişmek mümkündür; http://www.humanmetrics.com/cgi-win/jtypes1.htm ve

Karar Verme Stratejileri-1 Yapılan çalışmalarda karar verme aşamasında bireylerin farklı davranışlar sergiledikleri ve bu davranışların her birinin kişinin karar verme sürecini mümkün olduğu kadar kolaylaştırmaya yönelik stratejileri olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırmalar sonucunda, kullanılan karar verme stratejilerinin farklı başlıklar altında toplama ve tanımlama ihtiyacı gündeme gelmiştir. İçtepisel Karar Vericiler: Seçenekler üzerinde yeterince düşünülmeden, içten gelindiği gibi karar verilen stratejidir. Bu kişiler karar verirken duygularının doğruya götüreceğine inanır ve hoşlarına giden seçeneğe yönelirler. Kaderci Karar Vericiler: Bu kişiler kararlarını çevresel olay veya koşullara ya da kaderlerine bırakırlar. Boyun Eğici Karar Vericiler: Bu kişiler, kendi kararlarını verirken diğer kişilerin kendileri yerine karar vermelerini isterler. Diğer kişilerin planları ile hareket etme eğilimleri vardır. Erteleyici Karar Vericiler: Bu kişiler, problemle ilgili yaklaşma biçimini ve düşüncelerini sürekli ertelerler.

Karar Verme Stratejileri-1 Kararsız Karar Vericiler: Bu stratejide karar verenler, verdiği kararı değiştirmek istemekte ve hiçbir karardan memnun olmamaktadırlar. Mantıklı Karar Vericiler: Bu kişiler, biliş ve duyguları arasında bazı dengelemeler ile akılcı bir yaklaşımı temel alırlar. Seçenekleri birbirleri ile karsılaştırabilmekte, ya birini diğerine tercih etmekte ya da her iki seçeneği eşit olarak değerlendirebilmektedirler. Kendilerine en fazla yarar getirecek olan seçeneği kabul etmekte ve risk almaktadırlar. Donup Kalarak Karar Vericiler: Bu bireyler kararın sorumluluğunu kabul ederler, fakat karara yaklaşma güçleri çok fazla olmamakta ve karar vermekte zorlanmaktadırlar. Gerçekten Kaçan Karar Vericiler: Bireylerin bir karardan kaçındığı ya da bir cevap vermede araştırmadan saptıkları stratejilerdir. Riske Girmek İstemeyen Karar Vericiler: Bu stratejide karar veren bireyler, risk düzeyi en düşük olanların kavranması ile alternatifleri sürekli eleyerek hareket ederler. Bağımsız Karar Vericiler: Bu bireyler karar verirken başka kişilerden etkilenmeden kendi kendilerine karar verirler.

Karar Verme Stratejileri-2 Scott ve Bruce (1995) davranışla ilgili terminolojinin tanımlamaları, deneye dayalı araştırmalar ve ilk teorik açıklamalara dayanarak dört karar verme stili tanımlanmıştır: 1.Rasyonel karar verme stili: Alternatiflerin mantıklı değerlendirildiği ve araştırıldığı; 2.Sezgisel karar verme stili: Önsezi ve duygulara güvenin yaşandığı; 3.Bağımlı karar verme stili: Başkalarının öneri ve yönergelerinin değerlendirildiği; 4.Kaçınma karar verme stili: Karar vermeden kaçınma eğiliminin yaşandığı yaklaşımlardır.

Karar Verme Stratejileri-3 Karar verme durumunda kullanılan dört temel strateji bulunmaktadır. Bunlar: 1. Bağımsız Karar Verme Stratejisi: İsteklerin doğrultusunda, kendi başına karar vermedir. 2. Mantıklı Karar Verme Stratejisi: Karar verme durumunda, bireyin, akılcı ve rasyonel düşünerek, olası seçenekler hakkında bilgi toplaması, her seçeneğin avantajlarım ve dezavantajlarım dikkate alması ve yaptığı değerlendirmelerin sonucunda kendisine en uygun seçeneğe yönelmesidir. 3. İçtepisel Karar Verme Stratejisi: Karar verme durumunda bireyin, olası seçenekler üzerinde yeterince düşünmeden, ani, tepkisel ve aceleci davranarak, karar verme sorununu ortadan kaldıracak bir seçeneğe yönelmesi durumuna denir. 4. Kararsızlık: Kararsız olma durumu, tereddüt; düzensizlik, istikrarsızlık.

7. Savunma Mekanizmalarının Karar Verme Üzerindeki Etkileri Davranış mekanizmalarının, vereceğimiz kararların iyiliğini etkilemesi açısından önemi büyüktür. Kaygı verici durumlar karşısında başvurulan davranış tipleridir. Kaygıların şiddetini hafifletmesi açısından sağlıklı ve normal bir davranış biçimi olarak tanımlanabilir. Ancak bu mekanizmalardan birinin veya bir kaçının sürekli olarak kullanılması halinde sağlıksız bir davranış biçimi oluşmaya başlar

Bazı savunma mekanizmalarını aşağıdaki şekilde sıralamak mümkün Bastırma: Derin kaygı doğuran düşünme bilinçaltına itilir ve yokmuş gibi davranılır Yer Değiştirme: Kaygı ve kızgınlığımızı gücümüz yeten bir kişiye yöneltme. Mantığa Bürünme: Davranışlara mazeret bulma şeklinde ortaya çıkar. İnkar: Kendi yapağımız davranışı tümden reddetme. Şakaya Vurma: Kaygı uyandıran duygu ve düşünmelerin ciddiye alınmaması. Karşıt Tepki Verme: Gerçek hissettiğimiz duygunun tam aksini yapma. Yansıtma: Kendi kusurlarını başkalarında görme davranışıdır. Özdeşleştirme: Başkalarının imrenilen özelliklerini alıp kullanma, başkası gibi davranma Yüceltme: Başkalarının kabul edemeyeceği davranışları, kabul edeceği alanlarda gösterme Soyutlama: Kaygı oluşturan durumu soyutlamalara büründürme ve gerçeklerden uzaklaşma Hayal Dünyasına Kaçma: Hayallerle yeni bir dünya kurup kaygıdan

8. İhtiyaçların Karar Verme Üzerindeki Etkileri Tatmin edilmiş ya da tatmin edilmemiş ihtiyaçlar karar verme sürecinin sağlıklı yürümesini aksatır ve kararlarının iyiliğini etkiler. Motivasyon teorisinin temeli de ihtiyaçlardır. Maslow sosyal gereksinimlerin karşılanması için bir hiyerarşi ortaya koymuştur İhtiyaçlar Maslow tarafından temel fizyolojik ihtiyaçlar, güven yani (gelecek) ihtiyacı, aidiyet (ait olma), takdir görme (saygınlık, mevki) ve kişisel bütünlük (başarı, kendini aşma) diye sıralanırken, Maslow, bu ihtiyaçların davranışları etkilediğini belirtmektedir. Özgerçekleştirme gereksinimleri Özgerçekleştirme Saygı ve statü Psikolojik gereksinimler Ait olma ve dostluk Güvenlik ve korunma Temel gereksinimler Temel fizyolojik (yeme içme)

Hislerimizle değil, verilerle karar vermeliyiz!