G R fi ÖZET. Cengiz Akkaya*



Benzer belgeler
Cengiz Akkaya*, Yusuf Sivrio lu*, Asl Sarandöl*, Selçuk K rl **

Depresyon 1. Depresyon nedir? 2. Depresyon (çökkünlük) sanıldığı kadar sık mı? 3. Depresif belirtiler ile depresyon farklı mıdır?

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

Anksiyete Belirtilerinin Eşlik Ettiği Majör Depresif Bozukluğun Tanı ve Sağaltımındaki Güçlükler

Hepatit A. HASTALIK Hepatit A n n etkeni nedir? Hepatit A n n etkeni hepatit A virüsüdür (HAV).

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onuncu kez gerçekleştirilmiştir.

Kanıta Dayalı Tıp (KDT)

24 Antidepresanların Etki Düzenekleri ve Önemi

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

İhtiyacınız, tüm sisteminizin kurumsallaşmasını sağlayacak bir kalite modeli ise

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6)

Soma Belediye Başkanlığı. Birleşme Raporu

Davranışın Fizyolojik Temelleri (PSY 315) Ders Detayları

MESS ALTIN ELDİVEN İSG YARIŞMASI BAŞVURU VE DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.9. Pazar De eri Esasl ve Pazar De eri D fl De er Esasl De erlemeler için ndirgenmifl Nakit Ak fl Analizi

SANAYİNİN KÂRLILIK ORANLARI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALDI

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

Faaliyet Alanları. 22 Aralık Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü

RUH SAĞLIĞI VE PSİKİYATRİ HEMŞİRELİĞİ EĞİTİM VE UYGULAMASI ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU ERZURUM

Majör Depresif Bozuklukta Sertralin ve Reboksetin in Etkinlik ve Güvenilirliğinin Karşılaştırılması

Çeviren: Dr. Almagül sina

Araştırma Notu 15/188

BISTEP nedir? BISTEP ne yapar?

ÖZET THE EFFECTS OF COMORBID ANXIETY SYMPTOMS TO THE TREATMENT OUTCOME OF MAJOR DEPRESSIVE DISORDER WITH VENLAFAXINE ABSTRACT

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

Tarifname KRONĠK FELÇ VE KOMA SONRASI KAS GÜÇSÜZLÜĞÜ VE KAS KÜTLESĠ KAYBINI TEDAVĠ ETMEYE YÖNELĠK

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

Sosyal fobi, insanlarýn hem sosyal hem de iþ

ST HDAM. HANEHALKI figücü ANKET SONUÇLARI. Erkek

Ağrı ve psikiyatrik yaklaşım. Prof.Dr.Aslı Sarandöl Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

Davranışçı Yaklaşımda Öğrenme Kuramları

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

Tarifname S-ADONEZİLHOMOSİSTEİN HİDROLAZ BASKILAYICI NİTELİK GÖSTEREN, SİMPLOSOSİT TÜREVLERİNİ İÇEREN BİR KOMPOZİSYON

Proje ve Programların Değerlendirmesi.

United Technologies Corporation. Tedarikçilerden fl Hediyeleri

Uzaktan Algılama Teknolojileri

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

Ders içeriği (10. Hafta)

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

İÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

HİZMET ALIMINA İLİŞKİN BASINDA ÇIKAN SON HABERLER

Dr. Mustafa Melih Çulha

DENEY NO: 9 ÜÇ EKSENLİ BASMA DAYANIMI DENEYİ (TRIAXIAL COMPRESSIVE STRENGTH TEST)

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

AFET YÖNETİMİ. Harita 13 - Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası. Kaynak: AFAD, Deprem Dairesi Başkanlığı. AFYONKARAHİSAR 2015

Biçimli ve güzel bacaklara sahip olmak isteyen kadınlar, estetik cerrahların

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl

ĐHRACAT AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Metin Taş

TMS 19 ÇALIfiANLARA SA LANAN FAYDALAR. Yrd. Doç. Dr. Volkan DEM R Galatasaray Üniversitesi Muhasebe-Finansman Anabilim Dal Ö retim Üyesi

TEMEL İSTATİSTİK KAVRAMLAR

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

GAZLAR ÖRNEK 16: ÖRNEK 17: X (g) Y (g) Z (g)

Bülent Gündağ Mert ile Söyleşi

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Yazma Becerileri 2 YDA

KATEGORİSEL VERİ ANALİZİ (χ 2 testi)

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)

İYON DEĞİŞİMİ AMAÇ : TEORİK BİLGİLER :

MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY

uzman yaklaşımı Branş Analizi öğretim teknolojileri ve materyal tasarımı Dr. Levent VEZNEDAROĞLU


6. SINIF MATEMAT K DERS ÜN TELEND R LM fi YILLIK PLAN

SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi Asinetobakterli Hastalarda DAS Uygulamalar ve yilefltirme Çabalar

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Tarifname DEPRESYON TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON

Başarılı bir yöneticide bulunan özellikler ve bunları kazanma yolları Yöneticiler, görev yaptıkları örgütlerin amaçlarını etkin ve verimli olarak gerç

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

Daha Ne Kadar Sessiz Kalacaksınız?

Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör;

ORHAN YILMAZ (*) B SAYILI YASADA YAPILAN DE fi KL KLER:

TEKSTİL TEKNOLOJİSİ TERBİYE DİJİTAL BASKI DESENCİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

REW İSTANBUL 2016 FUAR SONUÇ RAPORU

standartlar Standartlar ve Sertifikalar sertifika

Tarifname. MADDE BAĞIMLILIĞININ TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK OLUġTURULMUġ BĠR FORMÜLASYON

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

Psikopatolojiye Giriş (PSY 301) Ders Detayları

İKİ BOYUTLU GÖRSEL ARAÇLAR HARİTALAR

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif

Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme

F Z K BASINÇ. Kavram Dersaneleri 42

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

Kursların Genel Görünümü

Topluma Hizmet Uygulamaları ve Altındağ Belediyesi İş Birliği Örneği

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

Bipolar afektif bozukluk nedir?

Uluslararas De erleme Uygulamas 2 Borç Verme Amac na Yönelik De erleme

VERG NCELEMELER NDE MAL YET TESP T ED LEMEYEN GAYR MENKUL SATIfiLARININ, MAL YET N N TESP T NDE ZLEN LEN YÖNTEM

Beynimizi Nas l De ifltiriyor? Çeviri: DEN Z BENER

OSD Basın Bülteni. 09 Ocak 2014 ÖZET DEĞERLENDİRME PAZAR

ÜN TE II L M T. Limit Sa dan ve Soldan Limit Özel Fonksiyonlarda Limit Limit Teoremleri Belirsizlik Durumlar Örnekler

Fon Bülteni Haziran Önce Sen

K atma de er vergisi, harcamalar üzerinden al nan vergilerin en geliflmifl ve

KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ

performansi_olcmek 8/25/10 4:36 PM Page 1 Performans Ölçmek

ÜN TE. ÖLÇÜP TARTALIM, GERÇEKLERE ULAfiALIM. S v lar Ölçelim, Nesneleri Tartal m

Emeklilik Taahhütlerinin Aktüeryal Değerlemesi BP Petrolleri A.Ş.

Almanca da Sıfatlar (Adjektive) ve Sıfat Tamlamaları - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

KONYA TİCARET ODASI İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

CSD-OS İşletim Sistemi Projesi - Fonksiyon Açıklama Standardı

Transkript:

D EPRESYON ET YOLOJ S NDE SEROTON N ve NORADRENAL N G R fi Cengiz Akkaya* ÖZET Depresyon s k görülen, uzun süreli ataklar olan, yüksek süre enleflme, depreflme ve yineleme oranlar gösteren, ciddi fiziksel ve psikososyal yeti kayb na neden olan son derece y - k c bir bozukluktur. Depresyonun neden oldu u yeti kayb sosyal ve meslekî alanlarda olabilir ve kiflinin âile düzeni ile ekonomik durumuna ciddi olumsuz etkiler yapabilir. Bununla birlikte depresyon birey kadar çevresi ve bak m n üstlenenler üzerinde de ciddi olumsuz etkiler yarat r. Hayat boyu yayg nl - n n %17-19 ve bir y ll k yayg nl n n ise %1-9 aras nda oldu u bildirilen Majör Depresif Bozukluk (MDB) de, özk y m giriflimi sonucu ölüm oran n n %15 oldu u ve özk y m sonucu ölümlerin yaklafl k %50 sinden MDB nin sorumlu oldu u bildirilmifltir. Bu nedenlerle MDB ciddi bir halk sa l problemi olarak öne ç kmaktad r. Üstelik depresyon, kolayca tan - nan ve tedavi edilen bir bozukluk oldu u yönündeki önyarg ya ra men yeterince tan s konamayan ve tedavisi yap lamayan bir bozukluktur. Son y llarda depresyonun süre en ve tekrarlay c bir seyir gösterdi i üzerinde s k durulmaktad r (Davis ve Glassman 1989, Angst 1992, 1999) ve psikiyatrlar aras nda son y llar n en önemli bak fl aç s de iflimi MDB nin akut bir bozukluktan çok süre en bir rahats zl k olarak Depresyon s k görülen, uzun süreli ataklar olan, yüksek süre enleflme, depreflme ve yineleme oranlar gösteren, ciddi fiziksel ve psikososyal yeti kayb na neden olan son derece y k c bir bozukluktur. Depresyon etiyolojisini nörotransmitter sistemleri ile aç klamaya çal flan çal flmalar sonucunda elde edilen veriler, hem noradrenerjik hem de serotonerjik sistemlerin antidepresanlar n oluflturdu u olumlu etki ile iliflkili oldu unu düflündürmektedir. Fakat depresyona neden olan özgün bozukluk hâlâ belirsizdir ve kiflisel farkl l klar göstermesi olas d r. Serotonin ve noradrenalin üzerinden seçici olarak etki eden ajanlar n, etkilerini gösterebilmeleri için serotonerjik ve noradrenerjik sistemlerin birbirleri ile etkileflime girmelerine gerek olmayabilir yâni etkilerini farkl ve birbirinden uzak mekanizmalarla gösteriyor olabilirler. Buna ra men serotonerjik veya noradrenerjik nörotransmisyonun aktive olmas n n bâz ara süreçler ve ortak yollar üzerinde benzer etki yaratarak, depresyonda bir iyiye gidifle neden oldu u da gösterilmifltir. Noradrenalinin depresyon tedavisindeki önemi üzerine artan bilgi birikimimiz göstermifltir ki, noradrenerjik nörotransmisyonda tek bafl na bir de ifliklik ile yaln zca serotonerjik nörotransmisyonda meydana gelen bir de ifliklik ile aç klanamad gibi, depresyon etyolojisini aç klamak mümkün de ildir. Di er nörotransmitterlerle olan etkileflimleri de içine alan anomâliler depresyonun zeminini oluflturuyor olabilir. Son zamanlarda yo unluk kazanan bâz görüfllere göre, antidepresan aktivitesini birden fazla mekanizma arac l yla gösteren ilâçlar n, tek bir etki mekanizmas na sâhip ilâçlardan daha iyi etki sa lad klar na inan lmaktad r. Anahtar Kelimeler: serotonin, noradrenalin, depresyon SEROTONIN AND NORADRENALIN IN THE ETIOLOGY OF DEPRESSION ABSTRACT Depression is a frequent psychiatric disorder with long periods of episodes and a high risk of relapse, recurrence and chronicity. Depressive episodes may be deteriorating, and result in physical and psychiatric disabilities. Data from the studies testing the role of neurotransmitters in the etiology, suggest the efficacy of noradrenergic as well as serotonergic drugs in the treatment of depression. Although the efficacy of antidepressants is related to these neurotransmitter systems, the etiology of depression remains unknown and possibly showing personal differences. Serotonergic and noradrenergic systems may not need to be related in the efficacy of antidepressants selective to serotonin or to noradrenalin in treating depression. But opposite to this data different researches suggest that, antidepressants may be selective to serotonin or to noradrenalin but their efficacy in treating depression may also share a common pathway. Nor a specific noradrenergic neither a specific serotonergic dysfunction hypothesis is adequate to clarify the etiology. Interaction between serotonin, noradrenalin and other neurotransmitters may be complicating the etiology of depression. Some of the recent researches suggest that antidepressants acting on both serotonin and noradrenalin systems are more effective than drugs acting specifically on one neurotransmitter system. Keywords: serotonin, noradrenalin, depression kabûl edilmesidir (Judd 1997). Geçirilen her ata- n bir atak geliflme riskini artt rd da bilinmektedir; depresyon ata geçiren bir kiflinin, ikinci bir depresyon ata geçirme ihtimâli 2 y l içinde %40, 5 y l içinde %60, 10 y l içinde %75 ve 15 y l içinde %85 olarak bildirilmifltir. Bununla * Uzman Psikiyatri Tlf. Uluda Üniversitesi T p Fakültes Psikiyatri Anabilim Dal 16059 Görükle, BURSA / Tel: +90 224 442 84 00 / 1791 e-mail: cakkaya@uludag.edu.tr S Y M P O S I U M Yeni Symposium 43 (3): 91-96, 2005 91

birlikte, bir depresif ata olan kiflilerin yaklafl k üçte biri en az iki y l süren süre en bir seyir gösterirler ve bu kifliler genellikle depresif ataklar aras nda da tam olarak düzelmezler (Keller 2001). K saca MDB, mortalite, morbidite ve komorbidite riskini büyük ölçüde artt ran ciddi bir rahats zl kt r (Kessler ve ark. 1994). MDB nin ve di er depresif bozukluklar n etiyolojisinde yer alan biyolojik etkenlerin varl na iliflkin kuramlar uzun y llard r ortaya konmaktad r. 1950 lerde monoamin oksidaz inhibitörlerinin (MAO ) ve trisiklik antidepresanlar n (TSA) psikiyatrik bozukluklar n tedavisinde kullan lmaya bafllanmas yla birlikte, Monoamin Hipotezi ortaya at lm fl ve duygudurum bozukluklar, depresyonun biyolojik etiyopatogenezi, nörotransmitterler ve nöroendokrin özellikler konusunda say s z araflt rmalar yap lm flt r. Monoamin hipotezi, üç biyojenik aminden (serotonin, noradrenalin, dopamin) birisinin eksikli inin ve ifllevlerinde ortaya ç kan azalman n veya reseptörlerindeki say ve duyarl l ktaki art fl n depresyonun alt nda yatan biyolojik düzenek oldu unu ileri sürer. Bu varsay m, ilk oluflturuldu unda özellikle fonksiyonel olarak önemli reseptör bölgelerinde noradrenalinin (NA) tam veya k smî yetersizli inin depresyonun nedeni oldu u düflünülmüfltür. Ancak yaklafl k 35 y l önce, depresif bozukluklar n beyinde serotonin (5-HT) düzeyindeki azalma sonucu geliflti i düflüncesini öne süren Serotonin/ ndolamin Hipotezi ortaya at lm flt r. Bu hipotez seçici serotonin gerial m inhibitörlerinin (SSG ) depresyon tedavisindeki etkililiklerinin gözlenmesi ile destek bulmufltur. Serotonerjik sistem üzerinden etki eden SSG serotonerjik nöronlar n dentrit ve aksonlar ndaki serotoninin aktif ve enerji gerektiren bir süreç sonunda geri al m ndan sorumlu, sodyuma ve s - ya ba ml serotonin tafl y c lar nda blokaja sebep olarak serotonin düzeyini hem akson terminalinde hem de somatodendritik alanda artt r rlar. Somatodendritik alandaki bir otoreseptör olan 5- HT1a reseptörlerinde, bu art fl takiben bir afla - ya-regülasyon ve duyars zlaflma meydana gelir. As l görevi serotonin sal verilmesini sürekli olarak bask lamak olan bu reseptörün, bu de iflimiyle bask lama azal r ve bir dezinhibisyon oluflur. Bunun sonucu olarak, akson terminallerinden sal verilen serotonin miktar ndaki art fl h zlan r ve post-sinaptik reseptör alanlar ndaki serotonin miktar artar. Ancak geri-al m inhibitörünün etkisinin ilâc al r almaz bafllamas na ra men, yukar - da özetlenen düzene e ba l olarak antidepresan etki için birkaç hafta beklemek gerekir. Sonuç olarak ta prefrontal korteksteki serotonin art fl - n n depresyonu giderdi ine ve 5-HT1a, 5-HT2a ve 5-HT2c reseptörlerinin depresyonda rol oynayan reseptörler oldu una inan lmaktad r (Racagni ve Brunello 1999, Stahl 1998). Çal flmalar n büyük ölçüde SSG üzerine odaklanmas yla, tüm antidepresanlar n etkilili indeki son ortak yolun en bafltaki nörobiyolojik etkilerinden ba ms z olarak serotonin nörotransmisyonunu artt rmak oldu u üzerinde görüfl birli ine var lm fl ve noradrenalinin depresyondaki rolünden uzaklafl lm flt r (Delgado ve Moreno 2000). Ancak, günümüzde yap lan ileri çal flmalardan elde edilen sonuçlar, azalm fl beyin serotonin ifllevlerinin depresyona özgül olmad n ve birçok de iflik bozuklukta ortaya ç kabilece ini göstermektedir. Serotoninerjik yolaklar n beyinde izole yolaklar olmay p birçok di er nörotransmitter yolaklar ile önemli kesiflmelerinin saptanmas, depresyonun etiyolojisinin aç klanmas nda serotoninin tek bafl na yeterli olmad n düflündürmektedir. Son çal flmalar, noradrenalinin önemi üzerinde durmakta (Anand ve Charney 2000) ve depresyonda kapsanan nörotransmitter sistemleri hakk ndaki görüfller özellikle, noradrenalin ve serotonin üzerine odaklanmaktad r (Tamam ve Zeren 2002). Noradrenerjik sistem ve bu sistem üzerinden etki eden antidepresanlar n yapt klar de ifliklikler hakk ndaki bilgilerimiz daha s n rl d r. Noradrenalin eksikli i, alfa-2 ve beta reseptör disfonksiyonlar ile ilgili çeflitli iddialar bulunmakla birlikte depresyon etiyolojisinde, korteksteki beta-1 reseptörlerinin önemli bir rol oynad na inan lmaktad r. Noradrenerjik etkili antidepresanlar n NA geri-al m n bloke etmeleri ve sinaptik aral kta NA miktar n artt rmalar ile reseptörlerde meydana gelen de ifliklikler ise hâlen net de ildir. Ancak beta-adrenoseptörlerdeki afla - regülasyonun antidepresan cevap aç s ndan bir gösterge oldu u vurgulanmaktad r (Racagni ve Brunello 1999, Leonard 1997). Serotonerjik ve Noradrenerjik Sistemler Depresyonun fizyopatolojisi aç s ndan çok önemli olduklar s k s k vurgulanan, serotonerjik ve noradrenerjik sistemlerin özellikleri flu flekilde özetlenebilir: * Noradrenerjik sistem nöronlar n n yaklafl k %50 si lokus seruleustad r. Santral noradrenerjik nöronlar ön beyini, serebellumu ve spinal kordu içine alan birçok sinir sistemi bölgesine projeksiyonlar yaparlar. Santral noradrenerjik nöronlar 92 Yeni Symposium 43 (3): 91-96, 2005 S Y M P O S I U M

retiküler aktive edici sistemin bir parças d r ve uyan kl k ile uyar lmay devam ettirmede önemli bir rol oynarlar. Ayr ca çevreye karfl verilen tepkilerin kontrol edilmesi, dikkat, ö renme, bellek, duygudurumun düzenlenmesi, dürtü kontrolü ve motivasyon seviyeleri üzerine de etkilidirler (Tamam ve Zeren 2002). Serotonerjik sistemin nöronlar ise neredeyse tümüyle beyinde ve rafe nukleuslar nda, orta beyinden medulla oblangataya uzanan bir hat üzerindedirler. Serotonerjik sistemin duygudurum düzenlenmesi, korku ve anksiyete, ö renme ve bellek, biliflsel kontrol, ifltah ve yemenin düzenlenmesi, uyku, cinsel ifllevler, dürtü kontrolü, geliflimsel davran fl n düzenlenmesi, impulsivite ve irritabilite üzerine etkili oldu u düflünülmektedir (U uz ve Yurdagül 2002). Depresyon etiyolojisini aç klamaya yönelik bâz deplesyon (nöron yolaklar ndaki nörotransmitter depolar n n boflalt lmas ) çal flmalar neticesinde antidepresan ilâç aktivitesinin tek bir mekanizmas n n olamayaca, hem serotoninin hem de noradrenalinin önemli oldu u fleklinde bir hipotez ortaya at lm flt r. Monoamin ve serotonin hipotezlerinde iddia edilenin aksine depresyonun ortaya ç kabilmesi için monoamin seviyesindeki basit bir de ifliklikten daha fazlas na ihtiyaç oldu u gözükmektedir. E er depresyona neden olan bozukluk, bâz nöronlar n NA ve 5-HT ye uygun olarak cevap verebilme yetene indeyse, bu nörotransmitterlerin seviyesindeki âni bir art fl n depresyonu düzeltmiyor ve âni bir düflüflün depresyonu kötülefltirmiyor olmas nas l aç klanabilir? Biliyoruz ki antidepresanlar n verilmesi ile olumlu cevab n oluflmas aras nda önemli bir zaman (yaklafl k 2-6 hafta) vard r. Bu antidepresanlar n, postsinaptik nöronlar n monoaminlere cevap verme yeteneklerinde bir de iflikli e neden olarak etki etmelerine ba l olabilir. Acaba bu de- ifliklik olduktan sonra monoamin seviyelerindeki her hangi bir de iflikli in nas l bir etkisi olabilir? Postsinaptik reseptörlerin fonksiyonlar ndaki anomâli subsellüler olabilir. fiu anda monoaminlerin subsellüler seviyede ortak yollar kulland klar na âit deliller mevcuttur. Beyinde NA ve 5-HT nöronlar n n aras nda ciddi bir iliflki oldu unun vurgulanmas na ra men bu etkileflimin d fl nda ba ms z etkilerin oldu u da aç kt r. Monoamin deplesyonu çal flmalar bu durumu aç a kavuflturmufltur. Deplesyon çal flmalar, NA ya da 5- HT deki basit bir yetersizli in depresyonun nedenini aç klamakta baflar s z oldu unu ileri sürmektedir. Öyle olmasayd bir monoamin deplesyonu s ras nda sa l kl bir insan n depresyona girmesi, depresyondaki birinin ise daha kötü olmas gerekirdi. Delgado ve Moreno nun (2000) modeli depresyonun monoamin sistemleri ile modüle edilen beyin bölgelerindeki (örne in frontal korteks, hippokampus/amigdala ve bazal ganglia) bir disfonksiyonun sonucu oldu unu ileri sürmektedir. Birçok farkl etmen bu alanlarda özgün veya genel bir disfonksiyona neden olabilir. Bu da muhtemelen depresyon etiyolojisinin heterojen yap s na ba l d r. Antidepresanlar n etkileri yâhut düzelttikleri belirti yelpazeleri aras ndaki fark, NA ya da 5-HT nin depresyona neden olan farkl disfonksiyonlar üzerinde etkili olma yetileri ile ilgili olabilir ki, bu da farkl cevaplar do urmaktad r. Acaba belirli bir tip disfonksiyon alan olan bir hasta hem NA hem de 5-HT ye özgün farkl ilâçlara benzer töropatik cevab verebilir mi? Günümüzde depresyon etiyolojisi ve tedavisi üzerine çal flan araflt rmac lar n yo un olarak kendilerine sorduklar bu sorular n cevaplar n n bulunmas n n, etkili depresyon tedavisinde biz klinisyenlerin önünü açaca na inan lmaktad r. NA, rafe nukleusunda bulunan serotonerjik nöronlardan 5-HT sal verilmesini artt r rken, benzer flekilde 5-HT nin de noradrenerjik nöronlar üzerinde henüz net olarak ortaya konamam fl bir etkisi oldu u düflünülmektedir. Yap lan son çal flmalar göstermektedir ki depresyonda monoamin seviyelerinde ve presinaptik ile postsinaptik nöron membranlar nda bu monoaminlerin ba land klar reseptörlerde, meydana gelen de ifliklikler depresyonun nedeni olmaktan çok sonucudur. Son y llarda depresyonda subsellüler nöronal ikinci haberci fonksiyonlar nda bir düzensizlik oldu u düflünülmektedir. Bu hipoteze göre depresyonda santral sinir sisteminde, ana ikinci haberci sistemleri olan adenilat siklaz yolunda azalma ve fosfolipaz C yolu aktivitesinde artma sonucunda meydana gelen anormâllikler vard r. Fosfotidil-inositol yolu da üzerinde durulan baflka bir ikinci haberci yoludur. Antidepresanlar n hücre içindeki mesaj ileti mekanizmalar üzerindeki etkilerini inceleyen çal flmalar göstermifltir ki, tedavi sonras nda reseptör afla ya-regülasyonuna ra men antidepresanlar net olarak camp üretimini artt r rlar ki, bu da sinyal iletiminde artmaya neden olur. Bu bulgudan yola ç - karak direkt olarak camp yi artt ran bâz ajanlar n (rolipram, papaverin) antidepresan etkilili i oldu u görülmüfltür. Bu hipotez ile adrenerjik ve serotonerjik sistemler aras nda ortak yollar oldu- u ile ilgili iddia aç klanabilir hâle gelmifltir. S Y M P O S I U M Yeni Symposium 43 (3): 91-96, 2005 93

Bu yollar paylafl lan G-proteini veya ikinci mesajc düzeyinde olabilir. Antidepresanlar n devaml kullan lmas sonucunda hem camp-ba ml hem de Ca+2/kalmodulin-ba ml fosforilizasyonda de ifliklikler oldu u ile iliflkili veriler vard r. Bu etki protein ekspresyonunda bir de iflik ile sonuçlan r. Bir nörotransmitterin reseptörü ile etkileflime girmesi G-proteini, ikinci mesajc ve protein-kinaz üzerinden farkl reseptörlerin nörotransmitterlerine olan affinitesinde veya cevab nda de iflmelere neden olabilir. Yâni farkl monoamin sistemlerine âit reseptör tipleri aras nda karfl l kl etkileflimler meydana gelebilir. Bu nedenle G-proteinlerinde veya ikinci mesajc düzene inin moleküler bileflenlerinde meydana gelebilecek her hangi bir anomâlinin depresyonun patofizyolojisinde rol oynad düflünülebilir (Racagni ve Brunello 1999). Bu veriler akla flu tür bir soruyu getirmektedir: Acaba seçici ajanlar etkilerini, serotonerjik ve noradrenerjik sistemler aras nda oldu u gösterilmifl bu etkileflimler nedeniyle, gerçekten de yaln zca seçici olarak etkiledikleri monoamin sistemleri üzerinden mi gerçeklefltiriyorlar? Yoksa kullan lan madde hangi sistem üzerinden etkili olursa olsun, görülen cevap entegre transmisyon sistemindeki etkileflmelerin net sonucunun yans mas m d r? Yap lan çal flmalarda görülmüfltür ki sâdece serotonin geri-al m inhibisyonu yap larak baflar yla tedavi edilen ve idâme tedavisi alan bir depresyonda serotonin sentezinin inhibe edilmesi, belirtilerde bir geriye dönüfle neden olmaktad r. Bunun tersine, sâdece noradrenalin geri-al m inhibisyonu ile tedavi edilmifl olanlarda serotonin sentezinin inhibe edilmesi belirtilerde böyle bir geriye dönüfle neden olmamaktad r. Yâni seçici NA geri-al m inhibisyonu faydal etkisini gösterebilmek için ortamda serotonin bulunmas na çok fazla ihtiyaç duymuyor olabilir. Ancak NA gerial m inhibisyonu yapan maddeler de, etki gösterebilmek için ortamda katekolamin bulunmas na ihtiyaç duyarlar, hâlbuki serotonin geri-al m n inhibe eden ilâçlar için buna ihtiyaç yoktur. Bu tür veriler seçici ajanlar n etkililiklerini farkl monoamin sistemleri üzerinden gösterdiklerine iflaret etmektedir ve bu ajanlar etkili olabilmek için ortamda bu monoaminlerin bulunmas na ihtiyaç duyarlar (Frazer 2000). Sonuç olarak denebilir ki, serotonerjik ve noradrenerjik sistemler aras nda hangi seviyede oldu- u tam olarak bilinemeyen bir iliflki vard r. Ancak bu iliflkinin, serotonerjik veya noradrenerjik etkili antidepresanlar n etkililiklerini ne ölçüde etkiledi- i veya etkilemedi i net olarak bilinememektedir. 1950 li y llardan önce etkili bir antidepresan yoktu ancak antidepresanlar n keflfiyle ilk zamanlarda oluflan heyecan, zamanla yerini antidepresan tedaviden fayda görmeyen %30-40 l k grubun neden fayda görmedikleri kayg s na b rakm flt r. Antidepresan tedaviye cevap veren bir grubun olmas na ra men, MDB si olan kiflilerin %40 ilâ %50 oran ndaki bir k sm n n tek bir ilâca cevap vermedikleri klinik çal flmalardan elde edilen verilerde görülmüfltür (Ferrier 2001, Bakish 2001). Depresyonda tedaviye yan t, klinik çal flmalar sonucunda %70-80 oran nda bulunurken, düzelme oranlar %40-50 ve nüks oranlar %50-80 aras ndad r. Daha ileri bir analiz depresif bozukluklar n ancak %20 ilâ %25 inin seçilen ilâca bak lmaks - z n ilk antidepresan tedavi ile tam bir düzelmeye ulaflabildiklerini göstermektedir. Bu durum araflt rmac lar daha ileri düzelme oranlar n yakalamak ve nüks oran n azaltmak için antidepresanlar üretmek konusunda zorlamaktad r (Nemeroff 2000). Hâlen depresyonun biyolojik temelinin noradrenalin ve/veya serotonin sistemindeki bir âr zaya ba l oldu u büyük ölçüde kabûl görmekte olmas na ra men, monoamin yolaklar n n fizyolojisinin anlafl lmas n n depresyondaki monoamin defektinin etkilerinin anlafl lmas na, uygun antidepresanlar n üretilmesine ve tercih edilmesine yard mc olaca düflünülmektedir. Depresyonla ilgili olarak yay nlanm fl tedavi çal flmalar, ço unlukla TSA ve son y llarda SSG ile yap lanlard r. TSA n n enel olarak hem serotonerjik hem de noradrenerjik sistemler üzerine seçici olmayan etkileri vard r. Klinik olarak depresyon tedavisinde gösterdikleri yüz güldürücü sonuçlara ra men göreceli olarak noradrenalin geri-al m inhibitörü (NG ) olan nortriptilin, desimipramin ve maprotilin gibi bâz ajanlar n alfa1- adrenerjik, muskarinik ve histaminerjik reseptörlere istenmeyen etkileri yüzünden oluflan yan etkileri bulunmaktad r. SSG ise daha seçici olmalar nedeniyle TSA n n gösterdikleri bâz yan etkileri göstermezler ve buna ba l olarak ilâç uyum oranlar da daha iyidir. Ancak bâz alt gruplarda etkili olmad klar dikkati çekmifltir. Ayr ca gastrointestinal sistem yan etkileri ve sinirlilik/ajitasyon gibi istenmeyen özelliklerinin olmas nedeniyle uzun süreli kullan mlar ile ilgili sorunlar ortaya ç kabilmektedir. Bununla birlikte çal flmalar sonucunda elde edilen veriler, hem noradrenerjik hem de serotonerjik sistemlerin antidepresanlar n oluflturdu u olumlu etki ile iliflkili oldu unu düflündürmektedir. Fakat depresyona neden olan özgün bozukluk hâlâ belirsizdir ve kiflisel farkl l klar göstermesi muhtemeldir (Delgado ve Moreno 2000). 94 Yeni Symposium 43 (3): 91-96, 2005 S Y M P O S I U M

NA n n depresyon tedavisindeki önemi üzerine artan bilgi birikimimiz göstermifltir ki, noradrenerjik nörotransmisyonda tek bafl na bir de ifliklik ile (yaln zca serotonerjik nörotransmisyonda meydana gelen bir de ifliklik ile aç klanamad - gibi) depresyon etiyolojisini aç klamak mümkün de ildir. Di er nörotransmitterlerle olan etkileflimleri de içine alan anomâliler depresyonun zeminini oluflturuyor olabilir. Depresyon tedavisinde SSG nin TSA kadar etkili olmad klar n n ifâde edilmeye bafllanmas yla, TSA n n bask n olarak noradrenerjik sistem üzerinden etkili olduklar gerçe inden de yola ç karak, depresyonun tedavisi için farkl aray fllar içerisine girilmifltir. Hem NG hem de SSG beta adrenoseptör afla ya-regülasyonuna neden olurlar. Bu nedenle, her ikisinin kombinasyonu daha h zl bir etkiye sebep olabilir (Khan ve ark. 1998). TSA kadar etkili ancak daha kolay tahammül edilebilen ve yüksek doz al mlarda güvenli bir ajan n üretilmesi çal fl lmalar, daha h zl etki etti i ve daha iyi etki gösterdi i iddia edilen serotonin noradrenalin gerial m inhibitörlerinin (SNG ) (Horst ve Preskorn 1998) kullan ma girmesine olanak sa lam flt r. Presinaptik noradrenalin ve serotonin geri-al n m n inhibe eden (Montgomery 1993) ve beta-noradrenerjik sistem üzerinde h zl bir afla ya-regülasyon yapan (Yardley ve ark. 1990) bilefliklerin antidepresan olarak etkilili i preklinik (Mitchell ve Fletcher 1993) ve klinik çal flmalarda spatlanm flt r (Schweizer ve ark. 1991, Guelfi ve ark. 1995, Rudolph ve ark. 1998). Son zamanlarda yo unluk kazanan bâz görüfllere göre, antidepresan aktivitesini birden fazla mekanizma arac l yla gösteren ilâçlar n, tek bir etki mekanizmas na sâhip olan ilâçlardan daha iyi etki sa lad klar na inan lmaktad r (Stahl 1997). kili Etki düzene i ile ortaya ç kan antidepresan etkinin, tek sistem üzerinden etki ile karfl laflt r ld - ve cevap/tam remisyon oranlar ve h zl etki aç s ndan üstün oldu unun gösterildi i birçok farkl çal flma vard r (Clerc ve ark. 1994, Dierick ve ark. 1996, Costa de Silva 1998, Poirier ve Boyer 1999, Silverstone ve Ravindran 1999, Rudolph ve Feiger 1999, Mehtonen ve ark. 2000). Afla daki flema yukar da bahsedilen ikili etki nin üstünlü üne iflâret ediyor olabilir. Ancak flu andaki veriler hangi mekanizman n daha üstün oldu una iflâret edecek kesin ipuçlar n içermemektedir (Frazer 2000). Bu fleman n üst bölümündeki model, seçici olarak noradrenerjik veya serotonerjik nöronlar üzerinden etki gösteren ilâçlar n meydana getirdi i düzelmenin ayr ve etkileflmeyen modeline fiekil. Antidepresan etkisine, spekülatif model teklifleri vurgu yapmaktad r. Hem preklinik hem de klinik veriler, noradrenerjik bir ilâc n etkili olabilmesi için serotonerjik fonksiyonlar (yâhut tersi) etkilemesinin gerekli oldu unu göstermemektedir. fieman n alt bölümündeki model ise, noradrenerjik veya serotonerjik nörotransmisyon aktivasyonunun bâz ortak süreçlerde benzer bir etki meydana getirdi inin inkâr edilemeyece ini göstermektedir. SONUÇ K saca özetlemek gerekirse, 5-HT ve NA üzerinden seçici olarak etki eden ajanlar n, etkilerini gösterebilmeleri için serotonerjik ve noradrenerjik sistemlerin birbirleri ile etkileflime girmelerine gerek olmayabilir; yâni etkilerini farkl ve birbirinden uzak mekanizmalarla gösteriyor olabilirler. Buna ra men serotonerjik veya noradrenerjik nörotransmisyonun aktive olmas n n bâz ara süreçler ve ortak yollar üzerinde benzer etki yaratarak, depresyonda bir iyiye gidifle neden oldu u da gösterilmifltir. Yukar daki flemada da k saca özetlenen modellerden her hangi birinin üstün oldu- unun ispat n n, depresyon etiyolojisi ve tedavisi hakk nda ciddi ipuçlar içerdi ine inanmaktay z. Bâz çal flmalara göre, hem 5-HT hem de NA geri-al m n engelleyen, ikili etkili bir antidepresan olan venlafaksin in yatan ve ayaktan tedavi gören, hafif-orta fliddetli depresyondan fliddetli depresyona, di er tedavilere dirençli depresyondan melânkolinin efllik etti i depresyona kadar genifl bir yelpâze içindeki depresif kiflilerde 150mg/gün dozlar nda, SSG ve TSA ya eflit yâhut üstün bir etkilili i söz konusudur (Montgomery 1993, Feighner 1994, Mendlewicz 1995, Andrews ve ark. 1996). Ayr ca venlafaksin ile düzelme ihtimâlini en üst seviyeye ç karmak için günde en az 150 mg gerekti i (Khan ve ark. 1998, Silverstone ve Ravindran 1999) bildirilmifltir; bu muhtemelen bu doz itibâriyle ortaya ç kan ikili etkiye ba l olabilir. Venlafaksin in doza ba l olarak artan bir etkililik gösterdi ini vurgulayan birçok çal flmada bu düflünceyi destekle- S Y M P O S I U M Yeni Symposium 43 (3): 91-96, 2005 95

mektedir. (Prien ve ark. 1991, Mendels ve ark. 1993, Clerc ve ark. 1994, Rudolph ve ark. 1998, Khan ve ark. 1998). Sonuç olarak, flöyle bir spekülasyon yap labilir: Serotonerjik ve noradrenerjik ajanlar ister yaln zca seçici olarak etki ettikleri nörotransmitter sistemi üzerinden isterse de di er sistemleri etkileyerek etkililiklerini göstersinler, hem noradrenerjik hem de serotonerjik sistemler antidepresanlar n oluflturdu u olumlu etki ile iliflkilendirildiklerine göre, her iki bak fl aç s da bizi ikili etki düzene i gösteren SNG nin daha üstün ajanlar oldu u sonucuna götürebilir. KAYNAKLAR Anand A, Charney DS (2000) Norepinephrine dysfunction in depression. J Clin Psychiatry; 61(suppl 10): 16-24. Andrews JM, Ninan FT, Nemeroff CB (1996) Venlafaxine: a novel antidepressant that has a dual mechanism of action. Depression; 4: 48-56. Angst J (1992) Epidemiology of depression. Psychopharmacology (Berl), 106(suppl): 71-74. Angst J (1999) Major depression in 1998: are we providing optimal therapy? J Clin Psychiatry; 60(suppl 6): 5-9. Bakish D (2001) New standart of depression treatment: remission and full recovery. J Clin Psychiatry; 62(suppl 26): 5-9. Clerc GE, Ruimy P, Verdeau-Palles J (1994) A double-blind comparison of venlafaxine and fluoxetine in patients hospitalized for major depression and melancholia. Int Clin Psychopharmacol; 9: 139-143. Costa e Silva J (1998) Randomized, double-blind comparison of venlafaxine and fluoxetine in outpatients with major depression. J Clin Psychiatry; 59: 352-357. Davis JM, Glassman AH (1989) Antidepressant drugs. Comprehensive Textbook of Psychiatry, 5. Edition, Vol 2. Kaplan HI, Sadock BJ, editors. Baltimore: Williams and Wilkins, 1627-1655. Delgado PL, Moreno FA (2000) Role of norepinephrine in depression. J Clin Psychiatry; 61(suppl 1): 5-12. Dierick M, Ravizza L, Realini R et al. (1996) A double-blind comparison of venlafaxine and fluoxetine for treatment of major depressions in outpatients. Prog Neuropsychopharmacol and Biol Psychiatry; 20: 57-71. Feighner JP (1994) The role of venlafaxine in rational antidepressant therapy. J Clin Psychiatry; 55 (suppl A): 62-68. Ferrier IN (2001) Characterizing the ideal antidepressant therapy to achieve remission. J Clin Psychiatry; 62 (suppl 26): 10-15. Frazer A (2000) Norepinephrine involvement in antidepressant action. J Clin Psychiatry, 61(suppl 10): 25-30. Guelfi JD, White C, Hacketi D et al. (1995) Effectiveness of venlafaxine in patients hospitalized for major depression and melancholia. J Clin Psychiatry; 56: 450-458. Horst WD, Preskorn SH (1998) The pharmacology and mode of action of venlafaxine. Rev Contemp Pharmacother; 9: 293-302. Judd LL (1997) The clinical course of unipolar major depressive disorder. Arch Gen Psychiatry; 54: 989-991. Keller M (2001) Role of serotonin and noradrenaline in social dysfunction: a review of data on reboxetine and the Social Adaptation Self-evaluation Scale (SASS). Gen Hosp Psychiatry; 23: 15-19. Khan A, Upton GV, Rudolph RL et al. (1998) The use of venlafaxine in the treatment of major depression and major depression associated with anxiety: a dose-response study. Venlafaxine investigator study group. J Clin Psychopharmacol; 18: 19-25. Leonard BE (1997) The role of noradrenaline in depression: a review. J Psychopharmacol; 11(4 suppl): 39-47. Mehtonen OP, Sogaart J, Roponen et al. (2000) Randomized, double-blind comparison of venlafaxine and sertraline in outpatients with major depressive disorder. J Clin Psychiatry; 61: 95-100. Mendels J, Johnston R, Mattes J et al. (1993) Efficacy and safety of bid doses of venlafaxine in a dose-response study. Psychopharmacol Bull; 29: 169-174. Mendlewicz J (1995) Pharmacologic profile and efficacy of venlafaxine. Int Clin Psychopharmacol; 10 (suppl 2): 5-13. Mitchell PJ, Fletcher A (1993) Venlafaxine exhibits pre-clinical antidepressant activity in the resident-intruder social interaction paradigm. Neuropharmacology; 32: 1001-1009. Montgomery SA (1993) Venlafaxine: a new dimension in antidepressant pharmacotherapy. J Clin Psychiatry; 54: 119-126. Nemeroff CB (2000) Norepinephrine: neurotransmitter for the millennium. J Clin Psychiatry; 61(suppl 10): 3-4. Poirier M-F, Boyer P (1999) Venlafaxine and paroxetine in treatment-resistant depression. Double-blind, randomised comparison. Br J Psychiatry; 175: 12-16. Prien RF, Carpenter LL, Kupfer DJ (1991) The definition and operational criteria for treatment outcome of major depressive disorder: a review of the current research literature. Arch Gen Psychiatry; 48: 796-800. Racagni G, Brunello N (1999) Physiology to functionality: the brain and neurotransmitter activity. Int Clin Psychopharmacol; 14(suppl 1): 3-7. Rudolph RL, Fabre LF, Feigher JP et al. (1998) A randomized, placebo-controlled, dose-response trial of venlafaxine hydrochloride in the treatment of major depression. J Clin Psychiatry, 59: 116-122. Rudolph RL, Feiger AD (1999) A double-blind, randomized, plasebo-controlled trial of once-daily venlafaxine extended release (XR) and fluoxetine for the treatment of depression. J Affect Disord; 56: 171-181. Schweizer E, Weise C, Clary C et al. (1991) Placebo-controlled trial of venlafaxine for the treatment of major depression. J Clin Psychopharmacol; 11: 233-236. Silverstone PH, Ravindran A (1999) For the venlafaxine XR 360 study group, once-daily venlafaxine extended release (XR) compared with fluoxetine in outpatients with depression and anxiety. J Clin Psychiatry; 60: 22-28. Stahl SM (1997) Are two antidepressant mechanisms better than one? J Clin Psychiatry; 58: 339-340. Stahl SM (1998) Basic psychopharmacology of antidepressant, part 1: Antidepressants have seven distinct mechanism of action. J Clin Psychiatry; 59(Suppl 4): 5-14. Tamam L, Zeren T (2002) Depresyonda Serotonerjik Düzenekler. Klinik Psikiyatri Dergisi; Cilt 5, Ek 4: 11-18. U uz fi, Yurdagül E (2002) Noradrenerjik Sistem ve depresyon. Klinik Psikiyatri Dergisi; Cilt 5, Ek 4: 19-23. Yardley JP, Husbands GE, Stack G ve ark. (1990) 2-Phenyl-2- (1-hydroxycycloalkyl) elhylamine derivatives synthesis and antidepressant activity. J Med Chem; 33: 2899-2905 96 Yeni Symposium 43 (3): 91-96, 2005 S Y M P O S I U M