ÇOCUK VE ERGENLERDE OBSES F KOMPULS F BOZUKLUK: SOSYODEMOGRAF K VE KL N K ÖZELL KLER



Benzer belgeler
ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK (OKB)

Kayseri il merkezinde 7-12 yafl grubunda tik bozuklu u prevalans Prevalance of tic disorders in children aged 7-12 years in urban area of Kayseri

Görsel Tasarım İlkelerinin BÖTE Bölümü Öğrencileri Tarafından Değerlendirilmesi

hükümet tabibi olarak görev yaptıktan sonra, 1988 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde başladığım

Obsesif Kompulsif Bozuklu ğu Olan Çocuklar ın Ailelerinde Obsesif Kompulsif Belirti Puanlar ı : Karşılaştırmal ı bir klinik çal ışma* ÖZET.

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

uzman yaklaşımı Branş Analizi öğretim teknolojileri ve materyal tasarımı Dr. Levent VEZNEDAROĞLU

SANAYİNİN KÂRLILIK ORANLARI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALDI

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onuncu kez gerçekleştirilmiştir.

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama

Hepatit A. HASTALIK Hepatit A n n etkeni nedir? Hepatit A n n etkeni hepatit A virüsüdür (HAV).

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

Depresyon 1. Depresyon nedir? 2. Depresyon (çökkünlük) sanıldığı kadar sık mı? 3. Depresif belirtiler ile depresyon farklı mıdır?

İÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2

Topluma Hizmet Uygulamaları ve Altındağ Belediyesi İş Birliği Örneği

Clark-Beck Obsesyon-Kompulsiyon Ölçeği nin Türk toplumunda psikometrik özellikleri

RUH SAĞLIĞI VE PSİKİYATRİ HEMŞİRELİĞİ EĞİTİM VE UYGULAMASI ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU ERZURUM

MALAT SANAY N N TEMEL GÖSTERGELER AÇISINDAN YAPISAL ANAL Z

Obsesif Kompulsif Bozukluk. Prof. Dr. Raşit Tükel İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 5.

K z Ergenlerin Ergenlik Fizyolojisine liflkin Bilgi Düzeyleri (Manisa Örne i)

Amaç Günümüzde birçok alanda kullanılmakta olan belirtisiz (Fuzzy) kümelerin ve belirtisiz istatistiğin matematik kaygısı ve tutumun belirlenmesinde k

Edirne İli Merkezindeki Lise Öğrencilerinde Obsesif- Kompulsif Bozukluğun Epidemiyolojisi

KATEGORİSEL VERİ ANALİZİ (χ 2 testi)

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

Faaliyet Alanları. 22 Aralık Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü

Obsesif Kompulsif Belir leri Olan Şizofreni Hastalarının Şizofreni ve Obsesif Kompulsif Bozukluk Hastaları İle Karşılaş rılması

ST HDAM. HANEHALKI figücü ANKET SONUÇLARI. Erkek

ÇOCUK PSİKYATRİSİ KONSÜLTASYON VE STAJ PROGRAMI

Dr. Mustafa Melih Çulha

PSİKİYATRİ HEMŞİRELİĞİ-INTERN HEM 407. Teorik: 4 s/hafta Uygulama: 16 s/hafta. e-posta:

Hastanede Yatan fiizofreni Hastalar nda Obsessif Kompulsif Belirtiler: Bir ön çal flma ABSTRACT:

AYRILIK KAYGISI BOZUKLU U OLAN ÇOCUKLARDA SOSYODEMOGRAF K VE KL N K ÖZELL KLER

Zihin ve Hareket Engelli Çocuklar çin E itim Araflt rma ve Uygulama Merkezi nde zlenen Olgular n Demografik Özellikleri

Kanıta Dayalı Tıp (KDT)

ÖZET. GİRİŞ Sa l k hizmetlerinin yayg nlaflmas

Araflt rmalar/researches E. Bayramkaya, F. Toros, C. Özge. Ergenlerde Sosyal Fobi ile Depresyon, Öz kavram, Sigara Al flkanl Aras ndaki liflki


DEHB olan kişilerin yaşamlarını, çevreyle uyumlarını ve akademik başarılarını olumsuz yönde etkilerler.

AC L PS K YATR K BAfiVURULARIN VE AC L PS K YATR K H ZMETLER N DE ERLEND R LMES

Bir Üniversite Hastanesinde De erlendirilen Cinsel stismar Ma duru Çocuk ve Ergenlerin Demografik ve Klinik Özellikleri

CSD-OS İşletim Sistemi Projesi - Fonksiyon Açıklama Standardı

Çocuk ve Ergenlerde Obsesif Kompulsif Bozukluk: Sosyodemografîk, Klinik Özellikler ve Eştanılar

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

T bbi Makale Yaz m Kurallar

Gelece in Bilgi flçilerini Do ru Seçmek: Araflt rma Görevlisi Al m Süreci Örne i

ÜN TE. ÖLÇÜP TARTALIM, GERÇEKLERE ULAfiALIM. S v lar Ölçelim, Nesneleri Tartal m

Şenay Yanık Zuhur 1, Leman Kutlu 2, Tülay Tokgöz 1

ĐHRACAT AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Metin Taş

PS K YATR DE KULLANILAN KL N K ÖLÇEKLER

lkö retim Okulu Ortaö retim Dönemindeki Çocuklarda Sosyal Fobinin Araflt r lmas

F Z KSEL HASTALIKLA B RL KTE ZEKA GER L OLAN ÇOCUKLARDA PS KOPATOLOJ

Çocuk ve Ergen Ruh Sa l Klini ine Baflvuran Ergen Hastalar n Özellikleri

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

OKUL ÇA I ÇOCUKLARI Ç N DUYGULANIM BOZUKLUKLARI VE fi ZOFREN GÖRÜfiME Ç ZELGES -fi MD VE YAfiAM BOYU fiekl - TÜRKÇE UYARLAMASININ GEÇERL K VE GÜVEN RL

Matematik. Uygulamal Etkinlik. Afla daki boflluklar uygun ifadelerle tamamlay n z. 1. Afla daki ç karma ifllemlerinin sonuçlar n

Depremin Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Polikliniği ne başvuru profili üzerine etkisi

Hasta Rehberi Say 4. ERKEN ERGENL K Kolay okunabilir rehber

kitap Bireysel fl Hukuku fl Hukuku (Genel Esaslar-Bireysel fl Hukuku)

Trafik Kazas Nedeniyle Baflvuran Hastalar n

ÖZGEÇMİŞ 1. ADI SOYADI: NESLİM GÜVENDEĞER DOKSAT 2. DOĞUM TARİHİ: UNVANI: ÇOCUK PSİKİYATRİSİ UZMANI 4.

Yatarak tedavi gören obsesif kompulsif bozukluk hastalarının klinik özellikleri

KONVERS YON BOZUKLU U TANISI KONAN ÇOCUK VE ERGENLER N SOSYODEMOGRAF K, KL N K ÖZELL KLER VE Efi TANILARI

Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Polikliniðine Baþvuran Hastalarda Belirtiler, Tanýlar ve Tanýya Yönelik Ýncelemeler

Hayata Dokunan Bir El: YEDAM (Yeşilay Danışma Merkezi)

Güç Artık İnternette! Power is now on the Internet!

Hasta Rehberi Say 11. ÇO UL H POF Z HORMONU EKS KL Orta kolayl kta okunabilir rehber

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

Almanca da Sıfatlar (Adjektive) ve Sıfat Tamlamaları - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Doç. Dr. Mehmet Durdu KARSLI Sakarya Üniversitesi E itim fakültesi Doç. Dr. I k ifa ÜSTÜNER Akdeniz Üniversitesi E itim Fakültesi

Tablo 5 Hukuk Temel Alanı

Sa l k Yüksekokulu Ö rencilerinin fiizofreni ile lgili Tutumlar

Obsesif Kompulsif Bozukluk ve Obsesif Kompulsif Spektrum Bozukluklar nda Tedavi: Fluvoksamin in Yeri

İhtiyacınız, tüm sisteminizin kurumsallaşmasını sağlayacak bir kalite modeli ise

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

ÜNİTE II: PSİKİYATRİ HEMŞİRELİĞİNDE TEMEL KAVRAMLAR VE UYGULAMA STANDARTLARI

Türk Musikisinde Makamların 53 Ton Eşit Tamperamana Göre Tanımlanması Yönünde Bir Adım

Bir Çocuk Psikiyatrisi Poliklini inde Ayaktan zlenen Olgulardan DEHB ve/veya ÖÖB Tan s Konan Çocuklar n WISC-R Testi Sonuçlar n n Karfl laflt r lmas

ki Uçlu Duygudurum Bozuklu u Olan Kad nlarda Premenstrüel Sendromun De erlendirilmesi

KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6)

Hasta Rehberi Say 15a. H PERT RO D ZM Kolay okunabilir rehber

Her derecede yönetici aslında karar (lar) veren ve bunları uygulayan/uygulatan kişidir. Karar vermek birden çok seçenekten birini uygulamak demektir.

Bir Üniversite Hastanesi Psikiyatri Polikliniğine Başvuran Hastaların Sosyodemografik Özellikleri ile Tanı Grupları Arasındaki İlişki

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

Bir Çocuk Psikiyatrisi Poliklini inde Dikkat Eksikli i ve Afl r Hareketlilik Yak nmas le De erlendirilen Hastalar n Psikososyal Geliflim Özellikleri

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİ GÖZLEM FORMU. Adı Soyadı :... Yaşı :... Gözlem Dönemi :... Okul Adı :... Öğretmen :... Sınıfı :...

GILLES DE LA TOURETTE SENDROMU OLAN ÇOCUK VE ERGENLERDE D KKAT EKS KL H PERAKT V TE BOZUKLU U B RL KTEL

ÖZET Amaç: Atipik antipsikotik ilâçlar n flizofrenideki obsesif kompulsif belirtilere etkisi araflt rmak hedeflenmifltir.

KANSER HASTALARINDA PALYATİF BAKIM VE DESTEK SERVİSİNDE NARKOTİK ANALJEZİK KULLANIMI

S sk ya, Ba -Kur a ve T.C. Emekli Sand na belirli flartlar tafl yan ve zorunlu

Parçalanm fl Aile ve Gençlerde Sapm fl Davran fllar: Lise Son S n f Gençli i Örne i

İYON DEĞİŞİMİ AMAÇ : TEORİK BİLGİLER :

BELGES Z MAL BULUNDURULMASI VEYA H ZMET SATIN ALINMASI NEDEN YLE KDV SORUMLULU U

Obsesif kompulsif bozukluk, DSM-IV sınıflandırmasında. Obsesif kompulsif bozukluk hastalar nda sosyodemografik özellikler ve komorbidite

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

TMS 23 BORÇLANMA MAL YETLER. Doç. Dr. Bar fl S PAH Marmara Üniversitesi BF flletme Bölümü Muhasebe-Finansman Anabilim Dal Ö retim Üyesi

YÖNTEM 1.1. ÖRNEKLEM Örneklem plan l seçim ölçütleri

Hepatit C virüs enfeksiyonunun laboratuar testleri:

T bbi At k Kontrolü P80-P Ulusal Sterilizasyon Dezenfeksiyon Kongresi

BİR EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİNE BAŞVURAN OBSESİF-KOMPULSİF BOZUKLUK TANILI ÇOCUK VE ERGENLERİN KLİNİK VE DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

Transkript:

ÇOCUK VE ERGENLERDE OBSES F KOMPULS F BOZUKLUK: SOSYODEMOGRAF K VE KL N K ÖZELL KLER Devrim Demirok*, Fatih Ünal**, Berna Pehlivantürk*** ÖZET Amaç: Bu çal flmada, Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) tan s konan çocuk ve ergenlerdeki sosyodemografik ve klinik özelliklerin de erlendirilmesi amaçlanm flt r. Yöntem: 1984-1994 y llar aras nda Hacettepe Üniversitesi T p Fakültesi Çocuk Ruh Sa l bölümüne obsesif-kompulsif belirtilerle baflvuran çocuk ve ergenlerin dosyalar incelenmifl ve DSM-IV de tan mlanan OKB tan ölçütlerini karfl layan 125 çocuk ve ergen, demografik ve klinik özellikler aç s ndan de erlendirmeye al nm flt r. Bulgular: Baflvuru tarihinde yafl ortalamas 11.7 ± 3.2 y l (3-18 y l ) olan 125 hastan n 71 inin (%56.8) erkek, 54 ünün (%43.2) k z oldu u anlafl lm flt r. Hastalar n %71.2 sinde OKB a efllik eden anksiyete ve duygulan m bozuklu u gibi psikiyatrik sorunlar n oldu u gözlenmifltir. Hastalar n %48 inde obsesyonlar, %91.2 sinde kompulsiyonlar oldu u, hastalar n yaklafl k yar s nda sadece kompulsiyonlar (%52) ve çok az bir bölümünde sadece obsesyonlar (%8.8) oldu- u; geri kalan hastalarda ise (%39.2) obsesyon ve kompulsiyonlar n birlikte görüldü ü saptanm flt r. En s k görülen obsesyonlar n kendisine ya da sevdiklerine kötü bir fley olaca obsesyonu oldu u, bunu temizlik ile ilgili obsesyonlar n izledi i; en s k görülen kompulsiyonlar n ise y kama ve temizleme ile ilgili kompülsiyonlar oldu u bulunmufltur. Tart flma: Bu çal flmada 125 hastadan oluflan oldukça genifl bir grupta OKB tan s alan çocuk ve ergenlere ait sosyodemografik ve klinik veriler retrospektif olarak de erlendirilmifltir. Çal flman n geriye dönük bir desende olmas nedeniyle baz de iflkenlerin yeterince ayr nt l ele al namamas gibi k s tl l klara karfl n, nozolojik araflt rmalara fl k tutabilecek veriler elde edilmifltir. Anahtar Sözcükler: Obsesif kompulsif bozukluk, çocuk, ergen SUMMARY:OBSESSIVE COMPULSIVE DISORDER IN CHILDREN AND ADOLES- CENTS: SOCIODEMOGRAPHICAL AND CLINICAL FEATURES Objective: The aim of this study was to describe the sociodemographical and clinical characteristics of clinically referred children and adolescents with obsessive compulsive disorder (OCD). Method: For this purpose the clinical records of children and adolescents who were admitted to the Hacettepe University Faculty of Medicine Department of Child and Adolescent Psychiatry in the 1984-1994 period were reviewed. Among them 125 children and adolescents who fulfilled the DSM- IV criteria for OCD were examined. Results: The 125 subjects, 71 boys (56.8%) and 54 girls (43.2%) had a mean age of 11.7+ 3.2 years at admission. Seventy one percent of subjects received comorbid diagnosis of other psychiatric disorders particularly anxiety and affective disorders. It is found that 48% of the patients had obsessions and 91.2% had compulsions. While 52% of subjects showed only compulsions and 8.8% showed only obsessions, 39.2% had both of them. The most frequent obsessive content was the thought of something terrible happening (death/illness of self or loved one) followed by concern about dirt and the most common form of compulsion was washing-cleaning. Discussion: In this study sociodemographical and clinical features of 125 patients with OCD were examined retrospectively. Although some features could not be evaluated in detail because of the retrospective design, the results of this study can contribute to further developments in the nosological area. Key Words: Obsessive compulsive disorder, child, adolescent G R fi * Arfl.Gör.Dr.,Hacettepe Üniv. T p Fak. Çocuk ve Ergen Ruh Sa l ve Hastal klar Anabilim Dal,Ankara ** Doç.Dr.,Hacettepe Üniv. T p Fak. Çocuk ve Ergen Ruh Sa l ve Hastal klar Anabilim Dal,Ankara *** Yrd.Doç.Dr.,Hacettepe Üniv.T p Fak. Çocuk ve Ergen Ruh Sa l ve Hastal klar Anabilim Dal, Ankara Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) DSM-IV tan ölçütlerine göre; istenmeyen, ifllevleri ciddi ölçüde engelleyen, belirgin s k nt ya neden olan tekrarlay c, girici düflünceler ya da kat kurallara göre yap lan yineleyici, törensel davran fllar, zihinsel eylemler olarak tan mlanm flt r. Hastalar n ço unda de iflik say da obsesyon ve kompulsiyon bir arada görülebilmektedir (APA 1994). Çocuk ve Gençlik Ruh Sa l Dergisi : 8(1) 2001 11

DEM ROK VE ARK. OKB s k görülen nöropsikiyatrik bir bozukluktur. Yap lan epidemiyolojik araflt rmalarda eriflkinlerde ve ergenlerde, OKB prevelans oranlar benzerlik göstermekte ve %1-3.6 olarak bildirilmektedir (Flament ve ark. 1988, Kaplan ve ark. 1997, Riddle 1998). Eriflkin hastalar n %80 inde OKB un 18 yafl ndan önce bafllad ve kompulsif davran fllar n 2 yafl gibi çok erken bir dönemde de görülebildi i belirtilmektedir (Rapoport ve ark. 1994, Kaplan ve ark. 1997, Honjo ve ark. 1989). Çocuk ve ergenler ile yap lan birçok çal flmada erkeklerde görülme oran k zlara göre daha yüksek bulunmufltur. Araflt rmalarda ortalama bafllang ç yafl yaklafl k 10 yafl olarak saptanmaktad r. Hastal n erken tan s n n tedavideki rolü göz önünde bulunduruldu unda çocukluk ve ergenlik dönemi için OKB tan s n n önemi artmaktad r. OKB çocukluk ve eriflkinlik dönemi aras nda bir süreklilik göstermektedir. Çocuk ve ergenlerde OKB nun tan m ve s n fland r lmas eriflkinlerden farkl l k göstermemekte ve ayn tan ölçütleri kullan lmaktad r. Ancak klinik görünüm farkl l k gösterebilmektedir. Çocuk ve ergenlerde kompulsiyonlar obsesyonlar olmadan da görülebilmekte, özellikle küçük çocuklarda obsesyonlar daha az bildirilmektedir (Riddle 1998). Swedo ve arkadafllar (1989) çal flmalar nda kompulsif davran fllar olan çocuklar n %40 nda efllik eden bir obsesif düflünce olmad n, bu çocuklar n izlemleri s ras nda da obsesif düflüncelerin ortaya ç kmad n belirtmifllerdir (Rapoport ve ark. 1994). Kompulsiyonlar olan çocuklar n hepsinde obsesyonlar n efllik etti ini gösteren çal flmalar da vard r (Hanna 1995). Obsesyon ve kompulsiyonlar n klinik görünümleri hem eriflkinlerde hem de çocuk ve ergenlerde çok çeflitlilik göstermektedir. Eriflkinlerde görülen obsesyonlar ve bu obsesyonlara efllik eden kompulsiyonlar içinde en s k görülenler; bulaflma obsesyonuna efllik eden y kama-temizleme kompulsiyonu, kuflku obsesyonlar na efllik eden kontrol etme-denetleme kompulsiyonlar, genellikle kompulsiyonlar n efllik etmedi i agresif ya da cinsel obsesyonlar ve simetri obsesyonlar na efllik eden yavafllama kompulsiyonlar d r (Kaplan ve ark. 1997). Çocuk ve ergenlerde de kirlenme, kendine ya da sevdi i birisine kötü bir fleyler olaca endifleleri ile simetri ve s ralaman n en s k görülen obsesyonlar; temizleme, tekrarlama ve kontrol etmenin de en s k görülen kompulsiyonlar oldu u bildirilmektedir (Rapoport ve ark. 1994, Oy 1994). Çocuk ve ergenlerde OKB a efllik eden di er psikiyatrik bozukluklar n fazla oldu u görülmektedir. S kl kla duygulan m, anksiyete, dikkat eksikli i ve ö renme güçlü ü ve/veya tik bozukluklar ile birliktelik göstermektedir (March ve Leonard 1996, King ve ark. 1998). Çeflitli çal flmalarda %60-80 aras nda de iflen komorbidite oranlar verilmifltir (Toro ve ark. 1992, Douglass ve ark. 1995, Hanna 1995). OKB tedavisinde ise hem klomipraminin hem de seçici serotonin gerial m inhibitörlerinin OKB belirtilerini azaltmada çocuk ve ergenlerde de eriflkinler kadar etkili oldu u birçok çal flmada gösterilmifltir (Flament ve ark. 1985, Leonard ve ark. 1989, Riddle ve ark. 1990b, Como ve Kurlan 1991, Riddle ve ark. 1992, Kurlan ve ark. 1993, Geller ve ark. 1995, Baysal ve Ünal 1996). Ailenin OKB'u olan çocu un belirtilerine tepkisi, hastan n tan ve tedavisi bak m ndan önemli görülmektedir. Aile üyelerinin s kl kla belirtilerin ortadan kalkaca yönünde yanl fl bir umut ile hastan n törensel davran fllar na kat ld klar ve bu nedenle tan ve tedaviyi geciktirdikleri gözlenmektedir (Shafran ve ark. 1995). Bu çal flmada OKB tan s konan çocuk ve ergenlerde sosyodemografik ve klinik özelliklerin tan mlanmas ; sosyodemografik özelliklerin hastalardaki obsesyon-kompulsiyonlar n içerikleri ile iliflkileri ve obsesyon-kompulsiyonlar n birlikte görülme oranlar n n de erlendirilmesi amaçlanm flt r. YÖNTEM Bu çal flmada 1984-1994 y llar nda Hacettepe Üniversitesi T p Fakültesi Çocuk Ruh Sa l bölümüne ilk kez baflvuran ve OKB tan s konan 125 çocuk ve ergen geriye dönük olarak incelenmifltir. De erlendirme yap l rken sosyodemografik verilerin yan nda, çocuklar n geliflim öykü- 12

Çocuk ve Ergenlerde OKB sü, OKB a iliflkin klinik veriler ve efllik eden di- er ruhsal belirtiler araflt rma kapsam na al nm flt r. Veri Toplama Araçlar Araflt rmada veri toplama arac olarak Çocuk Ruh Sa l özel dosyalar ve hastane dosyalar kullan lm flt r. Bu dosyalardan çocuk ve ergenlerin sosyodemografik bilgileri, ailenin ve hastan n yak nmalar, sorunun bafllama yafl, hastaneye baflvuru süresi, sorunun bafllamas ndan hemen önce geliflen medikal ve psikososyal de ifliklikler, hastal a efllik eden belirtilerin varl, hastalar n medikal özgeçmiflleri, ailede kronik fiziksel hastal k öyküsü, ailede ruhsal hastal k öyküsü gibi klinik de iflkenler kaydedilmifltir. Hastalar n t bbi özgeçmiflleri ile ilgili veriler hastane dosyas ndaki bilgiler ile karfl laflt r larak de- erlendirilmifltir. ölçütlerini karfl layan toplam 125 çocuk ve ergen araflt rma kapsam na al nm flt r. Verilerin de erlendirilmesi Verilerin istatistiksel analizi bilgisayarda SPSS (Statistical Package for Social Sciences, For Windows Release 5.0.1, SPSS Inc., 1992) paket program kullan larak yap lm flt r. fllemlerde, say mla belirtilen verilerin de erlendirilmesinde kikare testi ya da Fisher'in kesin ki-kare testi yap lm flt r Ölçümle belirtilen verilerin de erlendirmesinde parametrik test varsay mlar karfl land - nda t-testi (iki ortalama aras ndaki fark n önemlilik testi); parametrik test varsay mlar karfl lanamad nda Mann-Whitney U testi uygulanm flt r. Bütün istatistiksel testlerde en düflük anlaml l k düzeyi 0.05 olarak al nm flt r. K - yaslanmas uygun olmayan baz veriler ise yüzdeleri ile sunulmufltur. fllem Hastalar 1984-1994 tarihleri aras nda Hacettepe Üniversitesi T p Fakültesi Çocuk Ruh Sa l bölümünde obsesif-kompulsif belirtilerle de erlendirilen 170 çocuk ve gencin aras ndan afla daki ölçütlere göre seçilmifltir. Araflt rmac lardan ikisi tüm dosyalar DSM-IV ölçütlerine göre önce ayr ayr, farkl oldu u düflünülen hastalar için daha sonra birlikte de erlendirmifllerdir. Obsesif-kompulsif yak nmalar ile bölümümüze baflvuran hastalar de erlendirilirken, yaln zca yak nmalar DSM-IV'te tan mlanan OKB ile tam olarak uyumlu hastalar araflt rma kapsam içine al nm fllar, OKB d fl ndaki somatoform, duygulan m, anksiyete bozukluklar n n tan ölçütlerini daha iyi karfl lad düflünülen hastalar çal flmadan ç kar lm fllard r (n=15). Klinik de erlendirme s ras nda psikotik bozuklu u oldu u düflünülen çocuk ve ergenler de araflt rma kapsam d fl nda tutulmufllard r (n=3). DSM-IV tan ölçütlerini karfl lamayacak düzeyde obsesif-kompulsif belirtiler gösteren hastalar da çal flma d fl b - rak lm fllard r (n=27). Çal flmaya her iki araflt rmac n n da OKB tan s koydu u hastalar al nm flt r. Sonuçta DSM-IV'de tan mlanan OKB tan BULGULAR Sosyodemografik Özellikler On y l içinde Hacettepe Üniversitesi T p Fakültesi Çocuk Ruh Sa l ve Hastal klar Anabilim Dal nda OKB tan s alan 125 hastan n 71 inin (%56.8) erkek, 54 ünün (%43.2) k z oldu u anlafl lm flt r. Bu çocuk ve ergenlerin baflvuru tarihindeki yafl ortalamas 11.7 ± 3.2 y l (3-18 y l) olarak hesaplanm flt r. Hastalar n ço unlu unu 12 yafl ndan büyükler (n=75, % 60) oluflturmaktad r. Ergenler ile çocuklar aras ndaki cinsiyet da l m fark istatistiksel olarak anlaml de ildir. Cinsiyet ile ilgili di er sosyodemografik ve klinik de iflkenler de anlaml bulunmam flt r. OKB tan s alan çocuk ve ergenlerin ço unlu unun (n=107, %85.6) çekirdek ailede yaflad, parçalanm fl aile oran n n düflük oldu u (n=2, %1.6), ailedeki e itim sürelerinin anneler için ortalama 7.9±4.4 y l, babalar için 10.3±4.0 y l oldu- u, annelerin ço unlu unun çal flmad, (n=82, %65.6), babalar n yaklafl k yar s n n memur olarak çal flt (n=62, %49.6), daha çok iki çocuklu ailelerden geldikleri (n=86, %68.8), evdeki en büyük çocuk olma (n=54, %43.2) oranlar n n yük- 13

DEM ROK VE ARK. sek oldu u, yaln zca 9 çocu un (%7.2) evdeki tek çocuk oldu u anlafl lm flt r. Ankara d fl ndaki illerden gelen hastalar n az nl kta (n=36, %28.8) kald gözlenmifltir. Klinik Özellikler Obsesif-kompulsif belirtilerin ortaya ç kmas nda etkili olan çevresel tetikleyici faktörler hastalar n %32.8 inde (n=41) bildirilmifltir. Hastalar n büyük bir ço unlu unda obsesif-kompulsif belirtilere efllik eden duygulan m bozuklu u, anksiyete bozuklu u, somatoform bozukluk ve enurezis nokturna gibi di er belirtilerin oldu u (n=89, %71.2) gözlenmifltir. Hasta ailelerinde fiziksel hastal klar n %21.6 (n=27) ve ruhsal hastal klar n %25.6 (n=32) oran nda, hastalar n özgeçmiflinde ise fiziksel hastal klar n %23.2 (n=29) oran nda görüldü ü izlenmifltir. Tablo 1: Çocuk ve ergenlerde görülen obsesyon ve kompulsiyonlar Obsesyonlar Say yok tek obsesyon iki ya da daha fazla obsesyon çerik kötü birfley olaca obsesyonu temizlik ile ilgili obsesyonlar cinsel düflünce ile ilgili obsesyonlar dinsel içerikli obsesyonlar simetri,düzen,s ralama obsesyonlar Kompulsiyonlar Say yok tek kompulsiyon iki ya da daha fazla kompulsiyon çerik y kama ile ilgili kompülsiyonlar temizleme ile ilgili kompülsiyonlar onaylatma ile ilgili kompülsiyonlar tekrarlayan ritüeller kontrol etme kompülsiyonlar s ralama,düzen,simetri kompülsiyon sayma ile ilgili kompülsiyonlar dokunma ile ilgili kompülsiyonlar biriktirme,saklama ile ilgili kompülsiyonlar garip ritüeller Hastalar n 60 nda (%48.0) obsesyonlar, 114 ünde (%91.2) kompulsiyonlar oldu u, hastalar n n 65 50 10 31 17 9 8 5 n 11 64 50 56 36 19 16 13 12 12 10 2 2 % 52.0 40.0 8.0 24.8 13.6 7.2 6.4 4.0 % 8.8 51.2 40.0 44.8 28.8 15.2 12.8 10.4 9.6 9.6 8.0 1.6 1.6 yaklafl k yar s nda sadece kompulsiyonlar (n=65, %52), çok az bir bölümünde sadece obsesyonlar (n=11, %8.8) ve geri kalan hastalarda (n=49, %39.2) hem obsesyon hem kompulsiyonlar n birlikte görüldü ü saptanm flt r. Hastalarda görülen obsesyonlar aras nda kötü bir fley olaca obsesyonunun, kompulsiyonlar aras nda da y - kama kompulsiyonunun daha s k görüldü ü anlafl lm flt r (Tablo 1). Hastalar obsesyonlar n ve kompulsiyonlar n birlikte görülmesi aç s ndan de erlendirildi inde kötü bir fley olaca obsesyonu olan hastalarda istatistiksel olarak anlaml derecede (x 2 =7.41, p<0.05) daha s k sayma ile ilgili kompülsiyonlar oldu u; benzer flekilde temizlik ile ilgili obsesyonlar n, temizlik ile ilgili kompülsiyonlarla anlaml düzeyde (x 2 =5.92, p<0.05) s k birlikte görüldü ü anlafl lm flt r. Di er kombinasyonlar n birlikteli i istatistiksel aç dan anlaml düzeye ulaflmam flt r. Obsesyon ve kompulsiyonlar n di er sosyodemografik ve klinik de iflkenlerle iliflkisi de erlendirildi inde de baz önemli ba lant lar oldu- u farkedilmifltir. Bunlardan biri 7 yafl ndan büyüklerde kötü bir fley olaca obsesyonunun (x 2 =4.38, p<0.05), 9 yafl ndan büyüklerde tekrarlayan ritüellerin (x 2 =5.43, p<0.05), 12 yafl ndan büyüklerde ise y kama ile ilgili kompulsiyonlar n (x 2 =3.93, p<0.05) istatistiksel olarak anlaml düzeyde daha s k görülmesidir. Ayr ca ailesinde fiziksel bir hastal k olan hastalarda dokunma ile ilgili kompülsiyonlara daha s k rastland (x 2 =5.17, p<0.05) saptanm flt r. ncelenen hastalar n büyük bir bölümünde (n=96, %76.8) tedavi seçene i olarak ço unlukla klomipramin ve seçici serotonin geri al m inhibitörleri olmak üzere psikoaktif ilaç önerildi i saptanm flt r. 29 hastan n (%23.2) yaln zca psikoterapi ile tedavi edilmeye çal fl ld anlafl lm flt r. Baz yak nmalar n istatistiksel olarak anlaml derecede daha s k ilaçla tedavi edildi i görülmüfltür. Örne in y kama ile ilgili kompülsiyonlar olan hastalar n büyük bir bölümü (n=46, %85.7) ilaçla tedavi edilmeye çal fl lm flt r (x 2 =4.52, p<0.05) Baflvuru yafl ile baz klinik de iflkenlerin anlam- 14

Çocuk ve Ergenlerde OKB l iliflkisi oldu u saptanm flt r. OKB a efllik eden baflka psikiyatrik belirtileri olan hastalar n baflvuru yafllar n n, efllik eden psikiyatrik belirti göstermeyenlere göre daha küçük oldu u dikkati çekmifltir (t=3.10, p<0.05). Benzer flekilde, tedavi yöntemi olarak ilaç kullan m tercih edilen hastalar n baflvuru yafllar n n (12.2±2.9), ilaç önerilmeyenlere (10.4±3.9) göre istatistiksel olarak anlaml düzeyde daha büyük oldu u saptanm flt r (t=2.27, p<0.05). TARTIfiMA Bu çal flmada OKB tan s konan çocuk ve ergenlerde sosyodemografik veriler, OKB a iliflkin klinik veriler ve efllik eden di er ruhsal belirtiler geriye dönük olarak de erlendirilmifltir. Sosyodemografik özelliklerin hastalardaki obsesyonkompulsiyonlar n içerikleri ile iliflkileri ve obsesyon-kompulsiyonlar n birlikte görülmesine iliflkin veriler de erlendirilmeye çal fl lm flt r. Çocuk ve ergenler ile yap lan araflt rmalarda OKB için bildirilen ortalama bafllang ç yafl 9.0 ile 11.6 aras nda de iflmektedir (Honjo ve ark.1989, Swedo ve ark. 1989, Riddle ve ark. 1990a, Toro ve ark.1992, Hanna 1995, King ve ark. 1998). Bu çal flmada da belirtilerin bafllama yafl ortalama 10.7, hastalar n klini imize baflvuru tarihlerindeki yafl ortalamas ise 11.7 y l olarak hesaplanm flt r. Belirtiler bafllad ktan sonra klini e baflvuru süresi ortalama 1 y l olarak bulunmufltur. OKB tan s alan en küçük hastan n 3 yafl nda bir k z oldu u ve belirgin y kama ve temizlik kompulsiyonlar ile klini e getirildi i, obsesyonlar n kompulsiyonlar na efllik etmedi i dosyas ndan anlafl lm flt r. Yay nlarda kompulsif davran fllar n 2 yafl gibi çok erken bir dönemde de görülebildi i belirtilmektedir (Rapoport ve ark.1994, Kaplan ve ark. 1997, Honjo ve ark. 1989). OKB tan s alm fl 125 hastan n 71 inin (%56.8) erkek, 54 ünün (%43.2) k z oldu u anlafl lm flt r. Bu çal flmadaki erkek : k z oran yaklafl k 4:3 (1.31) olarak hesaplanm flt r. Çocuk ve ergenler ile yap lan çal flmalarda genellikle erkeklerde görülme oran k zlara göre daha yüksek bulunmaktad r (Swedo ve ark. 1989, Thomsen 1991, Toro ve ark.1992, Hanna 1995). K zlar n ço unlukta oldu u çal flmalar azd r ve ergenleri içermektedir (Douglass ve ark.1995). Çocuk ve ergenlik döneminde erkeklerde k zlara göre görülme oran daha yüksek olmas na karfl n eriflkin dönemde cinsiyetlere göre bir farkl l k saptanamamaktad r (Kaplan ve ark. 1997). Hanna (1995), erkeklerde hastal n k zlara göre daha erken bafllang ç gösterdi ini ve daha a r seyretti ini, bu nedenle klinik baflvurunun erkek çocuklarda daha çok oldu unu söylemifltir. Çal flmam zda cinsiyet ile di er de iflkenler aras nda anlaml bir iliflki bulunamam flt r ve bu bulgular yaz ndaki bulgularla uyumludur (Thomsen ve Mikkelsen 1991, Hanna 1995). Bu çal flmada de erlendirilen hastalar n ço unlu unun çekirdek ailede yaflad, parçalanm fl aile oran n n düflük oldu u görülmüfltür. Ayr ca hem anne hem de babalar n ortalama e itim sürelerinin uzun oldu u görülmüfltür. Thomsen (1994) da bu bulgularla uyumlu olarak, 61 OKB hastas n n sosyodemografik bilgilerini de erlendirdi i çal flmas nda OKB tan s konan hastalar n kontrol grubuna göre daha yüksek bir sosyokültürel s n ftan geldi ini ve daha az oranda parçalanm fl aile yap s na sahip olduklar n bildirmifltir. Çocuk ve ergenlerde kompulsiyonlar n obsesyonlar olmadan da görülebildi i bildirilmektedir (Riddle 1998). Bu çal flmada da hastalar n %48 inde obsesyonlar, %91.2 sinde kompulsiyonlar oldu u, %39.2 sinde obsesyon ve kompulsiyonlar n birlikte görüldü ü saptanm flt r. Çocuklar n biliflsel geliflimi ya da düflüncelerini tan mlama ve ifade etme konusundaki geliflimsel güçlükleri göz önünde bulunduruldu unda bu çok flafl rt c de ildir. Ayr ca çocuklar n obsesyonlar ndan korkmalar ya da kafalar n n kar flmas nedeni ile bu düflüncelerini anne babalar ndan ve hekimlerden saklama olas l klar yüksektir. Eriflkinler aras nda bile obsesyonlar saklama e iliminin yüksek oldu u bilinmektedir. Epidemiyolojik verilere göre eriflkin hastalar n %40 nda yaln zca obsesyon, %30 unda yaln zca kompulsiyon, kalan %30 unda hem obsesyon 15

DEM ROK VE ARK. hem de kompulsiyon bulunmaktad r. Klinik serilerde ise obsesyon kompulsiyon birlikteli i oran (%70) daha yüksek bulunmaktad r (aktaran fiahin 1997). Swedo ve arkadafllar (1989) çal flmalar nda kompulsif davran fllar olan çocuklar n %40 nda efllik eden bir obsesif düflünce olmad n, bu çocuklar n izlemleri s ras nda da obsesif düflüncelerin ortaya ç kmad n belirtmifllerdir. Bu bulgu kompulsiyonlar n obsesyonlar nötralize etti i düflüncesinin her yafl için uygun olmayabilece ini düflündürmüfltür (Rapoport ve ark. 1994). Obsesyon ve kompulsiyonlar n klinik görünümleri hem eriflkinlerde hem de çocuk ve ergenlerde çok çeflitlilik göstermektedir. Geller ve arkadafllar (1998a) OKB tan s konan çocuklar ve eriflkinleri karfl laflt rd klar nda birbirleri ile birçok alanda benzerlikleri oldu u, ancak erkeklerde daha s k görülmesi, di er geliflimsel bozukluklar ile birlikteli i, aile yüklülü ü öyküsü gibi farkl l klar n da oldu unu ve bu nedenle hastal - n geliflimsel özelli i olabilece ini ileri sürmüfllerdir. Sald rgan ya da cinsel içerikli obsesyonlar n eriflkinlerde çocuklara göre daha s k görülmesi; obsesyonlar n geliflimsel aç dan farkl l k gösterebilece ini düflündürmektedir (Towbin ve Riddle 1996). Swedo ve arkadafllar (1989) 70 çocuk ve ergenle yapt klar çal flmalar nda obsesyonlar içinde en s k temizlik, kötü bir fley olacak, simetri ve dinsel obsesyonlar n görüldü ünü, kompulsiyonlar içinde de en s k y kama-temizleme, tekrarlama ve kontrol kompulsiyonlar n n oldu unu bulmufllard r. Thomsen (1991), 61 OKB tan s konan hastan n obsesyon ve kompulsiyon içeriklerini incelemifl; en s k görülen obsesif içeri in temizlik ile ilgili obsesyonlar, en s k görülen kompulsif içeri in ise y kama ile ilgili kompülsiyonlar oldu unu ve bu içeriklerin cinsiyetler aras da l mda anlaml farkl l k göstermedi ini belirtmifltir. Temizlik ile ilgili obsesyonlar ölüm, hastal k ve zarar görme obsesyonlar izlemektedir. Thomsen ölüm, hastal k ve zarar görme obsesyonlar n ayr de erlendirmifltir. Bu obsesyonlar kötü bir fley olaca obsesyonu olarak birlefltirildi inde temizlik obsesyonlar - n n önüne geçmektedir. Bizim çal flmam zda en s k görülen obsesyonlar n kendilerine ya da sevdiklerine (ço unlukla anne ve babalar na) zarar gelece i, kötü bir fley olaca obsesyonu oldu u, bunu temizlik ile ilgili obsesyonlar n izledi i görülmüfltür. En s k görülen kompulsiyonlar n ise y kama ve temizleme ile ilgili kompülsiyonlar oldu u izlenmifltir. Obsesif-kompulsif içerikler de erlendirildi inde di er klinik ve epidemiyolojik çal flmalar ile benzerlik gösterdi i görülmektedir (Swedo ve ark. 1989, Honjo ve ark. 1989, Riddle ve ark. 1990a, Thomsen 1991, Toro ve ark. 1992, Hanna 1995). Çal flmam zda temizlik ile ilgili obsesyonlar n, temizlik ile ilgili kompülsiyonlarla anlaml düzeyde s k birlikte görüldü ü, kötü bir fley olaca- obsesyonu olan hastalarda da anlaml derecede daha s k sayma ile ilgili kompülsiyonlar oldu- u anlafl lm flt r. lk ba lant uzun y llard r bilinen bir iliflkiyi betimlemektedir. Ancak hakk nda çok az fley bilinen sayma kompulsiyonlar ile ilgili verinin dinamik aç dan yorumlanmas denendi inde; sayma eyleminin, kayna oldukça belirsiz olan kötü bir fley olma olas l n somutlaflt rarak nötralize etti i ve böylece kontrol ve belirlilik duygusunu güçlendirdi i ileri sürülebilir. Ayr ca ailesinde fiziksel bir hastal k olan hastalarda dokunma ile ilgili kompülsiyonlar n daha s k bulundu u, ergenlerde y kama ile ilgili kompulsiyonlar n çocuklara oranla daha s k oldu u gözlenmifltir. Bir kompulsiyon olarak dokunmaktan kaç nman n kendini evdeki fiziksel hastal ktan koruma gibi bir ifllevi olabilir. Y kama kompulsiyonunun ergenlerde daha s k görülmesi de, bu belirtinin di er kompulsiyonlara göre daha geç klinik tablodaki yerini almas anlam na gelebilir. Çocuk ve ergenlerde OKB s kl kla duygulan m, anksiyete, dikkat eksikli i ve ö renme güçlü ü ve/veya tik bozukluklar ile birliktelik göstermektedir (March ve Leonard 1996, King ve ark. 1998). Hanna (1995) çal flmas nda eflzamanl hastal k oran n %80 olarak saptam flt r. Bu çal flmada da hastalar n büyük bir ço unlu unda (%71.2) obsesif-kompulsif belirtilere efllik eden duygulan m bozuklu u, anksiyete bozuklu u, somatoform bozukluk ve enurezis nokturna gibi di er psikiyatrik belirtilerin oldu u gözlenmifl- 16

Çocuk ve Ergenlerde OKB tir. Benzer flekilde Toro ve arkadafllar (1992) da, OKB tan s alm fl 72 hastan n %77 sinde, özellikle anksiyete ve duygulan m bozukluklar baflta olmak üzere, efllik eden belirtilerin oldu unu bildirmifllerdir. Douglass ve arkadafllar (1995), 930 OKB hastas n n büyük ço unlu unda depresyon (%62), sosyal fobi (%38) ve madde ba ml l baflta olmak üzere komorbid bozukluklar n oldu unu bulmufllard r. Bu yüksek komorbidite oran çocuklarda ve ergenlerde OKB un önemini ortaya koymaktad r. Çal flmam zda efllik eden belirtileri olan hastalar n baflvuru yafllar - n n daha küçük oldu u; çocuklarda OKB a efllik eden di er belirtilerin ergenlere oranla daha s k görüldü ü gözlenmektedir. Bu iki bulgu birbirini destekler nitelikte olup Geller ve arkadafllar - n n (1998b) erken bafllang çl hastal kta komorbid psikopatolojinin daha s k oldu u bulgusu ile uyumludur. Hastalar n ailelerinde fiziksel hastal klar n %21.6 ve ruhsal hastal klar n %25.6 oran nda görüldü ü, hastalar n özgeçmifllerinde ise fiziksel hastal klar n %23.2 oran nda görüldü ü izlenmifltir. Bu çal flmada hastalar n ailelerindeki fiziksel ve ruhsal hastal klar n ve özgeçmifllerindeki fiziksel hastal klar n baflka bir kontrol grubu ile karfl laflt r lmas yap lmad ndan, bu de- iflkenlerin OKB üzerine etkilerini de erlendirmek do ru olmayacakt r. Yine de bu de iflkenlerin hastal kolaylaflt r c etkisinden söz edilebilir. Benzer bir de iflken de obsesif-kompulsif belirtilerin ortaya ç kmas nda etkili olabilecek çevresel tetikleyici faktörlerdir. Bu flekildeki zorlay - c yaflam olaylar hastalar m z n yaklafl k üçte birinde bildirilmifltir. Toro ve arkadafllar (1992), OKB tan s alm fl 72 hastan n %53 ünde belirtilerin bafllang c nda stres etkenlerinin bulundu unu belirtmifllerdir. Bu veriler OKB da biyolojik de iflkenlerin yan nda zorlay c yaflam olaylar - n n da önemli bir etkiye sahip olabilece ini düflündürmüfltür. ncelenen hastalar n büyük bir bölümünde, özellikle de y kama ile ilgili kompülsiyonlar olan ve yafllar büyük olan hastalarda, tedavi seçene i olarak ço unlukla klomipramin ve seçici serotonin geri al m inhibitörleri olmak üzere psikoaktif ilaç önerildi i saptanm flt r. Hem klomipraminin hem de seçici serotonin gerial m inhibitörlerinin OKB belirtilerini azaltmada çocuk ve ergenlerde de eriflkinler kadar etkili oldu u birçok çal flmada gösterilmifltir (Flament ve ark. 1985, Leonard ve ark. 1989, Riddle ve ark. 1990b, Como ve Kurlan 1991, Riddle ve ark. 1992, Kurlan ve ark. 1993, Geller ve ark. 1995, Baysal ve Ünal 1996). Bu çal flmada 125 hastadan oluflan oldukça genifl bir grupta OKB tan s alan çocuk ve ergenlere ait sosyodemografik ve klinik veriler geriye dönük olarak de erlendirilmifltir. Çal flman n geriye dönük bir desende olmas nedeniyle baz de iflkenlerin yeterince ayr nt l ele al namamas gibi k s tl l klara karfl n, özellikle belirtiler aç s ndan daha sonra bu konuda yap lacak araflt rmalara fl k tutabilecek veriler elde edilmifltir. Bu çal flmada elde edilen nitelik ve niceliksel veriler ileriye dönük araflt rma desenleri ile ele al narak kontrol edilmelidir. KAYNAKLAR Baysal ZB, Ünal F (1996) Fluoxetine treatment of children and adolescents with obsessive - compulsive disorders: an open-label trial. Eur Neuropsychopharmacology 6 (Suppl. 4): 142-143. Como PG, Kurlan R (1991) An open-label trial of fluoxetine for obsessive-compulsive disorder in gilles de la tourette's syndrome. Neurology 41:872-874. Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders- IV (1994) Washington, DC: American Psychiatric Press. Douglass HM, Moffitt TE, Dar R ve ark. (1995) Obsessive-compulsive disorder in a birth cohort of 18-year-olds: features of prevalence and predictors. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 34(11):1424-1431. Flament MF, Rapoport JL, Berg CJ (1985) Clomipramine treatment of childhood obsessive compulsive disorder: a double-blind controlled study. Arch Gen Psychiatry 42: 977-983. Flament MF, Whitaker A, Rapoport JL ve ark. (1988) Obsessive compulsive disorder in adolescence: an epidemiological study. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 27: 764-771. Geller DA, Biederman J, Jones J ve ark. (1998a) Is juvenile obsessive-compulsive disorder a developmental subtype of the disorder? a review of the pediatric literature. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 37(4):420-427. Geller DA, Biederman J, Jones J ve ark. (1998b) Obsessive-compulsive disorder in children and adolescents: a 17

DEM ROK VE ARK. review. Harv Rev Psychiatry 5(5):260-273. Geller DA, Biederman J, Reed E ve ark. (1995) Similarities in response to fluoxetine in treatment of children and adolescents with obsessive compulsive disorder. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 34:36-44. Hanna GL (1995) Demographic and clinical features of obsessive-compulsive disorder in children and adolescents. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 34(1):19-27. Honjo S, Hirano C, Murase S ve ark. (1989) Obsessivecompulsive symptoms in childhood and adolescence. Acta Psychiatr Scand 80:83-91. Kaplan HI, Sadock BJ, Grebb JA (1997) Synopsis of Psychiatry. Eighth Edition. Williams and Wilkins. Baltimore-Maryland. King RA, Leonard H, March J ve ark. (1998) Practice parameters for the assessment and treatment of children and adolescents with obsessive-compulsive disorder. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 37(10 Supplement):27S-45S. Kurlan R, Como PG, Deeley C ve ark. (1993) A pilot controlled study of fluoxetine for obsessive-compulsive symptoms in children with tourette s syndrome. Clin Neuropharmacology 16:167-172. Leonard H, Swedo S, Rapoport JL ve ark. (1989) Treatment of childhood obsessive compulsive disorder with clomipramine and desmethylimipramine: a double-blind crossover comparison. Arch Gen Psychiatry 46:1088-1092. March JS, Leonard HL (1996) Obsessive-compulsive disorder in children and adolescents:a review of the past 10 years. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 35(10):1265-1273. Öy B (1994) Çocuk ve ergenlerde obsesif kompulsif bozukluk: epidemiyoloji, klinik, aile özellikleri ve sonlan m. Çocuk ve Gençlik Ruh Sa l Dergisi 1(2):119-124. Rapoport JL, Swedo S, Leonard H (1994) Obsessivecompulsive disorder. Child and Adolescent Psychiatry: Modern Approaches. Third Edition içinde. M Rutter (ed.). Blackwell Science, Londra. Riddle MA, Hardin MT, King R ve ark. (1990b) Fluoxetine treatment children and adolescents with tourette's and obsessive compulsive disorder: preliminary clinical experience. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 29: 45-48. Riddle MA, Scahill L, King R ve ark. (1992) Double-blind, crossoer trial of fluoxetine and placebo in children and adolescents with obsessive compulsive disorder. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 31:1062-1069. Riddle MA (1998) Obsessive-compulsive disorder in children and adolescents. Br J Psychiatry Suppl (35): 91-6. Shafran R, Ralph J, Tallis F (1995) Obsessive-compulsive symptoms and the family. Bull Menninger Clin 59(4):472-9. Swedo SE, Rapoport JL, Leonard H ve ark. (1989) Obsessive-compulsive disorder in children and adolescents. Arch Gen Psychiatry 46:335-341. fiahin AR (1997) Obsesif Kompulsif Bozukluk. Psikiyatri Temel Kitab içinde. C Güleç, E Köro lu (eds). Hekimler Yay n Birli i, Ankara. Thomsen PH (1991) Obsessive-compulsive symptoms in children and adolescents:a phenomenological analysis of 61 Danish patients. Psychopathology 24(1):12-8. Thomsen PH, Mikkelsen HU (1991) Children and adolescents with obsessive-compulsive disorder: the demographic and diagnostic characteristics of 61 Danish patients. Acta Psychiatr Scand 83(4):262-6. Thomsen PH (1994) Children and adolescents with obsessive-compulsive disorder:an analysis of sociodemographic background. A case-control study. Psychopathology 27(6):303-11. Toro J, Cervera M, Osejo E, Salamero M (1992) Obsessive-compulsive disorder in childhood and adolescence: a clinical study. J Child Psychol Psychiatry 33(6):1025-37. Towbin KE ve Riddle MA (1996) Obsessive-compulsive disorder. Child and Adolescent Psychiatry Second Edition içinde. M Lewis (ed.). Williams ve Wilkinsckwell Science, Baltimore. Riddle MA, Scahill L, King R ve ark. (1990a) Obsessivecompulsive disorder in children and adolescents: phenomenology and family history. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 29(5):766-72. 18