MEDİTASYONLAR Özet Bağlam

Benzer belgeler
Bülent Gündağ Mert ile Söyleşi

BAŞARI İÇİN HEDEFE ODAKLANMAK ŞART!

Merhaba! Fatih ALKAN Yasin UĞURLU Mehmet ÜZER. Biz buradayız çünkü sizi ve yazılımı seviyoruz. Bize ulaşabilirsiniz:

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

Proje konularından istediğiniz bir konuyu seçip, hazırlamalısınız.

Almanca da Sıfatlar (Adjektive) ve Sıfat Tamlamaları - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

İhtiyacınız, tüm sisteminizin kurumsallaşmasını sağlayacak bir kalite modeli ise

CSD-OS İşletim Sistemi Projesi - Fonksiyon Açıklama Standardı

Bilardo: Simetri ve Pisagor Teoremi

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

İKİ BOYUTLU GÖRSEL ARAÇLAR HARİTALAR

KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

Algoritmalara Giriş 6.046J/18.401J

Görsel Tasarım İlkelerinin BÖTE Bölümü Öğrencileri Tarafından Değerlendirilmesi

ĐHRACAT AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Metin Taş

KATEGORİSEL VERİ ANALİZİ (χ 2 testi)

TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız

KONYA TİCARET ODASI İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Odabaş

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler,

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

Satış Amaçlı Elde Tutulan Duran Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetlere İlişkin Türkiye Finansal Raporlama Standardı (TFRS 5)

Cebir Notları. Bağıntı. 1. (9 x-3, 2) = (27, 3 y ) olduğuna göre x + y toplamı kaçtır? 2. (x 2 y 2, 2) = (8, x y) olduğuna göre x y çarpımı kaçtır?

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Çılgın Yıldızlar. Soru:

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

MESS ALTIN ELDİVEN İSG YARIŞMASI BAŞVURU VE DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

Konya Hizmetler Sektörü Güven Endeksi geçen aya göre yükseldi:


Kırkpınar Yaylası-Ilgaz (11 Ekim 2009) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

ANAHTAR YETERLİKLER AYFER YAVUZ

Walt Whitman. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

uzman yaklaşımı Branş Analizi öğretim teknolojileri ve materyal tasarımı Dr. Levent VEZNEDAROĞLU

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Soma Belediye Başkanlığı. Birleşme Raporu

YAZILIYA HAZIRLIK SINAVI TÜRKÇE 7. SINIF

Davranışçı Yaklaşımda Öğrenme Kuramları

Test Geliştirme. Testin Amacı. Ölçülecek Özelliğin Belirlenmesi Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü

SANAYİNİN KÂRLILIK ORANLARI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALDI

Kümenin özellikleri. KÜMELER Burada x : ifadesi öyle x lerden oluşur ki diye okunur. Örnek: Kilis in ilçeleri

Daha Ne Kadar Sessiz Kalacaksınız?

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Yazma Becerileri 2 YDA

BAVYERA BUNU YAPABİLİYOR!

MAT223 AYRIK MATEMATİK

Prof. Dr. Bilal Sambur ile Medya ve Dindarlık Üzerine 08/04/2015

Fon Bülteni Haziran Önce Sen

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

ÖĞRETMEN AKADEMİSİ VAKFI EĞİTİMCİ YETİŞTİRME SÜRECİNİN KISMİ ZAMANLI EĞİTİMCİLER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Eğilmeyen Adamlar

İstanbul da TEK çalışanların organize ettikleri sendikalaşma çalışmaları, 21 Mart 1992 de yapılan bir toplantıyla hazırlandırılmıştır.

HİZMET ALIMINA İLİŞKİN BASINDA ÇIKAN SON HABERLER

DERS 1. ki De i kenli Do rusal Denklem Sistemleri ve Matrisler

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI

Tasarım Raporu. Grup İsmi. Yasemin ÇALIK, Fatih KAÇAK. Kısa Özet

Firmadaki Mevcut Öğrenme Faaliyetleri 2.2. Aşama

1- Düz ( düzlem ) Ayna

Analiz aşaması sıralayıcı olurusa proje yapımında daha kolay ilerlemek mümkün olacaktır.

İşletme Gelişimi Atölye Soruları

SORU- Neden sosyal hizmetler? Neden Sivas? Bu okulu yazmadan önce ve su an duygularınız arasında ne farklar var?

HALK EĞİTİMİ MERKEZLERİ ETKİNLİKLERİNİN YÖNETİMİ *

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

Bilinçaltı, bahane bulur. ( Bilinçaltımızın nasıl çalıştığını size Hipnoz Deneyi başlıklı makaleyi okuyarak biraz anlayabileceksiniz.

İYON DEĞİŞİMİ AMAÇ : TEORİK BİLGİLER :

Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu

ÖZET. Haziran 2016 Dönemi Bütçe Gerçekleşmeleri

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

T.C. ÇANAKKALE ONSEK Z MART ÜN VERS TES

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

Güç Artık İnternette! Power is now on the Internet!

Basit Bir Elektrik Süpürgesi

Ders içeriği (10. Hafta)

SINIF GEÇME HESABI

Amaç Günümüzde birçok alanda kullanılmakta olan belirtisiz (Fuzzy) kümelerin ve belirtisiz istatistiğin matematik kaygısı ve tutumun belirlenmesinde k

Bölüm 3. Sentaks ve semantik tarifi ISBN

ÖĞRENME ALANI : FĐZĐKSEL OLAYLAR ÜNĐTE 3 : YAŞAMIMIZDAKĐ ELEKTRĐK (MEB)

HELEN VE TOM VE DE NÜKLEER REAKTÖR

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/065 Ref: 4/065

Galileo Öğretmenler Ağı, Bilim ve Eğitim

Kursların Genel Görünümü

TASARIM KÜLTÜRÜ /02 10 TL

BISTEP nedir? BISTEP ne yapar?


BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ


Cümlede Anlam İlişkileri

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onuncu kez gerçekleştirilmiştir.

Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor

KILAVUZ SORU ÇÖZÜMLERİ Matematik

TEMEL İSTATİSTİK KAVRAMLAR

YSÖP KULLANIM KILAVUZU

Microsoft Xbox ın YouTube daki Lansman Yayını Halo 5: Guardians ın Satış Rekorları Kırmasına Yardımcı Oldu

İngiltere de yapılan bir araştırmaya göre konut tiplerine bağlı yoğunluk değerleri aşağıdaki çizelge : 1.4 de verilmiştir (59).

Halkla İlişkiler ve Organizasyon

Origami. Bu kitapç n sahibi. Haz rlayan: Asl Zülal Foto raflar: Burak Murat Bayram Tasar m: Ay egül Do an Bircan Çizimler: Bengi Gencer

Transkript:

MEDİTASYONLAR Özet Daha önce kesin olduğunu zannettiği şeylerin aslında öyle olmadığını fark ediyor, daha önce sahip olduğu bütün ön-kavramsallaştırmaları (pre-conceptions) terk edip bilgisini temelden yeniden kurmaya/inşa etmeye girişiyor ve sadece mutlak kesin olanları doğru kabul etmeye karar veriyor. Daha önce sahip olduğu her şey (tüm bilgisi) ona duyulardan gelmişti. Yöntemsel şüphe ile duyusal bilginin tümünü rafa kaldırıyor. Herhangi bir anda rüya görüyor olabileceği veya duyularının Tanrı ya da kötü bir cin tarafından yanıltılıyor olabileceği için duyularına hiçbir konuda güvenemeyeceği sonucuna varıyor. Ama kendi varlığından şüphe edemediğini fark ediyor, şüphe varsa şüphe eden de vardır. Kendi varlığı düşünüyor olmasından çıktığına göre, hiç değilse kendisinin düşünen bir şey olduğunu bildiği sonucuna ulaşıyor. Ve bu gerçeği zihnini kullanarak keşfettiği için de zihnin bedenden çok daha iyi bilinebileceğine hükmediyor. Var olduğuna dair kesinliğe, açık ve seçik bir algı yoluyla ulaşmıştı. Bu kesin yöntemle başka neler bilinebilir? Bu açık ve seçik algıların şüpheden arınmış olduğundan emin olmak için önce Tanrının varlığını ve kendisini aldatmadığını kabul etmesi gerekiyor. Zihnindeki Tanrı idesini ben yaratmış olamam, çünkü benden çok daha mükemmeldir. Bu mükemmel ideye ancak Tanrı sebep olmuş olabilir. Öyleyse Tanrı var ve kusursuz olduğu için aldatmaz. Yanılmaların sebebi aldatma değil, iradenin çoğu kez, sınırlı zihnin açık ve seçik anlamadığı bazı konularda yargı gücünün önüne geçmesidir. Açık ve seçik algıları Tanrının garantisi altında olduğuna göre, artık maddesel şeyleri araştırmaya girişiyor. Açık ve seçik olarak biliyor ki bedenin birincil (primary) özniteliği (attribute) yayılımdır (extension) ve birincil nitelikleri de büyüklük, şekil, genişlik, en vs. dir. Tanrının varlığına dair ikinci bir kanıt da, bedenlerin özsel olarak yayılmış şeyler oldukları yerde, Tanrının özsel olarak var-olan olmasıdır. Var olmayan bir Tanrı en az yayılmamış bir beden kadar kavranamazdır. Bedenin özü yayılım ve zihnin özü düşünce olduğu için, ikisi tamamen farklı ve ayrıdır. Maddesel şeylerin birincil niteliklerini açık ve seçik olarak algıladığı halde ikincil niteliklere dair ancak karışık ve bulanık bir algıya sahip olduğuna karar veriyor. Bunun sebebi, duyular bize dünyada hareket etmemize yardım etmek içindirler, bizi hakikate yöneltmek için değil. Bağlam Eserin yayımlanma tarihi 1641. Galile ve diğerlerinin geliştirdiği yeni bir fiziğin doğuş çağında. Bu yeni fizik, doğanın matematikselleştirilmesini içeriyor. Evrendeki hareket ve değişim süreçleri az sayıdaki matematiksel ilişkilerde formülleştirildi. Evren çok az sayıdaki basit, soyut matematiksel ilkelere göre işlemekte/yönetilmektedir. Meditasyonlar bu yeni fiziğe bir destek ve katkı olmak için yazıldı. Descartes kendi akıl-temelli ve matematiksel karakterli metafiziğinin, kendi fiziksel ilkelerini geliştirmek için gereken bütün temelleri sağladığını gördü. Katolik felsefenin büyük ve derin bir Aristotelesçi etki altında olduğu bir dönemde yaşıyor Descartes. Kendisi Cizvit gelenek içinde yetişti ve bu eserle Loyola lı Aziz İgnatius un eseri (St. Ignatius of Loyola) Ruhsal Tecrübeler (Spiritual Exercises) arasında çok benzerlik var. Kendi eserini bu esere benzeterek yazmış ki, hem kilisenin tepkisini azaltsın hem de Cizvitler arasında çok okunsun. Kendi eseri de bu eserle aynı aşamaları içeriyor: temizlenme/arınma

(şüpheci yöntem), aydınlanma (benliğin ve Tanrının varlığının kanıtları) ve birlik ( bu bilginin maddesel dünyayla bağlantılandırılması), yine aynı şekilde hem kendi kitabı hem de İgnatius un eseri meditasyon tarzında altı bölüm içeriyor vb. Karakterler Meditatör meditasyon yapan, derin düşünen kişi. Cinsiyetsiz, erkek veya kadın değil. Genel analiz ve temalar Bu eser Modern Batı Felsefesinin incili (başlangıcı) kabul edilir. Bu eserde pek çok Aristotelesçi öğretiler baş aşağı çevriliyor (alaşağı ediliyor, tam tersi görüşler ispatlanıyor) ve günümüzde bile hala tartışılmaya devam eden sorunlar ortaya atılıyor. Bütün bilgi duyulardan gelir ve zihinsel haller ilgili oldukları şeylere bir bakımdan benzerdirler şeklindeki Aristotelesçi kuram çökertiliyor. Böyle yapmakla zihin, madde, ideler ve başka şeylere dair tamamen yeni bir kavrayış getirmiş oluyor. Şüphecilik: herhangi bir şey kesin olarak bilebilir miyiz? Duyular ve hayal gücünün de birer zihinsel yeti olarak alındığı yeni bir zihin kavrayışı geliştiriyor. Şüphecilik ve zihin-beden düalizmi, bu ikisi birlikte alındığında zihni bedenin içine kilitlenmiş ve dünyanın geri kalanından ayıran bir anlayışa varılıyor. Descartes kendisini empiristlere (Aristoteles ve Locke) karşı rasyonalist kamp içine yerleştiriyor. Zihnin açık ve seçik algıları, bilgiyi güvenceye almanın en emin yoludur ve duyular bize bilgi sağlamak için verilmemiştir, dünyada hareket edebilmek içindir. Ayrıca Kartezyen Daire, Mum Kanıtı ve ideler, beden ve algıya dair geliştirilen kavramlar da önemli, Bu eserde modern dünya görüşü ortaya çıkmaya başlıyor. Özet ve Analiz: Birinci Meditasyon Tek tek her şeyden şüphe etmek yerine bu bilgilerin kaynaklandığı temeller ve temel ilkelere şüphe getirilebiliyor muyuz bunu incelemeli. Duyular bazen yanıltıcı olabiliyor ama sadece nesneler çok küçük veya çok uzak olduklarında, bunu dışında bütününde alındığında duyusal bilgi çok sağlamdır. Deliler daha çok yanıltılırlar ama ben açıkça deli değilim. Peki her şey bir rüya olabilir mi? Rüya olsa bile, rüyada görülenler bile uyanıkken gördüklerimiz içinden seçilirler, rüya onların dışında bir şey içeremez, mesela denizkızı bilinen iki şeyin birleşimi: balık ve kadın. En acayip uydurma resimler bile hiç değilse bildiğimiz renkleri taşımak zorunda.

Yani bileşik şeylerden şüphe edilebilse bile basit şeylerden (şekil, nicelik, büyüklük, zaman, vb.) edilemez. Bileşik şeyleri inceleyen bilimlerden (tıp, astronomi, fizik gibi) şüphe edilebilir ama basit şeyleri inceleyen bilimlerden (aritmetik ve geometri gibi) şüphe edilemez. Ama aslında belki de basit şeylerden bile şüphe edilebilir, çünkü Tanrı bizi yanıltabilir. Tanrı mutlak iyidir, yanıltmaz denecek olursa, o zaman hiçbir durumda yanıltmaması gerekirdi, oysa böyle olmadığı açık. Üstelik eğer Tanrı yoksa ya da Tanrıya inanmıyorsak, durum daha da kötü demektir, çünkü duyularımız kusursuz bir varlık tarafından yaratılmış olmuyorlar o zaman. Alışık olduğumuz adet üzere inandığımız her şeyden mesafeli durabilmek ve böyle bir şüphe araştırmasında dengeyi koruyabilmek için kötü cin varsayımına başvuruluyor. Descartes bu eserde bütün bilginin duyulardan geldiğini belirtmekle Aristotelesçi bir giriş yapmış oluyor ve döneminin düşünürlerince dikkate alınmaya çalışıyor. Rüya Kanıtı evrensel bir rüya hali içinde bulunma olarak alınırsa, Kötü Cin Kanıtından ayrıdır, çünkü sadece duyulara olan güveni sarsıyor, oysa Kötü Cin Kanıtı daha ileri gidiyor ve bütün bildiklerimiz yanlış olabilir demeye getiriyor. Daha başlangıçta sergilenen bu radikal şüphe kendi metafiziğine ilişkin sonradan oluşacak şüpheleri bertaraf etmiş oluyor, yani bir tür hazırlık aşaması gibi. Modern şüpheciliğin en derin kaynaklarından biri bu meditasyondur. Sorun bu şüphelerin doğru olmaları değil, hiçbir biçimde ortadan kaldırılamamalarıdır. Burada dile getirilenler en aşırı versiyonunda, rasyonelliğin kendisine bile bir meydan okuma olarak görülebilir. Descartes ın şüphesi rasyonel ve yöntemsel bir şüphedir. Bu yüzden deli olma ihtimalini devre dışı bırakıyor, çünkü böyle bir şey, şüpheyi sürdüren itici etken olarak rasyonaliteyi ortadan kaldırmış olur. Şüpheyi akılcı bir çerçeve içinde temellendiriyor. Özet ve Analiz: İkinci Meditasyon Kısım 1 : Cogito ergo sum ve sum res cogitans (düşünen şeyim) Küçük bir şüphe yüzünden bile inandığı her şeyden vazgeçiyor: gördüğü şeyler var olmayabilir, bellek (bütün hatırladıkları ) yanlış olabilir, duyuları ve bedeni gerçek olmayabilir, yayılım, hareket ve yer kavramları yanlış olabilir, vs. belki kesin olan tek şey hiçbir şeyin kesin olmadığıdır. Arşimed in dünyayı yerinden oynatacak destek noktası olarak şunu tespit ediyor: onu dile getirdiğim ya da zihnimde tasarladığım sürece ben varım önermesi zorunlu olarak doğrudur. Peki bu ben ne? Ben bir ruha sahibim (ki bununla hareket eder, duyumsar ve düşünürüm) bir de bedene sahibim. Bütün bunlardan şüphe edilebilir, düşündüğüm hariç. Diğerleri olmadığında var olduğumu yine de düşünebilirim, ama düşünme olmadığında var olamam. Öyleyse ben düşünen bir şeyim. Düşünüyorum öyleyse varım formülasyonu sadece Metod Üzerine Konuşma da geçiyor, Meditasyonlarda geçmiyor ve öyleyse ifadesinin yokluğu onu bir çıkarım olmaktan kurtarıyor ki Descartes da bir çıkarım olarak görmüyor bunu. Çıkarım olsaydı biçimi şöyle olurdu:

(1) Bir şey düşünüyorsa vardır. (2) Ben düşünüyorum. (3) O halde varım. (2) ifadesi sadece şimdiki zamanda ve söylendiği anda doğrudur (performative utterance). Oysa (1) önermesi hep şüpheli olacaktır ki onun şüpheden bağışık olmasını gerektirecek bir sebep gösterilemez. Ayrıca, buradaki prensip gereği, çıkarımların kendisinden de şüphe edilebilir. Descartes ben in içine sadece düşünen şey i sokuyor, bedeni sokmuyor, çünkü düşündüğümü biliyorum ama beden sahibi olduğumu bilmiyorum, ikisi de aynı şey olsaydı ikisini de bilirdim veya bilmezdim. Demek ki bunlar birbirinden ayrı ve farklı şeyler ve düşünen bir şey olduğumu biliyorum, o halde bir beden değilim. Ama burada yönelimsellikten kaynaklı hata (intentional fallacy) var. Süpermen ve Clark Kent i aynı şekilde bilmem ama bu, ikisinin bir ve aynı olmadığını göstermez. Duyum, hayal gücü, irade vd. zihnin öz-nitelikleri olarak dâhil ediliyorlar. Özet ve Analiz: İkinci Meditasyon Kısım 2: Balmumu Kanıtı Bu ben in ne olduğunu araştırmaya devam ediyor. Bunun içine düşünme, anlama, isteme, hayal gücü ve duyular da giriyor. Çünkü rüya durumunda bile veya kötü cin tarafından aldatılma halinde bile hayal edebiliyor ve duyumsayabiliyor. Bunu, yani bu ben i nasıl bildiğini incelemek için balmumu örneğini kullanıyor. Bir parça balmumunu duyular yoluyla bilirim: tadı, kokusu, rengi, şekli, büyüklüğü, sertliği vs. vardır. Ama ateşe tutulup eritildiğinde bütün bu nitelikler değişir. Mesela önceden sert iken şimdi yumuşak olur. Kuşkusuz aynı balmumu parçasıdır her ikisi de. Katı haldeki balmumu parçası ile erimiş haldeki balmumu parçasının aynı olduklarını belirten bilgi duyulardan geliyor olamaz, zira duyusal özellikler değişmiştir. Her iki durumda ortak olup da bildiği şey nedir? Cevap: onun yayılımlı olduğunu, esnek ve değişebilir olduğunu. Ama bu bilgiyi duyular yoluyla edinmiş olamaz ve aynı zamanda hayal gücü yoluyla da edinmiş olamaz, çünkü balmumu sonsuz sayıda şekil alabilir ve bu, hayal gücünün sınırlarını aşar. Öyleyse balmumunu sırf zihni yoluyla biliyor demektir. Balmumuna ilişkin zihinsel algısı ya kusurlu ve karışıktır ki bu durumda bu algı duyular ve hayal gücünden gelir, ya da açık ve seçik bir algıdır ki bu durumda ise bu algıya özenli bir zihinsel inceleme-tahkik uygulanır. Bu konularda yanıltılmak ne kadar kolaydır, diyor. Çünkü balmumunu görüyorum dediğimde onun rengine ve şekline göndermede bulunmuyor olabilirim ama zihnin onu algıladığı haline gönderme yapıyorum olabilir. Bu şuna benzer: yoldan geçen insanları gördüğümü söylediğimde aslında sadece paltolar ve şapkalar görüyorum. Bunların palto ve şapka giymiş otomatlar değil de insan olduklarına hükmeden, gözlerimiz değildir, zihnimizdir (anlama yetimiz). Demek ki zihin bedenden çok daha iyi bilebilir ve kişi zihnini başka her şeyden daha iyi bilir. Çünkü balmumunu algıladığında bu bir rüya veya yanılsama olabilirdi, ama algılıyor olduğu konusunda ve bunun bir balmumu olduğuna hükmettiği konusunda şüphe yoktur ve bu iki düşünme edimi kendisinin var olduğunu kanıtlar.

Yani dış dünyaya dair her düşünce ancak şüpheli bir biçimde doğru olabilirken, benim var olduğum konusundaki her düşünce kesinlikle doğrudur ve bu, zihnimizin doğasını ortaya koyar. Demek ki varım, bunu kesinlikle bilebilirim, düşünen bir şeyim, zihnimi bedenimden daha iyi bilirim, bütün açık ve seçik algılar zihinden gelir, duyular ve hayal gücünden değil. Aristotelesçi zihin anlayışında, zihin sadece düşünme ve anlamayı içeriyor. Duyular, hayal gücü, isteme ve diğerleri duyusal dünyaya veya dış dünyaya aitler, zihinden ayrılar, çünkü zihni dünyaya bağlıyorlar. Düşünme ve anlama ise ölümden sonra var olmaya devam ederler, ruha aittirler. Oysa Descartes ın zihin anlayışında duyular ve hayal gücü de zihne dahildir, çünkü rüyalarda veya bedensiz zihinlerde bulunmaya devam ederler. Öbür taraftan zihin ve dünya arasında keskin bir ayrım vardır. Dünyadaki şeyler tamamen ayrı ve farklıdır. Gördüğüm nesneye ilişkin görme duyuları zihnime aittir ama nesnenin kendisi dünyaya aittir ve bunları birbirine bağlayanın ne olduğunu belirlemek zordur. Balmumu Kanıtında Descartes şeyler/nesneleri duyular yoluyla değil de zihnimiz yoluyla bildiğimizi ve zihni başka her şeyden daha iyi bildiğimizi kesin olarak ispatladığını düşünmektedir. Yine bütün bilginin duyulardan geldiğini söyleyen Aristoteles e bir karşı çıkış var burada. Duyular bizi dünya hakkında bilgilendirse de bu bilgi bir düzene sokulmamıştır, zihin olmadan neyi algıladığımızı bilemezdik, demek ki kendisini empiristlerin karşısında ve rasyonalistlerin içine yerleştiriyor.