Gerçek Anlam : Kelimelerin herkesçe bilinen ve söylendiğinde akla ilk gelen anlamlarına gerçek (sözlük) anlamı denir.



Benzer belgeler
Ses Bilgisi. Büyük Ünlü Uyumu : Ünlü harflerin, kalınlık-incelik yönünden uyumudur. Büyük Ünlü Uyumuyla İlgili Kurallar :

A) Ünsüzle biten bir sözcüğe ile getirildiğinde başındaki " i " sesi düşer ve ünlü uyumuna uyar.


Büyük Ünlü Uyumu (Kalınlık-İncelik Uyumu)

Canlı ve cansız varlıklara, çeşitli somut ve soyut kavramlara ad olan sözcük türüdür.

SIFATLAR. ÖN ADLAR (Sıfatlar)

ÜNLÜLER BÜYÜK ÜNLÜ UYUMU. Türkçe bir sözcükte kalın ünlülerden sonra kalın, ince ünlülerden sonra ince ünlülerin gelmesine büyük ünlü uyumu denir.

Sözcüklerin ve harflerin yazılışıyla ilgili belli kurallar da vardır. Bunları şimdi ayrı ayrı göreceğiz.

Adlar ADLAR (İSİMLER) Bütün sözcük türleri,iki gruba ayrılarak değerlendirilir. A)Ad Soylu Sözcükler: 1)Ad (İsim) 2)Sıfat (Önad) 3)Zamir (Adıl)

SES BİLGİSİ YÜCEL ÖNEN TÜRK DİLİ VE EDEB.

Zeus tarafından yazıldı. Cumartesi, 09 Şubat :20 - Son Güncelleme Pazartesi, 15 Şubat :23

BAĞLAÇ. Eş görevli sözcük ve sözcük gruplarını, anlamca ilgili cümleleri birbirine bağlayan sözcüklere "bağlaç" denir.

EKLER VE SÖZCÜĞÜN YAPISI

Zamir: İsmin yerini geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu kelimelerle bazı eklere zamir denir.

Cümle içinde isimlerin yerini tutan, onları hatırlatan sözcüklere zamir (adıl) denir.

ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI:

SBS İlköğretim 6 Türkçe Müfredatı

yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam

BİLGİSAYAR 1 IRMAK KARACA 2012

qwertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq


SES BİLGİSİ SES OLAYLARI. Ünsüz Benzeşmesi (Sertleşmesi)

Eylemlerin, eylemsilerin, sıfatların ve zarfların anlamlarını çeşitli yönden etkileyen sözcüklere zarf denir. Ör. Büyük lokma ye: büyük konuşma. Ör.

SESLER VE SES UYUMLARI

ZAMİRLER(ADILLAR) Zamir sözcük türlerinden biridir. Zamiri yapmak için cümleyi çok çok iyi anlamak gerekir

-DE, -DA VE -Kİ NİN YAZIMI

Türkçede sözcükler görevleri bakımından iki ana gruba ayrılır:

c. Yönelme Hâli: -e ekiyle yapılır. Yüklemin yöneldiği yeri, nesneyi ya da kavramı gösterir.

ÖN ADLAR (SIFATLAR ) NİTELEME ÖN ADLARI

SIFATLAR (ÖN ADLAR) İSİM ARAYIN!!! Varlıkların rengini, biçimini, büyüklüğünü, durumunu bildiren ya da onları sayı, soru, işaret

TÜRKÇE BİÇİM KISA ÖZET.

Konumuz CÜMLENİN ÖĞELERİ çocuklar.

Sıfat Tamlaması Tanımı. Sıfat Tamlamalarının Özellikleri. Yazı Menu. - Sıfat Tamlaması Nedir. - Sıfat Tamlamalarının Özellikleri

Bu gerçeği bilen Atatürk, Türk Dil Kurumunu kurdu. ( Aşağıdaki ilk üç soruyu parçaya göre cevaplayın.)

TÜRKÇE DİL BİLGİSİ KURALLARI-Dil Yapısı

YAZIM (İMLÂ) KURALLARI

1.KÖK 2.EK 3.GÖVDE. Facebook Grubu TIKLA.

İSİM (AD) Canlı ve cansız varlıkların, kavramların, duyguların dilimizdeki karşılığı olan sözcüklere isim (ad) denir.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

* Cümle içinde, tırnak içinde verilen cümleler büyük harfle başlar. Tolstoy, Amaç olmayınca hayatın da bitmesi gerekir. demiştir.

» Ben işlerimi zamanında yaparım. cümlesinde yapmak sözcüğü, bir yargı taşıdığı için yüklemdir.

CÜMLENİN ÖGELERİ YÜKLEM / ÖZNE

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.

Konu: Zamirler Ders: Bilgisayar I Akdeniz Üniversitesi İsmail Kepek

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

Cümle, bir düşünceyi, bir dileği, bir haberi ya da duyguyu tam olarak anlatan, bir veya birden çok sözcükten oluşmuş anlatım birimidir.

ÜNİTE 14 ŞEKİL BİLGİSİ-II YAPIM EKLERİ. TÜRK DİLİ Okt. Aslıhan AYTAÇ İÇİNDEKİLER HEDEFLER. Çekim Ekleri İsim Çekim Ekleri Fiil Çekim Ekleri

Bir duygu, düşünce veya durumu tam olarak anlatan sözcük ya da söz öbeklerine cümle denir. Şimdi birbirini tamamlayan öğeleri inceleyeceğiz.

5. SINIF TÜRKÇE YILLIK PLANI

5. SINIF TÜRKÇE KELİME TÜRLERİ TESTİ. A) Ben ise yağmur yağmasını bekliyordum. Cümlesindeki isimlerin hepsi tekildir.

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

CÜMLE ÇEŞİTLERİ. Buna yükleminin türüne göre de denebilir. Çünkü cümleyi yüklemine göre incelerken yüklemi oluşturan sözcüklerin türüne bakılır.

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.

Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır:

A y ş e y i m a s a s ı k a p ı n a y e d i ş e r a l t ı ş a r a r a b a y a

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

DAVUT DOĞAN BİLGİSAYAR 1 ÖĞRETİM GÖREVLİSİNİN ADI: YRD.DOÇ. NURAY GEDİK BÜYÜK HARFLERİN KULLANILIŞI AYRI VE BİTİŞİK YAZIMLAR

Dal - mış - ım. Dal - mış - sın. Dal - mış. Dal - mış - ız. Dal - mış - sınız. Dal - mış - lar. Alış - (ı)yor - um. Alış - (ı)yor - sun.

CÜMLENİN ÖGELERİ. YÜKLEM Cümlede anlatılan iş, olay, duygu, düşünce ya da yargıyı içeren temel öğeye yüklem denir.

Canlı ve cansız varlıklara, çeşitli somut ve soyut kavramlara ad olan sözcük türüdür.

PENTRU DISCIPLINA LIMBA ŞI LITERATURA TURCĂ MATERNĂ

KELİME TÜRLERİ İSİMLER

CÜMLE TÜRLERİ YÜKLEMİNİN TÜRÜNE GÖRE. Fiil Cümlesi. *Yüklemi çekimli fiil olan cümlelere denir.

5.SINIF TÜRKÇE (GENEL DEĞERLENDİRME TESTİ) almıştır?

Türkçe. Cümlede Anlam Cümlenin Yorumu. Metinde Kazandıkları Anlamlara Göre Cümleler

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni

ZARFLAR(BELİRTEÇLER) FİİL ARAYIN!!! fiil arayın diye üzerinde duracağız. Yani zarf eşittir fiil diye aklınızda kalsın.

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

TÜRKÇE PAMUK DEDE soruları yukarıdaki metne göre cevaplayınız. 1) Aşağıdakilerden hangisi Pamuk dede nin yaptığı işlerden birisi değildir?

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?

.com. Haftanın Diğer Çalışmaları En Kısa Zamanda Yayınlanacaktır.

Satıcı burnu havada, kendini beğenmiş biri. Yaklaşık beş yıl kadar bu Edirne'de oturduk.

ç- Karşıt (Zıt) Anlamlı Sözcükler: İçerdikleri anlamlar açısından tezat içeren sözcüklerdir. Örnek: ileri geri, sık seyrek, iyimser kötümser

ADLAR (İSİMLER) N O T : Tür adları çoğul eki almamış olsalar bile anlam kapsamları nedeniyle türün tamamını kapsayarak çokluk içerebilir.

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -2

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

1. Aşağıdakilerin hangisi eşsesli bir sözcüktür? A) felaket B) deprem C) biz D) bit

SES (HARF) BİLGİSİ. Türkçe alfabemizde (abecemizde) 29 harf vardır. Alfabetik sırası şöyledir.

TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ TÜRK DİLİ DERSİ. 9. Ders TDL 100. Turgut Özal Üniversitesi, Uzaktan Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi

AKILLI TÜRKÇE DEFTERİ

CJ MTP11 AYRINTILAR. 5. Sınıf Türkçe. Konu Tarama Adı. 01 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - I. 02 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - II

*Bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar, buraya, şuraya, oraya, burası, şurası, orası,

1) Eğer tartı eksik gelmişse, bu benim hatam değil, onun hatasıdır.

SAYILARIN YAZIMI SATIR SONU YAZIMI

2. Türemiş Sıfatlar. 3. Birleşik Sıfatlar a. Kaynaşmış birleşik sıfatlar b. Kurallı birleşik sıfatlar. 4. Pekiştirilmiş Sıfatlar


T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

Türkçede heceler şöyle meydana gelmiştir.

25. Aşağıdaki deyimlerle anlamca üçlü bir grup oluşturulduğunda hangisi dışta kalır? A) eli bol B) eli açık C) eli geniş D) eli kulağında

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

2. Sınıf Cümle Oluşturma Cümle Bilgisi

Faydalı Olması Dileklerimizle...

Faydalı Olması Dileklerimizle...

A - İSİM SOYLU SÖZCÜKLER

Şimdi noktalama işaretlerinin neler olduğunu ayrıntılarıyla görelim. Anlamca tamamlanmış cümlelerin sonunda kullanılır.

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1

SES BILGISI YAZIM (İMLA) KURALLARI NOKTALAMA. Yazım (İmla) Kuralları

Fiiller nesne alıp almamalarına göre değişik şekillerde adlandırılır. Bunları dört grupta inceleyebiliriz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

Transkript:

Sözcükte Anlam Gerçek Anlam : Kelimelerin herkesçe bilinen ve söylendiğinde akla ilk gelen anlamlarına gerçek (sözlük) anlamı denir. Mecaz Anlam : Sözcüklerin gerçek anlamlarından tamamen uzaklaşarak kazandıkları anlama mecaz anlam denir. Deyim : Birden fazla kelimenin en az bir tanesinin gerçek anlamından uzaklaşıp mecaz anlamda kullanılmasıyla oluşan kalıplaşmış söz öbeklerine deyim denir. Soyut Anlam : Duyu organlarımızla algılanamayan, fakat kavram olarak var olan sözcüklere soyut anlamlı sözcükler denir. Somut Anlam : Duyu organlarımızla algılanabilen sözcüklere somut anlamlı sözcükler denir. Terim Anlamı : Bir bilim, meslek, sanat dalıyla ya da bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı ifade eden kelimelere terim denir. Dolaylama : Bir sözcükle karşılanabilecek bir varlık ya da kavramın birden fazla sözcükle karşılanmasına dolaylama denir. Ad Aktarması : Bir sözün başka bir sözün yerine herhangi bir benzetme amacı olmaksızın kullanılmasına ad aktarması denir. Örnek : Ortaokula giderken Kemalettin Tuğcu yu okudum. Cümlesinde yazar adı söylenmiş, ama eserleri anlatılmak istenmiştir. Eş Anlam : Aynı kavramı karşılayan, anlamları aynı ya da birbirine yakın olan kelimelerin oluşturduğu anlama eş anlamlılık denir. Zıt (Karşıt) Anlam : Nesne, durum, görev, iş, nitelik ve hareket bakımından birbirine karşıt kavramları karşılayan kelimelere zıt anlamlı kelimeler denir. Eş Seslilik (Sesteşlik) : Yazılışları ve okunuşları aynı olduğu halde karşıladıkları anlamları farklı olan kelimelere sesteş kelimeler denir. Genel Anlam : Varlıkları ve kavramları toplu bir şekilde karşılayan kelimeler Genel Anlamlı kelimelerdir. Özel Anlam : Varlıkları ve kavramları sınırlı bir şekilde karşılayan kelimeler Özel Anlamlı kelimelerdir. Yansıma : Ses Anlam ilişkisi güçlü olan, canlı cansız birçok varlığın çıkardığı tabiat taklidi seslere yansıma denir. İkileme : Anlamı güçlendirmek için aynı kelimenin tekrarlanmasına, anlamları birbirine yakın, karşıt olan veya sesleri birbirini andıran kelimelerin yan yana kullanılmasına ikileme denir. Sözcükte Yapı Basit Sözcük : Herhangi bir yapım eki almamış ya da bir sözcükle birleşmemiş olan sözcüklere yapıları yönünden basit sözcük denir. Türemiş Sözcükler : Yapım ekleri alarak yeni bir anlam ve biçim kazanmış olan sözcüklere yapıları yönünden türemiş sözcük denir. Bileşik Sözcükler : İki ya da daha çok sözcüğün birleşip kaynaşmasından oluşan sözcükler yapıca bileşiktir. Ses Bilgisi

Ünlüler (sesliler) : Ses yolunda herhangi bir engele uğramadan çıkan seslerdir. Ünlüler tek başlarına söylenebilen, tek başlarına hece ya da sözcük olabilen seslerdir. Büyük Ünlü Uyumu : Ünlü harflerin, kalınlık-incelik yönünden uyumudur. Büyük Ünlü Uyumuyla İlgili Kurallar : - Büyük ünlü uyumuna uymayan çok az Türkçe sözcük vardır. Örnek : ana (anne), alma (elma), kangı (hangi), karındaş (kardeş) - Büyük ünlü uyumuna aykırı sözcükler genellikle yabancı kökenlidir. Örnek : Silah, gazete, mevcut, insan - Sözcüklere eklenen ekler de genellikle bu kurala uyar Ancak Türkçe'deki altı ek büyük ünlü uyumuna uymaz. Örnek : akıl-lı, çimen-ler, çocuk-da, eviniz-de, yürü-yor, bakar-ken, akşam-ki, sabah-leyin, yeşilimtrak, turunç-gil - Bileşik sözcüklerde büyük ünlü uyumu aranmaz. Örnek : Atakule, Kadıköy Küçük Ünlü Uyumu : Bir sözcükteki ünlülerin düzlük-yuvarlaklık yönünden uyumudur. Türkçe bir sözcüğün ilk hecesinde düz ünlülerden (a,e,ı,i) biri bulunuyorsa, diğer hecelerdeki ünlülerde düz olur. Türkçe bir sözcüğün ilk hecesinde yuvarlak ünlülerden (o,ö,u,ü) biri bulunursa ikinci ve diğer hecelerde ya düz-geniş (a,e) ya da dar-yuvarlak (u,ü) ünlüler yer alır. Küçük Ünlü Uyumuyla İlgili Kurallar : - Dilimizde "o,ö" yuvarlak ünlüleri yalnızca ilk hecede kullanılabilir. Örnek : Uymayanlar : doktor, motor, otobüs Uyanlar : üzüm, kömür, soba - Yuvarlak ünlülerden biriyle başlayarak bir hecede "a,e" düz ünlülerine geçen bir sözcük, düz ünlüden sonra düz ünlü gelir kuralına göre "ı,i" düz ünlülerine de geçebilir. Örnek : böy-le-si-ni, oy-ma-cı-lık - Türkçe sözcüklerin öncelikle büyük ünlü uyumuna uyması gerekir. Büyük ünlü uyumuna uymadığı halde küçük ünlü uyumuna uyan sözcükler Türkçe sözcük olmaz. Örnek : misafir, tasvir, kalem - Büyük ünlü uyumuna uymayan "-ki" eki, yuvarlaşarak küçük ünlü uyumuna uyar. Örnek : dünkü, bugünkü UYARI : İki heceli olup orta hecelerinde "b,m,v" ünsüzleri bulunan kimi Türkçe sözcükler, bu ünsüzlerin yuvarlaklaştırıcı etkisiyle küçük ünlü uyumuna aykırı düşer. Örnek: Yağmur, çamur, kabuk, tavuk, kavun Ünsüzler (Sessizler) : Tek başlarına söylenemeyen, ancak bir ünlünün yardımıyla söylenebilen seslere ünsüz denir. Türkçe'de 21 ünsüz vardır. Ünsüz Harflerin Özellikleri : - Türkçe'de normalden kalın ya da ince okunan bir ünsüz yoktur. Örnek : rüzgar, kagir, lazım - Yansımaların dışında Türkçe sözcüklerin başında "c,ğ,l,m,n,r,z" ünsüzleri bulunmaz. - Türkçe sözcüklerde "j,f" ünsüzleri hiç kullanılmaz. Örnek : fare, jambon, jilet - Türkçe sözcükler iki ünsüzle başlamaz. Örnek : krem, spor, tren, plak, trafik - Bileşik sözcükler ve özel isimler dışında Türkçe sözcüklerde "n-b" sesleri yanyana gelmez. Örnek : İstanbul, Safranbolu, Sonbahar, Ambar, Kumbara, Perşembe Ünsüzler çıkarılırken ses tellerinde titreşimli olmalarına karşın, kimi ünsüzlerin çıkışında titreşim olmadığı görülür. Bu açıdan değerlendirildiğinde ünsüzler, sert ve yumuşak ünsüzler olmak üzere iki grupta incelenir. Ünsüz Benzeşmesi Kuralı : Sert ünsüzlerin (f,s,t,k,ç,ş,h,p) biriyle biten sözcüklere c,d,g yumuşak ünsüzlerinden biriyle başlayan bir ek getirildiğinde, bu eklerin başındaki C, Ç 'ye D,T' ye G,K' ye dönüşür.

Ünsüz sertleşmesi kuralına aykırı yazımlar yazım yanlışı yaratır. Ünsüz Yumuşaması (Değişimi) Kuralı : Bir sözcük p,ç,t,k sert ünsüzlerinden biriyle biterken, bu sözcüğe ünlüyle başlayan bir ek getirildiğinde, sert ünsüzler yumuşayarak; p,b 'ye - ç,c 'ye - k,ğ 'ye - t,d 'ye dönüşür. Örnek : Balık balığın Kitap kitaba Ağaç ağacı Kağıt kağıdı Türkçe'de Meydana Gelen Ses Olayları: Ses Düşmesi : Kimi sözcüklerin çekimlenişinde veya türeyişinde, bir sesin düştüğü görülür. a) Ünlü Düşmesi : İki heceli olan kimi sözcükler ünlüyle başlayan bir ek aldıklarında ikinci hecelerinde bulunan ünlüyü düşürürler. Buna orta hece düşmesi de denir. Omuz um omzum oğul u oğlu Kahır ol kahrol seyir et seyret Ayır ıntı ayrıntı sıyır ık sıyrık Yalın ız yalnız yanıl ış yanlış b) Ünsüz Düşmesi : Bazı sözcükler, çeşitli etkilerle birleşirken sözcüğün sonundaki ünsüz harf düşebilir. Bu olaya ünsüz düşmesi adı verilir. Yumuşak cık yumuşacık sıcak cık sıcacık Yüksek l yüksel küçük l küçül Rast gelmek rasgelmek ast teğmen asteğmen Bazı bileşik sözcüklerin oluşumunda bir hece veya ses düşmesi meydana gelir. Ses Türemesi : Sözcükler kimi eklerle birleşirken zaman zaman araya başka yeni sesler girer. Türkçe'de ses türemesi olayına fazla rastlanmaz. Ses türemesi yaratan başıca durumlar; a) Ünlüyle biten sözcüklere, ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde, Türkçe sözcüklerde iki ünlü yan yana gelemeyeceği için bu ünlülerin arasına "y,ş,s,n" ünsüzlerinden uygun olan biri gelir. Bu ses türemesine kaynaştırma da denir. Örnek : Oku-y-an okuyan Baba-s-ı babası Yedi-ş-er yedişer Elma-n-ın elmanın b) Yardımcı eylemle yapılan bileşik eylemlerde ad soylu sözcükte ses türemesi görülür. Örnek : his etmek hissetmek Red etmek reddetmek Bu sözcüklere ünlüyle başlayan bir ek getirildiğinde sözcüklerde aynı türeme ortaya çıkar. Örnek : Af-ı affı Had-i haddi c) Kimi sözcükler pekiştirilirken ses türemesi meydana gelir. Örnek : Yalnız yap-a-yalnız Sağlam sap-a-sağlam Dar-a-cık daracık Bir-i-cik biricik Ses Daralması : "a,e" geniş ünlüsüyle biten sözcüklere "-yor" şimdiki zaman eki getirildiğinde, bu geniş ünlüler daralıp değişerek "ı,i,u,ü" olur. Örnek : bekle-yor bekliyor Oyna-yor oynuyor "-ma,-me" olumsuzluk ekleri de "-yor" ekiyle birleştiğinde daralarak "-mı, -mi, -mu, -mü" olur. Örnek : gelme-yor gelmiyor Bakma-yor bakmıyor Ulama : Ünsüz harfle biten sözcüğün son ünsüz harfinin kendisinden sonra gelen ve ünlü harfle başlayan sözcüğün ilk hecesiyle birleştirilerek okunmasıdır. Örnek : Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç

Yazım (İmla) Kuralları "ile" Sözcüğünün Ek Olarak Yazımı: "ile" sözcüğü kendinden önce gelen sözcüğe bitişik yazılırsa şu kurallara dikkat edilir : A) Ünsüzle biten bir sözcüğe ile getirildiğinde başındaki " i " sesi düşer ve ünlü uyumuna uyar. Örnek : Okulla ev arası yarım saat sürüyor. (okul + ile okulla) Erzurum'a kadar trenle gittim. (tren + ile trenle) B) Ünlüyle biten bir sözcüğe, ile getirildiğinde, başındaki " i " sesi " y " ye dönüşür, yine ünlü uyumuna uyar. Örnek : Buraya kendi ayağıyla geldi. (ayağı + ile ayağıyla) Silgiyle kalem istedi benden. ( silgi + ile silgiyle) "ki" nin Yazımı: "ki" eğer bağlaçsa; A) Genel olarak iki cümleyi bağlama görevi yapar. Örnek: Hava o kadar güzeldi ki kendimi hemen sokağa attım. 1. cümle 2. Cümle Bir de baktım ki ortalıkta kimse kalmamış. 1. cümle 2. Cümle B) Kişi ve işaret zamirlerinden sonra gelen "ki" de bağlaç olup ayrı yazılır. Örnek : Ben ki, Bizler ki, Durum o ki Kişi zamiri kişi zamiri işaret zamiri C) Bazı bağlaçlarla birlikte kullanılmasına karşı, kalıplaşmış "ki" ayrı yazılır. Örnek : Öyle ki, yeter ki, kaldı ki UYARI : "ki", eğer bağlaçsa daima ayrı bir sözcük olarak yazılır. Ayrıca kendinden önce gelen sözcüğün ünlülerine uyum gösterip "kı" olmaz. Kendinden önce gelen sözcüğe bitişik yazılan "ki" ler ise şunlardır : A) "de" durum ekinden sonra gelip addan sıfat yapan "ki" : Örnek : evdeki hesap, kafamdaki plan, yoldaki insanlar B) İlgi zamiri olan "ki" : Örnek : Seninki, sınıfınki, bizimki C) Bazı bağlaçlarla kalıplaşan "ki" : Örnek : Oysaki, mademki, halbuki, sanki D) Zaman bildiren sözcüklerden sonra gelen "ki" : Örnek : Dünkü, akşamki, az önceki "de,da" Bağlacının Yazımı: A) Genel olarak "dahi, bile" bağlaçlarıyla aynı anlamdadır. Bağlaç olup olmadığını anlamak için cümleden çıkarmayı deneriz. Cümleden çıkarıldığında, cümle yapısı bozulmazsa bağlaç olduğunu anlarız ve ayrı bir sözcük olarak yazarız. Örnek : Buraya kadar gelip de ona uğramamak olmaz. Sen de çok oldun artık! B) Bu bağlaç kendinden önce gelen sözcüğün ünlülerine kalınlık-incelik yönünden uyar. Örnek: Gençliğimizle birlikte umutlarımız da uçup gitti. Onu gördüyse de görmezlikten geldi. C) Kendinden önce gelen sözcük, sert ünsüzle bitse bile, bu bağlaç sertleşerek "te,ta" biçiminde yazılamaz. Yazılırsa yazım yanlışı ortaya çıkar. Örnek : Bu iş küçük te sen gözünde büyütüyorsun. (Yanlış) Bu iş küçük de sen gözünde büyütüyorsun. (Doğru) Bağlaç olan "de, da" ile, ad durum eki olan "-de, -da" karıştırılmamalıdır. "-de, -da" eğer ad ad durum ekiyse kendinden önce gelen sözcüğe bitişik yazılır. Cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamı da yapısı da bozulur. Örnek : Bir süre sessizce yolda yürüdük. Çiçeklerin kökünde bir hastalık var. İki "de, da" üstüste gelirse birincisinin ad durum eki, ikincisinin bağlaç olduğu dikkate alınmalıdır. Örnek : Telefon ettim evde de yokmuş. "mi" Soru Edatının Yazımı: A) "mi" soru edatı, cümleye soru anlamı katsa da katmasa da kendinden önce gelen sözcükten ayrı yazılır : Örnek : O da bizimle gelecek mi? Gördün mü şimdi yaptığını! Konuşmaya başladı mı susmaz. B) "mi" soru edatı, ayrı yazılmasına karşın kendinden önce gelen sözcüğe, kalınlık-incelik ve düzlükyuvarlaklık yönünden uyum sağlar. Örnek : Okudun mu? Güzel mi? Akıllı mı?

C) "mi" soru edatından sonra gelen zaman ve kişi eklentileri soru edatıyla bitişik yazılır. Örnek : Onunla sık sık görüşüyor musunuz? Olanları bilir miydi de? Tarihlerin Yazımı: A) Gün ve ay adları, yanlarında rakam olmadan yazıldığında, küçük harfle başlar. Örnek : Oğlum aralık ayının soğuk bir gününde doğdu. Önümüzdeki hafta, salı günü onu görmeye gidelim. B) Belirli bir tarihi gösteren ay ve gün adları her yerde büyük harfle başlar. Örnek : 1986'nın Mart ayında başladı göreve. Cumhuriyet 29 Ekim 1923 'te ilan edildi. C) Gün ve ay bildiren tarihler şu şekilde yazılabilir : Örnek : 4 Aralık 1996 2.12.1996 4/12/1996 İkilemelerin Yazımı: İkilemeler daima ayrı yazılır ve ikilemeyi oluşturan sözcüklerin arasına hiçbir noktalama işareti konulmaz. Örnek : Soruları düşüne düşüne çözmelisin. (Doğru) Yavaş, yavaş yerinden doğruldu. (Yanlış) Pekiştirmelerin Yazımı: Sıfatların başına gelerek onların anlamlarını pekiştirmeye yarayan ön ekler, daima sıfata bitişik yazılır. Örnek : Bembeyaz örtü (Doğru) Yapa yalnız adam (Yanlış) Sayıların Yazımı: Sayıların rakamlarla gösterilmesi ya da yazıyla yazılmasına ilişkin başlıca kurallar şunlardır : A) Herhangi bir anlatım türünde (roman, öykü, deneme, mektup) kesinlik anlamı önem taşımayan sayılar, yazıyla gösterilir. Örnek : Bu kitabı yazalı beş yıl oldu. Bahçede dört beş çocuk oynuyordu. B) Kesinlik anlamı önem kazanan konularda, bilimsel yazılarda sayılar rakamla gösterilir. Marmaris'te 2000 hektar orman yandı. Baktım, termometre 30 dereceyi gösteriyordu. C) Çok sıfırlı sayıların ana sayılardan sonraki basamakları yazı ile gösterilebilir. Örnek : 13 milyar, 20 trilyon UYARI : Çek ve senetlerde sayı basamakları bitişik yazılır. Kısaltmaların Yazımı: A) Tek heceli sözcükler, ilk harfleri alınarak kısaltılır. Kısaltmanın sonuna nokta konur : Sözcük kısaltılmış şekli Zarf z. Test t. B) Çok heceli sözcükler, genellikle baştan iki ya da üç harf alınarak kısaltılır : örnek : Sözcük kısaltılmış şekli Cadde cad. Doçent doç. Bölük bl. C) Özel adlar genellikle her sözcüğün ilk harfi alınarak kısaltılır. Kısaltmada harfler arasına nokta konmaz : Örnek : Özel Ad Kısaltılmış şekli Posta Telefon Telgraf PTT Devlet Malzeme Ofisi DMO D) Özel adların kısaltmalarına getirilen ekler, kesme işaretiyle ayrılır : Örnek : Doğru Yanlış TV'de TV'da DMO'ya DMO'ne ODTÜ'ye ODTÜ'ne Bileşik Sözcüklerin Yazımı: A) Kurallı (özel) bileşik eylemler daima bitişik yazılır : Örnek : Gidedur (mak), bakıver (mek), öleyaz (mak)

B) Yardımcı eylemlerle kurulan bileşik eylemlerde : - Birleştirme sırasında ad soylu sözcükte herhangi bir ses düşmesi veya ses türemesi olmuyorsa ayrı yazılır : Örnek : Terk et(mek), pişman ol(mak) - Birleştirme sırasında ad soylu sözcükte bir ses düşmesi ya da ses türemesi meydana gelirse bitişik yazılır. Örnek : seyir- seyret(mek), kahır- kahrol(mak), his-hisset(mek) C) İki ya da daha çok sözcükten oluşmuş yerleşim merkezi adları bitişik yazılır : Örnek : Bahçelievler, Sivrihisar, Çanakkale D) Bir heceli sözcüklerin başına geldiği bileşik sözcükler bitişik yazılır : Örnek : İlkbahar, Akdeniz, Önsöz, İlknur E) Sıfat ya da ad tamlaması biçiminde oluşmuş ve öylece kalıplaşmış olan bileşik sözcükler bitişik yazılır : Örnek : Sivrisinek, Atakule, Topkapı, Beşevler Deyimlerin Yazımı: Deyimler kaç sözcükten oluşursa oluşsun, deyimi oluşturan her sözcük ayrı yazılır. Örnek : Son günlerde bu şarkıyı diline doladı. Bütün gece gözüme uyku girmedi. Çok titizdir, her şeyde ince eleyip sık dokur. Vurdumduymaz, kabadayı, çıtkırıldım. Ünlüyle Biten Eylemlerin Yazımı: "a" ya da "e" geniş ünlüsüyle biten eylem kök ya da gövdelerine gene bu geniş ünlülerle başlayan herhangi bir ek getirildiğinde bu geniş ünlülerde herhangi bir ses daralması olmaz. Örnek : Yanlış Doğru Gelmiyen gelmeyen Bilmiyerek bilmeyerek Anlamıyan anlamayan Kesme işaretinin Kullanımı: A) Özel adlara gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır : Örnek : Hikmet'ten, Yardım Sevenler Derneği'ne B) Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmada kullanılır. Örnek : TRT'ye, TMO'nun, ODTÜ'den C) Sayılardan sonra gelen ekleri ayırmada kullanılır : Örnek : 1963'ten, 3'ün katları, 5'inci kat D) Özel adlara gelen ve adlara aile anlamı katan "-ler" çoğul eki, kesme işaretiyle ayrılmaz. Özel adlara gelen "ve benzerleri" anlamı katan "-ler" çoğul eki kesme işaretiyle ayrılır : Akşam Ayşeler bize gelecek. (aile anlamında) Bu topraklar daha nice Atatürk'ler yetiştirir. (ve benzeri anlamında) E) Özel adlara gelen yapım ekleri kesme işareti ile ayrılmaz. Örnek : Urfalı, Çince, Türklük F) Özel adlara gelen yapım eklerinden sonra eklenen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılmaz. Adıyamanlılar, Fransızcadan, Atatürkçülerden Büyük Harflerin Kullanımı: A) Her cümlenin ilk harfi büyük yazılır. Örnek : Ona her konuda yardımcı olduk. Ülkemizde yedi bölge vardır. B) Şiirde her dizenin ilk harfi büyük olur : Örnek : Bu şehirden gidiyorum Gözleri kör olmuş kırlangıçlar gibi C) Yazı başlıklarının her sözcüğü büyük olur : Örnek : Sıfatların Genel Özellikleri Ziraatte Yeni Buluşlar D) Belli bir tarihi gösteren ay ve gün adları büyük harfle başlar : Örnek : 17 Mayıs, 1997, Salı E) Bütün özel adlar büyük harfle başlar. Başlıca özel adlar şunlardır: Kişi ad ve soyadları. Örnek : Kemal Cantürk Hayvanlara verilen adlar. Örnek : Tekir, Karabaş Ulus, din, mezhep, tarikat adları. Örnek : Araplar, İslamiyet, Alevilik Ülke adları. Örnek : İspanya, Fransa İl,ilçe,kasaba ve köy adları. Örnek : Manisa, Ayvalık, Gölcük Bulvar, cadde ve sokak adları. Örnek : Atatürk Bulvarı, Çiğdem Mahallesi Kıta, bölge, okyanus, deniz, göl, ırmak, dağ, ova ve orman adları. Örnek : Avrupa, Van Gölü Özel bir ada bağlı olarak kullanılan yön adları. Örnek : Doğu Karadeniz, İç Anadolu Kurum, kuruluş, dernek, makam ve işyeri adları. Örnek : Türk Tarih Kurumu, İş Bankası Yapı, yapıt ve ören adları. Örnek : Ankara Kalesi, İnce Minare Kitap, Dergi, Gazete, Yasa adları. Örnek : Nokta, Yeni Yüzyıl, Medeni Kanun

Bütün dil adları. Örnek : İngilizce, Farsça, Almanca Bir özel ada bağlı olarak kullanılan ünvan ve takma adlar. Örnek :İnce Memet, Uzun Hasan Tüm gezegen adları. Örnek : Merkür, Venüs, Mars Özel adlardan türeyen sözcükler. Örnek : Türkçülük, Adıyamanlı, Kemalizm UYARI : Dünya, Güneş ve Ay sözcükleri, gezegen anlamıyla (coğrafi terim) kullanılırsa büyük harfle, mecaz anlamda kullanılırsa küçük harfle başlar. Dünya Güneş'in uydusudur, Ay da Dünya'nın Başımda dünya kadar iş var. Pencereden içeri güneş girdi. İsimler (Adlar) AD : Varlıkların ve kavramların dilde var olan karşılığına, sözcük türü yönünden ad denir. Anlamlarına Göre Adlar : Varlıklara Verilişlerine Göre Adlar : Özel Adlar : Bir tek varlığı gösteren, bir tek varlığa verilmiş adlardır. Örnek : Mustafa Kemal Atatürk, Asya, Türkiye, Ankara, Kızılay, Merkür, Akdeniz, Türk Tarih Kurumu, Türkçe vb. Tür Adları (Cins İsimleri) : Aynı türden olan varlıkların tümünü birden gösteren adlardır. Vücut parçaları ve organ adları, akrabalık dalları, tüm hayvan ve bitki adları, tüm araç ve gereç adları tür adlarını oluşturur. Örnek : Gövde, teyze, yılan, elma, kalem, süpürge vb. Tür Adlarının Özellikleri : Bir tür adı, genel anlamda kullanıldığında, o türü oluşturan varlıkların tamamını anlatır. Örnek : Balık suda yaşar. Tüm balıkları gösterir. Kitap en yakın arkadaştır. Tüm kitapları gösterir. Bir tür adı, bazen o türün yalnızca bir ya da birkaç bireyini göstermede kullanılır. Örnek : Kuş durmadan çırpınıyordu. Bir tek kuşu gösterir. Kitap, savaş yıllarını anlatıyor. Bir tek kitabı gösterir. Varlıkların Sayılarına Göre Adlar : Tekil Adlar : Biçimce çoğullanmamış, -lar, -ler eki almamış adlardır. Örnek : Çiçek, bardak, toka, çocuk vb. Çoğul Adlar : Aynı türden olan birden çok varlığı gösteren adlar, -ler, -lar çoğul ekiyel çoğullanır. Örnek : insanlar, evler, halılar, aylar, geceler vb. Topluluk Adları : Biçimce tekil oldukları halde anlamca çoğul olan adlardır. Örnek : Orman, ordu, sürü, bölük, millet, aile, takım, grup vb. UYARI : Tür adları (ağaç, çocuk, insan) o türe ait olanları tek tek düşündürürken; topluluk adları (orman, bölük, kurul) o türe ait olanların tümünü bir grup olarak düşündürür. Topluluk adları biçimce tekil adlardır. Ancak (-lar, -ler) çoğul ekiyle çoğullanabilir. Örnek : Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz dir, ileri...! Toplumlar kendi kültürlerini kendileri yaratır. Kimi tür adları mecaz-ı mürsel yoluyla topluluk adı olabilir. Örnek : Bütün sınıf, bu duruma üzüldü. (Sınıfın içindeki öğrenciler) Meclis konuyu görüşüyor. (Meclisin içindeki Milletvekilleri) Varlıkların Oluşlarına Göre Adlar : Somut Adlar : Beş duyu organından en az biriyle algılanabilen varlık ve nesneleri gösteren adlardır. Örnek : Ses, hava, ışık, koku, su, rüzgar, vb. Soyut Adlar : Beş duyudan hiçbiriyle algılanamayan adlardır. Örnek : cesaret, düşünce, sevinç, umut, özgürlük vb. İş ve Eylem Gösteren Adlar : Eylem tabanlarından -mek, -me, -iş ekleriyle türeyen adlardır. Örnek : yürümek, bakmak, soruşturma, bakış, anlayış vb. UYARI : Eylem adları bazı durumlarda sıfat olarak kullanılabilir. Örnek : yapma bebek, takma diş Bazı kullanımlarda eylem adları, eylem anlamını yitirerek doğrudan ad olarak kullanılır. Örnek : Değişik bir yemek yapmış, annesi. Şimdi, bir dondurma olsa da yesek. Ad Tamlamaları : En az iki adın, aralarında anlam bağlantısı kurarak oluşturduğu, bir nesnenin parçası olduğunu ya da bir nesnenin başka bir nesneyle tamamlandığını gösteren ad takımıdır. Ad tamlamalarında kullanılan tamamlayıcı öğeye tamlayan, birinci nesnenin parçası durumunda olan ikinci öğeye ise tamlanan denir. Örnek : Denizin sesi bir melodi gibi geliyordu kulağıma.

Kış ayları burada oldukça ılıman geçiyor. Ona hediye olarak yün gömlek aldım. Ad Tamlamasıyla İlgili Bilgiler : Ad tamlamalarında birinci sözcük, tamlayan; ikinci sözcük tamlanan adını alır. Örnek : Tamlayan Tamlanan Çocuklar-ın ses-i Küf koku-s-u Ahşap ev Tamlayanın kişi zamiri (ben, sen, o, biz, siz, onlar) olduğu tamlamalara zamir tamlaması da denir ve tamlama ekleri değişir. Örnek : Tamlayan Tamlanan Ben-im kitab-ım Sen-in düşünce-n Biz-im evi-miz Siz-in fikri-niz Ünlüyle biten sözcüklere tamlayan eki getirildiğinde araya n ; tamlanan eki getirildiğinde araya s kaynaştırma ünsüzü gelir. Örnek : elmanın yarısı Ad tamlamalarında, asıl üzerinde durulan ve vurgulanan öğe tamlanandır. Sözgelimi; kapının kolu tamlamasında üzerinde durulan kavram koldur. UYARI : su ve ne sözcüklerine -ın, -in, -un, -ün tamlayan eki getirildiğinde araya n değil y kaynaştırma ünsüzü girer. Örnek : suyun hızı neyin sesi Ad Tamlaması Türleri Belirtili Ad Tamlaması : Hem tamlayan hem de tamlanan eki almış olan ad tamlamalarıdır. Örnek : Tamlayan Eki Tamlanan Eki -ın, -in, -un, -ün -ı, -i, -u, -ü Saat-in cam-ı Su-y-un güc-ü Felsefe-n-in sorunlar-ı Belirtili Ad Tamlamasının Özellikleri : Tamlayanla tamlanan arasına başka sözcük ya da sözcük grupları girebilir. Örnek : Çocuğun sabaha kadar süren ağlaması. Tamlayanla tamlananın yeri değişebilir. Örnek : Vurur, deryalara ışığı adaların. Tamlayan ya da tamlanan birden çok kullanılabilir. Örnek : Çocukluğumun acıları, sevinçleri, umutları. Annemin, babamın ve kardeşimin özlemi. Tamlayan ya da tamlanana bağlı bir sıfat kullanılabilir. Örnek : Yeşil gömleğin düğmeleri. Çocuğun sarı saçları. Kişi ve işaret zamirleri belirtili ad tamlamalarında yalnızca tamlayan sözcük olarak kullanılır. Örnek : Senin araban Bunun cezası Ad eylemler (mastarlar) hem tamlayan hem de tamlanan olur. Örnek : Okumanın yararları Çocuğun yürüyüşü Kimi durumlarda tamlayan ekinin yerini -den, (-dan) durum eki tutar. Örnek : Çocuklardan birkaçı Aşağıdakilerden hangisi Kimi durumlarda tamlayan ya da tamlanan sözcük düşer. Bu durumlarda ad tamlaması özelliği ortadan kalkar. Örnek : Umutları suya düştü. Onun umutları Ev, onlarınmış. Onların eviymiş. Bir belirtili ad tamlaması bir başka adı niteleyecek şekilde kullanılırsa, bir sıfat tamlamasının tamlayanı olur. Örnek : Anasının gözü adam Sıfat Ad Gözümün bebeği oğlum Sıfat Ad Belirtisiz Ad Tamlaması : Tamlayan sözcüğün ek almadığı tamlamalardır. Tamlayan, ek almadığı için belirsizlik ve genelleme anlamı taşır. Örnek :

Tamlayan Eki Tamlanan Eki -ı, -i, -u, -ü Fındık kurt-u Akrep yuva-s-ı Fizik güc-ü Belirtisiz Ad Tamlamasının Özellikleri : Tamlayan, tamlananın niteliğini gösterir. Örnek: Anne sevgisi, kan kırmızısı Tamlayan, tamlananın ne ile ilgili olduğunu gösterir. Örnek : Sel felaketi, uçak bileti Tamlayan, tamlananın neden yapıldığını gösterir. Örnek : Portakal suyu, tütün kolonyası Tamlayan tamlananın neye benzediğini gösterir. Örnek :Parmak üzümü, sigara böreği Tamlayan, tamlananın nedenini bildirir. Örnek : Matematik korkusu, sınav stresi Bir şeyin yapıldığını ya da bulunduğu yeri gösterir. Örnek : Kıyı lokantası, uzay istasyonu Tamlayan tamlananın yapıldığı aracı belirtir. Örnek : Söz sanatı, makine örgüsü Tamlayan, tamlananın ortaya çıktığı yeri belirtir. Örnek : Amaysa elması, Maraş dondurması Kişi adları tamlayan olduğunda o kişilere ilişkin yapıt, buluş gibi kavramları belirtir. Örnek : Naima tarihi, Newton Kanunu Takısız Ad Tamlaması : Hem tamlayanın hem de tamlananın takı almadığı bir ad tamlamasıdır. Örnek : Tamlayan Tamlanan Yün ceket Taş duvar Cam kavanoz Altın bilezik Takısız Ad Tamlamasının Özellikleri : Takısız ad tamlamasının kuruluşunda, en önemli özellik, birinci adın ikincisinin neyden yapıldığını göstermesidir. Örnek : Gümüş kolye, kot pantolon, deri mont... Birinci ad, mecaz anlamda kullanılıp, mecazlı bir biçimde ikincinin neye benzediğini gösteriyorsa, yine takısız ad tamlaması oluşur. Örnek : Selvi boy, tunç bilek, taş kafa Takısız ad tamlamalarında tamlayana -den / -dan eki gelebilir. Örnek : Tahtadan köprü, yünden yorgan... Zincirleme Ad Tamlaması : İki ya da daha çok ad tamlamasının iç içe kullanıldığı bri tamlama çeşididir. Zincirleme ad tamlamasında, tamlayan ya da tamlanan kendi içinde bir ad tamlaması oluşturur. Sözgelimi tamlayan bir ad tamlaması olabilir. Örnek : A k ş a m s a a t l e r i n i n s e r i n l i ğ i. Belirtisiz Ad Tamlaması Belirtili Ad Tamlaması Tamlanan bir ad tamlaması biçiminde olabilir. Örnek : Ç o c u ğ u n d e r i ç a n t a s ı. Takısız Ad Tamlaması Belirtili Ad Tamlaması Hem tamlayan hem de tamlanan ad tamlaması biçiminde olabilir : Örnek : Belirtili Ad Tamlaması İ s t a n b u l t i y a t r o l a r ı n ı n b u n a l ı m y ı l l a r ı. Belirtisiz Ad Tamlaması Belirtisiz Ad Tamlaması Karma Tamlama : Tamlayan ya da tamlananı niteleyen bir sıfat veya sıfat grubunun kullanıldığı bir tamlama türüdür. Örnek :

Belirtili Ad Tamlaması A d a m ı n i r i, s a r ı, ç a r p ı k d i ş l e r i. Sıfat Grubu. Tamlayan Tamlanan. Karma Tamlama Görevlerine Göre Adlar : Adlar, yalın durumda kullanıldığında, cümle içinde özne veya belirtisiz nesne görevinde bulunur. Örnek : Öğretmen başarılı öğrencilere hediye dağıttı. Özne Belirtisiz Nesne Adlar, belirtme durumuyla çekimlendiğinde belirtili nesne görevi yapar. Örnek : Tabloları duvara astık. Belirtili Nesne Yönelme, bulunma, ayrılma (-e, de, -den) durumunda olan adlar cümlede dolaylı tümleç görevi yapar. Örnek : Pencereden dışarıya bakıyor, dışarıda olanları seyrediyordu. Dol. Tümleç Dol. Tümleç Dol. Tümleç Ek-eylem (ek fiil) alan adlar, yüklem görevinde bulunur. Örnek : Beni soran Ayşe ymiş. Yüklem Yapılarına Göre Adlar : Adlar, yapıları yönünden üçe ayrılır : Basit Adlar : Herhangi bir yapım eki almamış, ya da başka bir sözcükle birleşerek yeni anlamda bileşik bir sözcük oluşturmamış adlardır. Örnek : taş, balık, sopa vb. Türemiş Adlar : Eylem ya da ad köküne bir yapım eki getirilerek yeni bir anlam kazanan ve gövde durumuna geçen adlardır. Örnek : sor-gu, ört-ü, seç-enek vb. Birleşik Adlar : Birden çok sözcüğün birleşerek yeni bir biçim ve anlam kazanması yoluyla oluşan adlardır. Örnek : bilgisayar, külbastı, aslanağzı vb. Adların Diğer Özellikleri : Adlar, anlamları yönünden şöyle incelenebilir : a) Kesin anlamlı adlar : Anlamı bilimsel bir tanımla kesinleşen adlardır. Örnek : üçgen, sayı, şiir vb. b) Adların bazıları kendi anlamını, işlevini yansıtır. Örnek : tarak, kazma süpürge vb. c) Adların bir bölümü, sözcük anlamını düşündürmez. Örnek : koltuk, havlu, elbise, tencere vb. Adlar, -cik, -ce, -cek,-cağız gibi ekleri alır. Bu ekler, eklendiği ada, şu anlamı katar. a) cik eki getirildiği ada küçültme, sevgi ve acıma anlamları katar. Örnek : Soru kitapçıkları dağıtıldı. Küçültme anlamı Kapıyı güler yüzlü ninecik açtı. Sevgi Kedicik bütün gece dışarıda kalmış. Acıma b) -ce eki getirildiği ada, görelik, karşılaştırma, abartma, uygun ve yakışır olma anlamları katar. Örnek : Gönlümce bir tatil yapamadım. Görelik Akılca üstün biriydi. Karşılaştırma. Yüzlerce sivrisinek beni ısırdı. Abartma. Bize dostça davrandı. Uygun, yakışır olma. c) -cağız ve -cek eki, eklendiği ada acıma anlamı katar. Örnek : adamcağız, yavrucak Sıfatlar (Ön Adlar) : Sıfat : Adların önüne gelerek onları çeşitli yönlerden niteleyen ya da belirten sözlerdir. Örnek : İyi insan, üç çocuk, bulanık su, bazı kitaplar, hangi ev Örneklerde de görüldüğü gibi sıfatlar, bir adın önüne gelerek onu niteleyen, belirten onları çeşitli yönlerden gösterip sınırlayan bir sözcük çeşididir. Bir sözcüğün sıfat görevi kazanabilmesi için mutlaka bir adın ya da zamirin önüne gelerek onu nitelemesi ya da belirtmesi gerekir. Görevlerine Göre Sıfatlar : Niteleme Sıfatları : Bir adın önüne gelerek onu durum, renk ve biçim yönünden gösteren onu çeşitli özellikleriyle belirleyen bir sıfat çeşididir. Örnek : mavi gömlek, siyah pantolon, gri bulutlar (renk)

çalışkan öğrenci, yaşlı adam, solgun yüzler (durum) uzun boy, dar giysi, geniş salon (biçim) Belirtme Sıfatları : Adların önüne gelerek onları işaret, belgisizlik, soru ve sayı yönünden gösterip belirten bir sıfat çeşididir. Belirtme sıfatları, adları belirtmedeki farklılıklarına göre kendi içinde dört ana gruba ayrılarak incelenir : İşaret Sıfatları : Adları işaret yoluyla gösterip belirten bir sıfat çeşididir. Örnek : bu ev, şu sokak, o yıllar, öteki kapı, diğer elbise, beriki adam İşaret Sıfatlarının Özellikleri : İşaret sözcükleri, bir adın önüne gelerek onları işaret yoluyla gösterirse, işaret sıfatı; bir adın yerini tutacak biçimde kullanılırsa, işaret zamiri olur. Örnek : O kitabı ben de okudum. İşaret Sıfatı Onu, ben de okudum. İşaret Zamiri İşte sözcüğü doğrudan işaret sıfatı olarak kullanılabileceği gibi bir işaret sıfatının başına gelerek onun anlamını pekiştirebilir. Örnek : İşte Halep, işte arşın. İşaret sıfatı. İşte bu adam. İşaret sıfatının anlamını pekiştirir. Belgisiz Sıfatlar : Bir adın önüne gelerek onu sayı, ölçü, miktar ve özne yönünden tam ve kesin olarak değil de aşağı yukarı, belli belirsiz bir biçimde gösteren sıfat çeşididir. Örnek : Birkaç soruma cevap veremedi. Birçok sorunum var, hangisini çözeceksin? Kimi insan, artık böyle düşünmüyor. Bütün çocuklar güzeldir. Fazla mal göz çıkarmaz. Öğretmen, her insana güvenilmeyeceğini söyledi. Belgisiz Sıfatların Özellikleri : Her, birkaç, hiçbir, herhangi, bir, biraz gibi belgisiz sözcüklerinden sonra gelen adlar çoğul eki almadan kullanılır. Örnek : Her insan böyle düşünmez. Birkaç kitap okumakla adam olunmaz. Bütün, kimi, bazı belgisiz sözcüklerinden sonra gelen adlar tekil de çoğul da kullanılabilir. Örnek : Bütün ağaçlar çiçek açtı. Kimi kitaplar işe yaramaz. Bazı çocuk ders çalışmayı sevmez. Bir sözcüğü, bir adın önüne gelerek ona herhangi bir sözcüğünün anlamını katarsa bir sözcüğü belgisiz sıfattır; tek anlamını katarsa, sayı sıfatı olur. Örnek: Bir bayram onu ziyaret edelim. Belgisiz sıfat Testte yalnızca bir soruyu çözememiş. Sayı sıfatı Soru Sıfatları : Bir adın önüne gelerek onu soru yoluyla gösterip belirten, bir sıfat çeşididir. Soru sıfatları, adların özelliklerini, sayısını, yeriyle ilgili açıklamaları soru yoluyla gösteren bir sıfat çeşididir. Örnek : Nasıl bir ev istiyormuş? Soru Sıfatı Sınıfta kaç öğrenci vardı? Soru Sıfatı Oraya hangi yoldan gidilir. Soru Sıfatı Asansör kaçıncı kata çıktı? Soru Sıfatı Babası ne yapıyormuş? Soru Sıfatı Soru Sıfatlarının Özellikleri : Soru sözcükleri, bir adın önüne gelerek, onu soru yoluyla belirtirse soru sıfatı; bir adın yerini tutacak şekilde kullanılırsa soru zamiri; bir eylemin önüne gelip, onun anlamını pekiştirip sınırlarsa soru zarfı olur. Örnek : Çocuk ne işle uğraşıyor. Soru sıfatı Çarşıdan sana ne alayım? Soru zamiri Buralarda ne dolaşıp duruyorsun. Soru zarfı. Soru sıfatları, her zaman cümleye soru anlamı vermez. Örnek : Hangi okula gidiyormuş? Soru anlamı verir. Hangi okula gittiğini bilmiyorum. Soru anlamı vermez.

Sayı Sıfatları : Sayı adlarıyla sayı adlarından -inci, -ar(-er), -ız(-iz) ekleriyle türemiş sözcükler bir adın önüne gelerek, o adı, sayı yönünden gösterip belirtirse, sayı sıfatı olur. Ayrıca, ilk ve son sözcükleri sıralama bildirdiği için adların önünde yer almaları halinde sayı sıfatı olur. Sayı sözcükleri, aslında bir addır. Bunlar, bir adın önüne gelerek kullanılırsa, sıfat olma özelliği kazanır. Örnek : İki, bir doğal sayıdır. Ad İki kişi yolda önünü kesmiş. Sıfat Ad Sayı sıfatları, görevleri yönünden beşe ayrılır : Asıl sayı sıfatları : Adların sayısını gösterir. Örnek : beş kalem, üç çocuk, bin lira Sıra sayı sıfatları : Sayı sözcüklerine -inci eki getirilerek onlara sıra anlamının verilmesidir. Örnek : dördüncü kat, üçüncü sokak, ikinci sınıf Üleştirme sayı sıfatları : Sayılara -ar, -er ekinin getirilmesiyle onlara paylaştırma ve eşitlik anlamı veren bir sıfat çeşididir. Örnek : ikişer elma, yüzer lira, birer elbise Kesir sayı sıfatları : Adların kesir bildiren sayılarla gösterilmesidir. Örnek : yüzde elli kar, üçte bir hata, yüzde on şans Topluluk sayı sıfatları : Sayı sözcüklerine -ız, -iz ekinin getirilmesiyle onlara topluluk anlamı veren bir sıfat çeşididir. Örnek : ikiz çocuklar, beşiz bebekler Yapılarına Göre Sıfatlar : Sıfatlar yapıları yönünden üçe ayrılır: Basit Sıfatlar : Kök durumunda olan sıfatlardır. Örnek : iki sandal, eski yüzler, bu ev Türemiş Sıfatlar : Ad ya da eylem tabanlarına çeşitli yapım eklerinin getirilmesi ile oluşan sıfatlardır. Örnek : bulanık su, bitkin yüzler, kapıdaki nöbetçi, susuz yaz Bileşik Sıfatlar : Birden çok sözcüğün, birleşmesinden oluşan sıfatlara yapıları yönünden bileşik sıfat denir. Bileşik sıfatlar iki grupta incelenir. Kaynaşmış Bileşik Sıfatlar : Anlam olarak bir tek kavramı gösterdiği için biçimce bileşik yazılan sıfatlardır. Örnek : yalın-ayak çocuklar, boş-boğaz kadınlar Kurallı Bileşik Sıfatlar : Biçimsel olarak ayrı yazılmalarına karşın belli bir kurala bağlı olarak anlamca kaynaşmış olan sıfatlardır. Kurallı bileşik sıfatlar genel olarak şu yollarla yapılır : Bir sıfat tamlamasında tamlanan durumundaki ada -lı, -li ekinin getirilmesiyle : Örnek : Sıfat tamlaması sıfat tamlaması Büyük kapı-lı ev güzel göz-lü kız Sıfat Ad Sıfat Ad Sayı sıfatlarıyla kurulan sıfat tamlamalarında tamlanan durumundaki ada - lı, -lik ekinin getirilmesiyle: Örnek : Sıfat tamlaması Sıfat tamlaması On yıl-lık bekleyiş iki ay-lık süre Sıfat Ad Sıfat Ad Bir takısız ad tamlamasında, tamlayan durumundaki ada -lı, -li ekinin getirilmesiyle : Örnek : Takısız ad tamlaması Takısız ad tamlaması Mermer sütun-lu saray deri mont-lu çocuk Sıfat Ad Sıfat Ad Bir sıfat tamlamasında adla sıfatın yeri değiştirilerek ada üçüncü tekil kişi iyelik eki (-i, -si) getirmesiyle : Örnek : yıkık duvar duvarı yıkık ev Sıfat tamlaması Kırık cam camı kırık pencere Sıfat tamlaması Ayrılma (-den) durum eki almış bir addan sonra kullanılan ad eylemler birleşik sıfat oluşturur. Örnek : baba-dan kalma ev Sıfat Ad Ana-dan doğma sakat Sıfat Ad Sıfatlarla İlgili Özellikler : San (Unvan) Sıfatları : İnsan adlarıyla birlikte kullanılır. İnsanların rütbe, derece ve sosyal durumlarına göre onların adlarına eklenen saygı, tanıtma sözcükleridir. Kişi adlarının başında veya sonunda ya da hem başında hem de sonunda kullanılabilirler. Örnek : Bekir Sıtkı Bey Damat Ferit Paşa Doktor Ahmet Bey Profesör İsmail Hakkı

Gazi Osman Paşa Sıfatlarda Pekiştirme : Niteleme sıfatlarının anlamını güçlendirmek amacıyla onların pekiştirilmesidir. Niteleme sıfatları, iki şekilde pekiştirilir: a) Niteleme sıfatındaki ilk ünlünün sonuna m,p,r,s ünsüzlerinden uygun olan birinin getirilmesi yoluyla: Örnek : tertemiz ev, bembeyaz gömlek, upuzun boy, masmavi deniz b) İkileme yoluyla : Örnek : eğri büğrü yollar, pırıl pırıl su, irili ufaklı taşlar, sarı sarı liralar Sıfatlarda Küçültme : Niteleme sıfatlarının sonuna -cik, -cek, -ce, (-i)msi ve (- i)mtrak eklerinden uygun olan birinin getirilmesiyle onların anlamlarında ve derecelerinde bir azalma ve daralmanın meydana gelmesidir. Örnek : büyücek ev büyüğe yakın kalınca kitap kalın gibi yüksekçe tepe yükseğe yakın acımsı biber acıya yakın kızılımtrak hava kızıla yakın Sıfat Tamlamaları : Sıfatların, adları nitelemesi veya belirtmesiyle oluşmuş söz gruplarına sıfat tamlaması denir. Tamlayan Tamlanan Sıfat Ad Sıfat tamlamalarında sıfat tamlayan olup önce, ad tamlanan olup sonra gelir. Örnek : Tamlayan Tamlanan Engin deniz Sessiz sedasız ortam İşe yaramaz eşyalar Bazı insanlar Bu fikir Sıfat Tamlamalarının Özellikleri : Sıfat tamlamalarında, tamlayan ya da tamlanan birden çok kullanılabilir. Örnek : Uzun boylu esmer çocuk Tamlayan Tamlanan Kırmızı elbise, ayakkabı ve çanta Tamlayan Tamlanan Sıfatlar, bir ad tamlamasında tamlayan ya da tamlanan görevinde kullanılabilir. Örnek : Sıfat tamlaması Sıfat tamlaması Yeşil köşkün lambası çocuğun masmavi gözleri Kareli yatak örtüsü Sıfat Belirtisiz ad tamlaması Bir yaz günü Sıfat Belirtisiz ad tamlaması Sıfatların Adlaşması : Bir niteleme veya sayı sıfatı, cümlede bir adın önüne gelmezse ya da çoğul, tamlama ve ad durum eklerinden biriyle çekimlenmiş olarak kullanılırsa, tür yönünden adlaşır. Bunlara adlaşmış sıfat denir. Örnek : Yaşlı adam ayağa kalktı. Sıfat Ad Yaşlı ayağa kalktı. Adlaşmış sıfat. Umutsuz insanlar başarılı olamaz. Sıfat Ad Umutsuzlar, başarılı olamaz. Adlaşmış Sıfat Zamirler (Adıllar): Ad olmadıkları halde cümle içinde geçici olarak, bir adın yerini tutan ve bir adın gösterdiği bütün özellikleri gösteren sözcüklere veya eklere zamir (adıl) denir. Örnek : Polis aniden yere düştü, onu gördün mü? Ad Zamir Anlamlarına Göre Zamirler : Kişi Zamirleri : İnsan adlarının yerine kullanılan ben, sen, o, biz, siz, onlar ile kimi durumlarda insan adının yerine geçen kendi sözcükleridir. Örnek :

Olanlara ben de çok üzüldüm. İsterseniz, bir de siz bakın. Sabahtan uğradım ben bir güzele. Güzel ağlatmadı, güldürdü beni. Kişi Zamirinin Özellikleri : Kendi kişi sözcüğü, cümlede bir insan adının yerine kullanılırsa yedinci bir kişi zamiri olur. Örnek : Bakalım kendisi ne diyor? Bu konuda kendin karar vermelisin. Kendi kişi zamiri, diğer kişi zamiriyle ben kendim, sen kendin, o kendisi, biz kendimiz, siz kendiniz, onları kendileri biçiminde kullanılırsa kişi zamirlerinin anlamını pekiştiren bir sözcük olur. Örnek : Ben geldim. Ben, kendim geldim. O düşünmüş. O, kendisi düşünmüş. Kendi kişi zamiri, ikilime biçiminde kullanılarak bir eylemi nitelerse, durum zarfı olur. Örnek : Çocuk kendi kendine oynuyor. (Nasıl oynuyor?) Durum Zarfı Kadın kendi kendine söylendi. (Nasıl söylendi?) Durum Zarfı Kendi kişi sözcüğü, öznenin yaptığı işi gene özneye dönmesini sağlayarak cümleye dönüşlülük anlamı katar. Bu yüzden dönüşlülük zamiri adını da alır. Örnek : Adam kendini yaktı. Çocuk kendini asmış. Kişi zamirleri, tamlamalarda, tamlayan olabilmelerine karşın, tamlanan olamazlar. Örnek : Benim arkadaşım, senin isteklerin, onun gönlü. Kendisinin sözleri, çocuğun kendisi. Ben ve sen kişi sözcükleri, adın yönelme (-e) durumuyla çekimlendiğinde ses değişimine uğrayarak bana ve sana olur. O sözcüğü insan dışındaki varlıkların yerine geçtiği zaman işaret zamiri olarak da kullanılabilir. Örnek : O bu işe çok kızacak. Kişi zamiri O, dosyalanıp kaldırıldı. İşaret zamiri UYARI : O kişi zamiri bir adı niteleyip işaret sıfatı olan sözcükle karıştırılmamalıdır. O kişi zamirinden sonra virgül getirilmezse anlam karışıklığı meydana gelebilir. İşaret Zamirleri : Adların yerini işaret ederek tutan sözcüklerdir. Bu, şu, o ve çoğul şekilleri olan bunlar, şunlar, onlar adın yerini işaret ederek tutarlarsa işaret zamiri olurlar. Bu yakındaki bir ad. (Bunlar) Şu, biraz uzaktaki bir ad. (Şunlar) O, ise daha uzaktaki bir ad. (Onlar) gösterir ve onların yerini tutar. Örnek : Bunu bir de babama soralım. Şu, Fatih zamanından beri ayakta. Onları, bana ver, şunları, sen al. İşaret Zamirlerinin Özellikleri : O ve Onlar sözcükleri kişi adının yerini tuttuklarında kişi, kişi dışında herhangi bir varlık ya da nesne adının yerini tuttuklarında işaret zamiri olurlar. Örnek : O, kitabı beğenmediğini söyledi. Kişi zamiri. O, sınıfın, duvarına asılacak. İşaret zamiri. Buna, şuna, ona, öteki, beriki, böyle, şöyle, öyle sözcükleri de adın yerine kullanılarak işaret zamiri olur. Örnek : Burayı sen temizle. İşaret zamiri. Gel de böylesine inan. İşaret zamiri. Öteki, başını eğip dinledi. İşaret zamiri. UYARI : İşaret zamirinden bu, şu ve bunlar, şunlar sözcükleri bir kişi adı yerine kullanılabilirler. Bu durum diğer işaret zamirleri için de geçerlidir. Örnek : Bu, adam çağırdı. (Bu adam) zamir Sıfat Şu, insanlara kızıyor. (Şu insanlar) Zamir sıfat İşaret zamirleri belirtili ad tamlamalarında tamlayan ya da tamlanan olarak kullanılabilirler. Örnek : Bunun acısı Evin şurası Öbürünün derdi. İnsanın böylesi

İşaret sözcüklerinin yalın ve tekil şekilleri (bu, şu, o) işaret zamiri olup da cümlede bir adın önünde kullanılırsa araya mutlaka virgül (,) işareti konur. Aksi halde anlam karışıklığı ortaya çıkar. Örnek : Bu, kitabın önsözüne eklenecek. İşaret zamiri Bu kitabın önsözüne eklenecek. İşaret zamiri Belgisiz Zamirler : Bir adın yerini tuttukları halde, hangi adın yerini tuttukları tam olarak belli olmayan zamirlerdir. Adları sayı, ölçü miktar ve özne yönünden tam değil de belli belirsiz bir biçimde göstererek onların yerini tutarlar. Belgisiz zamir olarak kullanılan başlıca sözcükler şunlardır : Kimisi, kimileri, kimi, biri, birisi, birileri, birkaçı, bazısı, bazıları, çoğu, birçoğu, birçokları, başkası, birazı, fazlası, bir kısmı, hepsi, kimse, tümü herkes, hepimiz gibi. Örnek : Kimsenin ahı kimsede kalmaz. Çoğu gitti, azı kaldı. Birçoğu, bu durumdan habersiz. Hepsine benden selam söyle. Kimi ağlarken kimi gülüyor. Başkalarını değil, biraz da bizi düşün. İçlerinden birisi bana çok tanıdık geldi. Belgisiz Zamirlerin Özellikleri : Belgisiz zamirler belirtili ad tamlamalarında tamlayan ya da tamlanan olarak kullanılabilirler. Örnek : Birkaçının düşüncesi Çocukların birkaçı Kişi ve işaret zamirlerinden bazıları ikileme oluşturacak biçimde kullanılırsa belgisiz zamir olur. Örnek : Onun bunun sözüne uyma Seni beni hiç dinler mi o? Şey sözcüğü, belirsiz bir adın yerini tuttuğu için belgisiz zamirdir. Örnek : Çarşıdan şey aldım. Şey sordu. Soru Zamirleri : Adların yerini soru yoluyla tutan bir zamir çeşididir. Soru zamirleri sor sorarak adların yerine kullanılan sözcüklerdir denilebilir. Örnek : Bu kitabı kim yırttı? (Ali yırttı.) Senden ne istiyor? (Para istiyor.) Dün akşam nereden geliyordun? (sinemadan) Hangisini daha çok beğendin? (şunu) Yolda kime rastlamış? (bir arkadaşına) Soru Zamirlerinin Özellikleri : Soru sözcükleri bir eylemin anlamını etkileyecek bir biçimde kullanılırsa, soru zarfı olur. (Ne, Nasıl?) Örnek : Buralarda ne dolaşıp duruyorsun? Niçin? Anlamında. Bu havada buraya nasıl gelmiş? Ne şekilde anlamında Soru zamirleri, bir belirtili ad tamlamasında tamlayan ya da tamlanan olarak kullanılabilir. Örnek : Kimlerin parası? Çocukların hangisi? Adamın nesi? Bazı soru sözcükleri bir adın önüne gelerek onu soru yoluyla belirtirse, soru sıfatı olur. (hangi, kaç, ne, nasıl) Örnek : Hangi okulu bitirmiş? Soru sıfatı Ad Bunlara kaç para verdiniz? Soru Sıfatı Ad Ne iş yapıyormuş? Soru Sıfatı Ad İlgi Zamiri : Bir belirtili ad tamlamasında tamlanan durumundaki ikinci adın yerini tutan -ki ekine ilgi zamiri denir. Örnek : Salonun duvarları temiz ama odalarınki kirli. Odalarınki odaların duvarları Benim kalemim seninkinden iyi yazıyor. Seninki senin kalemin İlgi Zamirinin Özellikleri : İlgi zamiri, tamlamada tamlananın yerini tutar. Tamlanan tekrar yazılmak istendiğinde -ki atılabilir. Örnek : Bunun-ki daha canlı. Bu kazağın renkleri daha canlı. İlgi zamiriyle, addan sıfat türeten -ki eki karıştırılmamalıdır. -ki eğer ilgi zamiriyse bağlandığı sözcük (-in, -im) tamlayan eklerinden sonra kullanılır. Addan sıfat yapan -ki ekinde böyle bir durum yoktur. Örnek : Eğil salkım söğüt eğil, bu benimki sevda değil. Ben-im-ki Çocuğunki daha mantıklı. Çocuk-un-ki Evdeki hesap çarşıya uymaz. Ev-de-ki Addan - sıfat Geceki yağmur ortalığı batırmış. Gece-ki türetir.

Bir adın sonuna gelerek, o varlığın sahibini, kime ait olduğunu gösteren (-im, -in, -i, -imiz, - iniz, -leri) iyelik eklerine iyelik zamiri denir. Örnek : Kalemim (benim kalemim) kalemimiz (bizim kalemimiz) Kalemin (senin kalemin) kaleminiz (sizin kaleminiz) Kalemi (onun kalemi) kalemleri (onların kalemleri) Yapılarına Göre Zamirler : Zamirler yapıları yönünden iki grupta incelenir. Basit (Yalın) Zamirler : Hiç yapım eki almamış, kök durumunda olan ya da yalnızca çekim eki alan zamirlerdir. Örnek : ben, şunda, bazıları, kim, bizlerden, onun vb. Bileşik Zamirler : İki sözcüğün birleşmesinden oluşan zamirlerdir. Örnek : Birçoğu, kimse, birkaçı, herhangi biri vb. UYARI : Yapım eki alarak türetilen zamirlerde vardır. Örnek : Bu - ra, şu -ra Zamirlerin Görevleri : Zamirler, cümlede bir adın yerini tutan sözcük türü olduğu için cümlede bir ad gibi, özne, nesne, dolaylı tümleç ve yüklem görevinde kullanılabilirler. Örnek : Seni buraya babam çağırdı. Bu işin aslını bir de biz araştıralım. Aradığımız ev şuradaymış. Zarflar (Belirteçler) : Eylemleri, eylemsileri ve zarf türünde olan başka sözcükleri anlam yönünden pekiştiren ya da kısıtlayarak sınırlayan sözcük çeşididir. Örnek : Adam akıllı davranıyor. Zarf Eylem Adam, akıllı davranarak işini yürütüyor. Zarf Eylem Adam, çok akıllı birine benziyor. Zarf Sıfat Zamir (ad) Adam, bu işte çok akıllı davrandı. Zarf Zarf Eylem Anlam ve Görevlerine Göre Zarflar : Zaman Zarfları : Eylemleri ve eylemsileri zaman yönünden gösteren, bunları zaman olarak sınırlayan bir zarf çeşididir. Zaman zarflarını bulabilmek için eylem ve eylemsi tabanlarına Ne zaman? sorusu yöneltilir. Örnek : Demin buradaydı, şimdi yok oldu. Geç fark ettim, taşın sert olduğunu. Yıllar önce değil ağaç, bir yeşil ota bile rastlayamazdık. Kışın giyeceğim diyerek ucuzluktan bir sürü kazak aldı. Yirmi yaşında evlenip çoluğa çocuğa karışmış. Zaman Zarfının Özellikleri : Zaman bildiren sözcükler, eyleme, ya da eylemsiye yöneltilen Ne zaman? sorusuna yanıt verirlerse, zaman zarfı; zaman kavramını karşılarsa, tür yönünden ad olurlar. Örnek : Erkenden yat, sabah yola çıkacaksın. Zaman Zarfı Sabah yeni umutların doğuşudur. Ad Ad ve sıfat tamlamaları cümle içinde zaman zarfı olarak kullanılabilir. Örnek : Ertesi gün başladı, gün doğmadan yolculuk. Sıfat tamlaması Gece yarısı bir patlama oldu. Ad tamlaması Durum Zarfları : Eylemlerin ya da eylemsilerin nasıl olduğunu, ne durumda bulunduğunu gösteren bir zarf çeşididir. Durum zarflarını bulabilmek için eylem ve eylemsilere Nasıl? sorusu yöneltilir. Örnek : Adam aniden karşıma çıktı. Sahnedeki sanatçıyı hayranlıkla izliyor. Beni iyi dinle, sonra pişman olursun. Çocuklar odalarında sessiz sessiz oynuyor. Kapıyı çalıp yavaşça girdi. Durum Zarfının Özellikleri : Bir sözcük, bir adı veya zamiri nitelerse, sıfat; bir eylemi ya da eylemsiyi nitelerse, durum zarfı olur. Örnek : O iyi insanlar, o güzel atlara bindiler ve çekip gittiler. Sıfat Ad Sıfat Ad

İyi düşünüp güzel konuştu. Zarf Eylemsi Zarf Eylemsi İkileme biçiminde kurulan, pekiştirilmiş olan ve edatla öbekleşen kimi sözcükler eylem ve eylemsiyi etkileyerek zarf görevinde kullanılabilir. Örnek : Güneş pırıl pırıl parlıyordu. İkileme zarf Deniz masmavi görünüyordu Pekiştirme zarf Çamaşırları sakız gibi yıkamış. Edat öbeği Zarf Yer-yön Zarfları : Eylemlerin ve eylemsilerin gerçekleştiği yeri ve yöneldiği yönü gösteren bir zarf çeşididir. Yer-yön zarflarını bulabilmek için eylem ve eylemsilere Ne yöne, Ne tarafa? soruları yöneltilir. Örnek : Az önce dışarı çıktı. Adam bir adım geri çekildi. İleri atılıp sellercesine, göğsünden vurulup tam ercesine. Bırak bekle, asansör yukarı çıkıyor. Yer-yön Zarfının Özellikleri : Yer-yön bildiren sözcüklerin yer-yön zarfı olabilmesi için mutlaka bir eylemi ya da eylemsiyi göstermesi gerekir. Aksi halde bunlar başka bir sözcük oluşturur. Bir adın önüne gelerek adı etkilerse sıfat olur. Örnek : Yukarı mahalle, aşağı kat, ileri adım Sıfat Ad Sıfat Ad Sıfat Ad Ad durum ekleriyle çekimlenirse ad olur. Örnek : İçeriye bir yabancı girdi. Ad Biraz geriye git. Ad Dışarıda kar, içeride sımsıcak bir hava vardı. Ad Ad Bir yer ve yön adı olarak kullanılırsa, tür yönünden yine ad olur. Örnek : Dışarısı çok kalabalıktı. Ad Aşağısı oldukça sessiz ve sakindi. Ad Görüldüğü gibi yer ve yön gösteren içeri, dışarı, aşağı, yukarı, öte, beri, ileri, geri gibi sözcüklerin yer-yön zarfı olabilmesi için mutlaka ad durum eklerinden birini almamış ve çoğalmamış olarak eylemlerin önünde kullanılmaları gerekir. Azlık-Çokluk Zarfları : Bir eylemin, eylemsinin, sıfatın veya başka bir zarfın sayısını ve ölçüsünü gösteren, bunları karşılaştırarak dereceleyen bir zarf çeşididir. Dilimizde sayı, ölçü ve miktar gösteren, karşılaştırma ve derecelendirme yapılabilen başlıca sözcükler şunlardır: daha, pek, çok, en, fazla, oldukça, epey, epeyce, az, biraz, gayet, fevkalade, denli... Örnek : Çok yedim, daha fazla yiyemem. Zarf Eylem Zarf Zarf Eylem Olanlara fevkalade sevindim. Zarf Eylem Çok çalışıp az dinlenirdi. Zarf Eylemsi Zarf Eylem Bir dahaki sınava daha iyi hazırlan. Zarf Zarf Eylem Ondan daha iyi bir insana rastlamadım. Zarf Sıfat Grubu Ad Ali en iyi, en akıllı öğrenciymiş. Zarf Sıfat Zarf Sıfat Son günlerde gayet sakin bir çocuk olmuştu. Zarf Sıfat Grubu Ad Adlar ikileme oluşturarak azlık-çokluk zarfı yaratabilir. Örnek : Yemeklerden tabak tabak yediler. Zarf

Donmuş patatesler çuval çuval çöpe atıldı. Zarf Soru Zarfları : Soru sözcükleri bir eyleme yönelerek onun nasıl yapıldığını, ne durumda olduğunu, yapılış şeklini ve zamanını buldurmaya yönelik olarak kullanılırsa soru zarfı olur. Örnek : Parandan ne kadar harcadın? Soru Zarfı Neden her şeyden beni sorumlu tutuyor? Soru Zarfı Ne diye ağlayıp duruyorsun? Soru zarfı Oradan ne zaman gelecekmiş? Soru zarfı Yapılarına Göre Zarflar : Basit Zarflar : Yapım eki almamış ya da bileşik bir sözcük durumunda olmayan, kök halinde olan zarflardır. Örnek : çok, pek, dün, yukarı, tek, demin... Türemiş Zarflar : Yapım eki alarak gövde durumuna geçen zarflardır. Örnek : Er-ken, ön-ce, son-ra, sabah-leyin, kış-ın, saatler-ce... Bileşik Zarflar : İki sözcüğün biçimsel olarak birleşmesinden oluşan zarflardır. Örnek : Bir-az, bu-gün, ilk-önce... Öbekleşmiş Zarflar : İki ya da daha çok sözcüğün biçimce ayrı yazılmasına karşın anlamca kaynaşmasından oluşan zarlardır. Örnek : hemen hemen, er geç, bazı bazı, zaman zaman... Zarflarla İlgili Genel Uyarılar : Dilimizde kesinlik anlamı taşıyan şüphesiz, elbette, mutlaka, asla, kuşkusuz gibi sözcükler, bu anlamlarla eylemi pekiştirdiğinde kesinlik zarfı oluşturur. Örnek : Doğacaktır, elbet sana vadettiği günler Hakk ın. Benimle bir daha asla böyle konuşma! Şüphesiz tüm söylenenleri anlıyor. Eylem ve eylemsilere tekrar anlamı veren, onların yinelendiğini gösteren tekrar, bir daha, gene, sık sık, çoğu kez, arada bir, bazen, yine gibi sözcükler yineleme zarfı yaratır. Örnek : Bu konuyu tekrar ele almalıyız. Kar yine savrula savrula yağıyordu. Çocuk ikide bir babasından para istiyor. Eyleme olasılık anlamı katan belli, herhalde.. sözcükleri olasılık zarfı olarak adlandırılır. Örnek : Belki yarın, belki de yarından sonra gelir. Herhalde toplantıda konuşulanları hiç dinlemedin. Eylemi zaman ve nicelik yönünden sınırlayan artık, ancak, yalnız sözcükleri sınırlama zarfı adını alır. Örnek : Artık bu sıkıntıya dayanamıyorum. Bu işi ancak üç gün sonra bitirebilirim. Beni yalnız sen anlarsın. Genellikle bir soruya karşılık olarak kullanılan evet, hayır sözcükleri onaylama zarfı adını alır. Örnek : - Kitap okur musun? - Evet. - Sen de gittin mi? - Hayır.