Siyasal yönetimler, tüm yurttafllar na eflit olanaklar çerçevesinde asayifl, e itim, sa l k ve refah da tabildikleri, toplumsal çat flma, uzlaflmazl



Benzer belgeler
Uygulama Önerisi : ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*)

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

Belediyelerde e-arfliv Uygulamalar ile Dijitallefltirme Çal flmalar nda zlenmesi Gereken Yol Haritas

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

Dr. Osman DEM RC * *Özellefltirme daresi Baflkan Yard mc s

30 > 35. nsan Kaynaklar. > nsan Kaynaklar Yönetimi > Personel E itimleri > Personel Otomasyonu

YEN DÖNEM DE DENET M MESLE NE HAZIRMIYIZ?

KOOPERAT F GENEL KURUL TOPLANTISINA KATILMA VE OY HAKKI BULUNAN K MSELER

KOOPERAT FLERDE MAL B LD R M NDE BULUNMA YÜKÜMLÜLÜ Ü( 1 )

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL


Bir Ülke Bir Bayrak. Temel Kaynak 5. Toplum Hayat m z

Türkiye Odalar ve Borsalar Birli i. 3. Ödemeler Dengesi

YATIRIM ND R M HAKKINDAK ANAYASA MAHKEMES KARARININ DE ERLEND R LMES

17-19 EYLÜL 2010 TARİHLERİ ARASINDA MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİN DE YAPILAN ADIM ÜNİVERSİTELERİ İDARİ GRUP TOPLANTI KARARLARI

Yat r m ndirimi le lgili Vergi Mahkemesi Karar ve 2009 Y l Kurumlar Vergisi Beyan nda Yat r m ndirimi stisnas. BFS /03 stanbul,

dan flman teslim ald evraklar inceledikten sonra nsan Kaynaklar Müdürlü ü/birimine gönderir.


Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme

Çeviren: Dr. Almagül sina

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

STRATEJ K V ZYON BELGES

ALANYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI İNSAN KAYNAKLARI VE EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak ve Tanımlar

MESLEK MENSUBU KURUMLAfiMA PROJES YOL HAR TASI

YARGITAY 20. HUKUK DA RES

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES

ARAMALI VERG NCELEMES NDE CEZA MUHAKEMELER KANUNU NUN ARAMAYA L fik N HÜKÜMLER N N DURUMU. K l c n yapamad n adalet yapar. KANUN SULTAN SÜLEYMAN

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

RAN SLÂM CUMHUR YET ANKARA KÜLTÜR MÜSTEfiARLI I WEB S TES H ZMETE AÇILDI

2464 BELED YE GEL RLER KANUNU BELEDİYE GELİRLERİ

Ders 13: DO RULAMA KAYNAKLARI

TMMOB EH R PLANCILARI ODASI TRABZON UBES III. DÖNEM ( ) ÇALI MA PROGRAMI

kitap Bireysel fl Hukuku fl Hukuku (Genel Esaslar-Bireysel fl Hukuku)

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

ISI At f Dizinlerine Derginizi Kazand rman z çin Öneriler

EVOK Güvenlik in hedefi daima bu kalite ve standartlarda hizmet sunmakt r. Hasan ERDEM R. Mustafa AL KOÇ. Yönetim Kurulu Baflkan.

Yolsuzlukla Mücadele Politikası

T.C. KÜÇÜKÇEKMECE BELEDİYE BAŞKANLIĞI MALİ HİZMETLER MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARI İLE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

T.C. CUMHURBA KANLI I GENEL SEKRETERL ANKARA. Ankara; Say : 285

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

Çeyrek Finansal Sonuçlar. Konsolide Olmayan Veriler

Performans Yönetimi Hakkında Ulusal Mevzuatın Avrupa Standartlarıyla Uyumlaştırılmasına Yönelik Tavsiyeler

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas

Uygulama Önerisi 2120.A1-3: Üç Ayl k Finansal Raporlama, Özel Durum Aç klamalar ve Yönetim Onaylar Konusunda ç Denetçinin Rolü

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

2. Projelerle bütçe formatlar n bütünlefltirme

ULUSAL VE RESMİ BAYRAMLAR İLE MAHALLİ KURTULUŞ GÜNLERİ, ATATÜRK GÜNLERİ VE TARİHİ GÜNLERDE YAPILACAK TÖREN VE KUTLAMALAR YÖNETMELİĞİ

YARGITAY 14. HUKUK DA RES

VAKIFLARDA VERG BA IfiIKLI I (MUAF YET )

9. Uluslararas Ceza Hukuku Kongresi (Lahey, A ustos 1964)

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

YARGITAY 7. HUKUK DA RES

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.8 Finansal Raporlama çin Maliyet Yaklafl m

YASAL FA Z UYGULAMASI VE B R YARGITAY KARARI

YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler

OHSAS fl Sa l ve Güvenli i Yönetim Sisteminde Yap lan De iflikliklere Ayr nt l Bak fl

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ATAÇ Bilgilendirme Politikası

V/7 ESASLAR 1. Madde 3. Bu kurulufl ve çal flma esaslar nda geçen deyimlerden; : Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araflt rma Kurumu nu;

14 May s 2014 Çar amba Günü Saat da Yap lan Mahkeme Toplant nda Görü ülen Dosyalar ve Sonuçlar (*)

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü :18

TETAŞ TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

RAY S GORTA A.. DENET MDEN SORUMLU KOM TE YÖNERGES

ORHAN YILMAZ (*) B SAYILI YASADA YAPILAN DE fi KL KLER:

DESTEK HĠZMETLERĠ MÜDÜRLÜĞÜ

LE LG L YÖNETMEL KLER N DE ERLEND R LMES TOPLANTISI YAPILDI

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür.

4 904 say l Türkiye fl Kurumu Kanunu (4904, 2003) ile istihdam n korunmas na,

2007 Finansal Sonuçlar. Konsolide Olmayan Veriler (BDDK)

XI/3 ESASLAR 1. MADDE 3- (1)Bu Esaslarda geçen; a) TÜB TAK : Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araflt rma Kurumunu, b) Baflkanl k : TÜB TAK Baflkanl n,

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü

T ürkiye Serbest Muhasebeci Mali Müflavirler ve Yeminli Mali Müflavirler

GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl)

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi

T.C. AMASYA BELEDİYESİ VETERİNER İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak, İlkeler ve Tanımlar

DOĞAN GRUBU TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ POLİTİKASI

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl

Tıp Fakültesi Dönem Temsilcileri Grubu Yönergesi

G elir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerince yap lan ba fl ve yard mlarla ilgili

TÜRK YE Ç DENET M ENST TÜSÜ 2011 FAAL YET RAPORU 45 TÜRK YE Ç DENET M ENST TÜSÜ F NANSAL TABLOLAR VE DENET M RAPORLARI

Bir Müflterinin Yaflam Boyu De erini Hesaplamak çin Form

ÇANKAYA BELEDİYE BAŞKANLIĞI VETERİNER İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV, YETKİ, SORUMLULUK ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİK

F inans sektörleri içinde sigortac l k sektörü tüm dünyada h zl bir büyüme

MESLEK MENSUBU KURUMSALLAfiMA PROJES F Z B L TE VE YOL HAR TASI

SOSYAL GÜVENL K REHBER. SSK BAfiKANLI I

2014 YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ Açıklama

Yetkin Gayrimenkul De erleme ve Dan flmanl k A.fi olarak

Y eni 5520 say l Kurumlar Vergisi Kanunumuz ile yeni bir kavram Kontrol

İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ KURULUŞ, ÖRGÜTLEME ve İŞLEYİŞ YÖNETMELİĞİ

Transkript:

5. Yönetiflim 5.1. Yönetiflim ve Siyasal Sistem Yönetiflim, siyasal sistemin yönetiminde hükümet ile toplum aras nda karfl l kl etkileflim, ortak çal flma ve karar almada paydafl (stakeholder) olma koflullar na dayan r. Siyasal sorunlar ve gündemi oluflturan, ve kamuoyunu yak ndan ilgilendiren hususlarda hükümetin iktidar kullan m, bu etkileflimin oda nda yer al r. Bu ba lamda, siyasal iktidar n sadece bir yönetim olgusu içermedi i, iktidar kullan m n n belirli bir üslup da içermesi gerekti i görüflü son y llarda genel kabul görmeye bafllad. Söz konusu üslubu tan mlamak için, Türkçe'ye "iyi yönetiflim" olarak çevrilen "good governance" kavram gittikçe yayg nlaflan bir kullan m alan buldu. yi yönetiflim, kamunun yak ndan ilgilendi i konular hakk nda, iktidar n nas l kullan lmas, siyasal kararlar n neden ve nas l al nmas ve yurttafllar n kendi sözlerini kabul ettirebilmeleri için neler yapmalar gerekti iyle ilgili kurum, süreç ve gelenekleri de göz önüne alarak, sorumlu ve duyarl bir biçimde güç kullan m olarak anlafl lmaya bafllad. Böylece yönetiflim, hem siyasal kat lma hem de temsili kurum ve örgütlerin iflletim üslubuyla (modus operandi) ilgili olarak tan mlanmaktad r. Bu anlam yla, siyasal yönetimin halk n r zas na dayanmas na katk da bulunan özellikleri iyi yönetiflimin özünü oluflturur. Genel temsil, kat lma ve destek teminine yarayan kurum, süreç ve gelenekleri oluflturabilen siyasal yönetimler "iyi" yönetme örnekleri sergileyeceklerdir. Halk n siyasal etkinlikleri için kurumsal ve yasal süreçler oluflturabilen hükümetler ise iyi siyasal yönetiflimin oluflmas na katk da bulunacaklard r. Ülkede asayifli sa layarak mal ve insan ulafl m n güvenli hale getiren, etkin ve engelleme olmaks z n bilgi ve haber ak fl n sa layan bir yönetim iyi yönetiflim altyap s n oluflturmufl olmaktad r. Yarg ba ms zl n n sa lanmas, etkin bir yarg sisteminin kurulmas ve sayg n bir hukuk sisteminin ülkede ortaya ç kacak sosyo-ekonomik çat flmalar çözmesi, bu yönetim üslubunun ö eleri olarak kabul edilmelidir. E itim, sa l k hizmetleri ve refah n yurttafllara, f rsat eflitli i çerçevesinde yararlanabilecekleri bir biçimde da t labilmesi de iyi siyasal yönetiflimin temel özellikleri aras nda say lmal d r. Bu anlamda, iyi siyasal yönetiflim ekonominin, çevrenin ve toplumsal çat flmalar n etkin denetimi ve yönetimi anlam na gelmektedir. Bunu yaparken yurttafllar na sürekli olarak bilgi (saydam yönetim), zaman zaman da hesap veren bir hükümet yap s ve üslubu ortaya ç kacakt r. Bunun anlam hükümet yap s n n tüm halka en yak n olan birimden en merkezi birime do ru birkaç düzeyde örgütlenmesi suretiyle kamu politikalar etkili ve en optimal düzeyde yürütülürken, halk n kolay izleyebilece i ve hesap sorabilece i, çeflitli düzeyde yerel ve merkezi hükümet yap lar da ortaya ç kabilecektir. Bu düzeyler aras nda bir iflbölümü ve birbirini tamamlayan bir bütünlük sa lanarak, kamu politikalar n oluflturan projelerin ölçek ve karmafl kl klar na göre, onlara en uygun yerel ya da merkezi otorite taraf ndan tasarlan p, uygulanmas n, yani yerindenli i olanakl k labilecektir.

Siyasal yönetimler, tüm yurttafllar na eflit olanaklar çerçevesinde asayifl, e itim, sa l k ve refah da tabildikleri, toplumsal çat flma, uzlaflmazl k ve anlaflmazl klar etkin bir biçimde çözen bir hukuk sistemi oluflturabildikleri ölçüde, iyi yönetiflimin özelliklerine sahip olacaklard r. yi siyasal yönetiflim ile canl bir sivil toplumun, siyasal olarak etkin bir yurttafllar toplulu unun, sorumlu ve yurttafl taleplerine duyarl ve halk n gözünde meflrulu unu koruyan bir hükümetin, enflasyon oran n düflük, istihdam yüksek düzeyde tutan, bütçesini dengeleyebilen ve istikrarl ekonomik büyüme sa layabilen bir makro ekonomik program izleyebilmesiyle yak ndan iliflkilidir. Bu anlamda, iyi siyasal yönetiflim yurttafl taleplerine duyarl bir hükümet uygulamas yla ortaya ç kar. Özetle, iyi siyasal yönetiflim, yurttafl taleplerine duyarl, dolay s yla yurttafllar birer paydafl olarak karar verme sürecine katan, hesap vermeye haz r ve etkin iflleyen bir hükümet biçimi olarak tan mlanabilir. Bu tan m çerçevesinde, yurttafllar n siyasal kat lma ve temsil kurumlar arac l yla hükümetle serbestçe etkileflim içine girmesinin ötesinde bir iflleyifl söz konusudur. yi yönetiflim, yurttafllar n yönetilen olarak de il, siyasal sorunlardan etkilendikleri için, kaybedecek de erli varl klar olan taraf olarak alg land bir siyasal ortamda gerçekleflmektedir. Bu anlay flta, yurttafl yönetilen de il, paydafl olarak temel siyasal karar al c konumundad r. Burada temel siyasal kat l ma ilkesi, bir siyasal sorun ve çözümüyle ilgili karardan etkilenenleri de karar alma sürecine ortak k lmak olacakt r. Hükümetin seçmenlere gösterdi i duyarl l k, otoritelerin hay rseverlik ve iyi kalplili inden de il, halk n r zas na ve ona hesap verme zorunlulu una d a y a n m a s n d a n d r. yi siyasal yönetiflim, toplumu oluflturan bireyler, sivil toplum kurulufllar (STK lar) ve siyasal seçkinlerin ortaklafla ve hakça yer alaca bir görüflme, tart flma ve müzakere ortam nda al nacak olan emredici ve ba lay c kararlar arac l yla yönetim anlam na gelmektedir. Bu genel tan m n uygulamada nas l bir sonuç verece i yerel, ulusal, ve uluslararas yönetiflim aç s ndan farkl l klar yaratacakt r. Bu üç yönetim düzlemi aras nda, yap lar ve oluflumlar gere i önemli farklar vard r. Yerel yönetim, bir parças oldu u ulusal yönetimle uyumlu ve onun taraf ndan desteklenerek kamu hizmeti üretmek durumundad r. Ulusal yönetim, demokrasilerde seçimle iflbafl na gelen ve ulusal kaynaklar gelifltirerek kamu mal ve hizmetini kendi bafl na üreten bir konumdad r. Uluslararas yönetim ise, ulusal yönetimlerin ortaklafla oluflturduklar kurum ve kurulufllar n içinde ve onlarla birlikte sergiledikleri davran fl ve uygulamalardan oluflur. Yerel yönetimler için iyi yönetiflim, belediyelerin, kapsad klar alanda yaflayanlarla birlikte, ortaklafla olarak yer alacaklar bir süreçle karar alma, uygulama ve denetleme uygulamalar yürütmeleriyle gerçekleflebilir. Ulusal iyi yönetiflim, hükümetlerin alacaklar kararlar n yurttafllar, STK lar ve siyasal kadrolar n genifl kat l m ve tart flmas ile ortaklafla al nd ve uygulamalar n ortaklafla mali, insani vb. desteklerle sürdürülebildi i, izlendi i ve

denetlenebildi i bir ortamda olanakl d r. Uluslararas iyi yönetiflim ise, ulusdevletler, STK lar, uluslararas örgüt ve kurulufllar n ortaklafla karar al p uygulad klar ve uygulamalar izleyip denetledikleri bir çerçevede geliflebilir. 5.2. Türkiye de Yönetiflim: Son On Y l Türkiye de son on y ldaki demokratikleflme çabalar, Avrupa Birli i yle (AB) iliflkilerdeki geliflmeler, dinsel ve etnik gruplar ile örgütlerin yaratt büyük sorunlarla ortaya ç kan çat flmalar n içerik ve s kl, deprem gibi do al afetler ve iktisadi dalgalanmalar n etkileriyle siyasal yönetiflim üslubu de iflim geçirmifltir. Seçmenler ve STK lar ile bas n-yay n organlar n n yukar da say lan geliflmelerin etkisi alt nda kalarak göstermifl olduklar siyasal tepkiler de, siyasal yönetiflim üslubunun de iflmesi yönünde bir bask yaratm flt r. Ayr ca Türkiye nin, Helsinki Zirvesi nde (Aral k 1999) al nan AB adayl karar na dayal olarak gelifltirdi i adayl k stratejisi ve haz rlad Ulusal Program çerçevesinde devlet kurumlar nda bafllat lan reform çal flmalar ivme kazanm flt r. Bu yolda at lan ad mlar n ilk sonucu siyasal karar alma ve denetleme konular nda saydaml k üzerinde y o u n l a fl m fl t r. 5.2.1. Saydaml k Baflka birçok ülke gibi Türkiye'de de, idarenin karar alma sürecine o kararlardan "etkilenebilecek" olanlar n "kat lmalar na", bilgi ve belgeleri paylaflmalar na olanak tan yacak bir "zorunlu hukuki prosedür" halen yoktur. Bu konuda Adalet Bakanl nca haz rlanm fl olan dari Usul Kanunu tasar s henüz Türkiye Büyük Millet Meclisi ne (TBMM) sunulmam flt r. Ayn biçimde, idarenin elindeki bilgilere ulaflma hakk n güvence alt na alacak yasa da ç kar lamam flt r. Söz konusu kanunlar n yoklu u, Kamulaflt rma Kanunu ve Vergi Usul Kanunu gibi az say da istisna d fl nda, kamu yönetiminin ifllemlerini "kapal l k" içinde yapabilmesine olanak tan makta ve bireylere yarg denetimi d fl nda etkili bir "korunma" yolu b rakmamaktad r. Öte yandan, daha önce benzer kanunlar ç karm fl ülkelerin deneyimlerinden yararlan larak haz rlanan dari Usul Kanunu tasar s na göre, idari karar alma sürecine kat l m, özel hukuk kiflilerinin (bireyler ve tüzel kifliler) "kamu gücü"nü kullanmalar anlam na gelmemektedir. Yaln zca 3056 say l Baflbakanl k Teflkilat Hakk ndaki Kanun da, bakanl klar n yasa tasla haz rlama aflamas nda, tasla Baflbakanl k a sunmadan önce, ilgili kurum ve kurulufllarla görüflmesi öngörülmektedir. Tüzüklerin yay mlanmadan önce Dan fltay taraf ndan onaylanmas n zorunlu k lan Dan fltay Kanunu ( m a d d e 48) da bir tür yarg ya dan flma olarak kabul edilebilir. Son olarak, TBMM ç Tüzü ü, yasa taslak ve önerilerinin TBMM ye sunulmas aflamas nda gerekçe ve yasa maddelerinin say lmas n zorunlu k lmaktad r. Yasa taslaklar nda yasal çeliflkileri çözmek ve bakanl klar aras nda uyumu sa lamak görevi Baflbakanl k a verilmifltir. Ne var ki, bu görevin her zaman sorunsuz olarak yerine getirildi i s ö y l e n e m e z. Türkiye de yasa, yönetmelik ve tüzükler hem çok say dad r, hem de karmafl k bir görüntü çizmektedir. Ayr ca, kullan lan dil yüzünden, yasalar n zaman zaman anlafl lmaz bir içerik kazand da görülmektedir. Oysa, yasalarda kullan lan dilin

sokaktaki yurttafl taraf ndan anlafl l r olmas saydaml n vazgeçilemez ve en temel özelliklerindendir. Yasa, yönetmelik ve tüzükleri haz rlama sürecinde ilgili ya da etkilenen tüm taraflarla görüflülmesini, onlar n düflünce, fikir ve görüfllerinin de bu düzenlemelere yans t lmas n öngören herhangi bir uygulama henüz söz konusu de ildir. Özellikle ekonomik konularda söz sahibi olmas için kurulan Ekonomik ve Sosyal Konsey in çal flt r lamamas da bu tür bir dan flma sürecinin yaflama geçirilmesini engellemifltir. Buna karfl l k, Sekizinci Befl Y ll k Kalk nma Plan nda ilk kez "Sivil Toplum Kurulufllar " bafll aç larak, kalk nman n her alan nda kamu ve sivil toplum çal flmalar n n demokratik bir topluma ulaflma aç s ndan önemi vurgulanm fl, bu iflbirli i kanallar n n geliflmesi için STK lar n desteklenmesini bir hükümet politikas haline getirmek hedeflenmifltir. Son y llarda bu geliflmeye koflut olarak ortaya ç kan önemli bir örnek de, Türk toplum ve aile hayat nda köklü de ifliklikler getiren yeni Medeni Kanun un haz rl k sürecidir. Yaklafl k 50 y ld r üzerinde çal fl lan ve son 10 y lda yo unlukla kamuoyunun gündemini iflgal eden Medeni Kanun, toplant, yaz flma, çal flma gruplar na kat lma gibi çeflitli yöntemlerle, aralar nda kad n kurulufllar n n da bulundu u ilgili taraflar n görüfl ve önerilerine sunulmufl ve kat l mc bir süreçle birçok de ifliklik g e r ç e k l e fl t i r i l m i fl t i r. Asl nda, Türkiye nin yasal mevzuat hakk nda ilgili toplum kesimlerini bilgilendirme uygulamalar OECD standartlar nda "en iyi uygulama" niteli i tafl maktad r (OECD, 2001: 26). Yak n zamanda baz bakanl klar n yasa taslaklar n web sayfalar nda yay mlamalar, bu bilgilendirmenin iyi bir örne ini oluflturmaktad r. Üstelik, Bakanlar Kurulu nun 12 Ocak 2002 tarihinde ald ilke karar yla, Türkiye de Saydaml n Art r lmas ve Kamuda Etkin Yönetimin Gelifltirilmesi Eylem Plan da kabul edilmifltir. TBMM nin Genel Kurul görüflmelerinin TRT den naklen yay nlanmas kadar, yasa öneri ve taslaklar yla denetleme etkinliklerinin TBMM nin web sayfas ndan izlenebiliyor olmas da saydaml k konusunda bir baflka "en iyi uygulama" örne i olarak görülebilir. Son olarak, 3,215 belediyeyi Internet üzerinde birlefltiren "YerelNet" projesi de bir baflka "en iyi uygulama" örne idir. 5.2.2. Hesap Sorma Türkiye de hesap sorma uygulamas n n kurumsal mekanizmalar, siyasal, idari, mali ve hukuki olmak üzere olarak dört farkl türdedir. 5.2.2.1. Siyasal Hesap Sorma Siyasal hesap sorma temsili demokratik kurum ve uygulamalar çerçevesinde gerçeklefltirilir. En belirgin uygulama, fiilen dört y lda bir yap lmakta olan genel seçimlerdir. Bu dönemlerde seçim kampanyalar s ras nda siyasal parti, siyasal lider ve milletvekillerinin geçmifl performanslar sorgulanmaktad r. Farkl siyasal ideolojilere sahip, ortalama 11 siyasal partinin girdi i seçimlerde verilen oylar da siyasal hesap sorma sürecinin en son halkas n oluflturmaktad r. Siyasal kararlar etkileme giriflimleri, al nan siyasal kararlara seçmen, STK lar ve bas nyay n kurulufllar n n tepki, elefltiri, yorum ve destekleri de siyasal hesap sorma

olgusu olarak de erlendirilebilir. TBMM de sorulan yaz l ve sözlü sorular, genel görüflme, gensoru, araflt rma ve soruflturma komisyonlar gibi etkinlikler de siyasal denetimin bir parças d r. Türkiye de TBMM taraf ndan yürütülen denetim etkinli inin s kl afla daki tabloda gösterilmifltir. Çizelge 5.1 TBMM nin Denetim Etkinlikleri (1991-29.05.2002) D e n e t i m 19. Dönem 20. Dönem 21. Dönem E t k i n l i i ( 1991-95 ) ( 1996-99 ) ( 1999-2002 ) Sözlü Soru 1. 824 1. 261 1. 846 C e v a p l a n a n 276 (% 15) 53 (% 28) 466 (% 25) Yaz l Soru 7. 550 6. 950 7. 592 C e v a p l a n a n 6. 619 (% 88) 4. 729 (% 68) 5. 830 (% 77) Genel Görüflme 69 38 29 Kabul edilen 41 (% 59) 8 (% 21) 1 (% 3) Meclis Soruflturmas 25 46 5 Kabul edilen 7 (% 28) 2 (% 50) 2 (% 40) Meclis Araflt rmas 247 313 289 Kabul edilen 52 (% 21) 63 (% 20) 33 (% 11) G e n s o r u 42 22 28 Kabul edilen 0 3 0 Kaynak: TBMM Kanunlar ve Kararlar Dairesi Baflkanl TBMM nin yürüttü ü denetim düzenli bir yo unluktad r. Yaz l soru tablodaki en etkili denetim yöntemi olarak göze çarpmaktad r. Sözlü sorular genellikle yan tlanmamakta, zaman içinde dörtte biri düflmekte ve bir o kadar da soru sahipleri taraf ndan geri al nmakta ya da yaz l soruya dönüfltürülmektedir. Meclis soruflturmas üçüncü s ray almaktad r. Araflt rma, genel görüflme ve gensoru s k baflvurulan yöntemler olmad klar gibi, etkili olma flanslar da zay ft r. 5.2.2.2. dari ve Mali Hesap Sorma Bakanl klar, kendilerine ba l kamu kurum ve kurulufllar ndaki uygulamalar n meslek ahlak na oldu u kadar, yasa, tüzük ve yönetmeliklere de uygun olarak yürütülüp yürütülmedi ini denetlemek üzere teftifl kurumlar oluflturmufllard r. Bunlar n yan s ra, Anayasa n n 108. maddesiyle Cumhurbaflkanl na ba l olarak kurulan Devlet Denetleme Kurulu (DDK) bulunmaktad r. DDK, Cumhurbaflkan n n iste i üzerine tüm kamu kurum ve kurulufllar nda ve sermayesinin yar s ndan fazlas na bu kurum ve kurulufllar n kat ld her türlü kuruluflta, kamu kurumu niteli inde olan meslek kurulufllar nda, kamuya yararl dernekler ile vak flarda, her düzeydeki iflçi ve iflveren meslek kurulufllar nda her türlü inceleme, araflt rma ve denetleme yapabilir. Ayr ca, 3056 say l yasan n 20. maddesine göre, do rudan Baflbakan a ba l olan ve Baflbakanl k Makam n n emir ve onay yla görev yapan Baflbakanl k Teftifl Kurulu, bütün kamu kurum ve kurulufllar ile bunlar n ifltirak ve ortakl klar nda, kamu kurumu niteli indeki meslek kurulufllar nda, vak flarda, derneklerde, kooperatiflerde, gerekti inde imtiyazl flirketler ile özel kurulufllarda, di er denetim birimlerinin yetkilerine de sahip olarak, teftifl, denetim ve inceleme yapmak ya da yapt rmak yetkisine sahiptir. Bütün kamu kurum ve kurulufllar yla K T lerde teftiflin etkin bir biçimde

yürütülmesi hususunda genel ilkeleri belirlemek de bu kurulun görev ve yetkileri aras ndad r. Ayr ca, Maliye Teftifl Kurulu, Adalet Bakanl Teftifl Kurulu, çiflleri Bakanl Mülkiye Teftifl Kurulu ve D fliflleri Teftifl Kurulu gibi benzer ifllev gören kurullar da bulunmaktad r. Baflbakanl k Teftifl Kurulu baflta olmak üzere, bu kurullar da yaln z belirli bir bakanl k içi denetim yapmamakta, ayn zamanda d fl denetim ifllevi de görmektedir. Türkiye de, uluslararas denetim standartlar düzeyindeki meslek standartlar na, denetim organlar n n çeflitlili ine ve say sal yeterlili ine karfl n, denetim hizmetlerinin yeterince etkin olmamas n n temel nedeni, denetim sisteminin a rl kl olarak "mevzuata uygunluk denetimi"ne dayanmas d r. Baflka bir deyiflle, "kanunilik teftifli" yayg nd r. Bu denetim uygulamas biçimsel ö eleri ön plana ç karmakta ve bir tür törensel nitelik tafl maktad r. Kamu kesiminde yürütülen etkinliklerin sonuçlar ço u zaman birden çok kamu kurumunu ve fon kullan m n ilgilendirmektedir. Örne in, trafik kazalar n n azalt lmas yla ilgili çok say da kurum vard r ve bunlar n etkinlikleri elde edilecek sonuçlar etkileyebilir. Baflar l ya da baflar s z sonuçlar elde edilmesinde hangi kurumlar n ne ölçüde pay oldu u ancak performans ölçümü yoluyla anlafl labilir. Say fltay n TBMM ye güvenilir performans denetimi raporlar sunmas hesap verme kadar saydaml da güçlendirecek, yasaman n gücünü art rarak, temsili demokrasiyi güçlendirecektir. Bu nedenle, Say fltay a performans denetimi yapma yetkisinin verilmesi, kamu maliyesinin yönetimi ve mali denetim yasa tasar s n n haz rlanmas, performans bütçesine geçifl için pilot kurumlar n seçilmesi, bütçe kod sisteminin de ifltirilmesi, nakit bazl muhasebe bilgileri yerine, tahakkuk bazl muhasebe bilgilerinin kullan lmas için çal flmalara bafllanmas, ihale sisteminin de ifltirilmesi, bütçe d fl fonlar n kald r lmas, bütçenin kapsam n n geniflletilmesi ve Say fltay denetiminin tüm kamu fonlar n içerecek biçimde geniflletilmesi gibi, mali sistemimizi kökünden de ifltirecek yenilikler bir bir yaflama geçmektedir. Ayr ca, Türkiye de plan hedeflerinin gerçekleflmesi noktas nda hesap verme anlay fl n da içeren "Stratejik Planlama" yaklafl m, Dünya Bankas n n sa lad Kamu Sektörü Yap sal Uyum Kredisi nin ikinci diliminin bir koflulu olarak kamu kesiminde uygulanmaya bafllayacakt r. Devlet Planlama Teflkilat (DPT) taraf ndan bu amaçla haz rlanan Stratejik Planlama K lavuzu Dünya Bankas na sunulmufl ve olumlu karfl lanm flt r. Türkiye de kamu kesimindeki iyi yönetiflim uygulamalar n n bir baflka örne i, toplam kalite yaklafl m n n baz kamu kurum ve kurulufllar nda yaflama geçirilmifl olmas d r. Halen, Sa l k Bakanl na, SSK ya ve üniversitelere ba l hastanelerce ISO 9001 ve 9002 kalite belgeleri al nm flt r. Benzer uygulamalar n somut örneklerini askeri hastaneler ve okullar ile askerlik flubelerinde de görmek olanakl d r. Türkiye deki idari denetim uygulamalar nda kamu kurum ve kurulufllar n n taflra örgütleri dönemsel olarak denetlendikleri halde, merkez örgütleri genellikle

denetim d fl nda kalmaktad r. Bu durumun yol açt olumsuzluklar gidermek için, Baflbakanl k Personel ve Prensipler Genel Müdürlü ü nün 3 May s 1993 tarih ve 1993/12 say l Genelge siyle mesleki nitelik, uygulama ve yetki alanlar ile memur alma standartlar tan mlanm flt r. Bu uygulaman n etkilerinin k sa sürede al nmas beklenmektedir. Denetim sonuçlar kamuoyuna birlefltirilerek aktar lmakta, bu da saydam bir bilgilendirmeye olanak vermemektedir. Bu nedenle, denetim raporlar n n ilgili kurumlar n ve bakanl klar n web sitelerinde yay mlanmas gerekir. Türkiye de kamu yönetiminde güçlü bir "hiyerarfli" gelene i vard r. Bu alanda, zaten yap lmakta olan "hizmet içi e itim" çal flmalar na h z kazand r lmas ve hem üstlerin hem astlar n "yönetim kültürü" konusunda e itilmelerine a rl k verilmesi gerekmektedir. Yedinci Befl Y ll k Kalk nma Plan nda, yukar da nitelikleri aç klanan kamu yönetim mekanizmas karfl s nda yurttafllar n tekil ya da topluluk halinde haklar n korumakla görevli bir "kamu denetçisi" (ombudsman) sistemi öngörülmüfltür. Bunun için haz rlanan yasa tasar s TBMM ye gönderilmifltir. Günümüzde yaln zca TBMM deki Dilekçe Komisyonu buna benzer bir ifllevi yerine getirmektedir. Bu komisyona her yurttafl dilekçe yazma ve talepte ya da flikayette bulunma hakk na sahiptir. Bu dilek ve flikayetler Dilekçe Komisyonu taraf ndan incelenmekte, ilgili kurum ve kurulufllara iletilmekte, yurttafllara da dilekçeleriyle ilgili bilgi sunulmaktad r. Ne var ki, bu kurumun çok etkili bir dilek ve flikayet mercii oldu u söylenemez. Bu ba lamda ayr ca ele al nmas gereken bir konu da "ba ms z kurullar" olgusudur. Türkiye deki ilk örne i Sermaye Piyasas Kurulu olan ba ms z kurullar n say s, yasas yürürlü e girmifl ama henüz karar organlar oluflmam fllar da dahil, 12 yi bulmufltur. Bunlar, merkezi yönetimden devredilen yetkilere dayanarak, tütünden enerji piyasas na, rekabet uygulamalar ndan özel radyotelevizyon istasyonlar na kadar uzanan genifl bir alan "düzenlemekte" ve "denetlemekte"dir. Ba ms z kurullar "kamu yarar "n n azami ölçüde gözetilmesi amac yla, "bürokratik-teknik" oluflumlar biçiminde ve siyasal bask lardan uzak kalacak biçimde kurulmufltur. Son on y lda Türk kamu yönetiminde gerçeklefltirilmifl en önemli reform, bu ba ms z kurullar n say sal art fl ve ifllevlerinin merkezi yönetim aleyhine genifllemesi olmufltur. 5.2.2.3. Hukuki Hesap Sorma Hukuki hesap sorma anayasal ve yasal olarak tan mlanm fl bir yarg denetim sürecini içermektedir. Bu sürecin en üst noktas nda Anayasa Mahkemesi, Yarg tay, Dan fltay gibi üst mahkemeler bulunmaktad r. Yasalar n, kanun hükmünde kararnamelerin, TBMM ç Tüzü ü nün A n a y a s a ya uygunlu unu denetleme yetkisi Anayasa Mahkemesi nindir. Meclis taraf ndan yap lan A n a y a s a de iflikliklerinin A n a y a s a ya uygunlu unun denetimi de gene Anayasa Mahkemesi taraf ndan gerçeklefltirilmektedir. Bu süreç alt mahkemelerde sürmekte olan davalar s ras nda yasalar n Anayasa ya ayk r l görüntüsü do du unda da bafllat l r. Alt mahkeme davaya ara verip Anayasa Mahkemesi ne

baflvurarak, befl ay içinde oradan gelecek karara göre davay görmeye devam eder. ktidardaki parti ile ana muhalefet partisi meclis gruplar n n, Cumhurbaflkan n n ve TBMM üyelerinin en az beflte birinin de yasalar n A n a y a s a ya uygunlu unu saptamak için Anayasa Mahkemesi ne baflvuruda bulunmas söz konusudur. A n a y a s a n n 125. maddesinde idarenin tüm eylem ve ifllemlerine karfl yarg yolunun aç k oldu u ifade edilmifltir. dare ve vergi mahkemelerinin nihai karar ve hükümlerinin son inceleme mercii kural olarak Dan fltay d r. Her yurttafl, ç karlar n zedeleyen ifllemlere karfl, hukuka ayk r oldu u sav yla do rudan dava açmak hakk na sahiptir. Ayr ca, idari dava aç lmadan önce, idari ifllemlerin kald r lmas, geri al nmas ve yeni bir ifllem yap lmas konusunda idareye baflvuruda bulunma ve alaca yan ta karfl ya da 60 gün içinde yan t verilmemesi üzerine dava açmak hakk da vard r. Altm fl günlük süre içinde yan t verilmemesi halinde dile in reddedildi i yasal olarak kabul edilmifltir. Ekim 2001 de A n a y a s a n n 74. maddesinde yap lan bir de ifliklikle, dava açma ehliyeti yönünden herhangi bir s n rlamaya tabi olmayan yabanc lara da, karfl l kl l k gözetilmek kayd yla, kendileri ya da kamu ile ilgili dilek ve flikayetleri hakk nda yetkili makamlara ve TBMM ye yaz yla baflvurma hakk tan nm flt r. Türkiye de yurttafllar n idarenin karar ve tasarruflar na karfl idari yarg ya yapt klar baflvurularda son on y lda belirgin bir art fl gözlenmektedir. Bu konuda AB nin sundu u hukuk sistemi kolayl klar n da kullanma e iliminde olan bir uygulama da göze çarpmaktad r. Buna karfl l k, hukuki hesap sorma süreci Türkiye de de, pek çok yerleflik demokrasiden fazla farkl olmayan bir biçimde yavafl çal flmakta, davalar n say s zaman içinde artarak yarg da büyük bir y lmaya yol açmaktad r. 1999 da yap lan bir saptamaya göre yerel idari mahkemelerde bekleyen dava say s 29.376, davalar n ortalama görülme süresi ise 167 gün olarak hesaplanm flt r (OECD, 2001: 29). 5.2.3. Siyasal Kat lma Türkiye de siyasal kat lman n daha çok, seçimlere ve seçim kampanyalar na kat lma, bireysel ve topluluk giriflimleriyle siyasal kurumlara talep iletme, flikayet ve dilekte bulunma biçimini ald görülmektedir. Daha az oranda olmak üzere, toplumsal ve ekonomik sorunlar ile çözümlerinin toplant lar düzenlenerek tart fl l p görüflüldü ü, politika önerilerinde bulunuldu u da görülmektedir. 1990 larda ve özellikle 1999 daki depremler s ras nda ve sonras nda, yaflam çevresinin güzellefltirilmesi ya da iyilefltirilmesi, yard ma muhtaç, aç, e itimsiz vb. durumda olanlara yard mda bulunmaya çal flan toplumsal giriflimler, gönüllü örgütlenmeler ve etkinlikler artm flt r. Genel seçimlere kat lma Hollanda gibi di er baz yerleflik demokrasiler gibi Türkiye de de zorunlu oldu undan, kat lma oranlar % 80-90 aras nda seyretmektedir (Esmer, 1999: 32). Yerel seçimlere kat lma oranlar da benzer biçimde yüksektir. Öte yandan, özellikle k rsal bölgelerde kad nlar n kulland klar oylar n genellikle koca, baba, a abey gibi erkekler taraf ndan uyar lm fl oldu u

görülmektedir. Kendilerine seçme ve seçilme hakk n n s ras yla 1930 ve 1934 te verilmifl olmas na karfl n, kad nlar n hem seçme hem de seçilme süreçlerine kat lma e ilimleri düflüktür. Halen yar flmac ve serbest seçimle iflbafl na gelmifl olan 34.044 belediye meclisi üyesinin yaln zca 540 (% 1,6), 3.215 belediye baflkan n n yaln zca 20 si (% 0,6), 3.122 il genel meclisi üyesinin yaln zca 44 ü (% 1,4) kad nd r ( çiflleri Bakanl, Mahalli dareler Genel Müdürlü ü, 2002). TBMM deki 550 milletvekilinin ise yaln zca 24 ü, yani % 4,4 ü kad nd r. Buna ek olarak, siyasal parti, dernek, vak f vb. kurulufllarda çal flan kad n ve erkeklerin nüfusa oran da yerleflik demokrasilere göre düflük bir düzey olan % 6-7 dolay ndad r (Kalayc o lu, 1997: 127-29). Buna karfl l k, ola and fl siyasal kat lman n AB ülkeleri düzeyinde oldu u da göze çarpmaktad r (Kalayc o lu, 2001: 58-59). Bu görüntüsüyle siyasal kat lman n, seçim dönemlerinde yo unlaflan, genellikle kad nlar d fllayan ve ola an kat lmadan çok ola and fl kat lmay özendiren bir nitelik tafl d gözlenmektedir. Asl nda, Yedinci Befl Y ll k Kalk nma Plan ile Sekizinci Befl Y ll k Kalk nma Plan n d a kamu yönetiminde bir anlay fl de iflikli i öngörülerek, merkezi yönetimin yeniden yap land r laca, "kat l mc ve halka dönük bir yönetim anlay fl "n n yerellefltirilmesinin esas al naca vurgulanmaktad r. Bu çerçevede, yerel yönetimlerin karar organ nda, do rudan seçimle gelen üyelerle birlikte alt yerel yönetim birimlerinin temsilcilerinin de bulunmas n sa layacak bir yap n n oluflturulmas öngörülmüfltür. Buna karfl l k, bu do rultuda al nan yol hayli s n rl d r. Özellikle çevre konular na halk n kat l m, siyasal partiler, odalar, dernekler, vak flar ve gönüllü kurulufllar n öncülü ünde birleflerek, çevre sorunlar n n çözümüne, çevre politikalar n n oluflumuna katk sa lamak amac na yönelik giriflimlere ve çevreyi tehdit edecek, kirlenme sorunlar yaratacak karar ve uygulamalara tepki göstermek biçimindedir. "Çevresel Etki De erlendirmesi" (ÇED) ile ilgili olarak Çevre Bakanl taraf ndan haz rlan p 1993 te yürürlü e konan ÇED Yönetmeli i bu konudaki en önemli giriflimdir. Uygulamada karfl lafl lan baz sorunlar gidermek için 1997 de yönetmelikte baz de ifliklikler yap lm flt r. AB ye kat lma süreciyle birlikte, ÇED Yönetmeli i nin AB ÇED D i r e k t i f i yle uyumlu duruma getirilmesi Ulusal Program da k sa dönemli hedefler aras nda yer alm flt r. Bu çerçevede gözden geçirilerek de ifltirilen yönetmelik Haziran 2002 de uygulamaya konmufltur. ÇED Raporu haz rlanmadan önce raporun kapsam ile seçme ve de erlendirme ölçütlerinin bütün paydafllar n kat l m yla belirlenmesi ve çal flman n her aflamas na halk n kat l m yeni yönetmeli in içerdi i temel de ifliklikler aras ndad r. ÇED Yönetmeli i ABD ve AB uygulamalar na dayanan yöntem ve prosedürler içermektedir. Büyük altyap projeleri, genifl alanlara konut inflas, enerji tesisleri, çeflitli fabrikalar (örne in çimento, gübre, fleker, tütün iflleme ve lastik sanayisi kurulufllar ) ve deri iflleme tesisleri için ÇED zorunludur. Ayr ca, tar m alanlar, sulak alanlar, göller ve biyolojik çeflitlilik aç s ndan zengin ekosistemlerin yan s ra, ulusal mevzuat ya da uluslararas sözleflmelere göre koruma alt na al nan alanlardaki etkinlikler için de ÇED gerekmektedir. Bu kapsamdaki herhangi bir yat r m n planlama aflamas nda

ÇED Raporu haz rlanmas zorunludur; çünkü söz konusu çal flmalar ancak bir "ÇED olumlu" belgesinden sonra onay ve izin alabilmektedir. 2002 tarihli yeni Kamu hale Kanunu na göre, ÇED Raporu gerektiren ifllerde bu "rapor al nmadan ifl ihaleye ç kar lamaz" hükmü yer almaktad r. Kamuoyunun taslak ÇED Raporu konusundaki görüflleri Mahalli Çevre Kurullar arac l yla al nmaktad r. Çevre Bakanl süreci izlemekten ve baflvuranlar bütün gerekleri yerine getirdikten sonra izin verilmesinden sorumludur. Türkiye de ÇED sürecine kat l m yolu olarak, hem "yaz l görüfl bildirmek" hem "toplant yapmak" kabul edilmifltir. Önemli ve olumlu bir nokta, her olana n herkese tan nm fl olmas d r. Yaz l görüfl bildirme, ÇED sürecine iliflkin raporun Çevre Bakanl na iletilmesi ve bu bakanl kça ilgili inceleme komisyonunun oluflturulmas yla bafllayan ve incelemenin sona ermesiyle biten süreç içinde, do rudan Çevre Bakanl na yap lmaktad r. Gerekli duyurunun yap lmas n n ard ndan, yörenin en büyük mülki amirinin ya da atayaca bir yetkilinin baflkanl nda gerçeklefltirilecek toplant da halk n görüflleri tutana a geçirilmektedir. Toplant n n neden yap ld konusunda yönetmelikte, "... halk yat r m hakk nda bilgilendirmek, görüfl ve önerilerini almak..." ifadesi yer almaktad r. Görüfl ve önerilerin komisyonca yap lacak de erlendirmede dikkate al nmas esast r. Türkiye de paydafllar n ÇED sürecine kat l m art r labilir. Bu konudaki baz sorunlar aflmak için, yerel koflullara uygun kat l m yöntemlerini belirleyip uygulamak, çevreci örgütlerin kuruluflunu özendirmek, yöredeki üniversiteler ve STK lar ile meslek odalar n n sürece etkili olarak kat lmas n sa lamak gibi yollar önerilmifltir. Sekizinci Befl Y ll k Kalk nma Plan nda da, ÇED sürecinin daha etkin k l nmas yönünde düzenlemeler yap lmas önerilmektedir. Toplum genel olarak STK lar, yerel yönetimler ve bas n-yay n organlar arac l yla kat lma ve denetim ifllevi görme e ilimindedir. Siyasal seçkinlerin yönlendirdi i bir siyasal kat lma olgusunun yayg n oldu u görülmektedir. Dünyadaki örnekleriyle karfl laflt r ld nda, protesto içerikli kat l m oranlar Türkiye de düflük düzeyde olmamakla birlikte, siyasal seçkinleri zorlay c ya da rahats z edici kat lma yayg n de ildir. Bununla birlikte, 1996 y l nda bafllayan "Ayd nl k çin Bir Dakika Karanl k" eylemleri, Susurluk taki bir trafik kazas dolay s yla ortaya ç kan durumun TBMM taraf ndan soruflturulmas sürecini bafllatmakta etkili olmufltur. Bergama köylülerinin alt n üretiminde siyanür kullan m n n yol açt çevre kirlili ini protesto etmek için 1990 larda bafllatt klar hareket bas n-yay n organlar ile kamuoyunda genifl yank bulmufltur. 2000 li y llarda Türk Bo azlar nda petrol ve do al gaz trafi inin art fl ve bunun do uraca sorunlar protesto eden eylemler ile stanbul Bo az nda üçüncü köprü yapt rmamak için Arnavutköylüler in sürdürdü ü eylemler bas n-yay n organlar nda genifl yank uyand rmaktad r. Seçmenle yap lan alan araflt rmalar nda seçmenin siyasal kat lmay hayli yararc bir aç dan de erlendirdi i, protesto eylemlerinin etkili olmaktan çok, siyasal otoriteler ve toplumun genelinden tepki alarak sonuçsuz kald düflüncesinin yayg n oldu u da görülmektedir (Adaman ve Çarko lu, 2000: 66-68).

3268 say l Mal Bildiriminde Bulunulmas, Rüflvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu mal bildirimindeki de iflim ile rüflvet ve yolsuzluk aras nda ba lant kurmakla birlikte, mal varl ndaki de iflmenin izlenmesiyle ilgili bir mekanizma gelifltirmemifltir. 4483 say l Memurlar ve Di er Kamu Görevlileri nin Yarg lanmas Hakk nda Kanun ile soruflturma iznine iliflkin karar verme belli sürelere ba lanm flt r. 2531 say l Kamu Görevlerinden Ayr lanlar n Yapamayacaklar fller Hakk ndaki Kanun un uygulamada iflledi ini gösteren bir sonuç ise elde e d i l e m e m i fl t i r. YEREL GÜNDEM 21 PROGRAMI 1992 de Rio de Janeiro da yap lan BM "Yeryüzü Zirvesi"nde kabul edilen Gündem 21 de, "Her ülkedeki yerel yönetimlerin 1996 ya de in, kendi beldelerinde kat l mc bir süreç bafllatarak, "Yerel Gündem 21"leri konusunda görüfl birli i sa lamalar " ana hedef olarak gösterilmektedir. 1992 den bu yana, Avrupa ülkeleri baflta olmak üzere, dünyadaki binlerce kentte "Yerel Gündem 21" program olarak adland r lan bu süreç bafllat lm flt r. Bu Yerel Gündem 21 çal flmalar s ras nda, konunun yaln zca çevre ile s n rlanmamas ve "sürdürülebilir kalk nma" kavram içinde, kentlerin ve bölgelerin sosyo-ekonomik kalk nma perspektifini de içine alan bütüncül bir çerçevede ele al nmas gerekti i anlafl lm flt r. 1996 da stanbul da yap lan "Kent Zirvesi" (Habitat II), Rio da bafllat lan Yerel Gündem 21 hareketini, kamu, sivil toplum ve özel sektör ortakl n özendirerek zenginlefltirmifltir. Konferans s ras nda, Yerel Gündem 21 uygulamalar Birleflmifl Milletler Kalk nma Program (UNDP) taraf ndan uluslararas bir program olarak benimsenmifltir. Bu amaçla UNDP taraf ndan, Türkiye nin de aralar nda oldu u 85 ülkede Yerel Gündem 21 Projesi yayg n biçimde uygulamaya geçirilmifltir. Bu uygulamalar, 1580 say l Belediye Kanunu nun halk n yönetime kat l m n düzenleyen 13. maddesinin gelifltirilmesi için de yeni bir f rsat oluflturmufltur. Ülkemizdeki Yerel Gündem 21 uygulamalar, 1997 y l sonunda, "Türkiye de Yerel Gündem 21 lerin Teflviki ve Gelifltirilmesi" Projesi ile bafllam flt r. UNDP nin deste iyle, Uluslararas Yerel Yönetimler Birli i, Do u Akdeniz ve Ortado u Bölge Teflkilat n n (IULA-EMME) eflgüdümünde yürütülen proje, bafllang çta Türkiye nin co rafyas na ve belediyelerin siyasal konumlar na göre dengeli olarak belirlenen 9 kenti kapsam flt r. Birinci y l sonunda bu uygulaman n baflar l sonuçlar görüldü ü için, proje UNDP taraf ndan revize edilmifl ve kent say s 23 e ç kar lm flt r. Bu projenin Türkiye de uygulanmas amac yla haz rlanan Proje Doküman, 6 Mart 1998 tarih ve 23278 say l Resmi Gazete'nin mükerrer say s nda yay mlanm flt r. Proje orta kentlerin say s n 48 e ç karan Proje Revizyonu ise 8 fiubat 1999 tarih ve 23605 say l Resmi Gazete'de y a y m l a n m fl t r. Türkiye Yerel Gündem 21 Program, 1999 da UNDP taraf ndan, dünyadaki en baflar l uygulamalardan biri olarak seçilmifltir. UNDP bu program n, bir "en iyi uygulama" örne i olarak, Johannesburg da yap lacak olan BM "Rio+10" Zirvesi nde dünya liderlerine ve hükümetlerine tan t laca n bildirmifltir.

5.2.4. Yönetim Katmanlar Aras nda Çal flma Uyumu (Coherence) Türkiye de kamu yönetimi merkezi ve yerel yönetim olarak tabakaland r lm flt r. A n a y a s a n n 126. maddesinde ülkenin merkezi idare kuruluflu bak m ndan, co rafya durumuna, ekonomik koflullara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre illere, illerin de di er kademeli bölümlere ayr laca belirtilmektedir. A n a y a s a n n 127. maddesinde ise, il, belediye ve köy halk n n, ortak yerel gereksinimlerini karfl lamak üzere, yasayla kurulan kamu tüzel kiflileri niteli inde olan ve yerinden yönetim ilkesine göre yönetilen yerel yönetim birimleri taraf ndan yönetilece i ifade edilmifltir. A n a y a s a n n 123. maddesinde de, kamu yönetiminde kurulufl ve görevler bak m ndan bütünlük sa lamak için, ulusal, il, kent ve köy yönetimlerinin bütünlük ve uyum içinde çal flmas öngörülmüfltür. Bir üniter devlet olan Türkiye 81 il ve onlar n içinde yer alan 850 ilçe ile 35.000 dolay nda muhtarl ktan oluflmaktad r. Son on y ld r yerinden yönetim ve merkezi yönetim kurumlar n n illere yetki devri e ilimlerinin var olmas na karfl n, hayli yüksek düzeyde merkezi bir kamu yönetim yap s ve gelene i sürmektedir. Merkezi yönetim d fl nda, Türkiye de üç temel yönetim katman söz konusudur. Bunlar il özel idaresi, belediye ve köy yönetimleridir. l özel idareleri 81 ilde, seçilmifl bir il genel meclisi ve merkezden atanan bir vali ile çal flmaktad r. Yürütme ifllevleri valiye ba l olarak yürütülmektedir. Vali ayn zamanda il genel meclisinin baflkan d r ve ildeki bütün mali konularda veto hakk na sahiptir. l özel idareleri belediyelerin alanlar d fl nda kalan il topraklar n n gerek duydu u yerel hizmetleri yerine getirmekle yükümlü oldu u gibi, belediyelerin baz özel hizmetlerini de görmektedir. l özel idareleri ulusal vergi gelirinden pay alarak etkinlik gösterir. Halen bu oran 2380 say l yasayla genel bütçe vergi gelirlerinin % 1,12 si olarak uygulanmaktad r. Ulusal bütçeden ald klar pay n d fl nda, il özel idarelerinin liman harc, pirinç harc vb. gibi çeflitli harç ve rüsumlardan oluflan gelir kaynaklar da bulunmaktad r. Son olarak, il özel idareleri illerdeki okul, k rsal ulafl m, köy kanalizasyonu yap m gibi alanlara harcanmak üzere genel bütçeden yard m da almaktad r. Türkiye de 3,215 belediye bulunmaktad r. Bunlardan 16 s, 1984 sonras nda 3030 say l yasaya göre kurulmufl olan "büyükflehir belediyesi"dir. Belediyelerin statüsü, A n a y a s a n n yan s ra, 1930 tarihli ve 1580 say l yasa ile o zamandan beri ç kart lan çeflitli yasa, tüzük ve yönetmeliklerle belirlenmifltir. Ayr ca, 1580 say l yasada belediyelere, hizmet üretimi ve denetim olmak üzere iki genifl alanda etkinlikte bulunma yetkisi tan nm flt r. Bunlar aras nda yap, çevre, yerel ulafl m ve iflyeri lisanslar yla ilgili denetleme yetkileri say labilir. Belediyelerin gelirleri ulusal bütçedeki vergi gelirlerinden yap lan aktarmalar yan nda, emlak ve çevre temizlik vergisi gibi yerel vergilere ve sa lad klar gaz, içme suyu, kanalizasyon vb. hizmetlerin ücretlendirilmesine dayanmaktad r. Belediye bütçeleri de il düzeyinde valinin onay na ba l d r. Buradan da anlafl laca gibi, belediyeler üzerinde kapsaml bir merkezi vesayet sistemi hüküm sürmektedir. Vali merkezi yönetimin ildeki en üst düzey temsilcisi olarak vesayet sistemini yönetmektedir. Ayn ifllevleri ilçelerde yerine

getiren kaymakamlar n köylerin yönetiminde de çeflitli yetkileri vard r. Kentlerde belediyelerin yetki alanlar yla merkezi yönetimin yetki alanlar s k s k kesiflmektedir. Son on y ld r belediyelerin yetki ve kaynaklar nda önemli bir de ifliklik olmam fl ve merkezden yap lan baz yetki devirlerine karfl n, özellikle belediyelerin yetki ve kaynaklar görece s n rl kalm flt r. Köylerde kurulu yönetim örgütü, orada yaflayan seçmenlerin tamam n n üye oldu u köy derne i, serbest ve rekabetçi bir seçimle saptad klar ihtiyar heyeti ve gene benzer biçimde seçtikleri muhtardan oluflur. 1924 ten beri süregelen bu örgütlenmede muhtar, köy halk taraf ndan seçildi i halde, merkezi yönetimin k rsal en küçük yerleflme birimindeki temsilcisi görevini yerine getirir. Muhtar ayn zamanda köyünü merkezi yönetime karfl temsil eden bir konumdad r ve yerel gereksinimleri karfl layacak hizmetleri yürütmekle görevlidir. Çeflitli kaynaklardan toplanan köy gelirleri olanaklarla orant land r lm flt r ve nakden, ayni ya da imece yoluyla sa lanabilir. Yerel yönetimlerin yetkilerinin ve gelir kaynaklar n n art r lmas yolunda 1980 lerde at lm fl reform nitelikli ad mlara ek olarak dari Usul Kanunu t a s a r s da yürürlü e girdi inde, özellikle belediyelerin "yönetiflim" alan nda uluslararas standartlar bak m ndan bir eksi inin kalmayaca söylenebilir. Öte yandan, gerek eskiden yap lm fl reformlarda, gerek günümüzdeki giriflimlerde köy yerel yönetimlerinin ihmal edildikleri de unutulmamal d r. Köylerin kayda de er yerel gelir kaynaklar yoktur. Üzerlerinde vali ve kaymakamlar n merkezi yönetim ad na kulland klar idari vesayet yetkisi, bir "fiili hiyerarfli" düzeyindedir. Günümüzdeki reform giriflimlerinde hâlâ köyler için önemli bir iyilefltirmenin düflünülmüyor olmas bir eksikliktir. dari yarg ço u zaman yerel yönetimleri idarenin bütünlü ü içinde merkezi yönetimin bir parças gibi görse de, özellikle seçilmifl organlar n görevden al nmas nda ve yarg lanmas nda daha çok yerel yönetimlerden yana bir tav r sergilemektedir. Bu durum da yerel yönetimler bak m ndan olumlu d e e r l e n d i r i l m e d i r. Yürütülen denetim ifllemlerinde de bakanl klar n yerel temsilcileriyle yerel yönetimler aras ndaki yetki da l m karmaflas son on y lda fazla de iflmemifltir. Bakanl klar aras ndaki eflgüdüm eksikli i uygulama ve teftiflin etkinli ini de büyük ölçüde ortadan kald rmaktad r. Buna karfl l k, Avrupa Yerel Yönetim Özerklik fiart Türkiye taraf ndan imzalanm flt r. Ayr ca, gerek merkezi gerek yerel yönetime personel al m nda 2000 y l nda ulusal s nav uygulamas bafllat lm fl, bu s navda belli bir puan tutturamayanlar n ifle al nmamas ilkesi uygulamaya konulmufltur. S nav yürüten kurumun üniversitelere girifl s nav düzenleme görevini y llard r tarafs z ve etkin bir biçimde yürüten Ö renci Seçme ve Yerlefltirme Merkezi olmas da, kay rma ve kollamaya dayal personel al m n 2000 y l ndan bafllayarak büyük ölçüde s n rlam flt r. Ayn zamanda, yerel yönetimlerde atamalar n yan s ra, yükseltme öncesinde belirli meslek içi e itim kurslardan geçerek s navlarda baflar l olma koflulunun getirilmesi, yükseltmelerde de nesnel ölçülere yer verilmeye

baflland n göstermektedir. Liyakata dayal atama ve yükseltme yönünde at lan somut ad mlar olan bu giriflimler iyi yönetiflime yönelen uygulama örnekleri olarak kabul edilebilir. Son y llarda, bizzat Baflbakan Bülent Ecevit in giriflimiyle "Köykent Projesi" bafllat lm flt r. Projede, kamu hizmetlerinin daha etkin bir biçimde üretilip da t labilmesi için, köyler belirli bir merkezi yerleflim (belde ya da köy) çevresinde toplululaflt r larak, posta da t m, sa l k, ilk ve orta ö retim gibi çeflitli kamu hizmetlerinin bu merkezi konumdaki yerleflim birimi taraf ndan verilmesi hedeflenmektedir. Otuz befl ilde uygulanmas planlanan pilot projelerden yaln z Ordu nun Mesudiye ilçesindeki uygulamaya geçmifltir. Dünya Bankas kredisiyle desteklenen bu proje 2000 y l nda uygulanmaya bafllam fl, 2002 yaz na kadar gerek kamu hizmetlerinin üretilip da t lmas, gerek ilgili yurttafllar n destek ve katk lar aç s ndan önemli yol al nm flt r. Merkezi ve yerel yönetimlerin bir arada ve uyum içinde çal flt bu projede, hem yerel kat l m n etkili oldu u hem de kentlere göçün azalt larak k rda eme in verimli kullan m na olanak bulundu u görülmektedir. Baflar l olmas durumunda, önemli bir potansiyele sahip olan "Köykent Projesi"nin baflka geliflmekte olan ülkelere örnek gösterilecek bir noktaya ulaflabilece i söylenebilir. Bu geliflmelere karfl n merkezi yönetimle yerel yönetimler aras nda güç paylafl m sorunu henüz baflar yla çözüme ulaflt r lamam flt r. 1998 de, merkezi ve yerel yönetimler aras nda görev, yetki, sorumluluk ve kaynak paylafl m n etkili biçimde gerçeklefltirecek olan Mahalli darelerin Güçlendirilmesi Reformu na iliflkin çal flmalar tamamlanarak, "Merkezi dare ve Mahalli dareler Aras nda Görev Bölüflümü ve Hizmet liflkilerinin Esaslar n n Düzenlenmesi ve Çeflitli Kanunlarda Mahalli darelerle lgili De ifliklikler Yap lmas Hakk nda Kanun" tasar s TBMM ye sunulmufltur. Henüz TBMM taraf ndan görüflülüp karara ba lanarak yürürlü e girememifl olan bu taslak, bütün elefltirilere karfl n, "reform" say lmas gereken yenilikler içermektedir. Bunlar genel olarak, Merkezi yönetimin "idari vesayet" yetkisi alan n n daralt lmas, "Yerindenlik" ilkesinin bir yans mas olarak, merkezi ve yerel yönetimler aras ndaki görev ve yetki paylafl m n n, yerel yönetimlere öncelik veren bir anlay flla yeniden yap lanmas, Türk kamu yönetiminde uzun zamand r göz ard edilen ve ayn zamanda sosyolojik bir oluflum olan mahalle yönetimlerinin canland r lmas, Köylere kaynak aktar m, Yerel yönetimlerin daha nitelikli personel istihdam etmelerinin kolaylaflt r lmas ve özendirilmesi, Belediye baflkanlar ndan astlar na daha genifl yetki devri yap lmas d r. 5.2.5. Yerindenlik Türkiye nin AB ye tam üye olmak için belirtmifl oldu u irade ve bu konuda atmakta oldu u ad mlar, hangi kamu hizmetinin, hangi yönetim düzeyinde ve hangi fonlar kullan larak üretilece i sorular n, yani yerindenlik tart flmalar n da gündeme getirmifltir.

Türkiye de son on y lda STK lar n hem toplumdaki sayg nl klar, hem de siyasal yetkililer nezdindeki güvenilirliklerinde önemli art fllar söz konusu olmufltur. Bunun sonucunda, özellikle afet, acil müdahale, yard m ve kurtarma çal flmalar nda toplum hizmeti yapan STK lar n, devletin resmi kolluk kuvvetleri ve acil yard m ekipleriyle birlikte hizmet verdikleri görülmektedir. Kuzeybat Anadolu da 17 A ustos ve 12 Kas m 1999 tarihlerinde meydana gelen iki depremde gerek Türk gerek yabanc STK lar n yapt ve baz lar n hâlâ sürdürdü ü yard mlar, halk aras nda özellikle toplumsal yard m ve acil kurtarma ile u raflan gönüllü kurulufllara büyük bir deste in do mas na neden olmufltur. Rio (Çevre), stanbul (Habitat II) ve Pekin (Kad n) zirvelerine olan kat l m da, özellikle devlet ve hükümet baflkanlar n n STK lara bak fllar üzerinde etkili olmufltur. Siyasal otoritelerin STK lara iliflkin düflüncelerindeki bu de iflme, kolluk kuvvetlerinin özellikle yard m örgütü niteli indeki kurulufllara karfl tavr nda de iflikli e yol açm flt r. Toplumda uyanan destek duygusu siyasal hoflgörüdeki art flla birleflti inde belirgin bir d flsall k üreterek, genelde STK lara yaklafl m de ifltiren bir etkide bulunmufltur. Ayn zamanda, kent ve köy yönetimine kat l m halk n genellikle üzerinde titizlikle durdu u bir husus de ildir. Seçimlerde oy vermek, sonra da yerel yaflam görmezden gelmek e ilimi seçmenler aras nda yayg nd r. STK lar bu hususta daha etkili olmakla birlikte, bunlar n da nepotizm ve kay rma uygulamalar ndan ne ölçüde soyutland sorgulanabilir. Seçmenin yerel siyasete gösterdi i ilgisizlik, yerel vergi ve harçlar n ödenmesinde de kendisini göstermektedir. Yerel yönetimlerce toplanan emlak ve çevre temizlik vergilerinin getirileri maliyetlerinden fazlaym fl gibi görünmektedir. Seçmenler, yerel yönetimleri belirlemeyi isteyen, fakat onlar n baflar l olmas için herhangi bir çaba göstermeye e ilimli olmayan bir görüntü sergilemektedir. Bu durumda, Türkiye de paydafll k anlay fl yla yönetmeyi öngören düzenlemeler, en kolay uygulama alan bulabilecekleri yerel siyasal yaflamda bile henüz söz konusu olmam flt r. Bununla birlikte, Türkiye de yerelleflme ve merkezi yönetimden yerel yönetimlere iktidar devrine daha uygun bir ekonomik ve siyasal ortam n varl gözlenmektedir. Özellikle Yerel Gündem 21 Program kapsam nda yürütülen siyasal kat lma ile halka ve halk n tepkilerine karfl duyarl yönetim gelifltirme çal flmalar, özellikle yerel yönetimler üzerinde önemli etkide bulunmaktad r. Bu durumda, hizmetlerin üretiminde yerindenlik ilkesi daha fazla uygulanma olana bulabilecektir. Türkiye, özellikle güvenlik, savunma, d fl politika ve ulusal ulafl m a gibi kamu mal ve hizmetlerinin üretimi ile enerji, e itim ve sa l k gibi ulusal standartlar ya da büyük ölçekli yat r mlar gerektiren alanlar d fl nda kalan hizmet ve mal üretimlerinde yerelleflme e ilimine girmeye adayd r. Ayr ca, özel sektör kurulufllar n n kamu mallar üretimine katk lar da son on y lda, yavafl da olsa art fl göstermifltir. Bu durumda, hem özelleflme hem de yerelleflme ile çeflitli mal ve hizmet üretimi Türkiye de yayg nlaflmaktad r. Ne var ki, bu durumda üretim ve denetim paydafll k anlay fl yla gerçeklefltirilmezse,

bu geliflmelerin sürdürülebilir kalk nmaya fazla yarar olmayabilecektir. 2001 y l nda TBMM taraf ndan kabul edilen Kamu hale Kanunu iyi yönetiflim ilkelerini bu alanda yaflama geçirmek için at lan önemli bir ad m olmufltur. Kamu ihalelerinde saydaml k ve hesap sorma kolayl getiren yöntemleri içeren bu yasa ve ona dayanan uygulama bir "en iyi uygulama" örne i olarak kabul edilmelidir. 5.2.6. Etkinlik ve Hukuk Devleti yi yönetiflimde etkinlik paydafll k anlay fl na dayal bir kat l mla gerçeklefltirilece inden, kararlar n al nmas na katk da bulunan tüm kesim ve kiflilerin gerek ahlak gerek hukuk aç s ndan onlara ba l olmas na yol açacakt r. Bu durumda, hükümet ediflin temel sorunlar ndan birisi olan siyasal kararlara uyma sorunu en aza inecektir. K sacas, etkinli in ancak siyasal kararlara uyumla olanakl oldu u unutulmamal d r. Burada, ortaya ç kabilecek uyuflmazl klar n çözümü için bir mekanizmaya gerek duyulacakt r. flte bu mekanizma da yarg kurumu ve ona duyulacak güven ve sayg n n sistemi olan hukuk devleti olacakt r. Türkiye de yarg kurumunun adalet da t m nda ve hakça, etkin ve adil kararlar üreterek sosyo-ekonomik çat flmalar çözme uygulamalar nda zaman zaman sorunlar yaflanmaktad r. 1982 Anayasas ile anayasal ve idari yarg denetiminin kapsam n daraltma ve k s tlama yoluna gidilerek, Anayasa Mahkemesi nin görev ve yetki alan daralt lm fl; Cumhurbaflkan n n tek bafl na yapaca ifller ile Yüksek Askeri fiura n n ve Hakimler ve Savc lar Yüksek Kurulu nun kararlar yarg denetimi d fl nda tutulmufl; kamu personeli hakk ndaki uyarma ve k nama cezalar bile denetim d fl nda b rak lm flt r. Ayr ca, yasama organ n n ç kard yasalarda zaman zaman görülen çeliflkiler, baflka yasalar ve Anayasa ile düflülen çeliflkiler, geçmifle yürütülen (makable flamil) yasa yapma uygulamas, Türkiye de yasal uygulamalardaki istikrar zedeleyen etkenlerdir. Hukukun üstünlü ü ve hukuk devleti ilkesinin tüm ça dafl nitelikleriyle gerçeklefltirilmesi için yarg denetimine konulan k s tlamalar kald rmak gerekecektir. Ayr ca, hükümetlerin kanun hükmünde kararnamelerle zaman zaman A n a y a s a ya ve baflka yasalara ayk r ve geçmifle yürütülen uygulama kararlar almalar, hem yasama sürecini aksatmakta, hem Cumhurbaflkanl vetosunun s k kullan m na yol açmakta, hem de yap lan itirazlar dolay s yla yüksek mahkemelerdeki yükü art rmaktad r. Bu uygulamalar yarg kararlar ile adalet da t m nda süreklili i ve standartlaflmay güçlefltirmekte, flirketler baflta olmak üzere, ileriye dönük plan ve program yap lmas n zorlaflt rmaktad r. Bu zorlu u aflmak için, yabanc flirketlerin iktisadi anlaflmazl k konular n çözmek için uluslararas tahkime baflvurmalar na, 2001 y l nda yap lan bir A n a y a s a de iflikli iyle olanak tan nm flt r. Bu olumsuz koflullara karfl n, Türkiye de adalet da tan yarg kurumlar na olan güven son on y l boyunca di er siyasal kurumlara oranla daha yüksek düzeyde seyretmifltir (UNDP, 1998: 43-4). 2000 li y llarda derinleflen ekonomik bunal m ve artan yolsuzlukla mücadele çerçevesinde siyasal kurumlara ve

siyasetçilere ülke genelinde duyulan güvensizlik yarg kurumlar n da etkilemifl olmakla birlikte, bu etki di er siyasal kurumlar kadar olmam flt r. AB ile iliflkileri 1999 dan sonra derinlefltirmeye bafllayan Türkiye nin Kopenhag Kriterleri ne uyum çerçevesinde att ad mlar da Türkiye de hukuk devletini güçlendirme iradesinin güç kazand n n göstergesidir. 12 Nisan 2001 tarih ve 4643 say l yasayla, Baflbakanl k a ba l nsan Haklar Baflkanl ( HB) kurulmufltur. HB ye ba l olarak oluflturulan nsan Haklar Dan flma Kurulu STK lar ve akademisyenlerle iflbirli i içinde çal flmaktad r. nsan Haklar hlalleriyle lgili ddialar nceleme ve Soruflturma komisyonlar ise kurulma aflamas ndad r. Bu komisyonlar Baflbakanl k, Adalet, çiflleri, D fl flleri, Milli E itim ve Sa l k bakanl klar ile insan haklar alan nda etkin mesleki kurulufllar n temsilcilerinden ve baz uzman kiflilerden oluflmaktad r. BM karar uyar nca 1988 de kurulan nsan Haklar E itimi Ony l Ulusal Komitesi, HB ile yak n iliflki içinde çal flmaktad r. Halen bu komitenin çal flmalar kapsam nda AB ve Avrupa Komisyonu (AK) ile iflbirli i içinde gelifltirilen ve STK lar ile emniyet görevlilerinin insan haklar konusunda bilinçlendirilmesini ve e itimini amaçlayan sekiz proje uygulanmaktad r. Bu komite ve Adalet Bakanl n n iflbirli iyle, 9.308 yarg ç ile savc n n AB mevzuat konusunda e itimini içeren iki y ll k bir program, AB ve AK ile anlaflma imzaland ktan sonra uygulanmaya bafllayacakt r. 2002 de kabul edilen bir yasa de iflikli iyle al nan, iflkence suçu Avrupa nsan Haklar Mahkemesi nce sabit görülen kamu görevlilerinin Türkiye nin ödemeye mahkum edilece i tazminat bizzat ödemeleri yolundaki karar, zanl lara sorgular s ras nda kolluk kuvvetlerince iflkence yap lmas n zorlaflt racak bir önlem niteli indedir. Bununla birlikte, Türkiye de genel olarak yasalara duyulan sayg ve onlar uygulamaya yönelik tutum gevflektir. Vergi yasalar ndan halk sa l yla ilgili uygulamalara (örne in, insanlar n topluca bulundu u mekanlarda, hastane ve okullarda yasayla yasaklanm fl olmas na karfl n sigara içmek gibi), imar yasalar ndan trafik yasalar na kadar uzanan genifl bir alanda kolayca gözlenebilen bir "serbestlik" ortam göze çarpmaktad r. Bu gevfleklik sürdü ü sürece hukuk devleti uygulamas n pekifltirmek ve etkin bir yönetiflim uygulamas na geçmek olana olamayacakt r. 5.3. Öneriler yi yönetiflim düflüncesinin yayg nlaflt r lmas ve toplumda kabul görerek yurttafllar taraf ndan da istenilir k l nmas için afla da s ralanan uygulama, program ve çal flmalar önerilmifltir. 5.3.1. Dünyada ve Türkiye de " yi Yönetiflim Y l " ilan Kamuoyunun dikkatini çekmek, gelecek kuflaklara da "iyi yönetiflim" kavram n anlatmak ve benimsetmek için, 2003 ya da 2004 y l " yi Yönetiflim Y l " olarak ilan edilmeli, okullar ile bas n-yay n organlar nda iyi yönetiflim kavram n ve özelliklerini oluflturan paydafll k, saydaml k, hesap sorma, siyasal kat lma, yerindenlik, hukuk devleti vb. olgular anlatan, araflt ran ve kamuya duyuran etkinlikler düzenlenmelidir.

5.3.2. BM taraf ndan bir uluslararas " yi Yönetiflim Sözleflmesi" yap lmas Dünyada iyi yönetiflimin yayg nlaflt r lmas ve uygulama normu haline getirilebilmesi amac yla, yerel ve merkezi yönetimler için bir uluslararas " yi Yönetiflim Sözleflmesi" BM taraf ndan haz rlanarak imzaya aç lmal d r. 5.3.3. Kamu bürokrasisi, STK lar ve bas n-yay n kurulufllar na iyi yönetiflim olgusunun anlat lmas yi yönetiflim ilkelerinin ne olmas gerekti i gerek kamu yönetiminin merkez ve taflra ile yerel yönetim örgütlerine, gerek onlarla paydafl olarak çal flmas zorunlu olan STK lar ile bas n-yay n kurulufllar na anlat lmal d r. 5.3.4. Etkin bir "performans de erlendirme" sisteminin oluflturulmas Etkin bir performans de erlendirme sistemi oluflturulmal, yetki devri ve esneklikle birlikte, hesap verme sorumlulu unun ve yönetsel saydaml n güçlendirilmesi için gerekli mevzuat de iflikliklerinin yap lmas yoluna gidilmelidir. 5.3.5. Saydaml n art r lmas için yeni teknolojilerin kullan m n n y a y g n l a fl t r l m a s Saydaml n art r lmas anlay fl ve hukukta de ifliklikler ile iletiflim teknolojisinin yenilenerek ve yayg nlaflt r larak kullan m n gerektirmektedir. Bu alanda bilgisayar, bilgi teknolojisi ve Internet kullan m n n art r lmas için gerekli e itimlerin yayg nlaflt r lmas ve teknik altyap n n da de iflen teknolojilerin uyarlanmas yla güçlendirilmesi gerektirmektedir. 5.3.6. Halk n bilgiye eriflim hakk n güvence alt na alan mevzuat n g e l i fl t i r i l m e s i Halk n karar alma ve uygulama süreçlerine etkin olarak kat lmas ve hesap sorabilmesi için önce gerekli bilgilere eriflebilmesi zorunludur. Bu nedenle halk n bilgiye eriflimini güvence alt na alacak, uluslararas uygulamalarla uyumlu bir yasal düzenlemeyi gerçeklefltirmek gerekmektedir. 5.3.7. Denetim ifllevine önem verilmesini sa lamak Gerek yarg kararlar n n duyarl l kla uygulanmas, gerek al nm fl olan her türlü siyasal karara (yasa, yönetmelik, tüzük vb.), öncelikle ilgili karar n al nmas nda birinci derecede rol oynayanlar n titizlikle uymalar "iyi yönetiflim" için en etkili ad m oluflturacakt r. Bu konuda bas n-yay n kurulufllar na, özellikle siyasal otoritelerin ve yak nlar n n al nan kararlara uymama yolundaki davran fllar n sergilemek bak m ndan büyük bir rol düflmektedir. 5.3.8. Yarg ba ms zl n n güçlendirilmesi Özellikle hukuk devletinin yaflama geçirilmesi için yarg ba ms zl n n gerekli koflullar sa lanmal d r. Öte yandan, yarg da verdi i kararlarda hukuk ilkelerinden ve standartlar ndan ödün vermemeye özen göstermeli, yarg ç ve savc lar ile adalet bürokrasisinin "hukuk devleti" konusunda sürekli e itimi s a l a n m a l d r. 5.3.9. "Sürdürülebilir Kalk nma Gözlemevi" kurmak Türkiye de do al ve yap l çevredeki geliflmeleri izleyen, ekonomik kalk nmay bu aç dan gözlemleyen ve dönemsel olarak Türkiye de çevrenin ve kalk nman n