KALKINMA KISA ÖZET KOLAYAOF

Benzer belgeler
BİRİNCİ BÖLÜM: KALKINMA VE AZGELİŞMİŞLİK...

İKTİSADİ BÜYÜME KISA ÖZET KOLAYAÖF

Ekonomi II. 24.Ekonomik Büyüme ve Ekonomik Kalkınma. Doç.Dr.Tufan BAL

İkinci Öğretim. Küreselleşme ve Yoksulluk

DR. BEŞİR KOÇ KALKINMA

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve 2030 Sonrası Kalkınma Gündemi

Kalkınmış ülkelerin davranışları

İKTİSAT ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

DEVLET BÜTÇESİ KISA ÖZET KOLAYAOF

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

Geleneksel Göstergeler:Birbirinden. bağımsız amaçlara ne derece ulaşabildiğimizin göstergesi

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

DR BEŞİR KOÇ KALKINMA

İçindekiler kısa tablosu

ÇALIŞMA EKONOMİSİ II

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM BÜYÜME, KALKINMA VE YOKSULLUKLA MÜCADELE

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

AZ GELİŞMİŞ ÜLKELERİN ÖZELLİKLERİ 1

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR

Dünya Ekonomisinde Tarımın Rolü

İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi, makro iktisadın kökenini oluşturur.

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

MALİYE POLİTİKASI II

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

SOSYAL PSİKOLOJİ II KISA ÖZET KOLAYAOF

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

kurumsal olmayan sivil nüfus (KOSN)

RIO+20 ışığında KOBİ ler için yenilikçi alternatifler. Tolga YAKAR UNDP Turkey

ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR?

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA)

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Ders içeriği (11. Hafta)

(09-11 Mayıs 2016, Ankara) Kıymetli İslam İşbirliği Teşkilatı Üye Ülkeleri Temsilcileri, Değerli Katılımcılar,

Dünya Sağlık Durumu Yılı Verileri Üzerinden Değerlendirmeler

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Araştırma Notu 14/161

Doç.Dr.Gülbiye Y. YAŞAR

GENEL SOSYOEKONOMİK GÖRÜNÜM

Dersin Planı (Bu ders sunumunun hazırlanmasında büyük ölçüde Nevzat Güran ve Sadık Acar ın ders notu ve kitaplarından yararlanılmıştır)

GSMH (Gayri Safi Milli Hasıla) GSYH (Gayri Safi Yutiçi Hasıla) GSMH = GSYH ± NDAFG

Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; 1- Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Genç (Çocuk) Nüfus ( 0-14 yaş )

ULUSLARARASI EKONOMİK KURULUŞLAR (İKT206U)

Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi. Doç.Dr.Tufan BAL

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

KONU 1: TÜRKİYE EKONOMİSİNDE ( ) İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve YATIRIMLAR İLİŞKİSİ (DOĞRUSAL BAĞINTI ÇÖZÜMLEMESİ) Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-uzman)

GENEL EKONOMİ DERS NOTLARI

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. 1.DERS Şubat 2013

İNSANİ GELİŞMEYİ SÜRDÜRMEK:! EĞİTİM VE İŞGÜCÜ PİYASASI GÖSTERGELERİ İTİBARİYLE TÜRKİYE NİN PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ!

MERCOSUR ÜLKELERİ - Ekonomik Genel Bilgi

TÜRKİYE HANGİ SIRADA? İNSANİ GELİŞME ENDEKSİ NE GÖRE. Dr. Ayşe Betül YAPA. 68 Aralık Giriş

MAKROEKONOMİK TAHMİN ÇALIŞMA SONUÇLARI

Sürdürülebilir Kalkınma ve Tarım. DR. TAYLAN KıYMAZ KALKıNMA BAKANLıĞı

TÜRKİYE'NİN GSYH PERFORMANSI TARİHSEL GELİŞİM ( )

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Aralık 2011, No:16

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN FONKSİYONLARI KAMU HİZMETLERİ DIŞSALLIKLAR KAMU HARCAMALARININ ARTIŞINA YÖNELİK GÖRÜŞLER

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ DEVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ

Türkiye nin Gizli Yoksulları 1

GAP BÖLGESİ NDE TARIM VE TARIMA DAYALI SANAYİDE ENTEGRE KAYNAK VERİMLİLİĞİ PROJESİ

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Ekonomik Büyüme

5.21% 4.6% 21.6% 11.1% % Ekim 18 Eylül 18 Ekim 18 Kasım 18

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS MAKRO İKTİSAT TEORİSİ MAK

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

Türkiye Ekonomisindeki Yapısal Dönüşümün Dinamikleri

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar

Çalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity

KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ

EĞİTİMDE PLANLAMA 1. DERS

KENTLI, YOĞUN, HIZLA YAŞLANAN BIR NÜFUS

BU YIL ULUSLARARASI KOOPERATİFLER YILI!

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı Ekonomide Kıtlık ve Tercih

TÜİK in YOKSULLUK ANALİZLERİ ÜZERİNE

ÜLKEMİZDE KADIN SAĞLIĞI KADINLA İLGİLİ YAPILAN ULUSLAR ARASI TOPLANTILAR

Ekonomi II. 14.Bölüm:Milli Gelir. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

EFA 2009 Küresel İzleme Raporu. Eşitsizliklerin Üstesinden Gelmek: Yönetişim. EFA Hedeflerindeki İlerleme ve Önemli Noktalar

Üç boyut üzerinden hesaplanmaktadır:

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

2050 ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim: Eğitim Sistemine Bakış

KALKINMANIN SÜREKLİLİĞİ KALİTELİ BEŞERİ SERMAYE İLE MÜMKÜN

Tarımsal Gelir Politikası/Amaç

Transkript:

DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. İKTİSADİ KALKINMA KISA ÖZET KOLAYAOF

2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2

İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE- Kalkınma Ekonomisinin Anlam ve İçeriği. 4 2. ÜNİTE-Kalkınma Teorileri.. 8 3. ÜNİTE- Kalkınma ve Sanayileşme Stratejileri.....12 4. ÜNİTE- Kalkınmanın Finansmanı...19 5.ÜNİTE-Kalkınma Sürecinde Nüfus ve Beşeri Sermaye.........22 6. ÜNİTE- Gelir Dağılımı ve Yoksulluk...........25 7. ÜNİTE- Teknolojik Gelişme ve Kurumsal Yapının Önemi...30Hata! Yer işareti tanımlanmamış. 8. ÜNİTE- Küreselleşme, Kalkınma ve Dış Ticaret.....34 3 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 3

1. Ünite Kalkınma Ekonomisinin Anlam ve İçeriği İKTİSADİ KALKINMA: KAVRAM VE ÖLÇME YÖNTEMLERİ Büyüme ve Kalkınma Ekonomik gelişme, ülkelerin gelirlerindeki artışlara ek olarak sosyal, kültürel ve siyasi yapının da değişmesini, bu anlamda yapısal dönüşümü kapsamaktadır. İktisadi kalkınmasadece üretimin ve kişi başına düşen millî gelirin arttırılması demek değil, az gelişmiş bir toplumda iktisadi ve sosyo-kültürel yapının da değiştirilmesi, yenileştirilmesidir. İktisadi kalkınma kavramı üretim ve kişi başına düşen gelir artışına ek olarak, yapısal değişiklikler ile teknik ve kurumsal düzenlemeleri, üretim yapısındaki değişiklikleri ve sektörler arasındaki kaynak tahsisini de ifade etmektedir. Bu anlamda, iktisadi kalkınma sadece ekonomik boyutlarla sınırlanmayan, toplumu sosyolojik, psikolojik ve politik boyutlarıyla kuşatan karmaşık bir süreçtir. İktisadi büyüme ise bir ülkenin reel Gayrisafi Millî Hâsıla (GSMH) düzeyinde görülen artış olarak tanımlanabilir. GSMH: Bir ülkede belli bir dönemde (genellikle 1 yılda) üretilen tüm nihai mal ve hizmetlerin parasal ifadesidir. Kalkınma Terminolojisi Kalkınma ekonomisinin inceleme altına aldığı ekonomiler az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdir. Başlangıçta bu ülkeleri adlandırırken daha çok geri kalmış ekonomi ya da geri ekonomi ifadeleri kullanılmaktaydı. Ancak nezaket gerektiren diplomatik konuşma dili, bu ifadelerin yerine az gelişmiş ülke kavramının kullanılmasında etkili olmuştur. az gelişmiş ülke ifadesi oldukça statiktir ve kalkınma kavramının içinde bulunduğu değişim ve dinamizm ile ilgili anlamlardan yoksundur. Gelişmekte olan ülke kavramı ise oldukça geniş bir kavramdır. Gelişen tüm ülkeler bu kavramla ifade edilebilirler. Öte yandan gelişmekte olan ülke kavramı, az gelişmiş ve geri kalmış ülke kavramlarına kıyasla, gelişme için dinamik bir süreci vurgulamakta daha üstündür. Gelişmekte olan ülkeler ya da gelişme yolundaki ülkeler ilgili konuyu adlandırmada kullanılan en yeni kavramlardır. Tanımlamada en katı ayırım geri ve ileri ekonomiler arasında ya da geleneksel ve modern ekonomiler arasındadır. Geri ya da geleneksel ekonomiler deyimi bu ülkelerin genelde ekonomik ilişkilerinde gelenekçi yapıya sahip olduklarının vurgulanılması için kullanılmaktadır. Bu alanda kullanılan diğer bir terim Üçüncü Dünya kavramıdır. Birinci Dünya, genellikle Batı Avrupa, Kuzey Amerika ve Pasifik teki zengin ülkeleri içine almaktadır. Fakat bu kavram literatürde kullanılmamaktadır. İkinci Dünya kavramı ise 80 li yılların öncesinde merkezi planlı ekonomiler olan Doğu Avrupa ülkeleri için kullanılmaktadır. Sanayileşmiş ülkeler ve tarım ülkeleri ya da hammadde ülkeleri gibi daha çok dış ticaret kuramında kullanılan kavramlar da vardır. Bu kavramlar, ihracatları büyük ölçüde sanayi mallarından oluşan ülkeler ile ihracatları daha çok tarımsal ürünlerden ve hammaddelerden oluşan ülkeleri adlandırmak için kullanılır. 4 Kalkınmanın Değişen Anlamı İktisadi kalkınma, iktisat biliminin en yeni ve en ilgi çekici alanlarından biridir. Her ne kadar Adam Smith in ilk kalkınma iktisatçısı, 1776 yılında yayınlanan Ulusların Zenginliği adlı eserinin ise kalkınma konusundaki ilk bilimsel inceleme olduğu bazı yazarlarca ileri sürülse de iktisadi kalkınma ile ilgili ilk sistematik çalışmalar 1940 lı yılların sonunda başlamıştır. İktisadi kalkınma, II. Dünya Savaşı ndan sonra, gerek yeni siyasi bağımsızlıklarını ilan eden az gelişmiş ülkelerin, gerekse savaş sonrası ekonomilerini düzeltmeye çalışan Batı ülkelerinin iktisadi gelişmelerini sağlama amacıyla oluşmuş ve ortaya çıktığı dönemde oldukça popülerlik kazanmış bir alt disiplindir. Bu alt disiplinin iktisadi gelişme sorununa bakışı ve buna paralel olarak iktisadi gelişme için öne sürdüğü çözüm önerileri günümüze kadar oldukça farklı bir nitelik kazanmıştır Kalkınmanın Ölçülmesi Kalkınmanın ölçülmesi, ülkelerin dünya gelişme yarışında elde ettikleri sırayı göstermesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Elbette ki bu ölçümü belirli kıstaslara bağlı olarak yapmak gerekmektedir. Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 4

Genel olarak yararlanılan değişkenler GSMH ve kişi başına GSMH, satınalma gücü paritesi yaklaşımı ve insani kalkınma endeksidir. GSMH ve Kişi Başına GSMH İle Ölçüm Ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin ölçülmesinde uluslararası karşılaştırmalarda kullanılan en önemli ölçüt GSMH değeridir. GSMH aslında ekonomik büyümeyi ölçen yegâne ölçüttür. Diğer taraftan GSMH yerine kişi başına GSMH değerinin kullanılması daha yaygındır. Kavramın ifadesinden de anlaşılacağı gibi, nüfus büyüklüğünün ekonomik büyüklüğe sokulması ölçütü daha hassas kılmaktadır. GSMH nın ve GSMH yı kullanarak hesaplanan kişi başına GSMH ölçütünün iktisadi kalkınmayı ölçerken kullanılmasında karşılaşılan birtakım güçlükler bulunmaktadır. Bunlar: 1. GSMH, ekonomilerin bir gelişme düzeyi ölçüsü olmaktan çok, bir faaliyet hacmi ya da ekonomik boyut ölçüsüdür. GSMH kavramı, tanımından anlaşıldığı gibi global bir büyüklüktür. Onu yaratan kaynak, ekonomik sektör ve verimlilik gibi nitelik ve yapısal farklılıkları yansıtmaz. 2. GSMH ölçütünün hesaplanmasında kullanılan fiyat unsuru da ülkeleri karşılaştırırken birtakım sorunlara neden olmaktadır. Yaratılan mal ve hizmet miktarları aynı olan iki ülkede, mal ve faktör piyasalarının ülkeye özgü koşullarında oluşan fiyatlar epeyce farklı olabilmektedir. Bu durum, her iki ülke için aynı olması gereken ekonomik gücün, yapay bir biçimde farklı çıkmasına neden olmaktadır Petrol ihraç eden birçok Arap ülkesi, millî gelir düzeyi yüksek olmasına karşın, az gelişmiş ülke statüsündedir. Bu ülkelerde kişi başına düşen millî gelir çoğu sanayileşmiş ülkeden çok daha yüksektir. Ancak, bu gelirleri sanayi ve teknolojiye bağlı üretimden kaynaklanmadığı için söz konusu ülkeler ekonomik anlamda her ne kadar zengin olsalar da gelişmiş ülkelere özgü kimi yapısal özelliklerden yoksundurlar. Satınalma Gücü Paritesi Yaklaşımıyla Ölçüm: Ülkelerin GSMH değeri kendi ulusal para birimleri ile hesaplanmaktadır. GSMH değeri uluslararası karşılaştırmalarda kullanılırken ulusal para birimi ile hesaplanan GSMH büyüklüğü genellikle ABD dolarına çevrilmektedir. Ancak farklı gelişme düzeylerine sahip iki ülke arasındaki reel döviz kurunun, bu iki ülke arasındaki satınalma gücünün iyi bir ölçümü olmadığı bilinmektedir. Bunun nedeni ise ülkedeki döviz kuru hesaplanırken sadece dış ticarete konu olan mal ve hizmetlerin dikkate alınması, dış ticarete konu olmayan mal ve hizmetlerin dikkate alınmamasıdır. Gelişmekte olan ülkelerde döviz kurlarını etkilemeyen ucuz, emek yoğun ve standardize edilmemiş mal ve hizmetlerin nispi olarak fazla olması döviz kurlarının düşük olmasına ve bu ülkelerin GSMH değerlerinin olduğundan daha az hesaplanmasına neden olmaktadır. Satınalma gücü paritesi yaklaşımında ise hem dış ticarete konu olan mallar hem de dış ticarete konu olmayan mallar kullanılmaktadır. 5 İnsani Gelişme Endeksi ile Ölçüm: İnsani gelişme ve yaşam kalitesi göreli kavramlar olduklarından bunları tanımlamak da oldukça güçtür. Bu nedenle Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), 1990 yılından itibaren dünya çapında yaklaşık 200 gösterge seti ile ülkelerin gelişmişlik düzeylerini karşılaştırmaktadır. Çağdaş anlamda insani kalkınma kavramını ifade eden ülkelerin refah ve gelişmişlik düzeylerini sayısal değerlere dönüştürerek hesaplayan İnsani Gelişme Endeksi (Human Development Index), hem ekonomik hem de sosyal kalkınmayı dikkate alan çok yönlü bir ölçüttür. Binyıl Kalkınma Hedefleri Eylül 2000 de Birleşmiş Milletlere üye olan 189 ülke New York ta gerçekleştirilen Binyıl Zirvesi nde Binyıl Kalkınma Hedefleri (Millennium Development Goals) adı verilen sekiz hedef belirlemiştir. Binyıl Kalkınma Hedefleri her ülke için 2015 yılına kadar sürdürülebilir kalkınma ve yoksullukla mücadele alanında sağlanan ilerlemeyi ölçülebilir ve izlenebilir bir biçime getirmiştir. Binyıl kalkınma Hedefleri şu şekilde sıralanabilir: Aşırı yoksulluğu ve açlığı ortadan kaldırmak Herkes için evrensel ilköğretim sağlamak Cinsiyet eşitliğini teşvik etmek ve kadının güçlendirilmesini sağlamak Çocuk ölümlerini azaltmak Anne sağlığını iyileştirmek HIV/AIDS, sıtma ve diğer hastalıklarla mücadele Çevresel sürdürülebilirliği sağlama Kalkınma için küresel işbirliğinin geliştirilmesi Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 5

KALKINMA VE AZ GELİŞMİŞLİK Bir ülkenin gelişme sürecindeki konumu ve gerçek ekonomik durumunun saptanması birçok yönden önemlidir. Toplum, gelişmiş ülkelerin neden ve ne yolla geliştiklerini bilmek ve dolayısıyla ekonomik sorunlarına çözüm aramak durumundadır. Farkına varılmamış bir sorunun çözümü de mümkün değildir. Az Gelişmişliğin Tanımlanması ve Ölçülmesi: Nobel ekonomi ödülü sahibi Simon Kuznets, az gelişmişliği tanımlarken üç temel kritere göre bir ayırım yapmıştır. Bunlar az gelişmişliğin uluslararası gelişme farklılıklarına göre, ekonomik kaynakların kullanım potansiyeline göre ve toplumsal ve bireysel temel ihtiyaçların karşılanmasına göre tanımlanması ve ölçülmesidir Uluslararası Gelişme Farklılıklarına Göre: Az gelişmişliğin tanımlanmasında en çok kullanılan yaklaşımlardan biridir. Buna göre az gelişmiş ülkeler, mevcut tüm ülkelere ilişkin gelişme tablosunda en alt sıralarında yer alan ülkelerdir. Bu durumda, belirlenen kıstaslara göre ülkeleri bir sıralamaya sokmak ve gelişmişlerle az gelişmişleri ayıran sınırları tanımlamak yeterli olacaktır. Az gelişmişliğin gelişme farklılıklarına göre tanımlanması, gelişmiş ve az gelişmiş ülkelerin karşılıklı ilişkilerinin değerlendirilmesi açısından önemlidir. Az gelişmişliğin, gelişmiş ülkelerin yapısal özelliklerine göre tanımlanması ise az gelişmiş ülkelerin kalkınma strateji ve politikalarını yönlendirebilmelerinde ipuçları vermektedir. Kaynakların Kullanım Durumuna Göre: Kaynak kullanım durumuna göre az gelişmişliği tanımlarken iki yoldan gidilebilir. Bunlardan ilki potansiyel GSMH ile öteki ise kaynak kullanım oranları ile az gelişmişliğin tanımlanması ve ölçülmesidir. Bu yaklaşımlardan ilkine göre az gelişmişlik, kaynak kullanımında fiili durum ile potansiyel durumun karşılaştırılmasıyla tanımlanmaktadır. Her ülkenin kendisine göre, ekonomik kaynaklarını tam ve etkin bir biçimde kullanmasına bağlı olarak ulaşabileceği bir potansiyel üretim düzeyi vardır. İşte ilgili ülkede gerçekleştirilen (fiili) üretim düzeyi, bu potansiyelden düşük ise, bu ülkeyi az gelişmiş sayabiliriz. Bu tanımdan anlaşılacağı gibi, bu ölçüt ile bir ülkenin az gelişmişlik derecesini ölçmek için potansiyel GSMH ile gerçekleşen GSMH arasındaki farkı bulmamız gerekir. Fark ne denli büyük ise az gelişmişlik derecesi o denli büyüktür. İki GSMH değeri arasındaki farkın sıfır olması hâlinde ise az gelişmişlik diye bir durum olmayacağı açıktır. 6 Toplumsal ve Bireysel Temel İhtiyaçların Karşılanmasına Göre: Az gelişmişliğin tanımlanmasında temel alınan bu yaklaşımda, insanın temel ihtiyaçlarının bilimsel kıstaslarla saptanmış ölçütler, kalıplar çerçevesinde karşılanması temel alınır. Bir ülke, nüfusunun büyük çoğunluğu toplumsal ve bireysel ihtiyaçlarını (insanca yaşamak için gerekli masraşarını) gideremeyecek durumdaysa o ülke az gelişmiştir. İnsanların temel ihtiyaçları beslenme, barınma, giyinme, eğitim ve sağlıktır. Bu temel ihtiyaçların karşılanma düzeyini gösteren rakamlar az gelişmişliğin ölçülmesinde kullanılabilir Az Gelişmiş Ülkelerin Özellikleri: Az gelişmişliğin tanımlanması ve ölçülmesi oldukça güçtür. Bu amaçla oluşturulan ölçme yöntemleri de genellikle yetersizdir. Az gelişmiş ülkeler pek çok özelliği yapılarında barındırdığından az gelişmiş ülkelerin bazı ortak özelliklerinin belirlenmesinde fayda vardır. Bu kısımda az gelişmiş ülkelerin makroekonomik, demografik, beşeri, sektörel, sosyal, siyasal ve yönetsel özellikleri incelenmektedir. Makroekonomik Özellikleri: Az gelişmiş ülkelerin makroekonomik özelliklerinden akla ilk gelenler kişi başına düşük gelir, dengesiz gelir dağılımı, eşitsizlik ve mutlak yoksulluk, buna bağlı olarak düşük yaşam standardı ve refah düzeyi, yetersiz sermaye birikimi, düşük verimlilik ve yüksek ithalat bağımlılığıdır Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 6

Sermaye birikimi, toplumun üretmiş olduğu değerlerin tümünü tüketmeyip bir kısmını sermaye mallarına ayırmasıdır. Kişi Başına Düşen Gelire Göre Ülkelerin Sınıflandırılması Düşük Gelirli Ülkeler Orta Gelirli Ülkeler Yüksek Gelirli Ülkeler Kişi başına 1.005 dolar ve daha az GSMH ya sahip ülkeler Kişi başına 1.006 dolar ile 12.275 dolar arasında GSMH ya sahip ülkeler. Bu grup oldukça geniş olacağından iki alt gruba ayrılmıştır. Kişi başına düşen gelir 1.006-3.975 dolar olanlar düşük orta gelirli ülke ve kişi başına düşen gelir 3.976 12.275 dolar olanlar ise yüksek orta gelirli ülkelerdir. Kişi başına 12.276 dolardan daha fazla GSMH ya sahip olan ülkeler de yüksek gelirli ülkeler olarak adlandırılmaktadır. Beşeri Özellikleri Az gelişmiş ülkeler düşük beşeri sermaye düzeyine sahip ülkelerdir. Beşeri sermaye eğitim, sağlık ve beslenme unsurlarından oluşmaktadır. şimdi sırasıyla az gelişmiş ülkelerin bu unsurlara ilişkin yapılarına değinelim. Az gelişmiş ülkeler düşük eğitim düzeyine sahiptir. Bir ülkenin eğitim durumu ile ilgili gözlemlerde bulunurken en çok kullanılan göstergeler; okul, öğretmen, öğrenci ve mezun sayısı, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı, eğitime yapılan harcamaların GSMH ya oranı ya da eğitim harcamalarının toplam kamu harcamalarına oranı, her eğitim kademesi için okullaşma oranları ve ortalama eğitim süresidir. 7 Sektörel Özellikleri Az gelişmiş ülkeler, genelde tarım sektörünün hâkim sektör olduğu ülkelerdir. Az gelişmiş ülkelerin tarım sektörüne ilişkin özellikleri şu şekilde sıralanabilir: Tarım sektörünün toplam hâsıla içindeki payı oldukça yüksektir. Tarım sektörünün toplam istihdam ve toplam ihracattaki payı büyüktür. Toprak üzerinde yoğun nüfus baskısı bulunmaktadır. Nüfusun yaklaşık %65 lik kısmı kırsal kesimde yaşamaktadır. Tarım sektöründe kullanılan geri teknoloji dolayısıyla verimlilik düşüktür. Toprak sahipliğinin dağılımı gelişi güzeldir. Genel olarak devam eden feodal yapı geçerliliğini korumaktadır. Nitelikli tohum ve kimyasal gübre gibi modern üretim tekniklerinden yeterince yararlanılmamaktadır. Sosyal Özellikleri: Az gelişmiş ülkelerin sosyal özellikleri şunlardır; geleneksel toplum yapısı, kadının toplumdaki yerinin erkeklerden sonra gelmesi, çocuk işçilerin fazla olması ve orta sınıfın azınlıkta olması. Az gelişmiş ülkelerde farklı dil, inanç ve etnik kökene sahip sosyal gruplar arasında organik bir bağın olmaması, sosyal dengenin kurulmasını güçleştirmekte ve sosyal ayırımlara yol açmaktadır. Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 7

Böyle toplumlarda akrabalık, soydaşlık, hemşerilik, aynı cemaate mensup olma önemlidir. Gelişmiş ülkelerde ise bireycilik ön plana çıkmaktadır Siyasal ve Yönetsel Özellikleri: Az gelişmiş ülkeler; temelde az gelişmişlik sorununu çözümleyebilmek amacıyla uygun bir siyasal sistem arayışı içinde olmuşlar ve bu amaçla çeşitli siyasal mekanizmaları denemişlerdir. Henüz kısa sayılabilecek bir geçmişte bağımsızlığını kazanan çoğu az gelişmiş ülke ise etkisinde kaldığı ülkenin siyasal ve yönetsel özelliklerini kendisine aktarmaya çalışmıştır. Belirli bir sosyo-ekonomik gelişme ve kültür birikiminin ürünü olan Batı demokrasisi, bunu benimseyen çoğu az gelişmiş ülkede tam anlamıyla başarılı olamamış, ya sürekli istikrarsızlıklara ya da diktatörlüklere yol açmıştır. Batı demokrasisi belirli bir sosyo-ekonomik yapının ürünüdür ve bu nedenle değişik bir sosyo- ekonomik ortamla bağdaşamamaktadır. Demografik Özellikleri: Az gelişmiş ülkelerin demografik özellikleri hızlı nüfus artışı, yüksek bağımlılık oranı, yüksek kırsal nüfus, yüksek oranlı işsizlik ve kayıtdışı istihdam olarak sıralanabilir. Dünya nüfusu 1800 yılında 1 milyarın hemen altındayken, 1900 de 1.65 milyara ulaşmış ve 2000 yılında 6 milyarı geçmiştir. 2012 yılına gelindiğinde ise dünya nüfusunun 7 milyarı bulduğu ifade edilmektedir. Görüldüğü gibi dünya nüfusunun artışı son yıllarda giderek hızlanmıştır. Bu artışın sorumlusu ise daha çok, az gelişmiş ülkelerdir. Hızlı nüfus artışı az gelişmiş ülkelerin önemli bir özelliğidir. Yüksek gelirli ülkelerde nüfus son on yılda ortalama olarak %0,7 (binde 7), orta gelirli ülkelerde %1,2 ve düşük gelirli ülkelerde %2,2 oranında artış kaydetmiştir. Bazı gelişmiş ülkelerde ise bu oranın negatif olduğu gözlenmektedir ki bunun anlamı nüfusun azalma eğilimi içinde olmasıdır. 2.Ünite Kalkınma Teorileri GELENEKSEL İKTİSADA DAYALI YAKLAŞIMLAR Geleneksel kalkınma iktisadı yaklaşımı, ulusal ekonominin iç dinamikleriyle ilgili olarak, daha çok az gelişmiş ülkelerin makroekonomik sorunlarına odaklanmaktadır. Bu yaklaşım aynı zamanda kalkınma ile yapısal değişme süreci arasındaki etkileşimden hareketle, az gelişmiş ve gelişmiş ülkeler arasında niteliksel anlamdaki farklılıklar üzerinde de durmaktadır. Kısır Döngü Teorisi: Bazı iktisatçılar tarafından Kapalı Çember Teorisi olarak da adlandırılan Kısır Döngü Teorisi, az gelişmişliği açıklarken, birbirini zincirleme olarak olumsuz etkileyen birtakım değişkenler arasındaki neden-sonuç ilişkisini incelemektedir. Böyle bir sistemde, her zaman bir noktadan başlayıp tekrar o noktaya geri dönen ve dolayısıyla gelişmeyi olanaksız kılan özel bir belirleyicilik vardır. Bu özel belirleme biçimine kısır döngü adı verilir. Kısır döngü, belli sayıda faktörler arasında neden-sonuç ilişkilerinin ifade edildiği döngüsel bir sistem olarak tanımlanabilir. 8 Yoksulluğun Kısır Döngüsü: Ragnar Nurkse tarafından ortaya atılan yoksulluğun kısır döngüsüne göre, az gelişmiş ülkeler yoksul oldukları için yoksuldur. Nurkse yoksulluğun kısır döngüsünü hem arz hem de talep yönünden incelemiştir. İster talep, isterse arz yönünden incelensin yoksulluğun kısır döngüsünde az gelişmişliğin temel nedeni ve sonucu yoksulluk, yani kişi başına düşen gelir düzeyinin düşük olmasıdır. Bu nedenle kısır döngü yoksullukla başlar Efektif talep: Satınalma gücüyle desteklenmiş satın alma isteğidir. Marjinal tasarruf eğilimi: Gelir düzeyindeki bir birimlik artışın Tasarruflarda yarattığı artıştır. Kısır Döngü Teorisine Yöneltilen Eleştiriler Kısır döngü teorisi çeşitli yönlerden eleştiriye uğramıştır. Bu eleştirileri şu şekilde sıralamak mümkündür: İlk eleştiri, kısır döngünün mantığı içinde kalarak kullanılan açıklayıcı faktörlerin niteliği, sayısı ve sırasıyla ilgilidir. Bu eleştiriyi getirenlerden Lewis, arz yönünden yoksulluğun kısır döngüsünde, Tasarrufların düşük olmasının temel nedeninin yoksulluktan çok, modern kesimin gerek nitelik, gerekse nicelik olarak yeterince gelişmemiş olması ile yatırım olanakları ve kârların düşük olmasını göstermektedir. Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 8