BULGARSTAN TÜRKLERNN TARHSEL SÜREÇ ÇERSNDE DÖNÜÜMÜ, AB ÜYELK SÜREC VE TÜRK AZINLIA ETKLER

Benzer belgeler
2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu Ekim 2007, zmir

Vakko Tekstil ve Hazır Giyim Sanayi letmeleri A Tarihi tibarıyla Sona Eren Hesap Dönemine likin Yönetim Kurulu Yıllık Faaliyet Raporu

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu Ekim 2007, zmir


BÜLTEN. KONU: Menkul Kıymetlerin Vergilendirilmesi Hk 277 Nolu GVK G.T. Yayınlanmıtır

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

S R K Ü L E R : 2007 / 6

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

DEPREM FELAKET SONRASINDA ÇIKARILAN KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELER VE SAYI TAY DENET M DI INDA KALAN KAMU FONLARI M. Hakan ÖZBARAN Sayı tay Denetçisi

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI

KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ

! " #$! "# $$ $! " % % # $ &&& " '( % )* " '(

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ...

II. Ara tırmanın Amacı III. Ara tırmanın Önemi

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ

AMER KA B RLE K DEVLETLER SAYI TAYI

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

MÜZK ETM YÖNETM ve DEERLENDRME LKLER *

stanbul, 11 Ekim /1021

! "#$ % %&%' (! ) ) * ()#$ % (! ) ( + *)!! %, (! ) - )! ) ) +.- ) * (/ 01 ) "! %2.* ) 3."%$&(' "01 "0 4 *) / )/ ( +) ) ( )

ÖZGEÇMİŞ Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasası nın Kurduğu Hükümet Rejimi (1998)

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Sosyo-Ekonomik Gelimilik Aratırması

!" # $%! "# $$ $! " % % # $ &&& " '( % )* " '(

KTSAD LETMELRE DAHL MENKUL KIYMETLERN DEERLEMES. Bülent AK Ba Hesap Uzmanı

Fevzi Karamw;o TARIH 10 SHTEPIA BOTUESE

GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ ÖRENCLERNN OKUL DENEYM I DERSNE YÖNELK LGLER VE BEKLENTLER **

BÜLTEN. KONU: Mükelleflerin zahat (Özelge) Taleplerinin Cevaplandırılmasına Dair Yönetmelik Yayınlanmıtır.

üzere 1/2000 veya 1/5000 ölçekte düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile bir bütün olan plandır. Çevre Düzeni Planı;10) (Deiik -

İ Ç İ N D E K İ L E R

Bu model ile çalımayı öngören kuruluların (servis ve içerik salayıcılar),.nic.tr sistemi ile uyumlu, XML tabanlı yazılım gelitirmeleri gerekmektedir.

Madde 1.1. in 4.paragrafı aaıdaki ekilde güncellenmitir.

!" # $%!" ## #! " $ $ # $ %%%! &' % ()! &'

1. BÖLÜM KAVRAM, TARİHÇE VE KAVRAMLAR ARASI İLİŞKİLER BAĞLAMINDA KENDİ KADERİNİ TAYİN

BilgiEdinmeHakki.Org Raporu Bilgi Edinme Hakkı Kanunu nun Salık Bakanlıı Tarafından Uygulanmasındaki Yanlılıklar

TÜRKYE SERMAYE PYASASI ARACI KURULULARI BRL SCL TUTMA ESASLARI

Amaç ve Kapsam. Yetki ve Sorumluluk

DELTA MENKUL DEERLER A..

!"#$ +&'"(#)#(*)#(), %&-./- 0 $ /&111/ & # $ $%&&'

Bu maddenin yürürlüe girdii tarih itibarıyla bu Kanuna göre kurulan serbest bölgelerde faaliyette bulunmak üzere ruhsat almı mükelleflerin;

LKÖRETM KNC KADEME (2005) TÜRKÇE DERS ÖRETM PROGRAMINDA GENEL AMAÇLAR - HEDEF/KAZANIMLAR

Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği

OTSTK ÇOCUKLARIN ALELERNE YÖNELK GRUP REHBERL NN ANNE BABALARIN DEPRESYON VE BENLK SAYGISINA ETKS

Bilgi, Belge ve Açıklamaların Elektronik Ortamda mzalanarak Gönderilmesine likin Esaslar Hakkında Tebli

ÜNVERSTELERN GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM/ANASANAT DALI BRNC SINIF ÖRENCLERNN KSEL PROFLLER *

Dr. Öğr. Üyesi İsmail SAFİ

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ

Borsa : Vadeli lem ve Opsiyon Borsası A.. ni,

RUSYA-UKRAYNA ENERJ KRZ STRATEJK BR DEERLENDRME

! "!! # $ % &'( )#!* )%" +!! $ %! + ')!

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ

TÜLN OTBÇER. Seminer Raporu Olarak Hazırlanmıtır.

BANKALARIN KRED LEMLERNE LKN YÖNETMELKTE DEKLK YAPILMASINA LKN YÖNETMELK TASLAI

EL PARMAKLARINA DEERLER VEREREK KOLAY YOLDAN ÇARPMA ÖRETM YÖNTEMYLE ZHN ENGELL ÖRENCLERE ÇARPIM TABLOSU ÖRETM UYGULAMASI

AZERBAYCAN YÖNETM SSTEM THE MANAGEMENT SYSTEM OF REPUBLIC OF AZERBAIJAN Recep REHML

1946 BELEDYE SEÇMLER VE BU SEÇMLERDE KADIN SEÇMENLERN DURUMU. Kadir EKER ÖZET

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURYET MERKEZ BANKASI ÜÇ AYLIK BÜLTEN SAYI: 2005-I

YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU

! " #$!" ## #! " $ $ # $ %%%! &' % ()! &'

!"# # $!% & $ % #'' ! " #! " $ !" #$!!%& " %(% #)* $+, -.-/ &' # $ ' (&&! " % (% # )* $+,.0/ ( )***(* +( ( (,, ( -.(( ( ( (

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3

LEM KURALLARI BLDRM FORMU. Önemli Açıklama

Doç. Dr. SERDAR GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU

S R K Ü L E R : 2007 / 4 9

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

MUSK MUALLM MEKTEBNDEN GÜNÜMÜZE MÜZK ÖRETMEN YETTRME PROGRAMLARINDAK YAYLI ÇALGI ÖRETMNE LKN SINAMA-ÖLÇME-DEERLENDRME DURUMLARININ NCELENMES

Sanayi ve Ticaret Bakanlıından: Sanayi Mallarının Satı Sonrası Hizmetleri Hakkında Yönetmelik Amaç Madde 1 Bu Yönetmeliin amacı, ekli listede yer

OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ

II. KURUMSAL YÖNETM LKELER UYUM RAPORU

Elveda Rumeli Merhaba Rumeli. İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa.

Yrd. Doç. Dr. Bahadır Bumin ÖZARSLAN

NOT: BU SORULAR VE CEVAPLARI SINAVA GRENLER TARAFINDAN TESPT EDLENLLERDR. EKSKKLKLER VE FARKLILIKLAR OLABLR.

GÜNCEL GELMELER IIINDA LKÖRETM: MATEMATK-FEN-TEKNOLOJ-YÖNETM

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi. Güz 2012 Fall 2012

DI TCARET HADLERNDEK DEMN CAR LEMLER DENGES VE GSYH ÜZERNE ETKLER ( )

taahhüt ettii yabancı sermaye tutarı 300 bin dolar düzeyinde kalıyor ki, üzerinde asıl düünülmesi gereken nokta da bu.

ITU Maritime Faculty-MSC.2016 International Organisations

23 EKIM 2014 AÇILIŞ KONUŞMALARI (09:30-10:15)

Türkiye de Bilgi Edinme Hakkı Kanunu nun Bakanlıklar Tarafından Uygulanması

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi

ARACI KURUMUN UNVANI :DELTA MENKUL DEERLER A.. Sayfa No: 1 SER:XI NO:29 SAYILI TEBLE STNADEN HAZIRLANMI YÖNETM KURULU FAALYET RAPORU

Son vergi düzenlemeleri ile ortaya çıkan fiyat indirimleri tüketiciye yansıtıldı mı?

! " # $ % $ &'() % *! ) +

MAL YAPI VE DENET M BOYUTLARIYLA "AFET YÖNET M " *

DİASPORA - 13 Mayıs

Dousan Boru Sanayi ve Ticaret A Tarihli Faaliyet Raporu. irket Merkezi Erzincan Sivas Karayolu 14 Km Pk 74 Erzincan

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

1.Medya Hukukunun Kavram ve Kaynakları. 2.Basın ve Yayın Faaliyetleri ve Yasal Düzenlemeler. 3.Radyo ve Televizyon Yayıncılığı

Maliye Bakanlıından : VAKIFLARA VERG MUAFYET TANINMASI HAKKINDA GENEL TEBL (SER NO:1)

PIZZA DONALDO TÜRKYE. Mevcut Durum

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x)

Dr. Serdar GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu :

Transkript:

BULGARSTAN TÜRKLERNN TARHSEL SÜREÇ ÇERSNDE DÖNÜÜMÜ, AB ÜYELK SÜREC VE TÜRK AZINLIA ETKLER THE TRANSFORMATION OF TURKS OF BULGARIA IN HISTORICAL PROCESS AND THE EFFECTS OF EU MEMBERSHIP PROCESS OF BULGARIA TO TURKISH MINORITY Kader ÖZLEM Özet Osmanlı Devleti nin Balkanlar dan çekiliiyle birlikte geride önemli oranda bir Türk azınlık kalmıtı. Bulgaristan daki Türk azınlıın hakları ikili ve çok taraflı antlamalarla güvence altına alınmısa da, 1877 1878 Osmanlı-Rus Savaı ile balayan ve 1989 da Bulgaristan daki sosyalist sistemin yıkılıına kadar geçen süre zarfında ülkedeki Türk azınlıa yönelik çeitli asimilasyon politikaları uygulanmı ve Türk nüfus göçe zorlanmıtır. Souk sava döneminin bitimiyle birlikte Bulgaristan da bir dönüüm süreci gerçeklemitir. Bu süreçte, Bulgaristan da demokratik sistem tesis edilmi ve Türk azınlık Bulgaristan siyasi yaamına girmitir. Öte yandan, dı politikadaki ana çekim merkezi ise Moskova olmaktan çıkmı ve Brüksel- Washington eksenine kayılmıtır. Bu kapsamda, AB ve NATO üyelik hedefleri, Bulgaristan için kaçınılmaz hale gelmitir. Çalımanın amacı, Bulgaristan Türklerinin tarihsel süreç içerisindeki dönüümünü ve Bulgaristan ın AB üyelik sürecinin Türk azınlıa etkilerini incelemektir. Anahtar Sözcükler: Türk Azınlık, Bulgaristan, Avrupa Birlii, Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH). Uluda Üniversitesi, ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi, Uluslararası likiler Bölümü.

342 ÖZLEM, Kader Abstract By the falling back of Ottoman Empire from Balkans, there stayed an important populated Turkish minority rearward. Even if the rights of Turkish minority in Bulgaria had been guaranteed by bilateral and multilateral treaties, various assimilation policies aimed at Turkish minority were applied during the time, starting from Ottoman-Russia War (1877-1878) and lasting to the collapse of socialist system in Bulgaria in 1989 and also Turkish population was forced to immigration. A transformation process has become true in Bulgaria by the end of Cold War period. In this process, the democratic system has been established in Bulgaria and Turkish minority has entered the political life of the country. On the other hand, Bulgaria has changed her foreign political route from Moscow to the axis of Washington-Brussels. In this frame, the membership goals to NATO and EU became unavoidable for Bulgaria. The purpose of this study is to examine the transformation of Turks of Bulgaria in historical process and the effects of EU membership process of Bulgaria to Turkish minority. Keywords: Turkish Minority, Bulgaria, European Union (EU), Rights and Freedoms Movement. GR Souk sava döneminin bitimiyle birlikte çeitli totaliter devletlerce bastırılmı olan etnik kimliklerin gerek çatıma ortamında gerek demokratik platformlarda kendilerini aramaları uluslar arası ilikiler terminolojisine azınlık, azınlık grupları, etnik çatımalar, etnik parti vb. kavramların girmesine yol açmıtır. Etnik kimliklerin ve sorunların tanımlanmaları bölgesel balamda farklılıklar arzetmektedir. Söz gelimi Batı Dünyasında (spanya, sviçre, ngiltere, Belçika gibi) demokratik yollarla ve devlet yapısında revizyona gidilerek çözüme balanması ön plana çıkarken; eski Dou Blok u ülkelerinde ise yaanan çözülmenin ortaya çıkardıı dönüüm sürecinde bu sorunlar farklı metotlarla sonuca balanmak istenmitir. Souk sava sonrası dönemde eski Yugoslavya corafyasında etnik çatımalar ortaya çıkmasına karın, Çekoslovakya örnekleminde ise gruplar arasında anlama ve diyalog kendisini göstermitir. 1 Dier taraftan, bu konuda uluslar arası platformlarda örnek olarak gösterilen Bulgaristan modeli nde, etnik grupların deiim/dönüüm sürecinde partileme yoluna giderek iç politikada bir aktör, dı politikayı etkileyebilen bir baskı grubu 1 Nurcan Özgür, Etnik Sorunların Çözümünde Hak ve Özgürlükler Hareketi, stanbul: Der Yayınları, 1999, s. 1 2.

Bulgaristan Türklerinin Tarihsel Süreç çerisinde Dönüümü, AB Üyelik Süreci ve Türk Azınlıa Etkileri 343 olarak, azınlıın bata kimlik olmak üzere dier yaamsal haklarını demokratik yollarla elde etme stratejisi gözlemlenmektedir. Azınlık grupları, son dönemlerin kalıplamı söylemi olan farklılıkların zenginlii olabildii gibi, iç ve dı odaklı krizlerin ve husumetlerin de kaynaı olabilmektedir. Bununla birlikte, ülke içerisindeki etnik gruplar, küresel, bölgesel aktörler ve/veya komu devletlerin dı politik amaçlarına araç olabilmekte ve iç barıı-bütünlüü tehdit edebilmektedirler. Azınlık gruplarına ilikin sorunlar, insan hakları, barı ve demokrasi gibi 21. yüzyılın popüler kavramları çerçevesinde çözümlenmesi gerekirken; azınlık gruplarının haklarının korunması açısından tam kapsamlı hukuksal bir düzenlemeden bahsetmek güçtür. Azınlık haklarına ilikin hukuksal boluun 2 yanı sıra, azınlık kavramının 3 uluslar arası boyutta net bir tanımının yapılamadıı da belirtilmelidir. Berlin Duvarı nın yıkılıı aynı zamanda Bulgaristan da yeni bir sürecin balangıcı olmutur. Duvarın yıkıldıı akam istifa eden Todor Jivkov sonrasında, Bulgaristan da radikal bir deiim süreci yaanmasa da dier Dou Avrupa ülkeleri gibi ılımlı bir süreç ortaya çıkmıtır. Bu kapsamda, Türklerin zorla deitirilen Türkçe isimlerini iade yoluna gidilmitir. Özellikle, 1984 85 yıllarında gerçekleen asimilasyon hareketine karı Türkler arasında gösterilen direni ve yerel bazdaki örgütlenmeler, Hak ve Özgürlükler Hareketi ni ortaya çıkaracak ve söz konusu parti Bulgaristan siyasetinde kilit konuma gelecektir. Bulgaristan Türklerinin temel hak ve hürriyetlerini silaha bavurmadan, demokratik yollarla elde etmesi, günümüzde azınlık problemlerinin çözümüne ilikin önümüzde somut bir model olarak dururken; yaanan gelimelerin Bulgaristan ın demokratikleme sürecinde önemli bir rolü olmutur. Ayrıca Türk azınlıın genel durumunda meydana gelen iyilemeler, Türkiye-Bulgaristan ilikilerinin de düzelmesini beraberinde getirmitir. Bulgaristan açısından bütün bu faktörler, Batı dünyasına ulama konusunda bir köprü ilevini görürken; NATO ve AB üyelik hedefleri de bu 2 Azınlık haklarına dair, kapsamlı bir hukuksal düzenleme mevcut deilse de çeitli evrensel sözlemelerde bu konuya atıfta bulunulmutur. Örnein, Birlemi Milletler Kurucu Antlaması hükümleri, 1948 Soykırım Jenosit Sözlemesi, 1963 Irk Ayrımını Ortadan Kaldıran Sözleme, 1965 Irk Ayrımının Önlenmesi ve Cezalandırılması Hakkında Sözleme, 1966 Medeni ve Siyasal Haklarla lgili Sözleme, 1948 nsan Hakları Evrensel Bildirisi. Bunun yanı sıra, Avrupa Konseyi ve AGK çerçevesinde de çeitli düzenlemeler mevcuttur. 3 Çalımamız kapsamı itibariyle azınlık kavramını ayrıntılı bir ekilde incelemeye elverili olmadıından azınlıın tanımına dair kapsamlı açıklamalarda bulunmak mümkün olmamaktadır. Azınlık kavramına ilikin çeitli politik ve akademik çevrelerce deiik tanımlamalar getirilse de genel olarak azınlıın tanımı u ekilde yapılabilmektedir: çinde yaadıkları toplumda, nüfusun büyük çounluunu oluturan gruptan din, dil, etnik köken vb. açılarından farklı özellikler gösteren grup. Faruk Sönmezolu, Uluslar arası likiler Sözlüü, stanbul: Cem Yayınevi, 1992, s.51. Öte yandan, Avrupa Parlamentosu nca kabul edilen 1 ubat 1993 tarihli Avrupa nsan Hakları ve Temel Özgürlükleri Konvansiyonu Ulusal Azınlıklara Mensup Kiilere likin Ek Protokol Teklifi nde ulusal azınlık kavramı u ekilde tanımlanmıtır: bir devlette yaayan, bu devletin ülkesinde yaayan ve onun vatandaı olan, bu devletle sürekli, salam ve dayanaklı balar içerisinde bulunan, belirli etnik, kültürel, dinsel ve dilsel özellikler gösteren, devletin veya devletten bir bölgenin halkının kalan kısmından daha az olmalarına ramen yeterli temsil oranına sahip, ortak çabalarla kimliklerini oluturan unsurları ve kültürlerini, geleneklerini, dinlerini ve dillerini korumaya çabalayan insan grubu. Ayrıntılı bilgi için bkz. Özgür, s. 34 35.

344 ÖZLEM, Kader hususta lokomotifi olmutur. Önce Mart 2004 te NATO, ardından Ocak 2007 deki AB üyelii Bulgaristan ı Batı ailesinin ayrılmaz bir parçası haline getirmi ve ülkede alıılmıın dıında bir süreç yaanmıtır. Bu süreçte gerçekletirilen reformların ilevsellii konusunda her ne kadar sorunlar yaansa da, özellikle Türk azınlık, söz konusu süreçten ve souk sava sonrası dönemde oluan gerek küresel gerek ülke içindeki olumlu atmosferden önemli ölçüde faydalanmıtır. Çalımanın amacı, tarihsel perspektiften Türk azınlıın dönüüm sürecini ve Bulgaristan ın AB üyelik sürecinin Türk azınlık üzerindeki etkilerini incelemek olarak belirlenmitir. Konu son tahlilde, kapsamlı bir deerlendirme süzgecinden geçirilerek genel bir sonuca balanacaktır. 1. TARHSEL SÜREÇ ÇERSNDE BULGARSTAN TÜRKLER Osmanlı Devleti nin bölgesel bir güç olmaktan çıkıp cihan devleti olma stratejisindeki en önemli parametreyi Balkan corafyası oluturmaktaydı. Devlet otoritesinin bölgedeki etkisinin ve kalıcılıının sistematik olarak gerçekleecek bir skân Siyaseti nin varlıına balı olması, Anadolu dan Rumeli ye kitlesel göç hareketlerinin temelini oluturmutur. XIV. yüzyılın ikinci yarısından itibaren söz konusu corafyada siyasi egemen güç olmaya balayan Osmanlı Devleti, uyguladıı politikalar sonucunda demografik dengeleri kendi lehine çevirmeyi baarmıtır. Bu durum salt Balkanlar genelinde kendisini göstermezken, bölgenin küçük örneklemi durumundaki Bulgaristan da da aynı hususla karılaılmaktadır. Osmanlı Devleti nin sosyolojik çerçevede yönetim felsefesini oluturan hogörü, adalet ve barı kavramlarının Balkanlar daki hâkimiyeti, 1789 Fransız htilali nin sosyal psikoloji üzerinde yarattıı milliyetçi, özgürlükçü ve baımsızlıkçı tepkilerin bölge halkları üzerindeki etkilerinin ortaya çıkıına kadar devam etmitir. Bunun yanında, Osmanlı Devleti nin dönemin konjonktürü itibariyle kaybeden aktör statüsünde olması ve Balkanlar daki Türk-Müslüman varlıının Düvel-i Muazzama katında yarattıı ideolojik rahatsızlık, söz konusu devletlerin yardımlarıyla Balkan milletlerinin Osmanlı yönetimine karı isyanlarına yol açmıtır. Balkanlı milletlerin teker teker baımsızlıklarına kavumaları, Osmanlı Devleti nin daılma dönemine ilikin temel parametreyi oluturmutur. Bu dönemin bir baka özellii ise, Anadolu dan Rumeli ye doru yüzyıllar önce gerçekleen göçün bitim noktasını yine Anadolu nun oluturmasıdır. Farklı bir deyile ifade etmek gerekirse, bölgedeki Türk ve Müslüman nüfus, Balkan devletlerinin otoriter ve irredentist politik tutumlarının kurbanı olarak soykırım, asimilasyon ve baskı politikalarına maruz bırakılmılardır. Bu gelimelerin doal bir sonucu olarak göç olgusu söz konusu nüfus kitlesinin kaderi haline gelmitir. Bulgaristan Türklerini tarihsel açıdan ele aldıımızda 4 ana balık altında kategorize etmek mümkündür: Bulgar Prenslii Döneminde Bulgaristan Türkleri (1877 1908)

Bulgaristan Türklerinin Tarihsel Süreç çerisinde Dönüümü, AB Üyelik Süreci ve Türk Azınlıa Etkileri 345 Krallık ve Çeitli Parti ktidarları Döneminde Bulgaristan Türkleri (1908 1944) Komünist Yönetim Döneminde Bulgaristan Türkleri (1944 1989) Demokratik Dönemde Bulgaristan Türkleri (1989- ) Tarihsel süreç içerisinde Bulgaristan Türklerinin analizine ilikin olarak yukarıda çizilen genel çerçeve, Bulgaristan da dönemden döneme deien iktidarların süreleri sonucunda belirlenmitir. Prenslik döneminden demokratik döneme dein yaanan olaylar Bulgaristan Türklerinin kaderinde belirleyici olmutur. Bulgar iç siyasetinde meydana gelen her yeni deiim ülkedeki Türk azınlık tarafından üphe ile karılanmı ve yeni iktidarların ülke yönetimindeki olumsuz yansımaları Bulgaristan Türklerinin üzerine dümütür denebilir. Farklı bir ifadeyle, sistemin bozuk içsel çarkları daha ziyade Türk azınlık ekseninde kendisini göstermitir. 1877 1878 Osmanlı-Rus savaı sonrasında imzalanan Berlin Antlaması 4 ile özerk bir statüye kavuan Bulgar Prenslii, bu tarihten itibaren Rusya nın Balkanlar daki uydusu konumuna dümütür. Bulgarların, Rusya nın Balkanlar daki Panslavizm politikasının en hararetli savunucusu haline geldii 93 Harbi nde Türklere yönelik giriilen soykırım hareketlerinde önemli rol oynamalarında görülmektedir. Irklar ve Yok Etme Savaı olarak da nitelenen 1877-78 Osmanlı-Rus Savaı, McCarthy nin tespitlerine göre, 1.253.500 kiiyi muhacir durumuna düürmütür. 5 Bunun yanı sıra, çok sayıda Türk ve Müslüman sivil, soykırımın hedefi haline gelmitir. Öte yandan, 93 Harbi esnasında Balkanlar daki Türk-slam kültür mirasında önemli tahribatlar meydana gelirken; bu savala birlikte Bulgaristan daki Türk nüfus kitlesi ilk defa azınlık konumuna dümütür. Balkanlar daki bölgesel konjonktürde meydana gelen deiimin Bulgaristan örneklemindeki izdüümü Bulgaristan Türkleri açısından dönüm noktası niteliindedir. Berlin Antlaması sonrası dönemde Türkler, azınlık olarak Bulgar Prenslii idaresi altında kalmılardır. 93 Harbi sonrasında gerçekleen göç ile birlikte Bulgaristan Türklerinin ileri gelenlerinin, aydın ve zengin kesiminin Anadolu topraklarına göç etmesi, geride cahil ve fakir bir Türk köylü nüfusu 4 93 Harbi sonrasında Rusya Osmanlı Devleti ne dayatılan Ayastefanos Antlaması ile Tuna dan Marmara ve Ege Denizine, Karadeniz den Ohri Gölüne kadar uzanan bir corafyada Büyük Bulgaristan ın kurulması öngörülürken; ngiltere nin araya girmesi sonucu 13 Temmuz 1878 de Berlin Antlaması imza edilmi ve Bulgaristan a Ayastefanos Antlaması itibariyle verilen topraklarda revizyona gidilmitir. Berlin Antlaması nın Bulgaristan ile ilgili düzenlemelerine ilikin olarak bkz. Tevfik Bıyıklıolu, Trakya da Milli Mücadele, I.Cilt, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1987, s. 35 40. 5 Justin McCarthy, Ölüm ve Sürgün, 2.bas. (çev. Bilge Umar), stanbul: nkılâp Yayınevi, 1998, sayfa: 105. Söz konusu sayı, çeitli kaynaklarda farklı ekillerde telaffuz edilse de 1 milyonun üzerinde bir nüfus kitlesinin Anadolu ya göç etmek zorunda kaldıını söyleyebilmek mümkündür. 93 Harbi sonrasında gerçekleen göçe ilikin sayısal veriler için bkz. Yıldırım Aanolu, Osmanlı dan Rumeli ye Balkanlar ın Makûs Talihi Göç, stanbul: Kum Saati Yayınları, 2001, s. 33 35.

346 ÖZLEM, Kader bırakmıtır. 6 Bu gelimenin doal bir sonucu olarak, Bulgaristan Türkleri basız bir gövde olarak hareket etmek zorunda kalmıtır, denebilir. Dönemin artları göz önüne alındıında, özellikle Osmanlı yönetiminin Avrupa ayaında Türk ve Müslüman tanımının edeerde kullanıldıı görülür. Aynı zamanda, Osmanlı toprakları içerisinde de farklı kimliklerin tanımlamasına ilikin olarak, milli benlik unsurundan ziyade din kavramının esas tekil etmesi, Berlin Antlaması düzenlemeleri itibariyle de geride kalan azınlıın haklarına ve kimliine ilikin tanımlamalarda dini kimliin ön plana çıkacak olması sonucunu dourması beklenirdi. Ancak, söz konusu duruma tezat mahiyette Bulgaristan daki Türk-Müslüman Azınlık 7 için Türk kavramının kullanılması tercih edilmi ve Antlamanın gerek Türkçe gerek Fransızca tercümesinde kayıtlara bu ekilde geçmitir. Buna ek olarak, antlamanın içeriinde Bulgarlarla Türklerin karıık olduu yerlerde Türklerin hukuk ve menfaatlerinin gözetilecei belirtilmitir. 8 Yine Berlin Antlaması düzenlemeleriyle Bulgaristan tam anlamıyla devlet olma vasıflarına haiz deil iken dahi, ülke içerisindeki Türk azınlıın çeitli alanlardaki haklarına binaen yükümlülük altına girmitir. Söz konusu antlama sadece Prenslik yönetimine yükümlülükler getirmezken; aynı zamanda Osmanlı Devleti ve antlama metnine imza koyan dier devletlere de yükümlükler getirmitir. Antlamanın 4. maddesi itibariyle oluturulması öngörülen Bulgaristan Anayasası nın üzerinde bir hiyerarik sıralamada yer alacak olan bu hukuki ve siyasi baıt ilevselliini, Bulgar yönetiminin uluslar arası hukukun ayrılmaz bir parçası olan Pacta Sund Servanda ilkesini ihlaliyle antlama hükümlerinin teorik boyutu ile uygulama safhası arasında oluan derin farklılıklar sonucu yitirmitir. Yaptırım mekanizmasının tam anlamıyla ilememesi bu derinlii artırmıtır. Berlin Antlaması itibariyle Türk Azınlık ile Bulgarlar arasında herhangi bir ayrım gözetilmeyecei, azınlık mensuplarının da Bulgar çounluk gibi her türlü siyasal ve medeni haktan yararlanabilecei, hangi din ve mezhepten olurlarsa 6 Bilal N. imir, Bulgaristan Türkleri, Ankara: Bilgi Yayınevi, 1986, s.32; Kader Özlem, Bulgaristan Türklerinin Tarihsel Perspektiften ncelenmesi, 29 Temmuz 2005, Türkiye Uluslararası ve Stratejik Analizler Merkezi, http://www.turksam.org/tr/yazilar.asp?kat1=2&yazi=431 (e.t. 12.12.2007). 7 Bulgaristan da azınlık kavramına atıfta bulunulduunda akla ilk gelen unsur Türklerdir. Zira Bulgarlardan sonra ülke toprakları içerisinde demografik açıdan en fazla aırlık sahibi olan unsur bu söz konusu nüfus kitlesidir. (Nüfusu 1 milyonu bulan Türklerin yanı sıra ülke içerisinde az sayıda Makedon, Yahudi, Ermeni, Rus, Gagavuz, Arnavut, Ulah, Macar, Sırp ve Pomak Türklerinin varlıından bahsedilebilir.) Ancak bu kapsamda belirtilmesi gereken husus, Bulgaristan, Türkiye ve Yunanistan arasında ihtilaf konusu olan Pomak Türkleridir. Bulgarların Müslüman Bulgarlar, Yunanistan ın ise Müslümanlatırılmı Grekler olarak tanımladıı Pomaklar, Türk tarihçiler ve yetkililer tarafından Türk olarak tanımlanmakta ve Kuman Türkleriyle ilikilendirilmektedirler. Ayrıntılı bilgi için bkz. Ahmet Aydınlı, Batı Trakya Faciasının ç Yüzü, stanbul: Akın Yayınları, 1971, s. 25 27; Hüseyin Memiolu, Pages of The History of Pomac Turks, Ankara: 1991, s.17; lker Alp, Belgelerle ve Fotoraflarla Bulgar Mezalimi (1878 1989), Ankara: Trakya Üniversitesi Yayınları, 1990, s. 7 10, Abdulhaluk Çay, Bulgaristan Türkleri, Türk Kültürü, Yıl: XXIII, Sayı: 262, ubat 1985, s. 66 67. Bulgaristan daki Pomaklar günümüz itibariyle dinsel anlamda Müslüman olan, ancak dil açısından Bulgarca konuan nüfus olarak dikkati çekmektedirler. Bu kapsamda aidiyet duygusu devreye girmekte ve söz konusu kitlenin Türklere yakınlıı gerek Bulgaristan da yapılan genel seçimlerde, gerek sosyolojik balamda Türklerle kurulan balarla ortaya çıkmaktadır. 8 imir, s. 366.

Bulgaristan Türklerinin Tarihsel Süreç çerisinde Dönüümü, AB Üyelik Süreci ve Türk Azınlıa Etkileri 347 olsunlar bu haklarını kullanmaktan mahrum bırakılamayacaı ve farklı din gruplarının mensupları da kendilerine ait toplumsal örgütlerini kurabilecekleri öngörülmütür. 9 1879 yılında yürürlüe giren ilk Bulgar anayasasında belirtilen hükümler itibariyle 10, Bulgaristan a vatandalık baı ile balı olan bireylere yönelik olarak ilkörenim zorunluluu getirilmitir. 1877 1878 Osmanlı-Rus Savaı esnasında ve sonrasında ülkedeki Türk nüfusunun eitim-öretim kurumları, kapsamlı bir yıkıma uratılma ilemine tabi tutulmak istenmitir. Bu balamda, Bulgar Prensliinin kuruluunun ardından geçen 10 yıllık süre zarfında 1500 kadar Türk mektep ve medreseleri yıkılmı ve Berlin Antlaması nın 5. maddesinde belirtilen azınlıın haklarını ve milli kültür kurumlarını koruma hakkına ilikin olan husus ihlal edilmitir. Ayrıca Türk azınlıa ait dier mimari unsurlar da bu yıkımdan nasibini almıtır. Geride kalan salam yapılar ise Prenslik yönetimince Türk azınlıın elinden alınmı ve karılıksız olarak kamulatırma ilemine maruz bırakılmılardır. 11 Öte yandan, Bulgaristan da Türk azınlıın eitimine ilikin olarak 1886 da balayan ve 1894 e kadar süren bir iyileme döneminden bahsetmek mümkündür. 12 II. Merutiyet in ilanı esnasında stanbul daki çift balı yönetim realitesinden ve ortaya çıkan kaos ortamından istifa eden Bulgar Prenslii, 30 yıl Osmanlı Devleti ne vergi veren özerk bir yönetimin ardından 1908 yılında baımsızlıını ilan etmi ve krallık sistemine geçmitir. Bununla birlikte, yeni kurulan Bulgar devleti 1909 da Osmanlı yönetimi ile stanbul da bir protokol tesis ederek resmen tanınmı oluyordu. Söz konusu Protokol ve buna binaen imzalanan Sözleme Bulgaristan daki Türk azınlıın durumuna yönelik hususları da içermekteydi. Protokol ile birlikte, Bulgaristan daki Türk azınlıın her türlü medeni ve siyasi haklardan faydalanabilecei, aynı ekilde hak eitliine, din ve mezhep hürriyetine sahip olabilecei teyit edilirken; Türklerin okullarını, cami veya mescitlerini koruyup yaatabilecekleri vurgulanmıtır. Yine protokol kapsamında ülke sınırları içerisindeki Türk-slam kültürüne ait eserler Bulgaristan ın ulusal yetkisi dâhilinde çözebilecei bir sorun olmaktan çıkıp Devletler Hukuku ile güvence altına alınmıtır. Böylece Osmanlı yönetiminin, Bulgaristan daki Türk azınlık ve Türk-slam kültürüne ait eserler üzerinde hak 9 imir, s. 366. 10 1879 Bulgaristan Anayasası 78. mad. için bkz. Bulgaria Constitution Du Royaume De Bulgarie Du 16 Avril (28 Avril) 1879, Section VII.-De L Instruction Publique, Art. 78, http://www.dircost.unito.it/cs/docs/bulgaria%201879.htm (e.t. 13.12.1007). 1879 yılındaki ilk Bulgar Anayasası ile birlikte, yeni devletin dini Ortodoks Hıristiyanlık olarak tanımlanırken (mad. 37 41); ülke içerisindeki etnik ve dini azınlıklara, etnik Bulgarlarla aynı derece eitlik tanınmıtı (mad. 54 55). Bkz. Bistra-Beatrix Volgyi, Ethno- Nationalism During Democratic Transition in Bulgaria: Political Pluralism As An Effective Remedy For Ethnic Conflict, YCISS Post-Communist Studies Programme Research Paper Series, Number 3, March 2007, s. 17, http://www.yorku.ca/yciss/activities/documents/pcsppaper003.pdf (e.t. 15.12.2007) 11 Ayrıntılı bilgi için bkz. Hüseyin Memiolu, Geçmiten Günümüze Bulgaristan da Türk Eitim Tarihi, Ankara: Kültür Bakanlıı Yayınları, 2002, s. 74 75. 12 Ömer Turan, The Turkish Minority In Bulgaria (1878 1908), Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1998, s.220 222.

348 ÖZLEM, Kader sahibi olduu açıklıa kavumutur. 13 Sözleme kapsamında ise Bulgaristan daki müftülerin durumları ele alınmı olup, Bulgaristan daki müftülükler yine Sofya yönetiminin kendi tekelinde karara balayabilecei bir konu olmaktan çıkmıtır. Müftülükler, sadece din ileri ile ilgilenen bir kurum olmaktan çıkmı; aynı zamanda azınlık ileri ile de ilgilenir hale gelmiti. Müftüler Türk okullarını tefti edebilmekte, yeni okulların açılıp açılamayacaına ilikin giriimlerde bulunabiliyordu. 14 Öte yandan, stanbul Sözlemesi itibariyle Bulgaristan ın resmen tanınması bazı hukuksal sıkıntıları da beraberinde getirmitir. 15 Bulgaristan ın baımsızlıını ilan etmeden önce Osmanlı sınırlarını terk eden Bulgarların sınırlar arasında serbestçe seyahat etme lükslerinin ortadan kalkması, Edirne ve Makedonya da bulunan arazi ve taınmaz mallarını kontrol için 2 ay içerisinde Osmanlı vatandalıına geçmeleri aksi takdirde ilelebet Bulgar kalacaklarına ilikin bir artın getirilmesi 16 bu kapsamda verilebilecek örneklerdir. 1912 1913 Balkan Savaları Osmanlı Devleti nin Balkanlar la toprak sahibi olma balamında artık bir baının kalmadıının tescili olurken 17 ; bölgedeki Türk nüfus açısından baskı, zulüm ve göç olgusu yeniden kendisini göstermi 18 ve Bulgaristan, Kırcali de dâhil olmak üzere Batı Trakya yı alarak Ege denize çıkmıtır. Yüzyıllarca Osmanlı yönetiminde kalan bölge, 1920 den sonra Yunanlıların eline geçmitir. 29 Eylül 1913 tarihinde Osmanlı Devleti ile Bulgaristan arasında stanbul Antlaması imza edilirken; Sofya merkezli çıkan 2. Balkan Savaı da son bulmaktaydı. stanbul Antlamasıyla birlikte Bulgaristan sınırlarını güney yönünde de geniletirken; Kırcali, Koukavak, Mestanlı gibi nüfusunun tamamına yakını Türk olan Türk olan yerleim yerlerini topraklarına katmıtır. Öte yandan, bölge halkının yabancı bir aktörü egemen güç olarak kabul etme konusundaki yabancılıı, Rodop Hükümeti Muvakkatesi nin ardından (1878 1886) yeni bir direni hareketinin de balangıcı olmutur. Sonuç olarak, Bulgaristan ile stanbul Antlaması imzalanmı ve ülkedeki Türk azınlıa yönelik yeni düzenlemeler antlama içeriinde yer almıtır. Bu antlamaya göre, Bulgaristan a bırakılan topraklardaki Türk-Müslüman nüfus Bulgar uyruuna geçerken; 4 yıllık bir süre zarfında kanısı deitiyse Türk uyruuna geçebilme ansını elinde tutuyordu. Çocuklar da reit olduktan sonra bu hakka sahip olabilmekteydi. Ancak, Türk uyruuna geçmek isteyenler 4 yıl içinde Türkiye ye 13 Ömer E.Lütem, Tarihsel Süreç içinde Bulgaristan Türklerinin Hakları, Erhan Türbedar (der.), Balkan Türkleri/Balkanlar da Türk Varlıı, Ankara: ASAM Yayınları, 2003, s.45. 14 imir, s.368 369. 15 Ayrıntılı bilgi için bkz. Mehmet Yavuz Erler, Osmanlı dari Yapısında Bulgar Vatandalarının Göçü ile ilgili Bazı Düzenlemeler (1901 1910)", XIV. Türk Tarih Kongresi (Ankara 2002), II. Cilt, I. Kısım, Ankara: 2003, s. 315 349. 16 Erler, s. 316. 17 Balkan Savalarına dair ayrıntılı bilgi için bkz. Georges Castellan, Balkanların Tarihi, Ayegül Yaraman- Babuu (çev.), stanbul: Milliyet Yayınları, 1995, s. 384 390; Andre Gerolymatos, The Balkan Wars, New York: Basic Books, 2002, s. 211 232. 18 Bu dönemde Türklere karı uygulanan mezalim için bkz. lker Alp, Bulgarian Atrocities-Documents and Photographs, London: 1988, s. 1 10.

Bulgaristan Türklerinin Tarihsel Süreç çerisinde Dönüümü, AB Üyelik Süreci ve Türk Azınlıa Etkileri 349 göçmek zaruretinde olup kendileriyle birlikte taınabilir eyalarını ve mal varlıını götürebiliyor ve bunlar için gümrük parası ödemiyorlardı. Bununla beraber, Bulgar uyruunda kalmayı tercih eden Türk azınlık, Bulgarların sahip olduu her türlü medeni ve siyasal haklardan yararlanabiliyordu. 19 Antlamanın teorik kısmına bakıldıında 8. madde, Bulgaristan uyruklu Müslümanların Bulgar unsurlarla medeni ve siyasal alanda eit olacaklarını, ayrıca dini serbestliklerinin bulunacaını ve örf, adet ve dini örgütlenmelerine saygı gösterileceini vurgulamaktadır. 12.madde ise Müslüman vakıflarının korunmasına ilikindir. Bu antlamanın ikinci eki, Bulgaristan daki müftülerin görev ve sorumluluklarını saptamaktadır. 20 Antlama kapsamında yapılan bir yenilik olarak dikkatleri çeken husus, daha önceki antlamalarla ülkedeki azınlık grubunun Türk olarak tanımlanmasına ramen, 1913 stanbul Antlaması ve Müftüler Sözlemesi nde Müslüman ifadesinin kullanılmasıdır. I. Dünya Savaı yaklaırken uluslar arası sistemde meydana gelen kutuplamalar stanbul ve Sofya yönetimlerini de etkilemitir. Her iki yönetim de ttifak Devletleri tarafında yer alırken, müttefiklik ilikisinin Bulgaristan daki Türk azınlıa yansıması da olumlu yönde olmutur. Bulgar Devleti savatan malup çıkarken; tilaf Devletleriyle 27 Kasım 1919 tarihinde Paris yakınlarında bulunan Neuilly de barı antlaması imzalamıtır. Osmanlı Devleti nin taraf olmadıı bu antlama dokuz bölümden olumaktaydı. Antlamanın IV. Bölümü ülke içerisindeki azınlıklarla ilgiliyken; söz konusu antlama ulusal mevzuattaki normlar hiyerarisinin üzerinde yer almaktaydı. Neuilly Antlaması nın IV. bölüm düzenlemelerine göre; Bulgar Devleti din, dil, ırk ve milliyet ayrımı gözetmeyecek, Topraklarında yaayan azınlıklara tam eitlik salayacak, Bulgaristan daki azınlık grupları dini vecibelerini serbestçe yerine getirme hürriyetine sahip olurlarken; tıpkı bir Bulgar fert gibi medeni ve siyasal hakların kullanılması balamında ayrıma tabi tutulmayacak, Azınlıklar, devlet memurluuna girebilecekler, istedikleri meslei veya zanaatı seçebilecekler, Ayrıca, azınlıklar eitim-öretim kurumları, dini ve sosyal kurumlar açabilecekler, bunları denetleyip yönetebilecekler ve aynı zamanda bu kurum ve kurulularda kendi dillerini özgürce kullanabileceklerdi. Azınlık unsurlar youn olarak yaadıı yerlerde, Bulgar Hükümeti tarafından devlet ve belediye bütçelerinden bu azınlık okullarına, dini ve sosyal kurumlara yardım yapacaktı. 21 Neuilly Antlamasının IV. bölümünün 50 ila 58. maddeler arasındaki hususlar 19 Cengiz Hakov, 1913 Yılında stanbul da mzalanan Bulgar-Türk Antlaması ve Bulgaristan Türk-Müslüman Nüfusun Hakları, XIII. Türk Tarih Kongresi, Kongreye Sunulan Bildiriler, III. Cilt-I. Kısım, TTK Basımevi Ankara:4 8 Ekim 1999, 2002, s. 421. 20 Lütem, s. 45 46. 21 imir, s.374 375.

350 ÖZLEM, Kader azınlıklar ve haklarına ilikindir. Bu antlamanın 54.maddesinde: Etnik, dil ve din azınlıklarına mensup olan Bulgar vatandaları, öbür vatandalar ile aynı haklardan yararlanacaklar, hayır kurumları, dini ve sosyal kurumlar, okullar ve benzeri eitim kurumları kurup yönetebilecekler, burada kendi dillerini serbestçe kullanıp, serbestçe ibadet edebileceklerdir. denmektedir. Neuilly Antlaması nın azınlık hakları açısından ileri nitelikte denebilecek hükümler içerdii belirtilmelidir. Neuilly Antlamasının imza edilmesinin ardından Bulgaristan da krallık rejiminde yönetim zafiyetleri ortaya çıkarken, I. Dünya Savaı sonrasında Avrupa da görülen krallık sisteminden çeitli içerikteki parti yönetimlerine geçi sürecinden Bulgaristan da nasibini almı ve iki sava arasındaki 20 yıllık dönem Bulgaristan için iddet ve darbelerle anılır olmutur. 22 Alexandr Stambolyski zamanında altın çalarını yaayan Bulgaristan Türkleri, Neuilly, Lozan ve 1925 Türk-Bulgar Dostluk Antlamalarıyla 23 koruma altına alınmılardır. Ancak, Çiftçi Partisi nden sonra iktidara gelen Faist hükümetler döneminde Türklere yönelik baskı unsurları artmıtır. Genel olarak denilebilir ki, farklı sebeplere dayanılarak 1913 1934 yılları arasında ortalama olarak her yıl 10 12 bin Türk Anadolu ya göç etmitir. 24 Aanolu nun tespitlerine göre ise, 1923 1939 yılları arasında Bulgaristan dan Anadolu ya doru gerçekleen göç hareketine 198.688 kii katılmı olup, ortalama olarak yıl baına 17.000 kii etmektedir. 25 Bulgar Prenslii nin kuruluundan 2. Dünya Savaı nın sonuna kadar geçen süre genel hatlarıyla özetlendiinde, çeitli antlamalar adı altında ülkedeki Türk azınlıın temel hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik hem Osmanlı Devleti hem Türkiye tarafından birçok giriimde bulunulmutur. Göç olgusu, bu süre itibariyle gündemden eksik olmamıtır. Belirtilmesi gereken ayrı bir husus da ülke içerisindeki etnik Bulgarlar ve Türkler arasında bir kutuplamanın yaanmaması, her iki toplumun da yüzyıllardır süre gelen bir arada yaama erdemine sadık kalmalarıdır. Bulgaristan daki Türk azınlıa yönelik ötekiletirme ileminin temel sujesi olarak daha ziyade devlet yönetiminde stratejik noktalarda yer alan yöneticiler ve belli dönemlerde görülen komitacılar dikkatleri çekmektedir. Bununla birlikte, ülkedeki Türk toplumunda meru devlet yönetimine karı sivil itaatsizlik unsuru yaanmamı; aksine Bulgaristan ın savaa girdii dönemlerde Türkler de ordu kademelerinde yerini almılardır. 1944 yılında Bulgaristan da komünist sistemin tesisi ile birlikte ülkedeki Türk azınlıın kaderini belirleyen Bulgarların milliyetçi emelleri ve etnik farklılıklar gibi hususların yanına bir de Türkiye ile Bulgaristan arasındaki 22 Castellan, s.443 447; L. S. Stavrianos, The Balkans Since 1453, London: Hurst, 2000, s.644 660. 23 1925 yılında Türkiye ve Bulgaristan arasında tesis edilen antlamaların içeriine ilikin olarak bkz. smail Soysal, Türkiye nin Siyasal Antlamaları, I.Cilt (1920 1945), Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, s. 253 263; Bilal imir, Bulgaristan daki Türk Azınlıının Ahdi Durumu, Türk Kültürü, Yıl: XXIV, Sayı: 264, Nisan 1985, s. 265 274. 24 Ömer Turan, Geçmiten Günümüze Bulgaristan Türkleri, Erhan Türbedar (der.), Balkan Türkleri/Balkanlar da Türk Varlıı, Ankara: ASAM Yayınları, 2003, s.23. 25 Aanolu, s.310.