YAŞLILIK DÖNEMİNDE MALNÜTRİSYONUN SAPTANMASI



Benzer belgeler
Nütrisyonel tarama metodları

Nütrusyonel Tarama Yöntemleri ve Temel İlkeler. Dr. Timur Selçuk Akpınar İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Kronik Böbrek Hastalarında Beslenme Belirteci Olarak Albüminin Rolü

İleri Kronik Böbrek Hastalığında Protein Enerji Kaybı: Epidemiyoloji ve Tanı. Kübra Kaynar KTÜ Nefroloji BD

Fizik Tedavide Antropometrik Ölçümler. Prof. Dr. Reyhan Çeliker

Beslenme desteğinde hangi içerik kime, ne zaman, hangi yolla uygulansın?

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BESLENME ÜNİTESİ BESLENME DEĞERLENDİRME KILAVUZU

Teori (saat/hafta) Laboratuar (saat/hafta) BES Anlatım, Tartışma, Uygulama-Alıştırma, Proje Tasarımı/Yönetimi, Ödev

BESLENME DURUMUNUN SAPTANMASI

Diyaliz Hastasında. Edilmelidir?

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın

PALYATİF BAKIMDA ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME ARAÇLARI

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.

MERVE SAYIŞ TUĞBA ÇINAR SEVİM KORKUT MERVE ALTUN

VÜCUT KOMPOSİZYONU 1

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Çocuklarda beslenme durumunun değerlendirilmesi. Dr. Ceyda TUNA KIRSAÇLIOĞLU

PREOPERATİF NUTRİSYONEL DEĞERLENDİRME İÇERİK CERRAHİ HASTALARDA MALNÜTRİSYON NEDENLERİ VE ETKİLERİ 13/05/15

Geriatrinin yeni kavramları

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?

Dahiliyeci nütrisyonun tam da kalbindedir. Sema Basat

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu. Yaşlı Bakım-Ebelik. YB 205 Beslenme İkeleri

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

GERİATRİK HASTAYA YAKLAŞIM

YAŞLILARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

SEPSİSTE YENİ TANIMLAMALAR NE DEĞİŞTİ? Doç. Dr. Murat Hakan Terekeci

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Pediatri, Ankara, Türkiye 2. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Pediatrik Endokrinoloji, Ankara, Türkiye 3

Beslenme Bozuklukları II. İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Beslenme ve Metabolizma BD Prof. Dr.

Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki

Bakımevlerinde beslenme ve sorunlar. Dr Sema Uçak Basat

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması

Bilindiği üzere beslenme; anne karnında başlayarak yaşamın sonlandığı ana kadar devam eden yaşamın vazgeçilmez bir ihtiyacıdır

MALNÜTRİSYONLA SAVAŞ

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013

YASLANMA ve YASAM KALİTESİ

oporoz Tanı ve Tedavi Prensipleri

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

PREMATÜRELERDE BÜYÜMENİN İZLENMESİ. Dr.Ebru Ergenekon. G.Ü.T.F. Neonatoloji Bilim Dalı

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

HASTANIN ÖNCELİKLİ OLARAK NUTRİSYON DURUMUNU BELİRLEMEK GEREKLİDİR:

15. Ulusal Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Kongresi Nisan 2013, Antalya. Obezite: Gerçekten iyi bir gösterge mi? Dr.

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANA BİLİM DALI

çoğu yaş gruplarında dar bir normal sınıra göre karşılaştırmaya izin verir:

Nörolojik Hastalarda Tüple Beslenme Endikasyonları Prof. Dr. Ayşe Sağduyu Kocaman

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR?

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

I. YARIYIL (ZORUNLU) İLERİ BESLENME I (TEORİK 2+ UYGULAMA 2, 3 KREDİ)

Teori (saat/hafta) BES Bahar

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

Diyabet Nedir? Diyabetin iki tipi vardır:

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

YAŞLI DEĞERLENDİRME FORMU. Boy/kilo / BKİ):

ÇOCUKLARDA BÜYÜME VE GELİŞMENİN İZLENMESİ

MENOPOZ. Menopoz nedir?

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Teori (saat/hafta) Laboratuar (saat/hafta) BESLENME DURUMU TARAMA TESTLERİ. BES Bahar Önkoşullar

HASTAM YETERİNCE BESLENİYOR MU? HASTAM YETERİNCE BESLENİYOR MU?

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

Obez Çocuklarda Kan Basıncı Değişkenliği ve Subklinik Organ Hasarı Arasındaki İlişki

İLK 1000 GÜNDE UYGULANAN BESLENME POLİTİKALARI VE GELECEK NESİLLERE ETKİSİ

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

DİYABETTE ANTROPOMETRİK YAKLAŞIM ÖĞR. GÖR. SONER SİNAN

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

Türkiye de Klinik Kalite Çalışmaları

Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, Önlenebilen veya geciktirilebilen bir hastalıktır.

Vücut kitle indeksi. Bel- Kalça oranı Triseps deri kalınlığı. Orta kol kas bölgesi

Prof. Dr. Lale TOKGÖZOĞLU

Rehabilitasyon Hizmetleri

Araş.Gör.İnci Türkoğlu Araş.Gör.Neslihan Ülger Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Yaşlı Diyabetik Hastanın Beslenme Tedavisi

PERİTON DİYALİZİ YAPAN HASTALARDA İKODEXTRİN KULLANIMININ METABOLİK SENDROM VE DİĞER KARDİOVASKÜLER RİSK FAKTÖRLERİ İLE İLİŞKİSİ

SAĞLIĞI KORUMANIN VE DAHA ĐYĐYE GÖTÜRMENĐN ĐLKELERĐ. DOÇ.DR. EMEL ĐRGĐL Halk Sağlığı Anabilim Dalı

HUMAN ALBÜMİN Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Finansal Analiz Daire Başkanlığı Mali Hizmetler Kurum Başkan Yardımcılığı

VÜCUT KOMPOZİSYONU. Doç. Dr. Ferda GÜRSEL

Üroonkoloji Derneği. Prostat Spesifik Antijen. Günümüzdeki Gelişmeler. 2 Nisan 2005,Mudanya

KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİ HASTALARINDA KONİSİTE İNDEKS ÖLÇÜMLERİNİN LİPİD PROFİLİ İLE İLİŞKİSİ

Su/Sıvı Tüketmeli? Dr. Rengin ELSÜRER AFŞARŞ

YOĞUN BAKIM EKİBİNDE HEMŞİRE VE HASTA BAKIMI BURCU AYDINOĞLU HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ

SPORDA BESLENME ÖYKÜSÜ VE TÜKETİM KAYITLARI. Prof. Dr. Funda ELMACIOĞLU

Algoritmalarla Diyabette Beslenme Tedavisi

Günde bir elma doktoru evden uzak tutar.

Tam Kan Analizi. Yrd.Doç.Dr.Filiz BAKAR ATEŞ

Geriatri ve akılcı ilaç kullanımı: Vitamin D. Doç.Dr. İlker TAŞÇI GATA İç Hastalıkları BD, Ankara İç Hastalıkları & Geriatri Uzmanı

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;

Yeni Tanı Hipertansiyon Hastalarında Tiyol Disülfid Dengesi

Bu olumsuzluklar nedeni "günümüzün en fazla zihinleri ve bedeni meşgul eden rahatsızlığı olan "OBEZİTE" meydana gelmektedir.

Transkript:

Prof. Dr. Neslişah RAKICIOĞLU H.Ü. Sağlık Bilimleri Fakültesi GEBAM Yönetim Kurulu Üyesi YAŞLILIK DÖNEMİNDE MALNÜTRİSYONUN SAPTANMASI Malnütrisyon, besin ögelerinin yetersiz alımı ve emilimi ile karakterize bir sendromdur. Yaşlıda malnütrisyon olgusu gençlerden daha karmaşıktır, morbidite ve mortalitenin belirleyicisidir. Hastanede kalma süresinin artması, yaşam kalitesinin azalması, yara iyileşmesinde gecikme, enfeksiyon ve fonksiyonel kapasitedeki azalma gibi olumsuz sağlık durumları ile ilişkilidir. Yetersiz beslenme prevalansı, evde yaşayan yaşlılarda %5-10, kurumda kalan yaşlılarda %30-60, hastanedeki yaşlılarda ise %35-65 olarak saptanmıştır. Yaşlılarda beslenme durumunun değerlendirilmesi, beslenme yetersizliği ve buna bağlı gelişebilecek hastalıkların tanımlanmasında önem taşır. Malnütrisyonun erken belirtileri, spesifik değildir ve yavaş gelişir. Yaşlanma belirtileri ile karıştırılabileceğinden başlangıçta tanısı güçtür. Yaşlılarda sıklıkla rastlanılan malnütrisyon türü olan protein enerji malnütrisyonunun (PEM) saptanmasında altın bir standart yoktur. Beslenme durumunun değerlendirilmesi; hastane, bakımevi, kendi evinde kalan yaşlılarda farklı yaklaşımlar gerektirmektedir. Yine yaşlılarda beslenme durumunun saptanması demans, diğer nörolojik hastalıklara bağlı olarak yetersiz iletişim nedeniyle zordur. Ayrıca bazı durumlarda standart tekniklerin kullanılması da bilgi vermeyebilir. Bu nedenle, yaşlı bireylerin beslenme durumunun saptanmasında kullanılan değerlendirme parametrelerinin kolay uygulanabilir olması ve geçerliliğinin bulunması gereklidir. Malnütrisyonun erken tanısında, tüm gruplarda beslenme risk taramasının yapılması önem taşımaktadır. Tarama testleri gerçek beslenme düzeyini tespitten daha çok beslenme durumu ile ilişkili özelliklerin, risklerin ve koruyucu faktörlerin erken dönemde tanımlanmasını sağlar. Taramada beslenme sorunu olduğu saptanan yaşlılara beslenme durum değerlendirmesi uygulanmalı ve bireysel danışmanlık verilmelidir. Yine tıbbi değerlendirme ve tedavi uygulanmalıdır. Beslenme durumunun taramasında ve değerlendirilmesinde birçok testin olduğu bilinmektedir. Klinik çalışmalarda geçerli, gerçekçi, duyarlı ve spesifik testlerin kullanılması önem taşımaktadır. Seçilecek olan beslenme tarama testlerinin; ağırlık, boy uzunluğu, beden kütle indeksi (BKİ) değerleri gibi ölçümleri, son dönemdeki ağırlık kaybını ve beslenme alışkanlıklarındaki değişimi, iştah değişimini, yeme ve sindirim sistemi sorunlarını, aşırı zayıflık, apati veya aşırı halsizlik konularını içermesi gerekliliği vurgulanmaktadır. Ancak bu testleri uygulayan sağlık meslek gruplarının farklı olması nedeniyle kullanıcının eğitim ve uygulama farklılıklarına bağlı olarak elde edilen sonuçların etkilenebileceği saptanmıştır. Bununla birlikte tarama testinin bir kez kullanılması yaşlının beslenme yetersizliği riski taşımadığının saptanmasında yeterli değildir. Yine yaşlının hastanede kalma süresine göre tekrarlanması önerilmektedir. Malnütrisyon riskinin saptanmasında kullanılan testler genellikle iki şekildedir. Bunlardan birincisinde sadece malnütrisyon riski olan bireylerin 115

tanımlanması sağlanır. Bu testler klinik beslenme yetersizliğinin tanısında kullanılmaz. Örneğin; Amerikan Aile Hekimliği Akademisi, Amerikan Diyetetik Derneği ve Ulusal Yaşlılık Konseyi ince geliştirilmiş olan Beslenme Risk Taraması testi (Nutrition Screening Initiative-NSI) ile toplumda yaşayan yaşlılarda yetersiz beslenmeye neden olan temel beslenme bilgilerine ulaşılabilir. İkinci tür testler ise beslenme yetersizliği risklerinin değerlendirilebilmesini sağlar. Bunlara örnek olarak, Subjektif Global Değerlendirme (SGD), Prognostik Beslenme İndeksi (PNI) hastanede yatan bireylerde, Mini Nutrisyonel Değerlendirme ise genelde yaşlı populasyonda yetersiz beslenmenin değerlendirilmesi için geliştirilmiştir. Bireylerin beslenme durumunun saptanmasında Subjectif Global Değerlendirme bir çok kurum için kolay ve pratik bir yöntemdir. Hastanın hikayesi (ağırlık kaybı, besin alımında değişme, gastrointestinal semptomlar ve fonksiyonel durum), fiziksel testler (kas kütlesi, subkutan yağ, sakral ve ayak ödemi, ascit) gibi farklı değerlendirme kriterlerini içermektedir. Ancak SGD laboratuvar verilerini içermez. Bu bilgilerin teste eklenmesinin testin malnütrisyonu saptamadaki performansını etkilemeyeceği düşünülmektedir. Ağırlık indeksinin, subjektif değerlendirmeyi etkileyen esas belirgin objektif faktör olduğu bildirilmiştir. Bu tarama testinin özelliği yaşlı popülasyonda kullanılabilmesidir. Uzun dönem bakımda, beslenme düzeyindeki değişiklikler ile ilişkili komplikasyonlar için (major enfeksiyonlar, bası yaraları ve mortalite) yüksek risk taşıyan yaşlıların tanımlanmasında yararlı bir değerlendirme aracı olduğu saptanmıştır. Son dönemlerde Mini Nutrisyonel Değerlendirme, beslenme durumunun değerlendirilmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu test antropometrik ölçümleri, yaşamsal alışkanlıkları, ilaç kullanımını, diyetsel tüketimi, sağlığın subjektif değerlendirmesini içermektedir. Hastane ve bakımevlerindeki yaşlılarda uygulanmak üzere geliştirilmiştir. Ayrıca yaşlılarda kullanılması Europian Society of Parenteral and Enteral Nutrition (ESPEN) tarafından da önerilmektedir. Test yaklaşık 10-15 dakika içerisinde tamamlanan hızlı bir yöntemdir. MND skoru 24 ise malnütrisyon riski yoktur, 17-23.5 de malnütrisyon riski vardır, <17 olması yaşlıda protein enerji malnütrisyonunu (PEM) gösterir. Testin en önemli özelliği skor 17-23.5 arasında iken, vücut ağırlığı ve serum albümin düzeylerinde şiddetli değişiklikler oluşmadan önce malnütrisyon riskinin tespit edilmesidir. Bu durumda yaşlı hasta takip edilmeli, riske neden olan faktörler düzeltilmelidir. Bu skorda MND testi 3-6 ay sonra tekrarlanmalı ve risk durumuna tekrar bakılmalıdır. Yaşlı hastalarda beslenme durumunun değerlendirilmesinde MND nin ile SGD ye göre daha uygun test olduğu, malnütrisyonlu hastalarda, malnütrisyonun derecesini daha iyi tanımlayabileceği bildirilmiştir. Böylece MND nin malnütrisyonun izlenmesinde kullanılmasının, beslenme desteğinin etkisinin ölçülmesinde yarar sağlayacağı düşünülmektedir. Diğer bir tarama yöntemi olan Minimum Data Set (MDS), bakımevi ve hastanede yatan yaşlılarında ağırlık kaybı, tüple beslenmenin uygulanması, bazı kritik beslenme özelliklerinin tanımlanması ve araştırılmasını sağlar. MDS uzun dönem tedavi gören hastalarda derinlemesine değerlendirme yöntemidir. Bireye uygun tedavi ve beslenmenin sağlanmasında; yaşam kalitesi ve beslenme durumunu düzeltilip, geliştirilmesi, böylece malnütrisyon ve ağırlık kaybı riskinin azaltılması açısından yarar sağlar. Beslenme durumunun değerlendirilmesinin amacı, malnütrisyonun erken dönemdeki belirtilerini saptamak ve organ bozukluğu oluşturmadan, mortalite ve morbiditeye neden olmadan bunları önlemektir. Beslenme durumunun değerlendirilmesi geniş anlamda tıbbi hikâye, diyet hikayesi, fiziksel testleri, antropometrik ölçümleri ve labratuvar verilerini içermektedir. Değerlendirme yapılırken tüm bu yöntemlerle elde edilen veriler birlikte kullanılmalıdır. Öykü Alınması Malnütrisyona neden olan risk faktörlerinin tanımlanmasında iyi bir öykü alınması önemlidir. Ağırlık değişiminin saptanması öykü en önemli anahtar bölümünü oluşturmaktadır. Altı aydan daha kısa sürede istem dışı 4.5 kg ağırlık kazanımı veya kaybı kötü beslenmenin göstergesidir. Yine yaşlılarda bir ayda sahip olunan ağırlığın %5 kaybı, 6 ayda %10 kaybı malnütrisyon olarak değerlendirilmektedir. Şiddetli malnütrisyondaki kayıplar ise; bir ayda ve altı ayda sırasıyla %10 ve %15 olarak tanımlanmaktadır. Öykü alınırken malnütrisyona neden olabilecek yaşlanmaya bağlı değişiklikler ve diğer faktörlerin değerlendirmesi yapılmalıdır. Diyabet, kalp damar hastalıkları, romatolojik hastalıklar, gastrointestinal bozukluklar, depresyon, demans gibi besin alımını etkileyebilecek tıbbı sorunların kaydedilmesi gereklidir. Kullanılan ilaçların bilinmesi; beslenme durumunun değerlendirilmesi ve gereksinmesi artan 116

besin ögelerinin saptanmasında yarar sağlayacaktır. Yine yaşlının günlük yaşamdaki aktivite düzeyinin saptanmasına yönelik testlerin uygulanması yaygındır. Bu testlerin sonuçları yaşlının alış-veriş yapabilme, yiyecek hazırlayabilme ve kendi başına beslenebilme yetenekleri konusunda bilgi edinilmesini sağlayacaktır. Fiziksel Testler Fiziksel testlerin amacı malnütrisyondaki semptomlar ve fiziksel sinyanlerden olası beslenme yetersizliğinin saptanmasıdır. Deri, saç, tırnak, göz, ağız ve kaslarda beslenme yetersizliği göstergeleri incelenmelidir. Ancak burada beslenmeye bağlı olan ve olmayan fiziksel belirtilerin iyi ayırt edilmesi gereklidir. Besin Tüketiminin Değerlendirilmesi Beslenmede birincil olarak karbonhidratlı besinlerin tüketilmesi, besin yerine sıvıların tercih edilmesi, yetersiz sıvı tüketimi ve çiğneme-yutma sorunlarının olması yetersiz besin tüketiminin pratik göstergeleridir. Yaşlının her öğünde ve aralarda yeterli sıvı ve besin tükettiğinden emin olunmalıdır. Yaşlılarının iki veya daha çok günde servis edilen yemeğin %50 si veya daha azını tüketmesi, beslenme yetersizliği riskinin göstergesidir. Beslenme alışkanlıkları ve besin tüketim miktarının saptanmasında farklı yöntemler bulunmaktadır. Bunlar arasında günlük tutma yöntemi, 24 saatlik geri dönüşlü besin tüketimi, diyet hikayesinin alınmasını ve besin tüketim sıklığının saptanmasını sayabiliriz. Bu besin tüketim yöntemlerinin ev, kurum ve hastanede yatan yaşlılara uygulanması mümkündür. Uygun yöntem seçildikten sonra, toplanan verilerden yaşlı bireylerin gün boyunca tüketmiş olduğu besinlerin tür ve miktarları bulunur. Tüketilen besinlerden sağlanan enerji ve diğer besin ögeleri hesaplanır. Antropometrik Ölçümler Malnütrisyon (yetersiz veya aşırı beslenme) esas fizyolojik etkisini vücut bileşimine zararlı değişiklikler oluşturarak gösterir. PEM de ilk değişiklik yağsız vücut kütlesindeki ve yağ dokusundaki azalmadır. Şişmanlık, vücut yağ dokusunda anormal artış ile karakterize edi-lir ve birçok kronik hastalığın riskinin artmasına neden olur. Dolayısıyla antropometrik ölçümler klinikte ve epidemiyoljik çalışmalarda yaşlılarda beslenme durumunun değerlendirilmesinde önemli bileşenlerdir. Yaşlıda beslenme durumunun saptanmasında sıklıkla kullanılan antropometrik ölçümler; vücut ağırlığı, boy uzunluğu, ağırlık, çevre ölçümleri ve skinfold deri kıvrım kalınlığıdır. Antropometrik ölçümlerin kullanılması, ölçüm becerisi gerektirmekle birlikte, maliyeti düşüktür ve yaşlıya rahatsızlık vermemektedir. Bu nedenle yaşlı populasyonda kullanılması tercih edilmektedir. Ancak yaşlanmaya bağlı olarak vücut bileşimindeki değişikliklerden dolayı, yetişkinler için geliştirilmiş olan standartlar yaşlılar için uygun olmayabilir. Yaşlıda daha spesifik antropometrik standartlar gereklidir. Vücut ağırlığının ölçülemediği durumlarda diz boyu (DB), üst orta kol çevresi (ÜOKÇ), baldır çevresi (BÇ) ve supskapular deri kıvrım kalınlığı (SDKK) kullanılarak formül ile hesaplama yapılabilir. Yaşlanmaya bağlı olarak vücut yağ ve yağsız dokudaki değişmenin yanı sıra fizyolojik ve morfolojik değişiklikler nedeniyle boy uzunluğu ilerleyen bir şekilde kısalır. Boyun kısalması beden kütle indeksini etkiler. Artrit, osteoporoz ve Parkinson benzeri nöromusküler sistemi etkileyen kronik hastalığı, omurga deformitesi olan (kifoz, skolyoz gibi) veya yatağa bağımlı olan yaşlılarda boy uzunluğunun ölçülmesi zordur. Bu durumda diz boyu ölçülerek boy uzunluğunu hesaplanabilir. Beden kütle indeksi (BKİ), yaşlılarda beslenme durumunun değerlendirilmesinde sıklıkla kullanılır. Ağırlığın (kg), boyun (m 2 ) karesine bölünmesi ile hesaplanır. Yaşlanma sırasında kas kütlesinin azalır. Gövde ve karındaki viseral yağ dokusu artar, özellikle kol ve bacaklardaki subkuteneus yağ dokusu azalır. Aynı BKİ değerine sahip yaşlı bireyler, genç bireylere göre daha çok toplam vücut yağına sahiptir. Bu nedenle yaşlılarda ağırlık ve BKİ indeki değişiklikler sadece yağ depoları değil, yağsız doku kaybına da bağlıdır. Bu durum BKİ nin beslenme durumunun değerlendirilmesindeki geçerliliğini azaltmaktadır. Beden kütle indeksi ve mortalite arasındaki ilişki iyi tanımlanmasına karşın, yaşlılar için en iyi kesişim noktaları (cut-off points) konusunda tam bir fikir birliği yoktur. BKİ nin 21 kg/m 2 nin altında olması yetersiz beslenmenin göstergesi olarak kabul edilmektedir. Skinfold deri kıvrım kalınlığı ölçümleri vücut yağının saptanmasında kullanılır. Ölçüm göğüs, triseps, subskapular, midaksillar, suprailiak, karın, uyluk, orta baldır bölgelerinden alınabilir. Minimum üç bölgeden ölçüm yapılması önerilmektedir. Deri 117

kıvrım kalınlıklarından, vücut yağ yüzdesini hesaplarken dört bölgeden alınan deri kıvrım kalınlıklarının (biseps, triseps, supskapula, suprailiac) toplamının logaritması alındıktan sonra Durnin ve Womersley tarafından geliştirilmiş formülde yerine konularak hesaplama yapılır. Hastane koşullarında tek bölgeden alınan (triseps DKK) ölçümlere göre de değerlendirmenin yapılabileceği standartlar mevcuttur. Ancak yaşlılarda deri elastikiyetinin azalması, DKK nın ölçülmesine engel olabilmektedir. Beslenme durumunun değerlendirilmesinde çevre ölçümleri tek başına kullanılabileceği gibi skinfold ölçümleri ile birlikte kullanılabilir. Üst orta kol çevresi (ÜOKÇ) ve TDKK ölçümleri, özellikle tartılamayan hastalarda yağ depolarının ve yağsız kas kütlesinin kabaca ölçülmesini sağlar. Ayrıca ÜOKÇ ve triseps DKK ölçümleri, kas kütlesinin (somatik protein depolarının) bir göstergesi olan üst orta kol kas çevresi ve üst orta kol kas alanının hesaplanmasında da kullanılabilir. Üst orta kol kas çevresi ve üst orta kol kas alanı sıvı metabolizmasında önemli değişiklikleri olan yaşlı bireylerde yararlı olabilir. Bioelektrik İmpedans Analizi (BİA); yağ kütlesi ve yağsız vücut kütlesinin değerlendirilmesinde kullanılabilir. Ucuz, hızlı, rahatsızlık vermeyen bir yöntemdir. Vücut yağı ve yağsız kütlenin yanı sıra toplam vücut suyu, ekstra sellüler sıvı ve vücut hücre kütlesinin saptanmasını sağlar. Ancak BİA da kullanılan referans değerlerin, yaşı en fazla 64 olan sağlıklı bireylerden toplanması nedeniyle yaşlılar için yorum yapılmasının güçleştireceği dolayısıyla klinik uygulamalarda tanı yöntemi olarak kullanılmaması gerektiği görüşü de vardır. Yine veya konjsetif kalp yetmezliği veya böbrek hastalıkları gibi nedenlerden dolayı ödem sorunu veya dehidrasyonu olan yaşlı hastalarda BİA ölçümünü yapılması uygun değildir. Yaşlılarda bel çevresi, şişmanlık ile ilişkili hastalıkların saptanmasında daha duyarlı bir ölçümdür. Beden kütle indeksi belirgin artmasa da toplam abdominal yağlanma risk tanımlayıcısıdır. Abdominal yağlanmayı tanımlamada en iyi göstergelerden biri de bel çevresinin ölçümüdür. Erkeklerde bel çevresinin >102 cm, kadınlarda >88 cm olması abdominal yağlanmanın bir belirleyicisidir. Biyokimyasal Parametreler Albümin, prealbümin, transferrin, retinol bağlayan protein, lenfosit sayısı, demir, çinko düzeyleri malnütrisyon için önemli tanımlama kriterleridir. Ancak, hastanede yatan yaşlı hastalarda beslenme düzeyi, hastalığın şiddeti ve klinik tablo arasındaki ilişki oldukça karmaşıktır. Beslenme durumunu değerlendirirken inflamasyonu olan, renal ve hepatik hastalığı olan yaşlılarda biyokimyasal indikatörler modifiye edilmelidir. Dolaşımdaki proteinlerin ölçülmesi malnütrisyonun derecesini değerlendirmede yararlıdır. Albümin, klinikte yaygın olarak kullanılan bir parametredir. Serum düzeyi, karaciğer sentezini yansıtır. Yarılanma ömrü 14-20 gündür. Ancak, hipoalbüminemiya malnütrisyon için spesifik değildir ve beslenme düzeyinden bağımsız olarak kısmen inflamatuvar durumlarda birçok hastalıkta gözlemlenebilir. Serum albümin tayini sonuçları, C-reaktif protein tayini ile yapılan inflamatuvar durum değerlendirmesi dikkate alındıktan sonra yorumlanmalıdır. Ameliyat, yaralanma veya enfeksiyon gibi stres durumlarında akut faz reaktanları (C-reaktif protein, fibrinojen, haptoglobülin, A1-glikoprotein) albümin, prealbümin ve transferrin sentezinde azalmaya neden olurlar. Toplumda kendi evinde yaşayan yaşlılarda hipoalbüminemi protein enerji malnütrisyonunun göstergesi olabilir. Ancak, hastanede yatan yaşlılarda serum protein düzeylerindeki değişme malnütrisyondan öte inflamasyon ve akut-faz reaksiyonunun göstergesi olarak düşünülmektedir. Serum albümin düzeyinde azalma, plazma hacminin arttığı konjestif kalp yetmezliği veya böbrek hastalıklarında da görülür. Çok yaşlı ve uzun zaman yatağa bağımlı yaşlılarda da bu durum gözlenebilir. Serum düzeyindeki her 2.5g/L azalma mortalite riskini %24-56 oranında arttırmaktadır. Yaşlıda albümin düzeyinin 3.2g/dL veya daha az olması morbidite ve mortalitenin belirleyicisidir. Serum transferrin düzeyi, viseral protein depolarının diğer göstergesidir. Karaciğerde sentez edilir ve vücut demir depoları tarafından düzenlenir. Yarılanma ömrünün 8-9 gün olması nedeniyle albüminden daha duyarlı bir marker olduğu düşünülmektedir. Prealbümin, karaciğerde sentezlenir ve yarılanma ömrü 2-3 gündür. Erken dönem malnütrisyonun saptanmasında, protein veya enerjinin yetersiz alınmasına oldukça duyarlıdır ve düzeyi hızla azalır. Bu özelliğinden dolayı malnütrisyon için iyi bir indikatördür. Retinol bağlayan protein, bir glikoproteindir. Yarılanma ömrü yaklaşık 12 saattir ve retinolün karaciğerden periferik dokulara taşınmasını 118

sağlar. Bu nedenle retinolün taşınmasına yanıt olarak sentezi artar. Serumdaki düzeyi sadece diyetteki protein düzeyini değil A vitamini düzeyini de gösterir. Ancak albümin gibi prealbümin ve retinol bağlayan protein akut faz reaktanlarıdır ve inflamatuvar durumundan etkilenirler. İdrar Kreatinin Değeri Beslenme düzeyinin saptanmasında 24 saatlik idrarda kreatinin düzeyi güvenilir bir yöntemdir. Ölçüm kas kütlesi için biyokimyasal bir indekstir. Normal böbrek fonksiyonu ve sıvı alımı varlığında geçerlidir. Ancak yaşlılarda bu indeksin kullanılması sorunlara neden olabilir ve standardize edilemeyebilir. Yaşlanmaya bağlı olarak kreatinin atımında azalma oluşur. Bunun nedeni iskelet kasındaki atrofi ve yağsız vücut kütlesinin azalmasıdır. Yine yaşlıdaki diyetsel değişiklikler de (et tüketimindeki azalma) kreatinin atımının azalmasına neden olur. Buna ilaveten yaşlılarda 24 saatlik idrarın toplanması da zordur. ve bası yaraları, kanser, romatoid artrit nedeniyle mortaliteyi arttırmaktadır. Hipokolesterolemi, malnütrisyonun sonraki aşamalarında geliştiği için beslenme taramalarında sınırlı bir kullanıma sahiptir. Yine kolesterol ve serum proteinlerinin iyi bir beslenme yetersizliği risk göstergesi olmaktan öte, hastalığın şiddeti ve olumsuz sonucu ile ilişkili olduğu bildirilmiştir. Sonuç olarak; yaşlıda beslenme yetersizliğinin saptanması oldukça zordur. Klinik değerlendirmede altın standart bir yöntem yoktur, bu nedenle tekli ölçümlerin kullanılması ideal değildir. Malnütrisyonun erken dönemde saptanmasının, müdahalede başarılı olunmasını sağlayacağı unutulmamalıdır. Yaşlı bireylere özel malnütrisyon riskinin saptanmasına yönelik beslenme durum değerlendirmesi araçlarının geliştirilmesi yönünde araştırmaların yapılması önerilmektedir. İmmün Fonksiyon Beslenme yetersizliğinde immün yanıt değişir. Tıbbi ve cerrahi hastalarda hastanede kalma süresince anerji ve diğer immünolojik değişiklikler tanı kriterleri olarak kullanılabilir. İmmün yanıt besin alımında güvenli alt ve üst limitlerin saptanmasında yararlı olabilir. PEM de enfeksiyon sıklığı ve şiddetinde belirgin artışın oluştuğu bilinmektedir. Total lenfosit sayısı, beslenme durumu için yararlı bir indikatördür. Tüm yaş grupları için hızlı ve uygun bir beslenme durumu saptama yöntemidir. Total lenfosit sayısı, ilerleyen malnütrisyon durumunda azalır ve hastanede yatan hasta bireyler için morbidite ve mortalite ile ilişkilidir. Beslenmenin dışında kanser, inflamasyon, enfeksiyon, stres, sepsis, steroid, kemoterapik ögeler, immunosupresif ögeler gibi bazı ilaçlar lenfosit sayısını etkiler. Yaşlılarda gecikmiş deri hipersensivitesi, malnütrisyonun değerlendirilmesinde kullanılabilmektedir. Serum Kolesterolü Yaşlıda serum kolesterol düzeyi malnütrisyonun biyokimyasal tanımlayıcısıdır. Serum kolesterolü 160 mg/dl nin altında ise bu durum düşük lipoprotein düzeylerinin ve düşük viseral protein düzeyinin göstergesidir. Serum kolesterol düzeyinin düşük olması hastanede kalış süresi, komplikasyonlar 119

Kaynaklar 1-Apovian CM. Nutritional asssesment in the elderly: facing up to the challenges of developing new tools for clinical assessment. Nutrition 2001;17:62-63. 2-Barone L, Milosavljevic M, Gazibarich B.Assessing the older person: is the MNA a more appropriate nutritional assessment tool than the SGA? J Nutr Health Aging. 2003;7(1):13-7. 3-Crogan NL, Pasvogel A. The influence of protein-calorie malnutrition on quality of life in nursing homes. J Gerontol A Biol Sci Med Sci 2003;58:159-164. to hospital. J Hum Nutr Dietet 2004;17:133-139. 4-Jones JM. The methodology of nutritional screening and assessment tools. J Hum Nutr Dietet. 2002;15:59-71. 5-Kruizenga HM, Seidel JC, de Vet HCW, Wierdsma NJ, van Bokhorst-de van der Schueren MAE. Develpoment and validation of a hospital sceening tool for malnutrition: the short nutritional assessment questionnaire (SNAQ). Clinical Nutrition 2005;24:75-82. 6-Lee RD, Nieman DC. Nutritional Assessment. The MacGraw-Hill Companies, New York, 2003 Apovian CM. Nutritional asssessment in the elderly: facing up to the challenges of developing new tools for clinical assessment. Nutrition 2001;17(1):62-63. 7-Nybo H, Gaist D, Jeune B, McGue M, Vaupel JW, Christensen K. Functional status and self-rated health in 2,262 Nonagenarians: The Danish 1905 cohort survey. J Am Geriatr Soc 2001; 49:601-609. 8-Omran ML, Morley JE. Assessment of protein energy malnutrition in older person, Part I: History, examination, body composition, and screening tools. Nutrition 2000;16: 50-63. 9-Omran ML, Morley JE. Assessment of protein energy malnutrition in older person, Part II: Laboratory evaluation Nutrition 2000;16:131-140. 10-Perissinotto E, Pisent C, Sergi G, Grigoletto F, Enzi G. Anthoropometric measurements in the elderly: age and gender differences. B J Nutr 2002;87:177-186. 11-Rakıcıoğlu N. Yaşlının Beslenme Uzmanı Tarafından Değerlendirilmesi, Geriatri ve Gerontoloji, (Ed. Arıoğul S), MN & Nobel Basım Yayın Tic. ve San. Ltd. Şti. Ankara, 2006. 12-Kondrup J, Allison SP, Elia M, Vellas B, Plauth M. ES- PEN guidelines for nutrition screening 2002. Clinical Nutrition 2003;22:415-421. 13-Sullivan DH, Bopp MM, Roberson PK. Protein-energy undernutrition and life-threatening complication among the hospitalized elderly. J Gen Intern Med 2002;17:923-932. 14-Thomas DR. Nutritional Assessment in Older Persons. Morley JE, Thomas DR(ed.). Geriatric Nutrition. CRC Press, New York, p.197-216, 2007. 15-Weekes CE, Elia M, Emery PW. The development, validation and reliability of a nutrition screening tool based on the recommendation of the British Association for Parenteral and Enteral Nutrition (BAPEN). Clinical Nutrition 2004;23:1104-1112. 120