AVRUPA BİRLİĞİ NE UYUM SÜRECİNDE KAMU HASTANELERİNDE DEĞİŞİM DİNAMİĞİ



Benzer belgeler
Türkiye, Sağlığı Açısından Ne Kadar Avrupalı? Dr. Hasan Hüseyin YILDIRIM Öğretim Elemanı, Hacettepe Üniversitesi Ziyaretçi Araştırmacı, LSE Health

SAĞLIK SEKTÖRÜNÜN MEVCUT DURUMU

FASIL 5 KAMU ALIMLARI

Türkiye nin Yeni AB Stratejisi ve Ulusal Eylem Planları

SAĞLIK HİZMETLERİNİN FİNANSMANI

SKY 329 KARŞILAŞTIRMALI SAĞLIK SİSTEMLERİ. 10. Hafta

Nüfus Yaşlanması ve Yaşlılığın Finansmanı

AVRUPA BİRLİĞİ SİGORTA MÜKTESEBAT REHBERİ

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

2- KİŞİLERİN SERBEST DOLAŞIMI

BELGESİ. YÜKSEK PLANLAMA KURULU KARARI Tarih: Sayı: 2009/21

ABSAM Sağlık Araştırmaları Merkezi. Danışmanlık Araştırma Eğitim Yazılım Yayın.

Konuşmamda sizlere birkaç gün önce açıklanan İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı hakkında bilgi vereceğim.

T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ Sosyal, Bölgesel ve Yenilikçi Politikalar Başkanlığı

12. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları 3. dönem (1990-günümüz )

Sağlık Reformunun Mali Sürdürülebilirlik Açısından Değerlendirilmesi. A. Tuncay Teksöz Pfizer,Türkiye Sağlık Politikası Koordinatörü

ALMANYA DA SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ SEÇKİN KESGİN

TÜRKIYE DE SAĞLIK REFORMLARI. DOÇ. DR. MELTEM ÇIÇEKLIOĞLU EGE ÜNIVERSITESI Tı P FAKÜLTESI HALK SAĞLIĞI AD

4. Gün: Strateji Uygulama Konu: Kanun Tasarısı Hazırlamak

Faaliyet Raporları Hazırlama Broşürü

Türkiye Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Analizi Dönemi

Kamu Hastaneleri Birliklerinde. Genel Sekreterlik Mali Hizmetlerinin Yürütülmesine Yönelik Rehber

FASIL 3 İŞ KURMA HAKKI VE HİZMET SUNUMU SERBESTİSİ

İç Kontrol Nedir? İç kontrol tanımında önemli olan bazı unsurlar şunlardır:

Program Koordinatörü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

SAĞLIK VE MİLLİ GÜCE ETKİSİ

KAMU İDARELERİNCE HAZIRLANACAK STRATEJİK PLANLARA DAİR TEBLİĞ

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ ANA UNSURLAR TOBB AB MÜDÜRLÜĞÜ -30 ARALIK 2004

T.C. Sağlık Bakanlığı Dış ilişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü

TÜRK İŞGÜCÜ PİYASASI MESLEKİ EĞİTİM İSTİHDAM İLİŞKİSİ VE ORTAKLIK YAKLAŞIMI

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu?

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası


TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ NE ÜYELİK SÜRECİNDE SAĞLIKTA İNOVASYON

SAĞLIK YÖNETİMİ TÜRKİYE DE SAĞLIK HİZMETLERİNİN GELİŞİMİ VE ÖRGÜTLENMESİ

AB 2020 Stratejisi ve Türk Eğitim Politikasına Yansımaları

Bireysel Emeklilik Sisteminin Geliştirilmesi: Sonuçlar, Fırsatlar ve Beklentiler

BİRİM İÇ DEĞERLENDİRME RAPORU

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI

DİKMEN BÖLGESİ STRETEJİK GELİŞİM PLANI

Yatırım Ortamı Değerlendirme Raporu: Türkiye nin ikinci nesil reform gündeminin tasarımı

EK-8 ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ ANKETİ UYGULAMA USUL ve ESASLARI

Sağlık Hizmet Sunumu Politikaları (Üniversite Hastaneleri)

3. HAFTA-Grup Çalışması

Birim İç Değerlendirme Raporu (BİDR)Hazırlama Yeni Gelişmeler (sürüm 1.4/ )

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

TR83 Bölgesi nde Ar-Ge ve İnovasyon ile Yenilenebilir Enerji Anket Sonuçları

AB Destekli Bölgesel Kalkınma Programları

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

Yatırım Ve Yönetime İlişkin Bilgiler

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş

TÜRKİYE ÇEVRE POLİTİKASINA ÖNEMLİ BİR DESTEK: AVRUPA BİRLİĞİ DESTEKLİ PROJELER

PROGRAM YÖNETİMİ BİRİMİ 2009 YILI FAALİYET RAPORU

23- TÜKETİCİNİN VE TÜKETİCİ SAĞLIĞININ KORUNMASI

Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı

Türkiye de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Gelişimi. Sağlık Nedir?

Türkiye de Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Gelişimi

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

FASIL 6: ŞİRKETLER HUKUKU

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI TURQUALITY DESTEKLERİ


İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

SAĞLIK VE SOSYAL GÜVENLİK

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR?

YATIRIM ORTAMINI İYİLEŞTİRME KOORDİNASYON KURULU (YOİKK) ÇALIŞMALARI. 11 Mayıs 2012

6- REKABET POLİTİKASI

Sosyal Güvenlikte Reform Süreci ve Mali Sonuçları. Tuncay Teksöz TBB Ekonomistler Platformu 29 Temmuz 2010

TÜRKİYE CUMHURİYETİ AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

İlgi: B.06.1-ABG / Sayılı, tarihli Mektubunuz

TR42 DOĞU MARMARA KALKINMA AJANSI 2014 YILI MALİ DESTEK PROGRAMLARI BİLGİ NOTU

Op. Dr. Tonguç SUGÜNEŞ SOSYAL GÜVENLİK KURUMU Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü

YENİ TEŞVİK YASASININ AVANTAJLARINDAN DAHA YÜKSEK ORANLARDA YARARLANMAK İÇİN SON GÜN

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ NE ÜYELİK SÜRECİNDE SAĞLIKTA İNOVASYON

Finlandiya da Sosyal Güvenlik Politikası Oluşturma

YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE SON 10 YILDA YAŞANAN GELİŞMELER BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU 2010

Sağlık Hizmetleri Yönetimi

Mevcut Durum ve Beklentiler. Programı

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı

BÖLGE PLANI. Hazırlayan : Murat DOĞAN

Türkiye de Sosyal Güvenlik Harcamalarına Tarihsel Bir Bakış

EĞİTİM VE ÖĞRETİM 2020 BİLGİ NOTU

ÜRETİM REFORM PAKETİNDE YÜKSEKÖĞRETİM KANUNU İLE İLGİLİ MADDELERİN AÇIKLAMALARI

Türkiye de Sağlık Sektörü Kamu-Özel İşbirliği Yaklaşımı

Sağlıkta Maliyet. B.Burcu TANER Mayıs.2015

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

Sosyal Güvenlik Hukuku 1. Ders

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

İSTANBUL ATIK MUTABAKATI

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü

Sosyal Güvenlik (Emeklilik) Sistemine Bakış

FASIL 8 REKABET POLİTİKASI

DSK nın Ortaya Çıkışı ve Gelişimi

AB Ar-Ge Politikaları Çınar ADALI TÜBİTAK AB Çerçeve Programlar Müdürlüğü

Kamu Sağlık Politikaları

Transkript:

AVRUPA BİRLİĞİ NE UYUM SÜRECİNDE KAMU HASTANELERİNDE DEĞİŞİM DİNAMİĞİ * Uzm. Hasan Hüseyin YILDIRIM Hacettepe Üniversitesi Sağlık İdaresi Yüksekokulu Araştırma Görevlisi ve Sağlık İdarecileri Derneği Genel Sekreteri e-mail: hhy@hacettepe.edu.tr web adresi: www.saglikyonetimi.org GİRİŞ Bu çalışmanın amacı Avrupa Birliği ne uyum sürecinde kamu hastanelerindeki değişim dinamiğini, konuyla ilgili ana parametreler çerçevesinde ortaya koymaktır. Bu bağlamda öncelikle hastanelerdeki değişim dinamiği ortaya konulacak, daha sonra Avrupa Birliği ve sağlık, Türk sağlık sisteminin AB karşısındaki göreceli konumu, sağlıkta dönüşüm programı ve Türkiye nin sağlıkla ilgili AB ye uyum çalışmaları ve değerlendirmeler kısaca ortaya konulacaktır. HASTANELERDE DEĞİŞİM DİNAMİĞİ Gerek Avrupa da ve gerekse de Türkiye deki hastanelerde meydana gelen değişimi kısaca ortaya koymak, konunun anlaşılması açısından önem arz etmektedir. Bilindiği üzere hastaneler bir sağlık sisteminin en önemli/ana unsuru olup (sağlık bütçesinin önemli bir kısmını tüketmeleri, tedavi, eğitim ve araştırma, büyük bir istihdam alanı olması, ileri teknolojinin kullanılması vs), sağlık sistemindeki değişim sürecinin de merkezi konumunda yer almaktadır. Açık bir sistem özelliği gösteren hastaneler bir boşlukta yer almamakta, içinde bulunduğu sosyo-ekonomik çevrede içten ve dıştan gelen değişim talepleri ile karşı karşıyadırlar. Kısaca belirtmek gerekirse; teknolojik gelişmeler, değişen toplumsal algılamalar ve beklentiler, demografik değişimler, nüfusun ve hastalıkların yapısında meydana gelen gelişmeler, politik ve toplumsal değişimler (finansman, uluslar arası ortam ve kuruluşlar) hastanelerin karşı karşıya olduğu temel değişim ve güçlük alanları olarak belirtilebilir. Hastaneler varlıklarını sürdürebilmek için de bu değişim taleplerine bir biçimde cevap vermek durumundadır. Son 15-20 yılda yaşanan küreselleşme süreci ve dinamikleri ve AB gibi bölgesel organizsasyonların beraberinde getirdiği değişim süreci bağlamında gerek Avrupa ve gerekse de Türkiye hastanelerinde bir reform süreci yaşanmaktadır. Bu reform süreçleri farklı merhalelerde de olsa her ülkede az veya çok yaşanılagelmektedir. Hangi ülkede olursa olsun, hem genel anlamda ve hem de hastaneler özelindeki reform stratejileri benzerlik arz etmektedir. 1980 lerden bu yana hastaneler yukarıda belirtilen hususlar çerçevesinde sürekli olarak bir değişim süreci yaşamaktadır. Bu değişim sürecinin temelinde de hastane kapasitelerinin düşürülmesi (ağırlıklı olarak yatak sayısında azaltmaya gitmek), ayakta bakımın ön plana çıkması, hastane performansı, günlük veya kısa dönemli kalışlara yönelmek gibi yeniden yapılanma stratejileri yatmaktadır. 1 * Gözden geçirilmiş (25 Mart 2004) bu çalışma Hospital News HASTANE dergisinin talebi üzerine hazırlanmış olup (8 Mart 2004), adı geçen derginin Mart-Nisan 2004 tarihli sayısında (Yıl: 5, Sayı: 27, s: 28-34) (kısmen farklı bir format ve içerikle) Kapak Konusu olarak yer almıştır. Hastane Yaşam Dergisi nde (Yıl: 1, Sayı: 1, Nisan-Haziran 2004) yayımlanmıştır.

Geleceğin Değişim Dinamiği: Biyoteknoloji ve Genetik Bilimi Dinamik bir sistem örneği olan hastaneler gelecekte de, gelişmeler ışığında değişmeye devam edecektir. Ancak bir değişim dinamiği var ki, hem sağlık sistemleri hem de özellikle hastane sistemlerini tümden değiştirebilecek bir potansiyele sahiptir: Biyoteknoloji ve genetik bilimi. Biyoteknoloji ve genetik biliminin sonuçlarının üretime yansıması ile birlikte küreselleşme sürecinin yeni ve daha derin bir boyutu ile karşı karşıya kalınmıştır ve kalınacaktır da. Küreselleşmenin dinamikleri sağlık hizmeti unsurlarının (özellikle de hastanelerin) yeniden ele alınmasını kaçınılmaz kılacaktır. Bu bağlamda sağlık politikası alanında yıllardır süregelen sağlık bir haktır, bu yüzden piyasa şartlarına bırakılamaz ve sağlık piyasa koşullarında alınıp satılacak bir maldır eksenindeki tartışmalar daha da alevlenecektir. Çünkü genetik teknoloji uluslararası kar amaçlı şirketlerin göz diktikleri bakir bir alandır. Sağlık sistemi içerisinde özellikle teşhis ve tedavi ünitelerinde gen teknolojisine yönelik olarak yeni birimler oluşturulacaktır. Hastalık sınıflamaları ve kodları değişebilecektir. İnsan ömrü uzayabilecek, dolayısıyla yaşlı nüfus artacaktır. Yaşlılık bakım organizasyonları önem kazanacak ve yeni ilaçlar üretilebilecek ve patentler alınacaktır. Gen teknolojisinin üretime yansıması ile Adli Tıp daha da önem kazanacaktır. Ülkelerin ilaç ve Ar-Ge politikalarını yeniden düzenlemeleri gerekecektir. Ar- Ge bütçeleri gittikçe artacaktır. Yaşam kalitesinde artış olabilecek, bazı hastalıkların tedavisi mümkün olabilecek, erken teşhis imkanı artabilecek ve genetik bilginin kötü amaçlarla kullanımı potansiyeli söz konusu olabilecektir. Örneğin genetik silahlar gibi. Kronik hastalıklar, yaşlılık ilişkili hastalıklardan yatışlar artacak, dolayısıyla uzun vadeli bakım ön plana çıkacaktır. Küreselleşme ve biyoteknolojinin dinamikleri nedeniyle oluşan yeni dünya düzeni içinde kamu sağlık hizmetlerinin bütün unsurlarının hakkaniyetli, verimli ve ödenebilir bir biçimde yeniden organize edilmesi gerekmektedir. Aksi taktirde toplumların tarihlerinin, kültürlerinin, değerlerinin, ekonomik ve politik sistemlerinin birer yansımaları olan sağlık hizmeti sistemleri ve sosyal güvenlik sistemlerinin gelecekteki sürdürülebilirliği ve fonksiyonelliği ciddi bir biçimde tehlikeye girebilecektir. Bir gerçeği de göz ardı etmemek gerekir. Global ölçekte küreselleşme sürecinin dinamikleri ve bölgesel bağlamda da üyesi olmaya çalıştığımız Avrupa Birliği nin evrimleşme sürecinin dinamikleri (bu bakımdan en barizi de İç Pazar dinamikleridir/malların, hizmetlerin, sermayenin ve kişilerin serbest dolaşımı) hizmet ticaretinin (özelde sağlık hizmetleri) ulusal sınırları aşarak uluslararası ticarete konu olmasını şiddetli bir biçimde dayatmaktadır. Bundan sonra bu konudaki tartışmalar ve uygulamalar daha da yoğunlaşıp derinleşecektir. İşte bu noktada asıl olan, müzakerelerde ve tartışmalarda insan sağlığını ön planda tutacak şekilde pozisyon almaktır, yani insan sağlığını koruyacak ve geliştirecek söylem ve eylemlere taraf olmaktır. Örneğin hastanelerimizi şimdiden, bu teknolojinin üretime yansıması ile ortaya çıkacak pozisyonlara hazırlayarak işe başlayabiliriz. AVRUPA BİRLİĞİ VE SAĞLIK * Bazı çevrelerin AB nin sağlık politikası yoktur şeklindeki yargıları bilimsel ahlak ve kültürle bağdaşmamaktadır. Evet AB nin sağlık hizmetlerinin organizasyonu ve finansmanına ilişkin ortak bir sağlık politikası henüz yoktur. Ancak AB nin henüz oluşum sürecinde olan bir sağlık politikası vardır. Bu oluşum özellikle de son 10-15 yılda yoğunluk kazanmış ve belli bir aşamaya gelebilmiştir. 2 * Bu başlıktaki bilgiler, yazarın devam etmekte olan doktora tez çalışmasına (Avrupa Birliği, Sağlık ve Sağlık Politikaları:...) dayalı olarak hazırlanmıştır.

Tarafımızdan geliştirilen tanıma göre Avrupa Birliği sağlık politikası; başta Maastricht Antlaşmasının 129. maddesi ve bu Antlaşmaya değişiklik getiren Amsterdam Antlaşması nın 152. (Taslak Anayasa da madde III-179) maddesi olmak üzere, 1950 lerden günümüze kadar AB düzeyinde oluşan müktesebat (birincil, ikincil ve AAD içtihatları), ilgili aktörler ve kurumsal yapılar çerçevesinde yönlendirilen sağlık ve sağlıkla ilgili politika stratejileri ve eylem programlarından oluşan değerler, kurallar ve ilkeler bütünü olarak tanımlanabilir. Avrupa Birliği ne üye ülkelerin sağlık sistemlerinin finansman ve örgütlenme biçimleri tarihsel, kültürel, ekonomik, teknolojik vb nedenlerden dolayı farklılıklar göstermesine rağmen söz konusu sağlık sistemleri dayanışma, herkesi kapsayan ve hakkaniyet ortak değerlerini paylaşmaktadır. Başta bu ortak değerler olmak üzere, AB nin genel anlamda yaşadığı genişleme ve derinleşme süreci çerçevesinde diğer bir çok alanda olduğu gibi sağlık alanında da üye ve aday ülkeler arasında bir yakınlaşma yaşanmaktadır. Bu yakınlaşmanın zamanla daha ileri aşamalara ulaşması ve sağlık alanında kimi ortak politikalara evrimleşmesi de kaçınılmaz olabilecektir. TÜRK SAĞLIK SİSTEMİNİN AB KARŞISINDAKİ GÖRECELİ KONUMU Makro Ölçekte Durum Tespiti Türk sağlık sisteminde, bilimsel normlara dayalı olarak oluşturulan ve uygulanan bir sağlık politikası ve planlaması yoktur. Halihazırda, bilimsel normlar dışında oluşturulan sağlık politikası ve planlaması faaliyetleri çok başlılık arz etmektedir. Örneğin SB, DPT, Maliye Bakanlığı, YÖK, SSK gibi kurum ve kuruluşların birbirleriyle olan koordinasyonları düşük düzeydedir. Türkiye de sağlık hizmetlerinin finansmanı çok başlıdır. Örneğin; SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı, Yeşil Kart, Özel Sigortalar, Döner Sermaye vs. Bu da finansman düplikasyonlarını ve israfı beraberinde getirmektedir. AB de ise sağlık hizmetleri finansmanı dayanışma (solidarity) ilkesi çerçevesinde ağırlıklı olarak ya vergi gelirlerine (örneğin İngiltere/Beveridge modeli) ya da Sosyal Sigorta sistemine (örneğin Almanya/Bismarck modeli) dayanmaktadır. AB sağlık sistemlerinde sağlık güvencesi olmayan kimse yoktur ya da çok azdır. Türkiye nüfusunun yaklaşık olarak %25 i sağlık güvencesinden yoksundur. Ayrıca Türkiye de eksik sigortalılık da söz konusudur. AB sağlık sistemlerinde ilk basamak sağlık hizmeti sunucusu olarak genellikle genel pratisyenler vardır. Türkiye de ise herkes bu hizmeti sunabilmektedir. AB sağlık sistemlerinde ağırlıklı olarak sevk zinciri uygulaması söz konusudur. Türkiye de ise uygulanmamaktadır. AB ülkeleri sağlık reformlarını yaklaşık olarak 2-3 yılda gerçekleştirip sonuçlarını değerlendirme aşamasına gelirken, Türkiye de 1990 ların başında başlayan reform çalışmaları bir türlü uygulanma aşamasına gelememiştir. Türk sağlık sistemi hekim ve tedavi hizmetleri merkezli bir yapılanma içindedir ve Türk sağlık sistemi ile ilgili mevzuat düzenlemeleri 1930 lara dayanmaktadır. AB ülkeleri ortalama olarak GSYİH nin %7.7 sini sağlık hizmetlerine ayırırken, bu oran Türkiye de %4,2 dir (1999). AB de kişi başına sağlık harcaması 2123 $ iken bu rakam Türkiye de 297 $ dır (2000 yılı). AB de 1999 yılı verilerine göre ortalama yaşam süresi 78 iken Türkiye de 69 yıldır. AB de 1999 yılı verilerine göre Bebek Ölüm Hızı binde 4,89 iken, Türkiye de binde 40 tir (who.dk, 2003). Mikro Ölçekte Durum Tespiti Hastane hizmetlerinin alt yapısı oldukça yetersizdir. Hastaneler profesyonel işletmecilik anlayışına uygun olarak yönetilmemektedir (yönetim sorunu). Hastanelerde yönetim ve görev ihmalleri söz konusudur. Sağlık kurum ve kuruluşlarında kalite çalışmaları yetersizdir. Yapılanlar da göz boyamak için yapılmaktadır. Hastane komisyonları yeterli ve fonksiyonel değildir. AB hastanelerinde 100 ün üzerinde kadro başlığı varken Türkiye de bu sayı 80 dir. Birçok sağlık mesleğinin Birlikleri yoktur. Acil sağlık hizmetleri yetersizdir. Denetim 3

mekanizmaları yetersizdir. Özel sektör hastaneleri AB hastaneleri ile rekabet edebilecek düzeyde iken kamu hastaneleri için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Özellikle hekim dışı sağlık personelinde dil problemi ve diploma denklik problemi vardır. SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROGRAMI VE AVRUPA BİRLİĞİ 59. Hükümetin Sağlıkta Dönüşüm Programı nda (SDP, Haziran 2003) sadece sayfa 28 de kısa bir paragrafta sağlık sektöründe gerçekleştirilecek değişimlerin AB ile ilişkilendirileceği belirtilmiştir. Dokümandaki ifade ile bu ilişki; SDP, belirtilen ilkeler çerçevesinde yukarıda sayılan amaçlara ulaşırken, Dünya Sağlık Teşkilatı nın 21. Yüzyılda Herkese Sağlık politikasını, Avrupa Birliği tarafından açıklanan Katılım Ortaklığı Belgesi ve ülkemiz tarafından hazırlanan Ulusal Program doğrultusunda Türk Sağlık Mevzuatı nın, Avrupa Birliği Sağlık Mevzuatı ile uyumlu hale getirilmesi ihtiyacını ve diğer uluslararası deneyimleri de dikkate alacaktır şeklinde ortaya konulmuştur. Görüldüğü gibi SDP de, sağlıkta AB ye uyumda ağırlıklı olarak mevzuat uyumu ön planda tutulmaktadır. TÜRKİYE NİN SAĞLIKLA İLGİLİ AB YE UYUM ÇALIŞMALARI VE DEĞERLENDİRMELER Sağlık alanında AB ye uyumda Türkiye, şimdiye kadar, ağırlıklı olarak mevzuat uyumuna yoğunlaşmıştır. Gerek sağlık sektörü olsun veya gerekse de başka sektörler olsun AB ye uyumda, ilgili AB mevzuatının ulusal mevzuata aktarılması (mevzuat uyumu) birincil ve öncelikli konu olmakla birlikte uyumlaştırılan mevzuatın da bir an önce uygulamaya girmesi de AB ye uyum süreci açısından oldukça önemli bir adım olmaktadır. Ancak mevzuatın uygulanması noktasında çok yavaş hareket edildiği belirtilebilir. Sağlıkta AB ye uyumda Türkiye deki ilgili aktörler tarafından pek de önemsenmeyen, ancak çok önemli olan husus ise AB sağlık sistemlerinin/politikalarının ortak değerlerinin (dayanışma, herkesi kapsama ve hakkaniyet) ve bu değerlerin üzerine inşaa edilen Avrupa Birliği sosyal modelinin içselleştirilmesi ve sindirilmesi noktasında ortaya çıkmaktadır/çıkacaktır. Türkiye nin sağlığa bakış açısıyla Avrupa nın bakış açısı pek uyuşmamaktadır. Sağlıkta AB ye uyumda Türkiye nin ne yaptığı/yapmak istediği ve yapılanlara ilişkin AB nin değerlendirmeleri, katılım öncesi stratejinin unsurları arasında yer alan Katılım Ortaklığı Belgesi, Ulusal Program, katılım öncesi ekonomik program ve ilerleme raporu kapsamında yer almaktadır. AVRUPA BİRLİĞİ NE UYUM SÜRECİNİN KAMU HASTANELERİNDEKİ DEĞİŞİME OLASI ETKİLERİ Sağlıkta Dönüşüm Programı ile birlikte, çoğu da 1990 ların başında ortaya konulan reform stratejileri ile aynı olan ancak çeşitli nedenlerden dolayı bir türlü uygulamaya geçirilememiş alanda daha güçlü ve etkili bir biçimde uygulama sürecine girilmiş bulunmaktadır. Örneğin Devlet ve SSK hastanelerinin ortak kullanıma açılması, hastanelerin özerkleştirilmesi çalışmaları vs. ancak şunu bir kere daha vurgulamak gerekir ki hastanelerimizde gerçekleştirilmeye başlanan ve öngörülen diğer değişimler doğrudan AB politikalarının bir yansıması değildir. Tamam. Şunu kabul etmek gerekir. AB rüzgarı veya değişim dinamiği yayılma etkisi yoluyla diğer alanları olduğu gibi sağlık alanını ve bu arada da hastanelerdeki değişimi ve bu değişimleri gerçekleştirmeyi tetikleyebilir. Şu tespiti de yapmak gerekir: AB nin doğrudan hastaneleri hedef alan bir politikası yoktur. Ancak başta iç pazar (malların, hizmetlerin, sermayenin ve kişilerin serbest dolaşımı), rekabet, kamu alımları, Euro, Avrupa Adalet Divanı nın aldığı kararlar, sosyal güvenlik 4

düzenlemeleri vb gibi alanlardaki AB politika ve stratejileri sağlık sisteminin tüm unsurlarını ve bu arada da hastaneleri dolaylı olarak etkileyebilmektedir. Örneğin çalışma koşulları açısından ele alındığında AB çalışma süresi direktifi, iş sağlığı ve güvenliği ne ilişkin mevzuat ve sağlık profesyonellerinin serbest dolaşımı açısından sektörel direktifler gibi AB müktesebatı ve politikaları hastaneleri etkileyen/etkileyecek olan unsurlar arasında belirtilebilir. AB YE UYUM SÜRECİNDE KAMU HASTANELERİNDEKİ ÇALIŞMA KOŞULLARI, ÇALIŞAN VE HASTA HAKLARI Satır aralarında da belirttiğimiz gibi 59. hükümetin sağlıkta dönüşüm programı AB ye uyum ve üyelik perspektifiyle ve AB düzeyinde ve üye ülkelerde geçerli olan felsefenin dinamikleri (dayanışma, hakkaniyet ve herkesi kapsama) ışığında şekillenmiş/şekillendirilmiş bir program değildir. Ancak sağlıkta dönüşüm programı bu kaygıyla hazırlanmadığı halde Avrupa da görülen reformları örnek edinmeye çalıştığı belirtilebilir. Bu kapsamda ele alındığında kimi kamu hastanelerimizde açılmaya başlanan hasta hakları birimleri bir gelişme olarak telakki edilebilir. Ancak gerçek anlamda hasta haklarından bahsedebilmek tüm paydaşların da içinde bulunduğu bir zihniyet değişiminin gerçekleştirilmesiyle mümkündür ki bu da uzun süre alacak bir konudur. Sağlık Bakanlığı nın tüm Türkiye ye yaygınlaştırmayı planladığı (şu anda 60 kadar hastanede oluşturuldu) hasta hakları birimi icra edeceği fonksiyonları açısından ele alındığında aslında çoğu hastanede var olan danışma veya halkla ilişkiler biriminden farksız olan bir oluşumdur. Ancak Avrupa daki hasta hakları uygulamaları bu uygulamadan farklı olarak vücut bulmaktadır. Çalışanlarına haklarına gelince... Aslında satır aralarında ara ara işaret ettiğimiz gibi sağlık sisteminin bir unsurunda gerçek anlamda bir iyileştirmeyi sağlayabilmeniz için özelde ülke sağlık sistemini ve genelde ise diğer sistemleri (eğitim, ekonomi, teknoloji vs) topyekün iyileştirmeniz gerekmektedir. Sistemlerdeki topyekün iyileştirmeler yayılma etkisiyle bir sinerji yaratarak alt sektör ve unsurlarda iyileştirmelere yol açabilecektir. Dolayısıyla, doyurucu bir ücret vermediğiniz çalışanlarınızın gerçek anlamdaki haklarından bahsetmek abesle iştigal olur sanırım. Diğer taraftan hükümetin belirli hastanelerin özerkleştirilmesi çalışmaları var. Özerkleştirilen hastanelerin çalışanlarının bir kısmının işine son verileceği herkes tarafından bilinen bir durumdur. Hükümetin hastanelerin özerkleştirilmesinden dolayı işsiz kalacaklar için bir projesi var mıdır? Eğer yoksa hangi haklardan bahsediyorsunuz? Çalıştırılmaya devam edecekler de sözleşmeli statüde istihdam edileceklerdir. Çalışanların toplu sözleşme ve grev hakları olacak mı? Hem hizmeti veren sağlık personeli ve hem de hizmeti alan hastalar açısından bakıldığında bazı iyileştirmeler yapılmaya çalışılsa da bu iyileştirmelerin doğrudan AB perspektifiyle yapılmaya çalışıldığı söylenemez. Ancak genel anlamda Aralık 1999 da kazanılan AB ye adaylık sürecinin, değişimi tetikleyici ve süreci hızlandırıcı bir etkisi olduğu da inkar edilemez. BÜTÇEDEN SAĞLIK ALANINA AYRILAN KAYNAKLAR İzin verirseniz, bilinçsizlikten dolayı genellikle karıştırılan veya aradaki fark bilinse dahi dikkatsizlik nedeniyle kullanımda aynı şeyi ifade edermişçesine birbirinin yerine kullanılan kavramlara açıklık getirerek cevap vermek istiyorum. Bu da GSMH veya GSYİH den (bu ikisi de farklı kavramlardır) sağlığı ayrılan pay ile bütçeden Sağlık Bakanlığı na ayrılan pay ayırımıdır. Bu iki kavram oldukça farklı payları/oranları ifade etmektedir. Dolayısıyla bu kavramları kullanırken çok dikkatli olmak gerekmektedir. Örneğin 2000 yılı verilerine göre Türkiye GSYİH sinden sağlığa %4,3 lük bir pay ayırırken, yine aynı yılın verisine göre bütçesinden Sağlık Bakanlığı na %2,3 lük bir pay ayırmıştır. Bu iki oran/rakam arasında iki 5

katından fazla bir fark söz konusudur. Ancak bir gerçeği de dile getirmekte fayda vardır. Bilgi ve bilişim teknolojisi çağında içinde bulunduğumuz bilgi sistemleri alt yapısı fukaralığı veya politika, strateji, önceliklendirme yoksunluğu nedeniyle (adına ne derseniz deyin) net olarak GSYİH den sağlığa tam olarak ne kadar pay ayrıldığı resmi olarak şimdiye kadar ortaya koyulamadıysa da bu rezaleti elimine edip ve kayıt dışıyı da hesaba kattığınız taktirde bu oranın %6-7 lere kadar ulaştığı söylenebilir. Bu da az bir oran değildir. Bu rakamdan şu tespiti yapmak yanlış olmasa gerek: Bilinen yaygın kanının aksine, Türkiye de sağlığa ayrılan kaynaklar yetersiz değildir. Ancak verimli ve etkili bir biçimde kullanılmamaktadır. Sorunuzun cevabına gelince Az önce verdiğimiz rakamlarda da görülebildiği gibi ister GSHİY den (yanlış ama resmi olan rakamlar baz alındığında) ve isterse de Bütçe den olsun Türkiye nin sağlık alanına ayırdığı pay, üyelik yolunda canla başla çalıştığımız AB ortalamasının gerisindedir (GSYİH den sağlığa ayrılan pay AB ortalaması olarak %8 civarındadır). Kaynakların Bölgesel Dağılımı Devlet bütçesinden kamu hastanelerine ayrılan payın bölgesel dağılımına ilişkin bir veriye ulaşmak oldukça zor. Ancak gözlemlerime dayalı olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bütçeden bölgelere veya illere ve daha alt düzeylere kaynak ayrılırken ağırlıklı olarak siyasi bir kaynak tahsisi yapılmaktadır. Bilimsel parametreler dikkate alınmamaktadır. Bu tespitimiz sadece şu anda işbaşında olan hükümet için değil daha önceki hükümetler için de geçerlidir. Bütçenin aslan payı genellikle başbakanın veya sağlık bakanının ve diğer bakanların memleketlerine gitmektedir. AB YE UYUM SÜRECİNDE BUNDAN SONRA ÜZERİNDE DURULMASI GEREKEN HUSUSLAR: Sonuç ve Önerileri Yerine... Avrupa Birliği ne uyum sürecinde öncelikli olarak üzerinde durulması gereken hususları aşağıda ana başlıklar halinde ortaya koymak mümkündür. Kamu hastanelerimizin profesyonel yönetim anlayışına kavuşturulması gerekmektedir. Diğer taraftan kamu hastanelerinde akreditasyon, standardizasyon, kalite, serbest dolaşım, değişim programları, sınır ötesi işbirlikleri, yeterli nitelik ve nicelikte sağlık insangücü, yeterli ve gelişmiş sağlık teknolojisiyle birlikte hastanelerin altyapısının güçlendirilmesi, döner sermayelerin işletme bütçelerine dönüştürülmesi gibi hususlar üzerinde ciddi bir biçimde durulması gerekmektedir. Hastaneler de dahil sağlık sisteminin tüm alt unsurları ile birlikte sağlık alanında AB ye uyumda Türk sağlık sisteminin karşılaştığı ve karşılaşabileceği sorunlar ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileri konusunda A.Ü. Sağlık Eğitim Fakültesi Araştırma Görevlisi sayın Türkan Yıldırım tarafından yapılan yüksek lisans tezinin bizim konu ile doğrudan ilgili olan bulgularını buraya almak, bilimsel gözlemlere dayalı söylemlerimizin somut bilimsel verilerle de desteklenmesi açısından önem arz etmektedir Yıldırım, yüksek lisans tezi çalışmasınde konumuzla ilgili olarak özetle aşağıdaki bulgulara ulaşmıştır (Yıldırım, 2004): a. Mevzuat uyumu ve uygulanması sorunu b. Beyin göçü sorunu c. Eğitim, yetişmiş insangücü sorunu d. Kurumsal/idari kapasite geliştirme sorunu e. Kaynak (finansman yetersizliği) sorunu 6

Avrupa Birliği ne üye ülkelerin sağlık durumlarına bakıldığında, gerek bireysel üye ülkeler bazında gerekse de AB ortalaması bağlamında çok iyi oldukları görülmektedir. Türkiye nin sağlık ve ilgili göstergeleri hem AB ortalaması hem de diğer aday ülkelerin ortalamasının oldukça gerisinde yer almaktadır. Sağlık alanında mevzuat uyumlaştırma/aktarma çalışmalarında önemli ilerlemelerin kaydedildiği belirtilebilir. Ancak mevzuat uyumu Kopenhag kriterlerinden sadece biridir ve önemli olan husus, AB ile Türkiye arasındaki sağlık açığını kapatabilecek kurumsal uygulama kapasitesine erişmektir. Hastaneler özelinde belirtecek olursak, şu anda kamu hastanelerimizdeki temel sorunsal yönetim sorunu dur. Bu yönetim sorununun en kısa sürede çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Profesyonel sağlık yöneticiliği/idareciliği mesleğinin nitelik ve nicelik açısından çok önemli bir birikimi var. Bu birikimden yararlanmakta Sağlık Bakanlığı na ve diğer ilgili kurum ve kuruluşlara düşmektedir. Sağlık sistemindeki yönetim ve profesyonel sağlık idarecilerinin istihdamı sorunu çözülmeden SDP nin uygulanmasının başarıya ulaşabilmesi çok zordur. Profesyonel sağlık yöneticilerinin her kademede süreçte yer alması gerekir. Aslında Türkiye nin AB ye adaylık ve uyum süreci, on yılı aşkın bir süredir çeşitli nedenlere dayalı olarak gerçekleştirilemeyen sağlık reformlarının gerçekleştirilmesi için bir fırsat niteliği taşımaktadır. Çünkü AB dinamiği; süreçleri hızlandıran, ivme kazandıran, yönlendiren, sonuca götüren, ilgilileri motive eden bir dinamiktir. Türkiye bu dinamiği kullanmalı ve sağlıkta toplumsal proje sini zaman kaybetmeden bir an önce başlatmalıdır. Gerçekleştirilecek bu toplumsal projenin temel dinamiği; herkesi kapsayan, hakkaniyet ve dayanışma ilkeleri üzerine kurulu olan Avrupa (Birliği) Sosyal Modeli olmalıdır. Eğer sağlık alanında gerçekleştirilecek projeler/programlar/reformlar AB perspektifiyle (yani, dayanışma ve hakkaniyet temelleri üzerine inşa edilen AB sosyal modeli nin felsefik bakış açısının ve değerlerinin içselleştirilmesi ve uygulanması yoluyla) ele alınırsa AB vizyonunun rüzgarını arkasına alacak ve hem yasal düzenlemeler/yasal uyumlaştırmalar daha hızlı olacak ve hem de uygulamaya geçişler hızlı ve daha kolay olabilecektir. Kısacası, Türkiye nin (AB ye uyum sürecinde) sağlık politikası vizyonu; herkesi kapsayıcı, dayanışma ve hakkaniyet ilkeleri üzerine inşa edilen AB sosyal modeli nin felsefik bakış açısı ve bilimsel ahlak ve kültür temeline dayalı olarak oluşturulacak ve uygulanacak olan politika ve stratejiler olmalıdır. Türkiye her alanda olduğu gibi sağlık alanında da AB sağlık politikalarının yönelimleriyle eşgüdümlü olarak hareket etmek durumundadır. Türkiye sağlık politikası stratejilerini AB toplumsal projesiyle uyumlu bir biçimde belirlemeli ve uygulamaya koymalıdır. Eğer, Türkiye genel politikalarını, özelde de sağlık politikalarını Avrupa Birliği endeksli olarak ele alırsa; sağlıkta arzulanan dayanışma, ulaşılabilirlik, kalite ve sürdürülebilirlik hedeflerini gerçekleştirmede gerekli olan ortamı, araçları ve iklimi yaratabilecektir. Sonuç olarak Türkiye, AB üyeliği yolunda ilerlerken tüm alanlarda olduğu gibi sağlık alanında da sadece yasal uyumlaşmayı fiziksel çerçevede gerçekleştirmekle kalmamalı, AB üyesi tüm ülkeler ve AB düzeyinde geçerli olan ve sağlığın ve sağlık hizmetlerinin de doğasına uygun olan Avrupa sosyal modeli felsefik bakış açısını içselleştirmeli ve uygulamaya koymalıdır. Hastanelerini de bu anlayışa uygun olarak yeniden yapılandırmalıdır. 7

8 Avrupa Birliği ne Uyum Sürecinde Kamu Hastanelerinde Değişim Dinamiği, Hasan Hüseyin YILDIRIM KAYNAKLAR Sağlık Bakanlığı. Sağlıkta Dönüşüm Programı, Haziran 2003. Yıldırım, Türkan. Avrupa Birliği Genişlemesi ve Sağlık: Avrupa Birliği ne Uyum Sürecinde Türk Sağlık Sisteminin Karşılaşabileceği Sorunlar Hakkında Değerlendirmeler. H.Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), 2004. WHO., HFA Database 2003 (www.who.dk)