Iraklý mülteciden resim sergisi. GÜNEÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: 441 29 45 Ev Tel: 441 25 02



Benzer belgeler
ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden


Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos

YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI

Simge Özer Pýnarbaþý

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

DOÐALGAZ ÝÇ TESÝSAT MÜHENDÝS YETKÝLENDÝRME KURSU DÜZENLENDÝ

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

Gelir Vergisi Kesintisi

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

ünite1 Sosyal Bilgiler

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.




Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Programýmýz, Deneyimimiz, Çaðdaþ Demokrat Ekibimiz ve Çaða Uygun Vizyonumuz ile Yeniden

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ


07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?


1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

SENDÝKAMIZDAN HABERLER


TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler 1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz kasým 2005/sayý 90

Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri


TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM


Sessizliktir Her Þeyin Ötesi. Hani, sýradan hayatlar vardýr; hüzünle astarlanmýþ ruhlarýn. sessizliðini akseder suretleri.

mmo bülteni mart 2005/sayý

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

01 Kasým 2018

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr?

BASIN DUYURUSU ( ) 2002 Öðrenci Seçme Sýnavý (ÖSS) Yerleþtirme Sonuçlarý


O baþý baðlý milletvekili Merve Kavakçý veo refahlý iki meczup milletvekili þimdi nerededirler?

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi


Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta

..T.C. DANýÞTAY SEKiziNCi DAiRE Esas No : 2005/1614 Karar No : 2006/1140

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr.

Bolkar Daðlarý. AKD054 Acil Gerileme (-1)

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008

www. adana.smmmo.org.tr

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ

m3/saat AISI

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

3. KENT VE SAÐLIK SEMPOZYUMU EÞÝTSÝZLÝKLER KAÇINILMAZ MIDIR?

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!


5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý

TABLO-2 A GRUBU KADROLARA PERSONEL ALIMINA ÝLÝÞKÝN BAZI BÝLGÝLER


Vergi Usul Kanunu Ceza Hadleri

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.


TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝNÝN DIÞ ÝLÝÞKÝLERÝNÝN DÜZENLENMESÝ HAKKINDA KANUN

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

Transkript:

GÜNEÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: 441 29 45 Ev Tel: 441 25 02 Alevi Bektaþi Federasyonu (ABF) Baþkaný Ali Balkýz, basýnda büyük yer bulan Þarkýþla'da yaptýrýlan 'Takkeli Aþýk Veysel' heykeline büyük tepki gösterdi. Yaptýðý yazýlý açýklamada, Anadolu Alevi müziðinin temsilcilerinden biri olan Aþýk Veysel'in kýlýk kýyafetine müdahale edildiðini belirten Balkýz, selamlaþma biçiminden konuþmaya, saç ve býyýk þeklinden giyim tarzýna kadar Türkiye'yi giderek muhafazakar bir zemine oturtmaya çalýþan "siyasal Ýslamcý zihniyete' dikkat çekti. Balkýz þöyle devam etti: "Aþýk Veysel insaný merkeze alan dünya görüþüne uygun olarak davranan ve giyinen bir ozandý. Aþýk Veysel'den bugüne kalan bütün resimlerde ve görüntülerde, ütülü takým elbisesi, baþýnda fötr þapkasý, elinde piposu öne çýkar. Fötr þapkasýz Aþýk Veysel resmi yok denecek kadar azdýr. Yalnýzca sevenleri tarafýndan deðil, kamuoyunda bu kadar bilenen Aþýk Veysel resmi varken, Aþýk Veysel'e tip olarak da hiç benzemeyen, saz tutuþ þekli bile baþka olan ve takke takan birini Aþýk Veysel olarak sunmak tam bir aymazlýktýr. 7 DE 4 DE 2 DE 7 DE Hacý Bektaþ Veli Kültür derneðinin bu konulardaki düþüncesi açýk ve de net. Biz bu etkinliklerin 12.Eylül öncesinde olduðu gibi Belediye ve dernek iþbirliði içinde yapýlmasýný savunuyoruz. Bu düþüncemiz yeni de deðil. Bu gün de ayný noktadayýz Gelinen nokta bu düþüncemizde ne kadar haklý olduðumuzun kanýtý. Sayýn Baþkan ýn, Belediye meclis üyelerinin desteðini almadan, belediye adýna böyle bir etkinliði nasýl yaptýðý da merak konusu. Belediye Baþkanýnýn 15.Aðutos günü için Alevi ve Bektaþi örgütlerini toplantýya çaðýrmasýný ise niyeti ne olursa olsun olumlu buluyoruz. Bu çaðrý derneðimizle birlikte yapýlsa daha güzel ve de anlamlý olurdu diye düþünüyoruz.. Tüm dernekler bu toplantýya çaðýrýldýðý halde derneðimize böyle bir çaðrýnýn yapýlmamýþ olmasýný da üzüntü verici buluyoruz. Ben yine de, davetli olmadýðým halde Belediye baþkanýnýn düzenlediði bu toplantýya Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði Baþkaný sýfatý ile katýlacaðým. 3 DE 6 DA Neoliberal iktisat politikalarýnýn duvara çarptýðýnýn herkes tarafýndan ifade edildiði, emperyalizmin kendi krizini insanlýða yýkarak aþmaya çalýþtýðý, enkazýn altýnda geniþ toplum kesimlerinin býrakýlmaya çalýþýldýðý bir dönem bu dönem. 2 DE Geçenlerde Amerika da bir edebiyat listesi yayýmlandý ve dünyanýn en önemli yazarlarý listelendi. Liste büyük bir infial uyandýrdý; Amerikalýlarýn ne kadar cahil filan olduklarý konuþuldu, yazýldý. Bu tartýþmalara bizim gazetelerin kültür sanat sayfalarýnda da yer verildi. Listenin en çok tartýþma uyandýran yönü belki de binyýlýn en iyi yazarlarý arasýnda olan Dostoyevski ye yer verilmemiþ olmasýydý. Bunu ben de esefle karþýladým. Þu aralar Dostoyevski yi yeniden, bir de bu yaþta okuyayým diyerek okurken, böyle bir durumla karþýlaþmak beni de çok þaþýrttý. 5 DE Kuraklýðýn etkili olduðu, ülkenin susuzluktan kasýp kavrulduðu 2007'de Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý sulama yatýrýmlarý konusunda çok önemli bir adým attý. Kýrsal Kalkýnma Yatýrýmlarýnýn Desteklenmesi Projesi çerçevesinde basýnçlý sulama yatýrýmlarýna yüzde 50 oranýnda hibe desteði vermeye baþladý. 8 DE Iraklý mülteciden resim sergisi Iraklý Mülteci Ressam Raad Al Nahad'ýn resim sergisi Kýrþehir Kýzýlay Baþkanlýðý tarafýndan düzenlenen organizasyonla sergilendi. Yaðlý boya resim sergisinin açýlýþýna, Vali M.Ufuk Erden, Belediye Baþkaný Yaþar Bahçeci, Garnizon Komutaný Albay Osman Uçar, Emniyet Müdürü Osman Öztürk, Kýrþehir Kýzýlay Baþkaný Ýsmet Yapýcý, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve çok sayýda vatandaþlar katýldý. 6 DA

2 Ankara nýn Belediye Baþkaný Melih Gökçek, 15 yýldýr kendi yarattýðý sorundan puan toplama alýþkanlýðýný, bu kez de, Akay Kavþaðý üzerinden sürdürmeye çalýþýyor. Kavþaða iliþkin planlarýn Mahkeme kararýyla iptal edilmiþ olmasýný, baþarýsýný engellemek isteyenlerin bir komplosu gibi sunuyor. Bununla kalmýyor; Belediye Meclisi ndeki AKP li çoðunluðu da arkasýna alarak, güya mahkeme kararýna uyuyormuþ gibi yaparak, Akay Kavþaðý ný trafiðe kapatma kararý aldýrýyor. Böylece, bugüne dek, pek bir baþarýlý olduðu gerilimden beslenerek, zirve de kalma taktiðini sürdürmek istiyor. Daha önce yaptýðý açýklamalarda, projeleri ben çiziyorum, teknik elemanlar detaylar üzerinde çalýþýyor diyordu; önceki gün çýktýðý TRT 2 programýnda, ben noktasal planlamadan yanayým diyerek, Ankara nýn nasýl bir zihniyet tarafýndan yönetildiðini ifþa etmiþ oldu. Bu ifþada, hiç kuþkusuz, Þehir Plancýlarý Odasý Genel Baþkaný Tarýk Þengül ün büyük katkýsýný unutmamak gerekir. Þengül, Gökçek ile bugüne dek tartýþma programýna çýkanlarýn yapmadýðý þeyleri yaptý. Öncelikle kavþaklarýn doðruluðunu kanýtlamak isterken, Gökçek in yanýnda getirdiði bazý fotoðraflarýn gerçekle iliþkisi olmadýðýný deþifre etti. Gökçek, bak iþte Londra dediðinde, Þengül, burasý çevre yolu, bana Trafalgar Meydaný ný göster sözleri, yýllardýr Ankara halkýna gerçekmiþ gibi yutturulan dezenformasyonu açýða çýkmasýna vesile oldu. Gene Þengül ün ýsrarý üzerine, Gökçek, baþta Akay olmak üzere kavþaklar için harcanan parayla Sincan metrosunun bitirilebileceðini açýklamak zorunda kaldý. Gökçek in Ankara Ulaþým Ana Planý na aykýrý kavþak uygulamalarý, Ankara nýn araç trafiðini içinden çýkýlmaz hale getirdiði, bugün daha net bir biçimde görülüyor. Ancak, bunu söylemek yetmez; sorun, asýl bu noktadan sonra baþlýyor. Tam bu noktada, çuvaldýz ý kavþak uygulamalarýna karþý çýkan politikacýlara ve uzman örgütlerine batýrmak gerekiyor. Her çýktýðý programda, geliþmiþ ülkelerdeki kavþak uygulamalarýnýn örnekleri diyen Gökçek e bugüne dek, açýkça kimse karþý çýkmamýþtý. Çýkanlar var ise bunun kamuoyu tarafýndan bilinmesinin saðlanamamýþ olmasý da ayrý bir eksiklik. Dolayýsýyla, kavþaklar konusunda Ankaralýlarýn Gökçek e üstü örtük destek vermesine neden olan faktörlerden birinin maddi temelini, kent üzerine çok laf edip, somuta iliþkin adým atmayanlarýn vurdumduymazlýðýnýn oluþturduðu anlaþýlýyor. Denilebilir ki, hýrsýzýn hiç mi suçu yok! Elbette, Büyükþehir Belediye Baþkaný Gökçek, Ankara yý, kendisinin de itiraf ettiði gibi, tek baþýna yönetiyor. Oysa modern dünya, akýl akýldan üstündür, arþa kadar özdeyiþinde olduðu gibi, ortak aklý önemsiyor Kurduðu otoriter yönetim anlayýþý nedeniyle Ankara nýn en akýllýsý rolünü üstlenen Gökçek ise ortak aklýn önemini küçümsüyor. Brecht in þiirine gönderme yaparak söylersek, kendisini, Hindistan ý yalnýz baþýna fethettiðini düþünen Genç Ýskender gibi gördüðü anlaþýlýyor. Ne büyük yanýlgý! Anlaþýlan cesaretinin kaynaðýný da bu yanýlgý oluþturuyor. Herkesi kendisi gibi zannettiðinden olsa gerek, farklý Avrupa kentlerinin çevre yollarýna ait görüntüleri, TV ekranlarýndan gösterip, kendi kavþaklarýna dayanak ararken, Þengül, Ankaralýlara kralýn çýplak olduðunu göstermiþ oldu. Þimdi gelelim asýl soruna! Diyor ki, mahkeme kararýna uyup Akay ý kapatacaðým. Muhtemelen hafýza-i beþer nisyan ile maluldur sözüne güveniyor. Oysa O Akay a kazma vurduðunda, Akay araç ve insan trafiðine açýktý. Kaldýrýmlar geniþ, refüjleri yeþil ve iþlevsel bir geçiþ noktasýydý. Yani, Akay yoktan var edilmemiþti. Gökçek, Akay ý Ankaralýlardan çalýþýr durumda teslim almýþtý. Þimdi, çalýþýr durumda Ankaralýlara geri vermek zorundadýr. Kapatarak deðil; en kötü ihtimalle kazmayý vurduðu günkü haline getirme yükümlülüðündedir. Bir diðer önemli nokta da, hiç kimseyi dinlemediði, uyarýlarý dikkate almadýðý ve Ankara nýn parasýný, babasýnýn parasý gibi rahatça harcadýðý için yaptýðý bütün harcamalar kendisine rücu ettirilmelidir. Bir musibetin bin nasihattan daha etkili olabilmesi, ancak böyle saðlanabilir. Gökçek in bir daha benzer iþler yapmamasýnýn yolu buradan geçiyor. Çýkartýlmasý gereken derslerin baþýndaysa kentin, yaþayan bir varlýk olduðu gerçeðidir. Bundan böyle kente dair atýlacak her adýmda Ankaralýlarýn görüþlerini, örgütlü güçleri ve elbette diðer kurumlarý dikkate almak gereklidir. Bu kararýn, ben yaptým oldu dönemini kapatabilmesi, biraz da Ankaralýlarýn kentlerine doðrudan sahip çýkabilmesine baðlýdýr. Ýsmail Saymaz ÝSTANBUL - Eski Devrimci Ýþçi Sendikalarý Konfederasyonu (DÝSK) Genel Baþkaný Kemal Türkler in 1980 yýlýnda öldürülmesine iliþkin davada, sanýk Ünal Osman Aðaoðlu nun 2 Temmuz daki son celsede duruþmaya getirilmeme nedeni olanak gösterilen ödenek yokluðu savunmasý asýlsýz çýktý. DÝSK avukatlarý davanýn zamanaþýmýna girmesinin hedeflendiðini öne sürüyor. Türkler i cinayetinin tetikçisi olduðu iddiasýyla yargýlanan Aðaoðlu nun beraat kararý Yargýtay da ikinci kez bozulmasý Kapitalist küreselleþmenin küresel krizinin tüm dünyayý sarýp sarmaladýðý ve insanlýðýn geleceðinin alacakaranlýk bir döneme girdiði günler bu günler. Neoliberal iktisat politikalarýnýn duvara çarptýðýnýn herkes tarafýndan ifade edildiði, emperyalizmin kendi krizini insanlýða yýkarak aþmaya çalýþtýðý, enkazýn altýnda geniþ toplum kesimlerinin býrakýlmaya çalýþýldýðý bir dönem bu dönem. Neoliberal politikalarý gereði, tüm kamusal varlýklarla birlikte, özellikle saðlýk ve eðitim alanýnýn özelleþtirilmesi, sermayeye bu alanlarýn býrakýlmasý ve sosyal devlet anlayýþýnýn yýkýlmasý geçtiðimiz 30 yýla damgasýný vuran bir geliþme olarak öne çýktý. Bu ülkede eðitim artýk sermayenin insafýndadýr. Bu ülkede parasý olan üniversiteye gidebilmektedir. ÖSS sonuçlarýný deðerlendirdiðimizde; "Devlet" okullarýnýn sýralamasý, en yoksul illerin sýralamasý, büyük kentlerin varoþlarýnda bulunun okullarýn sýralamasý; özel dershanelerin ve özel okullarýn sýralamasý ile kýyaslanýnca bu sözün doðruluðu ortaya çýkmaktadýr. Bu ülkede anayasal bir hak olan parasýz eðitime artýk büyük bir darbe vurulmuþtur. sonrasý dava Bakýrköy 2. Aðýr Ceza Mahkemesi nde yeniden görülmeye baþlanmýþtý. Baþka bir davadan ötürü Bandýrma M Tipi Kapalý Cezaevi nde bulunan Aðaoðlu, 11 Haziran daki duruþmaya hukuk fakültesi sýnavlarýna girdiði için katýlmazken, 2 Temmuz daki celseye ise, cezaevinin mahkemeye gönderdiði yazýya göre, ödenek yokluðu ndan getirilmedi. Bu yüzden Aðaoðlu nun bozma kararýna iliþkin ifadesi alýnamamýþ ve yargýlamaya geçilememiþti. DÝSK avukatý Nevdet Okcan, duruþma sonrasýnda bunu Adalet Bakanlýðý na sordu. Adalet Bakanlýk Eðitimin önemli bir aþamasý üniversitedir. Sistem onu da kendi taleplerine doðru yeniden yapýlandýrmýþtýr. Emperyalizmin yeni dönemine bütünleþmede, ülkemizde önemli bir dönüm tarihi olan "12 Eylül"ün ortaya çýkardýðý yapýlanmalarýndan biri de YÖK oldu. YÖK, vahþi kapitalist sistem gereði kendine düþen/verilen görevleri eksiksiz olarak yerine getirmede baþarýlýdýr (!): Üniversite eðitimi ne olursa olsun sermayenin insafýna býrakýlacak ve bu alan özelleþtirilecektir. Baþarý grafiðini yükseltmenin derdine düþen YÖK diðer alanlarda yaptýklarýnýn ötesinde, krizin faturasýný emekçilere çýkarmaya niyetli siyasi iktidarýn politikalarýnýn devamýný kendi alanýnda gösterdi ve üniversitelerde öðrencilerin ödediði harçlara aklýn ötesinde ZAM yaptý. 1984 yýlýnda "katký paylarý" adý altýnda toplanmaya baþlanan harçlar, yýllar içerisinde kademe kademe oranlarý yükseltilerek özelleþtirmenin önemli bir adýmýný oluþturuyordu. Bu yýl YÖK hýzýný alamadý. Krizin faturasý birilerine ödettirilmeliydi, gereðini YÖK de yapacaktý. Ve yaptý. Öðrenci harçlarýna yapýlan zamlar adaletsizliðinin, eþitsizliðinin ve vicdansýzlýðýnýn göstergeleridir. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüðü 15 Temmuz da DÝSK e gönderdiði yanýtta, sanýklarýn duruþmalara getirilip götürülmesi için cezaevine 2009 da 96 bin 450 TL ödenek gönderildiði belirtildi. Okcan, cinayetin 22 Temmuz 1980 de iþlendiðini anýmsatarak, sanýk avukatlarýnýn davayý zamanaþýmýný sokmak istediðini, kendi hesaplarýna göre bu süre için bir yýl kaldýðýný belirtip þöyle dedi: Bizce bu tür suçlarda zamanaþýmýný olmaz. Ama onlar zamanaþýmýna sokmak istiyorlar. Buna oynuyorlar tabi. Davayý takip eden avukat Rasim Öz ise amacýn zamanaþýmý deðil, yedi TÝP linin katlinden ötürü Aðaoðlu hakkýnda kesinleþen cezaya iliþkin Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi nce (AÝHM) verilen lehte kararýn çýkmasýný beklemek. Yedi TÝP li cinayetinde hakkýnda kesinleþmiþ ceza bulunan Aðaoðlu, davayý AÝHM e taþýmýþ, AÝHM adil yargýlanmanýn ihlal edildiðini açýklamýþtý. Buna "Dur" diyen üniversite gençliði bu gün sokaktadýr, üniversitededir, YÖK önündedir. Üniversite gençliði siyasal iktidarý ve YÖK ü uyarmaktadýr. TMMOB, tüm örgütlü yapýsýyla üniversiteli gençlerin yanýndadýr. TMMOB, üniversitelilerin haklý mücadelesini kendi mücadelesi olarak görmektedir. TMMOB, sadece zammýn geri alýnmasýný deðil, ne ad olursa olsun öðrenciden alýnan ücretlerin kaldýrýlmasýna yönelik mücadelenin doðruluðunu söylemektedir. TMMOB, eþit, parasýz, bilimsel ve demokratik bir eðitim istemektedir. Mehmet Soðancý Radikal TMMOB Yönetim Kurulu Baþkaný

Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði Baþkaný Nafiz Ünlüyurt16.Aðustos Hacý Bektaþ Veli etkinlikleri öncesinde gazetemize bir demeç verdi. Ünlüyurt demecinde þunlarý söyledi 16. Aðustos Hacý Bektaþ Veli kültür ve sanat etkinlikleri öncesinde toplumu geren ve de dedikoduya dayalý açýklamalardan son derece rahatsýzlýk duyuyoruz. Hacý Bektaþ Veli Kültür derneðinin bu konulardaki düþüncesi açýk ve de net. Biz bu etkinliklerin 12.Eylül öncesinde olduðu gibi Belediye ve dernek iþbirliði içinde yapýlmasýný savunuyoruz. Bu düþüncemiz yeni de deðil. Bu gün de ayný noktadayýz Gelinen nokta bu düþüncemizde ne kadar haklý olduðumuzun kanýtý. Sayýn Baþkan ýn, Belediye meclis üyelerinin desteðini almadan, belediye adýna böyle bir etkinliði nasýl yaptýðý da merak konusu. Belediye Baþkanýnýn 15.Aðutos günü için Alevi ve Bektaþi örgütlerini toplantýya çaðýrmasýný ise niyeti ne olursa olsun olumlu buluyoruz. Bu çaðrý derneðimizle birlikte yapýlsa daha güzel ve de anlamlý olurdu diye düþünüyoruz.. Tüm dernekler bu toplantýya çaðýrýldýðý halde derneðimize böyle bir çaðrýnýn yapýlmamýþ olmasýný da üzüntü verici buluyoruz. Ben yine de, davetli olmadýðým halde Belediye baþkanýnýn düzenlediði bu toplantýya Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði Baþkaný sýfatý ile katýlacaðým. Öteki kuruluþlarýn katýlmalarý için de çaba harcayacaðým. Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði 16. 17. 18. Aðustos günleri içinde altarnatif hiç bir etkinliðin içinde olmayacak. Bu tür söylentilere kimse inanmasýn. Ortalýðý germenin kime ne yararý var bilemiyorum Gerekli izin ve de onay alýnýrsa 15. Aðustos günü bir gece düzenlemeyi düþünüyoruz. Biz bir kuruluþuz. Tüzel kiþiliðimiz var. Yaptýðýmýz tüm çalýþmalar yasalar çerçevesinde olur. Aykýrý bir davranýþ bizden beklenmesin. Tören süresince ilçenin deðiþik yerlerinde, Cem evlerinde, dede evlerinde, Beþtaþlarda Dedebaðýnda, toplu konaklama yerlerinde deðiþik saatlarde yöresel, küçük çaplý toplantýlar yapýlýyor. Bu toplantýlara yerine göre yüz ikiyüz ya da daha fazla katýlýmlar oluyor. Cem yapýyorlar, Semah dönüyorlar, deyiþ söylüyorlar bunlara alternatif proðramlar diyebilirmiyiz. Bu tür düzenlemelere hoþ görü ile yaklaþanlarýn, Hacý Bektaþ Veli Derneði nin adým atýþýný bile alternatif proðram olarak görmeleri gerçekten de düþündürücü. Neyiz biz. Söylesenize Esir mi alýndýk yoksa Baþkalarý ne yaparsa yapsýn, yeter ki kendi derneðimiz ortalarda görünmesin. Gelinen bu noktadan üzüntü duyuyoruz. Ýlçede, bu birliði saðlayamayan düþünceyi de kýnýyoruz. Söylenecek o kadar çok söz var ki. Dilim varmýyor. Üzülüyorum sadece Nafiz Ünlüyurt Sulucakarahöyük / KIRÞEHÝR Iraklý Mülteci Ressam Raad Al Nahad'ýn resim sergisi Kýrþehir Kýzýlay Baþkanlýðý tarafýndan düzenlenen organizasyonla sergilendi. Yaðlý boya resim sergisinin açýlýþýna, Vali M.Ufuk Erden, Belediye Baþkaný Yaþar Bahçeci, Garnizon Komutaný Albay Osman Uçar, Emniyet Müdürü Osman Öztürk, Kýrþehir Kýzýlay Baþkaný Ýsmet Yapýcý, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve çok sayýda vatandaþlar katýldý. Yaðlý boya resim sergisinin konusunu, masal kahramanlarý ve kýrk haramiler oluþturduðu için kurdele kesimi yerine Vali Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR Yaþar Alkan Nevþehir Belediyesi Kapadokya Eðitim Merkezi(KAPEM) ile Türkiye Ýþ Kurumu Nevþehir Ýl Müdürlüðü ile iþbirliði halinde açýlan Bilgisayarlý muhasebe kursu sona erdi. Kapadokya Eðitim Merkezi Bilgisayar yurdunda 3 ay süre ile devam eden Bilgisayarlý Muhasebe kursuna katýlan 15 kiþiden 13 ü,kurs sonrasýnda düzenlenen sýnavý kazanarak,sertifika almayý hak kazandý. Ýstihdamýn artýrýlmasý amacýyla açýlan kursa katýlanlara Türkiye Ýþ Kurumu Nevþehir Ýl Müdürlüðü tarafýndan kursa katýlan kiþilere her gün 15 TL de cep harçlýðý verilmiþti. MUSTAFA SÜMEN Erden in "Açýl susam açýl" komutu ile kurdele düðümleri kendiliðinden açýldý. Açýlýþýn ardýndan yaðlý boya resim sergisini gezen Vali Erden'e, Ressam Raad tarafýndan yaðlý boya portresi hediye edildi. Kýrþehir'e sekiz ay önce mülteci olarak geldiðini belirten Ressam Raad, Baðdat Güzel Sanatlar Akademisi mezunu olduðunu söyledi. 20 yýldýr öðretmenlik yaptýðýný ifade eden Nahad, Ayrýca ressam ve hattatým. Kýrþehir'de bana yardýmcý olan resim öðretmeni Olga hanýma ve Kýzýlay Baþkaný Ýsmet Yapýcý'ya çok teþekkür ederim. Kýzýlay Baþkaný Ýsmet bey bu sergiyi benim için hazýrladý. Bu çalýþmalarý 3 ay gibi sürede bitirdik. Kýrþehir'de malzeme sýkýntýmýz olmadýðý için çalýþmalarýmýzý kolay hazýrladýk. Kýrþehirlilerin resim sergisine gösterdiði ilgiden dolayý kendilerine teþekkür ediyorum " dedi. Yaðlý boya resim sergisinde satýþa sunulan resimlerin birçoðu satýlýrken sergilenen 15 parça yaðlý boya resminden 3 tanesinin Irak tan getirildiði diðerlerinin ise Kýrþehir'de yapýldýðý belirtildi. Kent Haber GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam 441 30 09 Kaymakamlýk Yazý Ýþ. 441 34 10 Sos. Yar. ve Day. 441 39 77 Özel Ýdare 441 31 01 Nüfus 441 31 02 Belediye Baþkanlýðý 441 37 44 Milli Eðitim Müd. 441 30 16 Halk Eðitim Müd. 441 30 48 Askerlik Þubesi 441 30 10 Kapalý Spor Salonu 441 35 20 Devlet Hastanesi 441 30 15 Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. 441 36 32 Tapu Sicil 441 32 49 C.Savcýlýðý 441 35 38 Adliye 441 35 38 Adliye 441 30 18 Kütüphane 441 30 19 H.B.V Kültür Merkezi 441 33 94 Müze 441 30 22 Turizm Danýþma 441 36 87 Emniyet Amirliði 441 26 97 Karakol Amirliði 441 36 66 Jandarma 441 38 08 Ýlçe Tarým 441 30 20 Lise 441 37 74 Kýz Meslek Lisesi 441 31 08 Mal Müdürlüðü 441 30 56 Kadastro 441 35 37 Karaburna Belediye 453 51 30 Kýzýlaðýl Belediye 455 61 29 PTT. 441 35 55 T.M.O. 441 30 11 Türkiye Ýþ Bankasý 441 35 00 Ziraat Bankasý 441 33 26 Þoförler Cemiyeti 441 30 74 Esnaf Odasý 441 37 42 Tarým Kredi Koop. 441 32 76 TEDAÞ 441 31 42 Çiftci M.K.Baþkanlýðý 441 36 80 Rýfat Kartal Huzurevi 441 33 38 Sulucakarahöyük Gzts 441 39 47 Taþýyýcýlar koop 441 20 06 Nevþehir Seyahat 441 30 43 Þanal Seyahat 441 33 59 Mermerler Seyehat 441 21 73 Dergah Taksi Duraðý 441 25 25 Terminal Taksi 441 27 97 Huzurevi 441 33 38 Hacýbektaþ Noterliði 441 35 23

ARAÞTIRMA Gerek son günlerdeki geliþmeler gerekse bu geliþmelerin önümüzdeki günlerde ortaya çýkaracaðý sonuçlar; öyle anlaþýlýyor ki, sadece Kürt Özgürlük Hareketi bakýmýndan deðil özellikle demokrasi dinamiklerinin baþýnda yer almasý gereken Demokratik Alevi Hareketi baþta olmak üzere bir tekmil demokrasi ve özgürlük dinamikleri açýsýndan da son derece yakýcý geçecek. Kuþkusuz,sürece baþýndan beri hazýrlýklý olanlar, süreci çözüm doðrultusunda sýkýþtýrmakta ve aþmakta da zorlanmayacaklar. Tabi ki hazýrlýklý olmayaný ise ne zaman ne de zemin beklemeyecektir. Cumhuriyetin baþýndan beri temel bir demokrasi dinamiði olarak Alevilerin, yeniden örgütlü bir güç olarak tarih sahnesinde yerini aldýðý; aðýrlýklý olarak 1990 lý yýllarýn baþýndan beri kaderinin Kürt ulusal hareketiyle sýký sýkýya baðlý olduðunu, bu perspektifi doðru kavramasý ve bundan zerre kadar gözünü almamasý gerektiðini sürekli olarak yaza geldim. Özellikle karanlýk savaþýn Alevi örgütlenmesine dönük yürüttüðü politika ve uygulamalarýn bir sonucu olarak karþýma çýkan, Alevi hareketinden dýþlanma, olmuyorsa iliþkisiz kýlma, gibi bir dizi probleme karþýn, pratik olarak da bunun gerçekleþmesi, yaþama durmasý için çaba saffettim. Sivas Katliamýnýn protesto edileceði 2 Temmuzu önceleyen günlerde de yazdým. Bu protestonun, yan yana olmasý gerekenlerle birlikte olmasýnýn beklentimin esasýný oluþturduðunu belirtim. Alevi Hareketi, Kürt Özgürlük Hareketi, Emek Hareketi, Kadýn Hareketi ve diðer demokrasi dinamikleri o gün ülkenin her yanýnda birlikte haykýrdýlar. Demokratik Alevi Hareketinin yöneticilerinden, her zaman olduðundan daha doyurucu ve umut verici açýklamalar geldi. Doðrusu, demokrasi ve özgürlükler adýna daha çok umutlandým. Kürt Özgürlük Hareketi nin günlerdir ýsrarla Kürt sorununda Demokratik çözüm için karþýlýklý olarak silahlarýn susturulmasý ve çözüm için Kürt Halkýnýn örgütlü güçleriyle diyalog kurulmasý yönündeki istemleri, sonuç vermeye baþladý. Bir çok nedenle sýkýþan, Asker vesayetindeki devletin zirvelerinde konu bir biçimde görüþülmeðe baþladý. Seksen yýllýk inkar ve imha siyaseti üzerine bina kurmuþ keyfilik ve indilik, kendi sýnýrlarýnýn sonuna dayanmýþ durumda. Kuþkusuz, bütün inkardan gelinenlerin, özgürlükçü, eþitlikçi bir anayasal düzendeki yerlerini alabilmelerine dönük inþanýn yaþam bulmasý hiçte kolay deðildir ve Devlet ve hükümet olarak böyle bir sürece girildi demek istemiyorum. Amacý ve içeriði netleþmese de artýk sorunun görüþüldüðü anlaþýlýyor. Aslýnda, böylesi alt üst edici toplumsal sorunlarýn kendini dayattýðý süreçler, böyle bir politikayý sürdürebilecek bir siyasal kadroyu, bir siyasal inisiyatifi zorunlu kýlar. Bu günkü açmaz burada. Ýnkar ve imha zemininde kurulmuþ tekçi Türkiye Cumhuriyetinin ayný kadrolarý, dahasý, son 30 yýldýr süre gelen kirli savaþýn temel aktörleri, þimdi bu zeminin deðiþmesinde, barýþçý ve demokratik çözümünde de devrededirler!. Ýstedikleri için deðil. Öncelikle Kürt Ulusal dinamiði baþta olmak üzere iç demokrasi dinamikleri tarafýndan sýkýþtýrýldýðý için devrededirler. Dýþ koþullar ve yine bu baðlamda Ortadoðu ve ülkemizi kuþatan global sorunlar böylesi bir sonu zorladýðý için devrededirler. Ne ki, söz konusu kadronun ayný konularda bir çok kez kendini ortaya koyduðu gibi bu kez de sorunu en ucuz lomdan ve kendi çözümsüz zeminlerinde üzmeye kalkýþma olasýlýðý yüksektir ama çözüm isteyen karþýt faktörlerde bu gibi olasýlýklara karþý artýk donanýmlýdýr.. * AKP hükümeti, týpký Kürt sorununda bu güne dek gösterdiði, Kürt özgürlük mücadelesinin temel iradelerini dýþlayan, onlarsýz sözde çözüyor gözükmesi örneðini Alevi sorununda da sergilemiþtir. Ne zaman kendisini sýkýþmýþ görürse bu her iki konuyu gündeme taþýmýþtýr. Ne zaman kendinize yönelik bir tehditle karþýlaþsa, duruma ve önem derecesine uygun olarak Kürt yada Alevi sorunun üstüne binmeye ve tehditleri bertaraf etme hesabý içinde olmuþtur.. Bunlar artýk herkesin bildiði konulardýr. Geldiðimiz aþamada ise bütün bu gidip gelmeler, pragmatik ahlakýn ortalýðý kirlendirdiði þu aþamada varabileceði sona kadar varmýþtýr. Týpký Kürt Özgürlük hareketinin üst üste geliþtirdiði demokratik hamleler sonucunda yarattýðý baskýlanma, Hükümetin bir süredir Cumhurbaþkanlýðý katlarýndan baþlayan çözüm reflekslerini göstermesine benzer bir þekilde, Demokratik Alevi Hareketi de komplekslerinden arýnmalý ve devreye girmelidir. Baskýyý artýracak demokratik eylemliliðini bir yandan artýrýrken bir yandan hem genel olarak Demokrasi sorunlarýnýn çözümüne hem de Alevi sorunun çözümüne iliþkin proðlarýný tartýþmalý tartýþtýrmalýdýr. Açýkça söylemem gerekiyor, Þu Alevi Çalýþtayý adý verilen sözde çözüm çalýþmasýný da elinin tersiyle itmelidir. Çalýþtay denen çalýþmanýn daha ikinci toplantýsýnda, perþembenin deðil Cumanýn geliþinin nasýl olacaðý anlaþýldý bana göre. Alevilerin sözcüleri bir biçimde dýþlandýðý gibi son derece edepsizce, adeta konu esasýndan saptýrýlmak, baþka noktalara çekilmek istenircesine, hakaretamiz ithamlar(mmütazer Türköne ödreði) ortalýðý kapladý. Toplantýnýn üçüncüsü ise Aðustos ayýnda düþünülüyormuþ ve bu toplantýda da Ýlahiyatçýlar çaðrýlacakmýþ. Ne Özerkliðine ne de Özelliðine öteden beri tahammül edemeyen Devletin, Aleviliði de Alevileri de devletleþtirme isteðinin yabancýsý olduðumuzu sanmýyorum. Hele de bu aþamada. Gerçekten çözüm isteyen iradenin her þeyden önce, bu sevdasýndan vaz geçmesi gerekiyor. Bunun içinde öyle gösteriþli, bilmem kaç aþamalý Alevi Çalýþtayý gibi formatlara hiç gerek olmamaktadýr. Çözümde samimiyet, özlü bir özeleþtiriyle birleþecek, mevcut Alevi örgütleriyle ve gerçek makam sahibi dini-moral önderlikleriyle görüþmek, baþlangýç için yeterlidir. Hiç olmayacak iþ ise Alevilerin sorununu sanki teolojik bir sorunmuþ gibi görme ve gösterme çabasýdýr. Alevilerin sorunu, kendileri isterse kýrk parça gibi gözüksün, teolojik deðil demokratiktir. Yani demokratik haklar ve özgürlükler sorunudur. Sorunun esasýný gözlerden kaçýrmanýn yolu ise onu teolojik alanda tartýþmaya sokmaktýr. Devlet Toplumu Sünniliðin ilahiyatý ile ilahiyat bürokratlarýyla ya da uzmanlarýyla Aleviliðin ve Alevi sorunsalýnýn ne iliþkisi olabilir!?... Devletin hiç bir þekilde karýþmamasý gereken bir konuya el atmak, Cumhuriyetin baþýndan beri laik ve demokratik olmamasýnýn handikap ýdýr ve vazgeçmediði bir konudur. Zaten Ýslam ýn baþýndan beri Devlet Toplumu olarak var olagelen Sünniliði de ayný baðlamda ele aldý ve müdahale etti. Onun bu geleneksel özelliðinden yararlanarak daha geri bir zeminde cumhuriyet kýlýklý devletin sünnisi haline getirdi ama Alevilerin bir kýsmýný istismar yoluyla Cumhuriyetçileþtirerek devletleþtirse de genelini yapamadý. Ama, baþýndan beri bu sevdasýn da vaz geçmedi. Bu nedenle de ne demokratikleþti ne de laikleþti. Alevilerin, bu nedenle, bu tarz yürütülecek sözde çözüm platformlarýný ellerinin tersiyle itmeleri gerekmektedir. Kendi örgütlü güçlerinin bizzat taraf olarak katýldýðý, gerçek bir çözümü ve diyalogu zorlamalýdýrlar. Zorlayan demokrasi güçleriyle örneðin baþat bir þekilde demokratik çözümü zorlayan Kürt özgürlük hareketiyle her zaman olduðundan daha güçlü yan yana olmalýdýrlar. Örgüt yönetimlerinden þu veya bu þekilde gelebilecek savsaklamalara aldýrýþ etmeksizin, bizzat Kürt Özgürlük Hareketi de Alevi hareketiyle daha güçlü dayanýþma içine girme çabasýný sarf etmelidir. Alevilerin örgütlü güçleriyle birlikte güncelin yakýcý baskýlanmasý altýnda yapmalarý gereken bir þey daha van. Þöyle var; Cumhuriyetin anayasal düzeninin, baþýndan beri sorunlarýn temel kaynaðý olan, deðiþtirilemez, deðiþtirilmesi dahi teklif edilemez hükümlerinin azgýn bekçisi CHP ve onun açýða düþmüþ vicdaný MHP gibi partilerden de yüzlerini çevirmelidirler. Kendini kandýrmanýn sonu yok ama sorunlarýn kendini kandýrmaya artýk tahammülü yok.

Osman Çakmakçý Geçenlerde Amerika da bir edebiyat listesi yayýmlandý ve dünyanýn en önemli yazarlarý listelendi. Liste büyük bir infial uyandýrdý; Amerikalýlarýn ne kadar cahil filan olduklarý konuþuldu, yazýldý. Bu tartýþmalara bizim gazetelerin kültür sanat sayfalarýnda da yer verildi. Listenin en çok tartýþma uyandýran yönü belki de binyýlýn en iyi yazarlarý arasýnda olan Dostoyevski ye yer verilmemiþ olmasýydý. Bunu ben de esefle karþýladým. Þu aralar Dostoyevski yi yeniden, bir de bu yaþta okuyayým diyerek okurken, böyle bir durumla karþýlaþmak beni de çok þaþýrttý. Þurasý kesin ki, büyük yazar denince ilk akla gelen birkaç isimden biridir Dostoyevski. (Hem büyük hem de cins yazardýr Dostoyevski.) Onunla birlikte Tolstoy, vs. Karamazov Kardeþler son birkaç yüzyýlýn en önemli eserlerinden biridir. Her okuyuþumda buna bir kez daha kani oluyorum. Yayýmlanan edebiyat listeleri her zaman tartýþma uyandýrdý, çünkü hepsi mutlaka bazý yönlerden eksiktir, tamamlanmamýþtýr. Bunun birçok nedeni vardýr ama en önemlisi sanýrým listelerin belli bir bakýþ açýsýyla belli bir çizgide hazýrlanýyor olmasýdýr. Bu nedenle hazýrlanan listenin kriterlerinin de ortaya konulmasýnda her zaman yarar var. Zaman zaman ülkemizde de böyle listeler hazýrlanýp yayýmlanýr ve hep olduðu gibi mutlaka tartýþmalara neden olur. En son Notos Öykü dergisi böyle bir liste yayýmlamýþtý sanýrým. O da tartýþýlmýþtý. Bu en sonuncu liste tartýþmasý bana böyle bir dünya listesine Türkiye den hangi yazarlarýn girebileceðini düþündürdü. Bizim dünya edebiyatýna sunabileceðimiz bizim ülkemizin ve insanýmýzýn ruhuna nüfuz etmiþ, onu dýþavuran yazarlarýmýz var mýydý? Elbette vardýr. Hem de öyle az buz da deðil. Epey var. Cins Yazarlar Ben de bu listeye kimleri aday gösterebilirim diye düþündüm ve aklýma ilk gelen isim bence çaðdaþ Türk edebiyatýnýn her bakýmdan en büyük ismi olan Ahmet Hamdi Tanpýnar oldu. Dediðim gibi yazarlarý, büyük yazarlar ve cins yazarlar olarak iki kategoriye ayýrabiliriz. Bu birçok sýnýflandýrmadan sadece biri olacaktýr tabii. A. H. Tanpýnar büyük yazarlar kategorisinin en baþýnda yer alýr kanýmca. Sadece romancý kimliðiyle de deðil, þair ve en önemlisi araþtýrmacý ve denemeci kimliðiyle de. Tanpýnar, öylesine çok yönlü ve donanýmlý bir yazardýr ki bu her yönü 2.5 TL - Kitap Hediyeli Kirpi Þiir dergisi yazýn mavi sularýnda yol almaya devam ediyor.. Farklý tasarýmý ve duyarlý yaklaþýmý-içeriðiyle ve benimsenen üslûpla editoryal tahakkümü bertaraf ederek tüm renklere, soluklara açýk sayfalarýyla ikinci kez hepimizi selamlýyor.. Ýkinci sayýda þiirlerle beraber politik düzlemdeki yazýlar da bulunan Kirpi Þiir II. sayýsýnýn editörülüðünü derginin birinci sayý dosya devamýný saðlamak amacýyla Salih Aydemir gerçekleþtirmiþtir, titiz seçimi için sevgili Salih Aydemir'e tüm okurlar adýna teþekkür ediyoruz.. Kirpi Þiir 3. sayý editörlüðünü Ahmet Bozkurt, 4. sayý editörlüðünü Þenol Erdoðan (6 45 Yayýnlarý Editörü) üstlenmitir. Þiir ve Yazýlarýyla Volkan Hacýoðlu, Tarýk Günersel, Öztürk Uðraþ, Doðan Ergül, Özge Dirik Halim Þafak, Emel Ýrtem, Ali Duran Topuz, Halil Cem Aydemir, Hayri K.Yetik Engin Turgut, Fikret Demirað, Halim Þafak, Hüseyin Peker, Oðuz Özdem A. Galip, Mehmet Aktun, Sadýk Yaþar, Mesut Aþkýn, Zafer Yalçýnpýnar, Yýlmaz Arslan, Þeref Bilsel, Z. Ekin Karabay, Taylan Asýr, Salih Aydemir Beyoðlu-Taksim Mephisto Ada Müzik Pandora Ýstiklal Kitabevi Semerkant Kitabevi Simurg Kitabevi Robinson Cruose Ýnsan Kitabevi Remzi Kitabevleri Fatih Aðaç Kitabevi Kadýköy Genç Mephisto Nazlý Kitabevi Beþiktaþ Rüþtü Kitabevi Kabalcý Kitabevi Ýzmir Ýletiþim Kitabevi Yakýn Kitabevi Ankara Dost Kitabevi Diyarbakýr Urartu Kelepir Kitabevi Kafka Kitabevi Eþkiþehir Ýnsancýl Kitabevi Kýbrýs Kýbrýs Iþýk Kitap Evi t: 0 212 2445197 / 0533 6671446 w: www.cekirdeksanat.com : iletisim@cekirdeksanat.com ayrý ayrý çok önemlidir. Üstelik bir yazarda olmasý gerektiði gibi her ayrý yönü kendi bütünlüklü bakýþýnýn bir parçasýdýr. Yani büyük bir bakýþ açýsýnýn içinde yer alýr hepsi. Doðu-Batý sorunsalýna bakýþý, eski Türk edebiyatýna yaklaþým tarzý, Türk kültürünün ve insanýnýn ruhunun özünü bulup ortaya çýkarmak gibi o dehþetengiz çabasý, romanlarýnda ve þiirlerinde yansýmalarýný bulan geniþ düþüncesiyle Tanpýnar ülkemizin hâlâ dahi aþýlmakta güçlük çekilen en önemli yazarlarýndan biridir. Bir kere böyle bir listeye en baþýndan Tanpýnar sunulabilir ülkemizden. Bizden Listeler Ýkinci olarak aklýma hemen Sait Faik Abasýyanýk geliyor. Bir yazarý memleketinin yazarý yapan memleketinin ruhunu, varoluþunu yapýtlarýnda alttan alta olsa da bütün yoðunluðuyla yansýtmasýdýr. Tanpýnar da bu vardýr. Ýþte ama Abasýyanýk ta da var. Küçük insaný, kent yaþamýný bütün bunalýmýyla, Ýstanbul yaþayýþý içinde çok canlý ve derinlikli bir þekilde yaþatmasý Abasýyanýk ý bu listeye aday haline getiriyor. Abasýyanýk ýn insanlarý her ne kadar genellikle Ýstanbullu olsalar da bütün dünya insanlarýný da gerek duyarlýlýklarýyla gerekse ontolojik varoluþ sancýsý ve sýkýntýsýyla yansýtýr. Örneðin nasýl Amerikalý Güneyli yazar William Faulkner, tam anlamýyla yalnýzca Amerika nýn güneyine özgü yaþamlarý ve ruh halini yaþattýðý halde bütün dünyaya seslenebilmiþse Sait Faik de öyledir. Alabildiðine yereldir, ama ayný ölçüde de dünyaya aittir. Böyle bir liste söz konusu olduðunda elbette ki Oðuz Atay unutulamaz. Küçük burjuvanýn ve kentli insanýn varoluþ sancýsýný ironik ve alaycý bir dille hepimizi bunaltacak sahicilikte yansýtan Oðuz Atay da böyle bir listeye girmeye adaydýr. Onun insanlarý da alabildiðine buralýdýr. Ama unutmamalýyýz ki burasý Doðu ile Batý nýn arasýnda kalan yer, belki de araftýr. Oðuz Atay ýn kentsoylu insanlarý hem ontolojik bir sancý çekerler, hem de sancýlarý yerel sorunlardan kaynaklanýr, hem de yerelliði aþarak dünyaya seslenir. Oðuz Atay dünyanýn her yerinde rahatlýkla okunabilecek ve içine girilebilecek bir yazardýr, tabii ne kadar girmek mümkünse o kadar. Oðuz Atay büyük bir yazar olmaktan çok cins bir yazardýr. Eþsizdir. Öykünülemez ona. Öykünülürse o olmaktan uzak durulamaz. Ona dönüþürsünüz hemen. Ama izi sürülebilir. Ondan yola çýkarak bir yere doðru ilerleyebilirsiniz. Onu hazmedip geride býrakmak þartýyla tabii. Bir ara ne de çok Oðuz Atay benzeri çýkmýþtý ülkemizde. Özellikle 80 sonrasý dönemde. Daha birçok önemli yazarýmýz daha var elbette. Örneðin, Yusuf Atýlgan, Vüs at O. Bener, Sevim Burak, elbette ki Yaþar Kemal (ki Yaþar Kemal de cins olmaktan çok büyük bir yazardýr), Sevgi Soysal, Leyla Erbil ( cins tir), vs vs. Ama ben en tipiklerini ve göðüs kafesi en geniþleri ele aldým. Çaðdaþ þairlerimizden elbette ki Nâzým Hikmet. En önce. Büyük bir þair olduðu için. Ve Melih Cevdet Anday: Ýnsan varlýðýna özgü temel ontolojik meseleleri Anadolu duyarlýðý ve süzgecinden geçirerek dýþa vurduðu için. Hem yerli, hem de dünyalýdýr Anday. Özellikle son üç kitabý dünya þiirine sunulmuþ paha biçilmez armaðanlardýr. Ýkinci Yeni þairlerinin birçoðu bu listeye adaydýr. Ben gene en tipik olanýný seçtim ve dünyaya en çok sesleneni. Bu listede günümüz yazarlarýndan ve þairlerinden, bir tek Yaþar Kemal ve Leyla Erbil dýþýnda, pek bir isme yer verilmediði görülecektir. Bunun nedeni üzerinde hep birlikte düþünmek gerekir. BirGün

Türkiye odalar birliði TOB tarafýndan ihaleye çýkartýlan Güzel Sanatlar Fakültesi Hizmet binasý ihale duyurusu sevindirici. Ya o ihale yapýlmasaydý Ya da TOB bu inþaatýn yapýmýndan vazgeçseydi. Nedeni, Lafla olmuyor baþlýklý o yazý mý olurdu acaba! Nasýl bir kafa. Nasýl bir anlayýþ. Nasýl bir bakýþ anlaþýlýr deðil. Neyse ki Hisarcýklýoðlu noktayý koydu Teþekkürler Hisarcýklýoðlu Güzel Sanatlar Fakültesi. Kim istemez. Çok yönlü getirisi olan bir giriþim Hacý Bektaþ Veli adýna düzenlenen etkinliklerin geleceði adýna umut verici bir geliþme. Önemli bir kazaným. Hacý Bektaþ Veli yi anma etkinlikleri, demokratik olmayan bir anlayýþtan belki de bu sayede kurtulacak 12.Eylül ürünü, kiþilere endeksli bu ilkel yapý belki de bu sayede deðiþecek Karanlýktan aydýnlýða çýkarýlacak Hacý Bektaþ Veli adýna düzenlenen etkinlikler. Kurumsallaþacak Özgürleþecek, özgürleþtikçe güzelleþecek, güzelleþtikçe serpilecek ve de büyüyecek Kültür ve sanat þölenine dönüþecek Uluslar arasý bir kimlik kazanacak. Ve de, bir düþ gerçek olacak. Bu anlamda Güzel sanatlar fakültesi bir þans. Alevi ve Bektaþilik, kültür ve sanat, SERÇEÞMEDE iç içe Anlamlý bir buluþma Ne hoþ Böylesi çalýþmalar günübirlik yapýlacak, hemen sonuç alýnacak cinsten iþler deðil. Uzun soluk ister. Sabýr ister. Uyumlu çalýþma gerektirir. Özcivan döneminde baþlatýldý bu çalýþmalar. Meslek Yüksek okulu o dönemde açýldý. Gazi Üniversitesine baðlý Eðitim Fakültesi açýlmasý kararý Gazi Üniversitesi senatosundan o dönemde geçti. Bu çalýþmalarýn içinde Mustafa Özcivan, Naki Selmanpakoðlu, Ahmet Aksaray, Veliyettin Ulusoy, Uður Sümer, Durul Gök ve de bir bölümünde Alirýza Selmanpakoðlu da vardý. Ekip çalýþmasýydý Birliktelik saðlanmýþtý o yýllarda. Mesafe de alýndý. Ne oldu bilmiyoruz o birliktelik daðýldý ya da daðýtýldý. Ýyi mi oldu. Elbette deðil. Gelinen nokta ortada, Güzel Sanatlar Fakültesi açýlýþý konusunda hala netlik yok. Sorunlu. Sorun nedir ne deðildir bilinmiyor, söylenmiyorda. Bu konuda samimi ve de açýk olunmalý. Gerçekleri kamuoyu ile paylaþýlmalý. Doðrular söylenmeli.. Ýlçenin geleceðini ilgilendiren böylesi konularda kapris yapmanýn, bu çalýþmayý kiþiselleþtirmenin kime ne yararý olabilir ki... Bu anlayýþ, telafisi olmayan olumsuzluklara götürür bizi. Güzel Sanatlar Fakültesi þunun bunun hatýrý için açýlmýyor. Bu iþin anahtar sözcüðü HACIBEKTAÞ. O ad olmasa konu gündemde bile olmaz. Bu gerçek Hiç kimse ama hiç kimse Hacýbektaþ tan daha büyük deðil. Belediye Baþkanlarý elbette bu iþlerle uðraþacak, çaba harcayacak, bu onlarýn görevi. Hiç bir belediye baþkaný þunu ben yaptým bunu ben yaptým, ben olmasaydým bunlar yapýlamazdý dememeli, o iþin yapýlmasý için çaba harcadýðýný söylemeli ve de o çabayý göstermeli Baþardýðýnda alkýþlanmalý. Hacýbektaþ adý o kadar büyük ki Anlatýlamaz. Hacýbektaþ adý olmasa kapalý spor salonu olmazdý. Hacýbektaþ adý olmasa kültür sitesi ve de amfi tiyatro yapýlmazdý. Hacýbektaþ adý olmasa Çankaya kapýsý Belediye Baþkanlarýna açýlmazdý Yalan mý? Önemli olan o þansý en iyi þekilde kullanabilme. Bu þans en iyi þekilde kullanýlýyor mu? Evet kullanýlýyor diyemiyorum. Keþke diyebilsem Keþke Oysa her þey ne güzel baþlamýþtý. Ankara da kurulan yüksek öðrenim derneði o kimliðini koruyabilseydi her þey çok daha deðiþik olabilirdi Güzel bir birliktelik yaratýlmýþtý o yýllarda. Ýyi de bir çýkýþ yakalanmýþtý. Tirilyonu bulan baðýþ toplanmýþtý bildiðim kadarý ile Aç gözlüyüz ya. Olanla yetinmiyoruz. Her konuya el atýyor, hepsinin içinde de olalým diyoruz Ben yerine biz diyemiyoruz. Yüksek okul çalýþmalarýný yürütsün diye kurulan o dernek siyasete sokuldu, Alevi ve Bektaþi çalýþmalarýna katýldý. Kuruluþ amacýndan uzaklaþtýrýldý. Kiþiler küstürüldü. Adý deðiþti. Yazýk edildi.. Oysa yapacaðý o kadar çok iþi vardý ki Bu aþamada ne yapýlabilir. Yapýlacak ilk iþ Belediye Baþkanýnda içinde olacaðý yüksek okul çalýþmalarýný yürütecek yeni bir derneðin ilçede kurulmasý. Yüksek öðrenimle ilgili çalýþmalarýn bu dernek aracýlýðý ile yürütülmesi Üniversite kurulacak diye alýnan arsalarýn Herkes öyle biliyor ama, aslýnda o arsalar o dönem Ahmet aksaray ýn baþkaný olduðu vakýf adýna alýndý adý geçen vakýf dan alýnarak Nevþehir Üniversitesi adýna devrinin saðlanmasý. O arsanýn aðaçlandýrýlmasý. Altyapý çalýþmalarýna baþlanýlmasý. Yurt binasý yapýmý için kredi ve yurtlar kurumuna baþvurulmasý. Þu anda bile çoðu öðrenci ilçe dýþýnda barýnmakta Yurt olarak kullanýlan binalarýn yeni kurulacak olan derneðe devredilip tek elden yönetilmesi. Güzel Sanatlar Fakültesi için tüm olanaklarýn kullanýlmasý ilçede toplumsal birlikteliðin saðlanmasý. Alevi Bektaþi toplumunu ve de kuruluþlarýný bu konularda bilgilendirme. Akla ilk gelen konular. Umarým bu sözler doðru okunur Lafla olmuyor baþlýklý yazý tepkilere neden olmuþ. Önemli deðil. Ödül beklemiyorum ki... Þöyle bitirmiþtim o yazýyý. Üniversite kenti, kim istemez. Ama lafla olmuyor iþte. Üniversite kenti olabilmeniz için yapýlacak o kadar çok iþiniz var ki Saymakla bitmez. Bir yerden baþlanýlmalý iþe. Usanmadan býkmadan çaba harcanmalý, ve de hak edilip alýnmalý o unvan. Var mý o çaba. Ben görmüyorum da Herkesin kucaklaþtýðý bir Hacýbektaþ özlem ile Sulucakarahöyük/ HACIBEKTAÞ Kamil Öntaþ Bu güne kadar bizlere maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen Sayýn Kaymakamýmýz Mustafa ELDÝVAN a teþekkürlerimizi iletiyoruz, Yine grubumuzun Kültür Bakanlýðý bünyesine alýnmasý için çaba ve gayretleriyle birlikte Belediyemizin sýnýrlý bütçesine raðmen bireysel olarak maddi ve manevi katkýlarýný esirgemeyen Belediye Baþkanýmýz Sn. Ali Rýza SELMANPAKOÐLU na teþekkürlerimizi iletiyoruz, Yine grubumuzun kuruluþundan bu güne kadar bizleri yalnýz býrakmayan, Hacýbektaþ Veli Kültür Merkezinin bütün olanaklarýný bizlere seferber eden Hacýbektaþ Kültür Merkez Müdürü Sn. Hülya Ulusoy Aksoy a teþekkür ediyoruz. Tanýtýmlarýmýzý gerçekleþtirmek üzere bizlere ücret almadan Video çekimlerini gerçekleþtiren Foto Bilge ye teþekkür ediyoruz. Yerel basýnýmýzda bizleri gündemde tutmaya çalýþan SULUCAKARAHÖYÜK gazetesine teþekkür ediyoruz. Bizlere kýyafet konusunda yardýmcý olan HEY TEKSTÝL e teþekkür ederiz. Ekonomik krize raðmen bizlere maddi katkýda bulunan esnaflarýmýza ayrý ayrý teþekkür ederiz. Ýsim listeleri ve yapmýþ olduklarý katkýlarý sýralamak istiyoruz. KAPLAN ECZANESÝ 150 TL. - BOSH BAYÝÝ Recep Eroðlu 50 TL. - KUYUMCU Hasan Ýncesu 10 TL. - KUYUMCU Yücel Danacý 10 TL. - GÜNEÞ ECZANESÝ 30 TL. - BEKTAÞ ECZANESÝ 50 TL. - ÞEMA MARKET 250 TL. - HAYDAROÐULLARI 50 TL. - Besim Aslan 50 TL. - ELSAN ELEKTRÝK Ali Yýlmaz 10 TL. - Dr. E. Sabri Dündar 50 TL. - SEVEN HILL 10 TL. - ÝPRAGAZ Cafer Tekin 50 TL. - BEKO 30 TL. - FOTO BAYRAM 20 TL. - Eren Taþdemir 30 TL. - FIRINCI Tuncay Danacý 50 TL. - Ali Asker GÜVENÇ 30 TL. - Emrullah Çetin 50 TL. - Lütfullah Çetin 50 TL. - ÖZGÜR MARKET 30 TL. - KASAP Sadýk Altýnsoy 10 TL. - Müslüm Karabacak 10 TL. - Babacan 50 TL. 11 AÐUSTOS 2009 da Saat: 14:00-16:00 arasýnda halkýmýza Hacýbektaþ Veli Kültür Merkezinde bir konser düzenleyeceðiz. Bu zamana kadar bizlerle birlikte ve dayanýþma içinde olan Hacýbektaþ halkýnýn yapacaðýmýz konserimize katýlacaklarýndan eminiz. Davetiyemizi alabileceðiniz yerler þunlardýr: -Aþýk Mahsuni Þerif Parký -Özen Kýrtasiye Ali Çetin -Foto Bilge

31 Temmuz 2009 Cuma 7 Tam Kürt sorununa yönelik çözümlerin konuþulduðu bir zamanda, iki DTP li hunharca öldürüldü. Yetkililerin her biri, cinayetler için birbirinden farklý ihtimaller ortaya attýlar. Ýþin ilginç tarafý, cinayetlerin silahla iþlenmesine raðmen, kimsenin silah sesi duymamasý Hiçbir þeyin göründüðü gibi olmadýðý bir ülkede yaþýyorsanýz, yaþadýðýmýz her þey, birer dedektiflik hikâyesine dönüþür ister istemez. Çünkü paranoya yakanýza yapýþmýþtýr. Okuduðunuz gazetelere bile kuþkuyla yaklaþýrsýnýz. Hangi çýkar çevresine ve güce hizmet ediyorsa, onun bakýþaçýsýný yansýtan haberler, köþe yazýlarý, televizyon programlarýyla kuþatýldýðýnýzý biliyorsunuzdur çünkü. Ya tüm bu karmaþadan bunalarak ilginizi kaybedecek ya da gerçekleri saklandýklarý yerden bulup çýkarmaya çalýþacaksýnýz, týpký Sherlock Holmes gibi bir dedektife dönüþerek. Sherlock Holmes gibi birisi, bu ülkedeki bütün faili meçhul cinayetleri, yolsuzluklarý, katliamlarý kolayca aydýnlatabilirdi muhtemelen. Ne DNA analizi yapmaya, ne de telefon dinlemeye ihtiyaç duyardý. Sadece mantýk yürüterek çözülemeyecek bir þey yok bu ülkede. Ama iþte yürütülecek o mantýk/akýl, baþkalarý tarafýndan çoktan yürütülmüþ, parçalanmýþ, yok edilmiþ olduðu içindir ki, önce o akla, mantýða ve düþünce üretmenin araçlarýna ulaþmamýz, onlarý yeniden yaratmamýz gerekiyor. Bunu yapacak olanlar, aklý yok edenlerin kullandýklarý araçlarý kullanmak zorunda yine de. BirGün gibi baðýmsýz gazetelerin sorumluluðu da burada baþlýyor. Romancýlarýn, þairlerin, sanatýn herhangi bir türüyle herhangi bir biçimde uðraþanlarýn da dahil olduðu bir sorumluluk bu. Yaþar Kemal in, Cem Erciyes le yaptýðý söyleþiyi okuduysanýz, o çok karmâþýk gibi gözüken Kürt sorununun aslýnda yalýn bir mantýk yürütmeyle ne kadar kolay anlaþýlabileceðini de görmüþsünüzdür. Yaþar Kemal, etrafýný saran tüm o bilgi ve yorum kirliliðini, romancýlýðýndan kaynaklanan gözlem gücüyle yarýp geçebilmiþ. Tüm o demogojik söylemler, iktidar hesaplarý, karanlýk iliþkiler, kirli savaþ stratejileri, yalýn bir mantýk karþýsýnda çaresiz kalabiliyor. Benzer bir romancý duyarlýlýðýný, Adalet Aðaoðlu nun Ermenilerden özür dileme kampanyasýnda yaptýðý açýklamalarda da tanýk olmuþtum. POE NUN ÖYKÜLERÝ Bugünlerde Edgar Allan Poe nun öykülerini okuyorum yeniden. Poe nun bütün öyküleri üç cilt halinde, Dost Kitabevi Yayýnlarý tarafýndan yeniden basýldý çünkü. Suat Kemal Angý nýn editörlüðünü yaptýðý kitaplarý, Hasan Fehmi Nemli Türkçeye aktarmýþ. Üstelik, hem dipnotlarla, hem de her cildin sonunda o ciltte bulunan öykülere dair ayrýntýlý açýklamalarla birlikte. Muazzam bir öykü þenliði anlayacaðýnýz. Poe, yaþadýðý zamanlarda da, ölümünden sonra da pek çok edebiyatçýyý, düþünürü, sanatçýyý derinden etkilemiþ bir yazar. Bu etkisi, polisiye ve bilimkurgu gibi türlere kazandýrdýklarý dýþýnda, Dostoyevski gibi yazarlarýn hayranlýðýný kazanan hayal gücü ve Sherlock Holmes un yaratýcýsý Arthur Conan Doyle gibi yazarlarý etkileyen akýl yürütme ve çözümleme yeteneðiyle iliþkilidir. Poe okuyorum günlerdir. Ve okuduðum her öyküden sonra, hayata bakýþýmýn çok katmanlý bir yapýya dönüþtüðünü hissediyorum. Yalýn bir mantýkla, gerçekliðin çok katmanlý yapýsý içinde gezinmenin yarattýðý bir etki bu Üstelik Poe da akýl, çoklu bir yapýya sahip. Politika, tarih, parodi, mistisizm, mitoloji ve bilim içiçe bu aklýn içerisinde. Öykülerindeki dipnotlar bile bunu gösteriyor. Bilimsel bir keþif ile bir þairin mýsralarý ayný noktada buluþabiliyor onun bakýþ açýsýnda. Politik bir olaya sadece bir politik olaymýþ gibi bakmamak, bir cinayeti sadece cinayet olarak görmemek gerekir Poe ya göre. Eðer Hrant Dink in ölümünü, sadece bir gazetecinin ölümü olarak görüyorsak, gerçekte hiçbir þey görmüyoruzdur. AKP ye bakýnca, sadece Recep Tayyip Erdoðan ý, darbe planlarýna bakýnca sadece darbe planlarýný görüyorsak, hiçbir þey görmüyoruz demektir. Ve iþin tuhaf tarafý, görünen þeyler arttýkça, bizim görme yeteneðimiz de hýzla azalýyor sanki. Bir tür büyü gibi toplumu saran bu etki, belki de edebiyattan uzak bir toplum olmamýzla ilgilidir. Poe nun Terslik Þeytaný adlý öyküsünde yazdýðý gibi: Yine de, insan, tüm safsatalara karþý en iyi yanýný kendi yüreðinde bulacaktýr. Her kim kendi ruhunu içtenlikle araþtýrýr, özenle sorgularsa Poe nun öykü kahramaný Morella nýn soðuk elini, elinizin üzerinde hissetmediðiniz ve içinizde lanetli duygular uyanmadýðý sürece, gözlerinizin gördüðü þeylerden emin olamazsýnýz Ve akýl, o kadar uzaða kaçýrýlmýþ ki bizden Aklý yürütenlerin, onu azar azar öldürüþüyle deliliðin kýyýsýna sürükleniyoruz habersizce BirGün Ankara- Alevi Bektaþi Federasyonu (ABF) Baþkaný Ali Balkýz, basýnda büyük yer bulan Þarkýþla'da yaptýrýlan 'Takkeli Aþýk Veysel' heykeline büyük tepki gösterdi. Yaptýðý yazýlý açýklamada, Anadolu Alevi müziðinin temsilcilerinden biri olan Aþýk Veysel'in kýlýk kýyafetine müdahale edildiðini belirten Balkýz, selamlaþma biçiminden konuþmaya, saç ve býyýk þeklinden giyim tarzýna kadar Türkiye'yi giderek muhafazakar bir zemine oturtmaya çalýþan "siyasal Ýslamcý zihniyete' dikkat çekti. Balkýz þöyle devam etti: "Aþýk Veysel insaný merkeze alan dünya Yerel seçim öncesi beyaz eþya daðýtan eski Tunceli Valisi Mustafa Yaman hakkýnda Yargýtay'da, seçim kanununa muhalefetten 1 yýla kadar hapis istemiyle dava açýldý. Son kararname ile Giresun a atanan ve yerel seçimler öncesinde beyaz eþya daðýtarak gündeme gelen eski Tunceli Valisi Mustafa Yaman hakkýnda Yargýtay 8 inci Ceza Dairesi nde 298 sayýlý Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkýnda Kanun a muhalefetten 6 aydan 1 yýla kadar hapis cezasý istemiyle dava açýldý. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Yaman ýn, yerel seçimler öncesindeki eþya daðýtýmýnýn, seçimin düzenine ve dürüstlüðüne iliþkin YSK kararlarýný uygulamakta duyarsýzlýk gösterdiðine hükmedince, Yaman ý Ýçiþleri Bakanlýðý na bildirdi. Bakanlýk da konunun incelenmesi ve araþtýrýlmasý için 2 mülkiye baþmüfettiþi görevlendirdi. Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýlýðý da bu sýrada Vali Yaman hakkýnda soruþturma baþlattý. Ýddianameyi kabul eden Yargýtay 8 nci Ceza Dairesi, bunun üzerine duruþma günü belirledi. Yaman ýn muhalefet ettiði öne sürülen 298 sayýlý Kanun un 63/b maddesi, "Memur ve hizmetlileriyle her türlü araç, gereç ve imkanlarýný siyasi bir partinin veya adayýn emrinde veya herhangi bir siyasi faaliyette çalýþtýrmalarý, kullanmalarý veya kullandýrýlmalarý yasaktýr" hükmünü düzenliyor. Ayný yasanýn 154. maddesinin son fýkrasý ise 63. maddede yazýlý yasaklara uymayanlarýn 6 görüþüne uygun olarak davranan ve giyinen bir ozandý. Aþýk Veysel'den bugüne kalan bütün resimlerde ve görüntülerde, ütülü takým elbisesi, baþýnda fötr þapkasý, elinde piposu öne çýkar. Fötr þapkasýz Aþýk Veysel resmi yok denecek kadar azdýr. Yalnýzca sevenleri tarafýndan deðil, kamuoyunda bu kadar bilenen Aþýk Veysel resmi varken, Aþýk Veysel'e tip olarak da hiç benzemeyen, saz tutuþ þekli bile baþka olan ve takke takan birini Aþýk Veysel olarak sunmak tam bir aymazlýktýr. Býrakýn Pir Sultan heykelini sokaklarda sürükleyenleri, ozanlar heykelini yýkanlarý, dün Aþýk Veysel'in heykelinin dikilmesini istemeyenlerin, bugün ona takke giydirenlerle ayný zihniyette olduklarý görülüyor. Alevi Bektaþi kültüründen gelen, uzun süre Köy Enstitülerinde baðlama öðretmenliði yapan, Cumhuriyetin aydýnlanmacý sembollerinden biri olan Aþýk Veysel'e de 'takke' ile müdahale etmeye çalýþanlarý kýnýyoruz. Bütün bunlardan dolayý, Alevi Bektaþi Federasyonu olarak 'bu dava insanlýk davasýdýr' diyen Aþýk Veysel'i bile muhafazakar göstermeye çalýþan bu giriþime 'dur' diyoruz. Bu zihniyetin deðerlerimz ile oynamasýna izin vermeyeceðimizi ilan ediyor ve Kültür Bakanlýðý baþta olmak üzere, Sivas Valisini, Þarkýþla Kaymakamý'ný göreve davet ediyoruz: Deðerlerimize saygýsýzýk anlamýna gelen ve Aþýk Veysel'le alakasý olmayan bu heykeli derhal kaldýrtýn ve Aþýk Veysel'in gerçek heykelini tekrar yerine diktirin." Cumhuriyet aydan bir yýla kadar hapis ve para cezasýna çarptýrýlmasýný öngörüyor. Tunceli de eþya daðýtýmýnýn yankýlarý sürerken bir de afiþ skandalý yaþanmýþtý. Tunceli Valiliði Özel Ýdare Genel Sekreterliði nde yapýlan Meclis toplantýsýna katýlan DTP li üyeleri, Genel Sekreterliðe ait depoda AKP ye ait seçim malzemelerinin tutulduðunu belirterek depoda arama yapýlmasýný istemiþti. Depoya inen Meclis üyeleri, burada AKP ye ait seçim afiþleri, bayraklar, flamalar, Baþbakan Tayyip Erdoðan ýn 24 Ekim 2008 günü kente geldiðinde partililerin astýðý pankartlar olduðu görmüþtü. Tartýþýlan yardým Yerel seçimlerden önce Tunceli Valiliði ile baðlý 7 ilçe kaymakamlarýnýn düzenlediði Her eve bir beyaz eþya projesi kapsamýnda, saptanan 3 bin 300 aileye beyaz eþya daðýtýlmýþtý. Kýþ nedeniyle eþyalar güçlükle sahiplerine ulaþtýrýlmýþtý. Tunceli merkez ilçe ve köyleri için, 1677 aileye 881 buzdolabý, 475 çamaþýr makinesi, 887 kanepe, 414 ocaklý fýrýn, 191 televizyon ve uydu cihazý, 42 elektrik süpürgesi, 61 halý, 56 bilgisayar, 8 þofben ve 5 bulaþýk makinesi daðýtýldý. YSK nýn hakkýndaki suç duyurusuna raðmen Yaman eþya yardýmýný sürdürüp "Fakire yardýmdan ceza alacaksam alayým" demiþti. Baþbakan Tayyip Erdoðan da "Beyaz eþya daðýtýmý"na sahip çýkarak "Tunceli Valisi nin hassasiyetini tebrik ediyorum" diye konuþmuþtu. (aa) Radikal

2009 yýlý Temmuz ayýnda; Aydýn ýn Söke ilçesi, Antalya nýn Alanya ilçesi Paþa köyü, Antalya Kemer yolu Çamdaðý tüneli üzeri, Antalya nýn Kaþ ilçesi Kasaba Beldesi Kemer Köyü yakýný, Muðla nýn Bodrum ilçesi Mumcular beldesinin Yeniköy mevkii, Muðla nýn Milas ilçesi Ketenderesi mevkii, Muðla nýn Marmaris ilçesi Ýçmeler beldesi, Muðla nýn Bodrum ilçesi, Çanakkale nin Ayvacýk ilçesi, Osmaniye nin Bahçe ilçesi, Ýzmir in Foça ilçesi Kilisetepe mevkii, Ýzmir in Bornova Ýlçesi ne baðlý Çiçekli Köyü yakýný, Balýkesir in Bigadiç ilçesi, Sakarya nýn Pamukova ilçesi orman yangýnlarýna teslim edildi. Yangýnlarda onlarca hektar ormanlýk alan, tarým arazisi, zeytinlik ve makilik yok oldu. Muðla Orman Genel Müdürlüðü nün verilerine göre, sadece Muðla da 2009 yýlýnda çýkan 122 yangýnda yaklaþýk 140 hektar ormanlýk alan zarar gördü. Yaz sýcaklarýnýn artmasý ile birlikte bu yýl da orman yangýnlarýnda artýþlar baþladý. Ve sürpriz olmayan bu geliþme önümüzdeki günlerde devam edecek olan sýcaklýk artýþlarý ile birlikte "muhtemel yangýnlar"ýn da habercisi oluyor. Bu noktada önemli olan çýkma olasýlýðý olan yangýnlarla ilgili yapýlmasý gerekenler. Ancak, bu gereklilik ülkemizde sadece araç-gereç ve personel donanýmýna indirgendiðinden kayýplar göz ardý edilmeyecek boyutlara ulaþýyor. Çünkü Türkiye de; ormanlarýn yapýsal özellikleri, iklim koþullarý, orman-halk iliþkilerinin niteliði, ormancýlýk politikalarý, ormancýlýk uygulamalarý ve yürütülen orman yangýnlarýyla "mücadele" stratejileri daha az orman yanmasýný tümüyle rastlantýlara býrakýyor. Çevre ve Orman Bakanlýðý nýn 2008 Çevresel Göstergeler Raporu nda; "Türkiye de orman yangýný istatistiklerine bakýldýðýnda 2007 yýlýnda çýkan toplam 2829 adet yangýnýn 1642 si ihmal, 292 si kasýt, 895 i ise doðal ve sebebi bilinmeyen unsurlardan" kaynaklandýðý belirtilmektedir. Yine söz konusu raporda "son on yýllýk dönemde toplam ormanlýk sahanýn %0,4 oranýnda (88.596 hektar) yandýðý"nýn gözlendiði belirtilmekte, orman yangýlarýnýn 2005 yýlýndan bu yana sürekli bir artýþ gösterdiði görülmektedir. 2005 yýlý 2.821 ha 2006 yýlý 7.762 ha 2007 yýlý 11.665 ha Ülkemizde orman yangýný çýkma olasýlýðýnýn en aza indirilmesi ve en az zararla söndürülmesi için; daha anlamlý, ayrýntýlý ve sürekli veri tabaný oluþturulmasýna, orman yangýnlarýyla "mücadeleden" sorumlu yönetsel yapýnýn etkinleþtirilmesine, baþta yangýnlara karþý dirençli yapýlarýn oluþturulmasý olmak üzere orman yangýný çýkma olasýlýðýný azaltabilecek ormancýlýk uygulamalarýna aðýrlýk verilmesine, öncelikle ormanlarýmýzýn içinde ve bitiþiðinde yerleþik olanlar olmak üzere yurttaþlarýmýzýn ormancýlýðýmýzla barýþtýrýlmasýna yönelik düzenlemeler için uðraþ verilmesi gerekmektedir. Bu gerek yerine getirilmediði sürece, ormanlarýmýz yanmaya devam etmekte; çýkabilecek yangýnlarýn sayýsý ve yanabilecek ormanlarýmýzýn geniþliði her yýl artarak katlanmakta ve büyük ölçüde rastlantýlara kalmaktadýr. Öte taraftan doðal ve kültürel varlýklarýmýzý, ekolojik yaþamý, tarým arazilerini ve insan yerleþimlerini tehdit eden yangýnlarýn pek çoðunun nedeni belirlenemezken belirlenenler de bir baþka kanayan yaramýzý gözler önüne sermektedir. Özellikle yaz aylarýnda sýcaklýðýn artmasýyla sýklýkla rastlanmasý muhtemel tehlike olan çöp sorunu böylelikle bir kez daha gündeme gelmektedir. Belleklerimizden hala silinmeyen 1993 yýlýnda onlarca yurttaþýmýzýn hayatýný kaybettiði Ümraniye Çöplük Faciasý, 2003 yýlýnda Ýstanbul Burgazda da meydana gelen çöplükten kaynaklý orman yangýný, 2006 yýlýnda Bodrum un Turgutreis Beldesi nde düzensiz katý atýk alanýnda meydana gelen ve önemli tarým arazisi ile makilik alaný tahrip eden yangýn... Ve bugün Muðla Bodrum da Düzensiz Çöp Depolama alanýndan kaynaklanan orman yangýný! Bugün, Türkiye nin deðiþik bölgelerinde yüzlerce düzensiz çöp depolama alanýndan kaynaklý bir dizi çevresel sorun yaþanmaktadýr. Tarým ve orman arazilerini, yaþam alanlarýmýzý tehdit eden bu alanlar, görüntü kirliliðinden koku kirliliðine, yer altý ve yüzey sularýndan toprak kirliliðine ve çevre ve halk saðlýðý sorunlarýna kadar pek çok tehlikeyi beraberinde getirmektedir. Meteorolojik deðiþimlerin çevresel bir faciaya dönüþmesi için de önemli bir potansiyel taþýmaktadýrlar. Kentlerimizde, çöplerin toplanmasý, taþýnmasý ve bertarafý konusunda bir dizi karmaþa yaþanmaktadýr. "Düzenli Çöp Depolama Sahalarý" ülkemizde yok denecek kadar azdýr. Genel olarak vahþi depolama þeklinde olan çöp alanlarý, kentlerin hýzla geliþmesiyle birlikte büyük tehdit yaratmaktadýr. Ülkemizde her yýl miktarý milyon tonlarla ifade edilen atýk kontrolsüzce doðaya verilmekte ve bu konuda doðal olarak herhangi bir veri ya da kayýt da bulunmamaktadýr. Yine Çevre ve Orman Bakanlýðý nýn 2008 Çevresel Göstergeler Raporu nda "2006 yýlýnda belediyeler tarafýndan toplanan katý atýklarýn %60 ýnýn vahþi depolama" yapýldýðý ifade edilmektedir. Bu noktada, çöplüklerden kaynaklý orman yangýnlarý da gerekli tedbirler alýnmadýðý sürece kaçýnýlmazdýr. Çözüm için düzensiz (vahþi) çöp depolama alanlarý bir an önce rehabilite edilmeli, çöplerin toplanmasý, taþýnmasý ve bertarafý konusundaki bilimsel ve akýlcý yatýrýmlara hýz verilmelidir. Sorunun ve tartýþmalarýn, yangýnlarýn çýkmasýna ve ormanlarýn yanmasýna indirgenmemesi ve her yýl özelikle yaz aylarýnda sýklýkla karþýlaþýlan bu yangýnlardan ders çýkarýlmasý gerekmektedir. Bir çevresel sorun bir diðerini tetiklemektedir. Bu noktada çevresel sorunlarýn bir bütün olduðu unutulmamalýdýr. Bütünü gören bir çevre politikasý olmadýðý sürece her sorun alaný parçacý ve rantçý yaklaþýmlara mahkum olacaktýr. Konu ekolojik, teknik ve teknolojik, ekonomik, toplumsal, kültürel ve siyasal süreçlerle birlikte ele alýnmalýdýr. Bunun için kamu yararýný öncelikli gören korumacý ve iyileþtirici yaklaþýmlarýn geliþtirilmesi ve ilgili kurumlarýn çok boyutlu kurumsal, teknik ve hukuksal düzenlemeleri hayata geçirmesi gerekmektedir. TMMOB Çevre Mühendisleri Odasý Yönetim Kurulu Ali Ekber YILDIRIM Kuraklýðýn etkili olduðu, ülkenin susuzluktan kasýp kavrulduðu 2007'de Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý sulama yatýrýmlarý konusunda çok önemli bir adým attý. Kýrsal Kalkýnma Yatýrýmlarýnýn Desteklenmesi Projesi çerçevesinde basýnçlý sulama yatýrýmlarýna yüzde 50 oranýnda hibe desteði vermeye baþladý. Vahþi sulama yerine basýnçlý sulama olarak adlandýrýlan yaðmurlama ve damla sulama yatýrýmlarýnýn yaygýnlaþmasý için atýlan adým, verilen destek çok önemliydi. Basýnçlý sulama ile, suyun verimli kullanýlmasý saðlanacak, tarýmsal üretimde verimlilik artýþý olacak, saðlanan tasarruf ile hem üretici hem ülke kazançlý çýkacaktý. Ziraat Bankasý nýn da kredi desteði ile ülkede adeta bir seferberlik baþladý. Kuraklýðýn etkisi ve su tasarrufu konusunda oluþan kamuoyunun da baskýsý ile özellikle damla sulama yatýrýmlarýna büyük talep oldu. Bu geliþmeyi gören bazý uyanýklar sistemin açýklarýndan yararlanarak basýnçlý sulama sistemlerine verilen yüzde 50 hibe desteðini kapmak için bir soygun düzeni oluþturdu. Ýlk olarak Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak ýn 24 Temmuz 2009 tarihli DÜNYA da yazdýðý gibi birileri bu iyi niyetli projeyi kazanç kapýsýna dönüþtürdü. Basýnçlý Sulama Sanayicileri Derneði Yönetim Kurulu Üyesi Nuri Göktepe nin anlattýðýna göre soygun düzeni þöyle iþliyor. Bayi adý altýnda faaliyet gösteren esnaf, sulama hakkýnda bilgisi olan bir ziraat mühendisi ile anlaþýr. Bu kiþi bayi adýna, Size bedava boru vereceðiz veya boru almak istemeyenlere de kredi, nakit para temin etme vaadi ile çiftçileri ikna eder. Çiftçi ikna edildikten sonra, daha önce elde edilmiþ tip bir sulama projesi kopyalanarak teknik yeterliliði, ekonomik analizi çok tartýþmalý olan bir proje dosyasý hazýrlanýr. Çiftçi adýna tarým il müdürlüðüne verilir. Tarým il müdürlüðü anlaþmalý mühendis tarafýndan hazýrlanan dosyayý onaylar. Bu amaçla ayrýlan bütçe daha önceden planlanan þekilde ildeki 8-10 esnafa paylaþtýrýlýr. Diðer proje dosyalarý muhtelif gerekçelerle reddedilir. Dosyasý onaylanan çiftçiye, bayi kendi þirketi ve 2 yan þirketten toplam 3 teklif hazýrlar. Görünürde çiftçi, en ucuz teklifi seçer ve bayi ile anlaþma imzalar. Fakat gerçekte çiftçi hiçbir þey yapmaz. Her þeyi bayi ayarlar. Çiftçi kendi imzasýný bile kendisi atmaz. Bayi, teklifleri hazýrlarken gerek kullanýlacak malzeme gerekse birim fiyatý artýrarak proje bedelini gerçek bedelin en az iki katýna çýkarýr. Sözleþme tarým il müdürlüðünce onaylanýr. Çiftçinin yatýrmasý gereken yüzde 50 katký payý, çiftçi adýna bayiinin kendisi tarafýndan kendi hesabýna yatýrýlýr. Bayi makbuzu, tarým il müdürlüðüne ibraz eder, iþe baþlama yazýsýný alýr. Ýþi alan bayi, malý temin edeceði üretici- enayiya da hýrsýzlýðýna ortak avýna çýkar. Yatýrýmýný realize etme sýkýntýsýnda olan üreticilerden düþük kaliteli, vasýfsýz malzemeleri gerçek piyasa deðerlerinin altýnda birim fiyatlar ve 9 aya varan vadelerle temin eder. Üretici firmadan temin edilen malzeme bayiinin dükkanýna iner ve soygunun aþamalarý baþlar. Birinci seçenek olarak mal bayi ve çiftçi arasýnda paylaþýlýr. Gerçekte sulama sistemi kurulmaz. Ancak kurulmuþ gibi iþlem yapýlýr ve tarým il müdürlüðünce onaylanýr. Ýkinci seçenek, mal çiftçinin tarlasýna götürülür. Döþeme iþlemine baþlanýr ya da baþlanmýþ görüntüsü verilir. Tarým il müdürlüðü yetkilileri tarlaya keþfe gelir, fotoðraf çeker ve iþlem bitmiþ gibi teslim tutanaðý imzalanýr. Yetkili tarladan ayrýldýktan sonra bayii malzemeyi toplar ve bir baþka çiftçinin tarlasýna götürerek ayný senaryoyu orada da uygular. Üçüncü seçenek, çiftçi yüz dekar için proje yaptýrýp bunun için malzeme alýr. Ancak, tarlasýnýn yarýsýnda uygulama yapar. Geri kalan malzemeyi anlaþýrsa ayný bayie, ya da baþka bir esnafa piyasa fiyatýnýn altýnda bir rakama satar. Çiftçiye maliyeti sýfýr. Eðer ayný bayi malý geri alýrsa o malý ikinci kez satar. Her halükarda yüzde 50 hibe tutarý bakanlýk tarafýndan bayiinin hesabýna yatýrýlýr. Bayii malý tedarik ettiði üretici firmanýn alacaðýný caný istediði tarihte öder. Nasýlsa hýrsýzlýða ortak olduklarý için üretici firma sesini çýkaramaz. Bu arada olan dürüst esnaf ve dürüst sanayiciye olur. Çünkü, tüm piyasa ortak hýrsýzlýk yaptýðý için hýrsýzlýk dýþý iþ yapmak mümkün deðil. Biz erdemlerimizi koruma savaþý verirken hýrsýzlar gözümüzün içine baka baka vergilerimizle oluþan devlet kaynaðýný ceplerine indirmekle meþguldür. Göktepe nin anlattýklarýna göre, Kýrsal Kalkýnma Yatýrýmlarý kapsamýnda yapýlan basýnçlý sulama yatýrýmlarýnýn sadece yüzde 6-7 si amacýna uygun yapýlýyor. Geri kalaný kaynaklarýn israfýndan baþka bir iþe yaramýyor. Nuri Göktepe nin anlattýklarýndan anlaþýlýyor ki, bakanlýk sistemi iyi niyetle ortaya koymuþ. Ancak denetim yapýlmadýðý için yolsuzluk, usulsüzlük almýþ baþýný gidiyor. Ülke kaynaklarý heba ediliyor. Oysa, ayný sistemde çalýþmalar yapan Ziraat Bankasý daha dikkatli ve denetimleri saðlýklý yaptýðý için orada bu soygun düzeni iþlemiyor. TARIM DÜNYASINDAN