Askeri teknoloji İsrail ekonomisinin yaşam damarlarından biri. İsrail Ekonomisinin Genel Özellikleri Basic Characteristics of Israel s Economy Doç. Dr. Harun ÖZTÜRKLER ORSAM Ortadoğu Ekonomileri Danışmanı Afyon Kocatepe Üniversitesi İktisat Bölümü Abstract Israeli economy finances an ongoing war since its establishment in 1948. Furthermore, Israel is classified ad an upper income country by the World Bank. Therefore, it raises curiosity about what features of Israeli economy make it possible to finance a long term war and reach about 30 thousand dollar per capita income. This study uses major macroeconomic magnitudes to describe basic structure of Israeli economy. In addition, we compare Israeli economy s major macroeconomic features with that of Middle East and North African countries, Euro zone countries, and Turkey in order to determine its strengths and weaknesses. One of the main findings of this study is that Israel has a developed economy based on high-tech industrial and service sectors. Another important finding of the study is that one of the main driving forces behind Israeli economy is government s military spending. 73
İsrail ileri teknoloji temelli bir sanayi ve hizmet sektörüne dayanan gelişmiş bir ekonomiye sahiptir. Öte yandan, İsrail ekonomisinin en önemli itici güçlerinden biri askeri harcamalardır ve bu harcamalar İsrail halkı üzerine ağır bir vergi yüklemektedir. Giriş İsrail karmaşık Ortadoğu denklemlinin en ö- nemli elemanlarından biridir. İsrail in kuruluş biçimi, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) nin ve Avrupa nın koşulsuz desteğine sahip olması ve belli ölçülerde bunun sonucu sahip olduğu askeri güç, Filistin başta olmak üzere, Ortadoğu ve Arap ülkeleri ile bitmeyen anlaşmazlıkları birçok yönüyle hemen her gün bir bilimsel değerlendirmenin konusu olurken, İsrail in nasıl bir ekonomik yapıya sahip olduğu yeteri kadar analiz edilmemektedir. Oysa 60 yıllık tarihinde sürekli askeri bir çatışmanın içinde bulunan bir ülkenin hangi özelliklerinin ekonomik yapının sürdürülebilirliğini sağladığı önemli bir araştırma ve inceleme konusudur. Bu çerçevede, yazının amacı İsrail ekonomisin temel özelliklerini ortaya koyarak, kısa bir değerlendirmesini yapmaktır. Temel Ekonomik Yapı Özellikleri İsrail ekonomisinin temel özelliğinin en kısa ifadesi, bir ileri teknoloji ekonomisi olduğudur. Ayrıca İsrail ekonomisi Dünya Bankası sınıflandırmasına göre 1 yüksek gelir grubunda yer alan bir ekonomidir. İsrail ekonomi-politik anlamda ise, dışa açık bir piyasa ekonomisine sahiptir. Buna karşın, İsrail ekonomisi Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) ekonomilerindeki krizin derinleştirdiği dünya ekonomik krizden en az etkilenen gelişmiş ülke ekonomisi olma özelliği taşımaktadır. Dahası 2000-2009 döneminde İsrail in ABD deki yatırımları %100 den daha çok artarak 7 milyar dolara ulaşmıştır. 2 Bu yatırımlar elbette İsrail ekonomisi için yüksek düzeyde faktör geliri anlamına gelmektedir. Gelişmiş ekonomiler 2000 li yılların ikinci yarısında krizle yüz yüze kalırken İsrail ekonomisinin gelişme çizgisini sürdürmesinin temel nedeni, İsrail ekonomisindeki büyümenin özellikle ABD de ve AB deki finansal faktörler temeline değil, yüksek teknoloji temelli ürünlere dayanmasıdır. İsrail ekonomisi ekonomik büyümenin sürdürülebilirliğinin en önemli belirleyicinin yenilik ve teknoloji olduğunu ileri süren iktisat kuramı için örnek vakadır. İsrail ekonomisinde teknoloji temelli olarak askeri ve tıbbi teknoloji başı çekmektedir. Ancak, Nitzan ve Bicher in 3 de ifade ettikleri gibi, İsrail ekonomisi küresel ekonomi ile giderek daha çok entegre olurken, İsrail ulusal politikalar anlamında bölünmüş ve bölgesel anlamda önemli bir ölçüde tecrit edilmiş bir durumdadır. Nitzan ve Bicher e göre, 21. yılda İsrail ile ilgili temel soru, yeni ve daha liberal bir bakış açısının üstün gelerek İsrail i daha açık bir ekonomi ve toplum haline getirerek bölge ile bütünleştirecek mi, yoksa radikal ulusalcı yaklaşımlarım bulunduğu bölge ve kendi içerisinde çatışmalara sürükleyerek bir çözülmeye mi götüreceği sorusudur. Öte yandan İsrail ekonomisi bir savaş ekonomisidir: ekonomi sürgit bir savaşı yürütecek ve kaynaklarını sağlayacak bir yapı olarak organize edilmiştir. Bu kaynak sağlama süreci bir finansman sağlama süreci değildir. Savaş için gerekli her türlü mal ve hizmeti ve insan kaynağını sağlama biçimindedir. Ancak böyle bir savaş ekonomisinde liberal ve dışa açık bir ekonomi ile iç ve dış çatışma hali birlikte var olabilir. Bu durum belli ölçülerde paradoksal olarak devletçi ve sınıfsız bir ekonomik yapıyı da ortaya çıkarmıştır. Devletçi yapı, sürekli bir savaşın kaynaklarını sağlama işlevinin tümüyle özel sektörün hakim olduğu bir piyasa ekonomisi tarafından yerine 74
getirilemeyecek olmasının bir sonucudur. Sınıfsız toplum, aslında tüm toplumu bir asker sınıfının oluşturması biçiminde tezahür etmektedir. Ekonominin Makro Göstergeleri ve Değerlendirmesi Bu bölümde İsrail ekonomisini, ekonominin makro göstergelerinden yola çıkarak değerlendireceğiz. Analizimize bir ülkenin ekonomik performansının temel göstergesi olan ve o ülkede bir yıl içerisinde üretilen tüm nihai mal ve hizmetlerin cari fiyatlarla parasal değerini ifade eden gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) ile başlayacağız. İktisatçılar GSYH dan yola çıkarak hesaplanan kişi başına GSYH yı o ülke insanının refah düzeyinin bir göstergesi olarak almaktadır. GSYH büyüme hızı ekonominin zaman içerisinde nasıl bir performans gösterdiğini yansıtırken, kişi başına GSYH nın büyüme hızı o ülkedeki ekonomik refahın zaman içerisinde nasıl bir değişme gösterdiğine ilişkin bilgi vermektedir. Aşağıdaki Tablo 2006-2010 dönemi için sözü edilen bu büyüklüklerin gelişimini yansıtmaktadır. Tablo: İsrail Gayri Safi Yurtiçi Hasılasına İlişkin Büyüklükler İsrail ekonomisinin temel özelliği, bir ileri teknoloji ekonomisi olması. Büyüklük/Yıl 2006 2007 2008 2009 2010 GSYH (Milyar $) 145,8 167 202,1 195,4 217,3 Reel GSYH Büyüme Hızı 5,7 5,3 4,3 0,8 4,7 (%) Kişi Başına GSYH ($) 20676 23257 27652 26256 28683 Kişi Başına GSYH Büyüme Hızı (%) 3,8 3,5 2,4-1,0 2,8 Kaynak: Dünya Bankası Veri Tabanından derlenmiştir: http://databank.worldbank.org. Tablodan da görülebileceği gibi İsrail incelemeye tabi 5 yıl içerisinde cari fiyatlarla GSYH sını yaklaşık olarak %50 artırmayı başarmıştır. Ancak İsrail de 2008 ekonomik krizinden olumsuz yönde etkilenmiş ve cari fiyatlarla GSYH sı 2009 yılında bir önceki yıla göre azalmıştır. Buna karşın, 2010 yılında GSYH cari fiyatlarla önemli ölçüde artmıştır. Cari fiyatlarla GSYH fiyat değişmelerinin etkilerini de içerdiğinden, ekonominin gerçek performansını görmek için reel GSYH nın büyüme hızına bakmak daha aydınlatıcı olacaktır. Buna göre İsrail de reel GSYH kriz öncesindeki iki yıl ortalama olarak %5.5 düzeyinde bir büyüme göstermiştir. Dünya Bankası verilerine göre 4, 2006-2007 yılında Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin ortalama büyüme oranı 5.6 dır. 2008 yılında ise bu ülkelerdeki ortalama büyüme oranı %5.5 dir. Yani bu bölge2008 yılında krizden önemli ölçüde etkilenmezken İsrail de büyüme oranı önemli olarak azalarak %0.8 olarak gerçekleşmiştir. Öte yandan 2010 yılında İsrail ekonomisi krizden hızla çıkarak kriz öncesi ortalama büyüme oranına yakın bir performans gös- 75
Gelişmiş ekonomiler 2000 li yılların ikinci yarısında krizle yüz yüze kalırken İsrail ekonomisinin gelişme çizgisini sürdürmesinin temel nedeni, büyümenin özellikle ABD de ve AB deki finansal faktörler temeline değil, yüksek teknoloji temelli ürünlere dayanmasıdır. terirken, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde büyüme hızı yarıdan çok azalarak %2.5 düzeyine inmiştir. Kişi başına GSYH incelenen dönemde İsrail de %40 oranında artarak 28,683 dolar olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde ise kişi başına GSYH %24 artmış ve 4615 dolardan 5728 dolara yükselmiştir. 2010 yılı itibariyle İsrail in kişi başına GSYH sı Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerin ortalama kişi başına GSYH nın 5 katı kadardır. Ekonominin yapısının ve gelişmişlik düzeyinin önemli bir göstergesi alt sektörlerin GSYH ya yaptıkları katkıların oranıdır. Dünya Bankası ve ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatı (CIA) 5 verilerine göre 2010 yılı itibariyle İsrail GSYH içerisinde tarım sektörünün payı %2.4, sanayi sektörünün payı %32.6 ve hizmetler sektörünün payı %65 dir. Bu oranlar Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri için ortalama olarak sırasıyla %7.4, %51.1 ve %41.5 dir. Aynı oranlar Euro Bölgesinde yer alan ülkeler için ortalama olarak sırasıyla %1.5, %24.2 ve %74.3 iken Türkiye için sırasıyla %9.8, %28.0 ve %62.2 dir. Ekonomiler geliştikçe, tarım sektörünün GSYH içerisindeki payı azalırken, hizmetler sektörünün payı artmaktadır. Bu çerçevede Euro Bölgesi ülkelerinin ortalama olarak tipik bir gelişmiş ülkeyi yansıttığını ifade edebiliriz. İsrail tarım sektörünün payı bağlamında gelişmiş ülkelere benzerken, sanayi sektörü halen GSYH içerisindeki ağırlıklı yerini korumaktadır. İstihdamın sektörel dağılımı da hem ekonomik yapıyı yansıtmakta hem de sektörel katma değer payları ile kıyaslandığında sektörel verimlilik hakkında bilgi vermektedir. Bankası verilerine göre 2010 yılı itibariyle İsrail de toplam istihdamın tarım, sanayi ve hizmetler sektörüne dağılımı sırasıyla, %1.6, %21.9 ve %76.5 dir. Bu oranlar Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri için ortalama olarak sırasıyla %23.6, %24.8 ve %51.6 dır. Bu çerçevede İsrail ile kıyaslandığında Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin hala belli ölçüde tarım toplumları oldukları ileri sürülebilir. İstihdamın sektörel dağılımı bağlamında İsrail modern bir gelişmiş ülke görünümündedir. Üretilen mal ve hizmetlerin sektörel sınıflaması ülkeden ülkeye göre belli farklılıklar gösterebilir. Bu durum ülkeler arasındaki istihdam ve verimlilik karşılaştırmalarını önemli ölçüde güçleştirir. Buna karşın, yukarıdaki verilerden İsrail de özelikle tarım ve hizmetler sektöründe verimliliğinin Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden daha yüksel olduğunu söyleyebiliriz. Bir ülkenin potansiyel olarak ekonomik performansının temel belirleyicileri, sahip olunan üretim faktörlerinin miktar ve niteliği ile teknoloji düzeyidir. Öte yandan ülkenin mevcut ekonomik performansını ekonomik kaynaklarının, özellikle insan kaynağının ne kadarının istihdam ettiği belirler. Dünya Bankası verilerine göre İsrail de istihdam Oranı (15+ nüfusun % si olarak) 2010 yılı itibariyle %50.4 dür. Aynı oran verimliliğinin Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri için ortalama olarak %46.7 ve Türkiye için ise % 40.3 dür. Bu verilerden yola çıkarak İsrail in yüksek bir istihdam oranına sahip olduğunu ve bunun nüfusuna kıyasla sahip olduğu yüksek GSYH düzeyini ve yüksek kişi başına gelir düzeyini açıklayan önemli bir faktör olduğunu söyleyebiliriz. İstihdam oranı ve işgücüne katılım oranı birlikte o ülkede işsizlik oranını belirler. İsrail de işsizlik oranı 2010 yılı itibariyle 6.7 dir. Bu oran Ortado- 76
ğu ve Kuzey Afrika ülkeleri için ortalama olarak %9.8 dir. Öte yandan, İsrail deki düşük işsizlik oranının bir nedeninin yüksek askeri personel sayısı olduğunu söyleyebiliriz. İsrail işgücünün yaklaşık olarak %6 sı düzeyinde bir askeri personele sahiptir. Bu bağlamda İsrail bölge ülkeleri ile kıyaslandığında daha düşük bir işsizlik oranına sahiptir. İşsizlik oranının önemli bir belirleyicisi nüfusun büyüme oranıdır. 2010 yılı itibariyle yaklaşık olarak 7.6 milyon nüfusa sahip İsrail de nüfusun büyüme oranı 1.8 dir. Gelişmiş ülkeler ile kıyaslandığında yüksek sayılabilecek bu oranın gerisinde yatan bir neden de İsrail e yönelik yüksek oranlı göçtür. Ayrıca İsrail önemli ölçüde yüksek bir yaşam beklentisinin olduğu bir ülkedir. İsrail de yaşam beklentisi ortalama olarak 81.6 yıldır. Bu oran kadınlarda 83.5 yıla çıkmaktadır. Dünyanın en gelişmiş ekonomisine sahip ABD de yaşam beklentisi 78.4 yıldır. İsrail ekonomisinin, ülkenin kuruluşundan bugüne aralıksız süren bir savaşı nasıl finanse edebildiği sorusu iyi irdelenmeli. Bir ülkenin ihracat ve ithalatının toplamı olarak tanımlanan dış ticaret hacminin GSYH ya oranı, o ekonominin dışa açıklık derecesinin bir ölçüsü olarak alınmaktadır. Dünya Bankası verilerine göre İsrail in 2010 yılı itibariyle mal ve hizmet ihracatının GSYH ya oranı yaklaşık olarak %35, ithalatının GSYH ya oranı ise %32 dir. Buna göre, İsrail in dış ticaret hacminin GSYH sına oranı %75 i aşmaktadır. Yani İsrail de üretilen her 100 dolarlık mal ve hizmetin 75 dolarını aşkın kısmı diş ticarete konu olmaktadır. Bunun iki anlamı vardır. İlki, İsrail in dışa açık bir ekonomiye sahip olduğudur. İkincisi ise, İsrail in ürettiği ve tükettiği malların büyük çoğunluğunun uluslararası nitelikte olduğudur. Bu ikinci özellik, özellikle uluslararası piyasalarda rekabet edebilir nitelikte mal ve hizmet üretmek, bir gelişmiş ekonomi özelliğidir. Ancak, İsrail in en önemli dış ticaret ortağının ABD olduğunu hatırlatmalıyız. İsrail ihracatının yaklaşık olarak %32 sini ABD ye yaparken, ithalatının yaklaşık olarak %13 ünü ABD den yapmaktadır. Bir ekonominin uluslararası rekabet gücünün ve dışa bağımlılığının en ö- nemli göstergesi cari işlemler açığının GSYH ya oranıdır. 2010 yılı itibariyle İsrail için bu oran yaklaşık olarak %3 tür. Yani İsrail cari işlemler fazlası vermektedir. Bu oranın Türkiye için yaklaşık olarak -%7 olduğu göz önüne alındığında, İsrail ekonomisinin açık bir ekonomi olduğu, ama dışa bağımlı bir ekonomi olmadığı daha iyi görülebilmektedir. Dahası İsrail in yüksek-teknoloji İhracatının mamul mal ihracatı içerisindeki payı yaklaşık olarak %23 dür. Bunun anlamı birçok ticaret ortağını birçok mal ve hizmetin ü- retiminde İsrail e bağımlı olduğudur. Öte yandan İsrail bir enerji bağımlısı ülkedir. İsrail kullandığı enerjinin yaklaşık olarak %85 ini ithal etmek zorunda olan bir ülkedir ve bu yönü ile Türkiye ye benzemektedir. Başlangıçta İsrail ekonomisinin hangi özelliğinin sürgit bir savaşı finanse edebildiği sorusunu sormuştuk. Dünya bankasının verilerine göre İsrail de askeri harcamalar ortalama olarak GSYH nın %7 sini aşmaktadır. Dahası, merkezi 77
hükümet harcamaları içersinde askeri harcamaların payı ortalama olarak %17 yi aşmaktadır. İsrail de hükümet bu denli yüksek askeri harcamaları GSYH nın %25 ini aşan vergi gelirleri ile finanse etmektedir. Türkiye de askeri harcamaların GSYH ya oranı ortalama olarak %3 ü aşmamaktadır. Türkiye de merkezi hükümet harcamaları içerisinde ise askeri harcamaların payı ortalama olarak %9 dur. Yani her iki ölçüye göre de Türkiye İsrail in yaklaşık yarısı kadar askeri harcama yapmaktadır. ABD de ise askeri harcamaların GSYH ya oranı ortalama olarak %4 ün biraz üstündedir. ABD de merkezi hükümet harcamaları içerisinde ise askeri harcamaların payı İsrail in düzeyini aşmakta olup, ortalama olarak yaklaşık %18 dir. Ancak vergi gelirlerinin GSYH içersindeki payı ABD de İsrail ve Türkiye ile kıyaslandığında oldukça düşük olup, ortalama olarak %10 un altındadır. Bu verilerden çıkarılacak sonuç, ABD ekonomisi için olduğu gibi, İsrail ekonomisinin de temel itici güçlerinden birisinin askeri harcamalar olduğudur. Ancak, İsrail i ABD den faklılaştıran yan, askeri harcamaların İsrail haklı üzerine yüklediği yüksek vergi düzeyidir. Sonuç İsrail politik ve askeri perspektiflerden ve komşuları ile olan ilişkileri bağlamında sık sık akademik çalışmalara konu olmaktadır. Ancak, İsrail in ekonomik yapısını analiz eden çok sayıda çalışma söz konusu değildir. Bilindiği gibi İsrail ekonomisi, İsrail in kuruluş yılı olan 1948 den beri neredeyse aralıksız süren bir savaşı finanse etmektedir. Dahası İsrail Dünya Bankası tarafından yüksek gelir düzeyine sahip ülkeler arasında sınıflandırılmaktadır. Bu ekonominin hangi özelliklerinin böylesine uzun dönem bir savaşı finanse etmesine, ama aynı zamanda da kişi başına yaklaşık olarak 30 bin dolar gelir düzeyinin yakalanmasına olanak tanıdığı büyük bir merak konusu olmaktadır. Bu çalışmada biz İsrail ekonomisinin yapısını tanımlamak için makroekonomik büyüklüklerden yararlandık. Ayrıca, İsrail ekonomine ilişkin temel makroekonomik göstergeleri Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri, Euro bölgesi ülkeleri ve Türkiye nin makroekonomik göstergeleri ile kıyaslayarak İsrail ekonomisinin güzlü ve zayıf yanlarını ortaya koymaya çalıştık. Bu çalışmanın en önemli bulgularından birisi, İsrail in ileri teknoloji temelli bir sanayi ve hizmet sektörüne dayanan gelişmiş bir ekonomiye sahip olduğudur. Bir diğer önemli bulgumuz İsrail ekonomisinin en önemli itici güçlerinden birinin askeri harcamalar olduğu ve bu harcamaların İsrail halkı üzerine ağır bir vergi yüklediğidir. O DİPNOTLAR 1 http://data.worldbank.org/about/country-classifications/a-short-history 2 Yudilevich, Eitan. (2011); How İsrael Contributes to the US Ekonomy, The Marker, http://www.birdf.com/_ Uploads/426TheMarkerUS_Economy5711.pdf 3 Nitzan, Jonathan., and Shimshon. (2002); The Global Political Economy of Israel, Pluto Press, London. 4 http://databank.worldbank.org 5 https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/is.html 78