Karasevda dan Depresyon a Hüznün Tarihi



Benzer belgeler
GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

kitap Bireysel fl Hukuku fl Hukuku (Genel Esaslar-Bireysel fl Hukuku)

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

6 MADDE VE ÖZELL KLER

S STEM VE SÜREÇ DENET M NDE KARfiILAfiILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNER LER

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

En az enerji harcama yasas do an n en bilinen yasalar ndan

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

AÇIKLAMALAR VE UYGULAMALAR

NTERNET ÇA I D NAM KLER

RAN SLÂM CUMHUR YET ANKARA KÜLTÜR MÜSTEfiARLI I WEB S TES H ZMETE AÇILDI

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

Girifl Marmara Üniversitesi Eczac l k Fakültesi Farmakoepidemiyoloji Araflt rma Birimi (MEFEB) Ecz. Neslihan Güleno lu

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif

MALAT SANAY N N TEMEL GÖSTERGELER AÇISINDAN YAPISAL ANAL Z

BEZMİÂLEM. Horlama ve Uyku. Apne Sendromu VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı.

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

Baflkanl n, Merkez : Türkiye Bilimsel ve Teknik Araflt rma Kurumu Baflkanl na ba l Marmara Araflt rma Merkezi ni (MAM),

Ak ld fl AMA Öngörülebilir

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6)

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz.

ÜN TE II L M T. Limit Sa dan ve Soldan Limit Özel Fonksiyonlarda Limit Limit Teoremleri Belirsizlik Durumlar Örnekler

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

İÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2

Ard fl k Say lar n Toplam

L K Ö R E T M. temel1 kaynak MUTLU. Matematik Türkçe Hayat Bilgisi

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.8 Finansal Raporlama çin Maliyet Yaklafl m

B anka ve sigorta flirketlerinin yapm fl olduklar ifllemlerin özelli i itibariyle

K MYA K MYASAL TEPK MELER VE HESAPLAMALARI ÖRNEK 1 :

PROMOSYON VE EfiANT YON ÜRÜNLER N GEL R VE KURUMLAR VERG S LE KATMA DE ER VERG S KANUNLARI KARfiISINDAK DURUMU

Ekip Yönetimi çin Araçlar 85. Ekip olarak karfl laflt m z en büyük meydan okuma: Ekip olarak en büyük gücümüz:

KOOPERAT FLERDE MAL B LD R M NDE BULUNMA YÜKÜMLÜLÜ Ü( 1 )

Amerika Birleflik Devletleri nde dikkatimi ilk çeken her fleyin

T bbi Makale Yaz m Kurallar

MESLEK ÖRGÜTLÜLÜ ÜMÜZDE 20 YILI GER DE BIRAKIRKEN

Yeniflemeyen Zarlar B:

Prof. Dr. Neslihan OKAKIN

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 05 Kasım :07 - Son Güncelleme Perşembe, 05 Kasım :29

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE

Beynimizi Nas l De ifltiriyor? Çeviri: DEN Z BENER

PS K YATR DE KULLANILAN KL N K ÖLÇEKLER

Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z

ÇOCUK ve ERGENL KTE GUATR

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

ISI At f Dizinlerine Derginizi Kazand rman z çin Öneriler

Güç Artık İnternette! Power is now on the Internet!

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi!

Dr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

Uygulama Önerisi : ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

Sermaye Piyasas nda Uluslararas De erleme Standartlar Hakk nda Tebli (Seri :VIII, No:45)

performansi_olcmek 8/25/10 4:36 PM Page 1 Performans Ölçmek

SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

OHSAS fl Sa l ve Güvenli i Yönetim Sisteminde Yap lan De iflikliklere Ayr nt l Bak fl

Abdurrahman Kurt Dora Yay nc l k, Bursa, 2011 (1-288 s.)

Mustafa Kemal in Bursa da Ö retmenlere Konuflmas

Topolojik Uzay. Kapak Konusu: Topoloji

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ

Oyunlar mdan s k lan okurlardan -e er varsa- özür dilerim.

Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV Sayfa ISBN

C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER

Bu yaz da 6 mant k sorusu sorup yan tlayaca z.

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

Pnömokokal hastal klar

Bir tan mla bafllayal m. E er n bir do al say ysa, n! diye yaz -

ksi 30 derecelik so uk ve buzdan bir turizm fikri gelifltirilebilece i akla gelir miydi?

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

Tarifname. MADDE BAĞIMLILIĞININ TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK OLUġTURULMUġ BĠR FORMÜLASYON

TÜRK YE Ç DENET M ENST TÜSÜ 2011 FAAL YET RAPORU 45 TÜRK YE Ç DENET M ENST TÜSÜ F NANSAL TABLOLAR VE DENET M RAPORLARI

Yay n No : 1610 Hukuk Dizisi : Bas - Ekim 2005

GÖRÜfiLER ÇOCUK ATATÜRK

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad

Esra. Öztay Güraras. Hisseden Bir Heykel Sanatç s. nce, bahçeden kopard çiçeklerden, otlardan, duvar diplerinden

YENİ DÜNYA DÜZENİNDE İNSANIN ÖRGÜTTE DEĞİŞEN ROLÜ

KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

Hepatit B. HASTALIK Hepatit B nin etkeni nedir? Hepatit B hepatit B virüsü (HBV) ile meydana getirilen bir hastal kt r.

Bu dedi im yaln zca 0,9 say s için de il, 0 la 1 aras ndaki herhangi bir say için geçerlidir:

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

Hiç K salmadan K salan Yol

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

Transkript:

Karasevda dan Depresyon a Hüznün Tarihi Timuçin Oral Doç. Dr., Bak rköy Ruh ve Sinir Hastal klar Hastanesi Klinik fiefi etoral@superonline.com Kay tl tarihin öncesinde ortaya ç km fl olan Homo sapiens in do as n n zamanla de iflti ini öne sürmek için bir neden yoktur. Elbette zamanla ve çevresel etkilerin katk s yla genetik de- iflimler olmaktad r, ancak bunlar türde gözle izlenebilir bir evrim sebebi olmaktan uzakt r. Böyle bir giriflin gerekçesi, asl nda depresyonun da insanl k tarihinin bafllang c ndan itibaren de iflime u ray p u ramad n yordamaya yöneliktir. Öte yandan, sistematik biçimde yap lan araflt rmalar 100.000 y l bulan geçmiflimizin sadece küçük bir k sm ndan haberdar oldu umuzu, eski Yunan dan 2500 y l öncesine dek geri gidebildi imizi gösteriyor. Bunun öncesinde sadece Hindu metinlerinde bize psikotik depresyon gibi görünen k sa dönemler yaflayan insanlara dair baz yaz lardan söz edilmekte. Örne in yas ve depresyon ayr m na da atfedilebilecek bir metin Stone (1997) taraf ndan flöyle aktar lm fl: MÖ 6. yüzy lda bebe inin ölümünü kabullenemeyen bir prenses, ölü bebe ini oradan oraya tafl r, onu sa l na kavuflturmas na yard m etmeleri için insanlara

2 Oral, Karasevda dan Depresyon a hüznün tarihi yalvar r. Kimse bu ç lg n kad n için ne yapaca n bilemez. Sonunda biri Buda y bulmas n önerir. Kad n n öyküsünü dinleyen Buda ondan gelincik tohumu toplamas n ister, ama sadece hiç ölüm olmayan ailelerin evlerinden tohumlar toplamas n flart koflar. Böyle bir ev olmad n gören ve Buda n n sözlerinin anlam n fark eden kad n n bir rüyadan uyan rcas na ruh sa l na kavufltu u ve ölü çocu unun so uk bedenini de fark etti i söylenir. Son yüzy llarda psikiyatride yaflanan geliflmelere ra men duygudurum bozukluklar için kullan lan tan etiketleri Hipokrat zaman ndan bu yana çok az de iflmifltir. MÖ 6. yüzy lda do adaki her fleyin yap s n dört elementin oluflturdu u savunuluyordu: toprak, hava, atefl ve su. Bu kuram n ilk sahiplerinin M s r, Hindistan ve Çin de ortaya ç kt, Eski Ahit te de benzer flekilde su, rüzgar, atefl ve yer den bahsedildi i bilinmektedir (ör. Zebur 104:3, 5). Bu elementlerin duygudurum bozukluklar na neden olmad n art k bilsek de, Yunanca kara ve safra anlam ndaki sözcüklerden türetilmifl olan melankoliyi günümüzde depresyonun fliddetli formlar n tan mlamakta kullan yoruz. MS 1. yüzy lda yaflayan yurttafl m z Kapadokyal Aretaeus melankoli konusunda flöyle yazm flt : Kara safran n mide ve diyaframa do ru yukar ç kt saptan rsa melankoli oluflur. Atefl olmaks z n görülen bir ruhsal a rl kt r... Ç lg n kimselerde zihin bazen öfkeye, bazen nefleye dönerken melankoliklerde sadece hüzün ve kedere gider. Ayr ca hastal k ilerlerse rüyalar sahici, korkunç ve net hâle gelir, hastalar mant ks z korkulara kap l r. Ancak hastal k daha h zl ilerlerse nefret, insanlardan uzaklaflma, anlams z a lamalar, hayattan flikayet etme ve ölme arzusu duyar. Yunanca da hypochondrium denilen diyafram alt alandan bahsedilmesi ise asl nda epeyce önemlidir ve melankolik mizac n yata oldu una inan lan subdiyafragmatik bölgenin, dolay s yla da hipokondriyak sözcü ünün bedensel belirtilerinden afl r derecede yak nan melankolik kiflileri tan mlamak için kullan lmas na iflaret eder. Yani, bedensellefltirme ve depresyon o günkü anlay flta da hep beraber seyretmektedir. Galen in (MS 131-200) görüflleri de Aretaeus unkilerle uyumluydu. Ona göre de melankolinin tipleri vard ve birinde gö üs kafesinin alt nda kara safra birikimi ile psikolojik belirtilerin yan s ra kar n a r s, gaz ve ge irme gibi belirtiler olufluyordu. Burada, ad n anmadan anksiyeteli depresyonun da tarif edildi i görülmektedir. Galen Commentaries VIII adl yaz s nda: Depresyona yatk nl n fizyolojik bir bozuklu a ba l oldu u eski Grek literatüründe genifl kabul görmüfl, Aristo nun Problemata kitab nda ve Galen in yaz lar nda tan mlanm flt r.

Baflka Psikiyatri ve Düflünce Dergisi, Nisan 2009 3 Akl na ç lg nca bir fikir gelen Kapadokyal bir adamla tan flt m, bu fikirle melankoliye girmiflti. Fikir gerçekten de tuhaft. Ailesine, sürekli iç çekerek, dünyan n bataca ndan korktu unu ve kederinin dünyay tafl yan Atlas n uzun süredir dünyay tafl maktan yorulmas nedeniyle oldu unu, gökyüzünün çöküp dünyay yok edece ini söylemiflti diye yazm flt r (Postel ve Quetel 1994). Freud o dönemde yaflasa belki de adamca- z n depresyondaki zay fl k ve güçsüzlü ünü tanr Atlas a yans tt n söyler, Akiskal ise Atlas a yans tmadaki grandiyöziteye dikkat çekerek bunun gerçekte bir bipolar depresyon olabilece ini söylerdi. Depresyona yatk nl n fizyolojik bir bozuklu a ba l oldu u eski Grek literatüründe genifl kabul görmüfl, Aristo nun Problemata kitab nda ve Galen in yaz lar nda tan mlanm flt r. Eski ça larda uygulanan pek çok de iflik tedavi türü, koflullar göz önüne al nd nda, eflit derecede etkileyici özelli e sahiptir. Do al olarak ak lc tedavi yöntemlerini folklorik ya da popüler olanlardan her zaman ay rmak mümkün olamamaktad r. Bir baflka deyiflle, eski tap naklarda uygulanan vahfli ar nd rma yöntemleri, kanatmalar, aniden so uk suya atmalar gibi ilkel tedavi yöntemlerinden baz lar asl nda fleytan kovucu amaçlarla de il, iyileflmenin gözlendi i modern ampirik tedavi yöntemleri olarak uygulanmaktayd lar. lk say labilecekler aras nda tarih öncesi dönemlerden beri bilinen nepenthes adl morfin türevinin antidepresif amaçl kullan m d r. Bu belki de depresyonun kaydedilmifl en eski farmakolojik tedavisidir. fiok tedavisinin öncülleri de hemen hemen ayn ça larda uygulanm flt r. Onlarca metre yüksekten rahiplerce denize at lan kifliler, yine sandallardaki rahipler taraf ndan kurtar l yorlard. Bu kiflilerden ço unun iyileflmifl oldu u kay tlara geçmiflse de, hangi mekanizmayla bu iyileflmenin olufltu unu söyleyebilmek bugün bile güçtür. Bu tedavileri ilginç k lan bir baflka yan da tedavinin kiflisellefltirilmifl olmas d r. Biliflsel flemalar n kullan m, duygular n ve ac n n yaflanmas n n ö retilmesi, kiflileraras iliflkilerin gelifltirilmesi, özgüven ve narsisistik zedelenebilirli in vurgulanmas yan s ra müzik, u rafl, oyun, sanat tedavisi ve geziler önerilen tedavi yöntemleriydi. Bu s ralarda eski Çin de manik ve eksite hastalar n tüm tuhaf davran fllar n d fla vurmalar na izin veriliyor ve bunun kiflinin içinde var olan olumlu duygular harekete geçirece ine inan l yordu. Çin alfabesinin özelli i, semboller bulunmas ve bunlar n bazen birden çok anlam ifade edebilmesidir. T p literatüründe de depresyon sözcü ünü ifade eden karakterler (dian veya tien) ilginç biçimde ç lg nl k veya epilepsi anlam na da gelmektedir. Daha teknik olarak kullan lan depresyon terimi Yu Ch ou ise yas n hüznü veya melankoliye karfl l k gelir. Yetersiz egzersiz ve çok flekerli ya da ya l g dalar n karaci er, dalak

4 Oral, Karasevda dan Depresyon a hüznün tarihi ifllevlerini yavafllat p depresyona neden oldu u düflünülürdü. Bat n n Hipokrat-Galen tarz düflünce sistemi, Do u nun Çin de Türk ve Arap dünyas nda bni Sina ile doru a ç kan yaklafl m n n etkileri say lmazsa, pek de iflikli e u ramadan Orta Ça a kadar devam etti. slamiyetin yay lmas n izleyen dönemde Yunan-Roma t bb n n egemenli inin yerini Yak n Do u ve ran ald. Efes li Rufus dan Ishak ibn Amran al-bagdadi ye oradan Afrikal Konstantin e yay lan etkilenmeler silsilesi söz konusuydu. Milattan sonra 981 de Buhara da do- an bni Sina (Ebu Ali el-hüseyin ibn Abd Allah ) çok parlak zekal, daha hekim olmaktayken sonraki 500 y l için standart kaynak haline gelen eseri Kanun u yazm fl bir bilim adam yd. bni Sina duygudurum bozukluklar n n s v teorisini daha ileri tafl d ve s v lar n birlikte etkilerinden söz etti. On üçüncü yüzy l n sonlar ile on dördüncü yüzy lda sevgi Arap t bbi terminolojisinde yerini al r. Sevgi nesnesinin duyumsanmas yarg lama gücünü etkileyen haz beklentisine yol açar ve kifli biliflsel yetilerini sürekli sevgi nesnesine ulaflma yollar ile meflgul eder. Bu ac verici yans ma kara sevda yani malihulya d r. Kara sevdaya olan bu ilgi asl nda ilk kez eski ça larda tan mlanm flt ve Areteaus un melankoli üzerine yazd bölümde bir k z n sevgisini kazanamad için çökkün olarak tan mlad ve distimi ad n verdi i durum, bir bak ma günümüz tan m na benzer biçimde hafif ama farkl biçimde süregen olmayan bir depresyon formuna iflaret etmektedir. Melankoli belirtileri için bni Sina n n ça dafl shak ibn Amran al-bagdadi genel yavafllama, hareketsizlik, mutizm, uyku sorunlar, ifltahs zl k, ajitasyon, suskunluk, moral bozuklu u, endifle, anksiyete, keder ve özk y m riskinden söz etmifltir. Bu tan m fliddetli depresyonu düflündürür ama bu dönemde melankoli hem sa alt m mümkün olan kara sevda hem de endojen depresyonu akla getiren kronik ve fliddetli depresyon durumlar n kapsard. Öte yandan, bu y llarda Bat da melankoli daha so uk biçimde yorumlan yordu. Örne in ünlü teolog St. Thomas Aquinas a göre, bedeni melankoliye sürükleyip ruhu a rlaflt ran hüzün, tutkular içinde en tehlikeli oland : Hüzün bir kötülükten kaynaklan rsa iradeyi bozar ve keyif almay önler. Kilisenin gücünün ortadan kalkt seküler dönemde bu kuramlar de iflse de, s v kuram na ba l l k bir süre daha devam etti. On alt nc yüzy lda bir yanda çal flmalar n hayat yla ödeyen Vesalius ilk anatomik disseksiyonu gerçeklefltirirken, öte yanda karanl k Orta Ça düflüncesi Hipokrat n da gerisine düflerek bu hastal klar n kökeninin spiritüel oldu unu iddia etmeyi sürdürdü. Onlara göre hasta olan kifliler fleytana tutulmufllard. Oysa, bu y llarda Do u t bb hastalar n insanca yöntemlerle tedavi etmekteydi. Vesalius u izle-

Baflka Psikiyatri ve Düflünce Dergisi, Nisan 2009 5 yen Plater, klinik anatomi çal flmalar n sviçre ak l hastanelerinde sürdürdü ve içinde çeflitli altgruplar bar nd ran mentis alienato adl genifl hastal k grubunu tan mlad. Plater, ilk kez merkezi sinir sisteminin psikiyatrik tablolardan sorumlu organ oldu unu savundu. 16-17. yüzy l çal flmalar n en iyi tan mlayan ifade, depresyonun etiyolojisi konusunda Vesalius un melankoli beyin veya bir baflka organ n tümöründen kaynaklan r görüflüdür. Çin de ise 14. yüzy l ile 20.yüzy l aras n kapsayan genifl dönem içinde depresyonun etiyolojisi ile ilgili olarak, yaflamsal hava dolafl m nda bozulma, afl r yas ve hastan n kontrol edemedi i çaresizlik durumlar tan mlanm flt r. Yaln zca t bbi yay nlarda de il, edebi metinlerde de depresyon ve maninin sebepleri üzerine çeflitli görüfller ortaya at lm flt r. Burton n 1621 de yay nlad Melankolinin Anatomisi adl üç bölümlük eserinin ilk bölümü melankoli patogenezini sorgulamakta ve afl r h rs, dinî etkenler, beslenme özellikleri ve beynin bozukluklar gibi kavramlar ortaya atmaktad r. Tedaviyle ilgili ikinci bölümde spiritüel, fiziksel ve sosyoekonomik tedavi yöntemlerinden, üçüncü bölümde ise aflk melankolisi nin türlerinden söz etmektedir. Burton kitab nda bugünkü bilgilerimize çok yak n olarak depresyondaki ana temalar n hüzün, korku ve kayg oldu unu anlatmakta, fakat suçluluk duygular ndan çok az söz etmektedir. Onun depresyonu bu kadar iyi tan mlayabilmesinin nedeni belki kendisinin de melankolik olmas yd. Richard Burton çeflitli kaynaklarda yaln z, kendini küçümseyen, suçlulukla dolu, keyifsiz, utangaç ve umutsuz birisi olarak tan mlanmaktayd. Bu ça larda hâkim olan anlay fl, 17. yüzy lda da Willis in depresyonun bu s v lar n salnifikasyonuna, yani afl r tuzlanmas na ba l oldu unu söylemesi örne indeki gibi, yine de Galenik görüfllerin uzant s olacak flekilde vücuttaki s v da l m ya da bileflimiyle ilgiliydi. On sekizinci yüzy lda Newton ve Bellini nin kuramlar t bbi aç klamalar da mekaniklefltirdi. O y llarda Pitcairn, Hoffmann gibi bilim adamlar depresyonu dinamik mikropartiküller, hidrodinamik ilkeler, kan-lenf-sinir s v s n n dolafl m nda bozulma ile aç klarlarken, Cullen sinir s v s n n düzensiz hareketinin belki de elektriksel bir yolla melankoli sebebi oldu unu savunuyordu. Tüm bu geliflmelere karfl n yap lan tedaviler hâlâ Galenik dönemdekilerden farkl de ildi; ve öncekilere ek olarak yaln zca belladonna, anagallis, datura stramonium, fosfor ve arsenik gibi ilaç tedavileri gündeme gelmiflti. Patogenetik kuramlar n yan s ra s n flan-

6 Oral, Karasevda dan Depresyon a hüznün tarihi d rmaya yönelik kayg lar da bu y llarda artm flt. Frans z ihtilaline yaklafl rken, yani 1750 lere do ru, psikiyatrik hastal klara bak fl da önemli ölçüde de iflti. Pek çoklar taraf ndan Bat da modern psikiyatrinin babas olarak görülen Pinel için melankoli, düflüncenin belli alanlar yla s n rl, sanr larla giden bir delilikti: Ruhun duygular yo un fliddete karfl dayan ks zd r, aflk delilik boyutuna tafl - n r; öfke ise ç lg nl a Pinel in ö rencisi Esquirol ise çok genifl ve belirsiz buldu u melankoli nozolojisinde anlaml de ifliklikler oluflturdu: Birincil olarak akl n de il duygular n bozuklu u olarak niteledi i duygudurum çökkünlü ünü içeren monomani için lypémanie (eski Yunanda üzüntü ç lg nl ) terimini önerdi. Prichard ve Rush gibi ça dafllar da görüfllerine kat l yordu. Burada Esquirol ün gerçeklefltirdi i bir baflka ilk de, bu tür hastalar n yafl grubunu, hastalanma mevsimini, hastal k içindeki yüzdesini ve ölüm sebeplerini ortaya koymas d r. Ne var ki, lipemani terimi yaln z Frans z ve spanyol literatüründe yer alabilmifl, melankoli ise Alman ve Anglosakson literatüründeki yerini günümüze dek korumufltur. Samuel Johnson 18. yüzy lda melankoliden söz ederken ruhsal çöküntü tan m kullanm flsa da, Paris te çal flan Delasiauve psikiyatride melankoli yerine depresyon sözcü ünü ilk kez kullananlardan biridir. lk ça larda maninin bir alt tipi olarak tan mlanan melankoli hareketlerde yavafllama ile giden tüm hastal klar için kullan lm fl, Orta Ça a do ru buna nostalji kavram n n eklenmesiyle humoral bozukluk kavram na yeni aç l mlar gelmifltir. 18. yüzy l sonlar na kadar Hobbes dan beri Avrupa da temel kuram olan ba lant c l k ve ba lant psikolojisi yerini Kant ve Stewart n bafl n çekti- i fakülte psikolojisi ne b rakt. Pinel ve ça dafllar da ba lant c l terk ederek fakülte psikolojisine döndüler. Böylece günümüzde de etkisini hâlâ sürdüren 19. yüzy l n ilk temel s n fland rmas ortaya ç km fl oldu. Buna göre zihinsel ifllevler zekâ ile ilgili (entelektüel), duygularla ilgili (emosyonel) ve istençle ilgili (volisyonel) olarak üç fakülteye ayr l yorlard. lk grubun fiizofreni ve Paranoyan n, ikinci grubun Duygudurum Bozukluklar n n, üçüncü grubun da Psikopatinin öncülleri oldu u sonralar Berrios taraf ndan yaz lm flt r. On dokuzuncu yüzy l ise klinik-anatomik bak fl aç s n n geliflti i yüzy ld r. Anatomik lezyonlar n bir hastal k sebebi olabilece i düflüncesi beraberinde ortak bir dil kullanma zorunlulu unu da ortaya ç kard. Ortak dil bulma, yani s n fland rma giriflimleri de, delilik davran fl na birbirinden ayr, olabildi ince de iflmez özellikleri olan alt parçalar olabilece i düflüncesiyle bak lmas na sebep oldu. Buradan da anlafl ld gibi s n fland rma Linneus un klasik tarz ndan ç k p daha ampirik bir düzleme oturmufltur. Bu düzlemde belirtilerin birbiriyle k yaslanma-

Baflka Psikiyatri ve Düflünce Dergisi, Nisan 2009 7 s, da l m s kl yan s ra etiyolojik tart flmalar yer almaktad r. Yüzy l n sonlar na do ru hastal klar n zaman boyutu da bunlara eklenmifltir. Do al olarak bu yaklafl m organik bak fl n ve geneti in öne ç kmas na sebep olmufltur. Eski terminolojiden daha da uzaklafl lmas Berlin den Griesinger ile oldu. Ruhun duygular yo un fliddete karfl dayan ks zd r, aflk delilik boyutuna tafl n r; öfke ise ç lg nl a Kraepelin in de hocas olan Gresinger bir iç hastal klar uzman olarak ruhsal hastal klara karfl l k gelen organik beyin de iflikliklerini keflfetmek için harcad çabalar nedeniyle biyolojik psikiyatrinin babas olarak kabul edilir. Temelde tek bir hastal k formu oldu una ve belirtilerinin zamanla de iflebilece ine inanan Greisinger hipokondri, dar anlamda melankoli, apati, y k c davran flla giden depresyon, öfke, ç lg nl k, psiflik zay fl k, k smi ç lg nl k ve demans tan söz etmiflti ve depresyon için Schwermut terimini (a r duygudurum) kullanm flt. Nitekim Kraepelin için de duygudurum bozukluklar bütün bir kavramd ve o bugünün unipolar ve bipolar formlar aras nda bir ayr m yapmam flt. Kraepelin, daha sonralar çeflitli karma durumlar da tan mlad ve bunlar aras nda depresyon için temel bulgular n düflünce inhibisyonu, çökkün duygudurum ve irade zay fl oldu unu bildirdi. Birçoklar n n aksine Kraepelin, depresyonu bir semptom olarak de il, depresif durumlar bafll alt nda bir kategori olarak kullanm flt. Bu bak fl aç s n n yan nda, Kahlbaum un psikiyatriye çok önemli bir katk s olan kesitsel ve uzunlamas na de erlendirme ayr m, duygulan m semiyolojisinde kararl l k -yani düzen, yo unluk, ritim ve benzeflim- aranmas, kiflilik kavram ile ay r c tan kavram n n ortaya ç kmas psikiyatrik hastal k tan - m nda önemli de ifliklikler yapm flt r. On dokuzuncu yüzy l n duygudurum bozukluklar na katk s befl ana bafll k alt nda toplanabilir: 1) Birincil olarak bu hastal k biliflsel veya entelektüel bir hastal k de il duygulan m hastal d r; 2) Döngüsel ve yineleyici özelli iyle kararl bir psikopatolojik yap tafl r; 3) Beyinde bir izdüflümü vard r; 4) Aile öyküsü önemlidir, çünkü hastal k genetik kökenlidir ve 5) Hastal n gerçek sebepleri endojen do adad r. On dokuzuncu yüzy lda Pinel, Esquirol, Falret, Baillarger, Mendel ve Kreapelin in katk lar yla mani ve depresyon bugün bilinen kavramlar na çok yaklaflm fl oldu. Sonraki yüzy lda, 1900 lerin bafllar nda ise daha fizyolojik bir terim olan depresyon, bazen melankoli ile efl anlaml, bazen de onun bir semptomu olarak kullan lmaya bafllanm flt r. Hastal klar için endojen ve eksojen kavramlar n n ortaya at lmas da yine 20.yy bafllar na uzanmaktad r. lk kez De Candolla n n botanik s n fland rmas nda göze

8 Oral, Karasevda dan Depresyon a hüznün tarihi çarpan endojen terimi, insan özünün dejenerasyonu ile seyreden patolojik duruma at fta bulunmaktad r. Görüldü ü gibi, ayr m yanl fll kla yorumland gibi çevresel ve bedensel etkenlere gönderme yapmamakta, psikojenli i ve geneti i birlikte tan mlayan anlage ile di- er tüm hastal k sebeplerini birbirinden ay rmaktad r. Yar m yüzy l sonra Leonhard (1957) depresyonun unipolar ve bipolar olarak ikiye ayr lmas n önerdi. Sonralar Perris (1992) unipolar terimini en az üç dönem geçiren kiflilerde, üçüncüden sonraki herhangi bir döneminde manik olabilece ini de vurgulayarak, kullanmay önermifltir Yirminci yüzy l Meyers, Freud, Adler, Abraham, Bowlby, Rado, Jacobsen in katk lar yan nda biyolojik olarak da, bugün ço u hayatta olan araflt rmac lar ve müteveffa Winokur un çal flmalar yla flekillendi. Bu iki yüzy l duygudurum bozukluklar n n flekillenmesinde oynad klar rol nedeniyle önemlidirler. Hem daha çok yaz l eser bulunmas, hem teknolojik geliflmeler hem de biyolojik tedavide kaydedilen tart flmas z ilerlemeler nedeniyle bu dönem psikiyatrinin medikalleflmesi nin h zlanmas ve ilaç tedavisi kavram n n geliflerek pekiflmesi aç s ndan önem tafl maktad r. Tüm psikiyatri tarihi göz önüne al nd nda, psikiyatrik hastal klar n tamam için son iki yüzy l n ama özellikle de on y l kadar önce bitirdi imiz yüzy l n önemi çok büyüktür. Tan ve tedaviyle ilgili görüfller ve geliflmeler neredeyse insan n dünyada var oldu u günden beri bilinen melankoli kavram n kökten de ifltirmifltir. Nitekim o y llarda kullan lan ve bak ld nda bugünkü kavramlara çok yak n görünen tan mlamalar n 20. yüzy l tan mlar yla hiç ilgisi yoktur.. Avrupa daki betimleyici yaklafl m n aksine, yine Avrupa kökenli psikanalitik ve Meyeryen görüfller 20. yüzy l ortalar na kadar Amerikan psikiyatrisinde farkl bak fllara sebep oldu. Yirminci yüzy l n bafllar, Avrupa psikiyatrisinin duygulan m bozukluklar na uzunlamas na bak fl na karfl n, Amerikan psikiyatrisi psikolojik ve sosyal etmenlere a rl k veren yaklafl m yla kesitsel bir bak fl ortaya koydu. Hofl bir karfl tl k ise, Amerika da yüzy l ortalar nda hakim olan görüfller içinde yaln zca psikanalizin uzunlamas na de erlendirmeye önem veriyor olmas yd. Psikanalizin organik yaklafl mla paylaflt, ve betimleyici bak fl aç s ndan farkl laflan yan ise etiyolojiye at fda bulunmas yd. Etiyolojik yaklafl m s n fland rmay da ister istemez etkileyecek olan reaktifendojen, nörotik-psikotik, primer-sekonder ayr mlar n getirdi. Bleuler, Krapelin in tan m nda de iflikler yaparak duygulan m hastal tan m n yapt. Böylece unipolar ve bipolar ayr m da ayn

Baflka Psikiyatri ve Düflünce Dergisi, Nisan 2009 9 bafll k alt na al nm fl oldu. lk kez 1957 de Leonhard n mani ve aile öyküsünün varl ile ayr flt rd bipolar bozukluk kavram betimleyici yaklafl m n temelini oluflturan ICD ve DSM sistemlerinde yerini ald. Bir önceki yüzy lda at lan temeller üzerinde geliflen 20. yüzy l psikiyatrisi, yüzy l bafl nda analitik ve sosyal psikiyatri ile psikolojinin farkl bak fl ile zenginlik kazanm fl ve geliflen teknoloji ile ilaç biliminin ola anüstü katk lar sayesinde tümden de iflime u ram flt r. Bir yan yla betimleyici psikiyatri yaklafl m ile hemen tüm dünyada ilk kez ortak bir dil tarif edilmifl, öte yandan genetik, beyin biyokimyas, elektrofizyolojik ve radyolojik yeniliklerle psikiyatrik hastal k kavram yepyeni bir boyut kazanm flt r. Bu yüzy lda duygulan m bozukluklar ndaki geliflmelerin 19. yüzy l sonlar nda ortaya konan befl ana bafll k alt nda devam etti i söylenebilir. Duygudurum bozukluklar n n nöropatolojisi ve geneti- i ile ilgili çal flmalar k smen ivme kazanm flt r. Nitekim Cummings, Starkstein ve Robinson un çal flmalar yla depresyonun en çok frontal ve temporal lob hasar ile olufltu unun gösterilmesi, daha çok sol beyin yar m küresi lezyonlar yla ortaya ç kmas, arka bölgelere do ru da sol frontotemporal ya da sa parieto-oksipital bölgelerle iliflkili oldu unun anlafl lmas önemli bilimsel kan tlar sa lam flt r. Bu tesadüfi denebilecek bulgular sonralar Lishman ve arkadafllar ile Yozawitz ve arkadafllar n n dikotik dinleme, Bruce ve Flor-Henry nin el bask nl olgu bildirimleri, Ballantine ve Corkin in psikocerrahi uygulamalar, Davis ve Hurst ün 1940-50 y llar aras ndaki çal flmalar ile gündeme gelen elektrofizyolojik araflt rmalar ve günümüzde Kendler, Craddock ve Weinberger in bafl n çekti i genetik çal flmalar izlemektedir. Genetik varsay mlar n insan davran fllar yla iliflkisi, bilindi i gibi ilk kez Darwin ve Galton un çal flmalar ile Mendel in araflt rmalar na dayan r. Darwinyen ya da Galtonyen görüfl, genetik geliflim içinde her türlü genetik ve çevresel etmenin eklenerek etkiyi art rd n ve çok-etkilili in esas oldu unu öne sürerken, Mendelyen görüfl özgül bir sebebin genotipte var olmad sürece hiçbir fleyin ortaya ç kmayaca n, tek-etkilili in söz konusu oldu unu ileri sürmektedir. Geliflmeler Mendel in bak fl aç s n n üstünlü ünü göstermekle birlikte, ailede sa l kl ve hasta bireylerin oranlar Mendelyen oranlara tam olarak da uymamaktad r. Bu durumda hastal a sebep olan özelli in genetik geçifl gösterdi i, ancak etkilenen bireylerin bir eflik de eri geçecek özellikler de tafl d varsay lmaktad r. Bu özellikler çevresel etmenlere duyarl l n yan s ra, baz biyolojik etmenler aç s ndan da, zedelenebilirli i akla getirmektedir. Beynin mani ve depresyondaki rolünün anlafl lmas 1950 li y llardan itibaren, duygudurum üzerine etkili oldu u fark edilen ilaçlar n gündeme gelmesiyle oldu. Norepinefrin, epinefrin ve 5-hidroksitriptaminin bir

10 Oral, Karasevda dan Depresyon a hüznün tarihi kar fl m olan sympathin adl bir maddenin varl ve etkilerinin konuflulmas, 1955 de Brodie ve Shor un 5-HT ile LSD aras ndaki iliflkiyi gündeme getirmeleri, 1963 te McLennan n asetil kolin sinapslar n tarif etmesi, 1938 de dopa dekarboksilaz n bulunmas yla bafllayan ve tüm beyin ifllevlerinin dopamin ile iliflkili oldu u görüflünün yerine çok etkenli biyokimyasal iliflkilerin varl görüflünü getirdi. Pefl pefle çeflitli monoaminlerin fark edilmesi, 1960 da Axelrod un uptake i göstermesi ve 1961 y l nda Stockholm de toplanan 1.Uluslararas Katekolamin Sempozyumu psikiyatride, özellikle de duygudurum bozukluklar nda monoamin varsay m n ortaya ç kard. Bu varsay m ve imipraminin gelifltirilmesi psikofarmakoloji ça n bafllatm fl oldu. Sonralar bu kuram yerini reseptör duyarl l na b rakt ve çeflitlendi. Her ne kadar, depresyona sebep olan maddeler ya da tedavide kullan lan maddeler eski ça lardan beri biliniyorduysa da, etki mekanizmas ya da bir yerlerin hedeflenerek tedavi uygulanmas n n tarihi yaln zca 50 y l kadar geriye gitmektedir. Öte yandan, tekrarlayan duygudurum bozukluklar ile ilgili olarak en eski biyokimyasal kaynaklarda bedenin su-elektrolit dengesinden ve sodyum, potasyum, magnezyum ve kalsiyumun yan s ra lityumdan söz ediliyor olmas önemli bir karfl tl ve belki de ipuçlar n n bir biçimde tarihin içinde sakl oldu unu göstermektedir. Kaynaklar 1. Angst J, Sellaro R. Historical Perspectives and Natural History of Bipolar Disorder. Biol Psychiatry; 48:445 457. 2000 2. Berrios GE. Depressive And Manic States During The Twentieth Century in Depression And Mania. (Georgotas A, Cancro R: eds). Elsevier Publishing Co., New York. 1986 Pp: 13-23 3. Georgotas A. Affective Disorders: Pharmacotherapy in Comprehensive Textbook of Psychiatry 4th ed. (Kaplan HI & Sadock BJ: eds). Baltimore: Williams & Willkins. 1984 pp. 821-833 4. Georgotas A. Concepts of Depression and Mania in Depression And Mania. (Georgotas A, Cancro R: eds). Elsevier Publishing Co., New York. 1986 Pp: 3-19. 5. Goodwin FK, Jamison KR. Manic-Depressive Illness. New York, Oxford University Press, 1990 6. Oral ET, Ceylan ME. Araflt rma ve Klinik Uygulamada Biyolojik Psikiyatri 4.Cilt: Duygudurum Bozukluklar, Sf:1-10, stanbul, 2001 7. Tsueng WS. The development of psychiatric concepts in Traditional Chinese Medicine. Arch Gen Psychiatr, 29: 569-576. 1975 8. Shorter E. A History of Psychiatry: From the Era of the Asylum to the Age of Prozac. Wiley & Sons Inc., 1997 Canada, Pp: 17, 37, 256 9. Stone MH. Historical Aspects of Mood Disorders in Mood Disorders Text Book (eds: Stein DJ, Kupfer DJ, Schatzberg AF) American Psychiatric Publishing, Pp:3-15 Washington DC 2006