YAPILANDIRMACI YAKLAŞIM ÇERÇEVESİNDE YABANCI DİL TÜRKÇE ÖĞRETİMİ



Benzer belgeler
YAPILANDIRMACI YAKLAŞIM ÇERÇEVESİNDE YABANCI DİL TÜRKÇE ÖĞRETİMİ

AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME

İlkokuma Yazma Öğretimi

İlköğretim (İlkokul ve Ortaokul) Programları. Yrd.Doç.Dr.Gülçin TAN ŞİŞMAN

Eğitim Durumlarının Düzenlenmesi

Öğrenci hakkında varsayımlar; Öğretmen hakkında varsayımlar; İyi bir öğretim programında bulunması gereken özellikler;

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 ERKEN YAŞTA DİL ÖĞRENME... 1

Yrd. Doç. Dr. Nuray Ç. Dedeoğlu İlköğretim Matematik Eğitimi İlkokul Matematik Dersi Öğretim Programı

YENİ İLKÖĞRETİM TÜRKÇE PROGRAMININ GETİRDİKLERİ Hasan Basri DURSUN > hbdursun@gmail.com

SINIF REHBERLĠĞĠ PROGRAMI. Prof. Dr. Serap NAZLI

Öğrencilerin Üst Düzey Zihinsel Becerilerinin Belirlenmesi. Öğrenci Portfolyoları

ADIGÜZEL REHBERLİK. Rehberlik Postası. 2015/Sayı:2

Okul Temelli Mesleki Gelişim Nedir?

BÖLÜM 2 ÖĞRENME KURAMLARI VE e lif b YENİ PROGRAM e n g ü

Eğitim Fakülteleri ve İlköğretim Öğretmenleri için Matematik Öğretimi

İstek Kemal Atatürk İlkokulu Eğitim Öğretim Yılı 1. SINIFLAR BÜLTENİ

EK-1 BEDEN EGİTİMİ DERSİNDE ÖĞRENCİ BAŞARISININ DEĞERLENDİRİLMESİ

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü. Mesleki Gelişim Programı

OKUMA YAZMAYA HAZIRLIK ÇALIŞMALARI

ZEKA ATÖLYESİ AKIL OYUNLAR

Portfolyo, Portfolyo Değerlendirme Nedir? (öğrenci gelişim dosyaları)

Yapılandırmacı anlayışta bilgi, sadece dış dünyanın bir kopyası ya da bir kişiden diğerine geçen edilgen bir emilim değildir.

Öğretenden Öğrenene Tavsiyeler

Dil Öğrenme ve yazım dili öğrenme

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ TEMEL EĞİTİM BÖLÜMÜ OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

MEV KOLEJİ ÖZEL BASINKÖY OKULLARI OKUL BAŞARISINI GELİŞTİREN VERİMLİ ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ

Tam Öğrenme Kuramı -2-

Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü

MEB kitaplarının yanında kullanılacak bu kitap ve dijital kaynakların öğrencilerimize;

Sunuş yoluyla öğretimin aşamaları:

1. Çocukları Tanıma Çocukların fiziksel özelliklerini tanıma Çocukların sosyo-ekonomik özelliklerini tanıma

EĞİTİM ÖĞRETİM ETKİNLİKLERİNİN PLANLANMASI

T.C. Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Öğretmenlik Uygulaması-I Dersi Kılavuzu. Şubat, 2015 İZMİR

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ VE YAZILIM DERSİ (5 VE 6. SINIFLAR) Öğretim Programı Tanıtım Sunusu

MEB kitaplarının yanında kullanılacak bu kitap ve dijital kaynakların öğrencilerimize;

Zihinsel Yetersizliği olan bireylere Okuma- Yazma Öğretimi. Emre ÜNLÜ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI KEMAL HALİL TANIR İLKOKULU 4.SINIF TASLAK ÖĞRETİM PROGRAMLARI İLE İLGİLİ GÖRÜŞ RAPORU DERS TESPİT ÖNERİ

3. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (13 Mayıs Haziran 2013) Sayın Velimiz, 13 Mayıs Haziran 2013 tarihleri arasındaki temamıza ait bilgiler

1. Bölüm: Toplumsal Yapı ve Sınıf Yönetimi...1

1 Öğretmenlere Öneriler ÖĞRETMENLERE ÖNERĠLER

AKTS ÖZEL ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ-I MB-

PROJEYİ OLUŞTURAN ÖĞELER PROJE RAPORU YAZMA

Türk Dili ve Edebiyatı Kaynak Sitesi

SAĞLIK BİLGİSİ DERSİ MÜZÂKERE KONULARI

Bağımsız Dil Öğrencisi Kimdir?

ÖZEL ATAFEN İLKOKULU 1. SINIFLAR İNGİLİZCE VELİ BİLGİLENDİRME

HAZIRLIK SINIFLARI 3. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ Eğitim - Öğretim Yılı

T.C. Ege Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Öğretmenlik Uygulaması ve Öğretmenlik Uygulaması-II Dersleri Kılavuzu. Şubat, 2015 İZMİR

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü SERAMİK VE CAM TEKNOLOJİSİ ALANI

DBE ÖĞRENME STİLLERİ ENVANTERİ ADI SOYADI DOĞUM TARİHİ UYGULAMA TARİHİ SIRA NO TAKİP NO. Eddie Van Halen

Öğrenme ve Öğretim İlkeleri

ÖZEL ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ II

Ders Adı : Z.E. MATEMATİK ÖĞRETİMİ Ders No : Teorik : 4 Pratik : 0 Kredi : 4 ECTS : 6. Ders Bilgileri

I. GİRİŞ II. UZAK HEDEFLER

I. GİRİŞ II. UZAK HEDEFLER. Üçüncü sınıf ders programının hedefleri:

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR

Üniversite Öğrencilerinin Eleştirel Düşünmeye Bakışlarıyla İlgili Bir Değerlendirme

ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ ÖZELLİKLERİ

YABANCI DİLLER YÜKSEKOKULU İNGİLİZCE DERS İÇEREKLERİ


T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM ALANI DİKSİYON KURS PROGRAMI

PROJENİN AMACI: İlköğretim Okullarında Fen ve Teknoloji Dersinin Sevdirilmesi

3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? OCAK

Ders seçimi; öğrencilerin ilgi, yetenek ve yaşamdan beklentilerinin değerlendirilmesini gerektiren zor bir süreçtir.

İlköğretim Fen ve Teknoloji Dersi (5,6, 7 ve 8. Sınıflar ) Öğretim Programı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. ÇOCUK ve ÖĞRENME

ORTAÖĞRETİM İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ ÖZEL ALAN YETERLİKLERİ

ORTAÖĞRETĠM ĠNGĠLĠZCE ÖĞRETMENĠ ÖZEL ALAN YETERLĠKLERĠ

HAZIRLIK SINIFLARI 2. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ Eğitim - Öğretim Yılı

VELİLER İÇİN. TÜBİTAK Bilim Fuarları Kılavuzu

KAZANIMLAR(KISA DÖNEMLİ AMAÇLAR)

Yöntem nedir? Öğretim yaşantılarının desenlenmesi, uygulanması ve değerlendirilmesi aşamalarında bilinçli olarak seçilen ve izlenen düzenli yoldur.

Sık sık Ne zaman derslerine çalışacaksın! Bak sınavlar yaklaşıyor; sonra görüşürüz seninle! gibi cümlelerle aile ergen arasında gergin bir hava eser.

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. İLKOKULU 2. SINIF TÜRKÇE DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

Zirve Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği ABD Ders Ġçerikleri

İçindekiler. İçindekiler... vii 1. BÖLÜM SES TEMELLİ CÜMLE YÖNTEMİ VE YAPILANDIRMACILIK. Yrd. Doç. Dr. Meral GÖZÜKÜÇÜK

Ders Yazılımlarının Sahip Olması Gereken Özellikler:

1. Okulda öğrenme modeliyle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

İÇİNDEKİLER 1. KİTAP. BÖLÜM I Program KavraMI ve TÜRKÇE ÖğRETİM PrograMI. BÖLÜM II TÜRKÇE Öğretim PrograMININ TARİhî Gelişimi BÖLÜM III

ÖZÜR GRUBUNUN TANIMI VE ÖZELLİKLERİ. bireyin eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi durumunu

Bana göre; öğrenemeyen öğrenci yoktur. Herkes öğrenebilir Tüm bilgiler okulda öğrenilebilir Hedeflenen başarı %70-%90 arasındadır.

4/16/2010 İÇERİK. Kişisel Rehberlik? Geleneksel vs Gelişimsel Yaklaşıma Göre Kişisel Rehberlik? KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME

EĞİTİM KOÇLUĞU SERTİFİKA PROGRAMI ve KASIM 2014 TARİHLERİNDE CANİK BAŞARI ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ NDE

Çocuğunuz İlköğretime hazır mı

BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÖĞRETİM. TemplatesWise.com

Öğretim Etkinliklerini Planlama

Yrd.Doç.Dr. Aytekin ERDEM Namık Kemal Üniversitesi Meslek Yüksekokulu

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. İLKOKULU 1. SINIF TÜRKÇE DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

..OKULU ÖZEL EĞİTİM SINIF I. EĞİTİM-ÖĞRETİM YLILI HAFİF DÜZEYDE ZİHİNSEL ENGELLİLER; SINIFLAR TÜRKÇE DERSİ ÇERÇEVE PLANI

Yalıtım ve Yalıtım Malzemeleri Konusuna Yönelik Hazırlanan Öğretim Tasarımının Görme Engelli Öğrencilerin Akademik Başarısına Etkisi

OYUN VE FİZİKİ ETKİNLİKLER DERSİ (1-4. SINIFLAR) DERSI. Öğretim Programı Tanıtım Sunusu

FEN BĠLGĠSĠ EĞĠTĠMĠNĠN TEMELLERĠ

Kimya Öğretmen de Hizmet İçi Eğitim Türkiye'de İhtiyaçları

YABANCI DİLLER MESLEKİ İTALYANCA (AYAKKABI) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

ÖZEL ÜSKÜDAR SEV İLKÖĞRETİM OKULU

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

İNGİLİZCE ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAM BİLGİLERİ

Kısaca İçindekiler. KISIM I: Sosyal Bilgilere Giriş. KISIM II: Sosyal Bilgiler Öğretimin Temelleri

yazılı karneler and secondary school students

Transkript:

YAPILANDIRMACI YAKLAŞIM ÇERÇEVESİNDE YABANCI DİL TÜRKÇE ÖĞRETİMİ Yrd. Doç. Dr. Hüseyin DURU 1 ÖZET Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde içerik, yöntem ve yaklaşım belirsizliği devam etmektedir. Bilimsel araştırmalar ve yaklaşımlar öğrencinin eğitime etkili bir şekilde katılması gerektiğini vurgulamaktadır. Milli Eğitim Bakanlığının 2006 programının içeriğinde öğrencilerin kazanımları göz önünde bulundurulmuş, yabancı dil öğretiminde yapısalcı yaklaşımın dil öğretimine katkıları vurgulanmıştır. Bu araştırmamızda yapısalcı yaklaşımın yabancı dil Türkçe öğretiminde de uygulanabilirliği ve uygulama örnekleri sunulmaktadır. Bu yaklaşımla dilin edinilmesi durumunda iletişim dilinin ve kullanımının daha nitelikli beceri olarak kazanılacağı düşünülmektedir. Eğitim Fakültelerindeki Türkçe öğretmeni adaylarının yetiştirilmesi sürecinde formasyon bilgilerinin içerisinde yapılandırmacı yaklaşımın özümsenmesi ve uygulama becerisinin kazandırılması durumunda başarılı olacakları düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Yabancı dil Türkçe, yapılandırmacı yaklaşım, Türkçe öğretmenliği, Türkçe öğretimi, Türkçe öğretiminde yapılandırmacılık 1 Canik Başarı Üniversitesi, Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı, hduru@basari.edu.tr

1. Giriş Son yıllarda ülkemizin, uluslararası arenada ekonomik, kültürel ve siyasi alanlarda büyük gelişmeler kaydettiği görülmektedir. Bu durumla paralel olarak da Türkçeyi öğrenmek isteyenlerin sayısı hızla artmaktadır. Son on yıla kadar on beş bini geçmeyen yabancı öğrenci sayısı günümüzde bu sayının ikiye, üçe katlandığı görülmektedir. Yakın gelecekte de yabancı öğrenci sayısının yüz binlere ulaşması beklenmektedir. Yabancı dil Türkçe öğretimi ile ilgili ülkemizde yapılan eğitim, öğretim ve akademik çalışmalar son yıllarda büyük bir gelişme göstermiştir. Pek çok üniversitede açılan Türkçe öğretim merkezlerinde düzenli olarak pek çok çalışmalar yapılmaktadır. Anadil; insanoğlunun doğumundan itibaren yakın çevreden etkileşimle öğrendiği ilk dildir. Anadil genelde istemsiz olarak edinilse de yabancı dil güçlü bir iradeyle öğrenilir. Bu yüzden yabancı dil öğretimini anadil öğretiminden ayrılan yönleri bulunmaktadır. Öğrenciler; gelecek kaygısı, çalışma isteği, evlilik, sosyal yaşam gibi birçok nedenle yabancı dili bilinçli olarak öğrenmektedir. Ülkemizdeki ortaöğretim/yükseköğretim kurumlarında İngilizce, Almanca, Fransızca gibi modern dillerin öğretiminin geleneksel yöntemlerle yapılması durumunda öğrencilerin dili anladığı halde dili kullanmadaki sıkıntıları alternatif yönelimlere ihtiyaç olduğunu göstermiştir. Dilimizin modern diller ölçüsünde yabancılara sunulması ülkemiz menfaatlerine uygun bir yol olacaktır. Fakat Türkçemizin çevremizdeki diğer dillere göre de çok farklı bir dil yapısı vardır. O dillerin öğretiminden farklı olarak kendi dil yapımıza uygun yeni yönelimler keşfetmemiz gerekmektedir. İngilizler, Almanlar böyle öğretiyorsa biz de öğle öğretmeliyiz. gibi hazırcılıktan kurtulmamız gerekmektedir. Dil öğretimi etkinlikleri açısından aynı etkinlikler uygulanabilse de içerik ve sistem olarak aynı yolu takip etmemiz doğru olmamaktadır. Sınıf içi ve sınıf dışı etkinlikleri uygulama bakımından başarılı olan eğitim elemanlarının yapılandırmacı yaklaşımla kullanıma/iletişime dayalı dil öğretme konusunda daha başarılı oldukları görülmektedir.

2. Yapılandırmacılık Yapılandırmacılık; önceki bilgileri dikkate alarak, önemseyerek (yeni bilgilerin eklenmesi demek değil) yeni bilgilere öğrencilerin kendilerinin ulaşması beklenmektedir. Bu cümlenin açılımında öğretmenlerin öğretici olmaktan çıkıp senarist/yönetmen/rehber rolüne girmesi anlamına girmektedir. Bu da geleneksel öğretim uygulamalarından çok farklı görülmektedir. Yapılan uygulamalarda öğrenci işitir, görür, duyar, kendisi de olayın içine girer ve yaşayarak öğrenir. Bilgiye ulaşmada öğretmenin ve diğer kaynakların dışında çevresindeki herkesin bilgisinden istifade eder. Çelik (2006) e göre; yapılandırmacı eğitim programlarında tüm öğrenenler için aynı hedefleri belirleme ve hepsinin bu hedeflere aynı düzeyde ulaşmasını bekleme yaklaşımından vazgeçilmiştir. Eğitim fakültelerinde yapılandırmacılık yaklaşımı kavratılırken derslerin içeriğini belirleyen ne öğretilmeli? yerine, öğrencilere yaklaşım, yöntem ve teknikler düşünülerek birey nasıl öğrenir? sorusunun cevabı kavratılır. Yapılandırmacı yaklaşımda öğrenmenin edinilmesi için öğrencinin kendisi sorumluluk alması ve düşünme becerilerinin geliştirilmesi hedeflenir. Öğrenmeyi merkeze alan bu yaklaşımda, dil ve zihinsel becerileri üst düzeyde geliştirmeye çalışılmaktadır. Zekânın doğuştan yüksek olması, dil ve zihinsel becerilerin yüksek olacağı anlamına gelmemektedir. Öğrencinin zekâ düzeyi yüksek bile olsa, dil ve zihin-sel becerilerini geliştirmeye yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Çünkü öğrenme sürecinde dilin özel bir önemi vardır. Yapılandırıcı yaklaşıma göre dil, öğrenmenin ve zihinsel becerileri geliştirmenin en önemli aracıdır (Güneş, 2009). Klasik eğitim modellerinde öğrencinin isteği ve ihtiyacı dışında pek çok kelime öğretildiği olur. Öğrencinin süngerin suyu çekmesi gibi derslerde ortaya saçılan tüm kelime ve kavramları edinmesi beklenir. Oysa yapısalcı yaklaşımda öğrenci sadece isteği ve ihtiyacı doğrultusunda bilgi edinir ve öğrendiklerini de çoğunlukla kullanır. Yapılandırmacı yaklaşım, sonuç değerlendirmeyi değil, süreç değerlendirmeyi esas alan ölçme ve değerlendirme yaklaşımına sahiptir. Süreç değerlendirme öğrenme görevlerinin yürütülmesinde ipuçları vermekte, sonuç değerlendirmede rastlanan sınavdan düşük not alma kaygı ve korkularının

olmadığı nitelikler içermektedir. Süreç değerlendirmenin ağırlıkta olduğu öğrenme ortamlarında öğrencilerin öğrenme görevleri de sürece yönelik verilir ve öğrenciler bu görevleri isteyerek yaparlar (Karadüz, 2009). 3. Yapılandırmacı Yaklaşımda Öğrenme Stratejileri: Günümüzde bilgiye ulaşma, bilginin aktarımı ve kullanımı değil bilginin üretimi önemlidir. Bilgiye ulaşma oldukça kolaylaşmış ama bilgiyi edinme, içselleştirme yolları yeteri kadar gelişmemiştir. Öğrencinin kendi gereksinimleri, arzuları doğrultuda gerekli olan kelime, kavram ve ifadeleri kendilerinin oluşturmaya, kullanmaya yatkın olması sağlanmalıdır. Öğrenme stratejileri, öğrencinin kendi kendine çalışarak etkili bir biçimde öğrenmesini kolaylaştıran tekniklerdir. Öğrenme stratejilerini kullanan öğrenci, öğrenmelerini daha kolay ve kalıcı hale getirebilir. Bu nedenle, eğitimin her basamağında öğrencilerin öğrenme stratejilerini öğrenmeye ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyacı karşılayabilmek için de strateji kullanımı konusunda öğrencilere rehberlik etmek öğretmenlerin en önemli görevlerinden biridir (Çelikkaya & Kuş, 2010). Yabancı Dil Türkçe Öğretimi dersini alan öğrencilere eğitim döneminin başında öğrenme stratejileri ile ilgili genel bilgiler verilmelidir. Eğitim süreci içinde de yerine göre stratejiler değiştirilmeli ve öğrencinin kısa sürede daha etkili öğrenebilecekleri güncel stratejiler hakkında bilgiler verilmelidir. Öğretme stratejilerinin kullanılması kadar, öğrenme stratejilerinin de bilinip uygulanması öğrenmenin gerçekleşmesinde önemli unsurların başında gelmektedir (Tay, 2004). Bilgiler mutlaka önceki bilgilerle tutarlı bir şekilde ilişkilendirilmelidir. Zira ilişkilendirilemeyen bilgiler, bilgi yığınlarına dönüşecektir. Derslerin akışı plan dâhilinde olursa performans daha da artacaktır. Yakın zamana kadar hastalık gizemli bir şeydi ve doktorlar tek mücadeleci olarak çalışırdı. Şimdi ise hastalığın iyileşmesinde en az doktor kadar hastanın da aktif rol almasının gereği vurgulanmaktadır. Doktor hastasının yerine iyi olamayacağı gibi; öğretmen de öğrencinin yerine öğrenemez. Dolayısıyla günümüz eğitim sisteminde öğrencilere öğrenmeyi öğrenme ve düşünme yollarının kazandırılması gereği ortaya çıkmıştır (Gelen,

2004). Öğrencinin bilgiyi üretebilmesi için danışmanlık yapması beklenen öğretim elemanlarının çalışmaları, bilgi ve destek kaynağı olabilecek akademik yazılar maalesef henüz yetersizdir. Ders araçları da aynı şekilde yapısalcılığa uygun hazırlanmamaktadır. Yakın gelecekte de ihtiyaçlara cevap verecek şekilde bir durumun olması da beklenmemektedir. Bu yüzden öğretim elemanlarının kendi gayretleri ile uygulamalara yön vermeleri gerekmektedir. Öğrenme stratejileri öğrencinin öğrenecek olduğu materyali ya da bilgi topluluğunu hangi yöntem ve teknikle kendisine en kısa yoldan ve en kalıcı şekilde öğrenmesini sağlayan stratejilerdir (Taşdemir & Tay, 2007). Eğitim ortamları bol uyaranlı olmalıdır. Eğitim ortamlarında öğrencinin dil gelişiminde ihtiyaç hissedebileceği her türlü yayın, araç, gereç imkân ölçüsünde bulundurulmalıdır. Öğrenci istediği anda bunları temin edebilmeli hatta ilgilenmesi için de gerekli tasarım yapılmalıdır. Günlük gazeteler, dergiler, dinleme malzemeleri, afişler, biletler, eski faturalar, flaş kartlar, CD ler, sözlükler bulundurulmalıdır. Uyaranların niteliğini arttıracak çalışmalar yapılması gerekmektedir. Mesela; aşırı ve aykırı durumlar öğretime canlılık katar. Karikatürler, radyo-televizyon yayınları, hareketli/kayan yazılar gibi birçok unsur bu amaçla değerlendirilebilir. Yabancı dil öğretiminde kültürel unsurlar ders içerikleri olarak kullanılmamalıdır. İneklere tapanlar, vücudun değişik yerlerine kına yakmalar, kutsal sayılan dere kenarlarındaki çamur banyoları gibi kültürel adetlerin ders içeriği olarak kullanılması doğru değildir. Kullanılacaksa da yermeden, eleştiriye meydan vermeyecek şekilde özenle yaklaşılmalıdır. Uygulama öncesi hazırlık aşamasında öğrencilerin eksikleri varsa giderilmelidir. Kâğıdı, kalemi olmayabilir, ses kayıt cihazı lazımsa temini noktasında yardımcı olunmalıdır. 3.1. Otantik Öğrenme: Otantik öğrenme sürecinde bireyler gündelik hayatın içinden sorunlarla karşılaşır, sorunları aşmak için çevresi ile birlikte çözümler üretir, yoğun bir şekilde tecrübe kazanımı da gerçekleşir. Birey çevresindeki sosyal algıları analiz eder, kültürel etkileşimi en sağlıklı bir şekilde yürütür, üstlendiği görev ve sorumlulukları bilinçli olarak değerlendirir. Öğrenci sadece kendi fikrini değil başkalarının fikirlerine tanıklık eder, kimi sorunlara da empati ile yaklaşır. Bu empati kazanımı, yabancı

bireylerin en çok zorlandıkları, anlamsız gelen konularda bile bir çok sorununu çözmüş olur. Kültürel farklılıklardan doğan karşıtlık, çatışma ortamları daha yumuşak atlatılmış olur. Örneğin, el öpme, bacak bacak üstüne atma, sakız çiğneme vs. çatışma konuları çözümlenmiş olur. Otantik öğrenme sonucu öğrenilen bilgilerin sınıf ortamına getirilmesi, öğretmene ve diğer öğrencilere yansıtması çok önemlidir. Öğrenci yansıtma sırasındaki konuşma dili, nezaket dili; sunumun tasarımı, görselliği, ifadelerin düzgünlüğü ve akıcılığı da önem arz etmektedir. İlk uygulamalarda topluluk karşısına çıkma psikolojisi içinde zorlanmalar olacağı için öğretim elemanı ortamı yumuşatacak uygulamalarla sıkıntıyı hafifletmelidir. Otantik öğrenme öğrencilerle bire bir ilgilenme fırsatı verir. Özellikle kalabalık sınıflarda okuyan öğrencilerin sınıf dışında dış dünyada özel ilgilenilmesi anlamına gelir. Öğretmenin dışında; arkadaşları, komşuları, kendisine muhatap olan herkes öğretmenin destekçileri olmaktadır. Sosyal yaşamda kelimelerin, kavramların, cümle yapılarının birinci kaynağı ders dışı uygulamalardır. Kitaplar yıllar öncesinde yazılmış olabilir. Kitaptaki cümleler ve kavramlar kitabın yazarının Türkçe bilgisine bağlı olmaktadır ve çoğunlukla formal/resmi/kurallı Türkçeyi içermektedir. Ama konuşma dili ve dilin kullanım özellikleri ile ilgili bilgilere ders dışında karşılaşmaktadırlar. Otantik öğrenmede öğrenci birinci kaynağa gider. Derste öğrendikleri bilgilerini dışarıda test eder. Ayıpsın yani, Sen nasıl kankasın, Öyle değil mi? gibi kalıp ifadelerle dışarıda karşılaşacaktır. Otantik öğrenmede öğrenciler dilin sesleri ile birlikte vurgu, tonlama, sesletim, jest ve mimik gibi dili tamamlayan unsurları da görmektedir. Zannedildiğinin tersine bireyin sınıfta öğrendikleri soyut; otantik olarak öğrendiği bilgiler ise anlamlı bilgiler olmaktadır. Otantik öğrenmenin başarısı için öğrencilerin ders başında iyi motive edilmesi gerekmektedir. Öğrencilerin endişelerinin yersizliğini, dili kullanabilecekleri ortamları kendilerinin belirlemeleri gerektiğini, çevresindeki her olay ve olgunun kendi dil gelişimlerine faydalı olacağını ısrarla vurgulamaları gerekmektedir. 3.2. Anlamayı Artıran Stratejiler Öğrencilerin metnin analiz edilmesi, duyulan seslerin, konuşmaların anlamlandırılması, resim/karikatür/video gibi görsel öğelerin anlamlar

çıkarılması için uygulamalar yapılmalıdır. Bunların her birisi için uygulama sayısı arttıkça becerinin gelişmesi de artacaktır. Metni okumadan önce metnin sorularını okuma, resmin içindeki her olguya ait kelimelerin liste halinde verilmesi, serbest yazı çalışması öncesinde konuyu ilgilendiren soru cümlelerinin verilmesi anlama oranını yükseltecektir. Türk dilinin yan unsurları olan vücut dilinin de bu kapsamda öğretilmesi gerekmektedir. Öğrenciler gündelik yaşamları içerisinde kültür ve bilgi farklılıklarından kaynaklanan olgular öğretim ortamına taşınması istenebilir. Bu aktarımlar sırasında diğer öğrencilerin de tecrübe edinmesi sağlanmış olacaktır. Örneğin; Sağ elin hafif kaldırılarak daire şeklinde sallanması sırasında söylenen Oho! sesinin; otobüsün çoktan kalktığı, dersin çoktan bittiği gibi anlamlara geldiğini öğrenmektedirler. Beden dilinin bu tür kullanımı ülkeden ülkeye, kültürden kültüre değiştiği için öğrencilerin kelimeler yanında bu kullanımları da öğrenmesi gerekmektedir. 3.3. Uzun Süreli Belleğe Alma Stratejileri: Metnin kenarına alınan notlar, önemli kavramların altını çizme, şiir veya cümle kalıplarını ezberleme, akşam yatmadan önce ve sabah erken saatte uyandığında okuma/tekrar etme, metinle ilişkili olarak yıldız, ünlem, gülme işareti veya somut kelimeleri çizme zihinde kalıcılığı artıracaktır. Metindeki bilgiler düzen içerisinde beyne gönderilirse kalıcılık oranını artıracaktır. Metinde dikkatin arttırılması, ara ve alt başlıklarla bölünmesi, şekil/grafikler çizerek bağlantı kurulması yine kalıcılığı artıracaktır. Okunan metnin özetini çıkarma veya bir başkasına anlatma da yararlı olacaktır. Belirli aralıklarla bilgilerin tekrar edilmesi yararlıdır. Şiir ezberlemek, şiir dinlemek, özdeyişlerin ve deyimlerin ezberlenmesi konuşmalarda akıcılığı, düzgünlüğü sağlaması adına önemlidir. Fakat ezberlerin uzun süreli bellekte kalması zordur. Uzun süreli bellekte kalması için bilgiler birbiri ile ilişkili, düzenli, anlamlı olması gerekmektedir. Anlamlı öğrenme için yeni öğrenilen bilgilerin önceki bilgilerle örtüşmesi gerekmektedir. İlişki kurulmazsa yeni bilgi anlamsız olarak değerlendirilecektir. Uzun süreli belleğe aktarılması için bilgilerin

karşılaştırılması, geçmişteki hatıralar, çevremizdeki olay ve olgularla ilişkilendirilmelidir. Soru cümleleri hazırlama Dil öğretiminde soru cümleleri oluşturma üst bilişsel basamaktır. Düzgün soru cümlesi kurabilen bireyler daha yetkin dil kullanıcısı olarak değerlendirilir. Bu yüzden işlenen her konunun yeteri kadar öğrenildiğine kanaat getirildiğinde soru cümleleri üzerinde durulması gerekmektedir. Öğrenciler çevresindeki kişilere hitaben konunun detayları ile ilgili soru cümlesi kurabiliyorsa ilgili konuda yetkinliğe ulaşmış demektir. Soru sorma becerisini edinmek için ilk dersten itibaren uygulamaların yapılması gerekmektedir. Yapılandırmacı yaklaşım çerçevesinde de arkadaşları ile, görüştüğü kişilerle iletişim kurabilmesi ve kendisini ifade edebilmesi için soru cümlelerine çok ihtiyaç duyacaktır. Kim, ne, nerede, nasıl, niçin, hangisi, ne zaman gibi soru zarflarının ve belirteçlerin iyi kavranması gerekir. Diğer taraftan soru kavramlarının kullanımı her dilde farklıdır. Örneğin; İngilizce What size are you? şeklindeki soru cümlesinde; what=ne anlamına geldiği halde Türkçemizde aynı soru Kaç bedensiniz/beden giyiyorsunuz? şeklinde kullanılmaktadır. Bu tür durumlar tüm diller için geçerlidir. Öğrencilerin dili kullanımda en sık karşılaşılan zorluklarından birisinin bu konu olduğu unutulmamalıdır. Olumlu ve olumsuz cevaplar hazırlama Dilin günlük kullanımda bazı sorulara verilecek tepki cevapları bireyleri hazırlıksız yakalamaktadır. Örneğin; Biletiniz var mı? sorusuna hazırlıksız yakalanan öğrenciler, bu soruya cevap olarak Hayır, değil, Evet, bilet gibi yanlış cevaplar verebilmektedirler. Bu sorunun çözülmesi için de soru metinlerine karşılık gelecek şekilde sorulara hem olumlu hem de olumsuz cevabı birlikte vermeleri istenebilir. Bu uygulamalarla ilgili peş peşe birçok soru yöneltilerek pratiklik kazanması sağlanabilir.

A: Biletiniz var mı? B: Evet, var. / Hayır, yok. Benzer veya zıt kavramlarla değiştirme Konuşma becerisinin kazanılmasında eş anlamlı veya zıt anlamlı kelimelerin bilinmesinde büyük kolaylık sağlanmaktadır. Ders içeriklerinde yeni öğrenilen kelimelerin sık kullanım şekliyle benzer, eş, zıt anlamları da öğretilmeli; bu kelimelerle de yeni cümleler oluşturulmalıdır. Ben..gazete.. okuyorum. (gazete/kitap/dergi/mektup) Cümle kalıplarını ezberleme Deyimler, atasözleri, kalıp ifadelerin bilinmesi konuşmalarda akıcılığı sağlamak için önemlidir. Bu bilgileri edinmiş ve kullanabilen bireyler bulunduğu dil basamağının üst düzeyinde olduğunu göstermektedir. A2 öğrencisinin Karnım zil çalıyor., Aman Allah ım, Ay inanmıyorum. gibi kalıpları bütün olarak öğrenebilir. Aynen yazma Yabancı dil ediniminde metinleri aynen yazma bir öğrenim tekniğidir. Özellikle alfabesi farklı olan dillerden gelenler için sıklıkla yapılan bir uygulamadır. Özlü sözleri güzel bir tasarımla yazıp, duvara/panoya asma hem dil öğrenimi hem de dile karşı motive edici bir unsur olmaktadır. 3.4. Güdülenme Öğrencinin öğrenme içeriklerine motive edilmesi öğrenmenin gerçekleşmesi için ön şarttır. Güdülenmemiş öğrenci ilgi göstermeyecek, dikkatini toplayamayacak, zihni farklı meşguliyetler içinde olacaktır. Bireyi öğrenmesi için harekete geçiren güç kaynağıdır. Güdülenmiş öğrenci, öğrenme sorumluluğu taşır, öğrenmekten zevk alır, öğrenmeyi gerçekleştirmek için sürekli çaba gösterir (Erdem, 2005). Öğrencilerin güdülenmesi için; a. Eğitim ortamları eğlenceli ve güvenli ortamlar olmalıdır. Öğrenci mutlu, huzurlu olduğu durumlarda öğrenme daha kolay gerçekleşecektir. Öğrencinin çevresinde hoş, hareketli, güler yüzlü insanlar bulunmalıdır.

Endişeyle, korkuyla, değişik kaygılarla eğitim ortamına zorla gelen öğrencilerin başarısı düşecektir. b. Yapılandırmacı yaklaşımla verilen hedeflere ulaşmada çalışmanın hedeflerinden bahsedilmesi gerekmektedir. Öğreneceği kelime sayısı, kimlerle görüşebileceği, öğretmenin kendisinin yardım edebileceği konular detaylarına kadar anlatılmalıdır. c. Sessiz bir ortam sağlanmalı, gürültülü ortamlarda kelimeler, sesler tam olarak anlaşılmayacaktır. d. Dikkati dağıtacak resim, televizyon, oyun malzemeleri kaldırılmalıdır. e. Kaza, şiddet, hasta olma, bir yakınının ölmesi gibi olumsuz durumlar da etkileyecektir. Öğrencinin olumsuz düşüncelerden sıyrılması gerekir. f. İhtiyacı olmadığına kanaat getirirse de motive olamayacaktır. Öğrencilerin hem örgün eğitimde derslerde başarılı olmaları, hem de örgün eğitimden sonra yaşadığımız bilgi çağında kendilerini geliştirmeleri için kendi kendilerine öğrenmeleri ve öğrenmelerini izleme yeterliği kazanmaları gerekmektedir. Okullarda öğrencilere belli disiplinlerin temel kavram ve ilkeleri öğretilirken öğrenme stratejileri de öğretilmelidir. İlköğretimden başlayarak öğretimin her düzeyinde derslerde konunun gerektirdiği öğrenme stratejilerinin öğretimine yer verilmelidir (Sübaşı, 2000). 3.5. Kaygıları Giderme Konuşamama, öğrenememe, unutma, sınavlarda başarılı olamama kaygıları dil öğretiminde en sık karşılaşılan durumdur. Kaygı, güçlü istek ya da dürtünün amaca ulaşmasını engelleyen tedirgin edici durumdur. Kaygı en çok derslerde ve sınavlarda başarılı olamama durumuyla ilgili olarak görülür (Erdem, 2005). Dil öğretimi sürecine giren hiçbir birey kendisinin tam öğrenmeyi gerçekleştirdiğini iddia edemez. Çünkü dil, yaşayan ve sürekli gelişen bir olgudur. Yabancının öğrenmek istediği hedef dili ana dili gibi öğrenme hedefindedir. Fakat o seviyeye gelmesi için dilin konuşulduğu anavatanda

uzun yıllar kalması ile ancak o seviyeye ulaşabilir. Bu yüzden öğrencilerin yeterli bilgiye ulaşmadan topluluk önünde konuşması, edebi veya akademik metinler yazması beklenmemelidir, bireyin kaygılanmasını da olağan görmek gerekmektedir. Bireyin bu kaygılarından kurtarmak için, Sizin yabancı diliniz olduğunu biliyoruz, endişelenmenize gerek yok, bilginiz kendinizi anlatmak için yeterlidir, bizim için sizin fikirleriniz, düşünceleriniz önemlidir. gibi sözlerle desteklenmesi gerekmektedir. Öğrenirken karşılaşılan güçlükler, yeterli öğrenememe, çalışmak istememe, çalışmak isteyip de çalışamama, çok çalışıp da başarılı olamama, yeterli performansı gösterememe, öğrencilerin, öğretmenlerin ve öğrenci velilerinin sıklıkla dile getirdikleri sorunlardır (Erdem, 2005). 3.6. Öğrenme Güçlükleri Yapılandırmacı yaklaşımda öğrenciler iyi güdülenmezse, konuların içerikleri tam izah edilmezse öğrencilerin kaygıları artacaktır. Yeni bir şey öğrenmedikleri, kendi kendilerine dil öğreniminde ilerlemediklerini düşüneceklerdir. Oysa öğrenciler ilk uygulamalarda zorlandıkları halde daha sonraki uygulamalarda çok kolaylıkla ilerlemektedirler. Önemli olan öğretim elemanı planlı, düzenli, etkili araçlarla eğitimi yönlendirmelidir. Uygulamaya odaklanılan bu yönelimde teorik bilgiler gerekli yerlerde verilmediğinde uygulamalarda da aksaklıklar yaşanacaktır. Örneğin; şimdiki zamanın kullanımını öğrenci tam olarak öğrenemezse uygulama içerisinde şimdiki zamanlı cümlelerde kişi eklerini düzgün kullanamadığı görülür. Birkaç defa sözlü hatırlatmalarla da çözülememektedir. Uygulama öncesinde bu bilginin tam olarak öğretilmesi gerekmektedir. Diğer bir güçlük de eğitim dönemi boyunca sürekli uygulama ile dersler geçirilirse teorik bilgiler hiç verilmediği durumda iletişim kazalarıyla çok sık karşılaşılmaktadır. Bu yüzden uygulama öncesi öğrencilerin teorik bilgilerde doyuma ulaşması gerekmektedir. Her derste yeni bilgiler takip edildiğinde önceki konularla ilgili bazı kavramlar tekrar edilmezse bilgi kayıpları, unutmalar kaçınılmaz olacaktır. Bu yüzden öğretim elemanı derslerin içinde zaman zaman geçmişe dönük uygulamalarla ilişkilendirmelidir.

3.7. Eleştirel Düşünme Eleştirme işlemi doğru ile yanlışı ayırt etmek, farklı düşüncelerin de olduğunu göstermek için yapılır. Bu yüzden öğrencilerin ders uygulamalarında eleştirel yaklaşımına müsaade edilmelidir. Yalnız burada öğrencilerden beklenen orijinal fikirlerin ortaya çıkmasını beklemek değil Türkçeyi güzel, akıcı kullanabilmek için araç olduğunu düşünmek gerekmektedir. Eğitim ortamları eleştirel düşünmeye uygun ortamlar olmalıdır. Üretken fikirli bireyler ancak eleştirel düşünmeye imkân sağlandığında keşfedilecek, onlardan yararlanılacaktır. Beyin merkezli öğretim yöntemlerinde sıklıkla uygulanmaktadır. Eleştirel düşünceye sahip insanlar fikirlerini aktarmak için dört büyük beceriyi tam yetkin kullanmak zorunda olduğu için dil öğreniminde daha fazla çaba gösterecektir. Hedef dili kullanabilmek için daha fazla ilerleme hevesi olacak, derslere daha iyi motive olacaktır. Eleştirel düşünmeye uygun ortamlarda öğrencilerin soyut düşünme becerisi gelişmektedir. Problem çözümlerinde en kısa ve farklı yollardan çözüme ulaşmayı başarmaktadırlar. Eleştirel düşünme ve araştırma, öğrencileri bağımsız bir şekilde düşünmeye cesaretlendiren, farklı fikirlere değer veren ve kendi fikirlerine ters fikirleri değerlendiren öğretmenlerin bulundukları sınıflarda büyük başarıya ulaşmaktadır (Demirkaya, 2008). Beyin fırtınası, fikir platformu, entelektüel bireyler, bakış açısı, bağımsız düşünme, özgüven, akılcı/mantıklı düşünme, açılımlar, sosyal beceriler, hizmet kalitesi gibi nitelikli bireylerle ilgili terimler eleştirel düşüncelere açık ortamlardan çıkmaktadır. Bireylerin yaş seviyesi ilerledikçe eleştirel düşünme becerisi de gelişir. Küçük çocuklarda büyüklerin fikirlerini kabul vardır ama yaşları ilerledikçe kendi fikirlerinde gelişmeler görülür. Eleştirel bakış açısı kazanmış bireyler, karakter farklılıklarına göre çözümler bulur, sosyal yaşantısındaki renklilik artar, akademik bilgileri yüksek olur, sonucu kesin olmayan pek çok hususta en yakın doğru sonuca ulaşırlar.

Olaylara eleştirel açıdan yaklaşanlara kimi idareciler rahatsız olurlar, yeni arayışlar içinde olmayanlar tehlikeli görürler, zihni gelişmişliği düşük olanlar hazmedemezler, çevresi tarafından kıskanır, mevcut düzene ters görünürler, kontrol edilemez olarak görülürler, kalıpların dışına çıkar, tabuları yıkar, etkili kararların alınma sürecinde belirleyici rol üstlenirler. Esasen eleştirel düşünenler her zaman üzerlerine risk alırlar. Kendileri çok inansalar dahi söyledikleri yanlış görülebilir, çevresi tarafından kabul edilmeyebilir, idarecisine karşı başkaldırı olarak algılanabilir, fikirlerde tutarsızlık olarak algılanabilir. Bu kişiler; bütün bunlara karşı direnerek özgüvenle eleştirebiliyorsa başkalarının önüne geçmiş demektir. 4. Türkçe Öğretiminde Yapılandırmacılık ve Örnek Uygulamaları Dil öğretiminde dört becerinin de etkin kullanılması için birçok uygulama yapılmaktadır. Sınıf içi ve sınıf dışı uygulamaları olarak eğitim teknikleri sayılamayacak kadar çoktur. Etkinliğin çok olması, çeşitliliğin fazla olması öğretim için olumlu karşılansa da bireyin bu bilgileri edinmesinde ne derece etkili olduğu tartışılmaktadır. Öğrenciler, kendilerinin önceki bilgileri ölçüsünde yeni bilgiler edinebilirler. Önceki bilgilerinin miktarı düşük olanların yeni bilgileri eklediğinde yine sınıfın düzeyinden düşük olacaktır. Mesela; bir sınıfta sınıfın ortalamasından düşük olan öğrenci bir dersten edineceği yeni bilgiler sonucunda yine düşük olacaktır. Genelde öğretmenler; sınıflarda verilen bilgilerin tüm öğrencilerin eşit seviyede almasını ve hepsinin yeni bilgileri aynı derecede hazmetmesini bekler. Fakat bunun hiçbir sınıfta mümkün olmadığı acı bir şekilde görülür. Oysa bu durum insan fıtratına uygun değildir. İnsan beynini fabrika ürünleri gibi düşünmek doğru değildir. Her bir insanın ilgisi, zekâsı, becerisi, kapasitesi farklıdır. Bu sebeple yapılandırmacı yaklaşım dil öğretimi için oldukça uygun düşmektedir. Çünkü öğrencinin önceki bilgi seviyesi her

ne olursa olsun yeni uygulamalarla bulunduğu bilgi birikiminin üzerine kapasitesi oranında mutlaka bilgi eklenmektedir. Bu yaklaşımla öğrenmenin gerçekleşmesi için; Yeni bilgilerle önceki bilgiler iyi bir şekilde ilişkilendirilmelidir. Eski bilgiler düzenli olmalıdır, eksik bilgiler varsa yeni bilgiler tamamlayıcı olmalıdır. Konuların ayrıntılarına girerken konu bütünlüğünden, hedeften kopulmamalıdır. Verilen ödevler, projeler öğrencinin ilgisini çekecek, meraklandıracak, heyecanlandıracak özelliklerde olmalıdır. Bunun için bireyin yaşını, kültürünü, zekâ seviyesini, ilgi ve yetenekleri dikkate alınmalıdır. Öğrenciler özerk olmalı, genelde öğretmenin çok geniş olarak çizdiği dairenin dışına çıkmadan öğrenci kendi isteği ve ihtiyacı ölçüsünde serbest hareket edebilmelidir. Yabancı dil ediniminde öğrencinin sözlük veya diğer eğitim malzemeleri ile ulaştığı bilgiler çoğunlukla yanlış, eksik, hatalı olacaktır. Öğretmen tam bu aşamada düzeltmeler yapacak ama öğrencinin öznel olarak ulaştığı bu bilgileri özümsemesini, kullanmasını beklemelidir. Ürün elde edemeyen öğrenciye destekte bulunarak mutlaka ürün elde etmesi sağlanmalıdır. Ürün elde edemeyen öğrenciye hazır bilgiler verip kullanmasını istemek doğru değildir. Hazırcılığa alışırsa daha sonraki diğer adımlarda yine aynı uygulamaların tekrarını bekleyecektir. Öğretim süreci (I) öğrencinin kaldıramayacağı yükleri, (II) ulaşamayacağı hedefleri, (III) farklı durumlarda kullanamayacağı/genelleyemeyeceği bilgilerle uğraştırılmamalıdır. Bu maddeleri örneklendirmek gerekirse; şehrin belediye başkanı ile görüşmesinin istenmesi (I.) için, temel seviye öğrencisinden protokol önünde konuşma yapmasının istenmesi (II.) için, maç spikerliğinin yaptırılması da (III.) için verilebilecek örneklerdir. Bu durumda öğrencinin her zaman ve her durumda kullanabileceği cümle kalıpları, ders sonrası veya hafta sonu tatilinde yapabileceği ödevler,

yakın çevresinde kolaylıkla ulaşabileceği, zorlandığında yardım alabileceği ortamlar oluşturulmalıdır. Bu yaklaşım netice olarak öğretmenlerin öğrencilerini tanımak için daha fazla zaman, imkân kazanmalarını, düşünmelerini sağlayacaktır. Öğrencinin kendi kendine öğrenme çabasına destek olacak, eksiklerini giderme konusunda yeni stratejiler düşünmesini gerektireceği için daha başarılı bir öğretmen olmanın yolunu açacaktır. Bu durum öğrenci danışmanlığı/rehberliğinde de en isabetli yol olacağı muhakkaktır. Öğrenmenin eksik ve yeteri kadar olmaması durumunda uygulamaların tekrar edilmesi, yer değişikliği veya şekil değişikliği ile yeniden yapılandırılması hedefe ulaşmayı sağlayacaktır. Öğrenmenin gerçekleşmesi için her öğrenci aynı zaman diliminde uygulamaları gerçekleştiremeyecektir. Bu yüzden uygulamaların süreci, zamanı öğrenci ile birlikte belirlenmelidir. Öğretmenin zamanı belirleyip öğrenciye bildirmesi durumunda çoğu zaman başarıya ulaşılamadığı görülür. Ama zamanlama öğrenci ile birlikte belirlendiğinde çoğunlukla gerçekleştiği görülmektedir. Öğrenmenin geçekleşmesi öğrencinin kendi içinde olmalıdır. Dışarıdan hazır bilgilerin verilmesi durumunda öğrencinin yeni bilgiyi içselleştirmesi, benliğinde kabul etmesi daha uzun zaman gerektirmekte, diğer taraftan da geçici belleğe yerleşmektedir. Kalıcı belleğe yerleşmesi zorlaşmaktadır bu durum beyne itici gelmekte, mantıklı gelmemektedir. Öğrenci iç tetikleyicileriyle gördüğü her şeyi okumaya, konu hakkında bir şeyler duymaya, okuduklarının ve duyduklarının kalıcı olması için not almaya, yazmaya çalışacaktır. İçeriği belirlenmiş bir uygulamanın hazırlığı aşamasında öğrenci konu ile ilgili çevresindeki tüm olguları dikkatle takip edecektir. Algıda seçicilik olarak nitelendirilen bu durum öğrenciye, konuyu tüm detayları ile birlikte sınıf ortamından çok daha fazlasını düşünmeye itecektir. Öğrencinin yakın planda öğrenme hedefleri belirlenirken öğrencinin önceki bilgileri hesaba katılarak ulaşması gereken hedef gösterilir. Öğrencinin bildiği ile hedefteki becerinin kazandırılması arasındaki mesafe öğrencinin yeteneğini göstermektedir. Öğrencinin çok bilgilere sahip olması zekâsını

göstermez, bilgi birikimini gösterir. Az bilgisi de olsa önceki ile sonraki bilgi arasındaki hız, zekâsının boyutunu gösterir. Öğrencinin bilgi edinmesi için sınıfta, sırada oturarak öğrenmesi beklenmemelidir. Hareket halinde, aksiyon olursa bilgiye ulaşılır. Hareket halinde ulaşılan bilginin kullanılmasıyla tam öğrenme gerçekleşmiş olur. Bilgi basamağında bilgiler teorik olarak, çoğunlukla pasif olarak edinilir, Hareket basamağında eksikleri veya daha fazla bilgilere ulaşmak için araştırmalar yapılır, Kullanım kısmında bilgilerin somutlaştırılması, görselleştirilmesi, sunum vardır. Öğrenme kısmında ise artık ilişkide olduğu tüm çevresindeki olaylar ve olgular çerçevesinde edindiği kazanımlardır. Öğrencilerin dersi yönlendirmesine izin verilmelidir. Öğrenci kendi isteği doğrultuda, ihtiyacına göre dersi şekillendirebilmelidir. Sorularında rahat olması gerektiği vurgulanmalıdır. Soruları öğretmen öğrencilerle birlikte analiz etmelidir. Gerekirse sorunun kelimeleri tek tek ele alınarak cevabı yine öğrenciye buldurma yöntemi de uygulanabilir. Bilginin pasif alıcısı konumundaki bir öğretim anlayışıyla 21. yüzyıl insanının yetiştirilemeyeceği anlaşılmıştır. Bu itibarla günümüzde matematik, fen bilimleri, dil öğretimi ve sosyal bilimler programları yapılandırmacı anlayışa dayalı olarak hazırlanmakta, öğretmenlerden sınıf içi eğitim ortamlarını yapılandırmacı anlayışa göre düzenlemeleri istenmektedir (Arslan, 2007). 4.1. Evimiz Ünitesi İle İlgili Örnek Uygulama Temel seviye öğrencileri için işlenen Evimiz Ünitesi yapılandırmacılık kapsamında uygulaması şöyle örneklendirilmiştir.

Hazırlık Aşaması; Öğrencilere komşularına veya Türk bir arkadaşının evine misafirliğe gitmesi söylenir. Gidilen ev ve aile hakkında edinilen bilgiler not edilmesi gerektiği daha sonra bu bilgilerin sınıfta arkadaşlarıyla paylaşacakları söylenir. Bu arada bir iki fotoğrafla veya video ile kaydetmeleri daha uygun olacaktır. Öğretim elemanı öğrenciye edinmesi gereken bilgileri izah etmek için açıklığa kavuşturmak için soru örnekleri verebilir. Bu sorular öğrenci için sadece öneri niteliğinde olmalıdır. Öğrenci, kendi hazırlayacağı sorularla uygulama yerlerine gitmelidir. Öğrenci öğretmenin bu bilgileri not alabileceği gibi hiç not almadan kendisi de sorular hazırlayabilir. Bu hazırlıklar kavram haritası şeklinde olmalıdır. Görüşme sırasında kullanacağı kelimeleri, cümleleri tek tek not almalıdır. Kelimeler: Meslekler, kardeş, baba, anne, nene, dede, odalar, kat, daire, apartman/bina, bahçe, garaj, asansör, vb. Soru Cümleleri: 1. Evde kimler var? 2. Onların mesleği nedir? 3. Kaç yaşındalar? 4. Ev kaçıncı katta? 5. Bina kaç katlı? 6. Daire numarası kaç? 7. Dairede kaç oda var? 8. Evin garajı/bahçesi var mı? 9. Binada asansör var mı? Öğrenciler sınıfa geldiklerinde; Ailenin veya evin fotoğraflarını tahtaya sunum cihazı ile yansıtır. Sonra sınıfa hitaben; Arkadaşlar bu ailede... kişi var. Onun adı, mesleği..., gibi cümleler kurarak ev ve aile hakkında bilgi verir.

4.2. Uygulamanın Değerlendirilmesi: Bu uygulamada öğrenci dil öğretiminde edinilmesi gereken dört temel beceriyi hem de uygulamalı olarak edinmiştir. a. OKUMA: Öğrenci kavram haritasını oluşturmak için ders kitabı, çalışma kitabı, sözlük gibi ders araçlarından kelime ve cümle kalıplarını taramıştır. Uygulamada kullanacağı kelime ve cümlelerin listesini kavram haritası kapsamında yazmıştır. b. DİNLEME: Gidilen evde aile bireyleri ile konuşmaları takip etmiş, öğrenci konuşmaları not almıştır. c. YAZMA: Uygulama öncesi, uygulama süreci ve sınıfa gelmeden önce kelime ve cümleleri not aldığı için yazma becerisine yönelik çalışmaları olmuştur. d. KONUŞMA: Sınıf ortamında arkadaşları ile bilgileri paylaşmış, arkadaşlarının da sorularına cevaplar vermiştir. Karşılıklı konuşma ve tek taraflı konuşmalar yapılmıştır. 4.3. Uygulamanın Öğrenci Açısından Katkıları: a. Sınıftaki öğrencilerin tamamı uygulamaya heyecanla takip ettikleri için derse katılım üst seviyede olmuştur. b. Öğrenci hazırlık aşamasında üst düzey düşünme becerisini çok iyi kullanmıştır. c. Dersin sürecini öğrenci yönlendirdiği için bildikleri bilgilerin üzerine bilmediklerini, ihtiyaçlarını kendisi belirleyip öğrenme yoluna gitmiştir. Uygulamanın hazırlık aşamasındaki kavram haritası kısmında belirlediği kelimelerin dışında yeni kelimelerle karşılaşmış olabilir. Evdeki kedi, köpek, balkon vs. d. Öğrenciler yeni bilgiler için iyi motive olmuşlardır. e. Öğrenci aktif, öğretmen pasif olmuştur. Öğrenci bilgilere ulaşmak için öğretmeni ders kaynakları arasında bir diğeri olarak görmüştür, öğretmen tek kaynak olmaktan çıkmıştır. f. Öğrenci merkezli bir eğitim gerçekleşmiştir. Öğrencinin ihtiyaçları doğrultusunda ilerleme gerçekleşmiştir.

g. Öğrenci bilginin kendisine gelmesini beklemeden, bilgiye kendisi ulaşmıştır. h. Öğretmen öğretme derdinde değil öğrenci öğrenme sorumluluğu olduğunu hissetmiştir. i. Edinilen bilgilerin kalıcılığı sağlanmıştır. j. Öğrenciye analiz ve sentez yapma yolu açılmıştır. k. Bilmediklerini keşfetmiş ve eksikliğini telafi etmek için uygun araç ve gereçleri araştırmıştır. l. Aile ile iletişimde iken sorgulayıcı ve kendi kültür yapısına göre ev, aile açısından araştırıcı olmuştur. Kültür ve yaşam farklılıklarını yerinde görmüştür. m. Dili yaşayarak öğrenmiştir. n. Öğretim tekniklerinin pek çoğu kullanılmaktadır. o. Derslerin içerikleri de tamamen güncel hayattan ürünler olmaktadır. Öğrenciler kitapların sayfaları arasında hapsolmaktan kurtarılmıştır. p. Öğrenci adım adım ilerleyerek dili yanlış kullanma kaygılarından kurtulmuş olur. q. Öğrencilerin çok yönlü düşünmesi sağlanmıştır. r. Gerçek hayatla birebir eğitim yapıldığı için otantik öğrenme gerçekleşmiştir. s. Bu tür uygulamalarda dersler daha zevkli işlenmektedir. t. Ezberci eğitimin önüne geçilmiş olmaktadır. u. Bilgi doğrudan verilmiş, öğrencinin bilgiye ulaşması sağlanmıştır. v. Derse ve ders sonrası için merak uyandırılmış, bilmedikleri konular merak ettirilmiştir. w. Bireysel farklılıklar öne çıktığı gibi bireysel farklılıklar desteklenmiştir.

x. Belki de en önemlisi öğrencinin kendine güveni artmıştır. y. Öğrenciler sosyal birey olmayı başarmıştır. z. Öğrencilerin eleştirel düşünme becerileri gelişmektedir, uygulamaları mantık süzgecinden geçirdiği için katılımcı bir seyir izlemektedir, konuyu ileri düzeyde ele almak isteyen öğrenciler için ortam oluşturulmuş olur 4.4. Öğretmen Açısından Katkıları a. Öğretmenin mesleki yıpranmışlık düzeyi çok düşmüştür, yükü öğrenciler ve çevresindekiler üstlenmişlerdir. b. Öğretmene öğrencinin hazır bulunuşluğunu ölçme fırsatı vermiştir. c. Öğretmen mesleğinin gereğini yerine getirmiştir, rehberlik/danışmanlık yapmıştır. d. Öğretmenin yükünü çevresindeki herkes paylaşmaktadır. 4.5. Uygulamanın Eksiltileri a. Kalabalık sınıflarda aynı ünite tüm öğrencilere uygulanamaz. Belki her ünite iki üç kişiye görev verilerek bölünebilir. b. Ders öncesi veya sonrasında aynı zamanda iş hayatında çalışmakta olan öğrencilerin zaman sorunu olabilir. c. Yurt dışında öğretim yapıldığında uygun aile bulmak zor olabilir. Yapılandırmacı yaklaşımla tüm üniteler, tüm derslerde uygulamalar yapılabilir. Birkaç örnek: