Ocak 2016 ÇOCUKLUKTAN ERGENLİĞE ARKADAŞLIK Arkadaşlık; en yakınımızdakiler tarafından kabul edilmek, güven duymak, bulunduğumuz çevreye ait hissetmek demektir. Arkadaşlık, kişiler arasında karşılıklı paylaşım, iletişim, etkileşim, eğlence gibi öğelerin yanında duygusal bağları da içeren bir ilişkidir. Arkadaşlık ilişkileri, yaş dönemi özelliklerine göre farklılıklar gösteren bir gelişim alanıdır. Olumlu becerilerin gelişmesi ve istenmeyen davranışların önlenmesinde arkadaşlık ilişkileri, çocuğun yaşamında önemli bir yere sahiptir. Bu ilişkiler aracılığıyla çocuklar yaşamlarında sıklıkla kullanacakları sosyal becerileri kazanırlar. Arkadaşları ile kurulan ilişkiler çocukların aileden sonra aidiyet duygusunu, öz güveni ve özdeğer duygusunu olumlu yönde geliştiren ilişki biçimidir. Çocukların arkadaşları ile yaşantısal olarak deneyimlediği işbirliği, paylaşım, karşılıklı güven, problem çözme, destek ve eğlence kendisine yönelik algısını da olumlu/olumsuz yönde etkiler. Katıldığı oyunlar, oyun içinde aldığı roller ve akranlarının geri bildirimleri; çocukların kendisine yönelik ipuçları edinmesine de yardımcı olur. Çocuğun okul ortamında kendisini güvende hissedebilmesi için akranları ile yakın ilişkiler kurması gerekir. Yeterli sayıda arkadaşı olan çocuklar, okul ortamında mutlu çocuklardır. Okula büyük bir istekle gelir, teneffüs ve öğle aralarını diledikleri gibi eğlenerek geçirirler. Arkadaşlar olmadan oyun önemini yitirir. Bu nedenle çocuklar için arkadaşlık eğlence ve oyun demektir. Yaş Dönemlerine Göre Arkadaşlık İlişkileri ve Akran Baskısı Çocukların oyun deneyimleri ve geçmişleri arkadaşlık ilişkilerinde başarılı olabilmek için önemli bir etkendir. Bu nedenle okul öncesi dönemde ailelerin; çocuklarının akranlarıyla iletişime geçebilecekleri, oyun oynayabilecekleri ortamlar oluşturmaya özen göstermeleri önemlidir. Araştırmalar, okul çağındaki çocukların aşağıdaki özellikleri taşıyan arkadaşlar edinme eğiliminde olduklarını göstermektedir: Aynı cinsiyette olmak Eş düzeyde duygusal ve sosyal olgunluğa sahip olmak Benzer kişilik özelliklerini taşımak Anaokulu çağındaki çocukların arkadaşlıkları değişkendir ama 10-11 yaşlarına ulaştıklarında, arkadaşlıkları daha dengeli ve kalıcı olur. Yaş ilerledikçe, arkadaş seçiminde kişilik özellikleri önem kazanmaya başlar. 1
Çocuklar ilkokul çağına ulaştıklarında, ilişkilerinde okul öncesi döneme kıyasla benzerlikler görülebileceği gibi çeşitli farklılıklar da oluşmaya başlar. Çocukların arkadaşlık ilişkilerindeki genel eğilim hemcinsleri ile oyunlar kurarak yakınlaşma biçimindedir. Bu dönemde çocuğunuz kendisine benzeyen çocukları tercih etse bile bazen de kendisinden farklı özelliklere sahip kişiler ile de yakınlık kurarak yeni şeyler öğrenmeyi isteyebilir. Bu tutumun da son derece normal olduğu bilerek yaklaşmak ve süreci takip etmek yeterli olacaktır. Ergenlik sürecinde ise gelişim özelliği olarak kimlik arayışı kendini sosyal ilişkilerde özellikle de arkadaşlık ilişkilerinde yoğun olarak gösterebilmektedir. Ergenler için arkadaş edinmek, bir gruba dâhil olmak, bir statü kazanmak, arkadaşları tarafından kabul edilmek ve beğenilmek önemli bir yer tutmaktadır. Bu; ergenin aileden uzaklaşmasından çok, onun kendine özgü ve ona ait aile dışında yakın bir çevre oluşturma ve giderek bireyselleşme çabasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle ergenin, yeni ilişkilere ihtiyacı olması ve etrafında ailesi dışında özdeşleşebileceği insanlar aramaya başlaması gelişimin olağan bir basamağı olarak ele alınmalıdır. Bu arayış sık sık arkadaş değiştirerek bugün dost olduğu ile yarın kavga ederek devam eder. Freud, bu kararsızlık döneminin ergenliğin kaçınılmaz ve gerekli bölümü olduğuna inanmakta, bu dönemi yaşamadan gencin olgun bir yetişkin olamayacağını düşünmektedir. Ergenlik olarak adlandırılan bu dönemde yakın arkadaşlıklar ortaya çıkar. Arkadaş ilişkilerinde genç; süre içerisinde başkalarının haklarına saygı gösterebilen, güvenli ve istikrarlı tepkiler verebilen, kendi düşüncesini ifade etmeyi, başkalarının fikirlerini hoşgörü ile karşılayabilmeyi bilen bir birey olmayı öğrenir. Aynı zamanda ergen, aileden gelen değer yargıları ile arkadaşlarından gelen değer yargılarını birbirleri ile uyuşturma uğraşı içindedir. Karşı cinsin kabul edici tavırlar içinde olması ve genci beğenmesi, ergenin kendini değerli bir varlık olarak algılamasına ve karşı cinsle daha güvenli ilişkiler kurmasına yol açar. Çocuklukta arkadaşları ile ilişkileri kısıtlanmış, yetişkinlerle olan temaslarında horlanmış çocuk bunun etkilerini ergenlik ve yetişkinlik dönemine de taşır. Çocuklar çok çeşitli nedenlerden dolayı sosyal hayatlarında sorun yaşayabilirler. Bu sorunlardan bazıları kendi kontrolleri dışında ailenin de sorumlu olduğu tutumlardır. Bu yaklaşımları; Anne-babanın tutumunun (aşırı otoriter veya aşırı hoşgörülü, kayıtsız-ilgisiz) çocuğun sosyal gelişimini olumsuz yönde etkilemesi Çocuğun, arkadaşlık ilişkilerini geliştirmek için ihtiyaç duyduğu zamanın yetersiz olması Anne- babanın çocuğun arkadaş seçimi konusunda aşırı eleştirici ve olumsuz yaklaşarak doğru bir model olamaması gibi sıralayabiliriz. Ailenin, çocuğun ilişki kurma biçimi ve özgüven alanlarını şekillendirmede önemli bir role sahip olduğunu unutmadan çocuğa yol göstermesi ve sevgisini yansıtması doğru olanıdır. 2
Arkadaşlık ilişkileri birçok alanda öğretici olduğu gibi problem çözme ve kendini ifade edebilme becerisinin gelişimine de katkı sağlar. Bu katkı kimi zaman kimi çocuğun istenmeyen durumlar ile karşı karşıya kalması ile kendini gösterebilmektedir. Çocuğun güvendiği bir arkadaşının olmaması, arkadaşları tarafından yanlış tanınmak, hakkında olumsuz düşünüldüğünü zannetmek akranları arasında anlaşmazlıklara yol açar. Çocuk problem durumları ile karşılaştıkça kendi sınırlarını belirlemeyi, kendini doğru ifade etmeyi ve isteklerini anlamayı öğrenir. İlkokul ve ortaokul düzeyindeki çocuklar için arkadaşlıklarını sürdürmek ve gruba ait hissetme isteği gelişimin doğal süreçlerindendir. Bu istek çocuğun kendi iyi olma halinin önüne geçmediği sürece sağlıklı olarak tanımlanır. Aksi olan durumlarda ise, çocuğun bir yetişkinden destek ve yardım alması şeklinde yönlendirme yapılması doğru olandır. Bu Süreçte Aile Desteği Bu süreçte anne-babalar çocuğun bir gruba ait hissetmeye ihtiyacı olduğunu ve bu gruptan farklı olmanın da stres yaratabileceğini kabul etmelilerdir. Çocuğun seçimlerine saygı duymak, arkadaşlık ilişkilerinin şekillendiren davranışlarını dinleyip anlamak, kontrolcü ve baskıcı olmadan güven verici yönlendirmeler yapmak bu süreçte ailelerin çocukları için atabileceği en değerli adımlardandır. Ebeveynler olarak çocuğunuza negatif akran baskısıyla baş etme yollarını öğretebilirsiniz. Çocuğunuzu her zaman seveceğinizi, onun başarılarıyla gurur duyduğunuzu ona göstermekle başlayabilirsiniz. Ödev yapma, eve zamanında gelme, hayır diyebilme konularında kendi kararlarını vermelerine yardımcı olmak, karar verme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olacaktır. Ayrıca çocuğunuza inandığı şeylerin arkasında durmayı öğretmek, onunla aynı fikirde olmasanız bile onun düşüncelerini de dinlemek, kendini ifade etmesine izin vermek güvenli bir kişilik geliştirmesinde ona yardımcı olacaktır. Hangi Çocuklar Arkadaş İlişkilerinde Daha Fazla Güçlük Yaşamaktadır? Arkadaşlık ilişkileri oluştururken sosyal konumun, öğretmen tutumunun ya da ebeveyn tutumlarının etkili olduğu öne sürülmektedir. Aile içinde her istediği gerçekleştirilen ya da her istediğini elde eden çocukların akran ilişkilerinde güçlükler yaşadıkları gözlenmektedir. Bazen ailenin kazandırmakta zorlandığı davranışı çocuk, akran etkisi ile çok daha kısa sürede kazanabilir. Çocuklarının arkadaşlık ilişkilerine dair ilk gözlemlerin edinildiği yer, grup içinde yer aldıkları okul öncesi dönemlerdir. 4 yaşından itibaren çocuklar davranışlarının nedenlerini, insanların ne hissettiklerini ve bir sorunu çözmenin birden fazla yolu olduğunu öğrenmeye başlarlar. Genelde çocuklar sınıf aktiviteleri içinde grup oyunları oynuyor olsalar bile serbest zamanlarda ikili gruplar oluşturma eğilimindedirler ancak bazı çocuklar grup oluşturmakta, arkadaş olmada ya da oyuna alınmada diğer arkadaşları kadar şanslı olmayabilirler. Bu süreçte doğru ebeveyn ve öğretmen yönlendirmeleri çok önemlidir. Soru sorma, davranışlarının sonuçlarını kabul etme, ikilem ile başa çıkma, selamlaşma, davranışının sorumluluğunu alma, hatalarla başarılı şekilde baş etme, kendini takdir etme, arkadaş edinme, akranları ile işbirliği kurma gibi sosyal becerileri akranlarına göre daha az gelişmiş çocukların da akran ilişkilerinde güçlükler yaşadıkları ve bu güçlüklerle başa çıkmada zorlandıkları görülmektedir. Çocuğunuz yapısı gereği oldukça utangaç olabilir. İlk adımı atmaktan uzak durabilir. Bazı çocuklarda kuralcı, mükemmeliyetçi oldukları için arkadaş edinmede güçlük yaşarlar. Bu nedenle diğer çocuklar tarafından tercih edilmeyebilirler. Arkadaş edinmede güçlük yaşayan çocukların belirgin davranış ve tutumları gözlemlenerek bu davranışlara yönelik doğru yönlendirmelerin erken yaşlardan itibaren yapılması oldukça önemlidir. 3
Arkadaş İlişkileri Nasıl Geliştirilebilir? Neden benim okulda hiç arkadaşım yok? sorusuyla gelen çocuğunuza yanıt vermek hiç de kolay olmayabilir. Bu süreçte anne baba olarak arkadaşlık ilişkisinde gerekli becerileri öğrenmeleri için çocuklarınıza rehberlik etmenize katkı sağlayacağına inandığımız önerilerimizi sizler için hazırladık: Arkadaş ilişkilerinin gelişmesi için öncelikle aile, çocuğun içinde yer alabileceği sosyal ortamlar yaratmalıdır. Bu ortam diğer çocukların eve davet edilmesi, akranlarının bulunduğu ortamlara götürülmesi, okul öncesi yıllarda yuvaya ya da anaokuluna başlaması şeklinde olabilir. Okul çocuğa çok sayıda fırsatlar sunar. Bu nedenle çocuğunuzun arkadaş bulamama ya da sürdürememe ile ilgili bir sorunu varsa ilk önce arkadaş ilişkilerindeki davranışlarını gözlemleyerek sürece dâhil olmak ilk adım olmalıdır. Çünkü çocuğunuzu ve davranışlarını tam anlamıyla gözlemledikten sonra davranışın değişimi için destek olabilmek mümkündür. Okul içinde arkadaşlarıyla ilgili yaşadığı bir sıkıntıyı anlattığında hemen çözüm için bir şeyler bulmaya çalışmak yerine sadece onu dinleyin. Çocuğunuzun amacı sadece anlatmak olabilir. Çocuklar bazen anlatırken çözüm yolunu kendileri bulabilirler. Eğer çocuğunuz sizden problemi çözmek için destek istiyorsa onun plan oluşturmasına yardım edin. Grup çalışmasında başka bir çocuğun yanına otursan ne olur diye düşünüyorsun? ya da Bu durumda ne diyebilirdin? gibi açık uçlu sorular ile konunun üzerinde düşünmesini sağlayın. Ancak sizin kendi yapabileceklerinizi çocuğunuzun uygulaması için zorlamayın. Yetişkinlerde olduğu gibi çocukların bazıları bir ya da iki yakın arkadaşa sahip olmayı, bazıları ise daha yüzeysel ilişkilerin olduğu geniş arkadaş topluluğuna sahip olmayı tercih ederler. Kendi ilişki biçiminizi dayatmak yerine onun tercihini fark etmeye çalışın. Çocuğunuzun seçmiş olduğu arkadaşa değer vermek, arkadaşlık ilişkilerini anlamaya çalışmak ve onu desteklemek bu beceriyi geliştirmesine katkıda bulunacaktır. Çocuğunuza filmler, kitaplar oyunlar vb. yoluyla doğru modeller sunabilirsiniz. Çocuklarına arkadaş ilişkilerini olumlu yönde etkileyecek hikayeler de okuyabilir; eve kuş, balık gibi hayvanlar alabilirsiniz. Diğer canlılarla örneğin beslediği balığı ile empati kurabilen çocuğun bu becerisini akranlarına da genellemesi mümkün olacaktır. Çocuğun arkadaş ilişkilerinin olumlu yönde gelişmesi için anne babaların çocukları ile daha fazla zaman geçirmeleri, etkili konuşma ve dinleme becerilerini kullanarak iletişim kurmaları çok önemlidir. Arkadaşlık ilişkileri ile ilgili gözlemlerinizi çocuğunuzun öğretmeni ile paylaşın. Çocuğunuzun arkadaş olmak istediği çocukla okul ortamında bir araya gelmelerini sağlayacak etkinlik fırsatları oluşturması konusunda destek alın. Sosyal becerilerinin gelişmesi ve güveninin artması için destek olurken çocuğunuzdan çok büyük adımlar beklemeyin. Çocuğunuzun olumlu davranışlarını mutlaka pekiştirin. Bu süreçte tüm dikkatini arkadaşlık kurmak üzerine yoğunlaştırmadan doğal süreç halinde arkadaşlığın gelişimine izin vermek daha sağlıklı bir yol olacaktır. 4
Çocuğunuzun dikkatini, kendi davranışının başkalarında yol açtığı duygulara ve başkalarının davranışlarının da kendilerinde yol açtığı duygulara çekebilirsiniz. Sen böyle davranınca arkadaşın ne hissetmiş olabilir? ya da.. olunca sen ne hissettin? gibi sorular sorabilirsiniz. Anne-babalar olarak çocukların kendini ifade etme, karşılıklı iletişime geçme, duygularını kontrol etme ve sorunlarını çözme becerilerini geliştirmeleri için onlara destek olabilirsiniz. Bu nedenle arkadaşları ile etkileşime girme konusunda güçlükler yaşayan çocukların hangi sosyal becerilerde zorlandığını belirlemek ve bu becerileri geliştirmek üzere hareket etmek ona yardımcı olmanızı sağlayacaktır. Örneğin oyun sırasında kaybetmeye tahammülü olmayan bir çocuğunuz varsa onunla oyun oynayarak kaybetmeye karşı toleransını geliştirmek fayda sağlanacak yöntemlere örnek gösterilebilir. Çocuğunuz arkadaşlarıyla sorun yaşadığında sorunları çözmeye çalışmak yerine onları dinlemek, duygularını anlamak ve sorunlarına çözüm yolları geliştirmeleri için teşvik etmek daha yararlı olacaktır. Arkadaşlık ve kurulan ilişkilerin sürdürülebilmesi çocuklar için büyük önem taşıyan konulardır. Eğer çocuğunuz, uzun bir süre arkadaşlık konusunda yaşadığı problemleri çözmekte zorlanırsa, sınıf öğretmeni ya da rehberlik bölümünden destek alması konusunda onu yönlendirebilirsiniz. Kaynakça: Kulaksızoğlu Adnan, Ergenlik Psikolojisi Remzi Kitabevi, İstanbul, 2014 Yavuzer Haluk, Gençleri Anlamak Remzi Kitabevi, İstanbul, 2005. Yavuzer Haluk, Okul Çağı Çocuğu Remzi Kitabevi, İstanbul, 2008. Yavuzer Haluk, Ana- Baba Okulu Remzi Kitabevi, İstanbul, 2013. Meltem Canver Kozanoğlu, Çocuğum ve Ben, sayı:51, İstanbul Ekim 2007. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü 5