Yıl: 2, Sayı: 2, Mart 2015, s MİT, TARİH VE TARİHSELLİK İLİŞKİSİ ÜZERİNE BAZI NOTLAR Özet

Benzer belgeler
MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

TÜRK MİTOLOJİSİ DR.SÜHEYLA SARITAŞ 1

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

Mitlerin Sınıflandırılması DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Editörler: Prof. Dr. Gürer GÜLSEVİN Yrd. Doç. Dr. Metin ARıKAN

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HİKÂYE ETME BİLİMİ 1 :

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Elektrik, Plastik Cerrahi ve Prometheus: İlk BK Romanı Frankenstein 18 Ocak2014. Ütopyadan Distopyaya, Totalitarizm ve Anksiyete 25 Ocak 2014

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

UYGUR TÜREYİŞ EFSANESİ NDEN HAREKETLE KIZ KUMU EFSANESİNDE MİT-RİTÜEL İLİŞKİSİ *

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

Hıristiyan İnanç Esasları Teslis Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adı altında üç kişilikte tek tanrıyı kabul ederler. Hıristiyan inancına göre baba kainatı ya

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

Mitolojik Kuram. Dr. Süheyla SARITAŞ 4

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ÜNİTE:1. Dil Nedir? ÜNİTE:2. Dil Kültür İlişkisi ÜNİTE:3. Türk Dilinin Gelişimi ve Tarihsel Dönemleri ÜNİTE:4. Ses Bilgisi ÜNİTE:5

COĞRAFYA BÖLÜMÜ NDEN EDREMİT KÖRFEZİ KUZEY KIYILARINA ARAZİ ÇALIŞMASI

DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI


NER TERİMİNDEN HAREKETLE TÜRK MİTOLOJİK DEĞERLERİNİN SÜNNET TÖRENLERİNE ETKİSİ THE EFFECT OF TURKISH MYTHOLOGICAL VALUES TO

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

İÇİNDEKİLER 1: DİL VE DÜŞÜNCE ARASINDAKİ İLİŞKİ...

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DOKTORA PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

Editörler Prof.Dr. Ahmet Onay / Prof.Dr. Nazmi Avcı DİN SOSYOLOJİSİ

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

nsan pazarlık yapan hayvandır, der Adam Smith. Pek tabiidir ki ekonomik

Tür Metin İlişkisi Bağlamında Metinleri Yeniden Okumak: Evliya Çelebi Örneği

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

II) Hikâye Dışı düzlemi

YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI

MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص

Mustafa ARGUNŞAH-Hülya Hülya ARGUNŞAH (2007), Gagauz Yazıları, Türk Ocakları Kayseri Şubesi Yayınları, 296 s., Kayseri

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ

Öğretim Görevlisi Murat KARACA İpek Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü,

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...5

Akut dönemde psikososyal müdahaleler CEYDA YILMAZÇETİN UZMAN PSİKOLOG

Fadıl Ayğan. Eylül 2015

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Nuh ve Büyük Tufan

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

5. MESLEKİ REHBERLİK. Abdullah ATLİ

Turan Dursun DİNBU-1. Tamı ve Kur'an

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Nuh ve Büyük Tufan

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

Depresyonda Metakognisyon Çalışması (D-MCT) depresif evredeki hastaları hedefleyen bir grup çalışmasıdır.

T.C. Hitit Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı W. MONTGOMERY WATT IN VAHİY VE KUR AN ALGISI.

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran

" Elimizde bulunan Kadim Bilgelik sırlarına ve ezoterik bilgilere göre; özellikle son 3500 yıldan beri dünya insanına, kapasitelerine

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetül-Arz Kur an da Dabbetül-Arz Kaynakça. Dabbetül-Arz دابة االرض

Mitoloji ve Animizm, Fetişizm. Dr. Süheyla SARITAŞ 1

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2 (2012), ss

1- Aşağıdakilerden hangisi tarih çağlarının başlangıcında ilkel endüstrinin ve sermaye birikiminin temelini oluşturmuştur.

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS Ön Koşul Dersler

Köy Seyirlik Oyunlarında İnsan, Doğa ve Topluluk İlişkisi

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

SOSYOLOJİK SORU SORMA VE YANITLAMA

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

Dersin Adı D. Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 IV Ön Koşul Dersler

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

GUY de MAUPASSANT ın FANTASTĐK MASALLARININ ŞEKĐL OLARAK ĐNCELENMESĐ * Dr. Ali BÜYÜKASLAN

ÜÇÜNCÜ BİR YOL PEŞİNDE. Havva... Semâvî yahut İbrahimî olarak nitelendirilen pek çok dinin kabul ettiği


DİNİ VE MİLLİ BAYRAMLAR

Kutsal Hakkında Konuşmak: Dinsel Söylemde Mitos

KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ

cilt: 6 sayı: 1 Ocak - Nisan 09 inanç, kültür ve mitoloji araştırmaları dergisi

YARATILIŞ MİTLERİ DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

NOEL VE YILBAŞI KUTLAMALARI

ÖZEL BİLFEN İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

ODTÜ GV ÖZEL DENİZLİ İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR MART AYI KAZANIMLARI TÜRKÇE DERSİ

Evrim Teorisine Giriş. Evrim çoğunluk tarafından yanlış bilinir, fakat bu durum herkesin evrim hakkında bir fikri olmasını engellemez.

EDEBÎ ESERLERDE ZAMAN 1

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25).

Transkript:

MİT, TARİH VE TARİHSELLİK İLİŞKİSİ ÜZERİNE BAZI NOTLAR Özet Harun AKÇAM 1 Mitler, ilk çağlardan beri çeşitli yönleriyle tartışılan halk anlatılarıdır. Tartışmalar genellikle mitlerin gerçeklikleri, tarih ile ilgileri ve anlatıldıkları toplumlarda kazandıkları kutsal kimlikleri ile ilgili olmuştur. Mitlerin gerçek bir tarih olup olmadıkları ise araştırmacıları meşgul eden önemli bir konudur. Bir halk anlatısı olarak mitlerin gerçek bir tarih olup olmadıkları icra bağlamları ve bu bağlamdaki işlevleri ile ilgili görülmektedir. İşlevsel olarak mit anlatıları ve bu anlatılara bağlı olarak uygulanan pratikler, mitleri geçmişe bağlamaktadır. Mitlerin tarihselliği ise kültürel bellekte sürdürülmeleriyle ilişkilidir. Uzun tarihleri boyunca mitler pek çok anlatı türünü beslemiş olan temel bir anlatı olarak bugün varlıklarını çeşitli pratiklerde ve kültürel kodlamada sürdürmektedirler. Anahtar Kelimeler: Mit, kültürel bellek, tarih, tarihsellik. NOTES ON THE RELATIONSHIP BETWEEN MYTH, HISTORY AND HISTORICITY Abstract Myths are folktales that have been discussed in various aspects since ancient times. The discussions generally focus on the reality of myths, their relation to history and the sacred identity of myths achieved in the society they are told. Whether myths are real history or not is a subject that keeps researchers busy. The reality of myths is dependent on their performance context and their functions in the relevant context. The myth narratives and practices related to those narratives connect myths to past. The historicity of myths is related to their presence in the cultural memory. Throughout their history myths have nourished various kinds of narratives and myths continue their existence in various practices and cultural codes. Key Words: Myth, cultural memory, history, historicity. 1 Öğretim Görevlisi, İstanbul Arel Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı, h.akcamm@gmail.com

Mit, Tarih ve Tarihsellik İlişkisi Üzerine Bazı Notlar 1. Mit ve Gerçeklik Olgusu Mitler, çoğu araştırmacı tarafından bir yaratılışın öyküsünü anlatan metinler olarak tanımlanmıştır. Eliade ye göre, Mit, doğaüstü varlıkların ve eylemlerin öyküsüdür. Bu öykü kesinlikle gerçek ve kutsal kabul edilir. Mit, her zaman bir yaratılışla ilgilidir. Bir varlığın yaşama nasıl geçtiğini anlatmaktadırlar. (Eliade, 1993, s. 23) Malinowski ise mitlerin, yalnızca var oldukları haliyle anlatılan bir öykü olmadıklarını, yaşanan bir gerçek olduklarını mit bir simge değil nesnenin doğrudan ifadesidir; bilimsel bir ilgiyi doyurmaya yönelik bir açıklama değil, uzak geçmişteki bir gerçekliğin anlatı biçiminde yeniden yaratılmasıdır (Malinowski, 2000, ss. 98-99) diyerek gerçekliğine dikkat çekmiştir. Mitler anlatıldığı toplumlarda bir şeyin, varlığın, insanlığın, evrenin yaratılışları ile ilgili oldukları için gerçek dolayısıyla da kutsal kabul edilmişlerdir. Bu noktada her gerçek kutsal mıdır? şeklinde bir soru ile karşılaşabileceğimiz için belirtmemiz gerekmektedir ki yaratılışla ilgili gerçeklikler anlatıldıkları toplumlarda kutsal olarak kabul edilmektedir. Gerçeklik olgusunun bir diğer yönü de belli bir dinleyici ve anlatıcı kitlesinin oluşmuş olmasıdır. Metin Ekici bu bağlam sallığa şu şekilde dikkat çekmektedir, İnsanoğlunun en eski veya ilk yaratmaları olarak mitleri kabul edecek olursak, mitlerin belli bir tipte anlatıcılarının var olduğunu ve muhtemelen dini hüviyeti bulunan şaman ve kam olarak adlandırılan kişilerin, belli bir müzik aleti eşliğinde bu eserleri anlattıklarını veya dini törenlerde belli ritüellere bağlı kalarak bu anlatmaları icra ettiklerini söyleyebiliriz. Gerek kozmogoni, gerekse yaratılış ve türeyişle ilgili olsun bütün bu mitik anlatmaların yapı, şekil, içerik ve işlev özelliklerinin bu ilk anlatıcıların elinde geliştiğini söyleyebiliriz. (Ekici, 2005, s. 227) Dolayısıyla mitler gerçek ve yaratılış içeren metinler olmaları dolayısıyla kutsal kabul edilir. Aynı zamanda mit anlatıma dayandığı için bir de dinleyici boyutu öne çıkar. Dinleyici, mitte kendine ait gerçeklik olgusu bulabilir. Bir mit okuru [dinleyicisi] yaratılış öyküsünü okurken [dinlerken] orada aynı zamanda kendi yaratılışını okur [dinler]. (Batuk, 2006, s. 17) Yani mitler anlatılırken dinleyicilerde bir gerçeklik olgusu oluşturur. Mitin bağlamsallığına bir örnek de Yahudilik ve Hıristiyanlık arasındaki bir ilişkiden verilebilir. Yahudilikte önemli bir yere sahip olan Tekvin 2 anlatısı, yaratılış ile ilgili bir anlatıdır. Yahudilik içerisinde Tekvin deki öykü sadece bir yaratılış ve köken miti iken Pavlus tarafından çarmıh sonrasındaki okuma sonucunda bir anda tarihin merkezi öğesi haline gelir. O, artık salt bir başlangıç öyküsü değil, Mesih in geliş sebebi, kötülüğün yeryüzündeki kaynağı ve insanın Tanrı dan uzaklaşmasının, düşüşün nedenidir. (Batuk, 2006, s. 19) Görüldüğü üzere bir yaratılış miti kutsal bir kitaba girmiş, daha sonra bağlamı değiştirilerek, yeni bir ortamda yeni dinleyicilere anlatılarak şekil değiştirmiştir. Kozmogonik bir mahiyette olan Tekvin anlatısı, Hz. İsa nın çarmıha gerilmesinden sonra eskatolojik bir hal almıştır. Ancak bu değişim/dönüşüm, anlatının özünde olan mitik olma durumunu yok etmemiştir. 397 Mitler belli bir bağlamda icra edilmesi sonucu işlev bakımından değerlendirildiğinde, koruyucu güç oldukları, anlatıldıkları toplumlar tarafından kabul edilmiştir. Örneğin Şor, Teleüt, Kaçin, Hakas gibi Sibirya Türklerinde avcılar, aylarca sürecek ava giderken yanlarında profesyonel hikâye (mit) anlatıcıları götürürler ve ona da avdan eşit hisse veririler. Çünkü hayvanların doğal koruyucuları olan tayga eezi (tayga iyesi/sahibi) denilen ormanın ruhu ve 2 Dünyâ'nın yaratılışını, Âdem ile Havvâ'yı, Cennet'ten kovuluşu, Habil ve Kabil'i, Nuh Tûfânı'nı, Bâbil Kulesi'ni ve İbrâhim, İshak, Yâkup ve Yusuf peygamberleri anlatan, Tevrat ın birinci kitabı. İbranice de Bereşit olarak bilinir.

Harun Akçam diğer kutsal ruhlar onları sonuna kadar dinlemeyi çok sever. O mutlu edilir ve dilerse avcılara daha çok av vererek avın bereketli geçmesi sağlanır. (Çobanoğlu, 2013, s. 15) Burada dikkat edilmesi gereken ana husus, anlatıldıkları toplumlarda mitlerin gerçek olduğu inancıdır. Zira pratik şeklinde karşımıza çıkan bu gerçeklik, işlevsel olarak bereketli av olarak kabul görmüştür. Bugün bu gerçeklik Anadolu da saçı kurbanları ile varlığını sürdürmektedir. Çeşitli pratiklerde saçı kurbanı, örneğin düğünlerde evlenen çiftin hanesinin bereketli olması amacıyla buğday, arpa, darı, şeker ya da para gibi unsurların etrafa atılması şeklinde uygulanmaktadır. Sibirya Türklerinde görülen söz saçısı Anadolu Türklerinde nesne saçısı olarak varlığını sürdürmektedir. Konuyu dağıtmamak için toparlamak gerekirse, mitler iki yönden gerçek olarak kabul edilmektedir. Birincisi anlatıldığı toplumlarda kutsallık kazanmış metinler olduğu için; ikincisi ise işlevsel olarak fayda sağladıklarına inanıldıkları için gerçek metinlerdir. 2. Mit, Tarih ve Tarihsellik Olgusu Mitlerin tarih ve tarihsellik ile ilgisi araştırmacıların ilgisini çekmiş olan önemli bir noktadır. Mitlerin tarih oldukları/olmadıkları noktasında pek çok fikir öne sürülmüştür. Burada bu fikirlerden bazılarını sunarak bir değerlendirmede bulunmaya çalışacağız. Mitler üzerine bilinen ilk değerlendirmeler eski çağ Yunan filozofları tarafından yapılmıştır. Bu yorumlar genellikle mitlerin uydurma hikâyeler olduğu yönünde toplansa da 3, bazı filozoflar tarafından mitlerin gerçek olduğu ve tarihî gerçeklerin aşırı süslenmiş şekilleri olduğu görüşü de öne sürülmüştür. Euhemeristic 4, söylenceleri tarihî olaylara dayandıran açıklama aynı zamanda da tarihseldi, ancak tanrıların insanoğlunun öz geçmişinde türetilmesi anlamında bir açıklamadır. (Honko, 2003, s. 99) İlk çağ filozoflarından Euhemerus tarafından öne sürülen bu görüşe göre mitler, geçmişte yaşamış ve toplum hafızasında bir şekilde yer etmiş olan büyük insanların abartılı hikâyeleri olarak değerlendirilmiştir. Bu görüş daha sonra Herodotus, Predicus, Heracles ve Aesculapius gibi filozoflar tarafından da kabul edilerek geliştirilmiştir. Yani mitler kültürel bellekte var olan bir kişinin unutulmaya karşı tekrarlar yoluyla canlı tutulmasının bir şeklidir. Bu noktada kültürel belleğin canlı tutulması için tekrar edilmesi durumu karşımıza çıkar. Bellek canlıdır ve sürekli iletişim içinde varlığını sürdürür, bu alışveriş duraksa veya alışveriş içinde olunan gerçekliğin çevresi değişir ya da kaybolursa unutma ortaya çıkar. (Assmann, 2001, s. 41) Mitler tekrar anlatıları olarak geçmişteki bir olay ya da kişinin unutulmaması noktasında da önemli bir konumdadır. 398 Modern dönemde ise mit-tarihsellik ilkesi bir teori olarak kabul edilmiş ilk çağ filozoflarının fikirlerine eklemeler yapılarak yeniden değerlendirilmiştir. Tarihsel durumun bir sonucu olarak mit, belli bir tarihsel durumun ya da olayın öykü diliyle aktarımıdır. Bu yüzden mitlerin kurgusu içinde yer alan olayların tarihsel kökenleri araştırılmalı ve onlar yeni tarihsel gelişmeler ışığında yeniden düzenlenmelidir. (Batuk, 2009, s. 35) Kimi araştırmacılar tarafından tarihin eklemelere maruz kalmış bir hali olarak değerlendirilen mit, aynı zamanda kutsallıkla da ilişkilendirilmiştir. Mit sadece kutsal olduğu için değil aynı zamda muhtevasındaki somut dini kuvvetler sebebiyle de doğru bir tarihtir. Başlangıç mitlerinin 3 Platon, Aristo, Heredot, Aellius Theon vb. gibi ilk çağ filozoflarınca mitler uydurma hikâyeler olarak anılmıştır. Detaylı bilgi için bkz. Çobanoğlu, 2013, ss. 16-18. 4 Euheremestic Görüş: Tanrıların ve mitlerin geçmişte yaşamış büyük kişilerin tanrılaştırılması görüşü. Eski Yunanlı filozof olan Euhemerus tarafından öne sürüldüğü için bu filozofun ismiyle anılan teoridir.

Mit, Tarih ve Tarihsellik İlişkisi Üzerine Bazı Notlar ezberlenmesi, kendisi de inanç olduğundan, hayatın gelişmesi ve korunması için inanca dönük kutlamaların sonuna katkı sağlar. (Pettazzoni, 2006, s. 181) Görülmektedir ki mitler, kutsala ait bir yaratılış hikâyesini anlatan metinlerdir. Kutsal olarak değerlendirilen olaylar doğal olarak da gerçek kabul edilir demiştik. Bu yönüyle mitler kutsaldır, kutsallar ise gerçektir şeklinde bir çıkarım yapabiliriz. Bir yaratılışı anlatan mitler, gerçektir çıkarımımızdan sonra diyebiliriz ki yaratılış geçmişe ait bir olgudur. Çünkü bir şeyin, insanlığın ya da evrenin yaratılması geçmişe aittir. Yaratılışı faal olarak izleyememiş olan insanoğlu, ona ait anlatılar geliştirmiştir. Geçmişte olmuş olayların hepsi geçmişle alakalıdır ancak mitler Malinowski nin de belirttiği gibi karşımıza uzak geçmişteki bir gerçekliğin anlatı biçiminde yeniden yaratılması (Malinowski, 2000, ss. 98-99) olarak şimdiki zaman gibi çıkar. Yani mit, geçmişte başlayan ancak etkisi anlatma esnasında da devam eden bir sözlü yaratmadır. Mitler, anlatıldığı anda anlatıldığı döneme aittir; ancak konuları bakımından ise geçmişe, gerçek geçmişe, böylelikle de tarihe aittir. Bu noktada tarih nedir? sorusu aklımıza gelmektedir. Bu sorun da tıpkı mitin ne olduğu gibi karmaşık bir konudur. Geçmişte yaşanan her alelade olay tarih midir ya da tarih biliminin ilgisine girer mi? Bir olayın tarih biliminin araştırma alanı olması için illa bir dönemi derinden etkileyen bir olay mı olmalıdır? Elbette bu sorular tarih bilginleri tarafından düşünülüp cevaba kavuşturulacaktır. Biz burada tarihin kapsamının ne olduğu ile değil tarih ve tarihsellik terimlerinin kavram anlamları üzerinden bilgi vererek bir çıkarımda bulunacağız. Bu noktada farklı tanımlar yapılmış olmasına karşın biz Refik Turan ın tanımını temel almayı uygun gördük. Tarih, toplumun zaman içindeki gelişme yönünü belirleyen, insanın kendi toplumu ile diyalog kurmasını ve bütünleşmesini sağlayan, ondaki toplum şuurunu canlı tutan bir kültür hazinesidir. (Turan, 2002, s. 189) Bu tanımı almamızdaki esas neden, toplum şuurunun canlı tutulması ifadesidir. Çünkü mitler bir yandan bir işleve sahipken bir yandan da geçmişte olan bir olayın unutulmaya karşı anlatımıdır. Yukarıda verdiğimiz Sibiryalı Türk avcılar örneği hem işlevsel bir örnek hem de geçmişe ait bir bilgidir. İşlevseldir, çünkü bol ve bereketli bir av amacını taşımaktadır. Aynı örnek için geçmişe ait bir bilginin aktarılması olmadığını iddia etmek de güçtür. Çünkü farazi olarak, geçmişte ava çıkmış bir grup insan, av esnasında bir takım kötü olaylarla karşılaşmış, belki bir yaralanma belki de bir ölüm, ya da av mevsimi olmasına rağmen bereketsiz bir av ile kötü bir gün geçirmiş olabilirler. Böyle bir olayın tekrar meydana gelmemesi için orman koruyucusuna bir adakta bulunmuş olabilirler. Neticede işlevsellik bir yorumdur ancak tarihselliğin gerçek olmadığını iddia etmek de güçtür. Bunu bir başka örnekle desteklemek gerekirse, Anadolu da pek çok gelenek vardır. Söz gelimi Denizli Kale ilçesinde yaptığımız bir derleme esnasında, Arap Apıştı Türbesi etrafında teşekkül eden bir takım pratiklere rastladık. Köylüler her yıl belli bir zamanda eğlenceler düzenleyerek bu Türbeye gelir, burada kurban keser, yemek yerler ve topluca yağmur duası ederler. Bu ritüel hakkında görüştüğümüz kaynak kişi (Fatma Kökçıkaran, kişisel görüşme, Kasım 2011), bunun yağmurun yağması için şart olduğunu dile getirirken; bir kısım köylü ise bu olayın yağmurla alakası olmadığını, geçmişten bu yana gelen bir tören olduğunu ve ataları bu töreni yaptıkları için kendilerinin de bu törenlere katıldıklarını dile getirmişlerdir (Kamil Pekçok, kişisel görüşme, Kasım 2011; İsmail Yarımca, kişisel görüşme, Kasım 2011). Bu iki örnek bize göstermektedir ki bir ritüel aynı bölge insanının algısında bile hem bir işleve yönelik hem de tarihi bir olayın devamı şeklinde karşımıza çıkabilmektedir. Böyle durumlarda araştırmacıların da farklı yorumlarda bulunması 399

Harun Akçam doğaldır. Çünkü algı farklılık gösterebilir. Biz burada bu algının farklılığını tartışmayacak; ikinci gruptaki köylülerin dile getirdiği gibi geçmişten gelen tarihsel bir olgu olarak mit üzerinde duracağız. Burada tarihsellik konusunda da birkaç şey söylemek yerinde olacaktır. Öcal Oğuz, Tarihsellik, en kısa ifadesiyle devralmak, devralınanı geliştirmek ve devretmektir. Diğer bir ifadeyle zamanın geçmiş, şimdi ve gelecekten oluşan üç boyutuyla diyalektik ilişki içinde olmak; geldiğini, şimdi-burada olduğunu ve gideceğini bilmek demektir (Oğuz, 2011, s. 1478) diyerek tarihselliğin bir devinim içerdiğini dile getirmektedir. Bu açıdan baktığımızda mit ve mite ait pratikler de tarihle alakalı ve tarihseldir. Çünkü mit geçmişe ait bir bilgidir ve geçmişte yaşanmış bir olayın tekrarı şeklinde ortaya çıkar. Miti her okuma ya da anlama çabası farklı bir mitolojik açılım meydana getirirken aynı zamanda onun tarihselliğini de ortaya koyar. Yani miti her anlama ya da anlamlandırma süreci tarihseldir. (Batuk, 2006, s. 20) Zaman, tarih ve mit ilişkisinde zaman kavramı üzerinde de durmak gerekir. Zira mit çalışmalarında zaman kavramı üzerindeki vurgu dikkati çeker. Mitolojiler genel karakterleri gereği başlangıçtaki olayların tarihidir. Aynı zamanda yaşanan anın başlangıçlar zamanı ile alakasının olduğu düşüncesi mevcuttur. Mitolojide başlangıç zamanının önemi, arkaik ontolojinin anlamında gizlidir. Arkaik insan için bir nesne ya da eylem ancak bir arketipi taklit veya tekrar ettiği ölçüde gerçek olur. Gerçeklik yalnızca tekerrür veya katılma yoluyla kazanılmaktadır; örnek modeli olmayan her şey anlamsız yani gerçeklikten yoksundur. Bu sebeple geleneksel kültür dünyası için ilk zaman çok önemlidir. (Arslan, 2009, s. 211) İlk zamanın önemi tarih ile bağdaştırılabilir. Tarih, zamanın bir kaydı; geçmişte olanın zaptıdır. Mitlerde anlatılan geçmiş zaman ise, her anlatıda tekrar edildiği için daimi süreklilik gösteren şimdiki zaman (Çobanoğlu, 2013, s. 4) kaydıdır. Yani, tarih her anlatıda tekrar eder. Bu açıdan baktığımızda tarihsellik bir devinim olduğu için ve her anlatmada tekrar edilen tarih olgusu, mitin tarihselliğine önemli bir kanıt olarak düşünülebilir. Bunu şöyle bir örnekle destekleyebiliriz. Yakut ve Altay Türklerine ait bir mitte çam ağaçlarının her mevsim yeşil yapraklı olması İnsanlara can vermek için görevlendirilen bir kuzgun yolda acıkınca konuşmak için ağzını açınca gagasındaki can ormandaki çam ağaçlarına dağılır, bu yüzden çam ağaçlarının yaprakları yaz kış yeşildir (Bars, 2013, s. 224) şeklinde anlatılır. Bu anlatıda mit-zaman ilişkisi göze çarpmaktadır. Zira olay geçmiş dönemde gerçekleşse de çam ağaçları yaprakları sonsuz şimdiki zamanı temsil etmektedir. Bu mitte geçmiş zaman ile yaşanan zaman birbirine paralel olarak algılanmakta, bu iki kavram eş süremli olarak karşımıza çıkmaktadır. 400 3. Değerlendirme Ortak belleğe ilişkin kodlar ve dönüşümleri; sonraki tarihsel dilimlerde de zihinsel akış halindeki varlığını hatırlamalarla ortaya çıkarır, çeşitli davranış, ifade ve uygulamalarla yansıtarak geçmişle olan ilişkinin sürdürülmesinde temel işlevler üstlenir. İnanç ve tasarım dizgesi bağlamında her zamansal varoluşla yeniden veya yeni kodlamalarla şekillenen ortak kültürel bellek şiirsel biçim, ritüel sunuş, grup katılımı nın yapı ve kurallarıyla hayat tarzına dönüşür ve aynı zamanda da anın çeşitli boyutlarına yansıtılır. (Arslan, 2011, s. 1) Hayat tarzına dönüşen bu hatırlama yollarından birisi de mitlerdir. Geçmişten günümüze insanoğlunun başından pek çok olay geçmiştir. İnsanoğlu bu olayların kimisine bizzat şahit olmuş kimisine ise olamamıştır. Şahit olunan olaylar, toplumsal belleğe atılarak tekrarlar yoluyla unutulmaktan korunmuştur. Şahit olunamayan olaylar ise, mitik anlatılar ile kutsanarak

Mit, Tarih ve Tarihsellik İlişkisi Üzerine Bazı Notlar anlatılmıştır. Kutsanarak anlatılma ise kutsala gösterilen saygı ile tekrarlanmış ve böylece kültürel belleğe işlenmiştir. Mitler gerçek ile ilişkili anlatmalardır. Çünkü gerçek, bir bellekte diri olarak tutulan geçmişin tekrarıdır. J. Campbell Efsanevi kahramanların yaşamlarını, doğa tanrılarının güçlerini, ölülerin ruhlarını ve topluluğun totem atalarını anlatır görünen mucize öyküleri aracılığıyla insan davranışlarının bilinçli düzenlerinin altında yatan bilinçdışı arzu, korku ve gerilimlere simgesel bir anlatım verilmiştir (Campbell, 2010, s. 289) diyerek, bilinç kavramına dikkat çekmiştir. Bilinçte var olan bir olay bilinçdışı etkilerle anlatılmıştır. Tekrarlar yoluyla bellekte devamlı yaşayan bir tarih, mit olarak anlatılagelmiştir. Ayrıca mitler, yazısız ve belgesiz toplumlar için toplumlar için geleceğin, şimdiye ve mümkün olduğunca yakından bağlı kalmasını güvence altına alan (Levi-Strauss, s. 2013) anlatılar olarak tarihle ilişkisini sürdürmektedir. Sonuç olarak diyebiliriz ki yaratılışın anlatısı olan mitler, anlatıldığı toplumlarda gerçek olarak kabul edilir. Gerçeğin anlatısı olan mitler gerçekte var olmuş tarihî bir olayı anlattıkları için de tarihle ilgilidirler. Çünkü dünya, insanlar, nesneler vb. gerçekte var olan ve yaratılmış olanlardır. Şahitlik edemediği dönemde meydana gelen bu yaratmalar insan zihninde bir olgu olarak mitler ile yaşamaktadır. İnsanoğlu şahit olamadığı bu yaratmaları nasıl olur da görmüş gibi anlatır sorusu karşımıza çıktığında ise mitlerin kutsallığı devreye girer. İşte mitler şahit olunmayan geçmişin bir şekilde izahıdır ve bu yüzden kutsaldır. İnsanların yaşamadıkları olayları anlattıkları için kutsaldırlar çünkü o olaylara ait bilgiler insanlar tarafından oluşturulmamış; insanlara bir şekilde öğretilmiş tirler. Tarihî olan mitler, aynı zamanda anlatılarak/uygulanarak tarihselliğini de sürdürmektedirler. 401 KAYNAKLAR ARSLAN, Mustafa (2009, Ocak-Nisan). Söylem Mitos ve Tarih: Popüler Dini Literatürde Hz. Muhammed (sav) Tasavvuru-Muhammediye Örneği, Milel ve Nihal, C. 6, S.1, 195-219. ARSLAN, Mustafa (2011, Kasım). Kültürel Bellek ve Zamansallık Bağlamında Köroğlu, VIII. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi. ASSMANN, Jan (2001). Kültürel Bellek, İstanbul: Ayrıntı Yayınları. BARS, Mehmet Emin (2013, Haziran). Mitlerde Büyülü Gerçeklik, Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, C.2, S.2, 219-230. BATUK, Cengiz (2006). Mitoloji ve Tarihsellik Hıristiyanlığın Asli Günah Mitinin Tarihsel Dönüşümü, İstanbul: İz Yayıncılık. BATUK, Cengiz (2009, Ocak-Nisan). Mit, Tarih ve Gerçeklik Sorunu Üzerine Notlar, Milel ve Nihal, C. 6, S.1, 27-53. CAMPBELL, Joseph (2010). Kahramanın Sonsuz Yolculuğu, İstanbul: Kabalcı Yayınevi. ÇOBANOĞLU, Özkul (2010). (ed. Ömür CEYLAN, Adem KOÇ), Türk Edebiyatının Mitolojik Kaynakları, Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları.

Harun Akçam EKİCİ, Metin (2005). Türk Sözlü Geleneğinde Anlatıcılar ve Anlatmalar Arasındaki İlişkiye Art Zamanlı (Diyakronik) ve Eş Zamanlı (Senkronik) Bir Bakış, Fikret Türkmen Armağanı, 225-229. ELIADE, Mircea (1993). Mitlerin Özellikleri, İstanbul: Simavi Yayınları. HONKO, Lauri (2003). Miti Tanımlama Problemi, Milli Folklor, C. 8, S. 59, 96-103. LÉVI-STRAUSS, Claude (2013). Mit ve Anlam, İstanbul: İthaki Yayınevi. MALINOWSKI, Bronislaw (2000). Büyü, Bilim ve Din, İstanbul: Kabalcı Yayınevi. OĞUZ, Öcal (2011). Gündelik-Tarihsellik Kavramları ve Yenişehir de Bir Öğle Vakti Romanı, Turkish Studies, C. 6/3, 1477-1486. PETTAZONNI, Raffaele (2006). Mitin Gerçekliği, Halkbiliminde Kuramlar ve Yaklaşımlar1, Ankara: Geleneksel Yayınları. TURAN, Refik (vd) (2002). Kültür Alanındaki Gelişmeler, Türkiye Cumhuriyet Tarihi, C.II, Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları. 402