prognozu etkileyen faktörler



Benzer belgeler
Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Gö üs travmalar : 521 olgunun de erlendirilmesi

Gö üs travmal 282 olgunun analizi

Gö üs travmas nda morbidite ve mortaliteyi etkileyen faktörler

Travmatik yelken göğsün rekonstrüksiyon plağı ile cerrahi stabilizasyonu

TORAKS DUVARI YARALANMALARI VE YELKEN GÖĞÜS

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6)

SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi Asinetobakterli Hastalarda DAS Uygulamalar ve yilefltirme Çabalar

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

Türk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi.

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV Sayfa ISBN

PELVİK TRAVMALARDA GÖZDEN KAÇMAMASI GEREKENLER

YOĞUN BAKIM EKĐBĐNDE HEMŞĐRE ve REHABĐLĐTASYON. Yrd. Doç. Dr. Nilay Şahin Selçuk Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD.

NIMV Preoksijenizasyon,FOB, DNI. kları Solunum YBU

Travma Torakotomilerinde Mortaliteyi Etkileyen Faktörler

Ard fl k Say lar n Toplam

HAVAYOLU TEDAV S. Eriflkinler için Ventilatör Devreleri. Ventilatör Devre Seti. Ventilatör Devre Seti

GÖĞÜS TRAVMALARI: 132 OLGUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

Penetran Kolon Yaralanmalar nda Morbiditeye Etki Eden Faktörler

Uygulama Önerisi : ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

KANSER HASTALARINDA PALYATİF BAKIM VE DESTEK SERVİSİNDE NARKOTİK ANALJEZİK KULLANIMI

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari

C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER

Penetran kolon yaralanmal olgulardaki deneyimlerimiz

Göğüs Cerrahisi Akın Yıldızhan. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Venöz Tromboembolizmin Önlenmesinde Antitrombotik Tedavi (Birincil Koruma)

Acil Servise Başvuran Künt Toraks Travma Vakalarının İncelenmesi

11. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: KUVVET ve HAREKET 4. KONU AĞIRLIK MERKEZİ - KÜTLE MERKEZİ ETKİNLİK ÇÖZÜMLERİ

İKİNCİ BASAMAK SAĞLIK KURUMUNDA TORAKS TRAVMALI 316 OLGUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ

CO RAFYA SICAKLIK. Kavram Dersaneleri 6. ÖRNEK 1 : Afla daki haritada, Türkiye de y ll k günefllenme sürelerinin da l fl gösterilmifltir.

Trafik Kazas Nedeniyle Baflvuran Hastalar n

Yetmifldört yafl nda, 60 paket/y l sigara içme

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

Pnömokokal hastal klar

Acil Serviste Göğüs Travmalı Çocuk Hastaların Geriye Dönük İncelenmesi

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

HASTA TRANSFER PROSEDÜRÜ

LABORATUVARIN DÖNER SERMAYE EK ÖDEME SİSTEMİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu Gaziantep Üniversitesi

Dr. Aflk n Y ld z 1, Prof. Dr. Atilla Köksal 1, Dr. Külal Çukurova 1, Dr. Adnan Keklik 1, Dr. Neriman Çelik 2, Dr. Hüseyin vit 1

6. SINIF MATEMAT K DERS ÜN TELEND R LM fi YILLIK PLAN

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*)

ÖZET. Anahtar Kelimeler: HCV-HBV koinfeksiyonu, viral interferans Nobel Med 2010; 6(3): Bulgular: De erlendirmeye al nan olgulardan 13'ü

BEZMİÂLEM. Horlama ve Uyku. Apne Sendromu VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı.

N-3 Diz Sabitleyici (Posterior Sheel)

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

PULMONER KONTÜZYON. Doç. Dr. Refik ÜLKÜ

GENÇ YET fik NLERDE BÜYÜME HORMONU EKS KL

TORAKS TRAVMALARI: 592 OLGUNUN ANAL Z CHEST TRAUMA: ANALYSIS OF 592 CASES

ONKOLOJİDE SIK KULLANILAN İSTATİSTİKSEL YÖNTEMLER VE SAĞKALIM EĞRİLERİ

Selülit ile mücadelede son nokta. Cellulaze.

CPAP TEDAVİSİ. Prof. Dr. Mehmet KARADAĞ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi.

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ

BAfiA RILI HASTANIN DE ERLEND R LMES

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

YARGITAY 2. HUKUK DA RES

Hastaneye yatırılmayı gerektiren toraks travmalı 748 olgunun analizi

T bbi At k Kontrolü P80-P Ulusal Sterilizasyon Dezenfeksiyon Kongresi

YAfiLILARDA TRAVMAYA BA LI MALUL YET DISABILITY DUE TO TRAUMA IN THE ELDERLY. ARAfiTIRMA RESEARCH ABSTRACT

SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU

ISI At f Dizinlerine Derginizi Kazand rman z çin Öneriler

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi!

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

Dr. M. Fatih Önsüz 1, Doç. Dr. Ahmet Topuzo lu 2

VERG NCELEMELER NDE MAL YET TESP T ED LEMEYEN GAYR MENKUL SATIfiLARININ, MAL YET N N TESP T NDE ZLEN LEN YÖNTEM

Hart Walker, gövde deste i ve dengeli tekerlek sistemi sayesinde, geliflim düzeyi uygun olan çocuklar n, eller serbest flekilde yürümesini sa lar.

S STEM VE SÜREÇ DENET M NDE KARfiILAfiILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNER LER

nvaziv Mekanik Ventilasyon Uygulanan Kronik Obstrüktif Akci er Hastal kl Olgularda Prognozu Belirleyen Etkenler

Dünyada ve Türkiye de Güncel Verilerle HIV/AIDS. Hacettepe Üniversitesi AIDS Tedavi ve Araflt rma Merkezi (HATAM)

Tablo 3.3. TAKV YES Z KANAL SAC KALINLIKLARI (mm)

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

GAZLAR ÖRNEK 16: ÖRNEK 17: X (g) Y (g) Z (g)

MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY

Penetran Travmalı Olgularda 13 Yıllık Deneyimimiz

TÜBERKÜLOZ EP DEM YOLOJ S

11. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: KUVVET ve HAREKET 3. Konu TORK, AÇISAL MOMENTUM ve DENGE ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

KULLANILMIfi B NEK OTOMOB L TESL MLER N N KDV KANUNU KARfiISINDAK DURUMU

Doç. Dr. Serir Aktoğu Kurs Başkanı. Prof. Dr. Tevfik Özlü TTD Okulu Başkanı. Doç. Dr. Peri Arbak Kurs Sekreteri

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

B-10 Yün Elastik Ayak Bilekli i

NIR Analizleri için Hayvansal Yem ve G da Numunelerinin Haz rlanmas

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

Travma Yönetiminde Tüm Vücut Tomografisi. Dr. Şeref Kerem Çorbacıoğlu Keçiören EAH- Acil Tıp Kliniği

Zihin ve Hareket Engelli Çocuklar çin E itim Araflt rma ve Uygulama Merkezi nde zlenen Olgular n Demografik Özellikleri

P-1 Anatomik Boyun Yast Büyük. P-2 Anatomik Boyun Yast Küçük. Anatomik Yast klar. P-3 Anatomik Boyun Yast Çocuk

ÜLKEM ZDE ÇOK LACA D RENÇL TÜBERKÜLOZ EP DEM YOLOJ S

Genel Bilgiler. Dünyada Ölümler. 1.Koroner Arter Hastalıkları 2.Travma (1-44 yaş arası 1. sırada) 3.İnme sendromları

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

Siyatik ve Peroneal Nöropatilerde Etkenler

S-1 Silikon Tabanl k 3/4. S-2 Silikon Tabanl k 4/4 nce. Silikon Ürünler. S-3 Silikon Tabanl k 4/4 Mavi Noktal

Noninvazif Mekanik Ventilasyon

Travmada tüm vücut BT. kadar gerekli? ÇKBT ve Travma Yüksek hızla giden bir aracın takla atması ile başvuran olgu

ULUSLARARASI KATILIMLI VI. ULUSAL ÇOCUK AC L TIP ve YO UN BAKIM KONGRES

APAH: konjenital kalp hastalığı. Prof. Dr. Sanem Nalbantgil Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji AD 2015 ADHAD 2. PAH OKULU

Transkript:

Turkish Journal of Trauma & Emergency Surgery Ulus Travma Derg 2004;10(2):102-109 Künt travmaya ba l yelken gö üs: Klinik özellikler ve prognozu etkileyen faktörler Flail chest due to blunt trauma: clinical features and factors affecting prognosis Dr. Ak n Eraslan BALCI, Dr. Koray ÖZALP, Dr. Mehmet DURAN, Dr. Erhan AYAN, Dr. Sad k VURALO LU AMAÇ Yelken gö üs görülen hastalar n klinik özellikleri, uygulanan tedavi sonuçlar ve prognozu etkileyen faktörler de erlendirildi. GEREÇ VE YÖNTEM Künt travmaya ba l yelken gö üs nedeniyle tedavi edilen 34 hastan n (27 erkek, 7 kad n; ort. yafl 41; da l m 15-61) travma etyolojisi, gö üs duvar ndaki yaralanma, pulmoner kontüzyon, gö üs tüpü gerektiren hemo/pnömotoraks, efllik eden yaralanma, yaralanma a rl k skoru, baflvuru s ras nda hastan n flokta olup olmad, ilk 24 saat içindeki kan transfüzyon miktar, uygulanan tedaviler ve sonuçlar aç s ndan de erlendirildi. BULGULAR Yelken gö se yol açan en s k neden trafik kazas (%79.4) idi. Hastalar n %41.2 sinde flok, %55.9 unda pulmoner kontüzyon saptand. Olgular n 70.6 s na ventilatör deste i verildi. Yaralanma a rl k skoru ortalamas 36 bulunurken, ölüm oran %32.4 idi. Ek yaralanma saptanmayan ve ventilatör gereksinimi olmayan yedi hastada yaralanma skoru 22.8 idi ve ölüm görülmedi; organ yaralanmas olan 18 hastada ise yaralanma skoru 43.6 bulunurken, ölüm oran %50 bulundu (p<0.05). Uzam fl ventilatör deste i, pnömoni ve septik ölümden sorumlu ana faktörler olarak 31 in üstünde yaralanma skoru, efllik eden k r k ve ve yaralanmalar, kan transfüzyonu ve gö üs tüpü gereksinimi, 50 ve üzeri yafl ve iki tarafl yelken gö üs saptand. nternal fiksasyon yap lan hastalarda pnömoni oran ve ölüm di erlerinden daha düflüktü (p<0.05). SONUÇ Dikkatli s v ve etkin a r tedavisi, gö üs duvar n n stabilizasyonu, ventilatöre erken ba lamak ve erken ay rmak yelken gö- üs tedavisinde ana ilkeler olmal d r. Anahtar Sözcükler: Trafik kazalar ; kontüzyon; yelken gö üs; akci er; prognoz; kaburga k r ; ventilatör, mekanik. BACKGROUND We evaluated the clinical features of patients with flail chest, together with treatment results, and the factors affecting prognosis. METHODS The study included 34 patients (27 males, 7 females; mean age 41 years; range 15-61 years) who underwent treatment for flail chest. A retrospective analysis was made regarding the etiology, injury to the chest wall, pulmonary contusion, hemothorax and pneumothorax requiring chest tube, associated injuries, injury severity score (ISS), the presence of shock on admission, the amount of blood transfusions within the first 24 hours, treatment, and the results. RESULTS The most common cause of flail chest was traffic accidents (79.4%). Shock was detected in 41.2% and pulmonary contusions in 55.9%. Ventilatory support was required in 70.6%. The mean ISS was 36; mortality occurred in 32.4%. In seven patients without associated injuries and who did not receive ventilatory support, the mean ISS was 22.8 and all survived. However, in 18 patients with associated organ injuries, the mean ISS was 43.6, with mortality being 50% (p<0.05). Factors responsible for prolonged ventilatory support, pneumonia, and septic deaths included ISS above 31, associated fractures and injuries, blood transfusions, the need for chest tube, age equal to or above 50 years, and the presence of bilateral flail chest. The incidences of pneumonia and mortality were significantly less in patients treated with internal fixation (p<0.05). CONCLUSION Our data show that careful fluid management and effective pain control, stabilization of the chest wall, immediate ventilatory support and early weaning from ventilation are the mainstays of treatment. Key Words: Accidents, traffic; contusions; flail chest; lung; prognosis; rib fractures; ventilators, mechanical. F rat Üniversitesi T p Fakültesi Gö üs Cerrahisi Anabilim Dal, Elaz. Department of Thoracic Surgery, Medicine Faculty of F rat University, Elaz, Turkey. letiflim (Correspondence): Dr. Ak n Eraslan Balc. F rat Üniversitesi T p Fakültesi, Gö üs Cerrahisi Anabilim Dal, 23100 Elaz, Turkey. Tel: +90-424 - 238 80 80 / 139 Faks (Fax): +90-424 - 233 50 38 e-posta (e-mail): abalci@firat.edu.tr 102

Künt travmaya ba l yelken gö üs: Klinik özellikler ve prognozu etkileyen faktörler Yo un bak mdaki geliflmelere karfl n, yelken gö üs önemli komplikasyonlar olan yüksek mortaliteli bir yaralanma olmaya devam etmektedir. Bildirilen ölüm oranlar %10-100 aras nda de iflmektedir. [1-4] Hipoksemi, a r, pnömoni ve sepsis gibi komplikasyonlar yla mücadele oldukça zordur. [1-3] Sa kalan hastalarda uzun dönemde sürekli gö üs a r s, gö üs duvar deformitesi ve egzersiz dispnesi gibi sekeller görülebilir. [1,2] Bu çal flmada, en iyi tedavi yöntemini belirlemek amac yla yelken gö üs tan s alan hastalar m - z retrospektif olarak gözden geçirdik. Uygulanan operatif (internal) fiksasyon, eksternal fiksasyon, ventilatör tedavisi ve destek tedavilerinin sonuçlar n, prognozu etkileyen faktörlerle birlikte inceledik ve son çal flmalar n fl nda yorumlad k. GEREÇ VE YÖNTEM 1994-2003 y llar aras nda künt travmaya ba l yelken gö üs nedeniyle yat r lm fl olan 34 hastan n (27 erkek, 7 kad n; ort. yafl 41; da l m 15-61) kay tlar incelenerek afla daki veriler elde edildi: Travman n etyolojisi, gö üs duvar ndaki yaralanman n büyüklü ü, pulmoner kontüzyon ve büyüklü ü, gö üs tüpü gerektiren hemo/pnömotoraks, efllik eden yaralanman n tipi, yaralanma a rl k skoru (YAS), baflvuru s ras nda hastan n flokta olup olmad ve ilk 24 saat içinde yap lan kan transfüzyon miktar. fiok için kabul edilen ölçüt, hastan n baflvuru s ras nda 60 mmhg nin alt nda bir sistolik kan bas nc na sahip olmas yd. Kontüzyon tan s, akci er filminde travma alan na karfl l k gelen akci er bölgesinde infiltrasyonun görülmesiyle; pnömoni tan s, yüksek atefl ve akci er grafisinde yeni infiltrasyonlar n görülmesiyle kondu. Yelken gö- üs tan s, inspeksiyonda gö üs duvar n n bir k sm nda paradoksal hareketin görülmesi ve beraberinde hastan n solunum güçlü ü içinde olmas yla kondu. Radyolojik muayenede sternum k r (iki hasta) ve/veya üç veya daha fazla kostada segment tarz nda k r k görülmesiyle tan desteklendi. nternal stabilizasyon genel anestezi alt nda aç k fiksasyon yöntemiyle yap ld. K r k segment uçlar perforatörle delinerek geç absorbe olan dikifl materyali ve/veya çelik tel ile sabitlendi. Sabitlenen segmentler, dört hastada 0.5-1 kg aras nda de iflen a rl klarla traksiyona al nd. Son yap lan iki olgunun internal fiksasyonunda titanyum plak ve vidalar kullan ld, traksiyon yap lmad. Eksternal stabilizasyonda ise yelkenleflen segment üzerine kal n petler konarak, gö üs duvar elastik bandajla s k ca sar ld. Hastalar ve klinik özellikleri Yelken gö se neden olan künt travma etkeni 18 hastada araç-içi trafik kazas (%52.9), dokuz hastada araç-d fl trafik kazas (%26.5), üç hastada yüksekten düflme (%8.8), iki hastada ifl kazas (%5.9), bir hastada darp (%2.9), bir hastada ise motosiklet kazas idi (%2.9). Trafik kazas %79.4 (27 hasta) ile birinci s rada geliyordu. Elli yafl n üstünde 11 hasta vard (%32.3). On dört olguda (%41.2) hastaneye baflvuru s ras nda flok tablosu vard. Bir-dört ünite transfüzyon yap - lan hastalar n say s 17 (%50), befl ünite ve daha fazla transfüzyon yap lan hastalar n say s ise 13 (%38.2) bulundu. Kan replasman yap lmayan dört hasta (%11.8) vard. Hastalar kosta k r klar - n n say s na göre dört gruba ayr ld : a) Üç-befl k - r olanlar (14 hasta, %41.2); b) alt -yedi k r olanlar (10 hasta, %29.4); c) sekiz ya da daha fazla k r olan tek tarafl yelken gö üs hastalar (6 hasta, %17.6); d) sekiz ya da daha fazla k r olan iki tarafl yelken gö sü olan hastalar (4 hasta, %11.8). Yirmi befl hastada (%73.5) pulmoner kontüzyon vard. Travmadan sonraki 24 saat içinde çekilen filmlerde kontüzyon düzeyi, bir segmentten daha az n tuttu u görülen akut infiltrasyonda hafif (5 hasta, %14.7), bir lobdan az n tuttu u görüldü ünde orta (12 hasta, %35.3), bir lobdan daha fazlas n tuttu u görüldü ünde (8 hasta, %23.5) fliddetli olarak de erlendirildi. Yelken gö- üsle birlikte gö üs tüpü tak lmas n gerektiren pnömotoraks ve/veya hemotoraks olan 25 hasta (%73.5) vard. Bu hastalar n alt s na (%17.6) iki tarafl gö üs tüpü tak ld (Tablo 1). Toplam 24 hasta (%70.6) entübe edildi. Bu hastalar entübasyondan sonra ventilatöre ba land. Yirmi hastaya (%58.8) travmadan sonraki 24 saat içinde hava yolunu sa lamak için endotrakeal entübasyon uyguland. Entübasyon karar 15 hastada (%44.1) klinik gözleme dayanarak, yedi hastada (%20.6) ise oksijen uygulamas na karfl n hipoksemi (PO 2 <60 mmhg) görülmesi üzerine verildi. ki hasta (%5.9) ise travmadan 24 saat sonra klinik muayeneye göre entübe edildi. Efllik eden yaralanmalara göre hastalar üç klinik gruba ayr ld : zole yelken gö sü ya da yelken gö- üsle beraber yaln zca yumuflak doku yaralanmas Cilt - Vol. 10 Say - No. 2 103

Ulus Travma Derg Tablo 1. Yelken gö üs hastalar nda klinik özellikler Özellik Say Yüzde 50 yafl n üstündeki hastalar 11 32.3 5 Ü den fazla kan transfüzyonu gerekenler 13 38.2 8 kosta k r kl tek tarafl yelken gö üs 6 17.6 8 kosta k r kl iki tarafl yelken gö üs 4 11.8 fiiddetli akci er kontüzyonu 8 23.5 ki tarafl gö üs tüpü gereksinimi 6 17.6 Ventilatör deste i gereken hastalar 24 70.6 A r klinik tablosu olanlar (grup 3) 18 52.9 Eksternal stabilizasyon yap lanlar 8 23.5 nternal stabilizasyon yap lanlar 6 17.6 olanlar (grup 1, 7 hasta, %20.6); yelken gö üsle beraber toraks n d fl nda da k r klar olanlar (grup 2, 9 hasta, %26.5). Bu grupta k r klar genellikle uzun kemiklerdeydi. Grup 3 e en a r klinik tablosu ve kafa, toraks ya da kar n içi organlarda laparotomi-torakotomi gerektirebilen fliddetli yaralanmas olan hastalar (18 hasta, %52.9) al nd. Toplanan bilgiler ortalama±standart sapma ve toplam n yüzdesi fleklinde ifllenerek prognoz, ventilatör deste i s kl ve süresi, pnömoni s kl ve ölüm oran gibi parametreler aras ndaki iliflkiler araflt r ld. Ortalamalar n karfl laflt r lmas nda Student t-testi, yüzdelerin karfl laflt r lmas nda ki-kare testi kullan ld ; p de eri 0.05 den küçük oldu unda fark n anlaml oldu u kabul edildi. BULGULAR Araç içi trafik kazas en s k yelken gö üs etkeniydi (%52.9, p<0.05). En a r klinik tabloyu oluflturan, beraberinde ciddi yaralanmas olan hastalar n oran (grup 3) en fazla (%52.9); izole yelken gö üslü hastalar n oran (grup 1) en düflüktü (%20.6) (p<0.05). Kullan lan tedavi yöntemleri s kl k s ras na göre flöyleydi: Tüm hastalarda destek oksijeni, profilaktik ya da tedavi amaçl antibiyotik tedavisi ve intravenöz non-narkotik analjezik uyguland ; nazotrakeal aspirasyon (30 hasta, %88.2), s v k s tlamas (25 hasta, %73.5), diüretik (25 hasta, %73.5), ventilatör (24 hasta, %70.6), interkostal sinir blo u (19 hasta, %55.9), spirometri (14 hasta, %41), eksternal stabilizasyon (8 hasta, %23.5), bronkoskopik aspirasyon (7 hasta, %20.6) ve internal stabilizasyon (6 hasta, %17.7). Hasta grubunda pnömoni oran %55.9 (19 hasta) bulundu. Hastalar n prognozu On bir hasta (%32.4) yaflam n kaybetti. ki hasta, travmadan sonraki üç gün içinde kaybedildi. Birinde ölüm nedeni masif intra-abdominal kanama; di erinde en olas ölüm nedeni kafa travmas yd. Birine internal, di erine eksternal fiksasyon yap lm flt. Pnömoni ve sepsis nedeniyle öldü ü düflünülen dokuz hastan n dördü ventilatör tedavisinin ilk yedi gününde; ikisi 8-15 günleri aras nda, üçü de 15 günden sonra kaybedilmiflti. Prognozlar na göre befl gruba ayr lan hastalar n da l m Tablo 2 de gösterildi. Prognozu etkileyen faktörlerin analizi (i) Yaralanma etyolojisi: Erken ölümünü görüldü ü iki olguda da neden araç-içi trafik kazas yd. Trafik kazas na ba l yelken gö üste hem ventilatöre ba lanma oran hem de ölüm oran, trafik kazas d fl nedenlere ba l yelken gö üsteki oranlardan daha yüksekti (p<0.05). Trafik kazas nedeniyle yelken gö üs geliflen 27 hastada ventilatör gereksinimi %74 (20/27), di er yedi hastada ise %57 (4/7) bulundu. Araç içi ve d fl kazalarda ölüm oran (%33.3) ayn bulundu. (ii) Yafl: Elli yafl n üstündeki ve alt ndaki hastalarda ventilatöre ba l kalma oranlar s ras yla %81.8 (9/11) ve %65.2 (15/23) bulundu. ki haftan n üzerinde ventilatöre ba l kalanlar n oran da 50 yafl üstü ve alt nda s ras yla %27.3 (3/11) ve %4.4 (1/23) idi. Ölüm oran ise 50 yafl n üstündekilerde %45.5 (5/11), 50 yafl alt ndakilerde ise %26.1 (6/23) bulundu. Buna göre, 50 yafl n üstündeki hastalarda ölüm ve ventilatöre ba lanma oranlar yla, ventilatör süresi daha fazlayd (p<0.05). (iii) Gö üs duvar hasar : ki tarafl yelken gö sü olan dört hastada ölüm oran %50 (2/4), ventilatör gereksinimi %100 idi. Di er 30 hastada ise ayn oranlar %30 (9/30) ve %66.7 (20/30) bulundu. Tablo 2. Ventilatör tedavisine göre prognoz Prognoz Say Yüzde Ventilatör gerekmeyen 10 29.4 1-13 gün ventilatör gereken pnömoni geliflen 5 14.7 pnömoni geliflmeyen 4 11.8 14 günden fazla ventilatör gereken, pnömonili 4 12.8 Ventilatör tedavisi yap lan ve kaybedilen 11 32.4 Toplam 34 100 104 Nisan - April 2004

Künt travmaya ba l yelken gö üs: Klinik özellikler ve prognozu etkileyen faktörler ki tarafl yelken gö üste ventilatör gereksinimi ve ölüm oran, tek tarafl yelken gö se göre daha yüksekti (p<0.05). ki tarafl yelken gö sü olup, sa kalan iki hastadaki ventilatör süreleri 14 ve 21 gündü. Tek tarafl yelken gö üste, kosta k r say s ventilatör ve ölüm oranlar yla iliflkili bulunmad (p=0.11 ve p=0.09). (iv) Pulmoner kontüzyon: Sekizden az kosta k - r olanlarda kontüzyon oran %55.6 (10/18); sekizden fazla k r olanlarda %93.8 (15/16) bulundu. Kosta k r artt kça pulmoner kontüzyon oran n n da yükseldi i görüldü (p<0.05). Pulmoner kontüzyonda ventilatör deste i oran %76 (19/25) bulundu. Ventilatör deste i, orta ve fliddetli kontüzyonu olanlarda (%75, 15/20), hafif kontüzyonu olanlardan (%50, 4/8) daha fazlayd (p<0.05). Orta ve fliddetli kontüzyonu olan hastalarda görülen pnömoni oran da (%70, 7/10) di er hastalara (%50, 12/24) göre daha yüksekti (p<0.05). (v) Hemo/pnömotoraks: Baflvurular s ras nda gö üs tüpü tak lmas n gerektiren hemotoraks ve/veya pnömotoraks olan hastalarda ventilasyon gereksinimi (%76, 19/25) ve pnömoni (%64, 16/25), di er hastalara (%55.6, 5/9 ve %33.3, 3/9) göre daha fazla görüldü (p<0.05). (vi) Efllik eden yaralanmalar ve yaralanma a rl k skoru: Efllik eden yaralanmalara göre belirlenen üç grup aras nda, yaralanma a rl k skoru aç s ndan anlaml farkl l k görüldü. Grup 1, 2 ve 3 hastalar ndaki skorlar s ras yla flöyleydi: 22.8±3.6; 31.8±8.8 ve 43.6±9.4). Grup 1 de flokta gelme oran %14.3 (1/7), befl ünite ve üzeri kan transfüzyonu oran %14.3 (1/7), orta/fliddetli kontüzyon oran %28.6 (2/7) bulundu. Grup 2 ve 3 teki hastalarda ise bu oranlar s ras yla %48.2 (13/27), %44.4 (12/27) ve %66.7 (18/27) bulundu (p<0.05). Ventilatör deste i ve pnömoni oranlar aç s ndan da üç grup aras nda anlaml farkl l k görüldü (p<0.05). Ölüm oran grup 3 te, grup 2 den yüksek bulundu (p<0.05). Kaybedilen 11 hastan n dokuzu grup 3, ikisi grup 2 hastas yd. Yaralanma a rl k skoru yükseldikçe, ventilatör gereksinimi ve süresi, pnömoni ve ölüm oranlar artmaktayd. Erken dönemde ölen iki hastada YAS ortalamas YAS 53±8, geç dönemde ölen dokuz hastada 41±12 bulundu. Erken ve geç dönemde ölen hastalar n skorlar aras nda anlaml fark vard (p<0.05) (Tablo 3). (vii) Hastaneye flokta gelmenin etkisi: fiok tablosu ve yelken gö üsle gelen 14 hastan n 12 si (%85.7) entübe edilerek ventilatöre ba land. Hemodinamisi normal olan 20 hastan n ise 12 si (%60) ventilatöre ba lanm flt (p<0.05). fiokta gelen hastalarda (%85.7, 12/14) pnömoni oran, hemodinamisi normal olan hastalardan (%35, 7/20) yüksek bulundu (p<0.05). (viii) Kan transfüzyonu: Ventilatör deste i aç - s ndan, befl ünite ve üzeri (%82.4, 14/17) ile 1-4 ünite kan tranfüzyonu yap lan (%77, 10/13) olgular aras nda anlaml farkl l k yoktu (p=0.3). Ancak, ilk gruptaki pnömoni (%64.7, 11/17) ve ölüm (%41.2, 7/17) oranlar, ikinci gruptan (%61.5, 8/13 ve %30.7, 4/13) daha yüksek bulundu (p<0.05). Kan replasman yap lmayan dört hastada ventilatör deste i gerekmedi, pnömoni ve ölüm görülmedi. (ix) Ventilatör deste i: Ventilatör deste i gerekmeyen 10 hastada komplikasyonsuz düzelme görüldü. Hiçbirinde pnömoni geliflmedi. Buna karfl n, ventilatör tedavisi gören hastalarda pnömoni oran %79.2 (19/24) bulundu. Bir-yedi gün aras nda ventilasyon tedavisi görenlerde pnömoni oran %61.5 (8/13), bir haftadan fazla ventilatörde kalanlarda %100 (11/11) bulundu. Bütün hasta grubunda genel pnömoni oran %55.9 (19/34) idi. Ventilatör tedavisi pnömoniyi anlaml derecede art rmaktayd (p<0.05); ayr ca, ventilatör tedavisi gereken hastalarda ölüm oran daha yüksekti (p<0.05). Yelken gö sün mekanik stabilizasyonunun önemi Otuz dört hastan n sekizine (%23.5) eksternal, alt s na (%17.6) internal stabilizasyon uyguland. Erken ölen iki hastadan birine internal, di erine ekster- Tablo 3. Hastal n klinik a rl na göre prognoz Grup 1 (n: 7) Grup 2 (n:9) Grup 3 (n:18) p Yaralanma a rl k skoru (ort.) 22.8 31.8 43.6 <0.05 Ventilatör 6 (%66.6) 18 (%100) <0.05 Pnömoni 2 (% 22.2) 17 (%94.4) <0.05 Ölüm 2 (% 22.2) 9 (%50) <0.05 Cilt - Vol. 10 Say - No. 2 105

Ulus Travma Derg Tablo 4. Yelken gö üste stabilizasyonun önemi Eksternal fiksasyon ve nternal fiksasyon ve Stabilizasyonsuz p ventilatör (n=8) ventilatör (n=6) ventilatör (n=10) Yafl 39.6±6.4 44.6±7.1 36.3±7.4 < 0.05 Pnömoni (n=19) 7 (%87.5) 4 (%66.7) 8 (%80) < 0.05 Ölüm (n=11) 4 (%50) 2 (%33.3) 5 (%50) < 0.05 nal stabilizasyon (fiksasyon) yap lm flt. Yirmi hastada (%58.8) ise stabilizasyona baflvurulmad. Bu olgular n 10 u ventilatör tedavisi gerekmeyen ve komplikasyonsuz düzelen hastalard. nternal fiksasyon yap ld nda geliflen pnömoni ve ölüm oranlar, eksternal fiksasyon yap lan ve stabilizasyon yap lmayanlara göre daha düflük bulundu (Tablo 4, p<0.05). Ventilatör tedavisinin süresi, internal fiksasyon yap - lan hastalarda (2.2±1 gün), yap lmayanlara (9.7±5.4 gün) göre daha k sayd (p<0.05). TARTIfiMA Üç-dört veya daha fazla kostay ard fl k tarzda iki yerinden k rarak, gö üs kafesinden kosta segmentlerinin ayr lmas na neden olan travmalar yelken gö se yol açabilir. Yelkenleflen segment, inspirasyon s ras nda negatif plevral bas nç etkisiyle içeri emilir; ekspirasyonda ise pozitif bas nç etkisiyle d flar itilir. Bu hareket, inspirasyonda geniflleyen, ekspirasyonda daralan normal gö üs kafesinin hareketine göre z t yönde olmaktad r. nspirasyon s ras nda akci er geniflledi inde yelkenleflen segment içe do ru emilece inden, alt ndaki akci- er bask lan r ve akci er içindeki deoksijene hava akci erin sa lam k s mlar na do ru hareket etmeye zorlan r. Benzer flekilde, ekspirasyon s ras nda yelken segment d flar itilir ve d flar at lmak istenen hava tam tersine yelkenleflen segmentin alt ndaki akci ere do ru emilmifl olur. Dolay s yla, iyi oksijenlenmeyen hava, akci erin içinde bir sarkaç gibi gider-gelir (pendelluft ya da osilasyon). Tan da düz grafiler yan lt c olabilir. Sadece grafiyle de erlendirme yap ld nda, gö üs duvar stabil ve solunum bozuklu u olmayan çoklu ve lineer tarzda kosta k r klar olan, nispeten iyi prognozlu bir hasta kolayl kla yelken gö üsle kar flt r - labilmektedir. Öte yandan, yelken gö üslü bir hastan n radyografisinde segment tarz ndaki k r klar non-deplase kosta k r olarak da yorumlanabilmekte ya da grafide parenkim hasar d fl nda patolojik bulgu görülmeyebilmektedir. Dolay s yla, klinik muayene (paradoks gö üs duvar hareketi, dispne, vb.) ve fizyolojik parametreler (solunum say s, kan gazlar analizi, vb.) tan n n as l unsurlar olarak de erlendirilmeli; radyolojik muayene ise yelken gö üs tan s n destekleyen bir yard mc ifllem olarak düflünülmelidir. Ancak bu düflünce tarz nda, yelken gö üs hastalar nda s k karfl lafl lan parenkim lezyonlar n n saptanmas nda radyolojinin üstünlü ü gözard edilmemelidir. Akci er kontüzyonu, künt gö üs travmas olan hastalarda s k görülen bir lezyondur. Pulmoner kontüzyon yelken gö üsle birlikte oldu unda, mekanik ventilasyon ve komplikasyonlar yla, sa dan sola olan flant artmaktad r. [5] Pulmoner kontüzyonu ve yelken gö sü olan hastalara operatif kosta fiksasyonu yap lmad zaman, cerrahi d fl tedaviler yararl bulunmam flt r. [5] Torakoplasti gibi, travmadan baflka nedenlerin yol açt yelken gö üste, paradoksal gö üs duvar hareketinin nadiren solunum bozuklu una ve ölüme yol açmas, as l bozuklu un yelkenleflen segmentin alt ndaki akci er k sm nda travmaya ba l hasardan (kontüzyon) kaynakland - düflüncesini do urmufl ve tedavi daha çok buna yönelmifltir. Ancak, hem paradoks hareket s ras nda gö üs duvar n n akci ere çarpmas n n hem de sarkaç mekanizmas n n a rlaflt r c faktörler oldu- unu vurgulamak gerekir. 1950 li y llarda fliddetli yelken gö sün tedavisi primer olarak stabilizasyonla yap lmaktayd ; çünkü morbiditeyi as l belirleyen unsurun gö üs duvar n n instabilitesi oldu una inan l yordu. [3,6] 1956 y l nda volüm ventilatörün kullan ma girmesiyle birlikte internal pnömotik stabilizasyon ça bafllad. [3] Bu tedavi fleklinde, gö üs duvar stabil hale gelinceye kadar hastan n ventilasyonu kontrol ediliyordu. 1970 li y llarda erken entübasyon ve ventilatör deste inin önemi vurgulanmaya baflland. [6] Buna karfl n, baz ölçütlere uygun olarak seçilen yelken gö üs hastalar için, ventilatör deste i olmadan yaln zca destek tedavisi yap lmas da savunulmufltur. [3] Selektif tedavi de denen bu yaklafl m- 106 Nisan - April 2004

Künt travmaya ba l yelken gö üs: Klinik özellikler ve prognozu etkileyen faktörler da, as l patolojik faktörün pulmoner kontüzyon oldu u kabul edilir. Ana prensipleri intravasküler volümün fliddetle k s tlanmas, güçlü bir gö üs fizyoterapisi, a r kontrolü ve sekresyonlar n temizlenmesi gibi koruyucu ifllemlerdir. [3,7] Her ne kadar genifl yelkenleflen segmentleri olan hastalar n ventilatör deste i olmadan, selektif flekilde tedavi edildi i söylenmifl olsa da, bu uygulama yayg n kabul görmemifl ve sak ncalar vurgulanm flt r. [6] Hastalar n ço u yeterli a r tedavisi, destek oksijeni, CPAP (continuous positive airway pressure), trakeobronfliyal temizli in sa lanmas (bronkoskopik ya da nazotrakeal aspirasyon, öksürmeye teflvik) ve dikkatli s v replasman yla tedavi edilebilir. [5] Bütün travma merkezlerinde ve klini imizde, ventilatör tedavisine gereksinim duymayan hastalar için, ad konmam fl olsa da, yukar da tan mlanan selektif tedavi zaten uygulanmaktad r. Gö üs duvar n n mekanik fiksasyonunun rolü de tart flmal d r. [8] Günümüzde ventilatör tedavisi en s k kullan lan tedavi fleklidir. [9] Yelken gö üslü hastan n tedavisinde as l amaç, gö üs duvar nda stabilitenin bozuldu u bölgede stabilizasyonu sa lamakt r. Bu amaçla, pozitif bas nçl ventilasyonla pnömotik stabilizasyon [1] ve rekonstrüksiyon plaklar [10,11] gibi çeflitli yöntemler ileri sürülmüfltür. Hastalar m zda, bafllang çta materyal bulma zorlu u yüzünden k r k uçlar n sütürasyonu ve traksiyon yöntemini kulland k. Titanyum pla n uygulamas ucuz ve kolayd r. Ayr ca radyolojik çekimlerde artefakta yol açmaz. Eksternal fiksasyonu yelken gö üs tedavisinde bir yöntem olarak kabul etmek do ru de ildir. yi bir eksternal fiksasyon belki d fla do ru yelkenleflmeyi önleyebilir; ama k r k segmentin içe ve akci erin üzerine do ru hareketini önleyemez. K r k uçlar n sürtünmesinden ortaya ç kan a r yla mücadele daha zordur. A r ve kullan lan eksternal fiksasyon yöntemi nedeniyle gö üs duvar n n normal olan k sm da k s tl hareket edece inden, solunum güçlü ü a rlaflabilir. Çal flmam zda, eksternal fiksasyonun YAS si daha iyi olan hastalarda yap lm fl olmas na karfl n, prognozun internal fiksasyon uygulananlarda daha iyi olmas dikkat çekicidir. Eksternal fiksasyon uygulamas yap lan sekiz hastadan grup 2 klini ine giren iki hasta hafif derecede dispneli ve mobilizeydi. Bafll ca yak nmalar, k r k segmentlere uyan bölgedeki gö üs a r s yd. Bu hastalar 5-6 gün içinde dispneik ve immobil hale geldiler. Her iki hasta da ventilatör tedavisindeyken kaybedildi. Nispeten iyi bir klinik tabloyla gelen hastan n giderek kötüleflmesinden k r k segmentin akci er üzerine bas s ya da batmas sorumlu olabilir. Belirtilen nedenlerden dolay, eksternal fiksasyon yöntemini bütünüyle terk etmeyi ve her hastay internal fiksasyon yönünden de erlendirmeyi öneriyoruz. nternal fiksasyon s ras nda toraks bofllu una girme koflulu yoktur; ancak, hemo-pnömotoraks n efllik etti i olgularda ya da akci er laserasyonu, kardiyak lezyon gibi intratorasik patoloji düflünülen olgularda toraksa da girilerek eksplorasyon ve gerekirse cerrahi düzeltme yapmak olanakl d r. Trafik kazas nedeniyle 24 saat önce abdominal cerrahi geçirmifl ve entübe halde getirilen bir hastada, bir hemitoraks n ileri derecede yelkenleflmesi ve hemotoraks vard. nternal fiksasyon s ras nda k r k kostalar düzeyine ulafl ld nda, plevral bütünlük tamamen ortadan kalkt için toraks bofllu una da girilmifl oldu. Cerrahi fiksasyonla gö üs duvar n n normal kontürünün sa lanmas, akci er fonksiyonunun uygun flekilde devam etmesini sa lad gibi, cerraha, plevral kavitedeki hematomu temizleme f rsat n n verdi inden akci erin tam ekspansiyonuna da yard mc olur; dolay s yla, ampiyem ve plevral yap fl kl k geliflmesi önlenebilir. [11,12] Yaralanmadan y llarca sonra bile, a r ve gö üs duvar deformasyonu nedeniyle cerrahi stabilizasyon gerekebilmektedir. [13] Kosta k r kl olgularda rejyonal anestezinin yarar ve etkinli i çeflitli araflt rmac lar taraf ndan vurgulanm flt r. Epidural bupavakain ve morfinin olgular n %80 inde etkin analjezi sa lad bildirilmifltir. [6] Her ne kadar hastalar n 1/3 ünde epidural analjeziyle ventilasyonda düzelme gösterilememiflse de, yelkenleflmenin azald hatta kayboldu u bildirilmifltir. [14] Bu durum, a r n n azalmas yla birlikte solunum eforunun azalmas yla aç klanabilir. Hastalar m z n ço u interkostal sinir blo u ve parenteral analjeziklerle a r tedavisi gördü. Yo un bak mdaki hastada apne gözlendi i zaman epidural analjezi yap lmas savunulmuflsa da, epidural analjezi uygulanan hastalar n prognozunda bir düzelme gözlenmemifltir. [6] zole yelken gö üs hastalar, iki tarafl tutulum olmad kça, ventilatör deste ine gereksinim duymazlar. Ekstratorasik k r klar olanlarda, flokla gelen ya da kan transfüzyonu gerekenlerde ventilatör gereksinimi vard r. fiiddetli kafa ya da gövde travmas geçirmifl olan, laparotomi veya torakotomi geçiren yelken gö üs hastalar nda ventilatör deste- Cilt - Vol. 10 Say - No. 2 107

Ulus Travma Derg ine erken bafllanmal d r. Bu hastalarda komplikasyon geliflme olas l di erlerine göre daha yüksektir. Yelken gö üs için ventilatör yard m gerekti inde bunun erken yap lmas en iyisidir. Hipotansiyonu olan yelken gö üs hastalar nda, ventilatör tedavisine, hipoksi ve/veya ventilasyon bozuklu unu gösterir klinik bulgular ortaya ç kmadan önce bafllanmad nda ölüm oran n n %90 aflt gösterilmifltir. [6] Orta ya da fliddetli ek yaralanmalar olan hastalarda, ventilatör tedavisine erken baflland nda ölüm oran n n %6 ya düfltü ü; buna karfl n, ventilatör deste i 24 saatten fazla gecikti inde %50 oldu u bildirilmifltir. [6] Ventilasyon süresini en düflük düzeyde tutmak da önemli bir tedavi amac d r; çünkü ventilasyon tedavisi uzad kça pnömoni ve sepsis oran artmaktad r. Çal flmam zda, bir haftadan fazla ventilatör tedavisi gören olgular n hepsinde pnömoni geliflti. Ventilatör süresinin IMV (intermittent mandatory ventilation) ve PEEP (positive end-expiratory pressure) kullanmak suretiyle 19±4 günden 5±5 güne düfltü ü bildirilmifltir. [15] Pulmoner kontüzyonu olan hastalarda da komplikasyon oran daha yüksek, ventilatör süresi daha uzundur. Pnömotoraks ya da hemotoraksl hastalarda da pnömoni oran yüksek olmakta, ventilatör gereksinimi artmaktad r. Bu hastalarda pnömoni s kl %47-60 aras nda de iflebilmektedir. [6] Çal flmam zda bu oran %54.3 bulundu. Yelken gö üs hastalar ndaki ölümlerin büyük k sm ek yaralanmalar nedeniyledir. Ölüm oranlar ek yaralanma olmayan hastalarda mortalite %39, kafa travmas olanlarda ise %100 bulunmufltur. [4] Çal flmam zda, a r ek yaralanmalar olan olgular n %50 sinde (grup 3) ölüm görüldü. Yelken gö se baflka kemik k r klar n n efllik etti i hastalarda (grup 2) ölüm oran %22.2 bulundu. Baflka bir çal flmada, bütün yelken gö üs hastalar nda ölüm oran %6.5 olarak bildirilmifltir; ancak bu hastalar n yaln zca beflte birinde pulmoner hasar oldu u belirtilmifltir. [3] Çal flmam zda pulmoner hasar (kontüzyon) oran %55.9 idi. Yelken gö üslü hastalarda ek yaralanmalar n ölüm oran üzerine etkisinin fazla oluflu yüzünden, YAS objektif bir flekilde belirlenmedikçe, farkl çal flmalar gerçekçi flekilde karfl laflt r labilmek olanaks zd r. Bir çal flmada YAS nin 30 dan düflük oldu u olgularda ölüm görülmedi i, fakat 46 n n üzerinde bulunan olgularda %76 oldu u bildirilmifltir. [1] Çal flmam zda YAS ortalamas 36 ve ölüm oran %32.3 idi; ek yaralanmas olmayanlarda (grup 1) ölüm görülmedi. Hastan n getirildi i anda YAS kesin olarak saptanamasa bile, ek yaralanmalar n görülmesi, ventilatör deste ine erken bafllamak konusunda yard mc olabilir. Yelken gö üs hastalar nda ölüm oran yaflla birlikte yükselmektedir. [16] Yelken gö sü, kostalar n özel bir k r k flekli olarak tan mlamak do ru, ancak yetersizdir. Gö sün kemik bütünlü ünün kayboldu u ve k r k bölgesinin bütünüyle intraplevral bas nc n etkisi alt na girdi i bu özel durumu, sistemik bir hastal k olarak de erlendirmek; ayr ca, hemotoraks ve/veya pnömotoraksla birlikte olabilen seri veya çoklu kosta k r gibi görece selim klinik tablolara göre çok daha ciddi bir travma olarak alg lamak gerekir. Gö- üs duvar nda paradoksal hareket gözlenen bütün hastalar ventilatör tedavisine aday olarak kabul edilmeli ve ek yaralanmalar aç s ndan dikkatle de- erlendirilmelidir. A r yla etkin mücadele, gö üs duvar n n stabilizasyonu, dikkatli s v tedavisi ve hastay mümkün oldu u kadar erken ventilatörden ç karmak tedavinin ana ilkeleri olmal d r. Oksijenasyonun iyi yap lmas, karbondiyoksitin etkin flekilde at lmas ve normal kan ph de erleri prognozu düzeltir. [12] Cerrahi gö üs duvar stabilizasyonu hastalardaki ventilatör tedavisinin süresini düflürdü ünden, buna ba l komplikasyonlar da azalmaktad r. [5,12] KAYNAKLAR 1. Clark GC, Schecter WP, Trunkey DD. Variables affecting outcome in blunt chest trauma: flail chest vs. pulmonary contusion. J Trauma 1988;28:298-304. 2. Glinz W. Problems caused by the unstable thoracic wall and by cardiac injury due to blunt injury. Injury 1986;17:322-6. 3. Richardson JD, Adams L, Flint LM. Selective management of flail chest and pulmonary contusion. Ann Surg 1982;196:481-7. 4. Sankaran S, Wilson RF. Factors affecting prognosis in patients with flail chest. J Thorac Cardiovasc Surg 1970; 60:402-10. 5. Voggenreiter G, Neudeck F, Aufmkolk M, Obertacke U, Schmit-Neuerburg KP. Operative chest wall stabilization in flail chest-outcomes of patients with or without pulmonary contusion. J Am Coll Surg 1998;187:130-8. 6. Freedland M, Wilson RF, Bender JS, Levison MA. The management of flail chest injury: factors affecting outcome. J Trauma 1990;30:1460-8. 7. Mangete ED, Kombo BB, Igbaseimokumo U, Nwosu RN. Modern concepts in the management of flail chest. East Afr Med J 1992;69:167-70. 8. Ali J, Harding B, deniord R. Effect of temporary external stabilization on ventilator weaning after sternal resection. Chest 1989;95:472-3. 108 Nisan - April 2004

Künt travmaya ba l yelken gö üs: Klinik özellikler ve prognozu etkileyen faktörler 9. Menard A, Testart J, Philippe JM, Grise P. Treatment of flail chest with Judet's struts. J Thorac Cardiovasc Surg 1983;86:300-5. 10. Oyarzun JR, Bush AP, McCormick JR, Bolanowski PJ. Use of 3.5-mm acetabular reconstruction plates for internal fixation of flail chest injuries. Ann Thorac Surg 1998; 65:1471-4. 11. Lardinois D, Krueger T, Dusmet M, Ghisletta N, Gugger M, Ris HB. Pulmonary function testing after operative stabilisation of the chest wall for flail chest. Eur J Cardiothorac Surg 2001;20:496-501. 12. Ahmed Z, Mohyuddin Z. Management of flail chest injury: internal fixation versus endotracheal intubation and ventilation. J Thorac Cardiovasc Surg 1995;110:1676-80. 13. Slater MS, Mayberry JC, Trunkey DD. Operative stabilization of a flail chest six years after injury. Ann Thorac Surg 2001;72:600-1. 14. Mackersie RC, Shackford SR, Hoyt DB, Karagianes TG. Continuous epidural fentanyl analgesia: ventilatory function improvement with routine use in treatment of blunt chest injury. J Trauma 1987;27:1207-12. 15. Cullen P, Modell JH, Kirby RR, Klein EF Jr, Long W. Treatment of flail chest. Use of intermittent mandatory ventilation and positive end-expiratory pressure. Arch Surg 1975;110:1099-103. 16. Albaugh G, Kann B, Puc MM, Vemulapalli P, Marra S, Ross S. Age-adjusted outcomes in traumatic flail chest injuries in the elderly. Am Surg 2000;66:978-81. Cilt - Vol. 10 Say - No. 2 109