HALK KÜLTÜRÜNDE NAZAR, NAZARLIK NANCI VE BUNLARA BA LI UYGULAMALAR

Benzer belgeler
104 TÜBAR-XV-/2004-Bahar/Yard.Doç.Dr.Nilgün ÇIBLAK

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ


TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

İNOVASYON GÖSTERGELERİ VE KAYSERİ:KARŞILAŞTIRMALI BİR ANALİZ. Prof. Dr. Hayriye ATİK 16 Haziran 2015

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler

TÜRKİYE DE ÇALIŞAN KADINLAR: SORUNLARI, BEKLENTİLERİ VE SENDİKALARA KARŞI TUTUMLARI

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Ertesi gün hastaneden taburcu olma vakti gelmi ti. Annesi odaya gelerek Can haz rlarken, babas hastane lemlerini yap yordu. Vitaboy hastaneden ç kman

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

Bitkilerde Çiçeğin Yapısı, Tozlaşma, Döllenme, Tohum ve Meyve Oluşumu

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ

İçinde x, y, z gibi değişkenler geçen önermelere açık önerme denir.

TEKNOLOJİ VE TASARIM

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Cümlede Anlam İlişkileri

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler,

Araştırma Notu 15/177

AİLELERİN YAŞADIKLARININ BETİMLENMESİ

M i m e d ö ğ r e n c i p r o j e l e r i y a r ı ş m a s ı soru ve cevapları

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz?

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

Dil ve Oyun. Günlük İşlerinizi Yaparken Konuşma ve Oynama

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

Cimcime yemek masasına kurulmuş, ödev yapıyordu.

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir.

ENFLASYON ORANLARI

Buradaki bilgiler özet olup genel hatları ile tanımlamalar bulunmaktadır. Derste anlatılan örnekler ve analizler bu dokümanda yer almaktadır.

T.C. AMASYA BELEDİYESİ VETERİNER İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak, İlkeler ve Tanımlar

Yurda Oönen İşçi Çocukları için Açılan Uyum Kursları ve Düşündürdükleri

Bakmak ve dokunmak suretiyle şehvetle gelen meniden dolayı da gusletmek gerekir.

2016 Ocak ENFLASYON RAKAMLARI 3 Şubat 2016

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

ZEKAT FITIR SADAKASI SADAKA FARZ VACİP SÜNNET HÜKMÜ ŞARTI NİSAP MİKTARI MALA SAHİP OLMAK VE ÜZERİNDEN BİR YIL GEÇMİŞ OLMASILAZIM HERKEZ

DEVLET MUHASEBES NDE AMORT SMAN

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

Doç. Dr. Mehmet Durdu KARSLI Sakarya Üniversitesi E itim fakültesi Doç. Dr. I k ifa ÜSTÜNER Akdeniz Üniversitesi E itim Fakültesi

İÇİNDEKİLER. 1 Projenin Amacı Giriş Yöntem Sonuçlar ve Tartışma Kaynakça... 7

ÇANKAYA BELEDİYESİ EVDE BAKIM HİZMETLERİ YÖNERGESİ

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

Danışma Kurulu Tüzüğü

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı

TÜİK KULLANICI ANKETİ SONUÇLARI

B02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet

19 ARALIK 2011 PAZARTESİ

HAM PUAN: Üniversite Sınavlarına giren adayların sadece netler üzerinden hesaplanan puanlarına hem puan denir.

MERKEZ YÖNET M KAPSAMINDAK KAMU DARELER NDE DÖNEM SONU LEMLER. Ömer DA Devlet Muhasebe Uzman.

01 OCAK 2015 ELEKTRİK AKIMI VE LAMBA PARLAKLIĞI SALİH MERT İLİ DENİZLİ ANADOLU LİSESİ 10/A 436

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması

İNGİLTERE DE ÜNİVERSİTE PLANLAMA VE BÜTÇELEME ÖRGÜTÜ

Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar

Bu konuda cevap verilecek sorular?

8. SINIF 4. ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR 1. Din Ve Din Anlayışı Kazanım :Din ve din anlayışı arasındaki farklılığı ayırt eder.

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan:

Güç Artık İnternette! Power is now on the Internet!

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

KURUL GÖRÜ Ü. TFRS 2 Hisse Bazl Ödemeler. Görü ü Talep Eden Kurum : Güreli Yeminli Mali Mü avirlik ve Ba ms z Denetim Hizmetleri A..

Banka Kredileri E ilim Anketi nin 2015 y ilk çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas (TCMB) taraf ndan 10 Nisan 2015 tarihinde yay mland.

BOYAR MADDELERDE AKTİF KARBONUN ADSORPLANMA ÖZELLİĞİNE HİDROJEN PEROKSİTİN ETKİSİ

ARAŞTIRMA RAPORU. Rapor No: XX.XX.XX. : Prof. Dr. Rıza Gürbüz Tel: e-posta: gurbuz@metu.edu.tr

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015


Park Elektrik Üretim Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Sayfa No: 1

: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr.

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Konu : Nakit Sermaye Artırımlarında Vergi Avantajı (2)

ek: eğitim izleme göstergeleri

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

MAKİNE VE MOTOR DERS NOTLARI 9.HAFTA

Fizik I (Fizik ve Ölçme) - Ders sorumlusu: Yrd.Doç.Dr.Hilmi Ku çu

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU?

Bunlar dışında kalan ve hizmet kolumuzu ilgilendiren konulardan;

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

Alem:Animalia(Hayvanlar) Şube:Chordata(Kordalılar) Sınıf:Mammalia(Memeliler) Alt Sınıf:Metatheria (Keseliler) Üst takım:australidelphia (Avustralya

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı

Karar No : 405 Karar Tarihi : 18/04/2011

5. ÜNİTE KUMANDA DEVRE ŞEMALARI ÇİZİMİ

Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor

Tam yağlı süt ürünleri tüketen erkeklere kötü haber

Özet şeklinde bilgiler

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

ÖZEL VEGA OKULLARI OYUN SANDIĞIM SORGULAMA ÜNİTESİ BÜLTENİ DİSİPLİNLERÜSTÜ TEMA

Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri Havighurst'un çeşitli yaşam dönemleri için belirlediği gelişim görevleri

Mutfak Etkinliği. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Şarkı. Kek yapıyoruz.

Transkript:

HALK KÜLTÜRÜNDE NAZAR, NAZARLIK NANCI VE BUNLARA BA LI UYGULAMALAR Yard. Doç. Dr. Nilgün ÇIBLAK * Özet: Halk aras nda bak lar nda zararl güç bulundu una inan lan kötü niyetli ki ilerin bu özellikleriyle, canl ya da cans z varl klar üzerinde olumsuz bir etki b rakmas nazar olarak aç klan r. Eski dönemlerden günümüze her toplumda yayg n olarak görülen nazar inanc, ülkemizde de günlük hayat n içinde varl n devam ettirmektedir. Bu makalede geleneksel halk kültürümüzde yer alan ve hem sözlü gelenekten hem de yaz l kaynaklardan tespit edilen nazar ve nazarl kla ilgili inan lar, ayr ca bunlara ba l uygulamalar üzerinde durulmu tur. Nazarla ilgili pratikler; nazar de meden önce ve nazar de dikten sonra yap lanlar olmak üzere iki grupta ele al nm t r. ncelemelerimiz sonucunda halk aras nda nazara kar koymak için mavi boncuk, nal, yumurta kabu u vb. koruyucu özelli i bulundu una inan lan nazarl klar n yan s ra muska yazd rma, kur un dökme, tütsüleme vb. iyile tirici, tedavi edici kabul edilen birtak m büyüsel i lemlerin yap ld görülmektedir. Bunlardan bir k sm dinî unsurlar n etkisinde uygulanmakta bir k sm da kökü eski inan lara ba l olup yüzy llard r sözlü gelenekte ku aktan ku- a a aktar l p ya at lmaktad r. Anahtar Kelimeler: Nazar, Nazarl k, Göz De mesi, Nazar Muskas Nazar (Evil Eye), Amulet and Related Practices in Populer Culture Summary: Nazar (evil eye) is explained by public as a kind of action in which people who are believed to have harmful power on their glance and have bad intentions leave a negative influence over living beings and lifeless things through the power and intentions they have. The * Mersin Üniv. Fen-Edeb. Fak. TDE Böl., MERSIN nilciblak@mersin.edu.tr

104 TÜBAR-XV-/2004-Bahar/Yard.Doç.Dr.Nilgün ÇIBLAK nazar belief which has been very common in all kinds of societies from ancient times till today still continues to be exist in the daily life of Turkish society. This paper investigates the beliefs and behaviors concerning nazar and amulet existing in the traditional popular culture which have been traced down both from the oral tradition and written sources. The practices about nazar can be classified in two as before the evil eye touches and after the evil eye touches. This study shows that a variety of things are used to refuse nazar. They are amulets which are believed to have protective features like blue bedd, horse shoe, egg shell and some magical procedures which are accepted as healing, curing like written charm, lead melting or fumigation. Some of them are applied under the influence of religion and others originated in ancient beliefs are kept alive in the oral tradition from generation to generation. Key Words: Nazar (evil eye), amulet, eye touch, evil eye charm. Bütün toplumlarda yayg n olarak görülen nazar inanc n n kökeni, Neolitik ça lara kadar uzanmaktad r. Girit te, A a M s r da, Malta da, Kuzey Fransa da ve Britanya da Bronz ça na ait, balta eklinde yap lm nazarl klar (amuletler) bulunmu tur. Ara t rmalar sonucunda, eski dönemlerden itibaren Bat da ve Do u da büyünün ve nazar n kötü etkilerine inanma ve bunlara kar tedbirler alma bilgisinin köklü oldu u görülmü tür (Ko ay, 1956: 86). Ayn ekilde u ursuz gözlerden gelen fenal ortadan kald rmak için M s rl lar, Fenikeliler, Yunanl lar ve Romal lar taraf ndan el eklindeki muskalar n kullan ld tespit edilmi tir (Westermarck, 1961:10). Geçmi ten günümüze varl n sürdüren bu inan, ülkemizin hemen her kö esinde günlük hayat n içerisinde ve bütün etkinli iyle varl - n devam ettirmektedir. Bugün halk aras nda, nazara kar mavi boncuk, delikli ta, nal, yumurta kabu u gibi çe itli nazarl klar kullanma, hocaya muska yazd rma, kur un dökme vb. çe itli pratikler yap lmaktad r. Ancak bu tür uygulamalar, bât l inançlar aras nda yer almas dolay s yla dinimizce haram k l nm t r. Hz. Muhammed in Nazar dan Allah a s n n z. Çünkü göz (de mesi) gerçektir. hadisinden de anla laca üzere slâm dininde nazar n varl kabul edilmi tir, fakat nazardan korunmak için nazar boncu u ya da muska ta mak vb. pratikler uygulamak yasakt r. Bununla ilgili olarak bn-i Mes ud dan al nan bir hadiste (A r lar, dertleri gidermek için ne oldu u meçhul eylerle muska yazarak) afsun yapmak, (nazar ve sair belây gidermek için) boncuk takmak, kad nlar n kocalar na kendilerini sevdirmek için sihir yapmak irktir. denilmektedir. Bunun yan s ra Al-

105 TÜBAR-XV-/2004-Bahar/Halk Kültüründe Nazar, Nazarl k lah, insanlara Felâk (113. Sûre) ve Nâs (114. Sûre) surelerinde büyücülerin kötülüklerinden, cinlerden, vesvecinin errinden kaçarak kendisine s - nmay ö ütlemi tir (Çelik, 1974: 168). Kur an- Kerîm de ve çe itli hadislerde, nazara kar Tanr ya s - nman n gereklili i belirtilmesine kar l k halk aras nda kem gözlerden geldi ine inan lan kötülüklere kar çe itli büyüsel i lemlere ba vurulmaktad r. nsanlar n, Tanr n n kâdir oldu una inanmalar na ra men tufan ve deprem gibi felâketlerden, hastal klardan, ac lardan korunmak için büyüye ve çe itli nazarl klara sar lmas, halk ya am nda büyünün köklü bir yerinin oldu unu göstermektedir. Halk, bütün yeni dinî inançlar na ra men eski geleneklerine ba l d r (Çelik, 1974: 156). Di er deyi le kökeni ilkel dönemlere uzanan eski inan lardan baz lar, ekil de i tirerek yeni din içerisinde varl n devam ettirmekte, ki ilerin günlük ya am n ve davran lar n etkisi alt na almaktad r. Bu çal mada geleneksel halk kültürümüzde ya ayan ve hem sözlü gelenekten hem de yaz l kaynaklardan tespit edilen nazar ve nazarl kla ilgili çe itli inan lar ve uygulamalar üzerinde durulacakt r. Türkçede bak anlam na gelen Arapça kökenli nazar kelimesi, bak lar nda zararl güç bulunan baz insanlar n bu özellikleriyle bir ki iye, bir hayvana ya da bir nesneye bakmakla canl üzerinde hastal k, sakatl k, hatta ölüm; nesne üzerinde, k r lma, ar zalanma gibi olumsuz bir etkinin meydana gelmesi eklinde aç klanmaktad r (Boratav, 1997: 103-104). Eskilerin isabet-i ayn ad n verdikleri nazar inanc, bugün nazar de mek, nazara gelmek, nazara u ramak, göze gelmek, göze u ramak, göz de mek, kem göz gibi deyimlerle ifade edilmektedir. Nazar n, sa l kl ve gürbüz çocuklara; güzellikleri ve hünerleriyle dikkati çekenlere; ak ll, zeki olup derslerini ba ar yla veren ö rencilere; mesle inde ba ar l olanlara; yeni ev, araba alanlara; k smeti aç k olanlara; mutlu çiftlere vb. ki ilere ayr ca iyi ürün veren tarla, ba ya da bahçeye; güzel görünümlü, ho kokulu bitki ve çiçeklere; iyi süt veren ineklere; herkes taraf ndan be enilen bir ev e yas na vb. varl klara daha çok de di- ine inan l r. Bu tür özelliklere sahip canl ya da cans z varl klara kar, herhangi bir kimsenin k skançl k dolu gözlerle bakmas, nazar n meydana gelmesine neden olur. Nazar de en ki iler, söz konusu özellikler kendilerinde bulunmad için k skançl k duygusuna kap l rlar. Bu bak mdan halk aras nda, de- erli varl klar n ellerinden alacak tehlikeli kuvvetin, kötü niyetli ki ilerin bak lar ndan gelece i inanc olu ur. Öte yandan nazar, k skançl k gibi kötü duygulardan gelebilece i gibi ki inin yak nlar na duydu u a r sevgiden de kaynaklanabilir. Bu tür nazardan en çok çocuklar n etkilendi ine inan ld için, anne ve babalar n çocuklar na kar a r sevgi göstermele-

106 TÜBAR-XV-/2004-Bahar/Yard.Doç.Dr.Nilgün ÇIBLAK ri ya da dü künlükleri pek ho kar lanmaz. Bu inan gere i halk aras nda nsana sevdi inin nazar daha çok de er sözü yayg n olarak kullan l r. Nazar n halk hayat ndaki yerini belirlemek için, nazara inanan kaynak ki ilerin anlat lar ndan birkaç örnek vermek yararl olacakt r. I. Köyde gözleri çok güzel bir k z vard. Bu k za Gözüne sürme mi çekmi sin? diyen ya l Emine Teyze nin nazar de di. Bu sözün ard ndan k z n gözleri i ti, yüzünde yaralar ç kt. Kom u kad n bunun nazar oldu unu anlay p Emine kad n n oca ndan gizlice kül ald. Genç k z bu külü, suyla kar t r p gözüne, yüzüne sürünce iyile ti. (K.6) II. Yeni ev alan kom umuza hay rl olsun ziyaretinde bulundu umuz bir s rada Zeynep Abla, ev sahibine duyurmadan nsanlarda ne ans var. dedi. Saatinde evin üç pencere cam çatlay p k r ld. (K.5) III. Uzun y llar çocu u olmayan kom umuz Zehra n n çok güzel ve çok sa l kl bir k z oldu. Hastaneye gelen eltisi, çocu u çok be enmi, çok sevmi. Kad n n bu a r sevgisinden çocu a nazar de mi. Çocuk ertesi gün hiçbir ey yokken aniden ölmü. (K.5) IV. Bizim 15 tane ine imiz vard. çlerinden birisi çok güzel ve büyüktü, çok fazla da süt veriyordu. Kaynanam n eni tesi bu ine i gördü- ünde Bu ne güzel inek deyip yemesi için ine in önüne armut döktü. ne imiz armutlar yerken içlerinden birisi bo az nda kald ve orac kta öldü. ne imize eni tenin nazar de di. (K.11) V. Babam n teyzesinin bahçesinde çok güzel ve çok meyve veren bir kay s a ac vard. Birgün kom u kad nlardan birisi, teyzemi ziyaret etmi ve bu a aca uzun uzun bakm. Teyzemler, ertesi sabah a ac ikiye ayr lm bir ekilde bulmu lar. (K.11) VI. Yeni ald m çay fincan, daha ilk kullan mda k r ld. Bu durum, o an odamda bulunan bir arkada m n nazar sonucu meydana geldi. Çünkü kendisinin, fincan ma hayran hayran bakt n gördüm. (K.24) Bu anlat lardan da anla laca üzere inan a göre; ki i, kendisinde bulunmayan baz özellikleri ya da mal-mülk gibi zenginlik unsurlar n gördü ünde ba kalar na g ptayla kar k k skançl k duygular yla bakmakta, dolay s yla bu ki ilerin gerek kendilerine gerekse sahip olduklar ev, ba -bahçe, hayvan gibi de erli mal varl klar na ya da küçük e yalar na zarar verebilmektedir. Bunun yan s ra III. anlat da oldu u gibi, insanlar bazen kendilerinin veya yak nlar n n çocuklar na kar besledikleri sevgilerini a r ya varan davran larla göstermeleri sonucunda da nazar de direbilmektedir.

107 TÜBAR-XV-/2004-Bahar/Halk Kültüründe Nazar, Nazarl k Nazarla ilgili anlat lar n say s n artt rmak mümkündür. Bu anlat lar göz önünde bulunduruldu unda; nazar n genellikle k rsal çevrelerde ve yoksul insanlar aras nda yayg n oldu u görülür. Bu insanlar aras nda çok de er ta yan at, inek, ev, bahçe gibi unsurlar ya da çok sevdi i çocuklar n kaybetme korkusu, sürekli bir tedirginlik yaratmakta ve kötü gözlü ki ilerin bak lar na kar önlemler almaya sevk etmektedir. Öte yandan ö renim durumu yüksek olup da ekonomik aç dan daha iyi artlara sahip ki iler aras nda da, yoksul kesim kadar olmasa da, nazar inanc n n bulundu u dikkati çekmektedir. Üniversitede ara t rma görevlisi olan bir kaynak ki iden derlenen son anlat, bu duruma güzel bir örnektir. Üniversitede ya da lisede okuyan gençlerle yapt m z görü meler sonucunda ise, bunlardan bir k sm n n nazara inand n bir k sm n n da bu tür olaylar bo eyler olarak gördü ünü tespit ettik. Nazara inanmayan gençler, olaylar n as l nedeninin ba ka sorunlardan kaynaklanmakla beraber halk n bunlar nazarla aç klad n ifade etmektedir. ncelemelerimizden yola ç karak nazara en çok kad nlar n inand n, bunu erkeklerin ve gençlerin takip etti ini söyleyebiliriz. Kad nlar n da özellikle ekonomik, sosyal ve kültürel yönden alt seviyede olanlar ile ya l kesimi aras nda nazar n yayg n oldu u görülmektedir. Bu insanlar, felâketlerle, hastal klarla, herhangi ac bir olayla kar la t klar nda yoksulluktan kaynaklanan çaresizlik nedeniyle nazara ve nazarla ilgili büyüsel i lemlere sar lmaktad r. Kaynak ki ilerden edinilen bilgilere göre; nazar, gözle ya da sözle olmak üzere iki ekilde ortaya ç kmaktad r (K.1, K.2, K.4, K.12, K.13, K.20, K.22, K.23). Gözle nazar, ki inin kar s ndaki canl ya da cans z herhangi bir varl a kem gözle bakmas yla meydana gelir. Sözle nazarda ise ki inin be enisini ya da imrenmesini sözle ifade etmesi gerekir. Buna göre yukar da verilen I, II ve IV no.lu anlat da nazar sözle; V ve VI no.lu anlat larda ise gözle de mi tir. Dolay s yla nazar n gözle mi yoksa sözle mi meydana geldi i, ancak ki inin dikkatli bak veya hayranl k dolu sözleri tespit edilebildi inde anla l r. Halk aras nda özellikle mavi gözlü ya da gök gözlü insanlar n nazar gücünün daha kuvvetli oldu una inan l r (K.5, K.9, K.10, K.16, K.17, K.18). Ancak ye il gözlü veya çak r gözlü ki ilerin nazar n n de di i de söylenir (K.4, K.7, K.14). Bunlar n yan s ra anl urfa da uzun çeneli insanlar n (K.1); Mardin de k sa boylular n (K.9) da nazar yayg nd r. Kendisinde nazar gücü bulunanlar n; kötü niyetli, aç gözlü, k skanç, görünümü saf ancak içi kötü, gözü ba kalar nda olan ki iler oldu u belirtilir (K.3, K.13, K.21). Kaynak ki ilerden ve yaz l kaynaklardan edindi imiz bilgilerden yola ç karak Türkiye de nazarla ilgili pratikleri; nazar de meden önce

108 TÜBAR-XV-/2004-Bahar/Yard.Doç.Dr.Nilgün ÇIBLAK yap lan uygulamalar ve nazar de dikten sonra yap lan uygulamalar olmak üzere iki ana ba l kta toplayabiliriz. A. Nazar De meden Önce Yap lan Uygulamalar Halk aras nda nazar de meden önce gerek canl gerekse cans z varl klar nazardan korumak amac yla çe itli uygulamalar bulunmaktad r. Bunlar u ekilde s ralayabiliriz: a) Nazar Muskas Küçük çocuklar ya da yeti kinleri nazardan korumak için al nan tedbirlerden birisi; hocaya ya da bir din adam na nazar muskas haz rlatmakt r. Kur an n bir veya birkaç suresi yahut çe itli dualar n bir kâ da yaz ld ktan sonra bunun üçgen ekline getirilip yedi kat mu ambaya sar lmas yla yap lan muska, bir bez k l f içerisinde omuzda, boyunda ya da koyunda ta n r (K.2, K.4, K.5, K.12, K.13, K.16, K.17, K.20). Yatarken kullan lan yast n alt na konuldu u da olur (K.7). Baz kaynak ki iler ise, muskan n özellikle vücudun sa taraf nda ta nmas gerekti ini belirtir (K.15, K.18). Di er taraftan muskay haz rlayan hocaya eme inin kar l olarak ki inin ekonomik durumuna göre bir miktar para ya da bu day, arpa, un gibi yiyecek türünden hediye vermek de âdettir (K.2, K.7, K.15, K.20). Hoca, nazar muskas n n yan nda bazen iki farkl kâ da da dua yazar; bunlardan birisi eve dönüldü ünde yak larak duman ki iye koklat l r, ikincisi ise içi su dolu bir sürahi ya da i eye konularak üç gün boyunca ki inin sabahlar yüzünü y kamas nda ve yine üç gün süresince susad - nda içmesi amac yla kullan l r. Buradaki su eksildikçe üzerine eklemede bulunulabilir. Üçüncü günün sonunda suyun içinde bekletilen kâ t a- l n p bir akar suya ya da dereye at l r. Dual kâ tlarla ilgili söz konusu pratikler, nazar öncesi yap ld gibi genellikle kendisine nazar de di inden üphe edilen ki ilere uygulan r (K.19, K.22). Kaynak ki ilerden al nan bilgilere göre; Kahramanmara, Adana, Mersin, Elaz ve Mardin de hayvanlar için de nazar muskas yap lmakta ve bu muska, hayvan n boynuna, boynuzuna ya da bar nd yerin uygun bir kö esine as lmaktad r (K.3, K.7, K.9, K.10, K.12). Yine Kahramanmara ta mahsulü bereketli olan tarlan n ortas ndaki ya da kenar ndaki bir a aca muska ba land da görülmektedir (K.3). Nazar muskas n n yedi kat mu ambaya sar lmas ; muskan n d faktörlere maruz kalmas n engelleyerek etkisini ya da gücünü zay flatmamak için gerekli bir uygulamad r. Bu i lemin yedi kez yap lmas, yine içinde dual kâ d n bulundu u suyla üç sabah yüz y kanmas ya da bu suyun üç gün içilmesi de dikkate de erdir.

109 TÜBAR-XV-/2004-Bahar/Halk Kültüründe Nazar, Nazarl k Halk kültüründe 3, 5, 7, 40 vb. say lar n her biri kutluluk, hay rl l k, u urluluk anlam ta r. Söz konusu say lara özel anlamlar kazand rma, sadece Türklere özgü olmay p en eski uygarl klardan bu yana birçok toplumun geleneklerinde görülmektedir (Boratav, 1997: 90-91). slâmiyet öncesi ve sonras dönemlerde kutlu, u urlu kabul edilen ve kendilerine birtak m mistik anlamlar yüklenen bu say lar, günümüzde sözlü gelenekte birçok uygulamada ve çe itli anlat larda kar m za ç kmaktad r. Burada da muskay daha etkili k lmak amac yla söz konusu say n n kutsal mistik özelli inden yararlan ld görülmektedir 1. Muskan n, vücudun sa taraf nda ta nmas na dikkat edilmesi ise; dinle ilgili olup halk aras nda ki inin sa omuzunda iyi amelleri yazan sol omuzunda ise kötü amelleri yazan meleklerin bulundu una, dolay s yla sa taraf n iyi sol taraf n kötü güçlerin etkisinde kald na inan lmas yla ilgilidir. Üstünde dua yaz l kâ d n yak larak duman n n koklanmas yla nazara sebep olan kötülüklerin uzakla t r lmas sa lan r. Ayn ekilde suya konulan dual kâ d n daha sonra akar suya at lmas yla suyun temizleyicilik, ar nd r c l k özelli inden yararlanma iste i görülmektedir. Bu yolla kötülüklerin suyla beraber ak p gidece ine, böylelikle ki iyi art k rahat b rakaca na inan l r. slâm dininin büyü, fal, boncuk, muska gibi eyleri yasaklamas na kar l k Kur an n ve herhangi bir bölümünün nazardan, hatta di er baz kötülüklerden korunmak amac yla kullan lmas n n çe itli nedenleri vard r. Bunlar s ras yla; Kur an n, Tanr buyru u olarak, do aüstü kudretin sözü (kelâm ) olarak kabul edilmesi; kendilerini hem dinin hem de büyünün etkisinden kurtaramayan ki ilerin, büyüyü dinî inançlarla kar t rarak kullanmalar ; bu inan gere i Müslüman, H ristiyan ya da Yahudi toplumlar nda, büyücülükle u ra an insanlar n Kur an, ncil ve Tevrat gibi kutsal kitaplar n sözlerini, Tanr, melek, peygamber vb. adlar büyü s ras nda kullanmakta herhangi bir sak nca görmemeleri; bu i ten maddî kazanç sa layanlar n bu tür inançlar desteklemeleri eklinde olmak üzere dört grupta toplayabiliriz (Çelik, 1974: 167-169). b) Ma allah Halk aras nda herhangi bir özelli iyle göze batan bir ki inin, bitkinin, çiçe in, hayvan n k sacas canl ya da cans z varl klar n hayranl kla övülmesinin ard ndan, nazar de me olay n n meydana gelmemesi için, ma allah, Nazar de mez in allah gibi sözlerin söylenmesi istenir. 1 Nazar ve nazarl kla ilgili kimi pratiklerin özellikle üç kez yap lmas gelene ine, çal mam z n ilerleyen bölümlerinde de görülece i üzere, s kl kla rastlanmaktad r.

110 TÜBAR-XV-/2004-Bahar/Yard.Doç.Dr.Nilgün ÇIBLAK Bu konuyla ilgili olarak; Bal kesir de yeni do an bebe i görmeye gelenlerin ma allah dememesi halinde, bebe e nazar de mesinden korkularak misafirlerin bu konuda uyar lmalar, bazen bununla ilgili küçük çeki melerin ya anmas olay örnek gösterilebilir (Çelik, 1974: 173). Bunun sözle ifade edilmesinin yan s ra baz ki ilerin, ma allah yaz l alt n veya gümü tak lar, çocuklar n n omuzuna ili tirdikleri, boyunlar na ya da bileklerine takt klar görülür (K.3, K.5, K.18, K.20). Hatta yeni i yeri açanlar, ev alanlar, yeni evli çiftler, nazardan korunmak için, ma allah yaz l bir levhay, resmi ya da bir süs e yas n gelenlerin rahatl kla görebilece i bir yere asarlar (K.2, K.10, K.11, K.17, K.18). Geçimlerini kamyon, minibüs oförlü ü yaparak sa layan baz ki ilerin de araçlar n n arkas nda, camlar nda nazar sonucu gelebilecek herhangi bir kazaya u ramamak için ma allah levhas na ya da yaz s na rastlamak mümkündür (K.13, K.15). Bu yolla ma allah kelimesinin, be enme duygusunu yans tmakla birlikte k skançl ktan kaynaklanan nazara kar ki ileri ve di er varl klar korudu una inan l r. c) Nazarl k Nazarl k, nazar uzakla t rd na ve etkisiz k ld na inan lan mavi boncuk, yedi delikli boncuk, kendili inden delinmi ta, sar msak, kartal pençesi, hurma çekirde i, yumurta kabu u, kurban gözü, geyik boynuzu, çörek otu, kuru karanfil, üzerlik vb. nesnelere verilen genel add r (Akal n, 1993: 247). Bunlardan bir k sm üstte ta nmakta bir k sm hayvanlara ba lanmakta, baz s da evlere veya ba -bahçeye, tarlaya as lmaktad r. 1. Nazar Boncu u Halk aras nda k skançl k dolu ya da kötü niyetli bir bak n etkisini ortadan kald rmak için yayg n olarak nazar boncu u nun kullan ld görülür. Mavi renkli olup üzerinde göz resimleri ya da çe itli göz ekilleri bulunan bu boncuk, çocuklar n kunda na, omuzuna, yast na ili tirilir; büyüklerin de iste e ba l olarak boyunlar na, bileklerine hatta yüzük eklinde olmak üzere parmaklar na ya da k yafetlerinin görünecek bir yerine tak labilir (K.2, K.4, K.5, K.10, K.20, K.23). Nazar boncu u sadece ki ilere de il evlerin giri ine (K.2, K.7, K.10); otomobil, kamyon, otobüs gibi ta tlara (K.2, K.15, K.18, K.22); hayvanlar n boyunlar na, boynuzlar na, al nlar na ya da bar naklar na (K.2, K.7, K.14, K.15, K.18, K.20); bitki ve çiçeklere (K.1, K.3, K.13, K.14) hatta iyi mahsul veren ba -bahçenin bir kö esine (K.13, K.23) de as labilir. Nazar de mesi durumunda nazar boncu unun kem gözleri üzerine çekerek çatlad na inan l r (K.5, K.13).

111 TÜBAR-XV-/2004-Bahar/Halk Kültüründe Nazar, Nazarl k A a daki anlat nazara kar, nazar boncu unun etkisini göstermesi bak m ndan güzel bir örnektir: K sa bir süre önce oturma odam z n tak mlar n de i tirmi tik. Üst kat kom ular m hem hay rl olsun hem de sohbet etmek için bana gelmi lerdi. Herkes yeni tak mlar çok be endi ini söyledi, sohbetler e- dildi, yemekler yenildi. Bir süre sonra kom um Necmiye Han m e inin erken gelece ini söyleyip kalkt. Onu di er misafirlerimle birlikte kap dan u urlad ktan sonra içeri girerken top patlamas gibi bir ses duyduk. Salona girince sehpan n üstündeki mermerin ikiye bölündü ünü vitrinin i- çindeki nazar boncu unun da paramparça oldu unu gördük. (Çobano lu, 2003: 198). Boncu un özellikle göz eklinde olmas ; J. Frazer in büyü kanunlar ndan biri olan benze im kanunu ile aç klanabilir. lkel insanlar n birbirine benzer eylerin ayn oldu unu dü ünüp korunma çareleri olarak kötü eylerin ayn s n ya da benzerini kullanmalar, e yan n veya canl lar n benzerine yap lan bir eyin asl üzerinde de ayn etkiyi b rakaca na inanmalar, büyücülü ün benze im kanunu olarak tan mlanabilir. Kötü gözlerin tehlikesinden korunmak için göze benzeyen nazarl klar n kullan lmas da ayn dü ünceden kaynaklanmaktad r (Çelik, 1974: 177). Nazar boncu unun rengi mavidir, bu rengin etkili ve güçlü bak a sahip gök gözlü ki ilerin gözlerinden gelen nlar kendine do ru çekerek nazar etkisiz hale getirdi ine inan l r. Diyarbak r ve çevresinde mavi renkli nazar boncuklar n n yan s ra gösteri li, parlak boncuklardan yap lm kolyelerin, bileziklerin de nazara kar kullan ld görülür (K.13). Bunlar dikkati kendilerine çekti i için kem gözlülerin bak ndan ki iyi korumaktad r. Nazara kar mavi boncuk kullanma, Türklerin eskiden beri uygulad klar bir yöntemdir. Boncuk kelimesi, Ka garl Mahmud taraf ndan Do u Türkçesinde monçuk eklinde tespit edilerek at n boynuna tak lan de erli ta, arslan t rna, muska gibi eyler olarak aç klanm t r. Yine ayn yerde monçuk kelimesi boncuk, süs için boyuna tak lan de- erli ta lar eklinde anlamland r lm t r (Divanü Lûgat-it-Türk, I, 475-28). Eski Türkler boncuk-moncuk ad n verdikleri de erli ve t ls ml ta, ki inin veya at n boynuna, hatta sanca n tepesine takarak kötü ruhlardan ya da kötü gözlerden korunmak istemi lerdir. Bu koruyucu boncu- un mavi olmas ; Türkler aras nda mavi gözlü ki ilere çok seyrek rastlanmas ve mavi gözlerin ola anüstü güce sahip oldu una inan lmas yla ilgilidir. Bu inan gere i özellikle çocuklar n, mavi gözlü ki ilerden saklama gere i duymu lard r ( nan, 1963: 3138). Böylelikle mavi gözlerden

112 TÜBAR-XV-/2004-Bahar/Yard.Doç.Dr.Nilgün ÇIBLAK gelebilecek herhangi zararl etkilerden korunmaya çal m lard r. Günümüzde de mavi gözlülerden çekinme ve onlar n kem bak lar n etkisiz k lmak için mavi boncuk kullanma eskiden oldu u gibi yayg n bir ekilde varl n devam ettirmektedir. 2. El ekli Halk aras nda madenden yap lm el eklindeki nesneler de nazarl k olarak kullan lmaktad r. Mersin ilinde evlerin hemen giri ine, üzerine insan gözü çizilen ya da mavi göz boncu u yap t r lan, bak rdan yap lm bir elin as ld görülür (K.12, K.15, K.20). Be parma aç lm el resminin nazara kar bir korunma arac olarak kullan lmas, dünyan n çe itli yerlerinde görülen yayg n bir gelenektir. Ülkemizin birçok kö esinde de köy evlerinin duvarlar nda el resimlerine rastlanmaktad r. Bununla elemtere fi, kem gözlere i, be parma m gözüne sözleriyle de anlam kazand üzere, kötülük getirmesi ihtimali olan gözleri, oyma tehdidi ile korkutmak ve eli, nazara u rayacak ki i ile zarar verecek ki inin bak aras na koyarak bir engel olu turmak istenmi tir. (Boratav, 1997: 122). Göze yöneltilen sivri eylerle kötü bak lara kar ç k lmak hedeflenmi tir. 3. Nal Tokat n köylerinde nazarl k olarak at ve e ek nal s kça kullan l r. Nal n bulunmad durumlarda nal eklindeki madenlerden ya da üzerine mavi boncuk yap t r lm plastik nallardan yararlan l r. Bunlar genellikle evlere, arabalara as l r. As l e ek veya at nallar da birkaç boncukla beraber hayvanlar n boyunlar na tak l r (Çelik, 1974: 182). Adana, Mersin, Hatay, anl urfa ve Gaziantep illerinde de evlere at nal n n as ld görülür (K.1, K.2, K.5, K.7, K.15, K.18, K.20). Nazarl k olarak kullan lan nal, ekil bak m ndan kimi zaman ka larla beraber bir göze benzetilir (Çelik, 1974: 183). Dolay s yla kem gözlerin bak n kendi üzerine çekerek nazar önledi ine inan l r. 4. Kurba a Kabu u Gaziantep, Kahramanmara, Elaz ve Mersin de evlerin bahçesinde herkesin görebilece i bir yere kaplumba a kabu u as l r (K.2, K.3, K.10, K.20). Ayn ekilde Mersin ve Osmaniye de ba -bahçedeki mahsulleri nazardan korumak için buralara da kaplumba a kabu unun as ld - görülür (K.14, K.18). Kaplumba a kabu unun ekil bak m ndan göze benzemesi nazarl k olarak kullan lmas nda etkili olmu olabilir (Boratav, 1997: 121).

113 TÜBAR-XV-/2004-Bahar/Halk Kültüründe Nazar, Nazarl k 5. Hayvan Kafatas Mersin, Hatay ve Diyarbak r da mahsulleri nazardan korumak için ba -bahçe ya da tarlan n içine bir s r k üzerinde at, e ek, koyun, inek, köpek gibi hayvanlardan birinin kafatas dikilir (K.5, K.14, K.15, K.18, K.20). Elaz da ekinler için bir hayvan kafatas ya da bunun yerine insan k l ndaki bir korkulu un kullan ld görülür (K.10). Osmaniye de ise tarlan n içinde kafatas yla beraber bir de dikenli çal as l r (K.13). skelet halindeki hayvan kafatas ile insan eklindeki korkuluk, dikkati kendi üzerlerine çekerek nazar etkisiz hale getirmektedir. Bunlar n yan nda bir de dikenli çal n n kullan lmas, el eklindeki nazarl k örne inde oldu u gibi, kötü gözlere sivri eyler yönelterek tehlikeli bak lara kar koymak dü üncesiyle ilgili görünmektedir. Eski Türkler, nazar n sadece canl lara de il cans z varl klara da de- ebilece ine inanm ; ba ve bahçelerini nazardan korumak için bostanl k korkulu u ya da kaz klara geçirilmi at kafas dikmi tir. Bununla ilgili olarak Ka garl n n eserinde bostan korkulu u anlam na gelen abak (Divanü Lûgat-it-Türk, I, 136-22) ve göz de mesinden sak nmak için üzüm ba lar na ve bostanlara dikilen nazarl k eklinde aç klanan kösgük (Divanü Lûgat-it-Türk, II, 289-18, 289-23) kelimelerine rastlanmaktad r. Bunun yan s ra kaynaklardan edinilen bilgilere göre; Kuzey Kafkas Türkleri nin, mahsullerini yeti tirdikleri alanlara, s r klara geçirilmi at kafas diktikleri tespit edilmi tir. Yine Türkistan da Kazak-K rg zlarda, Ba kurtlarda nazar ve kötü ruhlara kar korunma t ls m olarak at kafas kullan lm t r. Ba kurtlar özellikle ar kovanlar n n bulundu u yerlere bunlardan koymu lard r. Çuva Türkleri de ba ve bostanlar na at kafas asm t r. Kurban edilen hayvanlar n kafataslar n asma gelene i, Göktürklerde de 8. yüzy lda görülmü tür ( nan, 1963: 3138). Türkiye de bu gelene in bugün de, slâmiyet öncesi dönemlerde oldu u gibi, nazardan korunma amac yla çe itli yerlerde kullan ld dikkati çekmektedir. 6. Koç Boynuzu Mersin de evlerin kap s na nazara kar koç boynuzu as l r (K.20). Koç boynuzunun sivri uçlar, tehlikeli bak lara kar koymas bak m ndan önem ta maktad r. 7. Çan Diyarbak r da hayvanlar nazardan korumak için boyunlar na çan ba lan r (K.13).

114 TÜBAR-XV-/2004-Bahar/Yard.Doç.Dr.Nilgün ÇIBLAK Boyuna as lan çan, ses ç kard kça dikkati kendi üzerine çekecek ve bu yolla hayvan kötü bak lardan koruyacakt r. 8. Delikli Ta Mersin de ortas delik bir ta bulunup boyuna as l rsa, o ki iye nazar de mez; bu ta eve as ld nda hem o evde ya ayanlar hem de ev nazardan korunmu olur (K.18, K.20). Gaziantep ve Kahramanmara ta da özellikle yeni evlerin önüne kendili inden delinmi ta lar as l r (K.2, K.3). Delikli ta da dikkati üzerine çeken nazarl klardan biridir. 9. Civa Hatay da baz ki iler nazardan korunmak için yanlar nda civa ta r. Nazar de mesi durumunda civan n karard na ve bu yolla ki iyi nazardan korudu una inan l r (K.5). Çukurova yöresinde ise civa küçük bir i eye konularak üstte ta n r. E er civay ta yan ki i göze gelirse, i e kendili inden patlar ve civa da l r (Tosunba, 1976: 7807). Kem gözlerin bak n üzerine çeken civan n kararmas ya da içinde bulundu u i eden da lmas, ki inin nazardan korunmu oldu una i arettir. 10. ap (Se e) ap da kötü bak lar kendisine çeken nazarl klardan biridir. Adana, Mersin ve Hatay da, ap bir beze sar larak üstte ta n r ya da evin bir kö- esine as l r. ap kötü niyetli bak lara maruz kald kça kendili inden erir ( K.5, K.7, K.15, K.20). 11. Yumurta Kabu u Yumurta kabu u, özellikle çiçekleri ve bitkileri nazardan korur. Adana, Mersin, Hatay ve Mardin de bir yumurtan n içi bo alt l p kabu u çiçeklerin ya da bitkilerin dal na as l r. Bazen bu kabu un yan na mavi boncuklar n ba land da olur (K.5, K.7, K.9, K.18, K.20). Yumurta kabu u da kötü bak lar üzerinde toplayan bir nazarl k çe ididir. 12. Çe itli Bitki, A aç Dal, Yiyecek ve Birtak m Nesnelerden Yap lan Nazarl klar Adana da karaçal ad verilen bitki, i de dal ve sar msak ba, bezin içine sar l r ve üstte ta n r (K.7).

115 TÜBAR-XV-/2004-Bahar/Halk Kültüründe Nazar, Nazarl k Osmaniye ve Afyon da i de a ac n n dal ndan ve çekirde- inden bilezik ya da kolye yap l p tak l r (K.14, K.22). Kahramanmara ta i de a ac n n dal ndan bir parça kesilir, çentiklerle süslenip içi delinerek ipe dizilir ve bitki ya da çiçe e as l r (K.3). Gaziantep ve Mersin de üzerlik (yüzerlik) otunun taneleri ipe dizilerek boyuna ya da bile e tak l r (K.2, K.20). Hatay da bir miktar zencefil, sar msak, so an ve tuz beze sar larak üstte ta n r (K.5). Gaziantep te so an, sar msak kabuklar ile üzerlik otu bir bezin içinde sar l olarak üstte ta n r (K.2). Çorum da cepte bir miktar çörek otu ta n r (K.4). Diyarbak r da dikenli bir ot evin duvar na as l r (K.13). Afyon da ham incir kopar l r ve iki üç tane mavi boncukla beraber bir ipe dizilip çocuklar n omuzuna as l r (K.22). Mersin de evlerin kap s na bu day ba a as l r (K.15). Diyarbak r da evin giri kap s n n üstüne bu day ve arpadan bir tutam yap l p as l r (K.13). Kahramanmara ta bir miktar çörek otu ile sar msak beze sar larak hayvanlar n boynuna as l r (K.3). Mersin de tuz, so an ve sar msak kabu u ile tavuk pisli i bir beze sar larak üstte ta n r (K.15). Mardin de diken, i ne, iplik ve hayvan pisli i bir beze sar l p nazar boncu u ile beraber evin d kap s na as l r (K.9). Osmaniye de tavuk ya da güvercin pisli i bir beze sar larak eve as l r (K.14). Kaynak ki ilerin eskiden beri büyüklerinden gördükleri ekilde uygulad klar n söyledikleri bu yöntemler, kötü bak a kar gelmek ya da nazar çekti ine inan lan nesnelerle nazar önlemek amac yla ba vurulan büyüsel pratikler aras ndad r. d) Di erleri Halk aras nda baz ki ilerin gerek kendilerini gerekse hayvanlar n nazardan korumak için birtak m davran larda bulunduklar görülmektedir. Bunlardan baz lar u ekilde s ralanabilir:

116 TÜBAR-XV-/2004-Bahar/Yard.Doç.Dr.Nilgün ÇIBLAK Mersin de güzel çocuklar n yüzüne is sürülür (K.15). Gaziantep te gösteri li çocuklar n yüzüne kül sürülür (K.2). Diyarbak r da killi toprak suland r larak çamur haline getirilir ve hayvanlar n al nlar na sürülür (K.13). Kahramanmara, Hatay ve Mersin de nazar de memesi için iç çama r ters giyilir (K.3, K.5, K.18). Hatay da giysi alt na çengelli i ne tak l r (K.5). Mersin de nazar de direce inden korkulan ki i ile kar la ld nda konu maya ondan önce ba lan r (K.20). Hatay da nazar ndan korkulan ki ilerin sözleri ya da bak lar ndan sonra el parmaklar ç tlat l r veya hissettirilmeden kalça ka n r (K.5). Kalça ka ma prati ine Ayd n, Elaz ve Mersin de de rastlanmaktad r (K.19, K.10, K.20). Kahramanmara ta nazar kuvvetli ki ilerin oturdu u yere kendisi gittikten sonra tükürülür (K.3). Diyarbak r da nazar kuvvetli olan misafirlerin ayakkab ölçüleri gizlice bir iple al n r ve onlar gittikten sonra bu ip yak larak kokusu, evin her kö esinde gezdirilir (K.3). Bu ve buna benzer büyüsel i lemlerin temelinde asl nda belirli nedenler bulunmaktad r. Buna göre gösteri li ve güzel çocuklar n yüzlerine is ya da kül ile boyama, ayn ekilde hayvanlar n al nlar na çamur sürme; onlara pis, çirkin veya korkutucu bir görünüm vererek kötü gözlü ki ilerin bak ndan koruma amac yla yap lan pratiklerdendir. Baz ki ilerin iç çama rlar n ters giymesi ise büyük ihtimalle nazar de me durumunu tersine çevirmek bir ba ka deyi le kötü bak lar sahibine yöneltmek içindir. Çengelli i nenin de, civa ya da ap gibi, nazar kendisine çekti ine, sivri ucuyla da kötü bak lara kar geldi ine inan lmaktad r. Nazar de direce- inden üphe edilen ki iyle kar la ld nda ondan önce konu maya ba lamak da asl nda yine bu bak lara kar gösterilen bir savunmad r. Nazar kuvvetli ki ilerin oturdu u yeri tükürme de bu ki ilerin gücünü pisleme, kötüleme, a a lama ile yok etme iste inden kaynaklanm olmal d r. Nazar güçlü ki ilerin ayakkab s n ölçmede kullan lan ipin yak l p kokusunun evde dola t r lmas yla da hem nazar de direbilecek ki inin bu gücünü ortadan kald rmak hem de evin içinde gizlenmesi mümkün kötülükleri kovmak istenmektedir.

117 TÜBAR-XV-/2004-Bahar/Halk Kültüründe Nazar, Nazarl k B. Nazar De dikten Sonra Yap lan Uygulamalar Halk aras nda ne eli ve sa l kl çocuklar n birdenbire hastalanmas, sürekli a lamas, i tahtan kesilmesi; baz ki ilerin ba a r s, vücut k rg nl, halsizlik, iç s k nt s gibi ikâyetlerde bulunmas ; evli çiftler aras nda s k s k kavgalar n ya anmas ; yeni al nan bir arac n kaza yapmas ; beklenmeyen ölüm olaylar n n gerçekle mesi; evdeki herhangi bir e yan n k r lmas ya da bozulmas ; tarla, ba ve bahçedeki ürünün her zamankinden daha az olmas ; çiçeklerin sarar p solmas, bazen kurumas ; hayvanlar n huysuzluk yapmas, e er süt veriyorsa sütünün azalmas, aniden hastalanmas ya da ölmesi vb. çe itli olaylar, nedeni her ne olursa olsun, nazar de mesi olarak aç klan r. Bunun gibi olaylar engellemek için çe itli nazarl klar n kullan lmas n n yan s ra özellikle insanlarda ve hayvanlarda meydana gelen söz konusu olumsuzluklardan kurtulmak, bir ba ka deyi le onlar iyile tirmek için birçok büyüsel i lem de yap l r. Nazar de mesi durumunda birtak m büyüsel i lemlerin niçin yap ld sorusu kaynak ki ilere yöneltildi inde; bunlar atalar ndan, büyüklerinden ö rendikleri, nazara iyi geldi i görüldü ü için kendilerinin de kulland klar cevab al nm t r. Bu i lemlere ra men insan ya da hayvan n i- yile memesi ya da ölmesi sonucunda ise nazar n çok kuvvetli oldu u, söz konusu canl varl n içine kadar i ledi i için art k herhangi bir eyin yap lamayaca, bunlar n vadelerinin yetmi oldu u belirtilmi tir. Dolay s yla gerçekle tirilen büyüsel i lemlerin yetersizli iyle ilgili herhangi bir inan söz konusu de ildir. Türkiye de nazar de mesi sonucunda yap lan bu büyüsel i lemleri u ekilde s ralayabiliriz: a) Kur un Dökme Nazara kar kur un dökme, halk aras nda yayg n olarak uygulanan bir gelenektir. Bu i i her köyde ocak ad verilen ve hastal (burada nazar ) tedavi etme gücüne sahip ki iler yapmaktad r. Ocak, anadan k za el vermek suretiyle aktar labilmektedir. Kur un dökme i i, farkl yerlerde birbirine benzer ekillerde yap lmaktad r. Kur un, bir kepçenin ya da küçük bir tavan n içine konup ate te eritilir. Di er taraftan hasta dizüstü oturtulur ve ba na bir tülbent örtülür. Eritilen kur un, birtak m dualar ya da çe itli sözler e li inde, hastan n ba- n n üstünde tutulan içi su dolu kaba bo alt l r. Kur unun suyun içinde ald ekillere bak larak nazar de direnin cinsiyeti, fiziksel özellikleri vb. hakk nda yorumlarda bulunulur. Kur unun ate te eritilip suya dökülmesi i i, üç kez tekrarlan r. Daha sonra kaptaki suyla hastan n yüzü üç kez y kan r ve bu su ayak bas lmayan bir yere dökülür. Nazar oca na, eme inin kar l olarak bir miktar para verilir.

118 TÜBAR-XV-/2004-Bahar/Yard.Doç.Dr.Nilgün ÇIBLAK Gaziantep te kur unun eritildi i ate in üstüne üzerlik otu, so an kabu u ve bir miktar tuz da at l r, bunlar n kokusu bütün oday kaplar. Kur unun döküldü ü sudan hastaya içirilir, ellerine ayaklar na da sürülür. Kalan su, bir dört yol a z na dökülür ve suyu döken ki i arkas na bakmadan geri döner. Kur un dökme i i, genellikle çar amba, per embe ve cuma olmak üzere üç gün arka arkaya yinelenir (K.2). anl urfa da ise bu i lem bir kez o da kutsal kabul edilen cuma günleri yap l r (K.1). Siirt te kur unun suyun içinde ald ekle bakarak nazar de diren ki i bulunmaya çal l r. E er bulunabilirse bu ki inin saç teli gizlice al n p yak larak kokusu nazar de enin içine çektirilir, bunun nazara iyi gelece ine inan l r. çine kur un dökülen su, üç yol a z na dökülür. Kur un dökme i lemi, üç çar amba arka arkaya yinelenir (K.6). Diyarbak r da ise kur unun dökülmesi s ras nda Elemtere fi kem gözlere i, Nazar çürüsün, Nazar de enlerin gözü ç ks n eklinde sözler söylenir. Kur unun suda patlama sesleri ç karmas ise nazar n çok iddetli olmas na yorulur (K.13). Tekirda da bir tas n içine üç parça kömür, birkaç ekmek parças, biraz su konur. Bu tas hastan n ba üzerinde tutulur, eritilmi kur un da Benim elim de il Ay e Fatma Anam z n eli denilip besmele çekilerek içine dökülür. Kur un parçalar, kömürün üzerinde ekil al rsa hastal k tehlikeli, ekme in üzerinde olursa hafif demektir. Suya dökülen kur un tek parça halinde kalmaz, da larak parça parça ekil al r. E er ince ince i ne gibi olursa hastan n sanc s, a r s iddetli; da n k halde olursa hastal k hafif geçer. Bazen kur unun bir tabut halinde ya da hepsi bir arada top halinde görüldü ü de olur. Böyle durumlarda hastal n çok a r oldu u anla l r. Kur un üç kez ba, üç kez kar n, üç kez de dizlerin üstünde dökülür. Kur un dökme i i tamamlan nca hastaya bu sudan üç yudum içirilir. Ard ndan hastan n ba n n üstünden ka k at l r. Ka n aç k taraf yukar do ru gelecek ekilde dü mesi hastan n iyile ece ine, ters dü mesi ise a rla aca na i arettir. Daha sonra bu tas d ar ç kar l r, içindeki ekmek kedi veya köpe e yedirilir, suyu da yine bunlar n üzerine dökülür. Tas, birkaç gün d ar da b rak l r. Kur un ise bir beze sar larak üç gün hastan n yast n n alt nda tutulur, bu süreden sonra denize veya dereye at l r ( çiler, 1962: 2718). Halk aras nda suyun bütün kötülükleri, pislikleri al p götürdü ü inanc yayg nd r. Mersin de kaptaki suyun içine bir miktar demir para, üç dört tane demir ka k ile biraz da tuz konur. Buradaki para daha sonra ocakl ya verilir. Kur unun suyun içinde ald ekil sala (tabuta) benzerse hastan n ölece ine inan l r. Kaptaki su daha sonra ayak de meyen bir yere dökülür ve arkaya bak lmadan geri gelinir (K.12, K.20).

119 TÜBAR-XV-/2004-Bahar/Halk Kültüründe Nazar, Nazarl k Kaptaki suyun ayak de medik yerlere dökülmesi, üzerinde dualar ya da çe itli büyüsel sözler söylendi i için kutsal kabul edilmi olmas ndan kaynaklanabilir. Yine bu suyun üç ya da dört yol a z na dökülmesi, hastaya bu yollardan gelece ine inan lan ifa, güç ve enerji beklentisidir. Suyu dökenin arkas na bakmas n n yasaklanmas ise hastal n geri gelip tekrar ki iye geçmesini engellemek için yap lan bir uygulamad r. Nazar oca n n, kur unun suda ald ekillere bakarak nazar de diren ki i hakk nda yorumlarda bulunmas asl nda bir çe it fald r. Bak c ki i, bu ekillerden yola ç karak nazarc n n boyu, vücudu, cinsiyeti vb. özellikleri hakk nda ya da hastan n iyile ip iyile meyece i konusunda bilgiler vermektedir. Ayn zamanda kur unun suya dökülmesiyle, e ikte veya hastan n üstünde duran, hastal n sebebi say lan kötü varl klar ürkütmek, korkutmak, kaç rmak amac güdülmektedir (Boratav, 1997: 102). Bir ba ka deyi le; kur unun suda ç kard sesler, kötü ruhlar n korkutularak kaç r lmas na yard mc olmaktad r. Kur un dökme s ras nda baz pratiklerin üç kez yinelenmesi ise, halk aras nda 3, 5, 7 vb. say lara yüklenen kutsal ve mistik anlamla ilgilidir. 3 say s inan a göre; yap lan i lemin etkisini ve gücünü artt racakt r. b) Köz Söndürme Köz söndürme, kimin nazar de dirdi ini bulmak amac yla hastan n annesi, ablas, teyzesi gibi yak nlar taraf ndan yap lan bir uygulamad r. Nazar de diren ki inin bu yolla tespit edilmesi, kimi zaman hastay iyile tirme amaçl baz büyüsel i lemleri de beraberinde getirmektedir. Trabzon da geni çe bir kap, su ile doldurulur, ocaktan al nan közler, o gün eve gelen ve kendisinden üphe edilen misafirlerin isimleri tek tek söylenip Nazar ettiyse bats n denilerek suya at l r. Her bir misafir için ayr ayr suya at lan köz parçalar ndan hangisi c zzz diye ses ç kar r ya da kömür halinde suyun dibine batarsa o ki inin nazar de dirdi ine inan l r. Nazar de direnler birden çok ise en çok ses ç karan ve en dibe inen köz sahibi, keskin nazarc olarak kabul edilir. Bu i lemler s ras nda kömürlerin birbirine kar t r lmamas na özen gösterilir. Bu yolla nazar de diren bulunduktan sonra onun hakk nda nazarc d r yarg s na var l p kendisinden sak n lmaya ba lan r. Kaptaki közler, iyice söndükten sonra içindeki suyun bir k sm hastaya, üç sabah aç karn na içirilir, sonra yüzüne gözüne sürülür, a r yan yerleri y kan r. Üçüncü günün sonunda kalan su, içindeki kömürle beraber hasta taraf ndan, d ar da a a do ru e ilip yanlar na açt bacaklar aras ndan arkaya bakmadan geriye do ru savrulur. Nazar n bu su ile savrulup gitti ine inan l r (Y lmaz, 1968: 5010).

120 TÜBAR-XV-/2004-Bahar/Yard.Doç.Dr.Nilgün ÇIBLAK Adana da suya at lan her köz için bir isim söylenir. Közün suyun üstünde kalmas ismi söylenen ki inin nazar n n de medi ine, dibine batmas ise nazar de dirdi ine i arettir (K.7). Mersin de hangi isim söylendi inde suya at lan közden güçlü bir c z rt sesi gelmi se o ki inin nazar de dirdi ine inan l r. Bu i lemin ard ndan kaptaki sudan hastaya içirilir, vücuduna serpilir (K.20). Köz söndürme i leminin yap lmas s ras nda ç kan seslere; közün, suyun dibinde ya da yüzeyinde durmas na bak larak nazar de en ki inin tespit edilmeye çal lmas, kur un dökme prati inde oldu u gibi, bir fal çe ididir. Ayn ekilde közden gelen güçlü c z rt seslerinin de kötü ruhlar korkutup kaç raca na, böylelikle hastan n iyile ece ine inan lmaktad r. c) Tütsüleme Halk aras nda nazar de en ki ileri iyile tirmede kullan lan bir ba ka yöntem tütsü yakmakt r. Tütsü için genellikle üzerlik otu, bunun yan s ra çörek otu, tuz, kuru karanfil vb. kullan labilir. Osmaniye de bir tavan n içine biraz köz, bunun da üzerine üzerlik konur. Üzerlikten ç kan duman hastaya koklat l r, ard ndan evin içinde dola t r l r (K.14). Adana da içine üzerlik konulan bir tava a z kapal olarak ate te tutulur. Üzerlik patlamaya ba lay nca tava ocaktan indirilip kapa aç l r ve böylece ç kan duman n nazara u ram ki iye do rudan yönelmesi sa lan r. Bebekler, küçük çocuklar, tütsünün üzerinden geçirilir veya tütsü kab onlar n etraf nda dola t r l r. Daha sonra bu kap evin içinde gezdirilerek kalan son dumanla ev tütsülenir. Evin tütsülenmesiyle nazar n ortadan kald r lmas n n yan s ra bir kö ede saklanm olan cinlerin de üzerlik tütsüsü sayesinde evden kaçaca na inan l r (Akal n, 1993: 257). Ali R za Yalman dan edinilen bilgiye göre Tarsus ta (Mersin) en az yedi tane üzerlik, üç tane çörek otu, üç tane kekik otu ve üç tane tuz parças al n p bir miktar balmumu ile iyice ezilip hamur haline getirilir, ard ndan ate e at larak bu usu ç kart l r. Bu bu u ile hastalar, nazara u ram, cine periye tutulmu ki iler tütsülenerek iyile tirilmeye çal l r (Yalman, 1977: 495). Yine Mersin de bir miktar közün üstüne üzerlik ve nazar de diren ki inin elbisesinden gizlice al nan bir parça at l r ve bunlar n duman hastaya koklat l r, biraz evin içinde gezdirilir (K.12). Gaziantep te üzerlik ve bir miktar tuz bir kab n içinde ate e konur. Kimi zaman üzerlik otu ve tuzun yan nda so an ve sar msak kabuklar da tütsülemede kullan l r (K.7).

121 TÜBAR-XV-/2004-Bahar/Halk Kültüründe Nazar, Nazarl k stanbul da üzerlik, çörek otu, kuru karanfil, kâbe süpürgesi, günlük hepsi bir arada tütsü için kullan l r (Bayr, 1955: 1107). Diyarbak r da ise siyah susam ate te kavrulur ve kokusu hastaya koklat l r, ard ndan evin içinde dola t r l r (K.13). Afyon da üzerlikle yap lan tütsünün nazar de en hayvanlar n iyile tirilmesinde de kullan ld görülür. Burada tütsü üç defa hayvan n etraf nda gezdirilir, alt ndan geçirilir (K.22). Tütsü için genellikle üzerli in kullan lmas, duman n n bol olmas ve tohumlar n n yanarken çatlay p ses ç karmas ndan dolay d r. Ç kan bu seslerle nazar de en ki inin nazar n n bozulaca na ve gözlerinin patlayaca na inan lmaktad r. Bu inanc n tütsüleme s ras nda söylenen; Azara bozara / Kem gözler karara ya da Hazara huzara / Öküz gelmi pazara /... ye nazar edenin / ki gözü bozara vb. tekerlemelerde de ifade edildi i görülmektedir (Akal n, 1993: 257). Tütsüleme, Türk topluluklar nda eskiden beri tedavi ve büyü, nazar gibi çe itli tehlikelerden korunma amac yla uygulanan bir gelenektir. Nitekim Aksu ehrinde bir aman ayinini izleyen S. Malov, bu ayini yöneten bak n n yapt tütsü ile kötü ruhlar kovarak hastay iyile tirmeye çal t n belirtmi tir ( nan, 1986: 111-112). Bugün de özellikle k rsal çevrelerde çe itli bitkilerin tütsüleme yoluyla nazar n tedavisinde ya da evin içindeki kötü ruhlar n kovulmas nda kullan ld görülmektedir. d) Tuz Doland rma Nazara u rayanlar n iyile tirilmesinde uygulanan bir ba ka yöntem tuz doland rmad r. Ayd n da kendisine nazar de en ki inin annesi, k z karde i vb. bir yak n ya da akrabas, avucunun içine bir tutam tuz al r, bu tuza bir kez Fâtiha üç kez de hlâs suresini okur, ard ndan tuzu hastan n ba n n etraf nda üç kez doland r p ocaktaki ate e atar. Ate e at lmadan önce ise ba ta hasta olmak üzere orada bulunanlara bu tuzdan birer kez yalat l r. Ocakta yanan tuzdan ç t rt sesleri gelir (K.19). Kahramanmara ve Elaz da bu i i yörenin ya l ki isi yapar ve tuz ate e at l rken Gözü de enin gözleri yans n denilir (K.3, K.10). Sivas ta ise tuz ate e at lmadan önce üç ki iye yalat l r (K.17). Burada üzerlik otunun ate te pat pat ses ç karmas nda oldu u gibi, tuzun da ç t rt sesleriyle yanmas, nazar de direnin gözlerinin yand - na i arettir. Böylelikle nazar meydana getiren kötülükler ortadan kald r lm olacakt r. Baz yörelerde tuzun okunmas, dinî ve büyüsel i lemlerin bir arada uyguland n göstermesi bak m ndan önemlidir.

122 TÜBAR-XV-/2004-Bahar/Yard.Doç.Dr.Nilgün ÇIBLAK e) Di erleri Gaziantep, Malatya ve Hatay da nazar de diren ki inin oca n n külünden gizlice al n r, bu kül suyla kar t r l p nazara u rayana içirilir (K.2, K.5). Adana, Mersin, Osmaniye, Malatya ve Diyarbak r da nazar de direnin elbisesinden gizlice bir parça al n p yak l r, bunun duman hastaya koklat l r (K.7, K.11, K.13, K.14, K.18). Malatya da nazar de diren ki inin haberi olmadan kap s ndan bir k ym k al n p yak l r, bunun kokusu hastaya koklat l r (K.11). Gaziantep ve Mersin de nazarc ki inin bast topraktan al n p nazara u rayana yalat l r (K.2, K.12). Mersin de nazarc ki inin evinden gizlice tuz al n p ate te yak l r (K.18). Yine bu ilde, nazar de diren ki inin abdest ald su, habersizce al n r, nazara u ram olan n üstüne serpilir (K.15). Sivas ta nazar de diren belli ise, oca ndan gizlice kül al n r ve nazara gelen hayvan n içti i suya at l r (K.17). Mersin de nazara gelen hayvanlar, bir rmaktan üç kez geçirilir (K.18). Nazar de diren ki inin haberi olmadan oca ndaki külünden, evindeki tuzundan, üstüne bast topraktan, kap s ndan veya elbisesinden bir parça al n p yak lmas, duman yla hastan n tütsülenmesi ya da abdest al nan sudan üstüne serpilmesi; J. Frazer in ortaya koydu u büyünün temas kanunu yla aç klanabilir. Bir defal na da olsa bir kere birbirleriyle temas etmi eylerin uzakta olsalar dahi yine temas halinde dü ünülmesi olay büyücülükte bu kanunla aç klanabilir (Çelik, 1974: 178). Bu kanuna uygun olarak nazara u ram olan ki inin iyile tirilebilmesi için nazarc n n herhangi bir e yas ndan yararlan lmaktad r. Nazara gelmi hayvanlar n rmaktan geçirilmesi de, daha evvel de de inildi i üzere, halk aras nda suyun temizleyicilik, ar nd r c l k özelli- inin bulundu una inan lmas yla ilgilidir. Sonuç nsano lu, eski dönemlerden günümüze kaza, hastal k, ölüm ya da herhangi olumsuz bir etki yaratt na inand nazardan korunmak için çe itli yöntemlere ba vurmu tur. Bununla ilgili olarak halk m z taraf ndan da nazara kar koymak için koruyucu özelli i bulunan çe itli nazarl klar n yan s ra iyile tirici, tedavi edici birtak m büyüsel i lemler

123 TÜBAR-XV-/2004-Bahar/Halk Kültüründe Nazar, Nazarl k yap lmaktad r. Söz konusu nazarl k ve büyüsel i lemler, kimi zaman dinî unsurlar n etkisinde uygulanmas na kar l k genellikle eski geleneklere ba l d r. Bir ba ka deyi le kökü eski inan lara dayanmakta olup yüzy llard r atalar n uygulad klar, onlardan görülüp ö renildi i ekliyle sürdürülmekte ve bunlar n tart mas z nazara iyi geldi ine inan lmaktad r. Günümüzde nazar inanc n n ekonomik, sosyal ve kültürel yönden az geli mi kesimlerde yayg n olarak varl n sürdürdü ü görülmektedir. Öte yandan ö renim durumu yüksek ve ekonomik aç dan daha iyi durumda olanlar, günlük ya amlar nda geleneksel yani k rsal çevrelere oranla daha ak lc yolu benimsemi olsalar da, nazara inanmakta, günlük eylem, davran ve tutumlar nda, çok yo un olmasa da, bu inanc n etkisini ta maktad rlar. Dolay s yla nazar ve nazarl k inanc, hemen her kesimde yayg n olarak geçerlili ini korumaktad r. Kaynak Ki iler Derleme s ras nda kendilerinden bilgi edinilen kaynak ki iler, metin içerisinde K.1 (Kaynak Ki i 1), K.2 (Kaynak Ki i 2) vb. k saltmalar kullan larak verilmi tir. Bu ki ilerin künye bilgisi ise a a da ad -soyad, do um tarihi ve yeri, ö renim durumu, mesle i eklinde s ralanm t r. K.1: Kamuran Taylan, 1955, Viran ehir / anl urfa, ilkokul, ev han m. K.2: Cemile Ya z, 1940, Gaziantep, yok, ev han m. K.3: Döne Cac k, 1948, Ç narl Köyü / Pazarc k / Kahramanmara, yok, ev han m. K.4: Yurdagül Özsaraç, 1952, Çorum, ortaokul, ev han m. K.5: Nurcan Teker, 1960, Hatay, lise, ev han m. K.6: Vesile Girgin, 1930, Siirt, yok, ev han m. K.7: Nevin Akgöz, 1964, Adana, lise, ev han m. K.8:Aybeniz Teker, 1969, Mersin, lise, ev han m. K.9: Behiye Demir, 1946, Midyat / Mardin, yok, ev han m. K.10: Nedime enci, 1944, Elaz, yok, ev han m. K.11: Gülay Hiçyakmazer, 1963, Malatya, lise, ev han m. K.12: Atiye lik, 1937, Silifke / Mersin, ilkokul, ev han m. K.13: Habibe Bayram, 1947, Diyarbak r, ilkokul, ev han m.

124 TÜBAR-XV-/2004-Bahar/Yard.Doç.Dr.Nilgün ÇIBLAK K.14: Emine Kara, 1950, Toprakkale / Osmaniye, ilkokul, ev han m. K.15: Ali anl, 1940, Mersin, lise, memur. K.16: Mehmet Ali Horoz, 1927, Hatay, ilkokul, emekli. K.17: Fatma Korkmaz, 1923, Sivas, ilkokul, emekli. K.18: Ay e Karc, 1922, S raköy / Tarsus / Mersin, var, çiftçi. K.19: Ay e Ak can, 1966, Ayd n, ilkokul, ev han m. K.20: Emine Özdo an, 1965, Mersin, ilkokul, ev han m. K.21: Sevim Abdio lu, 1956, Batman, ilkokul, ev han m. K.22: Fadime Ersoy, 1968, Dinar / Afyon, ilkokul, ev han m. K.23: Fadik Madcan, 1935, Gül ehir / Nev ehir, yok, ev han m. K.24: Özlem nan, 1979, Mersin, üniversite, ar. gör. KAYNAKÇA AKALIN, ükrü Halûk, 1993, Üzerlik, II. Uluslararas Karacao lan ve Çukurova Halk Kültürü Sempozyumu 20-22 Kas m 1991 Adana, Bildiriler, Çukurova Üniversitesi Bas mevi, Adana, s.247-260. BAYRI, Mehmet Halit, 1955, stanbul Folkloru: Nazar ve Nazarl k, Türk Folklor Ara t rmalar, Y.6, C.3, S.70, May s, s.1107-1108. BORATAV, Pertev Naili, 1997, 100 Soruda Türk Folkloru, 4. b., Gerçek Yay nevi, stanbul. ÇEL K, smail, 1974, Nazar, Nazarl k ve lgili Büyüsel lemler, B.Ü.F.K., Bo aziçi Üniversitesi Halkbilimi Y ll 1974, s.155-184. ÇOBANO LU, Özkul, 2003, Türk Halk Kültüründe Memoratlar ve Halk nançlar, Akça Yay nlar, Ankara. NAN, Abdülkadir, 1963, Nazarl klar, Türk Folklor Ara t rmalar, Y.15, C.8, S.169, A ustos, s.3138. NAN, Abdülkadir, 1986, Tarihte ve Bugün amanizm, III. b., TTK Yay nlar, Ankara. Ç LER, Salim Sami, 1962, Tekirda nda nan lar: Kur un Dökme, Nazar Okuma, Yak, Türk Folklor Ara t rmalar, Y.13, C.7, S.154, May s, s.2718. Ka garl Mahmud, 1992, Divanü Lûgat-it-Türk, C.I-II (Çev. Besim Atalay), 3. b., TDK Yay nlar, Ankara