Nefrotik Sendromlu 100 Olguda Klinik, Laboratuar ve Prognostik Faktörlerin Değerlendirilmesi

Benzer belgeler
STEROİDE DİRENÇLİ NEFROTİK SENDROM OLGULARINDA SİKLOSPORİN TEDAVİSİ: 12 AYLIK TAKİP

ERİŞKİN YAŞ GRUBUNDA NATİV BÖBREK BİYOPSİ SONUÇLARININ ANALİZİ 10 Yıllık Tek Merkez Deneyimi

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 23 Mayıs 2017 Perşembe

NEFROTİK SENDROMLU ÇOCUKLARDA MDR 1 CEVABIN BELİRLENMESİNDE ROLÜ

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ÇOCUK NEFROLOJİ VE ROMATOLOJİ B.D. ÇOCUK NEFROLOJİ DERNEĞİ PATOLOJİ KURSU KASIM, 2016

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Nefroloji Bilim Dalı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Nefroloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 22 Kasım 2016 Salı

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr.

SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013

Birincil IgA Nefropatisinde C4d Varlığının ve Yoğunluğunun Böbrek Hasarlanma Derecesi ve Sağkalımı ile Birlikteliği

[RABİA EMEL ŞENAY] BEYANI

NEFRİTİK SENDROMLAR. Dr.LATİFE ERDOĞAN Ekim 2013

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Klinik Araştırma. doi: /buchd ÖZET

Diyabetik Nefropati Tanı ve Tedavide Güncelleme. Dr. Gültekin Süleymanlar Dr. Alper Sönmez

VAKA SUNUMU. Dr. Neslihan Çiçek Deniz. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Bölümü

FOKAL SEGMENTAL GLOMERÜLOSKLEROZ (FSGS) VAKA SUNUMU ÖZGE ÖZEROĞLU

ÇOCUKLUK ÇAĞI İDİOPATİK NEFROTİK SENDROMLARINDA RELAPSLARA ETKİ EDEN FAKTÖRLER VE PROGNOZ ÜZERİNE ETKİSİ

ÇOCUKLARDA KRONİK BÖBREK HASTALIĞI Küçük yaş grubunda doğumda başlayabilen Kronik böbrek yetersizliği Son evre böbrek yetmezliği gelişimine neden olan

Selçuk Yüksel. Pamukkale Üniversitesi Çocuk Nefroloji Bilim Dalı

HCV POZİTİF RENAL TRANSPLANT HASTALARINDA POSTTRANSPLANT DİYABET GELİŞİMİ RİSKİ ARTMIŞ MIDIR?

KRONİK VİRAL HEPATİT C Lİ HASTALARDA IL28B NİN İNTERFERON TEDAVİSİNE YANITLA İLİŞKİSİ. Dr. Gülay ÇEKİÇ MOR

Nefrotik Sendrom Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar. Dr. Alev Yılmaz 2016

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 05 Temmuz 2017 Salı

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Kliniği

Kronik Hepatit B Tedavisinde Zor Vakaların Yönetimi. Uz. Dr. Eyüp Arslan

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Pediatri, Ankara, Türkiye 2. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Pediatrik Endokrinoloji, Ankara, Türkiye 3

LİTERATÜR GÜNCELLEMESİ KLİNİK NEFROLOJİ. Dr. İzzet Hakkı Arıkan Marmara Üniversitesi Nefroloji Bilim Dalı

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

HEMATÜRİLİ HASTAYA YAKLAŞIM İNT. DR. AHMET KURTULUŞ AİBÜ TIP FAKÜLTESİ

Hastalıklar Çalışma Grubu

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

Kronik Hepatit B li Hastalarda Oral Antiviral Tedavilerin Değerlendirilmesi

MERKEZİMİZDE SİSTİNÜRİ TANISIYLA İZLENEN ÇOCUK HASTALARIN UZUN DÖNEM RENAL SONUÇLARI

SEVELAMER HEMODİYALİZ HASTALARINDA SERUM ELEKTROLİT DÜZEYİ, METABOLİK VE KARDİOVASKÜLER RİSKLERİ VE SAĞKALIMI ETKİLER

ASKERLİK YAPMAYA ENGEL NEFROLOJİK BOZUKLUKLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Akut Hepatit C: Bir Olgu Sunumu. Uz.Dr.Sevil Sapmaz Karabağ İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Manisa

Nilgün Çakar, Z.Birsin Özçakar, Fatih Özaltın, Mustafa Koyun, Banu Çelikel Acar, Elif Bahat, Bora Gülhan, Emine Korkmaz, Ayşe Yurt, Songül Yılmaz,

HCV İNFEKSİYONU OLAN BÖBREK TRANSPLANTLI HASTALARDA DİREKT ETKİLİ ANTİVİRALLERİN ETKİNLİĞİ

Persistan ALT Yüksekliği ile Seyreden Kronik Hepatit B (KHB) Hastalarında Karaciğer Hasarının Öngörülmesinde HBV DNA Seviyesi Ne Kadar Önemli?

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Vakalar ile glomerulonefrit. Prof. Dr. Siren Sezer Başkent Üniversitesi Nefroloji BD

ADCK-4 Mutasyonu Saptanan Hastaların Klinik Özelliklerinin ve Koenzim Q10 Tedavisine Yanıtlarının Değerlendirilmesi

NEFROPATOLOJİ KURSU RENAL TRANSPLANTASYON PATOLOJİSİ OLGU SUNUMU

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ

Nutrisyonel Vitamin B12 Eksikliği Vakalarında Oral B12 Tedavisi

GERİATRİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA KOMORBİDİTE VE PERFORMANS SKORLAMALARININ PROGNOSTİK ÖNEMİ; TEK MERKEZ DENEYİMİ

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi

Lafora hastalığı, Unverricht Lundborg hastalığı, Nöronal Seroid Lipofuksinoz ve Sialidozlar en sık izlenen PME'lerdir. Progresif miyoklonik

KAWASAKİ HASTALIĞI-7 VAKANIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Kronik Hepatit B Tedavisi Zor Olgular

Klasik Hodgkin Lenfoma Vakalarında PD-L1 Ekspresyonunun Sıklığı, EBV ile İlişkisi, Klinik ve Prognostik Önemi

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

Hipertansiyon ve Kronik Böbrek Hastalığı

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ÇOCUK NEFROLOJİ 9.ULUSAL ÇOCUK NEFROLOJİ KONGRESİ KASIM, 2016

Renal Biyopsi İşlemine Bağlı Ağrının Değerlendirilmesi

Membranoproliferatif Glomerülonefriti Taklit Eden Trombotik Mikroanjiopatili Bir Olgu

TLERDE SEROLOJİK/MOLEK HANGİ İNCELEME?) SAPTANMASI

BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI

Olgu sunumu. Doç. Dr. Erkan Çakır. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Çocuk Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı

Dr. Savaş Öztürk TND Glomeruler Hastalıklar Çalışma Grubu Sekreteri

Toplum başlangıçlı Escherichia coli

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

Böbrekte AA Amiloidozis in Histopatolojik Bulguları ve Klinik Korelasyon


D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

GLOMERULUS HASTALIKLARI

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

AKUT VİRAL HEPATİT TEDAVİSİNDE ORAL ANTİVİRALLERİN YERİ DOÇ.DR.MUSTAFA KEMAL ÇELEN DİCLE ÜNİVERSİTESİ SAPANCA

RENAL TRANSPLANT ALICILARINDA SODYUM ATILIMI, BÖBREK HASARI VE EKOKARDİYOGRAFİK PARAMETRELERİN İLİŞKİSİ

TİP 2 DİYABETİK BİREYLERDE GLOMERULAR FİLTRASYON HIZI HESAPLAMADA KULLANILAN ÜÇ FARKLI YÖNTEMİN KARŞILAŞTIRILMASI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması

KRONİK HEPATİT B (Olgu Sunumu) Dr. İlkay Karaoğlan Gaziantep Ün. Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hst. Ve Kl. Mik. AD.

KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİ HASTALARINDA KONİSİTE İNDEKS ÖLÇÜMLERİNİN LİPİD PROFİLİ İLE İLİŞKİSİ

Nefrotik Sendrom. Primer diyopatik Nefrotik Sendrom. Sekonder Nefrotik Sendrom

Uzm. Dr Fatma Yılmaz Karadağ

Kolistin ilişkili nefrotoksisite oranları ve risk faktörlerinin değerlendirilmesi

Burcu Bursal Duramaz*, Esra Şevketoğlu, Serdar Kıhtır, Mey Talip. Petmezci, Osman Yeşilbaş, Nevin Hatipoğlu. *Bezmialem Üniversitesi Tıp Fakültesi

Nefropatolojide Sınıflandırmalar. Amiloidoz Sınıflandırması. Banu Sarsık Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi

Tükürük kreatinin ve üre değerleri kullanılarak çocuklarda kronik böbrek hastalığı tanısı konulabilir mi? Dr. Rahime Renda

NEFROLOJİDE RİTUKSİMAB KULLANIMI: OLGULAR Doç. Dr. Tolga YILDIRIM Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

KRONİK HEPATİT C. Olgu Sunumu

Enfeksiyon Bakıs Ac ısı ile Biyolojik Ajan Kullanımı. Rehberler Es lig inde Hasta Yo netimi

KRONİK BÖBREK HASTASINDA (HBV) TEDAVİ PROTOKOLU NASIL OLMALIDIR?

İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı?

Hepatit C. olgu sunumu. Uz. Dr. Hüseyin ÜÇKARDEŞ Bilecik Devlet Hastanesi

Hemodiyaliz hastalarında resistin ile oksidatif stres arasındaki ilişkinin araştırılması

TRANSPLANTASYONA HAZIRLIK

İNFEKSİYÖZ ENSEFALİTLER: HSV-1 E BAĞLI OLAN VE OLMAYAN OLGULARIN KARŞILAŞTIRILMASI

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

Özgün Araştırma/Original Investigation. Satılmış Bilgin 1. Abdullah Özkök. Osman Köstek 1. doi: /tndt

İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar

Türkiye'de yaşayan 345 Suriyeli Göçmenin Hemodiyaliz Deneyimi: Türk Hemodiyaliz Hastaları ile Karşılaştırılmalı Veri Tabanı Çalışması

Diyaliz Hastalarında Kan Basıncı Ölçümü Hangi Pozisyonlarda Yapılmalıdır?

Hepatit Hastalığı Gebelikten Etkilenir mi?

Transkript:

Nefrotik Sendromlu 100 Olguda Klinik, Laboratuar ve Prognostik Faktörlerin Değerlendirilmesi (The Evaluation of Clinical, Laboratory and Prognostic Factors in 100 Cases with Nephrotic Syndrome) Ömer Saltan *, Nilgün Selçuk *, Murat Elevli **, Emel Ataoğlu *, Macit Koldaş *** Özet Masif proteinüri, hipoproteinemi ve ödemle karakterize olan nefrotik sendromun çocukluk yaş grubunda en sık görülen tiplerinden biri minimal lezyon hastalığıdır. Çalışmamızda on yıl süreyle Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Kliniğinde primer nefrotik sendrom tanısı ile izlenmiş olan ve başlangıç bulguları ile daha çok minimal lezyon hastalığını düşündürmüş olan 100 olgunun demografik özellikleri, klinik ve laboratuar bulguları ile tedaviye yanıt ve prognozları incelendi. Olguların %87'si steroide duyarlı, %8'i steroide dirençli bulundu. %5 olguya tedavi başlanmadı. Steroide duyarlı grubun %34.4'ünde relaps gözlenmedi. %58.6'sı seyrek relapslı, %2.2'si sık relapslı, %4.5'i steroide bağımlı bulundu. Steroide direnç ile başvuru yaşı, cinsiyet ve hipertansiyon arasında ilişki gözlenmezken; hematüri ile aralarında anlamlı bir ilişki görüldü.. Hipertansiyonu olan vakalardaki ortalama relaps sayısı hipertansiyonu olmayan vakalara göre daha yüksek saptandı. Olguların dokuzuna renal biyopsi yapıldı. Diffüz mezengial proliferasyon 3, minimal lezyon hastalığı 2, fokal segmental glomeruloskleroz 2, membranoproliferatif glomerulonefrit 1, amiloidoz 1 olguda saptandı. Anahtar kelimeler: Nefrotik sendrom, minimal lezyon hastalığı, proteinüri Summary The nephrotic syndrome is characterized by massive proteinuria, hypoproteinemia and edema and the frequency of minimal change disease is higher in childhood. We evaluated the demographic features, clinical and laboratory findings, response to the steroid therapy and prognosis in 100 children with nephrotic syndrome that followed during 10 years in the Pediatrics Clinic of Haseki Training and Research Hospital, İstanbul, Turkey. 87% of the cases were steroidresponsive and 8% of them were steroid-resistant. 5% of the cases were not treated. No relaps were detected in 34,4% of the steroid-responsive group, 58,6% of them with rare relapses, 2,2% of them with frequent relapses and 4,5% of them were steroid-dependent. No significant correlation were detected between the steroid-resistance and age of the patient at the admittance time to the clinic, the gender of the patient and the presence of hypertension. But there were significant correlation between the steroidresistance and the presence of hematuria. The frequency of relapses in cases with hypertension were detected higher than cases without hypertension. Although the presence of hematuria at the time of admittance to the clinic was designated as a prognostic factor in steroid response. Key words: Nephrotic syndrom minimal change disease proteinuria * Uz. Dr., Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Kliniği, İstanbul ** Prof. Dr., Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Kliniği, İstanbul *** Uz. Dr., Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Biyokimya Departmanı, İstanbul

GİRİŞ Nefrotik sendrom her yaşta gözlenen böbrek hastalıklarından olmakla birlikte en sık çocuklarda görülür. Sistemik bir hastalığa eşlik etmeyenlere primer, edenlere sekonder nefrotik sendrom denir. Çocuklarda ortaya çıkan nefrotik sendromun nedeni çoğu defa primer glomerül hastalıkları olup bunların içinde de en sık görüleni minimal lezyon hastalığıdır. Fokal segmental glomerüloskleroz, membranoproliferatif glomerulonefrit, mezengioproliferatif glomerulonefrit, membranöz glomerulonefrit ve konjenital nefrotik sendrom diğer primer nefrotik sendrom tipleri arasındadır (1). Son yıllarda fokal segmental glomeruloskleroz görülme oranında artış olduğunu bildiren yayınlar vardır. Fokal segmental glomerulosklerozun çevresel etkiler ve genetik yatkınlık nedeni ile bazı ırklarda ve bölgelerde sık görüldüğü bildirilmiştir (2-5). Primer nefrotik sendromun bu tipi klinikte üç farklı tablo ile karşımıza çıkar. Birincisi minimal lezyon hastalığından küçük farklarla ayrılabilen nefrotik sendromlu hasta grubu; diğerleri ise non-nefrotik proteinüri, yavaş ilerleyen kronik böbrek yetmezliği ve hipertansiyonu olan hasta grubu ile glomerüler hiperfiltrasyon ve/veya hipertansiyona yol açan değişik durumlarda görülen tiptir. İlk grup ayırıcı tanıda sorun olur. Bazı yayınlarda minimal lezyon hastalığının ve fokal segmental glomerulosklerozun aynı hastalık olduğu tek farkın steroide yanıt verip vermemesi olduğu ileri sürülmüş; bazı yayınlarda ise bu hastalığın glomerüler lezyonları, tedaviye yetersiz yanıtı, son dönem böbrek yetersizliği riski ve transplantasyon sonrası tekrarlaması nedeniyle tamamen farklı bir hastalık olduğu savunulmuştur. Retrospektif olarak yapılan bu çalışmada klinik ve laboratuar özellikleri ile başlangıçta minimal lezyon hastalığı ile uyumlu nefrotik sendromlu olguların tedaviye yanıtları ve relaps özellikleri incelenmiş olup; böyle bir grubun içerisinde diğer primer nefrotik sendrom nedenlerinin özellikle FSGS'nin ne oranda görüleceğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. MATERYAL ve METOD Çalışmamızda on yıl süreyle Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Kliniğinde izlenmiş olan primer nefrotik sendromlu 100 hastanın dosyası retrospektif olarak incelendi. Bu hastalar ilk başvuru yeri olarak merkezimize gelmişlerdi. I. Demografik özellikler, klinik ve laboratuar bulguları Olguların cinsiyetleri, yaşları, başvuru tarihleri, geliş şikayetleri, steroid kullanım süreleri, remisyona giriş süreleri, ayrıca relapslar ve tedavi özellikleri kaydedildi. Çalışma grubunun başvuru sırasındaki kan basınçları, BUN, serum albumin, globulin, kolesterol, trigliserid değerleri, eritrosit sedimentasyon hızı, hematokrit, hemoglobin, lökosit, trombosit sayısı, C3, hepatit B yüzey antijeni, 24 saatlik idrarda protein düzeyi ve tam idrar tetkiki sonuçları değerlendirildi. Hipertansiyon için Task Force Report tarafından belirlenen boya uygun persantiller kullanılmıştır. Ölçümler istirahatte oturur pozisyonda yapılmış olup sistolik kan basıncı değerleri için Korotkoff faz 1; diastolik kan basıncı değerleri için Korotkoff faz 4-5 kabul edildi. İlk başvuru anında arka arkaya yapılan 3 ölçümde Taske Force Report değerlerine göre 95.persantil ve üstü hipertansiyon kabul edilmiştir. BUN için 23 mg/dl normalin üst sınırı kabul edildi. Hipoalbuminemi; serum albumin düzeyinin 2.5 g/dl'den düşük olması şeklinde tanımlandı. Hiperlipidemi için yaşa göre belirlenmiş değerler kullanıldı. Nefrotik proteinüri için 24 saatlik idrarda 40 mg/m2/saat seviyesi alt sınır alındı. 24 saatlik idrarın toplanamadığı durumlarda spot idrarda protein/kreatinin oranının 0.2'yi geçmesi proteinüri kabul edildi. Makroskobik hematüri: gözle de görülen gross hematüri, mikroskobik hematüri: mikroskop incelemesinde her alanda büyük büyütme ile 4-5 veya üstü eritrosit görülmesi olarak tanımlandı.

II. Tedavi İlk hastalık tedavisi: - prednizolon 2mg/kg/gün (maksimum 60 mg) oral olarak bölünmüş dozlarda verildi. - Proteinüri kaybolduktan 15gün sonrasına kadar devam edildi. - 2mg/kg/gün 4 hafta günaşırı tek doz - 1.5mg/kg/gün 4 hafta günaşırı tek doz - 1mg/kg/gün 4 hafta günaşırı tek doz - 0.25mg/kg/gün 4 hafta günaşırı tek doz verilerek ilaç kesildi. Standart relaps tedavisi Relaps tedavisine başlamadan önce infeksiyon varsa en az 10 gün infeksiyon tedavisi yapıldı. Bu süre sonunda remisyona girmeyen hastalarda tedavi başlandı. -prednizolon 2mg/kg/gün 2 hafta -2mg/kg/gün 2 hafta günaşırı tek doz -1.5mg/kg/gün 2 hafta günaşırı tek doz -1mg/kg/gün 2 hafta günaşırı tek doz -0.5mg/kg/gün 2 hafta günaşırı tek doz -0.25mg/kg/gün 2 hafta günaşırı tek doz verilerek tedavi sonlandırıldı. Tedaviye yanıt ve klinik gidişin değerlendirilmesinde şu tanımlar kullanıldı: Remisyon: idrar ile protein atılımının üç gün üstüste <4mg/m 2 /saat veya daldırma çubuğu ile negatif olması, Steroide yanıt: standart doz steroid tedavisi ile remisyonun sağlanması, Relaps: daha önce remisyona girmiş hastada tekrar hastalığın ortaya çıkması, Sık relaps: remisyondan sonraki 6 ay içerisinde 2 veya daha fazla; 12 aylık dönemde 4 veya daha fazla relapsın varlığı, Steroide bağımlılık: steroid tedavisi sırasında veya bitiminden sonraki 14 gün içerisinde ortaya çıkan iki relaps varlığı, Steroide direnç: 4 hafta süreli 2 mg/kg/gün prednizolon tedavisine rağmen remisyonun gerçekleşmemesi III:Olguların gruplandırılması Olgular steroide yanıt ve relaps sıklığına göre steroide duyarlı ve dirençli, relapssız, seyrek relapslı, sık relapslı ve steroide bağımlı olarak değerlendirildi. Yaşa göre 6 yaş altı ve üstü gruplandırıldı. IV. Biyopsi endikasyonları Steroid direnci, C3 düşüklüğü, altta yatan bir sistemik hastalığa ait bulguların saptanması, GFR'de bozulma, sık relaps olan hastalarda sitotoksik tedavi başlangıcı öncesi olarak belirlendi. V. İstatistiksel yöntemler Student-t ve Pearson korelasyon analizi kullanıldı. İstatistiklerde p 0.05 olması anlamlı kabul edildi.

BULGULAR I. Demografik özellikler, klinik ve laboratuar bulguları Çalışmaya alınan 100 vakanın 62'si erkek, 38'i kızdı. Ortalama başvuru yaşı 4.14±2.87 yıl olarak bulundu. Başvuru tarihlerinde mevsimsel bir özellik saptanmadı. Hastaların %33'ünde ilk başvuru sırasında infeksiyon vardı. İlk başvuru tarihinde hastaların %83'ünde bufissur, %61'inde ekstremitelerde ödem, %44'ünde generalize ödem, %11'inde genital ödem, %21'inde idrar miktarında azalma yakınması vardı. Klinik ve laboratuar bulgusu olarak da proteinüri %100, eritrosit sedimentasyon hızı artışı %100, alfa 2 globulin yüksekliği %96, hiperkolesterolemi %90, hipertrigliseridemi %90, hipoalbuminemi %84, mikroskobik hematüri %34, hipertansiyon %31, lökositoz %39, BUN yüksekliği %21, PPD pozitifliği %8, HbS Ag pozitifliği %2 oranında idi. C3 bütün hastalarda normal sınırlardaydı. Makroskobik hematürili olgu yoktu. II. Tedavi ve tedaviye yanıtın değerlendirilmesi Olguların %87'si steroide duyarlı, %8'i steroide dirençli grupta yer aldı. %5 hastaya steroid başlanmadı. Steroide duyarlı olgular relaps sıklıklarına göre gruplandırıldı (tablo 1). Tablo 1. Steroide duyarlı olguların relaps sıklıklarına göre dağılımı Relaps durumu n % Relaps olmayan 30 34.4 Seyrek relapslı 51 58.6 Sık relapslı 2 2.2 Steroide bağımlı 4 4.5 Toplam 87 100 Nefrotik sendrom ön tanısı ile yatırılan ve tedavi başlanmayan olguların 3'ünde enfeksiyon tedavisinden sonra spontan remisyon saptandı. Bir hasta kızamık sonrası spontan remisyona girdi. Diğer hastaya HbS Ag pozitif olduğundan biyopsi yapıldı. Steroide duyarlı olguların relaps sıklıklarına göre cinsiyet, başvuru yaşı, hipertansiyon ve hematüri durumları incelendi (Tablo 2-3).

Tablo 2. Steroide duyarlı olguların yaş ve cinsiyetlerine göre dağılımı Relapsız ve seyrek relapslı Sık relapslı Steroide bağımlı Toplam Hasta sayısı(n) 81 2 4 87 Cinsiyet E/K(n) 61/20 1/1 3/1 65/22 Başvuru yaşı ort±sd yıl 4.1±2.9 3.6±1.5 3.2±1.7 3.9±2.5 Tablo 3. Steroide duyarlı olguların hipertansiyon ve hematürilerine göre dağılımı Relapssız ve seyrek relapslı Sık relapslı Steroide bağımlı Toplam Hipertansiyon n(%) 21(25.9) 2(100) 3(75) 26(29.8) Hematüri n(%) 26(32) 1(50) 2(50) 29(33.3) Steroide duyarlı nefrotik sendromlu olgularda steroide yanıt şekli ve relaps sıklığı ile cinsiyet, başvuru yaşı ve hipertansiyon arasında istatiksel anlamlılık saptanmadı. Ortalama remisyona giriş süresi 18.04±12.84 gün olarak bulundu. Steroide dirençli 8 olgunun 5'i erkek 3'ü kızdı. Bunların ortalama başvuru yaşları 6.2±4.1 idi. Bu olguların 3 tanesinde (%37.5) hipertansiyon bulundu. Steroide direnç ile hipertansiyon arasında istatiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0.05). 5 hastada (%62.5) hematüri saptandı. Steroide dirençlilik ile mikroskobik hematüri arasındaki ilişki istatiksel olarak anlamlı bulundu (p<0.05). Hipertansiyonu olan 31 olgunun remisyona giriş süresi 23.34±15.87 gün; hipertansiyonu olmayan 69 olgunun ise 16.49±11.10 gün bulundu. Remisyona giriş süreleri kıyaslandığında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı. Mikroskobik hematürisi olan ve olmayan olguların kıyaslanmasında ise mikroskobik hematürisi olan 34 olgunun remisyona giriş süresi 20.21±16.60 gün, olmayan 66 olgunun 17.73±10.75 gün saptanarak anlamlı fark görülmedi. Olguların cinsiyetlerine göre remisyona giriş süreleri karşılaştırıldığında anlamlı bir fark görülmedi (p>0.05). 62 erkek olgunun remisyona giriş süresi 19.16±14.66 gün, 38 kız olgunun ise 17.47±8.7 gün idi. Altı yaş altı ve üstü olgular relaps sıklıkları açısından karşılaştırıldığında aralarında anlamlı farklılık saptanmadı (Tablo 4). Tablo 4. Steroide duyarlı olguların tedaviye cevaplarına ve yaş gruplarına göre dağılımı Relapssız ve seyrek relapslı n(%) Sık relapslı n(%) Steroide bağımlı n(%) 6 yaş (n:81) 75(92.59) 2(2.46) 4(4.93) >6yaş (n:6) 6(100) 0 0

Hipertansiyonu olan vakalarda ortalama relaps sayısı olmayanlara göre istatiksel olarak anlamlı derecede yüksekti (p<0.01). Hipertansiyonu olanlarda relaps sayısı 0.98±1.08, olmayanlarda 0.43±0.6 bulundu. Buna karşın hematürisi olan ve olmayan grupların relaps sayısı açısından karşılaştırılması anlamlı bulunmadı (p>0.05). Hematürisi olan olgularda relaps sayısı 0.5±0.97, olmayanlarda 0.68±1.2 idi. Yaş ile remisyona giriş süresi arasındaki korelasyon incelendiğinde istatistiksel olarak anlamlı bağlantı saptanmadı (r=0.07). Steroid tedavisine dördüncü haftanın sonunda yanıt vermeyen 8 olguya ve HbSAg'i pozitif olan bir olguya biyopsi yapıldı. Sonuncu olgu steroid tedavisi başlanmadan başlangıçta biyopsi için gönderildi. Histopatolojik değerlendirmede; 3 (%33.3) olguda diffüz mezengial proliferasyon, 2 (%22.2) olguda minimal change nefrotik sendrom (MCNS), 2 (%22.2) olguda fokal segmental glomerüloskleroz (FSGS), 1(11.1) olguda membranoproliferatif glomerülonefrit (MPGN), 1(%11.1) olguda ise amiloidoz belirlendi. TARTIŞMA Nefrotik sendrom çocukluk çağında en sık görülen glomerüler hastalıklardan biri olup insidansı 2-7/100000 çocuk/yıl olarak bildirilmektedir. Çocukluk çağı nefrotik sendromlarının %80'i minimal lezyon hastalığıdır (1). Çalışma grubumuzda literatür ile benzer olarak erkek/kız oranı 2/1, başvuru yaşı 4.14±2.87 yıl bulundu (5,6). İlk başvuru anındaki en sık görülen klinik bulgu ödem olarak saptandı. Vakalarımızın %31'inde başlangıç muayenesinde hipertansiyon vardı. Mikroskobik hematüri olgularımızın %34'ünde görüldü. Bu oranlar klasik olarak bildiğimiz değerlere göre daha yüksekti. Ancak mikroskobik hematüri için Constantinescu ve arkadaşları % 27, Bonilla Fellix ve arkadaşları %32, Tatlı %34; hipertansiyon için de Bonilla-Fellix ve arkadaşları %21, İbadinmo ve arkadaşları %41.4 olarak daha yüksek oranlar da bildirmişlerdir (7-10). Başlangıç laboratuvar tetkikleri incelendiğinde olguların %100'ünde 40 mg/m 2 üzerinde proteinüri, 50 mm/saat üzerinde eritrosit sedimentasyon hızı, %90'ında 250 mg/dl üzerinde kolesterol düzeyi, %21'inde 23 mg/dl üzerinde BUN yüksekliği gözlendi. Olguların tümüne protein elektroferezi yapıldı, a 2 globulin artışı olguların %96'sında, hipoalbuminemi %84'ünde saptandı.. Olguların %39'unda başvuru anında enfeksiyon vardı. Bu olguların %30'unda alt solunum yolu enfeksiyonu, %29'unda üst solunum yolu enfeksiyonu, %20'sinde üriner sistem enfeksiyonu, %20'sinde cilt enfeksiyonu ve bir hastada pulmoner tüberküloz saptandı. Olgularımızın 2'sinde HbsAg(+) bulundu. Bu hastalardan biri İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakultesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bölümüne gönderildi. Bu olguya böbrek ve karaciğer biyopsisi uygulandı, interferon tedavisine alındı. Diğer HbsAg (+) olgu aktif hepatit bulguları göstermiyordu. Steroid tedavisine yanıt verdi. MCHS olarak kabul edildi. Chen ve arkadaşları çalışmalarında HbsAg (+) liğini %9.8 olarak bulmuşlar ve bu hastaların böbrek biyopsilerinin membranöz nefropati histopatolojisinde olduğunu göstermişlerdir (11). Çalışmamızda olguların %8'inde PPD(+) bulundu. Gulati ve arkadaşlarının çalışmasında normal popülasyonda %1 olan tüberküloz sıklığı nefrotik sendromlu çocuklarda %9.3 gibi yüksek oranda bulunmuştur (12). Tüberküloz nefrotik sendromlu çocuklarda gerek hastalık başlangıcı gerekse ilaç alımı ile olan immunsupresif durum esnasında çok yaygın görülen bir enfeksiyon hastalığıdır. PPD(+) tespit edilen olgularda aktif tüberküloz mevcudiyetini ortaya çıkarmak amacıyla klinik ve temas öyküsü araştırıldı. Laboratuar tetkikleri ile tüberküloz lehine bulgu arandı. Bu incelemelerin sonucunda l olguya aktif tüberküloz tanısı kondu ve tüberküloz tedavisi başlandı. 7 olgu ise steroid aldıkları süre boyunca profilaksiye alındı. Çalışmada olgular steroide yanıtına göre incelendiğinde %87'sinin steroide duyarlı, %8'inin dirençli olduğu görüldü. %5 hastaya steroid başlanmadı. Kim JS ve arkadaşları 163 nefrotık sendromlu olgunun %

71'inin sterode duyarlı, %14'ünün kısmi yanıtlı, %15'inin dirençli olduğunu yayınladılar. Steroid direncinde siyah ırkın ve ileri yaşın kötü prognoz olduğunu bildirdiler. Vaka grupları 1-18 yaşı kapsıyordu ve bizim grubumuza göre daha büyük yaştaki hastalar vardı (13). Steroide dirençli sekiz olgumuzun 3'ünde hipertansiyon, beşinde mikroskobik hematüri vardı. Steroide direnç ile mikroskobik hematüri arasındaki ilişki anlamlıydı ancak steroide dirençli olgu sayımız azdı. Çalışmamızda yer alan steroide duyarlı vakaların % 34.4'ü hiç relaps göstermezken, %58.6'sı seyrek relaps, %2.2'si sık relaps gösteriyordu ve %4.5'i ise steroide bağımlı idi. Hasta grubumuzda cinsiyet ile sık relaps ve steroide cevapsız gruplar arasında anlamlı ilişki saptanmamıştır. Hipertansiyonu olan ve olmayan nefrotik sendromlu olgular relaps paterni açısından incelenmiş, hipertansiyonu olan olgularda ortalama relaps sayısı hipertansiyonu olmayanlara göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek saptanmıştır. Wynn ve arkadaşlarının 132 nefrotik sendromlu hastayı 27.5 sene takip ederek yaptıkları bir çalışmada, %22 oranında hipertansiyona rastlanmış ve hipertansiyonu olan hastaların bu süre sonunda ancak %10'unun hayatta kaldığı tesbit edilmiştir (14). Bu çalışmaya ve bizim çalışmamızdaki hipertansiyonu olan olgulanmızdaki ortalama relaps sayısının daha yüksek olduğuna dayanarak hipertansiyonun nefrotik sendromda kötü prognostik bir faktör olduğu düşünülebilir. Çalışmamızda hematürisi olan ve olmayan nefrotik sendromlu hasta grubunu remisyona girme süresi ve relaps sayısı açısından karşılaştırdık. Her iki grup arasındaki fark hem remisyona giriş süresi hem de relaps sayısı açısından istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı. Çalışma grubumuzda 9 hastaya böbrek biyopsisi yapıldı. Bu hastaların 8'inde steroid direnci, birinde HbsAg pozitifliği vardı. Üç olgu (%33.3) İgA ve İgM nefritlerinde sık gördüğümüz DMP idi. İki olgu (% 22.2) grubumuzun özellikleri ile de uyumlu olarak MCNS idi. İki olgu (%22.2) son yirmi yılda görülme oranının özellikle sosyoekonomik düzeyi iyi olan ülkelerde giderek arttığı bildirilen FSGS olarak değerlendirildi (15). HbS Ag + olan bir olgu (%11.1) ise MPGN ile uyumlu bulundu. MPGN'nin Hepatit C ile de ilgisi yayınlanmıştır (16). Bir olgumuz (%11.1) biyopsi sonucu amiloidozdu. Çalışmamızın ilk yıllarında izlenmiş olan bu olgunun aslında FMF (Familial Mediterrean Fever) ile bağlantılı olduğunu geriye dönük değerlendirmemiz ile anladık. Ancak başlangıçta primer nefrotik sendrom olarak tanımlamış olduğumuz için çalışmadan çıkarmadık. Geçmişte ülkemizde nefrotik sendrom nedenleri arasında en başta gelen amiloidoz son yıllarda FMF tanısındaki gelişmeler ile oldukça azalmıştır. Sonuç olarak primer NS'lu çocukların başvuru yaşlarının, steroide duyarlılık, relaps sıklığı, relaps sayısı ve remisyona giriş süresi ile ilişkili olmadığı izlenimi edinilmiştir. İlk hastalık sırasındaki hematüri steroide yanıt açısından kötü prognostik bir faktör olarak gözükmekte olup hipertansiyonu olan vakalarda olmayanlara göre ortalama relaps sayısı daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca klinik ve laboratuar olarak minimal lezyonla uyumlu görünen bir grup içerisinde de diğer primer nefrotik sendrom tiplerinin görülebileceği ve biyopsinin önemi vurgulanmıştır. KAYNAKLAR 11. Bagga A, Mantan M. Nephrotic syndrome in children. Indian J Med Res 2005;122:13-28. 12. Gusmano R, Mazzucco G, Monga G, Ghiggeri GM. Focal and segmental glomerulosklerosis (FSGS). Clinical, morphological and genetic features. J Nephrol 2004;17:139-157. 13. Kittiyakara C, Kopp JB, Eggers P. Trends in the epidemilogy of focal segmental glomerulosclerosis. Semin Nephrol 2003 Mar;23(2): 172-182. 14. Andreoli SP. Racial and ethnic differences in the incidence and progression of focal segmental glomerulosclerosis in children. Adv Ren Replace Ther 2004 Jan;11(1):105-109. 15. Goszczyk A, Jung A, Bochniewska Vet al. The effect of treatment methods on frequency of relaps in nephrotic syndrome in children. Pol Merkuriuszlek 2000; 9 supp 11:25-26

16. Baskın E, Beşbaş N. Kronik glomerulopati izlemi. Katkı Pediatri Dergisi 1999;20(3):346-375. 17. Constantinescu AR, Shah HB, Foote Pharm EF, et al. Predicting fırst-year relapses in children with nephrotic syndrom. Pediatrics 2000: 105; 492-495. 18. Bonilla-Felix M, Parra C, Dajani T, et al. Changing patterns in the histopathology ofidiopathic nephrotic syndrome in children. Kidney int 1999: 55:1885-1880. 19. Tatlı B. Steroide duyarlı nefrotik sendrom olgulannda relaps ve prognozu etkileyen faktörler. Uzmanlık Tezi 2000, istanbul Tıp Fakultesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD 10. Ibadmmo, Abiodun PO. Epidemiology and clinic Patholojik characteristic of childhood nephrotic syndrome in Benin-City J Pak Med Assoc 1998: 48:235-238. 11. Chen WP, Lin CY, Hsu HC, et al. Childhood nephrotic syndrome and heavy proteinuria in Taiwan. A retrospective clinicopathologic study. Child Nephrol Urol l988-89: 9(1-2):57-64. 12. Gulati S, Kher V, Gulati K, et al. Tuberculosis in childhood nephrotic syndrome in India. Pediatr Nephrol 1997: 11(6):695-698. 13. Kim JS, Bellew CA, Silverstein DM, et al: High incidence of initial and late steroid resistance in childhood nephrotic syndrome. Kidney Int 2005 Sep;68(3):1275-1281. 14. Wynn SR, Stickler GB, Burke EC. Long-term prognosis for children with nephrotic syndrome. Clin Pediatr 1998; 27:63-68. 15. Filler G, Young E, Geier P, et al: Is there really an increase in non-minimal change nephrotic syndrome in children? Am J Kidney Dis 2003 Dec;42(6):1107-1113. 16. Madala ND, Naicker S, Singh B, Naidoo M, Smith AN, Rughubar K:The pathogenesis of membranoproliferative glomerulonephritis in KwaZulu-Natal, South Africa is unrelated to hepatititis C virus infection. Clin Nephrol 2003 Aug;60(2):69-73.