Çifte Zorluklara Yanıt Vermek: Müfredat ve Değerlendirme



Benzer belgeler
AVRUPA BİRLİĞİ HAYAT BOYU ÖĞRENME İÇİN KİLİT YETKİNLİKLER

EFA 2009 Küresel İzleme Raporu. Eşitsizliklerin Üstesinden Gelmek: Yönetişim. EFA Hedeflerindeki İlerleme ve Önemli Noktalar

Öğrenciler 2 yıllık çalışma sürecinde;

Yeni ilkokullar. - reformla ilgili kısa rehber. Yeni ilkokullar - reformla ilgili kısa rehber 1

MİLLÎ EĞİTİM UZMAN YARDIMCILIĞI GÜNCELLENMİŞ TEZ KONULARI LİSTESİ

Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü ÇİN HALK CUMHURİYETİ. HAZIRLAYAN: Dr. Recep ALTIN

CP PT-COMENIUS-C21

Okul Temelli Mesleki Gelişim Nedir?

Elektrik Mühendisliğine Giriş (EE 234) Ders Detayları

İçeriği, Amacı, Tarihsel Gelişimi ve Yapılan Değişiklikler [değiştir]

EFA 2008 Küresel İzleme Raporu e Kadar Başarabilecek miyiz? Önemli Noktalar

İÇİNDEKİLER. Karşılaştırmalı Eğitim Nedir?... 1 Yabancı Ülkelerde Eğitim... 4 Uluslararası Eğitim... 5 Kaynakça... 12

Matematik Başarısında Dünya Ülkeleri İçerisinde Türkiye nin Konumu: TIMSS * Verileri

Yapay Zeka (MECE 441) Ders Detayları

2017 LYS: Tercihler Kalite ve İstihdam Odaklı

1,2 1,2 1,2 1,2 DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS KÜRESEL VE BÖLGESEL SİYASET II KBS Ön Koşul Dersleri - Türkçe

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

İKTİSAT LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

Tez Konularında Özel Çalışmalar (MECE 598) Ders Detayları

İKTİSAT YÜKSEK LİSANS PROGRAM BİLGİLERİ

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası

LÜTFEN KAYNAK GÖSTEREREK KULLANINIZ 2013

Öğrencilerin Üst Düzey Zihinsel Becerilerinin Belirlenmesi. Öğrenci Portfolyoları

I. GİRİŞ II. UZAK HEDEFLER

TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM

İNSANİ GELİŞMEYİ SÜRDÜRMEK:! EĞİTİM VE İŞGÜCÜ PİYASASI GÖSTERGELERİ İTİBARİYLE TÜRKİYE NİN PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ!

DANİMARKA DA ZORUNLU EĞİTİM, GENEL VE MESLEKİ ORTA ÖĞRETİM, TEMEL MESLEKİ EĞİTİM VE YETİŞKİN EĞİTİMİ

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

Kısaca İçindekiler. KISIM I: Sosyal Bilgilere Giriş. KISIM II: Sosyal Bilgiler Öğretimin Temelleri

Ülkelere göre öğretmen yetiştirme modelleri

DOĞURGANLIĞI BELİRLEYEN DİĞER ARA DEĞİŞKENLER 7

Yerel Yönetimler ve Kentsel Politikalar (KAM 403) Ders Detayları

SAĞLIKLI ŞEHİR YAKLAŞIMI

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

MANİSA CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU

ÖĞRENCİLERİN BİLGİ VE BECERİLERİNİ ULUSLARARASI DÜZEYDE DEĞERLENDİREN PROGRAM: PISA

Mezuniyet Projesi (CEAC 404) Ders Detayları

KÜRESEL OTOMOTİV OEM BOYALARI PAZARI. Bosad Genel Sekreterliği

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

Termodinamik ve Isı Aktarımı (MECE 310) Ders Detayları

GÖKKUŞAĞI KOLEJİ ÖZEL ÖĞRETİM İHTİYAÇLARI POLİTİKASI

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

2012, Novusens

Rekabetçilik İçin Kaliteli Eğitim Şart

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

Çağdaş Yapı Malzemeleri (MMR 353) Ders Detayları

Enerji Etkin Yapı Tasarımı I (MMR 371) Ders Detayları

Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü. Bilgisayar Mühendisliği

EU.EM.NET Project W.P 2 Đyi Uygulamalar El Kitabı

Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Doktora Programı Bologna Bilgi Paketi

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

İTALYA DA ZORUNLU EĞİTİM, GENEL VE MESLEKİ ORTA ÖĞRETİM, TEMEL MESLEKİ EĞİTİM VE YETİŞKİN EĞİTİMİ

Medya ve Siyaset (KAM 429) Ders Detayları

NO 9 Bağıntısız gençler için medya lab yöntemleri etkileşimli araç

Akıllı Mekatronik Sistemler (MECE 404) Ders Detayları

R KARLILIK VE SÜRDÜRÜLEB

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

Amaç. Octopus Program, InoTec Akademi uzmanlarının on yılı aşan tecrübesi ile hazırladığı, bir uzmanlık seviyesi belirleme ve geliştirme programıdır.

Mimari Anlatım Teknikleri II (MMR 104) Ders Detayları

MBA MBA. İslami Finans ve Ekonomi. Yüksek Lisans Programı (Tezsiz, Türkçe)

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

DEĞERLER EĞİTİMİ (Teorik Çerçeve) Yrd. Doç. Dr. Mahmut ZENGİN Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı ORTAÖĞRETİM ÖBBS RAPORU 2009 (ÖĞRENCİ BAŞARILARINI BELİRLEME SINAVI)

Eğitimin Ekonomik Temelleri

Sosyal Bilimler Enstitüsü. Beden Eğitimi ve Spor (Ph.D) 1. Yarı Yıl

Bilişim Teknolojilerinde Yenilik ve Girişimcilik (ISE 432) Ders Detayları

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

Enerji ve İklim Haritası

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü. Mesleki Gelişim Programı

KÜRESELLEŞEN DÜNYADA EĞİTİMİN KÜRESELLEŞMESİ

İçindekiler. ÜNİTE bir Üstün Zekâlı Öğrencileri Anlamak 1. Üstün Zekâlı Öğrenciler Kimlerdir? 3. Üstün Zekânın Gelişimi 35. Ön Söz xvii. 2.

PISA 2009 Sonuçlarına İlişkin Bir Değerlendirme

Eğitim Bilimleri Enstitü Müdürleri Çalıştay Raporu

ÇORLU MESLEK YÜKSEKOKULU GELENEKSEL EL SANATLARI PROGRAMI FAALİYET RAPORU

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi

Mühendislik Ekonomisi Analizi (IE 305) Ders Detayları

TÜRKĠYE YÜKSEKÖĞRETĠM YETERLĠLĠKLER ÇERÇEVESĠ-PROGRAM YETERLĠLĠKLERĠ-TEMEL ALAN YETERLĠLĠKLERĠ ĠLĠġKĠSĠ

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi

EĞĠTĠM TEKNOLOJĠLERĠNDE TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNDE MÜFREDAT REFORMU Öğretim Programlarını 21 inci Yüzyıl Becerileri için Yeniden Şekillendirmek

BELGESİ. YÜKSEK PLANLAMA KURULU KARARI Tarih: Sayı: 2009/21

Yaşam Temelli Öğrenme. Yazar Figen Çam ve Esra Özay Köse

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

BAYBURT ÜNİVERSİTESİ BOLOGNA SÜRECİ (Program Tanıtımı ve Program Çıktıları)

İş Yaşamı İçin İletişim Becerileri II (ENG 302) Ders Detayları

STRATEJİ TASARIMINDA RİSK YÖNETİMİ

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı. Okullarda garip şeyler oluyor İstanbul, 8 Nisan 2014

GELİ Şİ M PLANİ

Dünya da ve Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliği

Tarih Boyunca Kent, Ticaret, Mekan (MMR 446) Ders Detayları

21. YÜZYIL BECERİLERİ

Eğitim Yönetimi ve Denetimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı (5 Zorunlu Ders+ 6 Seçmeli Ders)

SINIF ÖĞRETMENLİĞİ LİSANS PROGRAMI DERS KATALOĞU ( )

Transkript:

5 Çifte Zorluklara Yanıt Vermek: Müfredat ve Değerlendirme Eğitimin kanunlar tarafından düzenlenmesi ve devlete ait bir iş olması gerektiği inkar edilemez, ancak kamu eğitiminin niteliğinin ne olması ve gençlerin nasıl eğitilmesi gerektiği sorularının da dikkate alınması gerekmektedir. Mevcut durumda konular arasında uyuşmazlıklar vardır. Bunun nedeni insanoğlunun nelerin öğretilmesi, erdemlere mi yoksa iyi yaşama mı bakılması gerektiği konusunda hiçbir zaman anlaşmaya varamamış olmasıdır. Ayrıca eğitimin entelektüel veya ahlaki erdemlerden hangisine daha çok önem verdiği de tam olarak belli değildir. Mevcut uygulama şaşırtıcıdır; hiç kimse hangi prensibe bağlı olarak ilerlememiz gerektiğini bilmemektedir Eğitimimizin amacı yaşamda faydalı olan mı, erdem mi, yoksa daha fazla bilgi mi olmalıdır; bu seçeneklerin üçü de kabul görmektedir. -Aristo, Politika, B. VIII Yüksek kaliteli ve uygun orta öğretime erişim için hızla artmakta olan talep, tüm orta okul sistemlerini karşılık vermeye ve kendilerini duruma uyarlamaya zorlamaktadır. Orta öğretim bir çok ülkede çok büyük boyutlu ve neredeyse evrensel bir hal almaktadır, fakat bu durum gittikçe artan ve içinden çıkılamaz zorluklara yol açmaktadır. Bu ve bundan sonraki bölümde orta öğretime erişimin genişletilmesi ve aynı zamanda kalite ve uygunluğunun artırılması şeklindeki çifte zorluğa dört adet ayrı, ancak birbiri ile bağlantılı sorun kümesi açısından verilecek yanıt üzerinde durulmaktadır: a) müfredattaki değişiklikler, b) okul dışı sınavlar veya devlet sınavlarının rolünden başlamak üzere orta öğretimde izleme ve değerlendirme politikalarının değişmekte olan rolü, c) orta öğretim öğretmenlerinin mesleki gelişimleri, ve d) orta öğretim okullarında bilgi ve iletişim teknolojilerinin (ICT) sunumu ve kullanımı. Bu dört sorun kümesinin seçilme nedeni, çifte zorluklara verilen yanıtlar üzerindeki önemli etkileri ve dünyadaki çağdaş orta öğretim reform çabalarının bunlar üzerinde odaklanmış olmasıdır. Ayrıca dikkate alınması gereken başka faktörler ve politika konuları da mevcut olup, bunlara bu kitabın diğer bölümlerinde değinilmiştir. 76

ÇİFTE ZORLUKLARA YANIT VERMEK 77 Müfredat Öngörülen ve Uygulanan Bilgi ekonomisi bağlamında değişmekte olan çalışma şekilleri, müfredat bilgisinin seçilmesi organize edilmesi ve sıraya koyulmasında radikal yeni yaklaşımların oluşmasına yol açmaktadır. Ayrıca, tüm eğilimler içinde değer verilen bilgiye erişimin demokratikleştirilmesine ve sosyal sermayenin oluşturulmasına daha fazla önem verilmesi, gençlik sorunlarının ve ergenlik çağındakilerin nasıl öğrendiklerinin daha iyi anlaşılması ve eğitim dünyasının gittikçe birbirinin içine gren araştırma alanlarına doğru gelişmesi gibi bazı eğilimler orta öğretimde müfredat bilgilerinin düzenlenme şekillerini etkilemektedirler. Bunun sonucu olarak okul bilgisinin yeni biçimleri ortaya çıkmaktadır. Bu gelişme müfredata odaklanma ve önem verme konularında yeni bir denge gerektirmeyi ve müfredat temelli bir reformu zorunlu kılmaktadır. Halen öğretilmekte olan konular ile küreselleşmiş bir dünyada bireylerin ve ülkelerin rekabet gücüne kavuşmaları için gerekli olan bilgi ve beceriler arasında bir bilgi açığı olduğu genel olarak iddia edilen bir husustur. Ayrıca, eğitimsel deneyim genelinde öğrenmenin teorik ve uygulamaya ilişkin unsurlarının ve biçimlerinin birbirleri ile daha fazla iç içe olmaları konusunda güçlü bir talebin mevcut olduğu da söylenmektedir. Teori ve pratik ile genel ve mesleki eğitimin bir araya gelmesi, öğrencilerin zorunlu eğitim süresinde ve zorunlu eğitim sonrasındaki sürelerde öğretim ve iş ile ilgili tüm fırsatlardan yararlanmalarını sağlayacaktır. Özellikle orta öğretimde diğer nedenlerin yanı sıra resmi öğretim sistemlerinin iç mantığı nedeniyle ortaya çıkan müfredat genişlemesinden dolayı gerilim artmıştır. Bu eğilim, daha çok bilgi türünün sosyal, politik ve ekonomik olarak müfredata uygun hale gelmekte olduğu ve müfredat içinde yer alacağı anlamına gelmektedir. Prensip olarak, 21 inci yüzyıl toplumlarında bilginin gittikçe önem kazanan rolüne verilen tek yanıt zorunlu öğretim süresinin arttırılması olmuştur. Şu anda karşılaşılan zorluk, orta öğretime erişimin genişletilmesi ve aynı zamanda herkese yüksek kalitede uygun öğretim fırsatları sağlanmasıdır. Orta öğretime olan talebin hızlı bir biçimde artmakta olduğu dikkate alındığında bu tür bir genişlemenin mali etkilerinin çok büyük olacağını söylemeye gerek yoktur. Orta Dereceli Okul Müfredatının Dayanılmaz Uygunsuzluğu Günümüzde bir çok ülkede, hem yetişkinler ve hem de gençler orta öğretim müfredatının son derece yetersiz olduğu görüşünü paylaşmaktadırlar (Abelmann 2001, Levy ve Murnane 2001). Gençler için iş imkanlarının kötüleşmesi, diploma ve belgelere önem verilmesi sonucu doğan rekabet ve müfredatların yetersiz olduğu konusundaki algılamalar, öğretim kurumlarının günlük alışılmış gidişatına yansımakta ve duyarsızlığa, okula karşı hoşnutsuzluğa ve öğrenciler arasında toplum karşıtı davranış biçimlerine yol açmaktadır (bakınız bölüm 2). Bu durum, karşı karşıya kaldıklarında nasıl davranacaklarını bilme konusunda hiçbir eğitim almadıkları yeniliklerle ve zorluklarla karşılaştıklarında ne yapacaklarını bilemeyen öğrenciler ve öğretmenler arasında suç ortaklığına bile yol açabilir.

78 FIRSATLARI GENİŞLETMEK VE YETKİNLİKLER OLUŞTURMAK Gelişmekte ve geçiş döneminde olan ülkelerin çoğunda orta öğretim müfredatı son derece soyuttur ve sosyal ve ekonomik ihtiyaçlara yabancı kalmaktadır. Müfredat, hemen hemen tümüyle bu ülkelerin çoğunda koloni güçleri tarafından başlatılmış olan ve halen üniversitelere ve seçkin mesleki görevlere erişimin anahtarı olmaya devam eden sonuçları öğrencinin geleceği konusunda önemli kararlar alınmasına belirleyici devlet sınavları tarafından yönlendirilmektedir. Orta öğretim müfredatında gerçeğe yönelik, bağlamsallıktan çıkarılmış özet bilgi yer almaktadır, bu bilgilerin kıt öğretim ve iş imkanlarının bulunduğu ortamlarda seçici amaçlar için kullanılmaya devam edilmesi, orta öğretim öğrencileri arasında okulu terk etme ve sınıfta kalma oranlarının yüksek olmasına yol açmaktadır. Orta öğretim müfredatının yerel uygunsuzluğu orta öğretimin müfredat reformu yoluyla başarılı bir şekilde genişletilmesinin önündeki en büyük engellerden birini teşkil etmektedir. Müfredatın uygunluğu orta öğretim mezunlarının kalitesini arttırma ve bunun yanı sıra gençleri okulda tutabilme için gerekli olan bir koşuldur. Buna rağmen orta öğretim müfredatı, bir çok toplumda esnek bir kültürel eserdir ve onu anlamlı ve sürdürülebilir bir şekilde değiştirebilmek için Beyaz Kitaptan ve uzman gruplardan çok daha fazlası gerekir. Benavot (2004) tarafından gerçekleştirilen ve Dünya Bankası ile Uluslar arası Eğitim Bürosu nun (IBE) ortak sponsorluğunu yaptığı bir çalışma olan ulusal orta öğretim müfredatının karşılaştırmalı analizi, aşırı müfredat istikrarı ile ilgili olarak ikna edici kanıtlar sunmaktadır. Çağdaş geçmişte okul müfredatında ve özellikle orta öğretim seviyesinde önemli değişiklikler olması beklenen bir dönem varsa bu 1985 ile 2000 yılları arasındaki dönemdir. Bu yıllarda bir çok ülkede ve bölgede kitlesel orta öğretimin ortaya çıktığı görülmüş ve ayrıca bu dönemde bilgi toplumu bilinci ve özellikle öğretim sistemleri üzerinde küreselleşme etkisi oluşmuştur. Şekil 5.1 Bölgelere Göre 7. ve 8. Sınıflar için Müfredatla İlgili Alanlara Ayrılan Toplam Eğitim Süresinin Ortalama Oranı, 1985 ve 2000 Yüzde Yüzde

ÇİFTE ZORLUKLARA YANIT VERMEK 79 Şekil 5.1 Devamı Latin Amerika ve Karayipler Doğu Asya ve Pasifik Alt Sahra Afrikası Orta Doğu ve Kuzey Afrika Güney Asya Avrupa ve Orta Gelişmiş Sanayileşmiş Ülkeler Toplam Asya Kaynak: Benavot dan uyarlanmıştır (2004). Not: Şekilde kullanılan 10 müfredat alanı aşağıda belirtilen okul konularını ihtiva etmektedir: DİL: Dil eğitimi; ulusal, resmi, yerel ve yabancı dillerde öğretimi ve edebiyatı içerir. MATEMATİK: Matematik; matematik ile ilgili tüm konuları kapsar. FEN: Fen bilimi; bütün genel fen bilimi konuları (örneğin, doğal, fiziksel) ile kimya, biyoloji ve fizik konularını da içerir. BİLGİSAYAR TEKNOLOJİSİ; Uygulamalı bilim; bilgisayarları ve teknolojik konuları içerir. SOSYAL BİLİMLER; Sosyal Bilimler; sosyal çalışmaları, tarih, coğrafya, sosyal bilimler, çevre çalışmaları, yurt bilgisi ve vatandaşlık eğitimini içerir. DİN VE AHLAK: Dini ve ahlaki öğretim; ahlak bilimi. SANAT: Estetik eğitim; resim, müzik, dans, şarkı söyleme ve el işlerini içerir. SPOR: Spor ve beden eğitimi. BECERİ: Sağlık eğitimi, hijyen, tarım, el becerisi, meslek eğitimi, ev işleri bilimi ve yaşam becerileri gibi konular. DİĞER: Tüm geriye kalan konular özellikle seçmeli dersler ve gerekli seçmeli konular. Buna rağmen 1985 ve 2000 yıllarında alt orta öğretimdeki çeşitli müfredat alanlarına tahsis edilen toplam öğretim sürelerinin oranları karşılaştırıldığında (bakınız şekil 5.1), genel müfredat değişikliğinin dünyanın her bölgesinde beklenenden çok daha mütevazı ve kısıtlı olduğu görülmektedir.

80 FIRSATLARI GENİŞLETMEK VE YETKİNLİKLER OLUŞTURMAK Aslında her ana müfredat alanı için ayrılan ortalama zaman bütün bölgelerde hemen hemen değişmeden kalmıştır. Zaman içindeki ilginç eğilimleri belirleyebilmek için kişinin en az merkezi olan müfredat alanlarına bakması gerekmektedir. Birinci ve muhtemelen en belirgin olan değişiklik, çoğunlukla mesleki eğitim içeriğini üst orta öğretim seviyesine kadar erteleme eğilimini yansıtan beceri ile ilgili müfredat alanındaki azalmadır. İkincisi, Afrika dışındaki tüm bölgelerde seçmeli derslere veya mecburi seçmeli derslere tahsis edilen zaman (şekil 5.1 de Diğer başlığı altında listelenmiştir) artmış olduğundan, bireyselleştirilmiş ve öğrenci merkezli öğretim için daha fazla müfredat çeşitliliği ve esnekliği ile daha fazla fırsatın varlığını yansıtmaktadır. Üçüncüsü, mütevazı ancak önemli olan bir değişiklik olan teknoloji ve ICT öğretimindeki artış, muhtemelen 21 inci yüzyılın ilk on yıllık döneminde artmaya devam edecek olan bir eğilimdir. Üstbilişsel Sermaye ve Yaratıcı Sermaye Oluşturmak Çok muhafazakar olan ve ortaçağ dönemini hatırlatan orta öğretim okul müfredatı devam etmekte ve 21 inci yüzyılda varlığını ısrarla sürdürmekte olup, bireyler, toplumlar ve tüm ülkeler için gelecekteki fırsatlar bağlamında çok büyük değişiklikler göstermektedir. 21 inci yüzyılda var olan iş gücü, endüstriyel üretimle gittikçe daha az ilgilenmekte olup, hizmetler, fikirler ve iletişim konularına gittikçe artan bir biçimde ağırlık vermektedir. Ayrıca, dünyanın en ücra köşelerinde bulunanlar da dahil olmak üzere ergenlik çağında olanlar ve gençler güçlü bir medya etkisi altındadırlar ve küresel gençlik kültürünün bir parçası haline gelmişlerdir. Buradaki zorluk, bireyleri ve ülkeleri bilgi yoğun ekonomilere ve küreselleşmiş bir dünyaya uyum sağlayacakları ve başarı gösterecekleri şekilde konumlandırabilecek üstbilişsel sermayenin oluşturulmasıdır. Üstbilişsel kabiliyetlere ve becerilere önem verilmesinin anlamı düşünmeyi öğrenmenin ve öğrenmeyi öğrenmenin öncelik haline gelmesi demektir. Üstbilişsel beceriler aşağıda belirtilenleri gerçekleştirme yeteneklerini içerir: Resmi ve gayrı resmi öğrenimi, anlatımsal bilgiyi ( bir şeyi bilmek ) ve yönetimsel bilgiyi (know-how) entegre etmek, Bilgi dolu bir dünyada, bilgiye erişmek, seçmek ve değerlendirmek, Tam anlamıyla bilişsel süreçlerin ötesinde anlayış şekillerini geliştirmek ve uygulamak, Bireysel olarak ve ekip halinde etkin bir şekilde çalışmak ve öğrenmek, Katılımcı ve aktif vatandaşlık becerilerini kullanarak ihtilaflar ile yüzleşmek, bunların biçimlerini değiştirmek ve barışçıl çözümler bulmak, Bilgiyi yaratmak, sırasını değiştirmek ve aktarmak, Belirsiz koşullar, tahmin edilemeyen sorunlar ve öngörülemeyen durumlar ile uğraşmak, Kendini iş piyasasında nasıl konumlandıracağını öğrenme ve uygun öğretim ve eğitimi seçme ve alma yolu ile birden fazla kariyer ile başa çıkabilmek.

ÇİFTE ZORLUKLARA YANIT VERMEK 81 İş gücü piyasasında artan rekabet ve ekonomik durumlardaki hızlı değişiklik, yaratıcı ve yenilikçi fikirler üretebilen, esnek olan ve iş yaşamları boyunca kariyer yollarını bir çok kereler değiştirmeyi uman insanlara ihtiyaç duyulmasına neden olmuştur. Bu gelişme, OECD ülkelerindeki hükümetlerin yaratıcı sermaye oluşturulmasına çok değer vermelerine ve müfredatlarda ve öğretim yöntemlerinde uygun reformlar yapmalarına yol açmıştır (Dünya Bankası 2003d). Örneğin, şimdilerde yaratıcılığa ve kültürel gelişmeye önemli katkıda bulundukları düşünülen sanat dallarına çağdaş orta okul müfredatında gittikçe artan bir biçimde yer verilmektedir. Tam olarak bu tür beceriler ve yetkinlikler bilgi toplumlarında gittikçe daha fazla talep görmekte ve bunların devamlı olarak gelişmesi ve elde edilmesi, genelde öğretim ve eğitim sistemleri ve özelde orta öğretim için kalıcı bir zorluk oluşturmaktadır. ABD iş gücü piyasasında yapılan işler için gerekli olan beceriler konusunda Levy ve Murnane tarafından yürütülen bir araştırma (2004) gerçekleri açığa çıkartmıştır. Yazarlar, günümüzde iş gücü tarafından yerine getirilen görevleri beş ana kategoriye ayırmışlardır. Uzman düşüncesi. Bilinenin dışında belirtiler gösteren bir hastanın hastalığına teşhis koymak gibi kurala bağlı çözümleri olmayan sorunları çözmek, Karmaşık iletişim. Bilgiyi elde etmek, bunu açıklamak, veya faaliyetler üzerinde yaratacağı etkiler konusunda başkalarını ikna etmek için diğer kişiler ile karşılıklı iletişime girmek; örneğin, bir müdürün denetimi altındaki kişileri teşvik etmesi. Rutin bilişsel görevler. Gider raporlarının tutulması gibi mantıksal kurallar ile açıklanabilen zihinsel görevler Elle Yapılan Rutin Görevler: Otomobil montaj tesislerinde yeni araçlara ön cam takılması gibi kurallar kullanılarak iyi bir biçimde tarif edilebilen fiziki görevler Elle Yapılan Rutin Olmayan Görevler. Optik tanım ve ince kas kontrolü gerektirdiği için bilgisayara uyarlanması zor olan ve eğer-öyleyse-yap şeklindeki kural dizileri izlenerek iyi bir şekilde tanımlanamayan fiziki görevler; örneğin, bir kamyonu sürmek. ABD iş gücü piyasasındaki her tür görevin eğilimleri Şekil 5.2 de gösterilmiştir. Uzman düşüncesi ve karmaşık iletişim gerektiren görevlerde 1970'ler, 1980'ler ve 1990'larda düzenli artışlar görülmüştür. Rutin bilişsel görevler veya elle yapılan rutin görevler gerektiren işlerde istihdam edilen iş gücünün payı 1970'lerde sabit kalmış ve sonraki yirmi yıllık dönemde azalmıştır. Son olarak elle yapılan rutin olmayan görevler gerektiren işlerde istihdam edilen iş gücünün payı bu süre içinde azalmıştır. Müfredat bilgisinin seçilmesi, organize olması ve sıralanması için kullanılan mevcut yaklaşımların metodoloji ve pedagoji üzerinde önemli etkileri vardır. Üstbilişsel ve yaratıcı sermayenin oluşturulmasına duyulan ihtiyaç, etkileşimli öğretme yöntemleri ve aktif öğrenmenin, olay bazında eğitimin, simülasyonların ve ekip projelerinin kısacası soruna

82 FIRSATLARI GENİŞLETMEK VE YETKİNLİKLER OLUŞTURMAK Şekil 5.2 Rutin Ve Rutin Olmayan Görev Girdisinin Ekonomik Tedbirleri, Amerika Birleşik Devletleri,1969-1998 (1969 = 0) Uzman Düşüncesi Karmaşık İletişim Yüzde Değişim Elle Yapılan Rutin Elle Yapılan Rutin Olmayan Rutin Bilişsel Kaynak: Levy ve Murnane den alınarak çoğaltılmıştır (2004), 50, Şekil 3.5 Not: Her eğilim söz konusu görevi gerektiren işlerde istihdam edilen kişilerin sayısındaki değişiklikleri yansıtmaktadır. Karşılaştırmayı kolaylaştırmak için, Amerikan ekonomisinde her görevin önemi referans yılı olan 1969 yılı için ile sıfır olarak alınmıştır. Takip eden her yıl için belirtilen değer ekonomide her bir tip görevin değişen öneminin yüzde cinsinden ifadesidir. yönelik müfredatın gittikçe daha hakim duruma gelişinden anlaşılmaktadır. Bir çok pedagojik buluş ve yaklaşımların üniversitelerden alınmış olmaları nedeniyle akademik araştırmanın ve yüksek öğretimin etkisi burada da görülmektedir. Sosyal Sermaye Oluşturmak, Sosyal Çelişkiyi Önlemek ve Birlikte Yaşamayı Öğrenmek Orta öğretim müfredatının uygunsuzluğu, okul ile gençlik kültürü arasında genişlemekte olan ve okulun gençler için yeteri kadar çekici olmadığı ve onların ihtiyaçlarına etkin bir biçimde cevap veremediği bir dereceye ulaşan açığa katkıda bulunmaktadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde (Her ne kadar bu ülkelerin çoğunda kütlesel orta öğretim sistemi bulunmakta ise de), bu açık, gençler arasında okul karşıtı kültürlerin ve toplum karşıtı davranışların ortaya çıkmasına ve öğrencilerde orta öğretim yaşamına karşı genel bir ilgisizlik oluşmasına neden olmaktadır (OECD 2003d). Modern toplumlarda insanların hem bireysel ve hem de toplu halde yaşamaları ve işe katkıda bulunmaları ihtiyacı ışığında yurttaşlık bilgisinin ve yaşam becerilerinin artmakta olan önemi, vatandaşlık eğitiminin orta öğretim müfredatı içine dahil edilmesine yol açmıştır. Orta öğretime (en azından alt orta öğretime) evrensel erişimin dünya çapında bir amaç olduğunu göz önünde bulundurulduğunda, orta okulların, sosyal ve politik çelişkileri önleme, ele alma ve bunlarla başa çıkma rolleri çok fazla önem kazanmaya başlamıştır.

ÇİFTE ZORLUKLARA YANIT VERMEK 83 Her bir temel alanın müfredatı, bilginin uluslar arası boyutları ve çevresel etkileri ile bilimsel düşüncenin ahlaki yönleri ve çağdaş dünyada teknolojinin kullanılması başta olmak üzere tarihi ve kültürel geçmişi ve sosyal uygulamaları dahil edecek şekilde zenginleştirilmektedir. Beden eğitimi geleneksel olarak erkek çocukları için askeri eğitim olarak düşünülürken kız çocuklarına verilmiyordu. Bu yaklaşım, duygusal beceriler ile hareket ve açık hava faaliyetlerinin verdiği mutluluk ile yakın etkileşimde olan daha kapsamlı beden eğitimi ve öğretimi ile yer değiştirmektedir. Spor uygulaması müfredat dışı isteğe bağlı faaliyet olma yerine okul yaşamının bir parçası haline gelmiş ve yeni konular (uyuşturucular, alkol ve tütün ile ilgili bilgiler; cinsel eğitim; HIV/AIDS'in önlenmesi ve beslenme gibi) öğrencilere sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyebilmeleri için gerekli olan bilgi ve beceriyi sağlayacak çapraz müfredat konuları olarak başlatılmıştır. Genel ve Mesleki Müfredat arasında Değişen ve azalan Sınır Ülkelerin Orta öğretim reformuna yaklaşımları ne kadar farklı olursa olsun, genel ve mesleki programlar arasındaki denge ve müfredat içeriği devamlı surette her politika seçiminin çekirdeğini oluşturmuştur. Karar vericiler, mesleki sektörün optimal büyüklüğünü belirlemek, mesleki orta öğretim bölüm veya okullarının çıkmaz sokaklar haline gelmediğinden emin olmak ve mezunların iş gücü piyasasına rahat ve başarılı bir şekilde geçişlerini sağlamak amacıyla meslek programlarında doğru müfredat seçimlerini yapabilmek gibi konularla çok uzun süre uğraşmışlardır. Tablo 5.1 de sunulan geniş kapsamlı tarihi ve küresel durum incelemesi, orta öğretimde akademik-mesleki denge için yeni yönler ve çözümler oluşturan uzun vadeli eğilimle ilgili kanıt sunmaktadır. Yapısal açıdan, orta öğretimin tarihsel modelleri geçmişte ve halihazırda bölümlere, müfredat uzmanlaşmalarına ve hatta tamamen farklı kurumsal modellere ayrılmıştır. Bu nedenle, genel (çoğunlukla akademik) orta öğretim genellikle mesleki orta öğretim bölümleri veya ihtisaslaşmış okullar, öğretmen eğitim bölümleri, spor veya güzel sanatlar konusunda uzmanlaşmış kurumlar ve bazı belirgin bölgelerde ve ülkelerde din ve din bilimi okulları ve kabiliyetli olanlar için özel okullar ile birlikte var olmuştur. 1960'larda ve hatta 1980'lerde büyük oranlarda bölümlere ayırma açık bir kural iken, tablo 5.1 de yer alan veriler, 2000 yılına gelindiğinde orta öğretim müfredatlarında bölümlere ayırma veya kesimlere bölmenin azaltılması yönünde dünya çapında bir eğilim olduğunu göstermektedir. Bu eğilim, dünyadaki ülkelerde orta öğretim zorunlu ve gittikçe artan bir biçimde evrensel hale geldikçe daha da önem kazanmaktadır. Orta öğretimin geçmiş kırk yıllık dönem boyunca yapısal olarak birleşmesi genel ve mesleki öğretim arasında yenilenmiş ve sürekli değişen bir dengeye yol açmıştır.

Tablo 5.1 Bölgelere Göre Seçilmiş Eğitim Alanlarında Orta Öğretim Düzeyinde Çalışma Sağlayan Ülkelerin Yüzdeleri, 1960'lar, 1980'ler ve 2000 Akademik/Genel Mesleki/Teknik veya Teknolojik Öğretmen Eğitimi Dini/Din Bilimi Eğitimi Diğer 1960 1980 2000 1960 1980 2000 1960 1980 2000 1960 1980 2000 2000 Latin Amerika ve Karayipler 100 100 100 96 85 93 86 38 17 20 3 0 10 Doğu Asya ve Pasifik 100 100 100 92 86 87 67 36 7 25 29 13 7 Alt Sahra Afrikası 100 100 100 100 98 84 93 54 13 29 9 0 8 Orta Doğu ve Kuzey Afrika 100 100 100 100 100 94 93 53 12 43 56 41 29 Güney Asya 100 100 100 100 75 75 75 38 0 25 50 0 13 Avrupa ve Orta Asya 100 100 100 100 100 96 88 44 4 0 13 0 15 Gelişmiş Sanayileşmiş Ülkeler 100 100 100 92 96 85 46 15 19 39 23 4 19 Ortalama 100 100 100 97 92 89 77 40 12 29 21 6 14 Kaynak: Benavot 2004. Not: Ülke kapsamı şu şekildedir: 1960'lar için 105 ila 116 ülke; 1980'ler için 141 ila 159 ülke; 2000 için 160 ila 162 ülke. a. Genel olarak güzel sanatlarda, müzik ve sporda uzmanlaşmış okullara atıfta bulunmaktadır. 84 GENÇLER İÇİN FIRSATLARI GENİŞLETMEK VE YETKİNLİKLER OLUŞTURMAK

ÇİFTE ZORLUKLARA YANIT VERMEK 85 Ayrıca bu durum orta öğretim sonrası kurumların veya yüksek öğretim kurumlarının bünyesinde oluşturulabilen öğretmen eğitimi, ihtisaslaşmış okullar ve dini ve din bilimi okulları gibi eğitimin bazı başka kesimlerinin iyileşmesini sağlamıştır. Tablo 5.1'de yer alan ve mesleki ve teknolojik öğretim alt sektörlerini belirleyen verileri yorumlamak yanıltıcı olabilir. Birçok ülkenin bu tür düzenlemelere sahip olmalarına rağmen, genelde kurumsal olarak farklı orta mesleki okullardan ve programlardan uzaklaşma yönünde bir hareket görülmektedir. Ancak okulların çoğu uçbirim (iş gücü yönlendirmeli) özelliklerini kaybetmişler ve geleneksel olarak genel akademik sektör ile bağdaştırılan unsurlara sahip olmuşlardır. Diğer okullar ise teknik veya teknolojik programlar olarak yeniden tanımlanmak suretiyle daha iyi hale getirilmişlerdir. Sonuç olarak, her iki durumda da ulusal üniversite giriş sınavlarına katılmak isteyen veya orta öğretim sonrası eğitim çerçevesi içinde yer almak isteyen öğrenciler üzerine daha önce koyulmuş olan kısıtlamalar yürürlükten kaldırılmıştır. Bu önlem, mesleki seçeneklerin düşük prestijli ve sonuçsuz olduğu konusundaki toplum algılamalardan kurtulmak açısından son derece önemlidir. Kitlesel orta öğretime doğru yapılan ilerleme ve bilginin toplumun temel ekonomik kaynağı olması ile birlikte, günümüzdeki müfredat sorunları orta öğretim mezunlarına mesleki becerilerin nasıl verilmesi gerektiğinden ziyade, temel mesleki içeriğin genel müfredata nasıl ilave edilebileceği yönüne dönüşmüştür. Yeni tartışmaların merkezinde hangi okul konularının mesleki açıdan uygun olduğunun yeniden tanımlanması vardır. Geleneksel olarak hepsi bütünüyle akademik ve koleje hazırlık konuları olarak görülen fen bilimi, matematik, İngilizce ve felsefeye olan talep bunların kariyer ve işe uygun olmaları nedeniyle artmaktadır. Bu değişim, genel ve mesleki orta öğretim arasındaki daha önceden iyi bir biçimde belirlenmiş sınırı belki de geriye dönülmez bir şekilde bulanık hale getirmiştir. Kritik ikilem ve orta öğretim seviyesinde mesleki ve genel öğretim arasında geleneksel olarak bozulması zor olan denge, bir uzlaşma noktasına gelmekte ve bir anlamda varlıklarını yitirmektedirler. Mesleki olarak yönlendirilmiş beceriler ve yetkinliklere çok önem veren orta öğretim müfredatları vasıtasıyla mezunların iş gücü piyasasına uygunluğunu kararlı bir biçimde arttırmak isteyen ülkeler bile, aynı zamanda güçlü ve güncelleştirilmiş bir genel içeriğin müfredatın temel bileşeni olarak kalmasını sağlama eğilimindedirler. Bu yeni denge, eğitimle ilgili karar vericilerin tümünün ele alması gereken aşağıdaki temel sorunun en iyi cevabı olabilir: Hangi müfredat öğrencileri belirsiz bir geleceğe daha iyi hazırlayacaktır? Geçen son yirmi yıllık dönemde, dünyadaki orta öğretim seviyesindeki reformların amaçlarından biri, en geleneksel müfredat alanlarından başlamak suretiyle her türlü bilginin uygulama boyutu üzerinde durmak olmuştur. Bu amaç, orta öğretim müfredatının ve öğrenciler tarafından edinilen beceri ve yetkinliklerin kısa vadede sona ermelerini önlemek açısından büyük önem taşımaktadır. Ancak genel orta öğretim müfredatının özellikle üst orta öğretim seviyesinde mesleki hale dönüştürülmesi kolay olmamıştır. Orta öğretim müfredatının derin tarihi kökleri ona gerçekte soyut ve disipline dayalı bir biçim kazandırmıştır ve tanım itibarıyla soyut bilginin uygulanması zordur.

86 FIRSATLARI GENİŞLETMEK VE YETKİNLİKLER OLUŞTURMAK Bununla birlikte, orta öğretim müfredatı daha fazla çeşitlenmekte ve bir şekilde de daha fazla kaynaktan faydalanılmakta, disiplin temelli olmayan geçerli müfredat bilgisi ile ilgili yeni kaynaklar eklenmektedir. Bu durum aynı zamanda talep yönlü baskıların yarattığı bir sonuçtur. Öğrenciler istihdam imkanlarını artıracak seçimleri çok iyi bildikleri için, orta öğretimde akademik eğitim alan öğrencilerin çoğu yüksek öğrenime doğru giden genel bölümde eğitimlerini genişletmek ve becerilerinin çeşidini arttırmak amacıyla mesleki seçenekler (diğer bir deyişle seçmeli dersler) olmasını talep etmektedirler. Buna ilaveten, önceden uç nokta ve sonuçsuz olan mesleki bölümler artık daha iyi hale getirilmiştir. Bu durum mezunların, genel bilginin sınandığı okuldan ayrılma sınavlarına girmelerini mümkün kılmış ve onlara yüksek öğretim kurumlarına erişim ile profesyonel nitelikler elde etme imkanları sağlamıştır. Bunun aksine, orta öğretim müfredatındaki mesleki unsurlar ortaya çıkmaya ve genel unsurların yerini almaya başlamıştır. Bunun örnekleri içinde, İngiltere ve Galler de İşle İlgili Eğitim ile daha genel olan orta öğretim öğrencilerini destekleme amaçlı danışmanlık ve kılavuzluk hizmetlerine gittikçe artan bir şekilde önem verilmesi yer almaktadır. (Watts ve Fretwell 2004). Genel ve Mesleki Öğretim Diyalektikleri Bazı araştırma kanıtları orta öğretim seviyesinde akademik ve genel müfredatın getiri oranının, mesleki öğretiminkinden daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bu durum uyarınca, bazı gelişmekte olan ülkeler klasik mesleki seçeneklerden tüm orta öğretim öğrencilerini kapsayan genel bir müfredata doğru kaymaktadırlar. (Brezilya bu konuda en iyi örneği teşkil edebilir; bakınız Larach 2001.) Ancak, Tayland da orta öğretim ile ilgili olarak yapılan bir çalışmada, mesleki öğretim getiri oranlarının genel orta öğretim getiri oranlarından daha yüksek olduğu anlaşılmış ve mesleki okul öğretimine erişimi arttırmak için yapılacak yatırımların yararlı olabileceği sonucuna varılmıştır (Moenjak ve Worswıick 2002). Mundle (1998), Japonya, Kore, Singapur ve Tayvan (Çin) gibi gelişmiş Asya ekonomilerinin orta öğretimde kaliteyi artırmak ve erişimi genişletmek çabaları sırasında uyguladıkları politikaları anlatmaktadır. Bu politikalardan bir tanesi, kişi başı gelir 8.000$ (1992 yılı kurları ile)seviyesine ulaşıncaya kadar yatırım çabalarının üst orta öğretim seviyesinde mesleki öğretim üzerinde yoğunlaşması ve daha sonra daha genel bir müfredata kaydırılması şeklinde olmuştur. Kısacası, getiri oranları ile ilgili olarak elde edilen kanıtlar çelişkilidir. Bu seviyede genel ve mesleki öğretim arasındaki denge ülkelerin içinde ve arasında hareketli bir hedef olduğundan orta öğretim seviyesinde tam bir genel ve mesleki öğretim diyalektiğinden bahsetmek mümkündür. Buradaki kilit nokta, mesleki eğitime olan talebin ve mesleki eğitim sonucunda elde edilen belgelerin ve referansların piyasa değerinin bunların kamu ve iş gücü piyasası tarafından algılanan kalitesine bağlı olmasıdır. Bu durum en çok, öğrencilerin,

ÇİFTE ZORLUKLARA YANIT VERMEK 87 ailelerin ve işverenlerin, mesleki öğretimi bundan böyle çalışan sınıfın çocuklarına ve okulda başarısız olanlara ait olan ikinci sınıf, sonuçsuz ve düşük statülü bir seçenek olarak görmemelerine bağlıdır. İngiltere ve Fransa nın durumu, orta öğretim politika konularının karmaşık ve çelişkili karakteri ile ilgili bilgi vermektedir. İngiltere Eğitim ve Beceriler Departmanı (DES) alt orta öğretim seviyesinde geleneksel olarak geniş kapsamlı olan mesleki seçenekleri uygulama yolunu seçmiştir (U.K. DES 2004). Fransa da demografik nedenlerle orta öğretim seviyesinde genel okullaşma oranı azalmakta iken mesleki ve teknik liselerde okullaşma hızla artmaktadır. Fransa ayrıca alt orta öğretim seviyesinde mesleki unsurları ve seçmeli konuları koyma yönünde ilerlemektedir (CNDP 2004). Bir nesilden fazla devam eden bir süre boyunca orta öğretimde evrensel benzeri bir kapsama sahip olan bu ülkeler orta öğretimde genel müfredatın süresinin ince ayarının yapılmasını ve daha erken sınıflarda mesleki unsurların ve mesleki seçimlerin dahil edilmesini başarabilirler. Bu tür unsurlar ve seçenekler, öğretildikleri kurumsal oluşumun değişen özellikleri nedeniyle daha önce sahip olduklarından daha farklı konumlara sahiptirler. Bu ülkeler, öğrencilerden ve işverenlerden gelen taleplere karşılık olarak ve değişen yüksek prestijli mesleki öğretim için artan toplumsal benimseme bağlamında bu yaklaşımı uygulayabilmektedirler. Müfredat Bilgi Alanlarının Artması ve Azalması: Bilgi Politikası ve Piyasadaki Değeri Çağdaş orta öğretim reformları, yeni konu alanlarının ortaya çıkışını ve bunun sonucu olarak okul müfredatında geleneksel bilgi tiplerinin ağırlığının sürekli olarak ayarlanıp uyumlu hale getirilişini yansıtmaktadır. Yukarıda belirtildiği üzere bilgi dalları içinde ve arasında sayısı gittikçe artan konular sosyal ve ekonomik açıdan uygun hale gelmiş olup müfredatın içinde önemli bir yere sahip olmaya çalışmaktadırlar. Bu durum örneğin teknoloji, ekonomi, vatandaşlık eğitimi, ikinci yabancı dil, çevresel eğitim ve sağlık konuları için geçerlidir. Okul müfredatının çevresinde yer alan diğer alanlar bir çok ülkede seçmeli olmaktan çıkartılarak zorunlu hale getirilmişlerdir; bunların örnekleri, yabancı dil, müzik, resim, ve beden eğitimidir. Bazı başka durumlarda din ve klasik dillerde olduğu gibi, bunun tersi gerçekleşmiştir. Bir çok ülkede, doğal bilimler arasından jeoloji, dünya ve uzay ve astronomi ile sosyal bilimler arasından sosyoloji, siyasi bilimler, antropoloji ve ekonomi düzenli olarak yer bulmuşlardır (Dünya Bankası 2003d). Günümüzde orta öğretim seviyesinde ekonomi öğretmekten tamamen kaçınan bir öğretim sistemi muhtemelen mevcut değildir. Bilimsel ve teknolojik açıdan okur yazar olan iş gücüne karşı artmakta olan talep ilave zorluklar getirmektedir. Gelecekteki bilim adamlarının ve teknoloji uzmanlarının yetiştirilmesinde bilim ve teknoloji eğitimini kullanma uygulamasına son vermek ve bunun yerine bilim ile ilgili bilgiyi buluşların bir toplamı olmak yerine bir araştırma süreci olarak aktarabilmeleri için fen bilimi öğretmenlerini yeniden eğitmek üzere çaba harcanmaktadır.

88 FIRSATLARI GENİŞLETMEK VE YETKİNLİKLER OLUŞTURMAK İş gücü piyasalarında hızlı ve kolay iletişimin önemi ve farklı kültürden ve milliyetten olan insanlar arasında gittikçe artan anlaşabilme ihtiyacı, bir yabancı dilden daha fazlasında yetenekli olmak için talep yaratmaktadır. Yabancı dillerdeki yetkinlik bir ülkenin genel pazarlama kabiliyeti ile doğrudan ilgilidir. Bu ihtiyaca cevap verebilmek için son zamanlarda bir çok gelişmiş ülkede yapılan müfredat reformları en az iki yabancı dilin öğretilmesini zorunlu hale getirmiştir. Müfredat genişlemesi, farklılaştırılması ve aşırı yüklenmesi. Okul öğretimine büyük oranda erişim ve öğrenciler arasında daha fazla farklılaşma, orta öğretim okullarını öğrencilerin ilgi ve yeteneklerindeki farklılığı dikkate almaya zorlamaktadır. Bu durum öğrencilerin potansiyelini en üst seviyeye çıkartabilmek için özellikle önem taşımaktadır. Öğrenci nüfusu arttıkça ve gittikçe daha fazla çeşitlileştikçe, farklılaşan talebe cevap verebilmek belki de öğrencilerin okulu terk etmesini engellemenin ve yüksek tamamlama oranları elde etmenin tek yolu olacaktır. Geniş anlamda, müfredat farklılaştırması konusundaki politika seçenekleri, öğrencileri akademik kabiliyet veya başarılarına göre izlenmelerini veya farklı biçimlerde sıralanabilecek ve akredite edilebilecek çeşitli seçmeli ders, seçenek veya müfredat modülleri arasından seçim yapabilmeleri için öğrencilere izin verilmesini içermektedir. Bir çok konu alanında farklı başarı seviyeleri beklentisi ile ortak görevler oluşturulabilir. Pek çok sonuç farklı yollar ve farklı içeriklerle elde edilebilir. Şimdilerde, özel desteğe ihtiyacı olan ve temel konularda önemli kavramları, yöntemleri, ve ilişkileri keşfedebilmek ve öğrenebilmek ve için daha uzun süreye ihtiyacı olan öğrencilere özel ilgi gösterilmektedir. Benzer bir şekilde, daha becerili ve yetenekli öğrencilerin özel ihtiyaçlarına da özen gösterilmesi gerekmektedir. Çeşitlendirmenin ve profil çıkartmanın bir çok ülkede güçlü siyasi çağrışımları olduğunu söylemeye gerek yoktur. Bunlar genellikle orta öğretime eşit erişim ve tekrar etmekte olan reform dalgaları çevresinde yapılan hararetli siyasi tartışmaların ortasında yer almaktadır. İzleme, yönlendirme, kuşaklama ve diğer öğrenci gruplandırma düzenlemeleri, orta öğretim ile ilgili politik ve ideolojik tutumların uygulamadaki sonuçlarıdır. Tablo 5.2 de çağdaş öğretim sistemlerinde, üst orta öğretim müfredat programlarının düzenlenmesi konusunda nispeten tamamlanmış bir tablo sergilenmektedir. Bu tablo üst orta öğretim müfredatlarının gittikçe artan bir biçimde geniş kapsamlı ve geniş bölüm ve programlar halini aldığı gerçeğini belirgin bir şekilde gözler önüne sermektedir. İki veya daha fazla geleneksel bölümü birleştirmek için yapılan deneyler ile birlikte bu bölümlerin varlığı, varılan bu sonucu güçlü bir biçimde desteklemektedir. Bu duruma tezat teşkil edecek şekilde, tabloda sunulan veriler üst orta öğretimde bölüm sayısının artmakta olduğunu, yeni uzmanlaşmaların ortaya çıktığını ve bunların bazılarının karma yapıda olup geleneksel orta öğretim müfredatında örneklerinin bulunmadığını göstermektedir. Geniş kapsamlılık, müfredatın artmakta olan esnekliği ile öğrencilerin ihtiyaçlarına ve sosyal, akademik ve iş gücü piyasalarının gereksinimlerine uyarlanabilme kabiliyeti ile dengelenmekte ve bir anlamda desteklenmektedir.

Tablo 5.2 Bölgelere Göre Üst Orta Eğitim Bölüm Türlerinin Varlığı, 2000 Yılı Civarında (Bölgede, üst orta öğretim akademik sektörü içinde belirtilen tipte en az bir müfredat bölümü bulunan ülkelerin yüzdesi) Genel/ Geniş Kapsamlı Bölüm türlerinin temel sınıflandırılması Modern Diller İnsani Bilimler/ Sanat/Edebiyat Matematik ve Fen Bilimleri Sosyal Bilimler Ekonomi, İş, Ticaret Din, Teoloji Teknolojik Teknik, Bilgisayar Bölge Klasik Latin Amerika ve Karayipler n=29 52 0 0 24 31 3 14 0 17 Doğu Asya ve Pasifik n=14 79 0 8 14 29 21 0 8 8 Alt Sahra Afrikası n=14 57 0 22 24 46 8 11 0 5 Orta Doğu ve Kuzey Afrika n=14 16 0 5 84 89 5 11 21 26 Güney Asya n=14 88 0 0 13 25 13 13 0 0 Doğu Avrupa ve Orta Asya n=14 92 4 15 16 27 12 0 0 4 Gelişmiş Endüstriyel Ülkeler n=14 57 4 11 25 36 7 7 0 14 Ortalama 60 1 11 29 41 9 8 3 11 (Bir sonraki sayfada devam etmektedir) ÇİFTE ZORLUKLARA YANIT VERMEK 89

Tablo 5.2 Devamı Bölüm Türlerinin temel sınıflandırılması İnsan Bil./ Fen Bilimleri İki İnsani Bilim Kombin. İnsani Bil. ve Sos. Bil. İki Sosyal Bilimin Kombinasyonu Fen Bilimi ve Teknoloji Kombinasyonu Öğretmen Eğitimi Bölge Latin Amerika ve Karayipler n=29 21 3 3 0 3 10 10 Doğu Asya ve Pasifik n=14 7 0 0 7 8 0 0 Alt Sahra Afrikası n=14 0 0 0 3 3 0 3 Orta Doğu ve Kuzey Afrika n=14 0 5 0 0 0 0 5 Güney Asya n=14 0 0 0 0 0 13 0 Doğu Avrupa ve Orta Asya n=14 4 4 4 0 4 0 12 Gelişmiş Endüstriyel Ülkeler n=14 0 7 7 11 7 0 7 Ortalama 5 2 2 3 4 3 Kaynak: Benavot 2004. Not: Ülkeler her bölüm türü için bölüm sayısı uyarınca kodlanmıştır (Hiç yok, Bir, Birden Fazla). a. Otelcilik ve turizm, ev ekonomisi, tarım, spor, müzik ve estetiğin dahil olduğu kategorize edilmemiş bölümlerin bir karışımını içermektedir Diğer Diğer a 6 90 GENÇLER İÇİN FIRSATLARI GENİŞLETMEK VE YETKİNLİKLER OLUŞTURMAK

ÇİFTE ZORLUKLARA YANIT VERMEK 91 Orta öğretimde artmakta olan öğrenci çeşitliliği ile başa çıkabilmenin veya buna yanıt verebilmenin tüm alternatifleri müfredatın her yönde genişletilmesini içermektedir: okullarda öğretilen bilgi alanlarının genişletilmesi, öğretim ve öğrenim durumlarında değişiklikler ve esneklik, genel ve seçmeli konularda daha fazla seçenekler, çeşitli öğretim malzemelerinin ve müfredat kaynaklarının farklı ve daha esnek şekillerde kullanılması, öğrencileri gruplandırmak için daha fazla ve alternatif formüller, okul süresini ve yerini arttırmak ve esnek hale getirmek için çabalar, bilişsel olanlar haricinde daha fazla beceri ve yetenek elde etmek, kavramsal içeriğin ötesinde öğrenilmesi gereken daha çeşitli malzeme, ve değerlendirme ve sınıf geçme kriterlerinde daha fazla esneklik (UNESCO 2004a). Kısacası, öğrenci çeşitliliği ile başa çıkmak müfredat genişleme sürecini derinleştirmeyi gerektirmektedir ve bu durum orta öğretimin demokratikleştirilmesinin anahtarı olarak görünmektedir. Müfredat genişlemesi farklı alanlara ve konulara tahsis edilen zaman dengesinin değişmesine yol açmıştır. Müfredatın aşırı yüklenmesine yol açmadan orta öğretim müfredatını genişletmek ve farklılaştırmak zor olabilir (bakınız kutu 5.1). Bazı ülkeler, yeni konuları koyabilmek için orta öğretimde günlük ders saatlerini arttırmışlardır. Diğerleri müfredat yükünü azaltmanın yolunu okul günü sayısını ve haftalık ders saati sayısını azaltmakta bulmuşlardır. Bu iki aşırı uç arasında, okul günlerini yeniden dengelemeye çalışan, önceden belirlenmiş toplam okul saati sayısını aşmaksızın en önemli olduğunu düşündükleri konulara tahsis edilen süreyi arttırmak suretiyle bu konuları destekleyen ülkeler yer almaktadır. Özet: Orta Öğretim Müfredat Reformundaki Eğilimler Gelişmiş olan ülkelerde orta öğretim müfredat reformundaki eğilimler geçen onlarca yıllık süre içinde aşağıda belirtilen yönlerde gelişmiştir: Zorunlu öğretimin süresi arttıkça seçimin ve uzmanlaşmanın geciktirilmesi. Yüksek öğretimi referans alarak, yüksek öğretimde uzmanlaşmanın geciktirilmesi ve geniş kapsamlı ve disiplinler arası çalışmaların teşvik edilmesi için genel bir eğilim olması halinde, orta öğretim seviyesinde erken uzmanlaşmanın ortadan kaldırılması daha akla yakındır. Eşitliğin teşviki ve insan sosyal sermayesinin geliştirilmesi için takip ve yönlendirme aracılığı ile kabiliyetlere göre gruplamadan kaçınmak (bu durumda yüksek başarı gösterenlerin başarıları, düşük başarı gösterenlerin aleyhine artış eğilimini gösterir; bakınız Ireson ve Hallam 2001). kısmen üst orta öğretim ve orta öğretim sonrası seviyelere doğru itmek suretiyle geleneksel mesleki öğretim statüsünün daha fazla tanınmasını sağlamak.

92 FIRSATLARI GENİŞLETMEK VE YETKİNLİKLER OLUŞTURMAK Kutu 5.1 Doğu Avrupa ve Orta Asya da Orta Öğretim Müfredatının Aşırı Yükü Son 15 yılda, Doğu Avrupa ve Orta Asya ülkelerinin çoğunda ve özellikle eski Sovyetler Birliği ülkelerinde, müfredat reformu yoğun ve hararetli bir konu olmuştur. 1990'ların başlarında üzerinde yoğunlaşılan konular resmi müfredat içine dahil edilmiş olan ideolojik çarpıtmanın temizlenmesi ve bazı temel müfredat alanlarında ders kitaplarının gözden geçirilmesidir. Bir kaç yıl sonra ulusal unsurların konulabilmesi için geleneksel konulara geri dönülmüş ve özellikte Avrupa Birliğinde bulunan benzer ülkelerde bu esnada yürütülmekte olan müfredat reformlarının doğrultusunda yeni konular ilave edilmiştir. Şu anda reformcular standart temelli, beceri merkezli ve sonuç yönlendirmeli görüşleri müfredata dahil etmeye çalışmaktadırlar. Bu İlerleme ve müfredat modernleştirilme görüntülerine rağmen, uygulamadaki sonuç genelde müfredatın aşırı yüklenmesi ve orta öğretim öğrencileri için akademik talep ve gereksinimlerdeki fiili artıştır. Orta öğretimde müfredatın aşırı yüklenmesi Doğu Avrupa ve Orta Asya da kronik bir hastalıktır ve orta öğretimde başarılı reformların gerçekleştirilmesinin önüne geçmektedir. Müfredat tasarımı ve geliştirilmesi toplamı sıfır olan bir oyundur. Okul günleri ve saatleri azaltılıp zorunlu derslerin sayısı artmaya devam ettiği takdirde konu başına düşen haftalık saatlerin azaltılması gerekecektir. Ukrayna da orta okul öğrencileri 17 farklı konu ile uğraşmakta ve bazı gruplarda veya akımlarda öğrencilerin yaklaşık yarısı bir çok konuda haftada sadece bir saat eğitilmekte veya bir tek ders görmektedirler. Özbekistan da ortalama bir orta öğretim öğrencisi 28 farklı konu alabilmektedir. Romanya ve Bulgaristan daki öğretmenler orta öğretim müfredatının hacim olarak aşırı yüklü olduğuna ve çok bilgi gerektirdiğine inanmaktadırlar (Dünya Bankası 2003d). Bu ülkelerde, eğitim haftası on yıllık dönemin başlangıcında altı günden beş güne indirilmiş fakat üst orta öğretime yeni konular ile ilave olarak bir yıl eklenmiştir. Mevcut konuların sayısını azaltmak ve uygun bilgiyi içeren bir temel müfredat geliştirmek yerine eğilim zaten sıkışık olan bir müfredata daha fazla süre ve daha fazla konu eklemek yönünde olmuştur. Kaynak: Dünya Bankası 2003 d; yazarların derlemesi. Müfredat tasarımının ve geliştirilmesinin disiplinci geleneğinden uzaklaşmak ve daha uygun ve kapsamlı orta öğretim müfredatının oluşturulması amacı ile daha geniş müfredat alanlarına, beceri merkezli yaklaşımlara ve uygun bilgi için akademik olmayan kaynaklara doğru ilerlemek.

ÇİFTE ZORLUKLARA YANIT VERMEK 93 Orta öğretim müfredat politikası, üç değişken bölüme ayrılabilir: seçim ve uzmanlaşma; akademik-mesleki denge ve müfredat tasarımı ile gelişiminin disiplinli veya disiplin dışı doğası. Politika seçimlerinin bir matrisi ile değiş tokuşlar dolaylı olarak var olup, orta öğretim sistemlerinin politika analizi için geniş bir çerçevenin ortaya çıkması sonucunu doğurmaktadır. Bu üç değişkeni birleştirmek ve dengelemek orta öğretim için bir tam bir alternatif politika seçimleri kümesi oluşturmakta ve orta öğretime mali kaynak sağlanması üzerinde belirgin etkiler yaratmaktadır. Senaryo 1. Yüksek derecede uzmanlaşmıştır (izleme) ve yüksek oranda seçicidir (farklı türdeki okullara katılma ile sonuçlanan 11-12 yaşlarında izleme ve sınavlar). Mesleki öğretim alt orta öğretimde ana seçenektir. Akademik bölümler ile meslek bölümündeki işe hazırlama ve uygulamada geleneksel disiplinlere ağırlık verilir. Senaryo 2. Uzmanlaşma ve seçim alt orta öğretimin son bölümünde yer alacak şekilde ertelenmiştir. Kısıtlı iç farklılaşmayı başlatabilmek amacıyla seçmeli konular sistemi uygulanmaktadır. Mesleki öğretim üst orta öğretim seviyesinde başlatılmaktadır. Genel müfredatta meslek konularına yer verilmesine bir miktar önem verilmektedir. Çapraz müfredat konuları ve disiplinler arası yaklaşımlar dikkate alınmakta ancak geleneksel alanlar orta öğretim müfredatının çerçevesini oluşturmaya devam etmektedir. Senaryo 3. Uzmanlaşma ve seçim üst orta öğretimin son bölümünde yer alacak şekilde ertelenmiştir. Orta okulda iç seçim sistemi seçmeli dersler sistemi ile bir yapılı (homojen) öğrenci gruplandırmalarından oluşmaktadır. Meslek eğitimi sadece orta öğretim sonrasında ele alınan bir girişimidir ve mesleki unsurlar akademik müfredatın içinde gittikçe artan bir biçimde yer almaktadır. Diller ve matematik dışında müfredatın geri kalan kısmı, beceri temelli, proje temelli ve çapraz müfredat alternatifleri ile geleneksel disiplinlerden uzaklaşmaktadır. Bunların tümü, orta öğretim sağlama ile ilgili endüstriyel temelli bir model çerçevesinde yer alan klasik seçeneklerdir. Orta öğretimde tek düzeliği ve çeşitliliği dengeleme konuları uzun süreli sorunlardır ve orta öğretim politikasının geliştirilmesinin önünde bir zorluk olarak kalmaya devam edecektir. Bu arada, bilgi temelli orta öğretim ile orta öğretim müfredatı için acil olarak yeni alternatiflere ihtiyaç duyulmaktadır. Bunlar müfredatın modüler hale getirilmesi, bireyselleştirilmiş çalışma programlarının oluşturulması, öğrenci gruplandırma için çoklu ve sürekli değişen seçeneklerin sunulması, proje çalışmalarının birleştirilmesi ve e-öğrenim ders bileşenlerinin başlatılması gibi bazı olasılıklar yoluyla öğrencilerin öğrenimlerini daha fazla kontrol edebilmelerini sağlayan sistemlerin geliştirilmesini gerektirmektedir. Geride kalan sorun, bu alternatiflerin nasıl değerlendirilebileceği ve daha önemlisi nasıl akredite edilip belgelendirileceğidir. Daha esnek, rasyonel ve adil bir yaklaşım sağlamak için orta öğretim okullarında üniversitelerde kullanılan türde kredi sistemleri başlatılacaktır.

94 FIRSATLARI GENİŞLETMEK VE YETKİNLİKLER OLUŞTURMAK Öğrencilerin ne Öğrendiklerinin ve Hangi Konuda Uzmanlaştıklarının Ölçümü O, sınavlarda çok iyi; iyi olabileceği sınavlar olmasa kendisinin çok az özelliği kalacak. Sınavlar, o esnada hızlı ve kendinden emin bir şekilde yazmakta olduğu ve onun içinde coşkulu, titrek bir heyecan hali yaratan oturumlardır. J. M. Coetzee, Boyhood (1997) Ulusal Sınavlar: Orta Öğretimin Giriş ve Çıkış Yolu Ulusal sınavların rolü muhtemelen orta öğretimin en belirgin ve kendine has özelliğidir. Tüm dünyada bir çok öğrenci ve aileleri için orta öğretim çoğunlukla ulusal, okul dışı, kamu ve sonuçları öğrencinin geleceği konusunda önemli kararlar alınmasına belirleyici olan sınavlarla başa çıkmaktır. Aslında bir ülkede orta öğretimin kesin süresi, öğrencilerin giriş sınavlarına katıldıkları nokta ile mezuniyet sınavlarına veya okuldan ayrılma sınavlarına katıldıkları noktanın tanımlanması ile değerlendirilebilir. Mezuniyet sınavları veya okuldan ayrılma sınavları daha sonraki öğretime ve iş imkanlarına geçişi belirler. Gelişmekte olan ülkelerin çoğunda orta öğretim hem girişte ve hem de çıkışta yapılan sınavlar aracılığı ile korunmaktadır. Sınavlar daha sonraki eğitim fırsatlarını dağıtmak için bir araç ve iş gücü piyasalarına erişim için bir koşul olarak kullanılabilir. Bunlar orta öğretim müfredatını etkileyen ve şekillendiren güçlü araçlardır. Karar vericiler ve eğitim planlamacıları sınavları en uygun gördükleri yöne doğru yönlendirebilirler. Gelişmekte olan ülkelerin çoğunda genelde sınavların politik ve ekonomik önemi çok fazladır ve bu nedenle sınavların merceğinden bakılmadığı takdirde eğitim sisteminin işleyişini anlamak mümkün değildir. Sınavların merkeziyetçi oluşunun çok yönlü etkileri vardır. Başlangıç olarak, herhangi bir reform önerisinin ve özellikle müfredat reformunun, orta öğretimin başlıca şekillendiricileri olmak sıfatıyla sınavların oynadığı rolü göz önüne alması gerektiğini politikaları yapanların anlamaları gerekir. Giriş sınavları baştan sona reformdan geçirilmediği, üst orta öğretimin giriş noktasına kadar ertelenmediği veya tamamen ortadan kaldırılmadığı takdirde orta öğretime adil bir biçimde erişimin genişletilmesi işlerliğe kavuşmayabilir. Ancak genelde en büyük engeli, çok fazla ihtiyaç duyulan müfredat reformunu gerektiren ve birçok ülkede sosyal hoşnutsuzluğun ve huzursuzluğun başlıca kaynağı olan bitirme sınavı oluşturmaktadır. Aslında, aralarında orta öğretimden çıkış sınavlarının da temel bir unsur olarak yer aldığı yüksek öğretime erişimde şeffaf ve adil değerlendirme uygulamalarının yokluğu tüm dünyadaki eğitimde yolsuzlukların muhtemelen en başta gelen tetikleyicisidir (Noah ve Eckstein 2001).

ÇİFTE ZORLUKLARA YANIT VERMEK 95 Yüksek Riskler ve Sınavların Belirleme ve Eleme Fonksiyonları Orta Öğretim ilköğretime göre en azından iki nedenden dolayı daha fazla risklidir ve son şansı oluşturmaktadır. Birincisi, ülkelerin çoğunda orta okul ile üniversite arasındaki katılım ile ilgili fırsat maliyetleri farkı, ilkokul ve orta okul arasında olan farktan çok daha yüksektir. Bu durum, özellikle orta öğretimin elit statüsünün ötesinde genişlediği ülkelerde orta ve yüksek öğretim arasındaki okullaşmada ilk ve orta öğretim arasında olduğundan daha fazla düşüş olacağı anlamına gelmektedir. İkinci olarak, bir çok ülkede orta öğretimden çıkış sınavları, ilköğretim okul çıkış sınavlarından daha risklidir: Orta öğretim çıkış sınavları iş gücü piyasasının önemli sinyalleridir ve yüksek öğretime girişte filtre görevi yaparlar. Sonuç olarak, orta öğretimde yüksek derecede politikleşme veya en azından politik açıdan önemli derecede dikkat çekme. İhtimali daha fazladır. Velilerin endişeleri artmakta ve okul dışı kamu sınavları ile ilgili sahtekarlık ve yolsuzluk uygulamaları riski yaygın hale gelmektedir. Yüksek riskli orta öğretim sınavlarının etkilerinin analiz edilmesinde özel ilgi gösterilmesi gereken bir olay, özellikle Asya Ülkelerinde görülen özel derslerdeki artıştır (Bray 1999, 2003; Kwok 2004; ayrıca tablo 5.3 e bakınız). Kwok un isimlendirdiği gibi daha çok sınava yönelik bilgi aktaran özel dersler ve sınav hazırlık okulları tam bir gölge eğitim sistemi oluşturmaktadırlar. Kore de veliler tarafından özel dersler için yapılan harcamaların devletin kamu okullarına yaptığı harcamalardan fazla olduğu ve Japonya da orta öğretim öğrencilerinin yüzde 60'ının juku ya (okul sonrası özel ders hizmetleri) gitmekte oldukları bildirilmiştir. Hong Kong (Çin), Mısır Arap Cumhuriyeti ve Mauritius gibi farklı ekonomilerde bu sayılar daha da yüksektir (Bray 1999). Japonlar tarafından oluşturulan sınav cehennemi deyimi çocuklarının başarı şansını arttırabilmek amacıyla ailelerin özel derslere büyük yatırımlar yapmaya istekli olduğu Çin ve Hindistan gibi ülkelerde de kullanılabilir. Öğrenci Başarısı Konusundaki Uluslar arası Karşılaştırmalı Çalışmalarda Yeni Bir Akım Politikaları yapanlar ve kamu, ülkelerinin mevcut ve gelecekteki iş gücünün küresel piyasalarda rekabet edebilme gücü ve vatandaşların hızla değişmekte olan toplumlara adapte olabilme dereceleri konularında endişe duymaları nedeniyle öğrenci başarısı ile ilgili uluslar arası karşılaştırmalı çalışmalarla ilgilenmeye başlamışlardır. Bu çalışmaların sonuçları kolay bir şekilde başlık haberi olabilecek niteliktedir ve tüm dünyada eğitim ile ilgili olarak kamuoyunun şekillenmesi üzerinde kesin etkileri vardır. 1990'larda öğrenci başarısı üzerine yeni nesil uluslar arası ve bölgesel girişimler başlatılmıştır. Bunlar arasında en çok bilinenler iki adet büyük ölçekli araştırma olan Uluslar arası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) ve Uluslar arası Matematik ve Bilimsel Çalışma Eğilimleri (TIMSS) dir.

96 FIRSATLARI GENİŞLETMEK VE YETKİNLİKLER OLUŞTURMAK Tablo 5.3 Seçilmiş Ekonomilerde Özel Ek Ders Alımı Ekonomi Brezilya Kamboçya Mısır Arap Cumhuriyeti Hong Kong (Çin) Japonya Kore Cumhuriyeti Malezya Malta Mauritius Ölçek Göstergeleri Rio de Janerio devlet okullarında yapılan bir çalışmada, yüzde 50'den fazla öğrencinin özel ders almış olduğu ve bunu sınıf tekrarlama ihtimalini azaltmanın bir yolu olarak gördükleri tespit edilmiştir. Katılımcı 77 ilkokuldan yüzde 31 i öğrencilerin özel ders aldığını belirtmiştir. Kentsel okullarda bu oran yüzde 60 iken ilkokul sonrası seviyelerde daha da yüksektir. Yapılan bir çalışma, (300 okulu) temsil eden 9,000 adet 5 inci sınıf öğrencisinden yüzde 54 ünün ve (bunun dışındaki 300 okuldan) 9,000 adet 8 inci sınıf öğrencisinden yüzde 74 ünün özel ders aldığını göstermiştir. 4729 haneyi kapsayan başka bir araştırmada kentsel kesimdeki ilkokullarda bulunan çocuklardan yüzde 65'inin ve kırsal kesimdeki ilkokullarda bulunan çocuklardan yüzde 53'ünün özel ders aldığı tespit edilmiştir. 507 öğrenci üzerinde yapılan bir ankette ilkokul öğrencilerinin yüzde 45 inin, alt orta öğretim öğrencilerinin yüzde 26 sının, orta öğretim öğrencilerinin yüzde 34'ünün ve üst orta öğretim öğrencilerinin yüzde 41'inin özel ders aldığı tespit edilmiştir. Daha sonra farklı nüfus gruplarına hizmet veren dört okul üzerinde yapılan bir çalışmada, 3 üncü sınıf öğrencilerinin ortalama yüzde 41'inin ve 6 ncı sınıf öğrencilerinin yüzde 39'unun özel ders aldığı tespit edilmiştir. Yapılan bir araştırmada ilkokul öğrencilerinden yüzde 24'ünün ve orta okul öğrencilerinden yüzde 60'ının juku ya (Okul sonrası özel dersler) devam ettiğini tespit edilmiştir. Yüzde 4'lük başka bir bölüm ise evde özel ders almaktadır. Orta okulu tamamladıkları zaman tüm öğrencilerin yaklaşık yüzde 70'i özel ders almış olmaktadırlar. Yapılan bir araştırmada, Seul de ilkokul öğrencilerinin yüzde 82'sinin, orta öğretimi temsil edenlerin yüzde 66'sının ve akademik lise öğrencilerinden yüzde 59'unun özel ders aldığı belirlenmiştir. Kırsal alanlarda bu oranlar sırası ile yüzde 54, 46 ve 12'dir. Orta öğretim gören 8,420 öğrenci üzerinde yapılan bir araştırmada, 3 üncü sınıfta yer alanlar arasında özel ders görenlerin oranı yüzde 59, 5 inci sınıfta yüzde 53 ve 6 ıncı sınıfta yüzde 31 olarak tespit edilmiştir. Üst Orta öğretime ulaştıkları zaman öğrencilerin yaklaşık yüzde 83'ü herhangi bir türde özel ders almış bulunmaktadırlar. 2129 öğrenci üzerinde yapılan bir araştırmada ilkokul öğrencilerinin yüzde 52'sinin ve orta okul öğrencilerinin yüzde 83'ünün çalışmaları sırasında herhangi bir zamanda özel ders almış olduklar tespit edilmiştir. 6 ncı sınıf öğrencilerinin yüzde 42'si ve 11 inci sınıf öğrencilerinin yüzde 77'si halen özel ders almaktadırlar. Yapılan bir araştırma, orta okul 2. sınıfta olan öğrencilerden yüzde 56'sının özel ders aldığını göstermiştir. Bu oranlar 3 üncü ve 4 üncü. sınıflarda yüzde 98 e ulaşmış ve 5 inci ve 6 ncı sınıflarda yüzde 100'e ulaşmıştır. 2919 adet 6 ıncı sınıf öğrencisi üzerinde yapılmış olan başka bir araştırmada bunlardan yüzde 78'inin özel ders aldığı belirtilmiştir.