ÖĞRETMENLERİN OKUL YÖNETİMİNDE KARARA KATILMASI

Benzer belgeler
Okul Temelli Mesleki Gelişim Nedir?

Milli Eğitim Bakanlığı Bünyesindeki Okullarda Yöneticilerin Yeterlilik Alanları -1 İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Ardahan Üniversitesi Siirt Üniversitesi

Eğitim Yöneticileri ve Etik

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTA GRUP SÜRECİ: TAKIM ÇALIŞMASI Doç. Dr. Cevat ELMA

AÇIK SİSTEM. Sistemler, çevrelerinden girdiler alarak ve çevrelerine çıktılar sunarak yaşamlarını sürdürürler. Bu durum, sisteme; özelliği kazandırır.

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞTA GRUP SÜRECİ: LİDERLİK Doç. Dr. Cevat ELMA

OKUL YÖNETİCİSİNİN DAVRANIŞI

Öğretmen Liderliği ÖĞRETMEN LİDERLİĞİ

T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MİSYON, VİZYON, DEĞERLER

TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM

ÖRGÜT SAĞLIĞI OKULDA SAĞLIK, İKLİM VE. Sağlıklı örgüt için gerekenler: Yrd. Doç. Dr. Çetin Erdoğan. Örgüt Sağlığı. Örgüt Sağlığı.

Her Okulun Bir Projesi Var

KPSS KONU ANLATIMI. Web: Mail:

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. Liderlik ve Liderlik Teorileri YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

OSMANCIK KAYMAKMLIĞI NENAHTUN ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ AİLEM OKULDA PROJESİ

Türkiye'de Eğitim Yöneticilerinin Yetiştirilmesi by İngilizce Sefa Sezer

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Özel Eğitim, Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Örgütleme, en yalın anlamı ile plânlarda belirtilen hedeflere ulaşmak için kararlaştırılan yollara uygun bir örgüt oluşturma süreci dir.

KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİMİ LİDERLİK EĞİTİMİ KURS PROGRAMI

T.C. YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ MİSYON, DEĞERLER, VİZYON

OKUL YÖNETİCİLERİNİN HAKLARI VE SORUMLULUKLARI

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN GENEL YAPISI

TÜRKİYE İŞ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ

İLKÖĞRETİM OKULLARINDA, OKUL AİLE BİRLİĞİ GÖREVLERİNE VERİLEN ÖNEM DERECESİ VE BU GÖREVLERİN GERÇEKLEŞME DÜZEYİ. Dönem Projesi Önerisi.

EĞİTİM DENETİMİ VE SORUNLARI

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş

GENÇLĐK VE SPOR BAKANLIĞI SPOR HĐZMETLERĐ DAĐRESĐ BAŞKANLIĞININ GÖREV, YETKĐ VE SORUMLULUKLARINA DAĐR YÖNERGE

SAĞLIKLI ŞEHİR YAKLAŞIMI

1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK. Abdullah ATLİ

İÇİNDEKİLER. Bölüm 1 Sosyal Bir Sistem Olarak Okul, 1 Teori, 2 Teori ve Bilim, 2 Teori ve Gerçek, 4 Teori ve Araştırma, 4 Teori ve Uygulama, 6

OKULA TOPLUMSAL KATILIM Okul- çevre ilişkileri. Yrd Doç Dr İbrahim GÜL

Yönetim Kavramı. Yönetim, ortak amacın başarılması amacıyla insan kaynağının ve maddi varlıkların işe koşulması etkinliğidir.

İnsanların tek başına yeteneği, gücü, zamanı ve çabası kendi istek ve ihtiyaçlarını karşılama konusunda yetersiz kalmaktadır.

5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu

İnsan sevgisi olmayan bir yönetici başarılı olamaz.

1.Yönetim ve Yönetim Bilimi. 2.Planlama. 3.Örgütleme. 4.Yöneltme. 5.Denetim. 6.Klasik Yönetim. 7.Neo-Klasik Yönetim. 8.Sistem ve Durumsallık Yaklaşımı

Yönetim ve Yöneticilik

İNSAN KAYNAĞININ EĞİTİMİ VE GELİŞTİRİLMESİ. Prof. Dr. Kadir Ardıç Doç. Dr. Yasemin ÖZDEMİR

AFETLERDE UYGULANACAK REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA HİZMETLERİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM GENEL HÜKÜMLER. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

DERS: EĞİTİM YÖNETİMİ

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL EĞİTİM HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ. 573 Sayılı Özel Eğitim Hakkında KHK

EĞĠTĠM TEKNOLOJĠLERĠNDE TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ YÖNETİM ANLAYIŞINDAKİ GELİŞMELER

ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET BİRİMLERİ VE GÖREVLERİ HAKKINDA YÖNERGE. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C. ÇANKIRI KARATEKĐN ÜNĐVERSĐTESĐ Birim Görev Dağılım Çizelgesi

EĞİTİM YÖNETİMİ BİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ

SAĞLIK BAKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞININ GÖREV ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE İKİNCİ BÖLÜM. Amaç ve Kapsam

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğü SAĞLIK MESLEK LİSELERİ REHBERLİK HİZMETLERİ YÖNERGESİ

Prof. Dr. Münevver ÇETİN

1. LİDER 2. LİDERLİK 3. YÖNETİCİ LİDER FARKI

T. C. KAMU İHALE KURUMU

REHBERLİK HİZMETLERİNDE ÖRGÜT VE PERSONEL PROF. DR. SERAP NAZLI

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ. EĞİTİM VE GENEL AMAÇLI KURUL VE KOMİSYONLARIN KURULUŞ VE ÇALIŞMA ESASLARI YÖNERGESİ Amaç

GÜNÜMÜZ İŞLETMELERİNiN YÖNETİMİ. 2. Bölüm YÖNETİM ve YÖNETİCİ

Açık Sistem Öğeleri

1. Bölüm: Toplumsal Yapı ve Sınıf Yönetimi...1

14. HAFTA YÖNETİMİN FONKSİYONLARI DENETİM. SKY108 Yönetim Bilimi-Yasemin AKBULUT

Politika; (Latince kökenli) Şehir yaşamı ve bu yaşamı düzenleme anlamındadır.

ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ VE MOTİVASYON ELİF SANDAL ÖNAL

YÖNETİCİ YETİŞTİRME VE GELİŞTİRME EĞİTİM PROGRAMI İÇERİĞİ

1 YÖNETİM VE ORGANİZASYONLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM EĞİTİM VE YÖNETİM

OKUL AİLE ÇEVRE İLİŞKİLERİ

GENÇLİK KOLLARI YÖNETMELİĞİ

SPORDA STRATEJİK YÖNETİM

Eğitimin Hukuksal Kanun Özellikleri by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. Liderlik ve Liderlik Teorileri - 2 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Özel Yeteneklerin Geliştirilmesi Grup Başkanlığı

NEOKLASİK YÖNETİM KURAMLARI III (Takas ve Uyum Kuramlarının Eğitim Yönetimine Yansımaları)

PROJE YAPIM VE YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ ŞEYMA GÜLDOĞAN

TÜRKİYE YAZMA ESERLER KURUMU BAŞKANLIĞI KURULUŞ VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN

T.C. MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ. Topluma Hizmet Uygulamaları Dersi Yönergesi. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... iii Şekiller Listesi... xi Tablolar Listesi... xii BİRİNCİ BÖLÜM AĞIRLAMA ENDÜSTRİSİNE GENEL BAKIŞ

T. C. İzmir Bornova Belediyesi Dış İlişkiler Müdürlüğü Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik BİRİNCİ BÖLÜM

Performans ve Kariyer Yönetimi

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN TEMEL İLKELERİ VE YASAL DAYANAKLARI

Organize Etme: Temel Unsurlar

Barışçıl Okuldan Toplumsal Barışa - Demokratik Yurttaş Eğitimi

Okul ve Çevresi. Öğretmen- Veli Çevre İlişkileri

Yönetim Kurulu Strateji Belgesi

Irmak Neden Farklıdır? >> 20. Eğitim Yılımızı Tamamlarken...

ÖRGÜTSEL YAPI VE ÇALIŞANLARIN İŞLE İLGİLİ DAVRANIŞLARI

PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ İLE DENİZLİ İL MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ ARASINDA DÜZENLENEN EĞİTİMDE İŞ BİRLİĞİ PROTOKOLÜ

KAYNAK: Birol, K. Bülent "Eğitimde Sanatın Önceliği." Eğitişim Dergisi. Sayı: 13 (Ekim 2006). 1. GİRİŞ

BĠYOLOJĠ EĞĠTĠMĠ LĠSANSÜSTÜ ÖĞRENCĠLERĠNĠN LĠSANSÜSTÜ YETERLĠKLERĠNE ĠLĠġKĠN GÖRÜġLERĠ

PERFORMANS YÖNETİM SÜRECİ

TOPLANTI VE SUNU TEKNİKLERİ

(2) Tıpta ve diş hekimliğinde uzmanlık sonrası ilgili uzmanlık alanlarına mahsus sertifika eğitimleri bu Yönetmeliğin kapsamı dışındadır.

İSTANBUL ATIK MUTABAKATI

Örgütsel Yapı

O Drama, temel kuralları önceden belirlenmiş, bir grupta yaşanan, yetişkin bir lider (örneğin bir öğretmen) tarafından yönlendirilen ya da en azından

DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Ebelikte Yönetim Ön koşul dersi yoktur

EĞİTİM KURUMLARINDA PERFORMANS YÖNETİMİ VE ÖLÇÜMÜ Kemal Pehlivanoğlu Genel Müdür - İNKA Eğitim ve Danışmanlık A.Ş kpehlivanoglu@inkadanismanlik.com.

İKİNCİ KISIM. Amaç ve Hukuki Dayanak

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIPTA UZMANLIK ÖĞRENCİLERİ (ASİSTAN) TEMSİLCİLİĞİ KURULU SEÇİMİ VE ÇALIŞMA ESASLARI

ISO EĞİTİM TALİMATI

Transkript:

ÖĞRETMENLERİN OKUL YÖNETİMİNDE KARARA KATILMASI D r.tcevat CELEP Bir örgütün etkililik ve verimlilik derecesi, yönetimin çağdaş yönetim anlayışına bağlı olarak gelişme gösterip göstermediğine bağlıdır. Örgütün yönetim yapısı, personelin iş başarısını etkilediği gibi, personel de uygulamada gösterdiği etkinlik derecesi ile örgütün verimliğinde önemli bir role sahiptir. Bu nedenle, örgüt yönetimi ile alt kademedeki yönetici ve personel arasındaki işbirliği ve beklentilerin karşılıklı olarak karşılanmaya çalışılması, örgüt amacının en etkili ve verimli bir biçimde gerçekleştirilmesi ve personelin yüksek iş doyumu sağlamasına ortam hazırlar. Eğitim örgütleri, diğer örgütlerden çok farklı bir özelliğe sahiptir. Çünkü, eğitim örgütünün çıktılarından toplumun büyük bir bölümü etkilenmekte ve eğitim örgütü çevreyi, çevre de eğitim örgütünü büyük ölçüde etkilemektedir. Bu açıdan eğitim öğütlerince alınacak her kararın, olanaklı olduğu ölçüde rasyonel, objektif ve çevre ile ülke gereksinimini en etkili bir biçimde karşılamaya yönelik olması gerekir. Eğitim Sistemimizin merkezi özellik göstermesinden dolayı yetkilerin büyük bir bölümü Merkez Örgütünde toplanmış ve alt kademedeki birimler uygulamayı gerçekleştirmekle sorumlu tutulmuştur. Bu nedenledir ki Merkez Örgütü, politika belirleme, ülkenin nitelikli işgücü gereksinimini saptama gibi temel görevlerini istenilen ölçüde yerine getirememekte; yanlızca personelin özlük hakları ile ilgili işlemleri yapmaktadır. Çünkü, atama, terfi ve diğer özlük hakların düzenlenmesi MEB Merkez Örgütü tarafından yürütüldüğünden, 450.000'i aşan personelin bu tür işlemleri, Bakanlığın temel görevlerini yapmasına yeterli zaman bırakmamaktadır. Gerek kararın objektifliği ve geçerliliği, gerekse kararı uygulayan 34

personelin, bu kararı etkin ve başarılı bir biçimde uygulamaya aktarması, karara katılmayı gerektirmektedir. Karar, bir amaca ulaşmak için çözüm seçeneklerinden uygun olanını seçmektir. (Onaran, 1975, s. 40). Karar vermeye ne kadar çok kişi katılırsa, kararın objektifliği o ölçüde artar. Yöneticiler, hatta tüm personel örgütün varlığını sürdürebilmesi için nitelikli karar verme durumundadır. Hazır olan gerekli bilgilerin ışığında verilen karar, önyargılara ve önsezilere dayalı karardan daha üstündür. Kuşkusuz karar için gerekli olan tüm bilgileri elde etmeden de karar verme söz konusu olabilir. Bu durumda, kararın verdiği koşullar, kararın sınırlı bilgileri içerdiği unutulmamalıdır (Aydın, 1986, s. 69). Karar verme kişisel olmadığından, örgütteki kararların yapısı da yalnızca bir kişinin-ömeğin yöneticinin-kararlarının nitelikli olmasına bağlı değildir. Örgütün verimliliği, verilen kararın uygulamadaki başarısı ile ölçülür (Güçlüol, 1985, s. 49). Eğitim örgütlerinde kararları uygulamaya aktaran okul yöneticisi ve öğretmendir. Bu nedenle, eğitim örgütlerindeki bir kararın başarılı bir biçimde uygulamaya aktarılması, uygulaması durumda bulunan okul yöneticisi ile öğretmenin karara katılmasını zorunlu hale getirmektedir. Eğitim örgütlerinin açık sistem özelliğine sahip olması ve büyük ölçüde siyasal, ekonomik ve toplumsal etmenler ile bir çok dış baskı gruplarının etkisinde kalması nedeniyle, eğitim örgütü tarafından alınan bir kararın, olanaklar ölçüsünde toplumun yararına ve eğitim sisteminin verimli, etkili bir biçimde gelişmesini sağlayacı nitelikte olması gereklidir. Bunu sağlamanın en önemli ve tekli yolu her personelin çalışma a lanı ile ilgili karara katılmasını sağlamaktır. Bir yönetici, ast durumunda bulunan bir personelin karar verme sürecinde karara katılmını sağlamaya çalışarak, personelde örgüt amaçlarına ve yartıkları işe karşı daha fazla bilginin, amaçların gerçekleştirilmesi için daha fazla isteğin doğmasına neden olabilir. Karara katılmanın etkili olabilmesi için; alt kademedeki personelin yönetimin gücüne güvenme, kişisel yetkinin olumsuz sonuçlarından kaçınma görüşünü kabul edilmesi gereklidir (Bursalıoğlu, 1979, s. 230). Yöneticinin, personelin karara katılması, doğrultusunda çaba harcaması; yönetici-yönetilen ilişkilerinin iyileşmesine, örgüt içerisinde sağlıklı bir çalışma ortamının yaratılmasına, yönetsel kararlarda objektifliğin sağlanmasına, kararını tam olarak uygulanmasına ve uygulama sonuçlarından gereğince yararlanılmasına yol açar (Başaran, 1986 s. 118). 35

Okul yönetiminde, yönetici ve eğitici personel arasında daha sağlıklı bir iletişim kurulmasında ve eğitim programlarının öğrencinin etkinliğini artırıcı ve çevre koşullarına uygun bir biçimde gerçekleştirilmesinde, karara katılmanın önemli katkı sağlayacağı ileri sürülebilir. Öğretmen ve diğer eğitimci personelin uzmanlık alanı ve eğitim, öğretim etkinlikleri ile ilgili kararlara katılımı, bu personelin etkinliğini artırabilir. Ancak, Eğitim Sistemimizin mevcut yapısı içerisinde, okul yöneticisinin okul politikasını belirlemesi, çevre koşullarına göre yeni amaçlar saptamsı ve bu doğrultuda kararlar alması söz konusu olmadığından-daha doğrusu okul yönetiminin karar alma yetkisi bulunmadığından karara katılma da gerçekleşememektedir. Eğitim ve öğretim hizmetlerini yürütmekle görevli olan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Merkez Örgütü, eğitim-öğretim, yönetim, denetim, sağlık ve disiplin işlerini yürütmek, personel ile ilgili tüm işleri düzenlemek, hizmetlerin geliştirilmesini sağlayacak önelmeleri almak, eğitim yatırımlarını programlamak ve yatırım yapmak gibi temel görevleri yerine getirmekle yükümlü olmasına karşın, İl Milli Eğitim Müdürlüğü; kültür, hesap, personel işleri olmak üzere üç grupta toplanan görevleri gerçekleştirmektidir. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ise eğitim ve öğretim etkinliklerini kanunlar ve planlara göre yerine getirmekle yükümlüdür. Eğitim sisteminde çekirdek kadroyu oluşturan ve üretimin gerçekleştirildiği yer olan okulda, yönetimin karar alma yetkisi bulunmamaktadır. Diğer taraftan, Eğitim sistemimizin en üst düzeyde merkez karar organı niteliğini taşıyan ve Milli Eğitim Şûralarında ele alınacak eğitim sorunlarının belirlenmesi ve eğitim politikalarının saptanması konusunda önemli bir yer tutmakta olan Talim ve Terbiye Kurulu'nun bu görevleri bir başka kurula devredilmiştir. Bugün, Talim ve Terbiye Kurulu'nun eğitim politikalarının belirlenmesi konusunda etkin bir çalışma gösterdiğini söylemek güçtür (Başaran, 1986, s. 120). 13 Aralık 1983 tarih ve 179 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Talim ve Terbiye Kurulu'un görevleri, yeni kurulan Eğitim ve Öğretim Yüksek Kurulu'na devredilmiştir. Bu Kurul, başbakanın ya da görevlendireceği bir Bakan ın başkanlığında yedi bakandan oluşmakta ve MEB'ının üzerinde bir yetkiye sahiptir. Ancak, 1989 yılında çıkarılan 385 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Talim ve Terbiye Kurulu tarafından alınan bazı kararların Eğitim ve Öğretim Yüksek kurulu tarafından onaylanması koşulu ortadan kadırılmıştır. Sonuç olarak, Milli Eğitim Bakanlığındaki yetki dağlımı dikkatte alındığında; Bakanlık Merkez Örgütü, eğitim politikalarını belirleme, 36

kısa ve uzun dönemli eğitim politikalarını yapması gerekirken, bu görevler büyük bir ölçüde Eğitim ve Öğretim Yüksek Kurulu'nun görevleri arasında yer almaktadır. Diğer taraftan, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri, personel, hesap ve kültür etkinlikleri konusunda yetki sahibidir. Okul yönetimi ise eğitim ve öğretim etkinliklerini merkezden gelen emirlerle yürütmekle görevlendirilmiştir. Kaya'nın (1986, s. 177) yaptığı bir araştırmada; milli eğitim müdürü, müdür yardımcısı ve ilköğretim müdürlerinin %35.00'i, eğitim sisteminde karara katılmanın orta derecede gerçekleştiğini, %54.10'u ise az veya hiç olmadığını belitmiştir. Öğretmenlerin veya eğitimci personelin yönetsel kararlara katılması, iş doyumuna neden olacağından iş başarısını da olmulu yönde etkileyecektir. Okul ortamı içinde, öğretmenlerin karara katılması hem zorunludur, hem de zordur. Okulda çeşitli gruplar olduğu gibi, her grubun içinde bir takım alt gruplar vardır (Bursalıoğlu, 1979 s. 232). Okul yöneticisi için önemli olan, bu grupların uygun bir biçimde karar katılımını sağlamaktır. Okuldaki çeşitli grupların en etkin bir biçimde karara katılımını gerçekleştiren bir okul yöneticisi, birçok yönlerden başarılı sayılabilir. Öğretmenlerin yönetsel kararlara katılmalarıyla ilgili olarak yapılan bir araştırmada; öğretmenlerin yönetsel kararlara katılma eğiliminde oldukları; karara katılan öğretmenler, katılmayanlar göre daha yüksek bir iş duyumuna sahip oldukları belirlenmiştir (Saka, 1985, s. 12). Öğretmenlere karara katılma olanaklarının sağlanmasıyla, eğitim ve öğretimin olumlu yönde gelişmesi söz konusu olur (Bursalıoğlu, 1979, s. 233). Kabadayı'nın (1985, s. 154) yaptığı bir araştırmada elde edilen bulgulara göre; öğretmenlere, yaratıcılıklarını ortaya çıkarıcı, yeterliklerinden yeterince yararlanma olanağının sağlanması ve uygun örgüt ortamının oluşturulması gerektiği belirtilerek, Eğitim sistemimizin merkeziyetçi yapısının değiştirilmesi, bölgesel ve yerel bir örgütlenmeye gidilmesi gerektiği ileri sürülmektedir. Ayrıca, öğretmenlere, gerek okul düzeyinde, gerekse ulusal düzeyde karar verme süresine katılma olanaklarının sağlanmasıyla, onların yüksek düzeyde doyumsuzluk gösterdikleri otonomi gereksinimlerinin giderilmesinde etkili bir yöntem olacağı vurgulanmaktadır. Açıkgöz ün (1984, s. 118) öğretmenlerin karara katılmaları konusunda yaptığı bir araştırmada ise şu sonuçlar elde edilmiştir: 1. Eğitim Sistemimiz içerisinde, öğretmenlerin en ait düzeyde karara katıldıkları ve karara katılma konusunda orta derecede istekli ol- 37

dukları, 2. Öğretmenlerin, öğrenci.başarısının değerlendirilmesi konusunda ki kararlara katılmada ise isteksiz oldukları görülmektedir. Buna göre, öğretmenlerin, öğretim süreçlerine ilişkin kararlara katılma eğiliminde oldukları, yönetsel işler konusundaki kararlara katılmadan yana olmadıkları anlaşılmaktadır. Bir örgütte, personelin tüm kararlara katılması, yarar yerine zarar getirebilir. Bu tür katılmalar, personelin örgütle bütünleşmesi yerine, işlerin savsaklanmasına neden olabilir. Eğitim örgütlerindeki öğretmen ve eğitimci personelin de yalnızca uzmanlık alanı ile ilgili kararlara katılma eğiliminde olması, bu görüşü desteklemektedir. Okul yönetimindeki karara katılmanın en önemli özelliği, öğretim süreçlerinin iyileştirilmesi ve daha objektif kararlar almaya dayalı olmasıdır. Öğretmenlerin okul yönetiminde karara katılmalarıyla; yöneticiler ayrıntılar hakkında karar verme yükünden kurtulur, eğitim hizmetleri çabuk yürütülür, karar alanlarında uzmanlaşma gelişeceğinden yönetimsel kararlarda rasyonelliğe yaklaşılır (Kaya, 1986, s.177). Böylece, öğretmenlerin okul yönetimi ile bütünleşmesi sağlanabilir; öğretmenlerin mesleki görüşlerinden yararlanıldığında, kendini gerçekleştirme gereksiniminin karşılanması olanaklı olabilir. Öğretmenlerin okul yönetiminde karara katılmasına olanak sağlanmasında, eğitim sisteminin örgütsel yapısı ile yöneticilerin önemli rolü bulunmaktadır. Bu rollerin ne olduğu şu şeklide açıklanabilir: E ğitim S istem inin ö rg ü ts e l Yapısı; Öğretmenlerin okul yönetiminde karara katılması, herşeyden önce eğitim sisteminin buna olanak sağlayabilecek bir yapıya sahip olmasına bağlıdır. Griffiths in belirttiği gibi, bir örgütün yapısı, o örgütteki karar verme sürecinin niteliği ile belirlenir (Kaya, 1986, s. 176). Eğitim Sistemimizde yetkiler merkez örgütünde toplandığından, tüm kararlar merkez örgütü tarafından alınmaktadır. Alt kademelere inildikçe karar alma ve karar katılma ortadan kalkmaktadır. Hawhorne araştırmaları'ndan sonra demokratik liderlik, demokratik yönetim, gönüllü işbirliği, iletişim, biçimsel olmayan örgütler, grup çatışmaları, yetki kabulü, karara katılma gibi yeni konuları içeren yeni yönetim yaklaşımları eğitim sistemine yeni ufuklar açmıştır (Bursalıoğlu, 1978, s. 41). Çünkü, eğitim sistemini çevresel etmenlerin büyük ölçüde etkilemesi ve değişik grupların karar etki etmesi veya karardan etkilenmesi konusudur. Bireyin sosyalleştirilmesi ancak, demokratik eğitim yoluyla ola- 38

naklidir. Bu demokratikleş-neyi sağlamak için, eğitim sisteminin örgütsel yapısı oluşturulurken; eğitimin toplumsal sorumluluklarını tanımlamak, demokratik liderliği geliştirmek, demokratik örgütlenme biçimini belirlemek, öğretmenlerin rolünü yeniden tanımlamak ve yönetime katılmalarını sağlamak gibi öğelerin dikkate alınması gerekmektedir (Kaya, 1986, s. 74). Öğretmen ve diğer eğitimci personelin karara katılması, eğitim sisteminin demokratikleştirilmesi için bir kısım merkez örgüt yetkilerinin okul yönetimine devredilmesini zorunlu hale getirmektedir. Merkezi bir özellik gösteren bir örgütün demokratik yapıya sahip olduğunu söylemek biraz güçtür. Okul yönetimine, okulun eğitim etkinlikleri konusunda karar alma şerbetliğinin tanınması; okulun verimliliğini, etkililiğini ve çevreyle bütünleşmesini olumlu yönde etkiler. Demokrasinin temel özelliği olan saygınlık ve hoşgörünün eğitim yöneticileri ve öğretmenler aracılığı ile öğrencilere kazandırılması için, eğitim sisiteminin demokratikleştirilmesi bir zorunluluktur. Demokratik özelliğe sahip olan bir birey, düşüncesini özgürce söyleme, başkalarıyla işbirliği yapma becerisini gösterir ve araştırıcı, üretici bir özellik kazanır (Başaran, 1986, s. 111). Eğitim sisteminin demokratikleştirilmesiyle, eğitim yöneticileri ve öğretmenlere bu özelliklerin kazandırılmasına olanak sağlanacağı gibi, toplumda da bu düşüncenin gelişmesi hız kazanır. Eğitimin temel amacı; bireyi üretken, araştırıcı, topluma ve diğer bireylere karşı saygılı ve hoşgörülü, sorumluluklarını bilen, ülke kalkınmasına katkıda bulunan bir özellik kazandırmaktır. Bu özellikleri demokratik olmayan, yönetiminde karara katılmaya yer vermeyen bir eğitim sistemi içerisinde gerçekleştirmek olanaklı değildir. Eğitim Sistemimiz'de katı kuralcılıktan, öğretmeni ve yöneticiyi her emire uyan bir personel olarak görmekten vazgeçilmelidir. Bu yolla öğretmen ve yönetici örgütsel yapı içerisinde ikinci plana itilmekten kurtarılabilir. Sosyal bilimciler, insanların yönetiminde, insani değerlerin ikinci plana itilmesinin kabul edilemeyeceğini vurgulamaktadırlar (Bursalıoğlu, 1978, s. 40.'Eğitim sisteminin yapısını, yalnızca biçimsel bir yapı üzerine oturtmak, biçimsel olmayan yapıyı dikkate almamak en büyük yanılgıdır. Çünkü, biçimsel olmayan yapı, işbirliğinin artırılmasında ve örgüt amaçlarının gerçekleştirilmesinde önemli katiya sahiptir. Bu nedenle, eğitim sisteminin örgütsel yapısında, biçimsel olmayan yapıya da yer vermekle, bilgi akışının yalnızca üstten değil, aşağıdan yukarıya doğru da sağlanması ve çift yönlü iletişimin kurulması söz konusu olur. İletişimin çift yönlü olmadığı örgütlerde-eğitim 39

sistemimiz gibi-yeni bilgiler üretmek, değişiklikler ve yenilikler yapabilmek olanaklı olmayabilir. Bunun sonucu olarak da örgütte entropy kendisini gösterir. Okul Yöneticisinin Tutum ve Davranışı; Okul yöneticisi, eğitim politikaları doğrultusunda eğitim ve öğretimin gerçekleştirilmesi için eşgüdümlü olarak okulu yönetme rolüne sahiptir. Okul yönetiminin diğer örgütlerin yönetiminden farklı bir özellik göstermesi nedeniyle, yönetici, bir taraftan merkez örgütün emirlerine uyarken, diğer taraftan da çevresel etkileri de dikkate almak zorundadır. Okul yöneticisi, öğrenci, öğretmen, idari personel, veli, çevre liderleri, merkez örgüt, politikacılar gibi farklı eğitim ve kültüre sahip, farklı beklentileri bulunan gruplarla ilişki kurmak, onların farklı beklentilerini bağdaştırarak demokratik yönetimi devam ettirmek zorundadır (Kaya, 1986, s. 94). Okul yöneticisinin böylesine karmaşık rolünü yerine getirebilmesi, rasyonel karar alması ve okulun çevreyle bütünleşmesini sağlayabilmesi için, çevreyle sürekli yakın ilişkide bulunan öğretmenlerin ve diğer eğitimci personelin kararlara katılmasını sağlamalıdır. Okul yöneticisinin kararları tek başına alması, öğretmen ve diğer personeli yalnızca uygulayıcı durumuna sokması, okulun demokratikleştirilmesini engelleyeceği gibi, okuldaki çalışma iklimini de olumsuz yönde etkiler. Ayrıca, okul yöneticisi ile öğretmenlerin aynı düyezde eğitime sahip olmalarından ve aynı meslekten gelmelerinden dolayı, bu tür kararlara karşı öğretmenlerde bir tepkinin doğmasına neden olur; yönetici-öğretmen ilişkisinde bir zayıflama görülür. Bir personelin eğitim düzeyi yükseldikçe karar katılma isteği artar ve daha etkin olmaya çalışır (Onaran, 1987, s. 51). Okul yöneticilerinin aynı meslekte yer almaları ve öğretmenlerin alanlarında uzmanlaşmış olmalarından dolayı, okul yönetiminde karara katılma daha sağlıklı bir biçimde gerçekleşebilir. Öğretmenlerin okuldaki etkinliğini artırmak ve okulun çevreyle bütünleşmesindeki rollerini tam olarak yerine getirebilmeleri için, yönetsel kararlara katılımlarının sağlanmasında yarar görülmektedir. Bu durum, öğretmenleri başarılı olmaya güdüleyeceği gibi, yaratıcı olmalarını da sağlayabilecektir. Okul yöneticisinin öğretmen ve diğer eğitimci personelin mesleki gelişmelerine katkıda bulunmak, demokratik yönetimi geliştirmek, planlama ve uygulamada öğretmenlerin sorumluğunu artırmak gibi görev ve sorumlulukları bulunmaktadır (Kaya, 1986, s. 97). Özetle belirtmek gerekirse, bir okul yöneticisinin demokratik bir li 40

derlik anlayışı iie karar verme sürecinde öğretmenlerin ve diğer eğitimci personelin katılımını sağlamaya çalışmalı ve katılma sürecinde otoriter bir davranış yerine, güdüleyici ve katılanların görüş ve önerilerini rahatlıkla belirtebilecekleri ortamı hazırlayabilmelidir. Sonuç Toplumsal kalkınmamızda önemli yeri oian Eğitim Sistemimizin ekonomik, kültürel ve toplumsal işlevleri ile kalkınmadaki öncü rolünü başarı ile yerine getirebilmesi için, modern yönetim yaklaşımlarına uygun olarak sistemde yapısal değişikliğe gidilmesi gerekli görülmektedir. MEB merkeziyetçi yapıdan kurtarılarak, özellikle personelin özlük hakları ile ilgili bir kısım yetkilerin İl ve ilçe Milli Eğitim Müdürlüklerine devredilmesi; okul yönetimine, genel eğitim ve öğretim etkinliklerinin çevre koşullarına uygun olarak yürütülmesi konularında karar alma yetkisi tanınmalıdır. Böylece, MEB Merkez Örgütü, imza ve paraf gibi zaman kayıbına neden olan işlerin yükünden kurtarılarak, eğitim politikaları konusunda gerekli inceleme ve araştırma yapabilme, yeni politikalar üretebilme, uygulamaları izleme ve sonuçların değerlendirilmesi gibi temel görevlerini yerine getirme olanağına sahip olabilir. Yetki devir ve karara katılma personele sorumluluk yüklediğinden, yönetici, yüklendiği bu sorumluluğun bir gereği olarak daha objektif kararlar almak ve yaratıcı, üretken bir çaba ortaya koyabilmek için çaba gösterebilir. Ancak, yetki devrinin etkili olabilmesi; okul yönetiminde görev alacak yöneticilerin demokratik bir liderlik davranışına sahip olması, öğretmen ve diğer eğitimci personelin uzmanlık alanı ile ilgili veya kararı uygulamaya geçirecek personelin kararlara katılmasına olanak sağlamasına bağlıdır. Bu sağlanmadığı sürece, yetki devri bir anlam ifade etmeyeceği gibi, okul yöneticisi, yalnızca belli baskı gruplarının isteğine uygun olarak karar verebilir. Böyle bir durum ise, okulun Milli Eğitim Politikalarından uzaklaşmasına neden olur. Ayrıca, okul, toplumsal bütünlüğü sağlama ve hoşgörülü bireyler yaratmanın yerine, yalnızca sınırlı düşünebilen ve araştırma, inceleme yapmayan, yaratıcı özelliğe sahip olmayan bireyler yetiştirilir. Bu nedenle, okul yönetimi tarafından alınacak bir kararın, öğretmen ve diğer eğitimci personelin görüşüne dayalı olması gereklidir. 41

KAYNAKLAR Açıkgöz, Kemal, "Öğretmenlerin Okuldaki Kararlara Katılımı", (Yayınlanmamış Doktara Tezi, H.Ü. Sosyal Bilimler enstitüsü, Ankara: 1984). Aydın, Mustafa, Eğitim Yönetimi, Ankara: 1986. Başaran, I. Ethem, "Öğretmenlerin Yönetime katılması", Eğitim Bilimleri Fükültesi Dergisi, Ankara: A.Ü. EBF Yayınları, Cilt: 19, Sayı: 1-2, 1986. "Demokrat Öğrenci Nasıl Yetiştirilir", Eğitim bilim leri Fakültesi Dergisi, Ankara: A.Ü. EBF Yayınları, Cilit: 19, Sayı: 1-2, 1986. Bursalıoğlu, Ziya. Eğitim Yönetiminde Teori Ve Uygulama, Ankara: A.Ü.EBF Yayınları, No: 71, 1978. Okul Yönetiminde Yeni Yapı ve Davranış, Ankara: A.Ü. EBF Yayınları, No: 78, 1979. Celep, Cevat. "Yönetici Davranışının Pesonelinin iş Başarısındaki Rolü ve KİT Örneği", (Yayınlanmamış Doktora Tezi, S.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya: 1990). "Öğretmenlerin Hizmet içi Eğitiminde Üniversitilerin Rolü", Eğitim ve Bilim Dergisi, Ankara: TED Yayını, Cilt:13, Sayı: 71, 1989. Güçlüol, Kemal. Eğitim Yönetiminde Karar ve örnek Olaylar, Ankara: Kadoğlu Matbaası, 1985. Kabadayı, Reşide. "Okul Müdürlerinin Liderlik Davranışı ve Öğretmenlerin Güdülenmesi", (Yayınlanmamış Doktora Tezi, H.Ü. Eğitim Fakültesi, Ankara: 1985). Kaya, Y.Kemal. Eğitim Yönetimi, Ankara: Bilim Yayınları, 1986. Onaran, Oğuz, örgütlerde Karar Verme, Ankara: A.Ü. SBF Yayınları, No: 321, 1975. Saka- Tülin. "Yönetim Süreçlerinden karar Vermenin Örgüt Ve Yönetim Kuramlarındaki Yeri", (Yayınlanmamış Yüksek Lisans tezi, H.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara: 1985). 42