Nisan 2012 Sayı 31. Anayasayı Kim Yapar? ISSN 1306-5297



Benzer belgeler
ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

BASIN AÇIKLAMASI: İnsan Hakları Ortak Platformunun TBMM de yeni Anayasa ile ilgili çalışmaları yürütecek olan Komisyonun işleyişine dair önerileri

Yeni Anayasa Nasıl Olmalı, Nasıl Yapılmalı?

E-demokrasi Projesi Anket Sonuçları

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

ANAYASA DERSĐ ( ) ( GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

STÖ Ağları/Platformlar için Açık Çağrı: Stratejik İletişim Kapasite Geliştirme Eğitim Programı. Arka Plan. Program Hakkında

Sivil Toplum Geliştirme Merkezi KATILIMCI DEMOKRASİDE YEREL YÖNETİM-STK İŞBİRLİĞİ 1. TOPLANTI

ANAYASA DEĞĠġĠKLĠKLERĠ HAKKINDA GÖRÜġ VE ÖNERĠLERĠMĠZ

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

vaka analizi vaka analizi

EŞİT HAKLAR İÇİN İZLEME DERNEĞİ

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

Demokratik Yönetişimde Vatandaş Şikayetinin Rolü. Fikret Toksöz May 12, 2015

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

Amerika Birleşik Devletleri nin saygın yüksek öğretim kurumlarından Yale Üniversitesi nde tarih bölümü öğretim üyesi olarak çalışan ve eski LGBT

E-demokrasi Projesi Anket Sonuçları

2 Kasım Sayın Bakan,

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUHARREM YILMAZ IN DEMOKRASİNİN KURUMSALLAŞMASI VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI

1.Medya Hukukunun Kavram ve Kaynakları. 2.Basın ve Yayın Faaliyetleri ve Yasal Düzenlemeler. 3.Radyo ve Televizyon Yayıncılığı

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

Trans Terapi ve Dayanışma Grubu Toplantılarının Yedincisi Gerçekleşti. SPoD CHP Beyoğlu Belediyesi Başkan Aday Adayı Gülseren Onanç ile görüştü

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

Türkiye nin Yeni Anayasa Arayışı: TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu Tecrübesi

SİVİL TOPLUM VE SU. Serap KANTARLI Türkiye Tabiatını Koruma Derneği.

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 5-

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Araştırmanın Künyesi;

LGBTT HAKLARI İNSAN HAKLARIDIR

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını

Üniversite Gençleri İçin E-Demokrasi Projesi Anket Çalışması

bireysel özgürlük dayanışma eşit haklar öz saygı katılım

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. İLKOKULU 4. SINIF İNSAN HAKLARI, YURTTAŞLIK VE DEMOKRASİ DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

Avrupa yı İnşaa Eden Gençler

Etkinlik Raporu AYRIMCILIKLA MÜCADELE VE EŞİTLİK YASASI HAZIRLIK SÜRECİNE SİVİL TOPLUM KATILIMI STK ÇALIŞTAYI. 23 Aralık 2014, Ankara

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

İ Ç İ N D E K İ L E R

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

BURSA KENT KONSEYİ BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ NİN KATKILARIYLA

2008 yılında gönüllü çabalarla kurulan Uluslararası Şeffaflık Derneği ülkenin demokratik, sosyal ve ekonomik yönden gelişimi için toplumun tüm

EŞİTLİK ÖDÜLÜ NÜN VERİLMESİNE İLİŞKİN DÜZENLEMELER

Sivil Düşün bir Avrupa Birliği programıdır.

Haziran 2015 Seçimlerine Giderken Kamuoyu Dinamikleri

KADIN DOSTU KENTLER - 2

E-demokrasi Projesi Anket Sonuçları

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ SEPA 5

STGM tarafından yürütülen Türkiye de Sivil Toplumun Gelişiminin ve Sivil Diyaloğun Desteklenmesi Projesi, AB Komisyonu tarafından desteklenmektedir.

İş Yeri Hakları Politikası

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

İSO Kadın Sanayiciler Platformu 8 MART MANİFESTOSU

YILDIZ TEKNİKTE YENİ ANAYASA PANELİ

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ ANAYASASI

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI DAYANIŞMA GÜNÜ

Yeni CHP'nin yeni anayasa vizyonu

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

Seçim Beyannamelerinin Değerlendirilmesi

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

İnsanların, sadece insan olması nedeniyle sahip oldukları devredilemez ve vazgeçilemez haklardır.

T.C. ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SENATO KARARI KARAR TARİHİ TOPLANTI SAYISI KARAR SAYISI /

ÇOCUK HAKLARI HAFTA 2

Cumhuriyet Halk Partisi

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

Sivil Düşün bir Avrupa Birliği programıdır. AVRUPA BİRLİĞİ SİVİL DÜŞÜN PROGRAMI YARDIM MASASI REHBERİ

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

İnsanı insan yapan değerlere odaklanılmalıdır. İnsan olmak nedir? sorusuna cevap aranmalıdır.

hemşehri hukuku: Hemşehri hukuku: Herkes ikamet ettiği beldenin hemşehrisidir. Hemşehrilerin, belediye karar ve hizmetlerine katılma, belediye faaliye

Vatandaşlık Eğitimi Merkezi (CCE) Varşova, 22 Ekim 2013

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

Bu Program Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir. BİRLİKTE YEREL STÖ LER KURUMSAL DESTEK PROGRAMI

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

2-) Türkiye de tek dereceli seçim ilk kez hangi seçimlerde uygulanmıştır? A) 1942 B) 1946 C) 1950 D) 1962 E) 1966

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

SPoD LGBTİ, Cumhurbaşkanlığı Seçimlerini İzledi. Trans Terapi Toplantıları Devam Ediyor

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 17. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU PANEL, ÇALIŞTAY, FORUM, SEMPOZYUM, KURULTAY, KONFERANS, KONGRE

Sivil Toplum Afet Platformu (SİTAP) Çalışma Usulleri Belgesi

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 26313

İçindekiler. Hakkımızda Misyon Vizyon TKYD Üyelik Ayrıcalıkları Faaliyetler

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ

YEŞİL POLİTİKA OKULU ONLİNE EĞİTİM PROGRAMI 2013

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 2-

SPoD, Ruh Sağlığı Çalıştayının 5 incisini Düzenledi

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞME SINAVINI DERİNLEMESİNE TARTIŞTI!

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

1921'den Günümüze "TC" Anayasaları...

Katılımcı Demokrasi STK ları Güçlendirme Önerileri

1: İNSAN VE TOPLUM...

GENÇLİK ŞÛRASI ÖN KOMİSYON RAPORU DEMOKRASİ BİLİNCİ VE KATILIM MAYIS 2012

SAĞLIKLI ŞEHİR HAREKETİ KADIN ÇALIŞMALARI Kasım Eylül 2011

(DEÜ Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü Anayasa Hukuku Anabilim Dalı)

Yerel Yönetimde Yeni Değerler. erler. Mehtap Birgili Gürcan Banger

Türkiye küçük Millet Meclisleri Mayıs 2014 O.P. Raporu

T.C. İZMİR İLİ URLA BELEDİYESİ MECLİS KARARI

Transkript:

Nisan 2012 Sayı 31 ISSN 1306-5297 Avrupa Birliği tarafından desteklenen ve STGM tarafından yürütülen Etkin Katılım İçin Sivil Toplumun Gelişimi Projesi bültenidir; iki ayda bir yayımlanır. Anayasayı Kim Yapar? Temsili demokrasi söz konusu olduğunda bu sorunun cevabı elbette parlamento olmalı. Ancak anayasa gibi toplumsal sözleşme niteliği taşıyan, toplumdaki her bireyin yaşamını doğrudan ilgilendiren bir kanunlar bütünü söz konusu olduğunda, sorgulanması gereken bu meclisin nasıl oluştuğu, toplumu temsil etme yeteneği ve uzlaşmacı tutumu olmalı. Parlamentodaki tüm partiler geçtiğimiz genel seçimler öncesinde Türkiye nin yeni bir anayasa ihtiyacı olduğunu ve bu anayasanın katılımcı bir süreçte, mümkün olan en geniş mutabakatla hazırlanması gerektiğine ilişkin mesajlar verdi. Elbette burada kilit kavram mümkün olan en geniş mutabakat cümlesinde saklı. Bu mümkün olanın ne olduğunu toplumun yeni anayasa sürecine katılım hevesi ve bu katılım mekanizmalarının oluşup oluşmadığı ile ilgili. Seçimler sonrasında TBMM de kurulan Anayasa Uzlaşma Komisyonu her partiden eşit sayıda katılımla oluşturuldu ve hazırlanacak taslaktaki kararlarda oy birliği esas alındı. Ancak bu yeterli mi? Yeterli olmadığı düşünülerek Anayasa Uzlaşma Komisyonu topluma bir çağrı yaptı ve yeni anayasa konusundaki bireysel ve kurumsal düşüncelerini iletilmesini istedi. Geçen süre içinde yeterli bir katılım sağlanamadı, medyada bu konu gündeme getirilmedi, toplumun büyük çoğunluğu yeni anayasa sürecine ilgisiz kaldı. Bu noktada devreye sivil toplum örgütleri giriyor. Yeni bir anayasa için mümkün olan en geniş mutabakatın sağlanması,temel toplumsal konularda çalışan, toplumdaki tüm dezavantajlı kesimleri temsil yeteneği bulunan sivil toplum örgütlerinin etkin katılımıyla mümkün olabilir. Bu anlamda, Bizsiz Anayasa Olmaz Platformu ve benzeri girişimlerin sürece katılması, sivil toplum örgütlerinin yeni anayasa konusundaki görüşlerinin kamuoyu tarafından öğrenilmesi ve tartışılması, vatandaşların sürece katılmak için cesaretlendirilmesi ve tüm görüşlerin Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu tarafından dikkate alınması yeni anayasanın sadece içerik olarak değil hazırlanma süreci olarak da demokratik niteliğini ve meşruiyetini belirleyecektir. Bu durumda, demokratik, katılımcı, sivil bir anayasa için en büyük görev ve sorumluluk sivil toplum örgütlerine düşmektedir. Yeni anayasa sürecinin başarıya ulaşabilmesi için, sivil toplum örgütleri Bizsiz Anayasa Olmaz diyebilmeli ve bunun gereğini yerine getirebilmelidirler. Bizsiz Anayasa Olmaz Kampanyası da bu noktada katılımcı bir anayasa sürecine sivil toplum örgütlerini davet ediyor. Nisan sonunda sivil toplum örgütlerinin görüş bildirmesi için tanınan süre sona erdikten sonra ulaşılabilen tüm görüş ve önerileri derleyerek bir rapor yazılacak. Böylelikle 2012 yılında sivil toplum örgütlerinin yeni anayasadan ne beklediği kayıt altına alınacak. Anayasa taslağının yazım aşamasında da bu çalışma sivil toplum örgütlerinin görüşlerinin ne ölçüde taslağa yansıdığını görebilmek için bir referans belgesi olmasını amaçlıyoruz. Bu yüzden tüm sivil toplum örgütlerini görüşlerini bildirmeye, yeni anayasadan ne beklediklerini söylemeye davet ediyoruz. Bizsiz sivil, demokratik, katılımcı bir anayasa olmaz! Bu yayının içeriğinden yalnızca STGM sorumlu olup, hiçbir şekilde Avrupa Birliğinin görüşlerini yansıtıyor olarak algılanmamalıdır.

Bizsiz Anayasa Kampanyası na destek olmak ve izlemek için www.bizsizanayasaolmaz.org www.twitter.com/bizsizolmaz www.facebook.com/bizsizanayasaolmaz www.tinyurl.com/bizsizolmaz STGM den Bizsiz Anayasa Olmaz Platformu Anayasa Uzla ma Komisyonu ile görü tü STGM ve Bizsiz Anayasa Olmaz Platformu temsilcileri Anayasa Uzlaşma Komisyonu ile görüştü. STGM nin organize ettiği Bizsiz Anayasa Olmaz toplantıları sonucunda şekillenen ve yerel hak temelli STÖ lerin örgütlenme özgürlüğü alanındaki talepleri ile anayasa yapım sürecine yönelik önerlerini özetleyen metin komisyon üyelerine sunuldu. Anayasa Uzlaşma Komisyonu ile görüşmeye Bizsiz Anayasa Olmaz Platformu ndan Kamuran Parıltı (Buca Engelliler Derneği), Zafer Kıraç (Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği), Mehmet Hanifi Kılınç (Mazlum-Der İzmir Şubesi) ile STGM adına Levent Korkut ve Özgün Emre Sorkun (STGM) katıldı. Platform adına sunum yapan Levent Korkut, katılımcı demokrasi, çoğulculuk, çok kültürlülük, egemenlik, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, STÖ lerin karar alma mekanizmalarına katılımları gibi temel konular ekseninde STÖ lerin örgütlülüğünün ve karar alma mekanizmalarına katılımlarının güçlenmesinin önünü açacak önerileri komisyon üyelerinin dikkatine sundu. Sunumun ardından, STÖ temsilcileri katılım olanaklarının kısıtlandığı bir anayasanın günlük yaşama ve örgütlenme pratiklerine etkilerini komisyon üyeleri ile paylaştı. Anayasa Uzlaşma Komisyonu na sunulan rapor örgütlenme özgürlüğüne ilişkin anayasa önerilerini içeriyor. Rapor yeni bir anayasanın hazırlıklarının yapıldığı bir dönemde, örgütlenme özgürlüğünü ilgilendiren anayasa maddelerinin de ele alınması gerektiğini dile getiriyor ve bu konunun Türkiye nin demokratikleşmesindeki önemini vurguluyor. Komisyona sunulan rapor üç bölümden oluşuyor. Giriş bölümünün ardından Örgütlenme konusunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve 1982 Anayasası nda ele alınışı ortaya konuluyor ve son bölümde de yapılacak yeni anayasada örgütlenme özgürlüğü ile ilgili hükümler konusunda öneriler yer alıyor. Farklı dünya ülkelerindeki demokratik deneyimlerin, sivil toplum örgütlerinin en fazla çoğulcu, katılımcı ve ademimerkeziyetçi demokrasiler de etkin olduklarını ortaya koyduğu ve bu nedenle yeni anayasada ademi merkeziyetçiliğin, çoğulculuğun ve katılımcılığın birer ilke olarak benimsenmesi gerektiği belirtiliyor. Kampanya Hakkında 2011 yılının başından beri sayıları artarak yaklaşık 150 yi bulan sivil toplum örgütü, STGM nin kolaylaştırıcılığıyla 7 bölgede düzenlenen toplantılarda sivil anayasayı tartıştı. Fikirlerde farklı, katılımda ortak bir düşüncenin gelişmesi için hareket eden sivil toplum örgütleri Bizsiz Anayasa Olmaz Platformu nu oluşturdular. Platform yeni anayasanın toplum tarafından tartışılması, daha fazla STÖ nün sürece katkı yapması, yurttaşlar arasında yapılan çalışmalarla ilgili bir farkındalık oluşturması amacıyla bir kampanya düzenleme kararı aldı. Bu noktadan hareketle Bizsiz Anayasa Olmaz Platformu nun önerisiyle STGM tarafından Bizsiz Anayasa Olmaz kampanyası hazırlandı. Kampanya, daha fazla sivil toplum örgütünün ve yurttaşın yeni anayasa sürecine katılımını ve sunulan görüş ile önerilerin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından dikkate alınmasını sağlamayı amaçlıyor. Kampanya sonunda görüş ve öneriler toplanarak bir rapor hazırlanacak ve sivil toplum örgütlerinin yeni anayasadan beklentileri kamuoyu ile paylaşılacak. www.bizsizanayasaolmaz.org www.facebook.com/bizsizanayasaolmaz www.twitter.com/bizsizolmaz www.tinyurl.com/bizsizolmaz 2

İnsanların cinsiyetleri, cinsel kimlikleri ve cinsel yönelimlerinden dolayı şiddet görmediği bir toplum için anayasal güvenceye ihtiyacımız var. Yeni bir anayasa için Bizsiz Anayasa Olmaz Kampanyası na destek olun! Bizsiz Anayasa Olmaz Kampanyası Bizsiz Anayasa Olmaz Kampanyası, yeni anayasa sürecinde sivil toplum örgütlerinin görüşlerini yaygınlaştırmayı ve bunların kamuoyunda tartışılmasını amaçlıyor. Bu nedenle Siviliz in bu sayısını sivil toplum örgütlerinin görüşlerine, sürece ilişkin düşüncelerine ve umutları ile kaygılarına ayırdık. Söyleşilerin yeni anayasa tartışmasına katkı sağlayacağını umuyoruz. Anayasaya Toplumsal Cinsiyet E itli ini sa layacak temel prensipler yerle tirilmeli Türk Kadınlar Birliği Genel Başkanı avukat Sema Kendirci Uğurman ile yeni anayasa süreci hakkında görüştük. Yeni anayasa tartışmalarında Meclis in yaklaşımı ve toplumun katılımını nasıl görüyorsunuz? Süreç sizce nasıl işliyor? Öncelikle yeni anayasa sözcüğünün doğru kullanılıp kullanılmadığı konusunda endişelerimi açıklamak isterim. Bu konuda hukuki olarak bir kavram kargaşası yaşandığı düşüncesindeyim. Zira yeni anayasa dendiği zaman istisnasız anayasanın tüm maddelerinin yeniden düzenlenmesi gerektiği açıktır. Ancak anladığımız kadarı ile ya da net olmayan bir husus dikkatimi çekmektedir. Bu da referandumda onaylanan maddeler de değiştirilecek mi sorusudur. Örneğin: Başta Eşitlik maddesi olan 10. maddedeki düzenlemenin mutlaka değiştirilmesi gerektiği açıktır. Buna benzer düzenlemeler değiştirilemeyecekse buna yeni anayasa dememiz mümkün olamaz. O zaman bu adlandırmayı 1982 Anayasası nın referandum dışında kalan maddelerinin değiştirilmesi olarak kullanmak ve yeni anayasa dememek gerektiğini düşünmekteyim. Zira Anayasa Kadın Platformu olarak da açıkladığımız üzere; yeni anayasa için, toplumsal meşruiyeti olan katılımcı, geniş bir tartışma ortamı sağlanmalıdır. Daha sonra, toplumsal farklılıkları da en az siyasi farklılıklar kadar hesaba katan, toplumsal ve siyasi temsil gücü yüksek bir anayasa Meclisi oluşturulmalıdır. Anayasa Meclisi, parlamento içi ve dışı siyasi partileri ve sivil toplum örgütlerini kapsayacak bir anlayışla oluşturulmalı ve bu Mecliste %50 kadın temsili, toplumun her kesiminden kadınlara yer verilerek sağlanmalıdır diye öngörmekteyim. Şu anda sürdürülmekte olan sürecin de, önerdiğimiz katılımcılık gerçekleşmediği için çok sağlıklı olmadığını düşünmekteyim, yazılı olarak gönderilmesi istenen görüşlerin ne kadar değerlendirmeye alınacağı konusunda kuşkularımı da belirtmek isterim. Sizce yeni anayasa Türkiye nin toplumsal sorunlarının çözümlenmesine katkıda bulunur mu? Yapılacak anayasa değişiklikleri toplumsal sorunların çözümlerine katkıda bulunursa zaten kabul edilebilir olacaktır. Ancak nüfusun diğer yarısının düzenleme masasında yer alamadığı yani eşit temsil ve eşit katılım hakkına sahip olamadığı bir ortamda üretilen bir metnin ne kadar ihtiyaçları karşılayabileceği kuşkuludur. Bunun yanı sıra, TBMM de şu andaki yasa yapım süreçlerindeki izlenen yöntem, yani sayısı çok olanın isteği oluyor görüntüsünün de, çözümlere açık ve bir uzlaşma zeminine uygun olmadığı izlenimini verdiği kesindir. Yeni anayasanın herhangi üç maddesini siz yazıyor olsaydınız, hangi konu ya da konulardaki maddeleri yazmak isterdiniz? Neyi amaçlardınız? Öncelikle, değiştirilecek Anayasaya, uluslararası sözleşmeler dikkate alınarak alınarak Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini sağlayacak temel prensiplerin yerleştirilmesi konusunda ısrarcı olunması gerektiğini düşünürdüm. İkinci olarak: Ayrımcılığı ortadan kaldırmaya yönelik ve birey temelli bir bakış açısı ile bireyin hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınmasının ve buna bağlı olarak da bireyin temel güvencesi olan yargı bağımsızlığını sağlamanın anayasanın ön koşulu olduğunun kabulünü önerirdim. 3

İnsan Hakları Beyannamesine dayanan sivil bir anayasa istiyoruz. Bu defa bizsiz olmaz. Hak ve özgürlüklerin fark gözetilmeksizin e itlenmesini bekliyorum Eğitim Hakları Derneği nden Nurettin Aldemir ile yeni anayasa ve süreci hakkında sohbet ettik. Sizce yeni bir anayasa gerekli mi? Mevcut anayasa toplumun ihtiyaçlarına göre düzenlenebilir mi? Eğitim Hakları Derneği olarak yeni anayasa sürecinin olumlu yanının, yeni bir anayasa ihtiyacının toplumun tüm kesimleri tarafından kabul edilmiş olması olduğunu düşünüyoruz. Dernek olarak bundan başka olumlu bir taraf gördüğümüzü söyleyemeyiz. Yeni anayasanın toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçlarını karşılamayacağını düşünüyoruz. Kişisel olarak parlamentonun diğer bileşenlerine, farklı ideolojik görüşü olan kesimlere, farklı etnisitelere, farklı inanç gruplarına, STÖ lere, demokratik kitle örgütlerine yönelik gözlemlediğim tutum toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçlarını karşılayacak bir anayasa hazırlanacak gibi gözükmediği. Bu iklimde ortaya çıkacak olan anayasa bana kalırsa ancak bir dayatma anayasası olabilir. Anayasa halk oylaması ile kabul edilebilir. Ancak bu toplumun her kesiminin hak ve özgürlüklerini garanti altına alan bir anayasa olacağı anlamına gelmez. 1982 Anayasası ndan elbette farkı olacaktır. Yine de nitelik olarak ondan çok farklı olmayacağını düşünüyorum. Bu şekilde düşünmenize neden olan etken ya da etkenler nelerdir? Hazırlanacak olan anayasa toplumda yaşayan herkesin, farklılıkları ne olursa olsun hak ve özgürlüklerini güvence altına alacak demokratik bir anayasa olacaksa bu bir uzlaşı gerektirir. Bu süreçte bana kalırsa uzlaşmaya gidiliyor gibi yapılıyor. Mesela inanç özgürlüğü konusu... İnanç özgürlüğünün sadece Hanefi- Sünni inanca indirgendiği bir ortamda farklı inanç gruplarının kendi hak ve özgürlüklerini garanti altına alınacağı bir anayasa beklemek hayalperestlik olur. Bir somut örnek daha vermem gerekirse, Kürt sorunu bu ülkenin en büyük sorunudur. Bu ülke demokratikleşecek ise, demokratik bir anayasadan bahsedeceksek Kürt sorununu çözen bir anayasadan bahsetmemiz gerekmektedir. Kürt sorununu terör sorunu olarak algılayan bir meclisin bu demokratik hakların garanti altına alınacağı bir anayasa hazırlamasını beklemek en azından benim becerebildiğim bir şey değil. Peki yeni anayasadan beklentileriniz neler? Çıkacak olan anayasadan beklentilerim farklı, olması gereken anayasadan beklentilerim farklı. Ama kısaca şöyle özetleyebilirim. Bu anayasadan en azından hak ve özgürlüklerden yana uçurumu daraltmasını bekliyorum. Erkek egemen bir toplumda kadınların haklarının da erkekler kadar olmasını, farklı cinsel yönelime sahip bireylerin haklarının erkekler kadar teminat altına alınmasını, farklı etnik grupların, azınlıkların Türkler kadar hakka sahip olmasını, farklı inanç gruplarının Sünni Müslümanlar kadar hakka sahip olmalarını sağlayacak bir anayasa bekliyorum. Esas itibarı ile hangi hak kategorisinden bakarsak bakalım hak ve özgürlüklerin fark gözetilmeksizin eşitlenmesini bekliyorum. Bunun için ne yapmak lazım sizce? Bir şeyler yapmak lazım elbette. Herkesin bir şeyler yapması lazım. En azından iyi bir şeyler söylenemiyorsa, kötü bir şey söylememek lazım. İlk şart bu bence. Aslında bu şart doktorlar için etik kuraldır. Hastanız için iyi bir şey yapma şansınız yoksa ya da yapamıyorsanız ona zarar vermeyeceksiniz. Anayasanın üç maddesini siz yazın denilse hangi konu ya da konulardaki maddeleri yazmak isterdiniz? Anayasanın 4. Maddesi ile güvence altına alınan ilk 3 maddesini değiştirirdim. Bilimsel olarak toplumun ve ihtiyaçlarının değişebileceğini kabul ediyorsak doğal olarak bizimle ilgili de her şeyin değişebileceğini kabul etmemiz gerektiğini düşünüyorum. 4

Hayatın her alanında engellilerin hayatlarının kolaylaştırıldığı bir toplum için yeni bir anayasa gerekli. Yeni anayasa bizsiz olmaz. Dezavantajlı grupların mevcut anayasadaki temsiliyeti yeterli düzeyde de il! Diyarbakır Kent Konseyi Yerel Gündem 21 in yeni anayasa süreci ile ilgili görüşlerini aldık. Türkiye yeni bir anayasa hazırlamayı tartışıyor. Bu sürece dair herhangi bir çalışmanız oldu mu? Diyarbakır Kent Konseyi Yerel Gündem 21 öncülüğünde engelli hakları alanında çalışan 19 farklı dernek Diyarbakır Engelliler Meclisi ni oluşturdu. YG21 Engeliler Meclisi, 2011 Ekim ayında hukuk çalışma komisyonu oluşturarak Yeni Anayasa da Engelliler başlıklı bir taslak hazırladı. Hazırlanan taslak, Türkiye Büyük Milet Meclisi nin Anayasa Komisyonu na gönderildi ve 12 Mart 2012 de TBMM de hazırladığımız Yeni Anayasa da Engelliler sunumunu 40 dakikalık görüşmeyle ilgililere ilettik. Yeni anayasa çıkana kadar sürecin takipçisi olacağız. TBMM nin ve sivil toplum örgütlerinin sürece katılımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Çalışmalar yeterli mi? TBMM nin içerisindeki dört siyasi partiden oluşan Uzlaşma Komisyonu na baktığımızda, burada eşit temsiliyetin olması bir avantajdır. Fakat halkı sürece katma konusunda Meclis in zorlandığını görmekteyiz. Bunun sebebinin tek merkezden herkese ulaşmaya çalışmak olduğunu düşünüyoruz. Türkiye deki 7 coğrafi bölgede Yeni Anayasa Çalışma Büroları açılsaydı, halktan talepler daha rahat toplanabilirdi. Böylece gerçek talepler ışığında yeni bir anayasa yazılabilirdi. Türkiye de sendikalar, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, basın ve yayın kuruluşları yeni anayasa yazım sürecine ilgi duyuyor. Özellikle Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği her ilde, toplumun her kesiminden görüş almaya çalışıyor ve bu elbette çok önemli bir çalışma. Ancak görüş bildirme noktasında başta konfederasyonlar, federasyonlar, genel merkezler ve şubeleri Türkiye genelindeki örgütlü yapılar eksik kalıyorlar. Saydığımız bu örgütlü yapılar tam da 1982 darbe anayasasının en çok mağdur ettiği yapılar. İktidarlarını kaybetme korkusu duymadan her örgütlü yapının yeni anayasa sürecine katkı koyması gerekiyor Ayrıca engelli, kadın, çocuk, Roman, Kürt, LGBTT vb. dezavantajlı grupların mevcut anayasadaki temsiliyeti yeterli düzeyde değil. Yeni anayasada özellikle dezavantajlı grupların çok ciddi bir şekilde görüş bildirmeleri gerekir. TBMM de sosyal devlet anlayışı gereği, bu grupların görüş ve önerilerini dikkate almalı, hak ve özgürlükleri anayasal güvenceye oturtmalı. Anayasadaki bazı maddelerin değiştirilmesinin bile teklif edilemez olduğu belirtiliyor. Bu maddeler değişmeden yeni bir anayasa yapmak mümkün mü? Anayasal metinler her şeyden önce o ülkede yaşayan bütün yurttaşlar ve devlet arasındaki sözleşmedir. Halka dayalı, adalete dayalı, ayrımcılığı reddeden metinlerden oluşması gerekir. Anayasalar ilahi metinler değildir, değiştirilemez diye kesin emir söz konusu olmaz. Siyasi çıkarlardan, iktidardan düşme endişesinden sıyrılmak gerekir. Bazı maddelerin, bunlardan en önemlisi Kürt meselesi, anadilde eğitim vb. hiç tartışılmaya açılmayacağı ve bunlara değişiklik teklifi bile sunulmayacağı yönünde eğilimler var. Değiştirilemez denilen maddeler değişmezse beş yıl sonra aynı süreçler tekrar yaşanır. Mevcut meclisin yapacağı anayasanın sivil ve demokratik bir anayasa olabilmesi için neler yapılmalı? Öncelikle köylerden metropollere her kesimin görüş ve önerileri alınmalı ve yazılmalı. Bu ülkede yaşayan bütün kesimlerin taleplerini karşılayabilecek, anlaşılır, sade, yoruma mahal vermeyen, ötekileştirmeyen, insan haklarını güvence altına alan bir anlayışa sahip olmalı. Sivil, özgürlükçü demokratik bir anayasa olması için herkesin, evet bu benim anayasam! diyebilmesi için TBMM nin ciddi bir kararlılığa ve gayrete olması lazım. 5

Doğadaki canlı ve cansız tüm varlıkların haklarının tanındığı demokratik bir anayasa için görüşlerinizi bildirin. www.bizsizanayasaolmaz.org Anayasadaki hiçbir madde yoruma açık ifadeler içermemeli Siyah Pembe Üçgen LGBTT Derneği den Erdem Gür ile yeni anayasa hakkında görüştük. Türkiye nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var mı? Niçin? Evet var, çünkü halihazırdaki anayasa toplumdaki bir çok bireyin ve kesimin haklarını korumamakta, genel ahlak, kamu düzenini korumak gibi yoruma açık ibareler içermekte, bu durum birçok bireyin doğrudan ya da dolaylı olarak ayrımcılığa uğramasına ve mağdurlaşmasına neden olmaktadır. TBMM nin anayasa yapım sürecine Sivil toplumun katılımı için belirlenen mekanizmalar yeterli mi? Sivil toplumun katılımını artırmak için farklı neler yapılabilir? Bu konuda hak temelli bir yaklaşımın kabullenmesi, sesini duyurmakta zorlanan ve en çok mağdur olan kesimden başlayarak görüşlerin toplanması gerekiyor. Görüşlerin gerekli komisyonlara ulaşmasını beklemekten ziyade komisyonların bu konuda birimler oluşturarak ve mümkünse de yerinde bu kesimlerden talep toplama yolu benimsenmeli. Yeni anayasa sürecinde toplumsal uzlaşmanın sağlanması olanaklı mı? Toplumsal uzlaşmanın sağlanmasında sivil toplum örgütleri nasıl bir rol üstlenebilir? Toplumun uzlaşmasının yolu, birey olarak her bir kişinin ayrı ayrı haklarının korunmasından ve bu konuyla ilgili toplumun devlete güven duymasından geçiyor. Toplumsal uzlaşıyı da bireylerin tek başına kendisinden beklemek büyük bir yanılgı olur. Bu yanılgının kendisi sürekli duyduğumuz toplum buna hazır değil gibi bir söylemin oluşmasına neden olmaktadır. Yeni anayasanın herhangi üç maddesini siz yazıyor olsaydınız, hangi konu ya da konulardaki maddeleri yazmak isterdiniz? Neyi amaçlardınız? Madde madde tasarlamak aktivist olarak benim aklımın erdiği bir şey değil ama yeni anayasadan beklentilerim hem kendi adıma hem de örgütüm adına var tabi ki. Öncelikle anayasa yapım aşamasında toplumun katılımı güçlendirilmeli. Vatandaş olmayanlar da dahil olmak üzere birey hakları üzerinden hareketle herkesin hak ve özgürlükleri güvence altına alınmalı. Eşitliği düzenleyen ve nefret suçları ile ilgili düzenlemelerdeki maddelerde açıkça cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ibareleri yer almalı. Ayrıca cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği mutlaka tanımlanmalı. Tabi bu tüm maddeler için de geçerli. Anayasadaki tüm maddeler açık ve net bir şekilde tanımlanmalı ve yoruma açık genel ahlak, müstehcenlik ve kamu düzeni gibi muğlak ifadeler kesinlikle yer almamalı. Anayasada korunan hak ve özgürlüklerin uygulamada karşılık bulup bulmadığı ve herhangi bir ihlal olup olmadığı izlenmeli. Bu izlemeyi yapacak yapı mutlaka özerk olmalı ve anayasada tanımlanmalı. 6

İnsanların inanç ve düşüncelerini ifade ettikleri için yargılanmadığı bir toplum için Bizsiz Anayasa Olmaz a destek olun. www.bizsizanayasaolmaz.org <http://www.bizsizanayasaolmaz.org> Yeni de il, gerçek anayasa Doğu Akdeniz Sivil Toplum Platformu ndan Tuncay Özgünen yeni anayasa ile ilgili görüşlerini bizimle paylaştı. Mevcut anayasamızın tümünü ya da bir bölümünü okudunuz mu? Sizce yeni bir anayasa gerekli mi? Mevcut anayasa toplumun ihtiyaçlarına göre düzenlenebilir mi? 1808 Sened-i İttifak tan başlayarak en son referandumunda kabul edilen metine kadar geçen süre içinde çıkarılan, anayasa bağlamında kabul edilecek metinleri ve bu metinlere yapılan düzeltmeleri erişebildiğim kadar, okuyup anlamaya çalıştım. Son referandumda önerilen değişikliklerin ise ancak başlangıç bölümlerini okuyup gerisini okumaya gerek duymadım. Kanımca bize yeni anayasa değil gerçek anayasa gerekmektedir. Birkaç ayrıcalığı dışında bugüne kadar yürürlükte olan ve anayasa adını taşıyan metinler, başlarına takılan (ve öncekilerden aynen kopya edilen) üstün körü birkaç ibare dışında anayasa kavramı ve ruhuyla ilgisiz olup belki yasa olarak adlandırılabilir. Anayasa olarak adlandırılan mevcut metin bir anayasa olmayıp erki ele geçiren ve sağdan sola geniş bir yelpaze oluşturan grup veya zümrelerin iktidarlarını pekiştirecek hükümler getiren, zorda kalınca da görmezden gelinen bir kırkambardır. Kabul tarihinden başlayarak günümüze kadar delik deşik edilmesi, bir Cumhurbaşkanımız tarafından bir kere delinse bir şey olmaz vecizesiyle betimlenmesi ve şu anda Cumhurbaşkanlığı süresini bile tartışmaya açması bu metinin ne olduğunu söylemektedir. Temelden bozuk olan bir metnin düzeltilip düzenlenmesinin söz konusu olamaması ise zaten bugüne kadar yapılan değişikliklerin bir işe yaramamış olmasından açıkça anlaşılmaktadır. Yeni anayasa tartışmalarını takip ediyor musunuz? Meclis in yaklaşımı ve toplumun katılımı sizce yeterli mi? Süreç umut veriyor mu? Çok sınırlı ve genellikle sosyal medya yoluyla izlemeye çalışıyorum. TBMM nin olağan yasama ve denetleme görevini bile nasıl yürüttüğünü her Türk vatandaşı gibi hayretle izliyorum ve bu kurumun yaklaşımı bana bir şey ifade etmiyor. Mevcut sistem içinde TBMM nin görev ve sözcülüğü sadece parti başkanları ve hatta sadece iktidar partisinin başkanına zımnen devredilmiş olduğundan aslında bu görüşlerin bir değer taşıdığını da sanmıyor; bu girişimin bir şey yapmak için değil bir şey yapıyor gibi görünmek için yürütüldüğüne inanıyorum. Toplumun katılımına gelince, toplumun bir şeye katıldığını da sanmamakla beraber bu tartışmanın, en azından ümmetten millete geçiş evresindeki bir toplumda gelecek için büyük bir umut vaad ettiğini düşünüyor ve bu tartışmaların özellikle sivil toplum örgütleri tarafından yoğun şekilde topluma yaygınlaştırmasının gelecek için yararlı olacağını sanıyorum. Mevcut meclisin yapacağı anayasa sizce sivil bir anayasa olabilir mi? Olabilmesi için ne yapılması gerekir? Şu anki mekanizmalar bunun için yeterli mi? Siyasi Partiler Kanunu na göre oluşturulan mevcut meclisin, lafzen meşru olmakla birlikte bu kurguda kullanılan yöntem olarak parlamenter demokrasinin temel ilkeleri ile bağdaştığını söylemek çok zordur. Kullanılan yöntem aslında gerçek bir seçim olmayıp, parti liderleri tarafından atanmış olan adaylar arasından seçim yapılması olduğundan gerçek bir sivil meclis olmayan bir yapının sivil anayasa yapabilmesi düşünülemez. Olağan yasalar için dahi parlamenter demokrasiye uygunluğu tartışılır bir meclisten anayasa konusunda istenebilecek tek şey bu hevesten vaz geçmeleri, gerçek demokrasi ile bağdaşır bir Siyasi Partiler Kanunu çıkartarak her türlü kısıtlamalar arındırılmış gerçek bir seçimle gerçek bir parlamento kurmalarıdır. Kaldı ki, anayasa tarihine bakıldığında bu toplumsal mutabakat metinlerinin toplumlarda büyük kriz ve çözülme dönemlerinin ardından oluşan Kurucu Meclisler tarafından hazırlandığı hemen görülür. Şu anki mekanizmaların uygunluğu sorusuna gelince, günümüzdeki temel sorunumuz, mevcudu ileriye götürmek bir yana, eldeki kırık dökük özgürlük ve güvencelerin nasıl korunacağıdır. Yeni anayasanın herhangi üç maddesini siz yazıyor olsaydınız, hangi maddeleri yazmak isterdiniz? Neyi amaçlardınız? 1) Türkiye Cumhuriyeti, ırk, dil, din, cinsiyet, yaş ve yurttaşlığa giriş tarihine bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyetine yurttaşlık bağı ile bağlı ve Ne mutlu Türküm diyene ifadesini özümsemiş her yönden eşit yurttaşların kurduğu parlamenter bir demokrasidir. Devletin resmi dili Türkçe dir. 2) Türkiye Cumhuriyeti 1948 yılında yayınlanan Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Beyannamesini temel ilke olarak kabul eder ve bu ilkeleri doğrudan veya dolaylı olarak geçersiz kılacak her türlü girişimi reddederken üçüncü kuşak insan haklarına ek olarak insanlık mirası olan doğanın, tarihi-kültürel dokunun korunmasını, hayvan haklarının gözetilmesini, çocuk, kadın, engelli, azınlık, farklı dinsel veya toplumsal yaşam seçimi yapmış üyelerini gözetecek ve koruyacak her türlü önlemi alır. 3) Türkiye Cumhuriyeti Türk vatanının savunulması ve mazlum halkların korunması dışında savaşı reddeder. Ulusun hedefi bilimin rehberliğinde barışçı bir bilgi toplumuna erişmek olup bu ereğe ulaşmada Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği dahil bütün kamu görevlendirilmelerinde ehliyet ve liyakat esas alınır. Kürsü masuniyeti, fikirlerini açıklamak ve bilgiye erişmek dahil düşünce özgürlüğü korunurken hiçbir kişi veya makam yasal dokunulmazlığa sahip değildir. 7

Sivil Aktivistler Serkan Köyba ı (Ekolojik Anayasa Giri imi) 1980 de Almanya da doğdu. 1999 da Galatasaray Lisesi nden, 2004 te Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi nden mezun oldu. Aynı Üniversite nin Sosyal Bilimler Enstitüsü nde yüksek lisans yaparken halen görev yaptığı Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı nda araştırma görevlisi olarak işe başladı. Şu anda aynı Enstitü nün doktora programında tezini yazmaktadır. Yeşiller Partisi ve Ekolojik Anayasa Girişimi üyesi olan Serkan Köybaşı bir süre Açık Radyo da sivil toplum örgütlerinin yeni anayasadaki beklentilerinin konuşulduğu Benim Anayasam adlı bir program yaptı. Bir seneyi aşkın bir süredir ise www.anayasagundemi.com adresindeki blogu yayınlıyor. Anayasa konusunda etkinliklere katılıyor, izlenimlerinizi anayasagundemi.com sitesi aracılığıyla paylaşıyor ve sosyal medya mecralarını etkin kullanıyorsunuz. Toplumda anayasa tartışmalarına ilgiyi nasıl görüyorsunuz? Şu anda anayasa yapım süreci TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu ile sivil toplum örgütleri arasındaki görüşmelerden ibaret. Anayasa platformlarının çeşitli şehirlerde yaptığı toplantılarda yüksek katılım olduğu söyleniyor ancak toplantıların yapıldığı tüm salonlar hıncahınç dolu olsa bile toplam ne kadar insana ulaşmış olursunuz ki? Sonuçta 75 milyon nüfuslu bir ülkeden bahsediyoruz. Kanımca, sokaktaki vatandaşın yeni anayasa diye bir gündemi yok. TBMM Başkanı Cemil Çiçek in her vesilede dillendirdiği bu heyecansızlığın en önemli nedeni vatandaşlarda birey bilincinin oturmamış olması. Şimdiye kadar sürekli sistem dışında tutulan, görüşüne başvurulmayan, yeri geldiğinde hor görülen, devlet büyükleri karşısında her zaman küçük kabul edilen sıradan vatandaş, anayasanın kendi toplum sözleşmesi olduğunu ve onu asıl yazması gerekenin kendisi olduğunu düşünemiyor. Böyle bir özgüven geliştirmesine hiçbir zaman izin verilmemiş. Bilinçaltında devlet büyükleri yapar, ben uyarım var. O yüzden şimdi bugün neden vatandaş anayasayla ilgili sözünü söylemiyor? demek haksızlık. Yıllardan beri ezmeseydin, ifade özgürlüğünü kullandı diye tutuklamasaydın, apolitize etmeseydin şimdi konuşan bir toplum olurdu karşında. Geçmiş olsun. TBMM Başkanı Cemil Çiçek sivil toplum örgütlerinin sürece yeterince katılmadığından dert yanıyor. Sizce bunun sebebi ne olabilir? Ben yeterince katılmadıklarını düşünmüyorum. Belli başlı bütün sivil toplum örgütleri çalışmalarını yapıp Komisyon a sundu ve halen de sunuyor. Ama tabii bunlarda bile sürece katılsam ne olacak ki? düşüncesi var diye düşünüyorum. Çoğu kişide nasıl olsa sonunda iktidar kendi isteğini dayatacak algısı var. Tabii bu algı boşu boşuna oluşmadı. Mevcut iktidar tarafından başlatılan sürecin, zaman gelecek ve yine iktidarın dayatmacı zihniyeti nedeniyle çökeceği düşüncesi egemen. Böyle bir ortamda sivil toplumdan çok istekli davranmasını beklemek saflık olur. Katılımın yeterli seviyede olmamasının bir diğer nedeni de ifade özgürlüğünün önündeki engeller. Bugün, bir dernek olarak hoşa gitmeyen bir düşünce açıkladığınızda, eylem veya basın açıklaması yaptığınızda suçlamalarla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Delil yokken, çelişkili polis ifadeleri varken, sırf bir eylem yakınlarında poşu takarken görüldüğü için Cihan Kırmızıgül olmayan bir örgüte üyelik suçlamasıyla iki yıl tutuklu kaldı. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi barışçıl yollarla yapılan tüm açıklamaları korusa da, böyle bir ortamda, yeni anayasada federal yapı olsun diyebilir misiniz? Peki bunu düşünüyor ve diyemiyorsanız, ne yaparsınız? Susarsınız. Bizsiz Anayasa Olmaz kampanyası sizce bu durumu değiştirebilir mi? Sosyal medya mecraları yeni anayasa yapım sürecinde nasıl kullanılabilir? Bu süreçte sosyal medya bir yere kadar işe yarayabilir. Özellikle şehirli kesimin olanbitenden haberdar olması ve hatta sürece katılması ve müdahale etmesi için internet önemli bir araç. Bu açıdan Bizsiz Anayasa Olmaz kampanyası da önemli bir boşluğu dolduruyor. Sosyal medyanın yeni fenomeni twitter çok değil, etkin kullanılmalı. Ancak kanımca en önemli sıçrama kısa videolar aracılığıyla olur. Güzel kurgulanmış, mesajını net veren, kaliteli videolar son zamanlarda çok etkili. Bu tür videolar çekilip sosyal ağlar aracılığıyla yaygınlaştırılırsa çok iyi geri dönüş alır diye düşünüyorum. Siz aynı zamanda ekoloji alanında gönüllü çalışmalar da yürütüyorsunuz. Sizce yeni anayasa bu kapsamda neleri vurgulamalı? Doğa olmazsa insan da olmaz. İnsan doğanın efendisi değil, onun bir parçası. Bu nedenle, yeni anayasanın insan değil, doğa merkezli olması gerekir. Doğayı koruduğunuz ve yaşamın sürdürülebilirliğini anayasal güvenceye aldığınız zaman insan da korunur. Üstelik sadece bugün yaşayanlar değil, gelecek nesiller de sizin yararlandığınız doğal nimetlerden sağlıklı şekilde yararlanabilir. O yüzden yeni anayasa günümüzdeki endüstriyel tüketime dayalı düzene son vermeli ve doğayı kaynak olarak görmekten vazgeçmeli. Yeni anayasa Doğa Ana nın haklarını ve tüm insan hak ve özgürlüklerini güvenceli olarak tanıyan, kadın-erkek eşitliğini hayata geçirecek düzenlemeleri içeren ekolojik bir anayasa olmalı. STGMD Yönetim Kurulu Yönetim Kurulu Başkanı: Levent Korkut Başkan Yardımcısı: Hülya Denizalp Genel Sekreter: Ozan Çakmak Sayman: Betül Dinçer Üyeler: Gürcan Banger, Fahri Huvaj, Şeyhmus Diken Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Tunus Caddesi 85/8, 06680 Kavaklıdere, Ankara Tel: (312) 442 42 62 (pbx) Faks: (312) 442 57 55 e-posta: bilgi@stgm.org.tr web: www.stgm.org.tr STGM Adana Yerel Destek Merkezi Kurtuluş Mah. Ziyapaşa Bul. Kızılay Kan Merkezi Sok. (64010 Sok.) Dr. Muzaffer Ersalan Apt. No: 14 K: 1 D: 1 Seyhan, Adana Tel: (322) 453 04 50-51 Faks: (322) 453 04 02 e-posta: adana@stgm.org.tr web: http://adana.stgm.org.tr STGM Diyarbakır Yerel Destek Merkezi Fabrika Cad. Sümerpark Kampüsü Kent Gönüllüleri Binası Kat: 1 Diyarbakır Tel: (412) 226 60 77 Faks: (412) 226 30 65 e-posta: diyarbakir@stgm.org.tr web: http://diyarbakir.stgm.org.tr Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Derneği adına sahibi: Levent Korkut Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Ergün Kayabaş Grafik Tasarım: Gülru Höyük ISSN 1306-5297 STGM Denizli Yerel Destek Merkezi Tel: 0533 324 83 59 e-posta: denizli@stgm.org.tr web: http://denizli.stgm.org.tr STGM Eskişehir Yerel Destek Merkezi Deliklitaş Mah. Gürman Sok. No: 16, 26090 Eskişehir Tel: (222) 220 40 36 Faks: (222) 220 40 76 e-posta: eskisehir@stgm.org.tr web: http://eskisehir.stgm.org.tr