Yasal Değişiklikler Sonrası Hekim Sorumluluğu ve Malpraktis



Benzer belgeler
ACİL SERVİSTE TIBBİ MALPRAKTİS

Bilgilendirilmiş Onam Alımı ve Hukuki Anlamı

SAĞLIK HİZMETİNDEN KAYNAKLANAN SUÇLARDA YARGI SÜRECİ. Hasan Tahsin Gökcan. Yargıtay Üyesi

AV. VEDAT CANBOLAT AV. ELİF CANBOLAT GÖKTEPE

Hekim Sorumluluğu ve Tıbbi Malpraktis

Bu rakamlar göstermektedir ki sağlık sektörüne hukukçu desteği ŞARTTIR!

TIBBİ HATA VE HEKİM SORUMLULUĞU AV. MEHMET ALİ AKGÜL MAA DANIŞMANLIK

I. Bölüm YARGIYA YANSIYAN TIBBİ MÜDAHALE HATALARI

Malpraktis İddialarında Bilirkişilik Müessesesi ve Yönetimi. Dosyanın İncelenmesi / Raporlama Yöntemi

I. Bölüm YARGIYA YANSIYAN TIBBİ MÜDAHALE HATALARI

PATOLOJİ LABORATUARI ÇALIŞANLARININ YASAL SORUMLULUKLARI

ACIL SERVISTE MALPRAKTIS VE YASAL DÜZENLEMELER. Yrd.Doç.Dr Özgür TATLI KTÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD

SAĞLIK HUKUKU VE MEVZUATI. Ders 3. Sağlık Hukukunda Sorumluluk ve Sözleşmeler. Öğr. Gör. Hüseyin ARI

Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi 23 Mart Dr. K. Ahmet Sevimli Yardımcı Doçent Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

Hasta ve Hasta Yakını Yönetimi: Şiddet ve Şikayetten Korunma

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XVII GİRİŞ...1

Hekim, Tıp Fakültesinden mezun olarak, diploma sahibi olan kişidir.

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

Tıbbi Uygulama Hatası (Malpraktis)

Zorunlu meslek sigortası bizleri koruyor mu?

DANIŞTAY BAŞKANLIĞI. COUNCIL of STATE

TIBBĠ UYGULAMA HATALARINDA HEKĠMĠN CEZAĠ SORUMLULUĞU

Hekim ve Hasta Hakları

Tiroid Cerrahisinde Yaşadığımız Hukuki Sorunlar «Ameliyat da sesim kısıldı Hakim bey» Prof. Dr. Ali Rıza Tümer

YENİ TIBBİ YÖNTEMLERİN HUKUKA UYGUNLUĞU

KAN BANKACILIĞINDA EN SIK GÖRÜLEN HATALAR VE YASAL SORUMLULUKLAR

Av.Pınar Aksoy Gülaslan SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM VE YARGIYA YANSIYAN TIBBI MALPRAKTIS DAVALARI

Sağlık Hizmetlerinde Medeni Hukuk Sorumluluğu

CİNSEL SALDIRILAR ACİL HEKİMİNİN SORUMLULUKLARI. Dr. Serhat KOYUNCU Gaziosmanpaşa Üniversitesi Acil tıp A.D

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM

DEFANSİF TIP KAVRAMI: İÇERİK ANALİZİ

DR.DİLEK ÜNAL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ RADYASYON ONKOLOJİSİ

Tüm yönleriyle MALPRAKTİS

Sağlık Hizmetlerinden Kaynaklanan Özel Hukuk Sorumluluğu. Prof.Dr. Fulya İlçin GÖNENÇ Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Osman Celbiş Accepted: October ISSN : Malatya-Turkey

Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi 4 Aralık Dr. K. Ahmet Sevimli Yardımcı Doçent Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI / MALATYA

Türkiye de Çocuk Hekiminin Hukuki ve Cezai Sorumluluğu

SAĞLIK HUKUKUNDA SORUMLULUK II HEKİMİN HUKUKİ VE TAZMİNAT SORUMLULUĞU. Av. Ebru ÇAVUŞOĞLU ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

KLİNİK ARAŞTIRMALAR ve HUKUKİ TEMELLERİ

Acil Serviste En Sık Neler Şikayet Ediliyor? Doç. Dr. Selahattin KIYAN Ege ÜTFH Acil Tıp AD ATOK «Acilde Adli Tıp»

Hekim Hakları U Z M. D R. M. R A Ş I T Ö Z E R

Yrd. Doç. Dr. Ali DUMAN Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servis

İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanının hukukla imtihanı Malpraktis. Dr Eyüp Arslan

TIBBĠ KÖTÜ UYGULAMAYA ĠLĠġKĠN ZORUNLU MALĠ SORUMLULUK SĠGORTASI

BÖLÜM GÖĞÜS HASTALIKLARINDA HEKİMİN YASAL SORUMLULUKLARI

Sağlık Yönetimi / Health Management. Tıbbi Malpraktis ve Hekim Mesleki Sorumluluk Sigortası

Tıbbi Uygulama Hatalarında Hekim Sorumluluğu

HEKİM TANI ATLAMANIN ADLİ SORUMLULUĞU & SİGORTALIYIZ; NE YAPMALIYIZ? KANUNUN BAĞLAYICILIĞI- TCK

GÖRÜŞLER HİZMET KUSURUNDAN MALPRAKTİSE. Doç. Dr. Ahmet ÇOLAK

Hukuki Açıdan Mevzuatların Değerlendirilmesi. Sosyal Ve Toplumsal Yönleriyle HBV Enfeksiyonunun Sağlık Hukuku Boyutu

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI

Hekim ile Hastanın Hukuki İlişkisi. Arş. Gör. Cemile Turgut

İçindekiler SAĞLIK HUKUKU-PART5-SAYFA SAYISI :6. Adli tıp 2-6

KURUM TABİPLERİ VE İŞYERİ HEKİMLERİNİN YETKİLENDİRİLMİŞ AİLE HEKİMİ OLMASI ZORUNLU D E Ğ İ L D İ R.

Salih AKYÜZ Hasta ve Çalışan Hakları ve Güvenliği Derneği Başkanı

TEMEL YASALAR /DÜZENLEMELER

ETİK VAKA TARTIŞMALARI. Öğr. Gör. Dr. Aslıhan AKPINAR HÜTF Tıp Tarihi ve Etik AD

T.C. D A N I Ş T A Y ONBEŞİNCİ DAİRE Esas No : 2014/9315 Karar No : 2015/9212

Hekim Sorumluluk Sigortası

1. Bölüm TIP HUKUKUNA GİRİŞ

Hekim Savunma Rehberi

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Đclal KARAKOCA ve Hüseyin KARAKOCA v. TÜRKĐYE (Başvuru no /11)

Cinsel istismarlı hastaya yaklaşım. Doç. Dr. Mücahit KAPÇI ADÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD.

İKİNCİ BÖLÜM. Mübeyen POLAT / TÜRKĠYE DAVASI. (Başvuru no. 3143/12) KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

Hakan HAKERİ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı. 3. Baskı

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ERZURUM

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HUKUKİ SORUMLULUKLAR. Doç.Dr. Saim OCAK MARMARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

İŞ KAZALARINDA TEKNİK BİLİRKİŞİLİK. Prof. Dr. Talat CANBOLAT Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

HEMŞİRELİK HİZMETLERİNDE MEDİKOLEGAL SORUNLAR

Bağdat Cad. No:108/B D:26 Fenerbahçe Kadıköy İSTANBUL. : Bilirkişi 2. Ek Rapor ve Ayrık 2. Ek Rapora Karşı Beyanlarımızdan İbarettir.

adli psikiyatride epilepsi

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

ADLİ RAPOR YAZIMI DR.MAHMUT FIRAT KAYNAK ACİL TIP UZMANI KEAH&2017

TEK HEKİMİN SÜREKLİ İCAP NÖBETÇİSİ OLAMAYACAĞINA İLİŞKİN DANIŞTAY KARARI Cuma, 12 Ağustos :53 - Son Güncelleme Perşembe, 05 Ocak :01

BURSA TABİP ODASI YÖNETİM KURULU KARARLARI

: Av.Tezcan ÇAKIR Meşrutiyet Cd. N:3/15 - ANKARA

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100

ACĐL TIP VE HUKUK SAĞLIK PERSONELİ OLMA ŞARTI. PROF. DR. HAKAN HAKERİ

Özelde Çalışan Hekimlere Acil Duyuru İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ YARGI TARAFINDAN HUKUKA AYKIRI BULUNAN ÇALIŞMA YASAKLARINI BİR KEZ DAHA DOLAŞIMA SOKTU.

PSİKİYATRİ ÇALIŞANLARINA YÖNELİK ŞİDDET. (Hekime Yönelik Şiddet Görev Grubu) Ön Raporu

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. Şerif GECEKUŞU/TÜRKİYE (Başvuru no /05)

ANKARA NUMUNE HASTANESİ DR.BARI ÖZTÜRK

DOÇ.DR. FULYA İLÇİN GÖNENÇ

TIBBİ KÖTÜ UYGULAMAYA İLİŞKİN ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI GENEL ŞARTLARI 1

tarihinden sonra da muayenehanelerle ilgili birçok düzenleme yapılmış bu düzenlemelerle ilgili hukuksal süreçler de devam etmektedir.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21

T.C. D A N I Ş T A Y ONBEŞİNCİ DAİRE

HEMŞİRELİKTE TIBBİ MÜDAHALEDEN DOĞAN HAK VE YÜKÜMLÜLÜKLER SORUMLULUKLARI. Av. Halide SAVAŞ Sağlık Kurumları Yönetimi Bilim Uzmanı

Yargıya Yansımış Göğüs Hastalıkları Olgularında Uzman Görüşü Oluşturulması

İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik te yapılan değişiklikler

Disiplin Soruşturması ve Kovuşturmasının. Hukuki Dayanakları. Av. Mithat KARA İzmir Tabip Odası Hukuk Bürosu

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T

SAĞLIK MESLEĞİ MENSUPLARININ SUÇU BİLDİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

ADLİ RAPORLAR. Emine Doğan Mevlana Ü. Tıp Fak.

Danıştayın yürütmesini durduğu konular: 1. Mesai dışı çalışma,

ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK ERZURUM. Prof.Dr. Ahmet Nezih KÖK Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 5 ADLİ TIP STAJ TANITIM REHBERİ

Transkript:

Trakya Univ Tip Fak Derg 2010;27 Suppl 1:7-12 Derleme / Review Yasal Değişiklikler Sonrası Hekim Sorumluluğu ve Malpraktis Physician Responsibilty and Medical Malpractice After the Legal Regulations Gürcan ALTUN, Abdullah Coşkun YORULMAZ 1 Trakya Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı, Edirne; 1 İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı, İstanbul Ülkemizde, 2005 yılında ceza yasalarında önemli değişiklikler yapıldı. Hem adli tıp hizmetleri hem de hekimlerin yasal sorumlulukları açısından farklı uygulamalar gündeme geldi. Hekimler, bu yasal değişiklikler sonrası, tıbbi uygulama hataları nedeniyle ciddi sıkıntı yaşayabilecekleri endişesine kapıldılar. Bu durum yalnızca ülkemize özgü değildir. Dünyanın pek çok ülkesinde uzun zamandır yürürlükte olan benzer uygulamalar vardır. Hekimler, özellikle malpraktis sigortalarından kaynaklanan tazminatlar nedeniyle zor durumdadır. Hekimlerin mesleki etik ilkelerine ve kurallarına uygun davranmaları, onları yasalar önünde koruyacaktır. Anahtar sözcükler: Hekim sorumluluğu; malpraktis; yasal değişiklikler. Our penal codes were reviewed again in 2005. Some changes were made in routine forensic services and legal responsibilities of physicians. After the legal regulations, physicians began to worry about serious troubles they can live because of their medical malpractice. This situation is not unique only to our country. In many countries of the world, there have been similar practices in force for a long time. Especially because of the compensation due to malpractice insurance, physicians are in difficult situations. If physicians comply with principles and rules of medical ethics, the laws will protect them. Key words: Physician responsibility; medical malpractice; legal regulations. 2005 yılında değişen yasal mevzuat, hem adli tıp hizmetleri hem de hekimlerin hukuki ve cezai sorumlulukları açısından farklı tanımlamaları ve uygulamaları içermektedir. Bu kapsamlı değişikliklerle birlikte, hekimler ciddi sıkıntı ve endişe içindedir. Bu durum yalnızca ülkemize özgü değildir. Dünyanın pek çok ülkesinde uzun zamandır yürürlükte olan benzer uygulamalar nedeniyle, hekimler, özellikle üzerlerindeki malpraktis sigortalarından kaynaklanan ağır yükün hafifletilebilmesi için taleplerde bulunmaktadır. [1-3] Yeni Türk Ceza Kanunu (TCK) ve Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) nun yürürlüğe girmesi ile birlikte, ülkemizde bir panik havası yaşanmış ve yaşanmaya devam etmektedir. Bu çalışmada; söz konusu ortamının neden kaynaklandığı, paniğe gerek olup olmadığı, yasal değişikler sonrası hekimlerin tıbbi uygulamaları ile ilgili sorumluluğunda değişiklik olup olmadığı ve ne yapılması gerektiği gibi konular incelendi. Hekimlerin hastalarına nasıl davranması gerektiği ve bu konudaki beklentiler; ulusal ve uluslararası tıbbi etik ve deontolojik kurallar, sözleşmeler, bildirgeler, yasalar, yönetmelikler gibi yazılı metinlerin yanında; genel ahlak kuralları, örf ve adetler gibi yazılı olmayan kurallar ile de belirlenmiştir. [2,4-7] Hukuki açıdan önemli belirleyicilerden biri hekim ile hasta arasındaki varsayımsal sözleşmedir. Hastanın hekime anamnez vermeye, hekimin de bunu dinlemeye başladığı andan itibaren aralarında bir sözleşme imzalandığı varsayılır. [4] Bu sözleşme, vekâlet sözleşmesi olup, hekim bu sözleşme ile sonucun mutlaka iyi olacağını garanti etmez. Bu sözleşme ile hekim, hastasının sağlığını korumak için elinden geleni yapacağına, ona özen, içten bağlılık ve sadakat İletişim adresi (Correspondence): Dr. Abdullah Coşkun Yorulmaz. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı, 34098 İstanbul. Tel: 0212-414 30 29 Faks (Fax): 0212-414 30 28 e-posta (e-mail): cosy@istanbul.edu.tr Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi. Ekin Tıbbi Yayıncılık tarafından basılmıştır. Her hakkı saklıdır. Medical Journal of Trakya University. Published by Ekin Medical Publishing. All rights reserved. 7

göstereceğine, tüm bilgi ve becerisini onun yararına kullanacağına, sırlarını saklayacağına, kayıtlarını düzgün olarak tutacağına ve tedavisini sürdüreceğine söz vermiş olur. Bu varsayımsal sözleşmeyi hukuka uygun hale getiren unsurlar; hekimin tıp sanatını uygulama hak ve yetkisine sahip olması, hastanın muayene için onamının yapılacak diğer uygulama ve girişimler için aydınlatılmış onamının bulunmasıdır. [2,3,8,9] Hekimlik riskli bir meslektir. Her tıbbi girişimin kendisine özgü risk ve sapmaları bulunmaktadır. Dolayısıyla, oluşabilecek her kötü sonuçtan hekim sorumlu tutulması beklenmez. Hekimler çalışmalarını hukuki perspektifte izin verilen risk kavramı çerçevesinde yerine getirirler. İzin verilen risk kavramı tıbbi literatürde komplikasyon olarak tanımlanmaktadır. Tek başına kusur olarak görülmez. [4-6] Tıbbi malpraktis, Dünya Tabipler Birliği tarafından, hekimin tedavi sırasında standart uygulamayı yapmaması, beceri eksikliği veya hastaya tedavi vermemesi ile oluşan zarar şeklinde tanımlanmış olup, tıbbi bakım ve tedavi sırasında görülen komplikasyonların malpraktisten ayırt edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. [1,9,10] Hukuksal olarak beklenti, sağlık personelinden "mesleğinde en iyisi" olması değildir. Beklenti, "ortalama bir meslektaşı kadar" özenli, dikkatli, bilgili ve becerili olmasıdır. Buradaki kriter, tıbbi literatüre göre aynı girişim, işlem veya eylem esnasında, genellikle aynı şartlarda, aynı zararlı sonuç ile karşılaşma sıklığı olacaktır. Ancak zararlı sonuç, bindeler, on bindeler gibi nadir rastlanılacağı ifade edilen sıklıkta ise hukuksal sorumluluk tartışma konusu olacaktır. Görece sık görülen, bilinen komplikasyonlarda ise bu istenmeyen sonucun nasıl yönetildiği, hekimin kusuru açısından yapılacak değerlendirmede ön plana çıkacaktır. [2,3] Hekimlerin mesleki uygulamaları ile ilgili çok sayıda kapsamlı yasal düzenleme vardır. Ancak, yeni TCK da dahil olmak üzere, hekimlerin cezai ve hukuki sorumluluğunu düzenleyen özel bir madde bulunmamaktadır. Hekim, yasal düzenlemelerde yer alan mesleki etik kuralları gereğince, ilgili yasalardaki genel tanımlar çerçevesinde cezai ve hukuki açıdan sorumlu hale gelmektedir. [9,11,12] Hekim sorumluluğu açısından, aşağıdaki koşulların varlığında, haksız fiiller tazminat davalarının, meydana gelen suçlar da ceza davalarının konusunu oluşturmaktadır. [2,8,9] Eylemin hukuka aykırı olması, Bir zararın doğmuş olması, Davranışın kusurlu bulunması, Eylem ile zararlı sonuç arasında uygun nedensellik (illiyet) bağı bulunması. Hekimlerin istemeden, kasıtsız, ancak kusurlu hareketleri sonucu hastada oluşan zarar nedeni ile sorumlu tutulacakları yasa maddeleri, eski ve yeni TCK da "Taksir" başlığı altında tanımlanmıştır. Bir hekimin kusurlu hareketi sonucu sorumlu tutulacağı yasa maddesi ile bir trafik kazasında aynı oranda kusurlu olan bir şoförün sorumlu tutulacağı yasa maddesi aynı olmaktadır. Taksirli suçlar, eski TCK da 455. ve 459. maddelerde yer almaktaydı, yeni TCK da ise 85. ve 89. maddeler bu konuları tanımlamaktadır. Taksirle işlenen suçlarda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık söz konusu olup; fiil, zararlı sonuç öngörülmeden gerçekleştirilmektedir. [5,11,13] Bu maddeler incelendiğinde ve Tablo 1 de olduğu gibi karşılaştırıldığında kusurlu bir hareket sonucu bir hekimin alacağı cezada yeni TCK da aslında çok önemli değişiklikler olmadığı görülecektir. Bu durumda verilecek olan ceza hekimin kusur oranına göre belirlenecektir. Yasa maddesinde belirtilen cezalar ancak tam kusurlu olunduğunda geçerli olup, kusur oranı azaldıkça cezanın da azalacağı bilinmelidir. Eski yasada sadece ortaya çıkan hafif zararlar şikayete bağlı olup diğerlerinde kamu adına dava açılırken, yeni yasaya göre bilinçli taksir dışındaki tüm taksirli suçlar şikayete bağlıdır. [13] Bu durumda, neden "Cezalar müebbet hapse kadar arttı" şeklindeki söyleme bağlı bir panik ortamı doğmuştur? Bunun sebebi yeni TCK da tanımlanan "Bilinçli taksir" ve "Kasten öldürme veya kasten yaralamanın ihmali davranış ile işlenmesi" kavramlarıdır (Tablo 2). Birçok hukukçu akademisyen, bu kavramların yanlış değerlendirildiği, hekimlerin tüm kusurlu hareketlerinde bu Tablo 1. Taksir ve Bilinçli Taksir kavramlarının karşılaştırılması Tanım Ceza Tecil Şikâyet Taksir Dikkat ve özen yükümlülüğüne 2 6 yıl Var Şikâyet aykırılık dolayısı ile bir davranışın aranır suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir. Bilinçli Fail hareketi iradi olarak yapar ve 3 7 yıl Yok Şikâyete Taksir sonucun meydana gelebileceğini bağlı değildir öngörür ancak gerçekleşmesini istemez. 8

Tablo 2. Yeni TCK'da Kast ve Taksir kavramları Davranış Sonuç Taksir Öngörülmüyor İstenmiyor Bilinçli Taksir Öngörülüyor İstenmiyor İhmali Davranış Öngörülüyor Olursa olsun Kast Öngörülüyor İsteniyor maddeler ile yargılanacağı düşüncesinin yanlış olduğu söylemini bilimsel ortamlarda seslendirmektedir. [2,5] Hekimler ise, bu kavramlara ait gerekçeli hukuk metinlerinde özellikle hekimlik uygulamalarının örnek gösterilmesini de dikkate alarak; TCK nın bu maddelerini adeta Demokles in kılıcı olarak görmektedir. Nitekim özellikle icap nöbetleri ve tek hekim nöbetleri tutulan küçük yerleşim birimlerde bazı cumhuriyet savcılarının hekimler hakkında "Kasten öldürme veya kasten yaralamanın ihmali davranış ile işlenmesi" maddesi gereğince soruşturma başlattıkları gözlenmiştir. [14] Aslında bilinçli taksir kavramı, toplumdaki büyük rahatsızlıklar sonucu, 2003 yılında yukarıda belirtilen diğer taksirli suçlarla etkin mücadele kapsamında eski yasaya da eklenmiştir. [5,13] Bilinçli taksirde; kişi zararlı sonucun ortaya çıkmasını istememesine rağmen bu sonucu öngörebilmekte, "inşallah bir şey olmaz" mantığı ile hareket etmektedir. Örneğin; hastasının tiroit fonksiyonlarında bozukluk olduğunu bilen bir kardiyoloji uzmanının tedavi için tercih ettiği ilacın yan etkileri bu yönde ön planda ise; bu tedavi hastanın zarar görmesi veya ölümüne yol açması halinde bilinçli taksir kavramı gündeme gelecektir. Bilinçli taksir halinde (TCK madde 22/3) öngörülen cezalar üçte birden yarısına kadar artırılmakta ve şikayete bağlı olmadan kamu adına kovuşturma yapılmaktadır. [2,5,13,15] İhmali davranışta ise durum farklıdır. Hekimin hukuki sorumluluğu için zararlı sonucu öngörebilmesine rağmen, görevinden kaynaklanan ve yapması gereken bir hareketi yapmaması gereklidir. Ortaya çıkacak zararlı sonucu öngörebilmesine rağmen, nöbetçi olduğu hastanede görevi icabı bakması gereken acil bir hastaya bakmayan ve "ölürse ölsün" mantığı ile hareket eden bir sağlık personelinin davranışı buna örnek gösterilebilir. Böyle bir durumda, hâkimin takdirine göre müebbet hapse kadar cezalar gündeme gelebilecektir. Burada özensiz ve hatalı bir hareket değil, ölümün meydana geleceği tahmin edilebilmesine rağmen görev olarak yapılması gereken ancak bilinçli olarak yapılmayan bir hareket söz konusudur. Elbette, hastasını bilinçli olarak ölüme gönderen bir hekimin alacağı cezanın çok ağır olması yadırganacak bir durum olmamalıdır. Ancak, evde tutulan nöbetlerde, hasta ile ilgili bilgisi nöbetçi ekibin bilgilendirmesi düzeyinde olan hekimine, uygulamalardan doğan sorumlulukta teknik olarak bu maddenin uygulanması doğru olmayacaktır. Bu nöbetler olağanüstü durumlarda uygulanmakta olup, hekimler bu süreçte her türlü özveriyi göstermektedir. Zararlı bir sonucu öngörüp hiçbir şey yapılmaması söz konusu değildir. [2,5,13] Hekimlerin davranışları sonucu hastada ortaya çıkan zararlı sonuçtan hukuksal olarak sorumlu tutulabilmesi için; kusurlu bir hareketinin olması gereklidir. Elbette ki tıbbi hatanın tespiti teknik bir konu olduğu için, yargı makamı böyle bir hatanın olup olmadığını yine hekimlere sormaktadır. 2005 yılında yeni TCK nın yürürlüğe girmesine kadar, ülkemizde mahkemeler tarafından sıklıkla "bilirkişi" olarak saptanan Adli Tıp Kurumu ve Yüksek Sağlık Şurası, resmi bilirkişilik kurumları olarak, bu yönde değerlendirme yapmaktaydı. [2,7,15] Her iki kurum bu gün çok ciddi eleştiri altında olup yeniden yapılandırılmaları gündemdedir. Bu iki kurumun kabul edilebilir bir iş yükünü çoktan aştığı bilinmektedir. İnceleme süreleri, yargılama sürecindeki en önemli gecikme nedeni haline gelmiştir. Müvekkilleri adına süreci takip eden avukatların, herhangi bir risk değerlendirmesi yapamadan, uzun süre beklemekten başka seçenekleri bulunmamaktaydı. [2] Yeni CMK ile mahkeme tarafından saptanan bilirkişinin yanı sıra, savunma tarafına kendi seçeceği bir uzmandan "uzman görüşü" alabilmesi gibi önemli bir yenilik getirilmiştir. Bu durum, tıbbi uygulama hatalarında hekimin savunma stratejisi açısından son derece önemli bir adımdır. Oldukça karmaşık olan birçok tıbbi malpraktis davasında, çok farklı görüşler ortaya çıkabilir. Böyle bir durumda suçlanan sağlık personelinin, aynı alandan uzman, kendi seçtiği ve güvendiği biri tarafından teknik olarak değerlendirilmesi çok önemlidir. Ayrıca yeni CMK nın, uluslararası literatürde "çapraz sorgu" adı verilen çok aktif bir mahkeme ortamının bir benzerini Türkiye de de olanaklı kılması devrim niteliğinde ikinci bir avantajdır. Bu ortamda bilirkişilere ve uzmanlara sav ve savunma tarafından her türlü soru sorulabilecektir. Ancak, burada suçlamayı yapan savcı ve mağdurun da kendilerinin seçeceği uzmandan bilimsel görüş alacağı ve mahkemeye getirip çapraz sorguya dâhil edebileceği unutulmamalıdır. Buna rağmen, davalı tarafın davacı tarafa göre bilirkişi temini konusunda oldukça avantajlı olacağı öngörülebilmektedir. [2] Tüm bu gelişmelerin suçlanan hekimin lehine olabilmesi için; "savunulamayacak derecede" kusurlu bir hareketinin olmaması gerekmektedir. Ağır kusurlu bir davranış için mahkeme tarafından bilirkişi olarak seçilen hekimler, kusurlu davranışı açıkça ortaya çıkaracaktır. Böyle bir durumda hekimin kendi seçeceği bir uzmanı bulabilmesi de oldukça zordur. Çünkü hiçbir uzman bilimsel olarak doğru olduğuna inanmadığı bir konuda olumlu görüş bildirmek istemeyecektir. [2] Hekimlerin karşılaşabilecekleri muhtemel hukuksal sorunlar açısından daha önemli olan, yeni yasalar ile ilgisi olmayan, tazminat sorumluluğudur. Ülkemizde 1999 yılından bu yana sağlık personeli hakkında tıbbi 9

uygulama hatası iddiası ile açılan davaların sayısındaki aşırı artış ve bu artışın süreceği öngörüsü; tıbbi uygulamalar esnasında bazı noktalara çok dikkat edilmesinin zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır (Şekil 1, 2). Hekimler mesleklerinin hukuksal dayanaklarını iyi bilmeli, bu konularda dikkatli olmalı ve sıkça rastlanan bazı hatalı uygulamalardaki "eski alışkanlıklarını" terk etmelidir. [2,3,9] Dava edilmiş olmak sadece finansal bir risk oluşturmamaktadır. Hekimler aleyhine açılan davalarda yaklaşık %80 oranında hekimlerin kusurlu bulunmadığı da bilinmektedir. Ancak, ortalama 5 7 yıl süren dava süreleri hekimler için en büyük cezadır. Hekimlerin işsiz kalmaları, evlilik gibi ailesel sorunları, hatta gerçek tıbbi hataları en çok bu dönemde gerçekleşmektedir. [3] Görece giderek daha az yapılan bir hata; özellikle invaziv girişimlerde "Aydınlatılmış onam" alınmayışıdır. Eski alışkanlıklar ile alınan "Ameliyat olmayı kabul ediyorum" veya "Tüm sorumluluğu üzerime alarak kendi isteğim ile hastaneden çıkmayı kabul ediyorum" tarzındaki genel ifadeleri içeren onamlar, aydınlatma yükümlülüğü yerine getirilmemiş olduğundan etik ve yasal olarak geçerli belgeler olmayacaktır. Bilinmelidir ki; invaziv bir girişimi hukuka uygun hale getiren unsurlardan biri aydınlatılmış onamdır. Aksi halde zararlı bir sonuç ortaya çıkmamış olsa dahi; hasta şikâyetçi olduğunda hukuksal olarak büyük bir sorun ortaya çıkmış olur. Aydınlatılmış onam, sadece yapılan tıbbi girişimi hukuka uygun hale getirir. Hekimin kusurlu davranışlarından ötürü ortaya çıkacak hukuki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. [11,16] Aydınlatılmış onamın her durumda yazılı olması şart olmamakla birlikte; aksine iddialar ortaya çıktığında ispat yükümlülüğü açısından önemli sıkıntılar ortaya çıkacağından, özellikle invaziv girişimlerde onamın yazılı olarak alınması önerilmektedir. Tabip Odaları nca matbu bir Aydınlatılmış Onam Belgesi geliştirilmemiş ve standardı belirlenmemiştir. Çünkü kültürel düzeyleri farklı hastalar için, bu tür geniş kapsamlı matbu belgelerin kullanılması ile herhangi bir yarar sağlanamayacağı gibi, uygulama aşamasında rutin hale geleceği ve olası farklılıkları yansıtamayacağı için bir takım olumsuzluklara da neden olabilecektir. Bilgilendirmede, onam ve düzenlenecek belgede, özellikle Hasta Hakları Yönetmeliği ve Hekimlik Meslek Etiği Kuralları nda yapılan ayrıntılı açıklamaların esas alınması yerinde olacaktır. Düzenlenecek belgede, hukuki sorumluluk oluşturmaması bakımından, madde içeriğine uygun olarak; hastanın sağlık durumu ve konulan tanı, önerilen tedavi yönteminin türü, başarı şansı ve süresi, tedavi yönteminin hastanın sağlığı için taşıdığı riskler, verilen ilaçların kullanılışı ve olası yan etkileri, hastanın önerilen tedaviyi kabul etmemesi durumunda hastalığın yaratacağı sonuçlar, olası tedavi seçenekleri ve riskleri anlatan bilgiler bulunmalıdır. [16] Acil durumlarda yapılacak girişimlerde böyle bir onamın alınması gerekli değildir. Aydınlatılmış onam ile ilgili yükümlülük olgunun aciliyetine paralel azalmaktadır. Gereken durumlarda onam sırası ile hastanın eşi, çocukları, anne-babası veya kardeşlerinden de alınabilir. [2,3,14,16] Aydınlatılmış onam, hasta hekim ilişkisinin sağlamlaştırılması açısından kaçırılmaması gereken bir fırsat olarak düşünülmelidir. Hekimlerin şikayet edilmesi ile ilgili en önde gelen nedenlerden biri de iletişim sorunudur. İletişim becerileri çok daha iyi olan kadın hekimlerin daha az şikâyet edildikleri saptanmıştır. [3] Hekimleri sorumluluk altına sokacak olan hususlardan biri de; varsayımsal sözleşmeden kaynaklanan "Kayıt tutma yükümlülüğünün" yerine getirilmeyişidir. Bir suçlama karşısında olayın çözümü, bu belgelere dayalı olduğu için son derece büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle kayıtlar zamanında, düzenli ve ayrıntılı tutulmalı, özellikle bir problem ortaya çıktığında ekleme, silme veya değiştirme gibi belgede sahtecilik suçunu oluşturacak ve hukuksal olarak daha ağır sonuçlara yol açacak girişimlerden kaçınılmalıdır. Mahkemede birbirinden farklı iki ayrı dosya ya da belge; dava ile ilgili olumsuz önyargıları daha başlangıçta ortaya çıkaracak- Şekil 1. Tıbbi uygulama hatası iddiası ile İstanbul Tabip Odası na yapılan başvuruların yıllara göre dağılımı. Şekil 2. Tıbbi uygulama hatası iddiası ile Adli Tıp Kurumu na yapılan başvuruların yıllara göre dağılımı. 10

tır. Birçok sağlık kuruluşu, mahkeme tarafından hasta dosyası istendiğinde; adli olgularda dahi, "arşivlerinin bulunmayışı nedeniyle belgelerin saklanmadığı" şeklinde resmi yazı ile yanıt vermektedir. Bu durum, suçun itirafı anlamına gelecek son derece hatalı bir davranıştır. Mahkemeler hatta bilirkişilik kurumları için, pratik olarak doğru olmamakla birlikte, yazmışsanız yapmışsınızdır, yazmamışsanız yapmamışsınızdır kuralı maalesef geçerlidir. [2,3,16] Tıbbi uygulama hataları ile ilgili davalarda kayıtların yetersizliği, dolayısı ile güvenilir olmadıkları, davacılar açısından önemli bir argümandır. Ölümle sonuçlanan olgularda iyi bir otopsi bu konudaki olumsuzlukları hekim lehine çevirecek alternatifi olmayan bir delil olabilir. Ceza Muhakemesi Kanunu nda, özellikle zorunlu durumlarda, tüm hekimlerin otopsi yapabileceği belirtilmektedir. Ancak malpraktis iddiasının olduğu ciddi durumlarda, gerektiğinde konsültasyon desteği alan, deneyimli bir adli tıp uzmanının yapacağı otopsi davanın iyi niyetli tüm taraflarını memnun edecektir. Ceza Muhakemesi Kanunu nda otopsi sırasında otopsiyi yapan hekim dışında tarafların uzman bilirkişi bulundurmalarına olanak tanıması son derece önemli bir gelişmedir. Uygulamaları sırasında bu tip sorunlarla karşılaşan hekimlerin böyle bir destekten yararlanması önemli yararlar sağlayabilir. Aynı olanak mağdur olduğu iddia edilen taraf için de geçerlidir. [2,3,16] Dünya Tabipler Birliği tarafından yayınlanmış Hasta Güvenliği Bildirgesi nde; [17] Hasta güvenliğinin sağlanamamasından hekimin tek başına sorumlu sayılamayacağı belirtilmiştir. Tek tek hekimlerin veya diğer etkenlerin ele alınması yerine sistemi bir bütün olarak değerlendiren ve tüm aksaklıkları kayıt altına almayı öngören bir yaklaşım benimsenmesinden söz edilmektedir. Cezaya dayalı sistemlerin yerine, cezalandırılma kaygısı taşımadan tüm sorun ve aksaklıkların bildirilmesini, böylece kayıt altına alınan sorunlar için çözüm geliştirmenin, dolayısıyla aksaklıkların tekrarını önlemenin olanaklı olabileceği, sürekli eğitim etkinliklerinin önemli katkı sağlayacağı belirtilerek ulusal tabip birliklerine bu yönde öneride bulunmaktadır. [2,17] Özellikle ABD de uygulanan malpraktis sisteminin hasta güvenliğine zarar verdiği, hekimlerin aksaklıkları dava edilecekleri kaygısıyla bildirmekten çekindikleri veya hastaya müdahale etmediklerinin gözlendiği, dolayısıyla aksaklıklar zamanında saptanamadığından, gerekli önlemlerin alınamadığı bildirilmektedir. [2,18,19] McIntyre ve Popper [18] e göre; bilgi, en üst seviyede hataların tanınması ile öğrenilmektedir. Bu nedenle tıbbi kayıtlar iyi tutulmalı ve problemli hastalar iyi izlenmelidir. Düzenli tıbbi kayıt olmadan, orijinal teşhislerdeki yanılgı derecesini bilmek imkânsızdır. [18] Hatalarımız hazinemizdir söylemi, bu yaklaşımın bir sonucudur. Son yıllarda ülkemizde sağlık sisteminin giderek ticarileşmesi hekimler açısından da bir takım olumsuzlukları beraberinde getirmiştir. Çözüm önerileri aşamasında Malpraktis Yasa Taslağı ve Zorunlu Tıbbi Mesuliyet Sigortası hazırlıklarının sonlanma aşmasında olduğu görülmektedir. Sağlık hizmetlerinin sunumu sırasında yaşanılan aksaklıklar nedeni ile son yıllarda daha kalıcı ve hızlı çözümler araştırılmaktadır. Hata yapan sağlık personelinin daha etkin değerlendirilmesi için bir takım yasal düzenlemeler yapılmış ve yeni önlemler gündeme gelmiştir. Hasta Hakları Yönetmeliği ile hastaların hakları korunurken, sağlık personeli ile ilgili düzenlemeler çok gerilerde kalmıştır. Mevcut yasal düzenlemelerdeki belirsizlikler ile yeni ve ağırlaştırılmış koşullar, açılan birçok davada hekimlerin ceza ve tazminat sorumluluğu ile karşı karşıya kalmasına neden olabilecektir. Gelinen nokta, Ülkemizde hiçbir doktorun kendini malpraktis davalarının uzağında göremeyeceği şeklindedir. Bu kapsamda en önemli öneri, CMK nın bilirkişilik ile ilgili maddeleri kapsamında sağlanan, yukarıda belirtilen haklardan yararlanılması ve iyi hekimlik uygulamalarının tutum ve davranışlara yansıtılması olacaktır. Gerektiğinde tıp fakültelerinin adli tıp ve ilgili anabilim dallarından, uzmanlık derneklerinden istenebilecek bilimsel görüş ve yorumlar hekimin savunma stratejisi açısından en etkili yöntem olacaktır. KAYNAKLAR 1. Sütlaş M. Tıbbi yanlış uygulama (mal practis) ve mesleki mesuliyet (sorumluluk) sigortası üzerine bazı saptamalar. İnternet erişimi: http://www.hastahaklari.org/kotuyg-sig. htm 2. Yorulmaz AC, Kır Z, Ketenci HÇ. Tıbbi uygulama hataları ve bilirkişilik. İçinde: Yorulmaz C, Çetin G, editörler. Yeni yasalar çerçevesinde hekimlerin hukuki ve cezai sorumluluğu, tıbbi malpraktis ve adli raporların düzenlenmesi. İstanbul: 2006. s. 55-69. 3. Yorulmaz AC. İstanbul tabip odası'na yansıyan hekim hatası. İddiası bulunan olguların adli tıp açısından değerlendirilmesi. [Doktora Tezi] İstanbul: İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi; 2005. 4. Aşcıoğlu, C, editör. Tıbbi yardım ve el atmalardan doğan sorumluluklar, doktorların devletin ve özel hastanelerin sorumluluğu (cezai ve hukuki). Ankara: Tekışık Ofset; 1993. 5. Hakeri H, editör. Tıp hukuku. Ankara: Seçkin Yayıncılık; 2007. 6. Koç S. Yasal düzenlemeler çerçevesinde hekim sorumluluğu. Türkderm 2007;41:33-8. 7. S Koç. İstanbul tabip odasına başvurulan tıbbi uygulama hataları. İçinde: Yorulmaz C, Çetin G, editörler. Yeni yasalar çerçevesinde hekimlerin hukuki ve cezai sorumluluğu, tıbbi malpraktis ve adli raporların düzenlenmesi. İstanbul: 2006. s. 70-81. 8. Koç S, Yorulmaz C. Hekimin yasal sorumlulukları. İçinde: Soysal Z, Çakalır C, editörler. Adli Tıp. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yayınları; 1999. s. 45-60. 9. Pakiş I. Ölüm ya da ölü doğumla sonuçlanan tıbbi uygulama hatalarına yaklaşımda adli otopsinin rolü. [Doktora Tezi] İstanbul: Maramara Üniversitesi Tıp Fakültesi; 2006. 10. Sayek F, editör. Sağlıkla ilgili uluslararası belgeler. Ankara: TTB Yayınları; 1998. 11. Türkan H, Tuğcu H. 2000-2004 yılları arasında Yüksek Sağlık Şurasında değerlendirilen acil servislerle ilgili tıbbi 11

uygulama hataları. Gülhane Tıp Dergisi 2004;46:226-31. 12. Çelik F. Cerrahın yasal sorumlulukları. İnternet erişimi: http://www.medimagazin.com.tr/ana-sayfa/kategorisiz/ tr-cerrahin-yasal-sorumluluklari-1-666-7204.html 13. TCK 5237. İnternet erişimi: http://www.ceza-bb.adalet. gov.tr/mevzuat/5237.htm 14. Yorulmaz C, Sözüer A. Tıbbi müdahalelerde hekimin sorumluluğu sanal mahkeme. 12. Ulusal Perinatoloji Kongresi; Antalya: 23-26 Nisan 2009. 15. Keskin A. Şura nın hukuki konumu ve hukuktaki yeri. Sağlık hukuku kurultayı; Ankara: 1-3 Kasım 2007. 16. Tıbbi deontoloji ve iyi hekimlik, aydınlatılmış onamın alınması. İnternet erişimi: http:// www.istabip.org.tr/ dosyalar/iyihekimlik.doc 17. WMA Declaration on Patient Safety Washington 2002. Available from: http://www.wma.net/ en/30publications/10policies/p6/index.html 18. McIntyre N, Popper K. The critical attitude in medicine: the need for a new ethics. Br Med J 1983;287:1919-23. 19. Roter D, Lipkin M Jr, Korsgaard A. Sex differences in patients' and physicians' communication during primary care medical visits. Med Care 1991;29:1083-93. 12