KİMLİĞİN ANLATIM ARACI OLARAK SANAT



Benzer belgeler
Rönesans Heykel Sanatı

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

DERS TANITIM BİLGİLERİ (TÜRKÇE)

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da

Sanat Tarihi (EÜT 141) Ders Detayları

STREET ART/SOKAK SANATI

Mimarlık Tarihi ve Kuramı I (MMR 517) Ders Detayları

AVRUPA DA MEYDANA GELEN TEKNİK GELİŞMELER : 1)BARUTUN ATEŞLİ SİLAHLARDA KULLANILMASI: Çinliler tarafından icat edilen barut, Çinlilerden Türklere,

BAKIŞ PORTRE FOTOĞRAFININ DEĞİŞEN YÜZÜ BANK OF AMERICA KOLEKSİYONUNDAN 3 EKİM OCAK 2013 SORULAR:

Çağdaş Mimarlık Akımları (MMR 322) Ders Detayları

SANATSAL DÜZENLEME ÖĞE VE İLKELERİ

DERS ÖĞRETİM PLANI. İktisat Tarihi. Dersin Adı Dersin Kodu Dersin Türü. Seçmeli Doktora

TARİH BÖLÜMÜ ÖĞRETİM YILI DERS PROGRAMI

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

Moda Tarihi (MTT233) Ders Detayları

1824 yılında Paris Salonu'nda John Constable'ın eserleri sergilendi. Ressamın, kırsal manzaraları bazı genç meslektaşlarını etkiledi.

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN ve ZAMAN

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

GROVE ART ONLINE GAZİ ÜNİVERSİTESİ MERKEZ KÜTÜPHANESİ

KODU DERSİN ADI T U K Çağdaş Sanat I-II Yard. Doç. Dr. Solmaz BUNULDAY HASGÜLER

NOKTA VE ÇİZGİNİN RESİMSEL ANLATIMDA KULLANIMI Semih KAPLAN SANATTA YETERLİK TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç. Leyla VARLIK ŞENTÜRK Eylül 2009

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

III.Yarıyıl III RES 599 Yüksek Lisans Tezi Toplam

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar)

İ ÇİNDEKİ LER 1. BÖLÜM

ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel;

AVRUPADA EĞİTİMİN TARİHİ GEÇMİŞİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

KAPSAYICI EĞİTİM. Kapsayıcı Eğitimin Tanımı Ayrımcılığa Neden Olan Faktörler

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 6. SINIF SOSYAL BİLGİLER DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU PLANI, KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

ARK433 Güz S - 3. Doç. Dr. Haluk Çetinkaya

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

Çağdaş Sanatımızda Son Osmanlı OSMAN HAMDİ KAYA ÖZSEZGİN

Uygarlık Tarihi (HIST 201) Ders Detayları

KAYNAK: Birol, K. Bülent "Eğitimde Sanatın Önceliği." Eğitişim Dergisi. Sayı: 13 (Ekim 2006). 1. GİRİŞ

Devrim Erbil: Ritmin Resmi

HER TÜRLÜ MEKANIN YIKILIŞINI İŞİTİYORUM,PARÇALANAN CAMI VE ÇÖKEN

Doç. Dr. Tolga BOZKURT SAN CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK MİMARİSİ BATILILAŞMA DÖNEMİ OSMANLI MİMARİSİ

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

Avrupa Tarihi. Konuyla ilgili kavramlar

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

CUMHURİYET ORTAOKULU 7. SINIF GÖRSEL SANATLAR GÜNLÜK DERS PLANI

Mimarlık ve Sanat Tarihi III (ICM 321) Ders Detayları

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ I SDT

1.Kameranın Toplumsal Tarihi. 2.Film ve Video Kameraları. 3.Video Sinyalinin Yapılandırılması. 4.Objektif. 5.Kamera Kulanım Özellikleri. 6.

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI

ÜNİVERS ALIST TARİH. Prof. Dr. Karam Khella. Tarihin Yeniden Keşfi. Avrupa Merkezci Tarihsel Bilincin Yıkımı. Çeviren: İsmail KAYGUSUZ.

Uygarlık Tarihi (HIST 201) Ders Detayları

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

DBY Ajans. This book has been supported by the Office of Scientific Research Projects of Istanbul Medeniyet University Istanbul, Turkey - March 2014.

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

Konuyla ilgili kavramlar

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ

SANAT TARİHİ TERMİNOLOJİSİ II. Yrd.Doç.Dr. SERAP YÜZGÜLLER

EGE ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR, TASARIM VE MİMARLIK FAKÜLTESİ GÖRSEL İLETİŞİM TASARIMI BÖLÜMÜ DERS İÇERİĞİ

Uygarlık Tarihi (HIST 201) Ders Detayları

Web adresi. Psikolojiye Giriş. Diğer hayvanlar da aynı türde bir dile sahip midir? Dil (devam) Şimdinin Bilinci, Geçmişin Bilinci Ders 7

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar. 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma. 3. Aile. 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre

İ Ç İ N D E K İ L E R

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

ÖĞRETİM YILI DERS İNTİBAKLARI. I.YY ARY 105 Tarih Araştırma Yöntemleri 2+0 4,5 Z I.YY ARY 105 Tarih Araştırma Yöntemleri MS

Köylerin özelliği nedir: yassı, homojen (içe kapalı) kültür ve ekonomi, az sayıda bina tipi

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK

Geçen Haftanın Ödevi???

Yaşam alanları ihtiyaca ve koşullara göre değişiklik

İktisat Tarihi II. 1. Hafta

TÜRKİYE NİN TOPLUMSAL YAPISI

İktisat Tarihi II

Tarihi Mekanların Analizi (MMR 444) Ders Detayları

2. SINIF BAHAR DÖNEMİ. Zorunlu Dersler ve Ders Programı

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ

4. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (22 Ekim-14 Aralık 2012)

Bireyler ve Toplumlar Öykü ve Öğretim

İktisat Tarihi II. 2. Hafta

PLASTİK SANATLAR VE ÇEVRE KENTSEL, KIRSAL

ZAFER MALKOÇ 22 KASIM- 14 ARALIK Açılış: 22 KASIM PERŞEMBE Kokteyl: 18:00-20:30

Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Doç. Dr. S. EKER

1. Hafta: Giriş ve İletişim, Teknoloji ve Toplum İlişkisine Dair Temel Yaklaşımlar

AŞKIN BULMACA BAROK KENT

SOSYAL TABAKALAŞMA SOSYAL TABAKALAŞMA Taylan DÖRTYOL Akdeniz Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pazarlama Bölümü

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Devrim Erbil Ressam, Profesör, Devlet Sanatçısı

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

1- Aşağıdakilerden hangisi tarih çağlarının başlangıcında ilkel endüstrinin ve sermaye birikiminin temelini oluşturmuştur.

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

IB İLK YILLAR PROGRAMI (PYP) NEDİR? F M V Ö Z E L I S P A R T A K U L E I Ş I K İ L K O K U L U

Doktora Dersleri. SAN 700 Özel Konular

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25).

Dünyanın İşleyişi. Ana Fikir. Oyun aracılığıyla duygu ve düşüncelerimizi ifade eder, yeni anlayışlar ediniriz.

Mimarlık Tarihi I (MMR 122) Ders Detayları

Transkript:

Sosyal Bilimler Dergisi / Journal of Social Sciences 1 (1), 2007, 176-190 BEYKENT ÜNİVERSİTESİ/ BEYKENT UNIVERSITY KİMLİĞİN ANLATIM ARACI OLARAK SANAT Aytül PAPİLA ÖZET Kimlik, insanın toplumsal kategoriler içerisindeki bir adlandırma sürecidir. Bu süreç içerisinde sanat, kendi araç ve yöntemleriyle, kimliklerin anlatım yollarından biri olmaktadır. Bu çalışmada, Batı uygarlığının tarihsel gelişimi içerisinde oluşturduğu bireysel ve toplumsal kimliklerin, sanatsal teoriler ve yaklaşımlara göre biçimsel olarak ifadesi üzerinde durulacaktır. Anahtar Kelimeler: kimlik, bireysel ve toplumsal kimlik, ifade, ABSTRACT İdentitification is a process of naming of human beings among socially constructed categories. During this process, art becomes a specific way of expressing the identities with its own tools and methods. The essay contains a disscusssion of the individual and collective identities that have been raised through the Western civilisation and the forms of the expression, as based on the artistic theories and approaches. Keywords: identity, individual and collective identity, expression GİRİŞ Türk Dil Kurumu nun Türkçe Sözlüğünde kimlik, toplumsal bir varlık olarak insana özgü olan belirti, nitelik ve özelliklerle, birinin belirli bir kimse olmasını sağlayan şartların bütünü olarak tanımlanmaktadır. (TDK, 2006) Kimlik, insanı toplumsal, psikolojik, politik olarak adlandırma sürecidir ve bireysel ve toplumsal olmak üzere iki ayrı aşamada incelenebilir. Bireysel kimlik, psikolojik olarak, insan olmak ile başlar. Freud a göre, insanın ruhsal yapısının iç çekirdeğini, sürekliliğe dayalı, değiştirilemeyen, öznel, içsel, yaratıcı, bilinmeyen, ancak dış dünyadan etkilenen parçası oluşturmaktadır. Benliğin bu ilk aşamasını, daha dışsal ve toplumsal ikinci bir aşama, toplumsal kimlik izlemektedir. Bireysel kimliğin değişmezliğine karşın, Öğr. Gör., Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi apapila@beykent.edu.tr

Kimliğin Anlatım Aracı Olarak Sanat toplumsal kimlik, bireyin içinde yaşadığı toplum ile etkileşime girerek, sonradan geliştirilebilmektedir. Bireyin toplum içerisindeki konumu, düşünce biçimleri, inançları, edindiği bilgi ve deneyimleri, onun toplumsal kimliğini oluşturmakta, dil ve iletişim yoluyla yansıtılmaktadır. Kimliklendirme, bireyin kendisini, toplumsal olarak olulturulmuş kategoriler içerisinde bir adlandırma sürecidir. (Outhwaite-Bottomore, 1993, S.271) Politik olarak kimliklendirme süreci, bireyin, toplumsal kurumlar ile olan ilişkileri üzerinden tanımlanan hak, görev ve sorumluluklarının belirlenmesidir. Sanat ve kimlik kavramı arasında, birbirini etkileyen ve karşılıklı olarak birbirini biçimlendiren bir ilişki vardır. Bu yazının amacı, görsel sanatların, özellikle Batılı toplumlarda, bireysel ve toplumsal kimliklerin oluşturulması, ifade edilmesi, öğretilmesi ve yaygınlaştırılması için etkin bir araç olarak kullanıldığını göstermektir. Sanat, kimliğin ifade araçlarından biridir. Sanat eserini yaratan sanatçı, ortaya çıkan ürün ve bu ürünü yorumlayan toplum, sanat ve kimlik ilişkisinin temel noktalarıdır. Sanatçının bireysel kimliği, öznel iç yapısı, onun sanatçı olmasını sağlar. Eserinin konuları ve ifade biçimlerinin estetiği, sanatçının toplumsal kimliğinin etkisiyle ortaya çıkar. Sanatçının yaşamı, toplumsal yapılar içinde sürer, toplumsal kimliği bu yapılar içerisinde biçimlenir. Sanat eserinin yorumlanma süreci, eserin üretildiği tekniğin seslendiği algı ile başlar. Doğal bir işlev olan algılama, duyular ve duyuların iletildiği beyindeki yorumlanma süreciyle tamamlanır. Bu süreç, fizyolojik, psikolojik, kültürel ve toplumsal pek çok etmenin etkisiyle biçimlenir. Bir sanat eserinin farklı toplumlarda farklı şekillerde, ya da aynı toplum tarafından farklı zaman dilimlerinde farklı şekilde yorumlanmasının nedenlerinden biri de, toplumsal kimliklerdeki değişimlerdir. Sanat tarihine bakıldığında, toplumsal kimlikleri oluşturan inançlar, düşünce yapıları, üretim biçimleri, yaşamı algılama ve yorumlama şekillerinin, sanat 177 Journal of Social Sciences 1 (01), 2007, 176-190

Aytül PAPİLA eserlerinde nesnelleştirildiği, bu eserler üzerinden tartışılıp yorumlandığı görülür. İlk sanat eserleri, o eserlerin üretildikleri toplumların bütünü tarafından kabul gören inançları konu almaktadır. Bu inançlar, geliştirdikleri düşünce sistemleriyle, toplumların bütünsel kimliklerini tanımlamaktadır. Ana Tanrıça ile başlayarak, pagan ve tek tanrılı dinlerde sanat eseri, dinsel törenlerin bir parçası ya da Şamanist toplumlarda olduğu gibi üretimi, ibadetin kendisi olmaktadır. Bu eserlerin kült nesneleri olarak görülmeleri, sanat eserinin doğruları ifade eden bir araç olarak algılanmasına ve toplum tarafından tartışılmadan kabul görmesine yol açmıştır. İlk sanat eserleri, aynı zamanda, bireysel kimliklerin ortaya çıkışını ve bu kimliklerin toplumsal yapıdaki yerini de yansıtmaktadır. Anaerkil toplumlardan erkek egemen toplumlara doğru geçiş, ilk sanat eserlerindeki güçlü, yaratıcı kadın imgesinin, erkekle yer değiştirmesine yol açar. Kadına sunulan daha bağımlı ve edilgen kimlik, silik ve önemsiz bir kadın imgesini ortaya çıkarır. Uygarlıkların ortaya çıkışıyla gelişen siyasi yapılar, kendi varlıklarının haklılığını dayandırdıkları tanrısal güçleri, sanat eserleriyle ifade etmişlerdir. Mısır piramitleri, tüm görkem ve ağırlıklarıyla, firavunun kimliğiyle özdeşleşen inanç biçimleri ve siyasi yapılarının simgesidir. Bu ilişki, güçlü devletler kuran Roma gibi uygarlıklarda da devam etmiştir. At üstündeki imparator heykelleri ve insanı ezen oranların kullanıldığı mimarlığıyla Roma sanatı, Roma İmparatorluğu nun kimliğini yansıtır. (Resim 1) Dünya tarihinde, farklı kimliklere sahip uygarlıkların birbirleriyle karşılaşması ve bu karşılaşma sırasında yaşanan değişimle ilgili çok sayıda örnek vardır. 178 Sosyal Bilimler Dergisi 1 (01), 2007, 176-190

Kimliğin Anlatım Aracı Olarak Sanat Resim 1: İmparator Marcus Aurelius un Atlı Heykeli, M.S. 161-180, altın yaldızlı bronz, 424 cm. yüksekliğinde, Captoline Müzesi, Roma Bu değişimlerin yaşandığı dönemlerden biri, kavimler göçüyle Avrupa ya gelen barbar toplulukların, Roma İmparatorluğu nu yıktıktan sonra içine düştükleri karmaşanın ifadesi olan Karanlık Çağ dır. Kendilerinden çok daha ileride olan bir uygarlığın kalıntılarından öğrendikleri bilgilerle dönüşüme uğrayan barbar kavimlerin yeni bir kimlik oluşturma süreci, yüzyıllar boyunca sürmüştür. Sanat eserlerinin ortaya çıkışı, bu karmaşanın, Karanlık Çağ ın sona erişini gösterir. Yeni Avrupalıların sanat eserleri, yeni edindikleri kimliklerinin ifadesidir. Bu toplulukları bir arada tutan bir üst kimlik olan Hıristiyanlık, Ortaçağ dan Rönesans a kadar etkin olan ve içinden Gotik gibi üslupların ortaya çıkmasını sağlayan, bütünsel bir Hıristiyan Sanatı nı geliştirmiştir. Hıristiyanlığın ideolojisi, sanat eserleri üzerinden topluma öğretilmiştir. Mevcut toplumsal sistemin tanrı tarafından oluşturulduğunu ve sanat eserlerinin bu düzeni ve tanrının gücünü yüceltmesi gerektiğini savunan bu ideoloji, bireysel kimlikleri önemsemediğinden, Ortaçağdaki sanatçıların adları bilinmez. Kimliklerini gizli tutan bu insanların bir bölümünün din adamları, bir 179 Journal of Social Sciences 1 (01), 2007, 176-190

Aytül PAPİLA bölümününse gezgin zanaatkarlar oldukları kabul edilmektedir. (Resim 2) de Gotik döneme ait dini konulu bir elyazmasından alınan bir sayfada, ilk harfin, günahlarının ağırlığıyla acı çeken, ezilen insan bedeni şeklinde ele alınışı, dönemin bireye bakışını yansıtmaktadır. Resim 2: Aziz Paul un Mektupları Üzerine Yorumlar, 1200, Minyatürlü Elyazması, parşömen üzerine minyatür, Bibliotheque Nationale, Paris Kapitalizmin ilk aşaması olan Rönesans döneminde, toplumsal sınıflar arasındaki güç savaşında, sanatın büyük bir görevi vardır. Yeni gelişen bir resim türü olan portre, sınıfsal kimliklerin ifade aracına dönüşmüştür. Leonardo, Rafaello, Tiziano gibi büyük sanatçılar, işverenlerini betimlerken, bu portrelerin yansıttığı kimlikler, Rönesans toplumunun ikilemini göstermektedir. İktidarı ellerinde tutan soylular ve üst düzey din adamlarının portreleri, mevcut toplumsal yapıyı ve bu yapının geliştirdiği kimlikleri onaylama görevini yerine getirirken, burjuvaların portreleri, bu yapıya başkaldıran yeni bir sınıfsal kimliği haber vermektedir. İktidar sahipleri tarafından köylü kökenli oldukları için aşağılanan burjuvalar, portrelerini 180 Sosyal Bilimler Dergisi 1 (01), 2007, 176-190

Kimliğin Anlatım Aracı Olarak Sanat yaptırarak, varlıklarını sanat arayıcılığıyla görünür hale getirirken, en az soylular kadar güçlü, zengin ve sanattan anlayacak kadar incelmiş olduklarını duyurmakta ve bu sınıfa meydan okumaktadırlar. Rönesans, sanatçılığı, saygın bir burjuva mesleğine dönüştürmüştür. Toplumsal yapıda ressam, heykeltraş ya da mimar olarak kabul gören sanatçılar, bireysel kimliklerini, kendi portrelerini yaparak dışavurmuşlardır. Bu alandaki ilk sanatçılardan Dürer, 1493 tarihli portresinde kendini anlatmaktadır. (Resim 3) Nürnberg li genç bir burjuva karşımızdadır. Kendinden emin duruşu, giysileri, pahalı eldivenleri, başarılı ve zengin bir sanatçı olduğunu göstermektedir. Resmin sağ üst köşesindeki açık pencereden görülen manzara, sanatçının İtalya da edindiği yeni teknikleri yansıtmaktadır. Resmin bütünü, sanatçının meslektaşları ve toplumsal sınıfı içerisindeki yükselişini ve seçkinliğini kanıtlamaktadır. Resim 3: Albrecht Dürer, Kendi Portesi, 1498, ahşap üstüne yağlıboya, (52 x41 cm), Prado Müzesi, Madrid Bu dönemde, Avrupalılık, bir üst kimlik olarak gelişmeye başlar. Haçlı seferlerinden sonra karşılaştıkları en büyük Doğulu güç olan Osmanlılar 181 Journal of Social Sciences 1 (01), 2007, 176-190

Aytül PAPİLA üzerinden kendi kimliklerini tanımlamaya başlarlar. Avrupa lı kimliği, Türk olmayandır. Avrupa nın coğrafi ve kültürel sınırları, Osmanlı toprakları ile çizilir. Bu dönemdeki sanat eserlerinde, Türkler, Avrupa yı tehdit eden, korkulan, barbar, ancak büyük bir güç olarak gösterilirler. 16. yüzyılda, Avrupalı kimliğinin tanımlandığı coğrafi alan, Akdeniz i çevreleyen toprakların dışına yayılır. Denizaşırı keşiflerle dünyayı ele geçiren ve sömürgeleştiren Avrupalı lar, bu toprakların kaynaklarını ülkelerine taşırken, buralara da kendi düşünce biçimlerini, inançlarını ve işsiz nüfuslarını yerleştirirler. Bu hareketlerini Avrupa nın doğuştan gelen üstünlüğü düşüncesiyle meşrulaştırırlar. (Honour-Fleming, 1995, S. 538). Barok dönemdeki sanat eserlerinde, Avrupa lı kimliği, gelişmiş, uygar, güzel ve üstün olarak tanımlanırken, karşısındaki tüm insanlar, ırksal, toplumsal ya da düşünsel farklılıkları göz önüne almaksızın, tek bir kimliğe, ilkel ve çirkin olana indirgenir. Barok dönemin sonlarında kurulan güzel sanatlar akademileriyle, sanatçılık, usta-çırak ilişkisiyle öğrenilen bir meslek olmaktan çıkar. Sanatçı olmak için gerekli akademik eğitime ulaşmak zorlaşarak, zaman içinde, üst toplumsal sınıfların, özellikle burjuva sınıfının bir ayrıcalığı olur. Bu nedenle, 18. ve 19. yüzyıl sanatının burjuva sanatı olması şaşırtıcı değildir. 19. yüzyıldaki sanayi devrimi, Batıdaki ulusal ve sınıfsal kimlikler arasındaki ayrımı derinleştirir. Romantizm in yücelttiği sanatçı kimliği, üst sınıftan, genç, (erkek), iyi eğitimli, duyarlı, ancak, toplum tarafından anlaşılmayan kişi olarak tanımlanır. Akımın amacı, bu kimliğin iç dünyasını, toplumla olan çelişkisini anlatmaktır. Caspar David Friedrich in Bulutların Üzerindeki Gezgin resmi, (Resim 4), Romantik sanatçı imgesinin resimsel olarak anlatımıdır. 182 Sosyal Bilimler Dergisi 1 (01), 2007, 176-190

Kimliğin Anlatım Aracı Olarak Sanat Resim 4: Caspar David Friedrich, Bulutların Üzerindeki Gezgin, 1817-18, tuval üzerine yağlıboya, (74.8 x 94.8), Kunsthalle, Hamburg Romantizme karşı gelişen Gerçekçilik akımı, toplumsal yapıda görmezden gelinen, alt sınıftan, sıradan insanın kimliğini gösterir. Bu döneme kadar, Caravaggio gibi büyük sanatçılar dışında, bayağı, çirkin ve betimlenmeye değer bulunmayan bu kimlik, Gerçekçilik akımı sayesinde, varlığını sanat yoluyla kanıtlamaktadır. Kimlik, Modern sanatın temel kavramlarından biridir. Modern yaşamda, bireylerin kendilerini ait hissettikleri bir topluluğun ve açık bir kimlik duygusunun eksikliği söz konusudur. Bu duruma iyimser ve kötümser olarak yaklaşan görüşler bulunmaktadır. İyimser yaklaşıma göre, modern yaşam, bireyselliğin gelişimiyle, insana çok sayıda kimlik seçeneği sunar. Böylece, insanlar, kendilerini oluşturmak, gelenekler, din ve kültür tarafından baskılanan iç benliklerini keşfetmek için büyük bir şansa sahip olurlar. (Outhwaite-Bottomore, 2003, S.271-272) Modernizme karamsar yaklaşanlar, sanayileşmenin değiştirdiği yaşamın, parçalanmış, karmaşık ve anlamsız olduğunu savunurlar. Modern yaşamın, 183 Journal of Social Sciences 1 (01), 2007, 176-190

Aytül PAPİLA bireyi geleneksel toplum yapısından kopararak, şehirdeki yalnız insana dönüştürdüğünü söylerler. Makineleşmiş üretim araçlarıyla varlığını sürdüren şehir yaşamı, geri dönüşümü olmaksızın değişmektedir. Doğadan uzaklaşmış, yabancılaşmış yalnız insan, kim olduğu sorusunu yanıtlamak ve kendini yeniden tanımlamak zorundadır. Bu noktada, kimliğin toplumsal-psikolojik boyutları öne çıkar. Her iki bakış açısının ortak noktası, değişen yaşamın, geçmişe ait sanat biçimleriyle ifade edilemeyeceğini savunmasıdır. Bu noktada, modern sanat, sanatçıya, bireyin kimlik arayışını, yeni biçimler içerisinde ifade etme görevini verir. Modernizmi yücelten Fütürizm akımının öncüsü Marinetti, makineleşmeyi, eski sistemi yıkan, yeni bir sistemin ortaya çıkmasına olanak sağlayan büyük bir güç olarak görür ve ona övgüler düzer. Her türlü güce duydukları saplantı derecesindeki hayranlıklarıyla, İtalyan Fütüristleri, ırkçı bir kimlik anlayışını savunmuş ve Faşizm i desteklemişlerdir. Modernizmi savunan diğer bir sanatçı grubu da, 20. yüzyılın politik yapısını belirleyen diğer uçtan, Rusya dan çıkar. İtalyan Fütürizminin etkisiyle başlayan Rus Fütürizmi, şiir üzerinde yoğunlaşır. Devlete ve her tür kurumsallığa karşı, anarşist bir bakışı benimseyen Rus Fütüristleri, Çarlık yönetiminin yıkılışı ve Sovyet sisteminin kuruluşunu desteklemişlerdir. Rus Fütürizminin öncülerinden Mayakovski, makineleşmeyi, yeni bir kimliği getirecek, daha özgür bir toplumu kuracak bir araç olarak yüceltmiştir. Başlangıçta her türlü öncü bakışı destekleyen Sovyet sisteminin, 1920 lerin sonuna doğru tutuculaşması ve Toplumcu Gerçekçiliğin sistemin sanat anlayışı olarak benimsenmesiyle, Fütürizm ve yenilikçi tüm akımlar sona ermiştir. Kökeni, 19 yüzyılın Kuzey Avrupalı sanatçılarının eserlerinde olan, ancak, bir akım olarak, 20. yüzyılın başında Alman sanatında ortaya çıkan Dışavurumculuk, Modernizme en karamsar bakışı yansıtır. I. Dünya savaşı öncesinde, Berlin başta gelmek üzere, Alman şehirlerinin Avrupa da yaşanan 184 Sosyal Bilimler Dergisi 1 (01), 2007, 176-190

Kimliğin Anlatım Aracı Olarak Sanat politik tartışmaların ve yeni toplumsal sistemlerin arayış merkezi olması, Alman toplumunun, Fransa ve İngiltere tarafından dünya politikasından yalıtılma çabalarının getirdiği kimlik bunalımı ve milliyetçiliğin yükselişi, Dışavurumculuğu doğuran toplumsal etkenlerdir. Kendi içine kapanan Alman toplumu, Hristiyanlık önceki kültürüne, özüne, ilkel olana dönme isteği duymaktadır. Kirchner gibi genç Alman sanatçılar, bu karmaşa içerisinde örselenen bireysel kimliklerini, öznel duygularını ifade etmek için, rengin öne çıktığı, biçimlerin bozulduğu, abartıldığı, çarpıcı, etkileyici bir görsel dil geliştirmişlerdir. Kirchner in, ahşap baskı resim tekniğinin etkisinin belirgin olduğu, Asker Olarak Kendi Portresi nde, (Resim 5) çarpıcı renkler, kalın fırça darbeleri ve keskin çizgilerle betimlediği yüzü ve sol eli kesik gövdesiyle, acı çeken benliğini ifade etmiştir. Resim 5 : Ernst-Ludwig Kirchner, Asker Olarak Kendi Portresi, 1915, tuval üstüne yağlıboya, 69.2 x 61 cm, Allen Memorial Art Museum, Oberlin College, Ohio 185 Journal of Social Sciences 1 (01), 2007, 176-190

Aytül PAPİLA Alman Dışavurumculuğunun bir devamı olan ve II. Dünya savaşından sonra ABD de gelişen Soyut Dışavurumculuk akımı, insanın özüne ulaşma arayışını sürdürmüştür. Bu akımın öncüsü Jackson Pollock un Amerikan Kızılderililerinin kum resimlerinden etkilenerek yaptığı damlatma resimleri, sanatsal üretimin tasarım aşamasını ortadan kaldırarak, sanatı, anlık, önceden belirlenmeyen, biçimler içine sokulmaya çalışmayan, doğrudan, içten gelen bir etkinliğe dönüştürmüştür. 20. yüzyılda gelişen belgesel fotoğrafçılık, taşıdığı nesnel bakışla, kimliklerin kaydedilmesi için ideal bir araçtır. Ancak, belgesel fotoğrafı sanat eserine dönüştüren, imgenin yalnızca bir görüntü kaydı olması değil, içinde taşıdığı anlamsal zenginliğidir. Belgesel fotoğrafçılığın öncü sanatçılarından August Sander, 20. yüzyılın başındaki Alman toplumunu oluşturan sınıfları simgeleyen tipik bireylerin, küçük ve büyük burjuvaların, zengin ve fakir köylülerin, işçi sınıfının, bohemler ve entellektülellerin fotoğraflarını çekerek, toplumsal kategorileri yansıtmıştır. (Resim 6) Sander in fotoğraflarının sanatsal yanı, imgelerinin anlamlarının çok yönlülüğü ve karmaşıklığıdır. (Ratcliff, 2003, S. 44) Resim 6: August Sander, Genç Çiftçiler, 1914, gümüş baskı, 9 x 6 cm. 186 Sosyal Bilimler Dergisi 1 (01), 2007, 176-190

Kimliğin Anlatım Aracı Olarak Sanat Kapitalizmin üretim biçimlerinin sıradanlaştırdığı modern yaşamın, tek boyutlu insan kimliği geliştirdiği, Herbert Marcuse tarafından ifade edilmiştir.bu bakışın sanata yansıması, Pop-Art akımıyla gerçekleşmiştir. Modern sanatın devamı olarak, 1970 ten sonra üretilen sanat eserlerini kapsayan çağdaş sanat, kimliğin, devlet, toplum, ekonomik sistem ve bütün bunların yarattığı psikolojik boyutlar üzerinden yeniden oluşumunu ve bu oluşumun sorunlarını irdeler. Kimliğin, bireyin kendini görme biçimi mi yoksa toplumun bireyi görme biçimi mi olduğu, ulusal ve yerel (etnik) kimliklerin ne derece içselleştiği, kapitalizmin tanımladığı kimliğin küresel dayatmacılığı, mevcut ve olmak istenilen kimlik arasındaki çelişkileri, kimliğin değiştirilebilir olup olmadığı, kimliğin sanat eseri üzerinden ifadesi ve bu ifadenin biçimleri üzerinde yoğunlaşır. Daha önceden yeterince gündeme getirilmemiş olan cinsel kimlikler ve bütünsel bir kimlik altında kaybolan alt kimlikleri tartışmaya açar. Ulusal kimlik kavramını sanat eserleri üzerinden tartışmaya açan, Alman Sanatındaki Kimliklerle Yüzleşme 1 adlı sergide, 19. yüzyılın başından günümüze kadar üretilen sanat eserleri üzerinden Alman olmanın anlamı sorgulanmıştır. Romantik dönemin önemli sanatçısı Friedrich ten Anselm Kiefer e kadar, Alman sanatçıların eserleriyle, Alman toplumunun bireysel ve toplumsal kimliklerle nasıl yüzleştikleri ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Kadın kimliğinin tarihsel gelişim sürecini ve bu süreç içinde sanatsal olarak ifadesini sorgulayan Feminist sanatçılar, erkek egemen toplumun, erkek sanatçılar tarafından yaratılan kadın imgesine ve bu imgeyi yücelten sanat tarihi yazımına karşı çıkmaktadırlar. Çağdaş sanat ortamının ve popüler kültürün erkek egemen bakışı sürdürerek edilgen kadın imgesini yeniden ürettiklerini, kadın ve diğer azınlıkların sorunlarını görmezden geldiklerini savunmaktadırlar. (Resim 7) Bu sanatçılar arasında, posterler, performanslar ve konferanslar yoluyla düşüncelerini ifade eden ABD li Guerilla Girls adlı 187 Journal of Social Sciences 1 (01), 2007, 176-190

Aytül PAPİLA feminist kadın sanatçı grubu, taktıkları goril maskeleriyle, hem Pop-Art tarzı bir çarpıcılık yakalamakta, hem de bireysel kimliklerini gizleyerek, toplumsal kimliklerini oluşturan düşüncelerini ön plana çıkarmayı amaçlamaktadırlar. Benzer olarak, eşcinsel sanatçılar, ideoloji ve otorite tarafından baskılanan cinsel kimliklerini sanat yoluyla ifade etmektedirler. Resim 7: Barbara Kruger, Adsız (Vücudun, Savaş Alanıdır), 1989, vinil üstüne serigraf baskı, 280 x 280cm Tarih öncesi çağlardan beri, bir sanat malzemesi olarak kullanılan insan vücudu, çağdaş sanatta, bireysel kimliklerin bir ifade aracıdır. Vücudun taşıdığı cinsiyet, yaş, ırk gibi kimlik verilerinin simgesel anlamları üstünde oynayarak, bireysel kişiliklerin değişkenliğinin sınırını çizen sanatçılar yanında, dövme gibi dekoratif teknikler kullanarak, toplumsal kimliklere gönderme yapan sanatçılar, insan vücudunu kimlik arayışının mekanına dönüştürmektedirler. Görsel sanatlarda olduğu kadar, popüler kültürde de önemli bir yeri olan dövme, Batılı alternatif kültürün bir parçası olarak başlamış ve bugün bir modaya dönüşmüştür. 1 Sergi, Chicago daki David ve Alfred Smart Sanat Müzesi nde Ekim 2002-Ocak 2003 tarihleri 188 Sosyal Bilimler Dergisi 1 (01), 2007, 176-190

Kimliğin Anlatım Aracı Olarak Sanat Dövme, gençlik kültüründe, farklılığın, azınlıklar ve yer altı kültüründeyse, bir grup üyesi olma ve bu grubun kimliğini paylaşma işareti olarak kullanılmaktadır. Alternatif kültürün diğer bir dışavurumu olan graffiti ler, Batılı metropollerin yoksul semtlerinde yaşayan gençlerin sınıfsal ve etnik kimliklerinin ifade aracı olmuştur. Metrolar, üst geçitler gibi ortak kullanım alanlarının, terkedilmiş binaların ya da karşı çıktıkları ekonomik ve toplumsal kurumlara ait binaların dış yüzeylerine, slogan ya da simgelerini çizen bu gençlerin ortaya çıkardıkları işlerin bir kısmı, taşıdıkları görsel estetik değerlerle, sanat eseri olarak kabul edilmektedir. Sanat tarihinde gösterilen kimlikler, toplumsal yapıların içerisinden yükselen, ekonomik, sınıfsal, politik olarak gücü elinde tutan sınıfların simgeleridir. Bu kimlikler, sanat eserlerine dönüştürülerek, Batı toplumunun ortak kültür hafızasına yerleşmiştir. Çağdaş sanatta, toplumsal yapıların barındırdığı açık üst kimlikler kadar, gizli alt kimlikler de yüzeye çıkmaktadır. Sanat, gösterilmeye değecek kadar güçlü, önemli, güzelliğe sahip kimlikler kadar, kendi ifade biçimini arayan yeni kimliklerin ya da yok olmak üzere olan kültürlerin de sözcüsü olmaktadır. Bu anlamda, çağdaş sanatın daha önceki dönemlere göre, daha demokratik olduğu savunulabilir. Ancak, çağdaş yaşamın efendisi kapitalizmin her şeyi metaya çeviren bakışı içerisinde sergilenen kimliklerin kalıcığının kısa süreli olmasından korkulmaktadır. KAYNAKÇA 1. CASTORIADIS, Cornelius, The Individual and the Representation, The Blackwell Reader in Contemporary Social Thought, Oxford, 1999, s. 81-93 2. DASTARLI, Elif, Sanat, Sanatçı, Özne, Birey, Teki ya da Tamamı,, rh+ sanart, İstanbul, Nisan 2007, s. 17-21 3. ESMER, Hayri, Yoruma Dönüşen Okuma, rh+ sanart, İstanbul, Mayıs 2007, s. 18-21 arasında yer almıştır. 189 Journal of Social Sciences 1 (01), 2007, 176-190

Aytül PAPİLA 4. GENÇ, Adem- SİPAHİOĞLU, A, Görsel Algılama/Sanatta Yaratıcı Süreç, İzmir 1990 5. GOMBRICH, E, H. The Story of Art, Londra, 1995 6. HONOUR, Hugh- FLEMING, John, A World History of Art, Londra 1995 7. LEPPERT, Richard, Sanatta Anlamın Görüntüsü, İmgelerin Toplumsal İşlevi, İstanbul, 2002 8. LYNTON, Norbert, Modern Sanatın Öyküsü, İstanbul 1991 9. MARCUSE, Herbert, Tek Boyutlu İnsan, İleri İşleyim Toplumunun İdeolojisi Üzerine, İstanbul, 1990 10. OUTHWAITE, William-BOTTOMORE, Tom (ed.), The Blackwell Dictionary of Social Thought, Oxford 1993 11. RATTCLIFF, Carter, Cruel and Tender: The Real in the Twentieth Century Photograph, Tate Arts and Culture, Mayıs/Haziran 2003, s. 42-48 12. TDK Türkçe Sözlük, Kimlik Ankara, 2006 13. http://www.bluffton.edu/sullivanm/italy/rome/marcusaurelius/0023jpg 14.http://en.museicapitolini.org/percorsi/percorsi_per_sale/museo_del_palazz o_dei_conservatori/esedra_di_marco_aurelio 15. http://www.all-art.org/manuscripts/history194-30 manuscripts1.html 16. http://www.ibiblio.org/wm/paint/auth/friedrich/friedrich.wanderer-seafog.jpg 190 Sosyal Bilimler Dergisi 1 (01), 2007, 176-190