19. Yüzyılda Avrupa Modern Dünyanın Kuruluşu Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi I, I. Hafta Dersi Öğr. Gör. Eray Yılmaz
AVRUPA DA 3 BÜYÜK GELİŞME 19. yüzyılda Avrupa da yaşanan gelişmeler modern dünyanın yapıtaşlarını meydana getirdi. Bu olaylar şöyle toparlanabilir: 1) İngiltere de başlayıp tüm dünyaya yayılan kapitalizm ve ardından meydana gelip kapitalist ülkelerin sömürüsünü ifade eden emperyalizm. 2) Fransa da burjuvazinin aristokrasiyi mağlup ederek ulusal devletin kurulması ve milliyetçi ideolojiyle birlikte sosyalizm gibi yeni ideolojilerin meydana gelmesi. 3) İngiltere ve Fransa da yaşanan gelişmelerin, modern siyasal toplumları meydana getirerek Almanya, Rusya ve diğer ülkelerde yankılar oluşturması.
1) İngiltere de Kapitalizmin Kuruluşu ve Sonrası İngiltere sanayileşmeden önce tipik bir ortaçağ ekonomisine dayanıyordu. Küçük köylüler kendilerine yetecek kadar üretiyor, dar bir pazarda alış-veriş gerçekleşiyordu. Ancak 1764 yılında James Hargreaves in geliştirdiği spinning jenny yeni bir çağ ın habercisi oldu. Bu bir dokuma makinesiydi ve 19. yüzyıl boyunca geliştirilirken emeği hızla yeniden örgütlüyor, fabrika düzenini kuruyor, şehirleri meydana getiriyordu.
İngiltere de makineleşme tüm alanlara doğru yayılıp hızla artarken öncelikle tarım ve tekstilde büyük ilerlemeler kaydedildi. İngiliz tekstil sanayisi kısa sürede Hindistan ın kadim egemenliğini bitirerek dünyanın tekstil ihracatında şampiyonluğunu ilan etti. Tarım ve tekstil liderliği ile birlikte ülke madencilik, gemicilik gibi alanlarda da kısa sürede önder ülke olmuş, yüzyıllık bir süreyi doldururken tüm dünyaya hükmeden emperyal bir boyut kazanmıştı.
İngiltere de meydana gelen sanayileşmeyi ünlü tarihçi Hobsbawm şöyle ifade ediyor: [sanayi devrimi] 1780 ler gibi bir tarihte ve insanlık tarihinde ilk kez, toplumların kendi üretici güçlerinin yarattığı yarattığı güçlerden kurtulması anlamına gelmektedir; bundan böyle üretici güçler, durmadan hızla ve bugüne dek sınırsız bir biçimde insan, mal ve hizmet artışı gerçekleştirmeye muktedir gelecektir.
İngiltere de Kapitalizmin İki Dönem Halinde Gelişimi 1) 1760-1830 arasında toprak özel ellerde tekelleşmiş, hayvancılık daha verimli hale getirilmiş, tekstilde büyük bir üretim artışı sağlanmıştı. 1841 de nüfusun yüzde 43 ü sanayi işçisi haline gelirken, yüzde 37 si de hizmet sektörünü meydana getirmişti. 2) 1830-1860 yılları arasındaysa demir-çelik sektörüne büyük yatırımlar yapılmış, bu alanda da İngiltere kısa zamanda dünyanın en büyük gücü haline dönüşmüştü. 1860 larda İngiltere ihracatının beşte birini makine, teçhizat ve işlenmiş demir-çelik meydana getiriyordu.
Modern dünyanın yeni üretim biçimiyle birlikte İngiltere nüfusu 1780 den 1850 lere kadar 13 milyondan 28 milyona yükselmiş, yeni nüfus ve göçlerle kır nüfusu seyrelirken fabrikalar çevresinde meydana gelen kentler büyük kitlelere ev sahipliği yapmaya başlamıştı. Londra 1 milyonu aşan nüfusuyla öne çıkmış, Liverpool, Glasgov gibi kentler onu takip etmişti. Demir ve karayollarıyla şehirler arasındaki mesafe kısalmış, tüm alanlardaki gelişmeleri gemicilikle perçinleyen İngiltere, bu vasıtayla dünya ticaretine hükmetmeye başlamıştı.
Emperyal Aşama 1850 lerden itibaren İngiltere denizlere hakim olmasının getirdiği üstünlük ve özellikle tekstil alanındaki hakimiyetiyle emperyal bir boyut kazanarak doğuda sömürgeler idaresini kurdu. 1900 lere kadar Kanada, Avustralya, Afrika, Pasifik, Çin, Hindistan, Kıbrıs, Süveyş Kanalı, Mısır, Sudan güneş batmayan Britanya İmparatorluğu nun idaresi altına girdi.
Muhalefet ya da Chartist Hareket İngiltere de meydana gelen sanayileşme eski toplumun yapısını, alışkanlıklarını, eğitim-askerlik biçimini tamamen değiştirirken büyük köylü kitleleri işçileştirmişti. Burjuvalar-mucitler-mühendisler modern toplumun kurucu liderleri olurken işçileri-hizmetlileri meydana getiren proletarya ise emek gücünü sağlamıştı. 19. yüzyıl boyunca İngiltere proletaryası yoğun bir emekle İngiltere yi dünyanın süper gücü haline getirmiş; fabrikalarda, atölyelerde, gemilerde, madenlerde 16-18 saatlik iş günleriyle yoğun bir emek sömürüsüne de maruz kalmıştı.
İşçi erkeklerin yanı sıra kadınlar ve çocuklar da sanayileşmeyi omuzlamış, daha düşük ücretlerle çalıştıklarından aranan emekçiler olmuşlardı. Modern toplumun oluşumunda yoğun bir sömürüye maruz kalan proletarya, 1820 lerin sonunda örgütlenmeye başlayacak, özellikle oy mücadelesi gerçekleştirecekti. 1830 yılında tüm iş kollarından oluşan proletarya Emeğin Korunması Ulusal Birliği ni meydana getirdi. 30 milyona yaklaşan İngiltere de 1832 de ancak 670 bin kişi oy hakkına sahipti. Bu durum işçilerin birinci isteği olarak oy hakkını meydana getirdi.
1838 de People s Charter (Halk Fermanı) başlığı altında isteklerini özetleyen işçi sınıfı şu talepleri gündeme getirdi: Eşit seçim bölgeleri, milletvekili seçilmek için mülkiyet koşulunun kaldırılması, bütün yetişkin erkekler için oy hakkı, parlamento seçimlerinin her yıl yapılması, gizli oy ve milletvekillerine ücret ödenmesi. İşçi sınıfı liderlerine göre ancak bu haklar yerine getirildiğinde ülkede adil bir düzen kurulabilir; daha yaşanabilir bir memleket var olabilirdi. İngiliz işçi sınıfı söz konusu istekleri kabul ettirebilmek için büyük gösteriler düzenlemiş, parlamentoyu etkilemeye çalışmış; ancak chartist hareket başarısız olarak 1850 lerden itibaren yerini sosyalist mücadeleye bırakmıştı.
Özet 1) Eski toplumun üretim biçimi tamamen değişti; kırsal üretim biçiminin yerini makineli-yüksek verimli-sermayenin tekelleşmesini sağlayan-yoğun bir emek sömürüsüne dayanan kapitalist üretim biçimi aldı. 2) Üretim biçimin değişimiyle birlikte kırsal yaşam daralarak fabrikalar etrafında toplanan kent yaşamı gelişti. Eski toplumun aristokrasi ile köylü kitleler arasındaki sınıfsal ilişkileri; burjuvazi ile proletarya arasındaki sınıfsal ilişkilere dönüştü. 3) Kapitalizmle beraber ulusal ekonomi ve ulusal kültür yayıldı ve derinleşti. Britanya da İngilizce yayıldı, yurttaşlık bilinci eğitimin ve askerliğin süreç içinde tek tipleşmesiyle gelişti.
4) İngiltere de meydana gelen kapitalizm zamanla, önce Avrupa da, ardından tüm dünyada tek ve egemen üretim biçimi-ilişkileri olarak egemenliğini sağladı. 5) İngiliz kapitalizmi zamanla diğer kapitalist Avrupalı devletler- bir süre sonra emperyal bir boyut kazanmış, dünyanın önemli bir bölümü kapitalist devletler arasındaki meydan muharebesine dönüşmüştür.
Toplumsal Yapı 2) Fransa da Siyasal Devrim Devrim öncesi Fransız toplumu başlıca 4 toplumsal tabakaya ayrılmıştı: Aristokrasi, Ruhban Tabakası, Burjuvazi ve Köylü Tabakası. Fransa da kralın egemenliğinde aristokratlarla birleşen ruhban tabaka yüzde 5 i bulmayan nüfusuyla toprakların büyük bir kısmını sahipti ve yönetim egemenliği de büyük oranda ellerindeydi.
Burjuvaziyi genellikle şehirlerde yaşayan okur-yazar, iş sahibi takım meydana getiriyor, ekonomiden aldıkları pay ve aydınlanma düşüncesiyle bu sınıf, siyasal haklar talep ediyor, halkı etkilemeye çalışıyordu. Köylüler ise toplumun yüzde 90 ına yakınını oluştururken ağır koşullarda yaşıyor, yoksullukla mücadele ediyor, herhangi bir siyasal veya hukuki hakkı bulunmuyordu. Toplumsal yapı bu haldeyken 1780 lerin sonunda Fransa oldukça ağır bir mali bunalıma girmiş, bu durumda Kral 16. Luis uzun zamandır toplanmayan Eta Cenaro yu (danışma Meclisi) toplantıya çağırmıştı.
Devrime Doğru Söz konusu mecliste Kral liderliğinde; Aristokrasi, Ruhban Tabakası ve Burjuvazi nin grup olarak birer oy hakkı bulunuyor; dolayısıyla Kral ın arzusunun kabul edileceği ön görülüyordu. Ancak burjuvazi bu yapıyı bozarak isyan etmiş, söz konusu meclisi terk ederek kendilerini 5 Mayıs 1789 da Ulusal Meclis ilan etmiştir.
Ardından yine burjuvazi, 9 Temmuz 1789 da Kurucu Meclis i ilan etti. Ancak Kral ın meclise müdahale ederek, kendine yakın aristokratları göreve ataması Paris halkını sokaklara dökerek Bastil ayaklanmasına sebebiyet verdi. Bastil hapishanesi alınarak, mahkumlar özellikle siyasal mahkumlar özgürleştirilmiş, buradan silah ve mermi alınmış,ardından halk belediyeye el koymuş, Paris komünü (halk idaresi) gerçekleştirilmiş, ulusal bir ordu meydana getirilmiştir. Kurucu Meclis, ayaklanmanın ardından derebeyliğin tasfiye edileceğini, eşit vergi uygulamasına geçileceğini ilan ederken 26 Ağustos 1789 da da İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi ilan edildi.
İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi 17 madde halinde yazılan söz konusu bildirinin önemli maddeleri şöyle ifade edilebilir. İnsanlar eşit doğar ve eşit yaşarlar, insanlar özgürdür, mülk sahibi olabilir ve baskıya karşı direnme hakkına sahiptir. Devlet insanların söz konusu haklarını sağlamak için gerekli tedbirleri alabilir.
Jirondenler-Jakobenler Eylül 1791 de ilan edilen Anayasa ile Fransa da sınırlı bir monarşiye geçilmiş, 1 Ekim 1791 yılında ise Yasama Meclis i meydana getirilerek çalışmalara başlamıştı. Yeni Meclis te yer alan Jirondenler daha çok büyük burjuvazinin temsilcisi olmuş, liberal ekonomiyi savunmuş, Jakobenler ise daha ziyade milliyetçi bir çizgi taklip ederek, her alanda devlet müdahalesini öngörmüş, daha çok küçük burjuvazi ile yoksulların temsilcisi olmuştu.
Jakoben İktidar 1793-1794 1792 de seçilen Konvansiyon Meclisi 21 Eylül de krallığı kaldırarak cumhuriyeti ilan etti. Bir süre sonra Jirondenler meclise hakim olsa da kral ve kraliçenin düşmanla işbirliği yaptığının anlaşılması, Jirondenlerin Jakobenler aleyhine yürüttükleri kampanyanın ters tepmesi neticesinde Jakobenler iktidara geldi. 1793-1794 yıllarında meydana gelen Jakoben iktidar zamanında; fiyat ve ücretler devlet tarafından belirlenmiş, feodal ayrıcalıklar tümüyle ortadan kaldırılmış, stokçulara ölüm cezası verilmiş, ulusal dil yaygınlaştırılmış, tüm muhalefete karşı da katı bir tutum izlenerek giyotinler çalıştırılmıştı.
Napolyon İktidarı 1799-1812 1794 baharında Fransa dış tehditleri atlattıktan sonra Jakoben lider Robespiyer e karşı gerçekleştirilen kampanya başarıya ulaşacak, bir süre sonra Jokebenlerin lideri tutuklanıp giyotine gönderilecek, böylece devrimin en radikal dönemi geçilmiş olacaktı. 1795 yılında yapılan yeni anayasa ülke idarisini güçleştirirken yüzyılın sonlarında katıldığı savaşlarla adından söz ettiren Napolyon 1799 da meclisi dağıtmış, 1804 yılındaysa kendisini imparator ilan ederek yeniden monarşik bir idare sağlamıştı.
1812 yılında kadar Rus sınırına dayanan Napolyon orduları dolayısıyla Fransız Devrimi düşüncesi tüm Avrupa ya yayıldı. Eşitlik, adalet, ulusal dil, ulusal eğitim bu düşüncenin önde gelen ifadeleriydi. 1812 de Moskova seferinden yenik ayrılan Napolyon un ardından Viyana da imzalan anlaşmayla 1815 te Fransa 1790 sınırına çekildi.
Paris Komünü 1871 Fransa da devrimci dalga 1848 de yeniden canlanırken 1871 de Paris Komünü ile bir bakıma zirveye ulaştı. Bu yıl Prusya yenilgisinin ardından Paris halkı bağımsız bir idare kurarak bir bakıma krallıktan koptu, kendi idaresini üstlendi. 72 gün süren komün sırasında zorunlu askerlik kaldırıldı, halk milisi örgütlendi. Yasama ve yürütme tek bir kurumda toplandı, idareciliğin ayrıcalıklarına son verildi, yönetici maaşları, işçi maaşları ile bir tutuldu. Böylece ilk sosyalist deneyim yaşandı.
Özet 1) Eski toplumun kral-aristokrasi,ruhban tabakasına dayanan idari yapısı yıkıldı. 2) Burjuvazi ile birlikte şehirli yoksullar ve köylüler kimi zaman sokaklarda çatışarak kimi zaman oy kullanarak siyasete dahil oldular. 3) Siyasetin çoğulcu bir hale gelmesiyle; eşitlik, adalet, hürriyet, ulusal hukuk gibi kavramlar gündeme geldi, tartışıldı. 4) İnsanların insan olmalarından kaynaklanan doğal hakları İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi ile ifade edildi.
5) Toplumların; ulusal meclis, ulusal hukuk, ulusal askerlik, ulusal dil, ulusal eğitim gibi unsurlarla yeniden örgütlenmesi başladı. 6) Böylece İngiliz Sanayi Devrimi ni ulusal kültürü meydana getiren Fransız Siyasal Devrimi tamamladı.
Rusya, Almanya ve Osmanlı İmparatorluğu Kapitalist ekonomi biçimi ve burjuva siyasal rejimiyle biçimlenen modern siyasal yaşam; İngiltere ve Fransa nın ardından Almanya ve Rusya da daha ziyade devlet adamlarının gayretleriyle gerçekliğe kavuşacak, ardından Osmanlı devlet adamları da ülkelerini modernleştirmeye gayret gösterecekti. İngiltere ve Fransa da burjuva toplumlarının kurulması büyük oranda toplumsal sınıflar arasındaki çelişkiden-mücadeleden kaynaklanmışken Almanya, Rusya, Osmanlı İmparatorluğu gibi ülkelerde modernleşme devlet adamlarının çabalarıyla meydana gelecekti.
Rusya Rusya da modernleşmeyi başlatan isim Çar Büyük Petro (iktidar dönemi 1694-1725) oldu. Petro başkenti Peterburg a taşıyarak Batı ya yaklaşmış, Batı ya öğrenciler göndermiş, modern matematik ve gemicilik okulları açmış, kılık-kıyafet değişikliğine gitmiş, bürokrasinin güçlenmesine ve merkezi devletin genişlemesine büyük önem vermişti. Petro nun ardından en önemli hamleler 1855 te çar olan II. Aleksandır dan geldi. Islahatçı çar, serfliği kaldırıp mümkün oldukça köylüleri topraklandırmaya çaba göstermiş, orduyu düzenleyip yeni okullar açmış, okur-yazarlığı arttırmaya çaba göstermiş; ancak tüm bu çabaları tam anlamıyla başarılı olamamış, bir süre sonra Rusya da büyük bir devrim patlak vermişti.
Almanya Almanya da modernleşme süreci, söz edeceğimiz ünlü devlet adamı Bismark (1815-1898) öncesinde başlasa da, onun zamanında Alman prenslikleri birleşerek Almanya yı meydana getirdi. Bismark merkezi bir sistem kurmuş, Alman ekonomisini birleştirerek, sanayi ve ticaret gelişimini hızlandırmış, ülkeyi kısa sürede Avrupa nın en büyük ekonomilerinden birisi haline getirmişti. Bismark aynı zamanda sosyal bir devlet de tesis etmiş, emeklilik, sosyal yardımlar, genel sağlık hizmetleri gibi uygulamaları devreye sokmuştu. Dış politikadaysa ılımlı bir çizgi sürdürmüş, çatışma yaşamadan Almanya yı güçlendirmek istemiş; ancak özellikle bu hususta yeni kayzer II. Wilhelm ile çatışarak görevinden ayrılmıştı.
Osmanlı Devleti Söz konusu modernleşme çabalarını gerçekleştirerek eski gücüne dönmeyi arzu eden Osmanlılarda ıslahat çabaları en ciddi bir biçimde III. Selim zamanında başlamış ve tüm 19. yüzyıla yayılmıştır. Bundan sonraki dersimizde söz konusu çabalara eğilerek Osmanlı modernleşme çabasını takip edeceğiz.
Dersimiz sona erdi, teşekkürler