Revaskülarizasyon sonrası restenozun efor testi ile değerlendirilmesi ve restenoz için bir risk olarak fibrinojen ve C-reaktif proteinin değeri

Benzer belgeler
Stabil koroner arter hastalığında doğrular ve yanlışlar:

Dr. Gökhan AKSAN Şişli Hamidiye Etfal E.A.H Kardiyoloji Kliniği 22/04/16

Eskimeyen Yeniler: Nabız Hızı ve Nabız Basıncı

ST YÜKSELMESİZ AKUT KORONER SENDROMDA GİRİŞİMSEL TEDAVİ STRATEJİSİ

Akut Koroner Sendromlar ve Güncel Yaklaşım. Yrd.Doç.Dr. Hasan Büyükaslan Harran üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A.D.

AKUT KORONER SENDROMLARDA OLASILIK SKORLARI VE STRES TESTLERİNİN KULLANIMI

Her kronik tam tıkalı lezyon açılmalı mı? Prof. Dr. Murat ÇAYLI Özel Adana Medline Hastanesi

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

Tam revaskülarizasyonda CABG standart tedavidir

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM KLİNİĞİ

Demografik Özelliklerin Koroner Arter Hastalığına Etkisinin Analizi

Beyin Omurilik Sıvısında Myelin Basic Protein Testi; CSF myelin basic protein; BOS da myelin basic protein;

Hemodiyaliz Hastalarında Salusin Alfa ve Beta Düzeylerinin Ateroskleroz ile İlişkisi

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA KORONER AKIM REZERVİ VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIK İLİŞKİSİ

Dr. Semih Demir. Tez Danışmanı. Doç.Dr.Barış Önder Pamuk

Akut Koroner Sendromlar

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA KARDİYOVASKÜLER HASTALIK GELİŞME RİSKİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

RENAL TRANSPLANT ALICILARINDA SODYUM ATILIMI, BÖBREK HASARI VE EKOKARDİYOGRAFİK PARAMETRELERİN İLİŞKİSİ

YÜKSEK KOLESTEROL. Hiperkolesterolemi; Yüksek kolesterol sebepleri nelerdir?

Koroner Mikrosirkülasyonun Fonksiyonel Açıdan Değerlendirilmesinde Kullanılan İnvazif Yöntemler. Dr. Murat Sezer İstanbul Tıp Fakültesi

Uzm.Dr., Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İç Hastalıkları Kliniği, İstanbul, Türkiye

Kardiyovasküler hastalıklardan korunmak için 5 önemli neden :

Koroner Arter Hastal ğ nda Egzersiz Testi Bulgular ile Koroner Anjiyografiye Göre Belirlenen Tedavi Seçeneklerinin İlişkileri

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi

Prof. Dr. Binali MAVİTAŞ Dicle Üniverstiesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi A.D.


VAKA SUNUMU. Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi

Hiperlipidemiye Güncel Yaklaşım

hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması

Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ

Resüsitasyonda HİPEROKSEMİ

Serap Kalaycı, Halide Oğuş, Elif Demirel, Füsun Güzelmeriç, Tuncer Koçak

University : Ankara University, School of Medicine, Residency : Ankara Numune Hospital, 1989

Ders Yılı Dönem-IV Kardiyoloji Staj Programı

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA REZİDÜEL RENAL FONKSİYON VE İNVAZİF OLMAYAN ATEROSKLEROZ BELİRTEÇLERİ İLİŞKİSİ

GERİATRİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA KOMORBİDİTE VE PERFORMANS SKORLAMALARININ PROGNOSTİK ÖNEMİ; TEK MERKEZ DENEYİMİ

Acil Serviste DÜŞÜK RİSK GÖĞÜS AĞRILI HASTAYA YAKLAŞIM. Doç. Dr. Sezgin Sarıkaya Yeditepe Üniversitesi - Bağcılar EAH

YÜKSEK KOLESTEROL. Hiperkolesterolemi; Yüksek kolesterol sebepleri nelerdir?

ULUSAL KALP SAĞLIĞI POLİTİKASI ANA İLKELERİ

Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sağlıkta Kalite ve Akreditasyon Daire Başkanlığı

Doç.Dr.Namık Özmen GATA H.Paşa Eğt.Hast. Kardiyoloji Servisi. İstanbul

Göğüs Ağrısı; Anjina Pektoris; Akut Koroner Sendrom; Acute Coronary Syndrome; Unsable Angina; Anstabil Anjina pektoris;

Sosyoekonomik düzey ile miyokart enfarktüsü ve komplikasyonları arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi

Kronik Total Oklüzyon (KTO) da İlaç Salınımlı Stentler. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

G ĞÜ Ğ S Ü A Ğ A R Ğ IS I I KORONER E A N A JĐ J Y Đ O Y NUN U

HEMODİYALİZ HASTALARINDA PROKALSİTONİN VE C-REAKTİF PROTEİN DÜZEYLERİ NASIL YORUMLANMALIDIR?

Prediyabetik ve Tip 2 Diyabetik Kadınlarda Kardiyovasküler Risk: Gerçekten Erkeklerden Daha Yüksek Mi?

STATİN FOBİSİ Prof. Dr. Mehmet Uzunlulu

Bruselloz tanılı hastalarda komplikasyonları öngörmede nötrofil/lenfosit oranı, trombosit/lenfosit oranı ve lenfosit/monosit oranının değeri

Kadınlarda Koroner Bypass Operasyonunun Özellikleri ve Sonuçları

Koroner Anjiyografi Darlık Derecesinin Değerlendirilmesi

Acil Serviste NSTEMI Yönetimi. Dr. Özer Badak

Kardiyak hastaların bakımında Türkiye'de sorunlar neler ve ne yapmalıyız? Kardiyoloji Gözüyle

KORONER ARTER? NE ZAMAN? Hacettepe Üniversitesi Tıp T Fakültesi Radyoloji A.D.

KORONER ARTER HASTALIĞINDA BETA BLOKERLER GÖZDEN DÜŞÜYOR MU?

HEMODİYALİZ HASTALARINDA KORONER ARTER KALSİFİKASYON PROGRESYONU VE OSTEOPROTEGERIN / RANKL

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

KRONİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA ENDOTEL PROGENİTÖR HÜCRELERİ, İNFLAMASYON VE ENDOTEL DİSFONKSİYONU

Periferik Arter Hastalıklarına Yaklaşım. Dr. Murat İKİZLER Eskişehir, 201 3

KORONER ANJİOPLASTİ UYGULANAN KADIN VE ERKEK HASTA GRUPLARINDA SAPTANAN FARKLI ÖZELLİKLER*

Atrial Fibrilasyon dan Gerçek Kesitler: WATER (Warfarin in Therapeutic Range) Registry den İlk Sonuçlar

BİYOİSTATİSTİK Sağlık Alanına Özel İstatistiksel Yöntemler Dr. Öğr. Üyesi Aslı SUNER KARAKÜLAH

TKD/TKYK KORONER BAKIM İLERİ KLİNİK UYGULAMALAR SERTİKASYON PROGRAMININ ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI

Dünyanın En Önemli Sağlık Sorunu: Kronik Hastalıklar. Dr. H. Erdal Akalın, FACP, FIDSA, FEFIM (h)

Kliniğimizde, bir yıllık yenidoğan puls oksimetre tarama testi deneyimimiz ve doğumsal kalp hastalığı sıklığı

HIV ile İlişkili Komorbiditeler Simpozyumu: Multidisipliner Bakım Ağı Oluşturma 4 Kasım 2016,(İstanbul)

ST SEGMENT YÜKSELMELİ MİYOKART ENFARKTÜSÜ (STEMI)

İatrojenik Bilateral İliak Arter Komplikasyonunda Başarılı Hibrit Tedavi

KORONER ARTER HASTALARININ DEĞERLENDİRİLMESİNDE HOMOSİSTEİNE KARŞIN TOTAL KOLESTEROL/HDL ORANI

Düşüğe Neden Olan Bir Hipertansif Fibromusküler Displazi Vakası. A Case of Hypertensive Fibromuscular Dysplasia Leading To Abortus

YÜKSEK KOLESTEROL VE İLAÇ KULLANIMI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT

DİYABETTEN KORUNMADA CİNSİYET İLİŞKİLİ FARKLILIKLAR. Dr. İlhan TARKUN Kocaeli Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı

Bir ARB Olarak Olmesartan. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Farklı Psikiyatrik Tanılı Hastalarda Glisemik Kontrol ile Serum Lipid Profili Arasındaki İlişki: HbA1c, dislipidemi'yi mi öngörüyor?

DERS ADI STATÜ Teorik+Uygu lama. 1 FTR 518 Egzersiz fizyolojisi Z saat 2 FTR 501 Ortopedik saat 4 FTR 522 Nörolojik Reh.


PERİTON DİYALİZİ YAPAN HASTALARDA İKODEXTRİN KULLANIMININ METABOLİK SENDROM VE DİĞER KARDİOVASKÜLER RİSK FAKTÖRLERİ İLE İLİŞKİSİ

İŞTAH HORMONU GHRELİNİN BÖBREK TRANSPLANTASYONU SONRASI VÜCUT KİTLE İNDEKSİ VE OKSİDATİF STRES ÜZERİNE ETKİLERİ

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

SOL ANA KORONER HASTALIÐININ GENÇ VE YAÞLI HASTALAR- DA KLÝNÝK ÖZELLÝKLER VE RÝSK FAKTÖRLERÝ AÇISINDAN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ

Doç.Dr. Oğuz Caymaz, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı, İstanbul

DİŞ HASTALIKLARININ TEDAVİSİNDE HASTALARDA GÖRÜLEN KARDİYOVASKÜLER DEĞİŞİKLİKLER ÖZET

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2

AÜTF İBN-İ SİNA HASTANESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ VE HASTALIKLARININ SİGARAYLA OLAN İLİŞKİSİ

KALP DIġI CERRAHĠ GĠRĠġĠM YAPILACAK KARDĠYAK HASTALARIN OPERASYON ÖNCESĠ DEĞERLENDĠRĠLMESĠ. Prof. Dr. Hasan Kudat

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması

Tanı Testlerinin Değerlendirilmesi. ROC Analizi. Prof.Dr. Rian DİŞÇİ

Çok Kesitli Bilgisayarlı Tomografik Koroner Anjiyografi Sonrası Uzun Dönem Kalıcı Böbrek Hasarı Sıklığı ve Sağkalım ile İlişkisi

Yoğun Bakım Ünitesinde Gelişen Kandida Enfeksiyonları ve Mortaliteyi Etkileyen Risk Faktörleri

ÇOK DAMAR HASTALARINDA PERKÜTAN GİRİŞİM YAPALIM MI?

1. HİZMET KAPSAMI: UÜ-SK KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI HİZMET KAPSAMI

Pulmoner hipertansiyon hastalarının takibinde fraksiyone ekshale nitrik oksitin yeri

KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

Transkript:

Revaskülarizasyon sonrası restenozun efor testi ile değerlendirilmesi ve restenoz için bir risk olarak fibrinojen ve C-reaktif proteinin değeri Ekrem Yeter 1, Nazif Aygül 2, Mehmet Kayrak 2, Mehmet Tokaç 2, Hasan Gök 2 1 Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği, Ankara 2 Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı, Konya Amaç: Biz bu çalışmada revaskülarize edilen hastalarda restenoz tespitinde egzersiz testinin önemini ve restenoz için bir risk olarak fibrinojen ve CRP nin değerini araştırdık. Yöntem: Çalışmaya Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalında 2001-2002 yılları arasında revaskülarize edilen 100 hasta alındı. 20 hasta çeşitli nedenlerden dolayı çalışma dışı bırakıldı. Geriye kalan 80 hasta çalışmaya dahil edildi. Tüm hastalar egzersiz stres testi (EST), C reaktif protein (CRP), fibrinojen ve diğer biokimyasal ölçümler ile 6. ayda kontrol edildi. Elli hastaya kontrol koroner anjiyografi yapıldı. Koroner anjiyografisi yapılıp restenoz tespit edilmiş olanlar grup 1 ve koroner anjiyografi sonrası restenoz tespit edilmeyenler ile maksimal efor testi negatif olup asemptomatik olan olgular grup 2 olarak ayrıldı. Bulgular: Fibrinojen ve CRP değerleri arasında grup 1 de, grup 2 e göre anlamlı yükseklik belirlendi. Grup 1 de hastaların % 78 inde efor testi pozitif iken; grup 2 de hastaların % 21 inde pozitif olarak bulundu (p<0.01). Çalışmamızda; efor testinin duyarlılığı % 78, özgüllüğü % 79 olarak belirlendi. Sonuç: Revaskülarizasyon sonrası restenozu belirlemede egzersiz testi yeni tanı metotlarına rağmen önemli bir testtir. Diğer tanı metotları ile duyarlılığı arttırılabilir. CRP ve plazma fibrinojen düzeyi de restenoz riskini öngörmede bize yardımcı olabilecek önemli biyokimyasal parametrelerdir. Anahtar kelimeler: Revaskülarizasyon, restenoz, C reaktif protein, fibrinojen, egzersiz testi Evaluation of restenosis by the exercise testing in revascularized patients and value of C-reaktive protein and fibrinojen as a risk for restenosis Objective: This study was designed to investigate; (i) the importance of exercise stress testing (EST) for detection of restenosis, (ii) value of C-reactive protein (CRP) and fibrinogen as a risk factor for restenosis in the revascularized patients. Methods: One hundred revascularized patients were enrolled to the study but 20 of the subjects were excluded from the study due to the various reasons that may affect the results of study. All patients were reevaluated 6 month after revascularization by the EST, CRP, fibrinogen and blood parameters. Fifty patients were underwent control coronary angiography. Patients were divided into two groups according to restenosis. Patients with restenosis in control coronary angiography were assigned as group 1, and patients without restenosis and having maximal negative EST were assigned as group 2. Results: Fibrinogen and CRP values were significantly high in group 1 than group 2 (p<0.05). The sensitivity, specificity of the EST was 78%, and 79% respectively. Conclusion: Although other new diagnostic methods, exercise testing is also an important test for detection of restenosis after revascularization. Sensitivity of EST may be increased with other diagnostic tests. C-reactive protein and fibrinogen may help physician in detection of risk of restenosis in revascularized patients. Key words: Revascularization, restenosis, CRP, fibrinogen, exercise testing :111-115 Yazışma adresi: Dr.Ekrem Yeter, Çukurambar mah 44.cad. 457. sok. Açelya apt No:2/40 Balgat, Ankara. e-posta: ekremyeter@hotmail.com 111

Kardiyovaskuler hastalıklar; gelişmiş ülkeler ve ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde, tüm etnik gruplarda ve cinsiyetlerde başta gelen ölüm nedenidir. Bu nedenle hastalığın erken tanınması ve değiştirilebilir risk faktörlerinin değerlendirilmesi önemlidir (1). Koroner arter hastalığının (KAH) tanınmasında yeni metodlar geliştirilmiş olmakla birlikte, halen EST hastalığın tanısı, prognozu ve tedavinin etkinliği ve revaskülarizasyon sonrası takip ve restenoz tespitinde kullanılmaktadır (2). Revaskülarizasyon; daralan veya tıkanan koroner arterler nedeniyle yetersiz beslenen miyokard dokusunun tekrar beslenmesinde uygulanan işlemlerin geneline denmektedir. Kliniğe yansıması daha çok balon anjioplasti, stentleme ve koroner bypass cerrahisidir. Sağlıklı kişiler üzerinde gerçekleştirilen gözleme dayalı epidemiyolojik çalışmalarda; daha sonra koroner arter hastalığının ortaya çıkışı ile ilgili olduğu saptanan bazı özellikler söz konusudur. Bu özellikleri tanımlamak için, sıklıkla kullanılan risk faktörü (RF) terimi; genel anlamda yaşam biçimi, biyokimyasal ve fizyolojik karakteristikler gibi değiştirilebilir nitelikteki faktörler ile yaş, cinsiyet ve kalıtım gibi değiştirilmesi olanaksız faktörleri kapsar (3). Fibrinojen artışı, diğer risk faktörleri ile birlikte görülse de, koroner olaylar için bağımsız bir risk faktörü olduğu gösterilmiştir (4). CRP akut faz reaktanıdır. İnflamasyon için ileri derecede duyarlı bir belirteçtir. Koroner olayları belirlemede CRP nin güçlü ve bağımsız bir gösterge olduğu bildirilmiştir (5). Yöntem Çalışmaya Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalında 2001-2002 yılları arasında revaskülarize edilen 100 hasta alındı. Yaşamı tehdit edici ve/veya revaskülarizasyona engel teşkil eden hastalığı, revaskülarizasyon sonrası % 30 rezidü darlığı, Wolf Parkinson Wight Sendromu, sol dal bloğu, elektronik pacemakerı olan, efor testi yapmak istemeyen veya efor testine mani ortopedik veya mental problemi, istirahatte 1 mm den fazla ST segment depresyonu 20 hasta çalışma dışı bırakıldı. Geriye kalan 80 hasta çalışmaya dahil edildi. Bu hastaların 35 i kliniğimize ST elevasyonlu MI (STEMI), 34 ü unstabl anjina pektoris (UAP) tanısıyla, 11 i ST elevasyonsuz MI (NSTEMI) tanısıyla yatırılmıştı. Uygun projeksiyonlarda judkins tekniği ile selektif koroner anjiografileri yapılan ve en az 2 kardiyolog tarafından değerlendirilen 7 hastaya primer perkütan transkoroner anjiyoplasti (PTKA), 42 hastaya PTKA+stent, 3 hastaya primer stent, 9 hastaya birden fazla PTKA ve/veya stent, 19 hastaya da koroner arter bypass operasyonu uygulanmıştı. Klinik olarak asemptomatik olan 80 hastaya 6. ve 12. aylarda EST, treadmill egzersiz testi kullanılarak yapıldı. Olguların tamamında Marquette Electronics Inc. Case Treadmill 50 Hz cihazında Bruce protokolü ile egzersiz testi yapıldı. Test başlangıcında, test sırasında her 3 dakikada bir, dinlenme döneminin 2. dakikasında birer kez 12 derivasyonlu elektrokardiyografi kaydı alındı. Başlangıç elektrokardiyografisine oranla; 1 mm ve daha fazla ST depresyonu, 1 mm ve üzerinde ST segment yükselmesi, sistolik kan basıncında % 10 dan fazla azalma, kalp hızında artış olmaması veya bradikardi oluşması, kan basıncının 250/130 mmhg nın üzerine çıkması, klas 3-4 angina oluşması, ciddi aritmi gelişmesi, belirlenen hedef kalp hızına ulaşılması ve teste devam edemeyecek kadar yorulma, testi sonlandırma kriterleri olarak kabul edildi. EST i pozitif olan 33 hastaya ve EST i şüpheli pozitif olarak kabul edilen 17 hastaya da, (toplamda 50 hastaya) kontrol koroner anjiografi yapıldı. Negatif efor testine sahip diğer 30 hastaya rıza göstermedikleri için kontrol koroner anjiyografi yapılmadı. Kontrol koroner anjiyografisi yapılıp restenoz tespit edilenler Grup I ve kontrol koroner anjiyografi sonrası restenoz tespit edilmeyenler ile maksimal efor testi negatif olup kontrol koroner anjiyografi yapılmayan olgular Grup II olarak değerlendirildi. Biyokimyasal ve diğer laboratuvar parametreleri için venöz kan örnekleri brakial venden kontrol koroner anjiografi öncesi 6. ayda alındı. Fibrinojen seviyeleri mechanical cold detection (ST4 coagülation analyzer-diagnostica Stago) ile; CRP değeri nefelometrik metodla (BN ProSpec System, Malburg Germany) belirlendi. İstatistiksel analiz Olguların istatistiksel analizi SPSS bilgisayar programı kullanılarak yapıldı. Bağımsız gruplar arasındaki ortalamaların ve standart sapmaların karşılaştırılmasında Student ın t testi, değişkenler arası ilişkinin değerlendirilmesinde Pearson 112

korelasyon analizi ve oransal ifadelerin kıyaslanmasında ki kare testi kullanıldı. İstatistiksel analizlerin tümünde P<0,05 değeri anlamlı kabul edildi. Bulgular Çalışma grubumuzdaki olgular yaş ve cinsiyet özellikleri açısından benzerdi (Tablo 1). Çalışmamızda klinikte sık karşılaşılan risk faktörleri ve lipid profili açısından gruplar arasında istatistiki olarak anlamlı bir fark gözlenmedi (Tablo 2). Fibrinojen ve CRP değerleri arasında Grup I de Grup II ye göre anlamlı yükseklik bulundu (Tablo 3). Kontrol koroner anjiyografi yapılan 50 hastanın 28 inde restenoz tespit edilirken; 22 hastada restenoz tespit edilmedi. 30 hastada maksimal efor testi negatif olması nedeniyle Grup II'ye dahil edildi. Grup I'deki 28 hastanın 22 sinde EST pozitifti. Grup II deki 52 hastanın 11'inde EST pozitif olmasına rağmen restenoz tespit edilmedi. Bu çalışmada; efor testinin duyarlılığı % 78, özgüllüğü % 79, pozitif prediktif (+PD) değeri % 66, negatif prediktif (-PD) değeri % 87 olarak bulundu (Tablo 4). Tartışma Yüksek fibrinojen düzeyinin, koroner anjioplasti sonrası restenoz gelişimindeki rolü halen tam olarak bilinmemekle beraber restenozun patogenezinde trombositlerin ve trombozisin katkısı olduğu bilinmektedir. Yayınlanmış birkaç klinik çalışmada fibrinolitik sistem ve koagülasyon proteinleri ile restenoz arasında ilişki bulunmuştur (6). Yapılan çalışmalar, yüksek plazma fibrinojen düzeyinin KAH için bağımsız bir risk faktörü olduğunu göstermiştir (7). İskoçyada gerçekleştirilen ve yaklaşık on bin kişiyi kapsayan The Scottish Heart Healty Study de fibrinojen düzeyi yaklaşık 8 yıl izlenmiş ve her iki cinsiyette de fatal ve nonfatal koroner kalp hastalığının ve herhangi bir nedene bağlı ölüm için güçlü bir prediktör olduğu saptanmış olmakla birlikte, revaskülarizasyon sırasında bakılan fibrinojen düzeyi ile restenoza bağlı hedef damar revaskülarizasyonu arasında bir ilişki bulunamamıştır(8,9). Ancak başka bir çalışmada (6) revaskülarizasyon sonrası yükselen fibrinojen seviyeleri ile restenozis arasında güçlü bir ilişki bulunmuştur. Çalışmamızda fibrinojen Tablo 1. Çalışma grubundaki olguların yaş ve cinsiyet özellikleri n Cinsiyet (Erkek) Yaş ort.(yıl) Grup 1 restenoz(+) 28 21 (% 75) 57.8±8.5 Grup 2 restenoz(-) 52 43 (% 82) 56.5±7.2 Tablo 2. Grupların klinik risk faktörleri ve lipid profili yönünden karşılaştırılması Grup I (n=28) Grup II (n=52) Hipertansiyon 14 (%50) 23 (%44) AD Diyabetes mellitus 3 (%11) 12 (%23) AD Sigara içme 15 (%53) 28 (%59) AD Aile anamnezi 6 (%21) 12 (%23) AD Total kolesterol(mg/dl) 183±57 189±54 AD Trigliserit(mg/dl) 160±96 164±145 AD HDL-K(mg/dl) 37±6 34±9 AD LDL-K(mg/dl) 118±56 125±47 AD AD: İstatistiksel olarak anlamlı değil Tablo 3. Grupların Fibrinojen CRP değerleri yönünden karşılaştırılması Grup 1 (n=28) Grup 2 (n=52) Fibrinojen(mg/dl) 381±92 328±92 <0.01 CRP (mg/l) 10.0±7.8 5.0±3.5 <0.01 P< 0.05 İstatistiksel olarak anlamlı Tablo 4. E ST pozitifliği ile restenosis arasındaki ilişki Grup 1 (n=28) Grup 2 (n=52) P EST (+) %78 (n=22) %21 (n=11) <0.001 EST (-) %21 (n=6) %79 (n=41) <0.001 P< 0.05 İstatistiksel olarak anlamlı yüksekliği ile restenozis gelişimi arasında diğer risk faktörlerinden bağımsız olarak anlamlı bir ilişki bulduk. KAH, kronik inflamasyonun tüm özelliklerini gösterdiğinden, KAH ın tüm şekillerinde CRP yüksek olarak belirlenir. Ancak akut olaylarda, hem p p 113

etiyolojik bir faktör ve hem de akut faz reaktanı olarak belirgin şekilde artar. Bu artış, risk artışı ve olumsuz prognozla yakın ilişkilidir (10,11). Ritker ve arkadaşları (12) 27,939 sağlıklı kadını LDL-K ve CRP ölçümleri ile, MI, iskemik inme, koroner revaskülarizasyon ve kardiyovasküler nedenlere bağlı ölüm gelişimi açısından ortalama 8 yıl izlemiş ve CRP nin kardiyovasküler olaylar için LDL-K düzeyine oranla daha güçlü bir belirleyici olduğunu göstermişlerdir. Elektif koroner anjiyoplasti geçirmiş SAP li 501 hastalık bir çalışmada (13) plazma CRP seviyesi ölçülmüş, 2 yıllık takip boyunca MI ve ölüm insidansında CRP seviyesi yüksek olan hastalarda artma bulunmuş, yüksek CRP seviyesinin kardiyak olaylar için bağımsız güçlü bir prognostik gösterge olduğu belirlenmiştir (13). Bir çalışmada (14) perkütan girişim geçiren hastalarda 24 saat içinde bakılan CRP değerinin restenoz gelişimini tahmin ettirmede anlamlı olarak yüksek olduğu tespit edilmiştir. Diğer bir çalışmada (15) CRP nin, revaskülarizasyon gerekliliğini tahmin ettirmede önemli bir rolü olduğu gösterilmiştir. Çalışmamızda, kontrol koroner anjiografi öncesi bakılan CRP değerini Grup I de, Grup II ye göre anlamlı olarak yüksek bulduk. Yüksek CRP değeri inflamasyonu yansıtması, endotel harabiyetini göstermesi bakımından da restenozla pozitif bir uyum göstermektedir. Anjiyografi ile değerlendirilen 2249 hastayı kapsayan 15 treadmill egzersiz çalışmasının meta-analizinde egzersiz testinin duyarlılığı % 49, özgüllüğü % 79, +PD % 50 ve PD % 78 olarak tespit edilmiştir (16). Başka bir meta-analizde, PTKA sonrası restenoz tesbitinde, 6. ayda uygulanan stres ekokardiyografik görüntüleme, stres nükleer görüntüleme ve egzersiz treadmil testi (ETT) çalışmalarının sonuçları toplanmıştır. Toplanan analiz sonuçları göstermiştir ki; ETT nin yalnız başına restenozu göstermedeki duyarlılığı % 46 ve özgüllüğü % 77 dir. Nükleer görüntüleme yöntemlerinin kullanımı, duyarlılığı (% 87) ve özgüllüğü (% 78) artırmaktadır. Ekokardiyografik görüntüleme de duyarlılığı (% 63) ve özgüllüğü (% 87) arttırmaktadır. ETT, PTKA sonrası restenoz tespitinde, nükleer ve ekokardiyografik görüntüleme yöntemleri ile birlikte daha başarılı sonuçlar vermektedir. Buna rağmen, restenoz tespitinde rutin fonksiyonel testlerin değeri azalmaktadır. Çünkü restenoz oranları azalmaktadır (17). Vaka sayısının sınırlı olması ve maksimal efor testi negatif olup da, etik açıdan kontrol koroner anjiyografi yapamadığımız hastalar çalışmamızı sınırlayan önemli faktörlerdendi. Bu nedenle çalışmamızda EST nin duyarlılığını, yayınlanmış çalışmalardaki sonuçlara göre daha yüksek bulduk. Sonuç Revaskülarize edilen hastalarda restenozu belirlemede, egzersiz stres testi klinikte kullanılan önemli bir testtir. Yardımcı testlerle duyarlılığı arttırılabilir. CRP ve plazma fibrinojen düzeyi de restenoz riskini öngörmede yardımcı olabilecek önemli biyokimyasal parametrelerdir. Kaynaklar 1. Murray CJ, Lopez AD. Mortality by cause for eight regions of the world: Global Burden of Disease study. Lancet 1997;349:1269-76. 2. Dinçer İ, Çağlar N. Egzersiz stres testi. Ed, Candan İ, Oral D. Kardiyoloji, Ankara, Antıp AŞ, 2002;210-1. 3. Soydan İ. Risk faktörleri. Ed, Kültürsay H. Koroner kalp hastalığı primer ve sekonder koruma. Dogos, İstanbul, 2001;13:111-2. 4. Ernst E. Plasma fibrinogen an independent cardiovascular risk factor. J Intern Med. 1990;227:365-72. 5. Strong JP, Restrepo C, Guzman M. Coronary and aortic atherosclerosis in new Orleans: II. Comparison of lesions by age, sex, and race. Lab invest 1978;39:364-9. 6. Danesh J, Whincup P, Walker M, Lennon L, Thomson A, Appleby P, et al. Low grade inflammation and coronary heart disease: Prospective study and updated meta-analyses. BMJ 2000;321:199-204. 7. Montalescot G, Ankri A, Vicaut E, Drobinski G, Grosgogeat Y. Fibrinogen after coronary angioplasty as a risk factor for restenosis. Circulation 1995;92:31-8. 8. Wilhelmsen L. Fibrinogen as a risk factor for stroke and myocardial infarction N Engl J Med 1984;311:501-5. 9. Woodward M, Lowe GDO, Rumley A, Tundstall-Pedoe H. Fibrinogen as a risk factor for coronary heart disease and mortality in middle-aged men and women. Eur Heart J 1998;19:55-62. 10. Monraats PS, Rana JS, Zwinderman AH, de Maat MP, Kastelein JP, Agema WR, et al. -455G/A polymorphism and preprocedural plasma levels of fibrinogen show no association with the risk of clinical restenosis in patients with coronary stent placement. Thromb Haemost 2005;93:564-9. 11. Anzai T, Yoshikawa T, Shiraki H, Asakura Y, Akaishi M, Mitamura H. C-reactive protein as a predictor of infarct expansion and cardiac ruptur after a first Q wave acute myocardial infarction. Circulation. 1997; 96: 778-84. 12. Ritker PM, Cushman M, Stampfer MJ, Trocy RP, Hennekens CH. Inflamation, aspirin and the risk of cardiovasculer disease in apperantly healty men N Engl J Med 1997;336:973-9. 114

13. Ritker PM, Rifai N, Rose L, Buring JE, Cook NR. Comparison of C reactive protein and low density lipoprotein cholesterol levels in the prediction of first cardiovascular events. N Engl J Med 2002;347:1615-17. 14. de Winter RJ, Heyde GS, Koch KT, Fischer J, van Straalen JP, Bax M, et al. The prognostic value of pre-procedural plasma C-reactive protein in patients undergoing elective coronary angioplasty. Eur Heart J 2002; 23: 960-6. 15. Kubica J, Kozinski M, Krzewina-Kowalska A, Zbikowska- Gotz M, Dymek G, Sukiennik A, et al. Combined periprocedural evaluation of CRP and TNF-alpha enhances the prediction of clinical restenosis and major adverse cardiac events in patients undergoing percutaneous coronary interventions. Int J Mol Med 2005;16:173-80. 16. Luigi M, Biasucci MD. Application to clinical and public health practice: Clinical use of inflammatory markers in patients with cardiovascular diseases. Circulation. 2004;110:e560-e567. 17. Moliterno DJ. Restenozis: Epidemiology and treatment. Ed, Topol EJ. Textbook of cardiovasculer medicine. Philadelphia: Lippincott Williams and Wilkins. 2002:1719. 18. Garzon PP, Eisenberg MJ. Functional testing for the detection of restenosis after percutaneous transluminal coronary angioplasty: A meta-analysis. Can J Cardiol 2001;17:41-8. 115