rt O ku ao l ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ÖZ GÜVEN PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - NİSAN 2014
ÖZ GÜVEN Öz güven, kendimize yönelik iyi duygular geliştirmemiz sonucu kendimizi iyi hissetmemiz demektir. Başka bir deyişle kendimiz olmaktan memnun olmak ve bunun sonucu olarak kendimiz ve çevremizle barışık olmamız demektir. Kısaca, "sevilebilir ve becerebilir olma" duygusudur da diyebiliriz. Öz güven, tüm insanlar için temel ve çok önemli bir duygusal gerekliliktir. Kendimize biçtiğimiz öz değerimiz oranında öz güvenimiz vardır. Yani öz güvenimiz, bir anlamda kendimizi ne kadar değerli bulduğumuzun, kendimize ne kadar değer verdiğimizin bir göstergesidir. Kendimizi belli bir ölçüde değerli bulmadığımız durumlarda temel gereksinimimiz karşılanmadığı için sıkıntı yaşarız. Her anne babanın ortak isteği, "kendine güvenen" çocuklar yetiştirmektir. Gerçekten çocuğun sağlıklı gelişimi için "öz güven" ilk sıralarda gelir ama özellikle çocuğu utangaç olan aileler için durum biraz zordur. Öz güven, çocuklarının doğumundan itibaren her anne babanın uğraştığı bir konudur. Çocuğun öz güvenini geliştirmek, korumak ve öz güveninin artmasını sağlamak; çocuk yetiştirme becerilerinin başında gelir çünkü yeterince gelişmiş öz güven duygusu, hem öğrenme yetisini hem sosyal ilişkilerde başarıyı hem de gelişim yüzlerini etkileyen önemli bir duygudur. Öz güven, bir insanın tavırlarını, duygularını ve kişisel özelliklerini; yetenek, beceri, görünüm ve toplumsal kabul edilirliğini nasıl değerlendirdiği ve ne dereceye kadar kabul edip onayladığıyla ilgilidir. Örneğin bir çocuğun becerileri, sahip olmak istedikleriyle örtüşmüyorsa kendisini yetersiz hissedebilir ve bu durum, onun öz güven duygusunun düşük olmasına yol açabilir. Düşük öz güven de ders başarısını ve toplumsal ilişkilerini olumsuz yönde etkileyebilir. Öz güven, bir başkası için anlam ifade etmeyecek kadar öznel bir değerlendirmedir. Çocuklar, olgunlaştıkça sahip oldukları becerileri kendileri değerlendirmeye, öz güvenlerini biçimlendirmeye başlarlar. Bunu yaparken ailenin yanı sıra öğretmenler ve yaşıtlar gibi diğer kaynaklardan da beslenirler. Okul, bu anlamda çok önemli bir kaynaktır ve bu yüzden çocuğun okulla ilgili söyledikleri gerçekten dinlenmeli; sadece okulda yaptıkları değil, bunlar hakkında hissettikleri de duymaya çalışılmalıdır. Öz güven, belli bir düzeye ulaşıncaya kadar gelişir. Genellikle on yaşında öz güvenin gelişimi tamamlanır ve bir süre sonra, ergenlik döneminde çocuk, öz güvenini test etmeye başlar. Çocukların öz güvenini en çok etkileyen kaynak anne babadır. Çünkü çocuklar ilk yıllarını, onları çevreleyen yetişkinlerin kendileri hakkındaki düşüncelerinin bombardımanı altında geçirirler, sonraki yıllarda da bu duyduklarını kendi davranışlarına yansıtmaya başlarlar. Anne babadan sonra çocuğun öz güveninde en büyük etkiyi yapan öğretmenleridir. Sonra da yaygın inanışın tersine, akranlarıdır.
Öz güven sadece okul yaşamında değil, kişisel ve sosyal yaşamda da önemlidir. Araştırmacılar, birbirlerini tamamlayan iki çeşit öz güvenden bahsetmektedirler. Bunlardan birincisi iç, diğeri dış öz güvendir. İç öz güven, kendimizden memnun ve kendimizle barışık olduğumuza dair inancımız ve bu konuda hissettiklerimizdir. Dış öz güven ise dışarıya kendimizden emin olduğumuz şeklinde verdiğimiz görüntü ve davranışlardır. İÇ ÖZ GÜVEN * Kendilerini sevme * Kendilerini tanıma * Kendilerine açık hedefler koyma * Pozitif düşünme A. KENDİNİ SEVME Kendini seven çocuklar hem duygusal hem fiziksel gereksinimlerine değer verirler. İstedikleri şeyleri elde etme konusunda suçluluk duymazlar. İhtiyaçlarının karşılanmasını hakları olarak görürler. Övgü almayı ve ödüllendirilmeyi açık açık talep ederler. Başkalarının kendileri ile ilgilenmesinden ve kendileri için bir şeyler yapmasından çok hoşlanırlar. İyi nitelikleriyle gururlanır ve bu niteliklerinden daima yararlanırlar. Başkalarını, mutluluklarını ve yaşamlarını sabote edecek şeylerden kaçınırlar. B. KENDİNİ TANIMA Kendini tanıyan çocuklar güçlü ve zayıf yönlerinin farkındadırlar. Hiçbir zaman kalabalığın içinde kaybolmazlar. Kendi değerlerini bilirler. Kendilerine uygun arkadaşlar bulurlar. Başkalarının görüşlerine açıktırlar ve eleştirildiklerinde hemen savunmaya geçmezler. Eksik yönlerini geliştirme ve değiştirme özellikleri vardır. Yapıcı olacağına inanırlarsa yardım almaya açıktırlar. C. KENDİNE AÇIK HEDEFLER KOYMA Kendilerine başarabilecekleri hedefler belirlerler. Bunları başarmak için de başkalarına bağımlı olmazlar. Yeterince motive oldukları için başkalarına kıyasla hedefleri gerçekleştirmede daha istekli ve enerjiktirler. Tutarlı davranırlar çünkü hedef belirlerken en ayrıntılı noktaları önceden tahmin edebilirler. Öz eleştiriyi öğrenmişlerdir. Kendi ilerlemelerini kontrol edebilirler. Kolay karar verebilirler. D. POZİTİF DÜŞÜNME Pozitif düşünen çocukların iyi deneyimler yaşama ve bunlardan iyi sonuçlar elde etme konusunda umutları vardır. İnsanlar hakkındaki düşünceleri genellikle olumludur. Her sorunun bir çözümü olacağına inanırlar. Geleceğin geçmişten daima iyi olacağına inanırlar. Yaşamlarındaki değişikliklere çabuk uyum sağlarlar. Değişikliklerin insanı ilerletip geliştireceğine inanırlar.
DIŞ ÖZ GÜVEN * İletişim * Kendini ifade edebilme * Duygularını kontrol edebilme A. İLETİŞİM İletişim konusunda beceriler kazanmış olan bir çocuk; başkalarını anlayışla, sakin ve dikkatle dinleyebilir. Yüzeysel konulardan, daha derin sohbetlere ne zaman, nasıl geçeceklerini bilirler. Başkalarının sözsüz ifadelerinden ve beden dilinden anlarlar. Utanıp sıkılmadan toplum önünde konuşurlar. B. KENDİNİ İYİ İFADE EDEBİLME Kendini iyi ifade edebilen çocuklar, dolaysız yoldan ve açıkça gereksinimlerini söylerler. Kendilerinin ve başkalarının haklarını korurlar. Teşvik etmeyi bilirler ve karşısındakinin de kendisini teşvik etmesini isterler. Övgü kabul ederler, başkasını övebilirler. Gerektiğinde etkin bir şekilde şikâyet ve mücadele edebilirler. C. DUYGULARINI KONTROL EDEBİLME Duyguları ile başa çıkabilen çocuklar duygularının esiri olmazlar. Beklenmedik davranışlar göstermezler. Korkuları ve endişeleri ile başa çıkabildikleri için riskleri göze alabilirler. Mutsuzluklarının kendilerini sürekli engellemesine izin vermedikleri için sıkıntılı dönemlerini kısa sürede atlatabilirler. Anlaşmazlık olduğunda kendilerini iyi savunurlar. Kıskançlık, öfke gibi doğal olan duyguları yaşadıklarında suçluluğa kapılmazlar. İlişkilerinde neşe, sevgi ve mutluluk ararlar. Kimseye körü körüne kapılmazlar. Sağlıklı bir öz güven duygusu geliştirmiş olan çocuklar, Hem derslerde hem ders dışı konularda kendilerini yeterli bulurlar. Bir şeyi başarmada kendilerine güven duyarlar, çözüm üretmeye yönelik çaba harcarlar. Okul, öğretmenleri ve arkadaşları hakkında olumlu duyguları vardır. Öz güvenleri yaralanmış çocuklar ise Toplumca kabul edilmeyen alışkanlıkları edinmede arkadaş baskısından daha çok etkilenirler, sosyal başarıları daha azdır. Daha içe kapanık ve kaygılıdırlar. Bir işi başarmak, bir soruna çözüm bulmak konusunda kendilerine güvenleri düşüktür, bir başkasının destek ve onayını beklerler. Kendilerini sürekli eleştirirler, olumsuz duygu ve düşünceleri kendilerine yöneltirler. Var olan potansiyellerini başarıya dönüştüremezler. Depresyona daha yatkındırlar.
Öz güveni düşük olan çocuk, aşağıda anlatıldığı gibi davranıyorsa kendisine ve çevresine karşı güven duygusunun gelişimi için anne babanın desteğine ihtiyacı vardır. Okul, öğrenme, arkadaş ilişkileri gibi önemli konularda kendine güvensizlik duyuyorsa, Başkalarına sözel ya da fiziksel olarak kaba davranmaya başladıysa, Yeni şeyler denemekten çekiniyorsa, Doğal kabul edilebilecek düzeyin üzerinde olumlu veya olumsuz davranışlarıyla dikkat çekmek için aşırı çaba harcıyorsa, Kendisiyle ilgili hep karamsar ve kendisini aşağılayan konuşmalar yaparak insanları etkilemeye çalışıyorsa, Sürekli, onu sevmediğinizi ya da istediği kadar övmediğinizi düşünüyorsa, Utangaçlığından, düşünce ve duygularını dürüstçe, açıkça dile getirmiyor ve haklarının çiğnenmesine izin veriyorsa, Öğretmeni, sınıfta gözlemlediği davranışlarını değerlendirdiğinde öz güven sorunu olduğunu ifade ediyorsa öz güven konusunda çocuğu desteklemek için anne ve baba çaba harcamalıdır. Çocuğun öz güvenini geliştirmek için anne ve baba ona nasıl yardım edebilir? Çocuğa sınırların belli olduğu ve sevginin açıkça ifade edildiği olumlu bir ev yaşamı sağlanmalıdır. Böyle bir ev ortamında yetişen çocuğun, hem akademik hem de kişisel öz güveninin temeli oluşturulmuştur. Anne babanın çocuğundan beklentileri, onun yetenekleri ve yapabilirliği ile kıyaslandığında gerçekçi olmalıdır. Okulla ilgili yetersizliklerinden çok, başarılarının üzerinde durulmalıdır. Bir dersten aldığı düşük bir not, diğer dersteki çalışma ve başarısını gölgelememelidir. Başarıyla sonuçlanmasa bile çabaları takdir edilmelidir. Bir çocuğun anne babası tarafından, "Öğrenmeye çalışmandan gurur duyuyorum.", "İyi çalışman beni mutlu ediyor." gibi sözlerle yüreklendirilmesi, çocuğun daha çok çaba harcaması için onu motive edecek, mücadele gücünü geliştirecektir. Başarıları kadar gösterdiği gelişme ve ilerlemeler de çocuğun dün yapamadıkları ile bugün yapa bildikleri karşılaştırılarak somut olarak ortaya konmalıdır. Çocuğa kendi işini kendisinin yapması için fırsat tanınmalı, kendi başına yapabileceği işler bir yetişkin tarafından yapılmamalıdır. Sosyal muhakemesini geliştirmek için çocuğun sorunu; onun adına çözülmemeli, çözüm bulmasına yardımcı olunmalı, alternatifler üzerine düşünmesi sağlanmalıdır. Başladığı işi bitirmesi konusunda motive edilmeli, ona destek olunmalı ve model oluşturulmalıdır. Başarısızlıkta yaptığının zor olduğunu kabul edip denemesi için yüreklendirilmeli, mücadele etmesi sağlanmalıdır. Çocuğun; duygu, düşünce ve inançlarını; açık, dürüst ve başkalarının haklarını ihlal etmeden, karşısındaki kişiyi aşağılamadan, incitmeden ve ezmeye çalışmadan ifade etmesi sağlanmalıdır. Duygularını ifade etmesi, yaşadıklarını paylaşması konusunda ona model olunmalıdır. Konuşmaya başladığında onu sonuna kadar dinlemek, onun anlatmak konusundaki motivasyonunu ve kendini ifadesini arttıracaktır.
Çocuk haklı olduğunda haklılığı vurgulanmalı, haksız olduğunda hataları ve nasıl düzeltilebileceği konuşulmalıdır. Kendi kararlarını verebilmesi, seçim ve tercihlerini yapabilmesi için uygun ortam yaratılmalı; karar, seçim ve tercihlerinin sonuçlarına katlanması sağlanmalıdır. Evde düzenli olarak belli konularda sorumluluk alması sağlanmalı ve aldığı sorumlulukları yerine getirip getirmediği izlenmelidir. Çocukla konuşurken yere çömelmeli ve onun göz seviyesine inilmelidir. Bu, ona önemli olduğu mesajını verir. Onun da diğer kişilerle iletişiminde göz teması kurmasına özen gösterilmelidir. Çocuğun mümkün olduğu kadar farklı sosyal ortamlarda bulunması sağlanmalı; değişik insanları, çevreleri ve ortamları tanıması için fırsat verilmelidir. Girdiği farklı sosyal ortamlarda başarabileceği görevler alması sağlanmalıdır. Çocuğun zamanını verimli kullanması için onu yönlendirmek gerekir. Kendi kendisini meşgul edebileceği konular konusunda rehberlik edilmeli, kendine yetebildiğini görmesi sağlanmalıdır. Hoşlandığı, başarılı olabileceğine inandığı, yetenekli ve ilgili olduğu alanda bir hobi edinmesi sosyalleşmesi ve öz güveninin gelişmesi açısından önemlidir. Ailedeki tüm bireylerin, kişisel veya aile içi sorunlarını, başlarına gelen iyi-kötü olayları, anne babayı ve onu sevindiren ya da üzen olayları konuşup paylaşabildiği düzenli toplantılar yapılmalıdır. Bu toplantılar aile içi uyumu ve huzurlu birlikteliği geliştirecektir. Tüm bunlar çocuğun sosyalleşmesine ve öz güveninin gelişmesine yardımcı olacaktır. Sosyalleşen ve öz güveni gelişen çocuk, zayıf benlik kavramı, başarısızlık duyguları ve olumsuz iç konuşmalarla beslenen utangaç çocuğun aksine; kendini ezdirmeyen, başkalarının isteklerine uymak istemediğinde bunu uygun bir ifadeyle dile getirebilen, hakkını savunan, duygu ve düşüncelerini her koşulda ifade edebilen, empati kurabilen, karşısındakinin istek ve beklentilerini, duygu ve düşüncelerini önemseyen ve dikkate alan, arkadaşları tarafından kabul gören, sınıfta soru sorabilen ve sorulan sorulara gönüllü olarak cevap verebilen, sınıf oyunları ve grup çalışmalarına gönüllü olarak katılan, okul sonrası sosyal etkinliklere ve okul partilerine katılan, liderlik rolünü ve verilen sorumlulukları yerine getiren, dışa dönük ve uyumlu ilişkiler kurabilen girişken bir çocuk olacaktır. KAYNAKLAR * Eray Beceren, Duygusal Zekâ Araştırmaları * Haluk Yavuzer, Doğum Öncesinden Ergenlik Sonuna Çocuk Psikolojisi * Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, XXIV. Cilt, II. Sayı * www.couns.uiuc.edu/brochures/self.htm