ENGELLİ ÇOCUK SAHİBİ OLMAK ENGELLİ BİR ÇOCUĞA SAHİP OLMAK VE AİLELERİN KARŞILAŞTIĞI GÜÇLÜKLER HOLLANDA YA HOŞGELDİNİZ



Benzer belgeler
HAKİM ÖMER ONSUN İLKOKULU ERASMUS + KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNDE YENİLİKÇİ YAKLAŞIMLAR VE FARKINDALIK YARATILMASI VELİ SEMİNERİ MAYIS 2017

AİLENİN ÖZÜRE UYUM SÜRECİ



REHBERLİK SERVİSİ. Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız?

Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak.

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KARNE ALAN ÇOCUĞA NASIL DAVRANILMALI

AİLE OKUL ÇOCUK İLİŞKİSİ AİLE-OKUL ÖĞRENCİ İLİŞKİSİ

Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ;

ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

EBEVEYNLİK BECERİLERİ

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları

REHBERLİK SERVİSİMİZDEN VELİLERİMİZE YARIYIL TATİLİ İÇİN ALTIN ÖNERİLER

Kanserli Hasta Yönetiminde Danışman Hemşirenin Rolü

Beraberliğimizin ne kadar süreceğini bilmediğimizin farkına vararak, birbirimizin değerini bilelim. - Joshua Loth Liebman

DEĞERLERİN ÇOCUKLARA AKTARIMI

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir?

UYUŞTURUCU ÖZGÜRLÜĞÜN SONU!

Annenin Psikolojisi İle İlgili Distosi

Bizi Zorlayan Çocuklarımızla İletişim. Prof. Dr. Ayşegül Ataman Lefke Avrupa Üni. TÜZYEKSAV Mütevelli Heyet İkinci Başkanı

KARDEŞLER. Normal gelişim gösteren kardeşler, engelli kardeşlerin bakımı konusunda aldıkları sorumluluktan ötürü

1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK. Abdullah ATLİ

Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu)

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetlerinin Amacı Nedir?

Bir İlişkide Çözülmenin Evreleri

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ

yukarıda olduğu psikolojik bir durumdur.

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI

SAĞLIK YÜKSEKOKULU ÇOCUK GELİŞİMİ TEZLİ YÜKSEK LİSANS DERSLERİ YÜKSEK LİSANS BİLİMSEL HAZIRLIK DERSLERİ YÜKSEK LİSANS ZORUNLU/SEÇMELİ DERSLERİ

VERITAS FOCUS. İş Yerinde Ruh Sağlığı Programları

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ

ÇOCUK VE OYUN 7.HAFTA

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

Stressiz Yaşam Mümkün mü?

Tematik Yaklaşımla Çocuklarda Sosyal Becerilerin Kazandırılması

ÖNSÖZ... IX III

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM

1. Hafta İlişkilerin Önemi

ECZACI GÜZİN VELİTTİN BEKRİOĞLU MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ

Çocuğun gelişimde en önemli kaynak ailedir.çocugun kalıtımla getirdiği özelliklerin ne kadar gelişeceği, nasıl biçimleneceği ve daha sonraki yılları

OYUNLARLA EBEVEYİNLİK

FİZİKSEL AKTİVİTENİN ENGELLİ BİREYLER ÜZERİNDEKİ KATKILARI

Medyada Riskler. Öğr. Gör. Dr. Deniz Sezgin Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi

ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç

DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

DUYGUSAL GELİŞİM PDR BÜLTENİ SAYI:03

TİCARET VE SANAYİ ODASI İLKOKULU SOSYAL BECERİ GELİŞTİRME GRUP ÇALIŞMAMIZ. REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ

8-9 YAŞ ÇCUKLARININ YAŞ DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ VE OKUL-ÖDEV ÇALIŞMALARI ÖZEL ANTALYA ENVAR İLKOKULU 8-9 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM DÖNEMLERİ ÖZELLİKLERİ

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 07 Ekim :27 - Son Güncelleme Çarşamba, 07 Ekim :31

ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ

UZ. DR. GÖNÜL ERDAL DAĞISTANLI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing)

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK

İŞİTME ENGELLİLER UNUTMAYINIZ! BİLGİLENDİRME KİTAPÇIĞI

BURSA ÖZEL BİREY OKULLARI OKULA UYUM SÜRECİ BAHAR İLHAN REHBER ÖĞRETMEN

Kronik hastalıkların çocuk,aile ve kardeşler üzerindeki etkileri ve kronik hastalıkların önlenmesinde hemşirenin rol ve sorumlulukları

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ

1. SINIF - 1. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME FORMU Öğretim Yılı

Otizm Spektrum Bozukluğu. Özellikleri

T.C. Artvin Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şube Müdürlüğü Ruh Sağlığı Birimi OTİZM

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI

Ödev Yapmak İstemeyen Çocuklar 2013 / 2014 SAYI: 22. Haftanın Bazı Başlıkları

OKUL ÖNCESİ ÇOCUĞUNDA UYKU SORUNLARI VE ÖNERİLER

KAPSAYICI EĞİTİM. Kapsayıcı Eğitimin Tanımı Ayrımcılığa Neden Olan Faktörler

DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS MB-Özel Eğitim Ön Koşul

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Dr. Çağlayan Üçpınar Nisan 2005

PSİKOLOJİK DANIŞMA. Psikolojik Danışma Nedir?

ÇOCUĞUNUZUN İŞİTMESİ NORMAL Mİ?

OSMANGAZİ RAM NİSAN AYI BÜLTENİ PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BÖLÜMÜ ÇOCUK VE ERGENLERDE STRES ÇOCUK VE ERGENLERDE STRES

BİREYSEL EĞİTİM PLANI Ebeveynler için Rehber

İçindekiler. Giriş. Bölüm 1: MINDFUCK ya da olasılıklarımız ve gerçek yaşamımız arasındaki boşluk 15

Öğretim Yılı Rehberlik Çerçeve Programı kapsamlı gelişimsel psikolojik danışmanlık hizmetleri anlayışına bağlı kalınarak hazırlanmıştır.

Ayrıca sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki bazı kimyasal maddelerin üretimi de azalır.

Psikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK

İş Yerinde Ruh Sağlığı

BİREYLERE YÖNELİK HİZMETLER

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları

Engelleri Kaldıralım. Sağlık Kurumlarının Engelli Hastaların Bakımındaki Rol ve Sorumlulukları

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu AİLE İÇİ İLETİŞİM

Ders Ayrıntıları Yarıyıl Kodu Adı T+U Kredi AKTS Çocuk Hukuku

Çocuğunuzun uyumu, öğrenimi ve gelişimi

KANSER VE CİNSEL YAŞAM

Hizmetiçi Eğitimler.

MERSİN HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ ÇEKÜSH ŞUBESİ ÇOCUK GELİŞİMCİ DAMLA ATAMER

ERGENİM BEN!!! Nereden Çıktı Bu Sınav?

Anne ve Babaların Özellikle Dikkat Etmesi gereken noktalar

AİLENİN ENGELLİ ÇOCUĞU

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI

GÖKKUŞAĞI KOLEJİ PYP SORGULAMA PROGRAMI

IŞIK LI ANNE BABA REHBERİ

Transkript:

ENGELLİ BİR ÇOCUĞA SAHİP OLMAK VE AİLELERİN KARŞILAŞTIĞI GÜÇLÜKLER HOLLANDA YA HOŞGELDİNİZ Bana genellikle özürlü bir çocuk büyütmemin nasıl bir şey olduğunu sorarlar. İşte anlatıyorum. Bir bebek sahibi olacağınızı anladığınızda yaşadığınız duygu, İtalya' ya güzel bir seyahat planı yapmaya benzer. İtalya hakkında bir sürü kitap ve broşür alırsınız ve harika planlar yapmaya başlarsınız. Coliseum. Mikalanjelo'nun Davut'u. Venedik teki gondollar. İtalyanca birkaç sözcük bile öğrenirsiniz. Her şey çok heyecan vericidir. Aylar süren beklemeden sonra, o gün gelir çatar. Bavullarınızı toplar. Yola çıkarsınız. Birkaç saat süren yolculuktan sonra, uçağınız havaalanına iner. Hostes mikrofonu eline alır ve "Hollanda'ya hoş geldiniz" der. Hollanda mı? Dersiniz. "Ne demek istiyorsunuz? Ne Hollanda'sı? Ben İtalya'ya bilet almıştım. Benim İtalya ya gitmem gerek. Tüm yaşamım boyunca İtalya ya gitmenin düşünü kurdum ben" Fakat uçuş rotasında bir değişiklik yapmışlardır. Hollanda ya inmişsinizdir ve orada kalmanız gerekir. Önemli olan sizi korkunç, iğrenç ve pis bir yere, açlığın ve hastalıkların ortasına bırakmamışlardır. Sadece farklı bir yerdesinizdir. Bu yüzden çıkıp yeni broşürler ve kitaplar almanız ve yepyeni bir dil öğrenmeniz gerekmektedir. Ve daha önce hakkında hiçbir şey bilmediğiniz insanlar tanımak zorundasınızdır. Gittiğiniz yer sadece farklı bir yerdir. Oradaki yaşam, İtalya da kinden daha yavaştır. İtalya kadar etkileyici değildir. Fakat bir süre orada kaldıktan sonra nefesinizi tutar ve çevrenize bir bakarsınız... Ve Hollanda'nın değirmenlerini fark edersiniz... Ve lalelerini. Hollanda'nın Rembrandları bile vardır. Fakat tanıdığınız herkes İtalya'ya gidip gelmektedir... Sürekli orada geçirdikleri güzel günleri anlatmaktadır. Ve yaşamınız boyunca "Evet benim de gitmem gereken yer orasıydı. Ben de aynı planı yapmıştım." Dersiniz. Bu nedenle duyduğunuz acı asla, asla dinmez... Çünkü yitirdiğiniz düş çok önemli bir düştür. Ancak... tüm yaşamınızı İtalya' ya gidemediğiniz için üzülerek geçirirseniz, Hollanda'nın güzelliklerinin hiçbirinin tadını çıkaramazsınız. Emily Perl Kingsley ENGELLİ ÇOCUK SAHİBİ OLMAK İster planlanmış olsun ister planlanmamış dünyaya gelecek her bebek anne baba için yeni bir heyecan ve umut demektir. Hayaller kurulur. Planlar yapılır. Bu arada tek istenilen bebeğin sağlıklı, eli ayağı düzgün olmasıdır. Her anne baba hayalini kurduğu şuna veya buna benzemesini tercih ettiği daha doğmadan büyük bir hayranlıkla bağlandığı kafalarındaki ideal bebeklerine sağ salim kavuşmak ister. Ancak çocuğun doğması ve engelli olduğunun anlaşılmasıyla birilikte beklentiler boşa çıkar, bütün planlar alt üst olur, hayaller yıkılır. Sağlıklı ve normal, istenilen, planlanan hayali kurulan bebekle ilgili beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan kayıplarda yaşanan şokun derecesi de çok yüksek olur. Çocuğunun doğumsal olarak veya sonradan yaşanan bir kaza nedeniyle engelli olduğunu öğrenmek annebabaların yaşayabileceği en sarsıcı durumlardan birisidir. Yaşanan yoğun üzüntü ve yas duygusunun ardından gerçekle yüzleşmek gerekmektedir

Engellilik, değiştirilemeyen ve süreklilik gösteren bir durumdur. Belki bir ömür boyu sürecek bu uzun süreçte aileler çok fazla güçlükle karşılaşmaktadırlar. Bu zorlu süreç pek çok kriz durumu demektir ve anne babaların sürekli olarak krize ve strese karşı uyum yapmalarını gerektirmektedir. Engelli çocuğun özel bakım gereksinimleri, eğitim sorunları, çocuğun sahip olduğu engele ilişkin toplumsal tutum ve yargılar, çocuğun şimdiki ve gelecekteki durumunun belirsizliği ve çoğu zaman bunlara eklenen ekonomik yetersizlikler bu aileler için sürekli stres kaynağı oluşturmaktadır. Aileye özürlü bir çocuğun katılmasıyla o güne kadar normal devam eden ve alışılmış olan aile yaşamı tümüyle değişebilmektedir. Başta anne baba olmak üzere tüm aile bireylerinin rol ve sorumlulukları da beklenmedik bu yeni duruma bağlı olarak önemli ölçüde etkilenmektedir. Fiziksel, sosyal ve maddi zorlanmalar başlamakta; bu durum aile ilişkilerini bozabilmektedir. Gerçeklik algılarına, kendi ailelerinden, yakın çevrelerinden aldıkları desteğe sosyoekonomik düzeylerine, sahip oldukları imkânlara ve ihtiyaç duydukları hizmetlere ulaşma şansına bağlı olarak ailelerin bu yeni durumun güçlükleriyle baş edebilme becerileri de farklı olmaktadır. Anne-babaların ve tüm ailenin çok büyük değişimlere uyum sağlama ihtiyacı mutlaka strese yol açar ve ilişkilerde baskıya neden olabilir. Evlik ilişkileri ve anne baba çocuk ilişkilerinde sorunlar yaşanabilir. Özürlü bir çocuk ile ailesi arasındaki ilişkinin, sıradan bir aile çocuk ilişkisine oranla daha karmaşık, gergin ve dengesiz olduğu düşünülür. Bazı aileler bu durumla baş etmekte zorlanmakta ve bu çaresizlik hissi, anksiyete ve depresif belirtiler ortaya çıkarabilmektedir AİLE TEPKİLERİNİN EVRELERİ Ailelerin gelişimsel yetersizlikleri olan çocuklarını kabullerinde geçirdikleri süreçte verdikleri tepkiler üç evreden oluşmaktadır. Birinci evre şok, reddetme ve depresyon; ikinci evre ise karmaşa suçluluk, kızgınlık; üçüncü evre pazarlık etme, kabul ve uyumu içermektedir. I. EVRE 1.Şok: Doğum sonrası çocuğun durumunun öğrenilmesi sonucunda ortaya çıkan ilk tepki 'şok'tur. Aile birden hiç beklemedikleri ve hazır olmadıkları bir durumla karşılaşmıştır. Bu ilk tepki yoğun bir biçimde ağlama, hissizleşme, çaresizlik, çevreye tepkisiz davranmak, sorulara veya konuşulanlara yanıt vermemek şeklinde kendini belli eder. Şok dönemi kişilerin kendi yapısı, aile içindeki durumu ve yakın akrabalarının etkileri, alınabilecek psikolojik destek doğrultusunda kısa veya uzun sürebilir. 2. Reddetme: Ailenin, çocuğunun gelişimsel yetersizlikleri olduğu gerçeğinden kaçması ve bu durumun olumsuz etkilerinden kendilerini koruma girişiminde bulunmasıdır. Önce çocuğu tümüyle ret ortaya çıkar.. Daha sonra ruhsal çatışmayı, hayal kırıklıklarını ve bunlara bağlı gelişen bunalımları hafifletmek için çocuğun engelinin reddine sıra gelir. Reddetme, olayların

farkında olmamaya çalışma olarak da tanımlanabilir. Bu durum, ailenin başka şeylerle çok fazla meşgul olup, çocuğunun sorunlarıyla ilgilenmeye zaman bulamaması şeklinde kendini gösterebilir. Bu dönemde aile böyle bir çocuğu olduğunu kabul etmemekte ve çocuğunun normal olduğuna ilişkin kanıtlar aramaktadır. Bütün uzmanları dolaşarak çareler arar. 3. Depresyon: Aile mükemmel çocuk hayallerinin yıkıldığını düşünerek bir yas duygusu yaşarlar. Aile Artık iş işten geçti, bundan sonra hiçbir şeyin anlamı yok' şeklinde düşünmeye başlar ve çevre ile ilişkilerini en aza indirir. Aileler bu dönemde normal çocuk özlemi de duyarlar. EVRE II 4. Karmaşa: Gelişimsel yetersizlikleri olan çocuğa sahip olmak ailenin yükünü önemli derecede arttırmaktadır. Çocuklarının neredeyse günün yirmi dört saati bakıma gereksinim göstermeleri, eğitim ve sağlık sorunları aileyi maddi ve manevi yönden yıpratmaktadır. Dolayısıyla anne-babalar, Böyle bir çocuğum olacağına hiç olmasaydı' şeklinde tepki gösterebilmektedir. Bu durum pek çok ailede engellenme duygularına; dolayısıyla çocuklarına yönelik kızgınlık tepkilerine neden olmaktadır. Bir yandan bu olumsuz duyguları yaşarken, diğer yandan çocuklarını sevmekte ve onun için en iyisini yapmak istemektedirler. Bu durum ailede karışıklıklara neden olmaktadır. 5. Suçluluk: Aile çocuğun durumundan kendini sorumlu tutmaktadır. Ailelerin belki de en çok zorlandıkları duygu suçluluktur. Aile sürekli olarak Niçin bu başımıza geldi' sorusunu yanıtlamaya çalışır. Ailenin bulduğu nedenler ise gerçekten çocuğun özür durumuyla ilişkili olmayabilir. Bu nedenle bazen aile çocuklarının durumunu geçmişte bulundukları bir davranışın Allah tarafından cezalandırılması olarak görebilir ve bu nedenle kendisini suçlayabilir. Diğer bir olasılık, ailenin yaşamlarını alt üst eden gelişimsel yetersizlikleri olan çocuklarına duydukları kızgınlıktan dolayı kendilerini suçlu hissetmeleridir. 6. Kızgınlık: Kızgınlık genellikle iki biçimde görülmektedir. İlkinde eşler Neden bana?' sorularını tekrarlar. Bu tür kızgınlıklar genellikle normal olarak değerlendirilmektedir. İkinci tür kızgınlıkta, kızgınlık ya da öfke, problemin kaynağıyla ilişkili olmayan bir başkasına yönelmektir. Kızgınlığın ya da öfkenin yöneltildiği bu kişiler genellikle doktorlar ve eğitimcilerdir.

EVRE III 7. Pazarlık: Pazarlık uyum sürecinin en son evrelerinden birisidir. Aile içi önemli olan çocuğunun normal hale gelmesidir. Aile çocuğunun özrünü ortadan kaldırmanın yollarını arar. Aile bunun gerçekleştirebileceğini umduğu herkesle pazarlığa girebilir. Bu kişi bir doktor, bir uzman, hoca ya da Allah olabilir. Pazarlık çoğu kez çocuğun iyileşmesi karşılığında bir şeyleri vermeyi ya da yapmayı kabul etmektir. Pazarlık genellikle çocuğun iyileşmesi yönünde yapılan en son girişim olarak değerlendirilmektedir. Pazarlık, suçluluk ve çaresizlik duygularının bir yansıması olmaktadır. 8. Kabul ve Uyum: Ulaşılması güç olan fakat engelli çocuk üzerinde en olumlu etkiyi bırakan son aşama kabul aşamasıdır. Bu aşamada aile gelişimsel yetersizlikleri olan çocuğunu tanıma, anlama ve problemlere çözüm bulma yönünde bilinçli çabalarda bulunur. Ancak öteki aşama ya da evrelerdeki olumsuz duygular hiçbir zaman tamamıyla ortadan kalkmaz. Bu aşamada aileler çocuklarını oldukları gibi kabul etmeye çocuğu ailenin bir bireyi olarak görmeye başlarlar. Çocuğun gereksinimleri karşılanmaya çalışılır ve uzmanlarla işbirliği yapılır. Uyum, kabul etme aşamasının eyleme dönüşmüş bir aşamasıdır. Ailelerin birçoğu aşamaların en sonuncusu olan kabul aşamasına erişememektedirler. Bazı aileler red aşamasında takılmakta ve sürekli olarak çocuklarının normale döneceği beklentisi içinde olmaktadırlar. Ancak bazı ailelerin durumla daha kolay baş edebildikleri, aileye (büyüklük, kültürel yapı, sosyoekonomik düzey vb) ve çocuğa (özrün türü, derecesi vb) ait bazı özelliklerle aile bireylerinin kişilik özelliklerinin gelişimsel yetersizlikleri olan çocuğa sahip ailelerde sorunlarla baş etme becerilerini etkileyen etmenler olduğu görüşü de benimsenmektedir. Ailenin gelişimsel yetersizlikleri olan çocuğunu kabul etme süreci ne kadar uzarsa, yetersizliğin aile ve çocuk üzerindeki etkileri de o denli fazla olmaktadır. SOSYAL DESTEK Sosyal destek; stres altındaki ya da güç durumdaki bireye çevresindeki insanlar veya kurumlar tarafından sağlanan maddi ve manevi yardımlardır. Maddi, duygusal ve bilişsel unsurları kapsar. a. Duygusal Destek: Sevgi, hoşlanma, anlayış, kabul görme, değer verilme, özen gösterilme, korunma gereksinimlerini kapsar. b. Araçsal Destek: Parasal yardımı, materyal kaynakları, araç gereç yardımı gibi somut yardımları içerir.

c. Bilgisel Destek: Sorun kabul edilen olaylarla başa çıkmada, tanımlayıcı nitelikte bilgiler vermeyi ve böylece sorunu anlamayı sağlayan destek biçimidir. d. Yaygın Destek: Boş vakitlerde diğer insanlarla zaman geçirme, eğlenme, rahatlama amacıyla yapılan aktiviteler, sosyal arkadaşlık olarak tanımlanabilir. Bir başa çıkma yöntemi olarak işlev görebilen sosyal destek, uzun ve kısa süreli stres ve kriz dönemlerinde, bireyin bilgi işleme sürecini etkileyerek, yeni durumlara ve uyarıcılara karşı uyumunu kolaylaştıran, zihinsel yapıyı destekleyen bir unsurdur. Bireyler ve gruplar arasındaki bağlantıları sağlayarak, ailenin stresle baş etmek için gereksinim duyduğu yardım ve destek ağını oluşturur. 1. Bilgi Desteği: Ailelerin öncelikli olarak ihtiyaç duyduğu ve en geçerli destek tipidir. Verilen bilgiler ışığında bir yol haritası çizilir. Engelin türü, düzeyi, eğitim imkânları, yaşanacak duygusal sıkıntılar, çocuğun tedavi süreci ve sağlık kontrolleri gibi konularda bilgi desteği sağlanır. Bu destek ilerleyen dönemlerde de sürebilir. Özellikle kritik dönemlerde bilgi desteğine daha fazla ihtiyaç duyulur. Sağlıklı bilgi akışı zaman kaybının ve bu nedenle oluşabilecek olası sorunların önüne geçer. 2. Duygusal Destek: Tanı dönemi ve tanı sonrası aileler için oldukça yıpratıcı bir süreçtir. Suçluluk duygularının veya karşılıklı suçlamaların yoğun görüldüğü bu dönemde aile bireyleri arasındaki temel iletişimi düzenlemek esastır. Sevgi, hoş görü, anlayış, kabul görme, değer verilme, özen gösterilme, korunma gereksinimi en temel ihtiyaçlarımızdır. Oysaki bu süreçte tüm bu gereksinimlerin karşılanmasında güçlük yaşanabilmektedir. İyi bir bilgi desteğinin sağlanmasının ardından karşılıklı yanlış anlamalarda ve suçluluk duygularında azalma görülür, ancak eşlerin birbirlerine vereceği destek açısından yeni düzenlemelere gitmek gerekebilir. Çünkü bu süreçte çoğu kez, çocuğun temel bakım gereksinimleri, eğitimi ve sağlığı için bir takım yerlere götürülmesi, evdeki eğitimsel destek anne tarafından üstlenilmekte ve anneler yoğun bir strese maruz kalmaktadır. Eşler arasında işbölümü yapılması stresi azaltacaktır. Ayrıca çiftlere sunulacak psikolojik destek de bu sürece katkı sağlar. Unutulmamalıdır ki engelli çocuk dışında kalan diğer aile üyelerinin de, gelişimleri açısından karşılanması gereken pek çok ihtiyacı vardır. 3. Diğer Kişilerin Çocuğun Durumu Hakkında Bilgilendirilmesi: Kişilerin sosyal bir ortamlarının olduğu; engelli çocukların da ninelerinin, dedelerinin, teyze ve amcalarının olduğu unutulmamalıdır. Anne ve babaların çoğu kez çevrenin bitmek tükenmek bilmez sorularına maruz kaldıkları, çeşitli yöntemleri denemeye zorlandıkları (bunlar çoğu kez bilim dışı yöntemlerdir) bilinen bir gerçektir. Tüm bunların önüne geçebilmek için engelli bireyin günlük yaşamında yer alan diğer bireylere de bilgi verici bir destek sağlanmalıdır. 4. Deneyim Paylaşımı: Aynı problemleri yaşayan bireylerin karşılıklı deneyim paylaşmaları için yapılacak grup toplantıları, bu kişilerin farklı bakış açıları yakalamalarını sağlayacaktır. Ayrıca yaşadıkları problemlerin başka aileler tarafından da yaşandığını duymak çoğu kez rahatlatıcı olmaktadır. Ancak bu toplantılar mutlaka bir uzmanla birlikte yapılmalıdır. Bir uzman gözetiminde yapılan bu toplantılarda aileler için uygun çözüm yolları da üretilebilir. Hazırlayan : Hüseyin KALDIRIM