AZERBAYCAN DA BULUNAN TÜRK İŞLETMELERİNİN YAPILARI VE SORUNLARI



Benzer belgeler
TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

Pazarlama araştırması

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

RAKAMLARLA KONYA İSTİHDAMI FEYZULLAH ALTAY

Üye Memnuniyet ve Beklenti Anketi Sonuçları Eylem Planı SAKARYA TİCARET BORSASI. Hazırlayan: Dr. Yüksel VARDAR

YÖNETİCİ GELİŞTİRME PLUS. Programın Amacı: Yönetici Geliştirme Eğitimi. Yönetici Geliştirme Uzmanlığı Eğitim Konu Başlıkları. Kariyerinize Katkıları

T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI

Afrika Sanayici ve İşadamları Derneği «Türk Özel Sektörünün Afrika ya Açılan Kapısı»

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

İŞLETME POLİTİKASI (Stratejik Yönetim Süreci)

YENİ HÜKÜMET PROGRAMI EKONOMİ VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜ İÇİN DEĞERLENDİRME EKONOMİ VE STRATEJİ DANIŞMANLIK HİZMETLERİ 30 KASIM 2015

STANDART VE STANDARDİZASYON

Sınai Mülkiyet Hakları, Önemi,

BÖLÜM KÜÇÜK İŞLETMELERİN SORUNLARI VE ÇÖZÜM YOLLARI

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

EGE BÖLGESİ SANAYİ ODASI. Faaliyet Programı

YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Doç. Dr. Turan EROL un

Dış Ticaret Politikasının Amaçları


GİRİŞİMCİNİN GÜNDEMİ

AYRINTILI ORAN ANALİZİ RAPORU

Dış Paydaş Toplumsal Katkı Araştırması Anketi Sonuçları

2012 YILI BALIKESİR İŞLETMELERİNİN SOSYO-EKONOMİK DURUM VE 2013 YILI BEKLENTİ ARAŞTIRMASI BALIKESİR TİCARET ODASI

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

2016 YILI İÇ PAYDAŞ ANALİZ RAPORU. Burcu GENÇ İstatistik ve Proje Sorumlusu

Modern Pazarlama Anlayışındaki Önemli Kavramlar

KOSGEB DESTEKLERİ NEVŞEHİR TİCARET VE SANAYİ ODASI

EKONOMİK ARAŞTIRMALAR

TÜRKİYE DE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARININ KORUNMASI : ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLARA ETKİLER RAPORU

Anket 2: Şirketteki yabancı dil ihtiyaçları hakkında bilgi verebilecek kişilere yöneliktir

REKABET GÜCÜ VE DEĞİŞEN DÜNYA TUNCAY SONGÖR REKABET KURUMU II. BAŞKANI KURUL ÜYESİ

Sayın Arsuz Belediye Başkanım,/ Saygıdeğer Konuşmacılar,/

Türkiye de Yabancı Bankalar *

2007 Yılı Ocak Eylül Dönemi Karşılaştırmalı Finansal Sonuçları

T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI TÜRKİYE İŞ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TUNCELİ İLİ 2008 YILI İŞGÜCÜ PİYASASI ARAŞTIRMASI SONUÇ RAPORU


MESLEK KOMİTELERİ ORTAK TOPLANTISI 17 Haziran 2014

İŞLETMELERİN AMAÇLARI. İşletmenin Genel Amaçları Arası Denge Genel nitelikli kuruluş ve faaliyet amaçları Özel nitelikli amaçlar

FİNANSMAN SORUNLARINA GÖRE KREDİ KULLANIM ORANLARI VE YATIRIMLARDA KREDİLERİN ETKİSİ ÜZERİNE ARAŞTIRMA

MTMD STRATEJİK HEDEFLER VE EYLEMLER 2014 MAYIS.2014 İZMİR

TÜRKİYE PLASTİK İŞLEME MAKİNELERİ SEKTÖR İZLEME RAPORU / 9 Ay PAGEV

Toplam Erkek Kadin Ermenistan Azerbaycan Gürcistan Kazakistan Kırgızistan Moldova Cumhuriyeti. Rusya Federasyonu

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Dış Paydaş Toplumsal Katkı Araştırması Anketi Sonuçları

2023 e DOĞRU TÜRKİYE DE STEM GEREKSİNİMİ

Girişimciliğin Fonksiyonları

2013 YILI İÇ PAYDAŞ ANALİZ RAPORU

Dış Çevre Analizi. Doç. Dr. Barış BARAZ

ÜNİVERSİTE - SANAYİ İŞBİRLİĞİ BULUŞMASI 11 ŞUBAT 2012, İSTANBUL. Adnan DALGAKIRAN Yönetim Kurulu Başkanı

Finansal Tablolar Analizi

PROJE YAPIM VE YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ ŞEYMA GÜLDOĞAN

9.ULUSLARARASI SAĞLIKTA KALİTE, AKREDİTASYON VE HASTA GÜVENLİĞİ KONGRESİ SAĞLIK KURUMLARI İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİNDE EĞİTİM UYGULAMALARI

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi

GENEL BİLGİ. KOBİ ler ve KOSGEB

KOOPERATİFLERE YÖNELİK HİBE DESTEĞİ

MUHASEBE VE FİNANSMAN ALANI

Aynur Bektaş Hey Tekstil CEO. 2 Haziran 2010 Denizli

Liberalleşmenin Türkiye Enerji. 22 Şubat 2012

TÜRKİYE İŞ ve İNŞAAT MAKİNALARI ALT SEKTÖRÜ

TR83 Bölgesi nde Ar-Ge ve İnovasyon ile Yenilenebilir Enerji Anket Sonuçları

EKONOMİK DEĞERLENDİRME ANKET SONUÇLARI OCAK 2012

İletişim: Bir düşüncenin, bilginin, haberin veya mesajın kişiler, gruplar ve örgütler arasında karşılıklı değiş tokuş sürecidir.

Tüm Kurumsal İşlerinizde Profesyonel Çözümler

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

PAZARLAMA İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

Bu yıl 2.si düzenlenen Euromoney Türkiye Finans ve Yatırım Forumu nda Akbank adına sizlerle bir arada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.

Soru 1: Firma olarak 2012 yılının ikinci yarısı için nasıl bir ekonomik beklenti içindesiniz?

TAŞOCAKÇILIĞI *BU RAPOR KAYNAKÇADA BELİRTİLEN GÖSTERGELERDEN VE YAYINLARDAN DERLENMİŞTİR.

PVC PLASTİK ve ALÜMİNYUM KAPI-PENCERE SİSTEMLERİ SEKTÖRÜ MEVCUT DURUM ANALİZİ MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI

KÜRESEL OTOMOTİV OEM BOYALARI PAZARI. Bosad Genel Sekreterliği

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

ORMAN ENDÜSTRİ POLİTİKASI DERS 3

EKONOMİK DURUM TESPİT ANKET SONUÇLARI

TÜRK PERAKENDE SEKTÖRÜ VE BEKLENTİLERİMİZ

İZMİR BÖLGESEL GELİŞME PLANI İLERİ TEKNOLOJİYE DAYALI SANAYİLER SEKTÖRÜ ÇALIŞTAYI 10 TEMMUZ 2009 SONUÇ RAPORU

MALİTÜRK DENETİM VE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

KAHRAMANMARAŞ TİCARET VE SANAYİ ODASI

KOSGEB DESTEKLERİ NEVŞEHİR YATIRIM DESTEK OFİSİ

BASIN TANITIMI TÜRKİYE DE BÜYÜMENİN KISITLARI: BİR ÖNCELİKLENDİRME ÇALIŞMASI

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... iii. 1. Bölüm EKONOMİK GÖSTERGE ANALİZİ

İşletmelerin Özel Hedefleri Müşteri/Çalışan memnuniyeti - eğitimi ve kariyer gelişimi

2014 YILI İÇ PAYDAŞ ANALİZ RAPORU. Burcu GENÇ İstatistik ve Proje Sorumlusu Ocak 2015

Alanya Ticaret ve Sanayi Odası (ALTSO) tarafından yürütülen bu projenin genel amacını şu konular oluşturmaktadır.

MÜHENDİSLİK EĞİTİMLERİNDE ÖLÇÜMBİLİM VE KALİBRASYON KONULARINDAKİ MEVCUT DURUMUN DEĞERLENDİRİLMESİ

UDY Akışları Önündeki Risk Faktörleri

İşletmeye Giriş Dersi. İşletmeye Giriş. Ders notları ve duyurular için; in; 4 adet soru 4 adet cevap. Giriş. Temel Kavramlar İşletme Nedir?

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DIŞ PİYASALARDAKİ DURUMU

2004 yılında 929 milyon Dolar olan değerli maden ve mücevherat ihracatımız, %62 artışla 2008 yılı sonunda 1.5 milyar Dolara ulaşmıştır.

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı

DOĞRUDAN PAZARLAMA SEKTÖR ARAŞTIRMASI ÖZET RAPOR

PAZAR NERESİDİR? Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi. Pazar Araştırması

DIŞ TİCARETTE KÜRESEL EĞİLİMLER VE TÜRKİYE EKONOMİSİ

Beyin Gücünden Beyin Göçüne...

Transkript:

AZERBAYCAN DA BULUNAN TÜRK İŞLETMELERİNİN YAPILARI VE SORUNLARI Eyüp ZENGİN Qafqaz Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Kamu Yönetimi Bölümü, Bakü Azerbaycan Yavuz Burak CANBOLAT Qafqaz Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü, Bakü - Azerbaycan ÖZET Azerbaycan da bulunan Türk İşletmelerinin örgüt ve sermaye yapıları ve karşılaştıkları problemleri belirlemek amacıyla bir araştırma yapılmıştır. Anket yöntemiyle yapılan araştırmada; 6 bölümde 47 sorudan oluşan bir anket kullanılmıştır. İşletme hakkında genel bilgiler, yatırım kararları, personel ve yönetim politikası, malzeme temini ve üretim süreci, yönetim sistemlerinin benimsenmesi ve uygulanması, bilgisayar kullanımı konularında hazırlanan sorular çoktan seçmeli ve açık uçlu sorular olarak düzenlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre; işletmelerin altyapı ve nitelikli personel konularında problemlerle karşılaştıkları, Çağdaş yönetim tekniklerinin benimsenmesinde ve personelin değerlendirilmesi konularında yetersiz yetersiz oldukları ortaya çıkmıştır. Türk işletmeleri mevzuatın karışıklığından, sık sık değişmesinden ve muhasebe dışı giderlerin yüksekliğinden rahatsız olduklarını belirtmişlerdir. Anahtar kelimeler: Azerbaycan da Türk İşletmeleri, yabancı sermaye, verimlilik SUMMARY In this survey, we aimed to determine Turkish enterprises in Azerbaijan and their organizations, capital structures and the problems they met. There are 6 sections and 47 questions containing general information about the enterprise, investment decisions, personnel and management policy, material provision and production processes, adopting and putting the management systems into practice, computer usage arranged in the form of multiple choice and open ended question in a questionaire. According to the results, Enterprises are in trouble with the substructure and qualified personnel, insufficiency of putting the techniques of management methods into practice and evaluating the qualified personnel. Turkish enterprises are suffered from complexity and frequently changing regulations and high rate of out of accounting expenses. Key words: Turkish Enterprises in Azerbaijan, foreign capital, productivity 1. GİRİŞ Bu araştırma Qafqaz Üniversitesi Teknoloji Kulübü tarafından planlanmış ve anket aşaması Endüstri Mühendisliği bölümü son sınıf öğrencilerinin de katkılarıyla gerçekleştirilmiştir. Yazarlar; çalışmanın değerlendirilmesi aşamasında yaptığı tavsiyelerden dolayı KTÜ, İİBF Dekanı Prof. Dr. Ersan Bocutoğlu na ve çalışmanın anket aşamasına katkıda bulunan Teknoloji kulübü üyelerine ve Endüstri Mühendisliği bölümü son sınıf öğrencilerine teşekkür etmeyi zevkli bir görev olarak kabul ederler.

Çalışmanın amacı: Azerbaycan da bulunan Türk Sanayici ve İş Adamlarının temel faaliyet alanlarını belirlemek, sorunlarını öğrenmek ve bu sorunları ortadan kaldıracak çözüm önerileri üretebilmekdir. Ankete alınan örnekler Türk Sanayici ve İşadamları Beynelhalk Cemiyeti ile yapılan işbirliği ile tesbit edilmiştir. 1.1. YÖNTEM TÜSİAB la İşbirliği yapılarak belirlenen 100 İşletmeye anket uygulanmıştır. Anketler, işletme sahibi veya yöneticisine elden verilmiş ve yüzyüze doldurulmasına gayret gösterilmiştir. İşletme sahibi veya yöneticisiyle görüşme imkanının bulunmadığı durumlarda anket İşletme sahibi veya yöneticileri tarafından daha sonra doldurulmuştur. Ankette 6 bölümde 47 soru yer almaktadır. İşletme hakkında genel bilgiler, yatırım kararları, personel ve yönetim politikası, malzeme temini ve üretim süreci, yönetim sistemlerinin benimsenmesi ve uygulanması, bilgisayar kullanımı konularında hazırlanan sorular çoktan seçmeli ve açık uçlu sorular olarak düzenlenmiştir. 1.2. SINIRLILIKLAR Bu araştırmaya dayanarak kesin tanımlamalar yapmak oldukça güçtür. Bunun nedenleri ise şunlardır: 1- İşletmeler, sektörel düzeyde sınıflandırılmamışlardır. Tarım, Sanayi ve hizmet sektörlerinin hepsi birarada ele alınmıştır. 2- İşletmeler çalıştırdıkları personel sayısına göre sınıflandırılmamıştır. 3- İşletmeler, sermayelerine göre sınıflandırılmamıştır. İşletmelerin sektörel düzeyde, çalıştırdıkları personel sayısına göre ve sermaye yapılarına göre homojen yapıda olmamaları Araştırmanın en önemli sınırlayıcısıdır. Yukarıda yer vermeye çalışılan sınıflandırmalara göre yapılcak araştırmalarla bu sorunları aşmak mümkün olacaktır. 2. İŞLETMELER HAKKINDA GENEL BİLGİLER 2.1. İŞLETMELERİN YAPTIĞI İŞLER İşletmelerin % 17 si İmalat, % 20 si Dağıtım ve Pazarlama, % 34 ü Ticaretle, % 29 u Temsilcilik ( Distribütörlük ) le uğraşmaktadır. İmalat işleriyle uğraşanların oranının düşük olmasının nedeni kanaatimizce, yatırım yapmada karşılaşılan - özellikle altyapı gibi - güçlüklerdir. Sermaye hareketlerinin tarihi gelişimi incelendiğinde görülen şudur: Yabancı sermaye önce ticaret ve dağıtım sektörleriyle ülkeye giriş yapmakta daha sonra da ülkenin ekonomik durumu, pazar yapısı, siyasi ve hukuki altyapıdaki istikrarına göre üretim ve imalat sanayine yatırım yapmaktadır. 2.2. İŞLETMELERİN KURULUŞ YILLARI İşletmelerin % 24 ü 1995 öncesi, % 31 i 1995 yılında, % 21 1996 yılında, % 24 i de 1997 yılında kurulmuştur. 2.3. İŞLETMELERDE ÇALIŞAN İŞÇİ SAYISI Firmaların % 42 si 1-10 arası işçi çalıştırmakta, % 44 ü 11-50 arası, % 14 ü ise 51 ve üzerinde işçi çalıştırmaktadır.

Çalıştırılan işçi sayısı bakımından, işletmelerin Türkiye ölçülerinde küçük ve orta ölçekli işletmeler olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu durum Türkiye den büyük sermayenin Azerbaycan da yatırım yapmadığını söyleyen ve bundan şikayet eden Azerbaycan devleti yetkililerinin haklı olduğunu ortaya çıkarmaktadır. 2.4. İŞLETMELERİN SERMAYE YAPISI İşletmelerin % 81 i yabancı sermayeli (% 100 Türk sermayesi ), % 19 u ise Azerbaycan ortaklı işletme görünümündedir. 2.5. İŞLETMELERİN FAALİYET ALANLARI İşletmelerin;% 22 i Gıda, % 24 si İnşaat, % 8 i Mobilya, % 8 i Ticaret, % 11 i Tekstil- Konfeksiyon, % 5 i Elektronik, % 22 si ise diğer alanlarda faaliyet göstermektedir. 2.6. ÜRETİLEN ÜRÜNÜN DAĞITIMI İşletmelerin % 48 i ürünlerini doğrudan kendi araç ve imkanlarıyla müşteriye sunmakta, % 17 si Bayiler aracılığıyla, % 35 i Toptancı-perakendeci-müşteri gibi aracı kurumları ürün dağıtımında kullanmaktadır. Ürünlerini doğrudan tüketiciye sunan firmalar eğer iyi bir kuruluş noktasında iseler, aracı kullanan firmalara göre rekabet üstünlüğünü yakalamış bulunmaktadırlar. Dağıtım kanallarının kullanılması, ürünün daha kısa sürede potansiyel müşterilere ulaşmasını kolaylaştıran bir faktör olmakla birlikte, nihai tüketici açısından maliyeti artırıcı bir faktördür. Dağıtım kanallarının kullanılması yoluyla iktisadi açıdan atıl durumda bulunan küçük sermaye aktif hale getirilebilir. Ancak bu durumda da İşletmelerin tahsilat sorunlarıyla karşılaşmaları mümkündür. 2.7. PAZAR ARAŞTIRMASI İşletmelerin % 79 u pazar araştırması yapmaktadır. % 22 i ise tecrübe ve sezgileriyle hareket etmektedir. Bilindiği gibi pazar araştırması Belirli bir pazarlama problemine ilişkin verilerin objektif olarak toplanması, analiz edilmesi ve yorumlanmasıdır. İşletmeye sağladığı yararlar ise; 1- Pazarlama propleminin varlığını ve onu meydana getiren faktörleri ortaya çıkarmak, 2- Alınacak kararların riskini azaltmak ve rasyonelliği arttırmak, 3- İşletmenin tüketici ihtiyaç ve isteklerini öğrenmesini ve böylece üretilen mal ve hizmetlerle talep arasındaki uygunluğu sağlamak, 4- Yeni mamul ve yeni piyasalar ile mevcut mamüller için yeni kullanım alanlarının keşfedilmesini ve böylece satışların artmasını sağlamak olarak özetlenebilir. İşletmelerin % 79 gibi yüksek oranlarda pazarlama araştırması yapmaları; pazarlama yöntemlerini benimsediklerini gösteren olumlu bir göstergedir. 3. YATIRIM KARARLARI 3.1.YATIRIMLARIN ARTTIRILMASI İşletmelerin % 85 i yatırımlarını arttırarak devam ettirmeyi düşünmektedir. % 15 i ise yatırımlarını arttırmayı düşünmemektedir. 3.2. YATIRIMLARIN PLANLANMASI Yatırımlarını arttırmayı düşünen işletmelerin % 13 ü kredi alarak, % 24 ü ortaklık kurarak, % 63 ü kendi imkanlarıyla yatırımlarını arttırmayı planlamaktadır.

Kredi alarak yatırımlarını arttırmayı düşünenlerin oranı düşüktür. Bunun nedenleri: Azerbaycan da kredi imkanlarının yetersizliği, bankacılık sisteminin arzu edilen düzeyde gelişmemişliği ve kredi maliyetlerinin yüksekliğidir. Ortaklık kurarak yatırımlarını arttırmak isteyenlerin oranı da düşüktür. Bunun nedenleri; İşletmelerin bir güven sorunuyla karşı karşıya olmaları ve birlikte iş yapma geleneklerinin zayıf olmasıdır. Kendi imkanlarıyla yatırımlarını arttırmayı düşünenlerin oranının yüksek olması; Türk müteşebbislerinin kendilerine olan güvenlerini ve Türk sermaye birikiminin ulaştığı noktayı göstermesi açısında gurur vericidir. 3.3. YATIRIMLARIN SÜRESİ İşletmelerin % 3 ü 0-2 yıl arasında; % 12 si 2-5 yıl arasında; % 23 ü 5-10 yıl arasında; % 62 si 10 yıldan daha fazla sürecek yatırım planları yapmaktadır. Yatırım planlarında uzun süreli plan yapanların oranının % 61 gibi yüksek seviyede olması, Azerbaycan ın siyasi istikrarına, ekonomik potansiyeline duyulan güveni göstermektedir. 3.4. YATIRIM KARARLARININ ALINMASI Yatırım yaparken; İşletmelerin % 30 u pazar yapısı ve büyüklüğü; % 22 si bölge halkının ekonomik düzeyi; % 13 ü altyapı imkanları; % 11 i işgücü olanakları, % 9 u vergiler ve teşviklere dikkat ettiklerini belirtmişlerdir. Bölge halkının ekonomik düzeyi, pazar yapısı ve büyüklüğü, altyapı, işgücü olanakları, vergiler ve teşvikler yatırım kararlarını etkileyen faktörlerdir. Ancak hedef pazar seçiminde Gelir düzeyi ve pazar yapısı ile pazar büyüklüğünün % 52 gibi büyük bir oranda olması işletmelerin bilinçli olduklarını göstermektedir. Ayrıca, altyapı ve işgücü imkanlarının yatırım kararlarını az etkilemesi; İşletmelerin imalat ve üretimden ziyade ticarete ağırlık verdiklerini göstermektedir. 3.4.1. DİREKT YABANCI YATIRIMLARIN ÖZELLİKLERİ Direkt yabancı yatırımların hareketlerinin altında yatan temel güdü doğal olarak girişimcinin uluslararası alanda kar yapma isteği ve bu isteği gerçekleştirebilmek amacıyla sürekli rekabet gücünü artırabileceği yeni pazarlar aramasıdır. Ancak bir başka ülkede yatırım kararı girişimcinin rekabet gücünü arttırsa da önemli riskleri beraberinde getirmektedir. Bu nedenle direkt yabancı yatırımlar ülkelerin mevcut durumu yanında gelecekteki konumuna bağlı olarak yönlenmektedir. Küresel boyutta artan rekabet yabancı sermayeyi daha seçici olmaya itmekte, bu olgu yabancı sermayenin akışında geçmiş dönemlerde etkili olmayan bir çok faktörün önem kazanmasına yol açmaktadır. İnsan kaynaklarının niteliği ve kültürel faktörler giderek ön plana çıkan etmenlerden birisi olmaktadır. Yatırım kararı verilecek ülkedeki insanların eğitim düzeyi, girişimci özellikleri, çalışarak daha iyi yaşam koşullarına sahip olma isteği yabancı sermayenin aradığı özellikler arasında yer almaktadır. Kültürel faktörler yanında ülke yönetiminin tasarrufları artırıcı ve teşvik edici politikaları benimsemesi, ulusal tasarrufların yatırıma dönüştürülmesi yoluyla yabancı sermayeye güvenmeden istikrarlı büyümeyi sağlaması yabancı sermayeyi hızlandırmaktadır. Doğal olarak yabancı sermayenin gözönüne aldığı en önemli faktörlerden birisi de ülkenin dış ticaret hacmi, mevzuatının uluslararası işlemlere uygunluğu gibi ekonominin dışa açık göstergeleridir. Giderek ön plana çıkan diğer faktörlerden birisi ise ekonomik büyüme sonucu oluşan gelirin toplumun yaşam düzeyini ve niteliklerini geliştirici yönde kullanılması yanında gelir dağılımında adalet sağlamasıdır. Gelir dağılımının giderek bozulduğu ülkeler yabancı

sermaye tarafından her an sosyal karışıklıklarla karşılaşılma olasılığı yüksek ülkeler olarak görülmektedir. Tüm bu faktörler yanında ülkenin nüfusu, kişi başına geliri gibi göstergelerde direkt yabancı yatırımlar akışında önemini korumaktadır. 3.4.2. DİREKT YABANCI YATIRIMLARIN ETKİLERİ Yabancı sermaye akışının gelişmekte olan ülkeye yöneldiği ilk yıllarda, korumacılığın yaygın olması nedeniyle kontrol edilmesi ve kalkınma için yönlendirilmesi olasılığı günümüze göre daha kolaydı. Ancak yabancı sermayeye olan talebin artması, söz konusu sermayenin kontrolünü de güçleştirmiştir. Yabancı sermaye giderek daha seçici davranma olanağına sahip olurken ülkeler arasında yabancı sermayeyi çekme yarışı hızlanmaktadır. Yabancı sermayeyi çekmek isteyen ülkeler genellikle yabancı sermayenin ödemeler dengesi üzerindeki olumlu etkisinden, getireceği ileri teknolojiden, know-how dan, çağdaş yönetimsel teknikler gibi ekonomik yapı üzerinde olumlu katkısından yararlanmayı amaçlamaktadır. Yabancı sermayenin ise önem verdiği özelliklerin başında siyasi ve ekonomik istikrar gelmektedir. Düşük enflasyon, yabancı sermaye mevzuatının yapısı, başarılı bir özelleştirme programı, sermaye piyasasının geliştirilmesi ve çağdaşlaştırılması, gelir düzeyi alım gücü, yaşam standardında olumlu gelişme beklentisi, nüfus büyüklüğü ve yapısı gibi diğer etmenler direkt yabancı yatırımlarda önemli unsurlar olmaktadır. Günümüze dek yabancı sermaye hareketleri incelendiğinde, finansal serbestleşme hareketlerinin ve istikrarlı makroekonomik dengelerin korunabildiği ülkelerde yabancı sermayenin ülke ekonomisine etkilerinin daha başarılı olduğu ortaya çıkmaktadır. Yabancı sermayenin bulunduğu ülkedeki ulusal şirketlerin verimliliklerinin artmasında ve vizyonlarının gelişmesinde rol oynayarak uluslararası ticarete yönelmelerini sağlaması beklenen faydaların en önemlilerinden birisidir. Ancak yoğun direkt yabancı sermaye girişi olan değişik bölge ve ülkelerde sonuçlar aynı olmamaktadır. Ülkelerin izledikleri makroekonomik politikalar, bölgedeki kültürel, sosyal yapı yabancı sermayenin ülke ekonomisine sağlayacağı katkıyı etkileyen unsurların başında gelmektedir. Yapılan araştırmalar; yabancı yatırımların, ülke ekonomilerinin uluslararası alanda rekabet etmesine olumlu katkıda bulunduğunu göstermiştir. Bu bulgu yabancı sermayenin gittiği ülkedeki sektörü geliştirdiğini ya da ulusal sermayeyi cesaretlendirdiğini ve yabancı yatırımların artmasının ülke ekonomilerinin uluslararası piyasalarda rekabet gücünü arttırdığını göstermektedir. Bir başka deyişle yabancı sermayeli şirketler, aynı ekonomik çevrede bulunan ulusal şirketlerin düşünce yapısı ve bakış açısı üzerinde küreselleşme yönünde geliştirici etkide bulunmaktadır. 3.4.3. BAŞARILI ÖRNEKLER: ASYA PASİFİK BÖLGESİ Yabancı sermayenin bölge ülkelerinin gelişmesine yaptığı katkı çok önemlidir. Elde edilen hızlı gelişme direkt yabancı yatırımcıların yaptığı katkı yanında, bölge ülkelerinin aşırı dinamizmi, uygulanan ekonomik politikaların tutarlılığı, sürekliliği ve bölge insanının özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Yabancı sermaye bölgede katalizör görevini üstlenirken, baskın kültürel yapının etkisiyle bölge insanının eğitime verdiği önem, çok çalışarak gelecekte daha iyi bir yaşam düzeyine ulaşma isteği, girişimci özellikleri bölge ekonomisinin hızla kalkınmasını ve küreselleşmesini sağlamıştır. Bu ülkelerde bir yandan yabancı yatırımcılara önemli ayrıcalıklar tanınırken, diğer yandan mevcut ekonomik çevrenin yabancı sermaye karşısında ezilmesini önlemeye dönük politikalara yer verilmiştir. Yerli şirketlerin geliştirilmesi, uluslararası rekabetçi özelliklerinin artırılması ve bunların bir uzantısı olarak şirketlerin dışa açılmaları konusunda destekler sağlanmıştır.

Sözü edilen yaklaşım bölge ülkelerinin küreselleşme, verimli ve rekabetçi bir yapıya kavuşma sürecine olumlu katkıda bulunmuştur. Bölgede yer alan ülkelerde benzer siyasi kültürel özellikler bulunmaktadır. Bu özellikler bölge ülkelerinin ekonomik gelişmelerinde sağladıkları üstün performansın en önemli nedenlerini oluşturmaktadır. Uluslararası yatırımcıların ilgisini çeken Asya ülkeleri Çin Halk Cumhuriyeti, Endonezya, Tayland gibi kalabalık nüfusa, doymamış, gelişmekte olan büyük pazarlara ve karlı yatırım yapılabilecek yeraltı ve yerüstü zengin kaynaklara, ucuz eğitilebilir ve genelde yüksek okuma oranı olan çalışkan insan kaynaklarına sahib bulunmaktadır. Geliştirilen politikaların istikrarlı uygulama alanı bulabilmesi ekonomik reformların aksatılmadan yürütülmesini sağlamıştır. Ancak bölgedeki bir çok ülkede batılı anlamda demokratik yapıdan söz etmek olası değildir. Bölge ülkelerinin bir çoğunda çağdaş anlamda demokrasinin bulunmaması yabancı sermayenin yönetim ile ilişkilerine bağlı olarak sorunlarını çözmesini kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle yabancı yatırımcılar açısından ülke yöneticileri ve bu yöneticilerin yakın çevreleriyle kurulan ilişkiler önemli bir unsur olmaktadır. Bölge ülkelerine gelen yabancı sermaye önceleri batılı gelişmiş ülkeler ve Japonya kaynaklı iken, günümüzde bölgede yer alan ülkelerden bölge içi ve dışı ülkelere yatırım amaçlı sermaye akışı da hızlanmıştır. Bölge ülkeleri kendi uluslararası markalarını geliştirmişler ve küresel boyutta rekabet edebilecek duruma gelmişlerdir. 1990 ve 1994 yılları arasında Asya kıtasında Japonya ya da diğer gelişmiş ülke asıllı olmayan ve pazar değeri bir milyar doların üzerindeki firma sayısı 90 dan 268 e yükselmiştir. Kabul eden ülkeler itibariyle ilk 50 ülkeye giren direkt yabancı yatırımlar toplamı içinde bölge ülkelerinden Çin, Singapur, Malezya, Endonozya, Tayland, Hong Kong, Filipinler, Tayvan ve Kore ye giren direkt yabancı yatırımlar toplamının payı ortalama 1983-1994 döneminde ortalama yüzde 16.14 e çıkmıştır. 1989-1994 arasında söz konusu oran sırasıyla yüzde 7.28, 9.04, 12.75, 18.07, 22.6 ve 1994 de yüzde 25.52 olmuştur. Bu kısa açıklamadan da sonra görüldüğü üzere, yabancı sermayenin yatırım yaparken dikkat ettiği en önemli konunun ülkenin mevcut ve gelecekdeki siyasi istikrarı konusundaki güven duyguları olduğu görülmektedir. Bu araştırmamızda yatırımlarınızı yaparken nelere dikkat edersiniz sorusu içine güven ve siyasi istikrar seçenekleri konulmamıştır. Bu bağlamda gözlemlerimizden çıkan netice şudur ki; Türk - Sanayicisi ve İşadamı, Azerbaycan da yatırım yaparken sadece kar elde etme amacı gütmemektedir. Asıl amacı, Türkiye ve Azerbaycan halkı arasındaki dostluk ve kardeşlik duygularını pekiştirmektir.. Azerbaycanın siyasi ve iktisadi durumu ne olursa olsun, Türk- Sanayicisi ve İşadamı Azerbaycan da yatırım yapmaya devam etmekdedir. 3.5. KARŞILAŞILAN PROBLEMLER Üretim sürecinde, problemlerle karşılaşan işletmelerin oranı % 86 dır. İşletmelerin % 14 ü ise problemlerlr karşılaşmamaktadır. Bu oranın yüksek olmasının iki nedeni vardır: Birincisi yabancı bir ülke dışarıdan gelenler için her zaman bazı sorunlar taşır. İkincisi ise Azerbaycan yeniden yapılanma sürecinde olan bir ülkedir. Yasalar hızla yenilenmekte ve bir çok alanda yeni yasal düzenlemeler yapılmakdadır. Yeni bir sistemin kurulması beraberinde bazı problemler getirmekdedir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Problemlerle karşılaşmalarına rağmen İşletmeler, yatırım yapmaya devam edeceklerini belirtmektedir.

3.6. ALTYAPI PROBLEMLERİ İşletmeler, üretim sürecinde Altyapı problemleriyle karşılaşmaktadır. Bunlar Elektrik % 23, Telekominasyon % 15, Ulaşım % 15, Su % 13, Atıklar % 12, Gaz % 11 olarak ortaya çıkmaktadır. Bu durum; Azerbaycan Devletinin yabancı sermaye yatırımlarını artırmak için altyapı yatırımlarına önem ve öncelik vermesinin gerekli olduğunu ortaya çıkarmakdadır. Ayrıca, işletmelerimiz için bu alanlar için yatırım planları hazırlamaları bize göre; yakın gelecekte karlı bir seçenektir. 3.7. ÜRETİM VE PAZARLAMA SÜRECİNDE KARŞILAŞILAN PROBLEMLER İşletmeler üretim ve pazarlama sürecinde problemlerle karşılaşmaktadır. Üretim ve pazarlama sürecinde problemlerle karşılaşıyor musunuz sorusuna İşletmelerin % 87 si Evet, %13 ü ise Hayır cevabı vermişlerdir. Üretim sürecinde karşılaşılan önemli problem % 29 luk bir oranla aşırı vergilerdir. Yetişmiş işgücü temini % 20, yetişmiş yönetici temini % 11, Altyapı eksikliği % 11, Hammadde temini % 12, Makina ve Teçhizat alımı % 7 oranında sorun olarak algılanmakdadır. Gelir vergisi, Gümrük vergisi, Katma Değer Vergisi ve Eksiz gibi vergilerin oranları yüksektir. Yatırımların artması ve daha cazib hale gelmesi-getirilebilmesi için vergi düzenmeleri yapılmalıdır. Vergi mevzuatının sık sık degişmesi bazı sorunları beraberinde getirmektedir. Bu değişikliklerden olumsuz etkilenmemek için işletmelerin, kendi aralarında sıkı iletişim kanalları oluşturmaları zorunludur. TÜSİAB A bu konuda büyük bir görev düşmektedir. 4. PERSONEL YÖNETİMİ VE POLİTİKASI 4.1. ÇALIŞANLARIN EĞİTİM DÜZEYİ İşletmelerde çalışan personelin önemli bir kısmı %34 ü üniversite mezunudur. Teknik lise ve lise mezunlarının oranı ise % 44 dür. İlkokul ve ortaokul mezunlarının oranı % 22 dir. Eğitim düzeyi iyi olan işgücü iyi yetiştirilip motive edilebilirse verimlilikte büyük oranda artış sağlanır. Yöneticilerin % 72 sinin üniversite mezunu olması işletmeler için büyük avantajdır. Lise ve teknik lise mezunu yönetici oranı da % 14 dür. İyi eğitim görmüş yöneticiler, yine iyi eğitim görmüş işcileri hizmet içi eğitimden geçirilirse işgücü veriminde büyük artış sağlanabilir. 4.2. PERSONEL İHTİYACI Pazarlamacı ve işletmeci personele ihtiyacı olan işletmelerin oranının % 50 olması Azerbaycan da faaliyet gösteren işletmelerin imalattan daha çok ticarete ve pazarlamaya yönelik faaliyette olmasından kaynaklanmaktadır. Türk müteşebbisleri Azerbaycan a geleli 3 yıl gibi kısa bir süre geçmesine rağmen imalata yönelik yatırımlara girmektedir. Bu durum ileride kalifiye mühendislere de ihtiyaç duyulacağını göstermektedir. İhtiyaç duyulan mühendis oranı ( İnşaat, Endüstri, Makina, Bilgisayar toplamı) % 26 dır. Muhasebeci oranı % 19 olarak çıkmaktadır. 4.3. İHTİYAÇ DUYULAN PERSONELDE ARANAN ÖZELLİKLER İşletmeler için aranan en önemli özellik güvenilir olmaktır. % 99 gibi büyük bir oranda işletmeler ihtiyaç duyulan personelin güvenilir olmasını tercih etmektedir.

İşletmelerin aradıkları diğer özellikler ise şunlardır: İngilizce bilmek, bilgisayar kullanabilmek, sorumluluk alabilmek, ikna kabiliyeti olmak, rusça bilmek, sürücü belgesine sahib olmak, hitabet yeteneğine sahip olmaktır. Qafqaz Üniversitesi, İhtiyaç duyulan bu nitelikteki personeli yetiştirmek üzere kurulmuştur. İhtiyaç duyulan personeli yetiştirecek şekilde eğitim programlarında düzenlemeler yapılacaktır. 5. MALZEME TEMİNİ VE ÜRETİM SÜRECİ 5.1. TEDARİKÇİLERLE ÇALIŞMA İşletmelere kendilerine malzeme temin eden tedarikçilerle ilişkilerinin niteliğine ilişkin sorular sorulmuştur. Tedarikçilerle yapılan teslim program süreleri nedir sorusuna İşletmelerin % 25 i günlük, % 21 i haftalık şeklinde cevap vermişlerdir. Bu oran hammaddelerin Azerbaycandan temin edilen miktarlarında artış olduğunu göstermektedir. Tedarikçilerin mümkün olduğunca yurtiçinden seçilmesinin uzun vadede işletmeye faydası çoktur. Ulaşım masrafları, gümrükteki gecikmeler veya gümrük vergilerinin oranlarındaki yükselmeler yurtdışından hammadde temin eden işletmeler için risk durumu oluştururlar. % 16 aylık ve % 8 yıllık teslim süreleri de yurtdışından malzeme getiren işletmelere aittir. Teslim sürelerinin % 30 oranında değişik olmasında, Azerbaycan ın serbest piyasa ekonomisine yeni geçmesinin etkisi büyüktür. Tedarikçilerin teslim programına uyumu nasıldır sorusuna ise işletmelerin % 48 i iyi, % 44 ü orta şeklinde cevap vermişlerdir. Bu oran Azerbaycan da serbest pazar ekonomisinin oturmaya başlamasından dolayı yüksektir. İşletmelerin % 8 i ise tedarikçilerin teslim programına uymadıklarını belirtmişlerdir. İşadamlarının tedarikçilerin teslim sürelerine uymaları konusunda birlikte çalışma yapmasında fayda vardır. Tedarikçi sayısını tespit etmek amacıyla soru sorulmuştur. İşletmelerin % 69 unda tedarikçi sayısı 50 den azdır. Tedarikçi sayısının az olması, teslim programlarına uyup uymadıklarını kontrol ve kaliteli malzeme temin elde etmek için avantajdır. İşletmelerin % 22 si 50-100 arası tedarikçiyle çalışmaktadır. İşletmelerin % 9 u ise 100 den fazla tedarikçi ile çalışmaktadır. 6. YÖNETİM SİSTEMLERİNİN BENİMSENMESİ VE UYGULANMASI 6.1. GÖREV VE YETKİ DAĞILIMI VE İŞÇİLERİN KARAR ALMADA ETKİSİ İşletmelerin % 78 inde görev ve yetki dağılım yapılmıştır. % 22 sinde ise görev ve yetki dağılımı kısmen uygulanmaktadır. İşletmelerin % 19 unun yönetimlerinin otokratik bir yapıda olduğu, % 68 a varan büyük çoğunluğun otokratik yönetimden demokratik bir yönteme doğru ilerledikleri, % 13 lük kısmının ise Demokratik bir yapıda olduğu ortaya çıkmaktadır. Bilimsel araştırmalar yönetim sürecinde en etkili yönetim modelinin demokratik yönetim olduğu üzerinde yoğunlaşmaktadır. Ve bu yöndeki gelişimin artması ölçüsünde verimliliğin arttığını göstermektedir. İşletmelerin % 7 sinde çalışanlar tam etkili, kısmen etkili olan % 65, hiç etkileri yok % 22 oranında çıkmıştır. 6.2. PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİ İşletmelerin % 65 i kendi imkanlarıyla, %1 i dışarıdan bir kuruluşa performans degerlendirmesi yaptırmıştır. % 17 si ileride yaptırmayı düşünmektedir. % 17 si ise performans değerlendirmesi yapmadığını belirtmiştir.

Performans degerlendirme, çalışanların belirli bir dönem sonunda ortaya koydukları ürünlerle aynı alanda faaliyetde bulunan firma içi çalışanların ve aynı sektördeki çalışanların ürünlerinin karşılaştırılmasıdır. Bu çalışma profesyonel bir çalışmayı gerektirmektedir. İşletmelerin kendi imkanlarıyla performans değerlendirmesi yapabilmesi oldukça manidar bulunmuştur. İşletmelerin bu işi firma sahibleri veya yöneticilerin kişisel gözlemleriyle yaptıkları anlaşılmaktadır. 6.3. ELEMANLARIN VERİMİ İşletmelerin % 15 i işgücünden % 40 ın altında; % 32 si; % 40-60 arasında; % 32 si; % 60-80 arasında; % 21 i ise % 80 in üzerinde verim almaktadır. Bu sonuca göre; işgücü verimli olarak kullanılmamaktadır. İşletmelerin yaklaşık yarısı işgücünden ancak yetersiz düzeyde yararlanabilmektedir. Bunun nedenleri konusunda başka bir soru sorulmadığı için kesin bir şey söylemek mümkün gözükmemektedir.ancak bazı tahminler yapılabilir: A- İşveren ve işçinin farklı bir iş kültüründen gelmesi, B- İşverenin, işgücünü verimli bir şekilde çalıştırmayı bilmemesi, C- Nitelikli işgğücünün var olmaması. 6.4. İŞ DEĞERLENDİRMESİ İş Değerlendirmesi, bir işyerinde mevcut işler arasındaki değer farklılıklarını ortaya çıkaran bir karşılaştırma yöntemidir. Bu yöntemle işler, beceri düşünsel çaba, bedensel çaba, sorumluluk ve iş şartları yönünden karşılaştırılmaktadır. Bu karşılaştırmalardan hareketle işe alınacak personelde aranacak özellikler yani iş gerekleri belirlenir. İşletmelerin % 16 sı iş degerlendirmesi yapmamış, % 10 u ise ileride yaptıracağını belirtmiştir. Başka bir kuruluşun iş değerlendirme modelini uygulayanların oranı % 3, dışarıdan bir kuruluşa iş değerlendirmesi yaptıranların oranı ise yine % 3 olarak ortaya çıkmaktadır. İşletmelerin çoğunluğu (% 71) iş değerlendirmesini kendi imkanlarıyla yaptıklarını belirtmişlerdir. 29. soruda Elemanların yüzde kaç verimle çalıştıkları sorulmuş neticede çalışanların düşük bir performans ve verimle çalıştığı ortaya çıkmıştır. 30. soruda ise iş değerlendirmesi yapan ve yaptıranların oranı % 70 gibi yüksek bir oranı göstermekdedir. İş değerlendirilmesinin en temel amacı işin gerekdiği nitelikte elemanların işletmeye kazandırılması olduğundan, yapılan çalışmaların amacına ulaşmadığı tesbit edilmiştir. Buradan da iki önemli sonuca varılabilir. Bunlar: 1- İş değerlendirme yapan firmalar onun ne olduğunu tam kavramadan profesyonel olmayan şahısları değerlendirmeci olarak seçmişler kullanmışlar ya da; 2- Değerlendirme amacına uygun bir şekilde yapıldığı halde tesbit edilen nitelikleri taşıyan pernsonel bulunamamıştır. Ancak; üretim ve pazarlama sürecinde, yetişmiş işgücü teminindeki güçlüklerin % 20 gibi düşük bir oranı teşkil ettiğini daha önce görmüştük. Bundan dolayı birinci ihtimalin daha baskın olduğu anlaşılmaktadır. 6.5. İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİNİN ARTTIRILMASI İşletmelerin, çalışanların verimliliğini arttırmak için teşvikli ücret sistemi, haftalık motivasyon toplantıları, aylık eğitim seminerleri ve yıllık eğitim seminerleri düzenledikleri görülmektedir.

Bu durum, işletmelerin verimlilik konusunu bir sorun olarak gördüklerini ve bu konuda çalışma yaptıklarını göstermektedir. 6.6. TEKNOLOJİK GELİŞMELERİN TAKİBİ İşletmelerin gelişmesindeki en büyük faktör teknolojik yeniliklerin takip edilmesi ve uygulamaya geçirilmesidir. Böylece maliyetler azaltılmakta, kalite ve verimlilik yükselmektedir. İşletmelerin % 69 u teknolojiyi takip ettiğini, % 25 i bazen takip ettiğini, % 6 sı ise takip etmediğini belirtmektedir. İşletmelerin, Teknolojiyi takip etmesi, Türk yatırımcıların yeniliğe açık, esnek bir düşünce yapısına sahip olduğunu göstermektedir. Bu durum sevindirici bir gelişmedir. 6.7. TOPLAM KALİTE KONTROLÜ Toplam kalite kontrolü uygulamaları konusunda sorulan soruya hayır cevabı verenlerin % 8 oranında kalması sevindiricidir. Uygulayan ve içinde uygulamayı düşünenlerin oranı toplam olarak % 92 yi bulmaktadır. Bu durum Türk sanayici ve müteşebbisinin kaliteye verdiği önemi ortaya koymaktadır. Türk kuruluşlarının uluslararası alanda kalite ödüllerine layık görülmeleri; 21. asrın Türk Asrı olacağına inananların en büyük güven kaynağıdır. Dünya piyasalarında rekabet edebilmenin temelinde kalite yer almaktadır. 6.8. GİRDİDE KALİTE KONTROLÜ Girdide % 87 oranında kalite kontrolü yapılmaktadır. Bu yüksek oran iyidir. Fakat kaliteli tederikçilerle çalışarak numune alma yöntemine geçilebilir. Bu, kontrol maliyetlerini azaltır. İşletimde % 100 kontrol yapanlar % 32 oranındadır. Bu oranın yükselmesi gerekmektedir. Üretimde, üretimi gerçekleştiren işçilerin eğitim ve beceri seviyesi yükseltilerek üretimde % 100 kontrol yapılabilir. Bu yöntemle ıskarta oranında büyük bir düşüş yaşanır. Üretim sırasında % 100 numune alma yöntemi ise % 59 oranındadır. Bitmiş üründe numune alma yöntemi % 59 olarak çıkmıştır. İşletmeler üretim sırasında % 32 oranında % 100 kontrol yaptıkları için bitmiş üründeki % 100 kontrol oranının daha yüksek olması gerekir. % 32 kontrol bu şartlarda yetersiz gerçekleşmektedir. Piyasada iyi bir imaj oluşturmanın yollarından bir tanesi de kalitedir. Bitmiş ürünlerde % 9 oranında % 100 numune alma yöntemi uygulanmaktadır. 6.9. TİCARET SİCİL MARKASI İşletmelerin % 68 i Ticaret sicil markasına sahiptir. % 15 i ileride alacağını bildirmekte; % 17 si ise almayı düşünmemektedir. Ticaret Sicil Markası; bir işletmenin, bir ürünün diğer ürünlerden ayrıldığı noktaları belirleyen bir faktördür. İşletmelerin buna sahip olması, pazaer payına sahip olma ve tüketici zihninde daha kısa zamanda yer bulmasını sağlar. 6.10. ÜRÜN BELGESİ Küreselleşme ile birlikte dünya bir köy haline gelmiştir. Bundan dolayı, Dünyanın her hangi bir yerinde üretilen bir ürün, dünyanın herhangi bir köşesinde alıcı bulabilmektedir. Bu açıdan işletmelerin Uluslararası Standartlarda üretim yapmaları gerekmektedir. Ankette sorulan soruya firmalarımızın % 37 si Türk Standartları Enstitüsü Kurumu, % 21 i Internatıonal Standart of Organization, % 19 u Azerbaycan, % 10 u başka ülkelerden Ürün Belgesi aldıklarını belirtmiştir. Ürün Belgesine verilen önem işletme ile müşteri (tüketici) arasındaki güveni artırıcı bir faktördür. Günümüzde tüketici, kendi faydasını maksimuma ulaştırabilmek için, sadece malın fiyatına değil, kalitesine, üretim ve tüketim sürecinde çevreye etkisine de dikkat etmektedir.

7. BİLGİSAYAR KULLANIMI İşletmelerin % 79 unda bilgisayar bulunması teknik gelişmelerin takip edildiğini göstermektedir. Bilgisayarlar daha çok yazı yazmak, muhasebe, stok kontrolü için kullanılmaktadır. Bununla birlikte, üretim ve tasarlama sürecinde bilgisayar kullanımı yavaş yavaş gelişmektedir. İşletme sahipleri ve yöneticilerinin bilgisayar kullanma konusunda eğitim almadıkları görülmektedir. Bu eksikliğin giderilmesinin yolu bu tür ihtiyaçlar için düzenlenen eğitim programlarından geçmektedir. İşadamlarımız, yaşları ne olursa olsun yeni gelişmeleri takip etmeli ve yeni beceriler kazanmalıdırlar. Bu onlara; en değerli varlıkları olan zamanı en iyi şekilde kullanmaları imkanını verecektir. 8. İŞADAMLARININ AZERBAYCAN VE QAFQAZ ÜNİVERSİTESİ HAKKINDA DÜŞÜNCELERİ 8.1. AZERBAYCAN HAKKINDA DÜŞÜNCELER Ticari ve mali konuları düzenleyen yasal düzenlemeler yetersizdir. Özellikle bu alanlarda mevzuat boşluğu bulunmaktadır. Yapılan yasal düzenlemeler ise uygulanmamaktadır, uygulanabilirliği çok düşüktür. Bu durum ticari ve mali alanlarda ilişkilerin gelişmesini olumsuz yönde etkilemektedir. Azerbaycan daki işadamlarının yatırım yaparken karşılaştıkları problemlerin fazla olması Azerbaycan hakkındaki düşünceleri etkilemektedir. Problemleriin türlerinin çok olması ve ülkedeki yetişmiş eleman sıkıntısı, işadamlarını olumsuz etkilemektedir. Azerbaycan hakkında üzerinde ittifak edilen nokta Azerbaycan ın iktisadi, sosyal ve siyasal açılardan ufkunun açık olduğudur. 8.2. QAFQAZ ÜNİVERSİTESİ İLE İŞBİRLİĞİ İşadamları Qafqaz Üniversitesi ile olan ilişkilerinin yetersiz olduğunu belirtmektedirler. Qafqaz Üniversitesiyle sosyal ve kültürel konular başta olmak üzere aşağıdaki konularda işbirliği yapmak istediklerini belirtmişlerdir: A- Güvenilir ve kalifiye eleman ihtiyacının karşılanması, B- Personel eğitimi, C- İşletmelerin faaliyet alanlarında fikir alış-verişi, D- Üniversitenin yaptığı ve yapacağı çalışmalardan istifade etmek, 9. SONUÇ VE ÖNERİLER Ana özellikleri ile tanıtmaya çalıştığımız Azerbaycan da bulunan Türk İşadamlarının sorunları çözüm beklemektedir. Bu sorunları belirlemek ve çözümleri üretmek işadamları başta olmak üzere hepimize düşmektedir. Üniversite-İş Dünyası işbirliği sağlanmalı, Azerbaycan ve Türkiye Cumhuriyeti makamlarıyla var olan olumlu ilişkiler artırılarak devam ettirilmelidir. İş dünyası her şeyden önce çözüm önerilerini kendi içinde üretmeli örgütlenmesini daha da yoğunlaştırmalıdır. Türkiye Cumhuriyetinin yürürlükteki anayasasına göre; Ticaret ve Sanayi Odaları Kamu Kurumu niteliğinde Meslek kuruluşlarıdır. Bu özellikleriyle bir yandan üyelerinin çıkarlarını korurlarken, bir yandan da kamu hizmeti yerine getirirler.

Demokratik toplumlarda karar alma süreci üzerindeki etkileri dolayısıyla bu kuruluşlar siyaset bilimi terminolojisinde Baskı Grubu olarak tanımlanırlar. Bu şekilde siyasal iktidarlara yön vermek ve yol göstermek işlevleri vardır. Türkiye de en etkili baskı grublarının başında Türk Sanayici ve İşadamları Derneği ( TÜSİAD ) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) nin geldiği bütün Siyaset Bilimciler tarafından kabul edilmektedir. Türk Sanayici ve İşadamları Beynelhalk Cemiyeti (TÜSİAB) Azerbaycan da kurulmuş bir teşkilattır. Kendisinden beklenen görevleri yerine getirebilmesi üyelerinin artmasına, üyelerinin aktif katılımına ve desteğine bağlıdır.. Unutulmamalıdır ki; Birlikten Kuvvet Doğar. Yabancı sermaye gittiği her ülkede bir takım sorunlarla karşılaşmaktadır. Bu sorunların başında halktan gelen sosyal tepkiler yer almaktadır. Yerli halk dışarıdan gelen sermayenin ülkenin zenginliklerini sömürdüğünü ve kaynaklarını başka ülkeye aktardığını düşünmektedir. Bu düşünce yabancı sermayeye karşı olumsuz bir tavır takınılmasına yol açmaktadır. Bu düşüncenin ortadan kaldırılabilmesi yabancı şirketlerin çok iyi ve etkin halkla ilişkiler programları geliştirmeleri ve uygulamalarıyla mümkündür. Şirketlerin teker teker bu faaliyetleri yürütmeleri dağınıklığa ve kaynak israfına yol açabilir. Bu uygulama tek bir kaynaktan, mümkünse TÜSİAB tarafından yürütülmelidir. İşletmeler, bulundukları ülkede sosyal yatırımlara gereken önemi vermelidirler. Eğitim, sağlık alanlarında yapılan yatırımlar; kimsesiz çocuklar ve yaşlılar için bakım merkezlerinin yapılması, yoksullara, kaçkınlara, şehit ailelerine ve gazilere yapılacak yardımlar gerekli tanıtım etkinlikleriyle sürdürülmelidir. Bu tür yatırımların kalıcı olmasına dikkat edilmelidir. Sistemlerimiz ve uygulamalarımızın gelişmesi ve sorunlarımızı çözme yönünde izlenecek yöntem ve kullanılacak çözüm aracı Atatürk tarafından Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir" biçiminde ifade edilerek çoktan, bizlere hediye edilmiştir. Hayatımızın bütününde bu ilkeye sıkı sıkıya bağlı kalmalı ve yaşantımızı buna göre düzenlemeliyiz.