Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, uçurumdan atlayanlar n...

Benzer belgeler
Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz.

Ak ld fl AMA Öngörülebilir

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, dili, sesi

En az enerji harcama yasas do an n en bilinen yasalar ndan

NTERNET ÇA I D NAM KLER

Bu yaz da 6 mant k sorusu sorup yan tlayaca z.

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

Yay n No : 1610 Hukuk Dizisi : Bas - Ekim 2005

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, uçurumdan atlayanlar n...

Yeniflemeyen Zarlar B:

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

Seramik nedir? alfabesi 6

GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl)

1/3 Nerde ya da Kaos a Girifl

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

Mustafa Kemal in Bursa da Ö retmenlere Konuflmas

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, uçurumdan atlayanlar n...

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

Zihinden fllem Yapal m, Yuvarlayal m, Tahmin Edelim

SOSYAL GÜVENL K REHBER. SSK BAfiKANLI I

Firmadaki Mevcut Öğrenme Faaliyetleri 2.2. Aşama

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas

11. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: KUVVET ve HAREKET 4. KONU AĞIRLIK MERKEZİ - KÜTLE MERKEZİ ETKİNLİK ÇÖZÜMLERİ

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

flletme Bölümü Pazarlama Anabilim Dal Ö retim Üyesi

6 MADDE VE ÖZELL KLER

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Yoksulun Kazanabildi i Bir Oyun

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, uçurumdan atlayanlar n...

6. Tabloya bakt m za canl lardan K s 1 CEVAP B. 7. Titreflim hareketi yapan herfley bir ses kayna d r ve. II. ve III. yarg lar do rudur.

TAZM NAT HUKUKU MANEVÎ TAZM NAT

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES

B anka ve sigorta flirketlerinin yapm fl olduklar ifllemlerin özelli i itibariyle

Topolojik Uzay. Kapak Konusu: Topoloji

Saymak San ld Kadar Kolay De ildir

fl Hayat nda, Bilimde ve Günlük Yaflamda Ba lant lar Albert-László Barabási Çeviren Nurettin Elhüseyni

VERG NCELEMES & MÜKELLEF HAKLARI

Derleyenler FERYAL SAYGILIGİL - BEYHAN UYGUN AYTEMİZ Gülebilir miyiz Dersin?

Duhanc Hac Mehmet Sok. No: 35 Küçükçaml ca Üsküdar - stanbul

GÖRÜfiLER ÇOCUK ATATÜRK

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

RAN SLÂM CUMHUR YET ANKARA KÜLTÜR MÜSTEfiARLI I WEB S TES H ZMETE AÇILDI

Etkili letiflim. Mesaj n bafll takip eden metine göre çok daha fazla okunuyor.

Beynimizi Nas l De ifltiriyor? Çeviri: DEN Z BENER

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z

Oyunlar mdan s k lan okurlardan -e er varsa- özür dilerim.

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazların, günahkârların, beyaz zencilerin, aşağı tırmananların, dili, sesi

ÖNSÖZ Bu kitap, muhtelif dinlere mensup baz insanlar n, slam dini hakk ndaki eksik ve yanl fl düflünceleri nedeniyle kaleme al nm flt r. Muhtelif zama

Kadınları Anlamak Erkeklere Düşüyor

Ders 10: BEKLENEN ETK LER (SONUÇLAR/ÇIKTILAR)

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

MADEN HUKUKU İLE İLGİLİ İDARİ YARGI KARARLARI VE MEVZUAT

Ekip Yönetimi çin Araçlar 85. Ekip olarak karfl laflt m z en büyük meydan okuma: Ekip olarak en büyük gücümüz:

Girifl Marmara Üniversitesi Eczac l k Fakültesi Farmakoepidemiyoloji Araflt rma Birimi (MEFEB) Ecz. Neslihan Güleno lu

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

Yalanc n n Hakk ndan Gelmek!

SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU

CO RAFYA. TÜRK YE DE YERfiEK LLER VE ETK LER

L K Ö R E T M. temel1 kaynak MUTLU. Matematik Türkçe Hayat Bilgisi

YÖNET M KURULU RAPORU

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

Cep Yönderi Dizisi. Cep Yönderi Dizisi yöneticilerin ifl yaflam nda her gün karfl laflt klar

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

Prof. Dr. Neslihan OKAKIN

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

K NC BASKI Ç N ÇEV REN N NOTU

mayan, kimileyin aç klay c, kimileyin biraz daha ileri seviyede ve daha ilgili ve merakl ö renci için yaz lm fl olan di er bölümlerin bafl na 3A, 4C

JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK

Yay n No : 1665 Hukuk Dizisi : Bask - Ekim STANBUL

ÜN TE KES RLERDEN ALANLARA. Kesirleri Tan yal m. Basit Kesirler

B ilindi i üzere; Gelir Vergisi Kanunu na 4444 say l Kanun la1 eklenen Geçici

T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de

içinde seçilen noktan n birinci koordinat birincinin geldi i saati, ikinci koordinat ysa

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur.

Amerika Birleflik Devletleri nde dikkatimi ilk çeken her fleyin

Mesle imizin ve hukuk devletinin teminat olan genç avukatlara arma and r. stanbul Barosu SEM Yürütme Kurulu

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV Sayfa ISBN

KIRK YIL ÖNCEDEN BUGÜNE ÇA DAfi B R STRÜKTÜR DERS

TÜRK YE DE A LE Ç fi DDET Ülke Çap nda Kriminolojik-Viktimolojik Alan Araflt rmas ve De erlendirmeler

YARGITAY 14. HUKUK DA RES KARARLARI

Degisimi_Yonetmek 4/19/10 5:12 PM Page 1 De iflimi Yönetmek

CO RAFYA KONUM. ÖRNEK 2 : Afla daki haritada, Rize ile Bingöl il merkezlerinin yak n ndan geçen boylam gösterilmifltir.

Zaman Durdurmak. ne Deli inden S zan Ifl kla. (Pinhole) Yaflamdan Kesitler

Cep Yönderi Dizisi. Cep Yönderi Dizisi yöneticilerin ifl yaflam nda her gün karfl laflt klar

ç kar lmas için çal flt klar n ifade eden Türk, Her geliflinizde Baflkent OSB nin sürekli de iflti ini göreceksiniz dedi.

1 Ekim 2008 sabah tüm sabah kamuoyunda ad na Sosyal Güvenlik Reformu

CO RAFYA. DÜNYA NIN fiekl N N VE HAREKETLER N N SONUÇLARI ÖRNEK 1 :

Cep Yönderi Dizisi. Cep Yönderi Dizisi yöneticilerin ifl yaflam nda her gün karfl laflt klar

Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar

OKUL ÖNCESİ KİTAPLARI - 7. PARMAKKIZ Andersen ISBN

Yaz ma Aziz Nesin in özyaflamöyküsü Böyle Gelmifl Böyle

Ceza Mahkemesinde Yarg lanan VERG SUÇLARI

Transkript:

Asilerin, kaybedenlerin, hayalperestlerin, küfürbazlar n, günahkârlar n, beyaz zencilerin, afla t rmananlar n, yola ç kmaktan çekinmeyenlerin, uçurumdan atlayanlar n... dili, sesi Yeralt Edebiyat...

GEORGES BATAILLE: Frans z yazar. 1897 de Billom da (Pay-de Dôme) do du, 1962 de Paris te öldü. Genç yaflta gizemcili e e ilim gösterdi; Hegel, Nietzsche ve Heidegger den etkilendi ve k sa bir süre gerçeküstücülü e yöneldi. Documents (1928), Acéphale (1937), Critique (1936) adl dergileri ç kard ; Collège de sociologie nin çal flmalar n yönetti (1937-1939). Sanat ve edebiyat (Lascaux ou la Naissance de l art [Lascaux ya da Sanat n Do- uflu], 1955; Edebiyat ve Kötülük [la Littérature et le mal, çev.: Ayflegül Sönmezay, Ayr nt Yay., 1993], 1957) ile bunlar n toplum ve sanatç yla olan iliflkileri üstüne düflünceleri onu flu sonuca götürdü: Sanatç asl nda bir çilekefltir, fakat ters yönde iflleyen bu çile, insan bütün nimetlerden el çekmeye de il, tam tersine bütün yasaklar, özellikle de iki büyük yasa, yani flehvet ve ölümü aflmaya götürür. Bu yasaklardan birincisi olan flehveti flu kitaplar nda ele ald : Gözün Öyküsü (l Histoire de l œil), 1928; Anus solaire (Günefl Anüs), 1931; Madame Edwarda, 1941; Rahip C. (Abbé C., çev.: Didem Eryar, Kabalc Yay.), 1950; Gö ün Mavisi (le Bleu du ciel), 1957; Erotizm (l Érotisme, çev.: Mehmet Mukadder Yakupo lu, Onur Yay., 1993), 1957. Ölümü inceledi i kitab ise Eros un Gözyafllar (Les larmes d Eros, çev.: N. Berna Serveryan, Çiviyaz lar /Litera Yay., 2001), 1961. Bu sanat anlay fl nda, zevk ile katlan lmaz n birleflti i her an, bir iç deneyimin varabilece i son ve tek noktad r; bu alandaki kitaplar da flunlard r: ç Deney (l Expérience intérieure, çev.: Mehmet Mukadder Yakupo lu, Yap Kredi Yay., 1995), 1943; la Part maudite (Lanetli Yan), 1949. Bataille n, dilin s n rlar ve bu s n rlar aflman n imkâns zl yla ilgilenen yazarlar üstünde, özellikle de Jacques Derrida, Michel Foucault ve Roland Barthes gibi ça dafl Frans z yazarlar üstünde önemli etkileri oldu. Tüm eserleri, 1972 de Foucault nun da deste iyle bas ld. Bataille, gerçeküstücülü e iliflkin ilginç konumunu ortaya koyarken, André Breton ve Jean-Paul Sartre gibi bu ak m n öncü isimleriyle s k polemiklere giriflti. Toplumbilim ve antropolojiye duydu u ilginin bir sonucu olarak ünlü Frans z bilim adam Marcel Mauss un etkisiyle yasak ve yasaklar n ihlali üstünde yapt çal flmalar erotizm konusundaki düflüncelerinin belirginleflmesini sa lad. Bataille, siyasal kimli iyle de ön saflarda yer ald ; 1935 y l nda Halk Cephesi döneminde devrimci ayd nlarla oluflan bir Karfl Sald r grubu oluflturdu. Grupta dönemin ünlü yazarlar André Breton, Paul Eluard, Maurice Heine, Pierre Klossowski, Benjamin Péret de yer al yordu. Faflistlerin Nietzsche yi yanl fl yorumlad klar n ve bozduklar n ortaya koydu. Bütün çal flmalar nda psikanaliz ve diyalektik materyalizmin yöntemlerinden yararland.

Ayr nt Yay nlar Yeralt Edebiyat Annem Georges Bataille

Ayr nt : 432 Yeralt edebiyat dizisi: 22 Annem Georges Bataille Frans zcadan çeviren Yaflar Avunç Yay ma haz rlayan Alev Özgüner Kitab n özgün ad Madame Edwarda, Le bleu du ciel, Ma mère, Le mort, Histoire de l oeil, 1979 Éditions Pauvert Histoire de l oeil a été publié avec le soutien du centre national du livre-ministère français chargé de la culture Gözün Öyküsü Frans z Kültür Bakanl -Ulusal Kitap Merkezi nin deste iyle yay mland. Georges Bataille Türkçe yay m haklar Ayr nt Yay nlar na aittir Kapak illüstrasyonu Sevinç Altan Kapak düzeni Deniz Çeliko lu Düzelti Ayten Koçal Bask ve cilt Sena Ofset (0 212) 613 38 46 Birinci bas m 2004 Bask adedi 2000 ISBN 975-539-428-1 AYRINTI YAYINLARI Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No: 3 Ca alo lu - stanbul Tel.: (0 212) 512 15 00 Faks: (0 212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr

Annem Georges Bataille Ayr nt Yay nlar Yeralt Edebiyat

Y E R A L T I E D E B Y A T I D Z S DÖVÜfi KULÜBÜ Chuck Palahniuk Efi KTEK LER Philippe Djian SON SÜRGÜN Dragan Babic YATAK ODASINDA FELSEFE Marquis de Sade ACEM PEZEVENK Ola Bauer TAVANDAK KUKLA Ingvar Ambjörnsen GÖNÜLLÜ SÜRGÜN Suerte Claude Lucas EROJEN BÖLGE Philippe Djian KOZM K HAYDUTLAR A.C. Weisbecker HAYRAN OLUNASI CASANOVA Philippe Sollers GÖSTER PEYGAMBER Chuck Palahniuk KUZEY GÖZCÜSÜ Ola Bauer S S Tristian Hawkins TIKANMA Chuck Palahniuk HIRSIZIN GÜNLÜ Ü Jean Genet DEN ZC Jean Genet FLAMENKO NUN Z NDE Duende Jason Webster ODA H ZMETÇ S N N GÜNLÜ Ü Octave Mirbeau GÖRÜNMEZ CANAVARLAR Chuck Palahniuk ADSIZ DEVLER Pascal Bruckner ANNEM Georges Bataille

çindekiler Madam Edwarda......................................9 Gö ün mavisi........................................33 Annem........................................... 135 Ölü adam......................................... 235 Gözün öyküsü......................................265

Madam Edwarda

1941 de, daha sonra 1945 te çok az say da bas lan Madam Edwarda, yazar na Pierre Angélique takma ad verilerek ilk kez 1956 da yay mland. Yaln zca önsözün alt nda Georges Bataille n imzas vard. Madam Edwarda ancak 1967 de kesin olarak gerçek yazar n n ad yla yay mlanm fl oldu. Yay nc n n notu

Önsöz Ölümden daha korkunç bir fley yoktur ve ölümün iflini durdurmak en büyük gücü gerektirir. HEGEL Madam Edwarda n n yazar, kitab n n ciddili i üzerine kendisi dikkati çekmifltir. Bununla birlikte, temas cinsel yaflam olan yaz lar hafife almak âdet oldu u için, bana üstünde durmak iyi olur gibi geliyor. Kitapta herhangi bir de ifliklik yapmamay umdu umdan ya da böyle bir niyetim oldu undan de il. Ama önsözümü okuyan okurdan zevk (o zevk ki, aflk oyunlar nda, ç lg nca bir yo unlu a ulafl r) ve ac (ölüm ac y yat flt r r, do ru, ama önce, en kötüsünü yaflat r) konusunda k sa bir süre iyice düflünmesini istiyorum. Bir koflullar bütünü bizi insan n (insanl - 11

n?) hem sonsuz zevkten hem de sonsuz ac dan uzaklaflm fl bir görüntüsüne ulaflt r r: En yayg n yasaklardan kimileri cinsel yaflamla, kimileri de ölümle ilgilidir, öyle ki gerek cinsel yaflam, gerekse ölüm, dine ba l kutsal bir alan oluflturmufllard r. En güç ifl, yaln zca varl n yokoluflunun koflullar na iliflkin yasaklar ciddi bir görünüm kazand nda ve ortaya ç kmas n n (tüm genetik etkinlik) koflullar na iliflkin yasaklar hafife al nd nda bafllad. Ço unlu un derin e ilimine karfl ç kmay düflünmüyorum: Bu e ilim, üreme organlar na gülen bir insan isteyen yazg y dile getiriyor. Ama, zevkle ac n n karfl tl n belirten bu gülme (ac yla ölüm sayg ya lay kt r, oysa zevk gülünçtür ve küçük görülmeye adanm flt r), ayn zamanda aralar ndaki temel yak nl da belirtir. Gülme art k sayg n de ildir, nefretin belirtisidir. Gülme, ciddi görünmedi i zaman insan tiksindiren bir görünüfl karfl s nda kabul etti imiz bir uzlaflma tutumudur. Ayn flekilde, ciddi olarak, trajik olarak ele al nd nda, erotizm de tam bir altüst oluflu simgeler. Önce, cinsellikle ilgili yasa n bir önyarg oldu unu ve bundan kurtulman n zaman geldi ini öne süren o baya sözlerin ne derece bofl olduklar n belirtmek isterim. Zevk gibi güçlü bir duyguya efllik eden s - k lma, utanma duygular n n kendileri de ak ls zl n kan tlar de iller mi? Sanki sonunda her fleyi silip süpürerek hayvanl k, parçalay p yeme, pisliklere karfl kay ts z kalma dönemine geri dönmemiz gerekiyor. Sanki tüm insanl k, duyarl n ve zekân n da eklendi i, önce tiksinme ve onu izleyen sevgi gibi büyük ve fliddetli e ilimlerden do mam flt. Ama nedeni edepsizlik olan gülmeye karfl l k hiçbir fley göstermek istemeyip, k smen de olsa, yaln zca gülmenin yol açt bir görüfle yeniden dönebiliriz. Gerçekten de, utan lacak bir ceza fleklini hakl k lan da gülmedir. Gülme, bizi, içinde bir yasaklama ilkesinin, zorunlu, kaç n lmaz utanma duygular n yasaklama ilkesinin kapal bir ikiyüzlülü e, söz konusu olan fleyin anlafl lmazl na dönüfltü ü bir yola sokar. fiakada en uçta bir kural tan mamaya, erotizmin gerçe ini ciddiye almay trajik gibi görmeyi demek istiyorum reddetme efllik eder. Erotizmin, aç k aç k, bir ac n n bilinci içinde betimlendi i bu küçük kitab n önsözü benim için, dokunakl olmas n istedi im bir ça r f rsat - d r. Zihnin sapmas, ve, sanki, kendine s rt n dönmesi, inatla kendi gerçe inin karikatürüne dönüflmesi benim gözümde flafl rt c bir fley de- 12

ildir. E er insan yalan söyleme gereksinimini duyuyorsa, ne de olsa, keyfi bilir! Belki onur sahibi olan insan da insanl k kitlesi içinde kaybolup gider... Ama nihayet: Gözlerini aç p da meydana geleni, olan aç kça görme iste iyle fliddetli ve hayranl k verici olarak birleflen fleyi hiçbir zaman unutmayaca m. Sonsuz zevk konusunda hiçbir fley bilmeseydim, sonsuz ac konusunda hiçbir fley bilmeseydim, meydana geleni de bilemeyecektim! Anlaflal m. Pierre Angélique bize flöyle söylemeye özen gösterdi: Hiçbir fley bilmiyoruz ve zifiri karanl n içindeyiz. Ama, hiç olmazsa, bizi aldatan fleyi, bizi üzüntümüzü bilmekten, daha do rusu, neflenin ac yla ayn fley oldu unu, ölümle ayn fley oldu unu bilmekten uzaklaflt ran fleyi görebiliriz. Kahkahan n bizi uzaklaflt rd, alay etmenin yol açt fley, sonsuz zevkle sonsuz ac n n özdeflli idir: Varl kla ölümün özdeflli i, parlak bir perspektife aç lan bilgi ile kesin karanl n özdeflli i. Bu gerçe e, kuflkusuz, sonunda gülebilece iz; tiksindirici olabilen fleye karfl n durmayan, ama bu kez tiksintisi bizi çökerten mutlak bir gülmeyle gülebilece iz. Doyuma ulaflma içinde kendimizi kaybetti imiz o esrimenin sonuna kadar gitmek için her zaman onun dolays z s n r n koymal y z. Bu s - n r tiksintidir. Tiksintinin beni uyand raca ana yaklafl rken, beni ç lg nl a kayan bir nefle durumuna getirebilir olan yaln zca baflkalar n n ac s ya da benim kendi ac m de ildir, ama ayn zamanda arzuyla benzerli ini göremedi im bir tiksinme flekli de yoktur. Tiksinti, bir zaman gelir, sevgi ile kar fl r diyemem, ama sevgiyi bilinçalt na atamaz, yok edemezse, tiksinti sevgiyi güçlendirir! Tehlike uyuflturur, ama o kadar çok de il; arzuyu uyand rabilir. Esrimeye, uzak da olsa, ölüm, yani bizi yok eden fley perspektifi içinde ulaflamay z yoksa. nsan hayvandan kimi duygular n onu en derin flekilde yaralamas yla, yok etmesiyle ayr l r. Bu duygular kifliye ve yaflama biçimlerine göre de iflir. Ama içimizde ölümden tiksinmeye yol açan kan görme, kusmuk kokusu, kimi zaman bizde ac dan daha ac mas zca etkileyen bir bulant durumunu yaflat r. Afl r bafldönmesine ba l bu duygulara dayanamay z. Kimileri, bir y lana, bu y lan zarars z olsa da, dokunmaktansa ölmeyi ye lerler. çinde ölümün, art k yaln zca yok olma anlam - na de il, ayn zamanda her ne pahas na olursa olsun yok olmamam z gerekti i halde ister istemez yok oldu umuz dayan lmaz hareket anla- 13

m na geldi i bir alan vard r. flte tam da bu her ne pahas na olursa olsun, bu ister istemez, sonsuz sevinç ve adland r lamaz ama harika esrime an n seçerler. E er bizi aflmayan, ister istemez bizi aflmayan, her ne pahas na olursa olsun olmamas gereken hiçbir fley yoksa, vargücümüzle yöneldi imiz, ama vargücümüzle de itti imiz o ç lg n ana ulaflamay z. Yaln zca cinsel esrimeye özgü olmayan, çeflitli dinlerin mistiklerinin, her fleyden önce H ristiyan mistiklerinin ayn flekilde yaflad klar bu çok flafl rt c aflma olmasayd, zevk hor görülecek bir fley olurdu. Varl k bize varl n dayan lmaz bir kendini aflmas içinde verilmifltir; ölüm kadar da dayan lmazd r. Ve, bu varl k mademki ölümle, verildi i gibi de bizden al nd na göre, onu ölüm duygusu içinde, öldü ümüzü sand m z o dayan lmaz anlarda aramal y z, çünkü tiksintinin eksiksizli i ve neflenin eksiksizli i ayn zamana rastlad nda, içimizdeki varl k art k yaln zca fazlal kt r. Düflünme bile (etrafl ca düflünme) içimizde yaln zca afl r l k içinde tamamlan r. E er görme olana n aflan fleyi görmüyorsak, esrimede, doyuma ulaflman n dayan lmaz olmas gibi, görmenin dayan lmaz oldu unu görmüyorsak, e er düflünme olana n aflan fleyi düflünmüyorsak, gerçek, afl r l n temsil edilmesi d fl nda ne anlama gelir?.. * Bir ç l kla kendi kendisinin hoflgörüsüzlü ü içine gömülüp yok olan bu dokunakl etrafl ca düflünmenin sonunda Tanr y buluyoruz. Bu ç lg n kitab n anlam, afl r l fludur: Bu uzun öykü öz niteliklerinin bütünlü ü içinde Tanr n n kendisini ortaya koyuyor; ve bu Tanr, bunun- * Varl kla afl r l n bu tan m n n, afl r l k temeli aflt na göre, felsefe aç s ndan temellenemeyece ini ekledi im için özür diliyorum: Afl r l k, varl n önce, her fleyden önce, her türlü s n r n d fl nda oldu u fleyin kendisidir. Varl k kuflkusuz s n rlar içinde de bulunur: Bu s n rlar konuflmam z sa larlar (ben de konufluyorum, ama konuflurken, sözün yaln zca akl ma gelmeyece ini de il, akl ma gelmedi ini de unutmuyorum). Yöntemli bir biçimde s ralanm fl bu tümceler olas d rlar (büyük ölçüde olas d rlar, çünkü afl r l k istisnad r; bu, do aüstü bir fleydir, bu, mucizedir...); ve afl r l k sevgiyi belirtir sevgiyi de ilse tiksintiyi, oldu undan daha çok olan her fleyi belirtir, ama olanaks zl klar önceden bellidir. Öyle ki, hiçbir zaman ba l de ilimdir; hiçbir zaman boyunduruk alt na girmem, ama içinde bulundu um afl r l a kaçmayan varl kla yetinme olanaks zl n kan tlayacak olan yaln zca ölümün benden ay rd egemenli imi sakl tutar m. Onsuz yazamayaca m bilgiyi reddetmiyorum, ama yazan bu el can çekifliyor ve adand bu ölümle, yazarken kabul edilmifl s n rlardan kaç p kurtuluyor (yazan elle kabul edilmifl, ama ölen elle reddedilmifl s n rlardan). 14

la birlikte, tüm ötekiler gibi tam tam na bir sokak k z d r. Ama mistisizmin söyleyemedi ini (söyleyece i s rada gücü tükeniyordu) erotizm söylüyor: Tanr, e er tüm anlamlar nda Tanr n n afl lmas de ilse, hiçbir fley de ildir; baya varl k anlam nda, tiksinti ve kokuflmuflluk anlam nda; nihayet, hiçbir fley anlam nda... Zarar dokunmadan, dile, sözcükleri aflan sözcü ü, Tanr sözcü ünü ekleyemeyiz; ekler eklemez de, kendi kendini aflan bu sözcük, bafldöndürücü bir h zla, s n rlar n yok eder. Hiçbir fley karfl s nda gerilemez, kendisini beklemenin olanaks z oldu u her yerdedir: Kendisi de bir afl r l kt r. Bundan en ufak bir kuflkusu olan hemen susar. Ya da, ç k fl yolu ararken ve kendi oyununa geldi ini bilerek, onda kendisini yok edebilen, Tanr ya benzer k lan, hiçli e benzer k lan fleyi arar. * Tüm kitaplar n en densizinin bizi içine soktu u bu tuhaf yolda, bununla birlikte, birkaç keflifte daha bulunabiliriz. Örne in, rasgele, mutlulu un keflfi... Nefle tam da ölüm perpektifi içinde bulunabilecektir (böylece, karfl t olan hüzün görünümü alt nda gizlenmifltir). Bu dünyada en önemli fleyin flehvet oldu unu düflünmeye hiçbir bak mdan e ilimli de ilim. nsan cinsel organ yla s n rl de ildir. Ama bu utanç verici organ ona gizini ö retir. ** Doyuma ulaflma zihne aç k zararl perspektife ba l oldu u için, hile yap p, tiksintiye oldu unca az yaklaflarak, nefleye ulaflmaya çal flmam z olas d r. Arzuyu k flk rtan ya da son kas lmaya yol açan görüntüler genellikle kuflkuludur, karanl kt r: E er amaçlar tiksintiyse, ölümse, bunu her zaman sinsice yaparlar. Sade n aç s ndan bile, ölüm ötekinin üstüne çevrilmifltir ve öteki her * Bak n z, iflte gülme sayesinde kafas, ruhu ayd nlanan ve s n r n ne oldu unu bilmeyen fleyi s n rland rmamak lütfunda bulunan bir adam taraf ndan önerilmifl ilk tanr bilim. Siz ki felsefecilerin metinleri üstünde uzun süre çal flm fl birisinizdir, coflkulu bir kafayla okudu unuz günü kaydediniz! Bu insanlar, onlar taraf ndan anlafl lmaz bir flekilde olmasa da susturan kifli, düflüncelerini nas l aç klayabilir? ** Zaten afl r l n cinsel üretmenin tam ilkesi oldu unu gösterebilirdim: Gerçekten de, koruyucu Tanr yap t nda gizinin çözülebilir (anlafl labilir) kalmas n istemifl! nsandan hiçbir fley esirgenebilir miydi? Topraktan yoksun kald n fark etti i gün bile, ona topraktan Tanr taraf ndan yoksun b rak ld söylenmifl! Ama, en yoksul insan, çocu unu küfründen kurtard nda, küfrederek, s n r n küçümseyerek, kendisinin Tanr oldu unu küfredip söyleyerek bunun tad n ç kar r. Öyle ki, yarat lma çözümlenemez, afl ld için aflma inanc ndan baflka bir zihinsel harekete indirgenemez bir fleydir. 15

fleyden önce yaflam n çok hofl bir ifadesidir. Erotizmin alan kurtulufl yolu olmaks z n hileye adanm flt r. Eros hareketine yol açan nesne, oldu undan baflka biri yerine koyar kendisini. Öyle ki, erotizm konusunda, hakl olanlar çilecilerdir. Çileciler güzelli in fleytan n tuza oldu- unu söylüyorlar: Gerçekten de yaln zca güzellik, aflk n kayna olan bir düzensizlik, fliddet ve kötülük gereksinimini hofl görülebilir k lar. Ben burada flekilleri artan ve yaflam körükörüne aflmay ölümün s n rlar na tafl yan, en fliddetlisini saf aflk n bize sinsice tan tt coflkunluklar ayr nt l olarak inceleyemem. Kuflkusuz, çilecilikteki mahkûm edifl kabad r, kalleflçedir, ac mas zd r, ama ölümün gerçe inden uzaklaflmam z engelleyen sars nt yla da uyufluyor. Cinsel aflka, yaln zca tüm yaflam n sahip oldu u bir üstünlü ü vermek için neden yoktur, ama fl tam da karanl n çöktü ü noktaya tutmasayd k, oldu umuz gibi, varl n tiksintiye yans mas ndan olufltu umuzu nas l bilecektik? Varl k, her ne pahas na olursa olsun kaçmas gereken o bulant verici bofllu a gömülseydi?.. Kuflkusuz daha korkunç bir fley olamaz! Kiliselerin giriflindeki cehennem resimleri bize ne kadar gülünç görünmeliydi! Cehennem, Tanr n n bize kendisi hakk nda istemeyerek verdi i zay f fikirdir! Ama, s n rs z kay p ölçüsünde de varl k n zaferini buluyoruz ki bu varl k n, ölümlü olmas n isteyen hareketle uyumu d fl nda hiçbir eksi i olmam flt r. Varl k kendi kendini o korkunç dansa davet eder, bu dans n ba lamas dans n ritmidir ve yaln zca uyufltu u tiksintiyi bilerek, bu dans oldu u gibi kabul etmeliyiz. E er can m z istemiyorsa, bundan daha ac verici bir fley yoktur. Ve hiçbir zaman ac verici an eksik olmayacakt r: Eksik olursa, nas l üstesinden geliriz? Ama ölüme, iflkenceye, nefleye tamamen aç k varl k, aç k ve can çekiflen, ac çeken ve mutlu varl k flimdiden donuk fl içinde görünüyor: Bu fl k kutsald r. Ve bu varl n belki çarp k a z ndan ç kard, ama ç kard ç l k sürekli bir sessizlik içinde kaybolmufl sonsuz bir alleluia d r. Georges Bataille 16