AVRUPA (BİRLİĞİ) BÜTÜNLEŞME SÜRECİ VE SORUNLARI



Benzer belgeler
AVRUPA TOPLULUKLARININ TARİHSEL GELİŞİMİ

AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ

AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

AB ve sosyal politika: giri. Oturum 1: Roma dan Lizbon a

AVRUPA BİRLİĞİNİN KURULUŞU ve DERİNLEŞMESİ 1 Yrd. Doç. Dr. A. Sait SÖNMEZ

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

ITU Maritime Faculty-MSC.2016 International Organisations

Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

BÖLGESEL BİRLEŞMELER

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

TBMM DIŞİLİŞKİLER VE PROTOKOL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Avrupa Birliği Nedir?

İÇİNDEKİLER. Önsöz... Şekiller ve Tablolar Listesi... xii 1. BÖLÜM ENTEGRASYON VE ENTEGRASYONUN ETKİLERİ

TBMM DIŞİLİŞKİLER VE PROTOKOL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR

İSLAM DÜNYASI İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

F. KÜRESEL VE BÖLGESEL ÖRGÜTLER

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...1 I. BÖLÜM İKTİSADİ BÜTÜNLEŞME OLGUSU: KAVRAM VE BÜTÜNLEŞME BİÇİMLERİ

İktisat Tarihi

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Özet. Gelişen küresel ekonomide uluslararası yatırım politikaları. G-20 OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu 2015

Türkiye de Sivil Toplumu Geliştirme ve Sivil Toplum-Kamu Sektörü Diyaloğunu Güçlendirme Projesi

AVRUPA BİRLİĞİ SİGORTA MÜKTESEBAT REHBERİ

5. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU Türkiye - AB Sivil Diplomasi İnşası: Kapasite İnşası Yönetimi ve Çok Boyutlu İşbirliği

AB nin Kurumları 26. AB kurumları 27. Birliği Yöneten Kurumlar; 02: Avrupa Birliği nin Yapısı ve Yöne6mi.

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA KÖMÜR VE ÇELİK TOPLULUĞU, AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU VE AVRUPA ATOM ENERJİSİ TOPLULUĞU

TÜRK DÜNYASI KIZIL ELMA ÖDÜLLERİ SUNUŞ

2014 YILI EKİM AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

DAHİLDE İŞLEME REJİMİ HAKKINDA GENELGE (2005/2) TELAFİ EDİCİ VERGİ UYGULAMASI

Türkiye ve AB Arasında Şehir Eşleştirme Projesi AB Müktesebatı Alanında Kapasite Geliştirme Eğitimleri 29 Kasım 2018

Türkiye nin Yeni AB Stratejisi ve Ulusal Eylem Planları

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü

2014 YILI EYLÜL AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

Türkiye ve Avrupa Birliği

AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEMESİ DOĞRULTUSUNDA YASAMA USULLERİNDEKİ DEĞİŞİMLER

ÇEVRE DENETİMİNDE KÜRESEL GÜNDEM VE EUROSAI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN DENETİMİ SEMİNERİ

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

DİASPORA - 13 Mayıs

ÜÇÜNCÜ TÜRK KENEŞİ İŞ FORUMU. (24 Ekim 2014, Nahçıvan) TÜRK KENEŞİ GENEL SEKRETERİ RAMİL HASANOV UN İŞ ADAMLARINA HİTABI

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

EKONOMİK VE PARASAL BİRLİĞE HAZIR MIYIZ?

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ 12. TARAFLAR KONFERANSI (COP12)

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ 12. TARAFLAR KONFERANSI (COP12) EKİM 2015 TARİHLERİNDE ANKARA DA YAPILACAKTIR.

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ YATIRIM MALĐYETLERĐ AÇIKLIK EKO OMĐK VE POLĐTĐK ĐSTĐKRAR FĐ A SAL ĐSTĐKRAR

AVRUPA BİRLİĞİNİN KURULUŞU ve DERİNLEŞMESİ 2 Yrd. Doç. Dr. A. Sait SÖNMEZ

SİVİL GLOBAL GLOBAL SİVİL DİPLOMASİ İNŞASI PROGRAMI Potansiyelin Keşfi

AVRUPA ORTAK ENERJĠ POLĠTĠKASINDA ELEKTRĠK ENTERKONEKSĠYONLARININ ÖNEMĠ VE TÜRKĠYE NĠN KONUMU

KAMU MALİ YÖNETİMİNDE SAYDAMLIK VE HESAP VEREBİLİRLİĞİN SAĞLANMASINDAKİ GÜÇLÜKLER VE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: EUROSAI-ASOSAI BİRİNCİ ORTAK KONFERANSI

TASAM TARAFINDAN DÜZENLENEN 6. ULUSLARARASI TÜRK-ASYA KONGRESİNDE SUNULAN TEBLİĞ: TÜRK DÜNYASININ ENTEGRASYONU (İstanbul, 7-8 Haziran 2012)

YALOVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS MÜFREDATI

İÇİNDEKİLER. ÖN SÖZ...i GİRİŞ...1. Birinci Bölüm MİLLETLERARASI ÖRGÜT TEORİSİ

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu?

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

BURS ÖNCESİ BİLGİLENDİRME SEMİNERLERİ

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

AVRUPA BİRLİĞİ OTOMOTİV SEKTÖRÜ

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ. Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık anlayışı

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI (İİT) GENEL SEKRETERİ SAYIN YOUSEF BIN AHMAD AL-OTHAIMEEN İN İİT. EKONOMİK ve TİCARİ İŞBİRLİĞİ DAİMİ KOMİTESİ (İSEDAK)

MAYIS AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Avrupa Parlamentosu Seçimleri nde Aşırı Sağın Yükselişi

TÜRKİYE - AB SİVİL DİPLOMASİ İNŞASI

EIPA LÜKSEMBURG İLE İŞBİRLİĞİ KAPSAMINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN FAALİYETLER

TÜRKİYE - HOLLANDA YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN

AB nin Özellikleri ve Kurumsal Yapısı

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2018 Şubat Ayı İhracat Bilgi Notu

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU ARALIK 2018 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

3. HAFTA-Grup Çalışması

TÜRKİYE Lİ AVRUPA AVRUPALI TÜRKİYE. 1. Avrupa Birliği Tarihi. 2. Avrupa Birliği Kurumları. 3. Türkiye-AB İlişkileri. 4.

DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018

SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ VE İHRACAT STRATEJİK PLANI

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

Transkript:

AVRUPA (BİRLİĞİ) BÜTÜNLEŞME SÜRECİ VE SORUNLARI Hasan MOR * Özet Bugün Avrupa Birliği, 4-5 asır geriye giden Avrupa yı ortak bir çatı altında birleştirme girişimlerinin kuşkusuz en başarılı olanıdır. Esasen Avrupa nın bir bütün olarak coğrafi, ekonomik ve siyasi entegrasyonu hedefl enmiş; fakat taktik olarak ekonomik entegrasyondan başlanılarak 1951 Avrupa Kömür ve Çelik Toplulukları Andlaşması akdedilmiş ve bunu 1957 Roma Andlaşması izlemiştir. Bu andlaşmaları müteakip ekonomik işbirliği alanlarında hızla cesaret verici başarılar kaydedilmiş ve 1986 Avrupa Tek Senet Andlaşması ile iki kutuplu uluslararası sistemde gözlemlenmeye başlanan değişim eğiliminin de etkisiyle güvenlik ve dış politika da işbirliği alanlarına dahil edilerek, bütünleşmeye yeni bir siyasal boyut da katılmıştır. 1992 de iki kutuplu uluslararası sistemin sona erdiği Soğuk Savaş sonrası dönemde, Maastricht Birlik Andlaşması ile Ekonomi, Adalet ve İçişleri ve Dış Politika ve Güvenlik Politikası taşıyıcı sütunları üzerinde bir Avrupa Birleşik Devletleri inşa etme hedefi ortaya konulmuştur. Böylece bütünleşmiş bir Avrupa nın, tek ve birleşik devasa bir güç olarak uluslararası sistemde belirleyici roller oynayan küresel bir aktör haline getirilmesi hesaplanmaktaydı. Buna yönelik olarak da bütün kıtada hızla ekonomik, siyasi ve coğrafi bütünleşme tamamlanmak istenmiştir. Bu kıtasal bütünleşmenin teknik, kurumsal ve hukuki altyapısını inşa etmeye yönelik olarak, 1997 Amsterdam Andlaşması, 2001 Nice Andlaşması ve en nihayet 2004 Anayasa Andlaşması akdedilmiştir. Anayasa Andlaşması nın 2005 de Fransa ve Hollanda daki referandumlarda reddedilmesi üzerine, Avrupa entegrasyonu ile ilgili bir kriz dönemine girilmiş; 2007 de Anayasa Andlaşması nın reforma edilmiş bir hali olan Lizbon Reform Andlaşması imzalanıp güçlükle Aralık 2009 da yürürlüğe sokularak, Avrupa entegrasyonu bugüne ulaşmıştır. Gelinen bu aşamada Avrupa bütünleşmesinin kurumsal yapısını temsil eden Avrupa Birliği, büyük ölçüde kıtayı bütünleştirerek bölgesel düzeyde barış ve refaha önemli katkılar sağlamakta olup bu yönü ile örnek bir bölgesel entegrasyon modelini temsil etmektedir. Ancak hem sahip olduğu reel güç ve potansiyeller, hem bizzat kendisinin de hedefl ediği ve hem de esasen dünyanın da büyük ölçüde kendisinden beklediği küresel Yrd. Doç. Dr., Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Umumi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, Y. 2010, Sa. 1 499

Hasan MOR barış ve istikrarın kurucu ve koruyucusu global düzeyde belirleyici rol, güç ve etkiye sahip bir Avrupa Birleşik Devletleri olabilme açısından, Avrupa Birliği nin oldukça yetersiz kaldığı görülmektedir. Bu yetersizlikte ise dar-tutucu bakış ve yaklaşımların etkisiyle, böyle bir rolü mümkün kılabilecek siyasal irade ve stratejik vizyonlar geliştirememenin temel etkiye sahip olduğu söylenebilir. Anahtar Kelimeler: Avrupa Birliği, Avrupa Entegrasyonu, Avrupa Topluluğu, Avrupa Ekonomik Topluluğu, Türkiye-AB İlişkileri. EUROPAEN (UNION) INTEGRATION PROCESS AND PROBLEMS Abstract Today the EU is undoubtedly the most successful initiative, among those which have taken for 4-5 centuries, to consolidate Europe under a common roof. In fact, geographical, economic and political integration of Europe as a whole had been targeted but, as a tactic, starting with the economic integration, fi rstly the European Coal and Steel Communities Treaty of 1951 was conducted and it was followed by the Treaty of Rome in 1957. In the areas of economic cooperation some encouraging success was quickly achieved, and also with the Treaty of the European Single Act in 1986, and the effect of the tendency of change the bipolar international system of security, foreign policy was entered into cooperation so that the Integration of Europe has been gained a political dimension. In 1992, the Cold War period after the end of the bipolar international system, the target to build a United States of Europe on the carrier columns of Economy, Justice and Home Affairs, Foreign and Security Policy by the Maastricht Treaty of Union has been put. Thus, an integrated Europe, as a single unifi ed international system and as a huge power would have transformed into a global actor playing decisive roles. For achieving this in the whole of continent a quick economic, political and geographical integration has been intended to complete. The Amsterdam Treaty of 1997, the Nice Treaty of 2001, and fi nally, the Constitutional Treaty of 2004, have been conducted to build the technical, institutional and legal infrastructure of continental integration. With the rejection of the Constitutional Treaty by referendum in France and the Netherlands, it was entered the period of a crisis related to European integration; The European integration has reached to our days by putting into force the Treaty of Lisbon, signed in December 2009, as a reformed version of the Constitutional Treaty of 2007, with some diffi culties. At this stage we have reached, the European Union, representing the institutional structure of European integration, has been an example model of integration with its aspect of providing with an important contribution to peace and prosperity largely at the regional level by integrating the continent. The European Union, in terms of playing an effective global role as the founder and guardian of the global 500 Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, Y. 2010, Sa. 1

Avrupa (Birliği) Bütünleşme Süreci ve Sorunları peace and stability, has remained rather inadequate, with regard to its own power and potentials and its own targets creating expectation for the entire world. This inadequacy arises because of the basic effect of the failure of developing a political will and strategic visions to be able to fulfi l its expected role, with the effect of the narrowconservative viewpoints and approaches. Key Words: European Union, European Integration, European Community, European Economic Community, Turkey-EU Relations. GİRİŞ Günümüzün küreselleşen dünyasında iki paradoksal gelişme aynı anda kendini göstermektedir. İlki, mikro milliyetçilik temelinde parçalanma hareketleri; ikincisi de özellikle bölgesel düzeyde bütünleşme hareketleri. Bu iki paradoksal eğilimin de garip bir şekilde Türkiye yi dünyadaki herhangi bir ülkeden çok daha ileri düzeyde ilgilendirerek etkilediği görülmektedir. Parçalanma hareketlerine Avrupa da Çekoslovakya nın, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak ayrılması; Yugoslavya nın, Sırbistan, Hırvatistan, Slovenya, Bosna-Hersek ve şimdilerde Karadağ ve Kosova şeklinde ayrılıyor olması; bunlara pek benzememekle birlikte Irak ın ciddi bir şekilde bölünme ile karşı karşıya gelmesi; Etiyopya dan Eritre devleti namı ile bir parçanın ayrılması; Sudan daki ayrılıkçı hareketler ve dünyada bunlara eklenebilecek daha birçoklarının yanında en nihayet Türkiye deki ayrılıkçı hareket örnek gösterilebilir. Bölgesel düzeydeki bütünleşme örneklerinin en dikkati çekenleri: ABD nin öncülüğünde, Kanada ve Meksika nın oluşturduğu NAFTA; başını Japonya nın çektiği Asya Kaplanları nın oluşturduğu ASEAN ve en nihayet bugün itibariyle 27 üyeden oluşan Avrupa Birliği (AB) dir. Bu bölgesel bütünleşme hareketlerinin en etkili ve gelişmiş olanı ise hiç şüphesiz AB dir 1. Türkiye özellikle Aralık 1999 Helsinki Zirvesini müteakip AB ye tam üye olma perspektifi aldıktan sonra, tam üyeliği ulusal bir dış politika hedefi haline getirmiştir. Hem Türkiye nin tam üye olmak suretiyle bir parçası haline gelmeyi en öncelikli dış politika hedefi olarak belirlemiş olması açısından; 2 1 Bkz. TÜRKER Haşim, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası, Ankara 2007, s. 35. 2 Türkiye nin AB üyeliği ile ilgili değişik algılayış ve değerlendirmeler için bkz. LAÇİNER Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, Y. 2010, Sa. 1 501

Hasan MOR hem de günümüz dünyasında gözlemlenen bütünleşme hareketleri içerisinde en önemlisi 3 ve en ileri bütünleşme düzeyine ulaşmış olması itibariyle AB 4, haklı bir ilgi odağı durumundadır. Bu makalede AB yi bugünkü herhangi bir uluslararası örgütten çok çok ileri, sui generis bir niteliğe 5 kavuşturan bütünleşme düzeyine taşıyan süreç ana hatlarıyla ele alınacak; AB Hukukunda Birincil Hukuk (Primer Hukuk) niteliğindeki temel kurucu hukuk metinleri eşliğinde AB bütünleşmesinin izi sürülecektir. Bütünleşmenin kilometre taşları durumundaki bu andlaşmaların detaylı analizlerinin bir makaleye sığdırılamayacağı açıktır 6. Bundan dolayı burada detaylardan kaçınılarak konu ana hatları ile ele alınmak suretiyle bir genel çerçeve oluşturulmaya çalışılacaktır. Avrupa Birliği, en azından son üç asırda büyük ölçüde dünyanın merkezi olmuş bir kıtanın İkinci Dünya Savaşını müteakip Soğuk Savaş parantezine alınmasından sonra 7 ; 1990 lı yıllardan itibaren global bir siyasal oyuncu anlamında uluslararası sistemde tekrar kendini göstermeye başlaması olgusudur 8. Burada özet bir şekilde, 21. yüzyılın eşiğinde Avrupa Birliği (AB) olarak ortaya çıkan, Avrupa bütünleşme hareketinin temel seyir çizgisi ve kilometre taşları belirlenmeye çalışılacaktır. Günümüzde AB olarak ortaya çıkan bu yapının, nasıl bir düşünsel zeminde, hangi temel global ve bölgesel dinamiklerin etkisiyle oluştuğu ve hangi aşamalardan geçerek bugünkü şeklini aldığı bir kesit olarak ortaya konulacaktır. Bu gelişim çizgisinin ortaya çıka- Sedat/ÖZCAN Mehmet/BAL İhsan, Türkiyeli Avrupa, İstanbul 2004. 3 CAŞIN Mesut Hakkı/ÖZGÖKER Uğur/ÇOLAK Halil, Küreselleşmenin Avrupa Birliği Ortak Güvenlik ve Savunma Politikasına Etkisi. Avrupa Birliği, İstanbul 2007, s. 603. 4 Soğuk Savaş sonrası dönemde uluslararası sistemdeki yeni yapılanmalar içerisinde AB nin konumuna dair değerlendirmeler için bkz. ÖZER Yonca, Tek Kutuplu Dünyada Çok Kutuplu Düzen Arayışları: Kutuplardan Biri Olma Yolunda Avrupa Birliği, in Yüksel Taşkın/ Fatih Furtuna/Erhan Büyükakıncı/ Yonca Özer/Nurşin Ateşoğlu Güney/Münevver Cebeci/ Mehmet Öğütçü/Kerem Batır, Tek Kutuplu Dünyada Yaşamak. Gerçekler, Yanılgılar ve Beklentiler, SODEV Yayını, İstanbul 2006, ss. 65-92. 5 TÜRKER, s. 35. 6 Esasen ileride her bir andlaşmayı ayrı bir makalede inceleyerek AB bütünleşmesinin aşama aşama analizine bir giriş olmak üzere bu makale tasarlanmıştır. 7 Bkz. GÜRKAYNAK Muharrem, Avrupa da Savunma ve Güvenlik, Ankara 2004, s. 11. 8 PLATE Bernhard von, Ost-und Mitteleuropa: Eine Herausforderung für KSZE und NATO, Bernhard von Plate (Hersg.), Europa auf dem Weg zur kollektiven Sicherheit: Konszeptionelle und organisatorische Entwicklung der Sicherheitspolitischen Institutionen, Baden- Baden 1994, s. 71. 502 Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, Y. 2010, Sa. 1

Avrupa (Birliği) Bütünleşme Süreci ve Sorunları rılması, günümüz AB olgusunu daha iyi kavramak, anlamak, daha bütüncül, daha tutarlı analiz ve sonuçlara ulaşmak bakımından önem taşımaktadır. Bu sayede AB nin gelecekteki muhtemel seyir yönü ve kazanacağı konuma dair orta ve uzun vadeli gerçekçi öngörülerde bulunabilme imkanı olacaktır. Özellikle, günümüzde Türkiye nin AB ye tam üyeliğini ulusal bir dış politika hedefi haline getirdiği dikkate alındığında 9, söz konusu bu yapının nasıl ortaya çıktığının, hangi süreçlerden geçtiğinin ve nasıl bir anlam taşıdığının ortaya çıkarılması bugün bizim için (Türkiye için) daha bir önem ifade eder hale gelmiştir. Zira, Türkiye nin böyle bir ulusal dış politika hedefinin anlamının kavranması 10, ancak bu yapının hiç değilse ana çerçevesinin ortaya konularak anlaşılması ile mümkün olabilecektir. Bu makalede, işte bu anlamda, Avrupa bütünleşmesinin genel profili oluşturulduktan sonra, geleceğe yönelik olarak AB nin global ölçekte nasıl bir anlam ifade ettiği veya edebileceğine dair öngörülerde bulunmaya çalışılacaktır. 1. Avrupa Bütünleşmesinin Fikri Temelleri Günümüzde AB, Türk dış politikası gündeminin doğrudan ve/veya dolaylı bir şekilde birinci derecede gündem maddesini oluşturur hale gelmiştir. Türk dış politikası öncelikler listesinin en başında yer alan Avrupa Birliği bütünleşme olgusunun düşünsel plandaki temelleri, en az dört yüzyıllık bir geçmişe dayanır 11. En genel anlamda Avrupa yı birleştirmek hedefi olarak tanımlanabilecek bu düşünce, derin kalıcı ve yıkıcı etkiler doğurması itibariyle son olarak Napolyon ve Hitler in girişimleri ile etkili bir şekilde hayata geçirilmek istenmiştir. Aslında yöntem ve araçları farklı olsa da en nihayetinde bütün bunları Avrupa bütünleşme girişimleri olarak değerlendirmek ve hatta bütünleşme sürecinin bir parçası olarak görmek gerekir. Bu girişimler ve özellikle de sonuncusu Avrupa için tam bir felaket olmuş; kıta tam ortasından Doğu ve Batı Avrupa olarak ikiye bölünerek demir perde ile ayrılmış ve klasik Avrupa dışı iki gücün (ABD ve SSCB) nüfuz alanı haline gelmiş- 9 MOR Hasan, Kıbrıs Sorunu ve Avrupa Birliği, Türk Hukuk, Mart 2003, S. 73, s. 15. 10 Türk dış politikasında AB etkisine dair yeni ve nispeten detaylı bir analiz için bkz. GÖZEN Ramazan, Türk Dış Politikasının Avrupa Birliği ne Doğru Dönüşümü, Uluslararası Hukuk ve Politika, Yıl 2, S. 6 (2006), s. 1 vd. 11 DEDEOĞLU Beril, Avrupa Birliği nin Bütünleşme Süreci I: Tarihsel Birikimler, Beril Dedeoğlu (der.), Dünden Bugüne Avrupa Birliği, İstanbul 2003, s. 20. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, Y. 2010, Sa. 1 503

Hasan MOR tir 12. Bu acı tecrübe, kıtayı kuvvet yoluyla tek taraflı tahakküm temelinde birleştirme yönteminin kesin olarak terk edilmesine sebep olmuştur. Böylece, artık, eşitlerin özgür iradeleri temelinde gönüllü birliktelikleri parametresinde Avrupa yı birleştirme yöntemleri üzerinde düşünülmeye başlanmıştır. Aslında Avrupa yı en azından kıta açısından bakıldığında ortak Avrupa hedefleri için gönüllülük temelinde birleştirme düşüncesi çok daha eskilere dayanmaktadır. 1623 yılında Emeric Crucé, Avrupalı devletler arasındaki sorunları çoğunluk kararıyla çözmeye yönelik olarak hükümdarların elçilerinden oluşan bir meclisin sürekli toplantılar yapmasını önermiştir 13. Yine William Penn 1693 yılında, Avrupa nın Şimdiki ve Gelecekteki Barışı Üzerine Deneme adlı eserinde, bir Avrupa Parlamentosunun kurulmasını ve bu Parlamentoya Rus ve Osmanlı temsilcilerin de katılarak sorunları konuşup çözüme bağlamalarını önermiştir 14. Ancak bütün bu ve benzeri gönüllülük temelinde kıtayı birleştirme proje ve önerileri sadece düşünce planında kalmış; gerçek hayatta İkinci Dünya Savaşı sonrasına kadar devamlı olarak tek taraflı tahakküm temelinde Avrupa yı birleştirme girişimleri uygulanagelmiştir. 2. Savaş Sonrası Dönem: Avrupa nın Zor Zamanları Avrupa kıtası, Avrupalı devletlerin güç mücadelesine yönelik olarak adından dünya savaşı diye bahsettiren büyük çaplı iki savaşa sahne olmuştur. Avrupa açısından her iki savaş da ağır tahribatlara neden olmuştur. Bu savaşlarla birlikte kıta sosyal, ekonomik, askeri, siyasal ve hatta psikolojik açılardan derin sarsıntılar, kırılmalar ve ciddi krizler yaşamıştır. İkinci Dünya Savaşını müteakip Birleşmiş Milletler kurularak evrensel düzeyde barışı koruma misyonu ile görevlendirilmiş olsa da, savaş sonrası dönemin hiç de barışçı olmadığı görülecektir. Bu gergin durum kendisini en çarpıcı bir şekilde Avrupa da hissettirmiştir. Oluşmaya başlayan iki kutuplu uluslararası sistem ilk etkilerini Avrupa da göstermiş; hatta iki kutuplu sistemin soğuk savaşı, özellikle Avrupa kıtası üzerinde ve uğruna cereyan etmiştir. Avrupa mutat Avrupalı olmayan iki güç durumundaki ABD ve SSCB arasında tam ortasından Doğu Avrupa ve Batı Avrupa şeklinde parçalanmış ve bu iki gücün nüfuz alanı haline getirilmiştir. 12 GÜRKAYNAK, s. 50. 13 MERAY Seha L., Uluslararası Hukuk ve Örgütler, Ankara 1977, s. 29. 14 MERAY, s. 31. 504 Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, Y. 2010, Sa. 1

Avrupa (Birliği) Bütünleşme Süreci ve Sorunları İkinci Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan bu bölünmüş Avrupa tablosu içerisinde, Batı Avrupa bir taraftan mevcut iki kutuplu yapıyı veri olarak kabul ederek, ABD patronajındaki NATO şemsiyesi altında güvenlik endişelerini karşılamaya çalışırken 15 ; diğer taraftan da, özgün bir Avrupa yapılanması ortaya çıkararak, günün birinde kıtanın bölünmüşlüğünü ortadan kaldırabilecek bir zemin oluşturma arayışlarını sürdürmüştür 16. Batı Birliği, Brüksel Paktı, Benelüks Birliği, Avrupa Savunma Topluluğu ve nihayet Batı Avrupa Birliği bu tür girişimlere verilebilecek belli başlı örneklerdendir 17. Bu girişimlerden somut bir sonuç elde edilemeyince; üstelik Avrupa Savunma Topluluğu ile ilgili Fransa da olduğu gibi bazı üye ülke kamuoylarınca sert tepkilerle karşılanınca, henüz hatıraları taptaze duran yıkıcı savaşların Avrupa halklarını ne kadar derinden etkilediği; halklar arasında husumet ve güvensizlik duygularının halen ne kadar canlı bir şekilde devam etmekte olduğu anlaşıldı. Bu ruh ikliminin hakim olduğu bir ortamda, siyasi ve askeri işbirliği zemininde Birleşik Avrupa yı inşa etmenin isabetli bir yöntem olmadığı; bunun yerine ekonomi gibi nispeten daha sorunsuz olan alanlarda işbirliği yaparak, buralarda edinilecek olumlu tecrübelerin zamanla siyasi ve askeri alanlara da taşınmasının daha elverişli bir bütünleşme yöntemi olacağı değerlendirmesi yapıldı 18. Bunu müteakip ekonomik işbirliği doğrultusunda konseptler geliştirilmeye başlandı 19. Avrupa da ekonomi eksenli işbirliğini başlatma arayışları ile ABD nin Batı Avrupa nın Sovyet yayılmacılığına karşı korunmasına yönelik NATO yu kurması ve Batı Almanya yı da Batı savunmasına entegre etme düşüncesiyle Almanya nın silahsızlandırılması politikasını gözden geçirmeye başlaması aynı zaman kesitine tekabül etmektedir. Batı Almanya nın tekrar silahlandırılacak olması, komşusu Fransa bakımından sükunetle karşılanması asla mümkün olmayan bir durumdu. Fransa açısından bir taraftan sanayi altyapısını rehabilite etmesine müsaade edilen, öbür taraftan da silahlanması için yeşil ışık 15 MOR Hasan, AB nin Güvenlik Politikasında Sorunlar Mı Var?, Yeni Yüzyıl, 16 Temmuz 1995. 16 WOYKE Wichard, Europäische organisationen: eine Einführung, München; Wien 1995, s. 55. 17 Avrupa da savunma ve güvenlik yapılanmalarının ortaya çıkışıyla ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. TÜRKER, s. 50 vd; GÜRKAYNAK, s. 29 vd. 18 BORCHARDT Klaus-Dieter, Die Rechtlichen Grundlagen der Europäischen Union, Heidelberg 1996, s. 25. 19 GASTEYGER Curt, Europa zwischen Spaltung und Einigung 1945 bis 1993, Bonn 1994, s. 54. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, Y. 2010, Sa. 1 505

Hasan MOR yakmaktan da öte teşvik görmeye başlayan bir Almanya yeniden ciddi bir tehdit olarak algılanmaktaydı. Avrupa nın bölünmüş ve etkisizleştirilmiş hali yeterince can sıkıcı ve aşağılayıcı bir durum iken 20 ; buna bir de muhtemel Alman tehdidi eklenmiş olması Fransa için dayanılır gibi değildi. Fransa bu kaygılarla, söz konusu meydan okumalara, karşı konseptler üretme arayışlarına yönelmiştir 21. 3. AB Mimarisinin Temeli: 1951 AKÇT Avrupa nın içler acısı durumu ve Almanya dan gelebilecek tehdidi bertaraf etmeye yönelik Fransız çabaları nihayet somut bir sonuç verdi. 1950 de Fransız Planlama Dairesi başkanı Jean Monnet, dışişleri bakanı Robert Schuman a Fransa yı söz konusu dilemmadan kurtaracak olan çalışmasını sundu. Fransa Dışişleri Bakanı Schuman sonradan kendi adı ile Schuman Planı olarak literatüre geçecek olan planı ilan etti. Bu plana göre, iki önemli temel savaş girdisi durumundaki Kömür ve Çelik, ülkelerin temsilcilerinden oluşan ve fakat milletler üstü niteliğe sahip ortak bir kurulun yetkisine bırakılacaktı. Burada kömür ve çelik üretimini denetleyecek olan yapının uluslararası değil uluslarüstü bir örgüt olarak düşünülmesi son derece anlamlıdır. Günümüz AB Hukukunun en temel ayırt edici özelliği olan uluslarüstü niteliğinin daha o zamandan tasarlanan bilinçli ve işlevsel bir tercihi yansıttığı görülmektedir. Böylece, esasında Fransa bir taraftan Almanya dan gelebilecek bir tehdidin önünü kesmiş, bir anlamda Almanya yı sımsıkı kontrol altına almış olacak, diğer taraftan da Avrupa yı içerisine düştüğü bu zavallı durumdan kurtarabilecek; ileride siyasal alanlara da teşmil edilebilecek uzun vadeli bir bütünleşme sürecinin ilk temel taşını koymuş olacaktı. Özetle, kıtayı birleştirmeye yönelik işbirliği alanları seçilirken ekonomi gibi tarihi yaraları en az tazeleme ihtimali bulunan bir alandan başlanmış olacaktı 22. Böylece hem ülkeler iki temel savaş girdisiyle ilgili yetkileri her birinin içerisinde bulunduğu ve fakat tamamının üstünde yetkilere sahip ortak bir idareye devrederek güvenlik bakımından birbirlerinden emin hale gelecekler; hem de bu iki önemli endüstriyel girdiyle ilgili işbirliği yaparak, bunun olumlu ekonomik sonuçlarından faydalanacaklardı. 20 BORCHARDT, s. 2. 21 DEDEOĞLU, s. 48. 22 BORCHARDT, s. 7. 506 Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, Y. 2010, Sa. 1

Avrupa (Birliği) Bütünleşme Süreci ve Sorunları Fransa nın oldukça işlevsel olan bu planına Almanya dünden razıydı. Zira, işgal ülkesi statüsü altında tartışmalı olan egemenliğini, bu yolla telkin edeceği güven zemini üzerinde peyderpey tekrar elde ederek, Avrupa ailesinin egemen eşit bir üyesi haline gelebilmeyi ummaktaydı. Hatta ıslah ve terbiye edilerek Avrupa çatısı haricinde hiçbir gelecek tasavvuruna sahip olmadığı ve olmayacağı konusunda yeterli bir inandırıcılık kazandırılabilirse, bu güven zemini üzerinde günün birinde belki bölünmüş olan iki Almanya yı birleştirerek birliğini tekrar tesis etmek de mümkün olabilecekti. İngiltere açısından buna yapılacak bir itiraz yoktu. Zira daha 1946 da başbakan Churchill, yaptığı meşhur konuşmasında kendi ülkesini işin dışında tutarak, Avrupa Birleşik Devletleri için ilk adımın bir ortaklık oluşturmaya yönelik Fransa ve Almanya tarafından atılması gerektiğini çoktan söylemiş bulunmaktaydı 23. Bütün bu veriler birlikte ele alındığında, esasında Fransa nın ortaya attığı Schuman Planı nın bütün yönleri ile son derece akıllıca düşünülerek tasarlanmış, oldukça işlevsel bir konsept olduğu anlaşılacaktır. Kaldı ki sonuçları itibariyle bugün bu artık bir olgudur. Bu atmosfer içerisinde, 1951 yılında Paris te Fransa, Almanya, Hollanda, İtalya, Belçika ve Lüksemburg Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) Andlaşmasını imzalayarak, 1952 de yürürlüğe girmesini kararlaştırdılar 24. İşte bu andlaşma ile birlikte günümüzde Avrupa Birliği (AB) olarak ortaya çıkan ve Avrupa nın tarihinde hiçbir zaman benzerine rastlanmamış derecede derin ve ileri bir işbirliği düzeyini ifade eden Avrupa bütünleşmesinin temeli böylece atılmış oldu. Ama unutmamak gerekir ki, söz konusu olan henüz sadece kömür ve çelik gibi iki metada işbirliğini düzenleyen bir ekonomik andlaşmadır. 4. Avrupa Ekonomik Topluluğu nun Doğuşu: 1957 Roma Andlaşması Yukarıda belirtilen ve İlk Altılar şeklinde Avrupa bütünleşme terminolojisine geçen devletler, AKÇT nin kısa sürede oldukça başarılı sonuçlar doğurmasının verdiği cesaretle, aralarındaki işbirliğini daha da genişletmeyi kararlaştırarak, 1957 yılında İtalya da Roma Andlaşmasını imzaladılar. 23 ÜLGER İrfan Kaya, Avrupa Birliğinde Siyasal Bütünleşme. Ortak Dış ve Güvenlik Politikasının Oluşumu, Ankara 2002, s. 50. 24 Ayrıntılı bilgi için bkz. GASTEYGER, s. 60. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, Y. 2010, Sa. 1 507

Hasan MOR Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg dan oluşan İlk Altıları, Roma Andlaşması nı yapmaya götüren, sürükleyici dinamikler, motivasyon ve hedeflerde belli farklılıklar olmakla birlikte 25, bütün yollar aralarındaki ekonomik işbirliğini daha da geliştirip derinleştirmeye çıkmaktaydı. Bir kere bütün taraflar, Avrupa yı bütünleştirme hedefinin önemi konusunda hemfikirdiler. Kıtanın bütünleştirilmesinde ekonominin lokomotif rolü oynaması ve burada sağlanan bütünleşme zemini üzerine zamanla siyasi ve askeri alanlarda da bütünleşmenin inşa edilebileceği hususu tarafların hemfikir oldukları diğer bir başka konu durumundaydı 26. Bu andlaşma ile birlikte, Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu ile ortak ticaret ve gümrük politikası tesis etmeyi amaçlayan Avrupa Ekonomik Toplulukları Andlaşmaları gerçekleştirildi. Böylelikle bir uluslararası örgüt olarak Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ortaya çıkmış oldu. 27. Böylece 1951 Paris AKÇT Andlaşması na taraf olan Altılar, 1957 Roma Andlaşması ile taraflar arasında atom enerjisi alanında her türlü işbirliğini amaçlayan Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu (EURATOM) ve ekonomik bütünleşmeyi amaçlayan Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) şeklinde iki örgüt daha kurmuşlardır. Bu iki yeni örgütte de esas itibariyle AKÇT nin örnek alındığı ve her iki örgütte de uluslarüstü karakteristiğin benimsendiği dikkat çekmektedir. Hatta bu andlaşma ile AKÇT için ihdas edilmiş olan Parlamento ve Adalet Divanı nın EURATOM ve AET için de faaliyette bulunmasının kararlaştırıldığı görülmektedir. Daha sonra 1965 te imzalanan Füzyon Andlaşması ile her üç örgütün de organları birleştirilerek tamamen ortak bir yapının oluşturulduğu ve böylece teorik olarak Avrupa Topluluğu nun (AT), çatı bir uluslararası örgüt olarak ortaya çıktığı anlaşılmaktadır. Ancak bu yapının 1986 Avrupa Tek Senet Andlaşmasına kadar Avrupa Topluluğu (AT) olarak değil, Ortak Pazar veya Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) olarak adlandırıldığı ve esas itibariyle literatürde de bu şekilde geçtiği görülecektir. Roma Andlaşması na bakıldığında 28, Avrupa bütünleşmesiyle ilgili hedef olarak AET nin daha fazla Avrupa ülkesini aralarına katmak anlamında coğrafi bakımdan yayılmayı amaçlayan genişleme ; işbirliği alanlarını arttır- 25 BEUTLER Bengt; BIEBER, Roland; PIPKORN Jörn; STREIL Jochen, Die Europäische Gemeinschaft. Rechtsordnung und Politik, Beden-Baden 1987, s. 33. 26 WOYKE, s. 54. 27 HARBRECHT Wolfgang, Die Europäische Gemeinschaft, Stuttgart 1984, s. 34. 28 GASTEYGER, s. 151. 508 Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, Y. 2010, Sa. 1

Avrupa (Birliği) Bütünleşme Süreci ve Sorunları ma ve yoğunlaştırmayı ifade eden derinleşme şeklinde Avrupa bütünleştirmesini iki boyutlu temel bir sütun üzerine bina etmek istediği görülmekteydi. Nitekim, müteakip dönemde günümüze kadar, Avrupa entegrasyonunun bu iki entegrasyon boyutu üzerinde gelişim seyrini sürdürdüğü görülmüştür. Roma Andlaşması nda, doğrudan herhangi bir siyasal veya askeri amaçtan bahsedilmeyip, ekonomi alanında katılımcı ülkelerin ekonomilerinin bütünleştirilmek istendiği görülmektedir 29. Bunun için 12 yıllık bir zaman zarfında ülkeler arasında gümrük birliğinin kurulması, Avrupa halkları arasında güçlü bir birliğin kurulması amacına yön elik olarak kapsamlı bir altyapının inşa edilmesi, Avrupa yı ekonomik olarak bölen bölgelerarası gelişmişlik farklarını ortadan kaldırmaya yönelik ortak tedbirler almak, Avrupa halklarının çalışma şartlarını ve refah düzeylerini yükseltici gayretleri koordineli olarak sürdürmek, haksız rekabete imkan tanımayacak önlemleri birleştirmek, ortak ticaret politikaları oluşturarak dünya ticaretinin önündeki engellerin kaldırılması için ortak çalışmalar yapmak, ortak bir Avrupa pazarı kurmak, tarım alanında yine ortak bir pazara yönelik mekanizmaların tesisi ve en nihayet Avrupa da birliği sağlamaya yönelik kendi amaçlarını benimseyen diğer Avrupa halklarını da ortaklığa dahil edecek şekilde katılım mekanizmalarını açık tutmak olarak ekonomik hedefleri özetlemek mümkündür 30. Burada doğrudan herhangi bir siyasal hedefe yer verilmiyor olması, oluşumun siyasi bir hedefe sahip olmadığı anlamına gelmediğini tekrarlamaya gerek yoktur. Zira bu zaten bilinçli ve sistematik olarak benimsenmiş bir bütünleşme konseptidir 31. Bir örgüt olarak AET yi kuran Roma Andlaşması, 1958 de yürürlüğe girdikten sonra kısa zamanda dikkate değer başarılar kaydetmiştir 32. Bu kayda değer başarıların görülmesiyle birlikte başlangıçta AKÇT ve AET projelerinin dışında kalarak bir nevi bunlara nazire olarak Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi EFTA yı kuran İngiltere, 1963 yılında AET ye katılım başvurusunda bulundu. İngiltere nin bu girişimi, esasında AET nin kısa zaman içerisinde başarısının tescili anlamına gelmekte idi. Artık AET nin Avrupa bütünleşmesi bakımından bir çekim alanı haline geldiği açıkça kabul ediliyordu. Avrupa bütünleşmesinin gelişim çizgisinde genişlemeyle ilgili ilk ciddi gelişme 29 BORCHARDT, s. 6. 30 Roma Andlaşmasının hedeflerine dair geniş bilgi için bkz. http://www.europa.eu/scadplus/ treaties/eec_de.htm 31 WOYKE, s. 54. 32 BORCHARDT, s. 9; WOYKE, s. 55. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, Y. 2010, Sa. 1 509

Hasan MOR olan İngiltere nin bu başvurusuna Fransa Cumhurbaşkanı de Gaulle muhalefet ederek, genişlemeyle ilgili bu ilk ciddi teşebbüsü sonuçsuz bırakmıştır. Yine, de Gaulle Fransası, 1960 lı yılların ortalarına doğru, AET organlarının uluslarüstü statüsü ve oy çokluğu ile karar alınabilmesini AET nin, salt ulusal egemenlik alanına giren konulara da burnunu sokabileceği gerekçesini öne sürerek bir müddet toplantılara katılmamıştır. Boş Sandalye Politikası kavramı ile Avrupa bütünleşme literatürüne geçen bu tutum, örgütü bloke ederek, Avrupa bütünleşme çizgisinde derinleşme boyutunda ilk ciddi krizin yaşanmasına sebep olmuştur. Daha sonra önemli kararların oybirliği ile alınması benimsenerek, derinleşmeyle ilgili bu ciddi kriz aşılabilmiştir 33. İngiltere nin tam üyelik müracaatı 1967 de ikinci defa, yine de Gaulle muhalefeti yüzünden sonuçsuz kalmış ve bu ikinci reel genişleme ihtimali de akamete uğramıştır. 1965 te imzalanan ve 1967 yılında yürürlüğe giren Füzyon Andlaşması ile AKÇT, EURATOM ve AET organları tam olarak tek bir çatı altında birleştirilerek 34 Avrupa Topluluğu nun (AT) kurulduğu görülmektedir. Fransa nın çıkardığı Boş Sandalye krizi de bu çerçevede aşıldıktan sonra AET başarı grafiği hızla yükselmekte; diğer bir anlatımla AKÇT, EURATOM ve AET andlaşmalarında amaçlanan ekonomik hedefler süratle gerçekleştirilmektedir. Özetle 1970 lere gelindiğinde, Avrupa bütünleşmesi ile ilgili olarak derinleşme boyutunda fazlasıyla cesaret verici gelişmeler kaydedilmiştir. Ancak bütünleşmenin genişleme boyutu, Fransız Cumhurbaşkanı de Gaulle ün, ilki 1963 ve ikincisi 1967 de olmak üzere iki defa İngiltere, Danimarka ve İrlanda nın AET ye giriş müracaatlarını veto etmesinden dolayı akim kalmıştır. Buna rağmen bir bütün olarak değerlendirildiğinde bu dönemde Avrupa bütünleşme konsepti kesinlikle başarılı bir şekilde mesafe kat etmiştir5. Avrupa Bütünleşmesinde Yeni Açılımlar: 1970 Avrupa Siyasi İşbirliği Andlaşması (ASİA) Daha Roma Andlaşması yürürlüğe girdikten bir yıl sonra de Gaulle, ekonomik alanda kaydedilen başarılardan da güç alarak AET ye politik bir misyon yüklemişti. De Gaulle e göre bir anlamda Avrupa bütünleşmesi siyasal alanları da kapsayacak şekilde derinleştirilebilirdi ve derinleştirilmeliydi. 33 WOYKE, s. 55. 34 BEUTLER/BIEBER/PIPKORN/STREIL, s. 34. 510 Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, Y. 2010, Sa. 1

Avrupa (Birliği) Bütünleşme Süreci ve Sorunları De Gaulle ün bu düşüncesinin altında aslında AET içerisinde öncü bir rol oynayan Fransa yı daha da etkili kılmak yatmaktaydı. Hatta Fransa büyükelçisi 1961 de kendi adı ile anılan Fouchet Planı nı 35 sunmuştu. Daha sonra II. Fouchet Planı da sunulacaktı. Bu planlar esas itibariyle Avrupa bütünleşmesine siyasal bir boyut katmayı öngörmekteydi. Müşterek çıkarların AET düzeyinde koordine edilmesine yönelik ortak dış politika tutumlarının geliştirilmesi, ortak bir savunma politikası oluşturularak güvenlik konusunda da işbirliğine yönelinmesi, ortak kültür, demokrasi ve insan haklarının birlikte savunulması ve bütün bunların kurumsal altyapısını da kapsayan siyasal işbirliği amaçlanmaktaydı. NATO ve ABD nin Avrupa daki konum ve rolleri başta gelmek üzere, farklılaşan anlayış ve çıkarlar, Fransa nın ortaya attığı Siyasal Avrupa konseptinin rağbet görmesini engelleyerek, bu alanlardaki işbirliğin ertelenmesine yol açmıştı. Fransa da, de Gaulle ün siyaset sahnesinden çekilerek AET genişlemesinin önündeki engelin kalktığı bir dönemde 36 ekonomik alanda gerçekleşen oldukça başarılı işbirliği de değerlendirilerek, işbirliği alanlarını siyasal alanı da kapsayacak şekilde genişletmek kararı alınmış ve 1970 te Avrupa Siyasal İşbirliği Andlaşması (ASİA) imzalanmıştır 37. Bu andlaşma esas itibariyle üye ülkeleri kesin bir taahhüde sokmaksızın, devamlı olarak görüşmelerde bulunup, fikir alışverişi yapmak suretiyle dış politikada ortak tutum ve işbirliği sağlamayı amaçlamıştır. Bu amaca yönelik kurumsal alt yapı olarak da Avrupa Siyasal İşbirliği mekanizmasının oluşturulmuş, bu mekanizma içerisinde dışişleri bakanları yılda iki defa; siyasi komitenin de dört defa toplanması kararlaştırılmıştır 38. Nihai amaç ise esasında işbirliğini ekonomi dışı alanları da kapsayacak şekilde genişleterek Avrupa bütünleşmesini derinleştirmektir. Andlaşmayı müteakip dönemde bu yöndeki çalışmaların sürdürülerek geliştirilmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır 39. De Gaulle ün siyasetten çekilmesinin ardından İngiltere, Danimarka ve İrlanda ile katılım andlaşması imzalanarak 1 Ocak 1973 tarihinde bu ülkeler 35 BORCHARDT, s. 9. 36 ÜLGER, s. 64. 37 REMMERT Michael, Westeuropäische Zusammenarbeit in der Sicherheits-und Verteidigungspolitik. Positionen von Regierung und Koalitionsparteien der Bundesrepublik Deutschland (1982-1991), Baden-Baden 1994, s. 12. 38 GASTEYGER, s. 397. 39 BORCHARDT, s. 10. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, Y. 2010, Sa. 1 511

Hasan MOR AET ye üye kabul edildiler. Böylece, AET kuruluşundan beri ilk önemli genişlemeyi geçekleştirerek üye sayısını dokuza çıkardı. Bu genişleme Avrupa bütünleşme sürecinde altı çizilmesi gereken önemli bir kilometre taşı anlamına gelmektedir. 1970 te ASİA yı imzalatarak siyasal alanları da işbirliğine dahil edecek kadar cesaret verici olan ileri ekonomik bütünleşme düzeyi, 1973 dünya petrol krizinin etkisiyle duraklama ve hatta geriye gitme durumunda olmuştur 40. Bu durum, Avrupa bütünleşme sürecinde dünya enerji güvenliği gibi global sorunların ne derece etkili olduklarını açıkça gözler önüne seriyor olması bakımından oldukça anlamlıdır. Bu anlamlılığın günümüzde çok daha önemli hale geldiği ara tespitini yaparak, AB nin bugün bir türlü bütün boyutları ile hakkınca idrak edemediği global ölçekli roller oynama vizyon ve yeteneğinin, ne kadar önem taşıdığına dair oldukça güçlü bir göstergeyi temsil etmekte olduğunu ifade etmek gerekir. 1970 li yılların sonlarına kadar devam eden bu duraklamanın ardından, 1981 yılında Yunanistan ile katılım müzakereleri sonuçlanarak bu ülkenin tam üyesi olması ile birlikte AET ikinci genişlemesini yaşamıştır. Bu gelişme Avrupa bütünleşme süreci bakımından olumlu bir durumu ifade etmekle birlikte, Türkiye nin bütünleşmenin bir parçası olma hedefi bakımından olumsuz bir gelişmeye işaret eder. Zira bu tarihten itibaren Türkiye- AET ilişkilerinde ilişkileri Yunanistan ile paralel ve dengeli götürme geleneğinin ortadan kalktığı görülür. Yunanistan AET nin içinde bir ülke olarak, devamlı bir şekilde ikili ihtilaflarda AET üzerinden Türkiye ye baskı kurarak, Türkiye nin AET ile ilişkilerini bloke edici bir rol oynamıştır. Bugün artık Yunanistan ın bu tutumunun neredeyse klasikleşmiş bir dış politika yöntemine dönüştüğünü dahi söylemek mümkün hale gelmiş bulunuyor. 6. Global Parametrelerde Değişim Eğilimine Bir Cevap: 1986 Tek Senet Andlaşması Esasen 1970 tarihinde oluşturulan ASİ mekanizması öngörüldüğü şekilde devletlerin dış politika alanında ileri işbirliği düzeylerine ulaşarak ortak bir Avrupa siyasal tutumunun sergilenmesi boyutlarında bir başarıyı sağlayamamıştır. Ancak günümüzde AB diye anayasası bile konuşulan ileri bir entegrasyon hareketi söz konusuysa ve bu entegrasyonun önemli bir ayağını kaçı- 40 GASTEYGER, s. 398. 512 Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, Y. 2010, Sa. 1

Avrupa (Birliği) Bütünleşme Süreci ve Sorunları nılmaz olarak savunma ve dış politika gibi siyasal bütünleşme boyutu oluşturmaktaysa, bunun ASİ mekanizması zemininde gerçekleştirilen çalışmalara borçlu olunduğu açıktır. Avrupa bütünleşme mimarisinin siyasal direğinin temelini ASİ oluşturmaktadır. Zira ortak dış politika ve güvenlik politikalarında tek bir ortak Avrupa sesi anlamında hemen somut sonuçlar doğurmamış olsa bile, müteakip dönemde Tek Senet Andlaşması, Maastricht Birlik Andlaşması, Amsterdam Andlaşması, Nice Andlaşması, Konvansiyon Andlaşması ve nihayet Reform Andlaşması ve diğer bütün bu andlaşmalar oldukça önemli bir siyasal bütünleşme boyutuna sahip olmuşlardır. Aslında bütün bu andlaşmalar, görece yeni olan bu boyutları itibariyle dikkat çekmiş, global bir aktör olarak Avrupa Birleşik Devletleri potansiyeli üzerine ilgi ve tartışmalar yoğunlaşmıştır 41. Bu durum Avrupa bütünleşme süreci içerisinde ileri derecede önem arz etmektedir. Vurgulanmaya çalışılan da, ASİ mekanizması çerçevesinde Topluluğun siyasal işbirliğini geliştirmeye yönelik olarak, Davignon Raporu, Kopenhag Raporu, Paris Zirvesi, Tindemans Raporu, Genscher- Colombo Girişimi, Stuttgart Bildirisi gibi önemli aşamalardan 42 sonra Tek Senet Anlaşmasında, siyasal işbirliğinin bir birincil hukuk niteliğindeki kurucu hukuk metninin parçası haline gelebilmiş olmasıdır. Bu durumun da, bir anlamda Tek Senet Andlaşmasının Avrupa bütünleşme sürecindeki önemliliğinde belirleyici bir etkiye sahip olmasıdır 43. Hemen burada 1975 ten itibaren hükümet ve/veya devlet başkanlarından oluşan Konseyin oluşturularak özellikle siyasal alanlarda kriz çözücü ve istikrar sağlayıcı bir mekanizma haline getirilmesini de bütünleşme ile ilgili yine önemli bir gelişme olarak kaydetmek gerekir 44. Yine ilk defa 1979 yılında Avrupa Parlamentosunun doğrudan seçimlerle oluşturulmasını ve Topluluk karar alma mekanizması içerisindeki etkisinin arttırılmasını, Avrupa halkları arasında Avrupalılık ortak bilincinin güçlendirilmesi ve Topluluğun siyasal meşruluğuna katkıda bulunucu etkileri itibariyle önemli bir gelişme olarak saymak gerekir 45. 1980 li yılların ortalarına doğru yaklaşılırken, Sovyetler Birliği nde Komünist Parti Genel Sekreterliğine Michail Gorbaçov getirilmiştir. Bu genç 41 ÖZER, s. 73 vd. 42 REMMERT, s. 29 vd.; ÜLGER, s. 64 vd.; WOYKE, s. 57. 43 GASTEYGER, s. 364. 44 WOYKE, s. 56. 45 TEZCAN Ercüment, Avrupa Birliği Kurumlar Hukuku, Ankara 2005, s. 9. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, Y. 2010, Sa. 1 513

Hasan MOR lider en son Amerika Birleşik Devletleri nin ortaya attığı Yıldızlar Savaşı projesi karşısında Sovyetler Birliği nin bunu karşılayacak bir mukabil konsept üretemeyeceğini kabullenerek, Sovyet sisteminin tıkandığını ilan etmiştir. Sistemdeki tıkanıklığı aşmaya yönelik Açıklık (Glasnost) ve Yeniden Yapılanma (Perestroika) politikalarını ortaya atmıştır. Kısa süre içerisinde Sovyet sistemini Gorbaçov un da kurtaramayacağı anlaşılmıştır. Bunun neticesinde Sovyetler Birliği nin havlu atma durumuna gelmesinden dolayı, artık İkinci Dünya Savaşından beri devam etmekte olan iki kutuplu uluslararası sistemin değişmeye yüz tuttuğuna dair sinyaller daha da güçlenmişti 46. Bu sinyallerin tam olarak neyi işaret etmekte olduklarının Avrupalı siyasal aktörlerce hangi isabetlilikte okunabilmiş olduğu ve/veya ne kadar önemli aktörün gelişmelerin nasıl sonuçlanacağına dair ne kadar öngörüde bulunabildikleri pek bilinmez. Ancak iki kutuplu uluslararası sistemde her halükarda bir şeylerin değişmeye yüz tuttuğunun farkında olmayan yok gibiydi. Bu ruh iklimi içerisinde ve muhtemelen etkisiyle de, 1985 te AET yeni bir konsept üzerinde mutabık kalarak 1986 da Avrupa Tek Senet Andlaşması nı (ATSA) imzalamıştır. Aynı yıl İspanya ve Portekiz de AET ye katılmışlardır. Bu yeni katılımlarla birlikte, AET nin üye sayısını on ikiye çıkartmak suretiyle Avrupa bütünleşmesinin üçüncü genişlemesini gerçekleştirdiğini hemen burada kaydetmek gerekir. 1986 da imzalanıp 1987 de yürürlüğe giren Avrupa Tek Senet Andlaşması, Avrupa bütünleşme süreci bakımından büyük önem taşımaktadır. Avrupa bütünleşme sürecinde önemli kilometre taşlarından biri niteliğindeki bu andlaşma ile ekonomik boyutta Avrupa iç pazarını kurmak hedeflenmişti 47. Bu iç pazar her türlü mal, emek, sermaye ve hizmetlerin hiçbir engelle karşılaşmaksızın, bütün üye ülke pazarlarında serbestçe hareket edebildiği bütünleşmiş bir tek pazarı oluşturmayı ana amaç edinmişti 48. Bu bütünleşmiş Avrupa İç Pazarını kurabilmek için emek, sermaye, mal ve hizmetlerin hiçbir fiziki ve teknik engelle karşılaşmaksızın serbestçe dolaşabilmeleri amaçlanmaktaydı. İfade edildiği üzere entegre bir Avrupa iç pazarının kurulabilmesinin önündeki her türlü fiziki ve teknik engelin kaldırılması kararlaştırılmıştı, ki bu, söylenildiği kadar basit bir iş değildi. Zira, söz ko- 46 GASTEYGER, s. 363. 47 WOYKE, s. 59. 48 DEDEOĞLU Beril, Avrupa Birliği nin Bütünleşme Süreci II: Avrupa Birliği nin Yakın Geçmişi, Beril Dedeoğlu (der.), Dünden Bugüne Avrupa Birliği, İstanbul 2003, s. 56. 514 Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, Y. 2010, Sa. 1

Avrupa (Birliği) Bütünleşme Süreci ve Sorunları nusu fiziki ve teknik engelleri kaldırabilmek için sadece üye ülkeler mevzuatında 282 kanunun değiştirilerek uyumlu hale getirilmesi gerekmekteydi. Mesela, bütün gümrük kontrolleri kaldırılacak, ticaret tarifeleri ile ilgili engeller kaldırılacak, katma değer vergileri ve tüketim vergileri uyumlu hale getirilecek, kişilerin hareket serbestliğine yönelik her türlü kontroller bertaraf edilecek, işgücü serbestçe hareket edebilecek, oturum, girişim, yatırım serbestliği getirilecek, hizmetlerin serbest dolaşımı sağlanacak, krediler, teşvikler, sigortacılık hizmetleri, kıymetli evrak mevzuatı, hava, demir, deniz ve kara yolları ulaşımı standartlaştırılacak, telefon, telsiz, elektronik ödeme ve işlemler ve sair iletişim standart hale getirilecek, kamu ihaleleri uyumlu hale getirilecek, dövizle ilgili bütün sınırlamalar kaldırılacak, sosyal politikalar uyumlu hale getirilecek, aynı şekilde çevre ve ulaşım, bilim ve araştırma politikaları standartlaştırılacak, para ve sermayenin serbest dolaşımı sağlanacaktır. Özetle yukarıda da ifade edildiği üzere Topluluğa üye ülke sınırları dahilinde bütün emek, sermaye, mal ve hizmetler sanki bir ulusal pazardaymış gibi serbestçe hareket edebilecek ve her türlü farklılıklar da ortadan kaldırılarak bir tek ulusal pazarmış gibi uyumlu hale getirilecektir 49. Bütün bunlar Avrupa Tek Senet Andlaşması nın ekonomi ayağı ile ilgilidir. Bu andlaşmanın oldukça önemli ve Avrupa bütünleşme süreci bakımından ise yeni, bir de siyasal boyutu vardır. Bu andlaşmanın dibacesinde genel bir hedef olarak Avrupa Birliğini gerçekleştirmek amacı açıkça yazmaktadır. Bu genel hedefin esas itibariyle bir taraftan Avrupa Toplulukları amaçlarının gerçekleştirilmesi; öbür taraftan da ASİ çerçevesindeki işbirliğinin hayata geçirilmesi suretiyle büyük ölçüde sağlanacağı belirtilmekteydi. Buradan hareketle Avrupa Tek Senet Andlaşması siyasal bütünleşme ile ilgili de önemli düzenlemeler getirmektedir. 1970 lerden bu yana ASİ mekanizması çerçevesinde fiilen yürütülen dış politika pozisyonlarını uyumlulaştırarak ortak bir Topluluk politikası oluşturma çaba ve girişimleri ilk defa bu andlaşma ile Avrupa Birliğini gerçekleştirme amacına yönelik olarak kurumsal ve hukuki bir niteliğe kavuşturulmuştur 50. Bu olgunun Avrupa bütünleşme süreci bakımından ifade ettiği anlamın mutlaka vurgulanması gerekir. 49 WOYKE, s. 64. 50 BORCHARDT, s. 13. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, Y. 2010, Sa. 1 515

Hasan MOR Bunlara ilave olarak Avrupa Tek Senet Andlaşması nda, 1950 lerin başlarında kurulan ve fakat işlevsizlikten dolayı adeta unutulmuş bulunan Batı Avrupa Birliği (BAB) de canlandırılarak 51, üye ülke dış politikalarının koordinasyonu başta gelmek üzere siyasal işbirliğini geliştirmeyi sağlayacak bir kurum işlevi görmesi kararlaştırılmıştır 52. Avrupa bütünleşmesi ile ilgili bu önemli yeni açılımlarla birlikte günlük dilde ve literatürde Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) tanımlaması yerini, (bütünleşmede kaydedilen derinlik ve yoğunluğu çağrıştırarak daha kapsamlı bir işbirliğini ifade edecek şekilde) Avrupa Topluluğu (AT) kavramına bırakmıştır 53. 7. Avrupa Birleşik Devletleri Projesi: 1992 Maastricht Andlaşması 1991 de Sovyetler Birliği nin dağılmasıyla iki kutuplu uluslararası yapı sona ererek uluslararası sistemde yeni bir döneme girildi. İkinci Dünya Savaşı ndan itibaren yaklaşık yarım asırdır varlığını sürdüren ve bu anlamda istikrar kazanmış bir yapının sona ermiş olması birçok açıdan Avrupa bütünleşmesi ile ilgili hayati önemlilikte bir kırılmaya işaret etmekteydi. Zira bu yapı zaten esas itibariyle kıtanın bölünmüşlük ve/veya bölüşülmüşlüğü üzerine inşa edilmiş bulunuyordu. Doğu Bloku, temelde Sovyetler Birliği nin güdümündeki Doğu Avrupa dan; Batı Bloku da ABD güdümündeki Batı Avrupa dan başka bir yer değildi. Kısaca iki kutuplu uluslararası sistem esasında bölünmüş Avrupa nın üzerin(d)e oturmaktaydı. Blokların Avrupa dışındaki etki ve nüfuz alanları bu merkezlerin taktik/stratejik çevrelerinden ve manevra alanlarından öteye çok fazla bir anlam taşımamaktaydı. Daha 1985 lerde, evvelce de ifade edildiği gibi Sovyetler Birliği ndeki gelişmeler sistemik bir değişimin öncü işaretlerini vermekteydi. Zaten Avrupa Tek Senet Andlaşması (ATSA) böyle bir atmosferde ve belki de bu atmosferin etkisiyle gerçekleşmişti. 1991 lere gelindiğinde, bir taraftan muhtemelen az çok öngörüldüğü üzere sistemik değişim gerçekleşmiş; öbür taraftan da 1986 ATSA marifetiyle, yaşanması muhtemel değişime Avrupa yı hazırlama (Bir- 51 ÜLGER, s. 70. 52 REMMERT, s. 40. 53 Gerçi 8 Nisan 1965 tarihinde Brüksel de imzalanan Füzyon Andlaşması ile birlikte AET yerini Avrupa Toplulukları na bırakmış olmakla birlikte; bundan sonra da bu oluşum AET olarak adlandırılmaya devam etmiştir. Burada AKÇT, Euratom, AET organlarının ortak faaliyet göstermelerinin amaçlandığı ve böylece bu yapının zaten Avrupa Topluluğu şeklinde değil Avrupa Toplulukları olarak adlandırıldığı da dikkatten kaçmamalıdır. 516 Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, Y. 2010, Sa. 1

Avrupa (Birliği) Bütünleşme Süreci ve Sorunları leşik Avrupa yı inşa etme, altyapısını oluşturma) büyük ölçüde gerçekleşmiş bulunuyordu. ATSA da öngörülen ekonomik hedefler gerçekleştirilerek, Avrupa İç Pazarı büyük ölçüde kurulabilmiş; bütünleşmenin siyasal işbirliği boyutu da, Ortak Dış Politika ve Güvenlik Politikası şeklinde, BAB da canlandırılmak suretiyle Avrupa bütünleşme sürecinin hukuki yapısına dahil edilebilmişti. Özetle, Avrupa Bütünleşme Hareketi 1991 de Sovyetler Birliği nin dağılarak iki kutuplu yapının ortadan kalkması ile birlikte ortaya çıkan vakumu, Avrupa yı birleştirerek, bir ölçüde doldurmak anlamında büyük ölçüde hazırlıklıydı. Bu hazırlıklılık da 1992 Maastricht Birlik Andlaşması ile (belki de bir cevap olarak) ortaya konulmuştu. Soğuk Savaşın sona erdiği bir uluslararası ilişkiler sistematiğinde, 21. Yüzyılın eşiğindeki tarihi bir dönemeç noktasında Avrupa nın karşı karşıya olduğu büyük meydan okuma karşında Avrupa nın durumunu belki şöyle karikatürize ederek betimlemek mümkündür: Avrupa nın tapulu arazisi üzerine, Avrupalılara rağmen büyük deprem sonrası inşa edilerek bütün dünyanın idare edildiği, Avrupa açısından ikiz gecekondu kontrol kuleleri çökmüştü. Bu çöküş özellikle Avrupa açısından birbirine bağlı üç hayati soruyu gündeme getirmekteydi: 1) Çöken ikiz gecekondu kontrol kulelerinin kurulduğu arazinin tapu maliki olan emektar mimarlar şimdi boşalmış olan bu arazide ne yapacaklardı? 2) Yeni dönemde en azından köklü bir restorasyon geçirmesi mukadder olan Küresel Köyün yeni siluetine bu emektar mimarların katkıları ne olacaktı? 3) Küresel Köyün siluetine katkıları, sahibi oldukları çöken kulelerin bulunduğu arazilerine inşa edecekleri yapının mimari ihtişam ve zarafetinden mi ibaret olacaktı? Yoksa inşa etmeye çalışacakları bu ihtişamlı yapı Küresel Köydeki bayındırlık hizmetlerinden ihaleler de alarak global mimarlık hizmetleri arz eden büyükçe bir departmana da sahip olacak mıydı? İşte 1991 de Maastricht Andlaşması nın hazırlıklarını yapmakta olan Avrupa Topluluğu böyle kritik bir eşikte bulunmaktaydı. Bir taraftan Sovyet hakimiyetinden kurtulan eski Varşova Paktı Doğu Avrupa ülkelerini münferit bir nüfuz mücadelesine girişmeden Avrupa bütünleşme çatısı altına dahil etmek; diğer taraftan da bütün kıtayı (Avrupa yı) altında toplayabileceği müstahkem bir ortak Avrupa çatısı inşa etmek kritik bir dönemeçteki dünya ve böyle bir dünyada Avrupa açısından hayati bir önem taşımaktaydı. Zira bura- Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, Y. 2010, Sa. 1 517

Hasan MOR da, küreselleşen dünyada, Avrupa nın yeni dünya düzenin etkin bir global aktörü olarak, küresel uluslararası sistemin şekillenişi ve işleyişini tek başına belirlemek veya an azından buna ileri düzeyde etkin bir şekilde müdahil olmak söz konusuydu. Bunun için de, global anlamda güvenliğin tesisi ve sürdürülmesinde çok yönlü ekonomik, siyasi ve askeri açılardan belirleyici roller oynayabilecek kapasite, yetenek ve güce sahip olmak asgari bir gereklilikti. Avrupa bütünleşmesi açısından gelinen bu kritik eşikte, bütün bu meydan okumalara karşı Avrupa Birleşik Devletleri konsepti ile ortaya çıkmak oldukça tutarlı ve anlamlı bir tavırdı. Fakat bu konsepti hayata geçirmekle ilgili büyük zorlukların olduğu görülmekteydi. 1992 Maastricht Andlaşması esas itibariyle Avrupa Birliği ni kurmayı amaçlayan bir andlaşma olarak hazırlanmıştır. Bu Birlik üç ayak veya sütun üzerine inşa edilecektir: 1) Ekonomik ve Parasal Sütun 2) Adalet ve İçişleri Sütunu 3) Ortak Dış ve Güvenlik Politikası Sütunu 54. Ekonomik ve parasal sütun zaten Avrupa bütünleşme süreci içerisinde AET ve AT aşamalarında büyük ölçüde gerçekleştirilmiş bulunmaktaydı. Adalet ve içişleri sütunu da ekonomik ve parasal sütun kadar olmasa da temel olarak belli bir altyapısı olup gerçekleştirilmesinde fazla zorluk yaşanmayacak bir sütun durumundaydı. Bu üç sütun arasında Ortak Dış ve Güvenlik Politikası (ODGP) bütünleşme süreci içerisinde AT müktesebatının en mütevazı olduğu alanı oluşturmaktadır. Bilindiği üzere AT hukuk yapısına daha 1986 ATSA ile dahil edilebilmiş ve işbirliği zemini halen milletlerüstü değil, milletlerarası nitelikte olan 55 ve bir bütün olarak değerlendirildiğinde global bir aktör rolü oynayabilecek Avrupa bütünleşmesi açısından en hayati öneme sahip bir sütunu oluşturmaktadır. Esasında Avrupa bütünleşme sürecinde, Avrupa Birleşik Devletleri olarak bu süreci başarıyla tamamlamanın sıkı bir şekilde bağlı olduğu en kritik kilit sütun ODGP sütunudur denilebilir. Bundan dolayıdır ki, Maastricht Andlaşmasında ve bunu müteakip diğer andlaşmalarda en merkezi düzenleme konusu doğrudan ya da dolaylı bir şekilde siyasal bütünleşme yani bir anlamda ODGP boyutu ile ilgili olmuştur 56. Buradan hareketle, makalede bu noktadan itibaren bütünleşmenin izi sürülürken ODGP ve bununla ilgili gelişmelerin seyrine de daha bir önem ve dikkat atfedilecektir. 54 WOYKE, s. 66. 55 ÜLGER, s. 87 vd. 56 WOYKE, s. 65. 518 Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XIV, Y. 2010, Sa. 1