T.C. MALİYE BAKANLIĞI T.C. MALİYE BAKANLIĞI



Benzer belgeler
5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 5 Aralık 2016, Sayı: 47. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 2 Ocak 2017, Sayı: 1. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mart Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

Ekonomi Bülteni. 13 Nisan 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Aralık Toplantı Tarihi: 24 Kasım 2015

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

%7.26 Aralık

Ekonomi Bülteni. 22 Ağustos 2016, Sayı: 33. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Ekim Toplantı Tarihi: 21 Ekim 2015

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

Ekonomi Bülteni. 28 Aralık 2015, Sayı: 41. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

BAKANLAR KURULU SUNUMU

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 6 Şubat 2017, Sayı: 6. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER.

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAFTALIK RAPOR 17 Eylül 2018

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

Ekonomi Bülteni. 15 Mayıs 2017, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

5.21% 4.6% 21.6% 11.1% % Ekim 18 Eylül 18 Ekim 18 Kasım 18

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mayıs Toplantı Tarihi: 24 Mayıs 2016

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

7.36% 7.0% 15.8% 9.6% % Haziran 18 Mayıs 18 Haziran 18 Temmuz 18

Ekonomi Bülteni. 3 Temmuz 2017, Sayı: 27. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2013 YILI İLK YARI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

Ekonomi. Dünya Ekonomisi. FED varlık alımlarını durdururken, Avrupa Merkez Bankası negatif faiz uygulamaya. başlamıştır.

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Aralık Toplantı Tarihi: 22 Aralık 2015

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Ekonomi Bülteni. 3 Ekim 2016, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ FON KURULU FAALİYET RAPORU

Ekonomi Bülteni. 10 Ekim 2016, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

BASIN DUYURUSU 30 Nisan 2015

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

2017 AĞUSTOS FİNANSAL TREND RAPORU

Ekonomi Bülteni. 8 Mayıs 2017, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

Ekonomi Bülteni. 9 Mayıs 2016, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 4 Nisan 2016, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 8 Ağustos 2016, Sayı: 31. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 7 Kasım 2016, Sayı: 43. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ OCAK 2018

TÜRKon/HED/13-39 DEĞERLENDİRME NOTU. Faks: +90 (212) TÜRKİYE EKONOMİSİ. Sanayi üretiminde kritik gerileme.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Ekonomi Bülteni. 03 Ağustos 2015, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

12,00 10,00 8,00 6,00 4,00 2,00 0,00

PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Toplantı Tarihi: 17 Temmuz 2014

Ekonomi Bülteni. 7 Ağustos 2017, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ekim 2014

EKONOMİK GÖRÜNÜM Bursa Ticaret ve Sanayi Odası

Ekonomi Bülteni. 5 Haziran 2017, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 10 Ağustos 2015, Sayı: 22. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME

7. Orta Vadeli Öngörüler

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı


BASIN DUYURUSU 31 Aralık 2014

Ekonomi Bülteni. 25 Nisan 2016, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2016 Ocak Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Erdem BAŞÇI Başkan. 26 Ocak 2016 Ankara

Ekonomi Bülteni. 19 Aralık 2016, Sayı: 49. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Temmuz 2014

Ekonomi Bülteni. 17 Temmuz 2017, Sayı: 29. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

7. Orta Vadeli Öngörüler

TÜRKİYE EKONOMİSİ NDE GÜNCEL EĞİLİMLER VE GENEL GÖRÜNÜM

Ekonomi Bülteni. 6 Kasım 2017, Sayı: 43. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Mayıs. Sanayi sektörünün. Reel Kesimin Beklentileri İyileşti Tüketici Güveni Haziran da Zayıfladı. Kapasite Kullanımı Güçlenmeyi Sürdürdü

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014

Ekonomi Bülteni. 23 Ocak 2017, Sayı: 4. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 27 Mart 2017, Sayı: 13. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI BİRİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

GÜNLÜK BÜLTEN 04 Nisan 2014

Transkript:

T.C. MALİYE BAKANLIĞI T.C. MALİYE BAKANLIĞI YILLIK EKONOMİK RAPOR 201 YILLIK EKONOMİK RAPOR 201 i

Yıllık Ekonomik Rapor 201 Yıllık Ekonomik Rapor, Maliye Bakanlığı internet sitesinde (http://www.maliye.gov.tr) yer almaktadır. ii

İÇİNDEKİLER YÖNETİCİ ÖZETİ...1 GİRİŞ... I. KÜRESEL EKONOMİK GELİŞMELER... A. Küresel Ekonomik Görünüm... 1. Gelişmiş Ülkelerde Ekonomik Faaliyetler... 2. Gelişmekte Olan Ülkelerde Ekonomik Faaliyetler...1. Emtia Piyasası...1. Enflasyon...1. Finansal Piyasalar...18 B. Küresel Riskler...20 1. Gelişmiş Ülkelerdeki Mali Sorunlar...20 2. Gelişmiş Ülkelerde Genişletici Para Politikasından Çıkış...22. Gelişmekte Olan Ülkelerde Yavaş Büyüme...2 II. BÜYÜME...2 A. 201 Yılının İlk Yarısında Büyüme...2 1. Harcamalar Yönünden GSYH...1 2. Üretim Yönünden GSYH... B. 201 Yılının İkinci Yarısına Dair Büyüme Göstergeleri... III. İŞGÜCÜ PİYASASI... A. İşgücü Göstergeleri... B. İşgücü Piyasasının Yapısal Özellikleri...0 1. Sektörlere Göre İşgücü Verileri...0 2. Eğitim Durumuna Göre İşgücü Verileri...2. Kadın/Erkek İşgücü Verileri.... Kayıt Dışı İstihdam... IV. KAMU MALİYESİ... A. Merkezi Yönetim Bütçesi... 1. Bütçe Dengesi... 2. Bütçe Giderleri...6. Bütçe Gelirleri...66 B. Genel Devlet Dengesi...6 iii

Yıllık Ekonomik Rapor 201 C. Kamu Borç Dinamikleri...1 1. Borç Stoku Göstergeleri...1 a. AB Tanımlı Genel Yönetim Borç Stoku...1 b. Kamu Net Borç Stoku... c. Merkezi Yönetim Borç Stoku... 2. Borçlanma... V. PARA POLİTİKASI VE ENFLASYON...8 A. Para Politikası...8 B. Enflasyon Görünümü...8 1. Tüketici Fiyatlarındaki Gelişmeler...8 2. Üretici Fiyatlarındaki Gelişmeler...0 VI. YURT İÇİ FİNANSAL PİYASALAR... A. Borsa İstanbul... B. Tahvil ve Bono Piyasaları...8 C. Döviz Kurlarındaki Gelişmeler...1 D. Bankacılık Sektörü...2 VII. ÖDEMELER DENGESİ...1 A. Cari İşlemler Hesabı...1 1. Cari İşlemler Dengesi...1 a. Dış Ticaret Dengesi... b. Hizmetler Dengesi, Gelir Dengesi ve Cari Transferler...122 2. Sermaye ve Finans Hesabı...12 B. Reel Efektif Döviz Kuru...12 C. Dış Finansman...128 1. Uluslararası Yatırım Pozisyonu...128 2. Özel Sektör Dış Borç Stokundaki Gelişmeler...12 TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELER...1 KAYNAKÇA...1 iv

KISALTMALAR AB ABD Ar-Ge BDDK BLS BİST BOJ BOTAŞ BRICS DİBS ECB EFTA EIU ESM EUROSTAT Fed GOÜ GSYH ILO İŞKUR IMF KDV m.a. MENA MSCI OECD OVP ÖTV PMI ROK ROM SGP TCMB TÜFE TÜİK ÜFE VIX Avrupa Birliği Amerika Birleşik Devletleri Araşt rma Geliştirme Bankac l k Düzenleme ve Denetleme Kurumu Amerika Birleşik Devletleri İşgücü İstatistikleri Bürosu Borsa İstanbul Japonya Merkez Bankas Boru Hatlar İle Petrol Taş ma A.Ş. Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika Devlet İç Borçlanma Senedi Avrupa Merkez Bankas Avrupa Serbest Ticaret Birliği Economist Intelligence Unit Avrupa İstikrar Mekanizmas Avrupa Topluluğu İstatistik Ofisi ABD Merkez Bankas Gelişmekte Olan Ülkeler Gayri Safi Yurtiçi Has la Uluslararas Çal şma Örgütü Türkiye İş Kurumu Uluslararas Para Fonu Katma Değer Vergisi Mevsimsellikten Ar nd r lm ş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Morgan Stanley Capital International Ekonomik Kalk nma ve İşbirliği Örgütü Orta Vadeli Program Özel Tüketim Vergisi Sat nalma Yöneticileri Endeksi Rezerv Opsiyon Katsay s Rezerv Opsiyon Mekanizmas Sat nalma Gücü Paritesi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas Tüketici Fiyat Endeksi Türkiye İstatistik Kurumu Üretici Fiyat Endeksi Oynakl k Endeksi v

vi Yıllık Ekonomik Rapor 201

YÖNETİCİ ÖZETİ Küresel Görünüm 201 yılının ilk yarısı itibarıyla küresel ekonomide toparlanmanın ılımlı bir seyir izlediği gözlenmektedir. Bu dönemde ABD potansiyelin altında büyürken Avro Bölgesi nde uzun süreli durgunluğun ardından sınırlı bir toparlanma görülmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde ise büyüme yavaşlamış, sermaye hareketlerindeki oynaklığa bağlı olarak finansal kırılganlıklar artmıştır. 2012 yılında beklenenin altında bir performansla yüzde,2 büyüyen küresel ekonominin 201 yılında yine beklenenin altında bir performansla yüzde 2, oranında büyümesi beklenmektedir. Avro Bölgesi nde uzun süren resesyon ve başlıca gelişmekte olan ülkelerde göze çarpan zayıf iç talep ve dolayısıyla yavaşlayan büyüme birçok uluslararası kuruluşun tahminlerini aşağı yönlü revize etmelerine neden olmuştur. Dünyada işsizlik, krizin üzerinden geçen uzun zamana rağmen halen kriz öncesi seviyelerine inememiş ve birçok gelişmiş ülkede yüksek seviyelerini korumuştur. Küresel ekonomi halihazırda üç temel risk ile karşı karşıyadır. Bunlar; gelişmiş ülkelerde devam eden mali sorunlar, gelişmiş ülkelerde genişletici para politikasından çıkış ve gelişmekte olan ülkelerdeki yavaşlamadır. Son dönemde sermaye hareketlerinde gözlenen oynaklık, kredi ve beklenti kanalı üzerinden gelişmekte olan ülke ekonomilerine dair aşağı yönlü riskleri artırmaktadır. Türkiye Ekonomisi 2012 yılında ekonomide yeniden dengelenme politikası ile birlikte beklentilerin altında yüzde 2,2 büyüyen Türkiye ekonomisi 201 yılının ilk yarısında yurt içi talebin katkısıyla yüzde, büyümüştür. Bu dönemde zayıf küresel talebe bağlı olarak yatay seyir izleyen ihracat nedeniyle dış talebin büyümeye katkısı giderek azalırken iç talebin katkısı artmaya başlamıştır. Fed in genişletici para politikasından çıkış stratejisine yönelik belirsizlikler, bölgemizde artan jeopolitik gerginliklere bağlı olarak finansal risk algısının 1 1

Yıllık Ekonomik Rapor 201 artması, sermaye hareketlerindeki oynaklık ile kurun ve faizlerin yükselmesi büyüme göstergelerini olumsuz etkilemiştir. Ancak güçlü istihdam verileri, sanayi üretimindeki yükseliş trendi, PMI, tüketici güveni, toplam krediler gibi bazı göstergelerin güçlü seyri büyüme görünümüne ilişkin iyimser işaretler vermektedir. Bu çerçevede 201 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde,6 büyümesi beklenmektedir. Küresel krizden çıkış sürecinde istihdama yönelik tedbirlerin ve ekonomideki güçlü toparlanmanın etkisiyle istihdamda önemli bir artış görülmüştür. Türkiye, IMF verilerine göre 200-2012 döneminde yıllık ortalama istihdam artışı en yüksek olan ülkelerden biri olmuştur. İşsizlik oranı ise 20 yılının ikinci çeyreğinden itibaren kriz öncesi seviyelerin altına inmiştir. Ancak 201 yılının ilk yarısında ekonomideki toparlanmanın beklentilerin altında kalması ve küresel belirsizlik ortamı işgücü piyasasına da yansımıştır. Bu dönemde yaşanan istihdam artışına rağmen işgücündeki artışın da etkisiyle işsizlik oranlarında ılımlı bir artış yaşanmıştır. Ülkemizde 2002 yılından bu yana uygulanan ihtiyatlı maliye politikaları makroekonomik istikrarın temel unsuru olmuştur. Bu dönemde küresel krizin etkilerinin en çok hissedildiği dönem olan 200 yılı hariç kamu mali dengeleri sürekli iyileşmiştir. 201 yılının ilk sekiz ayında merkezi yönetim bütçesi, iç talepteki canlanmayla birlikte vergi gelirlerinde yaşanan belirgin artış ve özelleştirme gelirleri sayesinde geçen yılın aynı dönemine göre önemli bir iyileşme göstermiştir. 201 yılında kamu borç dinamikleri güçlü yapısını korumaya devam etmiştir. Yürütülen ihtiyatlı kamu borç yönetimi politikaları, mali disiplin ve makro göstergelerdeki olumlu seyir sonucunda kamu borç yükü azalmaya devam etmiş, borçlanmanın reel maliyeti düşük seviyelerde gerçekleşmiş, borç stokunun ortalama vadesi uzamış, borç stoku içinde faiz ve döviz kuruna duyarlı borç senetlerinin payı azalmıştır. 2 2

TCMB, 20 yılının sonlarından itibaren benimsediği fiyat istikrarının yanında makro finansal riskleri de gözeten para politikası çerçevesini 201 yılında da uygulamaya devam etmiştir. 2012 yılının son çeyreğinden itibaren enflasyon görünümündeki iyileşme ve sermaye hareketlerinin güçlü seyretmesinin etkisiyle finansal istikrara dair riskleri dengelemek amacıyla bir yandan kademeli bir şekilde faiz indirimi yapılırken diğer yandan döviz rezervlerini artırıcı yönde makro ihtiyati tedbirler uygulanmıştır. 201 yılı Mayıs ayından itibaren ise finansal piyasalardaki gelişmelerin etkisiyle TCMB para politikası duruşunu değiştirerek parasal sıkılaştırmaya gitmiştir. 2012 yılında yüzde 6,2 ile son yılın en düşük seviyesine gerileyen TÜFE, 201 yılının ilk sekiz ayında işlenmemiş gıda ve tütün ürünleri fiyatlarındaki artış ve Türk Lirasındaki değer kaybı nedeniyle hedefin üzerinde yüzde 8 civarında seyretmiştir. 201 yılının ilk beş aylık döneminde sermaye hareketlerinin güçlü seyri, gelişmekte olan ülkelere karşı olumlu bakış ve yurt içindeki makroekonomik istikrar sayesinde finansal piyasalar olumlu bir seyir izlemiştir. Yurt içinde ikinci not artırımı beklentilerinin fiyatlanması ve politika faizinde düşüş beklentisi olumlu havayı desteklemiştir. İlk beş aylık dönemde faiz oranlarındaki düşüş, kurdaki istikrar ve BIST-0 endeksinde gözlenen artışlar bunun göstergesi olmuştur. 201 yılı Mayıs döneminden itibaren gerek küresel gerekse yurt içindeki bazı gelişmeler nedeniyle finansal piyasalarda aşağı yönlü ve dalgalı bir hareketlenme yaşanmıştır. Bu hareketlenmede Fed in genişletici para politikasından çıkış stratejisine ilişkin belirsizlikler ve jeopolitik riskler etkili olmuştur. Ayrıca Türkiye nin yatırım yapılabilir kredi notunu alması sonucunda zirve yapan piyasaların doğal bir düzeltme hareketi yaşaması da söz konusu dalgalanmalarda etkili olmuştur. Ancak Fed in 18 Eylül de açıkladığı para politikası kararlarında parasal genişlemeye aynı düzeyde devam edileceğini belirtmesi ile piyasalarda risk iştahı yeniden yükselişe geçmiştir. Bankacılık sektörü 201 yılında aktif kalitesi, özkaynak yeterliliği, fonlama yapısı ve kârlılık kapasitesi itibarıyla güçlü ve sağlıklı konumunu muhafaza etmiştir. Güçlü likidite oranları ve sermaye yapısı ile aktif kalitesini korumuştur.

Yıllık Ekonomik Rapor 201 Ekonomide yeniden dengelenme yılı olan 2012 yılında,8 milyar dolar seviyelerine kadar gerileyen cari açık 201 yılı Temmuz ayı itibarıyla 12 aylık bazda,8 milyar dolar seviyelerine çıkmıştır. Bu artışta küresel ekonomideki zayıf görünüm ve en büyük ticaret ortaklarımızdan AB deki borç krizinin devam etmesi nedeniyle özellikle son dönemde ihracatta yaşanan nispî durgunluk, iç talepteki canlanmaya bağlı olarak ithalatın artması ve net altın ticaretinin olumsuz etkisi önemli rol oynamıştır. Türkiye ekonomisinin, 201 yılında yüzde oranında büyümesi hedeflenmektedir. Türkiye ekonomisinin kısa vadeli büyüme görünümü küresel ekonomideki kırılganlıklardan olumsuz etkilenmektedir. OVP (201-2016) döneminde yapısal politikaların yanı sıra büyümenin potansiyel seviyelerine doğru yükseltilmesi için gerekli kısa vadeli politikalar da uygulanacaktır. İstihdam yaratma kapasitesi, düşük bütçe açığı, düşük kamu borç yükü, sağlam bankacılık sektörü, risklilik seviyesi düşük hanehalkı ve özel sektör bilançoları, ihracat piyasalarının çeşitlendirilmesi ve esnek kur sistemi kısa ve orta vadeli perspektifte büyümeyi destekleyici ve dış şoklara karşı Türkiye ekonomisini daha dirençli kılan faktörler olarak göze çarpmaktadır.

GİRİŞ Bu Rapor 018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu nun 18 inci maddesi gereğince, 201 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısının Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi sırasında dikkate alınmak üzere hazırlanmıştır. Raporda, küresel ekonomideki gelişmeler büyüme, işgücü, emtia fiyatları ve mali göstergeler gibi temel makroekonomik değişkenler üzerinden küresel ekonomiyi etkileme gücü yüksek, gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan ülkeler ekseninde değerlendirilmektedir. Türkiye ekonomisine ilişkin analizler ise büyüme, işgücü piyasası, kamu maliyesi, para politikası ve enflasyon, finansal piyasalar ve ödemeler dengesi alanlarında kısa vadeli makroekonomik görünümü ortaya koymaktadır. Rapordaki değerlendirmeler 0 Eylül 201 tarihine kadar kamuoyuna açıklanan veriler ve 201-16 Orta Vadeli Programla uyumlu olarak hazırlanmıştır. 201 Yıllık Ekonomik Rapor, genel ekonomik koşulların gerekleri doğrultusunda ekonomik ve mali değerlendirmeler yapılmasına imkan sağlaması niteliğiyle kamu kaynaklarının tahsis edildiği bütçe sürecinde rasyonaliteyi, hesap verebilirliği ve saydamlığı artırması açısından önem arz etmektedir.

6 Yıllık Ekonomik Rapor 201

2 0 I 1 KÜRESEL EKONOMİK GELİŞMELER

8 Yıllık Ekonomik Rapor 201

Küresel Ekonomik Gelişmeler I. KÜRESEL EKONOMİK GELİŞMELER 201 yılının ilk yarısı itibarıyla küresel ekonomide toparlanmanın ılımlı bir seyir izlediği gözlenmektedir. ABD de büyüme potansiyelin altında seyrederken Avro Bölgesi nde uzun süreli durgunluğun ardından sınırlı bir toparlanma görülmektedir. Başlıca gelişmekte olan ülkeler ise daha yavaş büyüme riski ile karşı karşıya bulunmaktadır. Küresel finansal piyasalar, Fed in genişletici para politikasından çıkış stratejisindeki belirsizliklerin yarattığı dalgalı bir sürecin ardından normalleşme sürecine girmiştir. 2012 yılında beklenenin altında bir performansla yüzde,2 büyüyen küresel ekonominin 201 yılında ise yine beklenenin altında bir performansla yüzde 2, oranında büyümesi beklenmektedir. 1 Avro Bölgesi nde uzayan resesyon ve başlıca gelişmekte olan ülkelerde göze çarpan zayıf iç talep ve dolayısıyla yavaşlayan büyüme birçok uluslararası kuruluşun tahminlerini aşağı yönlü revize etmelerine neden olmuştur. İşsizlik de halen kriz öncesi seviyelerine inememiş ve birçok gelişmiş ülkede yüksek seviyelerini korumuştur. Küresel ekonomi önümüzdeki döneme ilişkin üç temel risk ile karşı karşıyadır. Bunlar; gelişmiş ülkelerde devam eden mali sorunlar, gelişmiş ülkelerde genişletici para politikasından çıkış ve gelişmekte olan ülkelerde yavaşlamadır. A. Küresel Ekonomik Görünüm 1. Gelişmiş Ülkelerde Ekonomik Faaliyetler Gelişmiş ülkelerde 2012 yılında yüzde 1, olarak gerçekleşen büyümenin 201 yılında ise yüzde 1,2 olması öngörülmektedir. ABD de 2012 yılında yüzde 2,8 olan büyümenin 201 yılında yüzde 1,6 ya gerilemesi beklenmektedir. 2012 yılında yüzde 0,6 oranında daralan Avro Bölgesi nin ise 201 yılında da yüzde 0, oranında daralması beklenmektedir. 2 1 IMF, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu, Ekim 201. 2 IMF, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu, Ekim 201. 1

Yıllık Ekonomik Rapor 201 Şekil 1: Gelişmiş Ülkelerde Büyüme (%),0 2, 2,0 1, 1,0 2,8 1,6 2,6 2,0 2,0 1,2 2012 201T 201T 1,0 0, 0,0-0, -1,0 Kaynak: IMF, WEO Ekim 201 T: Tahmin ABD Japonya Avro Bölgesi -0,6-0, ABD ekonomisinin 2012 yılı sonunda yakaladığı ılımlı çıkışı 201 yılında da sürdürdüğü gözlenmektedir. Ancak maliye politikasındaki belirsizlikler ABD de büyüme performansını olumsuz etkilemeye devam etmektedir. ABD, 201 yılının ilk yarısında ortalama yüzde 1,8 oranında büyüyerek geçen yılın aynı dönem ortalamasına göre (yüzde 2,) yavaşlamıştır. ABD de işsizlik oranı da 201 yılı başından itibaren gerileme eğilimine girmiş ve Ağustos ayı itibarıyla yüzde, seviyesinde gerçekleşerek 200 yılından bu yana en düşük seviyeye gelmiştir. Bununla birlikte ülkede işgücüne katılım oranı çok düşük bir seviyede (son yılın en düşüğü-yüzde 6,) seyretmeye devam etmektedir. Dolayısıyla işsizlik oranındaki düşüşte ülkede işgücüne katılımın daralmasının da etkili olduğu görülmektedir. ABD de büyümeye ilişkin bazı göstergeler yılın ikinci yarısında daha iyimser bir görünüme işaret etmektedir. Haziran ayıyla beraber tekrar eşik değerin üzerine çıkan İmalat Sanayi PMI verisi Ağustos ayında, ye kadar yükselmiştir. Endeks, Eylül ayında da artışını sürdürerek 6,2 seviyesinde gerçekleşmiştir. ABD İşgücü İstatistikleri Bürosu (BLS) na ait veriler kullanılmıştır. Fed of Atlanta, The ABCs of LFPR, September 1, 201. 2

Küresel Ekonomik Gelişmeler Avro Bölgesi nde uzun süren resesyonun (20 yılı son çeyreğinden bu yana) ardından bölge ekonomisi ikinci çeyrekte bir önceki çeyreğe göre ilk kez pozitif büyüme (yüzde 0,; m.a.) kaydetmiştir. Avro Bölgesi yılın ilk yarısında ise ortalama yüzde 0, oranında daralma kaydetmiştir. Bölge genelindeki ılımlı toparlanmaya rağmen İtalya ve İspanya gibi birçok ekonomide resesyon hala sürmektedir. Avro Bölgesi nde işsizlik 201 yılı ilk yarısında yüzde 12 civarında seyrederek yüksek seviyesini korumuştur. Bölgede İmalat Sanayi PMI verisi ise Nisan ayında 6, seviyesine geriledikten sonra istikrarlı bir artış eğilimi yakalamıştır. Endeks, Eylül ayında 1,1 seviyesine kadar gelmiş ve yılın ikinci yarısı için ılımlı bir toparlanmaya işaret etmiştir. Japonya da yılın ilk yarısında, hükümet ve merkez bankası ekonomiyi destekleyici yönde politikalarını devreye sokmuştur. Merkez Bankası süregelen deflasyona karşı olağanüstü genişletici para politikasını benimsemiştir. Japonya ekonomisi 201 yılında alınan tüm önlemlere rağmen beklentilerin altında bir performans sergilemiştir. Ekonomi, 201 yılının ilk çeyreğinde sadece yüzde 0,1 oranında (m.a.), ikinci çeyrekte ise hızlanarak yüzde 1, oranında (m.a.) büyüme kaydetmiştir. Japonya da 201 yılı ilk yarısında yüzde civarında seyreden işsizlik; Temmuz ayı itibarıyla yüzde,8 seviyesine inmiştir. Şekil 2: Gelişmiş Ülkelerde GSYH (200 Ç=0, m.a.) 1 1 200-Ç 2008-Ç1 Ç2 Ç Ç 200-Ç1 Ç2 Ç Ç 20-Ç1 Ç2 Ç Ç 20-Ç1 Ç2 Ç Ç 2012-Ç1 Ç2 Ç Ç 201-Ç1 Ç2 Kaynak: Eurostat ABD Avro Bölgesi Japonya Japonya Başbakanı Şinzo Abe ye atfen Abenomics olarak adlandırılan ekonomi politikasına göre ekonomi içinde bulunduğu durgunluktan parasal genişleme ve kamusal altyapı harcamalarında artış kombinasyonu ile kurtulacaktır.

Yıllık Ekonomik Rapor 201 Şekil : Gelişmiş Ülkelerde İşsizlik (Aralık 200=0, m.a.) 220 200 180 160 120 0 80 2008-1 200-1 20-1 20-1 2012-1 201-1 ABD Avro Bölgesi Japonya Kaynak: Eurostat Şekil : İmalat Sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi 6 60 (Endeks, Aylık) 0 0 Avro Bölgesi ABD 0 Kaynak : Bloomberg 2008-1 200-1 20-1 20-1 2012-1 201-1 12

Küresel Ekonomik Gelişmeler 2. Gelişmekte Olan Ülkelerde Ekonomik Faaliyetler Gelişmekte olan ülkeler, 2008 finansal krizinden bu yana küresel büyümenin öncüsü olmuştur. Ancak son dönemde, gelişmiş ülkelerin aşırı gevşek para politikasına son vereceğine ilişkin beklentiler ve dünyanın ikinci en büyük ekonomisi Çin in iç ve dış dinamiklerinde görülen değişimin büyümeyi yavaşlatması gelişmekte olan ülkeler bakımından yeni kırılganlıklar oluşturmaya başlamıştır. 6 Bu nedenle uluslararası kuruluşlar da gelişmekte olan ülkeler için tahminlerini aşağı yönlü revize etmiştir. 2012 yılında yüzde, oranında büyüyen gelişmekte olan ülkelerin 201 yılında yüzde, oranında büyüyeceği tahmin edilmektedir. Bu grup içerisinde 2012-1 dönemi için sırasıyla yüzde 6, ve yüzde 6, gibi yüksek büyüme oranları ile dikkat çeken alt grup Gelişmekte Olan Asya ülkeleri olmuştur. Gelişmekte olan ülkelerde ortalamayı düşüren grup ise yüzde 1, ve yüzde 2, ile Orta ve Doğu Avrupa ülkeleridir. 8 Şekil : Gelişmekte Olan Ülkelerde Büyüme,,1 2,,1 2, 2,,1 2, (%) 2 1, 0 Orta ve Doğu Avrupa Çin Hariç Gelişmekte Olan Ülkeler Latin Amerika 2012 201T 201T Kaynak: IMF, WEO Ekim 201 T: Tahmin 6 Rogoff, K., Are Emerging Markets Submerging?, Project Syndicate, September 2, 201. IMF nin Ekim 2012 deki tahmini ile kıyaslandığında 1, 1 puanlık aşağı yönlü revize söz konusudur. 8 IMF, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu, Ekim 201. 1

Yıllık Ekonomik Rapor 201 BRICS ülkeleri, emtia fiyatlarının ihracatı azaltmasından olumsuz etkilenirken Güney Afrika, yurt içindeki sorunlar ve zayıf dış talepten olumsuz etkilenmektedir. Orta Doğu ve Kuzey Afrika daki bazı ülkelerde ise zorlu siyasi ve ekonomik değişim süreçleri ekonomiyi zora sokmaktadır. Şekil 6: Gelişmekte Olan Ülkelerde Çeyrekler İtibarıyla Büyüme 1 12 8 6 2 (%) 0-2 - -6-8 Brezilya Çin Rusya Meksika Hindistan - -12 200-Ç 2008-Ç1 Ç2 Ç Ç 200-Ç1 Ç2 Ç Ç 20-Ç1 Ç2 Ç Ç 20-Ç1 Ç2 Ç Ç 2012-Ç1 Ç2 Ç Ç 201-Ç1 Ç2 Kaynak: Bloomberg Gelişmekte olan ülkelerin motoru olan Çin ekonomisi yılın ilk yarısında beklenenin altında bir performans göstererek ortalama yüzde,6 oranında büyüme kaydetmiştir. Çin, 201 yılı ilk çeyreğinde azalan tüketim ve zayıflayan ihracat nedeniyle gerileme kaydederek yüzde, oranında, ikinci çeyrekte de yavaşlama eğilimini sürdürerek yüzde, oranında büyümüştür. Ancak Çin ekonomisinde yılın ilk yarısında gözlenen durgunluk işaretleri son aylarda yerini toparlanmaya bırakmıştır. Çin İmalat Sanayi PMI verisi Haziran ayında 0,1 seviyesine kadar inmişken Ağustos ayından itibaren toparlanarak Eylül de 1,1 e yükselmiştir. Çin de sanayi üretiminin Eylül de son 1 ayın en hızlı büyümesini kaydetmesi, kredi büyümesinin son dört çeyrektir ilk kez artış kaydetmesi ve ihracatın beklentinin üzerinde gelmesi ile ekonominin bu yıl yüzde, büyüme hedefini tutturma ihtimali kuvvet kazanmıştır. 1 6

Küresel Ekonomik Gelişmeler Diğer yandan Çinli liderlerin, finansal riskler pahasına büyüme hedefini koruma kararıyla birlikte ülkede gölge bankacılık yeniden ön plana çıkmıştır. Gölge bankacılık sisteminin Çin de büyük bir hızla büyüdüğü görülmektedir. JP Morgan a göre; Çin deki gölge bankaların işlem hacmi 2012 yıl sonu itibarıyla yaklaşık,8 trilyon dolara yani GSYH nin yüzde 0 ine ulaşmıştır. Üstelik bu miktarın reel kesime yönelen bölümünün çok düşük olduğu vurgulanmaktadır. 201 yılının ilk çeyreğinde Hindistan yüzde,8, Rusya yüzde 1,6 ve Brezilya yüzde 1, oranında büyümüştür. İkinci çeyrekte ise Hindistan ve Rusya da büyüme yavaşlamış ve sırasıyla yüzde, ve yüzde 1,2 oranında büyümüşlerdir.. Emtia Piyasası Son yıllarda küresel durgunluk ve talepteki zayıflama emtia fiyatlarını aşağı yönlü etkileyerek ciddi düşüşlere yol açmıştır. 2008 krizinden sonra emtia fiyatları bir daha hiç zirve yapmamıştır ve 20 yılı ortalarından bu yana sürekli olarak aşağı yönlü hareket etmektedir. Bu eğilim, 201 yılında daha da kötüleşmiş ve piyasalarda emtia fiyatlarında çöküş, süper döngünün sonu konuşulmaya başlanmıştır. Bu durumdan en fazla etkilenen sektörün madencilik olduğu görülmektedir. Diğer yandan enerji fiyatları da Orta Doğu daki olaylar ve küresel büyümenin motorlarından olan Çin den gelen zayıf talep nedeniyle düşüş göstermiştir. Banka konumunda bulunmayan ve bankacılık düzenlemelerine tabi olmayan ama ticari bankaların sağladığı hizmetlere benzer hizmetleri sağlayabilen kurumların yaptıkları işlemlerle, banka konumunda bulunduğu halde bankacılık düzenlemelerine tabi olmaksızın benzer hizmetleri verenlerin yaptıkları işlemlere gölge bankacılık (shadow banking) denilmektedir. Eğilimdeki bu keskin dönüş dolayısıyla küresel piyasalardaki süper döngü adı verilen Çin ve diğer gelişmekte olan ekonomilerin güçlü büyümesi ve hammadde kıtlığı nedeniyle emtia fiyatları artmaya devam eder inancı yıkılmıştır ( Investors, Analysts See End of Commodity Supercycle, Wall Street Journal, July 22, 201). 1

Yıllık Ekonomik Rapor 201 Şekil : Emtia Fiyat Endeksleri 260 20 220 200 (Endeks, Aylık) 180 160 120 0 Tüm Emtialar Metaller Enerji 80 Kaynak: IMF 2008-1 200-1 20-1 20-1 2012-1 201-1 Son dönemde ise petrol ve altın fiyatlarında yukarı yönlü bir seyir gözlenmektedir. Bunun arkasında ise gelişmiş ülkelerden gelen olumlu verilerin petrol talebini arttıracağı beklentisi, Ortadoğu daki olaylar ve Fed in para politikasından kaynaklanan likidite sıkışıklığı beklentisi yer almaktadır. Yılın ilk dört ayında gerileyen petrol fiyatları Mayıs ayı başından itibaren artış eğilimine girerek 0 Eylül itibarıyla,2 dolar seviyesine ulaşmıştır. Benzer şekilde, yılın ilk yarısında düşüş eğiliminde olan altın da Haziran ayı sonu itibarıyla ons başına 1.200 dolara inerek dip yapmıştır. Sonraki dönemde yükselmeye başlayan altın fiyatları 0 Eylül itibarıyla ons başına 1.2 dolara ulaşmıştır. 16 8

Küresel Ekonomik Gelişmeler Şekil 8: Petrol ve Altın Fiyatları (Günlük) 2.0 1.00 1.00 1.00 1.00 1.0 160 120 0 80 60 0 00 00 Altın ($/ons, Sol Eksen) Petrol ($/varil, Sağ Eksen) 20 0 0.01.2008 0.0.2008 0.0.2008 0..2008 0.01.200 0.0.200 0.0.200 0..200 0.01.20 0.0.20 0.0.20 0..20 0.01.20 0.0.20 0.0.20 0..20 0.01.2012 0.0.2012 0.0.2012 0..2012 0.01.201 0.0.201 0.0.201 Kaynak: Bloomberg. Enflasyon Küresel talebin zayıf seyri ve emtia fiyatlarındaki düşüş 201 yılının ilk yarısında küresel enflasyon oranlarının düşük seyretmesine katkıda bulunmuştur. Enflasyon, ABD ve Avro Bölgesi gibi gelişmiş ülkelerde hala düşük seviyesini korumakla birlikte gelişmekte olan ülkelerde son dönemdeki gelişmeler dolayısıyla bir miktar hızlanmıştır. Yılın ikinci yarısında sermaye hareketlerindeki oynaklık ve gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinin değer kaybı enflasyon görünümünde yukarı yönlü bir harekete neden olmuştur. 1

Yıllık Ekonomik Rapor 201 Şekil : BRICS Ülkelerinde Enflasyon 1 12 Çin Hindistan Rusya Brezilya Güney Afrika,8 6 2,6 6, 0-2008-1 (TÜFE, %) 200-1 20-1 20-1 2012-1 201-1 Kaynak: Bloomberg. Finansal Piyasalar Finansal piyasalarda 2012 yılından beri süren sakin görünüm bir yıl kadar devam etmiş ve geçtiğimiz Mayıs ve Haziran aylarında piyasalarda küresel boyutta oynaklıklar baş göstermiştir. 201 yılı Mayıs ayına kadar olan dönemde, dünya genelinde merkez bankalarının ekonomik faaliyeti desteklemek amacıyla uyguladıkları genişletici para politikalarının yanısıra alınan tedbirlerin etkisiyle küresel risk iştahı toparlanma eğilimi göstermiştir. Avrupa bankalarının uzun vadeli refinansman operasyonları (LTRO) kapsamında ECB den kullandıkları kredileri geri ödemeye başlamaları da bölgede finans sektörüne yönelik beklentileri olumlu yönde etkilemiştir. 18

Küresel Ekonomik Gelişmeler Şekil : VIX Oynaklık Endeksi 80 0 60 0 0 0 20 0.0.2008 0.0.200 0.0.200 0.0.20 (Endeks, Günlük) 0.0.20 0.0.20 0.0.20 0.0.2012 0.0.2012 0.0.201 0.0.201 Kaynak: Bloomberg Avro Bölgesi nde söz konusu olumlu gelişmelerin yanısıra bazı ülkeler yüksek borçluluk ve bankacılık sorunları ile endişe kaynağı olmaya devam etmektedir. 201 yılı ilk yarısında Avro Bölgesi ne ilişkin endişelerin başında Güney Kıbrıs yer almıştır. Bankacılık sektöründe yaşanan sorunlar nedeniyle Standard&Poor s, Güney Kıbrıs ın kredi notunu bir basamak indirerek CCC ye düşürmüştür. Bir diğer önemli gelişme ise Fitch in İtalya nın kredi notunu, seçim sonrası oluşan siyasi belirsizlik ortamını gerekçe gösterip bir basamak düşürerek A- den BBB+ ya çekmesi ve görünümünü de negatif olarak belirlemesi olmuştur. Yüksek kamu borç stoku ve mali dengelerindeki bozulma nedeniyle İngiltere nin de Aaa olan notunu Moody s bir basamak düşürerek Aa1 e indirmiştir. Yılın ikinci çeyreğinde gelişmiş ülkelerin para politikasına dair beklentiler finansal piyasalar üzerinde belirleyici olmuştur. Küresel ekonomide süregelen kırılganlıklar ve gelişmiş ülkelerin para politikalarına dair artan belirsizlik sonucu risk iştahında oynaklık artmıştır. Özellikle Fed in tahvil alımlarını yakın bir gelecekte azaltabileceğine dair verdiği sinyaller Mayıs ayından itibaren gelişmekte olan ülkelerden ciddi sermaye çıkışlarına yol açmıştır. 1

Yıllık Ekonomik Rapor 201 Şekil : Gelişmekte Olan Ülkelerde Sermaye Hareketleri 1 1 (Net Sermaye Akımı*, Milyar $) 0 - - Hisse Senedi Tahvil Toplam 0 - - -1 2012-1 2012-2012-6 2012-2012-12 201-2 201-201-8-1 Kaynak: OECD * Veriler, toplam brüt sermaye giriş ve çıkışlarının kısmi bir örneğini temsil etmektedir. B. Küresel Riskler Küresel büyümeyi yakından ilgilendiren gelişmiş ülkeler kaynaklı aşağı yönlü riskler hala önemini korumaktadır. Bunun yanısıra gelişmekte olan ülkelerle ilgili olmak üzere yeni riskler de oluşmuştur. Önümüzdeki döneme ilişkin üç temel risk mevcuttur. Bunlar; gelişmiş ülkelerin devam eden mali sorunları, genişletici para politikasından çıkış ve gelişmekte olan ülkelerde yavaş büyüme olarak sıralanabilir. 1. Gelişmiş Ülkelerdeki Mali Sorunlar Gelişmiş ülkelerin (Japonya hariç olmak üzere) mali göstergelerinde iyileşme görülmekle birlikte sürdürülebilir bir düzeye gelebilmesi için hala ilave önlemlere ihtiyaç bulunmaktadır. Avro Bölgesi, ABD ve Japonya da borç stoku/gsyh oranları 2012 yılı itibarıyla sırasıyla, 2, ve 28 seviyelerindedir; 201 yılında da sırasıyla,, 6 ve 2, seviyelerine yükseleceği öngörülmektedir. Gelişmiş ülkeler için izlenecek yol aslında bir politika karması nı gerektirmektedir. Buna göre söz konusu ekonomiler 20 12

Küresel Ekonomik Gelişmeler büyümeyi destekleyen önlemlere devam etmeli ve eşanlı olarak da kamu borç stokunu sürdürülebilir seviyelere indirecek tedbirleri elden bırakmamalıdır. Avro Bölgesi nde halihazırdaki mali planların uygulamasına devam edilmesi ve bunun yanısıra otomatik dengeleyicilerin de çalışır durumda olması gerekmektedir. ABD de güvenilir bir orta vadeli mali planın oluşturulmasına ihtiyaç vardır. Ülkede borç tavanı limitinin yükseltilmesine ilişkin belirsizlikler de hala sürmektedir. 12 Japonya nın ise 201 yılında tüketim vergisini artırması, fakat bu arada geçici mali önlemlerini kısa vadede büyümenin darbe almaması için gözden geçirmesi gerekliliği uluslararası kurumlar tarafından vurgulanmaktadır. 1 Şekil 12: Gelişmiş Ülkelerde Borç Stoku 2, 22, 20 Borç Stoku/GSYH (%) 180 10, 8,, 6,1 6,0, 80 Gelişmiş Ülkeler Avro Bölgesi ABD Japonya Kaynak: IMF T: Tahmin 201T 201T Söz konusu gelişmiş ülkelerde, bilanço ve kredi kanallarındaki iyileşmenin sağlanabilmesi de büyük önem taşımaktadır. Otoritelerin finansal dağılmayı hafifletmek ve tersine çevirmek için gerekeni yapma politikasını sürdürmesi önem taşımaktadır. Kilit konumdaki gelişmiş ülkelerde finansal sektörün yeniden yapılandırılmasına, banka IMF, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu Güncellemesi, Temmuz 201. 12 ABD de 16, trilyon dolarlık borç tavanı limiti 201 yılı Mayıs ayında dolmuştur. Bu tarihten itibaren bütçe harcama yetkilerini ve borç tavanını geçici olarak artıran kanun tasarısıyla endişeler ertelenmiştir. Ancak 2012-1 mali yılı bitiminde ABD Kongresi nin bütçeyi onaylamaması ile ABD hükümeti kısmen kapanmış ve harcama yapılamaz duruma gelinmiştir. 1 OECD, Geçici Değerlendirme Raporu, Eylül 201. 1 21

Yıllık Ekonomik Rapor 201 bilançolarının yeniden sermayelendirilmesine ve para politikası iletişiminin iyileştirilmesine ihtiyaç vardır. Avro Bölgesi nde, ESM tarafından doğrudan yeniden sermayelendirme yoluyla desteklenecek, sorunlu varlıkları ve sermaye ihtiyaçlarını tespit edecek bir banka varlık gözden geçirmesi ne ihtiyaç bulunmaktadır. 1 2. Gelişmiş Ülkelerde Genişletici Para Politikasından Çıkış Küresel kriz ile birlikte olağanüstü önlemler olarak da adlandırılan parasal genişleme (quantitative easing) politikaları uygulanmaya başlanmış ve bunun bir sonucu olarak küresel likidite fazlası oluşmuştur. Bu durum, düşük büyüme ve belirsizlik ortamı ile birleştiğinde ise kısa vadeli-yüksek getirili yatırım arayışları ortaya çıkmış, gelişmekte olan ülkelere kısa vadeli sermaye girişi hızlanmış ve özellikle yapısal olarak cari açık veren gelişmekte olan ülkelerde finansal kırılganlık düzeyi artmıştır. Bugün, olağanüstü şartlar içinde uygulanan genişletici para politikasından çıkışın zamanlaması ve kompozisyonu küresel ekonominin -özellikle de gelişmekte olan ülkelerin- önündeki en belirleyici faktör haline gelmiştir. Merkez bankalarının bu denli bir parasal genişlemeyi uzun süre devam ettirmesi mümkün görünmemektedir. Bu boyutlarda bir genişletici para politikasının uzun süre devam ettirilmesi dünya genelinde bir enflasyon sorununa neden olabilecektir. Bu nedenle Fed, ECB ve BOJ piyasadan topladığı kağıtları bir şekilde geri verecek ve verdiği parayı da geri alacaktır. Fed in açıklamaları neticesinde 201 yılı Mart ayından bu yana parasal genişlemenin üçüncü safhasının (QE-) sona ereceği ve likiditenin azalacağı endişesi piyasalara hakim olmuştur. Fed, satın aldığı tahvil miktarını dikkatli bir şekilde azaltacağını ve adımlarını istihdam ve enflasyon verilerinin gidişatına göre atacağını belirtmiştir. 1 Banka, son açıklamasında ise aşağı yönlü risklerin azalmış olmasına karşın finansal şartların sıkılaştırılmasının büyüme hızını olumsuz etkileyebileceği ne işaret ederek tahvil alım miktarında bir değişikliğe gitmemiştir. 1 IMF, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu Güncellemesi, Temmuz 201. 1 Fed, 22 Mayıs 201 te yaptığı açıklamada, aylık 8 milyar dolar tahvil satın alarak verdiği destekten ileriki bir tarihte aşama aşama çıkabileceğini vurgulamıştır. 22 1

Çıkış stratejisinin temelde dört aşamada gerçekleşmesi beklenmektedir: 16 Küresel Ekonomik Gelişmeler İlk olarak geniş ölçekli tahvil alımlarında miktarsal genişlemenin azaltılması, İkinci aşamada tahvil alım programının tamamen durdurulması, Üçüncü aşamada enflasyon ve istihdamın istenen seviyeye gelmesiyle birlikte politika faiz oranının yükseltilmesi, Son olarak da 2008 krizi sonrası alınan varlıkların satılarak bilançonun küçültülmesi. Şekil 1: Fed Bilançosu 00 (Toplam Varlıklar, Eylül 2008=0) 0 00 20 200 0 0.0.2008 0.12.2008 0.0.200 0.06.200 0.0.200 0.12.200 0.0.20 0.06.20 0.0.20 0.12.20 0.0.20 0.06.20 0.0.20 0.12.20 0.0.2012 0.06.2012 0.0.2012 0.12.2012 0.0.201 0.06.201 0.0.201 Kaynak: Bloomberg Genişletici para politikasından çıkış, önümüzdeki birkaç yıllık süreçte küresel ekonominin önündeki en temel risklerden biri olacaktır. Bu noktada parasal çıkışın yönetimi, zamanlaması ve kompozisyonu büyük önem taşımaktadır. Çıkışın, gereğinden hızlı olması henüz toparlanma sürecini tamamlamamış gelişmiş ülkelerde yeniden deflasyonist eğilimlere ve durgunluğa neden olabilir. Gelişmekte olan ülkelerde ise finansal kırılganlık düzeyleri artabilir, sermaye girişi sert bir şekilde düşebilir. Bu şekilde 16 Fransız Bankası Societe Generale in öngördüğü olası planı yansıtmaktadır. 1 2

Yıllık Ekonomik Rapor 201 hem kur hem de faizler üzerinde büyük bir baskı oluşur. Dahası, kontrollü olmayan bir parasal çıkış gelişmekte olan ülkelerde finansal krizleri konuşulur hale getirebilir.. Gelişmekte Olan Ülkelerde Yavaş Büyüme Gelişmekte olan ülkeler içinde bulunduğumuz yılda yavaşlama işaretleri göstermeye başlamıştır. Gelişmekte olan ülkeler grubu; 201 yılında yüzde,, 201 te ise yüzde,1 oranında büyümesi tahmin edilmektedir. Bu da IMF nin Temmuz ayındaki tahminlerinin 0, -0, puan aşağısındadır. 1 Benzer şekilde Çin, 201-1 döneminde ortalama yüzde, oranında büyüyecektir. Bu da, önceki tahminlerin, 201 ve 201 yılları için sırasıyla 0,2 ve 0, puan aşağısındadır. BRICS ülkelerinin geri kalanı için de 0, 2-1, 8 puan aralığında aşağı yönlü revize yapılmıştır. Şekil 1: Gelişmekte Olan Ülkeler ve Alt Gruplarda Büyüme 8 (%) 6 2 6,,1,1 2, 0-2 Gel.Olan Ülkeler Orta ve Doğu Avrupa - Gel. Olan Asya Latin Amerika Kaynak: IMF T: Tahmin 2008 200 20 20 2012 201T 201T Bu performans düşüşünde üç temel etken rol oynamıştır. Bunlar; kapasite kısıtları, yavaşlayan kredi büyümesi ve zayıf dış koşullar olarak özetlenebilir. 18 Ancak söz konusu faktörler gelişmekte olan ülkeler grubu içerisinde ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. 1 IMF, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu Güncellemesi, Temmuz 201 ve Dünya Ekonomik Görünüm Raporu, Ekim 201. 18 Dünya Bankası, Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu, Haziran 201. 2 16

Küresel Ekonomik Gelişmeler BRICS ülkelerinin de içinde bulunduğu emtia ihracatçısı ülkelerin görünümü düşen emtia fiyatları dolayısıyla kötüleşirken Sahra-altı Afrikası nda birçok ülke hem kendi iç koşulları hem de zayıf dış talep ile mücadele etmektedir. Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ise zorlu bir siyasi ve ekonomik geçiş süreci yaşamaktadır. 1 Son finansal dalgalanmalar ve zayıf dış talebe ek olarak gelişmekte olan ülkelerin içsel koşullarının da birçok gelişmekte olan ülkenin büyüme eğilimi ve döngüsel koşullarında değişime yol açtığı görülmektedir. BRICS ülkeleri için yıllık büyüme eğiliminin son beş yılda yüzde 1 den fazla düştüğü tahmin edilmektedir. Buna sebep olarak ise demografik faktörlerin yanısıra üretkenlik düşüşü ve yapısal reformların aksaması gösterilmektedir. 20 Şekil 1: G ve Gelişmekte Olan Ülkelerde Sanayi Üretimi 20 ( Aylık Yıllıklandırılmış, Yüzde Değişim) 1 0 - G Gelişmekte Olan Ülkeler - 20-1 2 6 8 12 2012-1 2 6 8 12 201-1 2 6 Kaynak: OECD Interim Assesment, Eylül 201 Gelişmekte olan ülkelerin performansı bakımından ABD nin para politikasında izleyeceği yol da büyük önem taşımaktadır. ABD nin para politikasında bir sıkılaşmaya gitmesi halinde sermaye çıkışları tersine dönerek gelişmekte olan ülkeleri zora sokabilecektir. Bu nedenle söz konusu ülkelerin büyüme görünümü yılın geri kalanında daha olumsuz bir seyir izleyebilecektir. 1 IMF, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu Güncellemesi, Temmuz 201. 20 OECD, Geçici Değerlendirme Raporu, Eylül 201. 1 2

Yıllık Ekonomik Rapor 201 Zayıf büyüme ve sermaye çıkışı riskleri gelişmekte olan ülkeler açısından da yeni politika gerekliliklerini gündeme taşımaktadır. Yavaşlayan büyüme nedeniyle söz konusu ekonomilerde GSYH potansiyel seviyenin altına inebilecektir. Bu nedenle söz konusu ekonomilerin bütçe imkânlarını dikkatli kullanması gerekecektir. Ayrıca Çin gibi geniş cari fazlaya sahip gelişmekte olan ülkelerde talebin arttırılmasına yönelik politikaların hız kazanması önem taşımaktadır. Cari açığı olan ekonomilerde ise rekabetçiliğin arttırılması gerekmektedir. 21 Birçok gelişmekte olan ülke zayıf ekonomik faaliyeti destekleyecek ve sermaye çıkışlarını engelleyecek politikalar arasında bir değiş-tokuş sorunu ile karşı karşıyadır. Bu noktada makro ihtiyati ve yapısal reformların önemi ortaya çıkmaktadır. Bu sayede söz konusu değiş-tokuşun daha dengeli olması sağlanabilecektir. 22 21 IMF, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu Güncellemesi, Temmuz 201. 22 IMF, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu Güncellemesi, Temmuz 201. 26 18

2 0 II 1 BÜYÜME 2

28 Yıllık Ekonomik Rapor 201

Büyüme II. BÜYÜME Ekonomide yeniden dengelenme dönemi olan 2012 yılında, özellikle yılın ikinci yarısında belirgin bir şekilde yavaşlayan Türkiye ekonomisi beklentilerin altında yüzde 2,2 büyümüştür. 201 yılının ilk yarısında ise ılımlı bir toparlanma gösteren ekonomi, yurt içi talebin katkısıyla yüzde, büyümüştür. Bu dönemde zayıf küresel talebe bağlı olarak yatay seyir izleyen ihracat nedeniyle dış talebin büyümeye katkısı azalırken iç talebin katkısı artmaya başlamıştır. Yatırımların büyümeye katkısının düşük seviyede kaldığı, özel tüketimin ise büyümeye önemli katkıda bulunduğu görülmektedir. Fed in genişletici para politikasından çıkış stratejisine yönelik belirsizlikler, bölgemizde artan jeopolitik gerginliklere bağlı olarak finansal risk algısının artması, sermaye çıkışları ile kurun ve faizlerin yükselmesi büyüme göstergelerini olumsuz etkilemiştir. Ancak güçlü istihdam verileri, sanayi üretimindeki yükseliş trendi, PMI, tüketici güveni, toplam krediler gibi bazı göstergelerin güçlü seyri büyüme görünümüne ilişkin iyimser işaretler vermektedir. Bu çerçevede 201 yılında Türkiye ekonomisinin,6 büyümesi beklenmektedir. A. 201 Yılının İlk Yarısında Büyüme Özel sektör yatırım ve tüketim harcamalarındaki zayıflama ile ihracatın ithalattan daha güçlü seyretmesi 2012 yılındaki yeniden dengelenme sürecinin en önemli unsurları olmuştur. 201 yılının ilk yarısında ise özel sektör yatırımları zayıf seyrini sürdürürken dış talebin büyümeye katkısı azalarak negatife dönmüştür. Bu dönemde özel tüketim tekrar büyümenin itici gücü haline gelmeye başlamıştır. 201 yılının ikinci çeyreğinde gelen not artırımları uzun vadeli yatırımlar açısından olumlu bir gelişme olsa da gelişmekte olan piyasalarda görülen sermaye çıkışları ve kurdaki oynaklık zayıf seyreden özel sektör yatırımlarının kısa vadede toparlanmasını engellemiştir. Söz konusu dönemde iç talepteki artışın özel sektör yatırım harcamalarında yeterli bir canlanma yaratmaması 201 yılının ilk yarısında büyümeyi sınırlamıştır. 1 2

Yıllık Ekonomik Rapor 201 Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH bir önceki çeyreğe göre 201 yılının ilk çeyreğinde yüzde 1,, ikinci çeyreğinde ise yüzde 2,1 büyümüştür. Türkiye ekonomisi 2012 yılından bu yana beklentilerin altında seyreden büyümeye rağmen 201 yılının ikinci çeyreği itibarıyla kriz öncesi seviyesinin yüzde 18, üzerine çıkmıştır. Şekil 16: Mevsim ve Takvim Etkisinden Arındırılmış GSYH Reel GSYH (200Ç=0, m.a.) 120 1 0 0 8 8, 88,1 200-Ç 2008-Ç1 Ç2 Ç Ç 200-Ç1 Ç2 Ç Ç 20-Ç1 Ç2 Ç Ç 20-Ç1 Ç2 Ç Ç 2012-Ç1 Ç2 Ç Ç 201-Ç1 Ç2 Kaynak: TÜİK Küresel ekonomideki koşullar dikkate alındığında ikinci çeyrekte yakalanan yüzde, lük büyüme göreceli olarak olumlu bir göstergedir. Örneğin AB de, aralarında İtalya, İspanya, Yunanistan ve Hollanda gibi ülkelerin de bulunduğu, ülke 201 yılının ikinci çeyreğinde daralırken, Türkiye ekonomisi büyümesini artırarak sürdürmüştür. Dolayısıyla küresel ekonomide büyümeye yönelik aşağı yönlü riskler devam ederken Türkiye ekonomisinin ılımlı büyümesini sürdürmesi önemli bir başarıdır. 0 2

Büyüme Şekil 1: GSYH Büyüme Oranları 1, 0 - - -1 2008-Ç1 Ç2 Ç Ç 200-Ç1 (%) Ç2 Ç Ç 20-Ç1 Ç2 Ç Ç 20-Ç1 Ç2 Ç Ç 2012-Ç1 Ç2 Ç Ç 201-Ç1 Ç2 Kaynak: TÜİK 1. Harcamalar Yönünden GSYH 201 yılının ilk yarısına baktığımızda ekonomik büyümenin iç talep kaynaklı olarak gerçekleştiğini görüyoruz. 2012 yılı boyunca büyümeye negatif katkıda bulunan iç talep, 201 yılı ile birlikte hareketlenmiş ve yılın ilk çeyreğinde büyümeye, puan katkıda bulunmuştur. İkinci çeyrekle birlikte giderek kuvvetlenen iç talebin bu dönemde büyümeye katkısı,2 puana yükselmiştir. Böylelikle yılın ilk yarısında iç talebin büyümeye katkısı, puan olmuştur. Öte yandan 201 yılıyla birlikte net ihracatın (dış talebin) ekonomik büyümenin kaynağı olma özelliğini yitirdiği görülmektedir. 2012 yılında,1 puanlık katkıyla büyümenin en önemli kaynağı olan net ihracatın büyümeye katkısının 201 yılının ilk çeyreğinde -0,6 puan olduğu, ikinci çeyrekte ise -,0 puana kadar gerilediği görülmektedir. Net ihracat 201 yılının ilk yarısında büyümeyi 1,8 puan aşağı çekmiştir. 1

Yıllık Ekonomik Rapor 201 Şekil 18: GSYH Büyümesine Katkılar (Harcamalar Yönünden) 6,6 6,0,2 (Puan) 2 0-2,1-0,1 2,8-1, 1, -0, 2, 1, 0, 2,, 2, -0,6, - 2012-Ç1 Ç2 Ç Ç 201-Ç1 Ç2 -,0 Kaynak: TÜİK İç Talep Net İhracat GSYH Büyümesi Ekonomik büyümenin kaynakları açısından bakıldığında Türkiye de özel sektör tüketim ve yatırım harcamalarının 2012 yılında büyümenin itici gücü olma niteliğini yitirdiği ve bu özelliğin net ihracata kaydığı görülmektedir. Özel tüketim harcamaları 2012 yılının tamamında büyümeyi 0, puan, özel sektör yatırımları ise 1,1 puan aşağı çekmiştir. Ancak 201 yılı ile birlikte söz konusu durum özel tüketim açısından önemli ölçüde değişmiştir. 2012 yılının ilk yarısında büyümeyi 0, puan aşağı çeken özel tüketim harcamaları 201 yılının aynı döneminde büyümeye 2,8 puan katkıda bulunmuştur. Özel sektör yatırımları ise 201 yılının ilk yarısında da büyümeye negatif katkısını sürdürmüştür. 2012 yılının ilk yarısında büyümeyi 0, puan aşağı çeken özel yatırımlar 201 yılının aynı döneminde büyümeyi 1 puan aşağı çekmiştir. 201 yılının ilk yarısında toplam yatırımlar ise büyümeye 0,8 puan katkı yapmıştır. İlk yarıda kamu yatırımları büyümeye 1,8 puanlık katkıda bulunurken özel yatırımlar büyümeyi 1 puan aşağı çekmiştir. 2012 yılının tamamında özel sektör yatırımlarının büyümesinin gerilediği kamu sektörü yatırımlarının ise büyümeye devam ettiği gözlemlenmiştir. 201 yılının ilk yarısında kamu yatırımları ve özel yatırımlar arasındaki söz konusu durum değişmemiştir. Bununla beraber ikinci çeyrekte özel yatırımlardaki daralma yavaşlarken özel tüketimde büyüme hız kazanmıştır. 201 yılının ilk yarısında özel tüketim yüzde,2 artarken özel yatırım 2

Büyüme yüzde,6 daralmıştır. Aynı dönemde kamu yatırımları ve kamu tüketimi ise sırasıyla yüzde, ve yüzde, büyümüştür. 201 yılının ilk yarısına ait veriler iç talebin giderek toparlandığını ve bu toparlanmayla birlikte ekonominin dengeli bir büyüme patikasına doğru hareket ettiğini göstermektedir. 201 yılının ikinci yarısında ekonomik büyümenin ılımlı bir seyir göstereceği tahmin edilmektedir. Şekil 1: GSYH Büyümesine Katkılar (Harcamalar Yönünden, Detaylı) 8 6 2 (Puan) 0-2 - 2012-Ç1 Ç2 Ç Ç 201-Ç1 Ç2 Net İhracat,6 6,0 2, 2, -0,6 -,0 Stok Değişimi -2, -1,6-0,6-1, 0,0 2, Özel Yatırım -0, -1, -1,0-1, -1, -0, Özel Tüketim -0, -0,8-0,2-0, 2,1, Kamu Yatırımı 0,0 0,2 0, 1,0 2, 1, Kamu Harcamaları 0, 0, 0, 1,0 0, 0,8 GSYH Büyümesi,1 2,8 1, 1, 2,, Kamu Harcamaları Kamu Yatırımı Özel Tüketim Özel Yatırım Kaynak: TÜİK Stok Değişimi Net İhracat GSYH Büyümesi 2. Üretim Yönünden GSYH Üretim tarafından bakıldığında yüzde 6, ile ekonomide en büyük paya sahip olan hizmetler sektörünün 2,8 puanla 201 yılının ilk yarısında büyümeye en büyük katkıyı yaptığı görülmektedir. Bu dönemde hizmetler sektörünün içinde büyümeye en büyük katkı 0, puan ile mali aracı kuruluşların faaliyetlerinden gelmiştir. Sektörün önemli iki kalemi olan inşaat ile toptan ve perakende ticaret kalemleri ise ekonomik büyümeye sırasıyla 0, ve 0, puan katkıda bulunmuştur. Öte yandan hizmetler sektörünün önümüzdeki dönemde nasıl bir seyir izleyeceğine dair önemli göstergelerden biri olan hizmet sektörü güven endeksi Ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 1, artarak,2 düzeyine gelmiştir. Söz konusu artış eğilimi perakende

Yıllık Ekonomik Rapor 201 satış sektörü endeksinde de görülürken inşaat sektörü güven endeksi Ağustos ayında yüzde 2,2 azalmıştır. Ekonomideki ikinci büyük sektör olan sanayi sektörünün yılın ilk yarısında büyümeye 0,6 puanlık katkısının tamamı imalat sanayi kaleminden gelmektedir. Son olarak tarım sektörü yılın ilk yarısında büyümeye 0, puanlık katkıda bulunmuştur. 201 yılının ilk yarısında hizmetler sektörü yüzde,2 büyümüştür. 2012 yılının son çeyreğinde yüzde 0, daralan sanayi sektörü ise bu yılın ilk çeyreğinde tekrar büyümeye başlamış ve 201 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde,1 büyümüştür. Sanayi sektörü 201 yılının ilk yarısında yüzde 2,2 lik bir büyüme kaydetmiştir. Tarım sektörü ise 201 yılının ilk yarısında yüzde,1 büyümüştür. Şekil 20: GSYH Büyümesine Katkılar (Üretim Yönünden),,1 2,8 2,,1 (Puan) 2 1 2,0 1, 1, 1, 1,2 0, 1,0 0,8 0,2 0, 0, 0, 0, 0,2 0, 2, 0, 0, 0-0,1-1 Kaynak: TÜİK 2012-Ç1 Ç2 Ç Ç 201-Ç1 Ç2 Tarım Sanayi Hizmetler GSYH Büyümesi 6

Büyüme B. 201 Yılının İkinci Yarısına Dair Büyüme Göstergeleri 201 yılının ikinci yarısına ilişkin bazı önemli göstergeler hem iç talepte hem de üretimde ılımlı bir büyümeye işaret etmektedir. Üretim açısından en önemli göstergelerin başında sanayi üretim endeksi gelmektedir. 201 yılı Temmuz ayında mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksine bakıldığında, endeksin bir önceki çeyrek ortalamasının yaklaşık 1,8 puan üstünde seyrettiği görülmektedir. Takvim etkisinden arındırılmış endeks Temmuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde,6 artış gösterirken mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış endeks bir önceki aya göre yüzde 0, artış göstermiştir. Şekil 21: Sanayi Üretim Endeksleri (Yıllık % Değişim) 2 20 1 0 - - -1-20 -2 2008-1 200-1 20-1 20-1 2012-1 201-1 Kaynak: TÜİK Arındırılmamış Sanayi Üretim Endeksi Takvim Etkisinden Arındırılmış Endeks Bir diğer önemli üretim göstergesi imalat sanayi kapasite kullanım oranı, yılın üçüncü çeyreğini kapsayan Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında bir önceki yılın aynı dönemine göre 1,1 artarak ortalama, seviyesinde gerçekleşmiştir. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış kapasite kullanım oranı da ikinci çeyrekte ortalama yüzde,6 seviyesinde iken üçüncü çeyrekte yüzde, seviyesinde gerçekleşmiştir. Kapasite kullanım oranı her ne kadar kriz öncesi seviyelerine ulaşamamış olsa da ılımlı toparlanmanın devam ettiğini göstermektedir. Kapasite kullanım oranının kriz öncesi

Yıllık Ekonomik Rapor 201 döneme göre düşük kalması yatırımların kriz öncesi yıllardan itibaren uzun bir süre güçlü seyretmiş olmasına bağlanmaktadır. Bu süreçte yatırımlardaki hızlı büyüme üretim kapasitesinin ortalamanın üstünde büyümesini sağlarken aynı dönemde üretim ortalama bir hızla büyümüştür. Bu durum kapasite kullanım oranının kriz öncesi eğiliminin altında kalmasında önemli bir etken olarak değerlendirilmektedir. 1 Şekil 22: Kapasite Kullanım Oranı 8 80 (%) 0 6 60 Kaynak: TCMB 2008-1 200-1 20-1 20-1 2012-1 201-1 Kapasite Kullanım Oranı Kapasite Kullanım Oranı (m.a.) Reel kesim güven endeksi ekonomik faaliyetlerin genel görünümünü ve beklentiler kanalını göstermektedir. Reel kesim güven endeksi Mayıs ayından itibaren azalmakla birlikte iyimserliğin göstergesi olan 0 seviyesinin üzerindedir. Mevsimsel etkilerden arındırılmış endeks ise Ağustos ayında bir önceki aya göre artış göstermekte ve 0 seviyesinin üzerinde seyretmektedir. Reel kesim güven endeksinin altında yer alan genel gidişat kalemi incelendiğinde, söz konusu kalemin Haziran ve Temmuz aylarında azaldığı ancak Ağustos ve Eylül ayında tekrar toparlanarak 0 seviyesine yaklaştığı görülmektedir. 1 TCMB Enflasyon Raporu, II-201 6 8

Büyüme Şekil 2: Reel Kesim Güven Endeksi 120 1 0 (Endeks) 0 80 0 60 0 Kaynak: TCMB 2008-1 200-1 20-1 20-1 2012-1 201-1 Reel Kesim Güven Endeksi Reel Kesim Güven Endeksi (m.a) PMI, Temmuz ayında imalat sanayinde daralmaya işaret ettikten sonra Ağustos ayında sektörde toparlanmanın devam ettiğini göstermiştir. Endeks, Temmuz ayında ölçülen ve son 12 ayın en düşük seviyesi olan,8 in ardından Ağustos ta 0, a yükselmiştir. Ağustos ayında kritik seviye olarak kabul edilen 0 puanın üzerine çıkan endeks, Eylül ayında 201 ün başından bu yana en yüksek değeri olan,0 puan seviyesine ulaşmıştır.

Yıllık Ekonomik Rapor 201 Şekil 2: Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) 60 0 (Endeks) 0 0 Kaynak: HSBC 2008-1 200-1 20-1 20-1 2012-1 201-1 Harcamalar yönünden büyümenin önemli belirleyicilerinden birisi de tüketim harcamalarıdır. Tüketimin seyri hakkında fikir veren tüketici güven endeksi 201 yılı üçüncü çeyreğinde ortalama olarak bir önceki çeyrek ortalamasının 0, puan altında seyretmektedir. Hanehalkı tüketim eğilimini gösteren önemli bir başka değişken olan tüketici kredilerinin artış hızı 201 yılı Mayıs ayından sonra bir miktar yavaşlamıştır. Mayıs ayından sonra tüketici kredileri öncesine göre daha yavaş bir hızla olsa da artmayı sürdürmektedir. Mayıs ayında yüzde 0,6 lık bir artış hızı yakalayan tüketici kredileri Eylül ayında yüzde 0, le ortalamaya yakın bir hızla artmıştır. 8

Büyüme Şekil 2: Tüketim Göstergeleri 0,8 (Aylık % Değişim) 0-0,6 0, 0,2 0,0 (8 Haftalık Hareketli Ortalama Aylık % Değişim) - 2008-1 200-1 20-1 20-1 2012-1 201-1 Kaynak: BDDK, TÜİK Tüketici Güven Endeksi (Sol Eksen) Tüketici Kredileri (Sağ Eksen) -0,2 İç talebin önemli belirleyicilerinden olan yatırım harcamalarına ilişkin göstergeler incelendiğinde yatırımların üçüncü çeyrekte artış eğiliminde olduğu görülmektedir. Yatırım malları kapasite kullanım oranı 201 yılının son çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre ortalama, puan artmıştır. Yılın ikinci çeyreğinde yatırım malları kapasite kullanım oranı ortalama yüzde,6 iken üçüncü çeyrekte ortalama yüzde, olarak gerçekleşmiştir. Bu durum yatırım harcamalarında hem bir önceki yıla göre hem de bir önceki çeyreğe göre artış olduğuna işaret etmektedir. Reel kesim güven endeksinin alt kalemi olan sabit sermaye yatırım harcamaları ise 201 yılının Mayıs ayından itibaren azalmaktadır. Sanayi üretim endeksinin alt kalemi olan sermaye malı imalatı ise Temmuz ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8, artmıştır.