İLKÖĞRETİM I. DEVREDE İŞBİRLİKLİ ÖĞRENME YÖNTEMİ İLE GELENEKSEL ÖĞRENME YÖNTEMLERİNİN BAŞARILI VE BAŞARISIZ ÖĞRENCİLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ



Benzer belgeler
İŞBİRLİKLİ ÖĞRENMENİN DİZİ VE SERİLERİN ÖĞRETİMİNDEKİ ETKİLİLİĞİ

Serap POYRAZ Celal Bayar Ü. Eğitim Fakültesi, İlköğretim Fen Bilgisi Eğitimi Bölümü, Manisa.

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE KARŞI TUTUMLARI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM ORTAK SINAV TEST VE MADDE İSTATİSTİKLERİ

1. GİRİŞ Yapısalcı (constructivism) yaklaşım, bilginin öğrenme sürecinde öğrenciler tarafından yeniden yapılandırılmasıdır. Biz bilginin yapısını

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN GENEL YAPISI

İş Birliğine Dayalı Öğrenmenin Coğrafya Dersinde Akademik Başarı Üzerine Etkisi

2. PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİKTE HİZMET TÜRLERİ. Abdullah ATLİ

EK-1 BEDEN EGİTİMİ DERSİNDE ÖĞRENCİ BAŞARISININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi Journal of Research in Education and Teaching Haziran 2017 Cilt:6 Özel Sayı:1 Makale No: 17 ISSN:

Eğitim Fakülteleri ve İlköğretim Öğretmenleri için Matematik Öğretimi

İLKÖĞRETİM 5. SINIF SOSYAL BİLGİLER DERSİNDE KAVRAM HARİTASI KULLANIMININ ÖĞRENCİ AKADEMİK BAŞARISI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

ORTAÖĞRETİME ÖĞRETMEN YETİŞTİRMEDE "MESLEK BİLGİSİ" BAKIMINDAN FEN-EDEBİYAT VE EĞİTİM FAKÜLTELERİNİN ETKİLİLİĞİ

EĞİTSEL BİLGİSAYAR OYUNLARININ AKADEMİK BAŞARIYA ETKİSİ: Sosyal Bilgiler Dersi Örneği E. Polat 1, A. Varol 2

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

FEN BİLGİSİ LABORATUARI DERSİNDE BİLGİSAYAR DESTEKLİ ETKİNLİKLERİN ÖĞRENCİ KAZANIMLARI ÜZERİNE ETKİSİ; ASİT-BAZ KAVRAMLARI VE TİTRASYON KONUSU ÖRNEĞİ

Matematik Öğretimi. Ne? 1

ONLİNE EĞİTİM ALAN ÖĞRENCİ BAŞARISININ BELİRLENMESİ. Özet

İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN MÜZİK DERSİNE İLİŞKİN TUTUMLARI

FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ DENEYSEL ETKİNLİKLERDE KULLANILAN İSTATİSTİKİ BİLGİLERİNİN İNCELENMESİ

Öğretim içeriğinin seçimi ve düzenlenmesi

ÖĞRETMENLER, ÖĞRETMEN ADAYLARI VE ÖĞRETMEN YETERLĠKLERĠ

Ahmet YILDIZ 1, Hasan ES 2 5E ÖĞRENME DÖNGÜSÜ MODELİNİN 6. SINIF ÖĞRENCİLERİNİN GEOMETRİK BAŞARI VE VAN HİELE GEOMETRİK DÜŞÜNME DÜZEYLERİNE ETKİSİ 3

BÖLÜM 1 GİRİŞ. Bu bölümde araştırmanın problemi, amacı, önemi, kısaltmalar ve tanımlardan bahsedilmektedir.

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME TEMEL KAVRAMLAR DR. SEHER YALÇIN

Fen Eğitiminde Eğitsel Oyun Tabanlı Kavram Öğretiminin ve Kavram Defteri Uygulamasının Öğrenci Tutum ve Başarısına Etkisi

KPSS/1-EB-CÖ/ Bir öğretim programında hedefler ve kazanımlara yer verilmesinin en önemli amacı aşağıdakilerden hangisidir?

İlköğretimde Aktif Öğrenme Modeli İle Geometri Öğretiminin Başarı Ve Kalıcılık Düzeyine Etkisi

MATEMATİK DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI. Programın Temel Yapısı

17 Ege Eğitim Dergisi 2004 (5): 17-23

ORTAÖĞRETİME ÖĞRETMEN YETİŞTİRMEDE "GENEL KÜLTÜR" BAKIMINDAN FEN EDEBİYAT FAKÜLTELERİNİN ETKİLİLİĞİ

Bilişim Teknolojileri ve Yazılım Dersinin WebQuest Yöntemi ile Yürütülmesinin Akademik Başarıya Etkisi. Handan ÜSTÜN GÜL Esra ERGÜL SÖNMEZ

MATEMATİĞİ SEVİYORUM OKUL ÖNCESİNDE MATEMATİK

FEN VE TEKNOLOJİ ÖĞRETMENLERİNİN KİŞİLERARASI ÖZYETERLİK İNANÇLARININ BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

DERS: EĞİTİM YÖNETİMİ

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

Uzm. Murat KOÇAK Coğrafya Öğretmeni,

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

BKİ farkı Standart Sapması (kg/m 2 ) A B BKİ farkı Ortalaması (kg/m 2 )

Öğretmen Adaylarının Eğitim Teknolojisi Standartları Açısından Öz-Yeterlik Durumlarının Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi

BİYOLOJİ ÖĞRETMENLERİNİN LABORATUVAR DERSİNE YÖNELİK TUTUMLARININ FARKLI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü. Mesleki Gelişim Programı

ÖĞRENME PERFORMANSINI YÜKSELTME PROJESİ

İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETMENLİĞİ PROGRAMI

Program Geliştirme ve Öğretim. Yard. Doç. Dr. Çiğdem HÜRSEN

ÖĞRETMEN ADAYLARININ YETENEK ve İLGİLERİ

PROJE TABANLI ÖĞRENMEDE ÇOKLU ZEKÂ YAKLAŞIMININ MATEMATİK ÖĞRENME BAŞARISINA VE MATEMATİĞE KARŞI TUTUMA ETKİSİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

İLKÖĞRETİM SINIF ÖĞRETMENLİĞİ, FEN BİLGİSİ VE MATEMATİK ÖĞRETMEN ADAYLARININ FEN BİLGİSİ ÖĞRETİMİNE YÖNELİK TUTUMLARI

MATEMATİK ÖĞRETİMİ I. Dersin Tanıtılması

BÖLÜM 5 SONUÇ VE ÖNERİLER. Bu bölümde araştırmanın bulgularına dayalı olarak ulaşılan sonuçlara ve geliştirilen önerilere yer verilmiştir.

Doç. Dr. Mustafa ÖZDEN Arş. Gör. Gülden AKDAĞ Arş. Gör. Esra AÇIKGÜL

İLKÖĞRETİM 4. SINIF ÖĞRENCİLERİNE MATEMATİK DERSİNDE AÇILAR KONUSUNUN ÖĞRETİLMESİNDE PROJE TABANLI ÖĞRETİM YÖNTEMİNİN ETKİSİNİN İNCELENMESİ

MATEMATİK ÖĞRETİMİNDE İŞBİRLİKLİ ÖĞRENMEDE BİLGİ DEĞİŞME TEKNİĞİNİN ETKİLİLİĞİ 1

YENİ İLKÖĞRETİM TÜRKÇE PROGRAMININ GETİRDİKLERİ Hasan Basri DURSUN > hbdursun@gmail.com

Bir çalışmanın yazılı bir planıdır. Araştırmacının yapmayı plandıklarını ayrıntılı olarak ifade etmesini sağlar. Araştırmacıya yapılması gerekenleri

İSTEK ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU EKİM 2015

BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

UNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİNDE UYGULAMALI EĞİTİM MODELİ

İlköğretim (İlkokul ve Ortaokul) Programları. Yrd.Doç.Dr.Gülçin TAN ŞİŞMAN

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ORTAÖĞRETİM KURUMLARINA GEÇİŞ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETMEN ADAYLARININ MATEMATİK DİLİNİ ANLAMA VE KULLANMA BECERİLERİNİN İNCELENMESİ

Sınavlı ve Sınavsız Geçiş İçin Akademik Bir Karşılaştırma

BÖLÜM 10 PUAN DÖNÜŞÜMLERİ

LĠSE II. SINIF BĠYOLOJĠ DERSĠ SĠNDĠRĠM SĠSTEMĠ KONUSUNDA UYGULANAN ÇOKLU ZEKA KURAMININ ÖĞRENCĠLERĠN BAġARISINA ETKĠSĠ

FEN ve TEKNOLOJİ ÖĞRETİMİNDE. Neden işbirliği? Neden birbirimize yardım ederiz? İŞBİRLİKLİ ÖĞRENME İŞBİRLİKLİ ÖĞRENME

MATEMATİĞİN DOĞASI, YAPISI VE İŞLEVİ

KUANTUM ÖĞRENME MODELĠNĠN ÖĞRENCĠLERĠN FEN VE TEKNOLOJĠ DERSĠNE YÖNELĠK TUTUMLARINA VE KENDĠ KENDĠNE ÖĞRENME BECERĠLERĠNE ETKĠSĠ

Temel İstatistik. Y.Doç.Dr. İbrahim Turan Mart Tanımlayıcı İstatistik. Dağılımları Tanımlayıcı Ölçüler Dağılış Ölçüleri

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI İLKÖĞRETİM KURUMLARI YÖNETMELİĞİ ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME İLE İLGİLİ BÖLÜMLER DÖRDÜNCÜ KISIM

SON BEŞ YIL İÇİNDE YAPILAN LİSANS YERLEŞTİRME (LYS) SINAVLARI İLE ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ (ÖABT) SINAVLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

YAŞAMKENT SEVİYE KOLEJİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DANIŞMANLIK SİSTEMİ

MATEMATİK ÖĞRETMENİ ADAYLARININ MATEMATİK OKURYAZARLIĞI ÖZYETERLİK DÜZEYLERİ

BÖLÜM 1 GİRİŞ. Bu bölümde araştırmanın problem durumu, amacı, önemi, sayıltısı, sınırlılıkları, tanımları ve kısaltmalarına yer verilmiştir.

Problem Çözme Becerisi Đle Matematik Başarısı Arasındaki Đlişki * The Relationship Between Problem Solving Skills And Mathematical Achievement

MUHASEBE VE FİNANSMAN MALİYET HESAPLAMA TEKNİKLERİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

ÇEMBER VE DAİRE KONULARININ ÖĞRETİMİNDE PROJE DESTEKLİ ÖĞRETİM YÖNTEMİNİN KULLANILMASININ ÖĞRENCİ BAŞARISINA ETKİSİ

KÜLTÜREL MUHİTİN ÖĞRENCİ BAŞARISINA ETKİSİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNDE METİN SEÇİMİ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

OSMANCIK KAYMAKMLIĞI NENAHTUN ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ AİLEM OKULDA PROJESİ

Matematik Başarısında Dünya Ülkeleri İçerisinde Türkiye nin Konumu: TIMSS * Verileri

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ 0-3 YAŞ ÇOCUK ETKİNLİKLERİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ ALANI

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü SERAMİK VE CAM TEKNOLOJİSİ ALANI

Kimya Öğretmen de Hizmet İçi Eğitim Türkiye'de İhtiyaçları

DANİMARKA DA ZORUNLU EĞİTİM, GENEL VE MESLEKİ ORTA ÖĞRETİM, TEMEL MESLEKİ EĞİTİM VE YETİŞKİN EĞİTİMİ

SINIF ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN MATEMATİĞE YÖNELİK TUTUMLARININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ

BİR ÖRNEKLEM İÇİN T TESTİ İLİŞKİSİZ ÖRNEKLEMLER İÇİN T-TESTİ

SINIF REHBERLĠĞĠ PROGRAMI. Prof. Dr. Serap NAZLI

Anaokulundan Yükseköğretime Kadar Milli Manevi Değerlerinde ve Akademik Çalışmalarında öncü olan, Asfa Eğitim Kurumları, yılların getirdiği birikim

Üniversite Öğrencilerinin Akademik Başarılarını Etkileyen Faktörler Bahman Alp RENÇBER 1

İLKÖĞRETİM İKİNCİ KADEME ÖĞRENCİLERİNİN ÇEVRE BİLGİ DÜZEYLERİ ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA, NİĞDE ÖRNEĞİ

Düzey-Türkiye Yükseköğretim Yeterlilikler Çerçevesi (TYYÇ) ve Verilen Derece

Öğretimin Geliştirilmesi

BİLİM VE SANAT MERKEZLERİNİN PROGRAMI. Page 3

GENEL KİMYA LABORATUVARINDA 3E, 5E ÖĞRENME HALKALARININ KULLANILMASININ FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ BİLİMSEL SÜREÇ BECERİLERİNE ETKİSİ *

Siirt İli İşgücü Piyasasında Nitelikli İşgücü İhtiyacı ve Mesleki Eğitim by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA TEKNİKLERİ SEMİNERİNİN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNDEKİ DERS ÇALIŞMA ALIŞKANLIKLARINA ETKİSİ

ÖĞRETMEN ADAYLARININ ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİNE YÖNELİK TUTUMLARININ İNCELENMESİ (BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ)

Transkript:

İLKÖĞRETİM I. DEVREDE İŞBİRLİKLİ ÖĞRENME YÖNTEMİ İLE GELENEKSEL ÖĞRENME YÖNTEMLERİNİN BAŞARILI VE BAŞARISIZ ÖĞRENCİLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Öğr. Gör. Emel SARITAŞ Sınıf Öğretmenliği Bölümü Eğitim Fakültesi Pamukkale Üniversitesi ÖZET Bu araştırmanın amacı, işbirlikli öğrenme yönteminin ve geleneksel öğrenme yönteminin uygulandığı sınıflardaki farklı başarı düzeyindeki öğrenciler üzerinde uygulanan bu yöntemlerin, öğrencilerin akademik başarılarında nasıl bir etki gösterdiğini incelemektir. Araştırma Denizli Raşit Özkardeş İlköğretim Okulundaki dördüncü sınıflar üzerinde uygulanmıştır. Araştırmaya bir deney, bir de kontrol grubu olmak üzere iki grup katılmıştır. Denekler 46 deney grubunda, 45 kontrol grubunda olmak üzere toplam 91 kişiden oluşmaktadır. Araştırma deneysel bir çalışmadır. Deney sırasında kontrol grubunda geleneksel öğretim yöntemleri, deney grubunda da işbirlikli öğrenme yöntemi uygulanmıştır. Dört haftalık bir uygulamadan sonra, belirtilen yöntemlerin başarılı ve başarısız öğrencilerin akademik başarıları üzerindeki etkisinin anlamlı olup olmadığını belirlemek için t-testinden yararlanılmıştır. T-testi sonucunda işbirlikli öğrenme yönteminin uygulandığı deney grubundaki öğrencilerin akademik başarıları ile geleneksel öğrenme yöntemlerinin uygulandığı kontrol grubundaki öğrencilerin akademik başarıları arasında deney grubu lehine anlamlı bir farklılığın olduğu gözlenmiştir. ABSTRACT This analysis is intended to shed some light on the effects of cooperated learning and conventional learning methods on the academic achievements of the students who had different success levels. It was investigated on the fourth class students in the elementary school named Denizli Raþit Özkardeþ. The analysis was comprised of two groups, test group and control group. The subjects consisted of forty six in the test and forty five in the control groups. It was an experimental study. Throughout the investigations, conventional teaching methods in control group and the collobrated learning methods in the test group were applied. Four weeks later, t-test was used in order to see the tengible effects of the applied methods on the academic achievements of the successful or unsuccessful students. The result was that the achievements of the test group applied collobrated learning method was in favour of the achievements of the control group applied conventional learning method. Eğitim, en genel anlamıyla, insanları belli amaçlara göre yetiştirme sürecidir. Bu süreçten geçen insanın kişiliği farklılaşır. Bu farklılaşma eğitim sürecinde kazanılan bilgi, beceri, tutum ve değerler yoluyla gerçekleşir. Günümüzde okullar, eğitim sisteminin en önemli kısmını oluşturur (Fidan, 1996,s.12). Okul, toplumdaki bireylerin eğitilmesi işlevini üstlenen kurumların ortak adıdır. Formal eğitim veren okullarda bir grup öğrenciye önceden hazırlanan programlar doğrultusunda öğretim faaliyetleri sunularak, öğrencilerde istendik davranış değişikliği meydana getirilmeye çalışılır (Fidan, 1996,s.238). Okullarda meydana getirilmeye çalışılan bu davranış değişikliği toplumun arzu ettiği davranışlardır. Çünkü bireyler toplum içerisinde yaşamakta ve eğitim kurumundan çıktıktan sonra da o toplum içerisinde yaşayacak ve orada yer edinecektir. Yani bireyin içinde yaşadığı topluma ayak uydurmaları gerekmektedir. O halde topluma ayak uydurabilmeleri için eğitim kurumlarının, bireylere toplumun istediği davranışları kazandırması gerekir. Eğer bireyde toplumun istediği olumlu davranışlar varsa bu davranışlar okul içerisinde, geliştirilmeli (temizlik alışkanlığı, verilen bir işi zamanında yapma, eşyalarını koruma, başkalarının eşyalarına zarar vermeme vb.), olumsuz istenmeyen davranışlar varsa bunlar da değiştirilmelidir ( hırsızlık, büyüklere saygısızlık, başkalarının malına zarar verme vb.). 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununa göre Türk Milli Eğitim Sistemi iki bölümden oluşmaktadır. Birincisi, okul öncesi eğitim, ilköğretim, orta öğretim ve yüksek öğretimi kapsayan örgün eğitim, ikincisi örgün eğitim yanında veya dışında düzenlenen eğitim faaliyetlerinin tümünü kapsayan yaygın eğitimdir. Örgün eğitim sistemini oluşturan okullar bireylerin gelişim özelliklerine göre biçimlendirilmiştir. Okul öncesi eğitim, zorunlu ilköğrenim çağına gelmemiş çocukların bedensel, zihinsel ve sosyal gelişimi planlanmış bir ortam içinde sağlayan ve onları ilköğrenime hazırlayan bir eğitim kademesidir. İlköğretim 6-14 yaş grubundaki öğrencilere temel becerileri kazandırarak onları

hayata ve bir sonraki eğitim kurumlarına hazırlayan bir eğitim kademesidir. Ortaöğretim 15-17 yaş grubunu kapsayan, öğrencileri bir meslek kazandırmayı ve onları yükseköğretim kurumlarına hazırlamayı amaçlayan eğitim devresidir. Yükseköğretim, Milli Eğitim Sistemi içinde, ortaöğretime dayalı en az dört yarı yılı kapsayan her kademedeki eğitim-öğretimin tümüdür (2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu Madde 3-a). Bu okulların eğitim programları bireylerin gösterdikleri özelliklere göre ayrı ayrı hazırlanmıştır. Fakat programlar birbirinin önkoşulu olacak şekildedir. Yani birey anaokulunda aldığı bilgilerden ilköğretimde, ilköğretimde aldığı bilgilerden de ortaöğretimde yararlanacaktır. Burada yukarıda belirtilen okul kademelerinden ilköğretimin ilk beş yılını kapsayan bölümü ele alınacaktır. İlköğretim okulun asıl amacı öğrencileri günlük hayata hazırlamaktır. Öğrencilerin günlük hayatta kullanacağı bilgi beceri ve tutumları kazandırmaktır. Bunların arasında matematik de yer almaktadır. Milli eğitim Bakanlığının ilköğretim okulları matematik dersi için belirlediği amaçları şöyle özetleyebiliriz. 1- Matematiğe karşı olumlu bir tutum geliştirebilme, 2- Matematiğin hayattaki yerini ve önemini kavrayabilme, 3- Problem kurma ve çözme yeteneğini kavrayabilme, 4- İnceleme, araştırma, yorum yapma, öğrenilenleri şema haline koyma, düzenli dikkatli, sabırlı olma, açık ifade etme becerisi ve alışkanlığı kazanabilme, 5-Yaratıcı ve eleştirici düşünme yeteneğini geliştirebilme, 6- Estetik duygusu geliştirebilme. İnsan oğlunun hemen hemen her döneminde kullandığı, ilköğretim okullarından hatta okul öncesi eğitimden yüksek öğretime kadar, hatta daha sonra da yararlandığı matematik nedir? "Matematik nedir?" sorusunun cevabı, insanların matematiğe başvurmadaki amaçlarına, belli bir amaç için kullandıkları matematik konularına, matematikteki tecrübelerine, matematiğe karşı tutumlarına ve matematiğe olan ilgilerine göre değişmektedir. Bu çeşitlilik içinde insanların, matematiği nasıl gördükleri ve onun ne olduğu konusundaki düşünceleri şu dört grupta toplanabilir. 1- Matematik, günlük hayattaki problemleri çözmede başvurulan sayma, hesaplama, ölçme ve çizmedir. 2- Matematik, bazı sembolleri kullanan bir süreçtir. 3- Matematik, insanda mantıklı düşünmeyi geliştiren mantıklı bir sistemdir. 4-Matematik, dünyayı anlamamızda ve yaşadığımız çevreyi geliştirmede başvurduğumuz bir yardımcıdır. Matematik, bunlardan sadece herhangi biri değildir; bunların hepsini kapsar (Baykul,1995,s.27). Toplumun devamlılığı ve kalkınmasında eğitimin hayati önemi bugün herkesçe kabul edilmektedir. Eğitim sistemimiz içerisinde matematik eğitimi önemli yer tutmasına rağmen, matematik eğitimini tamamlamada çoğu zaman güçlük çekeriz. Eğer matematiği okul matematiği ve akademik matematik diye ikiye ayırırsak, matematik eğitiminden ne anlıyoruz sorusuna daha kolay cevap verebilme imkanı bulabiliriz. Bu sınıflamada akademik matematiği, kısaca matematikçilerin uğraştığı matematik olarak tanımlayabiliriz. Amaç matematiğin ulaşmış olduğu seviyeyi kullanarak teorik ve pratik alanda matematiğe bilimsel katkıda bulunmaktır. Okul matematiği ise, toplum için nasıl bir insan yetiştirmek istiyoruz? Sorusuna cevap ararken matematik ile ilgili ne öğretelim ve nasıl öğretelim, konusu ile ilgilenir. Okul matematiğinin iki amacı vardır. Birincisi, toplumdaki büyük bir kitleyi matematik yönünden eğiterek sanayinin, teknolojinin ve günlük hayattaki diğer alanların ihtiyaç duyduğu elemanları yetiştirmek, ikincisi de, akademik matematiğin alt yapısını hazırlamak, yani akademik matematikte çalışacak matematikçileri daha küçük yaşlarda bir matematikçi gibi şekillendirerek hazırlamak ve onları matematik bilimcisi olarak akademik hayata kazandırmak (Baki, 1996. S.72). İnsan etkinliklerinin hepsinde, matematiğe duyulan ihtiyacın son derece arttığı bir gerçektir. Matematik bilgi ve becerisine dayanan fiziksel bilimlerin, mühendislik ve teknolojinin önemi artmıştır. Sosyal bilimlerde matematiğin yeni uygulamaları artmıştır (Sağlamer, 1980, s. 5). Her dereceli okullarımızda sıkıcı görülüp kolay kolay sevilmeyen ve soyutluğu bilinen matematik derslerinin önemi ve öğretimi devamlı olarak güncelliğini koruyan bir konudur (Altunbulak, 1996. S.34). Matematiği, öğretmenin öğrencilere öğretmesi, onlara aktarması değil, öğrencilerin kendi çabaları ile öğrenmeleri, öğretmenin, öğrencilerin öğrenme çabalarında onlara rehberlik etmesi, bu çabaları yönlendirmesi esas alınmıştır.

Matematik derslerinde hemen hemen her zaman öğrencilerin doğrudan, ilk elden yaşantılarından hareket edilmesi istenmektedir. Matematikle ilgili etkinliklerde önce öğrencilerin doğrudan yaşantılarına girmiş olan durumlarda kendini gösteren güçlüğün belirlenmesi, ikinci olarak belirlenen güçlüğün bir matematiksel problem şeklinde ifade edilmesi, üçüncü olarak matematiksel ifade üzerinde işlemler yapılarak bir çözüm bulunması ve dördüncü olarak ta bulunan çözümün, hareket noktasını oluşturan, gerçek yaşamdaki güçlüğe bir çözüm olup olmadığının denetlenmesi öngörülmektedir. Böylece, mevcut okul durumlarında, yukarıda sözü edilen sürecin sadece ortadaki iki basamağını dikkate alan matematik öğretiminin, yukarıda verilen dört basamağın tümünü kapsar hale getirilmesine ve bu yolla, matematik öğretiminde matematiksel düşünmenin öğrenilmesinin ön plana çıkarılmasına çalışılmaktadır (YÖK. Dünya Bankası, 1997. s. 21). İşbirlikli Öğrenme Yöntemi Her düzeydeki eğitimin amaçlarından biri, işbirliği içinde çalışma alışkanlıkları kazandırmaktır. Bunun eğitim-öğretim ortamlarında kazandırma yollarından biri, öğrencileri birbirleri ile yardımlaşmaya ve ortak çalışmalara yöneltmektir (Kısakürek, 1985, s.56). İşbirlikli öğrenme yöntemi geleneksel yöntemlerdeki öğrencilerin pasifliğini ortadan kaldıran, bütün öğrencilerin derse katılımlarını sağlayan bir yöntemdir. Bugün başta ABD olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinde uygulanmaktadır. İşbirlikli öğrenme yöntemi, öğrencilerin ortak bir amaç doğrultusunda küçük gruplar halinde birbirinin öğrenmesine yardım ederek çalışmalarıdır(açıkgöz, 1992, s.3). İşbirlikli öğrenme, okullarda uygulanan küme çalışmalarına benzemektedir. Fakat bir küme çalışması değildir. Küme çalışmaları genellikle ilköğretim dördüncü ve beşinci sınıflarda sosyal bilgiler ve fen bilgisi derslerinde uygulanmaktadır. Bu çalışmalarda gruplar ya öğretmen tarafından ya da öğrenciler tarafından oluşturulmaktadır. Öğrenciler gruplarını kendileri oluştururlarsa sevdikleri arkadaşlarıyla birlikte oluyorlar ve genelde kızlar kızlar ile, erkekler erkekler ile grup kurmakta ve başarı düzeyi yüksek olanlarla düşük olanlar ayrılmaktadır. Ayrıca oluşturulan bu gruplar dönem boyunca ya da yıl boyunca, yani uzun bir süre aynı kalmaktadır. Grupların çalışma konuları da birbirinden farklı olmaktadır. İşbirlikli öğrenme yönteminde ise gruplar daima öğretmen tarafından oluşturulmaktadır. Grup üyeleri 2-6 kişiden oluşmaktadır. Öğretmen grupları rastgele oluşturmakta ve gruplar her gün ya da her derste değiştirilmektedir. Grupları rastgele oluşturmak için öğretmen, kendine göre yöntemler geliştirmelidir. Bazen sınıf listesindeki sıraya göre grup oluşturabilir, bazen öğrencileri sırayla saydırır, ertesi derste farklı yerden saydırarak grup oluşturabilir, bazen de öğrencilerin isimlerinin baş harflerine göre ya da doğum tarihlerine göre grup oluşturabilir. Önemli olan sınıftaki öğrencilerin her gün ya da her derste farklı arkadaşıyla çalışmasıdır. Grupların heterojen gruplar olmasına dikkat edilmelidir. Yani grup üyeleri cinsiyet, yetenek, başarı, ekonomik durum vb. yönlerden farklı özelliklere sahip olmalıdır. Grup üyelerinin sürekli olarak değiştirilmesi, sınıf içerisinde kaynaşmayı daha kolay sağlamaktadır. Ayrıca işbirlikli öğrenme yönteminde birey başarısından önce grup başarısı önemlidir. Bunun için grup içerisinde bilen bilmeyene öğretmek zorundadır. Gruplar heterojen oluşturulduğundan bu sağlanabilmektedir. İşbirlikli öğrenme yönteminin bir diğer özelliği de her grup aynı konu üzerinde çalışmaktadır. Matematik dersindeki olumsuzlukları ortadan kaldırmakta, en önemlisi başarıyı artırmada işbirlikli öğrenme yöntemi etkili olabilir mi? Öğrencilerin birbiriyle yardımlaşarak çalışmaları onların başarı düzeylerini nasıl etkiler? Bu araştırma, araştırmacının bu sorulara cevap aramasından kaynaklanmış ve problem cümlesi şöyle ifade edilmiştir. Problem cümlesi İşbirlikli öğrenme yöntemi ile geleneksel öğretim yöntemlerinin matematik dersindeki başarılı ve başarısız öğrencilerin akademik başarıları üzerindeki etkileri nelerdir? YÖNTEM Örneklem Araştırma, 1997-1998 eğitim-öğretim yılında Denizli Raşit Özkardaş İlköğretim Okulunda yapılmıştır. Araştırma kapsamına bu okulda okuyan dördüncü sınıf öğrencileri alınmıştır.

Araştırmada grupların seçiminde Raşit Özkardeş İlköğretim Okulundaki 4-A, 4-B, 4- C, 4-D, 4-E sınıflarına araştırmacı tarafından hazırlanan başarı testi ve tutum testi ön test olarak uygulanmıştır. Ön test sonucunda 4-A ve 4-C sınıfındaki öğrencilerin akademik başarıları ve derse karşı tutumları arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı gözlenmiştir. Bunun sonucunda 4-A ve 4-C sınıfındaki öğrenciler araştırmanın denekleri olarak belirlenmiştir. Rastgele bir seçimle 4-A sınıfı deney grubu, 4-C sınıfı da kontrol grubu olarak belirlenmiştir. Araştırmaya deney grubundan 46, kontrol grubundan 45 olmak üzere toplam 91 denek katılmıştır. Sınıf Adı Cinsiyeti Tablo Örnekleme Giren Denekler 4-A Sınıfı 4-C Sınıf Toplam Deney Kontrol Grubu grubu KIZ 22 24 46 ERKEK 24 21 45 TOPLAM 46 45 91 Deney ve kontrol grupları belirlendikten sonra her iki grupta bulunan öğrenciler arasından başarılı ve başarısız öğrenciler belirlenmiştir. Bunların belirlenmesi için öğrencilerin bir yıl önceki karne notlarına bakılmıştır. Karnesinde matematik dersi notları 2ve 3 olanlar başarısız 5 olanlar başarılı olarak alınmıştır. Veri Toplama Araçları Bu araştırmada öncelikle öğrencilerin başarılarını ölçmek için matematik başarı testi hazırlanmıştır. Başarı Testi: Araştırmada öncelikle öğrencilerin başarılarını ölçmek için bir akademik başarı testi hazırlanmıştır. Bu test hazırlanırken öncelikle sınıf öğretmenlerinin verilmiştir. planına aldığı hedef ve davranışlar incelenmiştir. Daha sonra da bu hedef ve davranışlara göre toplam 65 sorudan oluşan bir test hazırlanmıştır. Hazırlanan bu test beşinci sınıf öğrencilerine uygulanmış ve her bir maddenin ayırıcılık indisine bakılmıştır. Ayırıcılık indisi.20 nin üzerinde olan sorular test kapsamına alınmış, diğerleri elenmiştir. Seçilen bu sorular uzman görüşüne sunulmuş ve onların da görüşünden yararlanarak toplam 25 soru akademik başarı testine alınmıştır. Seçilen 25 soru üzerinde Kuder- Richardson 20 formülü uygulanarak testin güvenirliğine bakılmış ve.82 değeri bulunmuştur. Bu sonuca göre, hazırlanan Matematik başarı testinin güvenilir bir ölçme aracı olduğu saptanmıştır. Hazırlanan bu akademik başarı testi deney ve kontrol gruplarına ön test ve son test olarak uygulanmıştır. Akademik başarı testinin sonuçlarının değerlendirilmesinde her doğru cevaba 1 puan verilmiştir. Öğrencilerin toplam puanları yaptıkları doğru cevap sayısı kadardır. Toplam puan elde edildikten sonra grupları ortalama puanları ile puan dağılımlarının standart sapmaları hesaplanmıştır. BULGULAR İşbirlikli öğrenme yöntemi ile geleneksel öğretim yöntemlerinin matematik dersi üzerindeki etkilerini araştırmaya başlamadan önce deney ve kontrol gruplarına 25 sorudan oluşan ön test uygulanarak iki grup arasında akademik başarı bakımından anlamlı bir farkın olup olmadığı görülmek istenmiştir. Bu ön testler sonunda grupların aldıkları puanların aritmetik ortalamaları, standart sapmaları ve ortalamalar arası farkın anlamlı olup olmadığını belirlemek için uygulanan t- testi sonuçlarından yararlanılmıştır. Yapılan bu işlemler sonucunda ortaya çıkan değerler aşağıdaki tabloda ayrıntılı bir şekilde TABLO 1 Deney Ve Kontrol Gruplarının Ön Test Sonuçlarına Göre Aritmetik Ortalama, Standart Sapma Ve t-testi Sonuçları Öğrenci Grupları Deney Grubu Kontrol Grubu Denek Sayısı (n) Aritmetik Ortalama (X) Standart Sapma (SS) 45 3.86 0.91 46 3.97 1.14 t-değeri Serbestlik Derecesi (Sd) Önem Denetimi (p) 0.52 89 p<0.01

Yukarıdaki tabloda da görüldüğü gibi ön test sonuçlarına göre deney grubundaki öğrencilerin aldığı puanlar ile kontrol grubundaki öğrencilerin aldığı puanlar arasında 0.52'lik bir fark vardır. Hesaplanan t değeri (0.52) 0.01 anlamlılık düzeyinde tablodan elde edilen değerden (2.66) küçük olduğundan dolayı gruplar arasındaki fark anlamsızdır. Bu sonuç gösteriyor ki her iki grubun akademik başarıları hemen hemen aynıdır. Grupların yaklaşık aynı başarıya sahip olduklarının görülmesiyle birlikte deneysel çalışmaya başlanmıştır. TABLO 2 Deney Ve Kontrol Gruplarının Son Test Puanlarına Göre Yapılan Aritmetik Ortalama, Standart Sapma Ve t-testi Sonuçları Öğrenci Grupları Kontrol Grubu Deney Grubu Denek Sayısı (n) Aritmetik Ortalama (X) Standart Sapma (SS) Serbestlik Derecesi t-değeri (Sd) 45 17.97 5.22 5.36 89 45 9.58 1.02 Önem Denetimi (p) p<0.01 Tablo 2 de de görüldüğü gibi, deney ve kontrol gruplarındaki öğrencilerin son test sonucunda elde ettikleri ortalama puanlar arasında 8.39 luk bir fark vardır. Bu fark deney grubunun lehinde bir farktır. Deney ve kontrol grupları arasındaki 8.39 luk farkın anlamlı olup olmadığını anlamak için grupların ortalama puanlarına t- testi uygulanmış ve t=5.36 değeri bulunmuştur. Bu değer 89 serbestlik derecesinin 0.01 anlamlılık düzeyindeki 2.66 değerinin oldukça üstünde bir değerdir. Elde edilen bu değer her iki grubun aritmetik ortalamaları arasında önemli bir farlılığın olduğunu ortaya çıkarmıştır. Yani deney grubundaki öğrencilerin, işbirlikli öğrenme yöntemi ile işlenen konuları daha iyi anladıkları, geleneksel öğretim yöntemlerinin uygulandığı kontrol grubundaki öğrencilerin başarılarında pek fazla bir gelişmenin olmadığı gözlenmektedir.. TABLO 3 Kontrol Grubunun Ön Test Ve Son Test Puanlarına Göre Yapılan Aritmetik Ortalama, Standart Sapma Ve t-testi Sonuçları Testler Denek Sayısı (n) Aritmetik Ortalama (X) Standart Sapma (SS) Ön Test 46 3.97 1.14 Son test 46 9.58 1.02 t-değeri Serbestlik Derecesi (Sd) Önem Denetimi (p) 14.82 90 p<0.001 Geleneksel öğretim yöntemlerinin uygulandığı kontrol grubunun ön test ve son testi karşılaştırıldığında, son testte bir artış olmuş. 5.61 lik bir artış gözlenmiştir. Ortalamalar arası farkın anlamlı olup olmadığını görmek için t-testi uygulanmış ve 14.82 değeri bulunmuştur. Bu değer 0.01 düzeyindeki 2.66 değerinden oldukça yüksek bir değerdir. Yani aradaki fark oldukça anlamlıdır. Kontrol grubunun son testindeki bu artış deney grubuna nazaran azdır. TABLO 4 Deney Grubunun Ön Test Ve Son Test Puanlarına Göre Yapılan Aritmetik Ortalama, Standart Sapma Ve t-testi Sonuçları Testler Ön test Son Test Denek Sayısı (n) Aritmetik Ortalama (X) Standart Sapma (SS) 45 3.86 0.91 45 17.97 5.22 t-değeri Serbestlik Derecesi (Sd) Önem Denetimi (p) 18.56 88 p<0.01

İşbirlikli öğrenme yönteminin uygulandığı deney grubunun ön test ve son testleri arasında anlamlı bir farklılığın olup olmadığı araştırıldığında, testlerden elde edilen puanlara uygulanan aritmetik ortalama, standart sapma ve t-testi sonuçlarına göre; hesaplanan t değeri (18.56) tablodan bulunan t değerinden (2.66) çok büyük olduğundan işbirlikli öğrenme yönteminin uygulandığı deney grubunda ön test ve son test sonuçlarına göre aralarında anlamlı bir fark vardır. Yani uygulanan yöntem etkili olmuştur. Deney ve kontrol gruplarındaki başarı düzeyi düşük (2) ve başarı düzeyi yüksek (5) olan öğrencilerin ön test ve son test sonuçlarını veren tablo aşağıda verilmiştir. Karnede bir önceki yıl matematik dersi notu üç ve dört olanlar başarılı ve başarısız öğrencilerin dışında tutulmuştur. Tabloda öğrencilerin testlerde verdikleri doğru cevaplarının sayısı belirtilmiştir. Tabloda öğrencilerin isimleri verilmemiş harflerle kodlanmıştır. Tablo 5 Deney ve Kontrol Grubundaki Başarılı ve Başarısız Öğrencilerin Ön Test ve Son Testlerden Aldıkları Puanlar Başarılı Deney Grubu Başarısız Kontrol Grubu Öğrenciler Ön Test Son Test Öğrenciler Ön Test Son Test A 4 19 A 3 9 B 5 18 B 2 8 C 5 16 C 2 9 D 4 17 D 4 10 E 5 14 E 5 7 F 4 16 F 4 6 G 5 19 G 3 10 H 5 24 H 5 7 İ 4 17 İ 6 5 J 4 23 J 4 8 K 4 22 K 4 9 L 5 16 L 3 8 M 3 15 N 6 16 O 5 17 Başarısız Öğrenciler Başarısız Öğrenciler a 3 10 a 4 5 b 3 14 b 3 5 c 4 13 c 4 6 d 3 16 d 4 7 e 3 17 e 3 7 f 4 10 f 4 10 g 3 13 g 3 4 h 5 14 h 3 5 i 4 15 i 3 6

Tablo 5 incelendiğinde deney grubundaki yani işbirlikli öğrenme yönteminin uygulandığı gruptaki başarılı öğrencilerin ön test ve son test puanları karşılaştırıldığında aralarında çok yüksek bir fark olduğu gözlenmektedir. Ön teste göre puanların aritmetik ortalaması 4.53 iken, son test puanlarının aritmetik ortalaması 18 dir. Deney grubundaki başarısız öğrencilerin deneye başlamadan önce aldıkları puanların aritmetik ortalamaları 4.33 tür. Bu öğrencilerin son testte aldıkları puanların aritmetik ortalamaları 13.6 ya yükselmiştir. Bu öğrencilerin Başarısındaki yükselmenin işbirlikli öğrenme yönteminden kaynaklandığı söylenebilir. Kontrol grubundaki başarılı öğrencilerin ön test sonucunda aldıkları puanların aritmetik ortalaması 3.91 dir. Deney sonunda yapılan son test sonucunda aldıkları puanların aritmetik ortalaması ise 8.00 dır. Ancak bu artışın deney grubundaki kadar yüksek olmadığı gözlenmektedir. Aynı gruptaki başarısız öğrencilerin ön test puanlarının aritmetik ortalaması 3.4 dür. Aynı öğrencilerin son test sonucunda aldıkları puanların aritmetik ortalaması da 6.11 dir. Deney grubu ile karşılaştırıldığı zaman aradaki artış çok fazla değildir. Sonuçlar 1) Matematik dersinde öğrenci başarısını olumlu yönde etkilemek için, deney grubunda uygulanan işbirlikli öğrenme yöntemi ile kontrol grubunda uygulanan geleneksel öğretim yöntemleri arasında anlamlı bir fark olduğu görülmüştür. 2) Deney grubunda uygulanan işbirlikli öğrenme yönteminin başarısız öğrencilerin başarı düzeylerini yükseltmede oldukça etkili olduğu gözlenmiştir. 3) Çekingen, sıkılgan, pasif olan öğrencilere, işbirlikli öğrenme yöntemi uygulanırken kendilerine güven geldiği gözlenmiştir. 4) İşbirlikli öğrenme yönteminin uygulandığı deney grubundaki öğrenciler dersi bir oyun havasında işledikleri için, bu yöntemin diğer derslerde de uygulanmasını istemişlerdir. Öneriler 1) Öğrencilerin matematik dersinde akademik başarılarını olumlu yönde etkilemek için işbirlikli öğrenme yönteminden yararlanılabilir. 2) Sınıf içerisinde öğrencilerin tümünün aktif olmasını ve derse katılımlarını sağlamak için işbirlikli öğrenme yönteminden yararlanılabilir. 3) Geleneksel öğretim yöntemlerinin uygulandığı ortamlardaki yarışma durumunu ve öğrencilerin bu sebepten dolayı birbirlerine zarar vermelerini önlemek için işbirlikli öğrenme yönteminden yararlanılabilir. 4) Öğrencilerin akademik başarılarını arttırmak için işbirlikli öğrenme yönteminden diğer derslerde de yararlanma yoluna gidilebilir. Kaynakça Açıkgöz, K. (1992). İşbirlikli öğrenme, Kuram, Araştırma, Uygulama. Malatya. Uğurel Matbaası Baki, A. (1996). Okul Matematiğinde Ne Öğretelim, Nasıl Öğretelim. Milli Eğitim Dergisi, Sayı 130. Ankara. Milli Eğitim Basımevi. Baykul, Y. (1995). İlköğretimde Matematik Öğretimi. Ankara. Pegem Yayınları Cooney, T.J. (1990) Teaching and Learning Mathematics in the 1990s. USA. National Council of Teachers of Mathematics. Fidan, N. Erden, M. (1996). Eğitime Giriş. Ankara. Alkım Yayınevi Hirsch, C.R., Laing, R.A. (1993). Activities for Active Learning and Teaching. USA. National Council of Teachers of Mathematics. Kısakürek, M.A. (1985). Sınıf Atmosferinin Öğrenci Başarısına Etkisi. Ankara. Ankara Üniversitesi Basımevi Sağlamer, E. (1980). İlkokulda Matematik Öğretimi. İstanbul. Milli Eğitim Basımevi YÖK. (1997). İlköğretim Matematik Öğretimi. Ankara. Yök/ Dünya Bankası Milli Eğitimi Geliştirme Projesi Hizmet Öncesi Öğretmen Eğitimi