Biliflsel Psikoloji Kapsam nda Yer Alan Dikkat Teorileri



Benzer belgeler
Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

6. SINIF MATEMAT K DERS ÜN TELEND R LM fi YILLIK PLAN

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

6. SINIF MATEMAT K DERS ÜN TELEND R LM fi YILLIK PLAN

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz.

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

Saymak San ld Kadar Kolay De ildir

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

KOOPERAT F GENEL KURUL TOPLANTISINA KATILMA VE OY HAKKI BULUNAN K MSELER

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

ALGILAMA - ALGI. Alıcı organların çevredeki enerjinin etkisi altında uyarılmasıyla ortaya çıkan nörofizyolojik süreçler.

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6)

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

CO RAFYA. DÜNYA NIN fiekl N N VE HAREKETLER N N SONUÇLARI ÖRNEK 1 :

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES

ÜN TE II L M T. Limit Sa dan ve Soldan Limit Özel Fonksiyonlarda Limit Limit Teoremleri Belirsizlik Durumlar Örnekler

3- Kayan Filament Teorisi

Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Uygulama Önerisi : ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

Bir tan mla bafllayal m. E er n bir do al say ysa, n! diye yaz -

Zihinden fllem Yapal m, Yuvarlayal m, Tahmin Edelim

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

MALAT SANAY N N TEMEL GÖSTERGELER AÇISINDAN YAPISAL ANAL Z

S STEM VE SÜREÇ DENET M NDE KARfiILAfiILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNER LER

Özet Metin Ekonomik Büyümenin Anlaşılması: Makro Düzeyde, Sektör Düzeyinde ve Firma Düzeyinde Bir Bakış Açısı

Bu dedi im yaln zca 0,9 say s için de il, 0 la 1 aras ndaki herhangi bir say için geçerlidir:

GAZLAR ÖRNEK 16: ÖRNEK 17: X (g) Y (g) Z (g)

VERG NCELEMELER NDE MAL YET TESP T ED LEMEYEN GAYR MENKUL SATIfiLARININ, MAL YET N N TESP T NDE ZLEN LEN YÖNTEM

Do al Say lar Do al Say larla Toplama fllemi Do al Say larla Ç karma fllemi Do al Say larla Çarpma fllemi Do al Say larla Bölme fllemi Kesirler

İÇİNDEKİLER. 1. Projenin Amacı Proje Yönetimi Projenin Değerlendirilmesi Projenin Süresi Projenin Kapsamı...

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi. Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü PROJE HAZIRLAMA ESASLARI

ISI At f Dizinlerine Derginizi Kazand rman z çin Öneriler

T bbi Makale Yaz m Kurallar

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor?

F inansal piyasalar n küreselleflmesi, çokuluslu flirketlerin say lar nda yaflanan

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

YARGITAY 1. HUKUK DA RES

H. Atilla ÖZGENER* Afla daki ikinci tabloda ise Türkiye elektrik üretiminde yerli kaynakl ve ithal kaynakl üretim yüzdeleri sunulmufltur.

YARGITAY 2. HUKUK DA RES

F Z K OPT K. Kavram Dersaneleri 6. Çözüm: ÖRNEK 1 : Karanl k bir ortamda, küresel bir X fl k kayna n n önüne flekil I deki gibi Y topu konulmufltur.

Kendimiz Yapal m. Yavuz Erol* 16 Sütunlu Kayan Yaz

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

YÖKAKADEMİK (Yükseköğretim Akademik Arama Sistemi)

Bir odada sonsuz say da insan n bulundu unu varsayal m. Bu

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

kesri 3 tane Bu kesri yedide üç fleklinde okuruz. Yukar daki bütün 7 efl parçaya ayr lm flt r. Buna payda denir. 3

2. Projelerle bütçe formatlar n bütünlefltirme

Ard fl k Say lar n Toplam

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

11. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: KUVVET ve HAREKET 3. Konu TORK, AÇISAL MOMENTUM ve DENGE ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

CO RAFYA KONUM. ÖRNEK 2 : Afla daki haritada, Rize ile Bingöl il merkezlerinin yak n ndan geçen boylam gösterilmifltir.

6 MADDE VE ÖZELL KLER

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

ANALOG LABORATUARI İÇİN BAZI GEREKLİ BİLGİLER

6. Tabloya bakt m za canl lardan K s 1 CEVAP B. 7. Titreflim hareketi yapan herfley bir ses kayna d r ve. II. ve III. yarg lar do rudur.

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

United Technologies Corporation. Tedarikçilerden fl Hediyeleri

B anka ve sigorta flirketlerinin yapm fl olduklar ifllemlerin özelli i itibariyle

Dördüncü K s m: Gerçel Say lar Yap s

Baflkanl n, Merkez : Türkiye Bilimsel ve Teknik Araflt rma Kurumu Baflkanl na ba l Marmara Araflt rma Merkezi ni (MAM),

kitap Bireysel fl Hukuku fl Hukuku (Genel Esaslar-Bireysel fl Hukuku)

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

Gelece in Bilgi flçilerini Do ru Seçmek: Araflt rma Görevlisi Al m Süreci Örne i

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ

Osmancık İsmail Karataş Sağlık Meslek Lisesi

BELGES Z MAL BULUNDURULMASI VEYA H ZMET SATIN ALINMASI NEDEN YLE KDV SORUMLULU U

Anonim Verilerin Lenovo ile Paylaşılması. İçindekiler. Harmony

Ders 13: DO RULAMA KAYNAKLARI

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ

Basit Elektrik Devresi FEN VE TEKNOLOJ

Sonlu bir kümenin eleman say s n n ne demek oldu unu

içinde seçilen noktan n birinci koordinat birincinin geldi i saati, ikinci koordinat ysa

Mercedes-Benz Orijinal Ya lar

PROMOSYON VE EfiANT YON ÜRÜNLER N GEL R VE KURUMLAR VERG S LE KATMA DE ER VERG S KANUNLARI KARfiISINDAK DURUMU

B E Y K E N T Ü N İ V E R S İ T E S İ S O S Y A L B İ L İ M L E R E N S T İ T Ü S Ü İ Ş L E T M E Y Ö N E T İ M İ D O K T O R A P R O G R A M I

ÇOCUKLUK ve ERGENL KTE D YABETLE YAfiAM

Tablo 3.3. TAKV YES Z KANAL SAC KALINLIKLARI (mm)

Rastgele Bir Say Seçme ya da Olas l k Nedir

Transkript:

Biliflsel Psikoloji Kapsam nda Yer Alan Dikkat Teorileri A. fiebnem SOYSAL*, K zbes YALÇIN**, Handan CAN*** * Uzm. Psikolog., Gazi Üniversitesi T p Fakültesi Hastanesi Çocuk Sa l ve Hastal klar Anabilim Dal, Ankara ** Uzm. Psikolog, Adalet Bakanl Sincan Tutukevi, Ankara **** Dr. Psikolog, MD, Uluda Üniversitesi Psikoloji Bölümü Ö retim Görevlisi, Bursa Tel: +903122026002 E-mail: assoysal@gazi.edu.tr ÖZET nsanlar n yaflamlar n baflar l flekilde devam ettirebilmeleri dikkat miktar ile iliflkilidir. Bilinçlilik, alg, karar verme, düflünme, ö renme, bellek ve dil ile yak ndan iliflkili olan dikkat, çok boyutlu bir kavramd r. Dikkat, genellikle baflka fleyleri d flta b rak p bir fley üzerine seçici flekilde odaklanma süreci olarak tan mlansa da bölünebilirlik özelli i tafl maktad r. Dikkat teorileri ba lam nda anlafl lmaya çal fl lan dikkatin bileflenleri odaklanm fl ve bölünmüfl dikkat görevleri ile araflt r lmaya çal - fl lm flt r. Bu çal flmada dikkat kavram, dikkat teorileri ba lam nda tart fl lm flt r. Anahtar Kelimeler: dikkat, dikkat teorileri, odaklanm fl dikkat, bölünmüfl dikkat ABSTRACT Attention Theories in hhe Context of Cognitive Psychology. The ability of surviving successfully in human beings is related to the amount of attention. Attention is not a unitary but a multidimensional concept; therefore it is closely related to higher order cognitive processes such as consciousness, perception, decision-making, thinking, learning, memory and language. In general, attention is a cognitive process concentrating selectively on one thing while ignoring others. In addition to the ability of sustaining to focus on one activity, it can also be divided. The researchers who focused on divided and focused attention tasks mention the components of attention in the context of attention theories. In this paper, the concept of attention has been discussed in the context of these theories. Keywords: attention, attention theories, focused attention, divided attention G R fi nsano lu s n rl bir bilgi iflleme sürecine sâhiptir. S - n rl biliflsel kaynaklar m z en verimli flekilde kullanabilmemizi sa layan mekanizmalardan en önemlisi dikkattir. Dikkat, bireyin duyu organlar arac l yla ulaflabildi i ve bu yolla fark nda oldu u fenomenal çevresinde meydana gelen uyar c ya/uyar c lara zihinsel al c lar n yönlendirmesi durumu olarak tan mlanabilir (Eyesenck ve Keane 2000). Yaflam alan içinde yapt m z her türlü davran fl do rudan dikkat ile ilintilidir. Bu özelli i aç s ndan dikkat, bilgi iflleme süreçleri kapsam nda kritik öneme sâhip bir süreçtir (Postner ve ark. 1988). Öyle ki yerlefltirme ve tan mayla ilgili tart flmalar m z genellikle dikkat kavram n gerektirir. Belirli bir nesneyi tan mak için dikkati bu nesne üzerine yöneltmek gerekir. Bu örneklerden hareket ile dikkatin en önemli özelliklerinden birisinin seçicilik oldu u söylenebilir. fllevselci ekolün temsilcisi James Bir fleyle daha etkili bir biçimde u raflabilmek için öteki fleylerden çekilmek gerekir derken dikkatin seçicilik özelli ini vurgulamaktad r. Bu tan mdan hareketle tan mlan rsa dikkat, uyar c /uyar c lar n di erlerine göre daha iyi alg lanabilmesi için, uyar c /uyar c lara iliflkin uyar lma efli inin dereceli ve seçici bir biçimde azalt lmas sürecidir. Dikkat odaklanma, sürdürülme ve yönelim (orientation) tepkisi olmak üzere üç temel bileflenden oluflur (Baddeley 1990, Jennings ve Coles 1991). Ço u zaman öylesine çok uyar c bombard man na tutuluruz ki, bunlar n hepsini tan mlamayabiliriz. Dikkat bâz fark ndal klar n kazan lmas n sa lar. Örne in, bu metni okurken gözlerinizi kapatarak size ulaflan uyaranlara dikkat edin. Oturufl biçiminiz rahat m? Duydu unuz herhangi bir koku var m? fiu anda neler iflitiyorsunuz? Bu girdilerin daha önce fark nda olmaman z bu uyaranlara dikkat etmedi iniz içindir. Bu seçim yapma sürecine seçici dikkat (selective attention) denir. Seçici dikkat s ras nda organizma kendisi için kritik öneme sâhip olan özellikleri seçmektedir. Sürdürülen dikkat (sustained attention) ise, ortaya konulan eylemin yap lmas s ras nda, görevin gerektirdi i kapasite miktar n n organizma taraf ndan belirlenmesi, atanmas ve dikkatlilik durumunun sürdürülmesi olarak tan mlanabilir (Baddeley 1990). Yönelim tepkisi ise, evrimsel olarak hemen hemen tüm canl türlerinde basitten karmafl a do ru örgütlenmifl bir tepki biçimini ifâde etmektedir. Yönelim tepkisi, bir olay n New/Yeni Symposium Journal www.yenisymposium.net 35

tetikledi i bilginin, canl taraf ndan de erlendirilmeye al nd ilk basamakt r (Pashler 1998). Dikkatin s n rl bir kapasiteye sâhip olmas bilgi ifllemenin aflamalar n n h zl bir flekilde tan mlanmas n n önemi ortaya koymaktad r. Bilgi iflleme, fiziksel özelliklerin kodlanmas, duyusal kay t, k sa süreli bellekte depolama ve uzun süreli belle e aktarma olmak üzere dört ifllemden geçerek meydana gelmektedir (Karakafl ve ark. 2003). Bilgi iflleme sürecinin aflamalar da göz önünde bulunduruldu- unda dikkatin bileflenlerine ayr lmas n n süreci anlamak aç s ndan yol gösterici olaca düflünülmektedir. Nijokiktjen (1988) dikkati istemli ve istemsiz olmak üzere ikiye ay rm flt r. stemsiz dikkat, kiflinin herhangi özel bir amac veya çabas olmad hâlde d fl çevre ortam ndaki bâz nesneler ve olaylar n birer uyaran niteli i alacak biçimde kiflinin alg alan na kendili inden girmesi olarak tan mlanmaktad r. stemsiz dikkatin oluflmas nda dürtüler ve duygudurumu gibi süreçler rol oynamaktad r. Belirli bir anda bir tek fley üzerine dikkatini yo unlaflt rabilme istemli dikkatin temel özelli idir. Bu durumda uyaran n tan nabilir ve anlafl labilir olmas gerekmektedir. stemli dikkat, ilgi ve motivasyonla yak ndan iliflkilidir. Anlam ve alg n n bulufltu u noktada yer almaktad r. Dikkat geliflimi genelde istemli dikkatin geliflimini ifâde etmektedir. Bu da içten gelen e ilimlere hâkim olunmas ve d fltan gelen ilgisiz uyaranlar n önlenmesi, dikkatin sa lanmas ve sürdürülmesi için çaba gerektirmektedir. Bunun d fl nda literatürde dikkatin bölünmüfl ve odaklanm fl olmak üzere iki bileflene ayr larak incelendi i görülmektedir (Pashler 1998). ODAKLANMIfi D KKAT Dikkatin odaklanmas bir fleyin seçilip, sabit tutulmas anlam na gelir. Dikkatin bu bilefleni seçici dikkat olarak da bilinir ve dikkatin keskinli ini, yo unlaflma hâlini tan mlar. Odaklanm fl dikkat (focused attention) istemli dikkatin temel özelli idir. Organizman n d fl çevreden gelen uyar c lara yönelik olarak seçme iflleminde bulunmas odaklanm fl dikkatin bir göstergesidir. Bâz faktörlerin odaklanm fl dikkati zorlaflt r c veya kolaylaflt r c özellikleri bulunmaktad r. Ayr ca, dikkat edilen veya edilmeyen uyar c larla ilgili odaklanm fl dikkat performans n n ne oldu u sorusunun da üzerinde durulmas gerekmektedir (Baddeley 1990, Pashler 1998). Odaklanm fl dikkat deneylerinde en fazla kullan lan teknik ikili dinleme görevidir. Burada iflitsel bir mesaj, kulakl klar arac l yla bir kula a aktar l rken, ayn anda di- er kula a da farkl bir mesaj iletilir. Mesaj n sunum oran dakikada 100-150 kelime gibi oldukça yüksek bir düzeydedir. Dinleyiciye bu iki mesajdan birini gölgelemesi talimat verilir. Gölgeleme, mesaj verilir verilmez mesajdaki her kelimenin yüksek sesle tekrar edilmesini ifâde etmektedir. Gölgeleme görevinin normâl flartlarda odaklanm fl dikkati temsil edemeyece i fleklinde elefltiriler olmakla birlikte, bu yöntemin dene in dikkatini bir girdi üzerine odaklamada en etkili yol oldu u kabûl edilmektedir. Rekabet eden uyaranlardaki ilgili veya ilgisiz bilginin fiziksel özellikleri aras nda farkl l k yarat ld nda bu rekabet eden uyaranlar aras nda tercih yapman n kolaylaflt görülmüfltür. Dolay s yla farkl mekânsal bölgelerden gelen ve ayn anda verilen iflitsel iki mesajdan biri üzerine dikkati yo unlaflt rmak daha kolayd r. Ayn ses tonunda ve yo unlukta gelen mesajlar seçebilmek oldukça güçtür. Böyle bir ortamda mesajlar ay rt edebilmek için kullan - lan fiziksel ipuçlar ifle yaramaz. Bu durumda sâdece anlama dayal ipuçlar kal r. Bu flekilde ortaya ç kan anlama iliflkin mesajlar aras nda seçim yapma da, fiziksel özelliklerle yap lan seçim kadar etkili olmamaktad r. flitsel bir gölgeleme görevini yerine getiren denekler genelde ikinci olan, dikkat edilmeyen mesaj n anlam içeri indeki de iflikli in fark nda olmam fllard r. Örne in denekler konuflmac n n ses tonunun erkek sesinden kad n sesine dönüfltü ünü fark edebilmifl, ancak konuflulan içeri in fliirden nesire, ngilizce'den Türkçe'ye döndü ünün fark na varamam fllard r. Denekler, ikincil, yâni dikkat etmedikleri mesaja iliflkin materyali defalarca dinleseler bile az hat rlayabilmifllerdir. Bununla birlikte, dikkat edilmeyen mesaj n anlam içeri i ve gölgelenen ile dikkat edilmeyen mesajdaki maddeler aras ndaki anlama dâir iliflki, gölgelemenin gücü ile kar flabilmektedir. Yâni dikkatin odaklanmas engellenebilmektedir. Örne in, dikkat edilmeyen mesaj, dene in ad gibi oldukça âflina kelimeler ile bafllayan tâlimatlar kapsad nda, gölgelenmesi istenen mesaj göz ard edilerek dikkat edilmemesi gereken mesaj n tâlimat na uyulmaya bafllanmaktad r. Rekabet eden iki uyarandan biri üzerinde dikkati odaklamak daha kolay olmaktad r. ki veya daha fazla uyaran boyutundan biri üzerine dikkati yo unlaflt rmak ise çok daha zordur (Pashler 1998, Cherry 1953, Shiffrin ve Schneider 1977, Deutsch 1986, Anderson 1995, Crick 2000). Odaklanm fl flitsel Dikkat Teorileri I. Filtre Teorisi Broadbent taraf ndan gelifltirilen teoriye göre mesajlar fiziksel özelliklerine göre kiflilerin dikkatini çekerler, dikkat edilmeyen uyaranlar n tamam ise süzülüp at l r. Burada, mesaj fiziksel özelliklerine göre ay rt edilir. Bu teorinin en kritik özelli i mesaj n al nmas nda sesin tonu veya perdesi gibi fiziksel özelliklerin dikkate al nmas d r. ki kula a verilen mesajlar farkl sinirlerden geçerek alg lan r. Bu sinirler her iki kula a da farkl mesajlar tafl r. flitsel uyaranlara dikkat edildi inde iflitsel korteksteki uyaranlar aktive olur. Broadbent taraf ndan gelifltirilen teori, uyaran ile tepki aras ndaki bilgi ak fl üzerine odaklanma ile ilintilidir. Bilgiler sisteme duyu organlar arac l yla girer. Bilgi burada 100 milisaniye gibi k sa süre ile tutulur. Bilginin k sa süreli bir flekilde depolanmas n n nedeni ileri ifllemleme aflamas na geçinceye kadar bilgiyi al koymakt r. Burada her türlü bilgi depolanabilir. Bir s n rland rma söz konusu New/Yeni Symposium Journal www.yenisymposium.net 36

de ildir. Ayn anda farkl kanallardan gelen bilgi girdileri bu depoda korunur. flte bu noktadan itibâren filtre çal flmaya bafllar. Bu iflleyiflte ayr kanallardan gelen bilgi bir seçime tâbi tutulur. Ç kt veya ç kt lar s n rl bir kapasitesi olan bilgi iflleme sistemindeki ikinci ifllem basama duyusal kay t sistemine geçirilir. Burada vurgulanmas gereken nokta bilgi ifllemedeki ilk basamakta uyar c n n s kl k, fliddet, süre ve karmafl kl k gibi fiziksel özelliklerinin kodlanmas d r (Pashler 1998, Anderson 1995, Karakafl 2000). Broadbent, tasarlad araflt rma düzeninde, deneklere saniyede iki say dizisini iki ayr kula a vermifl ve deneklerden her deneme sonras n takiben iflittikleri say lar yazmalar n istemifltir. Bu denemeler sonucunda deneklerin iki kulaktan ayr ayr ald klar bilginin ancak %65'ini do ru olarak yazabildikleri görülmüfltür. Bu durumun nedeni, bir kula a verilen bütün say lar n yaz lmas, daha sonra bunu di er kula a verilenlerin takip edilmesi olarak aç klanabilir. Deneklere duyduklar say lar kula a gelifl flekli ile yazmalar yerine, deneycinin verdi i takdim s ras na göre yazmalar istendi inde do ru tekrarlan fl yüzdesi %20'ye düflmüfltür. Bu sonuçlar, deneklerin uyaran kanal ile verilen bilginin eflzamanl grupland rd klar n ve bu sûretle her kanaldaki bilgi ile baflar l bir flekilde bafla ç kt klar n göstermektedir (Pashler 1998, Anderson 1995). Filtre teorisine göre, iki kulaktan dinleme görevinde deneklerin gölgelenmemifl, dikkat edilmeyen kulaktaki hiçbir mesaj duymamalar ve içeri i dikkati yöneltmede kullanmamalar gerekmektedir. Bunun tersini gösteren çal flma bulgular da mevcuttur. Cherry (1953) deneklerinin deneme sonras dikkat edilmeyen mesajdan az da olsa bir fleyler söyleyebildiklerini görmüfltür. Denekler konuflmac n n cinsiyetini, mesaj n kelime mi yoksa say lardan m olufltu unu bilebilmifllerdir. Ama hangi dilde verildi ine dâir herhangi bir fley söyleyememifllerdir. Moray (1959), yapt çal flmalar sonucunda deneklerin bâzen dikkat edilmeyen mesajda kendi isimleri ç kt nda tepkide bulunduklar n belirlemifltir. Bu durumu en iyi aç klayacak örnek kokteyl parti fenomeni dir. Birçok kiflinin bulundu u bir ortamda sâdece karfl m zdaki kifliyi dinleriz. Ancak, çevreden herhangi birisi ad m z söyledi inde dikkatimiz o yöne do ru kayar. Çünkü o anda baflka bir uyar c ya dikkat edilse bile, bizim için çok belirleyici veya önemli olan bir uyar c n n ortaya ç kmas, dikkatimizin otomatik olarak o yöne kaymas na yol açmaktad r. Yap lan bu ifllemde bir seri uyar c içerisinden dikkatin tek bir uyar c ya yöneltilmesi söz konusu oldu undan seçicilik ön plândad r (Pashler 1998, Anderson 1995, Klatzky 1980, Karakafl 1997, Karakafl 2000). II. Süzgeç Zay flat c Teori Treisman (1964) taraf ndan ileri sürülen süzgeç zay flat c teori, Broadbent' n 1958'de gelifltirdi i modelinin de- iflimlenmifl hâlidir. Bu modelde uyaran analizi belli bir hiyerarfliye göre yap lmaktad r. Treisman'a göre mesajlar sâdece fiziksel özelliklerine göre filtre edilmezler. Mesajlar n seçiminde anlamsal içerik de önemlidir. Dikkat edilmeyen uyaranlar da k smen ifllenebilmektedir. Yine kokteyl parti örne ini düflünelim, hiç dikkat etmedi imiz bir konuflma s ras nda kendi ad m z çok alçak bir sesle söylense bile iflitebiliriz. Bu, dikkat edilmeyen mesaj n tamam n n alg sistemimizin alt düzeylerinde kaybolmas hâlinde gerçekleflmez. Dolay s yla, dikkat etmeme mesajlar tamamen engellemez, daha çok t pk bir sesin k s lmas veya tamamen kapat lmas gibi zay flat r. Bu noktada kula a gelen iki mesajdan azalt lm fl olan izlemek ve anlamland rmak daha kolayd r. Treisman'a göre odaklanm fl dikkati belirleyen durumlar vard r. Dikkat edilmesi istenen ve istenmeyen uyar c lar n sessel ve anlamsal özelliklerinin birbirine yak n olmas odaklanmay zorlaflt racakt r. Ayr ca dikkat edilmesi istenen ve istenmeyen uyar c - lar n perde de erleri aras ndaki fark artt kça odaklanm fl dikkat kolaylaflacakt r (Pashler 1998, Anderson 1995). III. Geç Seçme Teorisi Geç Seçme Teorisi, Deutsch ve Deutsch (1963) taraf ndan ortaya at lm flt r. Araflt rmac lar teorilerini, tüm bilginin asl nda dikkat edilmeden dinlendi i üzerine yap land r lm flt r. Tepki sisteminin kapasitesine göre alg lama sistemi de iflmektedir. nsanlar birçok mesaj dinleyebilir ancak yaln zca bunlardan bir tânesini imgeleyebilirler. Demek ki kiflinin hangi mesaj n anlamland r laca na yönelik baz temel öngörülere ihtiyac vard r. E er bu kullan lacak olan ölçüt anlama dayal ysa denekler kulaklar na gelen mesajlar takip edip ilgili mesaj imgeleyebilirler. Burada belki de üzerinde durulmas gereken konu seçicili in ne zaman gerçekleflti idir. Seçim tan man n erken aflamas nda m -girdinin tasviriyle birlikte- yoksa sonraki aflamalarda m -girdi tasvirleri depolanan nesne tasvirleriyle k yasland nda- yap lmaktad r. Bu konu önemlidir, çünkü bir fleyi onun ne anlama geldi ini bilmeden önce mi (erken seçme) yoksa bildikten sonra m (geç seçme) göz ard edebilece i ile ilgilidir (Pashler 1998, Anderson 1995). IV. Alternatif Seçme Teorisi Süzgeç zay flat c teori ve geç seçme teorisinden hareketle Triesman ve Geffen yeni bir teori ileri sürmüfllerdir (Triesman ve Geffen 1967). Treisman' n filtreleme teorisinde hangi mesaj n dikkate al nd na bak l rken, Deutsch ve Deutsch' n teorisinde ise filtrelemenin kelimesel alg laman n gerçekleflmesinden sonra olufltu u vurgulanm flt r. Her iki teoride de bir filtreleme ifllemi söz konusudur. Treismen ve Geffen da bu iki teori aras ndaki farkl l klar incelemifllerdir. Araflt rmac lar çal flmalar nda dikte kelime testini kullanm fllard r. Ancak, efl zamanl olarak mesaj verirken, hedef kelime için kat l mc lar n bir ifllem yapmas gerekti ini belirtmifllerdir. Burada hedef kelime iflitildi inde kat l mc lar n önlerindeki dü meye basmalar istenmifltir. Geç seçme teorisinde iki kulaktan gelen mesajlar içerisinde eflit miktarda kritik keli- New/Yeni Symposium Journal www.yenisymposium.net 37

me bulunmas na dikkat edilmifltir. Deneklerden her iki kula a gelen kritik mesajlar seçmeleri istenmifltir. Araflt rman n sonucunda deneklerin %87'si gölgeledikleri kulaklar ndan gelen anlaml kelimeleri seçebilmifltir. Ancak, %8'i bask laman n gerçekleflmedi i kulaktan yararlanm flt r. Benzer bir çal flma Treisman ve Riley ve Johnston ve Heinz taraf ndan yap lm flt r (Treisman ve Riley 1969, Johnson ve Heinz 1978). Treisman ve Riley (1969), yapt klar çal flmalar nda deneklere, gölgelenen ve gölgelenmeyen hangi mesaj olursa olsun hedef kelimeyi yakalad klar nda gölgeleme iflini b rak p masaya vurmalar n istemifllerdir. Araflt rmac lar n elde etti i bulgular önceki deneylerden biraz daha farkl olmakla birlikte, yakalanan hedef kelimelerin oran gölgelenen mesajda daha yüksek olmufltur. Johnston ve Heinz (1978) ise, seçicili in, ifllemlemenin (processing) farkl seviyelerinde ortaya ç kabilece ini ileri sürerek daha esnek bir model ortaya atm fllard r. Onlara göre seçme iflleminden önce yer alan ifllemleme dönemlerinin çoklu u daha büyük ifllemleme kapasitesini gerektirmektedir. Bu sebepten dolay seçme ifllemi, yap lan iflin zorlu u ve var olan flartlara göre sürecin erken dönemlerinde ortaya ç kmaktad r. Johnston ve Heinz'in araflt rma bulgular Deutsch ve Deutsch' n modelinden çok Treisman' n görüflleriyle örtüflmektedir. Dikkate al nmayan sessel bilgiler ifllenmemektedir. Ancak, denekler k sa süreli olarak bilgiyi yakalayabilme yetene ine sâhiptirler. Gluchsberg ve Cowan (1970), yapt klar çal flmalar nda deneklerin her iki kula na uyaranlar göndermifller ve bir kulaktaki mesaj gölgelemelerini istemifllerdir. Deneyde deneklerin her bir kula na rakamlardan oluflan uyaranlar verilmifltir. Ancak gönderilen uyaranlar tekrar edilmemifltir. Uyaran gönderme ifllemi bittikten sonra kat l mc lara hangi rakamda kal nd sorulmufltur. Bu, Treisman ve Geffen'in (1967) seçme deneyine benzer bir düzenektir. Ancak, burada farkl olarak denek hedef uyaran s ras n bildi inden hat rlam fl/geri ça rm fl gözükmektedir. nsanlar çok çeflitli mesajlar alabilirler ancak sâdece bir mesaj gölgeleyebilirler. Bu nedenle kiflilerin hangi mesaj gölgeleyeceklerine karar vermeleri için seçme ifllemi kritik bir durumdur. Seçme kriterleri anlaml ise yap, seçme kriterleri anlaml de ilse yapma eyleminde bulunmalar gerekmektedir. Deneklerin normâlde kendilerine sunulan materyali alg lamalar %5 iken, verilen rakam hemen sorulursa baflar lar n n %25'e ç kt görülmektedir. Deneklerin bu performanslar n n dramatik olarak ilk iki saniye içerisinde düfltü ü gözlenmifltir. 5. saniyeden sonra da daha önce belirtilen anl k alg laman n yâni %5'lik dilimin alt na düfltükleri gözlenmifltir. Araflt rmac lar bask lanmam fl mesajlara çok k sa bir süre için ulafl labildi ini ancak bu mesajlar n 5 saniye içinde kayboldu unu belirtmektedirler. Dikkatimizi vermedi imiz kanallardan gelen bilgiler, dikkatle toplad m z kanallardan gelen bilgiler kadar ulafl labilirdir. Ama bu bilgiler 5 saniye sonra kaybolur. Sonuç olarak dikkatin odaklanmad kulaktan gelen bilgiler azalmakta ve ifllemlenmedi i takdirde de o bilgi tamamen kaybolmaktad r. Odaklanm fl Görsel Dikkat flitsel bir bilginin ifllenmesi ile görsel bir bilginin ifllenmesi aras ndaki en önemli ay r m görsel bilginin sâdece belli bir bölümünün bellekte kalmas d r. Görme alan - n n ancak belli bir k sm n de erlendirebiliriz. Bakt m z bölgede bâz bilgileri filtre edebilirken, özellikle çok küçük alanlara odakland m zda, gözlerimiz foveay o bölgeye odaklar. Odaklanmak istedi imiz noktaya maksimum görsel de erlendirme kaynaklar m z yönlendirebiliriz. Örne in, bir resmi tararken yap lan göz hareketleri, resmin farkl bölümlerinin bütün ayr nt lar görebilecek flekilde foveaya düflece ini gösterir. Peki, fovea nedir? Bir nesnenin ayr nt lar n görmek istedi imiz zaman, nesne retinan n merkezine, fovea dedi imiz bir bölgeye yans - yana kadar gözlerimizi düzenli olarak hareket ettiririz. Bunu yapmam z n nedeni reseptörlerin retinadaki da l - m ile ilgilidir. Foveada reseptörler bol miktarda ve s kt r; fovean n d fl nda çevrede ise, birkaç reseptör vard r. Gözün ayr nt lar en iyi gören bölgesinin fovea olmas flafl rt c de ildir. fiimdi önünüzde duran kitab n sayfalar n kenar ndan bakarak okumaya çal fl n. Bununla birlikte, görsel dikkat her zaman fovea ile odaklanan nokta üzerinde olmayabilir. Görsel alg laman n gerçekleflmesi için bâz durumlar tan mlanm flt r. Bundan sonraki bölümde bu durumlar ele al n p incelenecektir. Görsel Alg laman n Gerçekleflmesinde Belirleyici Faktörler Objenin hangi aç yla gözün neresinde bulundu u konusu önemlidir. Posner, Nissen ve Ogden (1988) kat l mc lardan belirledikleri bir noktaya tüm dikkatlerini vermelerini istemifller, bu noktadan 7 derecelik aç larla sa ve soldaki bir noktaya odaklanmalar n istemifllerdir. Bunu yaparken bâzen uyaran n nereden gelece ini bildirmifller bazen de bildirmemifllerdir. Uyaran n gelece i yönün bilindi i yâni beklenen koflul durumunda kat l mc lar n ilgili noktaya odaklanmadaki baflar lar %80 olarak bulunmufltur. Ancak, beklenmeyen taraftan uyar c geldi inde kat - l mc lar n baflar lar n n %20'ye düfltü ü görülmüfltür. Araflt rmac lar kat l mc lar n göz hareketlerini monitörize etmifller ve sonuç olarak deneklerin beklenen tarafa %80, beklenmeyen tarafa %20, ters tarafa ise %50 oran nda odakland klar n görmüfllerdir. Deneklerin dikkatlerini odaklad klar noktadan uyar c n n verildi i noktaya geldiklerinde e er ipucu verilmiflse h zl, verilmemiflse yavafl hareket ettikleri gösterilmifltir. Göz hareketleri olmadan da görsel dikkat bir yerden di erine çevrilebilir. Baflka bir çal flmada, foveadan 24 derecelik uzakl kta kiflilerin dikkatleri de erlendirilmifltir (Posner, Nissen ve Ogden 1988). Bu çal flmada, göz hareketleri ol- New/Yeni Symposium Journal www.yenisymposium.net 38

madan da görsel dikkatin bir taraftan di erine çevrilebilece i saptanm flt r. Örne in, gözümüzün önünde bir fincan ve yan nda kâ t parças oldu unda bu fincana bakarken, yan ndaki kâ da da dikkatimizi yönlendirebiliriz. Fovea d fl nda kalan bölgelere yönelimde etkin göz hareketleri önemlidir. Posner, Snyder ve Davidson (1980) fovea d - fl nda kalan bölgelere yönelimde faâl göz hareketlerinin gerekti ini vurgulam fllard r. Yâni gözlerimiz maksimum de erlendirme için o noktaya odaklanmadan önce, ilgili bölgenin fovea d fl ndaki bir alan taraf ndan de erlendirilmesi gerekmektedir. Görsel dikkat konusunda yap lan araflt rmalar bir resme ya da sahneye bakan dene in gözlemini gerektirmektedir. Dene in gözlerine bakarsak odaklanmad n, aksine bir tarama faâliyeti içerisinde oldu unu görürüz. Bu tarama, okurken oldu u gibi düz ve sürekli bir hareket de ildir; birbirini izleyen duraklamalarla gerçekleflir. Bu göz hareketlerini kaydeden pek çok teknik vard r. En basit yöntem bir kamera ile göz hareketlerini izlemektir. Böylece, al nan kay ttaki göz imgesi üzerinde, bak lan fleyin gözün korneas na yans mas izlenebilir. Deneyi yapan kifli, bu imgeyi inceleyerek sahnenin gözün duraklad noktas n tespit edebilir. Az önce bir resme bakarken ortaya ç kan göz hareketlerinden söz ediyorduk. Gözün resim üzerinde duraklad noktalar rastlant sal de ildir. Bu noktalar, genellikle resim hakk nda en fazla bilgiyi veren önemli özelliklerin yerleflmifl oldu u yerlerdir. Bir yüz foto raf taran rken gözlere, buruna ve a za denk düflen bölgelerde pek çok duraklamalar gerçekleflti i görülmüfltür (Atkinson ve Atkinson 1996). Görsel alg lama konusunda s kl kla ileriye sürülen yaklafl mlardan birisi de spot fl yaklafl m d r. Bu teoriye göre, görme alan içerisinde çok çeflitli alanlara dikkatimiz do rultusunda odaklanabiliriz. Yap lan araflt rmalarda spot fl yaklafl m n n süresinin görsel aç n n derecesine ba l olarak çok k sa bir sürede de iflimlenebilece- i belirtilmektedir. Bu da daha çok görsel alan içerisinde yer alan nesnelerin, görsel alanda yer almayan nesnelere göre daha iyi alg land n göstermektedir. Spot fl yaklafl m nda daha çok görsel aç n n derecesine odaklan lmaktad r. Yâni gözümüzü oynatmasak bile görme alan içerisine giren tüm nesneler dikkatimizi farkl noktalara yönlendirmemiz için potansiyel uyar c kaynaklar d r. Merkezden uzakl k, gönderilen uyar c n n alg lanmas nda ve o uyaran hakk nda karar verilmesinde etkilidir. La Berge (1983) yapt deneyinde görsel bir matrisin bir parças üzerine odaklanman n sonuçlar n aç k bir flekilde göstermektedir. La Berge deneklerine görsel olarak yaklafl k 1.77'lik bir aç dan befl harfli bir kelime göstermifltir. Deneklere LACIE gibi bir harf seti gösterilmifltir. Deneyin sonunda kat l mc lardan, tüm ifllem boyunca en bafltan itibâren ortada ve sonda gördükleri harfi söylemeleri istenmifltir. Burada do ru cevap C harfi olmufltur. Bu deneyin sonucunda kat l mc lar n dikkatini orta harfte toplad klar görülmüfltür. Di er bir çal flmada da deneklere + 7 + + + fleklinde dört art ve bir tek numaradan oluflan uyar c seti gösterilmifltir. Denekler burada 7 'nin T mi yoksa Z mi oldu u konusunda karars zl k yaflam fllard r. Tüm bu ifllemler asl nda kritik denemelerdir. La Berge'yi bu deneyde as l ilgilendiren fley dikkat merkezinden olan uzakl n gönderilen uyaran hakk nda karar vermeyi ne kadar etkiledi idir. Denekler merkezdeki uyaranlar çok h zl bir sürede alg larken çevredeki uyaranlar 50 milisaniye daha geç alg lam fllard r. Tüm maddelerin hat rlanabilmesi için dikkatin farkl bir bölünme göstermesi gerekmektedir. La Berge, spot fl yaklafl - m nda merkeze odaklan ld n ve çevrede ise spot etkisinin düfltü ünü belirtmifltir. Görsel bilgiyi izleyebilmek için dikkati görsel alan üzerinde yo unlaflt rmak gerekmektedir. Bu t pk bir konuflmay takip edebilmeye benzer. Bu benzetimin aç klaflt r lmas için kat l mc lara birbiri üzerine montajlanm fl video görüntüleri izletilmifltir. lk önce el k zarmaca oyunu, ard ndan basketbol oynayan çocuklar n görüntüsü en son olarak da iki görüntünün birbiri üzerine montajlanm fl hâli izletilmifltir. Olaylar n tek tek gösterildi i durumlarda kat - l mc lar çok baflar l bir flekilde gördüklerini ifadelendirmifller, iki görüntünün montajland durumda ise zorlanm fllar, detaylar söyleyememifl ancak ayr m yapabilmifllerdir (Anderson 1995). Treisman (1980), dikkatin nesne alg s ndaki rolü ile do rudan ilgili olan dikkat edilen ve edilmeyen görsel uyaranlarla ilgili ayr nt l bir teori gelifltirmifltir. Bu teoride Treisman, objenin özellikleri ile objenin kendisi aras nda bir ayr m yapmaktad r. Özellik birlefltirme teorisinde, kifli dikkatini bir noktaya odaklarken gördü ü fleyi bir kal ba yerlefltirmeden önce, bir örüntü üzerinde flekillendirmektedir. Yâni bir uyaran bir örüntü ile sentezlenmeden önce insan n dikkatini çeker. Treisman' n teorisine göre tek bir fleklin aranmas ile birleflik flekillerin aranmas aras nda süre aç s ndan fark vard r. Treisman ve Gelade yapt klar bir deney ile bu durumu aç klamaya çal flm fllard r. Çal flmada, deneklerden 30 derecelik bir aç dan bakarak T ve Y harflerini bulmalar n istemifllerdir. Kat l mc - lar n T nin çapraz çizgisini fark edip bunlar I olarak alg lad klar ve Y lerden ay rt etmeyi ise yaklafl k 800 milisaniyede gerçeklefltirdikleri görülmüfltür. Ayr ca çal flmada kat l mc lardan I ve Z 'lerin aras ndan T yi bulmalar istenmifltir. Bu durumda, denekler T nin sadece düfley ve yatay çizgilerini kullanmam fl, bunlar n birleflimini almak zorunda kalm flt r. Süre 1200 milisaniyeye kadar ç km flt r. Bir fleklin bileflenlerine karar vermek için o flekle odaklanmak gerekmektedir. Treisman ve Gelade, deneklerin tek bir flekli düfley bir çizgi gibi, fleklin tam yerini bilmeden de tespit edebildiklerini bulmufltur. Bileflenlerden oluflan flekillerin yeri lokalizasyon bildirmektedir. Denekler bile- New/Yeni Symposium Journal www.yenisymposium.net 39

flenlerden oluflan bir fleklin yerinden emin olmak için spesifik bir lokasyona yönelmek zorundad rlar (Treisman ve Gelade 1980). Baflka bir çal flmada, hedef ile ayraçlar aras ndaki benzerli in artt durumlarda hedefin do ru olarak bulunmas n n güçleflti i belirtilmifltir (Duncan ve Hamphreys 1989). Treisman, yapt çal flmas nda hedef benzerli ini sâbit tutmufl ancak klâsik flekillerin tespitinde sorun yafland n belirlemifltir (Treisman ev Schmidt 1982). Bileflik yap lar n tam olarak alg lanmas için dikkatin o flekiller üzerinde yo unlaflmas gerekmektedir. Treisman ve Schmidt (1982) dikkat alan n n d fl nda kalan uyaran birleflimlerine verilen tepkileri incelemifllerdir. Deneklerden görsel alan n, bir bölümündeki iki siyah rengi tan mlamalar istenmifltir. Bu dikkatin topland aland r. Görsel alanlar n baflka bölümlerinde de iflik renklerde harfler gösterilmifltir. Siyah rakamlar denekler söyledikten sonra di er alanlardaki harfler ve renkler sorulmufl, kar fl k yan tlar al nm flt r. Bu bize bileflik yap lar n tam olarak alg lanmas için dikkatimizi o flekiller üzerinde yo unlaflt rmam z gerekti ini göstermektedir. Aksi halde bu flekiller fark edilebilir ancak di er flekillerle kar flt r labilir. BÖLÜNMÜfi D KKAT Bölünmüfl dikkat, dikkatin birden fazla uyar c ya yöneltilmesi olarak tan mlanabilir. Bölünmüfl dikkat durumunda organizman n en az iki uyar c ya bilinçli olarak dikkatini yöneltmesi gerekmektedir (Anderson 1995, Jennigs ve Coles 1991, Pashler 1998). kili dinleme durumunda dikkatin odaklanmas n n ne kadar zor bir görev oldu- unun üzerinde durmufltuk. Günlük yaflamda hangi iki ayr faaliyetin ayn anda baflar yla yapt m z düflünürsek akl m za bu iki iflin birbirinden farkl olduklar gelir. Örne- in, araba kullan rken radyo kanallar n ayarlay p, cep telefonu ile konuflabiliriz. Tüm bu iflleri yaparken acaba hepsini tek bir seferde yapt m zda ald m z verimi alabilir miyiz? Yap lan iki ifl aras ndaki benzerli in ölçüsünün büyük bir önem tafl d n gösteren birçok bulgu vard r. nsanlar iflitsel olarak verilen kelimeleri ö renirken di- er taraftan can s k c bir tak m kelimeleri tekrarlamaya veya gölgelemeye kalk flt klar nda, ö rendikleri kelimeleri hâf zadan geri getirmeleri ancak flans düzeyinde kalmaktad r. Ama ö renilecek olan kelimeler görsel olarak verildi inde hat rlama oran %90 seviyesine ç kmaktad r. kili görevlerin yap lmas nda benzerlik faktörünün analizi esnas nda bir seri farkl türden benzerli in birbirinden ay rt edilmesi gerekmektedir. Wickens, iki görevin birbirine kar flmas nda ayn uyaran tarz n, ayn ifllemleme dönemlerinin kullan lmas n, birbiri ile ba lant l bellek kodlamalar n n olmas n ve tepkinin benzerli ini birer ölçü olarak kullanm flt r (Anderson 1995). Yap lan iki görevin birbirine kar flmas bu görevlerin birbirine olan benzerli inin bir sonucudur. Yap lan araflt rmalarda ikili görevin baflar yla yerine getirilmesinde tekrar n önemli bir etkisinin oldu u görülmüfltür (Pashler 1998, Anderson 1995, Hirst ve ark. 1980). Tekrar say - s n n artmas ile ikili görevi bir arada yapma performans artmaktad r. Yükselen performans n nedeni yeni stratejiler gelifltirilmesi, tekrar ile birlikte dikkat edilmesi gereken merkezlerin say s n n azalmas ve iflin bafllang c nda kullan lan özel ifllemlemenin kullan lmamas olabilir. Buna ek olarak, verilen iki görevin birlikte yap labilmesinde görevin güçlük derecesi de önemlidir. Yap lan karmafl k iflin performans, bâzen o göreve ayr lan kayna n miktar na ba l olabilir. Bir görev için ayr lan kaynak miktar ndaki art fl, gösterilen performans da etkileyecektir. kili görevden birinin giderek artan zorlu u nedeniyle ek kaynaklar aktar lm flsa ikinci görevin yap lmas engellenir. kili görev ile ilgili olarak yap lan birçok araflt rmada dikkat ile ilgili merkezî bir kapasitenin varl düflmektedir. Bu merkezî ifllemleyici oldukça s n rl bir kapasiteye sahiptir. kili görevin baflar ile yap lmas bu iki görevin kaynak talebine ba l d r. Her ikisinin talep toplam, merkezî kapasitenin toplam kayna n aflm yorsa bu iki görev, birbirini engellemeden yap labilir. E er merkezî kapasite bu iki görevin kaynak talebini karfl lamada yetersiz kal rsa yap lan iflin bozulmas kaç n lmazd r. Her iki görevden birinin bozulma miktar uygun kaynaklar n tahsis edilme fleklinden etkilenecektir. Norman ve Bobrow'un (1975) teorisini temel alan bütün merkezî kapasite teorilerine göre, ikili görev performans n n kesin belirleyicisi her bir görevin güçlük seviyesidir. Güçlük seviyesi ise merkezî kapasite kaynaklar nca karfl lanacak olan isteklere ba l d r. kili görev örnekleri içerisinde anahtar rolü oynayan fenomenlerden birisi de otomatikleflmedir. Otomatikleflme, artan tekrar say s sonucunda bâz faâliyetleri ifllemlemenin merkezi kapasite taleplerini s f ra indirmesi sonucunda ortaya ç kan durumdur. Üç temel özelli i vard r. Otomatik süreçler h zl d r, bir di er görevin performans n azaltmaz ve kaç n lmazd r (Jonides ve ark. 1985). Otomatikleflmede sâbit bir dikkat kapasitesi ölçüt olarak al nm flt r. Bu süreç basitçe bu kapasitenin bir ifllevidir. Bu süreç ne kadar çok iflletilirse gereken dikkat de o kadar azalt labilir. Yâni bu süreç ne kadar çok kullan l rsa, ne kadar çok pratik yap l rsa o ölçüde otomatik ifller. Bu tip fazla miktarda iflleme sokulan süreçler için çok az dikkat gerekir. Bu tarz dikkat gerektirmeyen, üzerinde çok fazla deneme yap lm fl süreçlere otomatik süreçler denir. Biliflsel süreçler, otomatikleflme aç s ndan ikiye ayr l r. Bunlar; dikkat gerektirmeyen otomatik süreçler ve dikkat gerektiren kontrollü süreçlerdir. Otomatik süreçler kiflinin dikkat harcamadan gerçeklefltirdi i süreçlerdir. Örne- in araba kullanmak ve dil yetileri otomatiktir. Kontrollü süreçler ise bilinçli bir kontrol gerektirir. Örne in her farkl bölgedeki konuya dikkat etme gibi. Dinlenen bir konuda konuflman n seçici hâle getirilmesi kontrollü sü- New/Yeni Symposium Journal www.yenisymposium.net 40

rece örnektir. Çok yüksek biliflsel süreçleri içine alan zihinsel aritmetik performans da kontrollü sürece örnektir (Pashler 1998, Anderson 1995). SONUÇ Sonuç olarak, bu yaz kapsam nda biliflsel psikoloji literatüründe yer alan dikkat teorileri üzerinde durulmufltur. Dikkat oldukça karmafl k bir ifllev olup her türlü bilinçli nöropsikolojik ifllevin, ö renme ve düflünmenin vazgeçilmez kofluludur. Dikkat ve süreçlerinin biliflsel psikoloji kapsam nda ele al n p psikopatolojilerin tedavilerinde kullan lmas n n yeni bir bak fl aç s getirece i düflünülmektedir. Özellikle dikkat eksikli i hiperaktivite bozuklu u (DEHB) ve özgül ö renme güçlü ü (ÖÖG) gibi çocukluk ça n n en s k görülen psikopatolojilerine yönelik biliflsel süreçlerin netlefltirilmesinde dikkat kuramlar n n gözden geçirilmesinin önemli oldu u düflünülmektedir. Özellikle, DEHB ve ÖÖG gibi çocukluk ça na iliflkin psikopatolojileri aç klamaya yönelik nöropsikolojik modeller gelifltirirken dikkat ve süreçlerinin üzerinde ayr nt l durulmas gerekmektedir. REFERENCES Anderson J R (1995) Cognitive Psychology and Its Implications. Fourth Edition, New York: WH. Freeman and Company. Atkinson RL, Atkinson RC (1996) Hilgard's Introduction to Psychology. 12th Edition, London: Harcourt Company. Baddeley A (1990) Human Memory: Theory and Practice. Boston: Allyn and Bacon. Cherry EC (1953) Some experiments on the recognition of speech, with one and two ears. J Acoust Soc Am; 25: 975-979. Crick F (2000) fiafl rtan Varsay m: nsan Varl n n Temel Sorular na Yan t Aray fl.7. Bask. Ankara: Tübitak Yay nlar. Deutsch D (1986) Auditory pattern recognition, Boff K, Kaufman L K, Thomas J, editors. Handbook of Perception and Human Performance, Second volume. Wiley, 32: 1-44. Dunken J, Hamphreys GW (1989) Visual search and stimulus similarity. Psychol Rev; 96: 433-458. Eyesenck MW, Keane MT (2000) Cognitive Psychology. A Student's Handbook, 4th Edition. London: Psychology Press. Gluchsberg S, Cowan GN (1970) Memory for nonattended auditory material. Cognitive Psychol; 1: 149-146. Hirst W, Spelke ES, Reaves CC, Charack G, Neisser U (1980) Dividing attention without alternation or automaticy. J Exp Psychol, 109: 98-117. Jennings RJ, Coles MGH (1991) Handbook of Cognitive Psychology: Central and Automatic Nervous System Approaches. MA: Cambridge University Press, 413-455. Johnston WA, Heinz SP (978) Flexibility and capacity demands of attention. J Exp Psychol; 107: 420-435. Jonides J, Naveh-Benjamin M, Palmer J (1985) Assessing automaticity. Acta Psychol; 60: 157-171. Karakafl S, Irak M, Bekçi B (2003) Sa l kl nsanda Bilgi flleme Süreçleri: Bilifl ve Üst-Bilifl. Beyin ve Nöroloji: Temel ve Klinik Bilimler, Ankara: Çizgi T p Yay nlar. Karakafl S (2000) Bilgi fllemede Entegratif Model. Karakafl S, Ayd n H, Erdemir C, Özesmi Ç, editörler. Multidisipliner Yaklafl mla Beyin ve Kognisyon. Ankara: Çizgi T p Yay nlar. Karakafl S (1997) A descriptive framework for information processing: An integrative approach. brain alpha activity: new aspects and functional correlates. Baflar E, Hari R, Lopes Da Silva FH, Schürmann M, editors. Int J Psychophsiol; 26: 353-368. Klatzky RL (1980) Human Memory: Structures and Processes. New York: WH Freeman. La Berge D (1983) Spatial extent of attention to letters and words. J Expl Psychol: Hum Percept and Perform; 371-379. Moray N (1959) Attention in the dichotic listening: affective ques and the influence of instructions. Q J Exp Psychol; 11: 56-60. Nijokiktjen C (1988) Pediatric Behavioral Neurology. I. Volume. Amsterdam: Suyi Publications. Norman DA, Bobrow DG (1975) On data limited and resource limited processes. Cognitive Psychol; 7: 44-64. Pashler HE (1998) The Psychology of Attention. 2. Edition, London: A Bradford Book, The MIT Press. Posner MI, Petersen SE, Fox PT (1988) Localization of cognitive operations in the human brain. Science; 240: 1627-1631. Posner MI, Snyder CRR, Davidson BJ (1980) Attention and the detection of signals. J Exp Psychol; 109: 160-174. Posner MI, Nissen MJ, Ogden WC (1978) Attended and unattended processing modes: the role of set for spatial location. Pick Jr HL, Saltzman IJ, editors. Modes of Perceiving and Processing Information. Erlbaum Hillsdale. NJ: 137-157. Shiffrin RM, Schneider W (1977) Controlled and automatic human information processing: II. perceptual learning, automatic attending, and a general theory. Psychol Rev; 84: 127-190. Treisman AM, Gelade G (1980) A feature interaction theory of attention. Cognitive Psychol; 12: 97-136. Treisman AM, Riley J (1969) Is selective attention selective perception or selective response? A further test. J Exp Psychol; 79: 27-34. Treisman AM, Schmidt H (1982) Illusory conjunction in the perception of objects. Cognitive Psychology; 12: 97-136. Treisman AM (1991) Search, similarity, and integration of features between and within dimension. J Exp Psychol: Hum Percept Perform; 17: 652-676. Triesman AM, Geffen G (1967) Selective attention: Perception or response? Q J Exp Psychol; 19: 1-17. New/Yeni Symposium Journal www.yenisymposium.net 41