BİR ALMAN FEDERAL MAHKEMESİ KARARI

Benzer belgeler
İFLASTA TAKASA İTİRAZ EDİLMESİ HALİNE İLİŞKİN BİR ALMAN FEDERAL MAHKEMESİ KARARI

MEMURİYET GÖREVİNİ İHLALDEN DOLAYI AÇILAN VE İHTİYARİ DAVA ARKADAŞLIĞININ MEVCUT OLUDUĞU DAVADA KISMİ HÜKMÜN VERİLİP VERİLEMEYECEĞİ MESELESİ

(KARAR ÇEVİRİSİ) 05 Mayıs 2011 tarihli İcra Yargılamasından

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

İçindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 19 Giriş 21 Birinci Bölüm İDARÎ YARGININ GELİŞİMİ VE TÜRK YARGI TEŞKİLATININ GENEL GÖRÜNÜMÜ I. YARGISAL DENETİMİNDE

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XIX

SINAİ MÜLKİYET KANUNU NDA İHTİYATİ TEDBİRLER

İsviçre Federal Temyiz Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi nin Tarihli Kararı

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

ALMAN FEDERAL MAHKEMESİ KARARI ANONİM ŞİRKETLERİN DAVADA TEMSİLİ VE KANUN YOLU AŞAMASINDA FER İ MÜDAHALE

MEDENÎ USÛL HUKUKUNDA BELGELERİN İBRAZI MECBURİYETİ

Anayasa Mahkemesi ne Bireysel Başvuru

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

İstinaf Kanun Yolu ile Temyiz Kanun Yolu Arasındaki Fark Nedir? Hukuk Davası İçin İstinaf Mahkemesine Başvuru Şartları

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

Anayasa Mahkemesi ne Bireysel Başvuru

İLGİLİ KİŞİNİN HAK ARAMA YÖNTEMLERİ

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

Yrd. Doç. Dr. Pınar ALTINOK ORMANCI Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ZARARI AZALTMA KÜLFETİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru No /07) KARAR STRAZBURG. 24 Eylül 2013

2- Dâvanın, her biri hakkında aynı sebepten neşet etmesi. hükmü öngörülmüş. iken,

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

KESİN SÜRE VERİLİRKEN GİDERLERİN KALEM KALEM AÇIKLANMASI GEREKTİĞİ

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

İlgili Kanun / Madde 6100 S.HMK/120, 324

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

PATOLOJİ LABORATUARI ÇALIŞANLARININ YASAL SORUMLULUKLARI

İÇİNDEKİLER GİRİŞ KONUYLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR.1) KONUNUN TAKDİMİ, ÖNEMİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

KESIN HÜKMÜN ETKILERINE ILIşKIN GÜNCEL BIR ALMAN FEDERAL MAHKEMESI KARARI

Dr. TANER EMRE YARDIMCI HUKUK YARGILAMASINDA SOMUTLAŞTIRMA YÜKÜ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/2890)

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

Malpraktis İddialarında Bilirkişilik Müessesesi ve Yönetimi. Dosyanın İncelenmesi / Raporlama Yöntemi

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /9

ISLAH YOLU VE 1948 TARİHLİ YARGITAY İBBGKK

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Nurcan YILMAZ ÖZEL ADİL YARGILANMA HAKKI KRİTERLERİNİN TÜRK İDARİ YARGILAMA HUKUKU AÇISINDAN MUHTEMEL VE GERÇEKLEŞEN ETKİLERİ

Alman Federal Mahkeme Kararları

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

ANAYASA MAHKEMESİNDEN GVK GEÇİCİ 73 ÜNCÜ MADDEYLE İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

ALMANYA DA 2013 OCAK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER

Alman Federal Mahkeme Kararları. Hessen Eyalet Sosyal Mahkemesi

Yargıtay 13, Hukuk Dairesinden:

Bağdat Cad. No:108/B D:26 Fenerbahçe Kadıköy İSTANBUL. : Bilirkişi 2. Ek Rapor ve Ayrık 2. Ek Rapora Karşı Beyanlarımızdan İbarettir.

DANIŞTAY BAŞKANLIĞI. COUNCIL of STATE

GERÇEK OLMAYAN VEKÂLETSİZ İŞ GÖRME VE MENFAAT DEVRİ YAPTIRIMI

İFLAS HUKUKU (HUK206U)

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM

Murat Özgür ÇİFTÇİ. Avukat. Medeni Yargılama Hukukunda İSTİNAF

Endüstriyel Tasarım Tescilinde Yenilik ve Ayırt Edici Nitelik Değerlendirmesi. İç Mimarlık Ve Çevre Tasarımı Bölümü, Beytepe Kampusu Ankara,

"Tüketici Aleyhine Başlatılacak İcra Takibinde Parasal Sınır" "Tüketici Aleynine Ba~latllacak icra Takibinde Parasal ~ınırn

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /17-21

Resmi senetler için bu şekilde itiraz mümkün değildir. (menfi tespit davası m.72; HMK m. 208/IV).

VI. Cilt'in içindekiler Sayfa Kadastro mahkemeleri 5657 A) Genel bilgi 5657 B) Kadastro mahkemesinin teşkilâtı 5660 C) Kadastro mahkemesinin

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ERHUN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru numaraları: 4818/03 ve 53842/07) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Yrd. Doç. Dr. Ali DEMİRBAŞ. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu nda ESER SAHİBİNİN MALİ HAKLARINA TECAVÜZ HALİNDE HAK SAHİBİNE SAĞLANAN HUKUKİ KORUMA

SEYFULLAH TOSUN ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURUDA MASUMİYET KARİNESİ

İlgili Kanun / Madde 818 S.BK /125 İŞ KAZASI ZAMAN AŞIMININ BAŞLANGICININ MALULİYET ORANIN KESİN OLARAK TESPİT EDİLDİĞİ TARİH OLDUĞU

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

Dr. SEYİTHAN GÜNEŞ Emekli Hakim HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI

FAZLA ÇALIŞMA İDDİASININ TANIKLA İSPATINDA SINIRLAR

VDDK, E: 2016/202, K: 2016/199 Özel Esaslara Alınma Hakkında

İstihkak prosedürü sonunda, üçüncü kişinin bu hakkı kabul edilir, lehine sonuçlanırsa, o mal üzerindeki haciz kalkar veya mal o hakla birlikte

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Alipour ve Hosseinzadgan / Türkiye. (6909/08, 12792/08 ve 28960/08) AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI

ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru n o 46766/13 Yılser GÜNGÖR ve diğerleri / Türkiye

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2014/ Sayılı Kanunla Vergi Yargılamasına ve Ticaret Mahkemelerine İlişkin Getirilen Yenilikler

AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32,46

Dr. Hediye BAHAR SAYIN. Pay Sahibi Haklarının Korunması Kapsamında Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, 18-21

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 7 İÇİNDEKİLER 9 KISALTMALAR CETVELİ 19 GİRİŞ 23 BİRİNCİ BÖLÜM DAVALARIN BİRLEŞTİRİLMESİ VE AYRILMASI HAKKINDA GENEL BİLGİLER 1.

T.C. D A N I Ş T A Y ONBEŞİNCİ DAİRE Esas No : 2014/9315 Karar No : 2015/9212

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU

BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ VE GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA KARARLARI. DR. ADEM ASLAN Yargıtay 11.HD. Üyesi

REKABET HUKUKUNDA TAZMİNAT TALEPLERİ

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Đclal KARAKOCA ve Hüseyin KARAKOCA v. TÜRKĐYE (Başvuru no /11)

ALACAKLILARA ZARAR VERME KASTIYLA YAPILAN TASARRUFLARIN İPTALİ

TMMOB GIDA MÜHENDİSLERİ ODASI BİLİRKİŞİLİK TEMEL EĞİTİMİ PROGRAMI Ekim 2017/21-22 Ekim 2017

DANIŞTAY BAŞKANLIĞI NA,

İDARİ YARGILAMA USULÜNDE İSPAT

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

Transkript:

Delil Tespitine İlişkin Bir Alman Federal Mahkemesi Kararı 1605 H DELİL TESPİTİNE İLİŞKİN BİR ALMAN FEDERAL MAHKEMESİ KARARI (Çev.) Dr. Birce ARSLANDOĞAN * Alman Federal Mahkemesi nin 6. Dairesi nin 24 Eylül 2013 tarihli ayrı delil tespitine ilişkin VI ZB 12/13 sayılı kararı 1 Kaynak (Nachschlagewerk): Evet Alman Federal Mahkemesi nin Hukuk Davalarındaki Kararları (BGHZ): Evet Alman Federal Mahkemesi nin Sistematik Derlemesi (BGHR): Evet Alman Medeni Usul Kanunu (ZPO) m. 485/II Sağlığa ilişkin zararın sorumluluk hukuku bakımından geçerli olan temel nedenlerinin, dava açılmadan önce, bir uzman yoluyla tespit edilmesinde hukuki menfaat, bilfiil bu hususun bir davanın açılmasının önüne geçilmesinin tespiti için hizmet görecek olmakla beraber şayet kesin olarak aydınlatılması için başkaca izahlar gerekli görülüyorsa, bulunmaktadır. Alman Federal Mahkemesi, 24 Eylül 2013 - VI ZB 12/13 - Dresden Eyalet Yüksek Mahkemesi, Dresden Asliye Hukuk Mahkemesi Alman Federal Mahkemesi nin 6. Hukuk Dairesi, 24 Eylül 2013 tarihinde, daire başkanı hâkim Galke, hâkim Zoll, hâkim Diederichsen ve hâkimler Pauge ve Stöhr den oluşan mahkeme heyeti şu kararı vermiştir: Davacının kanun yolu başvurusu üzerine, Dresden Eyalet Yüksek Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi nin 18 Mart 2013 ve Dresden Asliye H * 1 Hakem incelemesinden geçmiştir. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Usûl ve İcra-İflâs Hukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Kararın almanca metni için bakınız: http://www.bundesgerichtshof.de/. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 16, Özel Sayı 2014, s. 1605-1612 (Basım Yılı: 2015) Prof. Dr. Hakan PEKCANITEZ e Armağan

1606 Dr. Birce ARSLANDOĞAN Hukuk Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi nin 1 Kasım 2012 tarihli kararları kaldırılmaktadır. 06 Temmuz 2012 tarihli başvuru dilekçesine uygun olarak delil gösterilmesi gerekmektedir. Bunun haricinde lüzumlu olan karar ve tedbirler Asliye Hukuk Mahkemesi ne aktarılacaktır. Şikayet için müddeabihin kıymeti 20.000 olarak tespit edilmiştir. Gerekçe (Gründe): Davacı, delil tespiti prosedürü ile, davalı tarafın kliniğinde 25 Kasım 2009 tarihinde PEG 2 -sondasının takılması ve 15 Aralık 2009 tarihine kadar yerleşik olarak bırakılması ile ilgili bilirkişilerce değerlendirme talep etmektedir. Davacı, 20 Kasım-15 Aralık 2009 tarihleri arasında davalı tarafın müessesesinde kalp ameliyatı sonrasında ve rehabilitasyon için yataklı olarak tedavi görmüştür. Davacı başlangıçta burnundan içeri sokulmuş olan bir sonda vasıtasıyla beslenmiş ve suni solunum desteği ile nefes almış ve akabinde davacıya 25 Kasım 2009 tarihinde PEG-sondası yerleştirilmiştir. Davacının genel sağlık durumunun sürekli olarak kötüye gitmesi sonucunda kendisi, 16 Aralık 2009 tarihinde bir anestezi ve yoğun bakım kliniğinde acil olarak ameliyat edilmiştir. Ameliyat raporunda, davacıda, yerleştirilmiş olan PEG-sondası nedeniyle mide perforasyonun ortaya çıkmış olduğu tespit edilmiştir. Yetkili Eyalet Tabipler Odasında gerçekleştirilen tahkim yargılaması sonunda, davacı, delil tespiti yolu ile aşağıdaki soruların açıklığa kavuşturulması talebi ile yazılı bir bilirkişi raporunun düzenlenmesi için başvuruda bulunmuştur; 1. 25.11.2009 tarihinde davalının çalışanları tarafından davacının vücuduna yerleştirilen PEG-sondasının, uygun tıbbi şartlara göre yerleştirilip yerleştirilmediği, özellikle davacıda bu tedavinin uygun olmadığını gösteren bir bulgunun ortaya çıkıp çıkmadığı, 2 PEG (PERKÜTAN ENDOSKOPİK GASTROSTOMİ), ağız yoluyla gıda alamayan hastaların beslenmesini sağlamak amacıyla bir alternatif yol olarak karın duvarından geçirilen esnek bir tüpün mideye yerleştirilmesi işlemidir. Bu uygulama katı-sıvı gıdaların ve/veya ilaçların yemek borusundan geçmeksizin mideye ulaşmasını sağlar (Çevirenin notu).

Delil Tespitine İlişkin Bir Alman Federal Mahkemesi Kararı 1607 2. 1. maddede belirtilmiş olan PEG-sondası yerleştirme işleminin hatalı şekilde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, Eğer bu sorunun cevabı evet ise, hatanın nedeni veya nedenlerinin neler olduğu, 3. 2. maddede tespit edilen sonda yerleştirme işlemindeki olası hatanın, davalı tarafın hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, Tespit edilebilirliğin zor olması durumunda terditli olarak; Bir veya daha fazla sayıda işlem hatası mevcut olmaksızın, beslenme için yerleştirilmiş olan PEG-sondası sebebiyle davacının başına gelmiş olduğu gibi, belli bir dereceye kadar büyük miktarda sonda besinin serbestçe karın bölgesine ulaşmasının mümkün veya düşünülebilir olup olmadığı, 4. Davalı tarafından PEG-sondasının davacının midesi yerine karın bölgesinde yerleşik bulunduğu tespit edilmeden 25.11.2009 tarihinden 25.12.2009 tarihine kadar bir sürenin geçmiş olmasının yapılan tedavideki hataların bir sonucu olup olmadığı ve yetersiz süreç kontrolünün gerçekleşip gerçekleşmediği, Eğer bu sorunun cevabı evet ise, bu durumun ne zaman tespit edilmiş olması gerekirdi? 5. 2. veya 4. maddelere göre tespit edilen tedavideki hataların bir biçimde hekimlerin olağan tedavi usullülerine aykırılık teşkil edip etmediği ve objektif olarak bakıldığında bu durumun anlaşılır olarak kabul edilip edilemeyeceği ve hekim için behemehâl vuku bulması düşünülemez hataların bir sonucu olup olmadığı, Davalı taraf, delil tespiti talebine itiraz etmiş ve neticesinden bağımsız olarak hiçbir surette tedavideki hata suçlamasını kabul etmeyeceğini bildirmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi başvuruyu reddetmiştir. Davacı tarafın acele itiraz yoluna başvurması yarar sağlamamıştır. Eyalet Yüksek Mahkemesi itiraz başvurusunu reddetmiştir. Eyalet Yüksek Mahkemesi tarafından yapılan şikayet başvurusu ile davacı talebini sürdürmeye devam etmektedir.

1608 Dr. Birce ARSLANDOĞAN II. Şikayet başvurusu geçerli ve gerekçelidir. 1. Eyalet Yüksek Mahkemesi, Asliye Hukuk Mahkemesi ile uyumlu olacak şekilde ZPO m. 485/II ye göre delillerin ikame edilmesi başvurusunu, yapılması talep edilen ekspertize ilişkin olarak hukuki menfaatin yeterli ölçüde ortaya konulmadığı gerekçesiyle reddetmiştir. Davacı tarafından tespiti istenen delile ilişkin formüle edilmiş olan sorular ne davacının sağlık durumunun tespitine (ZPO m. 485/II, c.1, b.1) ne de bedeni zararın nedenine ilişkin olmayıp (ZPO m. 485/I, c1, b.2) aksine davacıda, davalının kliniğinde kalış müddetince ortaya çıkan mide perforasyonu için olan sorumluluğun tespitine ve böylece davacıya uygulanmış olan tedavideki hataların tespitine yöneliktir. Davacının durumuna tedaviyi uygulamakta olan hekimlerin hatasının mı neden olduğu veya bu hekimlerin başkaca biçimde uygulama yapmalarının mı gerektiği hususları sorumluluğun değerlendirilmesine ilişkin olarak nedensellikten ayrı tutulmalıdır. Tıbbi özen standardı, ZPO m.485/ II ye göre delil tespiti prosedürüne konu teşkil etmediğinden davalı tarafın müessesinde çalışan hekimlerin doğru davranışlarına ilişkin soruların açıklığa kavuşturulması zor olduğu gibi, hekimlerin sorumluluğuna ilişkin değerlendirmenin aydınlatılması da kolay değildir. Bu husus daha ziyade başvuru dilekçesinin 5. maddesinde sorulmuş olan tedaviye ilişkin bir hatanın ağır olarak tanımlanıp tanımlanamayacağına ilişkin soruyla bağlantılıdır. Bu noktada söz konusu olan esas itibariyle tıbbi bilirkişi tarafından tespit edilmiş olan hususlara dair bir hukuki bir değerlendirme olsa da, bu hususun değerlendirmesi sadece bilirkişiye bırakılmayacaktır. Tespiti istenen hususlara dair formüle edilmiş olan sorularda ve başvuru dilekçesinin gerekçesinde davacının hatalı tedavi edilip edilmediğinin veya edilmişse hangi surette hatalı tedavi edildiğinin ayrıntılı biçimde açıklığa kavuşturulması hedeflenmektedir. Bu sorular kişinin durumunun ve bedensel zararın nedeninin tespit edilmesine ve icabında bunların varlığına ve daha ötesine ilişkindir ki bu hususlar delil tespit yolu ile saptanabileceklerdir. 2. Şikayet başvurusu meşrudur (ZPO m. 574/I, c.1, b2) ve ayrıca caizdir (ZPO m.575/i, II ve III) ve şikayete konu edilen kararın iptalini gerektirmektedir.

Delil Tespitine İlişkin Bir Alman Federal Mahkemesi Kararı 1609 ZPO m. 485/II ye göre davanın ikamesinden önce hekimlerin sorumluluğuna ilişkin yapılacak olan bir tespitin, aslen hastaya uygulanan tedavideki hatanın tespit edilmesine hizmet edeceği ve bu sebeple hukuki menfaatin ortada olmayacağı sebebiyle şikayet başvurusunun reddedilmesi hususu şikayet başvurusunda başarılı biçimde sorgulanmıştır. ZPO m. 485/II, c.2 ye göre hukuki menfaatin, yapılacak bilirkişi incelemesi ile kesin bir sonuca varılmasının mümkün olmayabileceği ve başkaca açıklamaların da gerekli olacağı düşünüldüğünde bile, başvurulan delil tespiti, hukuki ihtilafın sona erdirilmesine hizmet edebilecek olduğunda var olduğu kabul edilir (21 Ocak 2003 tarihli Daire Kararı - VI ZB 51/02, BGHZ 153, 302 ff.). Söz konusu şart bu olayda mevcuttur. a) İstinaf mahkemesi isabetli olarak, davacı için aranan hukuki menfaatin, davalı tarafın, itiraz başvurusunda delil tespiti işlemine konu olacak bilirkişi incelemesini, inceleme sonucundan bağımsız olarak kabul etmeyeceğini belirtmesi nedeniyle, mevcut olmadığı gerekçesiyle, başvuruyu reddetmemiştir. Bu durumdan bağımsız olarak, ZPO m. 485/II, c.2 ye göre diğer şartların mevcut olması halinde hukuki menfaatin varlığı esas alınacaktır. Tedaviyi yapan tarafın hukuki görüşünü değiştirmemiş olması hususu, ZPO m.96 daki yargılama giderlerine mahkum edilme riski gibi, talep edene risk oluşturur. b) Hastaya uygulanan tedaviye ilişkin hatanın mevcudiyeti veya hatanın ağırlığı bakımından mide perforasyonu ve bunun sonuçları ile ilgili olarak esaslı gerekçelerin tespiti, şikayeti inceleyen mahkemenin hükmettiği görüşün aksine delil tespitinin caiz olmasına bir engel teşkil etmez. ZPO m.485/ii ye göre, dava öncesi delillerin ikame edilmesi prosedürünün amacı ve mantığı, mahkemeleri dava süreçleri ile ilgili yükler bakımından hafifletmek ve hukuki ihtilafa ilişkin asıl davanın açılmasına imkân vermeden tarafların hızlı ve masraf bakımından daha tasarruflu bir uzlaşmaya varmalarını sağlanmasıdır (karşılaş. 21 Ocak 2003 tarihli Daire kararı - VI ZB 51/02, BGHZ 153, 302, 307 mwn). Davacının uğradığı sağlık zararına ilişkin sorumluluk hukuku bakımından esaslı öneme sahip gerekçelerin, dava öncesi süreçte açıklığa kavuşturulması, esasen

1610 Dr. Birce ARSLANDOĞAN usul ekonomisine de hizmet etmektedir. Apaçık ortadadır ki davacı taraf taleplerini sürdürmek isteyip istemeyeceğine karar verebilmek için sorumluluk hukuka bakımından konunun açıklığa kavuşturulmasını amaçlamaktadır. Bu sebepten dolayı da ihtilaftan kaçınmayı da göz önünde tutmaktadır. Hekimin kabahatine ilişkin hukuki sorular ve ileri sürülen zarara ilişkin ihlalin illiyetti henüz belirlenmemiş olduğundan, bu şartlar dâhilinde olası fiili tespitler ile hekimin mesuliyeti süreci hakkında karar verilemeyeceği açıktır. Her ne kadar hekimin sorumluluğuna başvurulabilmesi için öngörülmüş olan tıbbi standarttan sapmalar yeterli olmasa da hukuk uygulamasında, sağlığa ilişkin zararının tespiti ve bu zarara yol açan tedaviye ilişkin hatanın varlığı ve bu hatanın ağırlığının ne olduğu çoğu zaman tespit edilmektedir. Bu sebeple sağlığa ilişkin zararının ve bunun sebeplerinin dava açılmadan önce tespit edilmesi usul ekonomisine hizmet edebilir. Hatanın tedaviyi yapan hekim tarafından taksirli olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğine ilişkin sorunun hakim tarafından cevaplandırılmaması için de bir engel yoktur. Hekimin kusurunun değerlendirilmesi, medeni hukuk için kıstas olan nesnel ihmal standartları nedeniyle tedaviye ilişkin hatanın tespit edilmesi ile sıkı sıkıya bağlantılıdır. Verilen bir tedavi kararının tıbbi standartların ihlali anlamına geldiği ortaya çıkacak olursa bu halde tedaviyi yapan hekim olağan olarak nesnel bakım ihlali içinde mesul olur. Başvuru dilekçesinin 5. maddesinde formüle edilmiş ve önceki sorularda tespit edilmiş bulunan olası tedavi hatalarının bir biçimde hekimlerin olağan tedavi usullülerine aykırılık teşkil etmiş olup olmadığına ve nesnel açıdan bakıldığında anlaşılır olarak kabul edilemez ve hekim için behemehâl vuku bulması düşünülemez hataların bir sonucu olup olmadığına ilişkin sorunun delil tespiti içerisinde yer alması mümkündür. Duruşma hâkiminin tıbbi tedavinin hatalı olarak değerlendirilmesine ilişkin değerlendirmesi hukuki bir değerlendirmedir. Halbuki bunu için yeterli derecede kabul edilebilir ve gerçek ilkeleri ortaya koyan tıbbi bir bilirkişi incelemesine gereksinim vardır (karş. 28 Mayıs 2002 tarihli Daire kararı - VI ZR 42/01, VersR 2002, 1026, 1027). Değerlendirme, tam kapsamlı bir biçimde ve tıbbi bir bilirkişi tarafından bildirilen faktörler üzerinden yapılmalı ve bilirkişinin tedavi sürecinin tıbbi değerlendirmesi üzerine dayanabiliyor olmalıdır. Duruşma hâkiminin gerekli açıklamalar olmadan veya hatta tıbbi bilirkişinin

Delil Tespitine İlişkin Bir Alman Federal Mahkemesi Kararı 1611 tıbbi izahatlarının aksine ağır bir tedavi hatasının varlığını kendi kanaatleri doğrultusunda değerlendirme yetkisi yoktur (karş. 28 Mayıs 2002 tarihli Daire kararı - VI ZR 42/01, aao, 1027 f., mwn). Davacının sağlığına ilişkin zararına dair belirleyici gerekçeler tespit edilecek olursa, bu halde tıbbi bilirkişinin tedavi sürecinin değerlendirmesine dayanarak tedavi hatasının mevcut olup olmadığı veya varsa bu hataların hangi ağırlıkta olduğunun tespit edilmesi durumu da delil tespitine açık olacaktır. Şayet tıbbi bilirkişinin değerlendirmesine göre, nesnel açıdan bakıldığında, davalı tarafın müessesesinde hekim için behemehâl vuku bulması düşünülemez ve anlaşılır olarak görülmeyen bir hata yapılmış olsaydı bu durumda her ne kadar ispat yükü dağılımına ilişkin hususların delil tespiti prosedüründe açıklığa kavuşturulması gerekmediği halde, davacının sağlığına ilişkin zararı ile PEGsondasının yerleştirilmesi sırasındaki hata arasındaki illiyet bağına ilişkin ispat külfetinin yer değiştireceğinin hesaba katılması gerekecekti. Bu husus olağan olarak ve esas itibariyle dava üzerinde etki eder ve bu nedenle de dava açılmasına yönelik kararın verilmesine etki edebilir. 3. Önceki iki farklı mahkeme derecelerinin kararlarının geçerliliği artık sona ermiştir. Daire kendisine ZPO m. 577/V, c.1 ile verilmiş olan konuya ilişkin karar verme yetkisinden istifade ederek talep edilmiş olan delil ikamesinin gerçekleştirilmesi için talimat vermektedir. Bunun haricindeki gerekli tedbirler ZPO m.572/iii e göre ilk derece mahkemesi olan Asliye Hukuk Mahkemesine iletilecektir. Galke Zoll Diederichsen Pauge Stöhr Önceki mahkemeler: Dresden Asliye Hukuk Mahkemesi, 01.11.2012 tarihli ve 6 OH 178/12 sayılı karar Dresden Eyalet Yüksek Mahkemesi, 18.03.2013 tarihli ve 4 W 243/13 sayılı karar

1612 Dr. Birce ARSLANDOĞAN K ı saltmalar Cetveli aao BGH BGHR : am angebenen Ort (daha önce belirtilen şekilde) : Bundesgerichtshof (Alman Federal Mahkemesi) : BGH-Rechtsprechung (Alman Federal Mahkemesi nin Sistematik Derlemesi) BGHZ : Entscheidungen des Bundesgerichtshofs in Zivilsachen (Alman Federal Mahkemesi nin Hukuk Davalarındaki Kararları) : Euro f. : folgende ff. : fortfolgende karş. : Karşılaştırınız LG : Landesgericht (Asliye Hukuk Mahkemesi) mwn. : mit weiteren Nachweisen (başka kaynaklara da atıf var) OLG : Oberlandesgericht (Eyalet Yüksek Mahkemesi) VersR : Versicherungsrecht (Zeitschrift) ZB : Zivilrechtbeschluss ZPO : Zivilprozessordnung (Alman Medeni Usul Kanunu) ZR : Zivilrecht (özel hukuk)