Nasıl Yaşlanıyoruz? How are we aging?



Benzer belgeler
YAŞLANMA /YAŞLANMA ÇEŞİTLERİ VE TEORİLERİ BEYZA KESKINKARDEŞLER

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR?

Eğer metabolizmanızda bir sorun varsa, başta kilo kontrolünüz olmak üzere vücudunuzdaki pek çok şey problemli hale gelir.

HÜCRE YAŞLANMASI Prof.Dr. T. Ulutin

ÇOK HÜCRELİ ORGANİZMALARIN GELİŞİMİ

Yaşlanma her canlıda görülen, tüm işlevlerde azalmaya neden olan, süregen ve evrensel bir süreç olarak tanımlanabilir. Organizmanın molekül, hücre,

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ

CANLILIK NEDİR? Fizyolojide Temel Kavramlar

b. Amaç: Hücre zarının yapı ve fonksiyonları ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır.

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

Telomer Nedir ve Neden Kısalır?

ECZACILIK FAKÜLTESİ BİYOKİMYA

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

Chapter 10. Summary (Turkish)-Özet

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

YAŞLI FİZYOLOJİSİ. Seray ÇAKIR

Teori (saat/hafta) Laboratuar (saat/hafta) BES BAHAR

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler

YAŞLILARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın

Fizik Antropoloji Anabilim Dalına ait dersler, Antropoloji Lisans Programı dahilinde verilmektedir.

Ökaryotik Kromozomlar

10. Sınıf Biyoloji Konuları Hücre Bölünmeleri Kalıtımın Genel İlkeleri Ekosistem Ekolojisi ve Güncel Çevre Sorunları

Hücre zedelenmesi etkenleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

HANDAN TUNCEL. İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

B unl a r ı B i l i yor mus unuz? MİTOZ. Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı,

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

TIBBİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

VÜCUT KOMPOSİZYONU 1

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ

YAŞAMBOYU SPOR ve ANTRENMAN BİLGİSİ. HAZIRLAYAN Zekeriya BAŞEKEN Beden Eğitimi Öğretmeni 1

YAŞAMIN YAŞLILIK DÖNEMİ VE HEMŞİRELİK

Hücre Zedelenmesi. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin

İyonize Radyasyonun Hücresel Düzeydeki Etkileri ve Moleküler Yaklaşımlar

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

Anal Fistula Plug NEW BIOMECHANICAL STATE OF THE ART

24- HÜCRESEL RADYASYON CEVABININ GENETİK KONTROLÜ

Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı. Cildimiz, yaşlanma belirtilerini en belirgin olarak yansıtan organdır.

Yaşlanmasak, Hep Genç Kalsak

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

VÜCUT KOMPOSİZYONU VE EGZERSİZ PROGRAMLAMA

Dayanıklılık ve antrenman

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK

Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

Konu:4 Yaşlılıkta Sağlığı Etkileyen Faktörler ve Erken Yaşlanmanın Önlenmesi

Arpada Hastalıklara Bağlı Olmayan Yaprak Lekeleri

Su / Hasta Değil Susuzsunuz adlı kitapta suyun önemi anlatılıyor ve yazara göre vücudumuz tam 46 nedenle suya ihtiyaç duyuyor.

HALK SAĞLIĞI ANABĠLĠM DALI. Ders adı : Endokrin çevre bozucular ve tarama programı

b. Amaç: Gen anatomisi ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır.

KANSER TANIMA VE KORUNMA

Hücresel Yaşlanma. Prof. Dr. Fatma Savran-Oğuz

Demans ve Alzheimer Nedir?

1. Sınıf Güz Dönemi I. Hafta Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Ders Saati

«DM Patogenezinde unutulan riskler» Endokrin Bozucular & Çevresel Etkenler

UYKU UYANIKLIK DÖNGÜSÜ. Dr.Ezgi Tuna Erdoğan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji A.D.

İnsan Mikrobiyom Projesi. Prof. Dr. Tanıl Kocagöz

KALITSAL MOLEKÜLÜN BİÇİMİ ve ORGANİZASYONU PROF. DR. SERKAN YILMAZ

Onkolojide Sık Kullanılan Terimler. Yrd.Doç.Dr.Ümmügül Üyetürk 2013

Sağlıklı ve Uzun Yaşamak için

Konu: Mitoz Bölünme ve Eşeysiz Üreme

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

Doğum Sonrası (post-natal) Büyüme

ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ. Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi

ADIM ADIM YGS LYS Adım EVRİM

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT

KAVRAMSAL ÇERÇEVE/TANIMLAR HÜTF HALK SAĞLIĞI AD. HAZIRLIĞIDIR (EYLÜL 2016)

I. DÖNEM - 2. DERS KURULU ( )

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

Ergonomi Yunanca. Ergos: iş Nomos: Yasa

MENOPOZ DÖNEMİNİN ÖZELLİKLERİ

BEDEN EĞĠTĠMĠ VE SPOR

İS SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

YAŞLILIK VE KANSER. Prof.Dr.A.Önder BERK

LABORATUVAR 4: ÖKARYOTİK HÜCRELER

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

DEKSAMETAZON SÜPRESYON TESTİ

Biyomühendiliğin temel alanları

Yaşamsal fonksiyonların sürekli azalması, tüm organizmanın verimliliğinde görülen azalma,çevresel faktörlere uyum sağlayabilme yeteneğinin azalması

FİZİKSEL ETKİNLİĞİN OLUŞTURDUĞU KISA VE UZUN SONUCU VÜCUTTA ORTAYA ÇIKAN YANITLARI İNCELER.

AEROBiK VE ANAEROBiK EGZERSiZ

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

CANLILARDA ÜREME. Üreme canlıların ortak özelliğidir. Her canlının kendine benzer canlı meydana getirebilmesi üreme ile gerçekleşir

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı

Ders Yılı Dönem-II Hastalıkların Biyolojik Temeli Ders Kurulu

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı

Transkript:

How are we aging? Arş. Gör. Dr. Ülkü BULUT, Doç. Dr. Nilgün ÖZÇAKAR Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Özet Yaşlanma, canlılardaki tüm yapılarda, yapısal ve çevresel özelliklerden etkilenerek işlevlerde azalmayla kendini gösteren karmaşık bir süreç olarak tanımlanabilir. Yaşlanma süreci ve yaşlılığın çeşitli yönlerini araştıran pek çok teori ve görüş olmakla birlikte yıllardır sürdürülen bilimsel araştırmalara rağmen hala tüm yönleriyle ve tam olarak açıklanamamıştır. Yaşlanma belirtilerini ortaya çıkaran tüm mekanizmalar incelenerek bunların arasındaki bağlantılar ve etkileşimler ortaya konmalı, sağlıklı ve başarılı yaşlanma yolları belirlenmelidir. Anahtar kelimeler: Yaşlanma, yaşlanma teorileri, uzun ömürlülük. Summary Aging can be described as a complex process characterized by decrease in function due to individual and environmental factors. Although there are many theories and ideas investigating various aspects of aging and aging process, all its aspects are still not fully explained throughout the decades of scientific research carried out. Revealing signs of aging by examining all the mechanisms, links and interactions between them should be explained and ways to a healthy and successful aging should be identified. Key words: Ageing, ageing theories, longevity 1

Cilt: 3 Sayı: 1 Giriş Yaşlanma, canlıların tüm işlevlerinde azalmayla kendini gösteren bir süreçtir. Yaşlanma, var olma ve yaşama kavramlarının ardından gelişmiş, giderek artan bir önem kazanmış, nasıl ve neden olduğu konusunda araştırmalara konu olmuştur. Yaşlanmayı farklı yönleriyle değerlendirerek tek bir tanımlama ile ifade etmek pek çok açıdan doğru olmayacaktır. Örneğin, biyolojik olarak yaşlanmanın tanımlanmasında, puberte döneminden başlayan ve erişkin yaşam boyunca devam eden süreç anlaşılmalıdır. Sosyal açıdan toplum içinde yaşlı olarak kabul edilme ise, farklı kuşaklar veya kültürler arasında değişiklik gösterebilir. Bir başka açıdan yaşlanma, aktif çalışma döneminin sona erdiği, emeklilikte geçirilen zaman olarak algılanır. Yaşlılık için, 65 yaş bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Yaşlanma, mental ve fiziksel işlevlerde zaman içinde giderek azalmanın yaşandığı süreç olarak belirtilebilir. Gerçek anlamında yaşlanma genetik ve çevresel etmenlerin birleşiminin bir sonucu olarak düşünülmekte ve biyolojik yaşlanma olarak kabul edilmektedir. Kronolojik yaşlanma ise, bilindiği gibi doğumdan itibaren geçirilen yılların toplamıdır. Psikolojik, sosyal, patolojik yaşlanma tanımları da vardır. 1-4 Yaşlanmanın temel nedenleri arasında; telomer oluşumu, telomeraz aktivitesinin sonlanması, mitokondriyal yaşlanma apoptozis, programlanmış hücre ölümleri, bellek hücresinin teşvik edilmesi, sinir hücrelerinin bölünmesinin durdurulması, doku farklılaşması, fiziksel ve kimyasal yıkıcıların vücut hücrelerini yıpratması sayılabilir. 5 Yaşlanma ile ilgilenen Gerontoloji alanında yapılan çalışmalar, yaşlanmanın evrimsel bir süreç, birikmiş yıpranma veya fizyolojik değişim öngörüleri üzerinde sürmektedir. Bu multidisipliner bilim dalı, yaşlanmanın nedenleri ile koşullarının araştırılması ve tanımlanması ile ilgilenir. Yaşlanmayla ilgili çalışmalara bakıldığında, biyolojik ve toplumsal kuramlar göze çarpar. 1,4 Biyolojik Yaşlanma Kuramları Yaşam sürelerine bakıldığında bazı ırklarda var olan kalıtsal özelliklerin yaşam uzunluğu ile ilgili olduğu düşünülmektedir. Bu yaşam süreleri genetik bir takım özellikler ve kalıtılan özelliklerin evrimiyle oluşmaktadır. Hücreler arasındaki fiziksel ve kimyasal reaksiyonlarla oluşan değişimler yaşlanmanın biyolojisine ilişkin kuramların temel taşını oluşturmaktadır. Bu kavramlar içeriden ve dışarıdan etki eden birçok durum nedeniyle meydan gelen yıpranmalar olduğuna göre doku dayanıklılığı sonsuz değildir varsayımına dayanır. Yıpranma sürecinin yenilenmeden daha çabuk olması nedeniyle yaşlanma olayı gerçekleşmektedir. Bütün bunların yanında biyolojik yaşlanmayı bütünüyle açıklayan bir kuramdan söz edemeyiz. Bu durum özellikle yaşlanma sürecinin birden çok nedene bağlı olduğunun düşünülmesinden kaynaklanmaktadır. Güncel kuramların çoğunun genetikle ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Biyolojik yaşlanmayı açıklamaya çalışan başlıca kuramlar: Yaşam Hızı/Enerjisi Teorisi Metabolizma hızı üzerinden düşünülmüştür. İlk kez Alman biyolog Max Rubner tarafından ortaya atılan bu kurama göre her canlının yaşama belirli bir enerji rezervi ile başladığı, yaşam boyunca bu rezervden harcamalar yaptığı öne sürülür. Yaşam biçimine göre değişen sürede enerji tüketimi gerçekleşir ve metabolizma hızı yüksek olanlarda tükenme daha çabuk olur. Bu kurama göre uzun ve sağlıklı yaşam özellikle bu enerjiyi harcama hızımız ile ilişkilidir. Dolayısıyla da yaşam boyunca kullanılacak enerji, vücudun fizyolojik işlevleriyle bağlantılı olup bunlardaki artışa neden olan olaylar yaşam süresini de kısaltır. 5-8 Stres, uykusuzluk, yanlış beslenme ve aşırı spor ile adrenalin salınımı, tiroid bezinin fazla çalışması ve kronik enfeksiyonlar metabolizmayı hızlandırır. Serbest Radikaller Teorisi Denham Harman tarafından ortaya atılan bu kuram, aerobik metabolizma sırasında oluşan serbest radikallerin dokularda birikmesi sonucu oluşan hasarlara dayanır. Vücutta bu metabolik olaylar, besin- 2

ler veya solunum sonucu bulunan serbest radikaller, elektronu eksik ve aktif maddelerdir. Hücre proteinlerine ya da genetik materyale kolayca bağlanabilir ve bu yapılarda oksidasyona neden olarak bozulmalar meydana getirirler. Serbest radikaller teorisine göre yaşlanma, hücre proteinlerinde ve genetik yapılarda meydana gelen bu bozulmaların sonucudur. Stres, sigara, ultraviyole ışınlar, röntgen, çevre kirliliği serbest radikaller üretimini hızlandırır, kolaylaştırır. 7-12 Serbest radikaller ile uyarılan lipid ve proteinlerin peroksidasyonu, hücre membranında yapısal organizasyon ve fonksiyon bozukluğu gibi değişikliklere neden olmaktadır. Yaşlanma ile oksidatif etkiler birikerek hasarlı hücresel yapılar artmakta ve savunma sistemlerindeki azalma ortaya çıkmaktadır. Bu teoriye göre yaşam boyu sürekli maruziyet sonucunda oluşan hücre hasarı ile birlikte vücudumuzdaki oksidanlar ve antioksidanlar arasındaki dengenin bozulması sonucu gelişen fonksiyon bozukluğu ile kanser, ateroskleroz gibi hastalıkların oluşumuna zemin hazırlayarak ölüme neden olmaktadır. 13 Telomer Teorisi Telomerler hücrede kromozomların sonundaki en uç kısımları olup tekrarlanan nükleotid dizileridir. Bu yaşam iplerinin görevi kromozomları yeni düzenlemelerden korumaktır. Telomerlerin uzunluğunun hücrelerin yaşı ile ilgili olduğu düşüncesi Leonard Hayflick tarafından ileri sürülmüş, biyolojik yaşlanmada temel olduğu savunulmuştur. Bu teoriye göre telomer uzunluğu belli bir sınırın altına düştüğünde hücre daha fazla bölünemez ve ölür. Bu değişim doğumla birlikte başlar ve yaşam boyu bu yaşam ipleri kısalır. Bu döngünün sonucu olarak da dokular önceki kadar yenilenemeyeceğinden yaşlanır. Bu konuda çalışmalar sürdüren Elizabeth Blackburn telomerazı keşfiyle 2009 yılında Nobel tıp ödülünü almıştır. Telomerazların görevi kısalan telomerleri onarmaktır. Eğer bu süreç gerektiği kadar gerçekleşmezse yaşlanma hızlanır. Telomer kaybının belirlenmiş bir programa sahip olduğu ve dışarıdan müdahale edilemeyeceği düşüncesi yapılan araştırmalar sonucunda telomeri dış etkilerin etkileyebileceğine yönelmiştir. Çalışmalar, yoğun stresin telomerin onarımını sağlayan ve kısalmasını yavaşlatan telomerazı baskıladığını ortaya çıkarmıştır. Diğer yandan serbest radikallerin etkisi ne kadar 8, 13-16 artarsa telomer kısalması o denli hızlı olur. İmmünite Teorisi İmmün sistem vücudun hastalıklara karşı savaşan sistemi olup fonksiyon kaybına uğradığında mikroorganizmalar ya da diğer hastalık faktörlerine giriş kapısı açılmış olur. Yaşlanmayla birlikte hücreleri tanıma ve elemine etme özelliği azalır, vücudun kendi dokusu ile yabancı dokuları arasındaki farkı tanıma özelliğini yitirmeye başlar. Stres, beslenmede yapılan yanlışlar, uykusuzluk gibi birçok faktör bu bağışıklık sisteminin hassas dengesini bozarak hastalıkların oluşumu ortaya çıkar. Yaşlandıkça döngü kendi içinde birbirini tetikleyerek hastalıkların, tümörlerin oluşumu kolaylaşır ve yaşlanma hızlanır. 17 Hormon Teorisi Bu teoriye göre endokrin bezlerin hormon salgılamalarındaki düzensizlik yaşlanmayı başlatmaktadır. Oysa uzun yıllar yaşlanmanın sonucu olarak hormonların azaldığı düşünülmüştür. Yaşlanma nedeni olarak, uyku düzeninin sağlanmasında etkili olan melatonin hormonunun yanı sıra, vücuttaki dehidroepiandrosteron azalması da ileri sürülmüştür. Vücuttaki hormon yapımının azalarak kandaki düzeylerinin düşmesi sonucu yaşlanmanın olduğu görüşü kabul görmektedir. Büyüme hormonu kullanılmasıyla vücuttaki bu değişimlerin önlenebileceği düşünceleri ise çalışma aşamasındadır. 8 Diğer tanımlamalar Yaşlanmayla ilgili biyolojik süreçleri açıklamaya çalışan bu kuramların yanı sıra birincil, ikincil ve üçüncül yaşlanma süreçleri üzerinden yapılan tanımlamalar da vardır. Birincil yaşlanma, bir canlı türüne ait tüm üyelerde ortaya çıkan yaşa bağlı kaçınılmaz değişiklikler olarak tanımlanır. Bunlar arasında olan genetik programlama kuramına göre düzenleyici genler gelişim sırasında harekete geçerler ve dururlar. Orta yaşlara yaklaşırken ya gençlik genleri durur ya da yaşlanma genleri harekete geçer. Yaşlanmanın nedeninin gene- 3

Cilt: 3 Sayı: 1 tik şifremizde yazılı olduğunu ve büyüme, gelişme ve yaşlanma gibi bir program izlediğini ortaya koyar ve programlanabilinirlik üzerinde çalışılmaktadır. Şu halde bedenin bozulması ve ölümü genlerin önceden programlanmış olmasıyla ortaya çıkmaktadır. Bir anlamda farklı türlerin farklı yaşam sürelerine sahip olmaları bunu desteklemektedir. Bu türlerin farklı replikasyon aktiviteleri göstermelerinden kaynaklanmaktadır. 8, 9, 18, 19 Zaman ayarlama kuramına göre ise, hipotalamusun içindeki biyolojik saat hipofiz bezine gönderdiği sinyalleri azaltmaya başladığında bedenin hormon dengesi bozulmakta ve yaşlanma başlamaktadır. Farklı bir açıdan değerlendirildiğinde DNA, genetik yapımızı oluşturmakta ve yaşayan organizma hücrelerinde sürekli olarak hasara uğrayıp tamir edilmektedir. DNA onarımı kuramı, DNA yı onarma yeteneğinin metabolizma sırasında ya da farklı etkiler sonucunda ortaya çıkan yıkımlarla baş edemeyeceği varsayımına dayanmaktadır. Bu etkiler solunumla, besinlerle alınabileceği gibi vücutta oluşturulan maddelerle de gerçekleşebilir. Yıllarca süren bu hasar etkisi sonucunda bozulma, yaşlanma ve ölüm ortaya 9, 20 çıkmaktadır. Kopya yanlışlarının birikmesi kuramına göre biyolojik yıkımın hücredeki protein sentezi sırasında yapılan yanlışların sonucu olduğu varsayılır. Metabolik artıklar kuramında ise organizmalar yaşlanırlar, çünkü hücreleri metabolizmanın artık ürünleriyle yavaş yavaş zehirlenirler ya da işlevleri bozulur. İkincil Yaşlanma insanların çoğunda ortaya çıkar fakat evrensel veya kaçınılmaz değildir. Bu tür yaşlanma, hastalığı, kullanımı bırakmayı ya da kötü kullanımı içeren yaşam boyu sürecin sonucudur. Üçüncül Yaşlanma yaşamın sonunu haber veren hızlı, sonlu bozulmalardır. Sağlıkta bu değişmeler normal yaşlanmadaki değişmelerde hem nicelik hem de nitelik bakımından farklıdır. Yaşamın büyük bölümü uykuda geçer, ölüm beklenir. Kısaca birincil yaşlanma, yaşlanma sürecine bağlı olarak yapı ve fonksiyonlarda bozulma, ikincil yaşlanma ise, hastalıklar ve çevresel faktörler etkisiyle ortaya çıkan yaşlanmadır. Birincil yaşlanmanın yavaşlatılması maksimal yaşam süresinde artmaya, ikincil yaşlanmanın yavaşlatılması ortalama yaşam 21, 22 süresinde artmaya neden olmaktadır. Bütün bu merakın ardında belki de yaşlanmanın önlenebilirliği düşüncesi vardır. Buradan hareketle yaşlanmayı önlemenin yolu eğer varsa, neden yaşlanıyoruz sorusunun yanıtında aranabilir. Bunlarla birlikte bugün için üzerinde durulan nokta, uzun yaşama değil sağlıklı yaşlanmanın önemli olduğudur. Sağlıklı yaşlanma bireylerin kontrolünde olup yaşam davranış ve tutumlarıyla yakından ilgidir. Bu süreci geciktirme ya da önlenmesinde koruyucu hekimlik uygulamaları, eğitim, yaşam tarzı, egzersiz, çevresel fiziksel ve kimyasal olumsuz faktörlerin uzaklaştırılması gibi faktörlerin temel rol oynadığı noktasına geldiğimiz söylenebilir. Son söz olarak, sağlıklılığı korumak için yapılabilecekler konusunda duyarlı ve aktif olmalıyız. 4

Kaynaklar 1. Arpacı F. Yaşlılığa genel bakış. Farklı boyutlarıyla yaşlılık içinde. (ed) Arpacı F. Türkiye işçi emeklileri eğitim ve kültür yayınları. Ankara, 2005;15-22. 2. Bozcuk N, Demirsoy A. Yaşlanmanın biyolojisi. Geriatri içinde. (ed) Çakmakçı M, Ünal S, Kutsal GY. Cilt:2 Ankara,1997;35-43. 3. Erdil F, Çelik SŞ, Baybuğa MS. Yaşlılık ve hemşirelik hizmetleri. Yaşlılık gerçeği içinde. Hacettepe Üniversitesi GEBAM Yayınları, Ankara, 2004;57-78. 4. Hooyman NR, Kıyak HA. A multidicsiplinary perspective. In Social Gerontology. 8th ed. Boston, Pearson. 2008;275-296. 5. Demirsoy A. Ölümün evrimsel öyküsü. Temel Geriatri içinde. (ed) Kutsal GY. Ankara, Güneş Tıp Kitabevleri, 2007;11-32. 6. Ljubuncic P, Reznick AZ. The Evolutionary Theories of Aging Revisited A Mini-Review Gerontology 2009;55:205 216. 7. Abrass IB. The biology and physiology aging: West J Med 1990;153(6):641-845. 8. Zülal A. Uzun yaşamanın sırları. Bilim ve Teknik, 2001;400:58-61. 9. Demirol A, Bozdağ G, Kart C, Gürgan T. Yaşlanma fizyolojisi ve olası teoriler. Turk J Geriatr 2006;9:250-255. 10. Gedik A, Arıoğul S. Yaşlanma ve oksidatif stres. Geriatri ve Gerontoloji içinde. (ed) Arıoğul S. Ankara, Nobel Tıp Kitabevleri, 2006;99-104. 11. Aiken LR, Aging An Introduction to Gerontology. Sage Publication, California, 1995;19-27. 12. Clark DM, Perry LA. Normal Ageing, Psycogeriatrics: A Practical Handbook, (ed) Wasylenki, DA. London, Jessica Kingsley Publishers, 1989;1-28 13. Gülbahar Ö. Protein oksidasyonunun mekanizması, önemi ve yaşlılıkla ilişkisi. Turk J Geriatr 2007;10:43-48. 14. Blagosklonny MV, Campisi J, Sinclair DA, Bartke A, Blasco MA, Bonner WA et al. Impact papers on aging in 2009. Aging 2010;2:111-121. 15. Hayflick L. The cell biology of human aging. N Engl J Med 1976;295(23):1302-8. 16. Jazwinski, S.M. Aging and longevity genes, Acta Biochim Pol 2000;47(2):269-279. 17. Yalçın AD, Terzioğlu D, Gorczynskı RM. İmmün yaşlanma. Turk J Geriatr 2010;14(3):276-280. 18. Demirsoy A. Yaşlanmanın ve ölümün evrimsel öyküsü. Turk J Geriatr 1998;1:1-12. 19. Brown K. How long have you got? Sci Am 2000;11:8-18. 20. Ayter Ş. Yaşlanma ve apoptoz. Geriatri ve Gerontoloji içinde. (ed) Arıoğul S. Ankara, Nobel Tıp Kitabevleri, 2006;87-98. 21. Cankurtaran M. Anti-aging kavramı ve yaşlanma mekanizmaları. Geriatri ve Gerontoloji içinde. (ed) Arıoğul S. Ankara, Nobel Tıp Kitabevleri, 2006;125-131. 22. Gavrilov LA, Gavrilova NS. Evolutionary theories of aging. ScientificWorldJournal 2002;2:339-356. 5