Cumhuriyeti Sev Koþusu yapýldý



Benzer belgeler
mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum


Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

mmo bülteni mart 2005/sayý

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý


BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN


BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

Programýmýz, Deneyimimiz, Çaðdaþ Demokrat Ekibimiz ve Çaða Uygun Vizyonumuz ile Yeniden

ünite1 Sosyal Bilgiler


ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

SENDÝKAMIZDAN HABERLER

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM

DOÐALGAZ ÝÇ TESÝSAT MÜHENDÝS YETKÝLENDÝRME KURSU DÜZENLENDÝ

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

YAZI ÝÞLERÝ KARARLAR VE TUTANAKLAR DAÝRE BAÞKANLIÐI

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

Gelir Vergisi Kesintisi

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý


TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor


Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri


Simge Özer Pýnarbaþý

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz kasým 2005/sayý 90

ASÜD 06 Mart 2009'da 13 süt ve süt ürünleri üreticisi tarafýndan kuruldu. 110'a ulaþan üye sayýsý ile süt sektörünün en büyük ve en yetkili kuruluþudu

Kanguru Matematik Türkiye 2015

TABLO-2'nin devamý. Sanayi ve Ticaret Bakanlýðý

ÖNSÖZ. Güzel bahar günlerini ve sýcacýk anlarý birlikte paylaþmak dileðiyle

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

17 ÞUBAT kontrol

www. adana.smmmo.org.tr

01 Kasým 2018

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler 1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý

DÜZENLEME KURULU YÜRÜTME KURULU. Sezai ONARAL Sami KAZICI Ünal AYDIN Tayfun BEÞE Nevzat BARAK Yaþar BASKIN Hasan AKTAÞ Abdi ÇALIÞIR


Kanguru Matematik Türkiye 2018

OKUL ÖNCESÝ EÐÝTÝM KURUMLARI YÖNETMELÝÐÝNDE DEÐÝÞÝKLÝK YAPILMASINA D YÖNETMELÝK Çarþamba, 10 Eylül 2008

Kamu Ýhalelerine Katýlacak Olan Mükelleflere Verilecek Vergi Borcu Olmadýðýna Dair Belge Ýle Ýlgili Cuma, 31 Aðustos 2007

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý


Kanguru Matematik Türkiye 2015

m3/saat AISI

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI


BASIN DUYURUSU ( ) 2002 Öðrenci Seçme Sýnavý (ÖSS) Yerleþtirme Sonuçlarý

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM



Vergi Usul Kanunu Ceza Hadleri

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7



Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr?

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

SIGARA VE SAÐLIK ULUSAL KONGRESÝ

Çevre Temizlik Vergisi Oranlarý

VIII MALÝ PÝYASALAR 125

Gelir Vergisi Kanununda Yer Alan Hadler


Transkript:

YIL:3 SAYI:759 35 YKR 23 EKÝM 2008 PERÞEMBE Cumhuriyeti Sev Koþusu yapýldý GÜNEÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: 441 29 45 Ev Tel: 441 25 02 Saruhan Oluç saruhan@turnusol.biz Saðým solum Ergenekon... Köþa Yazýsý >>2 DE Adnan Yýlmaz Atatürk, Cumhuriyet ve Hacýbektaþ Ýlköðretim Okullar ile Hacýbektaþ Lisesi öðrencilerinin katýlmýþ olduðu Cumhuriyeti Sev Koþusu geçtiðimiz gün yapýldý. Yýldýz Kýzlar,Yýldýz Erkekler Genç Kýzlar,Genç Erkekler, Minik Kýzlar ve Minik Erkekler kategorisinde yapýlan atletizm yarýþmalarýnda Yýldýz Kýzlar dalýnda Cumhuriyet Ýlköðretim Aleviler Ankara yolunda Okulu Öðrencilerinden Damla Güneþ birinci, Dilara Balta ikinci, Duygu Öcalan üçüncü oldu. Haber: Aydýn Þimþek Alevi, örgütleri, zorunlu din derslerinin kaldýrýlmasý, Cemevleri nin ibadethane olarak tanýnmasý, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý nýn kaldýrýlmasý ve Madýmak Oteli nin müzeye dönüþtürülmesine yönelik taleplerin yerine getirilmesi için, Ankara ya yürüyecek. 7 Kasým da baþlayacak yürüyüþ Ankara da 9 Kasým da yapýlacak büyük bir mitingle son bulacak. >>6 DA Ýç Anadolu da eski bir þehir: KIRÞEHÝR >>4 DE Dikili Belediye Baþkaný da Karayalçýn' la birlikte CHP'den aday TRT sanattan kopuyor Ýlk aþamada, boþ bulunan 78 saz ve ses sanatçýsý, 17 stajyer ve 7 tommaister kadrolarý iptal edildi. Operasyonun ikinci aþamasýnda ise sayýlarý 425 e ulaþan sanatçý kadrolarý, þahsa baðlý kadroya dönüþtürüldü. >>5 DE Alevi Bektaþi Federasyonu (ABF) Genel Baþkaný Ali Balkýz, "Büyük Alevi Yürüyüþü" ile ilgili olarak bugün bir basýn toplantýsý düzenledi. >>7 DE Türkiye adaletsizlikte ikinci oldu Ekonomik Kalkýnma ve Ýþbirliði Örgütü (OECD) tarafýndan yayýnlanan rapora göre dünya genelinde zenginler ile yoksullar arasýndaki uçurum giderek büyüyor. Dahasý, dünya genelinde gelir daðýlýmýnýn en bozuk olduðu iki ülke Meksika ve Türkiye. Merkezi Paris te bulunan Ekonomik Kalkýnma ve Ýþbirliði Örgütü (OECD) tarafýndan yayýnlanan bir raporda üye ülkelerde zengin ve fakir arasýndaki uçurumun giderek arttýðý bildirildi. OECD raporunda, Danimarka gelir daðýlýmý açýsýndan en adil ülke olarak gösterilirken, bu ülkenin ardýndan Ýsveç yer aldý. Sýralamanýn sonunda ise Meksika yer alýrken, bu ülkeyi Türkiye nin izlediði bildirildi. >>2 DE SHP Genel Baþkaný Murat Karayalçýn, Ankara Büyükþehir Belediye Baþkan adaylýðý için önümüzdeki günlerde SHP'den ayrýlarak CHP üyesi olacak. SHP yerel seçimlere katýlmayacak. Baykal-Karayalçýn görüþmesinde, CHP'nin bazý yerlerde SHP'li isimleri belediye baþkaný adayý olarak göstermesi konusunda uzlaþmaya varýldýðý da edinilen bilgiler arasýnda. Bunlarýn baþýnda da Dikili ilçesi geliyor. Ýzmir'in Dikili ilçesinin baþarýlý SHP'li belediye baþkaný Osman Özgüven, CHP'den aday gösterilecek. Karayalçýn'ýn seçimleri kazanmasý durumunda SHP ile CHP birleþecek. CHP-SHP birleþmesinin zora gireceði ifade ediliyor. Karayalçýn, Ankara'da sol oylarýn bölünmemesi için DSP lideri Zeki Sezer'le de görüþerek destek isteyecek. >>6 DA

2 23 EKÝM 2008 PERÞEMBE Ergenekon davasý sonunda baþlýyor. Ne kadar süreceði ve nasýl sonuçlanacaðý belli deðil. Daha önemlisi, bu davanýn derin devletin diðer dallarýna ve köklerine de ulaþacak, açýða çýkmýþ birkaç kolu ile yetinmeyecek bir sonuca evrilip evrilmeyeceði de henüz belli deðil. Bu aþamada ancak bazý tahminlerde bulunabiliriz. Aklýmýzdan geçen ve yakýn geçmiþte yaþananlarý hatýrlayýnca pek de iyimser olmayan bir tahmin, bu davanýn daha fazla derine in(e)meyeceði ve sadece deþifre olmuþ kimilerinin cezalandýrýlmasý ile sonuçlanacaðýdýr. Susurluk davasýnda da son derece kapsamlý raporlar, dosyalar hatta iddianameler hazýrlanmýþtý. Ama sonuç tam Türk usulü oldu. Adý geçenlerin ve iþin baþýný çekenlerin çok önemli bir kýsmý yargýlan(a)madý. Birkaç tetikçinin ve onlarý yetiþtirenlerin cezalandýrýlmasý ile o dönemin bütün siyasi ve derin iliþkileri, dosyalar ve raporlarla birlikte rafa kaldýrýldý. Ancak bu ihtimale raðmen, Ergenekon davasýnýn açýlmýþ olmasý bile Türkiye de devlet içi çetelerin, derin devlet faaliyetlerinin bir kýsmýnýn bir kez daha tartýþýlmasý imkanýný yarattý ve yaratýyor. Bu þüphesiz ki, olumlu bir adým olarak deðerlendirilebilir. Bu açýdan bazý saptamalarý bir kez daha yapmakta fayda var. Ergenekon yetmez... Saruhan Oluç saruhan@turnusol.biz Saðým solum Ergenekon... Ergenekon davasý önemsiz bir vaka deðildir. Ancak þu hali ile yetersizdir. Ergenekon Operasyonu bu haliyle, Türkiye de onlarca yýldýr faaliyet sürdüren kontrgerillayý ve/veya derin devleti ve çetelerini tasfiye etme eðilimi göstermiyor. Malum, derin devlet deyince sadece emekli askerleri kapsayan bir sonuçla yetinmek mümkün deðildir. Bu nedenle Ergenekon davasý daha derinlere inmeli, süreç Susurluk Davasý yla açýða çýkanlarýn geliþtirilmesi olarak da deðerlendirilmelidir. Ayrýca darbeler sözkonusu olduðunda, 12 Eylül darbecilerinin de yargýlanmasýnýn anayasal ve yasal imkanlarý yaratýlmalýdýr. Ergenekon baþlýðýyla sürdürülen operasyonun ve davanýn demokratik izdüþümleri olabilir; ancak bu sonuç Meclis teki partilerin, demokratik örgütlerin, demokratik solun ve kamuoyunun tutumuna baðlýdýr. Ýktidar partisi ve Meclis teki ana muhalefet bu konuda adým atacak yeterli siyasi cesarete, kararlýlýða ve iradeye sahip olmadýklarýný gösteriyor. AKP, ordu ile yaptýðý uzlaþma sonucunda Ergenekon un sýnýrlarýný daraltýrken, CHP Ergenekon savunuculuðuna soyunuyor. Sol ise çok parçalý, kafasý karýþýk ve güçsüz hali ile ne yazýk ki duruma müdahil bile olamýyor. Bunun yansýmalarýný birkaç baþlýk altýnda toplamak mümkün. Ýktidar çatýþmasýndan bize ne mi? Süreci Amerikancýlar ulusalcýlarý tasfiye ediyor ifadesi ile tanýmlayanlar, siyasetin bütün özelliklerini ve özgünlüklerini es geçen bir yaklaþým geliþtiriyor. Solun bir kesiminde, ulusalcý ideolojinin etkisi altýnda geliþtirilen bu yaklaþým, devleti hatta kimi derin devlet faaliyetlerini bilerek ya da bilmeyerek savunan bir anlayýþýn da ortaya çýkmasýna neden oluyor. Evet doðru, Ergenekon Davasý süreci, araya savcýlarýn ve yargýçlarýn da girdiði ve birçok araçla süren bir iktidar çatýþmasý da ayný zamanda. Bir yanda, küresel piyasada rekabeti sürdürme þansýný Avrupa Birliði ile bütünleþmede gören büyük sermayeyle Anadolu Kaplanlarý nýn ve AKP döneminde güçlenen sermaye gruplarýnýn oluþturduklarý, bir gözü de Ortadoðu ve Ýslam ülkelerinde olan ve bölgesel nüfuz peþinde koþan cenah var. Öte yanda ise devletin geleneksel kesimlerinin ve askerin politik nüfuzundan güç alan, Türkiye'nin geleceðini Avrasya nýn yeniden þekilleniþi içerisinde deðerlendirmeye çalýþan; sermayenin küreselleþmesinden nasibini alamayan küçük sermaye gruplarý ve bürokrat aðýrlýklý karmaþýk bir baþka cenah var. Ýþte bu taraflaþma solda çoðunlukla baðlamýndan koparýlan, sofistike ve komplocu tartýþmalara yol açýyor. Üstelik solun tarihsel yükleri ve sorunlarý da tartýþmalarýn merkezine oturtulunca, iþ rayýndan çýkýyor. Büyük bir çekingenlik, bir ona bir buna vurma tutumu geliþiyor. Ne ona ne de öbürüne bulaþayým hali, Ergenekon adý altýnda özetlenenlerin aslýnda bir ölçüde Susurluk un devamý olduðu gerçeðini atlýyor. Bunlar bizi ilgilendirmeyen iktidar kavgalarý anlayýþýndan ise bir sol siyaset çýkmýyor. Týrý výrý iþler solculuðu Bizi ilgilendirmeyen týrý výrý iþlerle uðraþacaðýmýza devrimci iþler yapalým uç tavrý ise doðal olarak solda bir geliþme saðlamýyor. Erbakan, Susurluk sürecinde bunlar fasa fiso iþler demiþti, þimdi de solda týrý výrý iþler dili türetildi. Bu tutum biraz da Türkiye de solun toplumsal bir güce sahip olmamasýndan kaynaklanýyor. Solun kendi güçleri ve politikalarýyla böyle aktüel bir çatýþmanýn içine girmeden güç elde etmeyi beklemesi zaten söz konusu olamaz. Üstelik sol bugünkü siyasal tartýþmalara katýlabilecek çok ciddi argümanlara ve tarihsel malzemeye sahipken, Ergenekon'u ve darbe giriþimlerini eleþtirirken AKP yanýnda görünmek gibi bir komplekse düþmesi de ihatasý dar bir bakýþtan kaynaklanýyor. Hatýrlarsak, Susurluk olayý da egemenler arasý çatýþma olarak baþladý. O bilgileri ve belgeleri de sol yaratmadý. Ama sol, Susurluk çetesi ve derin devlet konusunda çok ciddi bir eylemlilik içine girdi. Olay gündemde tutuldu, konu halka mal edilmeye çalýþýldý. Solun Ergenekon tablosu ise ne yazýk ki, pek parlak deðil. Bu konuda solun ve toplumsal muhalefet örgütlerinin önemli bir kesimi sýnýfta kaldý. Tavýrlardan ilki Ergenekon'un, yani kontrgerillanýn ve darbeciliðin avukatlýðý oldu. CHP'den TKP'ye kadar uzanan bir yelpazede bir dizi farklý hareket, davanýn ABD ve AKP'nin operasyonu olduðu gerekçesiyle, bu þebekeleri koruma eðilimine girdi. Halbuki iktidarda hangi parti olursa olsun, meþru yollarla seçilmiþ olan bir hükümeti devirmek, darbe yapmak, askerin siyasette bu düzeyde yeniden varolmasýna karþý çýkmak gerekiyordu. Seçilmiþ bir hükümeti, seçimler yoluyla alaþaðý etme kapýsý siyaseten ve hukuken açýk olduðu halde onu darbeyle devirmeye kalkýþan, bunun için faaliyete giriþen Ergenekon çetesi yargýlanmalýdýr sözleri solun tamamýnýn aðzýndan duyulmadý. Darbe olmasý, þeriat olmasýndan daha iyi düþüncesinin sol içi bir görüþ olarak deðerlendirilmesi ise baþka bir sorun, ama bunu þimdilik bir kenara býrakalým. Tarafsýzlýk yanýlgýsý Daha yaygýn olan ve solun birçok hareketinde mevcut bir tavýr ise, tarafsýzlýk oldu. Bu tavrýn en ciddi politik hatasý, kontrgerilla ve darbecilik kim tarafýndan gündeme getirilirse getirilsin, hakkýnda suskun kalýnabilecek bir konu olmadýðýný unutmuþ olmasýdýr. Tarafsýzlýk yanlýlarýnýn bazýlarýnýn Ergenekon la ilgilenmeyi doðrudan AKP'yle ittifak olarak algýlamasý ise, siyasal ufuklarýnýn darlýðýndan kaynaklandý. Halbuki AKP ye ve uyguladýðý neo liberal politikalara muhalefet ederken, ayný zamanda Ergenekon davasý konusunda çok berrak ve faal bir politika sürdürmek mümkündür. Ergenekon'un, derin devlet buzdaðýnýn görünen kýsmý olduðundan hareketle, bu davanýn sanýklarýndan ibaret olmayan bütün siyasi ve askeri sorumlularýn da yargýlanmasý ve bu cinayet/komplo örgütünün daðýtýlmasý için mücadele etmek doðru olandýr. AKP yanýlgýsý Ancak bunu AKP ile ve eliyle yapmayý savunanlar, AKP'nin derin devletin tamamýyla uðraþmak yerine, derin devlete kendince düzenleme yapmaya çalýþtýðýný fark edemiyor. Çeþitli geliþmeler ve kimi siyasal tavýrlar da gösteriyor ki, milletçe askeri vesayet rejimimizin yeni biçimine kavuþuyoruz. AKP, bir yandan da askeri vesayetin ihyasý hamlelerine sýrtýný yaslýyor. Askeri darbe bastýrýyorum havasý ile hükümetin ordumuza laf ettirmeyiz beyanlarý bir arada duyuluyor. O nedenle AKP politikalarýný eleþtiren herkesi otomatikman darbecileri kayýrmak la, Ergenekon'la ilgilenmemekle, politikasýzlýkla suçlamak kabul edilebilir bir þey deðil. Bu sürecin AKP eliyle tamamlanamayacaðý görülüyor. O nedenle Ergenekon davasýný önemseyen ama bu yetmez diyen güçlü bir sol muhalefeti AKP karþýsýnda inþa etmek ve geliþtirmek gerekiyor. Çünkü ancak böyle güçlü bir muhalefet, baþlayan süreci sonlandýrmanýn zeminini de geliþtirebilir. Davanýn baþladýðý bugün bu hatýrlatmalarý bir kez daha yapmak istedik... Unutmayalým ki, Susurluk davasýnýn da gösterdiði gibi, Türkiye de derin devlet ve kontrgerilla faaliyetleri çok güçlü ve örgütlü. Bazen derin bazen devlet olan bu yapýnýn ideolojisi, toplumda yaygýn kabul görüyor. O nedenle de Avrupa ülkelerindeki gladio lar gibi kolaylýkla tasfiye edilemiyor. Devlet içindeki mevzilerini ve elde ettiði çýkarlarý yitirmemek için büyük direnç gösteriyor. Kendini yeniden ve yeniden üretiyor... Türkiye adaletsizlikte ikinci oldu Ekonomik Kalkýnma ve Ýþbirliði Örgütü (OECD) tarafýndan yayýnlanan rapora göre dünya genelinde zenginler ile yoksullar arasýndaki uçurum giderek büyüyor. Dahasý, dünya genelinde gelir daðýlýmýnýn en bozuk olduðu iki ülke Meksika ve Türkiye. Merkezi Paris te bulunan Ekonomik Kalkýnma ve Ýþbirliði Örgütü (OECD) tarafýndan yayýnlanan bir raporda üye ülkelerde zengin ve fakir arasýndaki uçurumun giderek arttýðý bildirildi. OECD raporunda, Danimarka gelir daðýlýmý açýsýndan en adil ülke olarak gösterilirken, bu ülkenin ardýndan Ýsveç yer aldý. Sýralamanýn sonunda ise Meksika yer alýrken, bu ülkeyi Türkiye nin izlediði bildirildi. OECD nin 30 üyesinden 24 ülkedeki rakamlara dayanýlarak hazýrlanan 309 sayfalýk raporda, "gelir daðýlýmý adaletsizliðinin giderek arttýðý, ancak toplumda birçok kiþinin düþündüðünün tersine, bir toplumsal patlamadan bahsetmenin doðru olmadýðý" yorumu yapýldý. Geliþmiþ ülkelerdeki hükümetlerin gelir daðýlýmý adaletsizliðini düzeltmek için daha çok vergi koyduðuna ve daha fazla harcama yaptýðýna iþaret edilen raporda, bu ülkelerin sosyal politikalara tarihte görülmemiþ bir biçimde eskisinden daha fazla kaynak ayýrma yoluna gittiði belirtildi. OECD ülkelerinde yaþlý nüfusun refah daðýlýmýndan giderek daha iyi faydalandýðý kaydedilen raporda, çocuklar arasýnda ise durumun tersi olduðu vurgulandý. Üye ülkelerdeki refah düzeyi açýsýndan toplum içindeki eþitsizliðin ise 2000 yýlýndan bu yana Kanada, Almanya, Norveç, ABD, Ýtalya, Finlandiya, Ýngiltere, Meksika, Yunanistan ve Avustralya da gözle görüler bir biçimde arttýðý ifade edildi. (Turnusol)

23 EKÝM 2008 PERÞEMBE Petrol KIRÞEHÝR<------------>HACIBEKTAÞ Üniversite Türkiye Tarýmý Nereye Otel Ýnþaatý Üniversite Kampus Arazisi <-----------------BEÞTAÞ 643m2 Abdullah Aysu tarvak2004@yahoo.com Türkiye nin hep büyüdüðü masallarý anlatýlýyor hükümet tarafýndan. Bu ninnilerle biz çiftçileri uyutmaya çalýþýyorlar. Oysa Türkiye tarýmý üretici olan çiftçiden ve tüketici olan halktan yana yönetilmediðini biliyoruz, bizler. Türkiye tarýmý üretici olan çiftçiden, tüketici olan halkýn çýkarýna deðil bir avuç para babasý þirket sahiplerinin çýkarýna yönetildiði gün gibi ortada. Bu nedenle Çiftçi Sendikalarý olarak bizler hükümete Türkiye tarýmý nereye gidiyor diye soruyoruz Dünya tahýl üretimi 2005 2006 yýllarýnda düþtü. Üretim düþüþüne baðlý olarak 2005 2006 yýlýnda dünya buðday stoklarý azaldý ve fiyatý yükseldi. Dünyada bunlar yaþanýrken Tarým Bakanlýðý 2005 2006 yýllarýnda TMO depolarýndaki 1 milyon ton buðdaya ihracat izni verdi ve sattý. Bu yýl buðday üretimimiz fazla o zaman fazlamýzý hemen satalým doðru bir politika deðildir. Bir sonraki yýlýn üretim miktarýný görmeden, yeni ürünü ihtiyat olarak stoklamadan eski stoku devlet elden çýkaramaz. Stok yönetimi 2 3 yýlda bir gözden geçirilir, deðerlendirilir. Peki, Tarým Bakanlýðý ne yaptý? Türkiye 2006 yýlý ekmeklik buðdayýný yeni üretim sezonunun üretim miktarýný görmeden stoktaki buðdayýn tonunu 136 dolardan dýþarýya sattý, ihraç etti. Oysa bir ülkenin buðday stoku hem ülke hem de yurttaþý için sigortadýr. Bilindiði gibi sigortasýz (kaskosuz) yapýlan kazanýn faturasý insanýn ocaðýna incir aðacý diker. 2007 yýlýnda kuraklýk yaþanýnca da bu kez, IMF nin buyruðu ile ülke stoklarýný eritmiþ olan Hükümet, Kasým Aralýk ayýnda dýþardan tonuna 390 400 dolar verip buðday satýn almak zorunda kaldý. Ülkeyi zarara soktu. Bütün bu yaþanýlanlardan ders almamýþa benziyor hükümet. Þimdi de buðday alým fiyatýný açýklamýyor. Ülke ve yurttaþlarý için sigorta görevi görecek oranda stok yapmýyor. Yurttaþlarýn temel gýda ihtiyacý olan buðdayý alýp stoklamak yerine ihtiyaç temin iþini þirketlere býrakarak kurdu kuzuya teslim ediyor. Süne tahlilleri geçmiþte Çiftçinin Karagün Dostu denilen ve halen silolarýnýn üzerinde bu yazý bulunan TMO elemanlarý veya Tarým Bakanlýðý nýn elemanlarý tarafýndan deðil buðdayý alacak olan Ticaret Borsasýndaki tüccar tarafýndan tek taraflý yapýlýyor. Fiyatýn belirlenmesinde olmayan Tarým Bakanlýðý süne tahlilinde de aktif olarak yer almýyor. Çiftçiyi yalnýz býrakýyor yani burada da kurdu kuzuya korumasýz teslim ediyor. Adeta buyur kendine bu kuzulardan güzel bir ziyafet çek diyor. Bilindiði gibi bu üretim sezonunda gübreye, mazota, enerjiye ve ilaca %100 e yakýn zam 587m2 638m2 626m2 634m2 617m2 609m2 610m2 geldi. Buðdayýn fiyatý da bu yaþanýlan zam göz önüne alýnarak belirlenmesi gerekirken hükümet fiyat açýklamayacaðýný açýklýyor. Yaþanýlan zamlar göz önüne alýndýðýnda buðdayýn fiyatý, yani maliyet+ %25 kâr+ insanca yaþam payý eklendiðinde 1 kg buðdayýn fiyatý en az 99,5 Ykr olmalýdýr. Tarým Bakanlýðý fiyat açýklamakla kalmayýp TMO aracýlýðýyla piyasaya girip açýklanan fiyat üzerinden yeterli alým yaparak üretici ve tüketici lehine piyasayý düzenlemeli ve alýmlarýn parasýný da peþin ödemelidir. Gel gör ki, Baþbakan ve Tarým Bakaný; fiyatlarýn düþmemesi için hububat alým fiyatlarýný açýklamýyoruz diyor. Bunlarý söyleyerek tarlalarýmýzdaki kargalarý bile kendilerine güldürüyor. Niye mi? Hükümete soruyoruz: Türkiye nin buðday fiyatýný hükümetiniz açýklamayacaksa baþka bir ülke Baþbakaný veya Tarým Bakaný mý belirleyecek? Fiyat düþer diye hububat alým fiyatlarýný açýklamayan hükümet,iç piyasada buðdayýn tonu 550-600 YTL den satýlmaktayken ithal buðdayýn tonunu 500 YTL den satýþa sunarak zaten buðday fiyatýný düþürmüþ olmuyor mu? Peki, Baþbakan ve Tarým Bakaný buðday fiyatýný maliyetin üstünde belirleyip açýklamayacaksa kim açýklayacak? Ayný hükümet buðdaya kilo baþýna 4 YKR pirim vereceðini açýklýyor. Hükümetin buðdayda uyguladýðý yanlýþ politikalarýn yarattýðý tahribat ve zarar kilo baþýna vereceðiz dedikleri 4 YKR pirim ile karþýlanabilir mi? Bu yýlda 35 il ve 210 ilçede çiftçilerin çoðunluðu kuraklýkta %30 civarýnda zarar gördü. Bu çiftçilerimize tohumluk desteði için 700 milyon YTL ödeme yapýlacaðý açýklandý. Bu ödeme ne zaman yapýlacak bu konuda bir takvim açýklanmadý. Zamanýnda yapýlmayacak bir ödemenin bugüne kadar uygulandýðý gibi bir veya iki yýl sonra yapýlacak bir ödemenin yararýnýn olmayacaðýný yaþadýklarýmýzdan biliyoruz. Dedebað Fýrýn ------>MERKEZ Kýz Öðrenci Yurdu Erkek Öðr.Yurdu Hüseyin Sümen in evi SATILIK ARSALAR Çep: 0535 764 26 72 Tel: 0384 441 32 65 2007 yýlýnda ayçiçeði üretimi %23,6 geriledi. Ayçiçeði yaðý fiyatý da %100 den fazla arttý. Üretimin düþüþündeki en önemli etkenlerden birisi kuraklýðýn yanýnda 2006 yýlý ayçiçeði fiyatlarýnýn maliyetin altýnda belirlenmesi ve çiftçilerin ayçiçeði üretiminden vazgeçmeleridir. Türkiyeli çiftçiye hakký verilmiyor ama yað hammaddesi satan yabancý büyük þirketlere her yýl milyar dolara yakýn bir para verilebiliyor. Neden? Kanola üretimi artýyor. 2006 yýlýnda sadece 12 bin 615 bin ton olan kanola üretimi 2007 kuraklýðýna raðmen %127 arttý, 28 bin 727 ton oldu. Kanola üretiminin böylesi artmasýnýn nedeni kanolaya verilen pirimin 22 Yeni Kuruþ olmasýdýr. Yurttaþlarýn temel gýdasý olan yaðýn hammaddesi olan ayçiçeði üretimindeki düþüþün önemli nedeni ayçiçeðine verilen pirimin kilo baþýna 4 Yeni Kuruþ olarak belirlenmesidir. Pamukta uygulanan benzer yanlýþ politikalar sonucunda Türkiye dünya pamuk üretiminde 5. sýradan 7. sýraya geriledi. Türkiye nin ilk çaylýklarý 1938 yýlýnda kuruldu. Bir çaylýðýn ömrü ise en fazla 70-80 yýldýr. Bu çaylýklar yenilenmezse çaylýklar bozulur, çayýn kalitesi düþer. Çaylýklarýn yenilenmesi için gerekli kaynak Tarým Bakanlýðý tarafýndan ayrýlmýyor. Böyle bir sorun yok sayýlýyor, aldýrýlmýyor. Ayrýca Türkiye nin kuru çay üretimi 200 220 bin ton civarýnda. Ülkeye kaçak olarak giren kuru çay miktarý 50 bin ton. Üretici ve tüketici için ciddi tehdit oluþturan kaçak çay önlenmiyor. Niye? Üretiminde dünya birincisi olduðumuz fýndýkta iki baþlýlýk devam ediyor. Asli görevi hububat alýmý ve satýmý olan TMO, buðday stoku yapmýyor, buðday fiyatýný bile açýklamýyor ancak stokunda 300 bin ton fýndýk var. Bu fýndýðý ne satýyor, ne yaða dönüþtürüyor. Tarýmsal ihracatýn üçte birini tek baþýna karþýlayan ülkeye döviz kazandýran fýndýða TMO nun müdahalesinden bu yana hazinenin uðradýðý zararýn 1.5-2 miyar YTL ye ulaþtýðý söyleniyor. Niye FÝSKOBÝRLÝK desteklenmiyor da TMO pabuççu muþtasý gibi yandan devreye sokuluyor? Bu yýl fýndýk fiyatlarý konusunda ne FÝSKOBÝRLÝK ne de TMO fiyat açýklamýyor. Fýndýk hasadýnýn günü geldi çattý, fýndýk fiyatýnda belirsizlik hala sürüyor. Fiyat belirsizliðinin yanýnda bir de bu yýl rekolte yüksek olacak söylentileri fýndýk üreticilerinin kaygýlarýný arttýrýyor. Çünkü fýndýk üreticileri çok iyi biliyor; ne zaman belirsizlik ve bulanýklýk yaratýlýrsa bundan çiftçi deðil tüccar kazançlý çýkýyor. Tüccar böyle ortamlarda çiftçinin fýndýðýna yok pahasýna el koyabiliyor. Bu nedenle fýndýk üreticileri endiþe dolu günler yaþýyorlar. Hayvancýlýkta gerileme sürüyor. Tarým Bakanlýðý bir yandan aile baþýna 2 inek daðýtýyor, diðer yandan 4 inekten aþaðý ineði olanlara desteklememe kararý almaya hazýrlanýyor. Hükümet 2007 yýlýnda 1.2 Milyar YTL olan hayvancýlýk desteðini 2008 yýlý için 800 milyon YTL ye düþürdü. Eðik düzlemde baþ aþaðý giden hayvancýlýðýmýzý bu yaklaþýmlar ve destekleme politikalarý mý düzlüðe çýkaracak? 2003 yýlýnda 334 bin üretici 183 bin hektar alanda 150 bin ton tütün üretiyordu. 2007 yýlýnda üretici sayýsý 207 bine üretim alaný 144 bin hektara üretim ise 80 bin tona geriledi. Dünyaca ünlü oriental tütünümüzün sonu ne olacak? Her yýl maliyetin altýnda belirlenen fiyatlar nedeniyle çiftçiler zeytinliklerini satýþa çýkarýyor alýcý bulamýyor. Periþan. Bir yaný denize ile denize komþu olan zeytinlikler özel bankalarýn ilgisine neden bu kadar mazhar oldu bilen var mý? TEKEL in suma fabrikalarý özelleþtirildiðinden bu yana üzüm üreticilerinin eli böðründe tefeci ile özel bankalarýn elinde inim inliyor. Tüccar kýlýklý vurguncular tarafýndan her yýl trilyonlarca dolandýrýlan üzümcülerin dolandýrýlmalarýný engelleyebilecek bir çözüm, yasal dayanak hükümet tarafýndan oluþturulamýyor. Son iki yýlda özel sektör bankalarý çiftçiye yoðun ilgi gösteriyor. Ziraat Bankasý 2007 yýlýnda 4.8 milyar YTL kredi daðýttý. Özel sektör bankalarý ise 4 milyar YTL verdi. Tarýmsal kredi faizleri %17,5 civarýnda. Özel bankalarýn ise %22-25 arasýnda. Köylü niye özel sektörün bu yüksek faizli kredisine muhtaç oluyor acaba? Bu konuda bir baþka soru: Ziraat Bankasý neden 100 milyon YTL nin üzerinde kredi kullanan iþletmeler için Orta ve Büyük Ýþletme Bankacýlýk þubesi (TOBÝ) açmaya yöneldi. Küçük çiftçiler ne olacak Tarým Bakanlýðý bu konuda politikalarýný neden açýk seçik seçmenleri olan çiftçilere açýklamýyor? Türkiye IMF nin buyruðu ile tüm destekleri kaldýrýp yerine Doðrudan Gelir Desteklerine geçtiði ilk yýllarda dekara 15 bin TL veriyordu. Geçen yýl çiftçiye verilen Doðrudan Gelir Desteðinin miktarý dekara 10 YTL ye düþürüldü. 2008 de de 7 YTL ye düþürülüyor. Yani Doðrudan Gelir Destekleri sürekli hem düþürülüyor hem de zamanýnda ödenmiyor. Tarým Kredi Kooperatifleri ile Ziraat Bankasý na borcu olan çiftçilerin ödemelerine gecikme faizi uygulanýyor da çiftçilerin alacaðýna neden faiz uygulanmýyor? Organik Tarým Yasasý çýkarýldý. Türkiye nin 81 ilinde Ýl Tarým Müdürlüðü 850 ilçesinde Ýlçe Tarým Müdürlüðü var. Bu il ve ilçe Tarým Müdürlüklerinde de toplam 10 binin üzerinde Ziraat Mühendisi, tekniker ve teknisyen çalýþýyor. Çýkarýlan Tarým Yasasý nda organik tarým sertifikasý verme yetkisi bu il ve ilçe müdürlüklerine deðil, sayýsý 10 u geçmeyen özel þirkete verildi. Organik tarým üretimine öncülük, önderlik, bilgi desteði ve yönlendiriciliði Tarým Bakanlýðý nda deðil. Üzerinde yaþadýðýmýz gezegen her geçen zamanda küresel ýsýnma artarken Tarým Bakanlýðý bu iþi neden merkezi bir devlet politikasý olarak yürütmüyor? Dünyanýn ana konusu haline gelen gýda krizine çözüm üretmek için toplantý üzerine toplantýlar yapýlýyor. AKP Hükümetinin ise þirketlerin eline verdiði ithalat kýrbacý þaklýyor. Tarým Bakaný kýrbacýn ritmine kendini kaptýrmýþ açlýðýn, yoksulluðun ve yoksunluðun artýþýný keyifle izliyor. Ýthalat için izin üstüne izin çýkararak kýrbacýn ritmine tempo tutuyor. Evet, Türkiye tarýmý nereye?

ARAÞTIRMA 23 EKÝM 2008 PERÞEMBE HÝTLER FAZÝZMÝNDEN KAÇIP KIRÞEHÝRDE BÝR SÜRE KAYABAÞI MAHALLESÝNE YERLEÞEN BÝR ALMAN BÝLÝM ADAMININ KIRÞEHÝRÝ ÝNCELEYEN ALMANYA DA ALMANCA BASILAN ESERÝ TÜRKCEYE ÇEVRÝLMEYÝ BEKLÝYOR. 17 x 24 cm boyutlarýndaki kitap 349 sayfa. Ýçinde Walter Ruben in Kýrþehir i konu alan çizimlerinin de yer aldýgý eserin etkili bir kaynakçasý var ve 1940 lý yýllarýn Kýrþehir ine iliþkin çok önemli gözlemler içeriyor. Kitabýn adý: Ýç Anadolu da eski bir þehir: KIRÞEHÝR Yayýna hazýrlayan; kitabýn yazarý Walter Ruben in oglu. Gerhard Ruben Hitler faþizminin Türkiye de göçmenliðe zorladýðý ve Kýrþehir de Kayabaþý mahallesinde de ikametgah eden Bir deðerli bilim adamýnýn Kýrþehir kültür tarihine ciddi katkýlar sunan bu eserinin varlýðýný 2 yýl önce duyduðumda Ön Söz ve Ýçindekiler bölümünü Türkçeye çevirttirmiþ, tamamýnýn telif hakkýnýn alýnarak hemen Türkçeye çevrilerek bastýrýlmasýnýn gereðine dikkat çekmiþ,.konuyu Sayýn Belediye Baþkanýmýz Halim Çakýr a Sayýn,valimiz M.Lütfullah Bilgin in yanýnda açmýþ ve nihayet Belediyece Türkçeye çevrilip basýmýnýn saðlanabilmesi için bir dizi yazýþmalar sonunda Almanya daki yayýnevinden 5000 basýmýnýn yapýlabilmesi için 1800 Euro karþýlýðýnda telif hakký ný almýþtýk.ama ne yazýk ki taahhüt edilen 1800 Euro luk bu telif ücreti yapýlan sözleþmeye raðmen 1 yýlý geçen bir sürede ödenmediðinden telif hakký da iptal edildi Bu kitabý duyurmamdan 2 yýl sonra benimde Mustafa Kemal Atatürk ün Silah ve Dava Arkadaþý Müfit Kýrþehir adlý bildiriyle katýldýðým15-17 Ekim 2008 1.Uluslararasý Ahilik Kültürü ve Kýrþehir Sempezyumu na Sevgili Yrd.Doç.Dr.Selahaddin Bekki Walter Ruben ve Kýrþehir Adlý Eseri adlý bildiriyle bu kitabýn ve Walter Ruben in tanýtýmýný yaparak katýldýðýnda büyük bir sevinç duydum. Walter Ruben in saðlýðýnda ve henüz 1945 lerde bu kitabý ne Türkiye de ne de sonrasýnda Doðu Almanya da yayýnlayacak yayýncý bulamadýðýný da hatýrlayarak. Profesör Walter Ruben in Kýrþehir tarih araþtýrmalarým esnasýnda; adýna IV. Türk Tarih Kongresin e sunulan tebliðler arasýnda rastlamýþ ve þöyle yazmýþtým Küçük Asya nýn Kýr-Þehri adlý eserimin 66.sayfasýnda: Prof. Dr. Afet Ýnan Türk Tarih Kurumu nun 1943 ten 1948 e kadar arkeolojik çalýþmalarý Türkiye tarihine neler kazandýrmýþ baþlýklý tebliðinde Caca Bey Medresesi ne iliþkin þu notlarý düþüyor: Tarihi dönem itibariyle kronolojik sýramýz Selçuklu dönemine ulaþmýþtýr. Bilindiði gibi Anadolu Selçuklu dönemi anýtlarý, en güzel örnekleriyle ayakta durmakta, hayranlýðýmýzý celbetmektedir... Ýþte bunlardan biri Kýrþehir de Caca Bey Medresesi ndeki rasat kuyusudur. Söylentilere göre 1272 de Gýyaseddin Keyhüsrev Ýbni Kýlýç Arslan zamanýnda, Kýrþehir Valisi Nureddin Cibril Ýbni Caca tarafýndan bu þehirde bir hey et medresesi yapýlmýþtýr. Bu söylentiyi saptamak, Selçuk döneminin ilim tarihi bakýmýndan çok önemli idi. Dr. Aydýn Sayýlý ve PROF. RUBEN tarafýndan burada Türk Tarih Kurumu adýna bir sondaj yapýldý.. Evet Profösör Walter Ruben;1940 larda yapýlan Cacabey medresesi ndeki arkeolojik kazýnýn da heyet baþkanýydý. Walter Ruben (1899 1982) Hamburgluydu.. Henüz lisede Yunanca, Latince ve Sanskritçe öðrenmiþ, Hamburg da (Sten Konow), Bonn da (Hermann Jacobi) ve Berlin de (Heinrich Lüders) Hindoloji öðrenimi görmüþ,1924 te Bonn da Adnan Yýlmaz Nyaya Sutra lardaki Algý Öðretisi adlý tezle doktorasýný yapmýþ, 1927 de yine Bonn da Nyaya Sutra lar üzerine daha ayrýntýlý bir incelemeyle profesör olmuþtu Frankfurt am Main da dört yýl öðretim görevlisi olarak çalýþtýktan sonra 1933 sonbaharýnda da Odenwald deki Nieder-Mummbach a taþýnmýþtý. Kültür düzeyi çok yüksek bir aileden gelen Walter Ruben in baþarýlý bir tüccar olan babasý Hamburg daki Edebiyat Cemiyeti nin de kurucularýndandýr... Birinci Dünya Savaþý süresince ve sonrasýnda yaþanan olaylar sonucunda sola yakýnlýk duyan Walter Ruben, baþýndan beri faþizme þiddetle karþý çýkmýþ. 1935 de Ankara da kurulmakta olan üniversiteden bir çaðrý aldýðýnda daveti hiç tereddüt etmeden kabul eder ve yasal yollardan ailece Türkiye ye yerleþir.. Walter Ruben Ankara daki üniversitede Hindoloji kürsüsünü kurar ve ilk baþlarda epey zorlansa da, derslerini Türkçe olarak verir 1936/1937 de altý aylýðýna Hindistan a gider Kalküta da Rabindranath Tagore ile de görüþür. Araþtýrma gezisi onun bir baþka halkla, Asurlarla tanýþmasýna yol açar; bu tanýþýklýk sonraki yýllarda Asurlar hakkýnda pek çok makale yazmasýna vesile olacaktýr. O dönemde Alman hükümeti Walter Ruben in üniversitede öðretim hakkýný elinden alýr. Alman Elçiliði yle daha önce de temaslardan kaçýnan Walter Ruben in bu olayla elçilikle iliþkileri tamamen kesilir. Walter Ruben ailesiyle birlikte göçmen dir artýk.. Savaþýn patlak vermesi yaþamý zorlaþtýrmýþ. Bilimsel çalýþmalarý yayýmlamak giderek daha da zorlaþmýþtýr Türkiye, etrafýndaki savaþýn kýskacý içindedir ve acil bir durumda ülkeden kaçmak Walter Ruben ve ailesi için neredeyse imkânsýzlaþýr. Aðustos 1944 de Türkiye ile Almanya arasýndaki siyasi iliþki kesilince pek çok Almanla birlikte Walter Ruben ailesi de de gözaltýna alýnýp kendi nitelemesiyle Ýç Anadolu da bir vahayý andýran Kýrþehir e tehcir edilir. Walter Ruben in oðlu Gerhard Ruben 21 mart 2003 tarihli kitabýn önsözünde kýrþehir yýllarýna ve de babasýnýn eserinin içeriðine iliþkin su bilgileri verir: Kaya þeyhi mahallesinde, tipik bir Kýrþehir evinin üst katýnda oturuyorduk, alt katta da Yeni Ýç Anadolu da eski bir þehir: KIRÞEHÝR Hamam ýn ateþçisi oturuyordu. Tehcir edilenlerin daha doðrusu: sürgünlerin çalýþmasý, gazete ya da mektup almasý, fotoðraf makinesi kullanmasý vs. yasaktý. Tam anlamýyla bir gözaltý deðildi, çünkü kentte serbestçe hareket edebiliyorduk, yani bir kamp yoktu Sürgünden önceki ikamet yerlerine dönmelerine ancak 1945 yýlýnýn sonunda izin verildi. Babam 1 Ocak 1946 da Ankara daki öðretim görevine döndü. Ankara da bize yeni bir daire verilene kadar annem, kardeþim ve ben iki ay daha Kýrþehir de kaldýk. Kýrþehir bugün Avrupa da halýlarýyla tanýnýr. 1944/45 de o dönemin koþullarý için bile çok arkaik bir havasý vardý, nitekim bilim adamý babam Walter Ruben i de cezbeden buydu. Zaten eskiden beri, etnoloji eðitimi de almýþ bir Hindolog olarak, Hindistan ýn kültürel geliþimini Eski Þark ve Antik Yunan ýn kültürel geliþimiyle karþýlaþtýrýrdý. Kýrþehir de, bir Þark kasabasýnýn ortaçað dan yeniçaða geçiþini inceleme olanaðý bulmuþtu. Kýrþehir de uzunca bir süre yaþadýðýmýz ve bu sayede Anadolu nun gündelik yaþamýný yakýndan tanýdýðýmýz için araþtýrma salt tarihsel bir yaklaþýmýn çok ötesindedir. Bu noktada onun tarým dahil pek çok konuda bilgisinin olmasý da çok yardýmcý oldu. Akýcý bir Türkçe konuþuyordu, bu nedenle ilginç dönem tanýklarýyla bizzat görüþebildi. Fakat yararlanabileceði bir kütüphane olmadýðý için materyal üzerinde çalýþýrken güçlü belleðine güvenmek zorundaydý. Gördüklerini belgelemek konusunda sorun yaþýyordu, çünkü fotoðraf makinesi kullanmasý yasaktý! Bu nedenle her þeyin ayrýntýlý bir biçimde betimlenmesi gerekiyordu. Çok iyi bir çizerdi, en önemli bina ve yerlerin eskizini çizdi. Daha sonra yaptýðý bir Kýrþehir seyahatinin (1947) metin üzerinde tek etkisi bazý küçük eklemeler oldu. O sýrada gerçekleþtirilen kazýlar ayrýca yayýmlandý. Babam çalýþmalarý sonucunda ortaya çýkan metni henüz Kýrþehir deyken yazdý. Fakat ne Türkiye de ne de daha sonra Alman Demokratik Cumhuriyeti nde çalýþmasýný yayýmlayacak bir yayýncý bulunamadý. Bizim metinden haberimiz vardý ama ölümünden sonra ne metni ne çizimleri bulduk. Bir yayýncý arama çabalarý sýrasýnda metnin herhangi bir yayýnevinde unutulup kaybolduðunu düþünüyorduk. Ancak yýllar sonra metnin bir nüshasýyla birlikte çizimler de ortaya çýktý. Ýlgili bazý belgeler ve mektuplar babamýn Berlin-Brandenburg Bilimler Akademisi nde muhafaza edilen terekesinde bulunuyor. Metnin yayýna hazýrlanmasý zor bir süreçti. Metin 300 sayfa civarýndadýr. 1945 tarihli kýsa önsözü 1952 de yazýlan ve ilk sayfasý eksik olan giriþ yazýsý izler. Tüm sayfalarýn sýkýþ týkýþ dolu olmasý ve maalesef asýl metnin yalnýzca bir kopyasý olmasý nedeniyle metin kýsmen ancak zorlukla okunmakta, bazen de hiç okunamamaktadýr. Bazý yerlerde babamýn el yazýsýyla yaptýðý düzeltmeler vardýr, belli ki bunlar metni yayýna hazýrlamak için eklenmiþtir, fakat nihai bir redaksiyon gerçekleþtirilmemiþtir. Metnin yazýldýðý daktiloda Türkçe karakterler yoktu. Bu nedenle metindeki Türkçe sözcükler kýsmen transkripsiyonlarý kýsmen de en yakýn yazýlýþlarýyla yer almýþtýr. Bu özellikle de Türkçe metinler için geçerlidir. Ýsimler kýsmen farklý yazýlmýþtýr ve sýk sýk bugünkü imladan farklýdýr. Bu eksiklikler mümkün olduðunca giderilmiþtir. Elbette Türkçe metinler o dönemin günlük konuþma ve yazý diline tekabül etmektedir. Bir diðer sorun da Kýrþehir gazetesinden yapýlan çok sayýda alýntýdýr: Alýntýlanan yerler her zaman doðru deðil gibidir, fakat burada söz konusu gazeteye ulaþamadýðým için bunu kontrol etmem mümkün olmadý. Bazý durumlarda açýkça imla hatalarý olduðunu gördüðüm yerleri düzeltebildim. Benzer ve farklý sorunlara G. R. ile belirttiðim dipnotlarda iþaret ettim. Metinde iki türlü deðiþiklik yapýldý. Ek II (Kýrþehir in tanýnmýþ üç ailesinin soyaðacý) kýsaltýldý: Soyaðaçlarý liste halinde verildi, aksi takdirde kapsamlarý bu kitabýn sýnýrlarýný aþardý. Fakat metnin içinde soyaðaçlarýyla ilgili yerleri (örn. bkz. Köraða 20 ) olduðu gibi býraktým. Metinle birlikte bulunan, babamýn çizdiði Kýrþehir haritasýný, yön bulmayý kolaylaþtýrmasý nedeniyle Ek XI olarak kitaba aldým. Türkçe sözcükler listesi metindeki haliyle korundu. Metinde geçen tüm Türkçe sözcüklerin bir listesini çýkarmak kitabýn kapsamýný fazlaca geniþletirdi, zaten sözcüklerin çoðu dipnotlarda açýklanýyor. Bu çalýþmanýn okuyucularýndan ricam, metnin henüz 1945 te yazýldýðýný dikkate almalarýdýr. Bu, bazý ifadelerin babamýn daha sonraki dönemlerdeki görüþleriyle örtüþmediði anlamýna geliyor. Fakat metne müdahale etmeye hakkým olmadýðý kanaatindeyim. 20. yüzyýlýn ortasýndaki küçük bir Ýç Anadolu þehrinin önemli bir belgesi olmasý nedeniyle taþýdýðý önem bir yana, bu çalýþmanýn yayýmlanmasýný bir baþka nedenle de anlamlý buluyorum. Yýllarca Ankara da yaþamýþ olmamýza raðmen bize çok yabancý bir ortam olan Kýrþehir e giderek bu ortamla Orta Avrupalýlar olarak karþý karþýya kaldýk. Atatürk ün Avrupa devlet biçimini ve Avrupa hukukunu yürürlüðe soktuðu bir ülkede bulunuyorduk. Atatürk ün bunu yapmasýnýn nedeni, Avrupa devletlerinin güç ve istikrarýnýn temelinin bu devlet biçimi ve hukukuna dayandýðýný görmüþ olmasý ve Türkiye için de böyle bir güç ve istikrar hedeflemesiydi. Atatürk ün büyük otoritesi onun Türkiye yi radikal bir biçimde laikleþtirmesini ve modernleþtirmesini mümkün kýldý. Yaklaþýk yirmi yýl sonra Kýrþehir de gördüðümüz, babamýn bu eserde anlattýðý, bir Anadolu kasabasýnýn bu modernleþmeye ayak uydurmasý ve vatandaþlarýnýn yeni bir toplumu benimsemesinin baþlangýcý, pek çok çeliþki ve zorluðu barýndýran ve belki de bugün bile henüz tamamlanmamýþ olan karmaþýk bir süreçti. Elinizdeki eser bu dünyanýn zengin bir tasviri deðil yalnýzca, ayný zamanda da bizim bu dünyayla karþýlaþmamýzýn, mevcut koþullarý ve orada yaþayan insanlarý giderek daha fazla anlamaya yönelten karþýlaþmamýzýn sonucu. Bu eserle bugünkü Türkiye nin ve geliþiminin anlaþýlmasýna katkýda bulunarak orada tanýþtýðýmýz pek çok dost insana minnettarlýðýmýzý ifade etmeyi ümit ediyorum

23 EKÝM 2008 PERÞEMBE TRT sanattan kopuyor Ýlk aþamada, boþ bulunan 78 saz ve ses sanatçýsý, 17 stajyer ve 7 tommaister kadrolarý iptal edildi. Operasyonun ikinci aþamasýnda ise sayýlarý 425 e ulaþan sanatçý kadrolarý, þahsa baðlý kadroya dönüþtürüldü. Yeni TRT Yasasý çerçevesinde üst düzey yöneticiler ve yayýn denetleme kurulu üyelerinin de aralarýnda bulunduðu yaklaþýk 600 personeli, araþtýrmacý kadrosuna geçirerek maaþlarýný donduran TRT yönetimi, kurumun sanatla baðlarýný da koparýyor. Kurumda halen boþ olan 78 sanatçý kadrosu iptal edilirken, 425 dolu kadro da þahsa baðlý kadrolara dönüþtürüldü. Bu kadrolarda görev yapanlar emekli oldukça yeni sanatçý alýmý yapýlmayacak. Cumhuriyet in edindiði bilgilere göre, yeni TRT Yasasý nýn yürürlüðe girmesinin ardýndan TRT Yönetim Kurulu nun yeniden yapýlandýrmaya iliþkin aldýðý kararlar, RTÜK tarafýndan onaylandý. Bu çerçevede, TRT nin sanatçý kadrolarý boþaltýlýyor. Ýlk aþamada, boþ bulunan 78 saz ve ses sanatçýsý, 17 stajyer ve 7 tommyster kadrolarý iptal edildi. Operasyonun ikinci aþamasýnda ise sayýlarý 425 e ulaþan sanatçý kadrolarý, þahsa baðlý kadroya dönüþtürüldü. Medyada cinsiyetçiliðe son! Medyada cinsiyetçiliðin ortadan kalkmasý için kadýn sayýsýnýn artmasý önemli ama yetersiz. Cinsiyetçiliðe karþý yapýlacak çok þey var. En önemlisi örgütlü mücadenin sürmesi. MEDÝZ in kitabý bu nedenle çok önemli. Kadýnlarýn ayrýmcýlýða uðramadýðý bir medya için kurulan Kadýnlarýn Medya Ýzleme Grubu (MEDÝZ), Nisan 2008 ten bu yana sürdürdüðü Medyada Cinsiyetçiliðe Son! kampanyasý kapsamýnda bir de kitap çýkarttý. Kitapta kampanya sürecinde yayýnlanan görsel ve bültenlerin yaný sýra 3-4 Mayýs 2008 te Ýstanbul Bilgi Üniversitesi nde gerçekleþtirilen Cinsiyetçi Olmayan Medya Ýçin konferansýnýn sunumlarý ve Medyada Kadýnlarýn Temsil Biçimleri Araþtýrmasý nýn bulgularý da bulunuyor. Kuruluþundan itibaren MEDÝZ in faaliyetleri dört temel konuya odaklandý: Kadýnýn haber, program, reklam ya da dizilerde temsil biçimleri; çalýþan ya da yönetici olarak medyada temsili; okur, izleyici, dinleyici olarak haklarý ve kadýn medyasýnýn sorunlarý. Bu kitap da iþte bu konulara odaklanýyor. Erkeklerin medyasý MEDÝZ in Kadýnýn Medyada Temsil Biçimleri araþtýrmasý da gösteriyor ki medya erkeklerin egemenliðinde. Haber, manþet ve içerikler yapýlýrken kadýnlar, bireysel varlýðý olmayan eþ-anne, Bu çerçevede söz konusu kadrolarda görev yapan sanatçýlar emekli oldukça yerlerine yenileri alýnmayacak. Böylece TRT nin sanatçý kadrolarý zamanla eritilecek ve kurumun sanatla olan baðlarý koparýlacak. Hükümet tarafýndan Meclis e sunulan yasa tasarýsýnda TRT sanatçýlarýnýn tamamýnýn Kültür ve Turizm Bakanlýðý na devri öngörülüyordu. Tasarýya yönelik tepkilerin artmasý ve Haber- Sen in baþlattýðý eylemler sonucunda kamuoyunda tepkiler yükselmiþ, bunun üzerine hükümet tasarýnýn sanatçýlarla ilgili maddesini geri çekmiþti. Tasarý bu haliyle yasalaþmýþtý. Paralar çarçur ediliyor Atýlan yeni adýmla birlikçe TRT, Türk Sanat Müziði ve Türk Halk Müziði nin doðru bir þekilde icra edilmesi, derlenmesi ve notalara aktarýlarak korunmasý görevlerinden vazgeçmiþ oluyor. TRT ayrýca, yasayla kendisine verilen kültürel iþlevleri yerine getirme görevini de terk ediyor. Haber-Sen Genel Baþkaný Ali Yýlbaþý, konuyla ilgili þunlarý söyledi: Ýbrahim Þahin, TRT yi adým adým kamu hizmeti yayýncýlýðýndan uzaklaþtýrýyor. Göreve ilk geldiðindeki icraatý Hatay radyosunu kapatmak olmuþtu, arkasýndan Antalya radyosunu kapattý. Þimdi de TRT nin sanat ve sanatçýlarla baðýný koparýyor. TRT, halkýn yayýn bedeli olarak her ay ödediði parayla faaliyetini sürdürüyor. Ýbrahim Þahin TRT yi þimdi bu paralarý toplayan, ancak gereðini yapmayan bir kuruma dönüþtürüyor. Halktan toplanan paralar, özel televizyonlarla yarýþmak ve reyting uðruna çarçur ediliyor. Astronomik rakamlarla kurum dýþýnda program yaptýrýlýyor. Reyting uðruna niteliksiz programlar TRT ekranlarýný doldurmaya baþladý. Yasa sürecinde TRT sanatçýlarýna sahip çýkan herkesi, TRT yönetimine tepki göstermeye çaðýrýyoruz. Turnusol magazin malzemesi, konu mankeni, cinsel nesne olarak kurgulanýyor ya da tamamen yok sayýlýyor. Doç. Dr. Hülya Uður Tanrýöver ve ekibinin Türkiye de on gazete, beþ radyo, beþ internet sitesi ve beþ televizyonu iki hafta boyunca izleyerek yürüttüðü araþtýrmanýn sonuçlarýna göre, gazetelerin baþsayfalarýndaki haberlerin sadece yüzde 21 inde kadýnlar var. * Kadýnlara iliþkin haberlerin yüzde 52 si yaþam-magazin alanýnda. * Haber kaynaklarýnýn sadece yüzde 18 i, kadýn köþe yazarlarýnýnsa ancak yüzde 12 si kadýn. * Televizyon kanallarýnda siyasi tartýþma programý yapanlar arasýnda hiç kadýn yok, ana haber bültenleri yönetim kadrolarýnýn sadece yüzde 16 sý kadýn. * Televizyon ana haber bültenleri yorumcularý arasýnda kadýn yok, dýþ seslerin sadece yüzde 25 i kadýn. Tanrýöver, medyanýn temsil biçimleri ile kadýna yönelik ayrýmcýlýðý hem yeniden ürettiðini hem de bizzat hak ihlallerine neden olduðunu vurguluyor. Tanrýöver, Farklý temsiller birbirlerine eklemlenerek bizim dünyaya bakýþýmýzý biçimlendirirler diyor, temsillerin stereotipleri oluþturarak önyargýlarýn süregitmesinde belirleyici olduðuna deðiniyor. Kadýnlarýn medyada temsil edilme biçimleri de hem medyanýn kadýnlara bakýþýný meþru kýlýyor hem de toplumun kadýnlara yönelik algýsýný biçimlendiriyor. Kadýnlar çerçevenin dýþýnda Medya içerikleri üzerine yapýlan araþtýrmalar gösteriyor ki, medyada kadýnlar öncelikle ev kadýný olarak temsil ediliyor. Ev dýþýnda çalýþan kadýnlarsa genellikle kadýn meslekleri olarak adlandýrýlan mesleklere sahip kadýnlar oluyor. Kaynak : Baðýmsýz Ýletiþim Aðý bianet.org "Uyuþturucuyu reddet, hayata devam et" Hopa lisesi ve dershane öðrencilerinden oluþan Liseli Genç Umut", Hopa'da fuhuþa, çeteleþmeye ve uyuþturucuya karþý bir etkinlik düzenledi. Önce bir yürüyüþ yapan Genç Umut'çular, ardýndan Hopa festival alanýnda "Red Festivali" adýyla gençlik þöleni düzenleyerek basýn açýklamalarý yaptýlar. Hayati Akbaþ - HOPA Hopa Belediye parkýnda toplanan öðrenciler ellerinde dövizlerle, çeþitli sloganlar atarak Ýnönü caddesi ve Dumlupýnar caddesi üzerinden gelerek festival alanýnda toplandýlar. Burada kamyon kasasý üzerinde kurduklarý sahneden halka seslendiler. Fuhuþa, çeteleþmeye ve uyuþturucuya hayýr konulu çeþitli etkinlikler yaptýlar. Gençler önce basýn açýklamalarýnda bulundular. Ardýndan þiirler okudular ve de Liseli Genç Umut taraftarý öðrencilerden oluþan orkestra grubu ile kendileri hazýrlamýþ olduklarý müzik etkinliðini sundular. Ýlk konuþmayý Sade Seren Cihan yaparak þunlarý söyledi: Her yýl olduðu gibi bu yýl da eðitim öðretim sorunlarýyla baþladý. Her zaman olduðu gibi alacaðýmýz eðitimden deðil de okulun bütçesi hakkýnda konuþulmaya baþlandý. Öðrencinin okuldaki baþarýsý deðil öðrencinin ailesinin vermiþ olduðu ücretler ve baðýþlar okul yönetiminin dikkatini çeker oldu. 12 Eylül darbesi sonrasý, çarpýk eðitim sistemi hakim oldu. Okul müfredatý ve yönetmelikleri tamamen öðrenci düþmaný ve düþünmeyen insanlarýn yetiþtirildiði bir iþletme yönetmeliðine dönüþtürüldü. Bizler bu sistemin deðiþmesini isteyen öðrencileriz. Bizler bugün liseli genç umutlar olarak sokaklarda uyuþturucu ve çeteleþmeyi reddederek parasýz, bilimsel, nitelikli eðitim sistemi talebimizle alanlardayýz. Bugün burada yapmýþ olduðumuz gençlik festivali ile de bu isteklerimizin arkasýnda olduðumuzu soyluyoruz. Sokaklarda ve liselerde uyuþturucu Bakanlýk, tecavüzcüyle evlenme durumunda cezayý ortadan kaldýran düzenleme hazýrlýðýnda. Adalet Bakanlýðý'nýn, evlenme yaþýný 14'e indiren, tecavüzcüyle evlenme durumunda cezanýn ortadan kalkmasýný saðlayan ve tecavüzde þikâyet yaþýný 14'e indiren yasa deðiþiklikleri için hazýrlýk yaptýðý öne sürüldü. Bu düzenlemelerin yasalaþmasý halinde, aralarýnda Vakit gazetesi yazarý Hüseyin Üzmez'in de bulunduðu, 15 yaþýn altýndaki ve çeteleþmeyi sileceðimizi Hopa'da haykýrmaya devam edeceðiz, dedi. Fatma Buket Cihan: Her ne olursa olsun fuhuþa, çeteleþmeye ve uyuþturucuya karþýyýz!" Daha sonra kürsüye gelen Fatma Buket Cihan þunlarý söyledi. Uyuþturucu ve çeteleþme sorunlarý, Hopa'da yýllardýr yürüttüðümüz mücadelenin önemli ayaklarýndan birini oluþturuyor. Bu sorunlarý artýk yok etmeliyiz çünkü meydaný bunlara býrakýrsak genç beyinler yok edilmeye devam edecek. Kardeþ kardeþe, arkadaþ arkadaþa sigara vermedi diye býçak çekmekte ve okul önleri uyuþturucu çetelerinin piyonlarýyla dolmaktadýr. Daha dün Hopa da bir genç daha uyuþturucu kullandýðý için öldü. Ýþte bizler gençlerin birbirini vurmamasý, uyuþturucudan ölmemesini istediðimiz için bu sorunlarý yok etmeye dönük mücadele edelim diyoruz ve uyuþturucuyu, çeteleþmeyi reddediyoruz. Yapýlan araþtýrmalarda her on liseliden birinin uyuþturucu kullanmýþ ya da kullanýyor olmasý bu iþin sadece özenmekten kaynaklanmadýðýný, birileri tarafýndan bilinçli bir þekilde özendirildiðini ortaya koymaktadýr. Bizler bu memleketin onurlu gençleri olarak uyuþturucu, çeteleþmeyi sizlerle birlikte ailelerimizle birlikte yeneceðimizi iddia ediyoruz..." Konuþmalardan sonra çeþitli þiirler okundu. Ardýndan Genç umut müzik grubu bir konser verdi. Halaylar çekilerek yöresel oyunlar oynandý. (turnusal) Tecavüze ceza indirimi çocuklara cinsel tacizde bulunmaktan yargýlanan çok sayýda sanýk "iþledikleri suç þikâyete baðlý hale getirileceði" için hapis cezasýndan kurtulabilecek.10 11 Ekim günlerinde Adalet Bakanlýðý'nda yapýlan toplantýda, hâkimlerin, "toplumun gerçeði" gerekçesiyle söz konusu öneride bulundu. Ayrýca hâkimlerin, AKP'lilerin "feministler Adalet Komisyonu'nu bastýðý için maddeleri deðiþtirmek zorunda kaldýklarý" yönündeki sözlerini de toplantýda aktardýðý öne sürüldü. (Turnusaol)

23 EKÝM 2008 PERÞEMBE Cumhuriyeti Sev Koþusu yapýldý KISA KISA ÝHD: Cezaevlerinde iþkence sürüyor Ýnsan Haklarý Derneði (ÝHD) 2008 cezaevi raporunu bugün açýkladý. "Ocak-Eylül 2008 Dönemi Cezaevlerindeki Hak Ýhlalleri Raporu"na göre toplam 2 bin 110 ihlal yaþandý, 238 kiþi iþkence ve kötü muamele gördü. ÝHD Genel Baþkaný Hüsnü Öndül ün hazýrladýðý "Ocak-Eylül 2008 Dönemi Cezaevlerindeki Hak Ýhlalleri Raporu" ÝHD Genel Merkezi nde düzenlenen bir basýn toplantýsý ile açýklandý. Öndül, bu periyot içerisinde Türkiye cezaevlerinde 26 kiþinin yaþamýný yitirdiðini belirtirken ayný dönemde deðiþik kategorilerde toplam 2 bin 110 ihlal tespit edildiðini kaydetti. Haber: Aydýn Þimþek Atatürk, Cumhuriyet ve Hacýbektaþ Ýlköðretim Okullar ile Hacýbektaþ Lisesi öðrencilerinin katýlmýþ olduðu Cumhuriyeti Sev Koþusu geçtiðimiz gün yapýldý. Yýldýz Kýzlar,Yýldýz Erkekler Genç Kýzlar,Genç Erkekler, Minik Kýzlar ve Minik Erkekler kategorisinde yapýlan atletizm yarýþmalarýnda Yýldýz Kýzlar dalýnda Cumhuriyet Ýlköðretim Okulu Öðrencilerinden Damla Güneþ birinci, Dilara Balta ikinci, Duygu Öcalan üçüncü oldu. Genç Kýzlar dalýnda yapýlan yarýþmada Hacýbektaþ Lisesi Öðrencileri Ayþe Akçaoðlu birinci, Senem Gökpýnar ikinci olurken Kýz Meslek Lisesi Öðrencisi Melike Ercihan üçüncü oldu. Minik Kýzlar dalýnda Cumhuriyet Ýlköðretim Okulu öðrencileri ilk üçü kendi aralarýnda paylaþtýlar. Ceylan Çetres birinci, Meryem Elma ikinci ve Beyza Þen ise üçüncü olarak okullarýný baþarýyla temsil ettikleri görüldü. Yarýþmamýn son kategorisi ise Minik Erkekler dalýnda yapýldý. Bu dalda Cumhuriyet Ýlköðretim Okulu Öðrencisi Mustafa Cansýz birinci, Ali Ergus ikinci, Ömer Kocabayýr ise üçüncü oldu. Edindiðimiz bilgilere göre dereceye giren öðrencilere ödülleri önümüzdeki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramý nda verilecek. Cezaevlerinde 238 kiþinin iþkence ve kötü muamele gördüðünü ifade Öndül, Abdullah Öcalan a yönelik fiziki þiddete de dikkat çekerek Adalet Bakanlýðý ndan Ýmralý ya bir heyet olarak gitmeyi talep ettiklerini söyledi. Öndül, ÝHD, Türkiye Ýnsan Haklarý Vakfý ve Mazlumder ile bugün Adalet Bakanlýðýna baþvurduklarýný belirterek, Ýmralý'da baðýmsýz ve tarafsýz birincelemenin gerekli olduðunu sözlerine ekledi. (Turnusol) MSN'deki tuzaða dikkat! MSN üzerinden yayýlan ve bedava kontör daðýttýðýný söyleyen mesaj tehlike saçýyor MSN keyfini kabusa dönüþtüren virüslere bir yenisi daha eklendi. Bir kullanýcýnýn bilgisayarýna bulaþan virüs, MSN listesindeki herkese bu site kontür daðatýyor... www.*********., ben burdan kazandým ya da bu site inanýlmaz www.*******. herkese kontür veriyolar ) anýnda cep telefonuna yükleniyooo. þeklinde bir mesaj gönderiyor. Siteyi ziyaret eden ve bedava kontör yalanýna inanýp siteye üye olanlar ise, zamanla kendi kontörlerinin düþtüðünü fark ediyor. Hacýbektaþ a giriþ kavþaðýnda (Nevþehir güzergahý) baþlayan Genç Erkekler yarýþmasýnda ise Hacýbektaþ Lisesi Öðrencilerinden Yücel Ocak birinci, Serhat Danacý ikinci, Zülfikar Doðan Deniz üçüncü oldu. Cumhuriyeti Sev Koþusu nu son kategorisi ilköðretim Okullarý düzeyinde ve Minikler dalýnda yapýldý. Eðer bu tip bir mesaj alýrsanýz baðlantýya týklamayýn ve mesajý gönderiyormuþ gibi görünen arkadaþýnýzý uyarýn. Çünkü aslýnda mesajý o deðil, bilgisayarýna sýzan virüs gönderiyor. Bu durumda virüsü gönderen kullanýcýnýn yapmasý gereken ilk iþ ise, MSN kullanýcý þifresini ve gizli soruyu deðiþtirmek daha sonra da güvenilir bir virüs yazýlýmýyla sistemi taratmak. GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam 441 30 09 Kaymakamlýk Yazý Ýþ. 441 34 10 Sos. Yar. ve Day. 441 39 77 Özel Ýdare 441 31 01 Nüfus 441 31 02 Belediye Baþkanlýðý 441 37 44 Milli Eðitim Müd. 441 30 16 Halk Eðitim Müd. 441 30 48 Askerlik Þubesi 441 30 10 Kapalý Spor Salonu 441 35 20 Devlet Hastanesi 441 30 15 Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. 441 36 32 Tapu Sicil 441 32 49 C.Savcýlýðý 441 35 38 Adliye 441 35 38 Adliye 441 30 18 Kütüphane 441 30 19 H.B.V Kültür Merkezi 441 33 94 Müze 441 30 22 Turizm Danýþma 441 36 87 Emniyet Amirliði 441 26 97 Karakol Amirliði 441 36 66 Jandarma 441 38 08 Ýlçe Tarým 441 30 20 Lise 441 37 74 Kýz Meslek Lisesi 441 31 08 Mal Müdürlüðü 441 30 56 Kadastro 441 35 37 Karaburna Belediye 453 51 30 Kýzýlaðýl Belediye 455 61 29 PTT. 441 35 55 T.M.O. 441 30 11 Türkiye Ýþ Bankasý 441 35 07 Ziraat Bankasý 441 33 26 Þoförler Cemiyeti 441 30 74 Esnaf Odasý 441 37 42 Tarým Kredi Koop. 441 32 76 TEDAÞ 441 31 42 Çiftci M.K.Baþkanlýðý 441 36 80 Rýfat Kartal Huzurevi 4413338 Sulucakarahöyük Gzts 441 39 47 Taþýyýcýlar koop 441 20 06 Nevþehir Seyahat 441 30 43 Þanal Seyahat 441 33 59 Mermerler Seyehat 441 21 73 Dergah Taksi Duraðý 441 25 25 Terminal Taksi 441 27 97 Dikili Belediye Baþkaný da Karayalçýn' la birlikte CHP'den aday SHP Genel Baþkaný Murat Karayalçýn, Ankara Büyükþehir Belediye Baþkan adaylýðý için önümüzdeki günlerde SHP'den ayrýlarak CHP üyesi olacak. SHP yerel seçimlere katýlmayacak. Baykal-Karayalçýn görüþmesinde, CHP'nin bazý yerlerde SHP'li isimleri belediye baþkaný adayý olarak göstermesi konusunda uzlaþmaya varýldýðý da edinilen bilgiler arasýnda. Bunlarýn baþýnda da Dikili ilçesi geliyor. Ýzmir'in Dikili ilçesinin baþarýlý SHP'li belediye baþkaný Osman Özgüven, CHP'den aday gösterilecek. Karayalçýn'ýn seçimleri kazanmasý durumunda SHP ile CHP birleþecek. CHP-SHP birleþmesinin zora gireceði ifade ediliyor. Karayalçýn, Ankara'da sol oylarýn bölünmemesi için DSP lideri Zeki Sezer'le de görüþerek destek isteyecek. [Sesonline] Aslýnda bu tip virüslerle sýk sýk karþýlaþýyoruz. Gönderilen mesajlar ise çoðu zaman kontör kazanmak ister misin? ya da Bedava Amerika ya gitmeye ne dersin? tarzýnda mesajlar oluyor. Bu mesajlardan korunmanýn en güzel yolu ise tabii ki þüpheci davranmaktan geçiyor. (kenthaber) 'Komünizme hakaret' davasý! Sosyalist Avukat Sedat Vural, Baþbakan Erdoðan aleyhine komünizme hakaret' davasý açtý. Ankara Sulh Hukuk Mahkemesi ne dava dilekçesini veren Avukat Vural, BaþbakanErdoðan ýn 19 Ekim 2008 tarihli gazetelerde yer alan, Efendim iþte bu iktidarda yolsuzluklar var (Ne olmuþ, yolsuzluk nerede var, göster bakayým) dediðin zaman ne yapýyorlar iftira at, tutmazsa iz býrakýr. Teknikleri bu. Geçmiþte komünistler öyle yapardý. sözlerini kendisine yapýlmýþ bir hakaret olduðunu belirtti. Vural, Medeni Yasa'nýn 24-25 Borçlar Yasasý'nýn 49. maddeleri gereði, Baþbakan Erdoðan ýn kiþilik hakkýna saldýrdýðýný ve bu hukuka aykýrýlýðýn tesbitini talep etti. (kenthaber)

23 EKÝM 2008 PERÞEMBE Aleviler Ankara yolunda Fotoðraf yarýþmasý sonuçlandý Sulucakarahöyük/KAPADOKYA 7 Bu yýl ilki gerçekleþtirilen Ulusal Kapadokya Fotoðraf Yarýþmasý sonuçlandý. Nevþehir bölgesinin ulusal düzeyde tanýtýmýna katkýda bulunmak, bölgenin fiziki yapýsý, doðasý ve tarihini fotoðrafçý gözüyle yansýtarak belgelemek ve fotoðraf sanatýnýn geliþimine katkýda bulunmak amacýyla Nevþehir Belediyesi tarafýndan düzenlenen 1. Ulusal Kapadokya Fotoðraf Yarýþmasý'nda dereceye girenler belli oldu. Alevi, örgütleri, zorunlu din derslerinin kaldýrýlmasý, Cemevleri nin ibadethane olarak tanýnmasý, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý nýn kaldýrýlmasý ve Madýmak Oteli nin müzeye dönüþtürülmesine yönelik taleplerin yerine getirilmesi için, Ankara ya yürüyecek. 7 Kasým da baþlayacak yürüyüþ Ankara da 9 Kasým da yapýlacak büyük bir mitingle son bulacak. Alevi Bektaþi Federasyonu (ABF) Genel Baþkaný Ali Balkýz, "Büyük Alevi Yürüyüþü" ile ilgili olarak bugün bir basýn toplantýsý düzenledi. Ankara'ya Alevi yürüyüþü Alevi örgütleri, zorunlu din derslerinin kaldýrýlmasý, cemevlerinin ibadethane olarak tanýnmasý, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý nýn kaldýrýlmasý ve Madýmak Oteli nin müzeye dönüþtürülmesine yönelik taleplerine dikkat çekmek ve gerçekleþmesini saðlamak amacýyla Ankara ya yürüyecek. 7 kasýmda baþlayacak yürüyüþ 9 kasýmda yapýlacak büyük mitingle son bulacak SÜNNÝLEÞTÝRME AMACI Alevi Bektaþi Federasyonu (ABF) Genel Baþkaný Ali Balkýz, dün düzenlediði basýn toplantýsýnda Büyük Alevi Yürüyüþü ile ilgili bilgi verdi. Zorunlu din dersi uygulamasýnýn anti laik, anti demokratik ve anti insani olduðunu belirten Balkýz, Bu uygulama, özel olarak da Alevi çocuklarýný Sünnileþtirme amacý taþýmaktadýr dedi. Alevilerin bin yýldýr ibadethane olarak kabul ettikleri cem ve kültür evlerinin inkâr edildiðini de ifade eden Balkýz, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý nýn da sadece Sünni inanç mensuplarýna hizmet verdiðini vurguladý. AÝHM KARARI VAR Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi ve Danýþtay ýn zorunlu din dersi uygulamasýnýn yanlýþlýðýný verdiði kararlarla tespit ettiðini hatýrlatan Balkýz, AKP iktidarý, söz konusu mahkeme kararlarýný uygulamamaktadýr dedi. BÝR UYARI DAHA Zorunlu din derslerinin kaldýrýlmasýna yönelik süren oturma eylemlerinin, hükümet için uyarý niteliðini taþýdýðýný söyleyen Balkýz, eylemlerini bir üst noktaya taþýmaya karar verdiklerini belirtti. Balkýz, ayrýca Sünni olduðu halde çocuðunun din dersi almasýný istemeyen milyonlarca aile olduðunu da söyledi. Balkýz, Türkiye nin dört bir yanýndan yürüyerek Ankara da büyük bir miting yapýp hükümeti bir kez daha uyaracaðýz dedi. Baþlangýç noktalarýnýn Ordu, Ýstanbul, Balýkesir, Ýzmir, Antalya, Adana ve Diyarbakýr olduðunu ifade eden Balkýz, ilk hareket tarihinin ise 7 kasým olduðunu söyledi. Taraf/ANKARA Aleviler Ankara yolunda 12 Eylül darbesiyle baþlayan, zorunlu din dersi uygulamasýnýn anti-laik, anti-demokratik ve anti insani" olduðunu öne süren Balkýz, "Bu uygulama, toplum hayatýný, dini duyarlýlýklara göre yeniden dizayn etme amacý dýþýnda, özel olarak da Alevi çocuklarýný Sünnileþtirme amacý taþýmaktadýr" deðerlendirmesinde bulundu. Alevilerin bin yýldýr ibadethane olarak kabul ettikleri cem ve kültür evlerinin inkar edildiðini ifade eden Balkýz, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý nýn da sadece Sünni inanç mensuplarýna hizmet vermesini eleþtirdi. Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi ve Danýþtay ýn zorunlu din dersi uygulamasýnýn yanlýþlýðýný verdiði kararlarla tespit ettiðini hatýrlatan Balkýz, "Ancak Milli Görüþ geleneðinin sürdürücüsü konumunda olan AKP iktidarý, söz konusu mahkeme kararlarýný uygulamamaktadýr. Hükümetin hukuk tanýmaz tavrý, demokrasi, eþitlik ve özgürlük talebinde bulunan baþta Aleviler olmak üzere, toplumun tüm kesimleri açýsýndan kaygý vericidir. Hukukun üstünlüðü ilkesine gölge düþmüþtür" dedi. HÜRRÝYET Nevþehir Belediyesi'nin Türkiye Fotoðraf Sanatý Federasyonu nun (TFSF) desteði ve Canon Erkayalar firmasýnýn sponsorluðunda gerçekleþtirdiði yarýþmaya, Nevþehir'in yaný sýra, Ýstanbul, Ankara, Kayseri, Adana, Konya, Kocaeli, Bursa, Mersin, Adapazarý, Antalya, Ýzmir, Balýkesir, Bolu, Edirne, Denizli, Amasya, Muðla, Samsun ve Eskiþehir olmak üzere 20 kentten fotoðraf sanatý ile amatör ve profesyonel anlamda çalýþma yapan 139 sanatçý, toplam bin Kapadokya fotoðrafý ile katýldý. Fotoðraf sanatçýlarý Süha Derbent, Sýtký Fýrat, Halim Kulaksýz'ýn yaný sýra, Fotoðraf Dergisi Yayýn Yönetmeni Nadir Ede, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öðretim Üyesi Yardýmcý Doç. Dr. Nihal Kafalý, Turnusol Gazeteci-Fotoðrafçý Metin Yýldýrým ve Arkeolog Murat Gülyaz'dan oluþan özel jüri, yarýþmaya gönderilen fotoðraflarý büyük bir dikkatle deðerlendirmeye aldý. Yapýlan deðerlendirmeler sonrasýnda, yarýþmaya Ýstanbul'dan katýlan Zeka Saðlam'ýn fotoðrafý birinciliði elde ederken, Denizli'den Mehmet Çakýr'ýn Kapadokya fotoðrafý ikinci ve Edirne'den Hakan Aþýk'ýn fotoðrafý da 3. lüðü elde etti. Yarýþma jürisi yaptýðý deðerlendirmeler ýþýðýnda, yarýþmaya katýlan Mehmet Çakýr, Cafer Gezer, Niyazi Yiðit Tavaþ, Gülcan Acar, Tahir Özgür, M. Feyza Berker, Ýbrahim Elman, Yavuz Yaman, Fahrettin Þankaynaðý, Faruk Akbaþ, Hasan Metin Soner, Cemal Çetin, Günseli Demirok, Adnan Küçülsaðýr, Gülnur Besçeli, Galip Hasan Temur, Ufuk Teksoy, Ahmet Remzi Tülüce, Nuri Çorbacýoðlu ve Ömer Lütfi Bakan'ýn eserleri de sergilemeye layýk görüldü. Yarýþmada derece almaya hak kazanan eserler, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramý'nda Kapadokya Kültür ve Sanat Merkezi Sergi Salonu nda sanatseverlerin beðenisine sunulacak. Burada düzenlenecek törenle de yarýþmada dereceye girenlere de hediyeleri verilecek. ÝHA SATILIK MÜSTAKÝL EV 5+1 150 M2 KALORÝFERLÝ, GÜNEÞ ENERJÝLÝ, BAHÇE+SONDAJ KUYULU, 550 M2 ARSALI VE FUL YAPILI, MÜSTAKÝL EV SAHÝBÝNDEN ACÝLEN SATILIKTIR. MÜRACAAT: ÝMDAT ANIL YILMAZ Cep: 0 544 363 18 12 0 544 919 23 46 0 537 518 13 25 Ýþ: 0 384 441 38 96

Bin kadýn bin ýþýk Viyana Alevi Kültür Birliði Kadýnlarý Avusturya'da yaþayan tüm kadýnlarý 18 Kasim 2008 Salý günü sat 18: 00 de Avusturya Parlamentosu önünde bir çerað yakarak karanlýklarý aydýnlatmada bir ýþýk olmaya çaðýrýyor. Viyana Alevi Kültür Birliði kadýnlarý tüm kadýnlarý 18 Kasým 2008 saat 18 de Eþit bir yaþam ve dialog için Çeraðlarýný yakarak bir ýþýk olmaya çaðýrýyor. Dünya barýþýna katký için bir ýþýk olmaya çaðýrýyor Kýsaca seni sana sahip çýkmaya yaþamý savunmaya,savaþa ve þiddete hayýr demeye tüm bunlar için bir çerað yakmaya çaðýrýyor. Viyana Alevi kadýnlarý 1000 kadýný parlamento önünde 1000 çerað yakmaya çaðýrýyor. Etkinliðin Avusturya'nýn Bayan Parlamento Baþkaný Barbara PRAMMER' in destek ve himayelerinde yapýldýðýný belirten Viyana Alevi Kültür Birliði Kadýnlarý adýna gaztemize gönderilen yazýlý açýklamanýn Dostlarýmýzdan bu güzel etkinliðin duyurulmasýnda katkýlarýný bekliyoruz. diyerek; etkinliðin gazetenmizde de yayýnlanmasýna önemle dikkat çektiler. Bin kadýn bin ýþýk, sende bir ýþýk yak Viyana Alevi Birliði Kadýnlarý nýn 1000 kadýný Avusturya Parlamentosu önünde 1000 çerað yakmaya çaðýrdýklarý açýklamada þu görüþlere yer verdikleri görüldü: Dünyanýn her yerinde savaþlar yapýlýyor, ülkeler iþgal ediliyor, halklar baský altýna alýnýyor ve kanlý bir kavga sürüyor. Bu þiddet içinde milyonlarca insan, özellikle çocuklar, kadýnlar, anne babalar ve en önemlisi Dünya Anamýz ölüyor. Bunun için biz kadýnlar demokrasi ve dünya barýþý için bir ýþýk yakmak istiyoruz! Yeni vatanýmýzda insanlar etnik kökenleri ve ýrklarýna baðlý olarak dýþlanýyor, Ýltica arayanlar hor görülüyor, yabancýlara karþý kýþkýrtýcý kampanyalar çoðalýyor ve bunlar gün geçtikçe hayatýmýza daha da kök salýyor. Bütün bunlara karþý çýkýyor, eþit bir yaþam ve diyalog için bir ýþýk yakýyoruz... Sadece bunlarda deðil, kültürü, milliyeti, inancý malzeme olarak kullanarak, bu deðerler üzerinden kadýnýný, çocuðunu ezen ataerkil sistemlerde bizi yýpratýyor. Kadýnlarýný eþit görmeyen toplumlar karanlýktan kurtulamazlar! Bundan böyle kadýnlarýn güçlü duruþuna daha da çok ihtiyacýmýz var! Sevgili kadýnlar eðer bizimle ayný düþünceleri paylaþýyorsanýz gelin bir olalým ve karanlýða karþý birlikte ýþýk yakalým. Sende bir ýþýk yak!.. Birlikte aydýnlatalým!..