FEN VE TEKNOLOJĠ DERSĠ 6.ÜNĠTE : CANLILAR DÜNYASINI GEZELĠM,TANIYALIM KONU ÖZETĠ



Benzer belgeler
Canlılar aleminin sınıflandırılması

FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 6.ÜNİTE : CANLILAR DÜNYASINI GEZELİM,TANIYALIM KONU ÖZETİ

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar.

CANLILAR DÜNYASI. Bitkiler

CANLILAR DÜNYASINI GEZELİM TANIYALIM / CANLILAR VE HAYAT

CANLILAR DÜNYASINI GEZELİM TANIYALIM

ÜNİTE 3 YAŞAM KAYNAĞI TOPRAK

ÇEVREMİZDEKİ VARLIKLARI TANIYALIM

ÇEVREMİZDEKİ CANLILAR A- HAYVANLAR B- BİTKİLER C- HAYVANLAR VE BİTKİLERİN İNSAN HAYATINDAKİ YERİ D- CANLILARI KORUMA

Canlıları Tanıyalım GENEL AÇIKLAMA. 1. Bu kitapçıkta, 5. Sınıf Fen Bilimleri dersi Ünite Değerlendirme Sınavı bulunmaktadır.

konuda tekrar çalışılmasına gerek kalınmamaktadır. CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

Bitkilerde Eşeyli Üreme

ÇEVREMİZDEKİ VARLIKLARI TANIYALIM

ADIM ADIM YGS-LYS 54. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-14 HAYVANLAR ALEMİ 5- OMURGALI HAYVANLAR-3 SORU ÇÖZÜMÜ

CANLILAR DÜNYASI DERS NOTLARI

EKOSİSTEM. Cihangir ALTUNKIRAN

*Bu alemde bulunan tüm canlılar ökaryot hücre yapısına sahiptirler ve genelde bir hücreli canlılardır.

9. SINIF KONU ANLATIMI 46 CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-8 BİTKİLER ALEMİ

ÜNİTE:1 CANLILARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME

CANLI ALEMLERİ HAYVANLAR ALEMİ

Kısa Dönemli Amaç Davranışlar Araç Gereçler

HAYVANLAR ÂLEMİ. Nicholas Blechman. Hazırlayan Simon Rogers. Çeviren Egemen Özkan

BİLMEN LAZIM BİTKİLERİN VE HAYVANLARIN DÜNYASINA TEFEKKÜR PENCERESİNDEN BAKALIM

FEN VE TEKNOLOJ. A. Canl lar n S n fland r lmas. B. Yaflad m z Çevre

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ

ADIM ADIM YGS-LYS 47. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-7 MANTARLAR ALEMİ

ADIM ADIM YGS-LYS 52. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-12 HAYVANLAR ALEMİ 3- OMURGALI HAYVANLAR SORU ÇÖZÜMÜ

ADIM ADIM YGS-LYS 48. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-8 BİTKİLER ALEMİ

Ekosistemi oluşturan varlıklar ve özellikleri

4.Sınıf Fen Bilimleri

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

*Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir.

EKOSİSTEMLERİN İŞLEYİŞİ. Veli&Sümeyra YILMAZ

CANLININ İÇ YAPSINA YOLCULUK

Fen ve Teknoloji 7 6. ÜNİTE: İNSAN ve ÇEVRE

HÜCRE BÖLÜNMESİ A) MİTOZ BÖLÜNME a) Hazırlık evresi:

Fen ve Teknoloji 8. bakteri, protist ve bitkiler üreticileri oluşturur. 1.Ünite : Canlılar ve Enerji İlişkileri 1.Besin Zincirinde Enerji Akışı

Canlıların birbirleriyle ve yaşadıkları ortamla olan ilişkisini inceleyen bilim dalıdır.

CANLILAR VE ENERJİ İLŞKİLERİ

ÖĞRENME ALANI : CANLILAR VE HAYAT ÜNİTE 6 : İNSAN VE ÇEVRE

EKOLOJİ #1 EKOLOJİK TERİMLER EKOSİSTEMİN CANSIZ BİLEŞENLERİ SELİN HOCA

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar

Fen ve Teknoloji. Uygulamal Etkinlik. Afla daki boflluklar uygun ifadelerle tamamlay n z.

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA

A. TOHUMLU BİTKİLERİN TEMEL KISIMLARI

Konu: Mitoz Bölünme ve Eşeysiz Üreme

BuNLarI BiLiYOr muyuz?

Fen ve Teknoloji 8. 6.Ünite : Canlılar ve Enerji İlişkileri 2.Madde Döngüleri

Prof. Dr. Necmi İŞLER M.K.Ü. Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü

Canlılar Dünyasına Yolculuk Çevremizdeki Varlıkları Tanıyalım Bitkilerin Yaşam Döngüsü Ben ve Çevrem Doğal ve Yapay Çevre

12. SINIF KONU ANLATIMI 33 HAYATIN BAŞLANGICI

ISPARTA HALIKENT ANADOLULİSESİ ÖĞRETİM YILI 9 A-B-C-D-E SINIFLAR BİYOLOJİ DERSİ 2. DÖNEM 3. YAZILI SINAVI RAKAMLA YAZIYLA PUAN

Sınıf ; Çalışma yaprağı 5

Kerem Efe Ö.: Aydınlık olduğunda çiçekler büyür, karanlık olduğunda da çiçekler büyüyemez. Hep karanlık olursa da hiç çiçek açmaz.

ENERJİ VE YAŞAM NEJLA ADA

Karasal biyomlar bulundurduğu baskın bitki topluluklarına göre, su biyomları ise suyun özelliklerine göre adlandırılır.

5.sınıflar için Yazılıya hazırlık soruları

FEN BİLİMLERİ TESTİ. Bu testte, Fen Bilimleri alanına ait 20 soru bulunmaktadır. Bu testin çözümü için önerilen süre 40 dakikadır.

Güneş enerjisi yapraklardaki klorofil pigmenti yardımı ile kimyasal bağ enerjisine dönüşür. Fakat bu dönüşüm için, yaprağın önce ışığı soğurması

ÜNİTE 2 CANLI VARLIKLAR DÜNYASI

FEN BİLİMLERİ Fasikül 1

10. SINIF KONU ANLATIMI. 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar

Bitkilerin Adaptasyonu

6. ÜNİTE İNSAN VE ÇEVRE. Bu ünitede öğrencilerin; Biyolojik çeşitliliğin önemini kavramaları, Bu üniteyi başarıyla tamamlayan her öğrenci;

Ekosistem Ekolojisi Yapısı

YANIT S ANIT S YF ARI

12. SINIF KONU ANLATIMI 28 EKOLOJİ KOMÜNİTE EKOLOJİSİ

5. SINIF FEN BİLİMLERİ TESTİ A. 4. Şekilde bir elektrik devresi sembollerle gösterilmiştir.

1. Üreticiler 2. Tüketiciler. 3. Ayrıştırıcılar

5. Sınıf Fen ve Teknoloji

Biyoçeşitlilik nedir? Bir bölgedeki tüm canlıların sayı ve çeşitçe zenginliği biyoçeşitlilik (biyolojik çeşitlilik) olarak adlandırılır.

EKOLOJİ EKOLOJİK BİRİMLER

Çevre Yüzyılı. Dünyada Çevre

Mikroorganizmalara giriş. Yrd.Doç.Dr. Sema CAMCI ÇETİN

Biyolojik Çeşitlilik

ADIM ADIM YGS LYS. 94. Ve 95. Adım EKOLOJİ 1 EKOLOJİK TERİMLER ABİYOTİK FAKTÖRLER

ADIM ADIM YGS LYS. 97. Adım EKOLOJİ 4 CANLILARDA BESLENME İLİŞKİLERİ

Adım-Soyadım:... Aşağıdaki parçayı okuyalım. Ardından soruları yanıtlayalım.

ORMANCILIĞIMIZ (TOHUM-FİDAN-AĞAÇLANDIRMA)

GÖL EKOSİSTEMİNDE EKOLOJİK KUŞAKLAR

T.C. KÜTAHYA TİCARET BORSASI A Y L I K B Ü L T E N BÜLTEN NO : 12 SAYFA NO : 1

SERA TASARIMI ve İKLİMLENDİRME. Cengiz TÜRKAY Ziraat Yüksek Mühendisi. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli-Mersin 12 Ekim 2012

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: EKOSİSTEM VE MADDE DÖNGÜSÜ

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

DİKKUYRUKLAR. 4. Sınıf Dikkuyruklar- İsmin Hal Ekleri

GİRİŞ. Sağlıklı Beslenme ve Vücudumuzun Sağlıklı Beslenme Piramidi. Ana Gıda Grupları

ÇEVRE KİRLİLİĞİ VE ATIKLAR

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop: Robert Hooke görmüş ve bu odacıklara hücre demiştir.

Çevre Biyolojisi

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

neden az yağlı az kolesterollü diyet?

Kocaman Bir Set! 3. Her sene milyonlarca turist Çin Seddini görmeye gelir. 4. Turisler duvarın üstünde yürümeyi çok severler.

ÜREME. Canlıların kendilerine benzer canlı fertler (yavrular) meydana getirerek neslini devam ettirmesine üreme denir.

ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ

Eco new farmers. Modül 1- Organik Tarıma Giriş. Bölüm 4- Organik Tarım ve Koruma

ADIM ADIM YGS LYS Adım HAYATIN BAŞLANGICI

T.C. MUĞLA TİCARET BORSASI AYLIK BORSA BÜLTENİ. Enaz Fiyat. Ençok Fiyat. Ortalama Fiyat ARPA YEMLİK MTS , KG 3,596.

Yılanlar duyamaz. Kirpiler suda batmaz. Sineklerin 5 tane gözü vardır. Develerin 3 tane kaşı vardır. Bir sineğin hızı saatte 8 km dir.

Transkript:

FEN VE TEKNOLOJĠ DERSĠ 6.ÜNĠTE : CANLILAR DÜNYASINI GEZELĠM,TANIYALIM KONU ÖZETĠ KONULAR A.CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI B. YAġADIĞIMIZ ÇEVRE A. CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI Canlılar Nasıl Sınıflandırılır? Yeryüzünde milyonlarca canlı vardır. Bunların her birini incelemek çok zordur. Benzer özellikte olan canlıları bir grupta toplamak onları incelememizi kolaylaştırır. Bu nedenle canlılar benzerlik ve farklılıkları dikkate alınarak sınıflandırılmıģtır. Sınıflandırma yapılırken DıĢ görünüģleri, Ġç yapıları, Hareket, beslenme ve çoğalma özellikleri göz önünde bulundurulmuştur. Canlılar aşağıdaki şekilde sınıflandırılmıştır. Bitkiler Hayvanlar Mantarlar Mikroskobik Canlılar 1. BĠTKĠLER İnsan ve hayvanların en önemli besin kaynağı olan bitkilerin yaşam alanları çok geniştir. Kara ve su ortamlarında, çöllerde birçok bitki çeşidi vardır. Nilüfer, kamış ve sazlar su ortamında yaşarken kaktüs çöllerde yaşar. Elma, gelincik, papatya, çam, eğrelti otu, çim, domates, salatalık, kabak, patlıcan vb. bitkiler ise kara ortamlarında yaşar. Bir yerin iklimi, o yerde yetişen bitki çeşitliliğinde etkilidir. Örneğin, yurdumuzda farklı iklim türlerinin etkili olması nedeniyle çok çeşitli bitkiler yetişir. Çay bitkisi yalnızca Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yetişirken Akdeniz Bölgesi'nde yetişen turunçgiller iç bölgelerde yetişmez. Bitkiler yapısal özelliklerine göre, Çiçeksiz bitkiler, Çiçekli bitkiler olarak sınıflandırılmıştır. Çiçeksiz Bitkiler Çiçekleri olmayan bu bitkiler ağaç diplerinde, nemli toprak yüzeylerinde, bataklıklarda ve sularda yaşar. Karayosunları Çoğunlukla az güneş alan, nemli ağaç gövdeleri veya kaya yüzeylerinde görülen çiçeksiz bir bitkidir. Kökleri, su ve besin taşıyan yapıları yoktur. Ciğer otu da nemli toprak ve ağaç gövdelerinde yaşayan çiçeksiz bitkilerdendir. Suyun toprak içinde korunmasını sağlar. Eğrelti otu, atkuyruğu ve kibrit otları daha gelişmiş çiçeksiz bitkilerdir. Kara yosunlarından farklı olarak kök gelişmiştir. Yaprak ve gövdeleri olduğu için su ve besin taşıyan yapılara sahiptirler. Ormanlarda, nehir ve göl kıyılarında yaşarlar. Çiçekli Bitkiler Çevremizi ve doğayı güzelleştiren sebze ve meyveleri elde ettiğimiz en gelişmiş bitkilerdir. Çiçekli bitkilerin kök, gövde, yaprak ve çiçek gibi yapıları vardır. Bitkinin yaşamsal faaliyetlerini yürütebilmesi için bu yapıların her birinin ayrı bir görevi vardır.

Kök Bitkinin toprağın altında kalan kısmıdır. Havuç, kereviz, turp gibi kökünde besin depolayan bitkilerin köklerini yeriz. Soğanın saçak gibi, havucun kazık gibi kökü vardır. Kök, bitkiyi toprağa bağlar, tutunmasını sağlar. Bitkinin yaşaması için gerekli olan topraktaki su ve mineralleri alır. Bitki köklerinde toprağın derinliklerine ulaşmayı sağlayan emici tüyler bulunur. Emici tüyler, kökün topraktaki su ve suda çözünmüş maddeleri emmesini sağlar. Yukarıda da söz ettiğimiz gibi bazı bitkilerin köklerinin besin depolama görevi de vardır. Gövde Bitkinin toprak üstünde bulunan kısımlarından biridir. Bazı bitkilerde ince ve yumuşak olan gövde çoğunlukla kışın kurur. Bu bitkilerin gövdelerine otsu gövde denir. Bazı bitkilerin gövdeleri ise sert olup otsu gövdelerden sağlamdır. Bu bitkilerin gövdeleri odunsu gövde olarak adlandırılır. Bazı bitkiler gövdeleriyle yerde sürünür ya da bir yere sarılır. Yer elması, patates, kavun, karpuz gibi bitkiler gövdelerinde besin depolar. Bu bitkilerin gövdelerini yeriz. Kökün topraktan aldığı su ve mineraller gövdeye ulaşır. Bu maddeler gövdenin yapısındaki borucuklarla taşınır. Görevleri Bitkinin dik durmasını sağlar. Kökten gelen maddeleri yapraklara taşır. Bitkinin çiçek, yaprak ve meyvesini taşır. Yapraklarda üretilen besini diğer yapılara taşır. Yaprak kısımlarıdır. Şekli bitkiden bitkiye değişmesine rağmen rengi çoğunlukla yeşildir. Yaprak sapıyla gövdeye bağlanır. Üzerinde iletimi sağlayan damarlar vardır. Görevleri Besin yapar. Yapraklarda bulunan yeşil tanecikler su, karbondioksit ve güneģ ıģığı ile birleşerek besin oluşturur. Bitki; suyu kökleriyle topraktan, karbondioksidi havadan alır. Bitkiler besin üretirken havaya oksijen verir. Bitkinin besin yapma işi fotosentez olarak adlandırılır. Solunum yapar. Bitkiler de bütün canlılar gibi solunum yaparken oksijen alır, karbondioksit verir. Solunum yine tüm canlılarda olduğu gibi gece gündüz devam eder. Terleme yapar. Bitkiler topraktan aldıkları suyun tümünü kullanmaz. Fazla su yapraklardan dışarı atılır. Buna terleme denir. Yapraklarda terlemeyi sağlayan gözenekler vardır. Terleme sıcak ortamlarda daha hızlı olur. Çiçek Bitkilerin üreme organlarıdır. Taç yapraklar olarak adlandırılan renkli yapraklar; kokusu ve güzelliği ile bazı hayvanların dikkatini çeker. Kuş, böcek gibi hayvanlar çiçeklere konarak erkek organlardaki tozları dağıtırlar. Tozların diģi organa ulaşması tohumun oluşmasını sağlar. Tohum dişi organda oluşur. Çanak yapraklar, tomurcuk halindeyken taç yaprakları çevreleyen yapraklardır. Çiçeği olumsuz şartlardan korur. Tomurcuk açılınca çiçeğin alt kısmında kalır. Tohum Nasıl OluĢur? 1- Ağaçların çiçekleri vardır. 2- Bir süre sonra çiçeklerin taç yaprakları dökülür. 3- Ham meyve meyve zamanla meyvenin içinde oluşur. Tatlanır, renklenir, tohum oluşur. Bitkilerin besin üreten

2. HAYVANLAR Hayvanlar yaşama ortamlarına, vücut yapılarına, beslenme ve üreme şekillerine göre birçok şekilde gruplandırılabilir. Bilim adamları, hayvanları omurgalı ve omurgasız hayvanlar olarak iki grupta incelerler. Vücudumuzun dik durmasını sağlayan ve vücudumuza şekil veren yapının iskelet olduğunu biliyoruz. Omurga, iskeletin temel kısımlarından biridir, iskeletin diğer temel kısımları omurgaya bağlanır. Omurgasız hayvanlarda omurga yoktur. Omurgalı Hayvanlar Memeliler: Omurgalı hayvanların en gelişmiş grubudur. Doğurarak çoğalır, yavrularını sütle beslerler. Akciğer solunumu yaparlar. Çoğunluğu karada yaşarlar, inek, fil, zürafa, at, deve, geyik otla; kurt, aslan, kaplan, çakal etle; fare, ayı hem etle hem de otla beslenen memeli hayvanlardır. Yunus, fok ve balina suda 'yaşayan memelilerdir. Uçmalarına rağmen vücutları kılla kaplı olan yarasalar da memeli hayvanlar grubunda incelenir. Genellikle memelilerin vücutları kıllarla iplidir. KuĢlar: Vücutları tüylerle kaplıdır. Ağız yerine gagaları vardır. Uçmalarını sağlayan kanatları vardır. Ancak tavuk, hindi, 'devekuşu ve penguen gibi kuşların kanatları olduğu hâlde uçamazlar. Yumurta ile çoğalır, yumurtadan çıkan yavrularının beslenme ve korunmasını sağlarlar. Sularda beslenen kuşların gagaları geniş yapılı, ayakları perdelidir. Tohumla beslenen kuşların gagaları daha 'küçüktür. Sürüngenler: Ayakları köreldiği için sürüngenler adı verilmiştir. Yılanların hiç yokken kaplumbağa, timsah ve kertenkeleler de küçük ayaklar vardır. Vücutları sert pullarla kaplıdır. Yumurta ile çoğalır, akciğer solunumu yaparlar. Zehirli türleri bulunan yılanlar diğer hayvanlarla beslenirler. Nehir ve göllerde yaşayan timsahlar, balık, kuş ve zebra, keçi gibi memelilerle beslenirler. Kertenkeleler yapışkan dilleriyle böcekleri avlayarak beslenirler. Vücutları sert pullarla çevrili olan kaplumbağaların karada yaşayanları otçuldur. Suda yaşayanlar ise küçük hayvanlarla beslenir. Kurbağalar: Hem karada hem suda yaşarlar. Vücutları nemli ve kaygandır. Akarsu ve göl kenarlarında sinek ve böcekleri yapışkan dilleriyle avlayarak beslenirler. Yumurtayla çoğalan kurbağaların yumurtadan çıkan yavruları balığa benzer. Solungaçlarıyla solunum yapan yavruların büyüdükçe akciğerleri gelişir, ayakları çıkar. Kuyruk ve solungaçları kaybolarak ergin kurbağa olurlar. Ergin kurbağalar akciğer ve deri solunumu yaparlar. Balıklar: Suda yaşar, solungaçlarıyla solunum yaparlar. Sudaki çözünmüş oksijeni solurlar. Kuyrukları ve yüzgeçleriyle hareket ederler. Sudaki küçük canlılar ile küçük balıkları ve bazı su bitkilerini yiyerek beslenirler. Köpek balığı, hamsi, alabalık, palamut, kefal gibi değişik adlarla anılan çok çeşidi vardır. Omurgasız Hayvanlar Karada ve suda yaşayan birçok omurgasız hayvan vardır. Vücutları sert bir örtüyle kaplıdır. Karada YaĢayanlar Çekirge, kelebek, arı, sinek, pire gibi omurgasızlar, eklemli bacakları ile hareket eder. Bunlar karada yaşar. Akrep, kırkayak,çıyan, solucan, salyangoz da karada yaşayan omurgasızlardandır. Suda YaĢayanlar Denizanası, midye, mercan, ahtapot, yengeç, sünger, ıstakoz, denizyıldızı suda yaşayan omurgasız hayvanlardandır. Yengeç, ıstakoz, midye gibi omurgasızların sert kabukları vardır. Süngerlerin delikli vücutları vardır. Süngerler temizlik işlerinde ve ilaç yapımında kullanılır.

3. MANTARLAR Mantarların birçok çeşidi vardır. Ağaç altlarında gördüklerimiz Ģapkalı mantarlardır. Sebze ve meyvelerde çok sık rastladığımız küf de bir mantar türüdür. Nerelerde YaĢar? Mantarlar nemli yerlerde, çoğunlukla ormanlarda, çeşitli yiyeceklerin (ekmek gibi), meyve ve sebzelerin üzerinde yaşar. Bitkilerden Ayrılan Özellikleri Mantarlar bitki değildir. Birçok yönden bitkilerden ayrılır. Türleri ġapkalı mantar: Ormanlarda, bahçelerde bulunur. Sap ve şapka olmak üzere iki kısımdan oluşur. Ġnce, ipliksi bir yapıya sahiptir. Sapın toprakla birleştiği yerden besinleri alır. Küf Mantarları: Uzun süre açıkta bırakılan yiyecekler üzerinde hızla çoğalarak bir örtü oluştururlar. Küflü yiyeceklerin tadı ve kokusu değişir. Bu yiyecekleri yememeliyiz. Peynir küfünden penisilin adı verilen ilaç yapılır. Maya Mantarları: Hamurun mayalanması ve peynir yapımında rol oynayan mantarlardır. Bir miktar hamur mayasını ılık su ve şekerle karıştırdığımızda maya kabarmaya başlar. Çünkü şekeri besin olarak kullanan mantarlar hızla çoğalır. Bu sırada gaz kabarcıkları çıkar. Maya mantarları uygun sıcaklık ve besin olan ortamlarda canlılık özelliği gösteri. Maya kuru iken yaģamsal faaliyetlerini sürdüremez. Hastalık Yapan Mantarlar: Bebeklerin ağzında pamukçuk denilen hastalığın nedeni bir mantardır.el ve ayaklarda kaşıntı ile başlayıp çatlaklara ve kanamalara neden olan mantar hastalığına mantarlar sebep olur. Saçkıran hastalığında da mantarlar rol oynar. Yararları ve Zararları Yararlı Mantarlar Şapkalı mantarlar E vitamini açısından zengindir. Besin olarak kullanılır. Ekmek ve pasta yapılırken hamurun mayalanmasını sağlar. Peynir yapımında kullanılır. Peynir küfünden penisilin denilen antibiyotik elde edilir. Zararlı Mantarlar Bazı şapkalı mantarlar insanların zehirlenmesine neden olur. El ve ayaklarda kaşıntıya, saçkıran ve pamukçuk hastalıklarına neden olur. Yiyeceklerin küflenmesine neden olur. Buğday, mısır, asma gibi bitkilerde hastalıklara neden olur. Not: İnsanlar gerekli besin (gübre) ve nemi sağlayarak şapkalı mantar üretirler. Bunlara kültür mantarı denir. Son yıllarda ülkemizde kültür mantarı üretiminde büyük bir artış vardır. 4. MĠKROSKOBĠK CANLILAR Gözle görülmeyecek kadar küçüktürler. Yalnızca mikroskopta görülebilirler. Mantarlar gibi zararlı olanlarının yanında yararlı olanları da vardır. Nerelerde YaĢarlar? Mikroskobik canlılar hava, su ve toprak gibi doğal ortamlarda, insan ve hayvan vücutlarında, besinlerde yani uygun sıcaklık ve besin olan her ortamda yaşarlar. Canlı vücutları sıcaklık ve besin açısından mikroskobik canlılar için yaşamaya elverişli yerlerdir.

Besinler de mikroskobik canlıların üremesi için uygun ortamlardır. Dışarıda bırakılan yiyeceklerde çoğalan mikroskobik canlılar besinlerin bozulmasına neden olur. Bu besinlerin kokuları ve görünümleri de bozuktur. Deniz, göl ve okyanuslarda yaşayan bazı mikroskobik canlılar suyu oksijen bakımından zenginleştirir. Ayrıca buralarda yaşayan diğer canlılar için önemli bir besin kaynağı olur. Hastalıklara Neden Olan Mikroskobik Canlılar Mikroskobik canlılar çoğunlukla bulaģıcı hastalıklara neden olurlar. Verem, tifo, kolera, tetanoz hastalıkları ile boğazda bademciklerin şişmesi ile oluşan hastalık bu canlıların etkisiyle olur. YaĢamımızda Önemli Yer Tutan Mikroskobik Canlılar Bu tür mikroskobik canlılar, Üzüm suyundan sirke yapılması, Sütten peynir elde edilmesi, Sütün yoğurda dönüşmesi, Bitki ve hayvan atıklarının çürüyerek toprağa karışması olaylarında rol oynar. Yoğurt Nasıl OluĢur? Bir miktar ılık sütü birkaç kaşık yoğurt ile karıştırıp sıcak bir ortamda bekletirsek sütün tümü yoğurda dönüşür. Yoğurdun içindeki mikroskobik canlılar sütü besin olarak kullanır ve sıcak ortamda hızla çoğalırlar. Böylece sütü yoğurda çevirirler. Besinleri Uzun Süre Saklamak Ġçin Hangi Yöntemler Kullanılır? Besinleri mikroskobik canlıların zararlı etkilerinden korumak ve uzun süre saklamak için insanlar eskiden beri birçok yöntem uygulamaktadır. Kurutma: Sebze ve meyvelerin içerdiği su buharlaştırılır. Susuz ortamlarda mikroskobik canlılar yaşayamadığı için bu yiyecekler uzun süre saklanır. Tuzlama: Yiyecekler bol tuz dökülerek tuzlanır. Böylece yiyeceklerin bozulması önlenir. Konserve : Yiyecekler yüksek sıcaklıklarda konserve hâline getirilir. Bu yolla yiyecekler teneke ve cam kavanozlarda aylarca saklanabilir. Dondurma: Çok soğuk ortamlar mikroskobik canlılar için uygun bir yaşama ortamı değildir. Buzdolabı ve derin dondurucuların kullanılmaya başlanmasından sonra sebze ve meyveler dondurularak bozulmadan uzun süre saklanmaktadır. Pastörize etme: Süt çok yüksek sıcaklıklarda ısıtılarak içindeki mikroskobik canlılar öldürülür. Bu yolla paketlenen sütler uzun süre dayanır ve daha sağlıklı olur. B. YAġADIĞIMIZ ÇEVRE YaĢam Alanları Her canlı, her ortamda yaşayamaz. Canlılar yaşamlarını sürdürebildikleri ortamlarda yaşarlar. Bir kutup ayısı soğuk ortamlarda, deve ise sıcak ortamlarda yaşar. Canlılar, besin elde edebilecekleri, rahat büyüyebilecekleri ve çoğalabilecekleri ortamları yaşama alanı olarak seçer. Canlılar yaģadıkları ortamlara kolayca uyum sağlar. Kaktüs, çöl yaşantısına uyum sağlamıştır. Gövdesi su depolar. Terleme yoluyla su kaybını en aza indirmek için yaprakları diken şeklinde gelişmiştir. Oysa suda yaşayan nilüfer çiçeğinin böyle bir önleme ihtiyacı yoktur. Geniş yaprakları, fazla suyu terleme yolu ile dışarı atar. Çam ağaçları gibi soğuk ortamlarda yaşayan bitkilerin ise iğne yaprakları vardır.

Birçok ağaç ve çiçek, at, ayı, geyik, inek, kedi vb. hayvanlar karada yaşar. Bu canlılar kara yaşamına uyum sağlamıştır. Balık, su yosunu, midye, balina, sünger gibi canlılar suda yaşar. Bu canlılar da suda yaşamaya uyum sağlamışlardır. Örneğin, balıklar solungaçlarıyla solunum yaparlar, vücutları pullarla kaplı ve kaygandır. Kuğu, ördek, kurbağa gibi hayvanlar ise hem karada hem de suda yaşarlar. Bu canlıların ayakları suda hareket etmelerini sağlayacak şekilde perdelidir. Mantarlar nemli yerlerde, ormanlarda yaşarken mikroskobik canlılar su, uygun sıcaklık, hava ve besin olan her ortamda yaşayabilir. Bu ortam su, kara ya da hava olabilir. Bir canlı kendi yaģama ortamından alınıp farklı bir ortama konulduğunda uzun süre yaģayamaz. Bir kaplan suda yaşayamaz. Akciğerleri olan kaplan sudaki oksijeni kullanamaz. Geyik, antilop gibi hayvanları yiyerek beslendiği için suda beslenemez. Toprağın içinde yaşayan solucanlar yer yüzeyinde uzun süre kalamaz. Çünkü yaşayabilmeleri için vücut yüzeylerinin nemli olması gerekir. Toprağın içi nemli olduğu için orada bitki ve hayvan artıklarını yiyerek yaşar. Canlıların Beslenme ĠliĢkisi Canlılar, yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için besinlerden sağladıkları enerjiye ihtiyaç duyarlar. Her canlının beslenme şekli aynı değildir. Bitkiler, fotosentez yaparak kendi besinlerini kendileri yapar. Böylece yaşamaları için gerekli enerjiyi sağlar. Hayvanlar, mantarlar ve mikroskobik canlılar besinlerini başka canlılardan sağlar. Tavşan havucu yer, tilki de tavşanı yer. Canlılar arasındaki bu şekildeki beslenme ilişkisine besin zinciri denir. Her canlı besin zincirinin bir halkasını oluşturur. Besin zinciri kendi besinlerini üretebildikleri için bitkilerle başlar. ikinci halkada otla beslenen (otçul) bir hayvan yer alır. Diğer halkalarda ise etle beslenen (etçil) canlılar yer alır. Besin zincirini oluşturan canlılardan birinin yok olması sonraki halkada yer alan canlının besinsiz kalması demektir. Verilen besin zincirinde çekirgeler yok olursa kertenkeleler besin bulmakta zorlanır. Besin zinciri denizde de oluşur. Karides deniz bitkilerini, kalamar karidesi, penguen kalamarı, foklar da penguenleri yer. Bitki yapraklarıyla beslenen kaplumbağayı kurt yer. Kurt öldüğünde akbabalara besin olur. Hayvan ölüleri bazı mikroskobik canlıların etkisiyle çürüyerek toprağa karışır. Canlılar doğada birbirleriyle uyum içinde yaşarlar. Bazı canlılar insanların etkisiyle zarar görür. Bu canlıların zarar görmesi besin zincirindeki halkaların kopmasına, bazı canlıların neslinin tükenmesine neden olur. Doğal Çevre Doğada, canlı ve cansız birçok varlık vardır. Doğadaki cansız varlıklar olan hava, su, toprak, güneģ canlıların yaşamını sürdürebilmeleri için gereklidir. Bu cansız varlıkların kirlenmesi, bozulması ya da canlıların bunlardan yararlanmalarının engellenmesi canlıların yaşamını tehlikeye sokar. Canlı ve cansız varlıklar doğada uyum içindedir. Bu uyum insanların birtakım etkileri sonucu bozulur. Ġnsanların Doğal Çevreye Etkileri İnsanların yaşadıkları çevreye olumlu ya da olumsuz birçok etkileri vardır, insanlar çevreyi temiz

tutarak, ağaç dikerek, çiçek yetiştirerek yaşadıkları çevreyi güzelleştirirler. Ancak çoğunlukla insan faaliyetleri doğal çevreye zarar verir. Plastik ve naylon çöpler, piller doğayı kirletir, canlıların yaşam alanlarına zarar verir. Ev yapmak, tarla açmak ve odun elde etmek için ağaç kesilerek ormanların tahrip edilmesi ormanda yaşayan canlılara zarar verir. Ormanların oksijen sağlayarak havanın temizlenmesi ve erozyonun önlenmesinde etkisi büyüktür. Fabrika ve evlerin bacalarından çıkan dumanlar, egzoz gazları havadaki zehirli gazların artmasına neden olur. Bunun sonucunda hava kirliliği ortaya çıkar. Hava kirliliği insanların, bitki ve hayvanların yaşamını olumsuz etkiler. Ayrıca havada zehirli gazların artması iklimleri ve dünyanın sıcaklığını etkiler. Yurdumuzda nesli tükenmeye yüz tutan bazı hayvanlar kelaynaklar, Akdeniz fokları, deniz kaplumbağaları, su samurları ve yaban koyunlarıdır. Hayvanların soyunun tükenmesini önlemek için hayvanların yavrulama ve kuluçka dönemlerinde avlanma yasağı konulmuştur. Böylece yavruların ölmesi engellenmekte, hayvanların çoğalması sağlanmaktadır. Hayvanların yanında bazı bitkilerin de nesli tükenmektedir. Yurdumuzda kardelen ve orkide çiçeklerinin sayısı aşırı otlatma ve aşırı kentleşme sonucu çok azalmıştır. Deterjan gibi temizlik maddelerinin atık sularla akarsu, deniz ve göllere karışması bu ortamlarda yaşayan canlıların ölmesine neden olabilir. Olumsuz Etkilerin Sonuçlan İnsanların olumsuz etkileri sonucu ormanlar azalmakta, hava, su ve toprak kirlenmektedir. Meydana gelen hava, su ve toprak kirliliği, plansız kentleşme bitki örtüsünün azalmasına ve yok olmasına neden olmaktadır. Besin zincirinin ilk halkası bitkiler olduğuna göre bu durumdan önce otçul, sonra bu otçullarla beslenen hayvanlar ve insanlar zarar görür. Bir hayvanın neslinin tükenmesi doğal dengenin bozulması demektir. İnsanların olumsuz etkileri sonucu ile aşırı ve bilinçsiz avlanma bazı hayvanların sayısının azalmasına ya da neslinin tükenmesine neden olmaktadır. Geçmişte var olan ancak günümüzde yaşamayan birçok canlı vardır. Bu canlılar aşırı ve bilinçsiz avlanma sonucu yok olmuşlardır. Sadece Türkiye'de yaşayan Anadolu kaplanı artık görülmemektedir.