BAHÇE BİTKİLERİNİN EKOLOJİK VE FİZYOLOJİK İSTEKLERİ
Bahçe Bitkilerinin Ekolojik istekleri Bitkisel üretimin çeşitliliği büyük ölçüde ekolojiyi oluşturan iklim ve çevre koşulları tarafından belirlenmektedir. İklim: Bir yerde uzun bir süre boyunca gözlemlenen sıcaklık, nem, hava basıncı, rüzgar, yağış, yağış şekli gibi meteorolojik olayların ortalamasına verilen addır. İklimi oluşturan etmenler sıcaklık, hava nemi ve yağış, ışık ve rüzgar.
Bahçe Bitkilerinin Ekolojik istekleri Sıcaklık Optimum sıcaklık Daha düşük, ve daha yüksek sıcaklıklarda gelişmelerini sürdürülebilen bitkiler bulunmasına rağmen, genellikle bu sınır 5-36 C arasında değişmektedir. Her türün hatta çeşidin en iyi fotosentez yaptığı ve en az respirasyon (solunum) yaptığı optimum sıcaklıklar mevcuttur. Optimum sıcaklıklar bitkilerin gelişme dönemlerine (çimlenme, sürme, çiçeklenme, döllenme ve olgunlaşma) göre de farklılık gösterir. Sıcaklık toplamı Sıcaklık toplamını hesaplamak için, belirli bir temel sıcaklığın (minimum gelişme-eşik sıcaklığı) üzerindeki günlük sıcaklık derecelerinin toplamı alınmaktadır ve birimi ' gün-derecedir.
Etkili Sıcaklık Toplamı İsteği Bitki çeşitlerinin ürünlerini olgunlaştırarak yıllık gelişimlerini tamamlayabilmeleri için ihtiyaç duydukları sıcaklık toplamıdır. Hesaplanırken; çeşidin ait olduğu türün minimum (eşik) gelişme sıcaklığının üzerindeki sıcaklıklar esas alınır. Gün-Derece olarak ifade edilir. Eşik gelişme sıcaklığı, sert çekirdekli meyveler için +5 o C, yumuşak çekirdekli meyveler için +7 o C, asmalar için +10 o C, zeytin ve antepfıstığı için +12 o C olarak kabul edilir. Sebzeler için tohumların çıkış sıcaklığı, etkili sıcaklık toplamının hesaplanmasında eşik olarak kabul edilir.
DÜŞÜK SICAKLIĞIN ETKİLERİ Düşük Sıcaklığın Yararlı Etkileri Soğuklama İsteği Ilıman iklim kuşağında yetiştirilen meyve ve asma çeşitlerine ait ağaç ve omcaların normal olarak sürebilmeleri ve çiçeklenebilmeleri için belirli bir süre soğukta kalmaları gerekir. Meyve ve asma çeşitlerinin soğuklama istekleri hesaplanırken, 0 o C ile gelişme eşiği olarak kabul edilen sıcaklık dereceleri arasındaki sıcaklıklar esas alınır ve 100-2700 saat arasında değişir.
Eşik gelişme sıcaklığı, sert çekirdekli meyveler için +5 C, yumuşak çekirdekli meyveler için +7 C, asmalar için +10 C, zeytin ve antepfıstığı için +12 C olarak kabul edilir. Soğuklama isteği için ise: Elma: 0-7 C Kiraz: 0-5 C Zeytin: 0-12 C Asma: 0-10 C Arasındaki sıcaklıkların toplamı hesaplanır.
Vernalizasyon Bazı kışlık sebze türlerinden tohum elde edilebilmesi için belirli süre soğuklatılmaları gerekir. Lahana, karnabahar, turp, havuç, kereviz ve soğan gibi sebzelerin tohum veya fideleri 2-5 o C de 4-8 hafta tutulmadıkça çiçeklenemez, dolayısıyla tohum bağlayamaz. Bitkilerin generatif faza geçebilmek için düşük sıcaklık isteme olayına Buna vernalizasyon denir.
Düşük Sıcaklığın Zararlı Etkileri Bitkilerde, hücreleri ve hücreler arası boşlukları dolduran suyun sıcaklığı donma noktasına, hatta buna yakın derecelerde düştüğünde, ölümle sonuçlanan zararlanmalar meydana gelmektedir. -Bahçe bitkilerinde zarara yol açan düşük sıcaklıklar ortaya çıktıkları döneme göre üç ana başlıkta incelenmektedir. Kış donları İlkbahar geç donları Sonbahar erken donları
Düşük Sıcaklığın Zararlı Etkileri Kış Donları Kış donları, özellikle serin iklim kuşağında meyvecilik, bağcılık, kışlık sebzeler, örtü altı yetiştiriciliği ve süs bitkilerinde kimi yıllar önemli zararlara yol açmaktadır. Kış donlarına dayanım açısından türler arasında büyük farklılıklar söz konusudur. Don zararı, bitkinin morfolojik, anatomik ve fizyolojik (su, tuz, şeker ve yağ içeriği) yapısına, sıcaklığın düşme hızına, soğuğun derecesi ve süresine, bitkinin yaşına, gelişme/dinlenme döneminde oluşuna, arazinin çukur ya da meyilli oluşuna göre değişir.
Bazı Önemli Odunsu Bitkilerin Dona Dayanımları Tür o C Tür o C Muz 0 Asma -20 Limon -3,5 Kiraz -20 Portakal -5 Kayısı -20 Zeytin -7 A.Fıstığı -20 Satsuma -8 Ceviz -25 İncir -9 Armut -25 Badem -18 Kestane -30 Şeftali -18 Elma -35
İlkbahar Geç Donları Meyve türleri arasında erken çiçek açan badem, kayısı, erik ve şeftali İç Bölgeler ile Geçit Bölgelerinde, Bağlar İç ve Geçit Bölgeleri ile Ege Bölgesi nde, Yazlık sebze fideleri, Orta-Kuzey Bölgelerde daha sık olmak üzere tüm bölgelerde zaman zaman ilkbahar geç donlarından zarar görmektedir.
İlkbahar Geç Donlarından Korunma Dolaylı Etkili Önlemler Geç çiçek açan çeşitlerin seçilmesi, Meyve bahçesi ve bağların kuzeye bakan yönlerde kurulması, Meyve bahçesi ve bağların don yatağı oluşturan çukur alanlar yerine meyilli arazilere kurulması, Budamanın olabildiğince geciktirilmesi, Bağlarda gövdenin yükseltilmesi, Sürmeyi geciktirici maddeler kullanılması.
İlkbahar Geç Donlarından Korunma Doğrudan Etkili Önlemler Isıtarak sıcaklığı yükseltme, Havayı karıştırma, Dumanlama-sisleme, Yağmurlama, Örtü altına alma.
Sonbahar erken donları Ürünler henüz hasat edilmeden gerçekleşen sonbahar erken donları meyve türleri ve bağlarda zarara neden olabilir. Özellikle genç bitkilerde sürgünler henüz pişkinleşmeden geçekleşebilecek bir erken don sürgünlerin gelişmelerine engel olabilir. Sonbahar erken donlarından korunma yöntemleri: Ürünlerini olgunlaştırmak için daha düşük sıcaklık toplamına İhtiyaç duyan meyve tür ve çeşitleri ile üzüm çeşitlerini yetiştirmek Erkencilik sağlayan anaçları kullanmak, Meyve bahçelerini ve bağları meyilli alanlarda kurmak, Bağlarda yüksek terbiye sistemlerini uygulamak, Dengeli bir sulama ve azotlu gübreleme rejimi uygulamak Sebzecilik açısından erken don tehlikesi olan bölgelerde domates patlıcan gibi yüksek sıcaklık isteyen türlerden kaçınmak gerekir.
Yüksek Sıcaklığın etkileri Bahçe bitkileri yetiştiriciliğinde düşük sıcaklıklar kadar optimumun üzerindeki yüksek sıcaklıklar da, sıcaklığın derecesine, süresine, bitkinin gelişme dönemine bağlı olarak zararlı etkide bulunur. Yüksek sıcaklıklar bitkide fotosentez ve solunum arasındaki dengenin bozulmasına yol açar. Bitkiler solunumu yavaşlatmak için stomalarını kapatır. Bu da gaz alışverişini kısıtladığı için fotosentezin dolayısıyla kuru madde üretiminin düşmesine yol açar. Bitkilerde büyümenin yavaşlaması, sararma solma görülebilir.
Yüksek Sıcaklığın Zararlı Etkileri Son yıllarda hemen tüm bağ-bahçe ürünleri için risk oluşturmaktadır. Doğrudan Etkileri Yeşil aksamda yanmalara neden olarak gelişmeyi, Meyve yanıklığına neden olarak ürün kalitesini, Tozlanmaya engel olarak meyve tutumunu olumsuz yönde etkiler. Korunma Yolları Net veya benzeri malzemelerle gölgeleme, Kaolin ve benzeri yansıtıcı ve terlemeyi sınırlayıcı maddelerin kullanılması. Dolaylı Etkileri Kuraklık ve tuzluluğun etkisini artırır.
IŞIK 700 milimikronun üzerinde dalga boyuna sahip olanlara 'kırmızı ötesi ışınlar', 400-700 milimikron arasında dalga boyuna sahip olanlara 'görünür ışınlar' 400-700 milimikrondan daha küçük dalga boyuna sahip olanlara ise 'mor ötesi ışınlar' denir. Kırmızı ötesi ışınlar yeryüzünün ısınmasını sağlarlar. Mor ötesi ışınların (315-400 millimikron) dalga boyuna sahip olanları, bitkilerde cüceleşme, yapraklarda kalınlaşma ve tüylenmeye neden olurken, daha kısa dalga boylu ışınların ise; öldürücü veya bitkide genetik değişimler yaratıcı (mutasyon) etkileri bulunmaktadır.
Bahçe Bitkilerinin Ekolojik istekleri Güneş ışığının gözle görülebilen orta dalga boylu ışınları (400-700 mmik.), bitkilerde fotosentez başta olmak üzere temel fizyolojik ve biyokimyasal olayları yönlendirirler. Fototropizm: Bazı bahçe bitkilerin ve özellikle süs bitkilerinin, ışık yoğunluğunun fazla olduğu yöne doğru bir eğilim göstermesidir. Fotoperiyodizm: Bitkilerin ışıklanma süresine tepki göstermeleridir. Bahçe bitkilerinin büyük bir çoğunluğu günde 10-12 saat gün uzunluğu ister. Uzun günler gelişmeyi ve generatif faza geçişi hızlandırır.
Nem Bahçe Bitkilerinin Ekolojik istekleri Hava oransal nemi Bahçe bitkilerinin büyük çoğunluğu dokularında %40-95 oranında su bulundurdukları için, yetiştiricilik yapılan yerin hava oransal neminin %60-70 arasında olmasını isterler. Bu nisbi nem bitkilerin optimum düzeyde transprasyon yapabilmeleri için idealdir.çok yüksek hava nemi stomaların kapanmasına böylece terlemenin azalmasına sonuç olarak da büyüme ve gelişmenin yavaşlamasına neden olur.
Rüzgar Bahçe Bitkilerinin Ekolojik istekleri Bahçe bitkileri yetiştiriciliğinde 2-5 m/s hızla esen rüzgarlar, solunum ve terlemeyi artırarak fotosentezin de artmasını sağlarlar. Yer Yer, coğrafi bir bölge içinde bağ ve bahçe kurmak amacıyla seçilen bir alanı ifade etmektedir. Bahçe bitkileri yetiştiriciliği yapılacak bir yerin özellikleri verilirken onun topgrafyası, yüksekliği ile toprak yapısı belirtilmelidir. Yöney Yöney, eğimin yönünü belirtir ve bahçe bitkileri yetiştiriciliğinde önemli rolü vardır.
TOPRAK Toprak bitkiye fiziksel olarak destek olmanın yanı sıra, su ve besin kaynağıdır. Toprak kalitesini oluşturan ana unsurlar, uygun havalanma ve su tutma kapasitesidir. İyi bir tarım toprağında, toplam hacmin yaklaşık %50 sini oluşturan gözenekler değişen oranlarda su ve hava ile doludur.
Toprak Tipleri Mineral Topraklar Bünyelerinde %10 dan daha az organik madde bulunan topraklardır. 1. Taşlı ve çakıllı topraklar: %80 taş ve çakıl, %20 kum, mil ve kil içerirler. Kurağa dayanıklı meyveler ve asma ile erkenci sebzecilik için uygun olabilir. 2. Kumlu topraklar: Kaba yapılı, su tutma kapasitesi düşük, düşük verimli ve asit topraklardır. %80-85 kum, %5-20 mil ve kil, %0,1-1 organik madde içerirler. Islah edilerek; fidancılık, yerli bağcılık (%92 kum), şeftali ve kökleri yenen sebzeler (havuç, turp, kereviz, pancar) yetiştirilebilir.
3. Tınlı topraklar: Kum, mil ve kil oranları birbirine yakındır. Kum oranı yüksekse kumlu-tınlı, kil oranı yüksekse killi-tınlı olarak adlandırılır. Özellikle millitınlı topraklar bağ-bahçe tarımı için idealdir. Kum oranı arttıkça daha hafif, kil oranı arttıkça daha ağır toprak sınıfına girerler. Bahçe bitkileri yetiştiriciliği için en uygun topraklar tınlı topraklardır. Bu toprakların su tutma kapasitesi ve havalanması ideale yakındır. 3. Killi topraklar: %50 den fazla kil içerirler. Ağır ve serin topraklardır. Su tutma kapasiteleri ve verimlilikleri yüksektir. Alt katmanları süzek olmak koşulu ile bağcılık ve yüzlek köklü meyveler (elma, ayva, erik vb.) ile domates, lahana, pırasa ve enginar gibi çok su ve azot isteyen sebzeler için uygundur.
Toprağın Organik Madde Kapsamı İyi bir bağ-bahçe toprağında organik madde miktarı %2 nin üzerinde olmalıdır.
Bahçe Bitkilerinin Ekolojik istekleri Toprak derinliği Bahçe bitkilerinin özellikle çok yıllık olanlarının kökleri; türe, iklim ve toprak yapışma göre 1-5 m derinlikteki toprak tabakası içinde gelişirler. Sebzelerde ise kök derinliği daha yüzlek olduğundan (45-120 cm) daha az derinlikteki topraklar tercih edilebilir. Pulluk ile sürekli aynı derinlikte toprak işleme sonucunda oluşan set ve geçirimsiz tabakaya pulluk tabanı adı verilir. ve 'pulluk tabanı' olarak adlandırılan bu sert tabakanın 3 yılda bir 'dipkazan' tipi aletlerle kırılması gerekir.
Toprak Taban Suyu Köklerin iyi havalanabilmesi için taban suyu kök derinliğinin altında olmalıdır. İyi havalanan bir toprakta toprak gözenek hacminin %50 si hava ile doludur. Bu boşlukların uzun süreli olarak su ile dolu olması, köklerin havalanmasını engeller. Taban suyunun kök bölgesine ulaşmasını önlemek için gerekirse drenaj yapılır.
Pulluk Tabanı Bağ-bahçe kurulacak olan arazilerde ve kurulmuş bağ ve bahçelerde toprağın sürekli olarak aynı derinlikte işlenmesi sonucu oluşan sert tabakadır. Kırılması için dipkazan (riper) kullanılır.
Bahçe Bitkilerinin Ekolojik istekleri Toprak yorgunluğu Toprak yorgunluğu aynı toprakta arka arkaya yetiştirilen bazı kültür bitkilerinin gelişmelerindeki yavaşlama verimliliğin azalması olarak tanımlanmaktadır Fakirleşme teorisi Toksin teorisi Mikroorganizma teorisi
Toprak Reaksiyonu Bağ-bahçe bitkileri, ph sı nötre yakın (6-7) topraklarda daha iyi yetişir. ph sı 4 ten düşük olan asitli topraklarda besin maddelerinin yıkanması ile 8,5 den yüksek alkali topraklarda ise kalsiyumun baskısı nedeniyle diğer besin elementlerinin alınamaması sorunu yaşanmaktadır.
Şekil 4. 1. Bazı bahçe bitkilerinin yetişebildikleri ph sınırları
Toprak Tuzluluğu Özellikle yoğun sulama ve inorganik gübreleme sonucu artan toprak tuzluluğu, bitkisel üretim, hatta tarım için en önemli tehdittir. Tuzluluğu sodyum (Na + ) ile klor (Cl - ), sülfat (SO 4 -- ) ve karbonat (CO 3 -- ) iyonları oluşturur. Bahçe bitkilerinin büyük çoğunluğu toprak tuzluluğuna karşı duyarlıdır.
FİZYOLOJİK ESASLAR Dinlenme: Bahçe bitkilerinin tomurcuklarının ve tohumlarının belirli bir süre düşük sıcaklıkta (0-10 C) kalma isteğidir. Çok yıllık bahçe bitkilerinde görülen fizyolojik bir olaydır. Dinlenmenin ortadan kalkması için gerekli olan düşük sıcaklıkta kalma isteğine; soğuklama isteği adı verilir. Bahçe bitkilerinin soğuklama isteği 100-2700 saat arasında değişmektedir.
Bahçe Bitkilerinde Dinlenme Tohumlarda dinlenme a) Fiziksel dinlenme Bazı bitkilerde su ve oksijenin geçmesine engel olan sert ve geçirimsiz tohum kabuğundan kaynaklanan dinlenmedir. b) Fizyolojik dinlenme Genellikle tohumdaki engelleyici ve uyarıcıların karşılıklı etkileri sonucu ortaya çıkan dinlenmedir.
Meyve Dökümleri Meyve ağaçlarında üç döküm periyodu bulunmaktadır. 1. Döküm (Çiçek dökümü): Dökülen çiçeklerin dişi organları kusurludur. 2. Döküm (Çiçek ve küçük meyve dökümü): Bu dönemde dökülen çiçekler ve küçük meyveler döllenmenin olmadığını göstermektedir. 3. Döküm (Haziran dökümü): Haziran dökümüne neden olarak su ve besin maddeleri noksanlıkları gösterilmektedir.
Periyodisite Bazı meyve tür ve çeşitlerinin bir yıl meyve verip, ertesi yıl ya hiç meyve vermemesi veya çok az meyve vermeleridir. Amasya elma çeşidi ile Fındık, Antep fıstığı ve Zeytin 'mutlak periyodisite gösteren türlerdir. Hüryemez elma çeşidi bir yıl çok bir yıl az meyve vererek 'kısmi periyodisite' göstermektedir.
BÜYÜMEYİ DÜZENLEYİCİ MADDELER BİTKİSEL HORMONLAR Oksinler Sitokininler Gibberellinler Absizik Asit Etilen Uyarıcı Engelleyici Olgunlaşma ve yaşlanma
Bahçe Bitkileri Tarımında Büyümeyi Düzenleyici Maddelerden Yararlanma *Bir bileşiğin hormon olarak nitelendirilebilmesi için; a. Bitki bünyesinde oluşması, b. Oluştuğu yeden başka bir yere taşınabilir olması c. Taşındığı yerde değişik yaşam olaylarını yönetmesi veya düzenlemesi d. Çok küçük konsantrasyonlarda bu etkisini gösterebilmesi gerekir.
Büyümeyi Düzenleyici Maddeler Büyümeyi Uyarıcılar: Oksinler: IAA (Doğal oksin), IBA, NAA, 2,4-D Gibberellinler: GA 3 Sitokininler: Kinetin, Zeatin, Benziladenin (BA) Büyümeyi Engelleyiciler Dorminler, ABA Etilen