Bitkilendirme Tasarımı. Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL Yrd.Doç.Dr. Doğanay YENER

Benzer belgeler
SORULAR S.1. Bitkilerin hangi özellikleri hangi amaçlarla kullanılmaktadır? Tablo ya da maddeler halinde yazınız. (20 P).

Bitkisel Tasarım Đlkeleri -2

PROJE TEKNİĞİ DERSİ. PEYZAJ TASARIM ÖĞELERİ ve TASARIM İLKELERİ. Öğr. Gör. Hande ASLAN

Peyzaj Mimarlığı çalışmalarında bitkisel materyalinin kullanımında, tasarım ilkeleri ile birlikte bitkilerin denrolojik özelliklerinin

TEKNOLOJI VE TASARıM DERSI

PEYZAJ TASARIM İLKELERİ

Algılama üzerinde etkilidir. Hareketi ve yönü belirleyici etki yaratırlar. Ayırma amaçlı. Kalın çizgiler daha etkilidir.

SANATSAL DÜZENLEME ÖĞE VE İLKELERİ

Bitkilerle Alan Oluşturma -1

PLANLAMA VE TASARIM SAFHASI. Hazırlayan: Raci SELÇUK (Peyzaj Y. Mimarı)

Peyzaj Mimarlığı çalışmalarında bitkisel materyalinin kullanımında, tasarım ilkeleri ile birlikte bitkilerin denrolojik özelliklerinin

PEYZAJ TASARIMI TEMEL ELEMANLARI

TEMEL GRAFİK TASARIM AÇIK-KOYU, IŞIK-GÖLGE

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

O Öğretme-öğrenme sürecinde araçgereçler genellikle öğretimi desteklemek amacıyla kullanılır.

Bitkilendirme Tasarımı. Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL Yrd.Doç.Dr. Doğanay YENER

Öğretim Materyallerinin Eğitimdeki Yeri ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI. Dr. Ümmühan Avcı Yücel Esin Ergün

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ TEMEL TASARIM İLKELERİ VE MİMARLIK

Gerçekçi (Realistic) görseller, üzerinde durulan gerçek nesneyi gösterir. Örneğin bir arabanın resmi gerçekçi bir görsel öğe olarak kullanılabilir.

BİTKİ KULLANIMI YRD.DOÇ.DR. DOĞANAY YENER

PEYZAJ TASARIMI TEMEL ELEMANLARI

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROGRAMI (48-60) TAM GÜNLÜK AYLIK EĞİTİM PLANI OCAK 2017 AYLIK PLAN BİLİŞSEL GELİŞİM Kazanım 1.

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

RENK İLE İLGİLİ KAVRAMLAR

PEYZAJ TASARIMI TEMEL ELEMANLARI

Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı

Fotoğrafta kompozisyon fotoğraf çerçevesinin içine yerleştireceğimiz nesneleri düzenleme anlamına gelir.

TEKNOLOJİ ve TASARIM DERSİ 7. SINIF I. DÖNEM YAZILI-TEST SINAV ÇALIŞMA SORULARI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. İLKOKULU 3. SINIF GÖRSEL SANATLAR DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

Bitkilendirme Tasarımı. Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL Yrd.Doç.Dr. Doğanay YENER

-DERS PLANI- Görsel Sanatlar Dersi. 2 Ders Saati (40+40dk)

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. İLKOKULU 3. SINIF GÖRSEL SANATLAR DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

Dr. Öğr. Üyesi Sercan SERİN

Hedef Davranışlar. Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar).

Materyal Çeşitleri. koninin dayandığı ilkeler, Çilenti (1984:57) tarafından şu şekilde açıklanmıştır:

İÇMİMARİ PROJEDE FİKRİN SUNUM PAFTASINA YANSIMASI

Öğretim Materyali Tasarımı

Wertheimer, Köhler ve Kofka tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Gestalt psikolojisi, bilişsel süreçler içerisinde özellikle "algı" ve "algısal

% 83 % 10 % 4 % 2 % 1. Görme. İşitme. Koklama. Dokunma. Tatma

Bırakın doğa evinize gelsin!

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

Derleyip Hazırlayan: Yrd. Doç. Dr. Aysel ULUS

Hayatımızda Minimalizm. Müzik Tasarımında Minimalizm Tıpta Minimalizm Mimari Tasarımda Minimalizm Web Tasarımında Minimalizm

Fotoğrafçılıkta mimari fotoğraf çekim teknikleri 1. Mimari fotoğrafçılık

VİTRİN KUYUMCULUĞU BÖLÜMÜ MESLEK DERSLERİ VİTRİN

Uzaktan Eğitim. Doç.Dr. Ali Haydar ŞAR

Bu bölümü bitirdiğinizde

OKUL BAHÇELERİ DÜZENLEME İLKELERİ, İHTİYAÇ PROGRAMLARI AÇIKLAMALARI VE ÖRNEK PROJELER. (Ek 1)

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL GELİŞTİRME

Montaj Resminin Tanımı, Önemi ve Kullanıldığı Yerler

Eyüp Ersan SÜLÜN Photoshop CS4 Kullanım Kursu ADOBE PHOTOSHOP KATMAN HARMANLAMA (KARIŞTIRMA) MODLARI

GALATA KULESİ Mimari Aydınlatma Konsepti

BİLİM SEL YÖNTEM BASAMAKLARI 1

OCAK : ÇOCUK GEZEGENİ KAZANIMLAR VE GÖSTERGELERİ AYLAR BİLİŞSEL GELİŞİM

[!]Tercih edilen araç - gereçler en az bir ders öncesinden öğrencilere bildirilmeli; araç gereç ve teknik seçimlerinde öğrencilerin ilgi

11. HAFTA YÖNETİMİN FONKSİYONLARI ÖRGÜTLEME. SKY108 Yönetim Bilimi-Yasemin AKBULUT

Öğretim Materyallerinin Tasarlanması

Fotoğraf Ders Notları Mustafa Eyriboyun ZKÜ

BİTKİ KULLANIMI YRD.DOÇ.DR. DOĞANAY YENER

ESTETİK VE SANAT KURULU YÖNETMELİĞİ SAKARYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAKARYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAKARYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI

*Konsept ve marka kimliği uyumu *Görsel düzenleme *Işıklandırma ve vitrin *Temel sanat bilgisi *Görsel mağazacılığın temel teknikleri *Alan yönetimi

12. Kat Oluşturma. Bu konuda mevcut bir katın bilgilerini kullanarak nasıl yeni katlar oluşturulabileceği incelenecektir.

Öğretim Materyallerinin Tasarımı, Hazırlanması ve Seçimi. Yrd.Doç.Dr. Gülçin TAN ŞİŞMAN

SÜS BİTKİLERİ KULLANIMI-4

Alan verilerinin saptanması (Analizler)

İZDÜŞÜM PRENSİPLERİ 8X M A 0.14 M A C M 0.06 A X 45. M42 X 1.5-6g 0.1 M B M

AKTİF EĞİTİMDE BİLGİ BÜTÜNLÜĞÜNÜ SAĞLAMA:

BİTKİ KULLANIMI YRD.DOÇ.DR. DOĞANAY YENER

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

Araç kullanmanın zorlukları

FİNANSAL YÖNETİME İLİŞKİN GENEL İLKELER. Prof. Dr. Ramazan AKTAŞ

TANIM: Futbolcunun, ayağının değişik bölümlerini kullanarak yaptığı kısa vuruşlarla topu oyun alanından çıkarmadan değişik yönlere doğru götürmesidir

Beyin Temelli ve Basamaklı Öğrenme S

Moda ve Tekstil Tasarımında Temel Tasarım II (MTT102) Ders Detayları

Gelişim Analizi P P P P P P P P P P P P P P P P P ÖZ BAKIM BECERİLERİ BİLİŞSEL GELİŞİM Ocak. Tehlikeli olan durumları söyler.

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

Temel Tasarim. Isil Kaymaz. Your text here

SÜS BİTKİLERİ KULLANIMI-7

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI TARİHİ BAHÇELERDE RÖLÖVE VE RESTORASYON

Bölünmüş yollar Otoyollar

Temel Tasarim. Isil Kaymaz. Your text here

RESİM İŞ EĞİTİMİ haftalık ders sayısı 1, yıllık toplam 37 ders saati

Siyahın Tasarımlardaki Önemi Nedir?

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İLKOKULU 1/. SINIFI GÖRSEL SANATLAR YILLIK PLANI

BILGI FELSEFESI. Bilginin Doğruluk Ölçütleri

xxxxx GELİŞİM MR (60-72 AY) "Çocuğun gelişimini takip edin."

2012/2013 TÜM PROGRAMLARA VE BİLGİ KLAVUZUNA GENEL BİR BAKIŞ

Eğitim Durumlarının Düzenlenmesi

CHAPTER 21 TASARIM ARAÇLARINI TASARLAMAK BCO 623 EMRE GÜLER

İletişimin Sınıflandırılması

PROJE I DERSİ UYGULAMA VE TESLİM ASGARİ STANDARTLARI

SAĞLIK VE GÜVENLiK İŞARETLERİ

TERSİNE MENTORLUK. Tersine Mentorluk İlişkisinin Özellikleri

(Fotoğrafta yalınlık örnekleri)

Algoritmalar. Sıralama Problemi ve Analizi. Bahar 2017 Doç. Dr. Suat Özdemir 1

GÖKKUŞAĞI KOLEJİ PYP SORGULAMA PROGRAMI

Cumhuriyet Dönemi nde ;

Transkript:

Bitkilendirme Tasarımı Prof.Dr. Yahya AYAŞLIGİL Yrd.Doç.Dr. Doğanay YENER

Koku alma, dokunma, işitme, tat alma ve görme gibi duyu organları vasıtasıyla aldığımız enformasyon ve bilgiler zihnimizde sürekli olarak, sınanıp, işlenip, sentez edilmektedir. Bu eylemlerin tümü, rahat, güvenli ya da tehdit altında tehlikeli bir durumda karşı karşıya bulunup bulunmadığını bildirmek amacıyla yapılmaktadır.

Tüm bunların hepsinin iyi ve uygun olduğu varsayıldığında zihnimiz öncelikle görsel biçime göre kendini ayarlar. Bu biçimde gözler de sürekli olarak hareket etmektedir. Yalnızca bazı uyarıcılar zihnimizi meşgul ettiğinde hareketi yavaşlar ve zihnimiz tarafından daha fazla detay aranır. Bu uyarıcı çizgi ve form, renk, tekstür veya onların kombinasyonları olabilir.

Bu görsel nitelikleri, kavramak ve işlemek için göz otomatik olarak organize etmeye ve şekillendirmeye girişir. Eğer bu tasarım ögeleri tamamıyla kargaşa yaratan, düzeni bozan, özelliklere sahip ise yaratılan peyzaj ya da tablo hoş ve çekici değildir. Huzursuz edici ve muhtemelen itici bir his ortaya çıkacaktır. Eğer zihnimiz anlam verebilirse, uyarıcı olmaksızın düzeni sağlar ve gözleyen kişi bundan haz alır. Gözün ve zihnin, uyarıcıların karışıklığını ve kombinasyonlarını kavrayabilmesi ne kadar kolay olursa, tatmin olma derecesi o kadar fazla olur. Bunu gerçekleştirebilmek için tasarımcı birlik ve benzerliği oluşturmak amacıyla bazı ögeleri tekrarlamalıdır, ama aynı zamanda yeterince farklılık ve çeşitlilik eklenmelidir ki, böylece kontraslar vasıtasıyla zihni meşgul edebilsin. Bu ise sanat prensiplerinin uygulanmasıyla mümkündür.

Tatmin edici bir bitkisel tasarımın üretilmesi, tasarımcının yalnızca bitki özelliklerini bilmesine bağlı değildir, aynı şekilde görsel enerjinin kısıtlama ve sınırlamalarını kompozisyon ölçeklerinin ve net görüş açısının bilinmesine ve anlaşılmasına da bağlıdır. Böyle bir anlayışla tasarımcı daha sonra, düzenli bir bütün oluşturmak için bitkilerin seçimi ve arajmanı ile uğraşır. Bu düze, tek tek bitki bireyleri arasında form, tekstür, renk ve bitki karakterlerinin uyumlu kombinasyonlarına dayanan, hoş sempatik ilişkilerden oluşmalıdır. Bu uyumlu ilişkilere, tekrar, değişkenlik, denge, vurgu, sıra dizi ve ölçek gibi sanat prensipleri vasıtasıyla ulaşılabilir.

Sanat prensiplerinden söz etmek, yeni başlamış ve alıştırma yapmamış bir kişi için esrarengiz bir eylem ve birkaç kişinin sahip olabileceği eşsiz bir kabiliyet, beceriden söz etmek gibi birşey olabilir. Bu sanat ve kompozisyon hakkındaki gizem ve gizlilik sanatın altı prensibini öğrenmenin sürücü belgesi sınavına girmeden önce trafik kurallarını öğrenmekten daha güç ve daha karışık olmadığını farkettiğinde dağılacaktır. Trafik kuralları, her sürücünün otomobil kullanırken uyması gereken kuralları ortaya koymaktadır. Bunların amacı, çok fazla sayıda aracın hareketine sınırlı ve dar mekan koridorları vasıtasıyla belli bir mantık ve düzen getirmektir.

Hiç kimse trafik ya da yol mühendisi olmadığı için, araba kullanmam mümkün değil diyemez. Bunun yerine kuralları öğrenmeye koyulur. Alıştırmaların başlangıcında, herbir kural otomobil sürme sürecinin her aşamasında uygulanır. Ayrıca trafikteki diğer sürücüler gözlemlenir ve bu sırada sürücü kursu yetkilisinin gözetimi altında uygulama yapılır. Öğrenme ve uygulama sonucunda çok kısa süre sonra bir arabayı yolların ve trafiğin labirentinde sürebilir ve manevra yaptırabilirsiniz. Muhtemelen zamanla bu kurallar yaradılışımızın ayrılmaz bir parçası olacaktır. Bundan dolayı sürücülüğün temel konseptini pratikte uygulamak için, bunların herbirinin bilinçli bir şekilde tekrar gözden geçirilmesi gerekmeyecektir. Sanat prensipleri içinde aynı şey geçerlidir.

Kullanılmasını öğrenmeye çalıştığımız araç bitkisel kompozisyonda kullandığımız bitkilerin çizgi, form, tekstür ve renk karakteri olmaya başlar. Bunlar, peyzaj tasarımcısının görsel açıdan hoşa giden sempatik kompozisyon oluştururken kullanabileceği yegane ögelerdir.

Bir tasarımcı, çok sayıda farklı objeleri birleştirici bir ifade için kombine etmeye çalışır. Sanat prensipleri bu amaca ulaşmada kullanılacak kaynaklardır. Başlangıçta bunlar bilinçli bir şekilde uygulanmalı ve kullanılmalıdır, fakat tedricen bunların uygulanması tasarım yöntemimizin doğal bir parçası olacaktır. Tasarımımızın gelişmesinde ilerleme kaydederken, kendinizi otamatik olarak uygun olan prensibi uygularken bulacağız.

Tıpkı trafik kurallarının taşıtların hareketine mantık ve düzen getirdiği gibi, sanat prensipleri de çok sayıda farklı birimlerden oluşan bir tasarımda birlik veya birlik niteliğini ortaya çıkarır. Trafik kuralları hareketler için öngörülmüş yaptırımlar olarak görülmelidir. Prensipler ise hareketler için yerleşmiş uygulamalar olup, tasarım ögeleri çizgi ve form, tekstür ve renge içerik ve anlam verir. Sanat prensipleri yol gösterici olarak kullanılan, katı, kesin değişmeyen yasalar olarak görülmemelidir.

Peyzaj tasarımcısı çok farklı birimlerin kombine edilmesiyle uğraşır. Bunlar, öyle biraraya getirilmeli ki, gözleyen kişi tek tek bireysel objeler ve birimlerden çok, kompozisyonun tümünde dikkatini yoğunlaştırmalıdır.

Kişinin bir defa görüp, kavrayabileceği objelerin sayısı ve görsel şekiller sınırlıdır. Zihin tek izlidir, yani herhangi bir zamanda, yalnızca bir şeye dikkatini verebilir. Örneğin karşılıklı konuşma aynı anda iki kişiyle birlikte yapılamaz. Eğer size süflörlük eden kişiyi dinleyecek olursanız, dikkatini telefondaki konuşmadan ayırmak zorunda kalırsınız. Aynı anlamda, kişi dikkatini herhangi bir zamanda yalnızca bir objeye verebilir. Gözle görünen objelerin sayısı ve şekiller arttıkça, göz bu artan sayılarla ancak, onları gruplandırırsak ya da onları biraraya gelmiş olarak görebilirsek başa çıkabilir. Göz ve zihin birbiriyle ilişkisiz çok sayıda objelere bakabilmeli ve onları tek bir birim olarak görebilmelidir. Eğer bu yapılabilirse, biz ne görüyorsak bunları işleyebilir, kullanabilir ve anlaşabilir ve kavrayabilir ve bundan da haz ve zevk alırız. Ama, objelerin tasarım nitelikleri birbirinden çok farklı olduğundan, objeler bir bütün oluşturacak şekilde gruplandırılamıyorsa, karışıklık ortaya çıkar ve dikkat kaybolur.

Daha önce, net görüş açısı (algılama açısı) ya da aralığı olarak adlandırılan görsel sınırlama konusu açıklandı. Bu algılama açısı ya da aralığı bir sınır olup, bu sınırın ötesinde diğer objeler kendi aralarında herhangibir ilişki yoksa bireysel objeler olarak algılanamamaktadır. Eğer durum böyle ise, zihin kendisi ve gözümüz üzerindeki baskıyı azaltmak için otomatikman objeleri gruplar halinde organize etmeye çalışır. Bu nedenle, objelerin amaca dönük bir şekilde gruplandırılması halinde bunlar bir bütün olarak okunabilirler. Bu durum, parçaların birliği ve bütünlüğü olarak adlandırılır. Böyle bir birlik, bütünlük olmazsa bizim tasarımlarımız kompozisyonlar olmayacak yalnızca rastgele bir araya getirilmiş objeler topluluğu olacaktır.

Birliğin diğer şekli de, ilgi birliğidir. Bunu sağlayabilmek için kompozisyonun içine, diğer bütün grupların ve tek tek bireylerin tabi olacağı bazı önemli özellikler veya ilgi odakları katılmalıdır. Örneğin yerleşim yerlerinde iskan bölgelerinde ortak kullanım mekanlarının tasarımında ev ilgi odağı olmalıdır. Bu nedenle, bu alan içindeki ağaç, çiçek tarhlaları ve çalılar dikkatin evden çekilmesine neden olacak kadar ilgi çekici olmaması gerekir. Bu ilgi birliğidir.

Birliğin üçüncü şekli ise fonksiyonel birliktir. Fonksiyonel yani işlevsel birlikte amaç şudur; Gözleyen kişi bir peyzaj alanının işlevini ya da amaçlanan kullanımı, kolayca keşfedebilmeli ve ortaya çıkarabilmelidir. Eğer kompozisyonun bazı birimleri gereksiz ve fazla görülürse, tasarımda kompozisyon birliği bulunmadığı için kabul edilmeyecek ve hoşa gitmeyecektir.

Herhangi bir objenin görünüşünün tatmin edici olması, kısmen bu objenin görünümünün düşünülmüş olan amaca uygunluğuna bağlıdır. Kompozisyonun herbir parçası çok iyi derecede uygunluk gösterirse, bu bütünü göze, daha kabul edilebilir ve daha tatmin edici bir hale getirir. Bundan dolayı, fonksiyonlarını kolayca kavranabilecek şekilde ifade eden, anlatan bir tasarım, gözleyen kişinin aldığı zevki ve tatmin olma derecesini arttırır.

Birliğin son şekli, yani tipi, estetik birliğidir. Estetik birliği çizgi ve form, tekstür ve renkle meşgul olur. Bu tasarım ögelerinin herhangi bir kısıtlama ve sınırlama yapılmaksızın karıştırılması, bir araya getirilmesi çatışmalara ve çirkinliklere ve de görsel dikkatin kaybolmasına neden olur. Fakat, dikkatli yapılan seçim ve aranjman, ince bir anlatımı tatmin edici etkileri ortaya çıkarır.

Estetik birliğe ulaşmada sanat prensipleri etkindir. Bunlar, tekrar, değişkenlik, denge, vurgu, koram (dizi) ve ölçektir. Birlik, sanat prensiplerinin (tekrar, değişkenlik, denge, vurgu, koram (dizi) ve ölçek), tasarım ögelerine (çizgi, form, tekstür ve renk) uygulanması sonucu oluşur.

Sanat Prensipleri

Tekrar, Uyum, Harmoni Tanım: Tekrar kopyadır. Benzer şeylerin, benzer şeylerle yanyana getirilmesi sonucu oluşur. Teori: Zihnin bir kompozisyonu bir bütün olarak kavrayabilmesi için, daha önceden karşılaşmış olduğu bir şeyi ya da bazı şeyleri tekrar görmesi çok yararlı olacaktır. Tekrar tek başına güzellik yaratamayacaktır, fakat her güzel tasarım tekrarın kullanımının bir demonstrasyonudur, yani gösterisidir. Tekrarın çok fazla kullanılması halinde monoton, tek düzeliğe yol açar ve hatta sinirlendirici ve sıkıcı olur.

Tasarım ögelerine uygulanışı: Tekrarın değişik dereceleri vardır. Tam ve güçlü, kesin veya zayıf ve az olabilir. Birincisi söz konusu ise çizgi ve form, tekstür ve renk tamamen bütünüyle birbirinin aynısıdır ve kompozisyonun tamamında tekrar edilidir. İkincisinde ise, tasarım ögelerinin tekrarı ve benzerliği çok zor farkedilir veya çok az miktardadır ve bu da düzensizlik yaratır. Her iki aşırı durumdan da kaçınmak gerekir.

Peyzaj kompozisyonlarında tekrar genellikle, birbirinin aynısı olan objelerin tekrarından daha çok belirli karakterlerin veya bir objenin niteliklerinin (çizgi ve form, tekstür, renk) tekrarıdır. Sonuç: Tekrar birlik için gerekli olan şeydir. Aşırı derecede fazla veya az tekrardan kaçınılmalıdır. Bir kompozisyondaki birimlerin sayısı her ne olursa olsun bunlar arasında bir ilgi derecesi olmalıdır. Bu ilişki ise, ancak kompozisyon için bitkiler seçilirken bir tasarım ögesini sabit tutarken, diğerlerinin değişken olmasına izin vererek sağlanabilir.

Benzer karakterlere sahip bitkiler seçmek suretiyle de herhangi bir nitelik veya karakter alanının her tarafında tekrar edilebilir; bu da tüm kompozisyonun etkilerini birleştirir ve hakimiyeti altına alır. Sonunda, farklı birimler arasında yalnızca küçük değişiklikler yapılarak var olan ilişkiler korunabilir. Bu, aynı bitki tekrar tekrar kullanılacaktır, anlamına gelmez. Bunun yerine, diğer bitkiler kullanılır, fakat bunların tasarım ögeleri, seçilmiş olan hakim etki kendisine kontras oluşturanlardan daha fazla tekrar edilir. Birliği oluşturabilmek için seçilen bitkilerin benzer taraflarının farklı taraflarından daha fazla olmasına dikkat edilmelidir.

Tasarım öğelerinden birinin düzenli veya düzensiz aralıklarla belli bir modele göre tekrarı ile oluşan ritim

Yukarıdan bakış temel alınarak oluşturulmuş olan bu çatı bahçesine üstten bakışta; renk ve form öğeleri sabit tutulup tekrar yapılmış, bu tekrarın monoton olmasını önlemek adına da tekstürde değişkenlik yaratılarak kompozisyon daha güzel bir hale getirilmiştir. Bahçenin iç kısmına baktığımızda ise yine aynı prensip göz önünde bulundurularak renkte tekrar, tekstürde ise zıtlık yaratılmıştır ( Feder al Rezer v Bankası Çatı Bahçesi, Dall as- Texas)

Formda tekrarın değişik türde bitkilerle sağlanması

Değişkenlik, Zıtlık, Kontrast Tanımı: Değişkenlik tek biçimliliğin, tek düzeliğin olmaması halidir. Kompozisyon bazı tasarım ögelerinin çeşitliliğini gerektirir, fakat bu çok aşırıya kaçmamalıdır. Başka bir deyişle, değişkenlik, gözün dikkatini çekmek, gözleyicinin dikkatini üzerinde tutmak ve zihnin değişim için duyduğu gereksinimi tatmin etmek için, çizgi ve form, tekstür ve renkteki kontrast, yani zıtlık veya değişmedir.

Teori: Değişkenlik tasarıma heyecan ve canlılık katar. Tekrarın bir parçası olarak benzer niteliklere kontrast oluşturacak, bazı benzer olmayan nitel özellikler sağlar. Bu birbirine benzer ve benzer olmayanların karışımı, çok fazla miktarda olmazsa gözleyen kişinin ilgisini arttırır. Zihin değişiklikler arar; değişiklik ve çeşitliliği keşfettiğinde haz duyar

Tasarım Ögelerine Uygulanışı: Değişkenlik, çeşitlilik, karşıtlık ve zıtlıkların yani kontrastların oluşmasını sağlar. Çeşitliliğin miktarı çizgi ve form, tekstür ve rengin nasıl kullanılacağına bağlıdır. Eğer tasarım ögeleri, tedrici, yani derece derece, aşamalı olarak ve diziler şeklinde değişimler için kullanılırsa, çok zarif ve hoş bir görünüm ortaya çıkacaktır. Belirgin farklılık gösteren tasarım niteliklerinin kombine edilmesi sonucu, çeşitliliğin etkisi daha da artacaktır.

Tasarım öğelerindeki zıtlık, eğer belli bir miktarda uyum da varsa daha gözle görülür olacaktır

Tekstür ve yeşil tonlarıyla renk olarak uyumlu olan kompozisyonda; sarılıcı gülün sarkan formu ve yazın açan çiçek rengi ile oluşturduğu kontrast

Robert Irwin in bu tasarımında renk uyum için sabit tutulmuş fakat tekstür ve form değiştirilerek kontrast oluşturulmuştur.

Sonuç: Değişkenlik tekrarın tam karşıtıdır. Çok fazla kullanılırsa, birliği yok eder, ortadan kaldırır. Peyzaj tabloları, gözleyen kişinin ilgisini canlı tutmak ve daha fazla merak uyandırmak için detayda yeterince çeşitlilik göstermelidir. Fakat yapılacak olan değişiklik, birliği koruyabilmek için tekrarla birlikte düşünülmeli ve planlanmalıdır.

Denge Tanımı: Kompozisyonu oluşturan parçaların arasındaki genel bir eşitliktir. Kompozisyonu oluşturan parçalar o şekilde bir araya getirilmelidir ki, ortaya çıkacak olan bütün bir stabilite ve huzur duygusu verebilmelidir. Teorisi: Bir peyzaj tablosunda, her bir objenin çizgi, form, tekstür ve rengi ve çekici bir gücü vardır; dikkatimizi çeker. Dengenin rolü ise, az veya çok birbirleriyle yarışan güçleri eşitlemektir.

. Kompozisyonda stabilite ve huzurun oluşabilmesi için dengenin iki farklı türü vardır: Bunlardan biri gerçek ya da hayali dikey eksenin her iki tarafında oluşan dengedir. Diğeri ise perspektif dengedir. Birincisinde tasarımcı, dikey eksenin her iki tarafında formel ya da informel şekilde arajmanlar oluşturarak görsel bir denge yaratmayı amaçlar.

Formel dengede eksenin her iki tarafında tamamen birbirinin aynısı olan kompozisyon arajmanları söz konusudur. Asimetrik dengede (informel denge) eşitlik, çizgi, form, tekstür ve rengin herbirinin görsel enerjisini temel alarak yapılan seçme ve arajman vasıtasıyla sağlanabilir. Peyzajların bir çoğu informel bir dengeye sahiptir, çünkü formel denge yapay ve çok düşünülüp hesaplanmış gibi görünür ve bu yüzden de insan elinden çıktığı çok belirgindir.

Dengenin diğer tipi perspektif dengedir. Perspektif denge, bir peyzajın tamamını oluşturan ön fon, orta fon ve arka fondaki kompozisyon birimlerinin dengesi kapsar. Eğer ikincil derecede öneme sahip olduğu düşünülen bir birim ön fonda ise, fakat orta ve uzak mesafedeki görünümlerde yer alan elemanlara göre daha fazla dikkati çekecek olursa, kompozisyon iyi bir perspektif dengeye sahip olmayacaktır. Örneğin, yakın görünümde güçlü renklere sahip bir çiçek yastığı gözleyen kişinin dikkatinin orta ve uzak mesafede bulunan daha önemli özelliklere yönelmesini önler. Bu tasarımda istenmeyen bir durumdur.

Simetrik ve Asimetrik Denge

Simetrik ya da formel dengede eksenin her iki tarafında tamamen birbirinin aynısı olan bir kompozisyon söz konusudur, yani bir başka deyişle eksenin bir tarafındaki kompozisyon, diğer tarafın aynadaki görüntüsü gibidir. Simetrik denge genellikle formel bahçelerde görülür Simetrik dengede eksenin bir tarafındaki görüntü diğer tarafın aynadaki yansıması gibidir.

Asimetrik denge

Asimetrik dengede eşitlik, tasarım öğelerinin her birinin görsel enerjisini temel alarak yapılan seçme ve aranjman vasıtasıyla sağlanabilir.

Odak noktalarının fazlalığı dengeyi bozar.

Tasarım Ögelerine Uygulanışı: Denge belirli kesin kurallarla gerçekleştirilemiyecek bir prensiptir. Denge için, iyi bir denge hissi ve duygusu oluşuncaya kadar yapılacak gözlem ve incelemelere gerek vardır. Gözlemler, daha sonra, kompozisyon birimlerindeki tasarım ögelerinin görsel enerjilerinin tasarımcı tarafından farkına varılmasına, tanınmasına yardımcı olur.

Bir objenin, çizgi form, tekstür ve rengin görsel enerjisini tasarımcı tahmin etmeyi ve değerlendirmeyi öğrendikten sonra, kompozisyon içindeki diğer objelerde karşıt nitelikleri daha iyi kullanabilir, neticede ortaya çıkan kompozisyon dengelidir. Sonuç: Göz, bütün gözlemlerinde bilinçsiz olarak dengeyi arar. Herhangi bir kompozisyonda bazı objeler tasarım ögelerinin nitel özelliklerinden dolayı gözü daha güçlü bir şekilde üzerlerine çekebilirler. Bu özellikler gözleyicinin dikkatini çektiğinden, gerçek ya da hayali eksenin her iki tarafında bir eşitlik ve dengenin oluşması önemlidir.

Vurgu Tanımı: Vurgu daha önemli olanı, daha az önemli olandan ayırma işlemidir. Bazı elemanların gittikçe artan derecede dominant olması ve geriye kalan elemanların yani daha az ilgi çekenlerin, tali duruma düşmesi, gözleyen kişiye göre yaratılmış açık bir vurgudur. Teorisi: Bitkilendirmeler görsel ilgi bakımından eşit birimler şeklinde oluşturulmamalıdır. Kompozisyonun bazı parçaları, daha fazla duygusal tepki uyandırabilmesi içi daha fazla güce sahip olmalıdır.

Bundan dolayı vurgu, dominant yani baskın olan kısım ve diğer parçalara göre tabi olan kısım olmak üzere iki parçalı olarak düşünülebilir. Vurgunun bu iki önemli unsuruna dikkat edilirse, gözleyen kişi neyin önemli olduğunu kolayca görebileceğinden zevk alacaktır. Kompozisyonu kavrama derecesi ve böylece kompozisyondan alacağı haz artacaktır.

Görme alanı içerisinde sadece bir vurguya yer vermek kompozisyonu karmaşadan kurtaracaktır

Tasarım Ögelerine Uygulanışı: Vurgu, tasarımdaki dominant noktaların sayılarının sınırlanmasıyla yaratılır. Elemanların büyüklükleri arasındaki farkı vurgulayarak, çeşitli elemanları gruplandırarak, alışılmamış ve beklenmedik objeleri kompozisyona getirerek ve yoğun renkler, dramatik tekstürler ve güçlü formlar önerilerek vurgu oluşturulabilir. Vurgunun oluşması için önce kompozisyonun fonksiyon bakımından analizinin yapılması gerekir. Böylece kompozisyonun hangi özel parça veya birimlerinin dominant yani baskın olması gerektiği ortaya çıkar.

Daha sonra geriye kalan parçaların değerlendirilmesi sonucu göreceli olarak ilgi derecesinin belirlenmesi gerekir. Vurgu için seçilmiş olan birimin bunun için gerçekten uygun olduğundan emin olunmalıdır. Sonuç: Vurgu için seçilecek elemanı etkili bir şekilde kullanabilmek için objelerin çizgi, form, tekstür ya da rengini vurgulayabilmek için elemanlar dikkatli bir şekilde incelenmelidir. Ancak bu şekilde vurgu için seçilecek eleman etkili bir şekilde kullanılabilir. Yaratılan etki ya da sonuç; kontrast, süpriz veya muhtemelen bir yenilik olabilir. Zihin özel bir konsantrasyonla, farklı olan birşeyi kompozisyonun diğer geri kalan kısmından daha iyi kavrar

Renk ile yapılan vurgu

Form ile yapılan vurgu

Tekstür ile yapılan vurgu

Boyutla ve grup oluşturularak yapılan vurgu

Dizi-Sıra-Koram: Tanımı: Sıra ya da dizi, tasarım ögelerindeki geçişin, hareketin ve değişimin üniform yani aynı şekilde olması halidir. Bu hareket ve değişim bir yöne doğru olabilir, ya da vurgunun bulunduğu bir alana doğru yönelir, gider. Teorisi: Dizi-sıra-koram, peyzaj tasarımının tümü bakımından bir obje, bir alan ya da bir kitleden diğerine geçiş veya harekettir; böylece sıra ve dizi tasarım unsurlarını birbirlerine bağlar. Bitkisel tasarımda dizi-sıra-koram, bir bitkiden diğerine zevkli bir geçiş ve hareketi amaçlar.

Sıra ya da dizi gözü bazı yönlere veya bazı dikkate değer hedeflere doğru götürmelidir. Başka bir şekilde söylemek gerekirse, sıra ya da dizi bir kompozisyondaki küçük elemanları vurgu noktasıyla bağlantılı hale getirmek için en uygun araçtır. Kompozisyondaki rolü ise, gözün bir detaydan diğerine hareketini kolaylaştırmaktır. Tasarım Ögelerine Uygulanışı Birimlerin formları, tekstürleri, renkleri, pozisyonları ve büyüklüklerinde kompozisyonun bir parçasından, diğerine doğru olan değişiklikler vasıtasıyla dizi ve sıralar yaratılır.

Dizi oluşturulurken bu özelliklerin herhangi biri kullanılabilir. Ama eğer, değişim bunların hepsinde veya bu özelliklerin çoğunda sözkonusu ise, üniform etki ve düzenli değişim kaybolur. Bazı durumlarda dizi, iki ya da daha fazla özellikteki az miktarda değişikliği içerebilir. Çok fazla sayıda değişiklik, karışıklığı önlemek için dikkatli bir şekilde planlanmalıdır. Üç tip dizi vardır: Tekrarlayan dizi ve sıralar, tedrici, derece derece ilerlemeler sonuçu oluşan dizi ve sıralar ve değişim ve değişiklik vasıtasıyla oluşan dizi ve sıralar.

Tekrar ile oluşan dizi ve sıra aynı özelliklerin devam etmesinden başka bir şey değildir. Bu tip dizi veya sıraların oluşturulması ve takibi kolaydır, fakat tek düze yani monoton olabilirler. Doğrusal hatlarda olduğu gibi, göz üzerinden hızlıca hareket edip geçer, fazla ilgi çekmezler. Bu tip dizi ve sıralar arajmanlarda genellikle doğrusaldırlar ve daha çok tasarımın çeşitli parçaları arasında bağlantı oluşturmak amacıyla kullanılırlar. Derece derece değişim ve ilerlemeler şeklinde oluşan dizi ve sıraya örnek olarak, her basamakta veya adımda bir niteliğin ritmik olarak değişimi gösterilebilir.

Örneğin tekstürü derece derece değişecek şekilde kullanmamız gerekirse, kaba tekstürlüden orta-kaba ve orta tekstürlüye ya da orta tekstürlüden ortaince ve ince tekstürlüye doğru olan değişimler söz konusu olabilir. Renk değişimi ise kırmızı ve turuncu şeklinde olur. Her bir durumda, gözün bir değişiklikten, diğer bir değişikliğe çok yumuşak ve düzenli bir şekilde geçmesine yani hareketine izin verecek çok az miktarda bir değişiklik vardır.

Derece derece değişim ve ilerlemeler şeklinde oluşan dizi veya sıra (koram)

Form ve tekstürün kontrollü bir şekilde dizilişi (koramı) gözü istenen vurgu noktasına götürür.

Bir basamaktan diğerine ya da bir adımdan diğer adıma derece derece ilerleme olurken, birbirini takip eden alan ve birimlerde miktar bakımından oransal bir artış olmalıdır. Diğer bir deyişle kaba tekstürlüden orta-kaba tekstürlüye, geçişte, ortakaba tekstürlü elemanın miktarı oransal olarak artacaktır. Bu artış bir aritmetik ya da geometrik dizi şeklinde olur. Değişiklik ile oluşturulan dizi veya sıra, iki veya daha fazla sayıda farklı form, tekstür ve renk tekrarından başka birşey değildir. Değişimde tekrarlanan bir özellik ya da niteliğin düzenli bir şekilde belirli aralıklarla, farkı nitelik ve özelliklerin araya girmesi sonucu kırılmasıyla oluşur

Daha sonra bu farklı olan nitelik birinci özelliğin tekrarı sonucu kesilir, fakat bu birincide olduğu gibi aynı miktar ve tertipte olmayabilir. Bu değişim tüm kompozisyonda sürebilir. Becerikli bir şekilde yapıldığında, müziktekine benzer bir ritm ortaya çıkarır. Değişimin başarısı düzenli aralıklarla, farklı özelliği olan objeler tarafından kesilen, bir özelliğin tekrarında yatmaktadır.

Sonuç: Sıra ya da dizinin algılanmasından alınacak haz ve doyum, büyük ölçüde nitelikten niteliğe geçişte yatmaktadır. Etkili olabilmesi için değişimler kesintisiz olmalıdır. Birbirinden farklı ilgi ve karışık detaylara veya engellere müsaade edilmemelidir. Zira bunlar hareketin durmasına neden olabilirler.

Ölçek: Tanımı: Ölçek, bir mekanın boyutlarını ya da bir objenin büyüklüğünü ifade eder. Ölçek mutlak ya da göreceli (rölatif) olabilir. Mutlak ölçek bir objenin ya da mekanın alışılmış ölçü birimleriyle ölçülmesi sonucu ortaya çıkar. Göreceli ölçek (oran) ise, aynı kompozisyon içindeki bir mekan ya da objenin diğer bir mekan ya da obje arasındaki orantılı ilişkisidir. Göreceli ölçek, büyüklük, alan ve renk açısından aktüel objeler arasında bulunan oranın görsel algılanmasıdır.

Teorisi: Ölçek, her bir tasarımda çözülmesi gereken en önemli konudur. Birimler arasındaki oransal ilişkiler iyi olmadığı sürece, tasarımdaki uyum yani harmoni de iyi olamaz. Bundan dolayı tasarıma getirilecek olan elemanlar hem mutlak hem de göreceli ölçek bakımından çok iyi bir şekilde düşünülmelidir.

Mutlak ölçek, çeşitli objeler ve tasarım parçaları arasında büyüklük bakımından kendi aralarında ve tasarımın tümü ile uyumlu olmasını sağlar. Rölatif yani göreceli ölçek, aktüel ölçülerle belirlenemiyeceğinden, parçalar arasındaki oransal ilişkilere dikkat edilmelidir. Bu oransal ilişkiler ölçülemez, yalnızca hissedilir. Göreceli ölçek, bir kompozisyondaki ögelerin obje gruplarının miktar, büyüklük, alan ve kütleleri arasındaki orandır. Göreceli ölçek hem iki, hem de üç boyutlu kompozisyonlarda uygulanır.

Mutlak ve Göreceli Ölçek

Tasarım Ögelerine Uygulanışı: Mutlak ölçek, standart ölçü birimlerini kullanan gözleyicinin takdir ve değerlendirmesine dayanır. İnsan vücudunun boyutları gibi. İnsanlar uzak ya da yakındaki her objenin büyüklüğünü, kendi vücutlarının boyutlarına göre ölçerler. Buna dayanarak bir objenin aktüel büyüklüğünün iyi ya da kötü olduğu konusunda karar verebiliriz. Eğer kompozisyonda insan boyutu yoksa tasarımcı, buraya belirli büyüklükte objeler getirebilir. Örneğin bir oturma bankı, bu oturma bankı burada standart bir ölçü oluşturur ve kişi bununla peyzajda diğer objeleri ölçebilir

Bankları ve belli büyüklükteki diğer elemanları her payzaj tasarımına katmak pratikte mümkün olmadığından, peyzaj tasarımcısı, kişilerin ağaç ve çalıların görünümüne bağlı olarak büyüklüğü tahmin ve takdir etme yeteneğine dayanmalıdır. Göreceli ölçek yalnızca, bir birimin büyüklüğünün yanındaki ya da komşu birimin büyüklüğü ile karşılaştırılması değildir. Bu aynı şekilde çizgi, form, tekstür ve rengin oransal değeri de olabilir. Örneğin herhangi bir tabloda diğer renklere göre, bir renkten ne oranda kullanılmalıdır?

Aynı görsel tablo içinde bir obje, büyüklük bakımından diğer objelerle ne derece uyum içindedir: Açık bırakılan alana göre, ne miktarda alan bitkilendirilmelidir. Sonuç: Mutlak ve göreceli ölçek, orta derecede iyi sıradan bir tasarımla, oldukça güzel bir tasarım arasındaki farkı yaratan ince ilişkileri kontrol eder. Eğer bir kişi mutlak ve rölatif ölçek bakımından iyi bir oranın varlığını yokluğunu farketme yeteneğine sahip ise, bu kişinin iyi bir tasarımı hissetmesi ve duyumsaması da mümkündür.

Görüş mesafesine bağlı olarak bitki gruplarının algılanması

Küçük ölçekli tasarımlarda bakış mesafesi kısaldığı için daha çok detaya ve çeşitliliğe yer verilebilir; kent parkı gibi daha büyük ölçekli tasarımlarda ise görüş mesafesi arttığından dolayı daha az çeşitliliğe ve daha çok tekrara yer verilip büyük bitki kitleleri oluşturulması daha doğru olacaktır.

Tasarımın heybetini vurgulamak amacıyla ölçeğin abartıldığı bir örnek

Bitkilerin peyzaja getirilirken sanat prensiplerinin nasıl uygulanacağı hususu tartışılmış olmasına rağmen, bu prensipler diğer peyzaj yapı elemanlarının kullanılmasında da geçerlidir. Peyzajda kullanılan her materyal, ister bitkisel isterse diğer materyaller olsun aynı temel tasarım ögelerine (niteliklerine) sahiptir. Bir bütün olarak peyzaj kompozisyonunun ne kadar başarılı olacağı, sanat prensiplerinin bu niteliklere ve ögelere ne derece başarılı bir şekilde uygulanacağına bağlıdır.