17 Ağustos 1999 tarihinde Marmara

Benzer belgeler
Başarısız Bel Cerrahisi Sendromunda Nörofizyolojik Değerlendirme

Kazazedeye ait genel adli muayene raporuna ve kati adli muayene raporuna dosyada rastlanmamıştır.

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ. SERVİKAL DAR KANAL ve MYELOPATİ HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü

ELEKTROMYOGRAFİ (EMG) ve SİNİR İLETİ HIZI

EMG nin Kullanım Alanları ve Uyarılmış Potansiyeller. Uzm Dr Pınar Gelener

Pediatrik Ekstremite Travmaları. Doç Dr. Onur POLAT Acil Tıp Anabilim Dalı

Gelişen en Olguda Mentamove ile Tedavi

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur.

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

Foot Drop Gelişen Olguda EMG Tetiklemeli Elektrostimulasyon (Mentamove Metodu) ile Fonksiyonel İyileşme

H 1 FTR ve Romatoloji alanında temel konularda ve güncel gelişmeleri içeren bir seminer programı tıpta uzmanlık öğrencileri tarafından sunulur

BÖLÜM 19 Yaralanma, zehirlenme ve dış nedenlerin bazı diğer sonuçları (S00-T98) Kafa yaralanmaları (S00-S09) Yüzeysel kafa yaralanması Başın açık

TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI. Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1

Enjeksiyona Bağlı Siyatik Sinir Hasarında Mentamove Uygulaması Sonuçları. Olgu Sunumu Op. Dr. Mustafa AKGÜN Nöroşirürji Uzmanı ve Mentamove Eğitmeni

AYIRICI TANI STRATEJİLERİYLE NÖROGRAFİ-SON PLAK

TRAFİK KAZALARI, DÜŞMELER, DARP OLGULARI ve İŞ KAZALARINDA ADLİ SÜREÇ ÖRNEK OLGU DEĞERLENDİRMESİ

BOYUN AĞRILARI

KAFA TRAVMALI HASTALARDA GÖRÜNTÜLEMENİN TANI, TEDAVİ VE PROGNOZA KATKISI. Dr. Fatma Özlen İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi AD

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Ders Yılı Dönem-V Beyin ve Sinir Cerrahisi Staj Programı

FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp günümüzde alışılagelmiş tıbbın içinde sayılmayan farklı sağlık sistemleri ve uygulamalardan oluşan bir grup

ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ STAJI

Yüz Felci (Fasiyal Palsi)

GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE TIP FAKÜLTESİ DÖNEM 3 DERSLERİ

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ OMURİLİK YARALANMALARI HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ

Kaç çeşit yara vardır? Kesik Yaralar Ezikli Yaralar Delici Yaralar Parçalı Yaralar Enfekte Yaralar

ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ STAJI

Ders Yılı Dönem-V Nöroloji Staj Programı

OMUZ VE DİRSEK BÖLGESİ YARALANMALARI

Diyabetik Ayak Yarası ve İnfeksiyonunun Tanısı, Tedavisi ve Önlenmesi: Ulusal Uzlaşı Raporu

T.C. İÜ/ İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI TIP FAK. 5. SINIF PRATİK ve TEORİK DERS PROGRAMI

OTO-İMMUN KÖKENLİ NÖROPATİLERDE TEDAVİ ALGORİTMASI

Duyuların değerlendirilmesi

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ HAKKINDA KARŞILAŞTIRMALI BİLGİ NOTU

EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI POST-POLİO SENDROMU. Hasta Kitapçığı PROF.

Hastane. Hastane Grupları 19/11/2015. Sağlık Kurumları Yönetiminde Temel Kavramlar

T.C. İÜ/ İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI TIP FAK. 5. SINIF PRATİK ve TEORİK DERS PROGRAMI

T.C. İÜ/ İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI TIP FAK. 5. SINIF PRATİK ve TEORİK DERS PROGRAMI

Pratik ve Teorik Derslerin Listesi

TRİAJ UYGULAMA TALİMATI

T.C. İÜ/ İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI TIP FAK. 5. SINIF PRATİK ve TEORİK DERS PROGRAMI

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Eğitim Yılı Dönem V Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Stajı Eğitim Programı

tarihli genel adli muayene raporunda ; trafik kazası geçiren kişide, saçlı deri sol parietooksipital

Dr.Özlem Parlak, Dr.İbrahim Öztura, Dr.Barış Baklan

ACİLİYET NEDİR, FARKINDA MISINIZ? TODUP- E4 GRUP: TRİAJ

Ali Haydar Baykan 1, Hakan Sezgin Sayıner 2. Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Ana Bilim Dalı, Adıyaman

AYNI YÖREDE BULUNAN 242 BİREYİN PROTETİK MUAYENE BULGULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Triajın tanımı, ne şekilde ve kimler tarafından yapılacağı ve triaj sınıflaması anlatılacaktır.

SUBKLĠNĠK NÖROSARKOĠDOZUN EMG ĠLE ERKEN TANISI*

T.C. İÜ/ İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI TIP FAK. 5. SINIF PRATİK ve TEORİK DERS PROGRAMI

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık

AYAKTAN HASTA DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

Diyabetik Ayak Ülserleri Yara Bakımı ve Hemşirelik Yaklaşımı İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ABD Endokrinoloji,Diyabet ve Metabolizma

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

ݤRehabilitasyon Fizyolojik yada anatomik yetersizliği ve çevreye uyumsuzluğu olan kişinin fiziksel, ruhsal, toplumsal, mesleki, özel uğraşı ve eğitsel

SINIRLI YÜZEY DEĞİŞTİRME BAŞARILI MI?

ENG Mesleki İngilizce-II İNGİLİZCE ENG Mesleki İngilizce-II İNGİLİZCE

DİZ MUAYENESİ. Prof. Dr. Bülent Ülkar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı

TRAFİK KAZALARINDA PLASTİK CERRAHİ NİN YERİ(-)

KOMPARTMAN SENDROMU. Patofizyoloji. KS Nedenleri. Ödem

T.C. İÜ/ İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI TIP FAK. 5. SINIF PRATİK ve TEORİK DERS PROGRAMI

Yaşam Sonu Kararlarında Hastane Etik Kurulları / Etik Konsültasyon. Öğr. Gör. Dr. Müge Demir Tıp Tarihi ve Etik AD mdemir@hacettepe.edu.

Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Dokuz Eylül Üniversitesi 1998

Türk Uyku Tıbbı Derneği. Akreditasyon Başvuru Formu

TARİHÇE BÖLÜMLER. Fakültemiz Klinik Bilimler Bölümü altında hizmet veren sekiz Anabilim Dalı bulunmaktadır.

TUKMOS ASKERİ PSİKİYATRİ KOMİSYONU 1.DÖNEM ÜYELERİ Kamil Nahit Özmenler Ali Bozkurt Aytekin Özşahin Haluk Savaş

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

MYOLOGIA CRUSH SENDROMU. Dr. Nüket Göçmen Mas

tarihli genel adli muayene raporunda ; trafik kazası geçiren kişide, sağ skapular bölgede

Adli Psikolojiye Bakış ve Trafik Psikolojisi

TOPLAM MUAYENE SAYISI (ACİL DAHİL)

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM YILI DÖNEM IV PLASTİK, REKONSTRÜKTİF ve ESTETİK CERRAHİ STAJ EĞİTİM PROGRAMI

Motor Nöron ve Kas Hastalıkları. Uzm Dr Pınar Gelener

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

Acil servisler depremlere hazır mı? Uz.Dr. Recep DURSUN Van bölge eğitim ve araştırma hastanesi. Acil tıp uzmanı

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ. ERİŞKİN İSTMİK SPONDİLOLİSTEZİS (Bel Kayması) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ

Türkiye de ilk yara bakım kliniği örneği; Sorunlar, çözümler

Ders Yılı Dönem-V Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Staj Programı

Romatoid Artrit (RA)ve Ankilozan Spondilit (AS) Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Araştırması FTR

HAİTİ DEPREMİ'NİN ARDINDAN Prof. Dr. Mehmet Şükrü Sever (İstanbul Tıp fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Başkanı)

TOPLAM MUAYENE SAYISI (ACİL DAHİL)

ORTAK GÖRÜŞ 2010 ANKET VERİLERİ

Maluliyet ve Sağlık Kurulları Daire Başkanlığı. Şb. Md. Dr. Eyüp KUŞDOĞAN Uzm. Dr. Çiğdem BAŞKAN

ZARARIN YASAL SONUÇLARI

MEME KANSERİ TARAMASI

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Yeni Yüzyıl Üniversitesi TIP FAKÜLTESİ Dekan: Prof. Dr. Demir Budak. Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Asiye Nurten

Acil tıp asistanı olmasa ASİSTAN EĞİTİMİNDE SORUNLAR. Acil Tıp? Dünyada. Ülkemizde Acil Tıp Asistanının Doğuşu FARK YOK

BEL AĞRISI. Dahili Servisler

SAĞLIK KURULU İŞLEYİŞ PROSEDÜRÜ

hasta EĞİTİMİ Bel fıtığını anlamak ve Anüler Kapama için Barricaid Protezi

T. C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM III

YILDIZ TEKNİK DOĞA BİLİMLERİ ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANI PROF. ERSOY, milliyet için İNC. ELEDİ- 1 / Serhat Oğuz

Transkript:

Temmuz-Eylül 2001 DEPREM VE EMG LABORATUARI DENEYİMİ; UZUN VE ARK. 169 17 AĞUSTOS DEPREMİ SONRASINDA BİR ELEKTROMİYOGRAFİ LABORATUARI DENEYİMİ* Nurten UZUN, Feray KARAALİ SAVRUN, Serpil YAZICI, Cumakız CAKSIBAEVA, Meral E. KIZILTAN Background.- In this study, we present the clinical and electromyographic (EMG) findings in patients who were referred to our EMG laboratory after August 17, 1999 earthquake. Design.- A total of 80 patients (42 female and 38 male) with a mean of 31,4 were evaluated. 47% of these patients were examined in the first month following the earthquake. 73% of patients were younger than 40 years. EMG examination was performed more than once in 31 patients. Results and Conclusion.- Peripheral nerve injury was detected in 83% of the patients, and lower extremity involvement was noted in 47%. Of these patients with peripheral nerve injury, 77.6% were severely affected according to the data obtained with EMG abnormalities. Distal parts of nerve extremities were more frequently injured. Moderate to severe handicap and disability scores between 10 100% were assigned in 90% of the patients. Uzun N, Savrun Karaali F, Yazıcı S, Caksıbaeva C, E Kızıltan M. Experience obtained in an electromyography laboratory after the August 17, 1999 earthquake. Cerrahpaşa J Med 2001; 32: 169-174. * Anahtar Kelimeler: Deprem, Periferik sinir hasarı, Elektromiyografi; Key Words: Earthquake, Peripheral nerve injury, Electromyography; Alındığı Tarih: 12 Mart 2001; Uzm. Dr. Nurten Uzun, Uzm. Dr. Feray Karaali-Savrun, Uzm. Dr. Serpil Yazıcı, Dr. Cumakız Caksıbaeva, Prof. Dr. Meral E. Kızıltan: İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı; Yazışma Adresi (Address): Dr. N. Uzun, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı, 34303, Cerrahpaşa, İstanbul. http://www.ctf.istanbul.edu.tr/dergi/online/2001v32/s3/013a5.htm 17 Ağustos 1999 tarihinde Marmara bölgesinde yaşanan deprem, ülkemizin tüm kesimlerini etkilemesinin yanı sıra çeşitli hizmet ve/veya bilim sektörlerinin de belli görev ve sorumluluklar almasına yol açmıştır. Bir üniversite hastanesinin nöroloji kliniği EMG laboratuarı çalışanları açısından görevlerimiz, bu afet nedeniyle başvuran hastalar için tıbbi hizmetin yerine getirilmesi, böyle bir deneyimden elde edilen çıkarımların belgelenmesi, benzer durumlar için ne denli hazırlıklı olunduğunun veya olunması gerektiğinin yaşananlara dayanılarak gözden geçirilmesi ve sonuçta çoğunluğu periferik sinir travması olan hastalardan derlenecek tıbbi birikimin ortaya konulmasıdır. Elektromiyografi (EMG), periferik sinir hasarı olduğu düşünülen hastalarda, sinir-kas hasarının olup olmadığını, varsa ağırlık ve yaygınlığını, lezyon yerinin olabildiğince doğru belirlenmesini sağlayan bir yardımcı tanı yöntemidir. 1,2 Uygulanışı, ağır bedensel ve ruhsal travma geçirmiş kişilerde ayrı bir özen gerektirmektedir. YÖNTEM VE GEREÇLER Bu çalışmada, 1999 Ağustos Marmara depremi sonrası laboratuarımıza ağırlıklı olarak periferik sinir travması veya diğer nedenlerle gönderilen hastalara ait özellikler ve EMG bulguları ile edinilen deneyim, klasik bilimsel makale şemasının kısmen dışında, daha çok bir rapor niteliğinde sunulacaktır. 1- Bir sağlık hizmeti birimi olarak EMG laboratuarına ne zaman gereksinim duyulmuştur? 17 Ağustos 1999 ve 12 Kasım 1999 tarihlerinde olan Marmara ve Düzce depremlerinde, özellikle Marmara depreminde ulaşım, haberleşme gibi yaşamsal elemanlar bölgenin her yanında değişen derecelerde aksamıştır. Bütün bu olumsuz koşullar altında Cerrahpaşa Tıp Fakültesine ulaşmış olan yaralılardan EMG istemiyle laboratuarımıza sevk edilen ilk kişiler 25 Ağustos

170 CERRAHPAŞA TIP DERGİSİ Cilt (Sayı): 32 (3) 1999 tarihinde başvurmuş ve takip eden günlerde başvuran hasta sayısı giderek artmıştır. Hastalar, acil cerrahi, genel cerrahi, plastik cerrahi, ortopedi, nefroloji, fizik tedavi ve rehabilitasyon ile çocuk hastalıkları kliniklerinden gönderilmişlerdir. Tablo 1'de depremzede hastaların laboratuarımıza ilk başvuru tarihleri görülmektedir. Hastaların, depremi takip eden Eylül ve Ekim aylarında EMG başvurularının daha yoğun olduğu ve yaklaşık bir yıl sonraya değin devam ettiği görülmektedir. Tablo da da görüldüğü gibi, olgularımızın %46.3 ünün EMG incelemesi ilk bir ay içinde yapılmıştır. Sonuçta, toplam 80 olgunun 49 una bir kez, 31'ine ise birden fazla sayıda EMG incelemesi yapılmıştır. 2- Yaygın yumuşak doku, kemik, periferik sinir hasarı ve bunlara bağlı olan ağrıların yanı sıra büyük bir korku yaşamış, uzun süre göçük veya çeşitli ağır cisimler altında kalmış, yakınlarını yitirmiş bireylerin ilk incelemeleri EMG gibi nispeten ağrılı bir metodun uygulanışını zorlaştıran faktörlerden biri olarak görülmüştür. 3- Bir önceki maddenin sonucu olarak her bir inceleme seansı bu hastalar için normalin iki-üç katı kadar zaman almış, kimi zaman iki uzman hekim ve yardımcı sağlık elemanlarının olabildiğince hızlı çalışması gerekmiştir. Buna rağmen ilk muayenede, örneğin yaygın ödem veya ağrı nedeniyle bazı sinirler uyarılamamış, öncelikle en a- ğır bozukluk (örneğin iğne EMG'si ile denervasyonun olup olmadığı) araştırılmış, ivedi olmayan diğer incelemeler, klinik olarak daha uygun şartlar oluştuğunda, bir sonraki kontrol muayenesine ertelenmek zorunda kalınmıştır; bu koşullarda karar verme güçlüğü, incelemeyi yapan hekim veya hekimlerin olabildiğince deneyimli olmasını gerektiren bir husustur. 4- Hastaların içinde bulundukları ağır ruhsal çöküntü, kayıplar veya yakınlarının da benzer şekilde travmadan etkilenmeleri, çoğu zaman travma öyküsünün alınmasını güç, hatta imkansız kılmıştır. 5- Periferik sinir yaralanması (PSY) ne şekilde gerçekleşmiştir? Yukarda da belirtildiği şekilde hastaların hepsinde ayrıntılı öykü alınamamışsa da genel olarak belirtilen, üzerlerine ağır cisimlerin düşmesi şeklindedir. Bir kolon veya kiriş altında kalmış kişilerde genellikle ampütasyona varan organ kayıpları ve/veya Crush sendromu gibi tablolar ortaya çıkmıştır. Ancak binalarda ağır yıkım olmaksızın ağır bir dolap altında kalma veya sıkışma öyküsü veren olgular arasında da ciddi PSY veya doku zedelenmeleri oluşmuştur. PSY'nı ağırlaştıran diğer bir faktör ise birkaç saat ağırlık altında kalarak anestezik hale gelen ekstremitelerden kurtarma sırasında çekilerek oluşturulan ilave hasarlardır. BULGULAR Laboratuarımıza Ağustos 1999 ve Haziran 2000 tarihleri arasında Marmara depremi sonrasında başvuran, yaşları 3 ile 85 arasında değişen, yaş ortalamaları 31.4 olan toplam 80 olgunun 42' si (%52.5) kadın, 38' i (%47.5) erkekti. Kadın ve erkek grupları arasında yaralanma açısından fark saptanmadı. Bu çalışmadaki klinik ve EMG verileri ilk yapılan incelemelere aittir. Klinik olarak, kırık, ampütasyon, yaygın yumuşak doku hasarı, dializ görüp görmedikleri gibi özellikler dikkate alınmış, EMG incelemesinde her bir hasta için periferik sinir hasarının olup olmadığı, varsa hangi sinirlerin etkilediği, saptanabilen lezyon seviyesi, lezyonun ağırlığı gibi genel veriler gözden geçirilmiş, yaralanmaların nasıl gerçekleştiğine ilişkin elde edilebilen bil- Tablo I. Depremzede Olguların EMG Laboratuarına İlk Başvuru Tarihleri Görülmektedir Başvuru Tarihi Olgu sayısı % Ağustos 1999 7 8.8 Eylül 1999 37 46.3 Ekim 1999 14 17.5 Kasım 1999 8 10 Aralık 1999 6 7.5 Ocak 2000 2 2.5 Şubat 2000 1 1.3 Mart 2000 2 2.5 Nisan 2000 1 1.3 Haziran 2000 2 2.5 Toplam 80 100

Temmuz-Eylül 2001 DEPREM VE EMG LABORATUARI DENEYİMİ; UZUN VE ARK. 171 giler sunulmuştur. Nörolojik muayenelerde istemli hareketin olup olmadığı, mümkünse kuvvet ve duyu muayeneleri ile derin tendon refleksleri gözden geçirilmiştir. Klasik elektrofizyolojik bilgiler kullanılarak, açık yara, ağır doku hasarları, atelli veya alçılı ekstremite, ödem gibi sınırlayıcı faktörler ile birlikte mümkün olan en kısa sürede ve amaca varmak için en pratik yöntemler seçilmiş, elektrofizyolojik olarak periferik sinir hasarı, Seddon un nöropraksi, aksonotmesis ve nörotmesis olarak isimlendirdiği sınıflaması esas alınarak değerlendirilmiştir. Bu sınıflamaya göre nöropraksi, herhangi bir akson hasarı olmaksızın fokal ve seçici o- larak geniş çaplı liflerin segmental demiyelinasyonunu gösterir. Aksonotmesis veya klasik wallerian dejenerasyonda, akson ve miyelin kılıfı kesilmiş fakat nöral tüp korunmuştur. Nörotmesis ise, nöral tüp de dahil aksona dair tüm yapıların ağır hasarını tanımlar. Her bir tablonun kendine özgü ve zamana bağımlı elektrofizyolojik standardize edilmiş bulguları tanımlanmıştır. 1-3,5 Sinir ileti hızı değerlendirmesinde, uyarıma duysal ve motor cevapsızlık ve denervasyonun varlığı araştırılmıştır. İğne EMG sinde sinir hasarının a- ğırlığı 0 dan 4 e kadar artan derecelerde değerlendirilmiştir. Bu derecelendirmede, 0; normal bulguları, 1; hafif düzeyde demiyelinizan hasarı, 2; ağır düzeyde demiyelinizan hasarı, 3; hafif düzeyde aksonal hasarı, 4; ağır düzeyde aksonal hasarı belirtmektedir. Tablo II'de, hastalarda belirtilen yada hastaların tanımladığı nörolojik hasara neden olabilecek veya ondan bağımsız o- lan diğer klinik özellikler görülmektedir. Olguların sevk edilişleri sırasında görülen veya EMG talebine ilişkin belgelerinde belirtilen verilerden derlenen bu bilgilerden, ciddi doku zedelenmeleri ve buna bağlı o- larak ortaya çıkan komplikasyonlar ile organ kayıpları ilk planda dikkati çekmektedir. İki olguda sözkonusu olan cam kesisi sonucu yaralanma, olguların yıkıntı Tablo II. İncelenen Olguların Periferik Sinir Lezyonu Dışı Klinik Özellikleri Görülmektedir Klinik özellikler Olgu sayısı Fasyotomi 5 Crush Sendromu 10 Dializ uygulaması 7 Kırık, çıkık 10 Ampütasyon 5 Fantom ağrısı 3 Cam kesisi 5 altından kurtulma çabası sırasında oluşmuştur. Bu olgulardan biri diabetlidir, o- luşan sinir hasarının geleceği açısından bu özellik kayda değer bulunmuştur. Tablo III'de, depremzede olgularımızın yakınmaları ile ilgili demografik özellikler görülmektedir. Bulgulara göre, lateralizasyon açısından fark görülmemiş ve alt ekstremitelerde yaralanma yada yakınmaların daha fazla olduğu dikkati çekmiştir. Travmaya direkt maruz kalan olguların dışında deprem bölgesinden gelen diğer olgular ise, deprem sonrası yakınmalarının arttığını ifade eden 4 disk hernisi (3 servikal, 1 lomber), akut tetraparezi ile gelen bir Guillain Barré sendromu ve diabetik polinöropatisi olan bir hastadır. Hastalarımızda mevcut olan açık yara, ağır doku hasarları, atelli veya alçılı ekstremite, ödem gibi sınırlayıcı faktörler eşliğinde yapılan EMG incelemelerinde, olguların 66'sında (%83), değişik dereceler- Tablo III. Travmanın Etkilediği Taraf ve Vücut Bölümleri Görülmektedir Klinik Özellik Olgu Sayısı % Sağ 32 40 Sol 32 40 İki yan 16 20 Üst ekstremite 26 32.5 Alt ekstremite 38 47.5 Alt+üst ekstremite 13 16.3 Fasial* 3 3.8 Travma var, PSY yok 6 7.5 * Periferik yüz felci olgularından biri cam kesisi, diğer ikisi Bell paralizisi şeklindedir.

172 CERRAHPAŞA TIP DERGİSİ Cilt (Sayı): 32 (3) Tablo IV. Olgularımızdaki Periferik Sinir Yaralanmalarının Ağırlığını Göstermektedir Lezyon Ağırlığı Olgu Sayısı % 0 (lezyon yok)* 14 17.5 1.derece 1 1.1 2.derece 3 3.8 3.derece 11 13.8 4.derece 51 63.8 * Doku zedelenmesi olup periferik sinir hasarı saptanmayan olgular. de PSY saptanmıştır. Çalışmamızda sinir hasarının ağırlığı 0 dan 4 e kadar artan derecelerde değerlendirilmiştir. Tablo IV de, periferik sinir hasarı olan olguların sinir hasarı dereceleri görülmektedir. Burada, dikkat çekici olan özellik, 3. ve 4. derecede ağır periferik sinir hasarı olan olguların, incelenen PSY'lı hastaların % 77.6'sını oluşturmasıydı. PSY olmayan olgularda ise yumuşak doku hasarı, açık yaralar, tendon kesisi, kas yırtılması gibi ciddi sayılacak hasarlar mevcuttu. Sinir ileti çalışmaları ve EMG ile genel elektrofizyolojik protokoller kullanılarak kök, pleksus ve periferik sinir lezyonu lokalizasyonu tayin edilmiştir. 1-3 Tablo V de görüldüğü gibi, PSY olan 66 hastanın EMG ile saptanan lezyon seviyeleri incelendiğinde, hemen her düzeyde hasar saptanmakla birlikte, distal periferik sinir Tablo V. Periferik Sinir Yaralanmalarının Genel Olarak Etkilenme Seviyeleri Görülmektedir Lezyon Düzeyi Olgu Sayısı % Distal periferik sinir 24 30 Proksimal periferik sinir 15 18.8 Pleksus 12 15 Çok seviyeli lezyon 12 15 Fasial sinir 3 3.7 hasarı, %30 gibi yüksek oranda bulunmuştur. Tablo VI'da elektromiyografik o- larak patoloji saptadığımız tüm periferik sinirlerin ayrı ayrı lezyon lokalizasyonları görülmektedir. Burada, her bir sinir için ayrı değerlendirme yapılmıştır. Çünkü bu sinirler tek başlarına tutulmuş olsalar bile ortaya çıkabilecek maluliyet bir hayli ağırdır. Sonuçta, büyük ekstremite sinirlerinin hemen hepsinde lezyonun olabildiği görülmektedir. Yaş ortalaması 31.4 ve yaş sınırları 3 ile 85 arasında değişen hasta gurubumuzu 23'ü (%29) 20 yaş altı, 40 ı (50%) 20 40 yaş arası gurupta bulunmaktaydılar. Genç yaş gurubu ve ağır defisitler birlikte değerlendirildiğinde, hastalarımızdaki nörolojik klinik ve elektromiyografik bulgular dikkate alınarak Resmi Gazete ve Sosyal Sigortalar Kurumu Sağlık İşleri Mevzuatı nda belirtilen standardize edilmiş özürlülük oranları hesaplanmıştır. 4 Çalış- Tablo VI. Travmadan Etkilenen Sinir Sayıları ve Seviyeleri Tutulan Sinir* Distal Proksimal Pleksus Çok Seviyeli Median (22) 4 2 8 8 Ulnar (22) 3 1 8 8 Radial (24) 6 2 7 9 Aksiller (13) 3-8 2 Muskülokutanöz (7) 1-5 1 Uzun torasik sinir (1) - - 1 - Femoral (4) 1 - - 3 Obturator (3) 2 - - 1 Siyatik (15) 10 - - 5 Fibular (35) 16 7-11 Tibial (31) 14 7-10 * Bu tabloda rakamlar olgu sayısından fazladır, ancak bir olguda örneğin pleksus tutulumu içinde birden fazla tutulan sinir varsa bunların her biri ayrı ayrı işaret edilmiştir

Temmuz-Eylül 2001 DEPREM VE EMG LABORATUARI DENEYİMİ; UZUN VE ARK. 173 Tablo VII. Olgularımızdaki Çalışma Gücü Kaybı Oranları Özür Durumuna Göre Çalışma Gücü Kaybı Olgu Sayısı ma gücü kaybı ile eş anlamda kullanılan özürlülük oranları, yüzde olarak belirtilmiştir. Birden fazla lezyon veya hastalık bulunanların çalışma gücü kayıplarından en fazla kayba neden olan hastalık esas alınmış ve diğerleri Balthazard Formülü ile belirlenmiş, 60 yaşın üzerindekilere Balthazard Formülü ile %10 eklenmiştir. Bu hesaplamalar sonucunda, hastalarımızın 8 inde (%10), nörolojik açıdan özürlülük bulunmamış, 72 sinde ise, %10-100 a- rasında özürlülük saptanmıştır. Tablo VII de görüldüğü gibi hastalarımızda özürlülük oranları, %60 ve daha az olan seviyelerde gruplaşma göstermektedir ve hastalarımızın yarıya yakınında (%44'ünde), %30 ile 50 arasında bulunmaktadır. TARTIŞMA Oran (%) 0-9 9 11 10-19 4 5 20-29 9 11 30-39 16 20 40-49 19 24 50-59 10 13 60-69 4 5 70-79 1 1 80-89 3 4 90-100 5 6 Toplam 80 100 Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji kliniğinin EMG laboratuarında incelenmiş 80 depremzedeye ait veriler ülkemizde yaşanan afete dair küçük bir kesit niteliğindedir. Hastalarımız, laboratuarımıza depremden 8 gün sonra gelmeye başlamış ve ilk bir ay içinde %46.3 ünün elektrofizyolojik incelemeleri yapılmıştır. Tüm hastaların %73 ü 40 yaş ve altındadır. Yaralanma açısından lateralizasyon farkı gözlenmemiş, alt ekstremitelerde yakınma sıklığı % 47.5 ile en yüksek oranda bulunmuştur. EMG incelemelerinde, olguların 66'sında (%83), değişik derecelerde PSY saptanmıştır. Travmanın derecesi ve süresine bağlı olarak travmaya uğrayan sinir segmentinde demiyelinasyon veya aksonal dejenerasyon oluşur ve sinir distalinde, motor ve duysal fonksiyonlar bozulur. Yaralanan periferik sinirin maruz kaldığı darbenin süresi ve şiddeti, fonksiyon kaybının ağırlığını ve prognozunu belirler. Erken dönemde, sinir ileti çalışmalarından motor ve duysal yanıt amplitüdleri, 2-3 hafta sonra da en objektif elektrofizyolojik bulgulardan olan denervasyon potansiyelleri, lezyonun ağırlığı hakkında bilgi verir. 1,2,5 Çalışmamızda, ağır periferik sinir hasarı olan yani 3. ve 4. derece hasarı olan olgular, incelenen PSY'lı hastaların % 77.6'sını oluşturmaktaydı. Bu durum aynı zamanda söz konusu olgular için iyileşme beklentisi bakımından olumsuz prognoza da işaret etmektedir. Hastalarımızda hemen her düzeyde hasar saptanmakla birlikte, distal periferik sinir hasarı beklendiği ölçüde yüksek oranda bulunmuştur. Ekstremite distallerinde sinirlerin daha yüzeyel ve korunmasız olmaları yaralanma olasılığını arttırmakla birlikte, proksimal seviyeli ve çok lokalizasyonlu sinir hasarları da ihmal edilmeyecek kadar fazla bulunmuştur. Ayrıca, bir ekstremitede birden fazla seviyede hasarın bulunduğu olgular, pleksus tutulumları ile ayırıcı tanıda zorluk yaratmıştır. 1,2 Yaş ortalaması 31.4 olan hasta gurubumuzun çoğunluğu ağır PSY na maruz kalmışlardır. Bu tablo, ağır maluliyet, ağır sekeller ve ileri düzeyde işgücü kaybını da göstermektedir. Hastalarımızın % 73 ünün 40 yaş ve altında olduğunu düşünürsek, rehabilitasyon süresinin uzunluğu ve verim kaybı göz ardı edilemeyecek kadar yüksektir. Bu sonuçlardan yola çıkarak,

174 CERRAHPAŞA TIP DERGİSİ Cilt (Sayı): 32 (3) hastalarımızdaki nörolojik açıdan klinik ve elektromiyografik olarak özürlülük o- ranları hesaplandığında, hastalarımızın 8 inde (%10) nörolojik açıdan özürlülük bulunmamış, 72 sinde ise, %10-100 arasında özürlülük saptanmıştır. Özürlülük oranları, %60 ve daha az olan seviyelerde gruplaşma göstermekte ve yarıya yakınında (%44'ünde), %30 ile 50 arasında bulunmaktadır. Hiç kuşkusuz travma olgusu içinde EMG nin periferik sinir hasarının tespiti ve prognoz tayini gibi bilgilerin alınması bağlamında sınırları çizilmiştir. Ancak sorgulama ile alınabilen bilgiler, klinik gözlem ve diğer kliniklere ait veriler bu sınırları aşan bir dizi gerçeği bir kez daha gözden geçirmeyi gerekli kılmaktadır; şöyle ki: 1- Yaralı olarak kurtulmuş bir çok kişide bundan böyle hayatlarını muhtemelen bütünüyle değiştirecek ağır maluliyetler kaçınılmazdır. Bu kişilerin önemli bölümü gençlerdir. Sözkonusu kişilerin yapılan tedavilerden sonra çok uzun bir zaman dilimine yayılacak rehabilitasyon programlarını gereksindikleri anlaşılmaktadır. 2- Deprem konusunda hemen her yerde ifade edilen binaların sağlamlığı veya bina içi eşya yerleştirilmesi gibi uyarıların geçerliliği bir kez daha doğrulanmıştır. 3- EMG ile uğraşan hekimler açısından benzer bir afette ne zaman nerede olmalı sorusu önemlidir. EMG böylesi durumlarda ilk günlerde uygulanması gerekli olmayan bir yöntemdir. Taşınabilir bir cihazla sahra koşullarında bu tetkikin yapılmasının sağlıklı olmayacağı da dikkate alınırsa en uygun ortamda yani hastane koşullarında uygulanması doğru gibi görünmektedir. Taşınabilir cihazlarla belki yatak başında ilk muayene daha doğru olabilir. Hastaların laboratuara ilk geliş tarihleri dikkate alındığında özellikle birinci haftadan başlayarak ilk ay içinde laboratuar koşullarının uygun hale getirilmesi ve tam kadronun sadece bu işe yoğunlaşması gerekmektedir. ÖZET Bu çalışmada, 17 ağustos 1999 tarihli Marmara depremi sonrası elektromiyografi (EMG) laboratuarımıza başvuran olguların klinik ve elektromiyografik özellikleri değerlendirilmiştir. Yaş ortalaması 31.4 olan 42 si kadın, 38 i erkek toplam 80 olgunun %46,5 unun incelemesi ilk ay içinde yapılmıştır. %73 ü 40 yaşının altında olan olguların 31 ine birden fazla EMG nin yapılması gerekmiştir. Travma, %47,5 ile daha çok alt ekstremiteleri etkilemiş görünmektedir. Olguların %83 ünde periferik sinir yaralanması saptanmış ve bu grubun % 77.6 sında ağır düzeyde periferik sinir hasarı gözlenmiş, hasar lokalizasyonu dikkate alındığında, olguların %30 unda periferik sinirlerin distal kısımlarının öncelikle etkilediği gözlenmiştir. Periferik sinir sistemi lezyonu olmayan olgularda ise depremden sonra ortaya çıkan veya var olan patolojilerin ağırlaşması şeklindeki periferik sinir sistemine ait nörolojik sorunlar olarak karşımıza çıkmıştır. Olgularımızın %90 ında, %10-100 arasında değişen oranlarda çalışma gücü kaybı / özürlülük saptanmıştır. KAYNAKLAR 1. Ertekin C. Klinik Elektromiyografi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Yayınları No: 118. Ege Üniversitesi Matbaası 1971; 151-153. 2. Oh SJ. Clinical Electromyography Nerve Conduction Studies. 2. Edition. Williams and Wilkins, Baltimore 1993; 665-679. 3. De Lisa JA, Mackenzie K. Manual of Nerve Conduction Velocity Techniques. Raven Press, 1992; 4. Resmi Gazete. Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik. 18 Mart 1998; 23290: 5-41. 5. Mumenthaler M, Schliack H. Peripheral Nerve Lesions Diagnosis and Therapy. Georg Thieme Verlag, Stuttgart. 1991; 20-21.