Suriye Ekonomisinin Genel Özellikleri ve 2001 Sonrası Dönemdeki Gelişimi

Benzer belgeler
İsrail Ekonomisinin Genel Özellikleri

Birleşik Arap Emirlikleri Ekonomisinin Temel Özellikleri

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016

KÜRESEL EKONOMİ VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDE BEKLENTİLER

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

IS-MP-PC: Kısa Dönem Makroekonomik Model

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

Kuveyt Ekonomisinin Genel Özellikleri

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

JAPON EKONOMİSİNİN ANA BAŞLIKLAR İTİBARİYLE ANALİZİ

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar

Politika Notu Nisan ve 2008 Krizlerinin Karşılaştırması. Müge Adalet Sumru Altuğ

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

Suudi Arabistan: Temel Ekonomik Yapı ve Dünya Enerji Piyasaları Açısından Önemi

5.21% 4.6% 21.6% 11.1% % Ekim 18 Eylül 18 Ekim 18 Kasım 18

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

%7.26 Aralık

7.36% 7.0% 15.8% 9.6% % Haziran 18 Mayıs 18 Haziran 18 Temmuz 18

Büyüme Değerlendirmesi : Çeyrek

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

Katar Ekonomisinin Genel Özellikleri

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013

GRAFİKLERLE FEDERAL ALMANYA EKONOMİSİNİN GÖRÜNÜMÜ

FEDERAL ALMANYA EKONOMİK GELİŞMELER RAPORU Yılı. II. Çeyrek Dönem Değerlendirmesi. Berlin Ekonomi Müşavirliği

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

Sermaye Akış Yönetiminin Yin ve Yang ı: Sermaye Girişlerinin Sermaye Çıkışlarıyla Dengelenmesi

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

İran Ekonomisinin Genel Özellikleri

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

Büyüme Değerlendirmesi: Çeyrek

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

MAKROEKONOMİK TAHMİN ÇALIŞMA SONUÇLARI

Türkiye Ekonomisi 2014 Bütçe Büyüklükleri ve Bütçe Performansı Raporu

MERCOSUR ÜLKELERİ - Ekonomik Genel Bilgi

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

Ekonomi. Dünya Ekonomisi. FED varlık alımlarını durdururken, Avrupa Merkez Bankası negatif faiz uygulamaya. başlamıştır.

TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER - BÜYÜME

2012 YILI OCAK-EYLÜL DÖNEMİ BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ 2012 YIL SONU BÜTÇE TAHMİNLERİ 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE TASARISI MEHMET ŞİMŞEK MALİYE BAKANI

Küresel İktisadi Görünüm

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ YATIRIM MALĐYETLERĐ AÇIKLIK EKO OMĐK VE POLĐTĐK ĐSTĐKRAR FĐ A SAL ĐSTĐKRAR

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir.

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

Türkiye de işsizler artık daha yaşlı

Küresel gelişmeler, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü. 21 Ocak 2015

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

TÜRKİYE'NİN GSYH PERFORMANSI TARİHSEL GELİŞİM ( )

HVMMBNBTT TPOSBTT OEB PO Z M Z MM L CJS

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

MAKROEKONOMİK TAHMİN ÇALIŞMA SONUÇLARI

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

BİT Büyüme Dalgasının Türkiye Ekonomisine Etkileri

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

EKONOMİ DEKİ SON GELİŞMELER Y M M O D A S I P R O F. D R. M U S T A F A A. A Y S A N

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Türkiye nin esas gündemi orta gelir tuzağından çıkmak olmalıdır

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ekim 2014

Ekonomi II. 24.Ekonomik Büyüme ve Ekonomik Kalkınma. Doç.Dr.Tufan BAL

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Ekonomi II. 21.Enflasyon. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Ekonomi Bülteni. 22 Ağustos 2016, Sayı: 33. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Temmuz 2014

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2012, No: 29

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

FİNANSAL TREND RAPORU MART - NİSAN 2017

Geleceği Şimdiden Tüketmek Hazırlayan: Prof. Dr. Veysel ULUSOY Yard. Doç. Dr. Çiğdem Özarı

SAINT LUCİA ÜLKE RAPORU

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Aralık 2011, No:16

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu?

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

2010 OCAK HAZİRAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

ARAP TÜRK BANKASI A.Ş. VE KONSOLİDASYONA TABİ BAĞLI ORTAKLIĞI 1 OCAK 30 HAZİRAN 2016 KONSOLİDE ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. 1.DERS Şubat 2013

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

Politika Notu Temmuz Küresel Kriz ve Türkiye Ekonomisinde Tarihi Daralma. Sumru Öz 1

Transkript:

Suriye yönetimi, ekonomik modelini sosyal-piyasa ekonomisi olarak tanımlıyor. Suriye Ekonomisinin Genel Özellikleri ve 2001 Sonrası Dönemdeki Gelişimi Basic Characteristics of Syrian Economy and Developments during 2001-2010 Period Doç. Dr. Harun Öztürkler Afyon Kocatepe Üniversitesi Ekonomi Bölümü ORSAM Ortadoğu Ekonomileri Danışmanı ozturkler@alum.american.edu Abstract Syrian economy is characterized as a social market economy. However, in Syria there is an economic, social, and political structure that severely limits the success of that model. Basic features of that structure can be summarized as follows: a population growth rate pattern that does not match with economic growth rate trend, widespread poverty and unemployment, low technological level, low productivity levels in all sectors of economy, low integration level with international economic system, absence of a legal and institutional base, low human resource development level, an oil and agriculture dependent economy and declining oil production, and absence of an open and democratic structure. For Syria to be on a path to development, it should take reform measures necessary to modernize its economic structure. However, such measures and their implementations require a stable political structure. Unfortunately, as the latest developments reveal, there is no such a political structure in Syria. 41

Giriş Ortadoğu, yarım yüzyılı aşkın bir süredir, siyasi anlamda çalkantıların ve ülkeler arası ve iç savaşların yaşandığı, sınırların değiştiği, yönetimlerin ve rejimlerin sık sık yeniden şekillendiği bir bölge iken, ekonomik anlamda, doğal kaynaklar açısından zengin olmasına karşın, dünyanın gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerindeki gelişmeleri yeteri kadar izleyemediğinden, göreli olarak durağan ve yavaş gelişen bir yapıya sahip olmuştur. 1 Suriye hemen her zaman Ortadoğu daki gelişmelerin merkezinde yer almıştır. Suriye nin özellikle Lübnan ve İsrail ile ilişkileri, onu dünyanın siyasi gündeminde tutmuş ve çoğu kez bu ilişkiler nedeniyle Suriye deki ekonomik ve sosyal gelişmelerden daha çok siyasi gelişmeler ilgi çekmiştir. Bugün gelinen noktada Suriye de var olan ekonomik ve sosyal yapı mevcut siyasi yapının sürdürülemez olduğunu ortaya koyduğundan, mevcut ekonomik yapının analizi hem güncel gelişmeleri daha iyi anlamamıza yardımcı olacak hem de olası yeni bir yapının temel özelliklerinin ne olacağına ilişkin rehberlik işlevi görecektir. Bu çalışmanın amacı, Suriye nin ekonomik yapısını temel değişkenlerden yola çıkarak analiz etmek ve mevcut gelişmelerin ekonomipolitik bir değerlendirmesini yapmaktır. Bilindiği gibi, Beşar Esad 11 Temmuz 2000 tarihinde Suriye Cumhurbaşkanlığına seçildi. Bu nedenle çalışmada analiz dönemi olarak Cumhurbaşkanı Esad ın yönetiminde geçen 2001-2010 dönemini seçilmiştir. Suriye Ekonomisinin Genel Özellikleri ve 2001-2010 Dönemindeki Gelişmelerin Değerlendirilmesi Bir ülkenin ekonomik performansını ölçmekte kullanılan ölçütlerin en önemlilerinden birisi, ülkenin reel (fiyat artışlarının etkisinden arındırılmış) gayri safi yurtiçi hasılasında (GSYH) yıldan yıla ortaya çıkan oransal değişme olarak tanımladığımız iktisadi büyüme oranın ne olduğu ve zaman içerisinde nasıl bir seyir izlediğidir. Dünya Bankası, ülkeleri kişi başına gelire göre düşük, düşük-orta, yüksek-orta ve yüksek gelirli ülkeler olarak sınıflandırmaktadır. Suriye bu sınıflandırmada düşük orta-gelirli grupta yer almaktadır. 2 Bu durumda Suriye nin iyi bir ekonomik performans göstermediği ileri sürülebilir. Tablo dan da görülebileceği gibi, Suriye seçtiğimiz analiz dönemi olan 2001-2010 arasındaki on yıllık dönemde ortalama olarak yüzde 4.5 büyümüştür. Dünya Bankası (DB) nın verilerine göre, Aynı dönemde Suriye nin de içinde bulunduğu düşük-orta gelirli grubun ortalama yıllık büyüme oranı yüzde 8.1 olarak gerçekleşmiştir. Suriye içinde bulunduğu ülke grubunun ortalama büyüme oranı ölçütüne göre oldukça başarısız bir performans göstermiştir. Buna karşın aynı dönem için dünya ortalama büyüme oranı yüzde 2.4 ür. Suriye dünya ortalaması göz önüne alındığında ise oldukça başarılı bir performans göstermiştir denilebilir. Öte yandan, yine aynı dönem için Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ortalama büyüme oranı Suriye ninki ile aynıdır. Bu durumda büyüme performansının seçilen kritere göre farklaşabileceği görülmektedir. Bir ekonominin büyüme performansının en ö- nemli belirleyicilerinden birisi, tasarrufların düzeyi ve bu tasarrufların ne ölçüde üretken yatırımlara (ülkenin üretim kapasitesini genişletmeye yönelik yatırımlar) dönüştürülebildiğidir. Suriye, incelenen dönemde GSYH sının bir yüzdesi olarak ortalama olarak yüzde 18.6 düzeyinde bir tasarruf oranına ve yüzde 21.8 düzeyinde de bir yatırım oranına sahiptir. Ekonomik kalkınma sürecinde olan bir ülke olarak yatırım oranının tasarruf oranını aşması doğal bir durumdur. Bilindiği gibi yurtiçi yatırımların yurtiçi tasarruflar ile karşılanamayan kısmı yurtdışı tasarruflar ile karşılanır ve bu fark ülkenin cari işlemler dengesine yansır. Tablo dan görülebileceği gibi, Suriye incelenen dönemde ortalama olarak yatırım oranı ile tasarruf oranı arasındaki fark kadar bir cari işlemeler dengesi açığı vermiştir. İktisatçılar, yatırım-tasarruf açığı, hükümetin bütçe açığı ve cari işlemler açığını üçüz açık olarak adlandırır. İlk iki açık üçüncü açığı ortaya çıkarır. İncelenen dönemde Suriye bu açığı büyük ölçüde petrol ihracı yoluyla karşılamıştır. İktisadi büyüme nin hem işsizliği azaltması hem de kişi başına geliri yükseltmesi beklenir. Oysa Suriye de incelenen dönemde ortalama 42

olarak yüzde 8.5 gibi oldukça yüksek bir işsizlik oranı gözlemlenmiştir. Bunun iki nedeni var: ilki yüksek nüfus artış oranı, ikincisi ise, 2003 yılında Irak ın işgali sonrası Suriye ye göç eden ve sayılarının 1 milyonu aştığı tahmin edilen Irak lı göçmenlerdir. Yüksek nüfus artışı ve göç 10 yıl gibi kısa bir sürede Suriye nüfusunun yaklaşık olarak ¼ oranında artmasına neden olmuştur. Bu ölçüde bir nüfus artışının çok büyük ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlar yaratması kaçınılmazdır. Buna karşın Suriye GSYH sını 2010 yılında 2001 yılına göre yaklaşık üç katına çıkarmış ve bunun sonucu olarak kişi başına gelir aynı dönemde yüzde 129 artış göstermiştir. İncelenen dönemde Suriye de enflasyon oranı oldukça dalgalı bir seyir izlemiştir. Buna karşın, ortalama olarak düşük sayılabilecek bir enflasyon oranın (ortalama olarak yüzde 5.8) varlığından söz edebiliriz. Artan nüfus baskısı ve gıda fiyatları artışına karşın, düşük sayılabilecek bir enflasyon oranı, hükümetin temel malların önemli bir kısmı için sağladığı sübvansiyonlar ve fiyat kontrolleridir. Suriye de GSYH nın bir oranı olarak hükümet harcamaları incelenen dönemde ortalama yüzde 28 lik düzeyini korumuştur. Buna karşın hükümet gelirleri dönemin başındaki yüzde 30 lar düzeyinden dönemin sonunda yüzde 22 e düşmüştür. Bu azalmada önemli pay GSYH nın bir oranı olarak petrol ihracatındaki büyük düşüştür. İncelenen dönemde petrol ihracatının GSYH ya oranı yarıdan daha fazla düşmüştür. Petrol ihraç gelirlerindeki bu düşüşün kalıcı bir durum olduğu göz önüne alındığında, Suriye de hükümetin kamu açığını finanse etmek için başka bir yol bulmasının bir zorunluluk olduğu görülmektedir. Tablo: Suriye Ekonomisine ilişkin Temel Makroekonomik Büyüklerin 2001-2010 Dönemimdeki Gelişimi Yıl 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 Büyüme Oranı (%) 3.7 5.9-2.0 6.9 6.2 5.0 5.7 4.5 6.0 3.2 Olarak Yatırımlar 19.5 18.5 23.1 23.8 21.5 22.8 22.3 20.1 22.1 24.3 Olarak Tasarruflar 25.8 14.8 10.6 22.2 19.2 20.5 18.8 17.3 16.5 19.9 Enflasyon (%) 3.4-0.5 5.8 4.4 7.2 10.4 4.7 15.2 2.8 4.4 İşsizlik Oranı (%) 8.2 11.7 10.8 12.3 8.0 8.3 9.2 10.9 8.1 8.4 GSYH (Milyar $) 20.979 22.758 21.702 25.204 28.881 33.404 40.438 52.573 53.908 59.330 KBGSYH ($) 1,255 1,330 1,237 1,406 1,581 1,785 2,109 2,676 2,678 2,877 Petrol İhracatı (Milyar $) 4.05 2.507 2.817 3.406 4.286 4.062 4.355 5.53 3.305 5.013 Petrol İhracatı/ GSYH (%) 19.3 11.0 13.0 13.5 14.8 12.2 10.8 10.5 6.1 8.4 Nüfus (Milyon Kişi) 16.7 17.1 17.6 17.9 18.3 18.7 19.2 19.6 20.1 20.6 Olarak Hükümet Gelirleri 30.3 26.5 29.9 27.1 23.8 25.5 22.7 20.1 23.9 22.0 Olarak Hükümet Harcamaları 28.0 28.5 32.6 31.3 28.2 26.6 26.7 23.0 26.8 26.9 Olarak Net Hükümet Borcu 86.3 83.4 88.0 81.4 34.7 32.2 28.4 22.6 17.9 16.6 Olarak Cari İşlemler 6.3 Açıkları -3.6-12.5-1.6-2.3-2.3-3.6-2.8-5.7-4.4 Kaynak: International Monetary Fund (IMF), World Economic Outlook Database, April 2011, Erişim Tarihi: 10 Nisan 2011. 43

Yukarıda gelişimini analiz ettiğimiz makroekonomik değişkenler arasındaki ilişkiler ve gelişimi de bir ülkede ekonomik gidişat hakkında önemli ipuçları verir. Şekil 1, Şekil 2 ve Şekil 3 bu amaçla çizilmiştir. İktisatçılar ekonomik büyüme oranı ve işsizlik oranı arasında ters yönlü bir ilişkinin var olmasını bekler. Bunun nedeni, ekonomik büyümenin ulusal üretimde bir artış anlamına gelmesi ve üretim artışının üretim faktörleri kullanımında bir artışı gerektirmesidir. Şekil 1 den Suriye için de bu teorik beklentinin incelenen dönem için geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Ancak, yukarıda da belirtildiği gibi, bu dönemde Suriye de işsizlik oranı düşmemiştir. Bunun nedeni ise yüksek nüfus artışı ve dış göçün işgününe katılım oranını artırarak, istihdam artışlarının işsizliği azaltmasını engellemesidir. İktisadi büyüme aynı zamanda ekonomide üretilen mal ve hizmetlere yönelik talepteki artışı ifade eder. Toplam talep artışının toplam arzdaki, ulusal üretimdeki, artışı aşması enflasyona yol açar. Şekil 1 den incelenen dönemde Suriye de ekonomik büyüme ile enflasyon arasında pozitif bir korelasyonun olduğu gözlemlenmektedir. Buna karşın, yukarıda da belirttiğimiz gibi, hükümetin sağladığı sübvansiyonlar ve fiyat müdahaleleri enflasyonun ortalama olarak düşük gerçekleşmesini sağlamıştır. Bu durum iktisatçılar tarafından baskı altına alınmış enflasyon olarak adlandırılır. Baskı altına alınmış enflasyon ise mal kıtlıklarına ve karaborsaya (resmi fiyatlar ile piyasa fiyatlarının farklılaşması) yol açar. İktisatçıların Yeni Zelandalı iktisatçı W. Phillips in 1958 yılında bu konuda yaptığı çalışmadan dolayı Phillips hipotezi olarak adlandırdıkları kurama göre işsizlik ile enflasyon arasında bir değiş-tokuş söz konusudur. Ancak bu ilişki Iraklıların göçlerinin işgücü piyasasına yönelik bir şok oluşu ve fiyatların piyasa fiyatlarını yansıtmaması nedeniyle incelenen dönemde Suriye için söz konusu değildir. Şekil 1: Suriye de 2001-2011 Döneminde Reel Büyüme Oranı, Tüketici Fiyat Enflasyonu ve İşsizlik Oranının Gelişimi Kaynak: Tablo daki verilerden hareketle çizilmiştir. 44

Şekil 2, bir yandan iktisatçıların ikiz açık olarak adlandırdıkları bütçe açıkları ve cari işlemler açıklarının ilişkisini, diğer yandan ise petrol gelirlerinin bu açıkları finansmanındaki rolünün nasıl geliştiği göstermek amacıyla çizilmiştir. Şekil incelenen dönemde Suriye için kriz açık hipotezini doğrular niteliktedir. GSYH nın bir yüzdesi olarak petrol ihracatının gelişimi ise, petrol ihraç gelirlerinin hem bütçe hem de cari işlemler açıklarının finansmanında önemli bir rol oynadığını, ama aynı zamanda bir ters nedenselliğin de olabileceğini göstermektedir. Ters nedensellik ile kastettiğimiz, petrol ihraç gelirlerinin varlığının hükümeti bütçe açığı verme ve cari işlemler açıklarını kapatmaya karşı önlem almama konularında özendirmiş olabileceğidir. Bütçe açıkları, özellikle kamu yatırım açıklarından kaynaklanıyorsa, hem büyüme hem de istihdama önemli katkı sağlar. Bütçe açıklarının daha çok sosyal harcamalardan kaynaklanması ise, Suriye gibi hassas sosyal ve siyasal dengelerin olduğu bir ülkede tansiyonu düşürmek için önemli bir rol oynar. Cari işlemler açıklarının da yatırım ve ara malı ithalatından kaynaklanması, ekonomik kalkınma ve büyüme ve istihdama katkı sağlar. Öte yandan, cari işlemler açıkları yurtiçine yönelik mal ve hizmet arzını artırarak enflasyonun baskı altında tutulmasına yardımcı olur. Enflasyonun da hem ekonomik ama aynı zamanda sosyal bir olgu olduğu göz önüne alındığında, petrol ihraç gelirleri ile finanse edilerek sürdürülebildiği ölçüde cari işlemler açıklarının sosyal dengelerin korunmasına katkı sağlayacağını söyleyebiliriz. Şekil 2: Suriye de 2001-2011 Döneminde GSYH nın bir Yüzdesi Olarak Hükümet Gelirleri, Hükümet Harcamaları, Cari İşlemler Açıkları (Sağ Eksen) ve Petrol İhracatının Gelişimi Kaynak: Tablo daki verilerden hareketle çizilmiştir. 45

Şekil 3 ise, bir diğer ikiz açık hipotezi konusu olan yurtiçi yatırım tasarruf açığı ile cari işlemler açığı ilişkisini test etmek amacıyla çizilmiştir. Şekil 3 ün yakından incelenmesi, bu ikiz açık hipotezinin Suriye için büyük ölçüde geçerli olduğunu göstermektedir. Suriye hızla artan nüfusuna iş ve gelir sağlamak için yüksek oranda yatırım yapmak zorunda olan bir ülkedir. Kişi başına gelirin düşük olmasına karşın tasarruf oranlarının yüksek olduğu söylenebilir. Bu durumda, Suriye nin en azından nüfus artışı kontrol atına alınıncaya ve ekonomik gelişmişlik düzeyini belirli seviyelerin üstüne çıkarılıncaya kadar cari işlemler açığı vereceğini öngörebiliriz. Suriye bu durumda cari işlemler açıklarını finanse etmek için yeni yollar bulmak durumundadır. Bu yolardan biri doğrudan yabancı yatırımların çekilmesidir. Ancak uluslararası sermaye ekonomik ve politik olarak istikrarlı ve serbest piyasa kurallarının hüküm sürdüğü, ortaklık, dış ticaret, kar transferi gibi konularda liberal olan ülkelerde yatırım yaparlar. Bu özelliklerin büyük kısmı bu gün itibariyle Suriye de mevcut değildir. Raphaeli (2007) Suriye ekonomisindeki negatif faktörleri şöyle özetlemektedir: 3 ekonominin alt sektörlerindeki verimliliğin düşük oluşu ve bunun düşük kişisel gelire neden olması, hızlı nüfus artışı ve bunun sonucu hızla artan işgücü ve işsizlik, petrol üretimindeki düşüş, yatırım karlılığının düşük olması ve bunun yerli ve yabancı yatırımcıları yatırım yapmaktan caydırması ve düşük teknolojik gelişmişlik düzeyi. Ekonominin bu yönlerinde olumlu gelişmelerin sağlanması istikrarlı bir ekonomik, sosyal ve siyasal ortamda gerçekleştirilecek radikal reformların yapılmasına bağlıdır. Oysa Suriye nin bugün içinde bulunduğu durum bu türden reformları gerçekleştirilmesine izin vermez. Bertelsmann Stiftung (2009) kuruluşunca hazırlanan Suriye raporuna göre, sınırlı da olsa piyasa ekonomisine geçişle ilgili bir çaba söz konusudur. 4 Bu yönde gerçekleştirilen başlıca reformlar liberal uluslararası ticaret anlaşmaları, özel bankaların açılması, yatırımları özendirici bir yasal çerçevenin oluşturulması adımları ve vergi temelini genişletmeye yönelik adımlarıdır. Suriye nin mevcut ekonomik, sosyal ve siyasal yapısı göz önüne alındığında bu reformların kısa sürede tümüyle hayata geçirilebileceğinin kuşkulu olduğunu söyleyebiliriz. Rivlin (2011) in de belirttiği gibi, reform çabaları ile ilgili bir diğer sorun, reformlardan oldukça yoksul büyük halk kitlelerinin mevcut ekonomik refah düzeyini yükseltmekten uzak olmalarıdır. 5 Şekil 3: Suriye de 2001-2011 Döneminde GSYH nın bir Yüzdesi Olarak Yatırımlar, Tasarruflar ve Cari İşlemler Açıkları nın (Sağ Eksen) Gelişimi Kaynak: Tablo daki verilerden hareketle çizilmiştir. 46

Suriye de yüksek bir işsizlik oranı gözlemleniyor. Sonuç ve Değerlendirme Suriye ekonomisini sosyal-piyasa ekonomisi olarak tanımlamaktadır. Bunun anlamı hükümetin kontrollü piyasa mekanizmalarını kullanarak ekonomik kalkınma ile birlikte sosyal kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesini desteklemesidir. Böylece sosyal-piyasa ekonomisi modeli hem sosyal hem de ekonomik boyutu olan bir modeldir. Ancak Suriye de bu modelin başarısını engelleyen bir ekonomik, sosyal ve siyasal yapı söz konusudur. Bu yapının bazı temel özellikleri şöyle sıralanabilir: ekonomik büyüme trendi ile örtüşmeyen bir nüfus artış yapısı, yaygın yoksulluk ve işsizlik, düşük teknolojik düzey ve bunun sonucu ekonominin tüm sektörlerindeki oldukça düşük düzeydeki verimlilik, uluslararası ekonomik sistem ile düşük bütünleşme düzeyi, ekonomik ve sosyal ihtiyaçları karşılayacak nitelikte bir yasal ve kurumsal çerçevenin olmaması, oldukça az gelişmiş bir insan kaynakları düzeyi, petrol ve tarım sektörüne bağımlı bir ekonomik yapı ve petrol kaynaklarının hızla tükeniyor olması, açık ve demokratik bir siyasal yapının olmaması ve yüksek ve karmaşık bürokratik yapı. Bu yapının bir sonucu olarak Suriye düşük-orta gelirli bir ülke olarak sınıflandırılmaktadır. Suriye nin gelişmiş bir ülke olabilmesi için mevcut ekonomik yapısını tümüyle modernize edecek reformları gerçekleştirmesi bir zorunluluktur. Ancak sözü edilen reformların gerçekleştirilmesi istikrarlı bir siyasal yapıyı gerektirir. Oysa bugün Suriye bu türden bir siyasal yapıdan yoksundur. O DİPNOTLAR 1 Ortadoğu ekonomilerinin genel özelliklerinin bir değerlendirmesi için bakınız Öztürkler, H., (2009), Ortadoğu Ülkelerinin Ekonomik Yapılarının Temel Özellikleri, Ortadoğu Analiz, 1(6), s. 65-71. 2 http://data.worldbank.org/about/country-classifications/country-and-lending-groups#lower_middle_income 3 Raphaeli, N., (2007), Syria s Fragile Economy, Middle East Review of International Affairs, 11(2), s. 34-51. 4 Bertelsmann Stiftung, (2009), BTI 2010-Syria Country Report, Gutersloh. 5 Rivlin, P., (2011), Behind The Tensions in Syria: The Soico-Economic Dimensions, Telaviv notes, 5(5), s.1-6. 47